Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 7 ŞUBAT 1991
Kurt, Batum'a
gidiyor
• TRABZON (AA) —
Encrji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Fahrettin Kurt,
Körfez savaşının etkisinin
Doğu Karadeniz
Bölgesi'nde en aza
indirmek gerektiğini
belirterek "Bugunlerde Sarp
kapısından gelen turistlere
ihtiyacımız var" dedi.
Trabzon'da bulunan Bakan
Kurt yaptığı açıklamada,
yarın Sarp sınır kapısından
SSCB'nin Gurcistan
Cumhuriyeti'ne gunubirlik
ziyaret yapacağını söyledi.
Fahrettin Kurt, Batum'da
SSCB ile artan sınır ticareti
konusunda görüşmelerde
bulunacaklarını bildirerek
"Sınır ticaretini
canlandırmak ve savaşın
etkilerini en yumuşak
şekilde atlatmak için
oradan gelecek turistlere, o
insanlara ihtiyacımız var"
dedi.
Sanatçüara
soreışturma
• İSTANBUL (AA) —
İDGM, İstiklal Caddesi'nde
22 ocak tarihinde, ABD
Konsolosluğu'na "Savaşa
hayır" pankartı asmak
isteyen bir grup sanatçı ile
SHP Istanbul ll Başkanı
Ercan Karakaş hakkmda
soruşturma başlattı. tDGM
Savcihğı'ndan alinan bilgiye
göre Edip Akbayram, Aytaç
Arman, Nur Sürer, İlyas
Salman, Halil Ergün ve
SHP 11 Başkanı Ercan
Karakaş'ın, 2911 sayılı
"Toplu Gösteri ve Yürüyüş
Kanunu"na aykırı
davrandıklan ve ABD
Konsolosluğu'na siyasi
içerikli pankart asmak
istedikleri için haklarında
soruşturma açıldı.
İHK'ya 500
başvuru
• ANKARA (Curahuriyet
Biirosu) — TBMM İnsan
Hakları Komisyonu
Başkanhğı'na seçilen
ANAP'ın muhafazakâr
milletvekillerinden Eyüp
Aşık, "Komisyonumuzun
uğradığı haksız ithamlara
karşı milletimizi savunma
görevi vardır" dedi.
Komisyon başkanlığına
seçilen Aşık, TBMM
Dilekçe Komisyonu'na
yapılan bazı başvurulann .
İnsan Haklan
Komisyonu'na havale
edildiğini kaydetti. Aşık,
çalışmaya başlamamasına
karşın yapılan başvurularla
birlikte dosya sayısının
500'e ulaştığıru belirtti. •
Demokrasi
biçimsel
• Haber Merkezi —
Bakırköy Belediye Başkanı
Yıldınm Aktuna,
demokrasinin varlığından
söz edebilmek için
toplumsal yaşamın her
anında ve her kesiminde
demokratikleşmenin
gerçekleşmesi gerektiğini
söyledi. Aktuna, Duisburg
Üniversitesi öğretim
üyelennden Prof. Schatz,
Avrupa Parlanıentosu
Sosyalist Grup Başkanvekili
Klaus Hans'ın da katıldığı
panelde yaptığı konuşmada,
demokrasinin biçimsellikten
kurtulması ve geniş halk
kitlelerince benimsenmesi
için siyasi yaşamla
sanırlanmaması görüşünü
savundu.
Salih Hoca'nın
cenazesi
• ERZURUM-
(Cumhuriyet) — Geçirdiği
kalp krizi sonucu
İstanbul'da ölen Kadiri ve
Nakşi tarikatı şeyhlerinden
Salih Hoca, Emirşeyh
Camisi'nde kılınan cenaze
namazı sonrası 'Bakanlar
Kurulu karanyla" Esat Paşa
Camisi bahçesinde toprağa
verildi. Salih Hoca adıyla
tanınan Hacı Salih Bilgin'in
cenaze namazı, vasiyeti
üzerine öğrencisi Fettullah
Hoca (Gülen) tarafından
kıldınldı. 1895 yıhnda
Trabzon'un Of ilçesinde
doğan Salih Hoca'nın
'Mefatiha-i
Gayyibe/Gizliliğin
Anahtarı' adh tasavvufi bir
eseri bulunuyor. Salih
Hoca'nın tarihi Esat Paşa
Camisi bahçesine
defnedilmesi için 1987
yıhnda alınmış Bakanlar
Kurulu kararı bulunduğu
Oğrenildi.
ANAP'ta muhafazakârlar tasarıyı sınırlamak, Doğulular genişletmek istiyor
Kürtçe, komisyona havale
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
Kürtçeye sınırlı serbestlik getiren tasannm
görüşüleceği Anayasa Komisyonu'nun Başkanı
Tuğrul Coşkunoğlu ve Adalet Komisyonu
Başkanı Alpaslan Pehlivanh'nın Kürtçe
serbestisine karşı oldukları biliniyor.
'Kürtçe' konusunda da değinen
Başbakan Yıldınm Akbulat,
"Tarih boyuoca beraber yaşa-
dığınuz insaniar var. Onlann da
kullaadıgı lehçeler var. 1983'te
bir yasayla bunu yasaklamışlar.
Biz isin tabiatına aykın olan bu
yasagı kaldınnak istiyoruz" de-
di.
ANAP Mardin Milletvekili
Nnrettin Yılmaz'ın önceki gün
ANAP grubunda tasanyı 'yeter-
Sİ21
diye niteleyen konuşmasın-
dan sonra Kürtçe serbestisine
ilişkin tartışmalar dün daha da
hızlandı. Tasanya karşı çıkan ve
ağırlığını muhafazakâr-milliyet-
çi ANAP'ülann oluşturduğu
mületvekilleh, özellikle "Türk-
çeden başka mahalli dil ve leh-
ANKARA
(Cumburiyel
Bürosu) —
ANAP'ta Kürt-
çeye sınırh ser-
bestlik getiren
tasanya ilişkin
tartışmalar sürüyor. Tasanya
karşı çıkan ANAP milletvekil-
leri, TBMM anayasa ve adalet
komisyonlannda önümüzdeki
hafta yapılması beklenen görüş-
meler sırasında metinde değişik-
likler yapmayı planlıyor. Doğu-
lu milletvekilleri ise Kürtcenin
tamamen serbest bırakılmasını
istiyor.
Bu arada Türkiye Gübre Sa-
nayii'nin 37. kuruluş yüdönü-
münde yaptığı konuşmada
çelerin konaşulabilmesi" ve
"bu dillerde müzik yapılabilme-
si; ses ve göriintii bantlan ve di-
ğer anlatım araç ve gereçlerin-
den faydalanabilmelerini" ön-
gören 6. maddede değişiklik
yapmayı düşünüyorlar. Bu ke-
sim, Kürtçe serbestisinin sade-
ce 'konuşma' ile sınırlanmasını
sağlamaya çalışıyor.
Tasarının görüşüleceği Ana-
yasa Komisyonu ve ANAP An-
kara Milletvekili K.Tugnıl Cos-
kunoğlu ile Adalet Komisyonu
Başkanı ve Ankara Milletvekili
Alpaslan Pehlivanh'nın da
Kürtçe serbestisine karşı olduk-
lan biliniyor.
Doğulu milletvekillerinin
önemli bir bölümü de Kürtçe
konuşma yasağının kaldınlma-
sını ve sınırlama getirilmemesi-
ni savunuyorlar. Ancak özellik-
le ANAP'taki Doğulu milletve-
killerinden bazılan tasanyı ye-
terli görmemekle birlikte "Kürt-
çenin serbest olması doğrultu-
sunda bir adun nitehğinde" bul-
duklan için destekliyorlar. 2932
sayıL yasanın kaldınlması ile ye-
tinilmesi ve stnırlama konulma-
masını isteyen Doğulu milletve-
killerinin istekleri şu noktalar-
da toplanıyor:
1. "Kürtcenin serbestçe ko-
nuşulabilmesi,
2. Kürtçe eğitim-oğrenimin
tercihli olarak yapdabilmesi (Bu
konuda Doğulu milletvekilleri
arasmda farkh görüşler bulunu-
yor.)
3. Kürtçe radyo ve televizyon
yayınlan yapılabilmesi,
4. Kürtcenin kultür dili ola-
rak kullanılarak Kürtçe müzik
yapılması, kaset ve öbür araç-
lann serbest olması,
5. Kürtcenin basın-yayında
serbestçe kullamlabilmesi,
kitap-dergi ve gazete çıkanlabil-
mesi,
6. Kürtçe film yapılabilmesi,
7. Kürtcenin toplantı ve gös-
terilerde de kullanıfaıbilınesi, bu
dilde pankart ve afiş hazırlana-
bilmesi,
8. Kürtler konusunda Kürtçe
bilimsel araştıımalar yapılabil-
mesi,
9. Yazışmalann ve resmi da-
ireiere başvurulann Kürtçe ya-
pılabilmesi."
Buna karşı çıkan milliyetçi-
muhafazakârlar da, bu haklann
sadece Lozan Antlaşması'yla ta-
nınan "azınlıklara verilebilece-
ğini, Kürtlerin azınlık kabul
edilmesi dunımunda da bu ant-
laşmadaki azınlıklara ilişkin
öbür hükiimlerin de Kürtlere
uygulanması gerektiğini" savu-
nuyorlar. Bu görüşü savunan
ANAP Kırşehir Milletvekili
Gökhan Maraş, "Ancak azınlık
statüsü tanınırsa, Kürtler ne
mUletvekili olabilirler ne de dev-
letin üst kademelerinde görev
alabilirler. O zaman belli bir
oranda buralarda temsil edilebi-
lirler. Bunu da kabul ediyorlar
mı?" diye konuştu.
HUKUKÇULARIN KÜRTÇE TASARISIGORÜŞU
Özgen: Anadili doğa saptarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Hukukçular, 2932 sayılı "Türkçeden
Başka Dillerle Yapılacak Yayınlar
Hakkında KanuıTu yurürlükten
kaldırarak, Türkçe dışındaki mahalli
dil ve lehçelerin kullanımı konusunda
yeni düzenlemeler getiren yasa
tasansını "olmnln, ancak yetersiz bir
adım" olarak değerlendirdiler.
AÜ Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku
öğretim Üyesi Prof. Dr. Eralp Özgen,
tasannın, mevcut yasadaki "Türk
vatandaşlannın anadili Tnrkçedir"
diye başlayan ve buna aykın faaliyeti
suç sayan hükmü kaldırdığını
belirterek "Bu, olumlu bir
değişikliktir. Esasen, bir kimsenin
anadilinin ne olduğu yasa ile
saptanamaz, bunu doğa saptar" dedi.
Bazı dillerle her turlü düşünce
açıklamasıru suç sayan mevcut
yasanın aksine tasannın plak, ses ve
görüntü bantlan ile yayını serbest
bıraktığını da anımsatan özgen şöyle
dedi:
"O halde bu söylenen araçlar ile
düşünce açıklaması, yani bir yerde
konuşmak serbest bırakılıyor. Ancak
burada anlaşılamayan bir ibare
getirilmiş. Mahalli dil ve lehçe oedir,
bu belirsizdir. Aynca demokratik
rejimlerde yasalar yasakları belirler,
serbest olan şey yasa ile belirlenmez.
Çünkü yasak olmayan her şey
serbesttir. Onun için böyle bir hüküm
teknik açıdan hatalı. Bu hata bazı
yorumlara neden olabilir. Şöyle ki
maballi dil dışındaki dillerle yapılacak
konuşmalar yasak mıdır? Bu,
anlaşılmaz bir hüküm."
özgen, tasan ile devam eden bir
başka yasağı da şöyle açıkladı:
"Mevcut yasada olduğu gibi Toplantı
ve Gösteri Yürüyuşleri Yasası'na giren
toplantılardaki pankart ve afişlerin
Ttrkçe olması zorunludur. Bu
konuda mahalli en büyük mülki
amire tanınan izin verip vermeme
yetkisi de tasan ile kaldınlmıştır.
Tasan aynca, Türk vatandaşlannın
kamu kurum ve kuruluşlarına Türkçe
dilekçe verebileceklerini belirtiyor. Bir
üst fıkrada resmi dilin Türkçe olduğu
belirtildikten sonra böyle bir hüküm
anlamsızdır. Aynca son derece
sakıncalı. Buna aykınlık 2-5 milyon
lira arasında para cezası ile
cezalandınlacaktır. Resmi dil Türkçe
olduğuna göre bu ilkeye aykınlığın
yaptınmı, yabancı dilde verilen
dilekçenin geçersizliğidir. Aynca bunu
cezaya bağlamanın bir mantığı
yoktur. Madde bü>ük bir sakıncayı
da içeriyor. Bu yükümlulük Turk
vatandaşian için getirilmiştir. Bir
yabancı ise böyle bir yükümlulük
aitına sokulmamıştır. Yani bir
yabancı, yabancı bir dilde dilekçe
verebilecek, dilekçesi kabul görecek,
kendisine ceza uygulanmayacaktır.
Turk vatandaşı ise aksine ceza
görecektir."
Ceza hukukçusu Prof. Dr. Çetin
Özek, tasan ile "devletçe kabul edilen
dil, yasaklanan dil" aynmının devam
ettiğini belirterek "Esasen, anayasanın
26. maddesindeki 'Duşüncelerin
açıklanması ve yayılmasında kanunla
yasaklanmış olan herhangi bir dil
kullanılamaz' cümlesi durdukça,
kişinin istediği dille düşünce açtklama
özgürlüğu söz konusu değildir" dedi.
Türkçe dışında bir dille konuşan
insanlann kitle iletişim araçlanndan
yararlanma, kendi dillerinden
haberleri öğrenme haklannın.da
yasaklandığını belirterek "Bir dili
kullandı diye insanın suçlanması
çağımızda aklın alacağı bir şey
değildir" diyen özek, "Bu
memlekette Türkçe bilmeyen insaniar
var." dedi.
teypten yasadıst anonslaKrvrvınn vnvinIVUlSttll ynyill bir otomobilin Karakö) Iskelesi yanına bı-
rakılması ve bombalı süsü verilmesi, poliste ve çevrede heyecana yol açtı. Kara-
köy Vapur Iskelesi yanında bulunan balıkçılann öniindeki kaldınma bırakılan 34
L 8926 plakalı bej renkli Ford marka bir otomobil, icine yerleştirilen teypten dı-
şarıya yapılan anonslarda, "Emperyalist Fransa, Amerika ve Ingiltere, Saddam'-
ın uzeriiden ellerini çek", "Ortadoğu'da emperyalist savaşa son" şeklinde ifadek
kullanıldı. Görgu tanıkları, bir gencin arabayı bıraktıktan sonra gittigini kaydet-
tiler. Bomba uzmanlarının otomobil içinde yaptıklan aramada yasa- dışı anons-
ların yapıldığı teyp ile bombalı süsü verilmiş birkaç paket bulundu. Uzmanların
yaptığı arama sırasında, çevredeki vatandaşlar olayı büyük bir beyecanla izledi-
ler. (Fotoğraf: Esa! Pala)
Doğulu milletvekilleri Kürtçe tasansını değerlendirdk
Komışmayla sınırlanmamalıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)— Doğulu milletvekilleri-
nin Kürtçeye sınırlı serbestlik ge-
tiren yasa tasansına tepkileri sü-
rüyor. Bakanlar Kurulu'nun ka-
rarını samimi bulmadıklarını
söyleyen milletvekilleri, 2932'nin
kaldınlarak yerine yeni yasakla-
rın konulduğuna dikkat çeki-
yorlar. Görüşlerini aldığımız
milletvekilleri Kürtçe'nin sadece
"konuşma"yla sınırlandırılma-
ması; kültür, eğitim, bilim ala-
nında da kullamlabilmesi gerek-
tiğini belirtiyorlar. Milletvekille-
ri ve görüşleri şöyle:
Alaattin Fırat (ANAP Muş
Milletvekili): "Bu kanun fayda-
lıdır, aynen çıkmalıdır. Zaten
anadili Kürtçe olan bir insanın
koauşmasınuı engellenmesi doğ-
ru değildir. Kendi dillerinde bir
kaseti de dinlemesi gerekir. Bu-
gün u>gulanamıyor denilse de
yann bir hâkim çıkıp bunu uy-
gulayabilir."
Eşref Erdem (SHP Ankara
Milletvekili): "Sayın Özal'ın ve
iktidannın bu konuda samimi
davrandıklannı söylemek müm-
kün degiL Ortadoğu'daki önem-
li dcğişim ve gelişmelerin gün-
demde olduğu bir zamanda bu
degişikligi vapmalan samimi ol-
madıklanmn bir işaretidir. 1982
Anayasası'ndaki 'ancaklar
serisi' bu yasa tasansının temel
mantığıni oluşturuyor. Yani bir
yandan özgüriükçülük yaygara-
sı yapılıyor, bir j^ndan yeni sı-
nıriamalar getiriliyor. Samimi
olsalardı, bir ara rejim ürüniı
olan 2932'yi yurürlükten kaldı-
nrlar ve yeni yasaklar getirmez-
lerdi."
Fuat Atalay (ŞHP Diyarbakır
Milletvekili): "Özal'ın başkanlı-
ğında toplanan Bakanlar Kuru-
lu 2932 sayılı yasanın geçersiz
sayılmasını, bu inkân reddetti-
ği için biçimsel olarak olumlu-
dur. Ancak getirilen tasan bu
aslında gecerligini yitirmiş bir
yasaydı. TBMM'ye sevkedilen
tasannın, yeni yasaklan berabe-
rinde getirirken var olan duru-
mu >
<
asallasürmaktan başka bir
işlevi bulunmamaktadır. En te-
mel insan hak ve özgürlükleri
arasında olan anadili konuşma
yaltuz başına bir hak olarak dü-
şünülemez. Anadil konusuldu-
ğu gibi yazılabilmeli, anadiliyle
toplantılara katılınabilmeli, ana-
dilin geliştirilmesine, bu konu-
da araştırma yapılmasına ola-
nnın gunubirlik politikalan içi-
ne kurnazca yerieştirilen bu po-
litik girişimin ne getireceğini,
bundan sonra olacaklarla göre-
ceğiz."
Ayıptan kurtulma
Faik Tanmcıoğlu (ANAP Bit-
lis Milletvekili): "1983 tarüüi bu
yasa rejimin, demokrasinin ve
insan haklannın bir ayıbı olarak
duruyordu. Meciis'e sevkedilen
tasan en başta bu yanhşhğın dü-
zeltilmesi anlamındadır. Bir de-
V*
Eşref Erdem Özal'ın ve iktidarın bu konuda samimi
davrandıklannı söylemek mümkün değil. Euat Atalay Bu
Konuda yeni bir yasa önerisi hazırlıyoruz. Ahmot Türk Ana
dil, konuşulduğu gibi yazılabilmeli. Faik Tarımcıoglu Bir
delinin kuyuya attığı taş çıkarılmak istenmektedir.
büyuk gürültünün arkasından
bu alanda daha once var olma-
yan birçok yasagı da orta>a çı-
kardı. Bu, büyuk bir çelişkidir.
Yurttaşlardan bir bölümü Kurt
kökealidir. Bunlann anadiilerin-
de konuşmaları, yazmalan, kül-
turel elkinliklerde bulunmaları,
yayın yapmalan artık sağlanma-
lıdır. Biz bu konuda yeni bir ya-
sa önerisini, hukümet tasansına
karşı en kısa sure içinde TBMM
Başkanlığı'na vereceğiz."
Ahmet Türk (HEP Mardin
Milletvekili): "2932 sayılı yasa
nak sağlanabilmelidir."
Hüsnü Okcuoğhı (SBP İstan-
bul Milletvekili): "TBMM'ye
sevkedilen yasa, bu konuda
oluştunılabilecek bütıin iyimser
görüşleri ortacan kaldırmıştır.
2932 sayılı yasayı yürurlüklen
kaldıran tasarıya, 'yeni bir tar-
tışma ortarrı' yaratması, 'bir
kimliğin, bir külturün' kabul
edilmesi ve Türkiye'deki Kurt
yurttaşlann 'moral değerleri'
açısından olumlu olarak bakıla-
bilirdi. Tasan bu olanağı orta-
dan kaldırmıştır. Özai ve iktida-
linin kuyuya attığı taş çıkarıl-
mak istenmektedir. Doğaldır ki
•getirilen bu kanunda tartışılacak
yanlar vardır, ama önce
2932'nin ayıbından kurtulunma-
sı lazımdırî'
"Bu bir makyajdır"
Kâmil Ateşoğulları (SBP An-
kara Milletvekili): "Aslında ya-
şanılan bir dururau yansıtan ye-
ni yasa, Kürtçe şarkılann belli
yerlerde söylenmesine olanak
sağlamaktan başka bir yenilik
getirmiyor. Bu da, göriintüyü
kurtarmak ve sorunu bir mak-
yajla saklamak anlayışından
kaynaklanmaktadır. tnandınla-
bilirse, demokratik Batı kamu-
oyuna bir mesaj niteliğini taşı-
maktadır. SBP olarak Kurt so-
rununun BM İnsan Haklan Ev-
rensel Bildirgesi, Avrupa İnsan
Haklan Sözleşmesi, Helsinki
Sonuç Belgesi ve Paris Şartı
doğrultusunda barışçı, demok-
ratik ve adil çabalarla çözülece-
ğine inanıyoruz!'
"Türklerin haklanna
sahip olmalılar"
Adnan Ekmen (HEP Mardin
Milletvekili): Tasarı yeni bir şey
getirmiyor. Kürtler zaten evle-
rinde, sokakta dillerini konuşu-
yorlar. Her eve bir polis sokarak
bunu engellemek mümkün de-
ğil-
Herkes evinde Kürtçe kaset
de dinliyor. Dağ fare doğurmuş-
tur. Bir karamizahtır. Tasan bu
haliyle ne Kürtlerin beklentile-
rine cevap verebilmektedir ne de
kimse kandınlabilir. Tasanyı ha-
zırlayanlar kendilerini kandın-
yorlar.
Kürtler bu haliyle azınlık hak-
lanna bile sahip olamıyorlar. Ta-
banda uzlaşma sağlansın isteni-
yorsa Kürtler, Türklerin tüm
haklanna sahip olmalıdırlar.
HİKMET ÇETİNKAYA
Yasak Savma Yasası...
TBMM'de gündem dışı konuşmalar ne doğru dürüst te-
levizyon ekranına yansıyor ne de gazetelerde geniş bir bi-
çimde yer alıyor. Milletvekillerinin güncel konulara ilişkin gö-
rüşleri, izlenimleri salt Meclis tutanaklarına geçiyor.
SBP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ke-
mal Anadol, SBP Genel Başkanı Prof. Dr. Sadun Aren ile
birlikte Adana'ya gitti ve ızlenimlerinı Meclis Genel Kurulu'n-
da anlattı. Önceki gün, Anadol'dan İncirtik izlenimlerini din-
ledik. Sonra 24 ocak günü Meclis Genel Kurulu'nda yaptı-
ğı konuşmanın tutanaklarına bir göz attık.
Anadol şöyle diyordu:
— 15 ocaktan sonra, Irak'a karşı zor kullanılmasına izin
veren Birleşmiş Milletler kararına Türkiye'nin uyma zorun-
luluğu yoktu. Buna rağmen topraklarımızdaki üslerin yaban-
cılar tarafından kullanılmasına izin veren, hiçbir zaman Türk-
iye Büyük Millet Meclisi'nin onayından geçmeyen, ABD ile
imzaladığımız ikili anlaşmalara dayanarak Irak'a karşı ya-
bancı askeri güçlere bu üsleri kullandıran hükümet, Irak'ın
Türkiye'ye karşı savaşmasını kışkırtan bir potitika izlemiş-
tir.
Kemal Anadol, "Adana İncirlik'e gidenler, savaşa girdi-
ğimizi göreceklerdir" diyor ve ekliyor:
— Adana ve güney iilerimizdeki yurttaşlarımızın can gü-
venliği kesinlikle yoktur.
Bir de örnek veriyor Anadol:
— Gaz maskesi ve tıbbi malzeme sağlanması, sığınak yer-
lerının gösterilmesi için valiliğe verilen dilekçeler kabul edH-
miyor...
ANAP Gazıantep Milletvekili Hasan Celal Güzel, İncirlik'te
inceleme yapmış ve bize açıklamıştı. Güzel, "Halk
kahraman" diyordu. Sığınakların yetersiz, gaz maskesinin
az sayıda olduğunu belirtiyordu. Anadol da aynı tümceleri
yineliyordu. Daha önce SHP lideri İnönü de aynı konuya de-
ğinmlşti. DYP heyeti de benzer izlenimle donmüstü güney-
den.
SBP'li Anadol, izlenimlerini aktarmayı şöyle sürdürdü:
— İncirlik'teki Amerika Birleşik Devletleri personeli, Tür-
kiye'yi terk etmiş. Çoluk çocuk bütün siviller uçağa bındiri-
lerek Almanya'ya ^ _ _ ^ ^ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ^ —
gönderılmıştır. Eğer
İncirlik'te tehlike ol-
İ
Tüm bu gelişmelerin
masa, İncirlik'te ya- iŞIÖmda her Ş9W bİr
şayan insanlanncan güveniiği oisa, çırpıda çözümleme
Amerika kendi in- yarışına giren siyasal
iktidarın Meclis
sanlarını gönderir
mi? Ama İncirlik'te-
grubunda "Kürtçe
retmenler okul mü- kaVgdSl'
dürüne, "Eğer bura- Tî'ırlrh/a hâiâ
yabırfüzeatHırsabu '
UrK
'Yf
n
°'
a
çocukian hangi sığı- demokrası yolunda
nağa koyacağ.m? " e m e k i j y o r demektİr.
Düşünceyle terörü
birbirine karıştıranlar,
TCK'nın 141, 142 ve
163. maddelerini
'acaba' sorusuyla
diye soruyor. Okul
müdürü yanıt veri-
yor: "Nasıl olsa
Araplar doğru dü-
rüst hedefe isabet
ettiremezler. İncir-
lik'e gönderdiklerı
füze Mersin'e düşpr,
hiç meraketmeyin." . „ .„
Tüm bu gelişme- ÖaŞka tUnU
lerin ışığında her şe- VO
rumlUVOrlaTSa
Vı bir çırpıda çozum- / " f uifHuyvııofocı
leme yanşına giren Kanöirmacacian ote Dir
siyasal iktidarın •_ ı/anmıvnrlarriır i-/ •Meclis grubunda '9 yapmıyonaraır. •.*.A •
'' Kürtçe kavgası'' çı-
kıyorsa, Türkiye halâ demokrasi yolunda emekliyor demek-
tir. Düşüpceyle terörü birbirine karıştıranlar, TCK'nın 141,
142 ve 163. maddelerini acaba' sorusuyla başka türlü yo-
rumluyorlarsa kandırmacadan öte bir iş yapmıyorlardır.
Bakın Adalet Bakanı Sungurlu ne diyor:
— Bu maddelerin tamamen kaldırılmasını isteyen Sayın
İnönü, Türkiye'de şeriat ya da ırk esasına dayalı parti ku-
rulmasından yana mı? Ben yana olduğu kanısında değilim.
Sadece onlann değil, bizim partinin içinde de farkh görüş-
ler var...
Temel hak ve özgürlüklere geçmişte konulan yasaklara,
kısıtlamalara bugün gerek var mı?
ANAP iktidarı bugün bunları tartışıyor. Yani özgürlükçü
demokrasiye geçip geçmemede kesin birtavır almıyor. Oy-
lama ve kandırmaca yöntemıyle zaman kazanıyor.
Dün, Adalet Komisyonu'nda Hatay Milletvekili Öner Mis-
ki ile Ankara Milletvekili Rıza Yılmaz'ın yasa teklifi ile hü-
kümetin hazırladığı 1402'ye ilişkin göstermelik 'yasak sav-
ma yasası' görüşülmeye başlandı...
1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası anttdemokratik, insan hak-
larına aykırı, yargının üstünlüğünü gözardı eden ilkelerden
olusmuş bir ara dönem yasası değil mkJir?
Öner Miski şöyle diyor:
— Hükümetin getirdiği yasa tasarısı hiçbir kalıcı çözüm
içermemektedir. Mahkemelerin verdıği kararların gerisinde
bir yapı taşımaktadır.
ANAP iktidarı savaş masallarıyla halkı uyuturken şimdi
de insan haklan, çoğulcu demokrasi kandırmacalarıyla AT-
ye, Avrupa Konseyi'ne şirin görünmek istiyor.
Bunun adı da çağdaşlık oluyor.
P A R T İ L E R D E N
Özal'ın kabullerine tepki
ANKARA (UBA) — Cumhurbaşkanı
Turgut özal'ın ANAP'lı milletvekülerini
gruplar halinde kabul ederek ikna etmeye
çalışması ANAP içinde de tepkilere yol açtı.
Cumhurbaşkanı ÖzaJ'ın bu kabullerinden
hiçbirine katılmadığını belirten ANAP genel
başkan adaylanndan Hasan Celal Güzel,
özal'ın bir taraftan ANAP genel başkanı, diğer taraftan
da başbakan gibi hareket ettiğini öne sürerek "Bu
yanlıştır, anayasaya aykırıdır" dedi. Hasan Celal Güzel,
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaskanı'nın anayasaya göre
tarafsız olması gerektiğini belirterek "Cumhurbaşkantnın
eğer milletvekillerine ileteceği bir mesaj varsa, TBMM'de
bütün siyasi partilerin milletvekillerinin katıldığı
toplantılarda bu mesajı iletmesinin daha doğru olacağmı"
söyledi.
SHP'den genelge
ANKARA (UBA) — SHP Genel
Merkezfnden parti örgütlerine delege
seçimleriyle ilgili olarak bir genelge
gönderildi. Genelgede, delege seçimlerinde
yeni üye listelerinin dikkate alınması
uyansında bulunularak MYK'nın delege
seçimleri sonuçlanıncaya kadar gözetün ve
denetim işlemlerini sürdüreceği bildirildi. SHP Genel
Sekreteri Hikmet Çetin imzasıyla parti il ve ilçe
başkanlıklanna gönderilen genelgede, parti içi
demokrasinin her türlü tartışmadan uzak ve güven içinde
gerçekleştirilmesinin önkoşulunun yasa, tüzük ve
yönetmelik hükümlerinin titizlikle uygulanması olduğu
belirtildi.
" PARADISE
DANCING BAR
k
Valikoııağı Cad. No: 73/1
Nifanıafi
0 Tele/on: 146 69 81
•
LIVE MUSIC
Her Perşembe - Cuma
T
ERKIN KORAY
Saat: 18.00 - 24.30 _
•