Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbt: Cumhunyet Malbuallk \ç Gazetecılık Turk \nonım Şırketı adına
FSadi # Genel Yıyın Mudurıı H « i l CCTMJ. Mücssese MUdünl.
t f * f c f l , Yan ijkn Muddrü Ofcıy Goomla. 0 Habcr M«rken
Mudu-ü Yıtpa Ba?er, Sayfa Duzenı Yflnetmenı AH Aor 0 Ttmsılalrr
ANKAKA: Akmtt T n , IZMİR HikmH Çttiakm. AOANA
1; Poliuk» CHal li|Hun. Di} Hrtcrier EJT" Mcı. Ekononı Cc^b ttrtaa. t; Scndıka. J t t ı a Kıtaci. lÜIİTBr Crial ( l « .
Isunbo! Haberfcn Kcwl U f A , EiRım Gcaoy Ş^tu. Yun Hsberlen Ncc4« DofM. Spor Danısmam. AMtf&ıdn- Yıe
Dın Vcılır I n a ÇatfkM. Antlıroa $•*• AİM. Dilzdun AMaUat V u n £ Kaonlıuıor Ak«ci Konfcaa
liio Enl LrtM 0 Munoebe b M « < • 0 BUKC-PUnlınu- **T< Oı»«l>l|lıH)l 0 Rrklam V x Tonı A Eı '
Hiln U n l 0 Idur H 4 ~ T _ G4KT 0 Isleımc Ö«*r Çdk 0 Bılp Utan Nlfl \mU £ PCTOIKİ
»ı»« bmft/Bafkaıı
OU» U M . talpa h m . H a >
Ccmsl, HikBMf Çetnfc*)». Okn
b m a . Utar Maac*. ÜUa
S<fc.k. A» Skan, AkaH !••
SIISOT w lira>ı Cuniranyn Nbtbucılıi n GsunoaKk r A Ş TGrtocalı Cad 39/41 Ca|aloüa
343M İSI Pll 246 IsunCui Td SI2 0! 0! (20 b»t), Ttk» 22246 F»x 11) 526 60 72 0
tolır AakafK Zrya GAkılp Bh lntıUp S. No 19/4, Td: 133 II 41-4" TÜCT «344 Fu (4) 133
05 63 0 b»k- H Ziyı Bh 1352 S 1 î Td 13 12 30. ftfc* S2359. Fn (51) I» 53 60
Inonü Cad 119 & No 1 Kju I Td 19 37 <2 (4 hal). Tele* 62155, Fu (71> 19 25 7S
TAKVIM: 7 ŞUBAT 1991 lmsak: 5.35 Güneş: 7.01 öğle: 12.23 İkindi: 15.08 Akşam: 17.35 Yatsı: 18.55
Üniversite rektörleri ve öğretim üyeleri \akif üniversitesi modeli'ni tartışıyorlar
Yüksek öğrenim vakfediliyorYÖK sisteminde yeni duzenleme
Üniversite
politize mi
olacak?— 1 —
GENCAY ŞAYLAN
ANKARA — Geçen günler-
de TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'na gelen YÖK
Yasası'nın baa maddeleri-
nin değiştirilmesini öngören
yasa tasansı yüksek öğre-
nim sistemi ile ilgili önemli
değişiklikleri kapsamakta-
dır.
Bu tasannın TBMM'den ge-
çip yasallaşması halinde 10
yıla yakın süredir yüksek
öğrenim sistemine egemen
otan ve başlangıçtan beri
tartışmalara, gerilimlere
kaynaklık eden YÖK dttzeni
büyuk ölçüde ortadan kalk-
mış olacakur.
Teknik açıdan yeni tasarı,
YÖK Yasası'mn bazı mad-
delerini değiştirmekte, bir-
kaç tane de geçici madde
getirmektedir. Ancak bu de-
ğişikliklerle beraber yüksek
öğrenim düzeninde yepyeni
bir sistemin ortaya çıkacağı
söylenebilmektedir. Tasan-
nın getirdiği yenilikler, kısa-
ca dört grupta toplanabil-
mektedir.
Birinci olarak yüksek tekno-
loji enstitülerinin kurulabil-
mesine olanak sağlanmakta-
dır. Tüzel kişiliğe sahip ola-
cak ve bir yasa ile kurulabi-
lecek yüksek teknoloji ensti-
knnılu" tarafından
yönetilecektir. Üst yönetim
kurulunun sekiz üyesinden
4'ü doğrudan, 2'si dolaylı
olarak cumhurbaşkam
tarafından 2 üye de Milli
Eğitim Bakanı tarafından
atanacak, dokuzuncu üye
olan rektör de üst yönetim
kurumunun belirlediği 4
aday arasından
cumhurbaskamnca
seçilecektir. Tasarı üst
yönetim kuruluna seçüecek
kişilerin niteliği hakkında
hiçbir duzenleme ya da
koşul getirmemekte, atama
konusunda cumhurbaşkam
ve bakana tam bir yetki
özgürlüğü sağlamaktadır.
Böylece cumhurbaskamna
bağlı mütevelli heyet sistemi
yüksek öğrenim alamna çok
etkin bir biçimde girmiş
olacaktır. Bu yeni
düzenlemenin üniversite
özerkliği açısından hiçbir
şey getirmediği, hatta
universiteleri daha da
politize olmuş bir yönetim
düzenlemesine soktuğu ileri
sünilebilmektedir.
Üniversitenin temel işlevi,
içinde yasanılan çağın
bilgisini üretmek ve bunları
yetişen genç kuşaklara
aktarmak biçiminde
tanımlanabilmektedir.
Getirilmek istenen yeni duzenleme ile
cumhurbaşkanına bağlı mütevelli heyet
sistemi yüksek öğrenim alamna çok etkin
biçimde girmiş olacaktır. Bu yeni
düzenlemenin üniversite özerkliği açısından
hiçbir şey getirmediği, hatta universiteleri
daha da politize olmuş bir yönetim
düzenlemesine soktuğu ileri sürülebilir.
tüleri Türkiye'deki teknoloji
üretimi ve birikiminin temel
kurumlan işlevini yüklene-
ceklerdir.
Tasarı ile getirilen ikinci
önemli değişme, vakıflarca
kurulacak yüksek öğrenim
kurumlan için, Bilkent'ten
sonra kapanmış gözüken
kapımn tekrar açılmasıdır.
Tasan, kurulacak vakıf üni-
versitelerine, Bakanlar Ku-
rulu karan ile kamu araziie-
rinin tahsisini ve bütçeleri-
nin yansı kadar kamu fi-
nansmanı sağlamayı öngör-
mektedir. Böylece tasan,
yüksek öğrenim kurumu aç-
mak isteyen çeşitli vakıflara
bir anlamda yeşil ışık yak-
maktadır.
Getirilen bir diğer değişiklik
de Bilkent'e bir yasa çıkara-
rak "üniversite" statüsü ve-
rilmesidir. Anayasada vakıf-
lann üniversite acamayacağı
yolunda huküm bulunduğu
tartışması ve bunun için
Anayasa Mahkemesi'ne gi-
dilmesi karşısında Prof.
Dogramacı bir yasal duzen-
leme ile Bilkent'in unvanını
korumayı düşünmüş gözük-
mektedir.
Tasannın getirdiği en önem-
li değişiklik, Bakanlar Ku-
rulu karan ile bazı universi-
telerin YÖK kapsamından
çıkarüıp "özel statülii
üniversite" konumuna geti-
rilebilmesidir. Bu olanağın
kullanıiarak ülkenin en ge-
lişmiş universitelerinin "özel
sUtülü" kurum haline geti-
rileceği söylenmektedir.
Ozel statülü
üniversite
TBMM'nin Plan ve Bütçe
Komisyonu'na getirilen
tasanya göre Milli Eğitim
Bakanı'nın önerisi ve
Bakanlar Kurulu karan ile
bir üniversite ozel statülü
hale getirilebilecek ve YÖK
sistemi dışına
çıkarılabilecektir. Tasanda,
hangi üniversitelere, hangi
koşullara göre özel statü
verileceği hususu
düzenlenmemiş, bu konuda
Bakanlar Kurulu'na sımrsız
bir yetki tanınmış
bulunmaktadır. Milli Eğitim
Bakanı ve Bakanlar Kurulu
sadece kendilerinin
geliştireceği ölçütlere göre
istedikleri üniversiteye bu
statüyu verebileceklerdir.
özel statülü üniversite 9
kişilik bir "üst yönetim
Üniversite bir taraftan
doğrunun şaşmaz ölçütü
bilgiyi üretecek diğer
taraftan çağdaş bilgi ve
beceriler ile genç kuşaklan
donatacaktır. Bu çerçeve
içinde üniversite kurumunun
toplumsal gelişmenin
yönlendiricisi aynı
denetçisi olduğu
söylenebilecektir.
Toplumdaki bütün güçlerin
bu yaşamsal işlevleri nedeni
ile üniversite kurumunu
denetimleri altına almak
isteyecekleri açıktır. Bu
denetim bir taraftan genç
kuşaklann o siyasi gücün
istediği yönde
yetiştirürnesini sağlayacak,
diğer taraftan da doğrunun
ölçütü kabul edilen bilgi ile
söz konusu siyasi gücün
eylemleri, eğilimleri
arasında bir çelişkinin
ortaya çıkması
önlenebilecektir. Bu
bakımdan bütün siyasal
güçlerin, kısa vadeli
çıkarlan için üniversiteyi
denetlemeye büyük bir iştah
ile baktıklan
söylenebilmektedir. İşte bu
sakıncalara karşı klasik
üniversite anlayışı, siyasi
güçlerin etki ve
deneüminden bağımsızbk
terneline oturmuş; özerklik,
bu bağımsızlığı sağlayacak
temel mekanizma olarak
yorumlanıp düzenlenmiştir.
1980'li yıllarda, dünyada biı
çok alanda olduğu gibi
klasik üniversite anlayışmda
da önemli değişmelerin
ortaya çıktığı
görülmektedir. Bu
değişmeyi, özerkliğin iyice
kısıtlanıp üniversite
yönetimlerinin önemli
ölçüde politizasyonu
biçiminde tanımlamak
mumkündür. Örneğin 1988
tarihli bir yasa ile Birleşik
Krallık'taki üniversite
sisteminde bir reform
yapılmış ve klasik
üniversitelerin en tipik
örneklerinden biri sayılan
İngiliz universiteleri köklü
bir değişime uğramıştır.
1980'li yıllara damgasım
vuran "Thatcherizm"
çerçevesinde
yorumlanabilecek olan
değişim ile öğretim
üyelerinin iş güvencesi
(tenure) kaldınlmıstır.
SCRECEK
Boğaziçi Üni versitesi Rektörâ Prof. Cumhuriyet Cniversitesi Rektörü Prof.
Ergün Togrol Önümüzdeki 10 yıl içinde en az 50 Muaffak Akman Vakıf üniversiteleri gerekli
üniversite açmak gerekli. Bunun için yeni kaynak olmayan bir girişim. Din-iman temeline kurulacak
modelleri geliştirilmesi gerekmektedir. Vakıf üniversiteye karşıyım. Mütevelli heyeti Anadolu
üniversiteleri bu yolda bir çaba olarak düşünülebilir. üniversitelerinde ne olur bilemiyorum.
FİGEN ATALAY
MERİH AK
YÖK Yasası'nın bazı madde-
lerinin değiştirilmesini öngören
yasa tasansı, üniversite rektör-
leri ve öğretim üyelerince tartı-
şılıyor.
îasanyla vakıflara üniversite
yolunun açılması, Cumhuriyet
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Maaffai Akman tarafından
"gerekli olmayan bir girişim",
Dokuz Eylül Üniversitesi Rekto-
ni Prof. Dr. Nanuk Çerik tara-
fından ise "olunltı" olarak de-
ğerlendirildi.
Prof. Dr. Burhan Şenatalar,
bazı üniversitelere özel statü ve-
rümesinin H
belirti siyasal göriiş-
lerin üniversiteleri daha kolay
denetkmesi amacını taşıdtgııu"
öne surüyor.
Boğaziçi Üniversitesi Mühen-
dislik Fakültesi öğretim üyele-
rince yapılan açıklamada ise
"Tektipüaiversite Ukeanden zi-
yade önİTersitelerin kendi özd-
Hkleri ve geieneklerioe göre
farktılaşması, yapdan ve önce-
Hkleri farklı çeşitli tipte egiüm
ve araş&nna kanmüaruun oluş-
masına imkân tanınması olum-
lu Mr gefi^ıııe olarak nitetendiril-
mettdir" denildi.
Geçen günlerde TBMM Plan
ve Bütçe Komisyonu'nda ele alı-
nan söz konusu tasannın getir-
diği vakıflara üniversite kurma
kolaylığı ve özel statülü univer-
siteler konusunda bazı üniversite
rektörlerinin görüşleri şöyle:
Boğaziçi Üniversitesi Rektöriı
Prof. Dr. ErgUn Togrol: önü-
müzdeki 10 yıl içinde açmamız
gereken yaklaşık 50 üniversite-
ye nereden kaynak bulunacak-
tır? Sorun budur. Yeni üniver-
sitelerin kamu kaynaklanndan
desteklenmesi olanağı çok kısıt-
lıdır. Bunun için yeni kaynak
modellerin geliştirilmesi gerek-
mektedir. Vakıf üniversiteleri bu
yolda bir çaba olarak düşünü-
lebilir.
Ankara Üniversitesi Rektörü
Bejart Ani Ölüm'ü sahneliyorKultür Servisi — Ünlü Fransız koregrafı Maurice
Bejart'ın sahne>e koyduğu son oyun "Ani Ölüm"de,
sadece iki kadın ve bir erkek dansçı rol alıyor. Bayan
Ute Lemper, "Ani ölüm"de kadın ve erkek
meslektaşının arasında hem sevinçli hem de sevimli...
64 yaşındaki Fransız koregraf Maurice Bejart, 1988
yüında da topluluğuyla birlikte Istanbul Festivali
dolayısıyla ülkemize gelmişti. (Fotoğraf: AFP)
Aydın-Çine'de bazı köyler 'utanç verici' ismini değiştiriyor
Damarası'nın D'siÇine Kaymakamı Diraçoğlu, "Bazı kendini
bilmez kişiler yol levhalarındaki köy isminden
bazı harfleri siliyor " dedi.
AYDIN (ANKA) — Aydın'ın
Çine ilçesine bağlı dokuz köyün
muhtarı adlanndan utanç duy-
dukları köylenne yeni isimler
belirlemek için halk arasında ya-
nşrna açtı. Köylerinin adlarının
değiştirilmesi için bir süre önce
ilçe kaymakamlığına başvuran
köy muhtarlannın önerecekleri
yeni isimler ilçe idare kurulu-
nun onayından geçtikten sonra
Içişleri BakanlığVna gönderile-
cek. Çine Kaymakamı Osman
Diraçoglu'ndan edinilen bilgiye
göre "anlam ifade etmediği" ve
"değisik yorumlara yol açtıgı"
gerekçesiyle harekete geçen köy-
ler şunlar: "Ahırköy" ve "Kırsa-
kalniar", "Ektriir, "Damarası",
"Tatannemisler'', "Hactkabasa-
kallar", "Hacılebbeleni", "Ca-
mızagıh", "Cumalar" köyleri
muhtarları, köylerine verilecek
isimleri belirlemek için halk ara-
sında ödüllü yanşma açtılar.
Her muhtar köyü için en güzel
ismi bulacak olana armağanlar
vaat ederken bu açılan yarışma-
lardan sadece kaymakamlığa
Damarası için "Arünova" adının
verilmesi önerisi geldi.
Kaymakam Diraçoğlu, isimle-
rinin değiştirilmesini isteyen di-
ğer köy muhtarlarından da öne-
ri bekledıklerini belirterek "Ger-
çekten iicemize bağlı bazı köy-
lerin isimlerini telaffnz etmek
oldnkça güç. Bazı kendini bil-
mez kişilerin yol levhalarındaki
köy isminden bazı harfleri sil-
mesiyle utanç verici çirkin ifa-
deler ortaya çıkıyor. Örnegin
Damarası köyünün Aydın-
Mufla karayolu üzerindeki lev-
hasuıda (D) harfınin fosforu ka-
nnmış ve ortaya acayip bir şey
çıkmış. Bunlann olmaması için
kulağa hoş gelen teleffuzu ko-
lay isinlerin seçilmesi amacıyla
köylfiler kendi aralarında yanş-
malar düzenlediler. Biz muhtar-
lardan bir an önce köylerine
konmasını istedikleri isimleri
bekliyoruz" diye konuştu.
Diraçoğlu, köylülerin yeni isim
belirlemekte gecikmeleri halin-
de kendileri isim belirleyerek
İçişleri Bakanlığı'nın onayına
sunmak dunımunda kalacakla-
rını sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Necdet Serin: Üniver-
sitelere büyük talep var. Bize ye-
ni üniversiteler lazım. Devlet bu
üniversiteleri kuramıyor. Fakat
devletin bir miktar desteğiyle va-
kıflann elindeki güç harekete
gecirilebilir. Ancak burada ka-
liteli eğitim göz ardı edilmemeli
ve kâr amacı güdülmemelidir.
Doknz Eylül Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Namık Çevilc
Bence vakıf üniversiteleri kurul-
ması fikri yerinde bir karardır.
Ne kadar çok insanımız üniver-
sitelerimizde okursa eğitilmiş in-
san gücümüz o kadar artacak-
tır. Bu yüzden üniversitelere ya-
tınm yapmak gerekli. Vakıf uni-
versitelerinin bir an önce artma-
sından yanayım.
Cambııriyel Üniversitesi Rek-
törü Prof. Dr. Muaffak Akman:
Vakıf universiteleri gerekli olma-
yan bir girişim. Din-iman teme-
line kurulacak üniversiteye kar-
şıyım. Mütevelli heyeti uygula-
masının Anadolu üniversitele-
rindeki sonucu ne olur bilmiyo-
mm. Amerika'daki mütevelli he-
yeti sistemini tercüme ederek
Anadolu'ya getirirseniz bu ol-
maz. Bunun yarunda birbirini
tanımayan, kultür düzeyleri bir-
birine uymayan kişilerin üniveT-
sitelerin başına getirümesi ne ya-
rar getirir bilmiyorum. Bunun
yararh olacağı kanısında deği-
lim.
r n ) Rektörü Prof. Dr. llhan
Kayan: ömrünü üniversitelere
adamış kişilerin üniversiteleri
idare edemedikleri var sayılıp dı-
şandan 6 kişilik bir grup sevk et-
mek ne derece doğru olur? özel
statülü üniversiteler ne getirecek
bilemiyorum. Bu universitelere
sağlanması düşunülen mali ko-
layhklar, mali serbestlikler bu-
gün için mevcut üniversitelere
sağlansa, üniversiteler gayet ba-
şanlı olurlar. Bizım bugün eli-
mix ayağımız pek çok sekilde
bağlı. O bağları çözseler başa-
nnz.
Yasa tasansı, pek çok öğretim
üyesi tarafından tepkiyle karşı-
landı. Istanbul Üniversitesi Siya-
sal Bilimler Fakültesi öğretim
üyesi Prof. Dr. Burhan Şenata-
lar, bu konudaki eleştirilerini
şöyle dile getirdi:
"Özel statülü üniversite for-
mölü, üniversitelerin cumhur-
başkanına bagunlı kılınması an-
lamına geliyor. Üniversiteleri bu
ölçüde devlet başkanına bağla-
yan bir sistem hiçbir Batı ülke-
sinde yoktur ve olması ia düşü-
•iiiemez. Rektörlerin cumhur-
başkam tarafından atanmasının
yarattıgı olutnsuz sonuçlar orta-
da iken bir de yonetim kurulu
iyeierinin devlet başkaoı tara-
fından atanması, üniversiteler
için daha da büyük sakıncalar
yaratacaktır. Bu girişimin nede-
•i olarak akla gelen başlıca ola-
sıtak belirli si>-asal goruşlerin
üiversiteieri daha kolay denet-
kmesiamacıdır."
Istanbul Üniversitesi Tıp Fa-
kültesi öğretim üyesi Prof. Dr.
Tiirkân Saylan da "Tepeden in-
me, birtakım hesaplara, siyasi
kararlara bağlı olarak üniversi-
te yasası çıkartılamaz" dedi.
Alt ve üst yapısı olmadan, si-
yasi amaçlı Üniversite kurulma-
sının o ülkenin üniversite yasa-
mını ve üniversite aracılığıyla ge-
lişmesini tamamen önleyeceğinı
vurgulayan Prof. Saylan, "Bu,
üniversiteyi ticari bir meta hali-
ne sokacakür. Kuşkusuz birbi-
rinden farklı üniversitelerin var
olması istenilen bir seydir. An-
cak Türkiye'nin her tarafına ser-
piştirikn 30'a yakın üniversite-
de en alt düzeyde eşit eğitim ve
öğretim sağlanamamışken bu
sekilde üst düzey üniversite açıl-
ması projesi çok düşündüriicü,
üzüciı ve yanlıştır diye düşünii-
yorum" diye konuştu.
Zeus Sunağı'na
gurbetçi destegi
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — Zeus Sunağı'nın
geri getirümesi için
başlatılan kampanyaya
Almanya'daki Türk
Dernekleri Koordinasyon
Kurulu araalığıyla 50"den
fazla Türk derneğinin de
katıldığı açıklandı. Bergama
Belediyesi'nden yapılan
açıklamada, "Zeus Sunağı
Bergama'mndır, geri
istiyoruz" imza
kampanyasına
Almanya'daki gurbetçilerin
de katılacağı belirtildi.
Türk Dernekleri
Koordinasyon Kurulu
Başkanı Hilmi Biçken,
Almanya'da imza
kampanyasını
surdüreceklerini söyledi.
Karun için yeni
adım
• ANKARA (AA) —
Karun Hazinesi'nin geri
alınması için açılan dava
devam ederken, Türk bilim
adamlan da yeni bir
girişimde bulunuyorlar.
Ord. Prof. Dr. Ekrem
Akurgal, Metropolitan
Müzesi'nde bulunan
"Karun Hazinesi"nin yeni
parçalan ile ilgili
incelemeler yapmak üzere
ABD'ye gıdecek. Prof.
Akurgal yapuğı
açıklamada, Metropolitan
Müzesi'nde bulunan ve
bilinen eserlerin dışında
Karun Hazinesi'ne ait
olabilecek eserlerin
saptanması için 4 kişilik bir
heyetle bu ay içinde
ABD'ye gideceğini söyledi.
'Antika talanına
devlet teşviki'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Mülkıyeliler
Birliği'nin 'Çarşamba
Konferansı'nda konuşan
gazeteci yazar Özgen Acar,
antika talanının devlet
eliyle teşvik edildiğini ifade
ederek "Devlet müzeleri
hadım edilmış, arkeologlar
toprak eşeleyen insanlar
haline donüşmüştür" dedi.
Türkiye'de her 500 kişiden
birınin define aradığını ve
ithal mah dedektorler için 6
milyar lira ödendiğini
anlatan Acar, "Bu kadar
çok dedektör olursa,
haftada bir define
kaçınlmadığına hayret
etmek gerekir. Yakm
gelecekte kaçıkçılar
Çankaya Koşkü'nde de
dedektörle eski eser
arayabilirler" diye konuştu.
SSK teşhis ve
tedavi merkezi
• SAMSUN (AA) —
Samsun'da, SSK tarafından
10 milyar lira harcanarak
650 yataklı teşhis ve tedavi
merkezi kurulacak. SSK
Hastanesi Başhekimi Op.
Dr. Arslan Çınar, teşhis ve
tedavi merkezinin
Karadenb Bölgesi'nde
büyuk bir ihtiyacı
karşılayacağını belirtti. Op.
Dr. Arslan Çınar, konuyla
ilgili olarak şunlan söyledi:
"Mevcut SSK hastanesine
ek bina yapılacak. Hastane,
teşhis ve tedavi merkezi
haline dönuştürülecek.
Projeler tamamlandı.
Binanın inşaatına mayıs ayı
içinde başlanacak!'
Soydaşların
entegrasyonu
• tZMİR (AA) —
Birleşmiş Milleıler
kalkınma programı ile İş ve
Işçi Bulma Kurumu'nun
birlikte yürüttuğu, "soydaş
entegrasyonu projesi"
çerçevesinde soydaşların
istihdamını kolaylaştırmak
amacıyla Türkiye'de ilk kez
İzmir'de soydaşlara yönelik
bir anket çalışması
başlatıldı. İş ve Işçi Bulma
Kurumu İzmir Bölge
Müdürü Aziz Taşkm yaptığı
açıklamada, kuruma bağlı
Izmir, Manisa, Uşak,
Aydın, Denizli ve Muğla'da
ikamet ettiği tahmin edilen
31 bin 151 soydaştan 12 bin
26'sının kuruma kayıtlı
olduğunu söyledi.
Gıdada tekel
denetimi
• ERZURUM (AA) —
Atatürk Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Gıda Bilim ve
Teknolojisi Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Hüsnu Yusuf
Gökalp, Türkiye'de gıda
kontrol mekanizmasının tek
elden yürütülmesi
gerektiğini söyledi. Prof.
Gökalp, Türkiye'de bugüne
kadar surdürülen gıda
kontrollerinin hatalı
yapıldığını ve bundan
dolayı istenilen sonuca
vanlamadığını, bunun da
kanşıklıklara neden
olduğunu ileri sürdu.