Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 2 MART 1991
Gürcistan'da
referanduııı
• MOSKOVA (AFP) —
Gürcistan
Parlamentosu'nun gelecek
ay bağımsızhk için bir
referandum düzenleyeceği
TASS taraftndan
açıklandı. TASS
bildirisinde, Gürcistan
Pariamentosu'nun
Gürcistan'ın, Sovyetler
Birliği'nin kaderini
belirleyecek olan genel
oylamaya katılmayı
reddettiğini de belirtti.
TASS, Gürcistan'daki
referandumun, bu Ulkenin
1918'deki bağımsızlık karan
temelinde yapılacağını
belirtti. Gürcistan 1918'de
bağımsızlığına kavuşmuş,
ancak 1921'de Sovyetler
Birüği'ne katılmıştı.
Gürcistan, Ermenistan,
Estonya, Moldavya,
Letonya ve Litvanya'dan
sonra 17 martta
Gorbaçov'un önerdiği ve
bütün Sovyet yurttaşlannın
kendi cumhuriyetlerinİD
birlik içinde kalıp
kalmamayı oylayacaklan
referanduma katılmayacağını
açıklayan 6. cumhuriyet oldu.
Sovyetler
pathyor
• MOSKOVA (AA) —
Moskova Belediye Başkanı
Gavriil Popov, kendisini
bölücülükle suçlayan
Başkan Mihail
Gorbaçov'dan, Sovyet
başkentindeki mağazalann
raflannı bir an önce
doldurmasını istedi.
Moskova Belediye Meclisi
Ba$kanlık Divaıu'nca
Başkan Gorbaçov'a hitaben
yazılan mektupta, kentteki
et ve süt stoklannın
tükenmek Uzere olduğu,
Moskova'ya gıda malı
sağlamakla yükümlü olan
cumhuriyet ve bölgelerin
hiçbirinin bu alandaki
taahhütlerini yerine
getinnediği bildirildi.
SSCB'de
madenci grevi
• Dtş Haberter Servisi —
Kazakistan ve Ukrayna'daki
kömür madenlerinde
çalışan on binlerce işçi,
yüzde yüz ile yüz elÛ
arasında değişen ücret
artışı, emeklilik yaşının
indırilmesi, komünist
partinin mallannm
kamulaştırılması, ordu,
polis ve KGB'nin
depolitizasyonu taJepJeriyle
bir günlük uyarı grevi
yaptı. Yeni kurulan
Bagımsız Madenciler
Sendikası yetkilileri,
isteklerinin yerine
getirilmemesi halinde, 11
martta süresiz greve
gidileceğini açıkladı.
Türkiye'ye ÂT
için koşııl
• ATtNA (AA) —
Belçika Başbakanı VV'ilfried
Martens, Türkiye-AT
ilişkilerinin ilerlemesinin
Kıbns sorununun
çözümüne yönelik
gelişmelere bağlı olduğunu
söyledi. Atina'daki
temaslarını tamamladıktan
sonra dün Yunanistan
Başbakanı Konstantin
Mitsotakis ile ortak bir
basın toplantısı düzenleyen
Martens, hükümetinin,
Türkiye-AT ilişkileri
konusunda topluluğun
Dublin'deki zirvede aJdığı
karan desteklediğin belirtti.
Martens, Yunanh
gazetecilerin Brüksel'in
4'üncü mali protokol ile
iligili tutumu hakkındaki
ısrarlı sorularına ise cevap
vermek istemedi. Belçika
Başbakanı, Kıbns
konusunun BM Güvenlik
Konseyi kararlan
cerçevesinde çözümünden
yana olduğunu ifade ederek
Lüksemburg'un AT dönem
başkanı sıfatıyla bu konuda
üstleneceğini açıkladığı
"girişimi" de
desteklediklerini belirtti.
Mısır'a F-16
• ANKARA (AA) —
Savunma Sanayii Müsteşarı
Vahit Erdem, Mısır
hükümetinin ihtiyacı olan
40 adet F-16 uçağmı
Türkiye'den almaması
kouusunda hiçbir sebep
görmediğini bildirdi.
"Mısır'a F-16 satışı iki ülke
ilişulerinin geliştirilmesinde
senbolik anlamda da
önanli olacaktır" dedi.
Vatit Erdem, Türkiye'deki
tenas ve incelemelerini
tanamlayan Mısır Savunma
Sarayii heyetinin ülkelerine
"mispet" izlenimlerle
döıdüklerini bildirdi. AA
mınabirine bir açıklama
yapn Erdem, konuk
hejetin Türkiye'deki
tenasları sırasında
keıdisiyle de görüştüğünü
belrterek görüşmede
heytin isteği üzerine
mütesarlığın kuruluşu,
görvleri, gelirleri ve bu
gelilerin nasıJ harcandığı
kousunda bilgi verildiğini
bilcrdi.
Amerikanyönetimi, ateşkes için öne sürdüğü şartlann kabulünde ısrarlı
Washington,BMcle atağa kalktıWashington'un ateşkes için üeri sürdüğü şartların arasında,
Irak'a uygulanan silah ambargosunun sürdürülmesi, Irak'ın
tazminat ödemeyi kabul etmesi ve Irak'a kaçırılan Kuveyt mal
varlığının derhal geri verilmesi var.
Dış Haberler Servisi — Körfez'de silahla-
nn susmasından sonra gözler Birleşmiş Mil-
letler Güvenlik Konseyi'ne döndü. ABD,
ateşkes ilan edilmesi için öne sürdüğü şart-
lar konusunda BM'de temaslarda bulunuyor.
Şebnem Atiyas'ın New York'tan bildirdi-
ğine göre, ABD hazırladığı yeni karar met-
nini dün Güvenlik Konseyi üyelerine dağıttı.
Taslak metin üzerınde göruşmeler ve pazar-
hklar halen devam ediyor. Büyük ölçüde de-
ğişiklik beklenen ilk taslak metinde ateşkes-
ten bahsedilmeden, Irak'a uyması gereken
koşullar bildirüiyor. Irak'ın koşullara uyma-
ması dunımunda üyeierin saldın operasyon-
larına devam edecekleri belirtiliyor. Metin,
ekonomik ambargonun kaldınlmasından söz
etmeyerek konuyu havada bırakıyor.
ABD'nin hazırladığı ve halen Güvenlik
Konseyi üyeleri arasında tartışılan taslak me-
tin şu koşullan öne sürüyor:
a) Irak, Kuveyt'i ilhak etme yolundaki bü-
tün faaliyetlerine acilen son venneli,
b) Üçüncü devletlere, Kuveyt'e, bireylere ve
şirketlere kaışı sorumlu olduğu zararı karşı-
layacağını kabul etmeli,
c) Bütün Kuveytüleri ve üçüncü ülke va-
tandaşlannı, Kızılhaç gözetiminde derhal ser-
best bırakmaJı,
d) Bütün Kuveytli ve üçflncü ülke vatan-
daşlannın mallannı geri vermeli,
e) Zaptettiği bütün Kuveyt mülkünü geri
venneli,
0 Füze saldırılan ve uçak saldırılan dahil
üye devletlere yönelik bütfln saldırılara son
venneli,
g) Bütün savaş tutuklulan acilen serbest tn-
rakılmalı,
h) Bütün bubi tuzaklan ve mayınlann yer-
leri müttefik güçlere biJdirünıeli,
i) Yukarıda belirtilen şartlan yerine getir-
mezse üye devletlerin Kuveyt ile birlikte sal-
dın operasyonlannı sürdürme hakkı olduğu-
nu kabul etmeli.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marga-
ret Tutwiler'in önceki akşam yaptığı açıkla-
maya göre VVashington yönetimi, Irak'a uy-
gulanan ekonomik ambargonun sürdürülme-
sini istiyor. Saddam Hüseyin iktidarda kal-
dığı sürece en azından silah ambargosu uy-
gulanması gerektiğini söyleyen Tutwiler,
Iraklı savaş suçlularının yargılanması konu-
sunun da müttefikler arasında tartışümakta
olduğunu açıkladı.
Amerikan yönetiminin, ekonomik ambar-
gonun sürdürülmesi yönündeki eğilimi,
"Saddam Hiiseyin'in halk ayakbmmasıyla
devrilmesi için bir taktik" olarak değerlen-
dirilmişti. Amerikan yayın organlannda bu
konuda yer alan haberlerde Washington'un,
ekonomik ambargo sonucunda aç kalan Irak
halkının Saddam yönetimine baş kaldıraca-
ğı yolunda hesaplar yaptığı öne sürülmüştü.
BM Güvenlik Konseyi'nin dün akşam ye-
niden toplanmasından önce BM çevrelerin-
de, Güvenlik Konseyi'nin de ayn bir ateşkes
planı hazırladığı ve ABD'nin hazırladığı plan
ile Konsey'in hazırladığı plan arasında bazı
aynhklar bulunduğu bildiriliyordu. Toplanü
öncesinde Beyaz Saray çevrelerinden alınan
bügiler, ABD yönetiminin, öne sürdüğü sart-
lann tamamının kabul edilmesi için baskı ya-
pacağı ve b'inlann tamamının kabul edilme-
mesi dunımunda savaşı sürdürme eğilimi
göstereceği yönündeydi.
Birleşmiş Mületler Genel Sekreteri Perez
de Cuellar, savaştan zarar gören ülkelerin
halklanna acil insani yardım sağlanması için
kolları sıvadı. Birleşmiş Milletler bünyesin-
deki sağhk ve yardım kuruluşlanyla bağlantı
kuran Cuellar, savaştan en çok zarar gören
Irak'a yardım ekiplerinin gönderileceğini
söyledi.
BM Genel Sekreteri Javier Perez de Cuel-
lar, bu arada banş ve gellşme konulanyla il-
gili özel damşmanı Bertino Craxi'yi Körfez
savaşının sonuçlan ve Lübnan'ın yeniden in-
şası konusunda inceleme yapmakla görevlen-
dirdi.
Mitterrand
Fransa Devlet Başkanı Franeob Mitter-
rand, BM'nin bütün kararlannın, sadece
Irak'a ilişkin olanlann değil Filistin konusun-
dakilerin de uygulanması gerektiğini söyledi.
Mitterand, Hollanda gazetesi NCR Han-
delsblad'a yaptığı açıklamada, BM'nin Filis-
tin konusundaki kararlanna atfen, "Ben, fcer
yıl oyianıp, sonradan da çof unlukla gözar-
dı edilen kararlan onntmadun. Göveatik
Konseyi bnnlan da ber duramda ve bdJge-
nin ber yerindt aynj kararhbJcia uygnlamait-
dır" dedi.
Irak ordusunuriy kimyasal silah kullanmaması tartışmalarayol açtı
Saddam 'koz'unu neden oynamadı?
Kara savaşı sırasında Irak'ın kimyasal silahlarını
kullanmaktan kaçınmasının nedenleri arasında, rüzgârm
kimyasal gazı Irak birliklerine geri taşıması korkusundan
karşı tarafın nükleer bir misillemede bulunabilmesi
riskine kadar çeşitli görüşler ortaya atılıyor.
RİYAD (AA) — Saddam Hüseyin'in
Körfez savaşı sırasında neden kimyasal
silah kullanmadığı sorusu üzerindeki tar-
tışmalar sürüyor.
Irak'ın kara savaşı sırasında kimyasal
silahlarını kullanmaktan kaçınmasının
nedenleri arasında, rüzgâno kimyasal
gazı Irak birliklerine geri taşıması kor-
kusundan, karşı tarafın nükleer bir mi-
sillemede bulunabilmesi riskine değin çe-
şitli görüşler ortaya atılıyor.
Askeri yetkililer, 100 saat süren kara
savaşı sırasında tek bir kimyasal silah
kulianılmadjğını, ancak kimyasal nitelik-
li bazı silahların savaş meydanında son-
radan ele geçirildiğini bildiriyorlar.
Adınm açıklanmasmı istemeyen bir
Amerikalı askeri yetkili, deniz piyadele-
rinin kara operasyonu sırasında Irak'a ait
bir kimyasal silah deposu da buldukla-
rını belirtti.
Körfez'deki Ingiliz kuvvetlerinin Ko-
mutanı General Sir Peter de la Billiere
de yaptığı acıklamada, Irak'ın elinde kul-
lanabilecegi kadar kimyasal silah bulun-
duğunu ve bunları "az kalsın" kullana-
cağı yönünde bilgiler bulunduğunu söy-
ledi.
Riyad'da düzenlediği brifıng sırasın-
da Irak'ın kimyasal sılahı kulianmama-
sına "şükreden" MUttefik Kuvvetler Ko-
mutam Norman Schwarzkopf, 40 gün
süren hava saldırılan sırasında Irak'ın
kimyasal başlık atacak toplanmn büyük
kısmının tahrip edilmesinin, bunun bir
nedeni olabileceğini söyledi. Schwarz-
kopf bu nedenle, son haftalardaki hava
saldınlannda olabiJdiğince çok topçu
bataryası yok etmeye çalıştıklannı kay-
detti. Müttefik kuvvetler arasında yay-
gın olan bir inanç da, hava saldırılan sı-
rasında Irak'ın biyolojik ve kimyasal si-
lah üretme yeteneğjnin büyük ölçüde or-
tadan kaldırılması ve bunun, Irak'ın
kimyasal silah kullanma gücünü hemen
hemen yok ettiği.
Irak'ın kimyasal silahlannı kullanabi-
leceği bir diğer yol olan hava saldınlan
ise müttefik güçlerin ezici hava hâkimi-
yeti sayesinde Irak için bir olasılık ol-
maktan çıktı.
Askeri yetkililer, bu silahların kulla-
nılmamasına neden olarak, Irak kara
birlikieri arasındaki haberleşıaenin kö-
tü hava ve ani saldırılar nedeniyle kesil-
mesini de gösteriyorlar. Yetkililer, savaş
meydanındaki pek çok topçu bataryası-
na, bu konuda bir emir alınrruşsa bile ile-
tilememiş olabüeccjine dikkati çekiyor-
lar.
Uzmanlar ayrıca, bu mevsimde son
derece değişken olan rüzgârların, Irak-
ın kimyasal silahlarını kullanmasına en-
gel olabileceği üzerinde de duruyorlar.
Körfez'deki Amerikan Deniz Kuvvet-
leri Komutanı Koramiral Stanley Arthur,
kara operasyonunun başladığı pazarte-
si günü operasyondan kısa bir süre ön-
ce rüzgârın Irak aleyhine değişmesinin
Saddam'ın kimyasal silahlarını kullan-
masına engel olduğu görüşunü savundu.
Bu mevsimde genellikle rüzgârlann
kuzey-doğu ve kuzey-batı yönünden es-
tiklerini belirten AinerikaJı komutan,
şiddetii rüzgârların, kara operasyonun-
dan bir hafta önce güney yönünden es-
meye başladığını söyledi.
SAVAŞIN tKİ YÜZÜ— AmerikalıUr •nrdaklan Irakhlan daba sonra tedavi etmeye calısdlar. (Fotoğraf: Renter)
DışişleriBakanı Bakefın Türkiye'yeyeni taleplerle gelmesi bekleniyor
ABD'nin gözti askeri üslerdeAmerika'mn Türkiye'den, Incirlik ve diğer
askeri üsleri Ortadoğu'ya yönelik olarak
sürekli kullanma hakkı isteyeceği, bölgede
konuşlandırılacak silahlarla Türkiye'nin
savunmasının da güçleneceğini gündeme
getirebileceği kaydediliyor.
SEMtH İDtZ
ANKARA — Körfez krizin-
de sağlanan askeri çözüm son-
rasında bölgenin geleceğine yö-
nelik siyasi girişimlerin önümüz-
deki dönemde yoğunlaşması
beklenirken Türkiye'nin bu çer-
çevede oynayacağı rol de tartı-
şılmaya başlandı.
Bu bağlamda merak edilen
konuların başında banş süreci
içinde bir 'Ortadoğu masası'nın
kurulup kurulmayacağı ve
Türkiye'nin böyle bir masada
yerini alıp almayacağı sorusu
geliyor.
Dışişleri çevrelerinin
'ibtiyatla' yaklaştıklan bu soru-
ya Arap ve Batı perspektiflerin-
den bakıldığında farklı yakla-
şımların ortaya çıktığı göz-
leniyor.
Bu arada ABD Dışişleri Ba-
kanı James Baker'ın önümüz-
deki günlerde bolge ülkelerine
gerçekleştireceği gezi çerçevesin-
de Türkiye'ye yapacağı ziyaret
de bazı beklemilere yol acmış
bulunuyor.
Baker'ın ziyareti sırasında
Körfez savaşmda takındığı tu-
tumdan dolayı Türkiye'ye te-
şekkür edeceği ve bu arada
VVashington'un Ankara'dan ile-
riye dönük bazı isteklerini his-
settireceği sanılıyor.
Bu isteklerinin başında ise
Körfez savaşmda Türkiye'nin
"NATO sorumluluk alanı
dışında" Ortadoğu'ya yönelik
olarak oynadığı rolün ikili dü-
zeyde "kodifiye edilmesi" (ya-
sal bir zemine oturtulması) gel-
diği diplomatik çevrelerce ifade
ediliyor.
Türkiye'nin, NATO çerçeve-
sine giren Incirlik ve diğer üsle-
rini "alan dışı sorumluluk"
kapsamında ABD'ye açmasın-
dan sonra NVashington'un "Bu
avantajı ileriye dönük olarak
korumak isfedigi" bildirüiyor.
Ancak iki ülke arasındaki sa-
vunma ve ekonomik işbirliği an-
laşmasının buna el vermediğine
işaret ediliyor.
ABD'nin bu konuda varıla-
cak bir ikili düzenleme cerçeve-
sinde bölgede konuşlandıracağı
silahJarın, "Türkiye'nin savun-
ması açısından getireceği
yararlara" işaret ederek bir pa-
zarlık marjı sağlamaya çahşaca-
ğı da sanılıyor.
Diplomatik çevrelerin dile ge-
tirdikleri bu görüşleri
"varsayım" olarak nitelendiren
Dışişleri Bakanlığı çevreleri
Türkiye'nin "Ortadoğu
masasında" oynayacağı role
ilişkin tartışmalara da ihtiyatla
yaklaşıyorlar.
Ankara'nın Körfez krizinde
oynadığı "dinamik" rol ile Or-
tadoğu sorunlarına yönelik ge-
leneksel "mesafdi" politikası
arasında bir denge sağlanması-
mn önemine işaret eden bir yet-
kili, "Çok şey söyleniyor, ama
spekülatif düzeyden gerçek dii-
zeye henüz geçilmedi. Bizim tu-
tumumuzu soruyorsanız bir
bekle gör dönemine girmiş
bulunuyonız" diye konuştu.
Buna rağmen Dışişleri çevre-
leri Türkiye'nin Ortadoğu'da
"ekonomik varltgım bissettir-
mek istediğini" gizlemiyorlar.
Bu çerçevede Kuveyt'in yeniden
inşası, bölgeye yönelik ihracat
ve bölge ülkeleri ile başta böl-
gesel sular ohnak üzere çeşitli
ortak projelere girilmesine ağır-
lık verildiğini kaydediyorlar.
Ankara'daki Arap diplomat-
lan, kunılacağı ve Türkiye'nin
de yerini alacağı krizin başından
beri varsayılan genel bir "Orta-
doğu masasının" oluşturulma-
sının beklenmemesi gerektiğini
ifade ettiler.
İlk planda Körfez bölgesinin,
daha geniş planda ise Ortado-
ğu'nun güvenliği ve istikranmn
sağlanmasını hedefleyen bir ma-
sadan söz edilecekse bunun za-
ten kurulduğunu kaydettiler. Bu
çerçevede savaş süresince altı
Körfez ülkesi ile Mısır ve Suri-
ye arasında yürütülen istişarele-
re işaret ettiler.
Söz konusu çevreler Türki-
ye'niı. İran ile birlikte bölgede
önemli bir konumu bulunduğu-
nun gözardı edilemeyeceğine,
ancak bölgedeki siyasi sorunla-
rırı esas olarak Arap ülkelerini
ilgilendirdiğine ilişkin görüşleri-
ni tekrârladılar. Burada başhca
örnek olarak Filistin- sorununa
işaret ettiler.
Böylece siyasi olarak Türki-
ye'ye bölgede "ikmciT1
bir rol
düşeceğini dolaylı yoldan da ol-
sa bir kez daha dile getirmiş ol-
dular. Ancak bunun Türkiye'-
nin "dışlanması" anlarruna gel-
mediğini kaydeden bir diplo-
mat, "Söz konusu seldz ulkenin
Türkiye ik siyasi istisare meka-
nizntalan buhınuyor. Bn çerçe-
vede Ankara'ya kritik konuiar-
da bilgiler sunulacak ve görüş-
kri alınacakbr" dedi.
Batılı diplomatlar ise Körfez
krizinin Türkiye'nin Ortadoğu'-
ya yönelik stratejik bir konumu
olduğunu tüm açıklığı ile sergi-
lediğini bildirdiler. Bu rolün hiç-
bir şekilde küçümsenemeyeceği-
m ifade eden bu diplomatlar
Türkiye'nin Ortadogu'daki tüm
siyasi oluşumlarda da yerini al-
ması gerektiği görüsünü savun-
dular. Türkiye'nin, Batı'mn bir
"ileri karakolnna dönüştürül-
tneye calışıldıgı" görüşlerine ka-
tılmadığmı ifade eden bir diplo-
mat şunlan söyledi:
"Konuyu bu şekilde basite in-
dirgemek meseienin özünü ka-
çırmak demek. Türkiye tslam
hüviyeti, siyasi ve ekonomik ba-
sanları ile Ortado|n için örnek
bir ülke. Bölgenin çözümlenme-
si gcrcken başhca sorunlan da
bu konolarda odaklaşıyor. lle-
ride bir model arandığında ilk
diişiinülecek ulkenin Türkiye
oiacagını anlamak için kfthin ol-
mak gerekmiyor."
DlŞBASJNDÂN
fnmkfaırtBr Rcndschau
Irak'ınyenidüzeniBağdat'ın yeni bir duzene
kavuşturulması. Batı
ölçütlerine uygun
demokratik bir rejim
kurulması. "Nürnberg
mahkemeleri"nin devamı
bütün bu istikrar önlemleri
yalnız IraklıJar tarafından
gerçekleştirilirse inandırıcı
olacaktır. Talep gelirse
yardımda bulunulabih'r,
elbette. Fakat şimdiki
cephe hatlannın ötesinde
bir ulkenin iç işlerine
karışmak son derece
sakıncalıdır.
Popülaritesinin zirvesinde
gezinen Başkan Bush
temkinü davranacak gibi
gözüküyor. Amerika'mn
çok şeyi rnumkün kılan
stratejik perspektifine
Le Parfeien
Fransa piyonlannı yerleştiriyor
MUttefik kuvvetleri henüz Kureyt'i Iraklılardan
temizlememişlerdi ki ulkenin yeniden yapılanması için
şirketler çıkarmaya başladılar. Kuveyt'in yeniden
yapılanması aşağı yukan 100 milyar dolarlık bir iş
potansiyeli demek. Bu iş potansiyeli mantıksal olarak
Kuveyt'i özgürlüğe kavuşturan Amerikan, Ingiliz ve
Ffansız şirketlerine yarayacak.
Körfez savaşı Batı ekonomüerini her ne kadar sarstıysa
da Kuveyt'i yeni baştan inşa etmek verilen zararlan
fazlasıyla karşılayabüir. Amerikan ve Ingiliz firmalarıhm
bütün cabalanna karşın Fransa Maliye Bakanı Pierre
Beregovoy gerçek inşaat sektörünün Kuveyt'e tam
anlamıyla girmediğini ve Fransa'nın bu konuda gerektiği
zaman ve yerde hazır ve nazır olacağını belirtti-
rağmen ateşkese gitmesi,
Başkan Bush'un sorunu
kavradığına işaret ediyor.
öte yandan askerlerin ve
politikacılann, savaşı
politik sorunlara çözüm
olarak görmeye başlama
tehükesi vardır. Bu vahim
sonuçlara yol açacak hatah
bir kamdır. Saddam
Hüseyin eğer nükleer silah
imal etmeyi başarsaydı,
Israil'e ve düşmanlanna
karşı kimyasal silah
kullansaydı sonuç başka
olurdu. Bunun
gerçekleşmeyişi tamamen
şans eseridir. Gelecek için
çıkanlacak en önemli ders,
böylesine riskli durumlann
baştan engellenmesi
gerektiğidir. (1 Mart)
MOSKOVA SAVUIVMA StSTEMtNİ
GÖZDEV GEÇİRECEK
Sovyetler'e
savaş dersiSSCB Savunma Bakanı Dimitri Yazov, Irak'ın
yenilgisinden sonra hava savunma sistemkrinin ve
savunma anlayışlarının gözden geçirilmesi gerektiğini
söyledi.
Dış Haberter Scrvisi —
SSCB'nin Körfez savaşından
sonra hava savunma sistemleri-
ni ve genel olarak hava kuvvet-
lerini gözden geçirmesi bek-
leniyor.
SSCB Yüksek Sovyet'inde
bir konuşma yapan Sovyetler
Birliği Savunma Bakanı Dünit-
ri Yazov, Körfez savaşından
sonra ülkesinin tüm uçaksavar
sistemlerini gözden geçirmesi
gerektiğini söyledi.
Sovyet TASS Ajansı'nın bil-
dirdiğine göre Yazov, "Knveyt
ve Irak'ta olanlar, kara knvvet-
lerinin hava savunma sistemle-
ri ve ulkenin tüm hava savun-
ma sistemiyle ilgili yaklaşımla-
rın gözden geçirilmesini
gerektirmektedir" dedi.
Irak'ta düşürülen müttefik
uçaklanmn önemli bir bölümü-
nün Sovyet yapımı Shilka uçak-
savar toplannca vurulduğunu
açıklayan Sovyet Savunma Ba-
kanı, sayaşın Sovyet hava sa-
vunma sistemlerinin zayıf nok-
talarını ortaya çıkardığım,
Irak'ın elinde bulunan Sovyet
yapunı SAM roketlerinin de bir
işe yaramadığınm görüldüğünü
belirtti. Yazov, Sovyet uzman-
lanrun ABD'nin ve öteki ülke-
lerin hava savunma silahlannı
silahlı kuvvetlerinin içine nasıl
yerleştirdiklerini incelemeye
başladığını sözlerine ekledi.
Sovyet ordusunda, savaşta müt-
tefiklerin kullandıkları yüksek
teknolojili silahlar konusunda
bir konferans düzenleneceğini
de açıkladı.
Bu arada bir açıklama yapan
bir NATO yetkilisi, Sovyetlerin
Körfez savaşından çıkardıklan
en önemli dersin, Batının yük-
sek teknolojiyle çalışan yeni si-
lahlannın gerçekten işe yaradığı
yolunda olduğunu söyledi.
Sovyet Hava Savunma Kuv-
vetleri Komutanı General R.
Aktaurkin de TASS Ajansı'na
yaptığı acıklamada, Irak ile sa-
vaşın Batılı mutte/îklere yeni
tip silah üretimini hızlandırmak
yönünde bir ivme verdiğini be-
lirtti. Bugünkü Sovyet sistem-
lerinin bugünün hava saldın si-
lahlarına yanıt verecek düzey-
de olduğunu kaydeden Sovyet
generali, iki üç yıl sonra bu du-
rumun korunup korunamaya-
cağuıı bilmediğini, o nedenle de
hazırnklı olmak gerektiğini söy-
ledi.
ABD'de SSCB
tartışması
Bu arada Amerikan senato-
sunda SSCB ile ilişkiler üzeri-
ne tartışma da sürüyor. Utah
eyaleti senatörlerinden Orrin
Hatch'ın ABD'nin bundan
böyle Gorbacov ile arasında bir
mesafe koyması ve bağımsızhk
yanlısı cumhuriyetlerle ilişkileri
geliştirmesi gerektiği yolunda-
ki önerilerine karşıhk olarak,
ABD Dışişleri Bakanlığı damş-
manlanndan Robert B. Zod>
lick, ülkesinin SSCB'deki mu-
hafazakâr kesimi temsil eden
savunma sanayii ve askeri ka-
nat ile de yakın ilişkiler kurma-
sı gerektiğini bildirdi.
Senatonun dış ilişkiler komi-
tesine bir rapor sunan ABD Dı-
şişleri Bakanı James Baker'ın
en yakm danışmanlanndan Zo-
ellick, SSCB'deki reform süre-
cinin başansızhğa uğrama ris-
kinin büyük olduğunu kaydet-
ti. Washington'un pazar ekono-
misini savunanları, demokrat-
ları, işçi sendikalanru destekler-
ken muhafazakâr kanadı ihmal
etmemesi gerektiğini belirten
Zoellick, 'Gerçekçi olmak zo-
rundayız. DiyalofHmuzB
SSCB'nin askeri kesimi ve sa-
v m n ı sanayi scktöraaü de ice-
ren diger öM«tf keamlere dof-
nı genişletmciiyiz. Bu kontak
belki de geleneksel olarak re-
form bareketine sıcak bakma-
yan kcsimlerin de refornüann
saflayacagı yararlan anfaunala-
nnı saglar" dedi.