Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 2 MART 1991
Yorunı ve Laiklik
Luther, IncıJ'de yer alan St. Paul'un "Romalılara Mektup"undaki:
"...her birimiz kendisi hakkında Allah'a hesap verecektir"
biçimindeki bildirilerini yorumlayıp, "kilisenin, kul ile Tanrı arasına
giremeyeceğini" ilan eder. Bununla da kalmaz, "anlamak için,
okunan metnin, okuyanın dilınde olması" yorumundan yüruyerek
İncil'i Almancaya çevirır.
MERİÇ KARACAOVALI
Kuçuk gezegenımız yıne çok yorum uretıl
dığı bır dönem yaşıyor Ünlu İtalyan yazar
Umberto Ecco'nun deyışıyle "yorum
çılgınlığı" başını almış gıdıvor
Yorumbılımcıler yeryuzunun çok sıkıntılı,
karmakarışık bır yıunağa donduğu sureçler
de "yorum"un ı>ıce boy gösterdığııu üerı su-
rerler, örneklerı de genelde "dınsel yorum"-
lardan venrler Bu da doğaldır, çunku Turk-
çeye "yorumbıhm" olarak çevnlen "herme
neutıque"ın bugunku anlarruyla algılanması
nı, çağdaş duşunurlerden Dilthey.
(1833-191 l)'a borçluyuz Hermeneutıque'ın
ışlevı, gunumuz yorumbılımcılerınden Paul
Ricoeur'e gore şoyledır "Kulturumuzun tum
yazılı belgelerının >orumlanması ıçın gerekh
kurallan ıçeren bılım" Ote >andan yazılı, dıl
sel yapıtlann (muzık ıle gorsel >aratıların da
dılınden söz edılır) neden yorumlandığı soru
lacak olursa, yanıt kısaca "anlamak" dıye ve-
rılmektedır Çunku "anlama" kavramı yo-
rumbılımın temelını oluşturur Ayrıca >orum
bılımın kurallarından bırkaçını behrtmek ge
rekırse "Bır metnin her zaman bırden fazla
yorumu vardır, ama her metın, sınırlı sayıda
yoruma olanak tanır Bır metnin yorum ola-
nağının sınırını (vorum savısını) kesın belır-
lemek, yorumbılıme ters duşer Ama yoru
mun amacı da daha fazla yorum uretmek de
ğüdır"ı gösterebıhnz Bu bırkaç kural bıle yo-
rumun dının hızmetınde kullanıldığında ışle
vınden ne denlı saptırıldığıru gözler önune ko
yar
Yorumun çağlar boyu surecek olan bu kul-
lanımının ılk orneğının, Hz. tsa'nın çağdaşı
İskenderıyeh Philon (t O 25-1 S 50)'un Tev
rat yorumu olduğu belırtılır Yaşadığı çağ, ta-
nhın pek çalkantılı bır dönemıdır Inançlı bır
Musevı olan Philon, eskıl (antık) çağ feîsefe-
sını ıncelemış, unlu duşunurlerın yapıtlarıyla
tanışmıştır Edındığı bılgılerın etİcısıyle Tev
rat'takı kımı metınlerden rahatsız olmaya baş-
lar Bunlar, orneğın "Allah nadım oldu" ya
da "Allah parmaklarıyla yazdı" gıbı ınsan-
bıçımsel görunumlerı belırten anlatımlardır
Philon, kutsal yazıların boyle sozel (lafzı) an-
lamınm sıradan ınsanlar ıçm olduğunu, bıl-
gılı, olgun kışıler ıçın sözel anlamın gerısınde
gızü bır ıçanlamın buiunduğunu ilen surer Bu
örtuk anlamın ortaya çıkarılması ıçm de, fel-
sefeden, ozellıkle Platon'dan aldığı kavram-
ları amacına uygun bıçımde yorumlayarak
kullanır Ona göre bu yararlanmada hakkı da
vardır Çünku eskı Yunan felsefesı "Tevraf-
tan devşırme"dır Philon bununla da yetm-
meyıp "yorum çılgınlığı"nın tarıhsel bır ör-
neğını vererek, Platon'(l.ö. 427-347)un, on-
dan 800 yıl once yaşamış Hz. Musa'nın çağ-
daşı, dahası, oğrencısı olduğunu ılerı sürer
Batı'nın laikliğe geçişi...
Kuşkusuz Phılon'un bu yorumunu gulerek
karşılıyoruz, zamamnda da belkı böyle kar-
şılayanlar olmuştur Ne var kı, onun, dınsel
metınlerın eskıl (antık) Yunan felsefesınden
yararlanarak "akla yatkın" duruma getırmeyı
sağlayan yorum yontemı, gerek Hınstıyanlık-
ta, gerek Müslumanlıkta genış ölçude kulla-
nılacaktır Bunun yanı sıra, ortaya koyduğu
"öylesıne anlayanlar, derınlemesıne
anlayanlar" ayrımının da, sonrakı dınlerde
yer aldığı görulür Bu tutumun yorumu da-
vet edeceğı ortadadır.
Isa dınınde ılk buyuk etkın yorum, Avru-
pa'nın göçlerle darmadağan edıhp buyük acı-
İar yaşandığı, halkın buyuk bolumunce bun-
lardan Hınstıyanlığın sorumlu tutulduğu sı-
rada, ermış (azız) Augustınus (354-430) tara-
fından yapılır Hınstıyanbğı, dolayısıyla dog-
maları savunmak, bunların usa (akla) uygun-
luğunu kanıtlamak ıçın, o da felsefeye, Pla-
ton'a başvurur Nevar kı, bu saygın yorumcu
da kendını "yorum çılgınlığ]"na kaptınp, vaf-
tızı >orumlarken, B Russell'm belırttığıne go-
re "Yenı doğan çocukların şeytanın ayağı
olduğunu" ınanarak söyleyıverır
tnaklan (dogmalan) Ansto'ya dayanan yo-
rumları>la usun vızesınden en ıyı geçırmeyı
becerenın, Aquino'lu Thomas (1225-1274) ol-
duğu kabul edılır Bu buyuk duşünur de yo-
rumu, "onceden verılen doğruyu, vargıyı" ye-
nıden ortaya koymak ıçın kullanıyordu. Ama
kendısınden uç yuzyıl sonra Martin Luther,
(1483-1542) yorumu gunumuzdekı algılanışı
doğrultusunda kullanacaktır Dönem >ıne
Avrupa'nm en sarsıntılı bır surecıdır Hırıs-
tıyan dunyası "af sorunuyla" ıçın ıçın kay-
namaktadır Luther, Incıl'de yer alan St Pa-
ul'un "Romalılara Mektup"undakı " her
bırımız kendısı hakkında Allah'a hesap vere-
cektir" bıçımındekı bıldırılerını yorumlayıp
"kılısenın, kul ıle Tanrı arasına giremeyece-
ğini" ılan eder Bununla da kalmaz, "anla-
mak ıçın, okunan metnm, okuyanın dilınde
olması" yorumundan yuruyerek Incıl'ı Al-
mancaya çevırır.
Zamamnda kılıse tarafından "çılgmlık"
olarak kabul edılen bu "gerçek yorum"dan,
ancak uç yuzyıl sonra Batı dunyası laikliğe
adımını atacaktır
İslam'da durum
Yorumun Islam dınındekı ışlevıne geçme-
den önce, bu dının önculen olarak kabul edı-
len "hanıf'lerın, bazı yorumlanna da değın-
mek yerınde olur. Hanıfler, Kâbe'de dızılı
sımgesel taşlara (putlara) tapmarun yanlış ol-
duğunu ılen suruyorlar, ıçlennden kunılen de
doğadakı sureklı değışmeyı yorumlayıp, bır
bakıma duzenleyıcı, yaratıcı bu- gucun, aşkın
(müteal) bır Tann'run gerekırlığmı dıle getı-
rıyorlardı Ünlu hanıflerden Said Bin Kus,
peygamberhğınden önce Hz Muhammed'ın
de dınledığı bır hutbesınde, Tann'mn bu aş-
kın (muteai) nıtemını şöyle yorumluyordu
"Doğmamış ve doğurmamıştır". Böylece Sa-
ıd Bın Kus, ılerıde "ıhlâs Suresı"nde "lem-
yelıd velemyuled" bıçımınde yeralacak olan
Tann'mn bu rutemuu dk kullanandı. Yıne ha-
nıflerden Umevye, Mekkelılere yazılarına
"Bı's-meke'llâhumme" başhğıyla başlamala-
nnı önermış, aynca "Tegabün Suresı"nde kı-
yamet gunü ıçın kullanılan "yevm ut-
tegabun" tabırıne de ılk kez şurlerınde yer
vermıştı (*)
Anlaşılacağı gıbı hanıfler bu yorumlarında
tek Tanrılı dınlerın kutsal kıtaplarının etkısı
altındadır Ama Islam skolastığını oluştura-
cak yorumlar elbette bu dının doğup yayılma-
sından sonra başlayacaktır Musluman Arap-
lar, antıkçağ felsefesmı, duşüncesını tanıyan
kaynaklarla temasa geçınce, bunlann etkısıyle
akıl ıle dogma karşı karşıya gelır Kısa bır sü-
reyle aklın, dogmaları yadsıyan yorumlara
kaynaklık ettığı görulur Bu yoldakı Dehriy-
yun ve Tabiyyun akımlarının kımı duşunur-
len peygamberlığı yadsıyorlar, tum vahy dın-
lerını eleştırıyorlardı ÖzeJlıkle Razi
(841-926)'nın yaptığı "vahy" eleştırısı, Batı'-
da ancak 18 yy'da, John Toland
(1670-1722)'da gorulecektır
Bu akımlar etkısız, yandaşsız, çok kısa su-
relı olmuştur Ancak aklı Islam dogmalarının
savunmasında, yorumlanmasında kullanan
"Mutezile" gıbı akımlar uzun surelı olur Is-
lam skolastığuun gerçek temsılcısı olan "Meş-
şailik"te ıse dının değışmezlerıne, dogmala-
nna antık felsefeden, ozellıkle Arısto'dan ya-
rarlanarak aklın da kabulleneceğı yorumlar,
kanıtlar getınlır Bu çokseslılığm yolu "Sun-
nı kelamcıhğı" ıle kesılır
Bundan sonra artık, felsefeyı temel alarak
ınancı yorumlama yenne, mumının Kuran'-
ın gerçek anlamını kavTaması ıçın gereken yo-
rumlar uretıhr Lafzî (söylemsel) anlam ıçın
yapılan yorumlar "tefsır"dır kı, bununla
"mevzu dın" kurallar getıren dın "şenat"
oluşur Islam kaynaklan, şerıatla dınsel ger-
çeğın dış gorünuşunun belırlendığı, ıçyuzunu
(batını) açıklamak ıse "tevıl" denen yorum-
la gerçekleşeceğıru ışaret edıyorlar Ayrıca te-
vılm getırdığı yorumla tefsırınkıler uyuşma-
lıydılar Böylece her ayetın, her surenın yedı-
den yetmışe kadar yorumunun olacağı kabul
edılerek genış bır duşun çevrenı sağlandığına
ınanılır
Laikliğe geçerek
Ama bu jetmemış olmalı kı, 21 y> 'da ak-
lın baskısı altındakı kımı Islam çevrelen 71
yorumlara gerek duymaktadır Örneğın, zı-
nadan suçlu kadının taşlanarak öldurulmesı-
nı msanlık açısmdan ıçıne sındıremeyıp, ay-
rıca günumuz uygarlığının baş koşulu olan
"ınsan haklan"na da aykırılığını gorerek, şe-
rıatın bu kurahmn kuçuk taşlarla taşlamak,
yanı 'simgesel recm' olarak yorumlanmasını
ılen suruyorlar Ya da hırsızlık yapanın elı-
nın kesılmesmı buyuran şerıatın, "bır çızgı ke-
sık"le karşılanması gıbı yorum örneklerı ge-
tırıyorlar
Bu doğrultudakı 71 yorumların mumınle-
re soluk aldıracağı elbette kuşkusuzdur Ama
bunlarda da "yorum" gerçek ışlevınde kul-
lanılmadığı ıçın 71 yorumlar da yetmeyecek-
tır Umberto Ecco'nun "yorum kanserı" de-
dığı bu duruma Turkıye laikliğe geçerek son
vermıştır Kanımızca ergeç ötekı tslam ulke-
lerı de son verecektir
1
(*) Hanıfler hakkında geru> bılgı ' tslamdan Onct Arap
Tanhj' , Prof Neşet Çağata>, Ankara (1957)'den edını
lebılır
EVET/HAYIR
OKT4YAKBAL
Bu Kötü Gidişi Önlemek
İçin...
"Turk toplumu btrı aydınlık, bırı karanlık, bırı umutlu, bırı
umutsuz ıkt gorunüm ıçındedır Bıryana bakıp sevinmek, öte-
kı yana bakıp üzülmek doğru olmaz
Tumuyle gormek gerekır gerçekları"
Varlık 1976 Yıllığı nın bır sorusturması "Sıyasal yaşamırnız
açısmdan çok yoğun bır yıl geçırdık Ulkemızı toplumsal alan-
da dar boğazlara surukleyen, uluslararası ıtıbanmızı teme-
lınden sarsan ve geleceğımız açısmdan büyuk tehlıkeler ya-
ratan çağdışı gıdışı onlemenın yolları nedır sızce
9
"
Ben bu soruyu yanıtlarken yukanya aldığım sözlerı soy-
lemışım şunları da ekleyerek
"Bu kotu gıdışı onlemenın yolu çağdışı partılerı ve polıtıka
adamlarını etkısız bırakacak bır genel seçımdır Bır ülke an-
cak seçımlerde halk yararına çalışacak partılerı destekleyıp
ısbaşına getırerek çıkmazlardan kurtulur Tek çare halkın ken-
dını kendı elıyle kurtarması Bılınçlenerek"
1975 yılının bır ceşıt dokumu bu soruşturmaya tanınmış ya-
zar ve şaırlerımızın verdığı yanıtlar Anımsarsanız, MC le-
nnısbasında olduğu yıllardı 1975-1976 lar Mıllıyetçı Cephe
adı verılen ortak hukumette Adalet Partısı, Mıllı Selâmet Par-
tısı, Guven Partısı, Mıllıyetçı Hareket Partısı bır araya gelmıştı
Önemlı bakanlıklar aşırı sağcıların elındeydı Ulkede bır ay-
dın kıyımı, gerçek Ataturkçü kıyımı hızla surduruluyordu Bır
yandan da adam oldurmeler, çatışmalar
Varlık Yıllığı'nın sorusunu soran Yaşar Nabı Nayır'dı O da
umutsuzdu, o da yıllardır surdurduğü uygarlık savaşında yor-
gun duşmuştu Yıllıkta bu soruyu yanıtlayanlar ıse Ataturk
çızgısınde bağımsız, barışçı ve kışılıklı bır dış polrtıkaya dön-
mekten başka care yok dıyorlardı Talıp Apaydın şoyle sür-
duruyordu "Anayasamız doğrultusunda ozgurlukçu, çağdaş
fıkırlere saygılı toplum gelışmesını amaçlayan bır yönetım
ulusumuzu rahatlatacak ulusal gelışmemızı sağlayacaktır
Bunun dışında uygulamalar çağdışıdır, geçersızdır, başımı-
za turlu belalar getırecekiır"
Mehmet Basaran Halk egemenlığını kurmak kafamızı,
elımızı somurtmeyen bır duzenı gerçekleştırmek zorundayız
Bunun ılk koşulu dışa bağımlılıktan arırimak, tam bağımsız-
lığa kavuşmak" demış Fakır Baykurt ıse "Ozellıkle 1976 böyle
oldu Turkıye neredeyse ellı yılı aşkın surede gelıştırdığı ıç
ve dış polıtıka bırıkımını bır anda yadsıyıp gerıye eğılımlı bır
ulke halıne geldı Bu haksız bır sonuçtur", Dağlarca da "Çağ-
dışı gıdışı onlemenın yolları yoktur Bır tek yolu, bır tek uma-
rı vardır Solun yonetımı ele alması Gece gunduz uyanıyor
toplum Mutlu gun cok uzaklarda olmasa gerek" demıştı
Aradan on altı yıl geçtı Bugunlerde yıne boyle bır soruyla
karşılaşsak nasıl yanıtlar verırız
9
Uç asağı beş yukarı aynı
yanıtları mı? Zaman akıp geçıyor, ama denızın dalgaları gıbı
düzeylen yalayarak hıçbır yararlı etkı yapmadan ınsanları-
mızı, kafalarımızı, hele hele yonetıcı kadrolarını daha olum-
lu, daha yararlı kılmadan Hatta on beş yıl, otuz yıl oncekı-
lerı de aratır duruma getırerek
Umıt Kaftancıoğlu -kı bır sıyasal cınayete kurban gıttı, nı-
çın oldurulduğu ortaya çıkarılmadı, suçlular da bulunamadı-
bakın ne demış
"Boylesıne parçalanmış, boylesıne ayak altına alınmış bır
ülke daha yoktur yeryuzunde Turkıye boylesıne acı gunlerı
tarıhınde yaşamamıştır Partıler ulkenın geleceğını çok tehlı-
kelere sokmuş durumdalar"
Meğer daha nıce acı gunler gorecekmış ülkemız, halkımız!
Kaftancıoğlu 12 Mart fırtınasını anlatmak ıstıyor, ama 12 Ey-
lül hepsını gerıde bıraktı 12 Eylul'un urunü olan Ozal yone-
tımı ıse Turkıye tarıhınde gorulmedık, yaşanmadık bır duru-
mu yaşartı bızlere, daha da yaşatıyor'
On beş yıl önce de partıler bırbırlerıyle belırlı konularda
anlaşamıyordu Hele solda bır birlıktelık ıse hıç mı yoktu Sa-
yısız grupcuklar bırbırıyle çatışıyor CHP yıne kendı ıc celış-
kılerını yaşıyordu Tek umut CHP'dekı sosyaldemokrat bırı-
kımın guçlenışı ıktıdara gelmesıydı Bır yıl sonra 1977 seçım-
lerınde o da oldu Ama yanm yamalak' Ecevıt'ın kurduğu
ortak hukumet ıkı yıl zor dayandı Hemen hıçbır olumlu ış go-
remeden yıkıldı gıttı Gıdış o gıdış
1
Derken 12 Eylul, ardın-
dan 82 Anayasası ıle ozgurluklerın kısılması ANAP adlı bır
karmaşa ıktıdarının ortaya çıkışı, Ozal Hanedanı nın on yıla
yakın suredır ulus yazgısına egemen olması
Yenıden bır çıkış yolu, bır kurtuluş yolu arar hale geldık
Evet, Kaftancıoğlu'nun dedığı gıbı' Halk kıpırdanısının artık
başlaması, canlanması, yıldırım gıbı yerden fışkırması gere
kıyor Taban kıpırdamadıkca, tabanı harekete geçırmedığımız
sürece hıçbır şey değışmez "
ayncahğı
BU YIL LİSE IKINCI SINIFTA OKUMAKTA OLAN VE
ONÜMUZDEKI YIL (1991-1992) MEF ÖĞRENCİSI OLMAK
İSTEYEN UNIVERSITE ADAYLARINA:
*Başvuruların çok fazla
olması nedeniyle bütün
şubelerimizde adaykayıt
işlemleri durdurulmuştur.
*Sayın veli ve öğrencilerimizin
aday kaydı için muracaatta
bulunmamaları önemle
duyurulur.
Gösterdikleri ilgiden dolayı velilerimize ve öğrencilerimize
şükranlarımı sunarım.
ÖZEL MEF (MODERN EĞITIM FEN) DERSHANESI
KURUCU VE GENEL MUDURU
ibrahim ARIKAN
MEF (MODERN EĞİTİM FEN) DERSHANESI
GENEL MUDURLUK (BEŞIKTAŞl Serencebey Yokuşu No 4 Tel 160 72 00 01-02-03
ŞUBE I (BEŞİKTAŞ) Barbaros Bulv S Bagcı Işhanı 56-58 Tel 158 43 46 158 43 47
ŞUBE II (KADIKÖY) Osman Aga Mah Kuşdılı Cad Sevımlı Işhanı B Blok Tel 346 27 58 346 27 62
ŞU8E III (BAKIRKÖV) Istanbul Cad Kırmızı Sebboy Sok Gurdamar Iş Merkezı Tel 542 33 80 542 37 77
K A D I K O Y
LİSKUR
SURUCU
KURSU
Devreler:
HaftaSonu
Haflalcı
2 Mart
4 Mart
KADIKÖY
(SöğûtKJçeşme Cami yanı)
349 18 24-349 18 25
336 02 06-33Ş 02 79
Rent a Flat
ın Acıbadem Kadıkoy
Tel: 148 16 10
Orduevı uye gırış kartımızı
kaybettık Hukumsuzdur
AHMET SAYA-
MELDA SAYA
"JSA
oçrenmek
ısıersenı;
PK 45 Bevogiu IST
ÇAYIRLI
KADASTRO
MAHKEMESİNDEN
Erancan ılı Çayırlı ılçesınden
davacılar Fuat Çelık \e Umrüşe
BeydUh'nın Boğazh kojunden, da
valılar imam Okur, AL Okur Nu
rettın Okur, Husevın Okur,
Gulane Aksakal Nahıgul Okur,
Şahıgul Okur, Cezayır Okur ve
Melek Okur aleyhıne açmış oldu
ğu tespıtın ıptali \e tescıl da\ası
nın vapılan açık vargılaması
sırasında alınan ara karar geregın
ce,
Davalılardan İmam Okur, Nu
rettın Okur Nahıgul Okur, Şahı-
gul Okur ve Melek Okur'un
zabıtaca araştınlmalara rağmen
adreslen tespıt edılmedığınden da-
va dılekı,esı [eblığ edılememış
olup, ılan yolu ıle teblıgat ^pılma
sına karar alınmış olmakla, Adı
geçen davalıların mahkememızın
19 4 1991 tanhlı duruşmasına gel
mez, delıl ıbraz etmez veya kendı
lerıru bır vekıl ıle temsıl ettırmez
ıseler duruşmaya yokluklannda
devam olunacağı ve dava dılekçe
sının teblığ edılmış sayılacağı ılan
olunur 12 12 1990
MANUFACTURERS HANOVER
BANK A.Ş.'DEN
DUYURU
Bakanlar Kurulu'nun 22 Ekım 1990 tanhlı, 90/1067 sa-
yılı kararının 3182 sayılı Bankalar Kanunu'nun ve Turk
Tıcaret Kanunu'nun hukumlerı uyarınca kurulan ban-
kamız T C Başbakanlık Hazıne ve Dış Tıcaret Muste-
şarlığı ve Kambıyo Genel Mudurluğu'nun 27 Şubat 1991
tanhlı, BAK 1-1 5222-279 sayılı ızın yazısı ıle Bankacılık
ışlemlerıne ve mevduat kabulune başlamış, 28 Şubat
1991 tarıhınde yukanda belırtılen Bakanlar Kurulu ka-
rarı doğrultusunda, Harbıye Abdı Ipekçı Cad Polat Pa-
ias No 63 Şışlı-ISTANBUL adresınde faalıyette bulunan
Manufacturers Hanover Trust Company Merkezı New
York N Y Istanbul Turkıye Merkez Şubesı'nın butun ak-
tıf ve pasıflennı devralmıştır'
Sayın muşterılerımıze ve uçuncu kışılere duyururuz1
A-METAL
FIXING SYSTEMŞ
PAZARLAMA MÜDÜRÜ
ARANIYOR
Yurtıçı ve yurtdı$ı ınşaat endustrısmde hızmet verecek (Pre Fabrık
ağırhklı) yenı kurulan fabnkamıan mamullennı tanıtacak Pararla
ma bolumunu kurup yonetecek
— Ingılızce bılen (2 lısan terah sebebı)
— Seyahat edebılecek
Tercıhen mşaat muhendısı Genç ve Dinamık bır eleman aran
maktadır
Müracaat A-Metal A Ş
Organıze Sanayı Bölgesı P K 381 Iskenderun
Telefon (8879) 1376-1214-1269
Aysun ve Adnan Baştopçu
Kızları
BENSU'nun
doğumunu akraba ve
dostlarına duyururlar
Bursa Zubeyde Hanım Doğumeuı 1 Mart 1991
HUKUKSUZ DEMOKRASI
Halit Çelenk
3 bası 5 000 lıra (KD\ îvinde)
Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad 39 41 Cağaloğlu Istanbul
Odemelı gondenlmez.
GEÇMİŞLE GELECEK
Sabahattin Kudret Aksal
2 bası 5 000 iıra (Kü\ ı^ırde)
Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu Istanbul
Odemelı gondenlmez.
PENCERE
Hukuk Savaşımı ve Ozal...
Cumhurbaskanlığı Sozcusu Buyukelçı Kaya Toperı, Özal
adına bır açıklama yaptı
"Cumhurbaskanımız Sayın Turgut Ozal Cumhunyet gaze-
tesının 28 şubat tanhlı sayısında yer alan Ozal Böyle huku-
met olmaz' başlıklı haberın tamamen yalan olduğunu ıfade
etmışlerdır Sayın Cumhurbaşkanı kapalı toplantılardakı konus-
maların kaynak gosterılmeden, uydurma bır senaryo halınde
kamuoyuna yansıtılmasının üzucu ve aynı zamanda duşün-
durucu olduğunu belırtmıslerdır
Cumhurbaskanımız, doğru olmayan haber ve yorumların mı-
marı olan bu gazetemtzı, vatandaşlanmıza şıkâyet etmem ko-
nusunda benı görevlendırmışlerdır"
Çankaya'nın yakışıksız açıklamasım ele almadan once bır
noktayı vurgularnakta yarar var Bızım Cumhurbaşkanıyla kı-
şısel bır sorunumuz yoktur, cumhurbaşkanları gelır geçer,
gazeteler sürer gıder
Ama Ozal ıle bır sorunumuz var
Nedır o7
•
Bır çerçeveye keskın koşelı bır anlatımla oturtmak gere-
kırse uç tur devlet var
Bırmcısı 'keyfı dev/ef'tır, ılkel bır yonetımı vurgular tarıh-
te örneklerı çok gorulmuştur Iktıdarın başı, kendısını yasa-
larla bağlı saymaz her şey sultanın ya da kralın dıledığınce
yurur, kanun, ıktıdar sahıbının ıstedığıdır Çağımızın gerı dun-
yasında, kımı dıktatorun buyurganlığında, bu eskı modelın
yenı örneklerı goruluyor
Ikıncısı "kanun devletı"û\r Ülke yasalarla yönetılır, ıktıda-
rın başı kanunlara bağlı olmakla yükumludur Ancak yasala-
rın tumunden oluşan duzen çağımızın ınsan haklarına ve
temel ozgurluklerıne ters dusen bır hukuku oluşturur Bu mo-
del "keyfı devlet e gore bır aşamadır
Ucuncusu 'hukuk devletı 'dır ınsan hakları ve temel öz-
gurluklere dayalı bır duzendır çağdaş demokrasıyı vurgu-
lar hukukun ustunluğu ılkesıne gore ışlerlık kazanır Butun
yasalar, demokratık hukuku oluşturan bır butunsellık ve tu-
tarhlık oluşumu ıçındedır
Bızım amacımız hukuk devletının en gözde örneklerınden
bın olarak ulkemızın çağımızda layık olduğu yerı almasıdır
Insanlığımızı ancak bu yolda çaba gosterdıkçe duyumsaya-
bılınz
*
Sayın Ozal ıle ıste bu konuda çatışıyoruz Sorumsuz cum-
hurbaşkanı 'hukuk devletı' bır kenara kanun devletı' kavra-
mını da çığnıyor, anayasayı hıçe sayıyor 'keyfı devlef düze-
nındekı gıbı kendısını yasalarla bağlı saymıyor, kanunları dış-
layan bır "ıcraat" ıçınde bulunuyor
Oysa cumhurbaşkanı yasal duzene gore "sorumsuz, ta-
rafsız, yetkısız"6\r
1990'lar Türkıyesı'nde bır "hukuk savaşımı" vermek zorun-
dayız ve bu "zorunluk" yuzunden Sayın Ozal ı ele alıyoruz
Cumhurbaşkanının sıyasal ıktıdarın bası gıbı davranabılme-
sını sağlayan Başbakan Akbulut Bakanlar Kurulu ve ANAP
Meclıs grubunu da yıne "kanun devletı uzerıne aykın dav-
randıkları ıçın eleştırıyoruz
Ozetle, yuruttuğumuz, hukukun ustunluğu, demokrası ve
kanun devletı savaşımıdır
Kışısel bır yanı yok
Ne var kı bugun, Babıâlı'de benımsenen deyımle bır "yağ-
danhklar sektoru ' yaratılmıştır Ozal a dalkavukluk eden ga-
zetecıler ve gazeteler, bıze çatmayı patronlarına yaranmak
ıçın gorev bılmektedırter Onların bır onemı yoktur yanıt ver-
meye değmezler, saray soytarılığı, eskı donemlerden ben va-
rolan bır meslektır
Sorumsuz cumhurbaşkanının keyfı yonetıme surukledığı
Turkıye'de gorevımızı yapmak da bızım mesleğımızdır
•
Cumhurbaşkanı Ozal, karısınm Istanbul ıl başkanlığı aday-
jığina karşı ç/ktı dıye hukumetjn Mıilı Savunma Bakanı nı sa-
vaş ortamında "azleder" kışt olarak tarıhe yâzıldl Bu tür ttefc-
ranışlar keyfı yonetımlere yakışır ve bır kımsenın kışılığını bır
kez damgaladı mı, artık bır daha unutulamaz
Bakanlar Kuruluna ancak aılesının kışısel çıkarları ve sı-
yasal hırsları açısmdan yaklaşan sorumsuz cumhurbaşkanı
neyı yalanlamaya kalkışıyor"?
"Mızrak çuvala sığmaz" tumcesı, Turk atasozudur çuva-
lın mızrağa sığdığı ıse hıç gorulmemıştır
VEFAT
Bırıcık annemız, kardeşımız, halamız Bakırko>
Merkez Lısesı Emeklı ÖSTelmenlerınden
SAİME ÇETİN'İ
kavbettık
Azız naaşı 2 3 1991 ı.umartesı gunu oğle
namazını muteakıp Aıakov Camunden
kaldırılarak Osmanne mezarlığında topra^a
verıleceklır
EVLATL4RI. K4RDEŞLERI.
YEGENLERt
AaKAYBEVflZ
Ivılığın, dayanışmanın, ozvennın, dırencın, vefanın
sımgesı, ornek ve dost ınsan, değerlı e|ıtımcı, Duzıçı ve
Hasanoğlan Yuksek Kov Enstıtusu çıkışlı
SAİME ÇETİN'İ
beklenmedık bır zamanda >ıtırmenın denn uzuntusu
ıçındeyız Butun tanı>anlanna başsağlığı dılıvor ve anısı
onunde savgıvla eğılıyoruz
Mualla E>uboğlu >e Anhe^ger. Vedat Gunvol, ^afize ve
Isa Ozturk, Hafun >e Mehmet Başaran. Tahsuı ve Emıne
Çavır. Emıne ve Mehmet Rutlar, Velı Kadıoğlu, Husnb
\alçın. Muze*»en \e Celıl \ltın, Şahver ve Halil Basntçu,
Bekır !">emervı. Emın Kesler, Pakıze Turkoğlu, Ahmet
Yol. Osraan Darıcı, >evber Tarcan, Refika Eker. Fatma
ve Hüsetin "ialçın, Omer Er. Turan Yigıt, Muzaffer Daslı,
Muzaffer Ka>han, Hamza Sovdaş, Rezzan-Bahattın
Fırtına. Fahrıve >e Hasan Bılecıklı.
KENT VE POLİTİKA
• KENT YAŞAMINDA AYLIK SIYASI DERGI •
BU SAYIDA
• LEFEBVRE
• KRITON CURI
• AHMET ISVAN
• ALI DINÇER
• AYTEKIN KOTIL
• MURAT KARAYALÇIN
• ALI ORAL
Irtıbat Tel 325 44 23
Kızımız
i^\
OZGE'nin
dogumunu
tum sevenJenmıze
duyururuz
2721991 IZMIR
DENİZ-OSMAN SOYOĞUL