Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 ŞUBAT 1991 EKONOMI CUMHURİYET/13
SHBEST PİYASJUM DÖVİZ
MODotan
MMımnMarto
MçnFrangı
Hulamto Ronni
ngizSteriini
Fransn Frangı
lOOhatyanüreg
SAFSyaJİ
Avuslurya Şihnı
Oövcint ($) «
3145
2155
2530
1905
6300
633
287
810
303
Satrç
3155
2165
2540
1915
6350
640
293
820
307
3030
ALTIN GÛMÛŞ
Xumhunyet
Fteşat
24ayar attm
22ıyarb*eak
900 ayar gûm&$
Vatolbank Atonı
Ziraat Artını
H * M t m
M.Bnkaı 1 Ore $
245 000
280.000
36.600
32.850
428
205.000
205 000
201000
360.»
Tlk*rt«*Oo Fae><%)
250.000
290.000
36.750
36.300
450
210.000
210 000
206.000
362.30
64 91
Köprti gelirleri
• ANKARA (AA)—
Avrupa ile Asya yakasıru
bağlayan lstanbul Boğaziçi
ve Fatih Sultan Mehmet
köprülerinden bu yıl 500
milyar lira gelir beklendiği
bildirildi. Karayolları Genel
Müdürü Atalay
Coşkunoğlu, en fazla
gelirin, geçen yıllarda
olduğu gibi lstanbul
Boğaziçi Köprüsü'nden
sağlanacağım bildirdi.
Coşkunoğlu'ndan aiınan
bilgiye göre, Boğaziçi
Köprüsü'nden bu yıl her iki
yönde geçiş yapacak
araçlardan 300 milyar lira
gelir bekleniyor. Fatih
Sultan Mehmet
Köprüsü'nden ise 200
milyar liranın üzerinde geliı
bekleniyor.
Ekmek zammı
süriiyor
• Ekonomi ServUİ —
Bandırma ve Kınkkale'de
ekmeğe zam yapıldı.
Bandırma'da ekmeğjn fiyatı
değişmezken gramajı
azaltıldı. Buna göre eskiden
360 gramı 500 liradan
satılan ekmek 310 grama
indirildi. Kınkkale'de de
daha önce 600 liradan
satılan 400 gramlık ekmek
800 liraya yükseltildi. Yeni
fıyat ve gramajlar dünden
itibaren geçerli kıhndı.
Eximbaıık
kredileri
• ANKARA (ANKA)—
Eximbank'ın kullandırdığı
kredikr 1990 yılında bir
önceki yıla göre yüzde 80.8
pranında artarak 4 trilyon
193^.2 milyar liraya ulaştı.
Bir önceki yıl 2 trilyon
321.6 milyar liralık kredi
kullandınlmıştı. Geçen yıl
kullandınlan krediler için
en büyük payı sevk öncesi
ihracat kredileri aldı. Sevk
öncesi ihracat kredileri
geçen yıl bir önceki yıla
göre yüzde 186.6 oranında
artarak 3 trilyon 190.1
milyar liraya çıku. 1989
yıhnda bu tutar bir trilyon
113 milyar lira olmuştu.
PTT, Wunsuz'
KtT
• ANKARA (ANKA)—
tşletmeci kamu iktisadi
teşebbüsleri arasında sadece
PTTnin önemli bir
sonınunun bulunmadığı
belirtildi. DPT ile Hazine
ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı'nın ortaklaşa
hazırladıklan "işletmeci
kamu iktisadi teşebbüsleri
ve tarım satış kooperatifleri
biflikleri sorunlan-çözüm
önerileri" konulu raporda,
işletmeci KlTlerin sorunlan
sıralandı. En yaygın
sorunun sermaye ve
özkaynak yetersizliği olduğu
vurgulanan raporda, TEK
için zam yapması, Türkiye
Tkşkömürü Kunımu (TTK)
için de istihdamı azaltması
, önerildi.
Kapanan
fahrika
• BtTLİS (AA>— Bitlis'te
altı ay önce hizmete açılan
Sümerbank konfeksiyon
fabrikası kapandı. Bitlis-
Tatvan karayolu üzerinde
(E) tipi cezaevi olarak
yapılan ve daha sonra
Sümerbank'a devredilip
Koyteks Şirketler Grubu
Halı ve Konfeksiyon
fabrikası olarak işletmeye
açılan tesisin, halı
fabrikasının da kapanacağı
öğrenildi. Altı ay önce 3
milyar harcanarak hizmete
açılan fabrikada 150 işçi
çalışıyordu.
KEİBiçin
toplantı
• ANKARA (ANKA)—
Karadeniz Ekonomik
Işbirliği Bölgesi önerisi
konusunda Türkiye,
Sovyetler Birligi,
Bulgaristan ve Romanya
ikinci kez bir araya
gelecekler. 12-13 şubat
günlerinde Bükreş'te
uzmanlar düzeyinde
yapılacak toplantıda
Türkiye'nin hazırladığı yeni
anlaşma taslağı ele
alınacak.
Durgunluğa çare arayışı
Savaş nedeniyle ortaya çıkan durgunluk eğilimiyle
mücadele etmek için ekonomiden sorumlu Devlet
Bakanı Işın Çelebi'nin koordinasyonunda bir
çalışma yürütülüyor.
Üretim ve yatınmları hızlandırmak üzere öncelikle
özel sektöre düşük maliyetli fon sağlanması
düşünülüyor. Devletin borçlarınm da kademeli
olarak tasfiyesi öngörülüyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Hükümet Körfez savaşının olumsuz et-
kileri üzerine başgösteren ekonomik
durgunluk eğilimini kırmak için önlem
aramaya başladı. Ekonomiden sorum-
lu Devlet Bakanı Işın Çelebi'nin üretim
ve yatınmları hızlandırıcı yönde bir di-
zi ek teşvik önlemini de içeren bir paket
üzerinde çahştığı öğrenildi. Devletin üre-
tici ve müteahhitlere olan borçlarmın ka-
demeli biçimde tasfiye edümesi öngö-
rülüyor.
Ekonominin olumsuz sinyaller venne-
ye başlaması ve özel sektör kuruluşlann-
dan gelen yakınmalar üzerine Devlet Ba-
kanı Çelebi, DPT'ye durgunluğa yol
açan faktörlerin belirlenmesi ve alınabi-
lecek önlemler konusunda bir çalışma
yaptırdı. Yapılan bu ön hazırlıklardan
sonra ekonomiyi yeniden canlandırabil-
mek için alınması gerekli önlemler pa-
ketini belirleyen Çelebi'nin konuyu Baş-
bakan Yıldınm Akbulut ve Cumhurbaş-
kanı Turgul Özal ile görüşüp bir dizi ka-
rar taslağını Başbakan'a sunduğu öğre-
nildi.
önlemlerin ağırlıklı olarak teşvik
sistemindeki yeni düzenlemelerden oluş-
ması bekleniyor. Edinilen bilgiye göre
ihracat ve özel yatınmların hızlandınl-
ması amacıyla öncelikle özel sektöre dü-
şük maliyetli fon sağlanması yoluna gi-
dilecek. Kalkınmada öncelikli yörelere
verilen teşvikler arttınlacak. Aynca özel
sektör yatınmlannın hızlandınlmasında
Türkiye Kalkınma Bankası'nın daha ak-
tif rol oynayabılmesi için bankanın mali
kaynakları genişletilecek. Bütçeden ve-
rümesi öngörülen sermaye katkısı öde-
mesi çabuklaştırılacak. Bunun yanı sı-
ra bazı fon kaynaklanmn da Kalkınma
Bankası aracılığıyla özel sektöre kullan-
dınlması düşünülüyor.
Bu arada kısa dönemde piyasaların
canlandınlması için de 2 trilyon lira ri-
varındaki çiftçi borçlan ile kamu kuru-
luşlannın müteahhitlere olan borçlannın
kademeli bir plan çerçevesinde ödenmesi
öngörülüyor. Bunun için de nakit dar-
boğazı içindeki Hazine'ye Merkez Ban-
kası 'ndan sağlanan desteğin arttınlma-
sırun gündeme gelebilecegi kaydedüiyor.
Durgunluğu aşma yönünde Devlet
Bakanı Çelebi'nin koordinasyonunda
hazırlanan karar taslaklarının önümüz-
deki günlerde Yüksek Planlama Kuru-
lu'nda görüşülerek karara bağlanması
bekleniyor.
Küçük otellerin büyük savaşıİstanbul Laleli'de
oteller birer birer
kapılanna kilit
asıyorlar. Sıfır
müşteriyle çalışan ve
kapılarını
kapamamakta
direnenler, dörtte bir
fıyatına kadar oda
satmaya razı. 12
kişilik personelini 2'ye
indirenler var.
CEM HAMULOĞLU ~
Laleli'de oteller, yüzde 10'luk
doluluğu yakalayınca "mutlu"
oluyor. Oıta ve küçük boy otel-
lerin yoğun biçimde bir araya
geldiğı lstanbul Laleli'de Körfez
krizi nedeniyle öldukca güç gün-
ler geçiren oteller, kapılarını
açık tutmaya çalışıyorlar. Ama
çoğu, savaştan bu yana hiç tu-
rist gelmediği için "fiilen ka-
palı" durumda bulunuyor.
Elemanlannı işten çıkartarak
ya da ücretsiz izin vererek
"tasarrufa" başlayan otel yöne-
ticilerinin kimi çözümü oteüni
kapatarak "tadilata" girişmek-
te buluyor. Toplam 500 yatak-
lık kapasitesi bulunan Washing-
ton ve Yeni VVashington otelle-
rinin sahibi Yusnf Şerefoğlu,
otellerini açık tutmanın günlük
maliyetinin 5 milyon TL'ye
ulaşması yüzünden çareyi
"kapatmakta" bulduğunu be-
lirterek, bölgede 30 kadar ote-
lin daha kapandığını söylüyor.
Laleli ve çevresindeki otelle-
rin fiyatlannda ise daigalanma
gözleniyor. Tümü zaranna ça-
hşan işletmelerin "ne alırsam
kârdır" anlayışıyla 40 dolarlık
odalarını 10 dolardan satmaya
başladığını söyleyen Otelciler
Derneği Başkanı Niyurf Yaşar,
görünümü "fetaket" olarak ni-
teliyor. Niyazi Yaşar ile birlik-
te yaptığımız küçük bir gezi, bu
yargıyı haklı çıkartıyor.
Şu günlerde yüzde 10'luk d o
luluk oranıyla "lyi Iş yapan"
oteller arasında bulunan iki yıl-
dızlı Hotel Beyaz Kuğu'nun sa-
hibi Eyüp Kemal Çuhacı, kriz-
den bu yana tek müşterilerinin
Polonyalılar olduğunu söylü-
yor. 88 yatakh otelini açık tut-
manın faturasının ayda 25 mil-
yon TL. olduğunu açıklayan
Çuhacı, norraal şartlarda 110
bin liraya sattıkları çift kişilik
odaların fiyatını, savaş yüzün-
den 50 bin Üraya kadar indirdik-
lerini söylüyor. Çuhalı, durum-
lannı şöyle özetliyor:
"Şo gttnlerde Polonyalılar-
Turizm sektöründe şaşkınlık
Çelebi'nin 'turizmeyardım' açıklamasını yalanlaması, sektörü ayağa kaldırdı
SERDAR KIZIK
İZMTR — Devlet Bakanı Işın Çelebi'-
nin Körfez bunalımından olumsuz yönde
etkilenen turizm için aiınan önlemlerin ara-
sında borç ertelemesınin olmadığını, 200
milyon dolarlık bir desteğin de bulunma-
dığmı açıklaması sektörü dalgalandırdı.
TÜRSAB Genel Sekreteri Öînür Çağlar,
"200 milyon dolarlık bir destek sözü ve-
rilmişti. Bu konu uzun zamandır gündem-
de, şimdi bunun olmadıgı söyleniyor. Her-
kes bu açıklama üzerine şaşırdı. Oysa
Cumhurbaşkanı, Basbakan ve Turizm Ba-
kam'ndan olumlu yaklaşımlar alıyonız"
dedi. Çağlar sektörün dayanacak gücü kal-
madığım, seyahat acentelerinde işsizligin
basladığını, sektör kurtarümazsa bunun
acısının Türk turizminde gelecek yıllarda
da yaşanacağını belirtti.
Ege Turistik tşletmeler Derneği (ETİD)
Başkanı Haluk Nişlioglu şunları söyledi:
"Otelci arkadaşlardan telefon geliyor.
Biz ne diyeceğinüzi şaşırdık. Ankara'da üç
giin önce Turizm Bakanı ve milletvekille-
riyle yaptıgımu toplantıda çok umutlu bir
hava vardı. Aynı giin Sayın Başbakan'la
da görüstük. 200 milyon dobriık kredi ve-
rilecekti. Bunu herkes söylüyor. Hatta bu-
nu acentelere verirken öncelikle otellere
borçlannın ödenmesi koşulunun getirilme-
sini istemiştik. Şimdi boyle bir kredinin ol-
madığını söylüyor Sa>ın Çelebi. Bu du-
rumda ortalik batar, turizm balar. Doğal
afet olduğunda bankalar alacaklarını er-
teliyor. Şimdi turizmin yaşadığı bir doğal
afet degil mi? tflaslar arka arkaya başla-
yacak."
Türkiye Otelciler ve lşletmeciler Birligi
(TUROB) Başkanı Sinan Babila da son
açıklamalara karşın umutlarını koruduk-
lannı beürterek TUSEK olarak önceki gün
Cumhurbaşkanı Turgut Ozal'la görüstük-
lerini, Özal'ın konuya çok sıcak baktığıru
söyledi. Babila, Işın Çelebi'nin de farklı
düşundüğünu sanmadığını belirterek "Sa-
yın Çelebi de Cumhurbaşkanı'ndan, Baş-
bakan'dan Turizm Bakanı'ndan ayn diiş-
müyor. Bu işin bir fon, bir nakit meselesi
olduğunu belirterek şu anda bunlann elin-
de olmadığını söylüyor. Voksa yardım ol-
mayacak diye düşünrnüyor" dedi. Babila
aynca şunlan söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanı turizme destek
verilmesi gerektigini söyledi. Hükümette
de bu yönde çalışmalann olduğunu söyle-
di. Bu >ardımın ancak nakit akışıvla ola-
cağını, bunun da krediyle sağlanacagını
söyledi. Biz bu acıklamalardan umutluyuz.
Cumhurbaşkanı'yla görüşmemizde Sayın
Turizm Bakanı da vardı, TÜRSAB ve
TYD başkanlan da. Yani bize l-redi yar-
dımı yapılacak."
ODALAR, LOBİLER BOMBOŞ — Hiç müşterisi olmadıgı halde kapılannı açık tutmaya çalışan küçiik ve orta boy otellerin göre-
bildikleri tek müşteri, tek tük gelen Polonyalılar. (Fotograf: Ugur Günyüz)
dan baska grup yok. Haftada
bir iki gün de Yugoslav geliyor.
Bunlann dışında Avrupalı hiç
müşteri yok. Zaten sezon ölü ol-
dugu için münferit müşteri de
yok. Türk müşteri de yok. Es-
kiden işadamları gelirlerdi.
Ama artık gelmiyoriar. Bizim
ortalama dolulugumuz yüzde
10'u bulur. Ama bu oranı böl-
gedeki öteki otetlerle kıyaslama-
mak lazım."
Müşterilerini tümüyle kaybet-
memek için, "sıfır dolulukla"
çalışmalanna karşın kapılarını
açık tutan Hotel Öncu'nün Mü-
dürü Erol Adıgüzel, 12 kişilik
personeli 2 kişiye indirdiklerini
söylüyor. Savaştan bu yana do-
luluk oranının yüzde 3 olduğu-
nu belirten Adıgüzel Körfez kri-
zinin kendilerine faturasırun 100
milyon TL'yi aştığını söylüyor.
Bu arada otel yöneticileri se-
yahat acentelerinin borçlannı
ödememesinden yakmıyorlar.
geliyor" sorusunu ise Eyüp Ke-
mal Çuhacı yanıüıyor:
VVashington otellerinin sahibi lar dolu olsa bile otelin masra-
Yusuf Şerefoğlu 1990 yılında fını çıkartamıyoruz" diyorlar.
acentelerin kendilerine olan 'Neden yalnız Polonyalılar
borçlannın 325 milyon TL. ol-
duğunu, ama bu parayı savaş
nedeniyle "tahsil edemedikle-
rini" söylüyor.
Şu günlerde Laleli ve çevresi-
nin "tek" müşterisi olan Polon-
yalı turistlerin ise ekstra harca-
ma yapmadıklannı hatırlatan
otel yöneticileri, "Zaten çok
ucnza, zaranna sattığımız oda-
"Anlattıklarına göre eskiden
Dogu Almanja'ya gidiyorlar-
mış. tki Almanya birleşince ta-
bii vize uygulamaya başladı. Vi-
ze alraayla uğraşmaktansa Tür-
kiye'ye geliyorlar. Zaten alışye-
riş >apma>a geliyorlar."
Borea biraz dıırakladıHisse senetlerinin nefes
kesen tırmanışı biraz
durdu. İMKB endeksi
dünkü seansın
ortalanna doğru 5000
puanı aştı, 5190 puana
kadar çıktı, altı günde
yüzde 30'a yakın kâr
sağlayan yatınmcılar
satışa geçince düşmeye
başladı.
Ekonomi Servisı — Hisse se-
netlerinin 'nefes kesen' tırmanı-
şı durakladı. önceki günktt se-
ansı 4971.92 puanla tamamla-
yan İMKB BUeşik Endeksi,
dünkü seansın ortalanna doğru
5190 puana kadar yükseldikten
sonra, 6 işlem gününde yüzde
30'a yakm kâr sağlayan yatırım-
cılann satışa geçmeleri üzerine
günü 4868.88 puanla kapattı.
Dünkü seansta çok klasik bir
profit-taking (kâr reaüzasyonu)
yasanmasına ragmen, hisse se-
nedine olan talebin surmesi fi-
yatlann direnmesini sağladı.
Önceki gün 209 milyar lira ola-
rak gerçekleşen işlem hacmi,
dün de 200 milyar lirayı aştı.
lstanbul Borsası'mn dünkü
seansı, 29 ocaktan bu yana sü-
ren çıkış trendinin etkisiyle, aynı
çıkışm süreceğini hissettiren bir
havayla başladı. Mardin Çimen-
to, Konya Çimento, Sarkuysan,
Koç Holding, Kütahya Porse-
len, Arçelik gibi son naftaların
/üksek performansh kâğıtlanna
yine tavan fıyatta alım emirle-
5000J ^
4800
4600
4400 •
4200
4000
3800
3600
3400
3200
3000 '.
Borsa endeksinin
L
gelişimi (1991) /
. /
A \\A\\
I
—i<
\ s/
/
2 3 4 7 8 9 10 11 14 15 16 17 18 21 22 23 24 25 28 29 30 31 1 4 5 6
OCAK , ŞUBAT
rinin gelmesi diğer tahtalan da
etkiledi ve işlemler önceki gün-
kü kapanış fiyatlannın üstünde
gerçekleşmeye başladı. Seans
başında gerçekleşen işlemlere ait
sözleşmelerin bilgişayara kayde-
dilmesiyle birlikte İMKB endek-
si yaklaşık 3.5 aylık bir süreden
sonra ilk kez 5 bin puan barajı-
nı aştı. Endeks son kez, 18 ekim
günü bu puan seviyesinin üze-
rindeydi. İlk yanm saat doldu-
ğunda İMKB Bileşik Endeksi
5190 puana kadar yükseldi.
29 ocaktan bu yana yapılan
yedinci seansta da fiyatlar yük-
selme eğilimindeyken 4 bin pu-
an seviyesinden itibaren alım
yapan yatınmcılann birden
portföy boşaltmaya başlamalan
işlemleri hızlandırdı. Araa üye-
ler bir yandan alış tahtalannda-
ki taleplere mal verirken, bir-
yandan da tahtalann satış sü-
tunları taban fiyata doğru inen
emirlerle dolmaya başladı. Sa-
vaş sırasında iyice belirginleşen
'koyun' eğilimi, bu kısa süreli
panik sırasında da kendini gös-
terdi ve seans başında 'tavan' fı-
yattan mal almaya çalışan ara-
cı üyeler, bu defa fiyat ne olur-
sa olsun, ellerindeki portföyü
boşaltma çabasına giriştiler.
Borsanın 2 ağustostan bu ya-
na yaşadığı deneyim, birkaç se-
ans süren çıkışlann ardından
yapılan kâr realizasyonlanndan
sonra, fiyatlann aynı hızla ge-
rileyeceği hatta alım tahtalan
boş kalırken satış tahtalannm
en düşük fiyatlı emirlerle dola-
cağı şekhndeydi. Dünkü seansın
tam ortasındaki manzara da
böyleydi. Ancak bir süre sonra,
son günlerdeki çıkışın en önemli
nedeni olarak gösterilen 'taze
para" tekrar devreye girdi ve sa-
tış emüieri karşılanmaya baş-
landı. Tabandan gelen talep,
panik sırasında 4950 puana ka-
dar düşen endeksin tekrar 4995
puana yükselmesini sağladı.
Ancak satış eğiüminin talebi
bastırması üzerine taze para, en-
deksi 5 bin puanda tutmayı ba-
şaramadı. Satışlar sürerken alış-
ların kesilmesi fıyatlan önceki
günkü kapanışın altına düşürdü
ve Bileşik Endeks günü 4868.88
puanla kapattı. Hisse senetleri-
nin bir günluk kaybı yüzde 2.1
olarak gercekleşti. Dünkü se-
ansta endeksin tepe noktasıyla
kapanış noktası arasındaki fark
ise yüzde 6.2 oldu.
Turizmde
kronik
sorun:
Tanıtım
Ekonomi Servisi — GAL-
LUP ve PlAR'ın, Avrupa'nın
sekiz ülkesinde yaptığı bir
araştırma, Avrupahlann yan-
sma yakm bir bölümünün
Türkiye hakkında hiçbir şey
bUmediklerini ortaya çıkardı.
TüTkiye Seyahat Acentala-
n Birüği'nin (TÜRSAB) PİAR
ye GALLUP'a yaptırdığı araş-
tırmanın sonuçlan açıklandı.
Ingiltere, Almanya, Italya,
Ispanya, Fransa, Isveç, Isviç-
re ve Hollanda'da yurtdışı yol-
culuk eğilimlerini saptamak,
Türkiye'nin bu ülkelerde ta-
nınma oranını belirlemek
amacıyla 9415 kişiyle yüz yü-
ze yapılan görüşmeler sonucu,
Türkiye'nin Avrupa ülkelerin-
de yeterince tanmmadığı, he-
def kitlenin yüzde 45'inin
Türkiye hakkında hiçbir şey
bilmediği ortaya çıktı.
Araştırmayı basına tanıtan
PlAR yöneticisi Temel Aksoy,
Türkiye'nin Avrupa'da şu ana
kadar fazla tanınmamasının
bir anlamda avantaj sayılabi-
leceğini, etkin reklam ve tanı-
tım kampanyalarıyla Türki-
ye'ye yönelik turist potansiye-
linin harekete geçirilebileceğini
sövledi.
IŞÇENIN EVRENINDEN
SUKRAN KETENCİ
Savaş ve Madenciler...
'Savaş değil hak istiyoruz1
.. Sadece Türkiye işçi smıfının
değil, halkımızın bilinen en killesel. sürekli ve disiplinli dire-
nişinin, hak eyleminin sahipteri maden işçileri, sıcak sava-
şın öncesinde 30 kastmda başlayan grev ve direnişlerinde,
savaşa karşı benzer ne kadar çok slogan kuliandılar. Sıcak
savaş ile insan ve işçi hakkı arasındaki çelişkinin bilincine
vardıklarını, sloganlan ile dünyaya haykırdılar.
Soyut olarak hep insanın yaşam hakkı başta, en önemli
haklannın gaspt olan savaşa karşıyız. Ancak biraz kendi ken-
dimize dürüst olalım. Kamuoyu yöniendirmeleri ile Ortado-
ğu'nun paylaşılmasında pastadan pay verileceği hayal! ka-
famıza sokulduğunda, insanın çıkarcı dürtüleri beslendiğin-
de, kaçımtz gerçekten savaşa karşı güçlü ses verebiliyoruz.
Çıkar, pay dürtüleri insanların öylesine güçlü oksandı, öyle-
sine senaryolar çizildi ki gerçekler ters yüz oldu. İçinde bu-
kjnduğumuz günlerde savaşa karşı olanlar 'idealist, hayal-
perest', savaşı savunanlar 'gerçekçi, sağduyulu' sayılıyor-
lar. Savaş bittiğinde, bu isteri sona erdiğinde, değer yargı-
lan şüphesiz yine yerti yerine oturacak. İnsanlık savaşın be-
delierini ödeye ödeye, tokat yiye yiye ancak bu isteriden kur-
tulacak. Neye mal olacak? Şimdiden göremediğimiz o ka-
dar ağır bedelleri var ki?
Madenci, savaşın kendi hak ve ekmek kavgasına verece-
ği zararın bilincinde, sıcak savaş patlamadan hakkını ala-
bilmek için yapabıieceği her şeyi. insan direncinin ûstünde
bir dlrençle ve kararlılıkla yerine getirdi. Maden işçisi bu di-
reniş ve eylemi ile savaş dikkatlerden kaçırsa da çok fazla
şey kazandı ve TürKiye işçi sınıfına, halkına kazandırdı.
Siyasi iktidann, cumhurbaşkanı ve basbakan ile hükümet
sözcülerinin sayısız açıklamaları ile kanıtlanmış karar ve uy-
gulamaları vardı. 12 Eylül sonrasında bilinçli uygulanan bir
program çerçevesinde, madenlere yatırım yapılmamış, par-
tizanca yönetımlerle işletmeler zarara sürüklenirken kömûr
ithaline gidilmişti. işçinin çalışma koşullan, kaza riski ağır-
laşırken ücreti diğer işçılerden de daha ağır aşağı çekilmiş-
ti. Sonunda da madenlerin özelleştirilmesi, kapatılması teh-
didi altına sokulmuştu.
Madenci ve yeni yönetimi ile sendikası normal toplu pa-
zarlık düzeni içinde, hatta yasal grev hakkını kullanarak bu
kötü gidişe 'dur' diyemeyeceğinin bilincindeydi. Cumhurbaş-
kanının belirlediği politika karşısında, 'caydıncı güç' oiama-
dıkça, hiçbir hak alınamayacağı gerçeği, bugüne kadar ya-
şanmamış güçlülükte, 42 bin maden işçisinin, sendikası,
Zonguldak halkı, kadınları ile bütünleştiği bir direnişi, sos-
yal patlamayı getirdi. Ne kadar gizlenirse gizlensin, siyasi
iktidarı, işverenleri, muhalefet partilerini, sendikalan, bütün
demokratik örgütlenmeleri sarstı, etkiledi.
Ne kadar saklanırsa saklansın 1990 sözleşmelerinde, eğer
Işçiler 1984 yılından bu yana, sadece bahar eylemleri istis-
na hep enflasyona yenik düştükleri halde daha iyi bir şeyier
aldılarsa, bu sonucu maden işçilerine, onlann kararlıhk ve
direnişlerine borçlular. Daha toplu pazariık masasına otu-
rulurken maden işçisi için istenen rakamlar, hükümet ve iş-
veren cephesinde panik yaratmıştı. İtiraf etmemişlerdi, an-
cak ne yazık ki uzlaşmacı sendikacılarımız da buna çok kız-
mışlardı. Kendilerini zor durumda bırakan, uzlaşmacılıkları-
nı sergileyen maden işçileri ve sendikalarının ayağının tö-
kezlemesi. başarısızlığı için o günden bugüne ellerinden ge-
leni de ardlanna koymadılar. Attıklan görünmez çelmeleri kı-
sa bir yorumda tartışmak olanaksız, ancak yeri geldiğinde
her yerde tartışmaya ve somut örneklemeye hazınz.
Sonuç olarak herkes bilmeli ki tekstil işkolunda, metal, ma-
den işkollarında imzalanan sözleşmelerdeki rakamlar, Zon-
guldak maden işçisinin kararlı direnişi olmasaydı çok daha
aşağılarda bir yerlerde kalacaktı Tekstil, metal, kâğıt işkol-
larının işçileri, sendikalan, hatta diğer maden işçilerinin ya-
runda v«r almtş, ancak gereken etkinliği, desteği göstere-
memiş işçiler ve sendikalann, biraz olsun katkılanndan söz
edilebilseydi, genelde çok daha da iyi sonuçlar alınabilece-
ğini söylemek de kehanet olmasa gerek. Çok açık ve net ola-
rak hep birlikte, diğer sendikalann ve işçilerin fazlaca bir be-
del ve çabayı goze almadan, maden işçisinin mücadelesi-
nin sonucunu beklediklerini, üzerierine düşen payları aldık-
larını izledik.
Maden işçileri özel sektördeki tekstil ve metal işçilerinin
rakamlar olarak, sendikalarının toplusözleşme masasına otu-
rurken düşleyebildikleri en yüksek düzeylere çıkmalannı sağ-
ladılar. Ancak alınanın kalıcı olması, taşıma suyla değirme-
nin dönmesi' beklenemez elbette. Bu iş kollarında masada
verilenin hızla geri alınması için savaş bahane, kitlesel işçi
kıyımı başladı bile. Bu iş kollarında savaş ve ekonomik zc-
runluluk gerekçesi ile atılan ve atılacak işçilerin çok büyük
bir çoğunluğunun gerçekte toplusözleşme yükünden kurtul-
mak için atıldığını iddia ediyoruz. Kamtımız da ortada. Bu
iş kollannda yıllardır aynı şey yapılıyor. Her iki iş kolunda da
toplusözleşme masasına oturulan ücretlerin daha önce aiı-
nan zamlarta kıyaslanmayacak, asgari ücrete yaklaşan or-
talamaya düşmesi, durmadan yüksek ücretli işçilerin atılıp
asgari ücretli yeni işçi alınmasından otuyor. İki iş kolunun
sendikalan bunu önleyecek bir şeyler yapamadılar.
Maden işçisinin kendi kazanımına gelince: öncelikle ma-
denlerin kapatılması ve yatırım yapılmaması yolundaki hü-
kümet politikasını değiştirmiş oldular. En azından hükümet
buyolda söz verdi, uygulanma tehlikesi güncel olmaktan çık-
tı. Ucretlerdeki artış da yüzde üç yüze varan ve açığı, kayıp-
ları önemli ölçüde kapatan bir düzeyde. Sorun ne? Neden
sendika imzaiamamak için direndi? Hükümet savaşı baha-
ne ederek grevi erteledi.
Hükümet dün imzalanan sözleşmenin rakamlannı Anka-
ra yürüyüşü öncesi 1 ocak günü vermişti. Sendika bu rakam-
ları başarı olarak o tarihte kabul edebilir ve sözleşmeyi im-
zalayabilirdi. Ancak rakamdan daha önemli olan bir şekil so-
runu vardı. O tarihte başta basbakan ve bakanlar televizyo-
na çıkıp, 'çıplak, cebe giren aylık net' diye daha yüksek ra-
kamları verdiklerinden, sendikanın kabul etmediğinden söz
ediyorlardı. Hiçbir sendikacı kamuoyuna 'verdik' diye ilan
edilen rakamları almadan, eyleminin doruk noktasında söz-
leşme imzalayamaz, imzalarsa atamadığma kimseyi inan-
dıramazdı. Hükümet, basbakan ve bakanlar kamuoyunda
verdiklerini açıkladıklan rakamları sözleşme masasında ver-
mediler. Halka, işçiye, rakam oyunu oynadılar. Sonra savaş
bahane, grev erteleyip maden işçisinin ve sendikasının eli-
ni kolunu bağladılar.
Şimdi bu oyunda hükümet ve maden işçisinin, sendikası-
nın ayağına çelme takanlar mı kazandı? Hiç aynı kanıda de-
ğiliz. Savaş bitecek, doğrular yanlışlar yerine oturacak. O
zaman neler olacak? İzleyip göreceğiz...
KlSA KISA
• HAYATSİGORTA,
Türkiye'de ilk kez dövize
endeksli emeklilik sigortası
başlattı. Bu sigortayla
emekliler döviz karşılığı maaş
alabilecekler.
• MED Menkul Değerler,
'Size Özel' adında yeni bir
uygulama başlattı. Yeni
uygulamayla, yatırımcılara
alım satun emirlerinin
alınmasında ve borsada bu
emirlerin yerine getirilmesinde
öncelik tanınıyor.
• ESEM PAZARLAMA
tarafından üretilen ve ithal
edilen Le Coq Sportif ve Arena
marka spor malzemeleri ve
mayoları piyasaya sunuldu.
• ILTAŞ, Türkiye'de ilk kez
çocuklar için alkolsüz ateş
düşürücü ve ağn kesici şurup
üretti.
• PİMAŞAŞ'ninheryü
yapılmakta olan bayi
toplantısı, bu yıl Moskova'nın
Kosmos Oteli'nde
gerçekleştirildi. Toplantıda
1991 yılı satış politikası
anlatıldı.
• BMWyeni3serisi
otomobillerinin satışına
Türkiye'de başlandı. 4 değişik
modeli bulunan otomobülerin
Türkiye'deki satış fıyatlan
KDV dahü 54 bin 707 ile 73 bin
454 mark karşılığı arasında
değişiyor.
• DUSSELDORFModa
Fuan 3-5 şubat tarihleri
arasında Almanya'da
sergilendi. 91/92 sonbahar ve
kış koleksiyonlarmın tamtıldığı
fuara 18 ülkeden 1471 üretici
firma atıldı.
• BOSCHElektrikliEl
Alefleri, 9-13 tarihleri arasında
Hilton Oteli'nde düzenlenen
Inşaat Fuan'nda yeni üretime
başlanan SDS Max Sistemli
Elektro-Pnömatik kına ve
delicilerini tanıttı.