22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 MART 1991 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TÛRKIYEDE BUGÜN IJevlet Meteoroloji işlen Genel Mûdürlûğûnden alınan bılgıye gö- re yurdun kuzeybatı kesımleri çok bulutlu, Kuzey Ege, Marmara, Batı Karadeniz ile Iç Anadolu'nun ku- zeybatısı yağmurtıj, ötekı yerier bulutlu geçecek. Yurdun ıç ve do- ğu kesımlerinde yer yer sis görû- lecek. HAVA SICAKLIĞI. Yağış afarr yerterde azaJacak. RÛZGAR- vetınde, saatte 4-16 denız mılı hızla esecek Dalga yûk- Güney ve Batı yurdun kuzeyinde seklıği 03.07 yer yer 1 metre dolayında bulunacak. Van kuzey ve doğu yönlerden hafif ara- Gölû'nde hava: Parçalı bulutlu ve sısli geçecek Rûzgâr sıra orta kuvvette esecek. Deniz- gûney ve batj yönlerden hafif olarak esecek. Göl kûçûk lerde Karadeniz'de gûndoğusu ve dalgalı olacak keşişlemeden, ötekı denizlerimiz- de kıbte ve keşişlemeden 2-4 kuv- o Bolu Buna Çorura OKUİ A 25° 10" Dıyartator Y 13° 6°6Sme A 23° İPErancan Y W 7»Erzurum S 7">-e°Eskı*etaf Y 1S° VO A 23° A 21° W° Gûmûşh» S S 21° 10° HaMdri Y 21" 10° Ispırta Y 18° 7°[ganDu! Y 18° 7°toıw B 19° *>K» B 13* (PKBömonu Y 15° 5°Kaysan Y 18° 8°Kindara* Y 13" 7°Konya B 18° 4°Küt*ya B 23° 7°»Walya 22° 4°Mansa 15° 7°KMara5 19° 3°M«sn 11°-3°Mu0b «• 6°M B 21" 4°ZongukM 24° 9 9° 6°ûnk 18» 2°RUB 14° 4°Samsufl 24» 6°S«ı1 10° 7°Sınop 19° 9°Sıvas 12°-2° letonüj 15» S'TnUuı 20° 4°lmc«* 15° 7°Uşak 19° 5°Vm Y 20° 9° A 25° 9° A 22°12° B 23° 7» B O° 0» B 21* 4" B 9° 8° B 11° 8° 8 9» 8» A 2O°W Y 9» e° B 17° 4° Y M° 7» B 9° e° B 20» «• Y 15° 8° B 12» 0» 8 W 3» Y 8» 9» : açık , buluhı "•yaOmurtu l a s l A-aç* &-butuöu G-günest K-ört S-ast Kahıre DUNYA'OA BUGÜN Y 16° Amstentam S Ammjn — Afcu BaftM Y 17° Y 8° Y 17» Lmngrrt Londra Madnd Bonn Brötad Budjpeştt Cemne C«s»ır Cttk 12° 9° 18° W6W YOffc Oslo B 7° S 8° Y 10° Y 15° Y 15 K 3° S 7* S 8° S 10° S 7» v ar s r Y2S- S 9° S 7° Y 21» sr Viyana VAt Zünh Y H* Y 16° S 8° Y 15° Y 15° Y 5° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Atın baş vurma- sını engelleyen kayış. 2/ Bir şeye inanarak bağlanış... Fuibolda topa yapılan sert vu- ruş. 3/ Arkadaşlar... Bir nota. 4/ Şarkı, türkü... Üslup. 5/ Bir soru sözü... "Bir yosma geçiyor kaldı- nmdan / Küfürler, şarkılar, türküler, atmalar" (Or- han Veli). 6/ Rey... Kapı, dolap gibi şey- lerin kanatlan kapa- nınca kalan aralığı örtebilmek için bu kanatların kenarına çakılan çıta. 7/ Bağırsak solucanı. 8/ Asya'da bir ülke... Tavlada bir sayı. 9/Dağtavu- gu da denilen av kuşu... llk adı Go- eben olan ürüü Türk zırhlısı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kuşların tüy değiştirme zamanı. 2/ Aynı ahır adına koşan yarış atla- nna verilen ad... Kayak. 3/ Doku te- li... Savaşlarda giyilen zırh. 4/ Dü- şünce ve duygulann güzel ve etkili bir şekilde anlatılması sana- tı. 5/ Bir Asya ülkesinin başkenti... Demiryolu. 6/ Yiyecek bu- lamayan, yoksul kimse... Bir içki. 7/ Hayat arkadaşı... Seçkin. 8/ Bilyeli yatak... "Akıyordu / Gösterip aynasında söğüt ağaçlarını" (Nâzım Hikmet). 9/ Uzaklık anlatmakta kullanı- lan söz... Yeni çıkmaya başlamış ekin. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Kubilay Abidesi 28 MART 1931 tnkılâp şehidi Kubilây için Menemen'de bir abide rekzedilmesi fikrini Viyana muhabirimiz Nadir Nadi Bey ortaya koymuş ve tahakkuku için çalışmağı gazetemiz üzerine almıştı. Kubilây'm ölümü şüphe yok ki gençliğin kalbinde ebedî bir yaradtr ve bu celâdetkâr enmuzeci yaşatmak hepimize vazifedir. BUtün millete şamil bir hizmet olarak bu işin başarılması için Ankara'da Meclis Reisimiz Kâzım Paşarun riyasetinde bir komite teşekkül etmişti. Komite evvelki gün akşam Kâzım Paşanın riyaseti ve meb'uslardan Recep, Vasıf, Mahmut Celâl ve Başmuharririmiz Yunus Nadi B. lerin iştirakile ilk içtimaını aktetmiştir. Komite bu mülî mes'ele üzerinde meşgul olmuş, abide fikrinin millete izah edilmesini takarrür ettirmiştir. Komite yakında bir içtima daha yapacaktır^ ölümile millete ve tahsisen gençliğe büyük oir vazife ve ibret dersi veren aziz Kubilây'ın kızıl hatırasını, ayni zamanda Cumhuriyet'in metanet ve resanetini bir abide hal ve heyetile vatan topraklan üzerinde canlandırmak ihmal değil tehir bile edilemiyecek bir vecibedir. Fert ve müessese olarak bu memlekette yaşıyan herkesin Kubilây abidesi için çalışması lâamdır. Jül Vern'in hayali! Sir Wilkins'in deniz altında şimal kutbunu geçmek için kullanacağı Nautilus tahtelbahrinin isim konma merasimi bugün romancı Jules Verne'nin torunu tarafından yapılmıştır. Tahtelbahir bu merasim için Nevyork'tan Brooklyne giderken bir kaza vukua gelmiş tahtelbahrin güvertesini aşan büyük bir dalga geminin hesap memurunu alıp götürmüştür. Yapılan biitün taharriyata rağmen memuru bulmak kabil olamamıştır. 30 YIL ONCE Cumhuriyet Dogan Avcıoglu Müşterek Pazar heyeti28MART1961 •K* fP«i Avrupa Müşterek Pazar memleketleri Bakanlar Konseyinin toplandığuu geçenlerde bildirmiştik. Bu toplantılarda Türkiye ile Yunanistanın Müşterek Pazara alınmalan hususu görüsülmüş ve Türkiyenin Pazarla işbirliği yolunda doğrudan doğruya müzakerelere girebileceği kanaati hasıl olmuştur. 10 nisan tarihinde Brüksel'de yapılacak ihzarî toplantılara katılacak heyetimiz Maliye Bakanlığınca tesbit olunmuş ve Başbakanlığa sunulmuştur. He>etimiz Ticaret Bakanlığı Müsteşan Mahmut Seyda'nm başkanlığında olup, Maliye Bakanlığı Hazine Uraum Müdür Muavini Turhan Işıkveren, Gelirler Umum Müdürlüğü Müşaviri Hakkı Özkazanç, Brüksel Büj'ük Elçiliği Müsteşan Tevfik Saraçoğlu, Ticaret Bakanlığı E)ış Ticaret Dairesi Başkan Yardıması Salahattin Karakaya, Müşavir özer Çınar, Gümrûk Tekel Bakanlığından Irfan Kızıllı, Tanm Bakanlığından Arif Çakman, Sanayi Bakanlığından Hayrettin Güleryüz, • Devlet Planlama Teşkilatından Mustafa Renksizbulut, Siyasal Bilgiler Fakültesinden Prof. Dr. Besim Üstünel ve Temsilciler Meclisi üyelerinden Coşkun Kırca ile Doğan Besim Üstünel Avcıoğlu'ndan teşekkül edecektir. GEÇEN YIL BUGÜN ~ Pakdemirli'nin eleştirisi 28 MART 1990 Maliye ve Gümrük Bakanı Ekrem Pakdemirli, hükümetteki koordinasyonsuzluğu ve uyumsuzluklan sert biçimde eleştirdi. Pakdemirli, ekonomide çok başlı yönetimin benimsendiğini, yapılan islerin propagandasında yetersiz kaiındığını, Doğu ve Güneydoğu'da olaylara karşı daha etkin mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. Pakdemirli, "Vatandaş bizden etkili icraat bekliyor. Artık ne yapacaksak yapalım" diye konuştu. Başbakan Yıldınm Akbulut ise hükümette ekonomiden 4 bakanın sorumiu olmasının rahatsızlık yaratmayacağı görüşünü yineledi, "Ben koordine ediyorum" dedi. TARTISMA Demokratik Kitle Öı^ötlerî Genel oyun yönetime getirdiği örgütlü yapılan kesintisiz olarak denetlemek, yönetim karşısında olan siyasal partilerin, anayasal kuruluşların, demokratik kitle örgütlerinin görevidir. Çoğulcu demokrasilerde, toplumsal dü- zenin alt birimleri: 1) Hükümet, 2) Siyasal partiier, 3) Kitle örgötkri olarak 3 ana baş- lık altında toplarur. Bu birimlerden birinin ortadan kaldırılması, toplumsal düzenin sağlıklı olarak işlemesini bozar. Toplumun değişik kesimleri arasındaki ilişki ağı orta- dan kalkar. Çöğulcu demokrasınin temel direkleri olan bu 3 öğeden bir ya da ikisi ortadan kalkınca, ortaya çıkacak yönetim biçiminin adına demokrasi deme olanağı yoktur. Bir toplumda, tıpkı siyasal parti- ier gibi, demokratik kitle örgütleri, özgür bir biçimde örgutlenip seslerini yükseltmez- se, bu toplum demokrasiden yoksun de- mektir. . Günümüzde, "Halkın halk adına, halk tarafından yönetilmesi" anlamına gelen de- mokrasiler, genel oy sistemiyle yürüyeme- mektedirler. Genel oyun yönetime getirdi- ği örgütlü yapılan, kesintisiz olarak denet- lemek, yönetim karşısında olan siyasal par- tilerin, anayasal kuruluşlann, demokratik kitle örgütlerinin görevidir. Toplumsal dü- zenin alt birimlerince, özgür bir biçimde- denetlenmeyen yönetimlerin toplumun tü- münün çıkarlarım könıyacak kararlar ala- mayacağını kanıtlayan sayısız örnek vardır. Bir Ulkede halkın yönetimi paylaşması, halkın tumünün çıkarlannı koruyup göze- ten kararların alınmasr için, toplumun de- ğişik kesimlerinin örgütlü yapılan olan de- mokratik kitle örgütlerinin, siyasal partik- rin, bu kararlann alınma sürecine katılma- Iarı gerekir. Yasalann hazırlanması, değiş- tirilmesi, gelenek ve göreneklerin yeniden biçimlendirilmesi, böylece sağlıklı bir de- mokratik yapırun oluşturulması için, top- lumsal işleyişin itici gücü konumunda olan demokratik kitle örgütlerinin, hiçbir engelle karşılaşmadan, temsil ettikleri kitlelerin gö- rüşlerini ortaya koymaları, isteklerini yö- netime ulaştırmalan, demokrasinin temel koşuludur. Toplumsal katmanlann çıkarlannı, yö- netenlere karşı korumak demokratik kitle örgütlerinin en önemli görevleridir. De- mokratik kitle örgütlerinin sağlıklı bir bi- çimde kurumsallaşamadığı toplumlarda, toplumun değişik birimlerinin çıkarlannı korumak olanaksızdır. Demokratik kitle örgütleri, siyasal par- tiier gibi, yönetime gelme, seçime katılma peşinde değildir, olmamalıdır. Hiçbir siya- sal partinin yedeğine de takılmamalıdır. Yönetime kim gelirse gelsin, tabanlannın, temsil ettikleri insanlann çıkarlannı, yön«- tenlere karşı belirli tavırlar alarak korumak, bu örgütlerin yapacağı en belirgin istir. Yönetimin yasallıgı, toplumsal birimle- rin, alınan kararları onaylamasıyla açıkla- nabilecek bir olgudur. Demokrasinin temel taşlan olan kitle örgütlerinin onaylamadı- ğı kararları uygulayan bir yönetim, yasal da değildir, demokratik de değildir. Demokratik kitle örgütleri, tıpkı siyasal partiier, sendikalar gibi, sanayileşmenin ge- tirdiği işbölümü sonunda ortaya çıkan top- lumsal olgulardır. Bu yüzden öncelikle Batı toplumlannda gelişmiş, yerleşmişlerdir. Türkiye'de demokrasinin yerleşmesi için, alınan siyasal, ekonomik kararlan destek- Ieyenlerin, toplumun değişik kesimlerinin gözü, kulağı, dili olan demokratik kitle ör- gütlerinin, sendikaların, siyasal partilerin olması gerekmektedir. Bunun için de, tüm toplumsal katmanlann, hiçbir engelle kar- şılaşmadan, özgürce örgütlenmeleri, örgüt- lü bir biçimde seslerini duyurmalan gerek- mektedir. Tabanın söz, karar sahibi oldu- ğu örgütlerin, çağımız toplurnlannın zorun- lu bir gereği olduğunu bilmemiz gerekmek- tedir. Toplumun geniş yığınlanmn örgüt- süz oldugu bir toplum, çağdaş toplum ola- maz. FAİK AKÇAY Siyasal Bilimler Uzmanı tstanbul "... Küçûk yaşta Ogrelmen olup, Alatürkleryetıştirmeye karar vermıştim. Yapama- dım, ama dağarcığımda ne vana buyûk bir cömerlhkle yavrulanma aktardım, akıar- dım.. öyle sevtrek aktardım ki. çünkü ûğretmenlik Ozveri mesleğıdır. Bir bahçıvandır Oğmmen .. Çorak arazjde ça- pa çapalar, bahçeleri onarır, fıdelen dıker.. Sonra onlar büyOr, büyttr muhteşem ağaç- lar olur. O görkemli ağaçlar donüp baksalar da bakmasa- lar da bahçıvan yine eker. yü- madan eker, la kı zaman geçer bahçıvan göçer ..,, Belkıs Balkır 1989 VEFAT Vfefı Lisesfnde yıllarca âzvtrilı çabsmalanyla Atatürkçü. çajdaf öğmıciler yetıştirerek unatulmız aıular tarakuı emeklı fdsefe CgretiTKnimiz BELKIS BALKJR'ı Uybettik. Cenazesı 29 Man 1991 Cuma günfl Vefa Liseu'nde yapılacaic utrenden sonra Ikşvikiye Camisi'nde kıbnacak öjle namazı V>nmsı Zmcirlikuyu Mezarhgı'nda topraja «rılecektır. Aılesine ve lUm Vcfalılara bajsa8b|ı düenz. VEFA VAKFI VEFALILAR DERNEĞİ VEFA SPOR KULÜBÜ VEFA LtSESt KORUMA DERNEĞt NOT Çefcnk fOaderiimemen. ırzn edenlen ı $orfı Vefa Vakh'm t MERHAB\B*R 21.00-04.00 AYHAN SERMET & ANTONY ULVİ KIRIMLI & HIRANT 163 23 05 • 163 •>•> Anuvutköy takct« • • • • ÖLIJM Erzincanü merhum Recep ve merhurae Nafîa Tavşanoğlu'nun kızlan; Prof. Faik Tavşanoğlu, merhume Feride ve merhum Vehbi Tavşanoğlu'nun kızkardesleri; Emine ve merhume Müzeyyen Tavşanoğlu'nun görümcesi; Sedat-Leyla, Vedat ve Ayşe Tavşanoğlu'nun halalan; Yasemin ve Ali'nin büyûk halaları, MüRşiDE TAVŞANOĞLU 27.3.1991 günü aramızdan aynldı. Cenazesi 28.3.1991 Perşembe günü (bugün) oğle namazından sonra Aksaray Valide Camisi'nden kaldırüarak Kozlu Kabristanı'nda toprağa verilecektir. AİLESİ VEEAT Üvemiz, Sürekli Basın Kartı sahibi AZİZE SÜYÜNÇ 26 Mart 1991 gl'.xıü vefat eaniştir. 1926 yıhnda Girifte doğan ve mesleğe 1944 yılında Anadolu Ajansı'oda başlayan vç bu ajansta sürduren Süyünç, Fransızca ve Yunanca biliyordu. Vefatı camiamızda büyük üzüntü yaratan Azize Süyünç'ün cenazesi, 28 Mart 1991 Perşembe günü (Bugün) öğle namazından sonra Esentepe Nimet Abla Camisi'nden kaldınlarak Feriköy Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. Azize Süyünç'e Tann'dan mağfıret, ailesine ve Uyelerimize bassağbğı dileriz. GAZETECtLER CEMÎYETİ TEŞEKKUR Annem Kadriye Zaim'i başanlı bir ameli- yatla yeniden hayata döndüren değerli insan İ.Ü. Çapa Tıp Fak. Öğretim Üyelerinden Doç.Dr. Ali Canbolat'a Uzm. Dr. Kemal Hepgûl, Dr. Mustafa Bozboğa, Dr. Ali Savaş, Dr. Sait Miyandoabçi, Anestezist Doç.Dr. Tuğrul Denkel'e Servis sorumiu hemşiresi Selma Östû ve di- ğer hemşirelerle, personele, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan Hastanesi Baştabipliği'ne, Doç.Dr. Baki Arpaa'ya, aynca Prof.Dr. Gen- cay Gürsoy'a, Doç.Dr. Hullti Forta'ya, Doç.Dr. Osman Tanık'a, Uzm.Dr. Dursun Kırbaş'a, Uzm.Dr. Abdullah Servet'e, LJzm.Dr. Şükrû Ceyhan'a ve zor gûnlerimde ilgi ve yardımlanm esirgemeyen meslekdaş- lanmla, dostlanma teşekkür ederim. Jülide Aral inmn/ RcnkTurizmDURU TURİSTİK A.Ş. 5UAYISTAN hİBAREN HER 15 GÛNDE BİR LÜXNEOPLANLA BAŞTAN BAŞA AVRUPA İSTANBUL • BELGRAD 0) •VENEDİK Q • NİCE C3 î • BARCELONAC2)»PARİSC9 • LONDRA 0) • BRÛKSEL 0) J • MÜNİH0» ZAGREPO) «SOFYA0) • İSTANBUL 21 CÜN 2.500.000 TL+1000 $ T«flinwz ayı osziecm'a içm şimd para yalıranlara T l kısınından % 10 indirim yapıkr. Gezi ûcreüne; otobûsle gidiş-dönûş. I. sınri otellefde YP kcnaklama ve rehbeıBı hgmellen dahiMğ. Uçakla SOVYETLER BIRLIGI Gezileri TRABZON-BATUM-LENİNGRAD-MOSKOVA (Batum)-TRABZON 11 Nlsan'da 9 Gün 1.900.000TL G«zi 0c'9tl*rlnt; Trabzon-8atum griiş-dönü; otobüs. diğer şetmter arasında uçakla seyahat- ler, I.nıı)Otehr,lüm yemektef,şehirlurtan, jeceeğlencelenve rehberfk hsmetlendahîkh YURT İÇİ GEZİLERİMİZ SÛ0.O0O TL'den Hibarvn çok canp hattalık BA YRAM tjyatianıraı bümmjzdan öğmninlz. İNGİLTERE VE AMERİKA'DA İNGİUZCE, ÜNİVERSrTE EĞtTİMİ 17-27 yaş genç kızlarımıza, Ingıltere'de çocuk bakımı karşılığı ûcretsE ıngılızce. HARBİYE: 131 47 24 - 130 51 62 -130 81 84 BEYOĞLU:Tel 151 59 60 (5 Hat) KAOİKÖY: 345 47 10 (6 Hat) ANKARA NOTLARI MUSIAFA EKMEKÇt Tanilli, Altmış Yaşında... (1) Prof. Server Tanilli, 18 martta aftmış yaşına bastı. İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi'nin 21 martta, Türk-İş salo- nunda düzenlediği toplantıda ilginç konuşmalar yapıtdı. Prof. Sadun Aren, konuşmasında özetle şunları söyledi: "Arkadaşlar, Tanilli'nın ben de bir yönüne değineceğim. Da- ha önce hemen şunu soyleyeyim ki Tanilli'yle 15 dakika ka- dar konuştum, şimdiye değin. Bir de yarım dakika kadar uzaktan gördüm vurulduğu gün, hastaneye gitmiştik, öyle, uzaktan el sallamıştı; o anda tabii felç olacağı bilinmiyordu. Fakat sonra yapıtlanyia tanıdım; telefonla da konuştuk. Şimdi, Tanilli'nin iki yönü var, baska yönlerinin yanı sıra veya o yonleriyle iç içe olarak düşünülecek... Bir yönü savaştmcı yönü, mücadele etmiştir Tanilli. Öte- den beri savaşım vermiştir. Oinledik, vurulduktan, felç olduk- tan sonra, tekerlekli sandalyeye mahkûm olduktan sonra da savaşımını sürdürmüştür. Diğer yanı ki buna bağlıdır, bunlaria yani karşılıklı bağlan- tı içindedir, zaten her şey öyledir, yaşama sevincidir, yaşa- ma bağlılığıdır. Yarısı felç olduğu halde eserler yazabilmiştir, mücadele edebilmiştir yani. İnsan niçin mücadele eder? İn- sanlar, eğer yaşama değer veriyoriarsa, savaşım verirler. Çün- kü, yaşam her şeyin, bütün insan eylemlerinin, değerlerinin temelidir. Eğer, yaşamı sevmiyorsak, yaşama değer vermi- yorsak, zaten hiçbir şeyin değeri kalmaz. O zaman müca- dele de etmeyiz. Çünkü insan, eğer yaşamayı değerli buluyorsa, onu iyileştirmeyi düşünür. Yoksa düşünmez. 'Böyle de olur, söyle de olur' denilirse, 'bir lokma, bir hırka..' filan... Öyle insanlar yaşamı düzeltmeyi düşünmezler. Yaşama se- vinçleri yoktur. Çok azdır, yahut, lokma-hırkalık bir sevinçleri vardır. Onun için mücadele etmezler. Tanilli, yaşama bağlı bir insan, hem de çok bağlı. Tabii, yaşama, yaşamaya bağlılık ve önem vermek de de- rece derece olabilir. Kendi yaşamınıza çok önem verirsiniz, ailenızin yaşamına filan... Bunun için savaşım verirsiniz. Az yaşıyorsunuz demektir, ama bir yaşamınız vardır; kimi insan başka ınsanları da yaşar; yüreğınde, kafasında bütün dün- yayı da yaşar. Tanilli böyle bir insan. O zaman, dünyanın bü- tün sorunları sizin sorununuz olur. Zenci haklan için mücadele etmek için zenci olmak gerekmez. Kürtlerin hak- ları için mücadele etmek için Kürt olmak gerekmez. Çocuk- ların, kadınların, yoksullann hakları için... Neden? Eğer, siz o insanları içinizde yaşıyorsanız. Bu tabii herkeste aynı öl- çülerde olmaz. Dediğim gibi, bazı insan, işte onlara 'egoist' diyoruz. yalnız kendilerini düşünürler, kendilerini yaşarlar veya dar aile çerçevelerıni yaşarlar filan. Kimisi de bütün dünyayı yaşar. İşte, Nazım'ın şiiri: "Yarısı burdaysa kalbımın/yarısı Çin- de'dir, doktor^Sannehre doğru akan/ordunun ıçindedir./Sonra her şafak vakti, doktor,/her şafak vakti kalbim/Yunanistan 1 da kurşuna diziliyor..." filan. Yani, yaşıyororaları, oradaki, in- sanlan yaşıyor... İşkenceyle savaşmak için işkenceye karşı olmak için isken- ce görmek gerekmez, bir; ikincisi, bir gün insanın da, ken- disinin ışkence görebileceği olasılığı da önemli bir etkendir; ama bence asıl o değildir. Asıl, işkence gören adamı yaşa- maktır içinde. Hapishanede, dört duvar arasında, biz bura- da oturmuş rahat rahat konuşurken, duran, kıvranan insanı yaştyorsak, elbette ki hapishanelerin boşalmast için savaşım veririz. işte Tanilli, Fransız ihtilali Tarihi'ni yazıyor, oradaki insan- lan yazıyor. Oradaki, özellikle, başka insanlann yaşamlannı, çûnlük yaşamlarını veriyor. Yalnız çağını yaşamryor, insaniı- ğın geçmişinden, bugüne dek olan serüvenini de yaştyor. böy- le dopdolu bir insan. O halde, Tanilli arkadaşımızdan, yasamından ne çıkanyo- ruz? Biz ne öğreniyoruz? Birincisi; savaşım vermek, yaşa- manın kendisidir. Çünkü mükemmel bir yaşam yoktur; her yaşam biraz daha düzeltilmeye muhtaçtır, bir; bir de yalnız kendi yasamımızı değil, tüm insanlann yaşamını da düzelt- meliyiz. Onun için de savaşım vermeliyiz. Onun için başka insanlan içimizde yaşamalıyız. Bu, bir aydınianma, bilinçlen- me, olayları görme ve tanıma sorunudur. Bastnın, böyle top- lantıların bir görevi, işlevi de insanlara, başka insanlann yaşamını tanıtmasıdır. Elbette ki tanımadığınız insanı yaşamanız, içinizde yaşa- manız, onun düşüncelerinin, sizin hareketlerinize kumanda edebilmesi bir ölçüde bu sosyalleşme, işte evrenselleşme... Bu ne kadar çok oluyorsa, o kadar yüce insan olunur. Öyle insanlar da biliyoruz, yaşamıştır ve onların bilimleri, bilimci- likleri, bu yaşamın dışavurumudur. Onların sistematize edil- mesidir, yoksa bir insan durup dururken kalkacak, efendim, Fransız ihtilalini inceleyecek. Niye incelesin yani? Yahut, hu- kukun esası nedir diye, düşünecek, kitap yazacak... Bu, an- cak büyük bir yaşama sevincinden kaynaklanabilir. Ve Tanilli arkadaşımız, bize bu bakımdan, gercekten, çok yaşayan bir örnektir, yakın bir örnektir. Bu kadar söylemek istiyorum, te- şekkûr ederim." (Alkışlar) ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLAR1 YILMAZ ŞİPAL "AylığıınKesilir mi, Kesilmez rai?" SORU: SSK emeklisiyim. Bir kamu kuruluşunda 657 sayüı yasaya gore kadrolu memur (öğretmen) olarak çaiı- . şacagım. Yaptığım bazı görüşmelerde, SSK'dan al- makta oldugum >'aşlılık aylığımın bu durumda kesileceği söylendi. Devlet memuru olarak çalışmaya başladj^nnda ay- lıgım kesilir mi kesilmez mi? A.A. YAN1T: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 63. maddesi, "yaşlılık aylığı alanların yeniden çalışmalan" ile ilgilidir. Yaşlılık aybğı almakta iken yeniden ve Sosyal Sigortalar Ya- sası kapsamında çalışmaya başlayanlara iki seçenek tanınmış- tır. Bu seçeneklerden birine göre "Yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlayanlann yaşlılık aylıklan çalış- maya başladıkları tarihte kesilir!' îkinci seçenek ise "Yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı ola- rak bir işte çalışmaya başlayanlann yazılı talepte bulunmalan halinde yaşlılık aylıklannın ödenmesine devam" olunmasıdır. Sosyal Sigortalar Yasası, Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaş- lıhk aylığı almakta iken yeniden ve yine Sosyal Sigortalar Ya- sası kapsamında sigortalı olanlann yaşlılık aylıklarının kesilip kesilmemesini, sigortalılann isteğine bırakmıştu-. Ancak Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşlılık aylıgı almakta iken devlet memuru olarak çalışmaya başlamalan nedeniyle TC Emekli Sandığı iştirakçisi olanlar için nasıl bir uygulama yapı- lacaktır?. Bu sorunun yanıtını da 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasa- sı'run 99. maddesinde yanıtlanmıştır. Maddede TC Emekli Sandığı'ndan "Emekii, adi malullük, vazife malullüğü, dul ve yetim aylığı, son hizmet zammı alan- lardan hiçbir şarta bağlı olmaksızın emeklilik hakkı tanınan vazifelere tayin edilenlerin aylıklarının tamamı, bu vazifelere tayinleri tarüıini takip eden aybaşından itibaren kesilir" den- mektedir. Maddede yalnızca TC Emekli Sandığı'nca bağlanan emekli ayhklanndan söz edilmektedir. Devlet memurluğundan emek- li olup TC Emekli Sandığı'nca emekli aylığı bağlananların ye- niden sandık iştirakçisi konumuna girdiklerinde emekli aylıklarının kesilmesi yasa gereğidir. Ancak Sosyal Sigortalar Kurumu'nca bağlanan yaşlılık ay- lığı alanların, devlet memuru olarak ve TC Emekli Sandığı Ya- sası kapsamında çalışmaya başladıklarında aylıklannın kesilmesini gerektiren bir yasa hükmü yoktur. Kısaca, SSK'dan yaşlılık aylığı alanların, Emekli Sandığı iş- tirakçisi olarak çalışmaya başladıklannda SSK'dan aldıklan yaş- lıhk aylıklan kesilmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle