Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 SPOR 2 MART 1991
Trabzon ile Galatasaray zirveden kopmamak için mücadele edecekler
Iigdevar olıııasavaşığ Zirve mücadelesi veren iki takımdan
^Trabzonspor, sahadan galip aynldığı takdirde
^ y şampiyonluk için umutlanacak.
Y Galatasaray'da ise tek hedef galibiyet.
Beraberlik veya yenilgi cimbomun ligdeki
iddiasını büyük ölçüde azaltacak.
Futbolun kalbi îstanbul'da atacak. Zirve
mücadelesi veren iki takımın aynı otelde
kamp yapması maçın havasını biraz olsun
yumuşatıyor. Her iki takım da zorlu bir 90
dakika geçirecekleri fikrinde birleşiyorlar.
Karşılaşmayı Sadık Deda yönetecek.
Spor Servisi — Futbolun kalbi Îstan-
bul'da atacak. Ligde şampiyonluk mü-
cadelesi veren Galatasaray ile Trabzon-
spor bugün Ali Sami Yen Stadı'nda karşı
karşıya gelecekler. Saat 14.00'te başlaya-
cak zorlu maç Magic-Box>
tan naklen ya-
yımlanacak. Karşılaşmayı FIFA kokartlı
hakemlerden Sadık Deda yönetecek.
îkinci sırada bulunan Trabzonspor ile
yitirdiği puanlarla liderlikten olan Ga-
latasaray arasındaki maç şampiyonluk
yanşını büyük ölçüde etkileyecek. Lider
Beşiktaş'ın 3 puan gerisinde bulunan
Trabzonspor sahadan galibiyetle aynldı-
ğı takdirde şampiyonluk için umutlana-
cak. Trabzon gibi Galatasaray'ın da tek
G.Sarayın işi zor
Tamam mı
devam mı?
AVDIN GÜLEŞ
Birinci yanda inişli çıkışlı gra-
fıkler çizip ligde umduğunu bu-
lamayan Trabzonspor, ikinci ya-
nya iyi bir başlangıç yapıp sü-
rekli performansını arttınnca
hem seri galibiyetler aldı hem de
ligin zirvesine en yakın basama-
ğa yerleşti. Kupada da ligin iyi
ekiplerinden Bakırköyspor'u
eleme başansını gösterip çeyrek
finale yükselen Trabzonsporlu-
lar, şimdi hem moral yükJü hem
de umut dolular. Özkan Sümer-
in çalışkanlığına, disiplinine ve
takımını yönetmedeki ustalığına
futbolcular ve yönetim kurulu
geç de olsa uyum sağlayınca, ba-
na göre bu başarılı çıkışa âdeta
davetiye çıkanlmıştır. Hem Ga-
latasaray'dan hem de Beşiktaş-
tan kadro olarak daha eksik ol-
malarına rağmen yukanda da
belirttiğim gibi disiplinli ve
uyumlu çahşmalan, futbolculan
şampiyonluk havasına soktuğu
gibi taraftarlannı ve yönetimini
de ilerisi için oldukça umutlan-
dırdı. Bugünkü maç bana göre
her iki takım için çok önemli;
ancak Galatasaray bugün ya ta-
mam diyecek ya devam. Zira ço-
ğalan bu puan kayıplarını, aza-
lan maçlarla ve yok olan moralle
telafi etmek çok zorlaşacaktır.
Denizli işin vahametini anlamış
olacak ki bu derbi maç öncesi
hem kendini ve hem de takımı-
nı korumaya almıştır. Sezon ba-
şından bu yana ilk defa derli
toplu bir çalışma temposuna ve
ciddi profesyonel bir takım ha-
vasına bürünen Galatasaray için-
bugün bana göre kazanmak çok
zor olmayacaktır. Moral ve
umut dolu olmasına rağmen
Ünal ve Kemal gibi iki iyi oyun-
cudan mahrum oluşu Trabzon-
spor için bugün çok büyük ka-
•yıptır. Bu oyunculardan yoksun
Trabzonspor'a karşın moralsız
olmasına rağmen iş bitirici
oyuncularının çokluğu ile bu-
günkü dev maçın favorisi Gala-
tasaray'dır diyorum.
Seyircinin de ateşleyeceği
Galatasaray'dan, savunma ve
taktik eksiklikleri olmasına rağ-
men bugünkü koşullarda Trab-
zonspor'un puan alması bana
göre büyük sürpriz olur.
Ancak kanımca moral ve
formu yüksek oyunculan, Or-
han'ı ile Hami, Hamdi, Turgut
ve Sonerli kadrosuyla Trabzon-
sporlular; Koseçki, Tanju, Uğur,
Mustafa, Muhammed, Yusuf,
Bülent ve Cüneyt'li kadrosuyla
da Galatasaraylılar bugün saha-
yı dolduracak binlerce seyirciye
hem heyecan hem de futbol do-
lu bir gün yaşatacaklardır.
hedefi galibiyet. Ligin ikinci yansında 3
puana "hasret" kalan San-Kırmızılı
ekip, Trabzonspor önünde "var olma
savaşı" verecek. Galatasaray bu maçtan
galibiyetle aynlırsa yeniden şampiyonluk
yanşına ortak olacak. Ancak beraberlik
ve yenilgi 'Cimbom'un ligdeki iddiasını
büyük ölçüde azaltacak.
Zirve mücadelesi veren iki takımın ay-
m otelde kamp yaparak bu zorlu 90 da-
kikaya hazırlanması ise maçın havasını
biraz olsun yumuşatmış durumda. Istan-
bul'dan aynhp Silivri Klasis Otel'de kam-
pa giren Galatasaraylı futbolcular, Trab-
zon kafılesinin de aynı otele yerleşmesi
üzerine önce tedirgin oldular, ancak ilk
duraksamadan sonra her iki ekibin
oyunculan bugünkü maçı unutmuşçası-
na birbirleriyle kaynaştılar.
Bu arada Trabzonsporlu yöneticilerin,
Bordo-Mavili futbolculara, G.Saraylıla-
nn önünde prim dağıtması tepkilere ne-
den oldu.
Kemal ve Erdal sakat
Büyük maç öncesi her iki takımda da
sakat futbolcular teknik adamlan zor
durumda bıraktı. Galatasaray'da Erdal-
ın ayak bileğindeki şişlik hâlâ inmezken
Trabzon'da da Kaptan Kemal'in oynayıp
oynayamayacağı maç saati kesinlik ka-
zanacak. Bordo-Mavili takımda Ünal da
adalesindeki yırtık nedeniyle forma gi-
yemeyecek.
Trabzonspor Teknik Direktörü özkan
Sümer, maçın değerlendirmesini yapar-
ken "Trabzon bu yü lige oldukça ciddi
olarak bakıyor. Galatasaray karşısına da
kazanmak için çıkacagız" dedi. Sümer,
sakat futbolcuların kendilerini zor du-
rumda bıraktığını kaydetti.
Denizli: Seyirci için
Galatasaray Teknik Direktörü Musta-
fa Denizli ise kötü gidişe Trabzon maçı
ile dur diyeceklerini söyledi. Denizli, "Bn
maçta taraftanmu için oynayacagız. Ar-
ük puan kaybı yok" dedi.
• * *
• • * • •
• * • • #
• * * # • •
* * » *
«• «
Prof.Dr. Koçak'a göre
G. Saray'ın
sorunu psikolojik
METİN TÜKENMEZ
ZOR MÜCADELE — Galatasara> ı.t. irauzLiîjpor'un bugun yapacaklan maç
zorlu mücadelekre sahne olacak. Her iki takımın hedefi 3 puan.
Ligin birinci devresini en yakın rakibi Beşik-
taş'tan 5 puan önde bitirerek şampiyonluk yo-
lunda büyük bir avantaj elde eden Galatasaray,
ikinci yannın başlamasıyla birlikte düşüşe geçti
ve yapüğı 5 maçta henüz yengi alamadı. Üst üs-
te aldığı başansız sonuçlar Galatasaray'ın puan
avantajmı yok ederken bugün gelinen yerde Be-
şiktaş'ın 6 puan gerisinde kaldı. Ligde düşme mü-
cadelesi veren takımlara verilen puanların sonu-
cunda şampiyonluğu yitirme psikozuna giren Ga-
latasaray'ın psikolojik durumunu İTÜ mediko-
sosyal hekimi ve spor psikologu Prof. Dr. Nev-
zat Koçak ile görüştük. Kocak, Galatasaray ile
ilgiü sonılanrruzı yarutlarken Türk sporunun ge-
nel sonınlanna da değindi:
— So« günlerde spordaki en güncel olay, Ga-
latasaray'ın arka arkaya puan kaybetmesidir. Ba-
n kesimler düşöşün nedenini teknik kadroda an-
yor, Galatasaray yönetimi ise bakemlere yiikle-
niyor. Slz bu gelişmeleri yakından Izliyor musu-
nuz?
— Her futbolsever gibi ben de Galatasaray'ın
maçlannı ve içinde bulunduğu ortamı izlemeye
çalışıyorum. Dışandan edindiğim izlenimlere gö-
re Mustafa Denizli iyi niyetli bir insan. Onun ta-
kımını iyi motive ettiği söyleniyor. Ama berıim
gördüğüm kadarı ile Denizli, takımına moral ve-
riyor. Moral vermekle motivasyon ayn şeylerdir.
Yani Denizli, halk deyimiyle futbolculannın sır-
tuıı sıvazlıyor veya dolduruyor.
Boluspor maçından sonra Denizli'nin konuş-
masını TV'den izledim. Futbolcularının kazan-
mak için ellerinden geleni yaptıklannı söyleye-
rek onlara sahip çıktı. Bu durumda futbolcu ye-
ni bir maçın haârlıklanna başladığmda, "Demek
ki maçın yitirilmesinde bizim bir suçumuz yok.
Hoca da bizi koruyor. Bizde bir yetersizlik yok"
duygusuna kapılarak kapasitelerini zorlamadan
rolanti çalışmalarını sürdürebilirler.
(Arkası 17. Sayfada)
SanrLativertlüer, Efes Pilsen'i 91-88 yendi
EBahçe Leventle
Fenerbahçe: 91 — Efes Pilsen: 88
HAKEMLER: Derya Uzgören (3), Fatih Dalay (4), Osman Cen-
giz (4)
FENERBAHÇE: Aliço (4), Bülent (3) 2, Hakan (7) 5, Ferhat (3)
2, Levent (8) 41, Hüsnü (5) 23, Kemal (4) 4, Larry (6) 12, Güray
(5)2.
EFES PtLSEN: Altar (4) 2, Taner (6) 18, Cenk (4), Samer (?),
Atalay (3) 3, Volkan (6) 12, Tamer (8) 30, Ufuk (7) 23.
tLK YARI: 49-43 Efes önde.
5 FAUL: 36.55 Tamer, 39.57 Volkan (RPilsen)
KADİR DEDE
Fenerbahçe klasman grabu
maçlanm Efes Pilsen galibiyeti
ile tamamladı: 91-88.
Fenerbahçe Can'ın sakatlığı
nedeniyle maça Larry, Bülent,
Hüsnü, Ferhat ve Levent ilk be-
şi ile başladı. Efes ise Tamer,
Cenk, Ufuk, Taner ve Altar ilk
beşi ile sahada yer aldı. İlk da-
kikalarda Efes hücumda Tamc;
ve Ufuk ile kolay sayılar buldu
ve 5. dakikayı 14-13 önde ta-
mamladı.
10. dakikada dunırn 28-28
berabere sönuçlandı. İlk yan
49-43 Efes lehine tamamlandı.
İkinci yan, hakem Fatih Da-
lay'ın tansiyonunun düşmesi so-
nucu geç başladı ve Fatih Da-
lay'm yerine maçı Osman Cen-
giz yönetti.
İkinci yannın başlannda Efes
Ufuk ve Volkan'ın isabetli dış
şutlanyla 26. dakikayı 64-59, 30.
dakikayı da 70-67 önde tamam-
ladı. Bu dakikadan itibaren oyu-
na Hakan ve Kemal'in girmesiy-
le biraz kıpırdamaya başlayan
Fener 31. dakikada 75-72 öne
geçti.
Levent'in arka arkaya attığı
basketlerle öne geçen Fenerbah-
çe bu oyuncunun 36. dakikada
sakatlanıp oyun dışı kalmasıy-
la bocaladıysa da son dakikalar-
da top çevirerek sahadan 91-88
galip ayrıldı.
Günün diğer maçında Beşik-
taş ÎTÜ'yü 100-88 yendi.
VOLEYBOL
I
EBahçe
kupada yok
Spor Servisi — Voleybol
Türkiye Kupası, yarı final rö-
vanş maçında, Fenerbahçe'yi
3-1 yenen Ziraat Bankası, sayı
üstünlüğüyle finalist oldu.
Yan finalin ilk maçında An-
kara'da Fenerbahçe'ye 14-16,
16-4, 15-9 ve 15-11'lik setlerle
50 sayı alarak 3-1 yenilen Zi-
raat Bankası, rövanş maçında
rakibinden 4 sette toplam 56
sayı alıp 36 sayı verince, sayı
averajıyla kupada finale yük-
seldi.
Öte yandan, İzmir'de oyna-
nan klasman grubu maçların-
da ise G. Saray THY'yi, Kar-
şıyaka İÜSBK'yı aynı sonuçla
3-0, Pınar İhtisas ise ENKA-
yı 3-1 yendiler.
OKUL MAÇLARI
Özel Belde
şampiyon
Spor Servisi — Ortaokulla-
rarası yıldız erkek eltopunda
ö. Belde Lisesi İstanbul şam-
piyonu oldu. Dünkü karşılaş-
mada özel Dost'u 27-13 yenen
Ö.Belde Lisesi averajla istan-
bul birinciliğini kazandı.
FENERBAHÇE'DE KONGREBUGÜN
Pembe gözlük, kara görüntü
ÜSTÜN AKMEN
Fenerbahçe Spor Kulübü'nün sırça köşklere
saklanmış, pembe gözlükler takmış denetleme
kurulu tarafından düzenlenen 1990 yıh raporu,
bugün genel kurula sunulacak.
DenetçilerinraporundaFenerbahçe'nin devam-
lı yükselen, sağlam bir ekonomik trend içinde ol-
duğu muştulanmaktadır. Oysa Fenerbahçe'nin
1990 yılı gider farkı yani ticari deyişle zararı 6.5
milyardır. Anlaşılıyor ki denetleme kurulu üye-
leri de Fenerbahçe^nin ekonomik bir amacı ol-
ması gerektiğinin bilincinde değildirler. Sadece
"artık öyle bir platform oluşmuştur ki hiçbir güç
onu aşağı çekemez, indiremez" gibi ucuz yiğit-
lik örnekleri vermektedirler. Nasıl bir platform-
dur ki bu, gider farkımn geçmiş yıla oranla °7o
195 arttığı ve toplam zararın 9.7 milyara ulaştığı
bir boşlukta kurulmuştur. Ne biçim bir platform-
dur ki bu, finansal eksiklikler ortaya çıktığında
para bulma ile ilgiü alternatiflerin saptanmasında
'optimal' gene bulunamamıştır. Ne mene bir
'platform'dur ki bu, kullanılan para, bir yılda 7.4
milyar ve °f» 166 artarak 11.8 milyara oturmuş-
tur. Ne 'platform'muş ki bu, şahıslara olan borç-
lar % 133 artışla 8.7 milyara; ticari borçlar %
192sıçrayışla 1.5 milyara; kanuni borçlar "/a 807
zıplayarak 1.6 milyara gelirken yerinde sapasağ-
lam durabilmektedir.
Fenerbahçe'nin 9.7 milyar zararının hangi yol-
Iardan ve ne şekilde eritileceği, nasıl bir poiitika
saptanması gerektiği ne denetleme, ne yönetim,
ne divan kıırullarının ilgilendirmektedir. İyi de,
tutarlı çalışma ve yeni oluşturulması gerekli po-
htikaları kim tartışacaktır? Strateji, poiitika ve
yürütme kararlarını kimler uygulayacaktır? Ba-
na kalırsa kimse tartışmayacak ve de kimse hiç-
bir olguyu uygulamayacaktır. Gelgelelim son Di-
van Kurulu toplantısında "Nâci ben isem necat
heyhat (M. Naci)" dercesine, yirmi beş yıldır
'böööyle' bir rapor görmediğini beh'rten Naciler-
den birinın havalandırdığını denetleme kurulu-
nun kocaklamalanna karşın Fenerbahçe'nin bi-
lançosu okunduğunda plansızlık içindeki bu ku-
lübümüzün iki yıl sonrası tehlikeli bir görüntü
vermektedir. Amatör Şubeleri 10.4 milyar, pro-
fesyonel şubesi 671 milyon zarar eden, genel gi-
derleri le dahil edersek toplam 14 milyar gideri
olan ve her türlü laf ebeliği bir tarafa hem büt-
çeyi hem 'çizme'yi % 75 aşan Fenerbahçe'nin iki
yıl sonrası 'vahim'dir. Bütçelenen gelirlerinin %
92'sini tutturan Fenerbahçe'nin iki yıl sonrasının
vebali, karmaşık sözcüklerle terbiye edilmiş ra-
kamları başan ile sıralayabilen bu denetleme ku-
rulunundur.
Evet, bugün Fenerbahçe"de kongre var...
Batı'da kulüplerin arkasında dev sponsor fir-
malar, biz de 'en büyüklbaşka büyük yok' ha-
maseti. Batı'da işini bilen profesyonel yönetici,
bizde 10 milyarhk pakete el ovuşturan 'kapı kulp-
lan'. Batı'da kurumlaşma, bizde 'Paralı Bay Baş-
kan'lar anlayışı. Batı'da ekonomik özgürlük, biz-
de "borçlan ve finanslama biçimini organize et"
yöntemi. Batı'da akılcı yönetim, bizde bakkal-
cıhk oyunu. Kuru eieştiriler, saf söylevler. Nere-
de yargılayan, yaratan, fikir üreten beyinler?
Cumartesi günü denetçiler, kongreyi 'iğfal' et-
meden önce hesap vermelidirler.
Soner 2., Oğuz 3. oldu
Altın adam
kaptan Rıza
Spor Servisi — Parsan tara-
fından geleneksel olarak dü-
zenlenen "11 Altın Adam"
yarışmasında Beşiktaş kapta-
nı Rıza, şubat ayının başarılı-
sı secildi. Trabzonspor Başka-
nı Mehmet Ali Yılmaz, Teknik
Direktör Özkan Sümer, Yöne-
tici Sadri Şener, Beşiktaş Yö-
netim Kurulu üyesi Tevfik Ya-
mantürk, Trabzonlu futbolcu-
lar Ünal ve Hami'nin katıldı-
ğı toplantıda Rıza ilk turda
ayın futbolcusu seçilirken
Trabzonlu Soner ikinci, Fe-
nerbahçeli Oğuz da üçüncü sı-
rada yer aldı.
GUNUN PROGRAMI
1. Lig: İstanbul (Ali Sami
Yen): 14.00 Galatasaray-
Trabzonspor, Adana (Şehir):
13.30 Adanaspor-Bursaspor.
BASKETBOL
İstanbul (Lütfi Kırdar):
15.00 Beşiktaş-Fenerbahçe (B),
Izmir (Atatürk): 17.30
Karşıyaka-Kolej, Bursa (Ata-
türk): 15.00 Tofaş-Çukurova,
Gaziantep (Kamil Ocak): 15.00
Beslen-Nasaş
ELTOPU
tstanbui (Abdi lpekçi):
Pertevniyal-Halk Bankası, An-
kara (Cebeci): 13.30 G.Tıp-
Arçelik, lzmir (Fuar): 12.00
Y.Bornova-Akay, Eskişehir (ll
S.S): 11.00 Eti-Vestel.
İKİ MAÇ EKRANDA
Spor Servisi — Bugün oy-
nanacak olan Galatasaray -
Trabzonspor ve Adanaspor -
Bursaspor maçları TV'den
naklen yayımlanacak. Galata-
saray ile Trabzonspor arasın-
daki maç saat 13.45'ten itiba-
ren Magic Box'tan, Adana-
spor - Bursaspor maçı da saat
13.30'dan itibaren TV l'den
naklen yayımlanacak.
Izmir altılısı
713 bin verdi
• Spor Servisi — 28.2.1991
perşembe îzmir at yarışlan
neticesinde 6'h ganyan:
4-4/8-5-4-5-1/5 kombinesini
bilenler: 713.280 TL.
kazandılar.
SPORDA DİYALOG ABDÜLKADÎR YÜCELMAN
GÜLELtM DOSTLAR— Ligde takmışız milleti arkamıza. Tesisleriıniz evrelaUah arkadaşla-
nn ve bütün Beşiktaşlılann gayreti ve destegi ile teker teker tamamlanıyor. Ben giilmeyeyinı
de kim gülsiın. Birlikte gülelim, dosta düşmana karşı.
•Ben diktatör ve
, asıksurat değilim
"Süleyman Seba bir diktatördür."
"Aldığı kendi başına kararlarla Beşiktaş'ı
yönetiyor."
"Süleyman Seba kendi dediğini yapmaya-
nı kapı dışarı eder."
"Her konuşmasında tesislerle övtinür."
"Tesisleri o yapmadı, hepimiz yaptık."
"Kapı arkalarında değil, herkesin önünde
demokratik şekilde tartışsın."
"Insanların düşüncelerini 10 dakika ile sı-
nırlamasın."
"Asık suratı biraz gülsün" diyor Beşiktaş
Kulubünun Başkanı Süleyman Seba'nın mu-
halifleri. Aslında muhalefet yapanlann da or-
taya pkıp "Ben Süleyman Seba'ya muhalifim.
Bundan bo>le de kan>ısındayım" diyen de yok.
Ama gazete sütunlarında sürekli bir şekilde
uzayıp giden laf salatası var.
"Başkan Süleyman Seba bunların hepsine
yanıt verebilir mi? Veremez mi?" diye sohbe-
ti koyulaştırdığımız sırada sormaya kalktık.
Herseyi birlikte yaptık
Ben herkesin fikirlerjne
saygılıyım. Her zaman ve
herkesîe de demokratik
müzakereye hazınm. "Her
şeyi ben yaptım" iddiasına
da karşıyım. Bunu ne
zaman ve kime söylemişsem
erkekçe ortaya çıkıp
söylesin. Her şeyi
arkadaşlarımla yaptım.
Ne inat, "Arkadaslanm bakkında bana biç
kimse laf ettiremez" deyip başka kelam etmedi
Seba. Ne de sıkı ağzı varmış meğer bizim baş-
kanın.
— Süleyman ağabey, senin için şöyte şöyle
diyorlar, itham ediyorlar. sen agzını açıp tek
kelime söylemiyorsun. Evet belki arkadaşlığa
saygın var, Yahya Efendi dergâhından kalma
bir efendiliğin var. Ama bir de istifa edenle-
rin dışında istifa etmeyip sana inananlar var
yönetim kurulunda. Şimdi onlar için de Sii-
leyman Bey'in emirerleri diyorlar. Buna ne di-
yeceksin?"
Başkanın burma bıyıklan titredi mi titredi.
"Bana kimse diktatör diyemez arkadaş." Bir
öfkelendi ki Başkan Süleyman Seba.
— Arkadaşlarımı tenzih ederim. Tam 8 yıl-
dır başkanhk yapıyorum. Yönetim kurulun-
da her karar ya ittifakla ya ekseriyetle alınmış-
tır. 8 yılda sadece bir tek kişi alınan kararlara
muhalefet şerhi koymuştur. Eğer alınan ka-
rarlara itiraz eden olsaydı onlar da alınan ka-
rarlara itiraz şerhi koyarlardı. Olmadığına gö-
re. Haa bak şunu da söyleyeyim, eğer itiraz
şerhi koymaya cesaretleri yoksa ben ne yapa-
yım. Öylesinin zaten aramızda tutunması da
imkânsız."
Süleyman ağabeyin damarına basınca
konuşuyormuş meğer, dedik ama yine kesti •
konuşmayı, "Bana yakışmaz böyle konuşmak.
Bunları unuuUım."
Bir çay molası verdik başkanla. Sonra baş-
ka konular falan derken yine döndük dolaş-
tık Süleyman Seba'nın diktatörlüğüne geldik.
— Süleyman ağabey, sen itbamlara cevap
verme. Bunu istemiyorsun, kabul. ama dik-
tatör olmadıgııu söylersen kimse sana "Bu işin
dedikodusunu yapıyorsun" demez, diyemez
kendini bir noktada savunman gerekmiyor
mu?
— Ben herkesin fikirlerine saygılıyım. Her
zaman ve herkesîe de demokratik müzakere-
ye hazınm. "Her şeyi ben yaptım" iddiasına
da karşıyım. Bunu ne zaman ve kime söyle-
mişsem erkekçe ortaya çıkıp söylesin. Her şe-
yi arkadaşlanmla birlikte yaptım. Bunu her
fırsatta söylemişimdir. Bunu herkes biliyor.
Bunu onlar da biliyor. Ama nedense gazete sü-
tunlarında başka türlü konuşuluyor. Esasın-
da söylemek istediğim çok önemli bir nokta
daha var. Gerek tüzüğümüz, gerekse Dernek-
ler Kanunu ekseriyet esasına dayalı bir siste-
mi emreder. Ben nasıl olur da tek başına her-
şeyi yaptım diyebilirim. Buna inanan olur mu?
Millet enayi mi inansm. Çocuklar bile inan-
maz."
— Peki bu laflar neden böylesine yuvarla-
nıp duruyor sayın başkan?
— Valla ben de bilmiyorum. Birileri ortalı-
ğı karıştırmak istiyor ama kim ve neden bile-
miyorum.
— Olayı bir de sirin ağzınızdan dinlesek sa-
yın başkan.
— Olay şu efendim. Beşiktaşlılar Derneği'-
nin yeni lokalinin açılışında Ihsan Kalkavan
yanıma geldi. O gün de gazetede "2 bin yılı-
nın başkanı thsan Kalkavan" diye bir ya/ı \ar-
dı.
thsan'a takıldım "Oooo gel bakalım 2 bin
yılının başkanı. Ama şimdi 91'deyiz. Arada-
ki 9 yılda dengeyi kim saglayacak?" lşte sö-
züm, söylediğim bu. Ne tek kelime fazla, ne
tek kelime eksik.
Koltuğunda şöyle bir doğnıldu, çayından bir
yudum daha aldı Başkan Süleyman Seba.
— O akşam yine bir şey yok. sonra gazete-
lerde istifalannı öğrendim arkadaşlanmın. O
akşam birlikteyiz, nedir, ne oldu kimse bilmi-
yor. Yani bunu bana değil o akşam yönetim
kuruluna kaulan diğer arkadaşlara da sorun,
kimsede tıs yoktu. Toplantıdan sonra istifa,
vallahi de billahi de bir şey anlamadım. Son-
ra bir şey daha var. Ben bu arkadaşlara görev
vermişim. Birisi muhasip üye, birisi genel sek-
reter, birisi veznedar, birisi futbol şube sorum-
lusu, birisi voleybol şube sorumlusu. Yani yö-
netim kurulunda icra kurulunu oluşturuyor-
lar. Yönetimin içinde hepsi de. Dedim ya an-
lamadım gitti. Herkesi kendi vicdanlan ile baş
başa bırakıyorum. Bana hiç kimse şunun ve-
ya bunun için şöyledir böyledir dedirtemez.
Ga7etedeki haber için de öyle. Vermediğim bir
demeç için "Mahkeme kanalıyla haberi tek-
zip et" dediler. Söylemediğim bir şeyi neden
tekzip edeyim. Ben açık açık söyledim. "Ben
böyle laf etmedim" dedim. Bana inanmalan
gerekti. tnanmadılar, "tlle de tekzip et" de-
diler. Maksatlan nedir, anlamadım. Dedim ya
işin içinden çıkamıyorum bir türlü."
— Siz anlamıyorsunuz ama belki daha ön-
ceki bazı olaylann. birikimlerin paüamasıdır.
Ne bileyim, bardagı taşıran son damladır bel-
ki."
— Yahu Abdülkadir ne birikimi. Hep bir-
likte oturuyoruz, konuşuyonız. Patırdı mı et-
tik, gürültü mü ettik, hiçbir şey yoktu ki or-
tada.
— Süleyman Bey, siz istihbaratçısınız. Si-
zin en azından bunun havasını bilmeniz gere-
kirdi. Bana öyle geliyor ki sizi uyutmuşlar.
— Valla bakın sırası geldi diye söylüyomm.
Benim de kulağıma "dışanda bazı toplantdar
yapdıyor" diye geliyordu. Ama üzerinde de
durmadım. tşin bu raddeye geleceğini tahmin
bile etmedim. Evet elbette herkes her zaman
aynı şeyi düşünmez, aynı şekilde düşünmez.
Bunu gayet normal karşılanm. Ama şunu açık
yüreklilikle söylüyonım. 8 yıldır başkanhk et-
tiğim arkadaşlarıma hiçbir zaman ne yalan
söyledim ne de onları aldattım.
— Yalnız bir önemli mesele var Süleyman
ağabey. tstifa edenler o günlük olaydan son-
ra bir daba hiç konuşmadılar. Size saygı ve
sevgilerinden olsa gerek hâlâ da yönetim ku-
rulu toplantılarına geliyorlar. tşte tek bir ka-
ranlık nokta, neden o gece birden galeyana ge-
lip istifalannı Vermeleri.
— Bakın çok güzel bir noktaya temas etti-
niz. Içlerinde bazılan yönetim dışında kaldık-
ları zaman da bu kulübe hizmet etmişlerdir.
Bunlan inkâr eden ateşte yanar. O arkadaş-
lanmın haklarını her zaman teslim etmek ge-
Rfuçen gülemiyorum
Ligdi,kupaydı,
deplasmandı derken hep
stres içindeyim. Bazen
gülemiyorum. Suç değil ki
bu. Çae atladık diyoruz,
sonra da her şeyimizi
futbolcunun bacağına
baglıyoruz. Gel de
güTümse...
rekir. Bunu her zaman söylüyorum. Lütfen
bunu altını çizerek yazıver.
— Gelelim sizin asık suraüı olmanıza sayın
başkan.
— Vallahi ligdi, kupaydı, deplasmandı der-
ken hep stres içindeyim. Bazen gülemiyorum,
suç değil ki bu. Çağ atladık falan diyoruz, son-
ra da her şeyimizi futbolcunun bacağına bağ-
lıyoruz. Gel de gülümse. Ama beni mutlu eden
bir olay var. Fenerbahçe'den olsun, Galata-
saray'dan olsun bazı yönetici ve taraftarlar-
dan takdir yazılan geliyor. Onlardan takdir,
Beşiktaşhlardan ise istifa, ne yapalım kader
bu.
— Peki sayın başkan, gelecek yıl secim
kongresi var. Yeniden başkanlığa adaylığını-
zı koyacak mısınız?
— Senelerdir planlamış olduğumuz hedef-
ler var. "Beşiktaş İş Merkezi", sonra Yeşil-
köy'deki yüzme havuzlu, tenis kortlu sosyal
tesis, Akatlar'daki tesis.
— Desenize daha birkaç kongre gidecek bu
iş.
— Onu söyleyemem, kongre bilir.
— O halde lütfen biraz güler misiniz sayın
başkan.
— Gülelim dostlar gülelim. Ligde takmışız
milleti arkamıza. Tesislerimiz evvelallah arka-
daşların \e bütün Beşiktaşlılann gayreti ve des-
teği ile teker teker tamamlanıyor. Ben gülme-
yeyim de kim gülsün. Gel birlikte gülelim, dos-
ta düşmana karşı... Kahhh kahhh kahhhh.