Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-2 MAKT 1991 * * * * CUMHURÎYET/17
HIZLI TREN— Almanya'da yeni bir hızlı tren hizmete girdi. 'FederaJ Trenyollan' Genel Mii-
dürii Heinz Duerr, tremn Avrupa'daki tttm ülkelere gideceğini açıklarken hızının saatte 250 kra.
olduğunu da belirtti. (Fotoğraf: AFP)
Sınav
maratonu
başlıyor
ANKARA (ANKA) — Milli
Eğitim Bakanlığı'nın merkezi
olarak düzenlediği devlet para-
sız yatıh ve bursluluk ara sınıf-
lar, ortaokul sonu sınavları ile
kamu kurum ve kuruluşlarına
ait okullara giriş sınavlarına
başvurular pazartesi günü baş-
lıyor.
Sınavlara başvurular 15 mar-
ta kadar surecek. Devlet para-
sız yatıh ve bursluluk ara sınıf-
lar sınavı 4 mayısta, devlet pa-
rasız yatıh ve bursluluk ortao-
kul sonu sınavlan ise 5 mayıs
günü yapılacak. Kamu kurum
ve kuruluşlarına bağlı Milli
Eğitim Bakanlığı denetiminde-
ki ortaoğretim kurumlarına gi-
riş sınavı ise 25 mayısta gerçek-
leşecek.
METAL tŞÇİLERİ— Almanya'nın dogu bölümiindeki metal işçileri ücretlerinin çok diişiik,
fiyatların ise çok yüksek olduğunu açıklayarak bir gosteri yaptılar. Doğudaki meslektaşlarının
gösterisine batıdakiler de destek verdi. (Fotoğraf: AFP)
Tforgunluğu
ışıkla
yenmek
NEW YORK (UBA) — Har-
vard Üniversitesi araştırmacıla-
rı, isabetli bir ışık tedavisinin iş-
çilerin işini kolaylaştırdığını, alı-
şılmadık iş ve uyku saatlerine
adapte olmalannı sağladığını
ortaya çıkardılar.
Harvard Üniversitesi'nden Dr.
Charles Czeisler ve arkadaşlan,
bir mesai işini temsil edecek or-
tam hazıriadıktan sonra birkaç
denek işçiyi gece yansından sa-
bah sekize kadar 7 bin - 12 bin
lükslük (gün ışığı şiddeti) bir ay-
dınlatma altında çalıştırdılar.
Daha sonra sabah dokuzdan
ikindi vakti saat beşe kadar tam
karanlık bir odada işçilerin uyu-
malarını sağladılar.
HABERLERİN DEVAMI
G. Saray'ın sorımu Fîlm gîbi operasyon
(Baştarafı 16. Sayfada)
Başka bir TV programında
; ise kaybettiği bir maçtan sonra
• Beckenbauer'ın yorumunu izle-
•dim. Alman teknik direktorün
• yüzünden duşen bin parçaydı.
1
Sürekli olarak takımını kazan-
mak için yeterli çabayı göster-
memekle suçluyordu. Guçleri-
nin eksik olduğunu ve daha çok
çaJışmalarının gerektiğini soylu-
yordu.
— Biliyorsunuz futbo) takım-
lanmızda psikolog yok. Bu ne-
denle psikolog görevini teknik
adamlar veya yöneticiler üstleni-
yor. Bu yontem doğru mudur?
— Futbol takımlarının, tek-
nik adamların, hakemlerin ve
hatta yönetcilerin bile spor psi-
koloğuna gereksinimi vardır.
Futbolda göre\' alan sporcuları
hem ferdi hem de takım olarak
ele almak gerekiyor. Takım psi-
kolojisinde kişinin goruşü ile ta-
kımın görüşü arasında fark var-
dır.
Takım psikolojisi gelişmiş-
se ferdiyetten kurtulunur ve gru-
bun başansı düşünülür. Bir fut-
,bolcu kendi bireysel psişik me-
kanizmasının etkisi altında ka-
lırsa o zaman takım başarısız
olur. Her takımdaki futbolcu
kendini grup psikolojisi ile öz-
deşleştirmelidir. Bu da çok ko-
lay değil ve uzman kişilerin işi-
dir. örneğin Koseçki'nin duru-
rnu. İnsan yeni bir ortama gir-
diği zaman takımla özdeşleşme-
si mümkün olmuyor. Koseçki şu
anda grubu değil kendini oynu-
•yör.'
— Galatasaray, geçen yıl ba-
z\ çevrelerce başansız olmakla
suçlandı. Bu sezon Mustafa De-
nizli yeniden görevlendirilerek
toazı yüksek amaçlar saptandı.
Avrupa kupabnnda yeniden ba-
şarılı olmak ve Türkiye'de şam-
pivon olmak gibi. Transferler
de bu doğrultuda yapıldı. Şim-
di gelinen yerde amaçlan uzak-
laşma ve dolavısıyla vöneticile-
rin haketnieri suçlaması var. Bu
durumu psikolojik açıdan de-
gerlendirir misiniz?
— Yoneticilerin hakemleri
suçlaması beklentilerin gerçek-
Ieşmemesindendir. Şu anda Ga-
latasaraylı yoneticilerin tutumu
agresyona (saldırganlığa) dönuş-
muştur. Bu tutum içerisine giren
takımların yöneticileri başarısız-
lığın gerçek nedenlerini bulma-
da zorlanırlar. Nedenlerin bilin-
memesi de hedef şaşırtıcılığına
sebep olur. Örneğin yonetici için
hedef şaşırtma kendisini hemen
antrenör değiştirmede gösterir.
Halbuki şurası ıstatistik olarak
göstermiştir ki antrenör deği-
şimleri sadece yoneticilerin içe-
risinde bulunduğu suçluluk psı-
kozunu hafifletmekten başka
bir işe yaramaz. Antrenörlerde-
ki belirtisi ise oyunculan suçla-
maktır. Hatta bazen onların ce-
zalandırılmasını isteyecek duru-
ma bile gelebüirler. Hakemlerin
suçlanması ile kendi takımları-
nın başarısızlığını örtmek iste-
meleri de bir gerçektir. Oyuncu-
ların da taraftarlar ile karşı kar-
şıya gelmemesi için taraftarların
kendilerini yeteri kadar destek-
lemediğinden yenüdikleri izleni-
mı veren bir duygu içerisine de
gırılebilir.
— Galatasaray 'ın yeniden ba-
şarılı olması için psikolojik ola-
rak futbolculanna nasıl yakla-
şılmalıdır?
— Bu sorunun bir bölümünu
>aıkanda yanıtladım. Ya demok-
ratik veya otokratik yolla spor-
cularla göruşülçbilir. Demokra-
tik yontemde sporcularla konu-
şulur ve onların da gorüşleri alı-
nır. Otokratik yolla ise sporcu-
lara yukarıdan emirler verilir ve
bu emirlerin yerine getirilmesi
istenir. Her ınsanın ve her gru-
bun yapış şekilleri farklı oldu-
ğuna göre bu yöntemlerden han-
gisinin başanlı olacağı o grubun
yapısına bağhdır. Onun için tek-
nik adamlar ve yöneticiler grup-
larının psişik yapılannı çok iyı
bilmeli ve yöntemlerini ona go-
re kullanmahdırlar. Kesin sonuç
için ise Galatasaraylı futbolcu-
ların kişisel ve grup haritalarını
çıkartmak gerekiyor. Ancak ek-
sik ler böyle görulür.
Erol Tby ve
Pir Sultan
oyunculan
gözaltında
ANKARA (Cumhuriyet Bu-
rosu) — Yazar Erol Toy ve Bir-
lik Tiyatrosu sanatçıları Kızılca-
hamam'da gözaltına alındı.
Edinilen bilgiye gore olay
şoyle gelişti:
Birlik Tiyatrosu'nun Pir Sul-
tan oyununa Bolu Valiliği'nin
izin vermemesi uzerine, Kızılca-
hamam'da bulunan Birlik Ti-
yatrosu sanatçıları ve oyunun
yazarı Erol Toy, Ankara'ya yu-
rumek istedi. Bunun uzerine
ovuncular ve Erol Toy, Kızılca-
hamam Jandarma Karakol Ko-
mutanı, oyunculan ve yazarı
karakola aldı. Dün öğle uzeri
karakola alınan sanatçıların du-
rumunu soran IHD Ankara Şu-
besi yetkililerine bir er, "Kara-
kol komutanının yerinde olma-
dığını, sanatçıların durumunun
iyi olduğunu ve bahçede
bekletildiklerini" söyledi.
Toy'un dışında gözaJtmda tu-
tulan sanatçıların adları şöyle:
Zeki Göker, Gül Goker, Ali
Özkok, Funda Ersin, Nazan
Vılmaz, Necmi Aykan, Ertan
Üçgözen, Ender Vigit, Hu*eyin
Ulu, Orhan Gezen, Ahmei Özu-
ğurlu. Nabi Esatgil, Ibrahim
Gündoğan, Doğan Turan, Birol
Vılmaz, Filiz Işık, Tuncer Tut,
Nursel Çelebi.
(Baştarafı t. Sayfada)
tı. Istanbul Emniyet Muduru
Mehmet Ağar, soygunun yasa
dışı sol bir örgüt tarafından ya-
pıldığını, sorgulamanın surdu-
ğunu söyledi.
Aksaray Vatan Caddesi bez-
mi Âlem sokak 22 numarada
bulunan ve özellikle kalp ame-
liyatlarıv la tanınan Ozel Topka-
pı Hastanesi'ne lOOmetre kala,
34 TBC 86 plakalı taksiye saat
09.50 sıralannda binen bir kişi,
hastaneden taburcu olan bir ya-
kınını alacağını söyledi. Yolda
4 kişi daha taksiye binerek su-
rucüyü tekme tokat otomobil-
den indirdiler.
1988 yıhnda Topkapı kavşa-
ğında oldurülen Dr. Edip Kiırk-
lü'nun eşinin yonettiği Özel
Topkapı Hastanesi'ne gelen si-
lahlı kişilerden 3'ü, girişteki mu-
hasebe servisine yöneldi. Bura-
da, Muhasebe Muduru İlyas
Öztekin ile yardımcısı Sema
Songiiltekjn'i kasayı açmaları
için tehdit eden soyguncular,
anahtarı istediler. Görevlilerin
zaman kazanmak için kasa
anahtarının hastanenin sahibi
ve Başhekimi Dr. Sema Kürk-
lü'de bulunduğunu soylemeleri
uzerine, 2 soyguncu Sema Soy-
gültekin'i dealarak muhasebe-
nin karşısındaki Dr. kıirklu'-
nün odasına girdi. Dr. Sema
Kurklü'nün şakağına tabanca
dayayan 2 soyguncu, kasanın
anahtarını vermesini söyledi.
Anahtarın kendisinde olmadığı-
nı ifade eden Dr. Kürklu, mu-
hasebe göreylilerine anahtarı
vermelerinı behrtti. 2 soyguncu-
nun muhasebe servisine gitme-
sinden sonra uçüncü kişi Dr. Se-
ma Kurklü'nün odasına girerek
telefon kablolarını kesti.
Kasadan, Özel Topkapı Has-
tanesi personeline dün odenecek
ucretleri olan yaklaşık 150 mil-
yon lirayı alan soyguncular, gel-
dikleri taksiyle olay yerinden
hızla uzaklaştılar. taicsi, kısa
süre sonra guvenlik gorevlilerin-
ce hastaneye 400 metre uzaklık-
ta, trafiğin yoğun olduğu Mil-
let caddesinin paralelindeki Ak-
koyunlu sokakta terk edimiş
olarak bulundu.
Arama, operasyon,
çatışma
Silahlı kişilerin soygunun ar-
dından kaçmaya ealışmaları
uzerine, olayı öğrenen polis,
çevrede önlem almaya başladı.
Bu arada özellikle siyasi soy-
gunlara karşı, hazır halde bek-
Ietilen Siyasi Şube'ye bağlı özel
timler de kısa sürede bolgeye
sevk edildi.
Kavşak, yol ve ara sokakları
kesen görevliler, olaydan yanm
saat sonra Fatih Akdeniz cad-
desi üzerinde kuşkulandıkları
bir taksiyi durdurmak istediler.
Ancak taksi dur ihtarına u\ma-
yarak Ze>ıinburnu yonune doğ-
ru hızla kaçmaya başladı. Bu-
nun uzerine ekipler, taksiyi \z-
lemeye başladı. Otomobil, Zey-
tınburnu yolunda kıstırıhnca,
sanıklar yaya olarak kaçmava
çalıştı ve guvenlik guçleri bir su-
re ızlerini kaybetti.
Sıvasi Şubeozel timleıi, kuş-
kulu sanıkların Kazhçeşme ve
Topkapı çevresinde oldukları-
nın belirlenmesinden sonra oto-
matik silahlarla ve özel giysile-
rıyle her yeri didik didik aradı-
lar. Sanıklardan biri, Yedikuie
Gaz Fabrikası yakınlannda fark
edildi. Sanık, polısle girdiği ça-
tışmada, avağından varalı hal-
de yakalandı. Öteki 2 kişinin de
fabrıka bahçesi içınde saklan-
dıklarının belirlenmesiyle, tim-
ler buyuk bir dikkatle bahcede
operasyon duzenledi. Soyguncu
oldukları belirtilen bu iki kişi de
vakalanarak goz altına alındı.
Topkapı'da kaçan 3
kişi
Öte yandan poüs özellikle Fa-
tih Akdeniz caddesi uzerınde
gorulen ve dur ihtarına uyma-
yarak kaçan ve Yedikule'de ya-
kalanan 3 sanıkla uğraşırken
Topkapı kavşağında da kuşku-
lu bir otomobilin gorulduğu oğ-
renildı. Kavşakta kaza yapan
bir otomobilden inen 3 kişinin
başka bir taksiye binerek hızla
kaçtıkları belirtildi. Ancak bu
üç kişinin soygun olayıyla ilgili
olup olmadıkları henuz belirle-
nemedi.
Özel Topkapı
Hastanesi'nde panik
1988 yıhnda oldurülen Dr.
Edip Küfkiü'nün ~eşi" Sema
Kürklu, sahfbi olduğu Özel
Topkapı Hastanesi'ndeki soy-
gunu şöyle anlattı:
"Odamda giınliik işlerle ug-
raşıyordum. Birden bağınş ve
çıglıklar duydum. Bir hastanın
yakını öldii sandım. Paldır kiıl-
ADANA HIPODROMU'NDAN HKREI DACUOC.U;
Partner kazanacak güçte1. AYAK: Uzun suredir id-
manlarını muntazam surdüren
Osmancık, ilk şansa sahiptir.
Jyi bir tay izlenimi veren Ülgen-
bey ve Umut 4'ü sert rakip ola-
r,ak varsayıyoruz. Yarışın surp-
rizini koşu gören tecrubeli As-
(angünü gerçekleştirebüir.
2. AYAK: Adana'da çok iyi
bir form yakalayan Baba 1, bu
yanşı için ciddi hazırlıklar yap-
p. Başarılı olacağına inanıyo-
ruz. Yeni yeni duzelmekte olan
Gülen 2 ve Sarıcan daha sonra
düşunulebilir. Mesafe kısa gel-
aıezse Tulga sürpriz yapabilir.
; 3. AYAK: Kahte Commodo-
re bulduğu güzel formu ile ilk
^ansa sahiptir. Yine hafta içi id-
manlarında göz dolduran Gin-
İa ve Günseli sert rakip gorü-
<)ümündeler. Ağır kilosuna rağ-
men Semuş'u sürprizde oneri-
Tİ2.
i 4. AYAK: Bulduğu düzgün
formunu muhafaza eden Part-
ner'in ağır kilosuna rağmen ka-
zanmasmı bekliyoruz. Mamilot
ve Katarina'nın kuponlarda bu-
lunmasında fayda vardır.
5. AYAK: Surprize müsait
görunen C Grubu yanşında ilk
şansı Yeniay'a veriyoruz. Üçu-
müz, Gülseren ve Eser 6, daha
sonra düşünülebilir.
6. AYAK: Kalite Mertkan, iş-
siz koştuğu yarışını zor da olsa
kazandı. Bu yarışıru da kazana-
caktır. Zaman zaman başarılı
koşan Ömerağa ve Nilufer sert
rakipleri olup Okeytur'u surp-
rızde oneririz.
TAHMİNLER ~
1. KOŞU: F: Karagümruklu
(3), P: Akansel (1), S: Erdal (2).
2. KOŞU: F: Altay 4 (1), P:
Aktolgalı (2), PP: Kamalı (5),
S: Erdemir (4).
3. KOŞU: F: Babakemal (1),
P: Pafa (3), PP: Tycoon 1 (4),
S: Adalya (6).
4. KOŞU: F: Osmancık (6),
P: Ülgenbey (8), PP: Umut 4
(7), S: Aslangunü (10):
5. KOŞU: F: Baba 1 (1), P:
Gülen 2 (8), PP: Sarıcan (4), S:
Tulga (2).
6. KOŞU: F: Commodore
(8), P: Ginza (4), PP: Günseli
(3), S: Semuş (1).
7. KOŞU: F: Partner (1), P:
Mamilot (8), PP: Katarina (3),
S: Tornado (4).
8. KOŞU: F: Yeniay (16), P:
Uçümüz (1), PP: Gülseren 1
(9), PP: Zaferyıldızı (17), S:
Eser 6 (8).
9. KOŞU: F: Mertkan (1), P:
Ömerağa (2), PP: Nilüfer (4),
S: Okeytur (8).
OTORİTELERİN GORÜŞLERİ
F. Dağhoğlu
M. Tokmak
; N. Yılmaz
K. Akyer
6-7-10
6-8-10
6-7-8
6
4-8-1
1-2-4
1
1-4-2
6-4-3
3-4-8
6-8-1-2
4-8-2-3
1-3
1
1
1
1-2-16
1-16
16
1-2-9
1-4-9
1-2-4-8
2-4-1-8
1-2-4
tur odama giren 2 soyguncu şa-
kağıma tabancı dayadı. Bizi >e-
re yatırdılar ve kasanın anahta-
rını istediler. Bende yok, dedim.
Yanlannda muhasebe servisin-
den bir bayan arkadaş vardı.
Zaman kazanmak için böyle
yaptıklannı anladım ve kendisi-
ne anahtarı vermesini soyledim.
Odadan çıktıktan hemen sonra,
bir kişi daba geldi, telefon kab-
lolannı kesti. Bana da 'Kusura
bakmayın bajan. kimseye bir
şey olmayacak, korkmayın' de-
di. Soyguncular erkek ve yıizle-
rinde maske joktu." Soygun sı-
rasında personelin şaşkınlık
geçirdiği ve panik yaşandığı be-
lirtildi.
Istanbul Emniyet Muduru
Mehmet Ağar, Özel Topkapı
Hastanesi'ni soyan kişilerin
yaklaşık 150 milyon lıra aldık-
larını belirterek '"Yedikule'de
yakalanan 3 kişinin soyguna ka-
rıştıklarını belirledik. Soruştur-
ma suruyor. Vasa dışı sol bir ör-
güt iıyesi olduklannı sanıyonız"
dedi.
Ankara'da çatışma
Bu arada .Ankara Etlik'te po-
lisle catışmava giren silahlı iki
kışıden bırı varalı olarak ele ge-
çirildi, diğeri kaçtı. AA'nın ha-
berine gore dun saat 12.30
sıralannda Etlik Yunus Emre
Caddesi'nde görevli polis ekıbı
durumlanndan şuphelendiklerı
iki kişiyi durdurmak istedi. Po-
lislere karşılık venlmesi uzerine
çıkan çatışma sonucu isminin
Sadık Yüdınm olduğu öğrenilen
mılitan Öney Sokak'ta bir
apartmana girerek Avhan De-
mirkıran adlı çocuğu rehın aldı.
Ancak peşıne duşen polisin ateş
açması sonucu yaralı olarak ele
geçirildiği bildirildi.
Izmır'de uğradığı silahlı sal-
dın sonucu başından aldığı bir
kurşunla yaralanan NATO'da
görevli Amerikan Hava Kuvvet-
lerı personeli Yarbay Alvin
Macke dün saat 01.30 sıraların-
dat tedavi görduğü hastaneden
alınarak Almanya'ya gotürul-
du,
Ceyhan'da soygun
Bu arada Gaziantep-Tarsus
otoyolunun yapımını ustlenen
Tekfen-Impresit firmalarının
Ceyhan yakınlarındaki bir dina-
mit deposu, silahlı dort kişi ta-
rafından dun gece soyuldu. Saat
20.00 sıralannda E-5 karayolu-
na 1.5 kilometre uzaklıkta bu-
lunan dinamit deposuna gelen
silahlı kişilerin bekçileri etkisiz
hale getirdikten sonra bir mik-
tar dinamit alarak olay yerinden
çahntı bir arabayla uzaklaştık-
ları kavdedildı.
Üazar Savunma Bakanı
(Ba$tarafı I. Sayfada)
feshedilmesinin ardından
ANAP'a katılmıştı. 1987 seçim-
lerinde Jvâyseri'den aday olan
Yazar, seçim sonrası kurulan hü-
kumette de\ let bakanlığı ve hu-
kumet sozculuğu gorevine geti-
rilmişti.
Politika oncesinde Türkiye
Odalar \e Borsalar Birliği Baş-
kanlığı döneminde Turgut
Özal'ın uyguladığı ekonomik
politikalan ağır dılle suçlayan
Yazar, 1983 yıhnda siyasi parti-
Iernryeniden lcurulduğu dönem-
de, uzun sure parti kurma konu-
sunda on onay almak uzere dö-
nemin Cumhurbaşkanı Kenan
Evren'den randevu istemiş, "ye-
şil ışık" gormeyince birlik baş-
kanlığı görevini surdürmeyi ter-
cih etmişti.
DİYARBAKIR BELEDİYE
BAŞKANLIĞI'NDAN DUYURU
HALEPÇE KATLİAMI
ANIT PRÖJE YARIŞMASI
İnsanlık kimyasal silahların kendi varlığına yönelen en büyük
tehlike olduğunu saptayarak, bu silahların kullanımını Türkiye
1
nin de taraf olduğu uluslararası antlaşmalarla yasaklamıştır.
Buna rağmen 16-17 Mart 1988 tarihinde Kuzey Irak'ta Saddam
yönetimi bu silahları kullanarak Halepçe'de çocuk, kadın, yaşlı,
genç demeden binlerce sivil Kürt insanı katletmiştir.
İnsani değerlerin ve insan yaşamının her koşulda ön planda
tutularak korunmasının gereğine inanarak, bu vahşetin anısını
simgelemek ve bu yolla, gelecek kuşaklara kimyasal silahların
sonuçlarını hatırlatarak bu silahların yapımını ve kullanımını cay-
dırmak amacıyla Uluslararası bir Anıt Proje Yarışması açılmış-
tır. •
Yarışmacıların en geç 2 Nisan 1991 tarihine kadar Diyarbakır
Belediyesi Kültür Müdürlüğü'ne yazılı başvuruda bulunarak ya-
rışmaya katılacaklarını belirtmeleri gerekmektedir.
Yarışmacılar, katılma belgeleriyle birlikte yarışmaya ait şart-
nameyi Belediye Kültür Müdürlüğü'nden temin edebilirler.
Yarışmacılar projeleri şartname esaslarına uygun olarak ha-
zırlayıp 14 Haziran 1991 tarihine kadar Diyarbakır Belediyesi Kül-
tür Müdürlüğü'ne teslim edeceklerdir.
Jüri bu tarihten sonra toplanarak yarışmayı kazanacak proje-
yi belirleyecektir.
Proje uygulaması, şartname esaslarına göre yapılacaktır.
Proje yarışmasını kazanacak müellife 7.500.00(>— TL. ödül ve-
rilecektir. Ancak söz konusu ödül uygulama projesinin beledi-
yeye teslimini müteakip müellife ödenecektir.
Kamuoyuna duyurulur.
PROJE DEĞERLENDİRMESİNİ YAPACAK JÜRİ ÜYELERİ:
Şevki VANLI (Yüksek Mimar)
Jale ERZEN (Eleştirmen, Ressam; Doç. Dr. ODTÜ Mimarlık Fak.)
Teoman ALPTURK (TMMOB Genel Başkanı)
Şadan BEZEYİŞ (Ressam, Prof. Dr; İTÜ Güzel San. Bölüm Başkanı)
Burhan ALKAR (Heykeltıraş)
Nuri ABAÇ (Ressam, Mimar)
Şerafettin ELÇİ (Eski Bayındırlık Bakanı)
Turgut ATALAY (Diyarbakır Beledıye Başkanı)
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Başıarafı 1. Sayfada)
gibı olası sorunlar için akla gelen örneklerden bıridir.
Birınci Dünya Savaşı sonunda Alman İmparatorluğu'nun
o zamanki 'müttefik devletler'\e imzaladığı Versay Antlaş-
ması gereğince Almanya'nın sınırları yeniden çizilıyor: Impa-
ratoriuk, sömürgeler üzerindeki haklarından vazgeçiyor, si-
lah yapımını durduruyor. Alman ordusu 100 bin kişiye ındi-
riliyor ve Imparatorluğun savaş tazminatı ödemesi de ka-
rarlaştınlıyordu.
Almanya bu savaş borçlarını ödeyemedi; ödeyemeyince
Fransa veBelçıkaRuhrsanayı bölgesinı işgal ettiler. Alman
ekonomısı de büyük bunahma sürüklendi. Büyük kargaşalar
yaşandı.
Işte bu gelişmeler, Almanya'da nasyonal-sosyalizmin do-
ğumuna yol açtı.
Sonrasını bıliyoruz.
Bugün de Körfezı böyle bir tehlike bekliyor.
ABD tarafından 'dikte edilecek' barış koşulları, Arap mil-
lıyetçılığinı kamçılayarak gelecekte yeni Saddamlar ve 'Arap
Hitlerlerı' doğurabilır. 1967 Arap-İsrail savaşını izleyen gün-
lerde olduğu gibı terör olayları da yaşanabilir.
Körfez bunalımı, bıtmedı. Asıl sorun bundan sonra!
• • •
Cumhurbaşkanı Özal, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Büyükelçi Ka-
ya Toperi aracılığı ile gazetemizdeki bir haberi yalanlıyor.
Haber, Cumhurbaşkanı'nın bağlı bulunması gereken
tarafsızlık' ilkesini çiğneyerek eşinin il başkanı seçilmesi için
girdiği 'ev kulisleri' ile ılgilidir. Aynı haber, değişik biçimler-
de başka gazetelerde de yayımlanmıştır.
Gazeteciler, kapalı toplantılardan, bu toplantılara katılan
mılletvekillerinden haber alırlar. Yerine ve koşullarına göre
cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar ve büyükelçiler
de gazetecilere 'kendilerini kaynak göstermeksizin' haber
de verirler.
Bu gibi kapalı toplantılarda bilgi veren kaynak da açık-
ianmaz. Bu gibi işler, gazeteci ile haber kaynağı arasında
oluşan güven duygusuna dayanır. Gazeteci, bu gibi toplan-
tılarda kendisine haber veren kaynağı açıklarsa 'muhabir'-
likten çıkar 'muhbir' olur.
Gazeteciliğın bu temel kurallânnı Büyükelçi Toperi'nin bil-
memesı düşünülemez. Gazeteciliğın abc'sinden habersiz
bir Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü de olamaz.
Toperi,' 'emir kulu olduğunu, verilen emirieri yerine getir-
diğıni', bu açıklamayı da bu yüzden yapmak zorunda kaldı-
ğını söyleyebilir. Büyükelçi Toperi, bu nedenle 'e/ç/ye zeval
olmayacağını' da ileri sürebilir.
Bunlar da savunma değildir.
Bu gibi durumlarda elçi, elçiliğini bilmezsete/ç/vezeval'
de olur!
Toperi, bir devlet memurudur. Devlet memuru olarak sı-
yasetin lyice arabeskleşen ortamında siyasal polemikler-
den özellikle kaçınması gerekir.
Sayın Büyükelçi, 'cumhurbaşkanlığı sözcülüğü' ile 'Özal'ın
gözcülüğünü' birbırine kanştırmaktadır. Sözcü, yalnızca
Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarını aktarır; gözcü ise bu
açıklamalara kendi yorumlannı ekler.
Toperi'nin şu açıklamasına bakın:
— Cumhurbaşkanı, doğru olmayan haber ve yorumların
mimarı olan bu gazetemizi vatandaşlarımıza şikâyet etmem
konusunda beni görevlendirmişlerdir.
Bu sözler, sorumsuz Cumhurbaşkanı'nın ağzından çıkan
sözler değil sorumlu olması gereken bir devlet memurunun
kalernınden sacılan karalamalardır.
Bu dayanaksız suçlama ve karalamalar da 'Ahmefin
televizyonu' aracılığı ile Türk kauoyuna duyurulmaktadır.
Toperi kim oluyor da Cumhuriyet gazetesini 'yanlış ha-
ber ve yorumların mimarı' diye suçlayıp yurttaşlara bizleri
'şikâyet' ediyor?
Bu nasıl bir devlet' görevi ve nasıl sözcülüktür?
Büyükelçi, bu gibi konulardaki mimarlık, mühendislik, kal-
falık, çıraklık ve yamaklığı, Özal'ın her sözünde 'hikmet' bu-
lan, fısıltılarla haber oluşturan, uzaktan kumanda ile gaze-
tecilik yapan, diplomatların görevlerini üstlenip 'dış temas-
larda bulunan' yeni 'mabeyn kâtiplerinde' aramalıdır!
Askeri yardıma sınırlı
(Baştarafı 1. Sayfada)
muhripler genelkurmay başkan-
lığınca 'demode' olduğu ve ba-
kım için masraf gerektirdiği ge-
rekçeleriyle kabul gormedi.
Askeri kaynaklardan edinilen
bilgiye gore ABD bu yıl içinde
Turkiye'ye vermeyi planladığı si-
lah sistemlerini içeren malzeme
listesini geçen ay başında Genel-
kurmay Başkanlığı'na iletti. Lis-
tede 5 ayn madde halinde sıra-
lanan silah ve teçhizat üzerinde
yapılan inceleme sonucunda,
bazı sistemler kabul gorürken,
bir kısmı ise 'demode' olduğu,
'taşıma ve bakım' açısından
masraf gerektirdiği gerekçeleriy-
le kabul edılmedı.
Edinilen bilgiye gore Turki-
ye'ye onerilen ve Kongre onayı
alınmış olan bazı sistemler şun-
lar:
S-2 denız karakol uçakları,
C-130 B uçaklan, F-4 sinıulato-
ru ve AN/GRC 171 (v) telsizle-
ri.
Turkiye'ye onerilen sistemler
arasında AH-IS Cobra helikop-
terleri de ver aldı. 9 Kasım 1990
tarihinde Kongre onayına
'sessizlik' >ontemı ile sunularak
onay alınan Cobra helikopterle-
rinin sayısı 5 olarak belirlendi.
Ancak Türkiye, helikopter sayı-
sının arttırılıııası yoli'nta ABD
nezdinde girişimler yurutuyor.
ABD gıınev kanal yardım ya-
sası kapsanıında da bazı ^ısrem-
leri Turkive've onerdi. Ouney
kanat vardınıının naklı\e ucaKl.ı-
rı ile savaş uçaklarını kapsama-
sı dikkat çekti. ABD'nin öner-
diği uçakların modeli ve adedi
ise şöyle:
C-130 B uçaklan (2 adet), AT
38 uçakları (30 adet), F-4E
uçaklan (40 adet).
ABD daha önceden de Turki-
ye'ye F-4E uçakları vereceği yo-
lunda taahhütle bulunmuş, an-
cak bunu yerine getirmemisti.
Askeri çevreler, ABD'nin Türki-
ye'ye 'Körfez savaşında izlenen
politika nedeniyle' vermediğine
de işaret ederken, bunu da şu
gerekçeye dayandırdılar:
"ABD'nin önerdiği sistemler
belirli maddeler altında sınıflan-
dırılmış. Güney kanat yardım
yasası, AKKUM'un imzalanma-
sı sonrası, düşük fiyatla kirala-
nabilecek malzeme gibi. O ne-
denle yardımı Körfez savaşında
izlenen politika gibi bir gerekçe-
ye dayandırmak yanlış olur"
ABD'nin AKKUM'un imza-
lanmasından sonra Turkiye'ye
verilecek malzemeler başlığı al-
tında önerdiği sistemler ve ade-
di ise şöyle:
— M60 A3 tanklan (658
adet),
— M60 AI tankları (164
adet),
— M-113 zırhlı pcrsonel Uşı-
yıcıları (300 adet),
— M-110 8 inçlik bovvitzerler
(48 adet).
Askeri kaynaklar, M60 AI
tankları ile M-113 zırhlı perso-
nel taşıyıcılarının miktannda ar-
tış sağlanabıleceğini de sözleri-
ne eklediler.
I