22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbt: Cumhunyet Malbuallk \ç Gazetecılık Turk \nonım Şırketı adına FSadi # Genel Yıyın Mudurıı H « i l CCTMJ. Mücssese MUdünl. t f * f c f l , Yan ijkn Muddrü Ofcıy Goomla. 0 Habcr M«rken Mudu-ü Yıtpa Ba?er, Sayfa Duzenı Yflnetmenı AH Aor 0 Ttmsılalrr ANKAKA: Akmtt T n , IZMİR HikmH Çttiakm. AOANA 1; Poliuk» CHal li|Hun. Di} Hrtcrier EJT" Mcı. Ekononı Cc^b ttrtaa. t; Scndıka. J t t ı a Kıtaci. lÜIİTBr Crial ( l « . Isunbo! Haberfcn Kcwl U f A , EiRım Gcaoy Ş^tu. Yun Hsberlen Ncc4« DofM. Spor Danısmam. AMtf&ıdn- Yıe Dın Vcılır I n a ÇatfkM. Antlıroa $•*• AİM. Dilzdun AMaUat V u n £ Kaonlıuıor Ak«ci Konfcaa liio Enl LrtM 0 Munoebe b M « < • 0 BUKC-PUnlınu- **T< Oı»«l>l|lıH)l 0 Rrklam V x Tonı A Eı ' Hiln U n l 0 Idur H 4 ~ T _ G4KT 0 Isleımc Ö«*r Çdk 0 Bılp Utan Nlfl \mU £ PCTOIKİ »ı»« bmft/Bafkaıı OU» U M . talpa h m . H a > Ccmsl, HikBMf Çetnfc*)». Okn b m a . Utar Maac*. ÜUa S<fc.k. A» Skan, AkaH !•• SIISOT w lira>ı Cuniranyn Nbtbucılıi n GsunoaKk r A Ş TGrtocalı Cad 39/41 Ca|aloüa 343M İSI Pll 246 IsunCui Td SI2 0! 0! (20 b»t), Ttk» 22246 F»x 11) 526 60 72 0 tolır AakafK Zrya GAkılp Bh lntıUp S. No 19/4, Td: 133 II 41-4" TÜCT «344 Fu (4) 133 05 63 0 b»k- H Ziyı Bh 1352 S 1 î Td 13 12 30. ftfc* S2359. Fn (51) I» 53 60 Inonü Cad 119 & No 1 Kju I Td 19 37 <2 (4 hal). Tele* 62155, Fu (71> 19 25 7S TAKVIM: 7 ŞUBAT 1991 lmsak: 5.35 Güneş: 7.01 öğle: 12.23 İkindi: 15.08 Akşam: 17.35 Yatsı: 18.55 Üniversite rektörleri ve öğretim üyeleri \akif üniversitesi modeli'ni tartışıyorlar Yüksek öğrenim vakfediliyorYÖK sisteminde yeni duzenleme Üniversite politize mi olacak?— 1 — GENCAY ŞAYLAN ANKARA — Geçen günler- de TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na gelen YÖK Yasası'nın baa maddeleri- nin değiştirilmesini öngören yasa tasansı yüksek öğre- nim sistemi ile ilgili önemli değişiklikleri kapsamakta- dır. Bu tasannın TBMM'den ge- çip yasallaşması halinde 10 yıla yakın süredir yüksek öğrenim sistemine egemen otan ve başlangıçtan beri tartışmalara, gerilimlere kaynaklık eden YÖK dttzeni büyuk ölçüde ortadan kalk- mış olacakur. Teknik açıdan yeni tasarı, YÖK Yasası'mn bazı mad- delerini değiştirmekte, bir- kaç tane de geçici madde getirmektedir. Ancak bu de- ğişikliklerle beraber yüksek öğrenim düzeninde yepyeni bir sistemin ortaya çıkacağı söylenebilmektedir. Tasan- nın getirdiği yenilikler, kısa- ca dört grupta toplanabil- mektedir. Birinci olarak yüksek tekno- loji enstitülerinin kurulabil- mesine olanak sağlanmakta- dır. Tüzel kişiliğe sahip ola- cak ve bir yasa ile kurulabi- lecek yüksek teknoloji ensti- knnılu" tarafından yönetilecektir. Üst yönetim kurulunun sekiz üyesinden 4'ü doğrudan, 2'si dolaylı olarak cumhurbaşkam tarafından 2 üye de Milli Eğitim Bakanı tarafından atanacak, dokuzuncu üye olan rektör de üst yönetim kurumunun belirlediği 4 aday arasından cumhurbaskamnca seçilecektir. Tasarı üst yönetim kuruluna seçüecek kişilerin niteliği hakkında hiçbir duzenleme ya da koşul getirmemekte, atama konusunda cumhurbaşkam ve bakana tam bir yetki özgürlüğü sağlamaktadır. Böylece cumhurbaskamna bağlı mütevelli heyet sistemi yüksek öğrenim alamna çok etkin bir biçimde girmiş olacaktır. Bu yeni düzenlemenin üniversite özerkliği açısından hiçbir şey getirmediği, hatta universiteleri daha da politize olmuş bir yönetim düzenlemesine soktuğu ileri sünilebilmektedir. Üniversitenin temel işlevi, içinde yasanılan çağın bilgisini üretmek ve bunları yetişen genç kuşaklara aktarmak biçiminde tanımlanabilmektedir. Getirilmek istenen yeni duzenleme ile cumhurbaşkanına bağlı mütevelli heyet sistemi yüksek öğrenim alamna çok etkin biçimde girmiş olacaktır. Bu yeni düzenlemenin üniversite özerkliği açısından hiçbir şey getirmediği, hatta universiteleri daha da politize olmuş bir yönetim düzenlemesine soktuğu ileri sürülebilir. tüleri Türkiye'deki teknoloji üretimi ve birikiminin temel kurumlan işlevini yüklene- ceklerdir. Tasarı ile getirilen ikinci önemli değişme, vakıflarca kurulacak yüksek öğrenim kurumlan için, Bilkent'ten sonra kapanmış gözüken kapımn tekrar açılmasıdır. Tasan, kurulacak vakıf üni- versitelerine, Bakanlar Ku- rulu karan ile kamu araziie- rinin tahsisini ve bütçeleri- nin yansı kadar kamu fi- nansmanı sağlamayı öngör- mektedir. Böylece tasan, yüksek öğrenim kurumu aç- mak isteyen çeşitli vakıflara bir anlamda yeşil ışık yak- maktadır. Getirilen bir diğer değişiklik de Bilkent'e bir yasa çıkara- rak "üniversite" statüsü ve- rilmesidir. Anayasada vakıf- lann üniversite acamayacağı yolunda huküm bulunduğu tartışması ve bunun için Anayasa Mahkemesi'ne gi- dilmesi karşısında Prof. Dogramacı bir yasal duzen- leme ile Bilkent'in unvanını korumayı düşünmüş gözük- mektedir. Tasannın getirdiği en önem- li değişiklik, Bakanlar Ku- rulu karan ile bazı universi- telerin YÖK kapsamından çıkarüıp "özel statülii üniversite" konumuna geti- rilebilmesidir. Bu olanağın kullanıiarak ülkenin en ge- lişmiş universitelerinin "özel sUtülü" kurum haline geti- rileceği söylenmektedir. Ozel statülü üniversite TBMM'nin Plan ve Bütçe Komisyonu'na getirilen tasanya göre Milli Eğitim Bakanı'nın önerisi ve Bakanlar Kurulu karan ile bir üniversite ozel statülü hale getirilebilecek ve YÖK sistemi dışına çıkarılabilecektir. Tasanda, hangi üniversitelere, hangi koşullara göre özel statü verileceği hususu düzenlenmemiş, bu konuda Bakanlar Kurulu'na sımrsız bir yetki tanınmış bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanı ve Bakanlar Kurulu sadece kendilerinin geliştireceği ölçütlere göre istedikleri üniversiteye bu statüyu verebileceklerdir. özel statülü üniversite 9 kişilik bir "üst yönetim Üniversite bir taraftan doğrunun şaşmaz ölçütü bilgiyi üretecek diğer taraftan çağdaş bilgi ve beceriler ile genç kuşaklan donatacaktır. Bu çerçeve içinde üniversite kurumunun toplumsal gelişmenin yönlendiricisi aynı denetçisi olduğu söylenebilecektir. Toplumdaki bütün güçlerin bu yaşamsal işlevleri nedeni ile üniversite kurumunu denetimleri altına almak isteyecekleri açıktır. Bu denetim bir taraftan genç kuşaklann o siyasi gücün istediği yönde yetiştirürnesini sağlayacak, diğer taraftan da doğrunun ölçütü kabul edilen bilgi ile söz konusu siyasi gücün eylemleri, eğilimleri arasında bir çelişkinin ortaya çıkması önlenebilecektir. Bu bakımdan bütün siyasal güçlerin, kısa vadeli çıkarlan için üniversiteyi denetlemeye büyük bir iştah ile baktıklan söylenebilmektedir. İşte bu sakıncalara karşı klasik üniversite anlayışı, siyasi güçlerin etki ve deneüminden bağımsızbk terneline oturmuş; özerklik, bu bağımsızlığı sağlayacak temel mekanizma olarak yorumlanıp düzenlenmiştir. 1980'li yıllarda, dünyada biı çok alanda olduğu gibi klasik üniversite anlayışmda da önemli değişmelerin ortaya çıktığı görülmektedir. Bu değişmeyi, özerkliğin iyice kısıtlanıp üniversite yönetimlerinin önemli ölçüde politizasyonu biçiminde tanımlamak mumkündür. Örneğin 1988 tarihli bir yasa ile Birleşik Krallık'taki üniversite sisteminde bir reform yapılmış ve klasik üniversitelerin en tipik örneklerinden biri sayılan İngiliz universiteleri köklü bir değişime uğramıştır. 1980'li yıllara damgasım vuran "Thatcherizm" çerçevesinde yorumlanabilecek olan değişim ile öğretim üyelerinin iş güvencesi (tenure) kaldınlmıstır. SCRECEK Boğaziçi Üni versitesi Rektörâ Prof. Cumhuriyet Cniversitesi Rektörü Prof. Ergün Togrol Önümüzdeki 10 yıl içinde en az 50 Muaffak Akman Vakıf üniversiteleri gerekli üniversite açmak gerekli. Bunun için yeni kaynak olmayan bir girişim. Din-iman temeline kurulacak modelleri geliştirilmesi gerekmektedir. Vakıf üniversiteye karşıyım. Mütevelli heyeti Anadolu üniversiteleri bu yolda bir çaba olarak düşünülebilir. üniversitelerinde ne olur bilemiyorum. FİGEN ATALAY MERİH AK YÖK Yasası'nın bazı madde- lerinin değiştirilmesini öngören yasa tasansı, üniversite rektör- leri ve öğretim üyelerince tartı- şılıyor. îasanyla vakıflara üniversite yolunun açılması, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Maaffai Akman tarafından "gerekli olmayan bir girişim", Dokuz Eylül Üniversitesi Rekto- ni Prof. Dr. Nanuk Çerik tara- fından ise "olunltı" olarak de- ğerlendirildi. Prof. Dr. Burhan Şenatalar, bazı üniversitelere özel statü ve- rümesinin H belirti siyasal göriiş- lerin üniversiteleri daha kolay denetkmesi amacını taşıdtgııu" öne surüyor. Boğaziçi Üniversitesi Mühen- dislik Fakültesi öğretim üyele- rince yapılan açıklamada ise "Tektipüaiversite Ukeanden zi- yade önİTersitelerin kendi özd- Hkleri ve geieneklerioe göre farktılaşması, yapdan ve önce- Hkleri farklı çeşitli tipte egiüm ve araş&nna kanmüaruun oluş- masına imkân tanınması olum- lu Mr gefi^ıııe olarak nitetendiril- mettdir" denildi. Geçen günlerde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda ele alı- nan söz konusu tasannın getir- diği vakıflara üniversite kurma kolaylığı ve özel statülü univer- siteler konusunda bazı üniversite rektörlerinin görüşleri şöyle: Boğaziçi Üniversitesi Rektöriı Prof. Dr. ErgUn Togrol: önü- müzdeki 10 yıl içinde açmamız gereken yaklaşık 50 üniversite- ye nereden kaynak bulunacak- tır? Sorun budur. Yeni üniver- sitelerin kamu kaynaklanndan desteklenmesi olanağı çok kısıt- lıdır. Bunun için yeni kaynak modellerin geliştirilmesi gerek- mektedir. Vakıf üniversiteleri bu yolda bir çaba olarak düşünü- lebilir. Ankara Üniversitesi Rektörü Bejart Ani Ölüm'ü sahneliyorKultür Servisi — Ünlü Fransız koregrafı Maurice Bejart'ın sahne>e koyduğu son oyun "Ani Ölüm"de, sadece iki kadın ve bir erkek dansçı rol alıyor. Bayan Ute Lemper, "Ani ölüm"de kadın ve erkek meslektaşının arasında hem sevinçli hem de sevimli... 64 yaşındaki Fransız koregraf Maurice Bejart, 1988 yüında da topluluğuyla birlikte Istanbul Festivali dolayısıyla ülkemize gelmişti. (Fotoğraf: AFP) Aydın-Çine'de bazı köyler 'utanç verici' ismini değiştiriyor Damarası'nın D'siÇine Kaymakamı Diraçoğlu, "Bazı kendini bilmez kişiler yol levhalarındaki köy isminden bazı harfleri siliyor " dedi. AYDIN (ANKA) — Aydın'ın Çine ilçesine bağlı dokuz köyün muhtarı adlanndan utanç duy- dukları köylenne yeni isimler belirlemek için halk arasında ya- nşrna açtı. Köylerinin adlarının değiştirilmesi için bir süre önce ilçe kaymakamlığına başvuran köy muhtarlannın önerecekleri yeni isimler ilçe idare kurulu- nun onayından geçtikten sonra Içişleri BakanlığVna gönderile- cek. Çine Kaymakamı Osman Diraçoglu'ndan edinilen bilgiye göre "anlam ifade etmediği" ve "değisik yorumlara yol açtıgı" gerekçesiyle harekete geçen köy- ler şunlar: "Ahırköy" ve "Kırsa- kalniar", "Ektriir, "Damarası", "Tatannemisler'', "Hactkabasa- kallar", "Hacılebbeleni", "Ca- mızagıh", "Cumalar" köyleri muhtarları, köylerine verilecek isimleri belirlemek için halk ara- sında ödüllü yanşma açtılar. Her muhtar köyü için en güzel ismi bulacak olana armağanlar vaat ederken bu açılan yarışma- lardan sadece kaymakamlığa Damarası için "Arünova" adının verilmesi önerisi geldi. Kaymakam Diraçoğlu, isimle- rinin değiştirilmesini isteyen di- ğer köy muhtarlarından da öne- ri bekledıklerini belirterek "Ger- çekten iicemize bağlı bazı köy- lerin isimlerini telaffnz etmek oldnkça güç. Bazı kendini bil- mez kişilerin yol levhalarındaki köy isminden bazı harfleri sil- mesiyle utanç verici çirkin ifa- deler ortaya çıkıyor. Örnegin Damarası köyünün Aydın- Mufla karayolu üzerindeki lev- hasuıda (D) harfınin fosforu ka- nnmış ve ortaya acayip bir şey çıkmış. Bunlann olmaması için kulağa hoş gelen teleffuzu ko- lay isinlerin seçilmesi amacıyla köylfiler kendi aralarında yanş- malar düzenlediler. Biz muhtar- lardan bir an önce köylerine konmasını istedikleri isimleri bekliyoruz" diye konuştu. Diraçoğlu, köylülerin yeni isim belirlemekte gecikmeleri halin- de kendileri isim belirleyerek İçişleri Bakanlığı'nın onayına sunmak dunımunda kalacakla- rını sözlerine ekledi. Prof. Dr. Necdet Serin: Üniver- sitelere büyük talep var. Bize ye- ni üniversiteler lazım. Devlet bu üniversiteleri kuramıyor. Fakat devletin bir miktar desteğiyle va- kıflann elindeki güç harekete gecirilebilir. Ancak burada ka- liteli eğitim göz ardı edilmemeli ve kâr amacı güdülmemelidir. Doknz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Namık Çevilc Bence vakıf üniversiteleri kurul- ması fikri yerinde bir karardır. Ne kadar çok insanımız üniver- sitelerimizde okursa eğitilmiş in- san gücümüz o kadar artacak- tır. Bu yüzden üniversitelere ya- tınm yapmak gerekli. Vakıf uni- versitelerinin bir an önce artma- sından yanayım. Cambııriyel Üniversitesi Rek- törü Prof. Dr. Muaffak Akman: Vakıf universiteleri gerekli olma- yan bir girişim. Din-iman teme- line kurulacak üniversiteye kar- şıyım. Mütevelli heyeti uygula- masının Anadolu üniversitele- rindeki sonucu ne olur bilmiyo- mm. Amerika'daki mütevelli he- yeti sistemini tercüme ederek Anadolu'ya getirirseniz bu ol- maz. Bunun yarunda birbirini tanımayan, kultür düzeyleri bir- birine uymayan kişilerin üniveT- sitelerin başına getirümesi ne ya- rar getirir bilmiyorum. Bunun yararh olacağı kanısında deği- lim. r n ) Rektörü Prof. Dr. llhan Kayan: ömrünü üniversitelere adamış kişilerin üniversiteleri idare edemedikleri var sayılıp dı- şandan 6 kişilik bir grup sevk et- mek ne derece doğru olur? özel statülü üniversiteler ne getirecek bilemiyorum. Bu universitelere sağlanması düşunülen mali ko- layhklar, mali serbestlikler bu- gün için mevcut üniversitelere sağlansa, üniversiteler gayet ba- şanlı olurlar. Bizım bugün eli- mix ayağımız pek çok sekilde bağlı. O bağları çözseler başa- nnz. Yasa tasansı, pek çok öğretim üyesi tarafından tepkiyle karşı- landı. Istanbul Üniversitesi Siya- sal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Burhan Şenata- lar, bu konudaki eleştirilerini şöyle dile getirdi: "Özel statülü üniversite for- mölü, üniversitelerin cumhur- başkanına bagunlı kılınması an- lamına geliyor. Üniversiteleri bu ölçüde devlet başkanına bağla- yan bir sistem hiçbir Batı ülke- sinde yoktur ve olması ia düşü- •iiiemez. Rektörlerin cumhur- başkam tarafından atanmasının yarattıgı olutnsuz sonuçlar orta- da iken bir de yonetim kurulu iyeierinin devlet başkaoı tara- fından atanması, üniversiteler için daha da büyük sakıncalar yaratacaktır. Bu girişimin nede- •i olarak akla gelen başlıca ola- sıtak belirli si>-asal goruşlerin üiversiteieri daha kolay denet- kmesiamacıdır." Istanbul Üniversitesi Tıp Fa- kültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tiirkân Saylan da "Tepeden in- me, birtakım hesaplara, siyasi kararlara bağlı olarak üniversi- te yasası çıkartılamaz" dedi. Alt ve üst yapısı olmadan, si- yasi amaçlı Üniversite kurulma- sının o ülkenin üniversite yasa- mını ve üniversite aracılığıyla ge- lişmesini tamamen önleyeceğinı vurgulayan Prof. Saylan, "Bu, üniversiteyi ticari bir meta hali- ne sokacakür. Kuşkusuz birbi- rinden farklı üniversitelerin var olması istenilen bir seydir. An- cak Türkiye'nin her tarafına ser- piştirikn 30'a yakın üniversite- de en alt düzeyde eşit eğitim ve öğretim sağlanamamışken bu sekilde üst düzey üniversite açıl- ması projesi çok düşündüriicü, üzüciı ve yanlıştır diye düşünii- yorum" diye konuştu. Zeus Sunağı'na gurbetçi destegi • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Zeus Sunağı'nın geri getirümesi için başlatılan kampanyaya Almanya'daki Türk Dernekleri Koordinasyon Kurulu araalığıyla 50"den fazla Türk derneğinin de katıldığı açıklandı. Bergama Belediyesi'nden yapılan açıklamada, "Zeus Sunağı Bergama'mndır, geri istiyoruz" imza kampanyasına Almanya'daki gurbetçilerin de katılacağı belirtildi. Türk Dernekleri Koordinasyon Kurulu Başkanı Hilmi Biçken, Almanya'da imza kampanyasını surdüreceklerini söyledi. Karun için yeni adım • ANKARA (AA) — Karun Hazinesi'nin geri alınması için açılan dava devam ederken, Türk bilim adamlan da yeni bir girişimde bulunuyorlar. Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, Metropolitan Müzesi'nde bulunan "Karun Hazinesi"nin yeni parçalan ile ilgili incelemeler yapmak üzere ABD'ye gıdecek. Prof. Akurgal yapuğı açıklamada, Metropolitan Müzesi'nde bulunan ve bilinen eserlerin dışında Karun Hazinesi'ne ait olabilecek eserlerin saptanması için 4 kişilik bir heyetle bu ay içinde ABD'ye gideceğini söyledi. 'Antika talanına devlet teşviki' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Mülkıyeliler Birliği'nin 'Çarşamba Konferansı'nda konuşan gazeteci yazar Özgen Acar, antika talanının devlet eliyle teşvik edildiğini ifade ederek "Devlet müzeleri hadım edilmış, arkeologlar toprak eşeleyen insanlar haline donüşmüştür" dedi. Türkiye'de her 500 kişiden birınin define aradığını ve ithal mah dedektorler için 6 milyar lira ödendiğini anlatan Acar, "Bu kadar çok dedektör olursa, haftada bir define kaçınlmadığına hayret etmek gerekir. Yakm gelecekte kaçıkçılar Çankaya Koşkü'nde de dedektörle eski eser arayabilirler" diye konuştu. SSK teşhis ve tedavi merkezi • SAMSUN (AA) — Samsun'da, SSK tarafından 10 milyar lira harcanarak 650 yataklı teşhis ve tedavi merkezi kurulacak. SSK Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Arslan Çınar, teşhis ve tedavi merkezinin Karadenb Bölgesi'nde büyuk bir ihtiyacı karşılayacağını belirtti. Op. Dr. Arslan Çınar, konuyla ilgili olarak şunlan söyledi: "Mevcut SSK hastanesine ek bina yapılacak. Hastane, teşhis ve tedavi merkezi haline dönuştürülecek. Projeler tamamlandı. Binanın inşaatına mayıs ayı içinde başlanacak!' Soydaşların entegrasyonu • tZMİR (AA) — Birleşmiş Milleıler kalkınma programı ile İş ve Işçi Bulma Kurumu'nun birlikte yürüttuğu, "soydaş entegrasyonu projesi" çerçevesinde soydaşların istihdamını kolaylaştırmak amacıyla Türkiye'de ilk kez İzmir'de soydaşlara yönelik bir anket çalışması başlatıldı. İş ve Işçi Bulma Kurumu İzmir Bölge Müdürü Aziz Taşkm yaptığı açıklamada, kuruma bağlı Izmir, Manisa, Uşak, Aydın, Denizli ve Muğla'da ikamet ettiği tahmin edilen 31 bin 151 soydaştan 12 bin 26'sının kuruma kayıtlı olduğunu söyledi. Gıdada tekel denetimi • ERZURUM (AA) — Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Bilim ve Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüsnu Yusuf Gökalp, Türkiye'de gıda kontrol mekanizmasının tek elden yürütülmesi gerektiğini söyledi. Prof. Gökalp, Türkiye'de bugüne kadar surdürülen gıda kontrollerinin hatalı yapıldığını ve bundan dolayı istenilen sonuca vanlamadığını, bunun da kanşıklıklara neden olduğunu ileri sürdu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle