22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 MART 1991 DIŞHABERLER CUMHURİYET/U Fılistinliler korumada • LEFKOŞA (AA) — Kuveyt'in BM Temsilcisi Abdullah Ebu El Hasan, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'a bir mektup göndererek ülkesinde yaşayan Filistinlilerin korunacağını bildirdi. Kuveyt haber ajansı KUNA'ya göre mektupta, uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin, Kuveyt'teki tutuklularla her an görüşebileceği kaydedilerek Kuveyt hükümetinin, vatandaşlannın ve ulkede yaşayanlarm güvenliğini sağladığı belirtildi. Mektupta, Filistinlilere işkence yapıldığı yolundaki iddialann, Irak işgali sırasında bazı Filistinlilerin öldürüldüğü, 100 bin Filistinlinin Kuveyt'ten kaçtığı, bunlann mal varlıklarına el konulduğu gibi hususlan gözardı ettiği kaydedildi. Merkezi ABD'de bulunan insan haklan savunucusu bir grup, Kuveyt'in Irak işgalinden kurtarılmasından sonra bu ülkede yaşayan yaklaşık 40 Filistinlinin öldürüldüğünü, 2000'inin tutuklandığını ve birçoğuna da işkence yapıldığını bildirmişti. tsraiTde terör tartışmagı • KUDÜS (AA) — îsrail savunma kabinesi, Filistinlilerin Yahudilerc yönelik terör eylemlerini engellemek amacıyla alınacak önlemleri tartıştı. Îsrail Radyosu'nun haberine göre Başbakan lzak Şamir, dün düzenlenen toplantıda, Savunma Bakanı Moşe Arens'le Polis Bakanı Roni Milo'dan ortak bir anlaşmaya varmalarını istedi. Terörün nasıl engellenebileceği konusunda büyük görüş aynlıklan bulunan Îsrail ordusu ve polis örgütünün, kurulacak 14 üyeli bir komisyon aracılığıyla güvenlik önlemleri konusunda anlaşmaya varmaya çalışacaklan belirtildi. Arnavutluk seçimleri • TtRAN (AA) — Arnavutluk'ta ana muhalefetteki Demokratik Parti (DP) lideri Dr. Sali Berisa, seçimlerden zaferle çıkacaklannı söyledi. Berisa, iktidara geldikleri takdirde amaçlannın Arnavutluk'un Avrupa ile bütünlesmesini sağlamak olacağını belirterek "Hedefımiz Avrupa ile bütünleşmek ve AT ailesine katılımdır" dedi. Türkiye'yi kendilerine çok yakın hissettiklerini kaydeden ve iki ülke ilişkilerini son derece iyi olarak nitelendiren Berisa, "İktidara geldiğimizde Türkiye'nin daha çok yardımını bekleyeceğiz" seklinde konuştu. Ârnavutluk'a yardını • ANKARA (Cumhuriyet Büroso) — Türkiye'nin ekonomik darboğazdan geçen Arnavutluk'a başta gıda olmak üzere çeşitÜ insani yardunlarda bulunduğu ve önümüzdeki günlerde Kuveyt ve Irak'a da benzeri yardımlar yapacağı bildirildi. Dışişleri çevreleri, yapılan yardım çerçevesinde Arnavutluk'a 25 bin ton un, 1 ton şeker, 500 ton sıvı yağ, 250 ton margarin, 100 ton fındık, 100 ton beyaz sabun ve 100 ton yeşil sabun gönderileceğini bildirdiler. Bu arada 16 martta bu ülkeye yapılan 3 bin tonluk sevkıyattan sonra 25 marttan bu yana Tekirdağ'da 5 bin tonluk gemiye un yüklenmekte olduğunu, 5 bin tonluk başka bir geminin de un ve sabun yüklenmek üzere Izmir limanında beklendiği bildirildi. Ayru çevreler, şeker, sıvı yağ, margarin ve fındık yüklenmek üzere de Amavutluk'tan ayn bir geminin geleceğini kaydettiler. Kuzev Irlanda planı • LONDRA (AA) — Ingiltere hükumeti Kuzey İrlanda'daki Protestan ve Katolikler arasında kapsamh bir barışı sağlamak için üç aşamalı göriişmeler yapılmasını içeren bir planı açıkladı. Kuzey Irlanda Bakanı Peter Brooke, parlamentoda yaptığı konuşmada, 14 ay süren hazırlıklar sonucunda hazırlanan plana göre yapılacak görüşmelere Irlanda Cumhuriyeti hükümetinin de katılacağmı söyledi. AT'ye üye olmayan ülkelerBatı Avrupa Birliği'ne alınmayacak Türkiye BAB dısındaAT dışişleri bakanlan, Lüksemburg'da önceki gün yaptıklan toplantıda Avrupa savunma örgütü BAB' ın diğer NATO üyesi ülkelere açılmasını görüştüler. Toplantıda AT'ye üye olmayan Türkiye'nin BAB'a dahil edilmemesi konusunda görüş birliğine varılırken, Yunanistan'ın istediği an üyeliğe kabul edileceği dile getirildi. SABETAY VAROL LÜKSEMBURG — Avrupa Topluluğu'na girmediği sürece Türkiye'nin Batı Avrupa Birliği1 ne de (BAB) üye olamayacağı belirginleşti. önceki gece Lük- semburg'da yapılan AT dışişleri bakanlan toplantısında 9 ülke- nin üye olduğu BAB'ın toplu- lukla ve NATO'yla ilişkileri ko- nuları ele alındı. Bir savunma örgütü olan BAB'ın diğer NA- TO üyesi ülkelere de açılması, bu görüşmelerin ağırlık nokta- lanndan birini oluşturdu. Bu arada Türkiye'nin AT üyesi ol- madığı sürece BAB'a dahil edil- memesi üzerinde görüş birliğine varıldığı ifade edildi. Buna kar- şılık AT üyesi Yunanistan ve Da- nimarka istedikleri takdirde he- men Batı Avrupa Birliği'ne üye olabilecekler. Türkiye 4 yıl ön- ce, Yunanistan ise daha sonra BAB'a üye olma arzulannı dile getirmişti. Topluluk üyesi olmadıklan için BAB'a girmeleri duşünül- meyen NATO üyesi Türkiye ve Norveç için ise "özel ortaklık formüikri" ve şimdikinden da- ha etkili "gözlemci statüleri" bulunmaya çahşılacak. Türkiye1 nin BAB üyeliği konusunun Hollanda tarafından tartışmala- ra getirildiği, ancak diğer ülke- lerin buna karşı çıkmaları üze- rine, BAB'a üye olmak ıçın "hem NATO bem de AT üyesi olma zorunluluğu" formulünün belirlendiği kaydedildi. AT Dönem Başkanı ve Lük- semburg Dışişleri Bakanı Jacqu- es Poos, Türkiye'yi BAB'a kabul ya da reddedecek organın BAB konseyi olduğunu, ancak AT üyeleri arasında oluşan görüş birliğine uygun olarak ATye üye olmayan NATO üyelerinin BAB'a alınmama eğilirninin ağır bastığını söyledi. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Poos, Norveç ve Türkiye'nin Av- rupa savunmasının dışında tu- tulmuş olma duygusuna kapıl- mamaları için "ortaklık formülleri" ve görüşmelerde bu- lunup fikir beyan edebilmeleri için "daha ileri bir gözlemci statiisünün" araştırılacağını da sözlerine ekledi. Poos, basın toplantısında ortaya çıkan yeni durumun Türkiye aleyhine de- ğil, tam tersine Türkiye acısın- dan "olumlu" bir karar olduğu- nu da belirtti. Ancak AT ile BAB arasında- ki yeni ilişkileri "tanımlamak" üzere AT dışişleri bakanlan si- yasi direktörlerinin görevlendi- rilmiş ohnası, AT açısından şim- diye kadar mevcut oknayan ye- ni bir unsur ortaya çıkardı. AT bundan sonra kıtada savunma ve güvenlik alanlarındaki yeni oluşumun önemli bir parçası ol- ma yoluna girdi. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jacques Poos ve AT Komisyon Başkanı Jacqu- es Delors, uyelerin çoğunluğu- nun "uzun vadede" AT ile BAB arasında 'bütünleşme"den yana olduklannı belirttiler. Bütünleş- me BAB'ın, AT'nin silahlı kolu olması anlamına gelecek. Ancak çeşitli nedenlerle bu bütünleşme 2000 yılından önce gerçekleşe- meyecek. Bilindiği gibi İngiltere ve Hol- landa güçlü bir "Avrupa savun- ma ayağı"na sıcak bakmıyor. Brüksel Komisyonu'nun bir söz- cüsü, "bütünleşme" yanlısı ol- mayan ülkelerin, AT dışı geniş- leme fikrini savunduklannı top- lantı koridorlannda bize ifade etti. Bu görüş aynlıklanna rağ- men "ortak bir Avrupa savunması" konusunun ilk kez görüşülebilmiş olması bile bir- çok AT yetkilisince "büyük bir başarı" olarak yorumlandı. Bu koşullarda BAB'a üye ol- madığı için Türkiye, kıtadaki ye- ni oluşumun dışında durma teh- likesiyle baş başa kalıyor. 8 ni- sanda toplanacak AT olağanüs- tü zirvesi "Körfez savaşı sonra- sı durumu" ele alacak. Bu zir- vede görüşülecek noktalar şunlar: 1- Ortadoğu ve Körfez bölge- sinin geleceği ve Avrupa'nın böl- ge güvenliği konusundaki rolü. 2- Bölgedeki siyasal problem- lerin çözümü ve Avrupa'nın ABD'nin girişimlerini destekle- mek üzerine oynayacağı rol. 3- Onadoğu'nun yeni iktisa- di örgütlenmesi ve Avrupa ile iş- birliği olanaklan. AT zirvesinde, özellikie birinci noktanın görüşülmesi sırasında Türkiye'nin yeniden tartışma odaklanndan biri olarak tema- yüz etmesi bekleniyor. KIZIL MEYDAN KAPATILDI — Rusya Federasyona Başkanı Boris Yeltsin yanlılannın bugün gösleri yapacaklannı açıklamalan üzerine Kml Meydan'a giriş noktalan askeri kamyonlarla kapatüdı. (Fotoğraf: AP) Hükümet yasağına karşın, Yeltsin yaniılan bugün büyük gösteri düzenleyecek Moskova'da kritik günSSCB Başkan Yardımcısı Yanayev, gösteriyi düzenleyen Demokratik Rusya örgütünün liderlerini uyardı. Başbakan Pavlov da Sovyet halkına çağnda bulunarak gösterilere katılmamalarıru istedi. Dış Haberler Servisi — SSCB'de, hü- kümetin Moskova'da yapılacak tüm gös- terileri ya&aklaması ve kömür işçilerinin ülke çapındaki grevlerini iki ay süreyle ertelemesiyle siyasi gerginlik hızla tır- manmaya başladı. Rusya Federasyonu Cumhuriyeti Devlet Başkanı Boris Yelt- sin yaniılan, Moskova'daki gösteri yasa- ğına uymayacaklannı ve bugün başkent- te büyük' bir gösteri düzenleyeceklerini açıkladılar. Maden işçileri de grevlerini sürdüreceklerini duyurdular. SSCB Başkan Yardımcısı Gennady Yanayev, bugün Moskova'da gösteri yap- mayı planlayan Yeltsin yanlısı Demok- ratik Rusya örgütü'nün liderlerini, ya- salara uymalan ve gösteriyi iptal etme- leri için uyardı. SSCB Başbakanı Valen- tin Pavlav da Moskovahlara ve Sovyet halkına çağnda bulunarak gösteriye ka- tılıp "siyasi oyunlan alet olmamalannı" istedi. Bu arada, SSCB Başkanı Mihail Gortaçov, yeni birlik sözleşmesini imza- lamayan cumhuriyetlerin "otomatik ola- rak SSCB'den ayrîlma sürecini başlatmış olacaklannr söyledi. Boris Yeltsin'in siyasi geleceğinin be- lirleneceği ve bugün başlayacak olan Rusya Halk Temsikiieri Olağanüstü Kongresi öncesinde Gorbaçov ile Yeltsin arasında yaşanan gerginlik tırmanırken Moskova'da gösterilerin yasaklanması ve ülke çapında da madenci grevlerinin er- telenmesi ülkeyi siyasi bir krizin eşiğine getirdi. Yeltsin yaniılan, yasağa rağmen bugün Moskova'da büyük bir gösteri düzenle- yeceklerini açıkladılar. Yeltsin'in yakın çalışma arkadaşı Lev Shemayev, hükü- metin karannı "yasadışı' olarak niteleye- rek gösterinin planlandığı yerde ve za- manda yapılacağını söyledi. Kremlin'den uyan TASS Ajansımn haberine göre, Baş- kan Yardımcısı Yanayev, dün Kremlin- de, Demokratik Rusya örgütü'nün Ko- ordinasyon Komitesi üyelerinden Yuri Afanasyev ve Arkady Muraşov ile bir araya geldi. Ajans, SSCB lçişleri Baka- nı Boris Pugo ve KGB Başkanı VTadimir Kruçkov'un da katıldığı görüşmede, planlanan gösterinin düzenlenmesi ha- linde, ortaya çıkacak tüm sonuçlann so- rumluluğunun Demokratik Rusya örgü- tü'ne ait olacağının açıkça ifade edildi- ğini bildirdi. SSCB Başkanı Valentin Pavlov ise Moskovahlara ve SSCB halkına çağnda bulunarak bugün düzenlenecek olan Bo- ris Yeltsin yanlısı gösteriye katılıp "siya- si oyunlara alet olmamalannı" istedi. Moskova Polis örgütü "AdK Soruştur- ma Dairesi" Başkam Yegorov, hü- kümetin koyduğu yasağa karşın Demok- ratik Rusya Örgütü'nün düzenleyeceği gösteriyi engellemek için, içişleri bakan- lığı askeri birliklerinin de dahil olduğu planların hazırlandığını vurguladı. Helsinki YurttaşlarMeclisiBaşkanı Mary Kaldor'un Cumhuriyet'e demeci Kuzey-Güney sürtüşmesi gündemde Mary Kaldor, Doğu Avrupa'daki gelişmeler sonucu Doğu-Batı kutuplaşmasının yerini Kuzey-Güney sürtüşmesinin almaya başladığını söyledi. StNAN GÖKÇEN Helsinki Yurttaşlar Meclisi Başkanı Mary Kaldor, Doğu Avrupa'daki gelişmeler sonucu dünyadaki kutuplaşmanın artık Doğu ile Batı arasında degil, Kuzey ile Güney arasında yasan- dığını ve kutuplaşmada temel bir etmenin de Islamiyet- Hıristiyanlık çatışması olduğu- nu söyledi. 'Avrupa bütünlügü' hedefine ulaşmak için uğraş veren ve bu uğraşta yöntem olarak hükü- metler ve resmi kurumlar arası ilişkileri değil de 'yurttaşlar arası diyaloğu' benimseyen Helsinki Yurttaşlar Meclisi, geçen hafta sonunda Istanbul'da Ortadoğu konulu bir konferans düzenleye- rek bölgede demokrasi, din- devlet ilişkileri, Kürt sorunu, Fi- listin sorunu gibi konulan tar- tışmaya açtı. Konferans nedeniyle Istan- bul'da bulunan Mary Kaldor ve örgutün eski başkam Mient Jon Faber ile konferans sonrasında görüştük. Kendilerine yöneltti- ğimiz sorular ve yamtları şöyle: — Neden bir Ortadoğu kon- feransı düzenlediniz ve neden bu konferans için tsUnbul'u seçti- niz? KALDOR — Ortadoğu ko^ nulu bir konferans düzenlenme- sinin temel nedeni Körfez sava- şı. Soğuk savaş bittiğinde çoğu- muz büyük bir iyimserlik için- de arük bir Avrupa bütünleşme- sinin mümkün olabileceğine inanıyorduk. Batı Avrupa'nın Doğu Avrupa'yı da bu bütünleş- me içine alacağına inanıyorduk. Tam bu.sırada Körfez savaşı başladı ve aynı anda Baltık dev- letlerinde Sovyet baskısı ağırlaş- tı. Birdenbire çok farkh bir dö- neme girdiğimizi anladık. Böy- lece eski Doğu-Batı sorununun yerine artık Kuzey-Güney soru- nunun öne çıkacağı anlaşılıyor- du. Bu, aynı zamanda Avrupa içinde de yeni bölünmelere yol açacaktı. Sovyetler Birliği ile ye- niden uzaklaşma, Batı'nın bir savunma sistemine daha fazla il- gi duyması ve Batı Avrupa'nın Doğusu'na daha soğuk bakma- sı gündeme gelecekti. Kapandı- ğını sandığımız soğuk savaş dö- nemine ait sorunlar yeniden kar- şımıza dikilmeye başladı. Bu or- tamda Ortadoğu'daki demokra- tik gruplarla yurttaşlar düzeyin- de diyalog kurmanın gerektiği- ni düşündük. Buna başlamak için de Türkiye en uygun yer gö- rünüyordu. Çünkü Türkiye, ger- çekten Avrupa ile Ortadoğu ara- sında bir köprüdür. — Konferansa katılan Kürt delegelerin göriişlerini akUnr mısınız? KALDOR — Bence birbirin- den farkh birçok görüş vardı. Ancak hepsi kültürel özerklik is- tiyordu. Kendi okullannda ken- di dilleriyle eğitim yapma özgür- lüklerine saygı duyubnasım isti- yordu. Bazıları ise bundan da ötesini, bir Kürdistan istiyordu. — tslamcı delegeierin görüş- leri neydi? KALDOR — Bence onların da aralannda farkhlaşma vardı. Katıhmcılar arasında bir Islam devleti isteyen çok yoktu gibi ge- liyor bana. FABER — Bu çok açık değil, çünkü laik bir devletten söz et- seniz bile devlet politikası için- de dini araçlar çok temel işlev kazanabiliyor. Bunu bazı Batı Avrupa ülkelerinde ve ABD'de görürsünüz. ABD, laik bir dev- let olmakla beraber Hıristiyan- hğın etkisi çok ağır basar. Hü- kümet üyeleri ve toplumun ço- ğunluğu kendi politik konumla- rını savunurken Hıristiyanhk terminolojisi kullamr. Bunu ts- rail'de de görürsünüz. Benim görüşüme göre Hıristiyanlar ve Müslümanlar, devletin, dini bir araç olarak kullanmasına şid- detle karşı çıkmalıdırlar. Bence de artık dünyadaki ça- tışma Doğu ile Batı arasında de- ğil, Kuzey ve Güney arasındadır. Bunun altındaki temel etmen de din aynlığıdır. Doğu-Batı çatış- masında söz konusu olan ideo- lojik ayrılıktı. Şimdi ise Hıristiyanlık-Müslümanhk ayn- lığı söz konusu. Elbette Muse- vüik de önemli bir rol oynuyor. KALDOR — Kuzey-Güney ayrımının ötesinde bizim top- lumlanmızda da benzer bir so- run yaşanıyor. Devre miilk Devre mülk alacaksanız; fiyata... hizmete... deneyime ve yönetime önem verin. Binlerce aile yıilardır tatilin tadını Odak'la yaşıyor. Kıyaslamadan karar vermeyin!.. İNŞAAT VE TURİZM YATIRIMLARI TiCARET A.Ş. Şakir Kesebır Cad No. 32 Bolmumcu Plazo 2 Kat.2 80700 Baimjmcu/istanbul Tel 172 28 60 (4 hat) POL1TİKADA SORU1NLAR ERGUNBALa ABD'nin Irak Çıkmazı... ABD, Irak'ta büyük bir çıkmaza saplanmış görünüyor. ön- ce şu noktayı belirtmekte yarar var: VVashington'un aksi yön- deki iddialarına karşın ABD, Irak'taki iç savaşa giderek bu- laşıyor. Ama işin ilginç yanı, kimin safında ve nasıl bir amaç- la bulaşiığına ilişkin belirli bir planı da yok. Kararsız, endişe- li btçimde, geleceğin ne getireceğini bilmeden bulaşıyor Irak- taki iç savaşa... Şimdiye dek iki Irak savaş uçağı, ateşkes ardaşmasını ih- lal ederek havalandıkları gerekçesi ile düşürüldü. Ancak tüm Amerikalı askeri uzmanlar bu uçakların, Amerikan birlikleri için bir tehdit oluşturmayacaklannı, zaten öyie bir niyetleri de olmadığını kabul ediyoriar. Uçaklar, Saddam tarafından Kuzey Irak'taki ayaklanmaya karşı kullanılmak ıstendiği için vuruldular. Beyaz Saray Soz- cüsü Marlin Fıtzvvater, yaptığı acıklamada, ABO'nin Irak sa- vaş jetlerine uçuş izni vermemesinin "Saddam'ın isyancıla- ra karşı savaşını zorlaştırabileceğini" kabul etti, ama "Irak- ın iç işierine müdahale etmeye niyetleri olmadığını" da söz- lerine ekledi. Dahası var. Güneyde Irak'ın yaklaşık % 15'ini işgal altın- da tutan Amerikan birlikleri, işgal alanlannı düzenli biçimde kuzeye doğru genişletmektedirler. Tüm bunlann amacı, Saddam üzerinde baskıyı artnrarak Irak liderinin isyancılara karşı hareket özgüıiüğünü kısrtlamak. Bu tabloya bakarak "Tamam, ABD karar vermiş. Saddamı devirecek. Bu nedenle, isyancılara karşı Irak liderinin elini kolunu bağlıyor" diye düşünebilirsiniz. Ne gezer? ABD, gerçi Irak savaş jetferir.in uçmasına izin vermryor, ama helikopterlerin kullanılmasına kanşmıyor. Oysa isyan- cılara karşı asıi etkili silah helikopter. Sözün kısası, VVashing- ton bir eli ile bozduğu dengeyi, öteki elryte düzertiyor. Biryan- dan savaş jetlerinin uçmasını yasaklıyor, birliklerini kuzeye doğru ilerleterek Saddam'a gözdağı veriyor, öte yandan Sad- dam'ın isyancılara karşı helikopterteri kullanmasına göz yu- muyor. Yani VVashington kararsız. Saddam'ın grtmesini istiyor, ama yerine kimin geleceğini bilemiyor. Üstelik Saddam gitt^i tak- dirde, Irak'ın parçalanacağından, güneydeki Şiilerin İran'ın etkisi altına gireceğinden, bölgenin yeni bir kaosa yuvarla- nacağından korkuyor. VVashington'un uzun vadeli çıkan Saddam'ın gitmesinde, ama kısa vadeli çıkan iktidarda kalıp ülkeyi parçalanmaktan kurtanmasında. ABD, Saddam'ın yerine bu işi yapacak başka birini buisa hemen onu iktidara getirecek. Fakat bulamıyor. Irak muhalefeti bölük porçük. Aralannda, Saddam'ın devrilmesi isteğinden başka ortak bir yan yok. Üs- telık Sünniler Saddam'a karşı isyana katılmıyorlar. İran, gü- neydeki Şiileri kışkırtıyor. Suriye ise kuzeydeki Kürtlere yar- dım ediyor. Bu kaosta VVashington'un en büyük umudu, ordunun Sad- dam'ı devirmesi ve iktidara gelecek bir generalin ülkenin par- çalanmasını önlemesi. Ancak bu konuda da ABD, çıkmazın içinde gorüluyor. iç savaşın sürdüğü ve ülkenin parçalanma tehlikest ile karşı kar- şıya bulunduğu b!r ortamda, komutanların birincil kaygısı Saddam'ı devirmek değil, ayaklanmayı bastırmaktır. İsyan- cılarla savaşmak zorunda olan komutanlar, Saddam'a dar- be düzenleyip bir de kendi aralannda bölünmeyi göze ala- mazlar. Saddam'la hesaplaşmak, ancak isyanın bastmlma- sından, parçalanma tehlikesinin önlenmesinden sonra gün- deme gelebüecek bir konudur. Bunun için de ABD'nin hiçbir baskı yapmaması, Irak or- dusunun isyanı bastırmasına izin vermesi gerekiyor. İyi de bir ihtimal var: Ya Irak' ordusu isyanı bastırdıktan sonra Saddam'ı devk- meye kalkışmazsa? Saddam orduya hâkim olmayı başanr- sa? Sözün kısası, ABD için "Yukan tükürsen bıyık, asağı tü- kürsen sakal". VVashington isyanalara yardım edip, Saddam'ı devirse, Irak parçalanacak; isyancı grupların her biri kendi başına hare- ket edecek; İran ve Suriye işe karışacak. Irak ikinci bir Lüb- nan olacak, bölge yeni baştan karışacak. Saddam'a karşı bas- kıyı kaldırıp Irak ordusunun isyanı bastırmasına izin verse, bu kez Saddam'ın orduya hâkim olup, iktidarda kalması ola- sılığı var. VVashington karar veremiyor Ağırlığını ne isyancılardan ne de Irak ordusundan yana koyabiliyor. Açıkça isyancılan desteklese ya da Bağdat'a "Arkadaş ben senin isyancılara karşı uçaklannı kullanmana karışmam" de- se, iç savaş sona erecek. İnsan kıyımı duracak. Ama VVashington karar veremiyor. ve Irak'ta yıkım devam ediyor. ELEMANLAR ARANIYOR Üikemizin önde gelen kuruluşlarından, EMEK ELEKTRİK ENDÜSTRİSİ A.Ş. de (Esenboğa yolu 23. km), görevlendirilmek üzere, çok iyi İngilizce bilir, erkekler için askeriiğini yapmtş, 1- Satış ve Pazarlama Bölümünde çalışacak, Elektrik Mühendisi, Endüstri Mühendia veya işletme, ekonomi Bölüm Mezunları 2- Transformatör Üretim Bölümünde çalışacak, Elektrik Mühendisi, 3- Geliştirme Bölümünde çalışacak, Makina Mühendisi, Elemanlar alınacaktır. Gizli tutulacak başvurularınızı, özgeçmişinizle birükte, BARMEK HOLDİNG A.Ş. Elemanlar P.K. 652 06044 Ulus - Ankara adresine yapınız. TEMSİLİ VE KATILIMa DEMOKRASİNİN KÖKENİ Doç. Dr. Sami Selçuk 5.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad 39-41 Cağaloğht-îsUmbul Ööemeli gönderflmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle