18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 2 MART 1991 Yorunı ve Laiklik Luther, IncıJ'de yer alan St. Paul'un "Romalılara Mektup"undaki: "...her birimiz kendisi hakkında Allah'a hesap verecektir" biçimindeki bildirilerini yorumlayıp, "kilisenin, kul ile Tanrı arasına giremeyeceğini" ilan eder. Bununla da kalmaz, "anlamak için, okunan metnin, okuyanın dilınde olması" yorumundan yüruyerek İncil'i Almancaya çevirır. MERİÇ KARACAOVALI Kuçuk gezegenımız yıne çok yorum uretıl dığı bır dönem yaşıyor Ünlu İtalyan yazar Umberto Ecco'nun deyışıyle "yorum çılgınlığı" başını almış gıdıvor Yorumbılımcıler yeryuzunun çok sıkıntılı, karmakarışık bır yıunağa donduğu sureçler de "yorum"un ı>ıce boy gösterdığııu üerı su- rerler, örneklerı de genelde "dınsel yorum"- lardan venrler Bu da doğaldır, çunku Turk- çeye "yorumbıhm" olarak çevnlen "herme neutıque"ın bugunku anlarruyla algılanması nı, çağdaş duşunurlerden Dilthey. (1833-191 l)'a borçluyuz Hermeneutıque'ın ışlevı, gunumuz yorumbılımcılerınden Paul Ricoeur'e gore şoyledır "Kulturumuzun tum yazılı belgelerının >orumlanması ıçın gerekh kurallan ıçeren bılım" Ote >andan yazılı, dıl sel yapıtlann (muzık ıle gorsel >aratıların da dılınden söz edılır) neden yorumlandığı soru lacak olursa, yanıt kısaca "anlamak" dıye ve- rılmektedır Çunku "anlama" kavramı yo- rumbılımın temelını oluşturur Ayrıca >orum bılımın kurallarından bırkaçını behrtmek ge rekırse "Bır metnin her zaman bırden fazla yorumu vardır, ama her metın, sınırlı sayıda yoruma olanak tanır Bır metnin yorum ola- nağının sınırını (vorum savısını) kesın belır- lemek, yorumbılıme ters duşer Ama yoru mun amacı da daha fazla yorum uretmek de ğüdır"ı gösterebıhnz Bu bırkaç kural bıle yo- rumun dının hızmetınde kullanıldığında ışle vınden ne denlı saptırıldığıru gözler önune ko yar Yorumun çağlar boyu surecek olan bu kul- lanımının ılk orneğının, Hz. tsa'nın çağdaşı İskenderıyeh Philon (t O 25-1 S 50)'un Tev rat yorumu olduğu belırtılır Yaşadığı çağ, ta- nhın pek çalkantılı bır dönemıdır Inançlı bır Musevı olan Philon, eskıl (antık) çağ feîsefe- sını ıncelemış, unlu duşunurlerın yapıtlarıyla tanışmıştır Edındığı bılgılerın etİcısıyle Tev rat'takı kımı metınlerden rahatsız olmaya baş- lar Bunlar, orneğın "Allah nadım oldu" ya da "Allah parmaklarıyla yazdı" gıbı ınsan- bıçımsel görunumlerı belırten anlatımlardır Philon, kutsal yazıların boyle sozel (lafzı) an- lamınm sıradan ınsanlar ıçm olduğunu, bıl- gılı, olgun kışıler ıçın sözel anlamın gerısınde gızü bır ıçanlamın buiunduğunu ilen surer Bu örtuk anlamın ortaya çıkarılması ıçm de, fel- sefeden, ozellıkle Platon'dan aldığı kavram- ları amacına uygun bıçımde yorumlayarak kullanır Ona göre bu yararlanmada hakkı da vardır Çünku eskı Yunan felsefesı "Tevraf- tan devşırme"dır Philon bununla da yetm- meyıp "yorum çılgınlığı"nın tarıhsel bır ör- neğını vererek, Platon'(l.ö. 427-347)un, on- dan 800 yıl once yaşamış Hz. Musa'nın çağ- daşı, dahası, oğrencısı olduğunu ılerı sürer Batı'nın laikliğe geçişi... Kuşkusuz Phılon'un bu yorumunu gulerek karşılıyoruz, zamamnda da belkı böyle kar- şılayanlar olmuştur Ne var kı, onun, dınsel metınlerın eskıl (antık) Yunan felsefesınden yararlanarak "akla yatkın" duruma getırmeyı sağlayan yorum yontemı, gerek Hınstıyanlık- ta, gerek Müslumanlıkta genış ölçude kulla- nılacaktır Bunun yanı sıra, ortaya koyduğu "öylesıne anlayanlar, derınlemesıne anlayanlar" ayrımının da, sonrakı dınlerde yer aldığı görulür Bu tutumun yorumu da- vet edeceğı ortadadır. Isa dınınde ılk buyuk etkın yorum, Avru- pa'nın göçlerle darmadağan edıhp buyük acı- İar yaşandığı, halkın buyuk bolumunce bun- lardan Hınstıyanlığın sorumlu tutulduğu sı- rada, ermış (azız) Augustınus (354-430) tara- fından yapılır Hınstıyanbğı, dolayısıyla dog- maları savunmak, bunların usa (akla) uygun- luğunu kanıtlamak ıçın, o da felsefeye, Pla- ton'a başvurur Nevar kı, bu saygın yorumcu da kendını "yorum çılgınlığ]"na kaptınp, vaf- tızı >orumlarken, B Russell'm belırttığıne go- re "Yenı doğan çocukların şeytanın ayağı olduğunu" ınanarak söyleyıverır tnaklan (dogmalan) Ansto'ya dayanan yo- rumları>la usun vızesınden en ıyı geçırmeyı becerenın, Aquino'lu Thomas (1225-1274) ol- duğu kabul edılır Bu buyuk duşünur de yo- rumu, "onceden verılen doğruyu, vargıyı" ye- nıden ortaya koymak ıçın kullanıyordu. Ama kendısınden uç yuzyıl sonra Martin Luther, (1483-1542) yorumu gunumuzdekı algılanışı doğrultusunda kullanacaktır Dönem >ıne Avrupa'nm en sarsıntılı bır surecıdır Hırıs- tıyan dunyası "af sorunuyla" ıçın ıçın kay- namaktadır Luther, Incıl'de yer alan St Pa- ul'un "Romalılara Mektup"undakı " her bırımız kendısı hakkında Allah'a hesap vere- cektir" bıçımındekı bıldırılerını yorumlayıp "kılısenın, kul ıle Tanrı arasına giremeyece- ğini" ılan eder Bununla da kalmaz, "anla- mak ıçın, okunan metnm, okuyanın dilınde olması" yorumundan yuruyerek Incıl'ı Al- mancaya çevırır. Zamamnda kılıse tarafından "çılgmlık" olarak kabul edılen bu "gerçek yorum"dan, ancak uç yuzyıl sonra Batı dunyası laikliğe adımını atacaktır İslam'da durum Yorumun Islam dınındekı ışlevıne geçme- den önce, bu dının önculen olarak kabul edı- len "hanıf'lerın, bazı yorumlanna da değın- mek yerınde olur. Hanıfler, Kâbe'de dızılı sımgesel taşlara (putlara) tapmarun yanlış ol- duğunu ılen suruyorlar, ıçlennden kunılen de doğadakı sureklı değışmeyı yorumlayıp, bır bakıma duzenleyıcı, yaratıcı bu- gucun, aşkın (müteal) bır Tann'run gerekırlığmı dıle getı- rıyorlardı Ünlu hanıflerden Said Bin Kus, peygamberhğınden önce Hz Muhammed'ın de dınledığı bır hutbesınde, Tann'mn bu aş- kın (muteai) nıtemını şöyle yorumluyordu "Doğmamış ve doğurmamıştır". Böylece Sa- ıd Bın Kus, ılerıde "ıhlâs Suresı"nde "lem- yelıd velemyuled" bıçımınde yeralacak olan Tann'mn bu rutemuu dk kullanandı. Yıne ha- nıflerden Umevye, Mekkelılere yazılarına "Bı's-meke'llâhumme" başhğıyla başlamala- nnı önermış, aynca "Tegabün Suresı"nde kı- yamet gunü ıçın kullanılan "yevm ut- tegabun" tabırıne de ılk kez şurlerınde yer vermıştı (*) Anlaşılacağı gıbı hanıfler bu yorumlarında tek Tanrılı dınlerın kutsal kıtaplarının etkısı altındadır Ama Islam skolastığını oluştura- cak yorumlar elbette bu dının doğup yayılma- sından sonra başlayacaktır Musluman Arap- lar, antıkçağ felsefesmı, duşüncesını tanıyan kaynaklarla temasa geçınce, bunlann etkısıyle akıl ıle dogma karşı karşıya gelır Kısa bır sü- reyle aklın, dogmaları yadsıyan yorumlara kaynaklık ettığı görulur Bu yoldakı Dehriy- yun ve Tabiyyun akımlarının kımı duşunur- len peygamberlığı yadsıyorlar, tum vahy dın- lerını eleştırıyorlardı ÖzeJlıkle Razi (841-926)'nın yaptığı "vahy" eleştırısı, Batı'- da ancak 18 yy'da, John Toland (1670-1722)'da gorulecektır Bu akımlar etkısız, yandaşsız, çok kısa su- relı olmuştur Ancak aklı Islam dogmalarının savunmasında, yorumlanmasında kullanan "Mutezile" gıbı akımlar uzun surelı olur Is- lam skolastığuun gerçek temsılcısı olan "Meş- şailik"te ıse dının değışmezlerıne, dogmala- nna antık felsefeden, ozellıkle Arısto'dan ya- rarlanarak aklın da kabulleneceğı yorumlar, kanıtlar getınlır Bu çokseslılığm yolu "Sun- nı kelamcıhğı" ıle kesılır Bundan sonra artık, felsefeyı temel alarak ınancı yorumlama yenne, mumının Kuran'- ın gerçek anlamını kavTaması ıçın gereken yo- rumlar uretıhr Lafzî (söylemsel) anlam ıçın yapılan yorumlar "tefsır"dır kı, bununla "mevzu dın" kurallar getıren dın "şenat" oluşur Islam kaynaklan, şerıatla dınsel ger- çeğın dış gorünuşunun belırlendığı, ıçyuzunu (batını) açıklamak ıse "tevıl" denen yorum- la gerçekleşeceğıru ışaret edıyorlar Ayrıca te- vılm getırdığı yorumla tefsırınkıler uyuşma- lıydılar Böylece her ayetın, her surenın yedı- den yetmışe kadar yorumunun olacağı kabul edılerek genış bır duşun çevrenı sağlandığına ınanılır Laikliğe geçerek Ama bu jetmemış olmalı kı, 21 y> 'da ak- lın baskısı altındakı kımı Islam çevrelen 71 yorumlara gerek duymaktadır Örneğın, zı- nadan suçlu kadının taşlanarak öldurulmesı- nı msanlık açısmdan ıçıne sındıremeyıp, ay- rıca günumuz uygarlığının baş koşulu olan "ınsan haklan"na da aykırılığını gorerek, şe- rıatın bu kurahmn kuçuk taşlarla taşlamak, yanı 'simgesel recm' olarak yorumlanmasını ılen suruyorlar Ya da hırsızlık yapanın elı- nın kesılmesmı buyuran şerıatın, "bır çızgı ke- sık"le karşılanması gıbı yorum örneklerı ge- tırıyorlar Bu doğrultudakı 71 yorumların mumınle- re soluk aldıracağı elbette kuşkusuzdur Ama bunlarda da "yorum" gerçek ışlevınde kul- lanılmadığı ıçın 71 yorumlar da yetmeyecek- tır Umberto Ecco'nun "yorum kanserı" de- dığı bu duruma Turkıye laikliğe geçerek son vermıştır Kanımızca ergeç ötekı tslam ulke- lerı de son verecektir 1 (*) Hanıfler hakkında geru> bılgı ' tslamdan Onct Arap Tanhj' , Prof Neşet Çağata>, Ankara (1957)'den edını lebılır EVET/HAYIR OKT4YAKBAL Bu Kötü Gidişi Önlemek İçin... "Turk toplumu btrı aydınlık, bırı karanlık, bırı umutlu, bırı umutsuz ıkt gorunüm ıçındedır Bıryana bakıp sevinmek, öte- kı yana bakıp üzülmek doğru olmaz Tumuyle gormek gerekır gerçekları" Varlık 1976 Yıllığı nın bır sorusturması "Sıyasal yaşamırnız açısmdan çok yoğun bır yıl geçırdık Ulkemızı toplumsal alan- da dar boğazlara surukleyen, uluslararası ıtıbanmızı teme- lınden sarsan ve geleceğımız açısmdan büyuk tehlıkeler ya- ratan çağdışı gıdışı onlemenın yolları nedır sızce 9 " Ben bu soruyu yanıtlarken yukanya aldığım sözlerı soy- lemışım şunları da ekleyerek "Bu kotu gıdışı onlemenın yolu çağdışı partılerı ve polıtıka adamlarını etkısız bırakacak bır genel seçımdır Bır ülke an- cak seçımlerde halk yararına çalışacak partılerı destekleyıp ısbaşına getırerek çıkmazlardan kurtulur Tek çare halkın ken- dını kendı elıyle kurtarması Bılınçlenerek" 1975 yılının bır ceşıt dokumu bu soruşturmaya tanınmış ya- zar ve şaırlerımızın verdığı yanıtlar Anımsarsanız, MC le- nnısbasında olduğu yıllardı 1975-1976 lar Mıllıyetçı Cephe adı verılen ortak hukumette Adalet Partısı, Mıllı Selâmet Par- tısı, Guven Partısı, Mıllıyetçı Hareket Partısı bır araya gelmıştı Önemlı bakanlıklar aşırı sağcıların elındeydı Ulkede bır ay- dın kıyımı, gerçek Ataturkçü kıyımı hızla surduruluyordu Bır yandan da adam oldurmeler, çatışmalar Varlık Yıllığı'nın sorusunu soran Yaşar Nabı Nayır'dı O da umutsuzdu, o da yıllardır surdurduğü uygarlık savaşında yor- gun duşmuştu Yıllıkta bu soruyu yanıtlayanlar ıse Ataturk çızgısınde bağımsız, barışçı ve kışılıklı bır dış polrtıkaya dön- mekten başka care yok dıyorlardı Talıp Apaydın şoyle sür- duruyordu "Anayasamız doğrultusunda ozgurlukçu, çağdaş fıkırlere saygılı toplum gelışmesını amaçlayan bır yönetım ulusumuzu rahatlatacak ulusal gelışmemızı sağlayacaktır Bunun dışında uygulamalar çağdışıdır, geçersızdır, başımı- za turlu belalar getırecekiır" Mehmet Basaran Halk egemenlığını kurmak kafamızı, elımızı somurtmeyen bır duzenı gerçekleştırmek zorundayız Bunun ılk koşulu dışa bağımlılıktan arırimak, tam bağımsız- lığa kavuşmak" demış Fakır Baykurt ıse "Ozellıkle 1976 böyle oldu Turkıye neredeyse ellı yılı aşkın surede gelıştırdığı ıç ve dış polıtıka bırıkımını bır anda yadsıyıp gerıye eğılımlı bır ulke halıne geldı Bu haksız bır sonuçtur", Dağlarca da "Çağ- dışı gıdışı onlemenın yolları yoktur Bır tek yolu, bır tek uma- rı vardır Solun yonetımı ele alması Gece gunduz uyanıyor toplum Mutlu gun cok uzaklarda olmasa gerek" demıştı Aradan on altı yıl geçtı Bugunlerde yıne boyle bır soruyla karşılaşsak nasıl yanıtlar verırız 9 Uç asağı beş yukarı aynı yanıtları mı? Zaman akıp geçıyor, ama denızın dalgaları gıbı düzeylen yalayarak hıçbır yararlı etkı yapmadan ınsanları- mızı, kafalarımızı, hele hele yonetıcı kadrolarını daha olum- lu, daha yararlı kılmadan Hatta on beş yıl, otuz yıl oncekı- lerı de aratır duruma getırerek Umıt Kaftancıoğlu -kı bır sıyasal cınayete kurban gıttı, nı- çın oldurulduğu ortaya çıkarılmadı, suçlular da bulunamadı- bakın ne demış "Boylesıne parçalanmış, boylesıne ayak altına alınmış bır ülke daha yoktur yeryuzunde Turkıye boylesıne acı gunlerı tarıhınde yaşamamıştır Partıler ulkenın geleceğını çok tehlı- kelere sokmuş durumdalar" Meğer daha nıce acı gunler gorecekmış ülkemız, halkımız! Kaftancıoğlu 12 Mart fırtınasını anlatmak ıstıyor, ama 12 Ey- lül hepsını gerıde bıraktı 12 Eylul'un urunü olan Ozal yone- tımı ıse Turkıye tarıhınde gorulmedık, yaşanmadık bır duru- mu yaşartı bızlere, daha da yaşatıyor' On beş yıl önce de partıler bırbırlerıyle belırlı konularda anlaşamıyordu Hele solda bır birlıktelık ıse hıç mı yoktu Sa- yısız grupcuklar bırbırıyle çatışıyor CHP yıne kendı ıc celış- kılerını yaşıyordu Tek umut CHP'dekı sosyaldemokrat bırı- kımın guçlenışı ıktıdara gelmesıydı Bır yıl sonra 1977 seçım- lerınde o da oldu Ama yanm yamalak' Ecevıt'ın kurduğu ortak hukumet ıkı yıl zor dayandı Hemen hıçbır olumlu ış go- remeden yıkıldı gıttı Gıdış o gıdış 1 Derken 12 Eylul, ardın- dan 82 Anayasası ıle ozgurluklerın kısılması ANAP adlı bır karmaşa ıktıdarının ortaya çıkışı, Ozal Hanedanı nın on yıla yakın suredır ulus yazgısına egemen olması Yenıden bır çıkış yolu, bır kurtuluş yolu arar hale geldık Evet, Kaftancıoğlu'nun dedığı gıbı' Halk kıpırdanısının artık başlaması, canlanması, yıldırım gıbı yerden fışkırması gere kıyor Taban kıpırdamadıkca, tabanı harekete geçırmedığımız sürece hıçbır şey değışmez " ayncahğı BU YIL LİSE IKINCI SINIFTA OKUMAKTA OLAN VE ONÜMUZDEKI YIL (1991-1992) MEF ÖĞRENCİSI OLMAK İSTEYEN UNIVERSITE ADAYLARINA: *Başvuruların çok fazla olması nedeniyle bütün şubelerimizde adaykayıt işlemleri durdurulmuştur. *Sayın veli ve öğrencilerimizin aday kaydı için muracaatta bulunmamaları önemle duyurulur. Gösterdikleri ilgiden dolayı velilerimize ve öğrencilerimize şükranlarımı sunarım. ÖZEL MEF (MODERN EĞITIM FEN) DERSHANESI KURUCU VE GENEL MUDURU ibrahim ARIKAN MEF (MODERN EĞİTİM FEN) DERSHANESI GENEL MUDURLUK (BEŞIKTAŞl Serencebey Yokuşu No 4 Tel 160 72 00 01-02-03 ŞUBE I (BEŞİKTAŞ) Barbaros Bulv S Bagcı Işhanı 56-58 Tel 158 43 46 158 43 47 ŞUBE II (KADIKÖY) Osman Aga Mah Kuşdılı Cad Sevımlı Işhanı B Blok Tel 346 27 58 346 27 62 ŞU8E III (BAKIRKÖV) Istanbul Cad Kırmızı Sebboy Sok Gurdamar Iş Merkezı Tel 542 33 80 542 37 77 K A D I K O Y LİSKUR SURUCU KURSU Devreler: HaftaSonu Haflalcı 2 Mart 4 Mart KADIKÖY (SöğûtKJçeşme Cami yanı) 349 18 24-349 18 25 336 02 06-33Ş 02 79 Rent a Flat ın Acıbadem Kadıkoy Tel: 148 16 10 Orduevı uye gırış kartımızı kaybettık Hukumsuzdur AHMET SAYA- MELDA SAYA "JSA oçrenmek ısıersenı; PK 45 Bevogiu IST ÇAYIRLI KADASTRO MAHKEMESİNDEN Erancan ılı Çayırlı ılçesınden davacılar Fuat Çelık \e Umrüşe BeydUh'nın Boğazh kojunden, da valılar imam Okur, AL Okur Nu rettın Okur, Husevın Okur, Gulane Aksakal Nahıgul Okur, Şahıgul Okur, Cezayır Okur ve Melek Okur aleyhıne açmış oldu ğu tespıtın ıptali \e tescıl da\ası nın vapılan açık vargılaması sırasında alınan ara karar geregın ce, Davalılardan İmam Okur, Nu rettın Okur Nahıgul Okur, Şahı- gul Okur ve Melek Okur'un zabıtaca araştınlmalara rağmen adreslen tespıt edılmedığınden da- va dılekı,esı [eblığ edılememış olup, ılan yolu ıle teblıgat ^pılma sına karar alınmış olmakla, Adı geçen davalıların mahkememızın 19 4 1991 tanhlı duruşmasına gel mez, delıl ıbraz etmez veya kendı lerıru bır vekıl ıle temsıl ettırmez ıseler duruşmaya yokluklannda devam olunacağı ve dava dılekçe sının teblığ edılmış sayılacağı ılan olunur 12 12 1990 MANUFACTURERS HANOVER BANK A.Ş.'DEN DUYURU Bakanlar Kurulu'nun 22 Ekım 1990 tanhlı, 90/1067 sa- yılı kararının 3182 sayılı Bankalar Kanunu'nun ve Turk Tıcaret Kanunu'nun hukumlerı uyarınca kurulan ban- kamız T C Başbakanlık Hazıne ve Dış Tıcaret Muste- şarlığı ve Kambıyo Genel Mudurluğu'nun 27 Şubat 1991 tanhlı, BAK 1-1 5222-279 sayılı ızın yazısı ıle Bankacılık ışlemlerıne ve mevduat kabulune başlamış, 28 Şubat 1991 tarıhınde yukanda belırtılen Bakanlar Kurulu ka- rarı doğrultusunda, Harbıye Abdı Ipekçı Cad Polat Pa- ias No 63 Şışlı-ISTANBUL adresınde faalıyette bulunan Manufacturers Hanover Trust Company Merkezı New York N Y Istanbul Turkıye Merkez Şubesı'nın butun ak- tıf ve pasıflennı devralmıştır' Sayın muşterılerımıze ve uçuncu kışılere duyururuz1 A-METAL FIXING SYSTEMŞ PAZARLAMA MÜDÜRÜ ARANIYOR Yurtıçı ve yurtdı$ı ınşaat endustrısmde hızmet verecek (Pre Fabrık ağırhklı) yenı kurulan fabnkamıan mamullennı tanıtacak Pararla ma bolumunu kurup yonetecek — Ingılızce bılen (2 lısan terah sebebı) — Seyahat edebılecek Tercıhen mşaat muhendısı Genç ve Dinamık bır eleman aran maktadır Müracaat A-Metal A Ş Organıze Sanayı Bölgesı P K 381 Iskenderun Telefon (8879) 1376-1214-1269 Aysun ve Adnan Baştopçu Kızları BENSU'nun doğumunu akraba ve dostlarına duyururlar Bursa Zubeyde Hanım Doğumeuı 1 Mart 1991 HUKUKSUZ DEMOKRASI Halit Çelenk 3 bası 5 000 lıra (KD\ îvinde) Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad 39 41 Cağaloğlu Istanbul Odemelı gondenlmez. GEÇMİŞLE GELECEK Sabahattin Kudret Aksal 2 bası 5 000 iıra (Kü\ ı^ırde) Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu Istanbul Odemelı gondenlmez. PENCERE Hukuk Savaşımı ve Ozal... Cumhurbaskanlığı Sozcusu Buyukelçı Kaya Toperı, Özal adına bır açıklama yaptı "Cumhurbaskanımız Sayın Turgut Ozal Cumhunyet gaze- tesının 28 şubat tanhlı sayısında yer alan Ozal Böyle huku- met olmaz' başlıklı haberın tamamen yalan olduğunu ıfade etmışlerdır Sayın Cumhurbaşkanı kapalı toplantılardakı konus- maların kaynak gosterılmeden, uydurma bır senaryo halınde kamuoyuna yansıtılmasının üzucu ve aynı zamanda duşün- durucu olduğunu belırtmıslerdır Cumhurbaskanımız, doğru olmayan haber ve yorumların mı- marı olan bu gazetemtzı, vatandaşlanmıza şıkâyet etmem ko- nusunda benı görevlendırmışlerdır" Çankaya'nın yakışıksız açıklamasım ele almadan once bır noktayı vurgularnakta yarar var Bızım Cumhurbaşkanıyla kı- şısel bır sorunumuz yoktur, cumhurbaşkanları gelır geçer, gazeteler sürer gıder Ama Ozal ıle bır sorunumuz var Nedır o7 • Bır çerçeveye keskın koşelı bır anlatımla oturtmak gere- kırse uç tur devlet var Bırmcısı 'keyfı dev/ef'tır, ılkel bır yonetımı vurgular tarıh- te örneklerı çok gorulmuştur Iktıdarın başı, kendısını yasa- larla bağlı saymaz her şey sultanın ya da kralın dıledığınce yurur, kanun, ıktıdar sahıbının ıstedığıdır Çağımızın gerı dun- yasında, kımı dıktatorun buyurganlığında, bu eskı modelın yenı örneklerı goruluyor Ikıncısı "kanun devletı"û\r Ülke yasalarla yönetılır, ıktıda- rın başı kanunlara bağlı olmakla yükumludur Ancak yasala- rın tumunden oluşan duzen çağımızın ınsan haklarına ve temel ozgurluklerıne ters dusen bır hukuku oluşturur Bu mo- del "keyfı devlet e gore bır aşamadır Ucuncusu 'hukuk devletı 'dır ınsan hakları ve temel öz- gurluklere dayalı bır duzendır çağdaş demokrasıyı vurgu- lar hukukun ustunluğu ılkesıne gore ışlerlık kazanır Butun yasalar, demokratık hukuku oluşturan bır butunsellık ve tu- tarhlık oluşumu ıçındedır Bızım amacımız hukuk devletının en gözde örneklerınden bın olarak ulkemızın çağımızda layık olduğu yerı almasıdır Insanlığımızı ancak bu yolda çaba gosterdıkçe duyumsaya- bılınz * Sayın Ozal ıle ıste bu konuda çatışıyoruz Sorumsuz cum- hurbaşkanı 'hukuk devletı' bır kenara kanun devletı' kavra- mını da çığnıyor, anayasayı hıçe sayıyor 'keyfı devlef düze- nındekı gıbı kendısını yasalarla bağlı saymıyor, kanunları dış- layan bır "ıcraat" ıçınde bulunuyor Oysa cumhurbaşkanı yasal duzene gore "sorumsuz, ta- rafsız, yetkısız"6\r 1990'lar Türkıyesı'nde bır "hukuk savaşımı" vermek zorun- dayız ve bu "zorunluk" yuzunden Sayın Ozal ı ele alıyoruz Cumhurbaşkanının sıyasal ıktıdarın bası gıbı davranabılme- sını sağlayan Başbakan Akbulut Bakanlar Kurulu ve ANAP Meclıs grubunu da yıne "kanun devletı uzerıne aykın dav- randıkları ıçın eleştırıyoruz Ozetle, yuruttuğumuz, hukukun ustunluğu, demokrası ve kanun devletı savaşımıdır Kışısel bır yanı yok Ne var kı bugun, Babıâlı'de benımsenen deyımle bır "yağ- danhklar sektoru ' yaratılmıştır Ozal a dalkavukluk eden ga- zetecıler ve gazeteler, bıze çatmayı patronlarına yaranmak ıçın gorev bılmektedırter Onların bır onemı yoktur yanıt ver- meye değmezler, saray soytarılığı, eskı donemlerden ben va- rolan bır meslektır Sorumsuz cumhurbaşkanının keyfı yonetıme surukledığı Turkıye'de gorevımızı yapmak da bızım mesleğımızdır • Cumhurbaşkanı Ozal, karısınm Istanbul ıl başkanlığı aday- jığina karşı ç/ktı dıye hukumetjn Mıilı Savunma Bakanı nı sa- vaş ortamında "azleder" kışt olarak tarıhe yâzıldl Bu tür ttefc- ranışlar keyfı yonetımlere yakışır ve bır kımsenın kışılığını bır kez damgaladı mı, artık bır daha unutulamaz Bakanlar Kuruluna ancak aılesının kışısel çıkarları ve sı- yasal hırsları açısmdan yaklaşan sorumsuz cumhurbaşkanı neyı yalanlamaya kalkışıyor"? "Mızrak çuvala sığmaz" tumcesı, Turk atasozudur çuva- lın mızrağa sığdığı ıse hıç gorulmemıştır VEFAT Bırıcık annemız, kardeşımız, halamız Bakırko> Merkez Lısesı Emeklı ÖSTelmenlerınden SAİME ÇETİN'İ kavbettık Azız naaşı 2 3 1991 ı.umartesı gunu oğle namazını muteakıp Aıakov Camunden kaldırılarak Osmanne mezarlığında topra^a verıleceklır EVLATL4RI. K4RDEŞLERI. YEGENLERt AaKAYBEVflZ Ivılığın, dayanışmanın, ozvennın, dırencın, vefanın sımgesı, ornek ve dost ınsan, değerlı e|ıtımcı, Duzıçı ve Hasanoğlan Yuksek Kov Enstıtusu çıkışlı SAİME ÇETİN'İ beklenmedık bır zamanda >ıtırmenın denn uzuntusu ıçındeyız Butun tanı>anlanna başsağlığı dılıvor ve anısı onunde savgıvla eğılıyoruz Mualla E>uboğlu >e Anhe^ger. Vedat Gunvol, ^afize ve Isa Ozturk, Hafun >e Mehmet Başaran. Tahsuı ve Emıne Çavır. Emıne ve Mehmet Rutlar, Velı Kadıoğlu, Husnb \alçın. Muze*»en \e Celıl \ltın, Şahver ve Halil Basntçu, Bekır !">emervı. Emın Kesler, Pakıze Turkoğlu, Ahmet Yol. Osraan Darıcı, >evber Tarcan, Refika Eker. Fatma ve Hüsetin "ialçın, Omer Er. Turan Yigıt, Muzaffer Daslı, Muzaffer Ka>han, Hamza Sovdaş, Rezzan-Bahattın Fırtına. Fahrıve >e Hasan Bılecıklı. KENT VE POLİTİKA • KENT YAŞAMINDA AYLIK SIYASI DERGI • BU SAYIDA • LEFEBVRE • KRITON CURI • AHMET ISVAN • ALI DINÇER • AYTEKIN KOTIL • MURAT KARAYALÇIN • ALI ORAL Irtıbat Tel 325 44 23 Kızımız i^\ OZGE'nin dogumunu tum sevenJenmıze duyururuz 2721991 IZMIR DENİZ-OSMAN SOYOĞUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle