22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 MART 1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/11 Fırtına Norman'a madalya • YVASHINGTON (REUTER) — ABD'de Cumhuriyetçi Parti Mississippi eyaleti senatörlerinden Trent Lott, Körfez savaşı sırasında müttefık birliklerine komuta eden ve harekâü yöneten General Norman Schwarzkopfa madalya verilmesini istedi. Schvvarzkopfa ABD Kongresi'nin altın madalyasının verilmesini talep eden senatör Lott, generalin tkinci Dünya Savaşı kahramanlarından General Douglas Mac- Arthur ve George Marshall kadar önemli bir zafer kazandığmı söyledi. Arnavuthık'ta tutuklamalar • BELGRAD (AA) — Tiran'da 20 şubatta yapılan gösteriler sırasında Enver Hoca'tun heykelinin yıkümasıyla ilgıli olarak 54 gösterici tutuklandı. Tiran Radyosu, dün akşam saatlerindeki yayınında, "saldırganların suçlarının kesinleştiğini" duyurdu, ancak haklannda yürüiülecek yasal işlem konusunda bilgi vennedi. Tiran'da toplanan 100.000 gösterici, Komünist Aınavutluk'un kunıcusu Enver Hoca'nın lskender Bey Meydanı'ndaki bronz heykelini parçaJadı. Kıbrıs görüşmeleri • LEFKOŞA (Camhuriyet) — Kıbns'ta, Türk ve Rum taraflan arasında soruna çözüm arama yönündeki "gündem veya çerçeve hazırlama" gûrüşmelerine başlanıyor. BM Genel Sekreterliği özel Siyasi Işler Dairesi MUdürii Gustave Feisell ile BM Genel Sekreteri'nin Kıbns özel temsilcisi Oscar Camillion, bugün Kıbns'ta Rum tarafı lideri Vasiliu ve KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile bir araya gelecek. Denktaş, Rum tarafının Kıbrıs-Kuveyt benzetmesini "safsata" olarak niteleyerek, "Vasiliu ile bir araya gelebilmek için, Rum tarafının bir olduğu 'hükümet' atından inmeleri gerekir" dedi. Vasiliu ise BM kararlannın Kuveyt'ten sonra Kıbrıs'ın federal bir çatı altında yeniden birleşmesini öngörmektedir, iki ayn devlet kurulmasını değil" diye konuştu. Alptemoçin'in temaslan • PARİS (AA) — Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, Paris'tc Fransa Başbakam Michel Rocard ve Dışişleri Bakanı Roland Dumas ile göriiştü. Alptemoçin, görüşmelerden sonra yaptığı açıklamada, Rocard ve Dumas'yı Turkiye'ye davet ettiğini söyledi. Körfez krizindeki gelişmeler ve savaş sonrası konusunda Fransız yetkililerle görüş teatisinde bulunduğunu söyleyen Alptemoçin, Kıbns sorununun çözümü konusunda her iki tarafın BM Genel Sekreteri'nin çabalannı sürdürmesi görüşünde olduğunu ifade etti. Mtıhabir ölü buluııdu • CEZAYtR (AA) — Reuter Ajansı'nın Cezayir Bürosu Şefi Philippe Shehade'nin evinde ölü bulunduğu bildirildi. Reuter Ajansı, bıçak darbesiyle öldürülmüş olan 33 yaşındaki Shehade'nin, dün evinin mutfağında bulunduğunu belirtti, ancak gazetecinın ölümü konusunda ayrıntılı bilgi verilmediğini kaydetti. Lübnan asıllı Amerikan vatandaşı Shehade, ajansm bttro şefliğine haziran 1989'da getirilmişti. Amerikan Savunma Bakanı Cheney, Irak'ın öne sürülen bütün koşulları kabul etmesini istedi: ABD, Güney Irak'ta kalacakABD Başkanı George Bush, müttefik komutanları ile Iraklı komutanlann bugün bir araya gelerek ateşkes konularını görüşeceklerini açıkladı. ABD Dışişleri Bakanı Dick Cheney, Irak bütün koşullarını kabul edene kadar Güney Irak'ta kalacaklarını söyledi. Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz ise, ABD'yi ateşkesi ihlal etmekle suçladı. Dıs Haberier Servisi — MüttefiV ve Irakh komutanlann Körfez savaşında ateşkesin tam olarak sağlanması için gerekli koşulları görüşmek üzere yann bir araya gelecekleri bildirildi. ABD Başkanı George Bush, müttefik ve Iraklı komutanlar arasında gerçekleşecek olan görüşmenin müttefıklerin kazandığı za- feri garantiye almak için önemli bir aşama olacağını söyledi. ABD Savunma Bakanı Dick Cheney ise, Washington'un bütün is- tekleri kabul edilinceye kadar Irak'ın güne- yinin işgal altında tutulacağını bildirdi. Irak Dışişleri Bakanı Tank Azfc ise, ABD'yi, ateş- kesi ihlal etmekle suçlayarak, bütün yaban- a birliklerin Irak'tan çıkmasını istedi. ABD Başkanı George Bush, müttefik ko- mutanları ile Iraklı komutanlann bugün öğ- len saatlerinde, ateşkes konulanm görüşmek üzere bir araya geleceklerini acıklamıştı, an- cak bu görüşmenin yanna ertelendiği daha sonra Riyad'daki ABD askeri komutaıüığın- ca bildirildi. Riyad'daki komutanlık ertele- me nedeni hakkında herhangi bir açıklama- da bulunmadı. Bush, buluşmaya, bölgedeki ABD kuvvetleri Komutanı General Norman Schwarzkopf- un da katılacağmı kaydetti. Başkan Bush, müttefik ve Irakh komutanlar arasında ger- çekleşecek göruşmelerde, "Savaş esirlerinin serbest bırakılması ve ateşkesin resmen sağ- humssı komüanmn ele alınacagını" belirte- rek, "Bu göruşme, kuvvetlerimizin kazandığı zaferi garantilemek için öoonli bir adım" de- di. Ajanslann haberine göre, dün Beyaz Sa- ray'da bir basın toplantısı düzenleyen George Bush, buluşmanın, "harekât sahası içinde" bir yerde gerçekleşeceğini söyledi ancak, "GüvenKk nedeni) le" aynntı vermekten ka- çındı. ABD Savunma Bakanı Dkk Cheney, Was- hington'un bütün isteklerini kabul edinceye kadar Irak'ın güneyini işgal altında tutaca- ğını belirtti. ABD Savunma Bakanı'nın İn- giltere'nin BBC televizyonunda yayımlanan bir demecinde ülkesinin sürekli Irak'ta kal- mak istemediğini, istekleri karşılanınca bu ül- keden cekileceklerini vurguladı. Dick Cheney, Körfez'de henüz kalıcı ateş- kes ilan edilmediğini, sadece askeri harekâ- tın durdurulduğunu belirtti. Savunma Ba- kanhğı yetkilileri, Amerikan askerlerinin bü- yük bölümünün mayıs ortalanna kadar ABD'ye döneceğini, Kuveyt hükümetinin is- temesi halinde bu ülkede belirli sayıda asker bulundurmaya devam edeceğini söyledi. öte yandan Körfez'deki tngiliz kuvvetle- rinin komutanı General Peter de la Billiere, tngiliz kuvvetlerinin ve teçhizatlannm geri ce- kilmesinin bir yıl alabileceğini söyledi. Ge- neral de la Billiere, "35.000'den fazla aske- rin geri çekilmesi için hiç acek etmedikkrini" belirterek bölge ülkelerinden istek gelmesi ha- linde bir bölüm kuvvetin Kuveyt ve Suudi Arabistan'da bırakılabileceğini belirtti. Mine Saulnier'nin Paris'ten bildirdiğine göre Fransız Savunma Bakanı Pierre Joxe, Kör- fez'deki Fransız askerlerinin BM GUvenlik Konseyi'nin önümüzdeki günlerde alacağı ka- rarlara uygun olarak hareket edeceklerini açıkladı. Aziz suçladı Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz, Ameri- kan tank ve askerlerinin halen Irak'ın güne- yindeki Nasiriye kentinde olduklannı bildi- rerek, bütün yabancı birliklerinin ülkeden çıkmasını istedi. Bağdat Radyosu'nun haberine göre, Ta- nk Aziz, Amerikan birliklerinin ateşkese ay- kırı davrandıklannı iddia etti. Aziz, "Bntün yabancı biriikler iilkemizi derhal terk etmeli ve bütün kışkırtmalara son vermeliler" dedi. Tank Aziz, "Bu tip hareketler şeytanca eğilimleri gösteriyor, açıklamalara ve ustle- nilen sonımlulııklara uymuyor" diye konuş- tu. Irak Dışişleri Bakanı Aziz, Ameri- kan savaş uçaklannın Irak üzerindek kışkır- tıa uçuşlannı sürdürdüklerini de iddia etti. Tank Aziz, Irak'ın yabana birliklerin var- lığını ve bu kışkırtıcı hareketleri, ateşkesin ihlali olarak gördüğünü söyledi. ABD Askeri Sözcüsu General Rkhard Ne- al, Irak'ın insan kaybının çok büyük oldu- ğunu bildirdi ve "Savaşarak ötanüş bu insan- lan sayüarla ifade etmeyeceğini ve rakam vermeyecegini" söyledi. Neal, dün Riyad'da yaptığı gunluk olağan basın toplantısında, ölen Iraklı askerlerin Arap birliklerince gö- mülmekte olduğunu, Batılı müttefik gü'çle- rin ise bu 'iizücü görevi' Irak'a bilgi ulaştı- rabilmek amacıyla "izleıneye çalıştıklanm" beUrtti. Neal, müttefik güçlerle Iraklı bir- iikler arasında zaman zaman ufak çatışma- ların meydana geldiğini de ifade ederek, bu olaylara, müttefik bombardımanı sonucu ile- tişim bağları kopan ve bu nedenle ateşkes- ten haberdar olmayan Irak birliklerinin ne- den olduğunun sanıldığını söyledi. Amerikalı yetkililer Irak'ın savaşta ölen ve yaralanan asker sayısımn 60 bin olduğunu, Suudi kaynaklar ise bu sayının 80 bin oldu- ğunu ileri sürüyorlar. Müttefik kuvvetlerin Suudi-Kuveyt sımrındaki Irak siperlerinde çok sayıda ölü bulduklan bildirildi. Müttefıklerin kaybı 126 ölü, 51 kayıp ve 13 esir olarak açıklandı. Irak'ın 623 bin kişilik ordusunda esir düş- meyen askerlerin ülkenin kuzeyine doğru yol aldıklan, bir bölümunün de sığınaklara in- diği belirtiliyor. Amerikalı Tuğamiral Mike McConneH, 4000 Irak tankını imha ettiklerini, Bağdat- ın elinde 300 kadar tankın kaldığını, imha edilen tanklar arasında Cumhuriyet Muha- fızlan'na ait olanlann da bulunduğunu açık- ladı. Çatışmalarda kaybedilen Amerikan tankları ise 2 ile sınırh. iki tanesi de ağır ha- sara uğradı. Iraklılann 42 tümeninin imha edilmiş ol- masına rağmen İran sınınnda 7, Türkiye sı- nınnda da 9 tümeninin bulunduğu belirtili- yor. 4 tümen de Bağdat'ta Saddam Hüseyin'i ve Devrim Komuta Konseyi'ni konımakla gö- revli. Londra'daki askeri kaynaklar, Irak'ın elin- de, uğradığı tüm hezimete rağmen 250 bin as- keri olduğuna, bu sayının da Körfez'de bu- lunan 152 bin tngiliz askerinden fazla oldu- ğuna dikkat çekiyorlar. Reuter'in haberine göre Iraklılann hâlâ 1300 tank ve 1000 topu var. Feministlerin 20 yıldır sürdürdükleri mücadele Körfez'de yeni aşamaya ulaştı Savaşta erkek egemenliğiııe sonKadınlar Körfez'de cephe gerisinde olduğu kadar, sıcak savaşın içinde de yer aldılar. Cephede ayrıca çok sayıda kadın gazeteci görev yaptı. Dış Haberier Servisi — Vietnam savaşı üzerine bir füm çevrilmiş olsaydı Meüssa'ya herhalde sevgilisinin yolunu gözleyen güzel Amerikah kız rolü verilirdi. Ancak bu kez Melissa, 31 aralıktan beri Irak'ın elinde esir bulunuyor. 20 yaşmdaki Melissa Neary, ilk kadın esir olarak tarihe gecti. Melissa şimdiden bir kahraman oldu. Amerika'daki kasabasmın sakinleri Melissa 1 nın anısına evlerinin camlannı san kurdele- lerle süslediler. Kadınlann yüz yıla yakın bir süredir hak eşitliği uğruna verdikleri müca- dele, Körfez savaşında elde silah çarpışan kadınlarla yepyeni bir aşamaya ulaştı. Silahlı kuvvetlerinde en büyük kadın kon- tenjanına yeT veren, ABD oldu. Körfez'de 30.000 Amerikalı kadın asker bulunuyor. (Bu sayı Fransa'nın Körfez'e yolladığı gücün üç katına eşit.) Kadın askerler ABD için artık vazgeçilemez hkle geldiler. Şu anda ABD or- dusunun yüzde ll'ini oluşturuyorlar. Kadınlann orduya yazılmalan 1973'te hız- landı. Nixon zorunlu askerlik sistemini kal- dınnca asker sayısında büyük düşüş oldu. Bunun üzerine ordu, siyahları, Portorikolu- lan ve nihayet kadınlan orduya katılmaya teş- vik etti. O zamandan beri de kadınlann ordu için- deki gücü çok arttı. Körfez'deki kadın asker- lerin oranı, Vietnam'daki kadın asker oranı- Körfez'deki kadın askerlerin oranı Vietnam'dakUerin OD kahnuı üzerinde. Kadınlar çöl harekaü ile geleneksel rollerini aştılar. 1 Silahh kuvvetlerinde kadınbua en çok yer veren ülke ABD Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin Kürtpolitikasına ilişkin hedeflerini Batı'ya iletti OzaPdan aşamalı Kürt planıOzal'ın savunduğu plan, ilk aşamada Türkiye'deki Kürtlerin haklarının genişletilmesini, ikinci aşamada Irak'taki Kürtlerin hakları için Türkiye'nin garantörlük yapmasını, üçüncü aşamada silahlı eylemci Kürt örgütlerine karşı bölgede ortak mücadeleyi, son aşamada da Türkiye*de federatif bir devlet yapısına gidilmesini içeriyor. YASEMİN ÇONGAR ANKARA — Körfez savaşında geçici ateş- kesin sağlanması Ortadoğu'da yapılacak ye- ni düzenlemeleri siyasi gündemde ön plana getirirken bu düzenlemeler içinde Kürt un- surunun oynayacağı rol de yeniden tartışıl- maya başlandı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile Kürdistan Cephe ve Kürdistan Yurtsever Birliği lideri Celâl Talabani arasındaki me- saj değişimi Türkiye'nin Kürt politikasını dört aşamalı bir plan çerçevesinde biçimlendirdi- ğini ortaya çıkardı. Batılı kaynaklar, kendi- lerine ve Irak'ın bazı "Baü yanlısı" Kürt ör- gütlerine Türkiye'nin bu konudaki hedefle- rinin iletildiğini bildirdiler. Diplomatik kaynaklardan edindiğimiz bil- giye göre Cumhurbaşkanı özal ile Talabani arasındaki mesaj değişimi biri Kürt, diğeri Türk iki gazeteci aracılığıyla gercekleşti. Irak'ta yeni oluşturulacak siyasi mekanizma içinde etkin bir konuma gelmesi olasıbğı yük- sek bulunan Kürt lideri Talabani'nin, Ozal'a gönderdiği mesaj ile aldığı yamtın '1yi niyet, diyalog ve işbirliği" istediğini ortaya koydu- ğu öğrenildi. Ancak bu mesajlarda Cumhur- başkanı Özal'ın Kürt politikası kapsamında uygulamaya konulmasını öngördüğü dört aşamadan da "üstii kapab" biçimde söz edil- diği belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Özal'ın "Kiirtçe konuşma yasagının kaldırılması" yönündeki girişim ile ilk adımını attığı belirtilen bu planın bölge- de bağımsız bir Kürt devleti oluşumunu en- gelleme amacını taşıdığı öne sürülüyor. u Ken- dflerinin bn konuda baa özel kanaDardan bil- gi sahibi olduklannı" belirten bir Batılı dip- lomata göre söz konusu planm aşamalan şöV- le sıralaruyor: 1) Kürttere yeni haklan Türkiye'de yaşa- yan Kürt nüfusunun varhğımn resmi ağizlar- dan kabulü ve Kürtçe yasagının kaldırılması yönündeki adımlar, planın ilk aşaması kap- samında değerlendiriliyor. Buna göre Cum- hurbaşkanı özal, Türkiye'deki Kürtlerin kül- türel haklarının genişletilmesi amacıyla bir dizi ek önlem ahnmasmı öngördüğunü yakın KÖRFEZ SAVASI çevresine, bazı Batılı diplomatlara ve Kürt li- derlerine ifade etti. Bu kapsamda Nevruz kutlamalanna izin verilmesi Kürtçe basının serbest bırakılması gibi önlemler sualanıyor. 2) Irak a garantörlük: Irak'ta kriz sonrası oluşturulacak yeni siyasi düzenlemeler çer- çevesinde Kürtlere yeni haklar tarunması An- kara tarafından desteklenecek. Cumhurbaş- kam özal'ın "bağımsız devlet" kurmayı sa- vunmayan Kürt örgütlerine, onlann Irak'ta daha geniş haklara kavuşturulmalarını des- tekleyeceğini ve gerekirse bunun için garan- törlük yapabileceğini ifade ettiği beürtüiyor. 3) Ortak mücadele: Bölge ülkelerinin top- rak bütünlüğünü gözetmeyen, bağımsız dev- let amacıyla silahh mücadele yürüten Kürt örgütlerine karşı Batı yanlısı diğer Kürt ör- gütleriyle birlikte karşı çıkılması da Cumhur- başkanı özal'ın Talabani'ye ilettiği mesajda yer aüyor. Talabani'nin Türkiye'nin güvenli- ğine karşı tehdit oluşturmayacaklan yönün- de Ankara'ya güvence verdiği ve PKK ile or- tak mücadele edilebileceğini ima ettiği belir- tiliyor. 4) Federatif sistem: Talabani'nin, Türkiye'- nin Kürtler için de konfederatif bir sistemde temsil hakkı sağlanması gerektiği yolundaki demeçleri Türk diplomatlan arasında tepki yarattı. Ancak Batılı kaynaklar Cumhurbaş- kanı özal'ın "Türkiye*yi eyaletlere ayırarak süper valilerin idari sistemde etkin birer yö- netici olarak görev almasını sağlama" plam bulunduğunu ve bu plan çerçevesinde halen olağanüstü hal bölgesi olarak bilinen alanın da yeni bir eyalete dönüştürülebileceğini ifade ediyorlar. Aynı kaynaklara göre Cumhurbaş- kanı özal, konfedere devlet düşüncesine karşı çıkmakla birlikte, "Federatif sisteme ileriki bir aşamada geçUebilir" yönündeki düşün- cesini kendilerine iletti. Filistinlilerin kaybı 11 milyar dolar Dünyamn en zengin topluluklarından biri sayılan Kuveyt'teki Filistinliler, Filistin Fonu'na yılda 11 milyar. dolar katkıda bulunuyorlardı. Dış Haberier Servisi — Filistinlilerin, Ku- veyt'in Irak tarafından işgali ve Körfez sa- vaşı dolayısıyla 11 milyar dolar maddi kay- ba uğradıklan öne sürüldü. Filistin Kurtu- luş Orgütü Pr.sifik ve Avustralya sorumlu- su Ali Kazak, Kuveyt 'te yaşayan Filistinh- leri "dünyamn en zengin topluluklarından biri" olarak nitelendirdi. Filistin Kurtuluş Örgütü'nün Körfez krizi sırasında Irak'ın Kuveyt'i işgalini desteklediği görüşünü red- deden Filistinli lider, Filistin Kurtuluş örgü- tü'nun Körfez krizindeki tavrının carpıttldı- ğım öne sürdü. Ali Kazak, FKÖ liderliğinin ABD'ye karşı çıkan Irak'm yamnda yer al- dığını ancak Kuveyt'in ulusal hakları, ege- menliği ve güvenhği için barışçı bir çözümü desteklediğini söyledi. Filistinli lider Ali Kazak, Kuveyt'te calı- şan 400.000 Filistinlinin "Filistin Ulusal Fo- nu"na düzenh' katkıda bulunduklannı ve Fi- listin'in bu buhrandan doğan kaybının 11 milyar dolara ulaştığını belirtti. Filistinli lider, işgal altındaki topraklarda lsraillilerin uyguladıkları sınırlandırmalann ve sokağa çıkma yasagının da Filistinliler için büyük kayıplar yarattığını söyledi. "Şimdi tsrail'de çalışmalarına engel olunan 120.000 aile beş parasız, aç kalma tehlikesi ile karşı karşıya." "Güvenli smırlar" kavramının artık bir anlam ifade etmediğinin bu savaşta ortaya • çıktığmı söyleyen Ali Kazak, "Güvenlik hal- km haklannı inkâr temeüne oturtulamaz. Fi- listin topraklarını işgal ettiği sürece Israil için güvenlik söz konusu olamaz". FKÖ lideri ABD'nin çifte standart kullan- mak istemiyorsa, FUistirdilerin de "özgürlük, bağımsızlık ve kendi topraklarına dönme" hakkını savunması gerektiğini söyledi. nın 10 kat üzerinde. Çöl Fırtınası harekâtı ile birlikte ilk kez kadınlar kendilerine savaşta uygun görülen geleneksel rolleri aştılar, zırhh birliklerde komutanlık, harekât planlaması, helikopter pilotluğu, istihbarat gibi görevler üstlendiler. Büyük çoğunluğu ise sağhk ve lo- jistik hizmetlerinde çalışıyorlar. Cephede kadm Kadınlann 1973'ten beri orduda büyük me- safe katettikleri biliniyor. Amerikan askeri akademisi West Point'e ginneyi de başardı- lar. En ağır askeri eğitimlerden başan ile geç- tiler. Yine de ön cepheye gönderümeleri sakın- calı bulunuyor. Bir sosyolog, "Savaşta öliim hâlâ bir erkek ayncalıgı olmayı sürdüriîyor" diyor ve ilginç bir izlenim aktanyor: 2. Dün- ya Savaşı'nda Ingiltere'deki uçaksavar batar- yaları çoğunlukla kadınlardan oluşuyormuş. Atışla ilgiii her türlü hazırhğı kadınlar yapı- yorlarmış, ama topu ateşlemek erkeğin gö- revi olarak görülüyormuş." Batı'da "ilerici" subaylar, modern savaş- ların artık kaslarla değil, beyinle verildiğini savunuyorlar. Ve kadınlan savunuyorlar. Yi- ne de birçok subay, kadınlan savaş alanın- dan uzak tutmak için binlerce gerekçe gös- terebüiyor. "Kadınlann" birçok başka eksik- liğinin yanı sıra "sinirlerinin de güçlü olmadığını" öne sürüyorlar. 49 yasındaki Sandy'ye büyükanne adım takmış askerler. tki çocuk, üç torun sahibi. Sandy, aynı birlikte görev yaptığı Mary için "Tahmde bütün erkekleri geride bıraktı" di- yor. Büyükanne Sandy, "Bizi, erkeklerle il- gilenelim diye buraya gönderdikleri söyleni- yor, yani anlarsınız ya!" diyor gülümseyerek. Ancak bütün askerler, Körfez savaşı gibi bir savaşta cephe ile cephe gerisi arasındaki farkın ne kadar önemsiz olduğunun büincin- de. Böyle bir savaşta cephe gerisinde ölenle- rin sayısı pekâlâ cephede ölenlerin sayısıru aşabilir. Cephe gerisindeki savaşın kayıplannı as- gariye indirmeye çahşan biriikler arasında ise pek çok kadın bulunuyor. Doktorlar, hem- şireler, sağhk memurları... Bu kez bunlann arasına Suudi ve Kuveytli kadınlar da katıh- yor. Cephenin ilerisi ile gerisi arasında gidip ge- len gazeteciler, ordunun üçte birinin kadın- lardan oluştuğunu bildiriyor. "öncü" Falla- ci de, Suudi Arabistan'a gelmekte gecikme- di. Unlü ttalyan gazeteci, yaşma ve kazandı- ğı birçok ödüle aldırmadan Suudi Arabistan'a koştu. "Gelmemezlik edemezdim. Son kita- bım tnşalları'ı yazmaya 5 yıhmı verdim. Af- ganistan'dan başladım. Gelmeseydim, kendi- mi bir kaçak gibi hissedecektim" diyor. Fal- laci, Dahran'da başından geçen bir olayı ise şöyle anlatıyor: "Lüks Meridyen Oteli'nin asansöründe genç bir kadm gazeteciyle kar- şılaştım. Savaş giysileri giymiş, başma bir de miğfer geçirmişti. Havasuıdan geçilmiyordu, ama bana sızlanmadan da edemedi. 'Çok sı- cak, miğfer çok ağır' diye homurdandı. Be- nim de tepem atü. "Kime hava atıyorsun şe- kerim, çıkar onlan üzerinden" diye bağırdım. Genç bayan meslektaşlanm, erkek gibi gö- rünmek istiyorlar, kahramanhk hikâyelerine bayıhyorlar. Oysa savaş acılarla doludurî' Topluluk içinde "sorun çıkarmamak için" başörtüsünü örttüğünu söyleyen Ferida, Ku- veyt'in Yeniden tnşası Örgütü'nün tek kadm üyesi. Kuve>i'in işgalinden sonra sınırdaki Kafji kentine geçerek, kitleler hahnde göç edenlerin sorunlan ile ilgilenmiş. Daha son- ra da Kuveyt birliklerini kimyasal silahlara karşı eğitmiş. Kuveyt'e gizlice girip çıkmış. Daha sonra da Kuveyt Kızılayı'nı örgütlemeye koyuhnuş, "Kuveyt'e ordu ile birlikte gire- ceğim" diyor. Kral Abdülaziz Askeri Hastanesi'nde ça- hşan 29 yasındaki pratisyen doktor Cihan ile 28 yasındaki Pediyatr Solofa, Suudi tarihin- de ilk kez savaşta yaralanan erkekleri tedavi ediyorlar. Kral Fahd'ın bir emri üzerine eği- tilen yedek hastabakıcılar da görev için emir bekliyorlar. Yine de iki Suudi kadm doktor Batıhlardan çok farkh düşünüyorlar: "Kadı- nın yeri evidir. Kadın askerlere, gazetecilere biz İcarşıyız. Erkekler daha güçlü. Allah ve hormonlar bunun böyle olmasını istemiş." Krizin Suudi Arabistan'da yarattığı büyük altüst oluş Suudi kadınlara da bazı imkân- lar >-aratmış. Geçen ekim ayında 43 kadının otomobil kullanma hakkı için yaptıklan gös- teriye katılan Fatma, bunun büincinde olan- lardan. Fatma, bazı kıpırtılara rağmen Suu- di kadınlanmn durumunu değiştirecek zama- nın gelmediğini söylüyor: "Bu ülkede gele- neksel davranış biçimlerini degiştirmek, sa- vaş yapmaktan daha güç."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle