22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 6 ŞUBAT 1991 Mesut \ilmaz Rize'de • RİZE (Cumhuriyet) — ANAP genel başkan adaylanndan eski Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, kalabalık bir milletvekili grubu eşliğinde, partisinin Rize ve Trabzon il kongrelerine katılacak. Cuma günü özel bir uçakla Ankara'dan Trabzon'a gidecek olan Mesut Yılmaz'ın, 9 şubat cumartesı gunü Rize, 10 şubat pazar günu de Trabzon il kongrelerini izleyeceği belirtildi. Bu arada Trabzon ve Rize ANAP örgütlerinin Mesut Yılmaz'ı karşılamak için görkemli hazırüklar yaptığı öğrenildi. 'Banş treni' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Ankara'daki 21 demokratik kitle orgütünün oluşturduğu "Savaşa Hayır Platfonnu", Incirlik Üssü'nün kullanımına son verilmesi ve Adana'da savaşın etkilerini izlemek için 9 şubat cumartesı Ankara'dan Adana'ya "barış treni" kaldıracak. Platform temsilcileri aynca Ankara'da "savasa hayır mitingi" düzenlemek için bugün valiliğe başvuracaklar. Platformu oluşturan meslek kuruluşları ve dernekler tarafından dün yapılan basın toplantısında, "Bu savaş bizim savaşımız değü" denüerek halk, Türkiye'nin savasa sürüklenmesine karşı olmaya çağnldı. Roth'un ziyarederi • ANKARA (Cumhuriyet Börosu) — Avrupa Parlamentosu'nun "yeşil" üyelerinden Almanyalı politikacı Claudia Roth, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın inisiyatifiyle Kürt konusunun gündeme getirilmesinin sevindirici olduğunu belirterek "Kürdistan sorunu, yapılacak bir Ortadoğu konferansında mutlaka ele ahnmalı" dedi. Öğleden sonra SHP lideri Tnönü'yü ziyaretinde, savaşın insanlara ve çevreye büyük zararlar verdiğini söyleyen Roth, Alman kamuoyunun savasa karşı olduğunu ancak bunun "Saddamcüık oimadığını" söyledi. 2 dergiye toplatma • ISTANBUL (AA) — \ylık "Mücadele" ve "Odak" dergileri, yayın yoluyla bölucülük ve komünizm propagandası yaptıklan gerekçesiyle IDGM tarafından toplatıldı. Odak dergisinin, şubat ayı sayısında yer alan "Hulusi Sayın'ın öldürülmesi" başlıkh yazıda komünizm propagandası, Mücadele dergisinin ise Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer ile yapılan röportajda bölucülük yapıldığı iddiasıyla toplatıldığı bildirildi. Aşık, başkan • ANKARA (AA) — TBMM Jnsan Hakları Inceleme Komisyonu üyeleri dün görev bölümü yaptılar. Komisyon başkanlığına Trabzon Milletvekili Eyüp Aşık seçildi. Komisyon Başkan Yardımcıhklanna ANAP Gaziantep Milletvekili Mehraet Akdemir ile SHP Tunceli Milletvekil Orhan Veli Yıldırım seçildiler. Komisyon sözcülüğüne DYP Kahramanmaraş Milletveküi AtiUa imamoğlu getirilirken ANAP Aydm Milletvekili Mehmet YüzügüleT kâtip üye oldu. Muhalefet 'Kürtçeye sınırlı serbestlik' getiren yasa tasarısını eleştirdi 'Hiçbir değişiklik yok'tnönü Bu yasa ve halkın üzerindeki manevi baskı kalkmalıdır. Demirel Türkiye'de Kürtçe konuşan vatandaşlar da birinci sınıf vatandaştır. Işıklar Herhangi bir yenilik ve iyileştirme söz konusu değil. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Kürtçeye sınırlı serbes- ti getiren ve 2932 sayılı yasanın yurürlükten kaldırılmasıru ön- gören tasan, "hak ve özgürlük- ler açısından yeni bir şey getir- medigi, var olan durumu koru- dugu" gerekçesiyle muhalefet tarafından eleştirildi. SHP Ge- nel Başkanı Erdal İnönö, ANAP'ın yasağın kaldınlması konusunda "çok geç kaldıgıoı" soyledi. DYP Genel Başkanı Sü- leyman Demirel, 2932 sayılı ya- sanın "lüzumsuz" olduğunu be- lirterek "Bunu kaidırtacaktınız, bugiioe kadar niye durdunuz" diye sordu. HEP Genel Başka- nı Fehmi Işıklar da tasan için "Dag, fare dogurdu" dcğerlen- dirmesini yaptı. SHP Genel Başkanı tnönü, hukümetin 2932 sayılı yasayı kaldırmakta çok geç kaldığmı, ama bunun olumlu bir gelişme olduğunu söyledi. Partisinin TBMM grubunda konuşan tnö- nü, bu konuda kendilerinin da- ha önce girişimde bulunduğunu da hatırlatarak "Bize o zaman geregi olmayan, tamamıyla saç- rna suçlanudar yöoelttiter. Bun- lan bugün oalara habriaüyonıın ki )inn Medis'e gddigiıde bi- ze suçtama yöndtirlene vicdan- lan sızlasın. Bu yasa ve halkın üzerindeki manevi baskı kalk- malıdır' 1 dedi. DYP Genel Başkanı Demirel, hükümeti 2932 sayılı yasayı kal- dırma konusunda geç kalmak- la suçladı. Türkiye'de "Kürt azmkk" tabirinin kullanılrnasın- dan uzüntü duyacagını dile ge- tiren Demirel şöyle konuştu: BİÜM ADAMLARITASIAĞIDEĞERLENDİRDİ 'Dilin yasası olmaz'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Kürtçenin sınırlı olarak serbest bırakılmasını içeren 'Türkçenin resmi dfl olarak kullanılması' hakkındakı kanun tasarısı bilim adamlannca 'eksik' bulundu. Dilbilimciler ve yazarlar anadil kullanımının bir bütün olduğunu belirterek tasarımn genişletilmesi gerektiğini belirttiler. Konuyla ilgili değerlendirmelerini aldığımız dilbüimci ve yazarların görüşleri şöyle: Emin Ozdemir (Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu öğretim üyesi): Bir dilin dört boyutu vardır. Konuşma, yazma, dinleme ve okuma. Kişi bu kanallan bütün olarak kullanarak iletişim kurar. Nitekim, dilbilim, dilin okuma ve dinleme boyutlarını alıcı dilsel etkinlikler, konuşma ve yazma boyutlarını verici dilsel etkinlikler diye adlandınr. Anadili öğretiminde de bu 4 boyut birbiriyle iüşkisi ve bütünlüğü için de alınır. Bu bağlamda, anadili kullarumında bu dört boyutun bulunması gerekir. Prof. Dr. Şerafettin Turan (Dil Derneği Genel Başkanı): Benim kişisel göruşüm Kürtçeyi Türkçenin bir lehçesi gibi göstermenin bUimsel bir dayanağı yoktur. AtatUrk dil devrimıne gittiği haJde dili öngören bir yasa getirmemiştir. Dil yasalarla yönetilemez, yönlendirilemez ve engellenemez. Dilde yasaklama 82 Anayasası'mn getirdiği bir olaydır. Askeri rejimin bir siyasi takdiridir. Onun için askeri yönetimin getirdiği bu yasağın, ne bilimle ne Atatürkçülükle hiçbir alakası yok. O takdir kalktıktan sonra Türkiye, 1923'ten 1980'lere nasıl geldiyse, yine sürer. Ama Kürtçülükün ayn bir ideolojik ve siyasi yönü var. Dernek olarak görüş bildirmiyoruz. Ama kişisel görüşıîm şu: Atatürk dil ve dil devrimi için ne zorlayıcı bir yasa getirmiş ne de şu konuşulacak diye bir yasa önermiş. Her devletin bir resmi dili vardır. Kuşkusuz Türkiye'de resmi dilin Türkçe olması doğaldır." Prof. Dr. Mustafa Canpolat (DTCF Türkoloji Bölümü öğretim üyesi): Türkiye'de kullanılan 20 kadar dil var. Elbette bu dillerde yayınlar kasetler olabilecek demektir. Bu, Türkçenin resmi dil olarak kullanılmasına enget değıldir. Şu anki durumdan değişik bir ortam olacağı kanısmda değilım. Bu yasa taslagının tüm sorunları çözeceğini sanmıyorum. Bırtakım sorunlar ortaya çıkabilecektir. Bu yasaya göre, bu dillerden herhangi birinde bir gazete çıkanlması mümkün değil. "Türkiye'de 26 etnik gruptan gden IIWII1T vardır. Kendilerini TC vatandası saydıkları sürece bo devletin fertleridir. Türkiye^ de Kürtçe konuşan >atandaşlar da birinci sınıf vatandaşlardır. Türkiye'de bir Kiırt azınhğı söz konusu değildir." Muhalefet milletvekillerinin tasarıya ilişkin görüşleri şöyle: "Dag fare dogurdu" Fehmi Işıklar (HEP Genel Başkanı): "Dag fare doğurmuş- tur. 2932'ye ragmen yaşanan gerçekkrden çok daha geri bir •dırndır. Yaşam bu yasaklan da asacaktır. Öacelikle Kürtçe, ma- halli dil veya lebçe statüsünde sayıiamaz. Bu yaklaşun bilim dı- şıdır ve bugüne kadar surdürii- len inkârcı anlayışın bir devamı- dır. Daha birinci nuddede befir- tilen 'milli güvenliğin ve kamu düzeninin korunması' sözcükle- ri bugüne kadar döneme ve ki- şilere göre çok farklı yonımlan- mış ve bukukun temel ilkeleri- ne göre suç sayılmayacak eytem- ler, suç sayılabilmiştir. Keyfilik ve mugiaklık daha birinci mad- deden başlatıtmtştır. Tasanda herhangi bir yenilik ve iyileştirme söz konusu degil- dir. Bugüne kadarresmiideolo- jinin gereği olarak inkârcı, asi- milasyoncu, çagdışı anlayıs ve uygulamalar devam ettirilmek istenmektedir. Tasan, cevher dö- kümünden başka hiçbir anlam tasımamaktadır." Kemal Anadol (SBP Genel Başkan Yardımcısı): "Kürt dUi üzermde konan yasak Türkiye'yi demokratik bir ülke olma duru- mundan çıkanyor. Dünyadaki gelişmeler dil, din, inanma ve- ya inanmama özgürlüklerini her türlu yasağın üstüne çıkarmıştır. Bu tür sorunlann tek çözümü ise demokrasidir. En yakın ve somut örnek Bulgaristan'dır. Jivkov'un baskıcı ve asimilas- yoncu politikası Bnlgaristan'a dünya ölçüsunde çok büyük za- rar vermiş, daha sonra Bulgaris- tan'a çoğulcu demokrasi gelin- ce, oradaki Türk sorunu çözüm- leomiştir. Bugün Butgaristan'da Türkçe tamamen serbesttir. Türklerin çogunlukta olduğu Demokratik Hak ve Özgüriük- ler Partisi 200 bini Türkçe, 50 bi- ni Bulgarca 250 bin lirajlı gaze- te çıkarmaktadır. Bulgaristan- daki Türklerin durumunu dün- yaya kötü örnek diye tanıtan Türkiye'nin kendi ülkesindeki Kürtlerin kiuıliklerini, dilini ve insan haklannı çifte standart bir uygulamayla gözardı etmesi Türkiye'deki demokrasiyi tartı- şılır hale getinnektedir." Kimliğe katkı degü Cumhur Keskin (SHP Hak- kâri Milletvekili, PM üyesi): "2932 sayüı yasanın yürürlük- len kalduılmasından sonra yapı- lan bu düzenlemeyle Kürtçe yi- ne bir eğitim dili değildir. Top- lantı ve gösterikrde yine bir an- laum aracı değildir. Yasa tasa- nsının getirecegi uygulama, Kürtlerin kültürej kimliğine bir katkı getinniyor." Mahmut Alınak (HEP Kars Milletvekili): "Kürtçeyi serbest bırakacagını söyleyen Özal yö- netimi, Kürt halkı, uluslararası demokratik kamuoyu ve AGİK ülkeleri huzurunda bir defa da- ha komik duruma düştü. Çün- kü Kürtçe üzerindeki yasaklar agır para cezalan ve hapis ceza- lan Ue devam ediyor." Uygulamayı yansıtiyor Mehmet Ali Eren (HEP ts- tanbul MUletvekiU): "Kürtçe ko- nuşma yasagının kaldınlmasuu öngören hükümet tasansı, fiilen uygulanamaz durumda olan 2932 sayılı yasaya yaptınmlar bakımından işlerlik kazandır- mak amacını taşımaktadır. Ta- sannın 2932den tek farklı yanı, uygulamayı yansıtmasıdır. Tasa- nnın Ortadoğu'daki son geliş- melerden sonra aielacele Mec- lis'e sunulması anlamlıdır. Tasa- n Kürtçeyi mahalli bir dil, leh- ce duzeyinde degerlendirmekte aslında bugüne kadar bu konu- da ileri sünılen resmi tezlere uy- gun düşmektedir. Sadece anadil konuşma serbestisi tanımak, Kürt kültürel kimliğipin tanım- lanması anlamına gelmemekte- dir. Bu tasan ile Kürt halkını kandıracaklannı, Kürt toplum- sal muhalefetini etkisiz hale ge- lirebileceklerini sananlar yanıl- gı icindedirier. " tnönü, Cindoruk ve Özdemir "Laiklik-Demokrasi-Barış" oturumunda konuştular 'Bugün siyaset dinselleştfSHP Genel Başkanı tnönü, "Teokratik düzen özlemlerine herkes karşı çıkmahdır" diye görüş belirtirken DYP Genel Başkan Yardımcısı Cindoruk, Paris Antlaşması'nı imzalayan ülkemizde 163. madde benzeri yasakların bulunamayacağını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Laiklik ilkesinin anaya- sada yer alışının 54. yılı üniver- site ve demokratik kitle örgüt- lerinin düzenlediği toplantılarla kutlandı. Çağdaş Yaşamı Des- tekJeme Derneği'nin laiklik - de- mokrasi - barış konulu oturu- munda konuşan SHP Genel Başkanı Erdal tnönü teokratik düzen özlemlerine herkesin kar- şı çıkmasını istedi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hüsamettin Cindoruk ise Paris Şartı'nı im- zalayan bir ülkede düşünce ve inanç özgürlüklerine getirilen yasakların bulunamayacağını vurguladı. Devlet Bakanı tbra- him Özdemir de din ve vicdan hürriyeti tanıyan Fatih'in Abra- ham Lincoln'den daha demok- rat olduğunu söyledi. Dernek Başkanı Dr. Demet Işık yaptığı acış konuşmasuıda, bugün cumhuriyetin hiçbir dö- neminde olmadığı kadar siyase- tin dinselleştiğini, teokratik dü- zen özlemcilerinin iktidann da desteğiyle urmanışa geçtiğini, devlette kadrolaştığını, güvenlik ve yargı güçleri üzerinde etkin olmaya başladığını belirtti. tnönü, demokrasi ve laikliği birlikte yürüten tek Islam ülke- sinin Türkiye olduğunu, ancak bazı kesimlerin dini kullanarak politika yaptıklarını, komşu ba- zı ülkelerin petrol zenginliğini kullanarak kendi dini rejimleri- ni Türkiye'ye ihraç etmek iste- diklerini vurguladı. tnönü ko- nuşmasını şöyle sürdürdü: "Demokrasi ve laiklik beraber yüriiyebüir. Bunu başarmak biz- lere düşüyor. Çağdaş, demokrat ve tslam olarak yaşayabiliriz. Basit yasaklar ve korkutmalar- la hiçbir yere vanlamaz. Bu ne- denle 163. maddenin kaldınl- masını istiyonız. Yasaklar koy- mayacağız, ama yanlışlann da tnönü, Ertuğrul Günay, tbrahim Özdemir, Hüsamettin Cindoruk- Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin oturumunda. yanlış olduğunu soyleyecegiz." Cindoruk da laikliğın bir dev- let kuralı olduğunu, köktenci dinci akımlann demokrasi için- de bile olsa bu kuralla uyusama- yacaklannı, ancak laikliği savu- nurken samimi, dindar vatan- daşlann mançlarına saygı göste- rilmesi gerektiğini belirterek, te- okratik akımlarla demokratik kurallar içinde mücadele veril- mesi gerektiğini söyledi. Özdemir de partisi adına yap- tığı konuşmada, halkırruzın yüz- de ^ m ı n Müslüman olmasına karşın teokratik düzen isteyen- lerin çok azınlıkta olduklarını, iktidar partisi olarak ANAP'ın böyle bir yapılaşmaya yardımcı olduğu şeklindeki suçlamalann gerçekle ilgisi bulunmadığıru be- lirtti. Prof. Mustafa Altıntaş'ın yö- nettiği otunımun öğleden son- raki bölümünde ise gazeteci Ok- tay Ekşi, UIBÇ Gürkan, gazete- miz yazan Uğur Mumcu, Altan Oymen ve Variık Özmenek ko- nuşarak laiklik - demokrasi ve banş konusundaki görüşlerini behrttiler. Mumcu konuşmasında, "Türkiye nasıl oldu da laik bir Atatürkçü devletten Nakşiben- di devletine kaydı" dedi. Mumcu, ANAP hükümetinin kurulmasından birkaç gün son- ra daha güvenoyu bile almadan Albaraka Türk ve Faisal Finans adlı şirketlerin oluşturulduğunu söyledi. Mumcu, tslam Kalkın- ma Bankası'nın vergi muafıye- tinden yararlanmasını eleştire- rek, "Bu kapitülasyonlar neden" diye konuştu. Türk Kadınlar Birliği'nin dü- zenlediği "Türk Devriminin Te- meü Laiklik" konulu panele Ça- lışma ve Sosyal Güvenlik Baka- nı tmren Ayknt, Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol konuk ko- nuşmaa olarak katıldılar. Ana- yasa Mahkemesi Başkanvekili Yekta Güngör Özden'in yönet- tiği panelde DTCF öğretim üyesi ve Dil Derneği Başkanı Prof. Şe- rafettin Turan, Marmara Üni- versitesi Ilahiyat Fakültesi öğre- tim üyesi Yaşar Nuri Öztürk ve ODTU öğretim üyesi ve Ata- türkçü Düşünce Derneği Genel Sekreteri Gürbüz Tüfekçi ko- nuşmacı olarak katıldılar. Özden, otunımun açılışında yaptığı konuşmada, laiklik ilke- sinden ödün verilemeyeceğini belirterek, "Kim laiklik Ukesi konusunda kuşkuya düşüriicü bir şey söylerse inanmayın. Çün- kü ister yasalarla degisiklikler yapılsın. ister laiklik Ukesinden ödün verecek şekilde anayasada degisiklikler yapılsın, bunda ba- şanlı olunamayacaktır" dedi. Imren Aykut ise laiklik kar- şıtlanna karşı verilmesi gereken mücadelenin dün olduğu gibi bugün de, yann da devam ede- ceğini kaydederek, "Laiklik düş- manlannı iyi tanımalı, giderek gelişen özgür ve çağdaş Türki- ye'yi onlann karanlık emellerin- den konımahyız. Özellikle bn mihraklartn gençlerimizin taze beyinlerine girmesine imkân ve fırsat vennemeliyiz" dedi. Akyol da dini yobazlığa alet etmenin tslamiyet'e ihanet oldu- ğunu belirterek, "Aynmcı biz- den değildir diyen bir dinin mensubuyuz. tslam dini akıl di- nidir. İslamı kendi emellerine ve ihtiraslanna, softalık ve yobaz- lığa aracı yaparak sırurlandır- mak isteyenler var" dedi. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA SHP Tabanı Son Gelişmeleri Izliyor... SHP ve onun lideri Erdal İnönü'ye karşı bu hınç, öfke niye? Kimi çevreler neredeyse işsizliği, pahalılığı, enflasyonu, peşi sıra gelen zamları, Saddam'ın Kuveyt'i işgalinj, Körfez savaşının faturasnı SHP'ye ve onun Genel Başkanı İnönü'ye çıkaracak. Eski SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal'ın, de- lega seçimleri öncesi mesajından yola çıkanlar "İşte SHP parçalanıyor" diyerek, zil takıp oynayacaklar. Oysa Türkiye'nin gündeminde SHP'nin Körfez savaşına ilişkin izlediği barışçıl politikasını eleştirmekten öte daha önemli konular var. Kimse bu gerçeği görmek istemiyor, gös- terilmek istenince de gözJerini kapıyor. Grevler, Bakanlar Kurulu kararıyla 60 gün ertelendi. Zon- guldak'ta 45 bin taşkömürü işçisinin geleceği bir çırpıda unu- tuldu. Ama kimse çıkıp bu konuda konuşrnuyor. Ulusal güvenlik adı altında yapılan anti-demokratik uygulamalara kimse bir şey söylemiyor. Deniz Baykal, SHP'de çok erken başlattığı iç hesaplaş- madan gelecek için nasıi umut taşıyorsa, ANAP da sosyal demokratların bölünüp parçalanmasına o denli sıcak bakı- yor. Kimi ANAP milletvekilleri çok kızdıklan Baykal'a şimdi alkış tutuyor. SHP Meclis Grubu'nda dün İnönü, kısa ama öz bir ko- nuşma yaptı. Viyana'da toplanan Sosyalist Enternasyonal- de SHP'nin Körfez savaşına ilişkin politikasının destek gördüğünü anlattı. Grup toplantısında Deniz Baykal da var- dı. Önceden belirlenen gündemde Baykal'ın konuşmayacağı görüldü. Gündem bittiğinde ise PM üyesi İsmail Cem söz istedi. Ancak, Hasan Fehmi Güneş gündem kapandığı için Cem'e söz vermedi. ^ " • ^ " " " ~ ~ * ~ ^ ^ ~ SHP Meciis Gru- Baykalcı ekipten olup bunda niçin, neden J . konHi çor/m konuşmadı Deniz o a Kenai SGÇim Baykai? çevresınde sıfırı Biz bu soruyu bir tÜketmİŞ 0İ3P kİmİ SHP üst düzey yöne- H l t k İ l l İ ticisine sorduk ve şu yanıtı aldık: Şş - Deniz Bey,gaze- gizlemek 'taban elden telere, dergilere konu- «/ vy/wOr ' hoı/ooın/ şuyor, partinin yetkili y'O/yor navaşini organiannda ise su- yaratmamak ıçın şu suyor... . yönteme SHP Parti Meclisi- h a s v u r u v Q r l a r nin Körfez pcJitikasına DaşyUJUyOTmr. ilişkin aldığı kararı bir — InODU İle DU kez daha Meclis gru- yÜrÜmOZ... bunda okudu Inönü. /-V/oo hlinun tft Üder V6 g P /7e/77 O6 ÜlŞta eklenİVOr SHP'nin Körfez buna- / l.m.başlad.ğ.ndanbe- OİUVOr. Üder foo ri iziediği tutumun, ShfP yönetiminin kişisel bir yönü olma- fa dığını, partinin yetkili organlarında tartışılıp pekiştirikjigini belirten Inönü şöyle dedi: — Bizim politikalanmız günlük değil, ülkenin geleceğine yönelik tutarlı politikalardır. Türkiye'de bugün bazı yetkilile- rin savaş çığırtkanlığı yapmalarına karşın, Türkiye'nin sava- sa girmemesinde partimizin izlediği poiitikanın büyük katkısı vardır. Eski SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal'ın partisinin yet- kili organlarmda konuşmaması kendi tabanında eleştiritere - neden oluyor. Son kurultayda Baykalla birlikte hareket eden bir milletvekili şöyle diyor: — Deniz Bey, deneyimli bir poliiikacıdır. Ancak son çıkışı ANAP'ın işine yaramıştır. Sayın Baykal, bizi de kendi taba- nımızda güçlüğe itmiştir. Hele bir milletvekili arkadaşımızın tavrı, kendi seçim bolgesinde eleştirilere yol açmıştır. Böyle konuşmalar bizi örgütte çıkmaza sokuyor. İnönü'ye ve onun ekibine 'kızarak politika yapmak, bize yarar değil, zarar sağlıyor... Baykalcı ekipten olup da kendi seçim çevresinde srfın tü- ketmiş olan kimi milletvekilleri şaşkınlıklarını gizlemek, 'ta- ban elden gidiyor' havasını yaratmamak için şu yönteme başvuruyortar: — İnönü ile bu parti yürümez... Oysa bunun tam tersi oluyor. üder İnönü ve SHP yöneti- minin izlediği politika hem ülke içinde hem de ülke dışında destekleniyor. Fransız Sosyalist Partisi'nin uluslararası ilişkiterden sorum- lu Genel Sekreter Yardımcısı, dün SHP'li yöneticilerie ko- nuşurken şöyle diyordu: — Türkiye savaşı balkondan izliyor. Savaş balkonun al- tında geçiyor. Sizın konumunuz, fıili olarak balkondan atla- yıp savasa katılmamayı gerektiriyor SHP'nin dış politikası kimi çevreleri bu nedenle tedirgin ediyor. SHP'nin puan toplaması, Sosyalist Enternasyonai : de Inönü'nün konuşmasının destek görmesi, parti içi mu- halefeti de harekete geçıriyor: ' — Tabanımız elden kaçıyor, ne yapıp yapıp öne geçelim... Baykal ve arkadaşlan, "alternatrf proje paketi" oluşturduk- larını söyleyip atağa geçince de, ANAP'ın destekçileri elle- rini ovuşturuyor: — Aslan Yağızoğlan, sen SHP'nin liderliğine, başbakan- lığa layıksın... Böylece SHP'ye ve lideri İnönü'ye bir hınç ve öfke başlıyor... Bu gelişmeleri sosyal demokrat taban ilgiyle izliyor. 20 şu- batta başlayacak delege seçimlerinde göreceksiniz neler olacak. O suskun taban, politikayı kişisel çıkarları için kul- lananlara nasıl yanıt verecek. Göreceksiniz... P A B T İ L E B D E N Asiltörk, Taşar9 ! suçladı ANKARA (UBA) — Refah Partisi Genel Sekreteri Oğuzhan Asilturk, hukümetin, din adamlanru işine geldiği gibi kullandığını ve bunun dillerden düşürülmeyen laiklikle de bağdaşmadığını öne sürdü. Asilturk, bazı imamlan eleştiren Devlet Bakanı Mustafa Taşar'ı, Semra Özal'a özenmekle suçladı. Bakan Mustafa Tasar'ın 'Bazı imamlar milleti yanlış yönlendiriyorlar' sözleriyle başlayan eleştirilerinden uzüntü duyduğunu belirten RP Genel Sekreteri Asilturk, 'Kendilerine milliyetçiliği muhafazakârhğı yakıştıranlann hedef aldığı kitle giderek genişliyor. Şimdi imamlan hedef almaya başladılar. Neymiş efendim, bazı imamlar cemaati, milleti yanlış yönlendiriyormuş " dedi. Aren, 'Incirlik kapatılsııf ANKARA (ANKA) — Sosyalist Birük Partisi (SBP) Genel Başkanı Sadun Aren, Incirlik Üssü'nün müttefik güçlere kullandınlmasının, savaş sonrasında Arap ülkelerinin Türkiye'yi düşman olarak gönneleri için yeterli neden olduğunu belirtti ve Incirlik'in, yabancılann kullanımına kapatılmasııu istedi. Pamulcbanlc Bizim Kredi ile kayak ve tenis şimdi çok Jcol Avrupadan daha ucuza. YAIC'91 modelleriyle. GÜNGÖR ELEKIRO TEKNİK SASAYİ VE TİC. LTD. ŞİŞÜ Halaskargan Cod T*(:I3I6S26 ÇİFTEHAVUZLAB Bagdal Cad Trt:343 90 98 No 332/1 İSTANBUl Fax UM174 No . 228/B KADHCÖY/tSIANBUl Fo» : 143 84 03 DEN t ŞİMDİ ALINIR.«
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle