Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 6 ŞUBAT 1991
'ACIYA SON' DEDt — 43 yıllık yaşamının tam 29 yılını de-
mir bir cendere içinde geçinnek zorunda kalan Rosarina Benzi
ölme hakkını aldı ve öldii. 14 yaşında kas erimesinden alele
mahkûm olan Benzi, öliim bakkını elde edebilmek için yıl-
larca ugraştı. (Fotograf: AP)
Türkiye ile
federasyon
ATİNA (AA) — Yunanistan
Başbakanı Konstantin Mitsota-
kis, Türkiye ile Ulkesi arasında
bir federasyonun mümkün ol-
madığını belirterek Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal'ı "birbirine
benzemeyen şeyleri kıyaslamaya
çalışmakla" suçladı.
Mitsotakis, dün gece Oavos
dönüşü Atina'ya uğrayan Kıhrıs
Rum yönetimi lideri Yorgo Va-
siliu ile görüştü. Görüşmede Va-
siliu, Davos'taki temasları, Mit-
sotakis ile Dışişleri Bakanı An-
donis Samaras'ın ABD, Mısır ve
Suriye'deki temaslan hakkında
bilgi verdi.
Her iki lider de Körfez sava-
şından sonra Kıbns ile ilgili Bir-
leşmiş Milletler kararlannın uy-
gulanması konusundaki umut-
larını da dile getirdiler.
ESKİ AKRABALAR — Jackie Kennedy Onassis, Senatör Ed-
ward Kennedy ile bir kiitüphane projesi için bir araya geldi.
Senatörie eski gelin Jackie'nin oldukça neşeli ve samimi ol-
duğu toplantıya Jackie Kennedy Onassis'in John Kennedy'-
den olma kızı Catharine de katıldı. (Fotograf: AP).
Depremde ölü
sayısı: 1500
KABİL (AA) — Afganistan
ve Pakistan'ın kuzeyini etkisi al-
tına alan Hindikuş dağlarında-
ki depremin, iki ülkede en az
1500 kişinin ölmesine yol açtığı
sanılıyor.
Afganistan'da kurtarma ça-
lışmmalannı yürütmekle görev-
lendirilen özel komisyonun baş-
kanı Mahmut Baryali, cuma
günkü depremde en az 1000 ki-
şinin hayatmı yitirdiğini ve çok
sayıda kişinin de evsiz kaldığını
açıkladı.
Pakistan'ın kuzey batısında
Afganistan sınınndaki bölgeler-
de, çok sayıda köyün dağhk ol-
ması ve yollarmın karla kaplı
bulunması yüzünden felaketin
boyutlannın daha da artmasın-
dan endişe ediliyor.
AÇLIK GREV İ — Şili'de yasayan yaşlı Alman göçmenler,
yaşadıklan koloninin hiikümet tarafından dağıtılmasını pro-
testo etmek amacıyla açiık grevine basladılar. 4 gün önce greve
başlayan göçmenler hiikümet kararından vazgeçene dek ey-
lemlerini sördörecekler. (Fotograf: AFP)
HABERLERIN DEVAMI
Bush'tanRafsancaniVe ret Bomba•^ Dıs Haberier Servisi — Kör- si.
Dış Haberier Servisi — ABD
Başkanı George Bush, tran
Cumhurbaşkanı Haşimi Raf-
sancani'nin Körfez savaşının so-
na erdirilmesi için yaptığı arabu-
luculuk önerisıni reddetti. Dün
Rafsancani ile görüşen Cum-
hurbaşkanı Tnrgut Özal'ın
Bush'a, "tran'ın önerisinde so-
mut noktalar yok" görüşünü
aktardığı kaydedildi. Sovyet Dı-
şişleri Bakan Yardımcısı Akk-
sandr Belogonov, barış önerisi-
ni görüşmek üzere Tahran'a git-
ti.
tran Cumhurbaşkanı Rafsan-
cani, önceki gün yaptığı açıkla-
mada, Körfez savaşının sona er-
dirilmesi için diplomatik giri-
şimlere hazır olduğunu ve Bağ-
dat yönetimine bir mesaj gön-
derdiğini belirterek Saddam Hü-
seyin ile de görüşebileceğini
açıklamıştı. Rafsancani ayrıca
"Eger banş için gerekliyse Ame-
rikalılarla görüşmemiz mantık-
lıdır" ifadesini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanı Özal, "ara-
buluculuk önerisi" ile ilgili ola-
rak dün Rafsancani ile bir tele-
fon görüşmesi yaptı. Özal'ın gö-
rüşmede, "Irak'ın Knveyt'i tah-
liye etraesi. BM Güvenlik Kon-
seyi kararlarına uyması >e Ku-
veyt'in meşnı hükıimetinin işba-
sına dönmesi" koşuluyla Iran
Cumhurbaşkanı'mn son girişi-
mine yardımcı olmaya hazır ol-
duğunu söylediği bildirildi.
Ozal daha sonra Rafsancani
ile yaptığı görüşme konusunda
telefonla aradığı ABD Başkanı
Bush'a bilgi verdi. Özal'ın
Bush'a, "tran'ın banş önerisin-
de somut noktalar bulunduğu
izlenimi edinmedigini" söyledi-
ği kaydedildi. Özal, Bush'tan
sonra Katar Emiri Şeyh Halife
bin Hamad el Tani ile de bir te-
lefon görüşmesi yaptı.
Bush'tan ret
ABD Başkanı Bush, dün bu
görüşmelerin ardından düzenle-
diği basın toplantısında, tran-
ın arabuluculuk önerisini kabul
etmediğini söyledi. Bush,
"Türkiye Cumhurbaşkanı Tnr-
gut Özal ile görüştüm. Bu öne-
ride özgün hiçbir şe\ vok" de-
di. ABD Başkanı, Saddam Hü-
seyin'in BM kararianna uyma-
yı reddettiği için Irak lideriyle
görüşecek bir şeyi olmadığını
ifade etti. Bush, "Saddam şu ve-
ya bu şekilde BM kararianna
uyacak ve Kuveylten çekilecek-
tir" diye konuştu.
Rafsancani'nin planı
İran Cumhurbaşkanı Rafsan-
cani'nin Irak Devlet Başkanı
Saddam Hüseyin'e 7 maddeli bir
tasarı gönderdiği bildirildi.
Londra'da yayımlanan Savt El-
Knveyt International adlı bir
Kuveyt gazetesinde yer alan ha-
berde, söz konusu 7 maddeli ta-
sarının, İran Devlet Başkanı'nın
bir süre önce Tahran'ı ziyaret
eden Irak Başbakan Yardımcısı
Saadun Hammadi'ye verdiği
mesajda bulunduğu belirtildi.
Gazete bu konudaki haberini
Iran'daki iyi haber alan kaynak-
lara dayanarak verdi.
Rafsancani'nin Irak Devlet
Başkanı Saddam Hüseyin'e gön-
derdiği 7 maddeli tasarı şunlan
öngörüyor:
• Irak'ın, İran'm dini lideri
Hameney'in Saddam Hüseyin'e
yaptığı, Kuveyt'ten çekilmesi ko-
nusundaki çağnsmı kabul etme-
si.
• Daha sonra Hamaney'in,
Rafsancani'nin ya da diğer Arap
ülkeleri liderlerinin Bağdat'a gi-
derek taraflara barış çağnsı yap-
ması.
• İran'm ABD'yi ve bölgede-
ki diğer Batılı ülkeleri, Irak'ın
Kuveyt'ten çekilmesiyle aynı an-
da Körfez'i terk etmeleri konu-
sunda ikna etmek için elinden
geleni yapacağı... Bölgeye lsla-
mi güçlerin daha sonra nakledil-
mesi...
• Körfez ülkelerinin yanı sıra
bazı Islam ülkelerinin katılaca-
ğı bir komite kurulması ve Irak-
Kuveyt anlaşmazlığının görüşül-
mesi.
• Savaştan etkilenen bölgele-
rin yeniden imarı amacıyla kul-
lanılmak Uzere İslami bir fon
Arap ağırlıklı modelUFUK GÜLDEMİR
WASHINGTON— ABD Sa-
vunma Bakanı Dick Cheney,
önceki gün madenciler kongre-
sinde yaptığı konuşmada, savaş
sonrasında Körfez güvenlik re-
jimi için Arap ağırlıklı bir mo-
del düşünüldüğünü açıkladı.
Cheney, Suudi Arabistan ve Mı-
sır'ın, bu modelin başroldeki
oyuncuları olacağını söyledi.
Tüm dünya bir süreden beri
Körfez savaşının uzun vadeb' so-
nuçlan konusunda kaygılı bir
bekleyişe girmiş durumda. Sava-
şın genişleme tehlikesi canlılığı-
nı koruduğu için "savaş sonrası"
henüz tam olarak gündeme gir-
miş değil. Ancak Cheney'in bu
açıklaması Washington'un kafa-
sında savaş ertesi için bazı dü-
şüncelerin şekillenmeye başladı-
ğmı gösteriyor. Cheney'in ver-
diği bilgiler göz önünde tutula-
rak savaş ertesi Körfez güvenlik
rejimi konusuna baküdığında
şöyle bir manzara ortaya
çıkıyor:
1) ABD Dışişleri Bakanı Ba-
ker, geçen ağustosta ABD'nin
kriz sonrasında böJgede bir mik-
tar askeri güç tutabileceğini söy-
lemisti. ABD Başkanı Bosk'un
da bu konuya ışık tutan açıkla-
maları oldu. Bush, "Körfez'de
gerektiginden bir gün daha fazla
kalmayacağız" diye söz verdi.
Ama bu, savaş ertesinde Kör-
fez'de hiç Amerikan askeri bıra-
kılmayacağı anlamına da gelmi-
yor. Bir kere, ABD Körfez'de
1948'den beri askeri güç tutuyor.
O halde, Irak ile girişilen kanlı
bir savaş sonrasında geride hiç
asker bırakmadan Körfez'den
çekilmesini beklemek güç.
Bu durumda, "saraş sonrası"
Körfez güvenlik rejimirrin ayak-
larından birisini, ABD'nin geri-
de bırakacagı askeri gücün oiuş-
turacağı anlaşılıyor. Nitekim
ABD Savunma Bakanı Cheney,
önceki günkü konuşmasında bu
konuda "Bizün Körfez'deki ro-
liimüz, dostianmızın bizden ne
ölçüde katkı istediği ile de ilgi-
li. Suudi Arabistan git diyene
kadar kalacağız" dedi.
2) Savaş sonrası güvenlik re-
jiminin bir diğer ayağını da böl-
gesel güvenlik ve işbirliği anlaş-
masının oluşturacağı anlaşılıyor.
Asünda Körfez'de öteden beri
böyle bir örgüt vardı. Kısaca
"KİK" diye anılan Körfez İşbir-
liği Konseyi, teoride, Körfez ül-
kelerini dış tehditlere karşı ko-
rumak üzere oluşturulmuştu.
Bu konseyin zaman zaman esp-
ri konusu da olan simgesel bir
askeri gücü vardı.
Kuveyt'in kolayca işgali KİK-
in askeri gücünün durumunu
gözler önüne serdL ABD Savun-
ma Bakanı Cheney'in madenci-
ler kongresinde yaptığı konus-
mada verdiği bilgilere göre ABD
savaş ertesinde, "bölgedeki bel-
li başlı Arap ülkelerine dayalı bir
güvenlik rejimi oluşturulmasına
yardımcı olacak ve Arap dünya-
sındaki Suudi Arabistan ve Mı-
sır gibi kilit dostlarımn savun-
ma yetenekJerini güçlendirmek
için çaba gösterecek."
Bu, üç anlama geliyor: Birin-
cisi, NATO benzeri değil, KİK
benzeri bir güvenlik örgüt u he-
deflenebileceğini gösteriyor.
İkincisi, yeni KİK'in eskisi gibi
simgesel bir askeri güçten daha
ilerde bir güce sahip olmasının
arzulandığı anlaşılıyor Eski
KİK'in güdük bir askeri güçle sı-
nırlı olmasının nedenlerinden
birisi de İsrail lobisinin Kongre
üzerindeki etkisi idi.
ABD'nin bu yüzden İsrail'e,
Körfez'deki Amerika yanlısı
Araplann modern silahlara ka-
vuşmasına engel olmaması için
telkinlerde bulunacağı anlaşılı-
yor. Üçüncüsü de ABD'nin ye-
ni KİK içinde aktif bir rol oyna-
yabileceği ortaya çıkıyor.
İki daire ve Türkiye
3) Bu yüzden de Körfez gü-
venlik rejiminin merkezi ülkesi-
nin Suudi Arabistan olacağı an-
laşılıyor. Suudi Arabistan, aynı
zamanda, Körfez savaşından
"asker bir ulus olduğunu
kanıtlamış" olarak da çıkaca-
ğından, yeni KİK'in lıderliğini
üstlenmesi uzak bir olasılık ola
rak görülmüyor.
Mısır yönetimi, elbette böyle
bir riskin karşılığını hem Ame-
rika'dan hem de Araplardan ala-
cak. Buna karşıuk da içerde ar-
tan tepkilerle bir arada yaşamak
zorunda kalacak. Körfez'deki
bu nazik durum nedeniyle
ABD'nin bu önemli bölgenin
"istikrannı" tek bir taşa dayan-
dırması güç. Bu da şöyle bir for-
mul doğmasıyla uç veriyor:
Birisi Mısır ve Araplardan
oluşan iç daire. Diğeri de Tür-
kiye'nin de dahil olduğu, Arap
olmayan Ortadoğululardan olu-
şan dış daire. İç ve dış daire ara-
sında bir organik ilişki bulun-
ması gerekmiyor. Hatta Araplar
böyle bir ilişkiye tepki bile gös-
terebilir. Ancak Türkiye'nin, iç
dairede yer alan Amerika yan-
lısı monarsilerin korunması için
ABD gözünde önemli bir taş
olarak sivrileceği yadsınmıyor.
Dış dairede yer alan bir başka
ülke de tran. Ancak İran ile Su-
udi Arabistan arasında önemli
çelişkiler var. Suudi Arabistaniın
Iran-Irak savaşında Irak'ı des-
teklemesi belli korkulara daya-
nıyordu. İranlılar da bunu unut-
muş değil.
Özetle ABD'nin Körfez için
üç boyutlu bir güvenlik şemsiye-
si düşündüğü anlaşılıyor. Birin-
cisi, bölgede kalacak Amerikan
askeri gücü. tkincisi, Mısır ve
Suudi Arabistan'ın önderliğin-
deki iç daire. Üçüncüsü de
Türkiye'nin de bulunduğu dış
daire.
Iran inisiyatif kazanıyorANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Körfez savaşı sonrasın-
da bölgedeki yeni düzeni belir-
lemek üzere kurulacak 'masa-
ya" Türkiye'nin de oturması
yönündeki girisimler Türk ve
Batılı diplomatlar arasında
farklı yorumlara neden oluyor.
Türk diplomatlan, Türkiye'-
nin Ortadoğu ülkeleri ile ilişki-
lerindeki iç dinamiklerin ABD
tarafından yeterince kavTanma-
dığını savunurken, Amerikan
diplomatlarınm görüşü, Anka-
ra'ya "Tahranı dengeleyecek"
bir rol verilmesi yönünde.
Cumhurbaşkanı Turgnt
özal'ın Ortadoğu'da yapılacak
banş görüşmelerinde Türkiye'-
nin de söz sahibi olması için
başta ABD olmak üzere Batılı
ülke yetkilileri ile yaptığı temas
ve pazarlıklar, Türk diplomatik
çevrelerinde bazı kuşkulara yol
açıyor.
Washington ve Londra'nın
Türkiye'ye belirli roller empo-
ze etmek isterken, Türk-Arap
ilişkilerinin geçmisini yeterince
kavramadığı kaydediliyor.
Amerikan diplomatlan ise bu
kuşkulara yanıt olarak "Arap-
hınn Türidye'ye biiyük bir sem-
pati beslemedigini biliyonız.
Ancak bölgede askeri ve ekono-
mlk gücü reddedileraeyecek
olan Türkiye, özellikle Arap ol-
mayan bir ülke olarak Iran'ı
dengelemek açısından ideal
konumda" görüşünü savunu-
yorlar.
Türk diplomatlaıının, savaş
sonrası "masada" yer kapılma-
sına yönelik beklentiler konu-
sundaki değerlendirmeieri özetle
şöyle:
1- Türkiye'nin üslerini Ame-
rika'ya açmak suretiyle Körfez
savaşına doğrudan taraf olma-
sı birçok Arap ülkesinde rahat-
sızlığa yol açtı. Bu gelişme An-
kara'ya yönelik geleneksel kuş-
kuları arttırdı ve Ankara'nın
bölgede Amerika'nın izniyle ha-
reket ettiği yolundaki görüşleri
pekiştirdi. Sanılanın aksine,
Türkiye'nin Ortadoğu'da özel-
likle Batı'run istediği türden bir
rol oynaması bölge ülkelerince
istenmiyor. Körfez savaşı son-
rası "masaya" oturması duru-
munda Türkiye'nin rolünün,
"Kürt emelleri" ni dizginleme-
nin ötesine geçmesi beklenmi-
yor.
2- Ankara'nın Ortadoğu'ya
yönelik "ihtiyatlı" politikasını
terk ederek kendisini bir Arap
ülkesine karşı Amerika için bir
"askeri sıçrama tahtası" konu-
muna sokması, Türkiye'nin
bölgedeki kredibilitesini kökün-
den sarstı.
Körfez savaşında tarafsız kal-
ması nedeniyle İran, bugün ba-
nşa yönelik olarak olumlu bir
rol oynayacak duruma gelirken
Türkiye bu yöndeki inisiyatifi-
ni yitirdi. Bugün Türkiye'nin
arabuluculuk yönünde oynaya-
bileceği bir rol kalmamıştır. Oy-
sa Ankara'nın geleneksel tutu-
mu ile ilerlenseydi, Türkiye bu-
gün banş girişimlerinde öncülük
edebilir ve bölge ülkeleri ile Batı
nezdindeki itibannı büyük ölçü-
de arttırabilirdi.
Batılı diplomatlar
Bu görüşler çerçevesinde
Cumhuriyet'in değerlendirmele-
rine başvurduğu Batılı diplo-
matlar ise "Türkiye'nin bölge
politikalannda aktif rol üstlen-
mesinin bir tercib değil, ulusal
çıkariara uygun bir zorunluluk
oldnğunu" vurguladılar. Bir
ABD kaynağı "savaş sonrası
Ortadoğu'nun dengeleri içinde
Ankara ve VVashington'un oy-
nayabilecegi rol" konusunda şu
görüşleri dile getirdi:
— ABD, Körfez kriziyle bir-
likte, Avrupa'dan bir ölçüde
çıktı. Doğu-Batı ilişkilerindeki
gelişmeler ve AGtK, Washing-
ton'u âdeta bir Avrupa başken-
tine dönüştürmüşken şimdi biz
bir dünya gücü olarak Avrupa
dışı bölgelerdeki çıkarlarımız
için yeniden devredeyiz. Orta-
doğu yıllardır kanayan bir yara
olarak artık sürekli bir istikrar
ve güvenlik ortamına kavuşma-
lı. Bunun için ABD güçlu inisi-
yatifler alma kararhlığında ve
bu çerçevede Türkiye'ye çok gü-
veniyor.
— Türkiye, savaşın açık bi-
çimde gösterdiği gibi, bölgede
varlığı yadsmamayacak bir as-
keri, ekonomik ve siyasi güçtür.
Ortadoğu'daki yeni dengelerin
oluşumunda Türkiye'nin aktif
rol üstlenme hakkı ve ytikümlü-
lüğü vardır. Kürt sorununun
nasıl çözüleceği ve Arap-lsrail
çatışmasının sonuçlandırılması
konulannın yanı sıra, Türkiye'-
nin bölgedeki güvenlik ve eko-
nomik işbirliğinde söz sahibi ol-
ma isteğini "doğal bir gerek-
lilik" olarak karşılıyoruz. Bu
çerçevede, İran gibi Arap olma-
yan Müslüman ve Batı karşıtı
bir ülkenin bölgedeki rolü çok
önemli. Tahran'ın Suudi yöne-
timine düşman tutumunu yo-
ğunlaştırması; Suriye'nin Irak'-
ta Sam çizgisinde yeni bir BA-
AS oluşumu için devreye girme-
si; su, askeri guç ve ekonomik
farklılaşmadan kaynaklı geri-
limler gundeme gelebilecektir.
Bu ortamda Türkiye'nin İran,
Suriye gibi kutupları dengelene-
cek. Demokratik ve laik bir Batı
ülkesi olarak bölgedeki rolü,
kendi ulusal çıkan ve Ortado-
ğu'nun genel istikrarı açısından
elzemdir.
AA'nın haberine göre İran Is-
lam devrimi lideri Ayetullah
Humeyni'nin oğlu Hüccetülis-
lam Ahmed Huraeyni, dünya
Muslumanlarını Irak Müslü-
man milletiyle dayanışmaya ça-
ğırdı.
oluşturulması.
• Irak, İran, Körfez İşbirliği
Konseyi üyeleri ve hatta Türki-
ye ile Pakistan tarafından saldır-
mazlık paktı imzalanması.
• Bütün bölge ülkelerinin ka-
tılacağı siyasi ve ekonomik gü-
venlik ve işbirliği sistemi oluştu-
rulması.
Yeni barış girişimleri
Öte yandan Sovyet Dışişleri
Bakan Yardımcısı Aleksandr
Belogonov, Irak Cumhurbaşka-
nı Haşimi Rafsancani ile 'barış
girişimleri' konusunda görüş-
mek üzere Tahran'a gitti. Belog-
nov'un Tahran'da Irak yetkilile-
riyle görüşme olasılığının da bu-
lunduğu kaydedildi.
Pakistan Başbakanı Nawaz
Şerif de savaşın sona erdirilme-
si için bir barış planı açıkladı.
ŞeriFin planında, Irak, Kuveyt-
ten çekilmeyi kabul ettikten son-
ra derhal ateşkes yapılması ön-
görülüyor. Şerif, bu çekilmenin
ardından Körfez'deki yabancı
güçlerin yerine tslam birlikleri-
nin gelmesini ve bunalımın çö-
zümü için İslam zirvesi toplan-
masını öneriyor. Plana göre
ateşkes uygulanıncaya kadar Su-
udi Arabistan ve Irak'taki kut-
sal yerler "banş bölgeleri" ilan
edilecek ve bombalanmayacak.
Pakistan Başbakanı, barış için
Bağdat'a giderek Saddam ile gö-
rüşmeye hazır olduğunu da
açıkladı.
Alptemoçin Tahran'a
gidiyor
Bu arada Dışişleri Bakanı Ah-
met Kurtcebe Alptemoçin, İranlı
meslektaşı Ali Ekber Velayeti-
yle görüşmek üzere bugün Tah-
ran'a gidiyor. Alptemoçin'in
Rafsancani'ye Cumhurbaşkanı
Özal'm bir mesajını da iletmesi
bekleniyor. Alptemoçin cuma
günü Ankara'ya dönecek.
Ankara
Irak'tan
personelîni
azaltması
istendi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosıı) — Ankara Bağdat'tan,
Türkiye'deki temsilciliklerinde-
ki personelini azaltmasını iste-
di.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri,
Türkiye'nin Bağdat Büyükelçi-
si Necati Utkan'ı bir süre önce
geri çekmesi ve büyükelçiliğin
boşaltılmasından sonra iki ülke
arasındaki diplomatik trafiğin
azaldığını hatırlattılar. Bu ne-
denle Irak'ın Türkiye'de çok sa-
yıda görevli bulundurması için
bir gerek kalmadığını beürttiler.
A>TII yetkililer, Irak'tan tem-
silciliklerindeki personel sayısı-
nı azaltmasını istemenin bu ül-
ke ile diplomatik ilişkilerin ke-
sileceği anlamına gelmediğini
vurguladılar. Irak Büyükelcisi
El Tikriti'nın işbaşında olduğu-
nu ve Ankara'nın Bağdat ile
diplomatik iletişim kanallannı
açık tutmak istediğini kaydetti-
ler.
Edinilen bilgiye göre Irak'ın
Ankara ve Istanbul'daki temsil-
ciliklerinde toplam 76 personel
çalışıyor. Dışişleri yetkilileri,
bunlardan kaçının geri çekilme-
sinin istendiği konusunda bilgi
vermediler. Ancak diplomatik
kaynaklar, istenen indirimin
"üçte bir oranında" olacağını
sandıklannı bildirdiler.
Türkiye'de bulunan Iraklı
personelin bazılannın "kendi
istekleri" ile ayrılacaklarım da
söyleyen Dışişleri yetkililer, An-
kara'nın karannın ardında gü-
venlik kaygılannın yatıp yatma-
dığı konusunda yoruma girmek-
ten kaçındılar. Diplomatik kay-
naklar, bu kararın "güvenlik
kaygılan"ndan kanaklandığını
varsayıyorlar.
Türkiye, Büyükelçi Necati
Utkan da dahil olmak üzere
Bağdat Büyükelçiliği'ndeki per-
sonelini bir süre önce geri çek-
mişti.
Hüviyetimı kaybettim.
Hukümsuzdur.
HÜSNİYE ŞENGlL
Dış Haberier Servisi — Kör-
fez savaşı üçüncü haftasmı dol-
dururken müttefık hava kuvvet-
lerinin Irak ve Kuveyt'teki askeri
mevzilere düzenledikleri saldın-
lar büyük bir artış göstererek
son 24 saat içinde 2700 'sorti'ye
ulaştı.
ABD Başkanı George Bush,
Dışişleri Bakanı Dick Cbeney ile
Genelkurmay Başkanı Colin
Powell'ın hafta sonunda Suudi
Arabistan'a giderek Körfez'deki
müttefik kuvvetler komutanı
Amerikalı General Norman
Schwarzkopf ile savaştaki son
durumu göriışeceklerini açıkla-
dı. Bush, bu ziyaretin kara sa-
vaşının yakında başlayacağı an-
lamına gelmediğini belirtti.
Iran, 4 Irak uçağının daha zo-
runlu iniş yaptığını açıklarken
Riyad'daki ABD askeri yetkili-
leri bu sayının 10 olduğunu söy-
lediler. Suriye topçularının dün
ilk kez Irak kuvvetlerine ateş aç-
tığı bildirildi.
Hava saldırılan
Gözlemciler. hava saldırıla-
nnda son iki gün içinde görülen
artışın, Irak'ın savaş gücünün
en az yarısının bir an önce yok
edilmesi amacıyla olduğunu be-
lirtiyoriar. Irak, savaş gücünün
hava saldınlarından etkilenme-
diğini öne sürdü. Fransız aske-
ri yetkilileri ise Irak'ın savaş ka-
pasitesinin ancak yüzde
10'unun yok edildiğini bil-
dirdiler.
Askeri uzmanlar, Irak'ın sa-
vaş gücünün yansının yok edil-
mesi durumunda, müttefiklerin
Kuveyt'e kara saldınsmda bulu-
nacağını belirtiyorlar. Los An-
geles Times gazetesi de Irak'ın
Kuveyt'ten çıkartılması amaay-
la 10-20 gün içinde bir kara sal-
dırısı başlatılacağını öne
sürmüştü.
Ajanslar, Missouri zırhlısının
Kuveyt'teki Irak mevzilerine yö-
nelik ateşini dün de sürdürdü-
ğünü bildirdiler. Missouri'nin
yoğun bombardımanı sonucu,
Kuveyt'teki Irak top bataryala-
nnın sustuğu haber veriliyor.
Irak ve Kuveyt'i yoğun bom-
bardımana tutan B-52 uçaklan-
nın Avrupa'daki üslerine dön-
düğü belirtildi. Amerikan ABC
televizyonu, Irak'ın, Mısır ve
Suudi Arabistan'daki hedeflerin
vurulması amacıyla Sudan'a fü-
ze rampaları ve savaş uçaklan
konuşlandırdığını öne sürdü.
Mısır ve İngiltere, Irak'ın kim-
yasal silah kuilanma olasıhğırun
arttığını bildirdiler. Irak, halka
petrol dağıtımını yasakladı.
AP'nin haberine göre mütte-
fik hava kuvvetlerine ait savaş
uçaklan, dün Irak'taki Bağdat,
Basra ve Tikrit kentleri ile Ku-
veyt'teki askeri mevzilere yoğun
saldınlar düzenlediler. Ajans,
son 24 saat içinde savaş ucakla-
rının Irak ve Kuveyt'teki askeri
mevzilere 2700 dalış gerçekleş-
tirdiğini bildirdi. Böylece sava-
şın başlangıandan bu yana müt-
tefik savaş uçaklannın gerçek-
leştirdiği dalışlann sayısı 41 bi-
ni aştı.
Reuter, Fransız Jaguar ve
Mig-21'lerin Irak Cumhuriyet
Muhafızları'nın Kuveyt'teki
mevzilerini bombaladıklarını
duyurdu. Fransız uçaklannın
kayıp vermeden geri döndükle-
ri bildirildi.
Hava saldınlannda sivil hedef-
lerin vurulduğunu son günlerde
sürekli olarak gündeme getiren
Irak ise dünkü hava saldınlann-
da 4 müttefik uçağının düşürül-
düğünü ileri sürdü. Ajanslann
Bağdat kaynaklı haberlerinde
Saddam Hüseyin'in doğum ye-
ri olan Tikrit kentinin yoğun
bombardıman altında olduğu
bildiriliyor.
Kara saldınsına
hazırhk mı?
Müttefik hava kuvvetlerinin
Irak ve Kuveyt'e yönelik saldı-
rılannı yoğunlaştırması, kara
savaşının ne zaman başlayaca-
ğı sonısunu da gündeme getir-
di. Askeri uzmanlar, müttefik-
lerin, Irak'ın savaş gücünün en
az yansını yok etmek amacıyla
hava saldınlarını yoğunlaştırdı-
ğına işaret ediyorlar. Uzmanla-
ra göre Irak'ın savaş gücünün
yansı yok edildiğinde Kuveyt'-
in kurtanlması amacıyla kara
harekâtına başlanacak.
Irak Savunma Bakanlığı ya-
yın organı Al-Kadissiya gazete-
si, savaşın başlangıcından bu
yana sürdürülen hava saldınla-
nnın, Irak'ın askeri gücünü et-
kilemediğini iddia etti. Gazete,
"Irak, tüm stratejisini. tüm gu-
cünü kara savaşında (savaşlann
anasmda) gösterecek" yonımu-
nu yaptı.
Bush'un basın toplantısı
Başkan Bush, dün Washing-
ton'da düzenlediği basın toplan-
tısında Dışişleri Bakanı Cheney
ile Genelkurmay Başkanı Po-
well'ın Körfez'deki müttefik
kuvvetler komutanı ABD'li Ge-
neral Norman Schwarzkopf ile
görüşmek üzere hafta sonunda
Suudi Arabistan'a gideceklerini
söyledi. Bush, bu ziyaretin ama-
cının, savaşın gidişatına ilişkin
son durumu ilk elden öğrenmek
olduğunu belirtti. Bush, gazete-
cilerin Cheney ile Powell'ın ge-
zilerine ilişkin olarak "Bu, ka-
ra savaşının yakmda başlayaca-
gına işaret mi?" şeklindeki so-
nısunu ise "Hayır, degil" diye
yanıtladı.
Bush, "Bundan sonra ne oia-
cagı konusundaki kararı Sad-
dam Hüseyin vermejecek. Was-
hington'daki liderier ile Körfez^
deki müttefik kuvvetler yetkili-
krryle göniştükten sonra Körfez
savaşında kara barekâtı konu-
sunda ben karar verecegim" di-
ye konuştu.
George Bush, Saddam'ın dev-
rilmesi veya ölmesini istemedi-
ğini tekrarlayarak "Ama Irak li-
derinin iktidardan aynlmasını
memnuniyetle karşılanm" dedi.
Bush, Saddam'ın iktidardan ay-
rılması halinde sorunun daha
kısa zamanda çözüme ka\aışabi-
leceğini kaydetti. Saddam'a kar-
şı darbe olasılığı konusunda ise
Bush, "Bunun olacağını düşün-
mek isterim, ama şimdilik böy-
le bir kanıt bulnnmamakta" de-
di.
Başkan Bush, ABD ve mütte-
fiklerinin shil hedeflere ve Müs-
lümanların kutsal yerlerine sal-
dırmamak için büyük özen gös-
terdiklerini belirterek "Saddam
Hüsejin'in askeri maizemeleri
oknl ve benzeri yeriere yerieştir-
melerine ragmen sivil ve kutsal
yeriere saldınbnaması konusun-
da büyük dikkat gösteriliyor"
diye konuştu. George Bush,
"Irak liderinin karar ve izlediği
siyasetten dolayı Irak'ı mahvet-
meyi veya Irak halkını cezalan-
dırmayı amaçlamıyornz" dedi.
Kimyasal silah telaşı
İsrail Başbakanı tzak Şamir,
Irak'ın düzenlediği füze saldın-
lanna, ancak konvansiyonel ol-
mayan başhklar kullamldığmda
yanıt veril?ceğini söyledi. Şa-
mir, isteklerİTiin, lrak'a kaTşı
sürdürülen askeri harekâtın ba-
şansı olduğunu belirtti.
Bu arada, Mısır ve tngiltere,
Irak'ın kimyasal silah kuilanma
olasılığının giderek arttığına
dikkat çektiler. Mısır Devlet
Başkanı Hüsnü Mübarek ve tn-
giltere Başbakanı John Major
dün yaptıklan açıklamalarda,
Irak'ın giderek kimyasal silah
kullanmaya yaklaştığını söyledi-
ler. ABD askeri kaynaklan da
Irak'ın kimyasal silah kullana-
bileceği yolunda istihbarat bil-
gilerine sahip olduklannı belrrt-
tiler.
ABC'nin iddiası
Amerikan ABC Televizyonu,
Irak'ın Sudan'daki birçok stra-
tejik mevkiye karadan karaya
atılan«füze bataryalan ve çok
sayıda savaş uçağ) yerleştirdiğini
öne sürdü.
ABC'nin Batılı kaynaklara ve
Sudanlı bir subaya dayanarak
verdiği habere göre yalnızca Su-
dan'ın başkenti Hartum'un ku-
zeyindeki bir üste 20 Irak avcı
uçağı ile Kızıldeniz kıyısındaki
Arus ve Erkovit yakınlannda da
füzeler bulunuyor.
Schwarzkopf un
açıklaması
Körfez'deki Amerikan kuv-
vetlerinin komutanı General
Norman Schvvarzkopf, "Irak
Devlet Başkanı Saddam Hüse-
yin'in stratejik açıdan korkunç
bir yenilgiye ugramakta
olduğunu" söyledi.
General Schvvarzkopf, bazı
Amerikan basın organlarında
dün yayımlanan demecinde,
"Saddam Hüseyin, asker degil
ve bn savaşı hep takük açıdan
düşündü, ama hiç stratejik gö-
rüş açısını dikkate almadı ve
birden stratejik olarak korkunç
bir yenilghe ugramakta olduğu-
nu fark etti, ancak buna karşı
koyacak kapasiteye sahip degil"
dedi.
Bu duruma ragmen Saddam
Hüseyin'in iradesinin kınlmak
üzere olduğunu sanmadığını be-
lirten General Schvvarzkopf,
"Saddam, iradesi kolay kolay
kırdacak bir insan değU" diye
konuştu.
Petrol kısıtlaması
Irak, halka yakıt dağıtımını
durdurdu. Bağdat Radyosu'n-
dan yayımlanan Petrol Bakan-
lığı bildirisinde, bu önlemin 4
şubattan itibaren "ikinci bir
açıklamaya kadar" geçerli oldu-
ğu belirtildi.
Irak'ın 'Maginot
Hattı'
Körfez'deki müttefik kuvvet-
lerin Kuveyt'i geri almak için
kara harekâtını başlatmaya ka-
rar vermeleri halinde, Irak'ın
Kuveyt sınırında oluşturduğu
"Maginot Hattı"nı delmek için
ultra modern cihazlara sahip is-
tihkam birliklerinin ön hatta gi-
decekleri bildirildi.
Böyle bir savunma hattını
delmek ve zırhlılara geçiş yolu
açmak için Amerikalılar "Mic-
lic'\ tngilizler "Viper" sistemi-
ni kullanıyorlar. Her iki sistem
de özel bir zırhlı araçtan fırlatı-
lan ve içinde patlayıcı bulunan
uzun bir plastik boruyu çeken
bir roketten oluşuyor. jRoket
toprağa indiği zaman, peşinde-
ki plastik bom, mayınîarı pat-
latarak zırhlılara bir geçiş yolu
açıyor.
4 ucak daha
İran'a 4 askeri ve sivil Irak
uçağının daha geldiği bildirildi.
İran Televizyonu'nun askeri bir
kaynağa dayandırarak verdiği
habere göre Irak uçaklan adı
açıklanmayan bir havaalanına
zorunlu iniş yaptılar. Ancak Ri-
yad'daki ABD askeri yetkilileri
bu sayının 10 olduğunu, boyle-
ce İran'a kaçan Irak uçaklannın
sayısmın da 110'a yükseldiğini
belintiler.
Suriye'den ilk ateş
Suudi Arabistan'daki Suriye
birliklerinin dün ilk kez Irak as-
kerlerine ateşaçtığı bildirildi. Su-
udi askeriyetkili Albay Ahmed El
Robayan dün yaptığı açıklama-
da, sınınn kuzey kesiminden Su-
udi Arabistan'a girmeye çalışan
yaklaşık 30 Irak askerinin ateş aç-
ması üzerine Suriye topçulannın
karşılık verdiğini söyledi. Çatış-
manın ne zaman ve nerede mey-
dana geldiğini belirtmeyen El Ro-
bayan, konuyailişkin aynntıh bil-
gi vermedi.
Suriye lrak'a karşı oluşturulan
müttefik kuvvetlere yaklaşık 20
bin asker ve çok sayıda tankla ka-
tıhnış bulunuyor. Şam, bu birlik-
lerin Suudi Arabistan'a yönelik
saldırılara karşı koyacaklarını
bildirmişti.
Filistinlilere gaz
maskesi
Avrupa Topluluğu üyesi 12 ül-
kenin, Israil'in işgali altındaki
Arap topraklannda yaşayan Fi-
İistin halkına gaz maskesi sağ-
lama kararı aldığı bildirildi. Bu
konudaki açıklama, Fransa Dı-
şişleri Bakanlığı Sözcüsü Dani-
el Bernard tarafından dün Pa-
ris'te yapıldı. İsrail halkına gaz
maskesi dağıtan lsrailli yetkili-
ler, işgal altındaki topraklarda
yaşayan bütün Filistinlilere ye-
tecek kadar gaz maskesine sahip
olmadıklarını belirtmişlerdi.
AT Bakanlar Konseyi Dönem
Başkanı olan Lüksemburg Dı-
şişleri Bakanı Jacqnes Poos,
Irak'ın askeri ve ekonomik gü-
cünün şubat sonuna kadar çö-
keceği, bu nedenle savaşın bir
ay içerisinde biteceği tahminin-
de bulundu.
Poos, Fransız Radyosu'na
dün verdiği demeçte, "Şuba-
tın sonuna doğru savaşın bitti-
ğini görebiliriz" dedi.
Poos, Irak Cumhurbaşkanı
Ali Ekber Haşimi Rafsancani'-
nin Irak Devlet Başkanı Sad-
dam Hüseyin ile görüşmesi ha-
linde bunun, Saddam'ı Kuveyt'-
ten çekilmeye ikna etmek için
bugünlerde ele geçen en iyi fır-
sat olacağını söyledi.