24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 7 ŞUBAT 1991 Kurt, Batum'a gidiyor • TRABZON (AA) — Encrji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt, Körfez savaşının etkisinin Doğu Karadeniz Bölgesi'nde en aza indirmek gerektiğini belirterek "Bugunlerde Sarp kapısından gelen turistlere ihtiyacımız var" dedi. Trabzon'da bulunan Bakan Kurt yaptığı açıklamada, yarın Sarp sınır kapısından SSCB'nin Gurcistan Cumhuriyeti'ne gunubirlik ziyaret yapacağını söyledi. Fahrettin Kurt, Batum'da SSCB ile artan sınır ticareti konusunda görüşmelerde bulunacaklarını bildirerek "Sınır ticaretini canlandırmak ve savaşın etkilerini en yumuşak şekilde atlatmak için oradan gelecek turistlere, o insanlara ihtiyacımız var" dedi. Sanatçüara soreışturma • İSTANBUL (AA) — İDGM, İstiklal Caddesi'nde 22 ocak tarihinde, ABD Konsolosluğu'na "Savaşa hayır" pankartı asmak isteyen bir grup sanatçı ile SHP Istanbul ll Başkanı Ercan Karakaş hakkmda soruşturma başlattı. tDGM Savcihğı'ndan alinan bilgiye göre Edip Akbayram, Aytaç Arman, Nur Sürer, İlyas Salman, Halil Ergün ve SHP 11 Başkanı Ercan Karakaş'ın, 2911 sayılı "Toplu Gösteri ve Yürüyüş Kanunu"na aykırı davrandıklan ve ABD Konsolosluğu'na siyasi içerikli pankart asmak istedikleri için haklarında soruşturma açıldı. İHK'ya 500 başvuru • ANKARA (Curahuriyet Biirosu) — TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanhğı'na seçilen ANAP'ın muhafazakâr milletvekillerinden Eyüp Aşık, "Komisyonumuzun uğradığı haksız ithamlara karşı milletimizi savunma görevi vardır" dedi. Komisyon başkanlığına seçilen Aşık, TBMM Dilekçe Komisyonu'na yapılan bazı başvurulann . İnsan Haklan Komisyonu'na havale edildiğini kaydetti. Aşık, çalışmaya başlamamasına karşın yapılan başvurularla birlikte dosya sayısının 500'e ulaştığıru belirtti. • Demokrasi biçimsel • Haber Merkezi — Bakırköy Belediye Başkanı Yıldınm Aktuna, demokrasinin varlığından söz edebilmek için toplumsal yaşamın her anında ve her kesiminde demokratikleşmenin gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Aktuna, Duisburg Üniversitesi öğretim üyelennden Prof. Schatz, Avrupa Parlanıentosu Sosyalist Grup Başkanvekili Klaus Hans'ın da katıldığı panelde yaptığı konuşmada, demokrasinin biçimsellikten kurtulması ve geniş halk kitlelerince benimsenmesi için siyasi yaşamla sanırlanmaması görüşünü savundu. Salih Hoca'nın cenazesi • ERZURUM- (Cumhuriyet) — Geçirdiği kalp krizi sonucu İstanbul'da ölen Kadiri ve Nakşi tarikatı şeyhlerinden Salih Hoca, Emirşeyh Camisi'nde kılınan cenaze namazı sonrası 'Bakanlar Kurulu karanyla" Esat Paşa Camisi bahçesinde toprağa verildi. Salih Hoca adıyla tanınan Hacı Salih Bilgin'in cenaze namazı, vasiyeti üzerine öğrencisi Fettullah Hoca (Gülen) tarafından kıldınldı. 1895 yıhnda Trabzon'un Of ilçesinde doğan Salih Hoca'nın 'Mefatiha-i Gayyibe/Gizliliğin Anahtarı' adh tasavvufi bir eseri bulunuyor. Salih Hoca'nın tarihi Esat Paşa Camisi bahçesine defnedilmesi için 1987 yıhnda alınmış Bakanlar Kurulu kararı bulunduğu Oğrenildi. ANAP'ta muhafazakârlar tasarıyı sınırlamak, Doğulular genişletmek istiyor Kürtçe, komisyona havale POLİTİKA GÜNLÜĞÜ Kürtçeye sınırlı serbestlik getiren tasannm görüşüleceği Anayasa Komisyonu'nun Başkanı Tuğrul Coşkunoğlu ve Adalet Komisyonu Başkanı Alpaslan Pehlivanh'nın Kürtçe serbestisine karşı oldukları biliniyor. 'Kürtçe' konusunda da değinen Başbakan Yıldınm Akbulat, "Tarih boyuoca beraber yaşa- dığınuz insaniar var. Onlann da kullaadıgı lehçeler var. 1983'te bir yasayla bunu yasaklamışlar. Biz isin tabiatına aykın olan bu yasagı kaldınnak istiyoruz" de- di. ANAP Mardin Milletvekili Nnrettin Yılmaz'ın önceki gün ANAP grubunda tasanyı 'yeter- Sİ21 diye niteleyen konuşmasın- dan sonra Kürtçe serbestisine ilişkin tartışmalar dün daha da hızlandı. Tasanya karşı çıkan ve ağırlığını muhafazakâr-milliyet- çi ANAP'ülann oluşturduğu mületvekilleh, özellikle "Türk- çeden başka mahalli dil ve leh- ANKARA (Cumburiyel Bürosu) — ANAP'ta Kürt- çeye sınırh ser- bestlik getiren tasanya ilişkin tartışmalar sürüyor. Tasanya karşı çıkan ANAP milletvekil- leri, TBMM anayasa ve adalet komisyonlannda önümüzdeki hafta yapılması beklenen görüş- meler sırasında metinde değişik- likler yapmayı planlıyor. Doğu- lu milletvekilleri ise Kürtcenin tamamen serbest bırakılmasını istiyor. Bu arada Türkiye Gübre Sa- nayii'nin 37. kuruluş yüdönü- münde yaptığı konuşmada çelerin konaşulabilmesi" ve "bu dillerde müzik yapılabilme- si; ses ve göriintii bantlan ve di- ğer anlatım araç ve gereçlerin- den faydalanabilmelerini" ön- gören 6. maddede değişiklik yapmayı düşünüyorlar. Bu ke- sim, Kürtçe serbestisinin sade- ce 'konuşma' ile sınırlanmasını sağlamaya çalışıyor. Tasarının görüşüleceği Ana- yasa Komisyonu ve ANAP An- kara Milletvekili K.Tugnıl Cos- kunoğlu ile Adalet Komisyonu Başkanı ve Ankara Milletvekili Alpaslan Pehlivanh'nın da Kürtçe serbestisine karşı olduk- lan biliniyor. Doğulu milletvekillerinin önemli bir bölümü de Kürtçe konuşma yasağının kaldınlma- sını ve sınırlama getirilmemesi- ni savunuyorlar. Ancak özellik- le ANAP'taki Doğulu milletve- killerinden bazılan tasanyı ye- terli görmemekle birlikte "Kürt- çenin serbest olması doğrultu- sunda bir adun nitehğinde" bul- duklan için destekliyorlar. 2932 sayıL yasanın kaldınlması ile ye- tinilmesi ve stnırlama konulma- masını isteyen Doğulu milletve- killerinin istekleri şu noktalar- da toplanıyor: 1. "Kürtcenin serbestçe ko- nuşulabilmesi, 2. Kürtçe eğitim-oğrenimin tercihli olarak yapdabilmesi (Bu konuda Doğulu milletvekilleri arasmda farkh görüşler bulunu- yor.) 3. Kürtçe radyo ve televizyon yayınlan yapılabilmesi, 4. Kürtcenin kultür dili ola- rak kullanılarak Kürtçe müzik yapılması, kaset ve öbür araç- lann serbest olması, 5. Kürtcenin basın-yayında serbestçe kullamlabilmesi, kitap-dergi ve gazete çıkanlabil- mesi, 6. Kürtçe film yapılabilmesi, 7. Kürtcenin toplantı ve gös- terilerde de kullanıfaıbilınesi, bu dilde pankart ve afiş hazırlana- bilmesi, 8. Kürtler konusunda Kürtçe bilimsel araştıımalar yapılabil- mesi, 9. Yazışmalann ve resmi da- ireiere başvurulann Kürtçe ya- pılabilmesi." Buna karşı çıkan milliyetçi- muhafazakârlar da, bu haklann sadece Lozan Antlaşması'yla ta- nınan "azınlıklara verilebilece- ğini, Kürtlerin azınlık kabul edilmesi dunımunda da bu ant- laşmadaki azınlıklara ilişkin öbür hükiimlerin de Kürtlere uygulanması gerektiğini" savu- nuyorlar. Bu görüşü savunan ANAP Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş, "Ancak azınlık statüsü tanınırsa, Kürtler ne mUletvekili olabilirler ne de dev- letin üst kademelerinde görev alabilirler. O zaman belli bir oranda buralarda temsil edilebi- lirler. Bunu da kabul ediyorlar mı?" diye konuştu. HUKUKÇULARIN KÜRTÇE TASARISIGORÜŞU Özgen: Anadili doğa saptarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Hukukçular, 2932 sayılı "Türkçeden Başka Dillerle Yapılacak Yayınlar Hakkında KanuıTu yurürlükten kaldırarak, Türkçe dışındaki mahalli dil ve lehçelerin kullanımı konusunda yeni düzenlemeler getiren yasa tasansını "olmnln, ancak yetersiz bir adım" olarak değerlendirdiler. AÜ Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku öğretim Üyesi Prof. Dr. Eralp Özgen, tasannın, mevcut yasadaki "Türk vatandaşlannın anadili Tnrkçedir" diye başlayan ve buna aykın faaliyeti suç sayan hükmü kaldırdığını belirterek "Bu, olumlu bir değişikliktir. Esasen, bir kimsenin anadilinin ne olduğu yasa ile saptanamaz, bunu doğa saptar" dedi. Bazı dillerle her turlü düşünce açıklamasıru suç sayan mevcut yasanın aksine tasannın plak, ses ve görüntü bantlan ile yayını serbest bıraktığını da anımsatan özgen şöyle dedi: "O halde bu söylenen araçlar ile düşünce açıklaması, yani bir yerde konuşmak serbest bırakılıyor. Ancak burada anlaşılamayan bir ibare getirilmiş. Mahalli dil ve lehçe oedir, bu belirsizdir. Aynca demokratik rejimlerde yasalar yasakları belirler, serbest olan şey yasa ile belirlenmez. Çünkü yasak olmayan her şey serbesttir. Onun için böyle bir hüküm teknik açıdan hatalı. Bu hata bazı yorumlara neden olabilir. Şöyle ki maballi dil dışındaki dillerle yapılacak konuşmalar yasak mıdır? Bu, anlaşılmaz bir hüküm." özgen, tasan ile devam eden bir başka yasağı da şöyle açıkladı: "Mevcut yasada olduğu gibi Toplantı ve Gösteri Yürüyuşleri Yasası'na giren toplantılardaki pankart ve afişlerin Ttrkçe olması zorunludur. Bu konuda mahalli en büyük mülki amire tanınan izin verip vermeme yetkisi de tasan ile kaldınlmıştır. Tasan aynca, Türk vatandaşlannın kamu kurum ve kuruluşlarına Türkçe dilekçe verebileceklerini belirtiyor. Bir üst fıkrada resmi dilin Türkçe olduğu belirtildikten sonra böyle bir hüküm anlamsızdır. Aynca son derece sakıncalı. Buna aykınlık 2-5 milyon lira arasında para cezası ile cezalandınlacaktır. Resmi dil Türkçe olduğuna göre bu ilkeye aykınlığın yaptınmı, yabancı dilde verilen dilekçenin geçersizliğidir. Aynca bunu cezaya bağlamanın bir mantığı yoktur. Madde bü>ük bir sakıncayı da içeriyor. Bu yükümlulük Turk vatandaşian için getirilmiştir. Bir yabancı ise böyle bir yükümlulük aitına sokulmamıştır. Yani bir yabancı, yabancı bir dilde dilekçe verebilecek, dilekçesi kabul görecek, kendisine ceza uygulanmayacaktır. Turk vatandaşı ise aksine ceza görecektir." Ceza hukukçusu Prof. Dr. Çetin Özek, tasan ile "devletçe kabul edilen dil, yasaklanan dil" aynmının devam ettiğini belirterek "Esasen, anayasanın 26. maddesindeki 'Duşüncelerin açıklanması ve yayılmasında kanunla yasaklanmış olan herhangi bir dil kullanılamaz' cümlesi durdukça, kişinin istediği dille düşünce açtklama özgürlüğu söz konusu değildir" dedi. Türkçe dışında bir dille konuşan insanlann kitle iletişim araçlanndan yararlanma, kendi dillerinden haberleri öğrenme haklannın.da yasaklandığını belirterek "Bir dili kullandı diye insanın suçlanması çağımızda aklın alacağı bir şey değildir" diyen özek, "Bu memlekette Türkçe bilmeyen insaniar var." dedi. teypten yasadıst anonslaKrvrvınn vnvinIVUlSttll ynyill bir otomobilin Karakö) Iskelesi yanına bı- rakılması ve bombalı süsü verilmesi, poliste ve çevrede heyecana yol açtı. Kara- köy Vapur Iskelesi yanında bulunan balıkçılann öniindeki kaldınma bırakılan 34 L 8926 plakalı bej renkli Ford marka bir otomobil, icine yerleştirilen teypten dı- şarıya yapılan anonslarda, "Emperyalist Fransa, Amerika ve Ingiltere, Saddam'- ın uzeriiden ellerini çek", "Ortadoğu'da emperyalist savaşa son" şeklinde ifadek kullanıldı. Görgu tanıkları, bir gencin arabayı bıraktıktan sonra gittigini kaydet- tiler. Bomba uzmanlarının otomobil içinde yaptıklan aramada yasa- dışı anons- ların yapıldığı teyp ile bombalı süsü verilmiş birkaç paket bulundu. Uzmanların yaptığı arama sırasında, çevredeki vatandaşlar olayı büyük bir beyecanla izledi- ler. (Fotoğraf: Esa! Pala) Doğulu milletvekilleri Kürtçe tasansını değerlendirdk Komışmayla sınırlanmamalıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)— Doğulu milletvekilleri- nin Kürtçeye sınırlı serbestlik ge- tiren yasa tasansına tepkileri sü- rüyor. Bakanlar Kurulu'nun ka- rarını samimi bulmadıklarını söyleyen milletvekilleri, 2932'nin kaldınlarak yerine yeni yasakla- rın konulduğuna dikkat çeki- yorlar. Görüşlerini aldığımız milletvekilleri Kürtçe'nin sadece "konuşma"yla sınırlandırılma- ması; kültür, eğitim, bilim ala- nında da kullamlabilmesi gerek- tiğini belirtiyorlar. Milletvekille- ri ve görüşleri şöyle: Alaattin Fırat (ANAP Muş Milletvekili): "Bu kanun fayda- lıdır, aynen çıkmalıdır. Zaten anadili Kürtçe olan bir insanın koauşmasınuı engellenmesi doğ- ru değildir. Kendi dillerinde bir kaseti de dinlemesi gerekir. Bu- gün u>gulanamıyor denilse de yann bir hâkim çıkıp bunu uy- gulayabilir." Eşref Erdem (SHP Ankara Milletvekili): "Sayın Özal'ın ve iktidannın bu konuda samimi davrandıklannı söylemek müm- kün degiL Ortadoğu'daki önem- li dcğişim ve gelişmelerin gün- demde olduğu bir zamanda bu degişikligi vapmalan samimi ol- madıklanmn bir işaretidir. 1982 Anayasası'ndaki 'ancaklar serisi' bu yasa tasansının temel mantığıni oluşturuyor. Yani bir yandan özgüriükçülük yaygara- sı yapılıyor, bir j^ndan yeni sı- nıriamalar getiriliyor. Samimi olsalardı, bir ara rejim ürüniı olan 2932'yi yurürlükten kaldı- nrlar ve yeni yasaklar getirmez- lerdi." Fuat Atalay (ŞHP Diyarbakır Milletvekili): "Özal'ın başkanlı- ğında toplanan Bakanlar Kuru- lu 2932 sayılı yasanın geçersiz sayılmasını, bu inkân reddetti- ği için biçimsel olarak olumlu- dur. Ancak getirilen tasan bu aslında gecerligini yitirmiş bir yasaydı. TBMM'ye sevkedilen tasannın, yeni yasaklan berabe- rinde getirirken var olan duru- mu > < asallasürmaktan başka bir işlevi bulunmamaktadır. En te- mel insan hak ve özgürlükleri arasında olan anadili konuşma yaltuz başına bir hak olarak dü- şünülemez. Anadil konusuldu- ğu gibi yazılabilmeli, anadiliyle toplantılara katılınabilmeli, ana- dilin geliştirilmesine, bu konu- da araştırma yapılmasına ola- nnın gunubirlik politikalan içi- ne kurnazca yerieştirilen bu po- litik girişimin ne getireceğini, bundan sonra olacaklarla göre- ceğiz." Ayıptan kurtulma Faik Tanmcıoğlu (ANAP Bit- lis Milletvekili): "1983 tarüüi bu yasa rejimin, demokrasinin ve insan haklannın bir ayıbı olarak duruyordu. Meciis'e sevkedilen tasan en başta bu yanhşhğın dü- zeltilmesi anlamındadır. Bir de- V* Eşref Erdem Özal'ın ve iktidarın bu konuda samimi davrandıklannı söylemek mümkün değil. Euat Atalay Bu Konuda yeni bir yasa önerisi hazırlıyoruz. Ahmot Türk Ana dil, konuşulduğu gibi yazılabilmeli. Faik Tarımcıoglu Bir delinin kuyuya attığı taş çıkarılmak istenmektedir. büyuk gürültünün arkasından bu alanda daha once var olma- yan birçok yasagı da orta>a çı- kardı. Bu, büyuk bir çelişkidir. Yurttaşlardan bir bölümü Kurt kökealidir. Bunlann anadiilerin- de konuşmaları, yazmalan, kül- turel elkinliklerde bulunmaları, yayın yapmalan artık sağlanma- lıdır. Biz bu konuda yeni bir ya- sa önerisini, hukümet tasansına karşı en kısa sure içinde TBMM Başkanlığı'na vereceğiz." Ahmet Türk (HEP Mardin Milletvekili): "2932 sayılı yasa nak sağlanabilmelidir." Hüsnü Okcuoğhı (SBP İstan- bul Milletvekili): "TBMM'ye sevkedilen yasa, bu konuda oluştunılabilecek bütıin iyimser görüşleri ortacan kaldırmıştır. 2932 sayılı yasayı yürurlüklen kaldıran tasarıya, 'yeni bir tar- tışma ortarrı' yaratması, 'bir kimliğin, bir külturün' kabul edilmesi ve Türkiye'deki Kurt yurttaşlann 'moral değerleri' açısından olumlu olarak bakıla- bilirdi. Tasan bu olanağı orta- dan kaldırmıştır. Özai ve iktida- linin kuyuya attığı taş çıkarıl- mak istenmektedir. Doğaldır ki •getirilen bu kanunda tartışılacak yanlar vardır, ama önce 2932'nin ayıbından kurtulunma- sı lazımdırî' "Bu bir makyajdır" Kâmil Ateşoğulları (SBP An- kara Milletvekili): "Aslında ya- şanılan bir dururau yansıtan ye- ni yasa, Kürtçe şarkılann belli yerlerde söylenmesine olanak sağlamaktan başka bir yenilik getirmiyor. Bu da, göriintüyü kurtarmak ve sorunu bir mak- yajla saklamak anlayışından kaynaklanmaktadır. tnandınla- bilirse, demokratik Batı kamu- oyuna bir mesaj niteliğini taşı- maktadır. SBP olarak Kurt so- rununun BM İnsan Haklan Ev- rensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi, Helsinki Sonuç Belgesi ve Paris Şartı doğrultusunda barışçı, demok- ratik ve adil çabalarla çözülece- ğine inanıyoruz!' "Türklerin haklanna sahip olmalılar" Adnan Ekmen (HEP Mardin Milletvekili): Tasarı yeni bir şey getirmiyor. Kürtler zaten evle- rinde, sokakta dillerini konuşu- yorlar. Her eve bir polis sokarak bunu engellemek mümkün de- ğil- Herkes evinde Kürtçe kaset de dinliyor. Dağ fare doğurmuş- tur. Bir karamizahtır. Tasan bu haliyle ne Kürtlerin beklentile- rine cevap verebilmektedir ne de kimse kandınlabilir. Tasanyı ha- zırlayanlar kendilerini kandın- yorlar. Kürtler bu haliyle azınlık hak- lanna bile sahip olamıyorlar. Ta- banda uzlaşma sağlansın isteni- yorsa Kürtler, Türklerin tüm haklanna sahip olmalıdırlar. HİKMET ÇETİNKAYA Yasak Savma Yasası... TBMM'de gündem dışı konuşmalar ne doğru dürüst te- levizyon ekranına yansıyor ne de gazetelerde geniş bir bi- çimde yer alıyor. Milletvekillerinin güncel konulara ilişkin gö- rüşleri, izlenimleri salt Meclis tutanaklarına geçiyor. SBP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ke- mal Anadol, SBP Genel Başkanı Prof. Dr. Sadun Aren ile birlikte Adana'ya gitti ve ızlenimlerinı Meclis Genel Kurulu'n- da anlattı. Önceki gün, Anadol'dan İncirtik izlenimlerini din- ledik. Sonra 24 ocak günü Meclis Genel Kurulu'nda yaptı- ğı konuşmanın tutanaklarına bir göz attık. Anadol şöyle diyordu: — 15 ocaktan sonra, Irak'a karşı zor kullanılmasına izin veren Birleşmiş Milletler kararına Türkiye'nin uyma zorun- luluğu yoktu. Buna rağmen topraklarımızdaki üslerin yaban- cılar tarafından kullanılmasına izin veren, hiçbir zaman Türk- iye Büyük Millet Meclisi'nin onayından geçmeyen, ABD ile imzaladığımız ikili anlaşmalara dayanarak Irak'a karşı ya- bancı askeri güçlere bu üsleri kullandıran hükümet, Irak'ın Türkiye'ye karşı savaşmasını kışkırtan bir potitika izlemiş- tir. Kemal Anadol, "Adana İncirlik'e gidenler, savaşa girdi- ğimizi göreceklerdir" diyor ve ekliyor: — Adana ve güney iilerimizdeki yurttaşlarımızın can gü- venliği kesinlikle yoktur. Bir de örnek veriyor Anadol: — Gaz maskesi ve tıbbi malzeme sağlanması, sığınak yer- lerının gösterilmesi için valiliğe verilen dilekçeler kabul edH- miyor... ANAP Gazıantep Milletvekili Hasan Celal Güzel, İncirlik'te inceleme yapmış ve bize açıklamıştı. Güzel, "Halk kahraman" diyordu. Sığınakların yetersiz, gaz maskesinin az sayıda olduğunu belirtiyordu. Anadol da aynı tümceleri yineliyordu. Daha önce SHP lideri İnönü de aynı konuya de- ğinmlşti. DYP heyeti de benzer izlenimle donmüstü güney- den. SBP'li Anadol, izlenimlerini aktarmayı şöyle sürdürdü: — İncirlik'teki Amerika Birleşik Devletleri personeli, Tür- kiye'yi terk etmiş. Çoluk çocuk bütün siviller uçağa bındiri- lerek Almanya'ya ^ _ _ ^ ^ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ^ — gönderılmıştır. Eğer İncirlik'te tehlike ol- İ Tüm bu gelişmelerin masa, İncirlik'te ya- iŞIÖmda her Ş9W bİr şayan insanlanncan güveniiği oisa, çırpıda çözümleme Amerika kendi in- yarışına giren siyasal iktidarın Meclis sanlarını gönderir mi? Ama İncirlik'te- grubunda "Kürtçe retmenler okul mü- kaVgdSl' dürüne, "Eğer bura- Tî'ırlrh/a hâiâ yabırfüzeatHırsabu ' UrK 'Yf n °' a çocukian hangi sığı- demokrası yolunda nağa koyacağ.m? " e m e k i j y o r demektİr. Düşünceyle terörü birbirine karıştıranlar, TCK'nın 141, 142 ve 163. maddelerini 'acaba' sorusuyla diye soruyor. Okul müdürü yanıt veri- yor: "Nasıl olsa Araplar doğru dü- rüst hedefe isabet ettiremezler. İncir- lik'e gönderdiklerı füze Mersin'e düşpr, hiç meraketmeyin." . „ .„ Tüm bu gelişme- ÖaŞka tUnU lerin ışığında her şe- VO rumlUVOrlaTSa Vı bir çırpıda çozum- / " f uifHuyvııofocı leme yanşına giren Kanöirmacacian ote Dir siyasal iktidarın •_ ı/anmıvnrlarriır i-/ •Meclis grubunda '9 yapmıyonaraır. •.*.A • '' Kürtçe kavgası'' çı- kıyorsa, Türkiye halâ demokrasi yolunda emekliyor demek- tir. Düşüpceyle terörü birbirine karıştıranlar, TCK'nın 141, 142 ve 163. maddelerini acaba' sorusuyla başka türlü yo- rumluyorlarsa kandırmacadan öte bir iş yapmıyorlardır. Bakın Adalet Bakanı Sungurlu ne diyor: — Bu maddelerin tamamen kaldırılmasını isteyen Sayın İnönü, Türkiye'de şeriat ya da ırk esasına dayalı parti ku- rulmasından yana mı? Ben yana olduğu kanısında değilim. Sadece onlann değil, bizim partinin içinde de farkh görüş- ler var... Temel hak ve özgürlüklere geçmişte konulan yasaklara, kısıtlamalara bugün gerek var mı? ANAP iktidarı bugün bunları tartışıyor. Yani özgürlükçü demokrasiye geçip geçmemede kesin birtavır almıyor. Oy- lama ve kandırmaca yöntemıyle zaman kazanıyor. Dün, Adalet Komisyonu'nda Hatay Milletvekili Öner Mis- ki ile Ankara Milletvekili Rıza Yılmaz'ın yasa teklifi ile hü- kümetin hazırladığı 1402'ye ilişkin göstermelik 'yasak sav- ma yasası' görüşülmeye başlandı... 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası anttdemokratik, insan hak- larına aykırı, yargının üstünlüğünü gözardı eden ilkelerden olusmuş bir ara dönem yasası değil mkJir? Öner Miski şöyle diyor: — Hükümetin getirdiği yasa tasarısı hiçbir kalıcı çözüm içermemektedir. Mahkemelerin verdıği kararların gerisinde bir yapı taşımaktadır. ANAP iktidarı savaş masallarıyla halkı uyuturken şimdi de insan haklan, çoğulcu demokrasi kandırmacalarıyla AT- ye, Avrupa Konseyi'ne şirin görünmek istiyor. Bunun adı da çağdaşlık oluyor. P A R T İ L E R D E N Özal'ın kabullerine tepki ANKARA (UBA) — Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın ANAP'lı milletvekülerini gruplar halinde kabul ederek ikna etmeye çalışması ANAP içinde de tepkilere yol açtı. Cumhurbaşkanı ÖzaJ'ın bu kabullerinden hiçbirine katılmadığını belirten ANAP genel başkan adaylanndan Hasan Celal Güzel, özal'ın bir taraftan ANAP genel başkanı, diğer taraftan da başbakan gibi hareket ettiğini öne sürerek "Bu yanlıştır, anayasaya aykırıdır" dedi. Hasan Celal Güzel, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaskanı'nın anayasaya göre tarafsız olması gerektiğini belirterek "Cumhurbaşkantnın eğer milletvekillerine ileteceği bir mesaj varsa, TBMM'de bütün siyasi partilerin milletvekillerinin katıldığı toplantılarda bu mesajı iletmesinin daha doğru olacağmı" söyledi. SHP'den genelge ANKARA (UBA) — SHP Genel Merkezfnden parti örgütlerine delege seçimleriyle ilgili olarak bir genelge gönderildi. Genelgede, delege seçimlerinde yeni üye listelerinin dikkate alınması uyansında bulunularak MYK'nın delege seçimleri sonuçlanıncaya kadar gözetün ve denetim işlemlerini sürdüreceği bildirildi. SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin imzasıyla parti il ve ilçe başkanlıklanna gönderilen genelgede, parti içi demokrasinin her türlü tartışmadan uzak ve güven içinde gerçekleştirilmesinin önkoşulunun yasa, tüzük ve yönetmelik hükümlerinin titizlikle uygulanması olduğu belirtildi. " PARADISE DANCING BAR k Valikoııağı Cad. No: 73/1 Nifanıafi 0 Tele/on: 146 69 81 • LIVE MUSIC Her Perşembe - Cuma T ERKIN KORAY Saat: 18.00 - 24.30 _ •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle