22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 MART 1991 HABERLER CUMHURÎYET/5 Vergi yükü bel kınyor • ANKARA (UBA)— Doğru Yol Partisi (DYP) Izmir Milletvekili Akın Gönen, Türkiye'de ortadireğin büyük vergi yükü altında inlediğini belirterek "ortadirek kalkınma ve çağ atlama politikasının altında ezilmektedir" dedi. Akın Gönen, insanlara taşıyamayacaklan kadar yuk yüklendiği zaman yönetimler yaptıklarını ne kadar iyi göstenneye çalışırsa çalışsın ayakta kalma şanslarının olmadığını, buna Türk ve dünya siyaset tarihinde pek çok kez rastlandığını söyledi. Vakıf üniversiteleri • ANKARA (ANKA) — Yükseköğretim Kanunu'nun bazı maddelerinde değişiklik öngören yasa tasarısının 4 maddesi TBMM Genel Kurulu'nda göruşulerek kabul edıldi. Beşincı maddenin oylanması sırasında karar yeter sayısı bulunamadığı içın göruşmelere bugün devam etmek uzere birleşim kapatıldı. Kabul edilen maddeler, vakıf universitelerinin diğer unıversiteler Ue kamu kurum ve kuruluşlara tanınan mali muafiyetlerle, istisnalar ve diğer mali kolaylıklardan aynen yararlanmalanm içeriyor. 'Orduda dayak yok' • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nce yapılan açıklamada, bazı basın organlarında "Orduda dayağa son", "Orduda dayak yasağT başlıklanyla haberler yer aldığı belirtılirek "Türk Silahlı Kuvvetleri'nde üst'ün hukuku kadar, ast'ın hukukuna riayet de yasal güvence altına alınmıştır" denildi. Açıklamada, "Bu tarz yayınların, günumuze kadar orduda dayağın veya ast'a kdtu muamelenın hoşgorüldüğu şeklinde yanlış ve olumsuz yorumlara neden olduğu" da hatırladı. Bakanlarda görüş • ANKARA (Cumhuriyel Biirosu) — Bakanlar Kurulu'nun dunku toplantısında, anayasa değışikliği konusunda Bakanlar Kurulu uyelerinin göruş birliği sağlayamadıkları öğrenildi. Toplantıda Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler'in, "Anayasa değışikliği konusu önce MKYK'da, sonra grupta, daha sonra da toplanacak kuçük kurultayda ele alınmalıdır" dediği öğrenildi. 'Kürtçe' kitabına dava • Haber Merkezi — Yazar Faki Huseyin'in "Kürtçe Gramer", "Kürtçe Öğrenme Metodu" adlı kitapları ve Yeni Ülke gazetesinin 17. sayısında yer alan "Kıirtçeyi korumak gorevimizdir" başlıklı yazısından dolayı Istanbul Cumhuriyet Savcılığı Basın Bürosu'nca dava açıldığı bildirildi. Faki Huseyin, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Her iki kitabım ve bu kitaplara ilişkin beyanatım, tamamıyla bilimsel bir çalışma ve araştırmanın ürunüdür. Bu bilimsel eserleri toplamak ve bu konuda hakkımda soruşturma açılması, TC yetkililerinin bilime nasıl yaklaştıklarının ve ne kadar çağdışı bir zihniyette ısrar ettiklerinin gostergesidir" şeklinde konuştu. Nevruz gösterileri • tSTANBUL (AA) — Nevruz nedenıyle Taksim Meydanı'nda 23 mart cumartesi günu izinsiz gösteri yaparak polisle girdikleri taşlı sopalı çatışma sonucu gözaltına alınan 21 kişiden 8'i tutuklandı. Hükümet, Plan Bütçe Komisyonu'nda ANAPgrubuna söz geçiremedi 'Padişah yetkilerTne tırpanKomisyonun ANAP'lı üyelerinin direnmesi sonucunda hükümete sadece 10 aylık süre için kamu personelinin mali ve sosyal hakları ve idari yapıda düzenleme yapma yetkisi verildi. ANAP'lı Hazım Kutay hükümete üç ayhk ömür biçerek, "Üç ay için yetki istenmesini doğru bulmuyorum" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- kan Yardıması Hazım Kutay, rosu) — ANAP grubundaki tepkiler nedenıyle Kürtçe serbes- tisini "askıva alma" durumun- da kalan hükumet, bu kez de Plan Butçe Komisyonu'nun ANAP'lı üyelerinin direnmesi üzerine yetki tasarısında geri adım atmak durumunda kaldı. Tasannın ulke ekonomisinde is- tikrarın devamlıhğının sağlan- ması ile ilgili temel ekonomik yasalarda hükümete düzenleme yetkisi veren bölümü metin dı- şına çıkanlırken, hükümet, sa- dece 10 aylık süre için kamu ku- rum ve kumluşlan personelinin mali ve sosyal haklartnda iyileş- tirme ve idari yapının reorgani- zasyonu için kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi ala- bildi. Komisyonun ANAP'lı Bas- hükumete "üç aylık" omur bi- çerken Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, ANAP'lılann tepkile- ri nedeniyle ekonomik istikrar önlemlerinın yetki kapsamı dı- şına çıkarılmasma "sessiz" kal- dı. Yetki yasa tasarısını Plan ve Butçe Komisyonu'nun dunkü toplantısında Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler sundu. Keçe- ciler, kamu personelinin sosyal ve mali haklarında iyileştirme- ler yapmak uzere yetki istedik- lerinı ve bu yetkiyi ivedi biçim- de kullanacaklannı kaydetti. "KHK çıkarma muessesesini de- vamlı kullanılan, olağan bir mu- essese haline getirmek niyetinde değiliz" diyen Keçeciler, ekono- mik istikrar onlemleriyle ilgili olarak kararname çıkarma yet- kisinin tasarıda kalmasında ıs- rarlı olduklannı vurguladı. Ko- misyonun alacağı karara uya- caklarını da dile getiren Keçeci- ler, hukumetin TBMM'nin go- revlerini devraldığı iddialarının haksız ve yanlış olduğunu sa- vundu. Keçeciler, 1983 yılında başla- dıklan idari reforma devam ede- ceklerini anlatarak Akbulut hu- kümetinin ilk kez yetki istediği- ni anımsattı. Görüşmelere başlanırken SHP'li komisyon uyeleri, tasa- nnın anayasaya aykın olduğunu savunarak bu konuda gorüşme açılması isteminde bulundular. Lehte ve aleyhte konuşmalardan sonra onerge ANAP'lılann oy- lanyla reddedildi. Muhalefet milletvekilleri tasannın anayasa- ya aykın olduğunu savunurken Hazım Kutay da hükümeti şöy- le eleştırdi: "Körfez'deki harp nedeniyle böyle bir yetkiye gerek vardı. Ancak şimdi yoktur. Personelin durumunu iyileştirmek için ge- rekivorsa ayrıca yasa çıkartılır. tstenirse bu tasanyı da bu dog- rultuda degiştirelim. Bizim 20 hazirana kadar kongremizi yap- manuz lazım. Bu nedenle bu hu- kıimetin uç aylık siıresi vardır. Üç ay için yetki istenmesini doğ- ru bulmuyorum. Hükümet, bu tasanyı geri almalıdır." SHP Nevşehir Milletvekili Cemai Seymen, tasannın ulusal egemenliğın hükümete devredil- mesi anlamına geldiğini söyledi. DYP Niğde Milletvekili Mah- mut Öztiırk de "Bu yetkiyi hü- kümet kullanmayacak, bakanlar boş karamamelere imza atacak, tek adam olma heveslisi Sa\ın Özal da üzerini istediği gibi dol- duracak. Bu tasan geçerse Mec- lis'i kapatalım gitsin. Elbirliğiyle tek adam yaratacağız" biçimın- de konuştu. Muhalefet milletve- killeri, tasanmn geri çekilmesi- ni istediler. SHP'li Enis Tıitiincü ise Cumhurbaşkam Özal'ın huku- met üzerinde etkili olduğunu kaydederek "Kimi bakanlar divan-ı hümayunda halledilirken örneğin yetim Hüsnu, kimileri de halk meclislerinde rezil edi- liyor, burada oldugu gibi" diye konuştu. Keçeciler de eleştirileri yanıt- HarpOkulu basına tanıtıldı ANKARA (Cumhuriyet Burosu) — Genelkurmay Başkanhğı'nın bir sure önce uygulamaya koyduğu Turk Silahlı Kuvvetleri'nin kamuoyuna açılması programı çerçevesinde Kara Harp Ökulu'nda dün bir basın gezisi düzenlendi. Gazete, ajans yöneticileri ve yazarlannm katıldığı gezide okulun çeşitli birimleri tanıtıldı. Okul Komutanı Tümgeneral Doğu Aktulga verdiği bnfingte, okulun tarihçesini anlattıktan sonra 2000 yılınm subayının yetişmesi için yapılan program değişikliklerini açıkladı. Sistem mühendisliğı dalına büyuk önem verdiklerini söyleyen Aktulga, "Bu dalda bir enstitü açmak için hazırlamvoruz. Bizim subayımız önce yönetici, sonra lider, daha sonra egitici olacak. Subaylara liderlik formasyonu kazandırmak için lider geliştirme merkezi oluşturmayı duşunuyoruz. Önumuzdeki yıllarda daha az ögrenci almak istiyonım. Amacımız çok subay degil, lokomotif subay yetiştirmek" dedi. Geziye katılan Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tuğgeneral Hurşit Tolon da Turk Silahlı Kuvvetleri'nin sayısında indirime gidilebileceğinı söyledi. Brifing sonrasında okulun çeşitli birimleri gezildi. OİcuI komutanı ve gazeteciler öğrencilerle birlikte öğle yemeği yedi. Genelkurmay Başkanlığı yetkilileri, TSK'nın çeşitli birimlerinin basın mensuplanna gezdirilmesine önumuzdeki günlerde de devam edileceğini açıkladılar. Harp Okulu'nun bahçesindeki Atatürk anıtı. (Fotoğraf: Rıza Ezer) Cindoruk ve Çetin bu kez anayasa için bir arayagelecek Muhalefet kararlı: Önce seçim ÜMİT ASLANBAY ANKARA — ANAP'ın "anayasa değışikliği paketi" ile başlattığı ıç politıkada çıkış ara- yışı, bekledıği sonucu vermiyor. "Bu iş kurallara bağlanmalı, yamalı bohça gibi anayasa degiştirilmez" diyen DYP Genel Başkan Yardıması Hüsamettin Cindoruk bugün bir basın top- lantısı yapacak. Cindoruk, önü- müzdeki günlerde de SHP Ge- nel Sekreteri Hikmet Çetin ile bir araya gelecek. Muhalefet, ANAP'ın "anayasa degişikliği önerilerine", "Önce seçim, son- ra köklü anayasa değışikliği" görüşü ile yaklaşarak "seçim perspektifini" kaybetmiyor. Çetin, "Demokratik adımlara evet, ama 4 ay içinde bu parla- mento seçim karannı çıkannaz- sa DYP ile imzaladıgımız ortak bUdirinin geregini yapanz. Za- ten sonbaharda seçim kampan- yası fiili olarak baslar" dedi. Alman bilgilere göre ıki mu- halefet partisinin bir araya ge- lişinden, SHP'de biçimlenen düşünceler şu noktalarda top- lanıyor: — SHP, anayasa değişiklik- leri konusunda neye 'evet', ne- ye 'hayır' diyecegini bilmekte- dir. Bu konuda çok nettir. — Anayasada yapılacak de- mokratik değişimleri elbette destekleriz. Seçme ve seçUme yaşının düşiınilmesi, düşünce özgürlüğunun sağlanması. mil- letvekili sayısının arttınlması gi- bi... Ama bu parlamento kok- lü bir anayasa degişikliği yapa- maz. Çünku halkın iradesini yansıtmamaktadır. Önumuzde- ki seçim aynı zamanda yeni ana- yasa için de bir secimdir. "Cumhurbaşkamnı halk seçsin" formulunü savunarak ANAP'a bu noktada yaklaşan ve bu nedenle yaklaşımını "da- ha netleştirmek" durumunda olan DYP'de oluşan düşünceler de şoyle: — Anayasa degişikliği ko- nusunda başta kitle örgütleri ol- mak üzere bir yıgın toplumsal istem vardır. Anayasa böyle de- giştirilmez. — DYP bu nedenle anayasa değişikliğinin içeriğinin ne ol- ması gerektiğini ortaya koya- caktır. SHP DiyarbakırMilletvekiliFuatA talay eleştirileriyanıtladv SHP buynıkla ını yönetiliyor? YALÇIN ÇAKIR SHP Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay, Magic Box'ta ya- yımlanan "Kırmızı Koltuk" programında, "SHP, Körfez krizi, Kürt sonınu ve yerel yö- netimler"le ilgili sonılara verdi- ği yanıtlara tepki gösterenleri sert bir dille yanıtladı. Atalay, sorulanmıza şu yanıtlan verdi: — Açıklamalannız SHP Ge- nel Merkez yonetiminin sert tep- kilerine yol açtı. Programa çık- madan önce izin almadığınız söyleniyor. ATALAY — Bu parti buy- ruklarla mı yönetiliyor? Bir mil- letvekili kamuoyuna görüşleri- ni sunarken izin mi alsın? Mil- letvekili halkm sözcüsüdür. Vic- danımn sesini, uygun çerçevede her zaman soyleyebilmelidir. 2laten şimdiye kadar insanları- mız konuşmadığı için "neme la- nm"cı olduğu için, "filan genel merkezin filan listesinde yer ala- bilsem ne iyi olur" diye, "filan genel başkanın bakanlar kuru- lunda yer alınm" diye gercek- leri söylemekte, düşuncelerini ortaya koymakta hep geç kal- dıkları için biraz da Türkiye bu duruma geldi. — Magic Box SHP Genel Merkez yonetimince 'korsan' olarak tanımlanıyor. ATALAY — Korsan yayın iddialan... Bakınız, Starl'iyak- laşık 25 milyon insan izliyor. Sayın Genel Başkan, son kurultayda "çokseslilik"i sa- vunmuştu. "Nasıl Batı'nın de- mokrasi kultüriı içinde parti yö- netiminden farklı düşünmek ce- zalandırtlmaya yol açmıyorsa SHP'de de yol açmayacaktır" demişti. Şimdi bunların unutul- duğu görülüyor. — Disiplin kurulunun işleyi- şe geçirilmesinden söz ediliyor. ATALAY — İkide bir "di- siplin kunıllannı çalıştıraca- ğım" tehdidi parti yonetimi için çok talihsiz bir noktadır. Benim "kendimi ihraç ettirmek istediğim" gibi iddialar son de- rece çirkin ve yakışıksız belirle- melerdir. Ben en az herkes ka- dar partiliyim. Parti yonetimi bu eleştirilere kulak vermesi ge- rekirken, disiplinı çalıştırarak sorunlan çözeceğini düşunüyor- sa yanılıyor. — Siz 'Yeni bir politikacı tipi' mi diyorsunuz? Ve çalışmaları- nızı bu çerçevede mi göniyorsu- nuz? ATALAY — Pohtikada, si- yaset dunyasında yeni bir mo- dele ihtiyaç var. Politikacı tipi- nin de değişmesi gerekiyor. Buyrukla, icazetle politika yap- mayan, inisıyatif koyan, ureten, gerçekleri sergileyen, açık söz- lü olan, ulkesi ve halkı için doğ- ru olanları destekleyen, muha- lefet anlayışını, "söylenenlere i(iraz"dan çıkartan, "evet efendimciliği" reddeden politi- kacı tipine ihtiyaç var Turkiye'- de. Açıksözlulukten parti yara almaz. Tam tersine "Iyiyiz, sa- yenizde her şey iyidir, iktidara yürüvoruz" yaklaşımlarıyla partinin eksiklerini göremeyiz. larken Hüsnu Doğan olayımn Osmanlı dönemindeki "hal" ola>ı olarak nitelendirilemeyece- ğini, bunun bir "azil" olayı ol- duğunu söyiedi. Göruşmelerden sonra ANAP'lılar, tasannın butün maddeleri için ayn ayrı önerge vererek yetkinin kapsamını da- ralttılar ve sınırlayıcı hükumler koydular. Ekonomik konularla KHK çıkanlacak yasalan tek tek sıralayan maddeler ve KİT'lerle ilgili ekonomik düzeleme ongö- ren fıkralar, tasandan tumuyle çıkanldı. Komisyonda benimsenen ta- sarıya göre hükumet, yalmzca kamu kurum ve kuruluşlannda çaiışan görevlilerin sosyal ve ma- li haklarını iyileştirmek, Genel- kurmay Başkanlığı ile Milli Sa- vunma Bakanlığı dışındaki ku- ruluşlann idari yapılannda de- ğişiklik yapmak amacıyla KHK çıkarabilecek. Buna göre kamu kurum ve kuruluşları bölünebi- lecek, yeni bakanlık kurulabile- cek, bazı kuruluşlar da kaldırı- labilecek. Tasan daha sonra TBMM Genel Kurulu'nda göruşulecek. TOBB'den rapor: 'Meclis devre dışı kalır' Ekonomi Servisi — Turkıye Odalar ve Borsalar Bırlıği (TOBB), kanun hukmunde ka- rarname (KHK) uygulamasının, TBMM'yı çalışamaz ve anayasa- nın gereklerini yerine getiremez hale soktuğu için tartışma konu- su olduğunu belirtti. TOBB, Bakanlar Kurulu'nca 7 ocak tarihinde hazırlanan "Kamu Kurum ve Kuruluşları ile Bunlann Personeli ve Ekono- mik Istikrar Tedbirlerl Hakkın- da Yetki Kanunu Tasansı" ile il- gili görüşlenni açıkladı. TOBB'nin açıklamasında 1971 yılında yapılan bir anaya- sa değışikliği ile uygulamaya başlanan KHK'lara 1983 yılın- dan bu yana çok genış olçude başvurulduğunu ve çıkarılan 200'e yakın KHK'nın "TBMM'nin devre dışı bırakıldığı" şeklindeki yorumla- ra neden olduğu belirtildi. Açıklamada, KHK'lann uy- gulamaya konulmasını takiben Meclis'e sunularak ivedilikle normal yasaya donuşturülmesi esas olduğu halde, bu kararna- melerin çok küçük bir kısmının Meclis'ten gecirilebildiğı vurgu- landı. TOBB'nin açıklamasında sayıca çok fazla olan kararna- meler üzerinde yeterli on çalış- ma yapılmaması ve kısa zaman- da yeni değişikliklere ihtiyaç du- vulmasının Meclis'i tıkadığı be- ırtildi. TOBB'nin açıklamasında hu- kumetin hazırladığı KHK tasa- nsında yer alacak konularda ge- tirilmek istenen değişikliklerin ne olduğu veya olacağı konu- sunda bize herhangi bir bilgi ve- rilmedıği gibi bilgi sızmasını en- gellemek amacıyla bir ambargo konulduğu da anlaşılmaktadır. Oysa gerek anayasada gerekse anayasa hukukunda KHK'lann kapsamının gizli tutulması gıbı bir huküm veya gerekçe olmadı- ğı gibi aksine bu uygulamada bilgilendirme ve dıyaloğa önem verilmesi gereği ortadadır" den- di. CUNEYT ARCAYUREK YAZJYOfl Kazanmak İçin ABD'ye Avuç Açmak!.. ANKARA — ABD gezisinı izleyen iki gazeteci arkadaşı- mız aynı kaynağın beslediği haberi dün sütunlannda açıkladı: Bu iktidar, seçim kazanabilmek için ABD'den para is- tiyordu! Bu iktidan şu anda uğraştıran ekonomik zorlukların üste- sinden nasıi gelıneceğı değıldi. Ne yapıp yapıp seçim ka- zanmaktı. Basanya ulaşabilmek için paraya gereksiniyor, bu gerekçeyle ABD'ye avuç açıyordu. Yorumlar dışında, iki yazıdakı bilgiler, sözcüğü sözcüğü- ne aynrydı. TÖ'nün yanında hükümeti temsılen bulunan Dev- let Bakanı Güneş Taner, içeriği özenle gizlenen Kamp Da- vut'takı toplantıda ABD Dışişleri ve Hazine bakanlanna şoyte diyor: "1992'de sız başkanlık seçimine, biz genel seçime gidi- yoruz. Bu parayı vermezsenız zor durumda kalırız!" İki devlet arasmda- / ^ / ; n û C ki ilişkiyi seçim kazan- « « ' ' Ö 9 . maya indirgeyen sıfa- OZenle giZİenen tı bakan bir Türkünis- Davut'taki toplantıda tegıni duyunca iki *«-»ı-k r^_ _•_«__•; — Amerıkalı bakan kim- bilir neler düşünmüş- lerdir? Oysa olumsuz her büyük olayı küçümse- , . . yen TÖ'nün deyişiyle SeÇimMe, DIZ _ alt tarafı bir iki milyar seÇİme ÇjİdİVOrUZ. BU Hazine bakanlanna şöyle diyor: "1992'de zor durumda kalırız!" : mucizeden sonra //<•/ devlet arasındaki kredibılıtesı müthiş ar- ;ı;c un/ ; eanim tan ülkemize -hele '/'9K'/' o^nn vvashingtonda ei ai- kazanmaya indirgeyen tmdan destekiedı mi- sıfatı bakan bir Türkün New York'taki banka- fetadini dlivunra İki lar kolayca sağlayabi- ıftegmi ÜUyunca IKI hr. Tabü yüzde 30 ta.z Amerıkalı bakan kımbılır gibi ufak sakıncayla! ne fer dÜŞÜnmÜŞİerdİr? İnsan ve ulke olarak • 1 r bağımsızlık ılkesıne bağlı olanların olaydan çıkardığı bir iki sonuç var: Demokrası tarıhimızde sanırız ilk kez bir iktidar partisi seçim kazanmak için doğrudan başvuruyla ABD'den "para istiyor." Bir iktidar partisi ABD ile TÖ'nün yarattığı aramızda za- ten var olan "iç ıçeliği" partısel baza indirgiyor. Seçim ka- zanmak pahasına devleti kullanarak organik yeni bağlara yol açıyor. ABD'nin iç siyasette gizli kapaklı yapageldikleri- ni, açık seçık uygulamaya itiyor. Son gerçek daha acı: Bu iktidar dolaylı bıçimde ABD'yi tehdit edıyor. Daha önce yapılacak ya da 1992'dekı seçimi ANAP kazanamazsa "gelecek olanlarla" ABD'nin bugün uy- guladığı "ne dersem olur" polıtikaları yürutemeyeceğinı Amerıkalı yetkililere duyuruyor. Bizce skandal nitelıktekı olayla ilgili bilgilerı Türk gazete- ci lerıne herhalde Baker yansıtmadı. İkı bakan, VVashıngton'a dönerken otomobilde iki saat söy- leşiyorlar. Taner "acele para eşittir seçim kazanmak" for- mülünün nedenıni Baker'a "telaffuz ediyor". Mayısta hubu- bat alımı başlayacak. "Ve hükümetin paraya ihtıyacı olacak". Enflasyonun artmaması için Türkiye "parayı erken ıstiypr." * Ne var ki Amerikalılara başka gerçekleri söylemiyor. Ure- tıci sadece hububatta değıl, başka alanlarda süresı gecık- miş devlet ödemelerinden kaynaklanan felaketleri hâlâ ya- şıyor. Devlet; pancar üreticısine 1.5 trilyon, çay üreticisine 300 milyar, pamuk üreticısine 282 milyar borcunu <Jd©mi- yor, ödeyemıyor. ' 1 P f - H Bakan. Kâmran İnan, GAP'taki 8 ilde bugün 933'ü öğret- mensizlikten, 1213 ilkokulun kapalı olduğunu TV'de açıklı- yor. Yüz elli bin kişi Kuveyt'e işçi gitmek için adını yazdırı- yor. 179 ülkenin 27'si dışında kalanlar bıze vize uyguluyor. Uygulamayanlar arasmda Kenya, Belişi, Sandoliçya gibi ül- keler var. Ticaret dengesi açığı on milyar ve işte pınl pırıl Türkiye! Hürriyet'in son anketine ABD'nin göz atmasına gerek yok. ANAP'ın İstanbul'da yüzde 20'yı tutturamadığını, hele An- kara'da yüzde 12.7'lere düştüğunü, genelde bıtip tükendi- ğini "kendi olanakları" ile çoktan saptamıştır. ABD, asıl şu gerçeğı, gelecek ıktıdarların ülke onurunu zedeleyecek hıçbır girışimde bulunmayacağını bir ANAP'lı bakandan ögrenıyor. ŞIŞLI TERAKKİLİLER Geleneksel talaşkebabı günümüz 31 Mart 1991 pazar günü yapılacaktır 10.30'da okulumuzda buluşahm TERAKKİ VAKFI "1941 yılı mezunlarına 50. yıl onur belgesi verilecektır Teşrıfleri rıca olunur." VEFAT Alman Arkeoloji Enstitusu lstanbul Şubesi Dr. WOLFGANG MÜLLER - WIENER'in 17.5.1923 - 25.3.1991 emekli I.Direktör ve Darmsladt \e İstanbul İ ni\crsilesi Profesörii vefatından duyduğu derin uzuntüyü bildirir. Kendısının vefatı Arkeoloji Camıası için yeri doldurulamayacak bir kayıptır. Arkadaşları ve meslekdaşları saygıdeğer bir oğretmenlerinı \e iyılıksever dostlarını kaybettıler. Hatırasını daima kalplerımizde yaşatacağız. W. Koenigs VV. Radt Alman Arkeoloji Enstitusu İstanbul Şubesi Direktörleri ve Mensupları Anma torenı 5 Nisan 1991 Cuma gunu saat 15.00'de Enstıtu Konferans Salonu'nda yapılacaktır. ÖLÜM Gerçek bir yurtsever, büyük insan, sevgili ağabeyimiz. M. HİDAYET BLGAR'ın (E.Top.Plt.Alb.) dostlarına adadığı onurlu yaşamı sona erdi. Onu hiç unutmayacağız. Tüm sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyoruz. F ATIMAN & BAHATTİN YÜCEL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle