25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 5 ŞUBAT 1991 Eczacıbaşı: Onemli aşama • lç Politika Servisi — TCK'nın 141, 142 ve 163. maddelerinin değiştirilmesi çalışmalanyla ilgili olarak TÜSÎAD Başkanı Biilent Eczacıbaşı, "Bu maddelerde düşünülen değişikliklerin ı, daha çağdaş bir toplum yaratma yönûnde ülkemizin yeni bir atıhmı olacaktır. 2 binli yillara yaklaşırken Türkiyemiz Batı toplumlan arasında layık olduğu seçkin konuma yönelmektedir. AT'ye başvurmuş ve AGtK'e imza koymuş olan Türkiye, AT'nin sadece başarılı bir ekonomik model olarak gönnek ve bu modeli benimsemekle yetinemezdi" dedi. Özgürlük Dtinyası dergisi • tSTANBUL (ANKA) — Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi, aylık olarak yayımlanan Özgürlük Dünyası dergisini TCK'nın 142'nci maddesi uyarınca 'bolücülük' suçlamasıyla toplatu. Derginin Yazı İşleri Müdürü Sadık Güleç'in açıklamasına göre Özgürlük Dünyası'nın 1991 şubat tarihli 28. sayısı 'ırk mülahazasıyla milli duygulan zayıflatıa propaganda' yapıldığı gerekçesiyle lstanbul DGM tarafından toplatıldı. Adnan Hoca'ya soruşturma • tSTANBUL (ANKA) — lstanbul DGM Başsavcılığı, Adnan Hoca adıyla tanınan Adnan Oktar hakkında sonışturma başlattı. DGM Başsacısı Birol Kızıltan, Tempo dergisinin kapak taberini ihbar kabul ettiklerini belirterek Adnan Oktar ve Bilim Araştırma Vakfı hakkında soruşturma başlatuklannı bildirdi. Tempo dergisinde yer alan haberde, Adnan Oktar'ın, çevresinde topladığı gençleri her türlü yollarla kullandığı, bunun açığa çıkması üzerine kurdurduğu Bilim Araştırma Vakfı aracüığıyla kişisel amaçlannı daha kolay gerçekleştirmeye çalıştığı ileri sürülmüştü. Banş istegi • ANKARA (AA) — Bazı demokratik kitle örgütlerinin yöneticileri, Anıtkabir'i ziyaret ederek Ataturk'ün mozolesi önünde saygı dunışunda bulundu. lnsan Hakları Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Eğit- Der, Nükleer Savaşa Karşı Hekimler Derneği (NÜSHED), Halkevleri ve Türkiye Ziraatçiler Derneği yönetici ve üyelerinden oluşan grup adına İHD Genel Başkanı Nevzat Helvacı, Anıtkabir özel defterini imzaladı. İşkence davası • tstanbul Haber Servisi — lstanbul Siyasi Şube'de görevli komiser yardımcısı Umit Yüksel ile polis memuru Adem Sangöl hakkında öğretmen Ibrahim Türk'e işkence yapüklan savıyla açılan davanın görülmesine devam edildi. lstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan dava "görevsizlik" karanyla ağır ceza mahkemesine sevkedildi. TMAD'dan Aksu'ya tepki • tSTANBUL (ANKA) — Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) Başkanı Gülten Sesen, Içişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'nun Birtan Altunbaş'ın işkencede ölmesi üzerine yaptığı 'örgüt üyesiydi' şeklindeki açıklamasını kmayarak "İşkencede ölümün 'örgüt üyesiydi' şeklinde açıklaması olmaz" dedi. Sesen, yaptığı yazılı açıklamada Körfez krizinin Türkiye'nin de girebileceği bir savaşa dönuşmesiyle insan hakları ihlallerinin de yaygınlaştığını ve endişe verici boyutlara ulaştığını kaydetti. Cumhurbaşkaru, ANAP'lılarla "Kürtçe ve yetki" konufannda görüştü Ozalikııada zorlanıyorTürkiye'de de Fransa benzeri bir "Kürdoloji Enstitüsü" kurulabileceğini söyleyen Özal, "Bu işi grupta tartışıp fazla büyütmeyin" dedi. Kürtçe ses ve görüntü kasetlerinin serbest bırakılmasına ANAP'lı bazı milletvekilleri tepki gösterdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cumhurbaşka- nı Turgut Özal, Kürtçe konuş- ma yasağının kaldınlması ve yetki tasanlan- na ANAP grubundaki tepkinin büyümesi üzerine dün bir grup ANAP milletvekili ile görüştü. Özal, ANAP'lılann karşı çık- masına rağmen Kürtçe serbesti- sine Uişkın tasannın daha fazla tartışılmamasını istedi. Özal, yetki tasansınm ekonomiye iliş- kin maddelerinin çıkanlabilece- ğini belirterek buna karşın Ge- nelkurmay, Milli Savunma Ba- kanlığı, yargı organlan, cum- hurbaşkanlığı ve TBMM'nin kuruluş, görev ve yetkileriyle il- gili düzenleme için yetki tasan- sının kapsamını genişletme dü- şüncesini dile getirdi. özal, Türkiye'de de Fransa benzeri bir "Kürdoloji Enstitüsü" kurulabi- leceğini söyledi. ANAP grubunda yetki ve Kürtçenin serbest bırakılması konusundaki rahatsızhk sürer- ken dün öğleden sonra grup başkanvekilleri Başbakan Yıldı- run Akbulut ile görüştüler. ANAP grup başkanvekilleri milletvekillerinin yetki kapsamı- nm daraltılması yönündeki gö- rüşlerini Akbulut'a anlattüar, Kürtçe ile ilgili tasaruıın da sa- dece konuşma serbestisi ile sınır- lı tutulmasını istediler. Daha sonra da Meclis'e dönerek bazı grup yöneticilerinin de katıldı- ğı bir toplantı düzenlediler. Bu gelişmeler olurken Cum- hurbaşkanı özal, ANAP Teşki- lat Başkan Yardıması Ercan Vu- ralhan'a Ankara'da bulunan ANAP Başkanlık Divanı, MKYK, grup yönetim kurulu üyesi milletvekilleri ile TBMM komisyon başkanlanm Meclis'e çağırması talimatını verdi. Saat 15.30 sıralannda TBMM'deki makamına gelen özal, ANAP milletvekilleriyle görüştü. Top- lantının başlangıcında Körfez konusuna değinen özal, "Bu sa- vaş bu ay içensinde ya da en geç mart ayı başlnda biter" tahmi- ninde bulundu. Kürtçe sorunu Yaklaşık üç saat süren toplan- tının büyük bölümünde Kürtçe serbestisi iceren tasarı tartışıldı. Milletvekilleri görüşlerini açık- larken Özal, konunun fazla tar- tışılmadan tasandaki biçimiyle yasalaştınlması talimatını verdi. Ancak milletvekilleri ikna ohna- yarak tasannın özellikle altmcı maddesindeki Kürtçe ses ve gö- rüntü kasetlerinin serbest bıra- kılmasına karşı cıktılar. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Kamil Tuğrul Coşkunoğlu, "Kürtçe ses ve görüntü kasetle- rinin bırakılmasının ileride çok büyük sorunlar yaratacagım" Kürtçe'ye sınırlı serbestlik getiren yasa taslağı Meclis'e sunuldu Evde serbest,chşamda yasakTasanda Türk vatandaşlarının kendi aralarında, ^ ^ özel aile toplantılannda ve sosyal ilişkilerinde mahalli dil ve lehçelerini kullanabilecekleri belirtiliyor. Bu çerçevede kendi dilleriyle müzik yapabilecek; plak, ses ve görüntü bantlarıyla diğer anlatım araçlarından yararlanabilecekler. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — 2932 sayılı "Türkçeden Başka Dillerte Yapılacak Yayın- lar Hakkındaki Kanun"u yürür- lükten kaldırarak sımrlı Kürtçe kullanım serbestliği getirümesini öngören yasa tasansı TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Yasa ta- sarısında, yürürlükteki yasada yer alan Türkçenin "anadil" ol- ması hükmü kaldınlarak "resmi dil olması" hukme bağlaruyor. Tasanda Kürtçenin dahil oldu- ğu "mahalli dil ve lehçe"lerle konuşma, plak, ses ve görüntü bantlan hazırlanması serbest bı- rakılıyor. Tasanmn genel gerekçesinde, resmi dil Türkçenin aerelerde kullanılmasının zorunlu olduğu anayasaya dayanarak anlatüıyor, "Kürtçe" sözcüğüne yer verilmi- yor. Cumhurbaşkanı Turgut Ozal'ın Türkiye'de 10 milyon Kürt olduğunu vurgulayarak ANAP milletvekillerinden des- tek istemesine karşın tasanda ve gerekçesinde bu olgudan söz edilmiyor. Tasannın ilk maddesinde Türkçenin resmi dil olduğu be- lirtiliyor. Böylece 2932 sayıh ya- sanın 3. maddesindeki, "Türk vataadaşlarının anadili kaldınl- ması yoluna gidiliyor. Türkçenin kullanılmasının zorunlu olduğu yerlerin düzen- lendiği ikinci maddeyle kamu kurum ve kuruluşlan ile yerel yönetim ve diğer kamu tüzel ki- şiliklerine yapılacak tüm başvu- rularda Türkçe kullanılması ön- görülüyor. Tasan aynen yasala- şırsa bu hükme aykın başvunı- lan koyan görevliler tçişleri Ba- kaıüığı'nca görevden alınacak, 5 milyon liradan 10 milyon liraya kadar para cezasıyla cezalandı- nlacak. Türkçe dışında bir baş- ka dille bu kurumlara başvuran- lara ise 2-5 milyon Iira arasında para cezası verilecek. Basılmış eserlerde veya radyo ve televizyon yayınlannda, film- lerde Türkçe ya da Türkiye ta- rafından tanınmış devletlerin bi- rinci resmi dilleri kullamlacak. Bu dunımda Kürtçe ile radyo te- levizyon yayını film yapılamaya- cak ve eser basılamayacak. Ancak Türkiye'nin taraf oldu- ğu milletlerarası anlaşma hü- kümleriyle "azınlık statüsü" ve- rilenler, kendi dilleriyle eğıtim ve öğretim yapabüecekler. Ayrıca, bilimsel araştırma ile kamu ku- rum ve kuruluşlanmn yayın ve yayımlannda, Kürtçe ve diğer dil ve lehçeler kullamlabilecek. Tasanda, eğitim ve öğreümin Türkçe yapılacağı belirtilerek yabancı dil öğretiminde eskiden olduğu gibi Yabancı Dil Eğitimi ve öğretimi Yasası hükümleri- nin uygulanacağı vurgulanıyor. Tasannın 6. maddesi, "ma- halli dil ve lehçe" tarumını geti- rerek Turk vatandaşlannın ken- di dil ve lehçeleri ile konuşabi- leceğini, bu dillerle müzik yapa- bileceklerini, plak, ses ve görün- tü bantlan ile diğer anlatım araçlarından faydalanabilecek- lerini düzenliyor. Velidedeoğlu'na plaketj Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Ve- lidedoğlu'na "Hukuk devletinin kurulup yerieşmesi yolundaki ca- lışmaları ve yazılanyla bulunduğu katkılanndan" oturii İstanbul Barosu'nca bir plaket verildi. Velidedeoglu'nun rahatsızlığı ne- deniyle Göztepe'deki evinde düzenlenen toplantıya İstanbul Ba- rosu Başkanı Turgut Kazan ile baro ü>eleri Av. Rezzan Özger ve Perihan Şenses katılddar. Toplantıda konuşan İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, Türk hukuk dünyası için tarihsel bir anın yuşandıgını belirterek Velidedeoğlu'nun, hukuk devletinin ve hu- kukun ustünlüğünün yerieşmesi için bü>iik çabalar harcadığını kaydetti. Turgut Kazan daha sonra uzerinde "Hukuk devleti için yapmış olduğunuz çalışmalarınızdan daima şükran duyduk, duyacağız" yazılı plaketi Velidedeoğlu'na sundu. Vdidedeoglu da hukukun üstünlüğüne inanmadan hiçbir >eyin gerçekleşemeye- cegini belirterek "Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ni yaşatacaksak, hukuk devletinin varlığını konımalıyız" dedi. (Fotoğraf: Sabahattin Bostancıoğlu) savundu. TBMM Adalet Komis- yonu Başkam Alpaslan Pehli- vanlı, ANAP grup başkanveki- li Raşit Daldal, Kırşehir Millet- vekili Gökhan Maraş konuşma dışında serbestlik getirilmeme- sini istediler. özal da bu karşı çıkmalara, "O zaman hiçbir şey degişmemiş olur. Çünkü zaten konuşuluyor. Hatta sizin çok korktuğnnuz kaset de dinleni- yor. Bunlardan endtşelenmeni- ze gerek yok" karşılığını verdi. özal, "PKK lideri Abdullah Öcalan'ın (Apo) da bildirilerini Türkçe bastıgına" dikkat çekti. "Kürtçenin alfabesi hazıriana- cak kadar yaygın bir dil olmadıgmı" savunan özal, özet- le şunlan söyledi: "Bunlardan korkmamza ge- rek yok. En baskıcı rejimlerde bile dil yasagı diye bir şey yok. Rusya'da Türkçe konuşuluyor. Arnavutluk'U yüzde 80 Müslü- man, ama böyle bir yasak yok. Komşulanmız bize karşı bu ya- sağı kullanacaklarına biz onla- ra karşı kullanıru. Yasaklar tahrik edici oluyor. Halbuki yasak olmasa insanlar bunun uzerinde bu kadar dur- maz. Kaldı ki AGİK çerçevesin- de bu yasaklan kaldırmak zo- randayız. Ekonomi güçlü olun- ca, onlar da buna katılır gider- ler. Televizyon da oldukca etki- U, zaten 7. kanal tamamen siyasi haberlere aynlacak, orada da Türkçe yayın yapılacağına göre insanlar ister istemez bunu ög- renecekJer. Anadüierini konuş- malanmn ne sakıncası var?" Kürdoloji Enstitüsü Gökhan Maraş, "KürÜerin Lozan Antlaşması cerçevesinde tanınan azınlık olmadıgım, ama tasanda getirilen hükümlerin ganlık hskfauının Uuunması an- bunına geldiğİDİ" savundu. özal da Maraş'a "Doğrndur.. Azınhk- lar Lozan Antlaşması'yla bellr- lenmiştir. Bunu serbest bırak- makun bir zarar gelmez. Fran- sa'da olduğu gibi Türkiye'de de bir Kürdoloji Enstitüsü kurula- bilir. Böylece dogrusu neyse or- taya çıkar" yanıtını verdi. ANAP grup başkanvekili Ül- kü Güney de konunun öncelik- le ANAP grubunda tartışılma- sı gerektiğini savununca özal, "Ne gerefi var. Ben göriişüyo- nım işte, bu işi grupta tartışarak daha fazla dallandırıp budaklandırmayın" şeklinde müdahale etti ANAP'hlar tasa- ndaki "Türkçeden başka ma- halli dil ve lehçeler" tanımma karşı çıkınca, özal bu tanımdaki "Türkçe" sözcüğünün çıkanla- bileceğini söyledi. Yetki tasansı ANAP grup başkanvekili Onural Seref Bozknrt, söz ala- rak yetki tasarısıyla ilgili "ANAP grubunda beliren egilimi" anlattı. Bozkurt, gru- bun sadece personel rejiminde iyileştirmeleT için hükümete yet- ki verme eğiliminde olduğunu, bunun dışındaki hükümlerin ta- sarıdan çıkanlmasım istedi. Ka- mil Tuğrul Coşkunofhı da yet- ki tasarısının bu şekliyle anaya- saya aykırı olduğunu belirterek "Biz burada bir haftada kanun çıkartabiliriz. Hükümete yetki venneye ne gerek var. Bu yol aç»- lırsa ileride çok kötüye kullanılır" dedi. Özal, Türk Ceza Yasası'nm 141-142 ve 163. maddelerinde ya- pılacak duzenlemelerden söz ederken "Anti terör yasası çıkar- mamız lazım. Buraya cebir un- sunınu da koyarak büyük ceza- lar verilmeli" dedi. Bir milletveküinin YÖK'ten ve özel üniversitelerden söz etmesi üzerine Özal, YÖK Başkam Prof. İhsan Dogramacı'mn özel üniversitelerle ilgili görüşlerini desteklediğini belirterek Doğra- maa'nın çalışmalannı övdü. özal, bugün öğleden sonra da ANAP milletvekilleriyle görüş- meye devam edecek. Bu arada Akbulut da bu sabah toplana- cakANAP grubunda konuşa- cak. UĞÜPOLİTİKA GÜNLUĞÜ HİKMET ÇETİMKAYA TÜRKÇENİN RESMİ DİL OLARAK KULLANILMASI HAKKINDAKİ KANUN TASARISI TAM METNİ Kürtçe yayın ve yayıma hapîs yerine para cezası Antaç ve kapsam Madde 1 - Bu kanun; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, milli egemenliğin, cumhuriyetin, milli güverdiğin, kamu düzeninin korunması amacıyla Türkçenin resmi dil olarak kul- lanılması ile Türkiye'de kullamlacak di- ğer dillere ilişkin esas ve usulleri dü- zenler. Devletin resmi dili Madde 2 • Türkiye devletinin resmi di- li Türkçedir. Türk vatandaşlan tarafından kamu kurum ve kuruluşlan ile mahalli idare- ler ve diğer kamu tüzel kişiUklerine ya- pılacak başvurular ve her türlü işlemler- de Türkçenin kullanılması zorunludur. Buna aykın başvurular kabul edilmez ve işleme konulmaz. Basılı eser ve yayımlarda kullamlacak diller. Madde 3 - Basın Kanunu'nun 2. mad- desinde gösterilen basılmış eserlerde ve- ya her türlü radyo-televizyon yayımnda veya filmlerde, Türkçe veya Türkiye devleti tarafından tanınmış bulunan dev- letlerin birinci resmi dili kullanılır. Türkiye devletinin taraf olduğu mil- letlerarası antlaşma hükümleriyle eğitim, öğretim, bilimsel araştırma ve kamu ku- rum ve kuruluşlarının yayın ve yayım- larına ilişkin mevzuat hükümleri saklıdır. Eğitim ve öğretim kurumlannda oku- tulacak ve öğretilecek dil Madde 4 - Eğitim ve öğretim kurum- lannda Türk vatandaşlanna Türkçe okutulur ve öğretilir. Milletlerarası ant- laşma hükümleri saklıdır. Eğitim ve öğretim kurumlannda, Ya- bancı dille yapılacak eğitim ve öğretim- de, 2923 sayılı Yabancı Dil Eğitimi ve öğretimi Kanunu hükümleri uygulanır. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde kullamlacak dil Madde 5 - 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamına giren her türlü açık ve kapalı yer toplan- tılan ile gösteri yürüyüşlerinde kullam- lan afiş, pankart, döviz, levha ve ben- zerlerinde Türkçe kullanılır ve plak, ses ve görüntü bantlan ile diğer anlatım araç ve gereçleri ile yayın ve yayım Türkçe yapılır. Mahalli dil ve lehçelerin kullanılması Madde 6 - Türk vatandaşlan yukarı- daki maddelere aykın olmamak kaydıy- la Türkçeden başka mahalli dil ve leh- çelerini konuşabilirleT. Bu dilleri ile mü- zik yapabilecekleri gibi; plak, ses ve gö- rüntü bantlan ve diğer anlatım araç ve gereçlerinden faydalanabiürler. Ceza hükümleri Madde 7 - Fiilleri başka bir suç oluş- turursa bile aynca; a) 2'nci maddenin ikinci fıkrasına ay- kın olarak başvumda buhınanlara iki milyon liradan beş milyon liraya kadar ağır para cezası, b) 2'nci maddenin üçüncü fıkrasına aykın olarak başvuruları işleme koyan görevlilere beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası, c) 3'üncü maddenin birinci fıkrasına aykın olarak yayın ve yayım yapanlara yirmi beş milyon liradan elli milyon li- raya kadar ağır para cezası, d) 4'üncü maddenin birinci fıkrasına aykın hareket edenkre altı aydan iki yıla kadar hapis ve yirmi beş milyon liradan elli milyon liraya kadar ağır para cezası, e) 5'inci maddeye aykın hareket eden- lere altı aydan bir yıla kadar hapis ve iki milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası, hükmolunur. Göreve son verme Madde 8 - 2'nci maddenin üçüncü fık- rasına aykırı olarak başvurulan işleme koyan; kamu kurum ve kuruluşlan gö- revlilerinin ilgili bakan, mahalli idareler görevlilerinin tçişleri Bakanı tarafından görevlerine son verilir. Bu şekilde hareketleri sebebiyle hak- lannda soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idarelerin seçihniş organ- lan veya bu organlann üyeleri, Içişleri Bakanı tarafından kesin hükme kadar; kamu kurumu niteliğindeki meslek ku- ruluşlan ile üst kuruluşlarının organla- rı ise mahallin en büyük mülki amiri ta- rafından geçici olarak görevden uzaklaş- tınhr. Göreve son verme veya geçici olarak görevden uzaklaştırma işlemlerine kar- şı açılan davalara Danıştay'da bakılır. Yürürlükten kaldınlan kanun. Madde 9 -19.10.1983 tarih ve 2932 sa- yılı Turkçeden Başka Dillerle Yapılacak Yayınlar Hakkında Kanun yürürlükten kaldırümıştır. Baykal, Savaşa 'Evef Diyor mu? Eski SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal'm durduk yere çıkış yapması, kendi partisinin barışçıl dış politikasına karşı atağa geçer gibi görünmesi aslında güncelliğini yitirmiş bir arayış biçimi. Deniz Baykal, önce örgüt yemeklerinde, ardından sünnet düğünlerinde eleştirmeye başladığı bugünku SHP yöneti- miyle düşünce olarak ters bir noktada değil. Ancak iç poli- tikada malzeme arayan kimi çevreler, Deniz Baykal'm bu çıkışından yararianıp güncelliği yakalamaya çalışıyorlar. SHP- DYP işbirliğini bitirmek için önce Süleyman Demirel'e yük- lenen bu çevreler, şimdi İnönü-Baykal çekişmesini Körfez savaşının üzerine oturtup konuyu iç politikaya çekerek sos- yal demokratları bölmeye çalışacaklar. Deniz Baykal'm demecini dikkatle okuduğunuzda, SHP'nin bugün iziediği barışçıl dış politikadan farklı bir gö- rüşün ortayaçıkmadığı anlaşılıyor. SHP lideri İnönü de yap- tığı açıklamada bu konunun uzerinde duruyor ve şöyle diyor — Sayın Baykal'm söyledikleri çok farklı şeyler değil, sa- vaşa 'evef diyor mu? Gerçekten Baykal savaşa 'evef sözünü hiç kullanmıyor. Böylece kendi partisiyle aynı çızgide olduğu anlaşılıyor. Baykal'm Tempo dergisinde yayımlanan demecinin bir bö- lümünü biz, 29 ocak günü "Örgüt Yemeklerinde Savaş Politi- kası" başlığında yansrtmıştık. Baykal, Denizii'de gazetecilerin sorusu üzerine bu konulara bir ölçüde değinmiş, sadece TRT baskınını desteklemediğini, SHP'nin savaş sonrası po- litikalar ûretmesi gerektiğini vurgulamıştı. Baykal'ı Özal ve ANAP çizgisine çeken kimi çevreler ola- yı saptırıyor. Eski genel sekretere destek verip ona 'aslan Baykal' derierken SHP'nin bölünmesini istiyorlar. Bakın neler söylüyor Baykal: — Bizim partimizin - yetkili organlan 'Biz SHP-DYP İŞbİrlİğİnİ olsaydık Incırlık'ı K/*/m M a ıf irin nnre* kullandırmazdık' dedi- £ ' ? / ; m e n 'V'" ü / 7 y e . , ler. Ben de partiliyim. SUİeyman Demirel e Benim partim bunu yüklençn bu çevreler, kullandırmayacakmış. U:—^: ın/inr, Öaı/kal B^u tercihi ben yapmı- ^"'/y' inunu-Ddyndl yorum, yapma duru- ÇeklŞmeSIM KOffeZ munda ve yetkisinde S3VaSinin ÜZOrİne Sh^Sn^Kr oturtup konuyu iç böyie bir tercih yaptı- politikaya çekerek iar. BU tercih meşru sosyal demokratları nır tûr/-ıntır Ri7im nar. • •* • " • • • bölmeye çalışacaklar.Ve ikinci önemli noktayı şöyle değerlendiriyor Baykal: — Ben bir SHPTı olarak partimizin İncirlik Üssü'nün kul- landınlmamasını nasıl herkesin doğal karşılamasını istiyor- sam, İncirlik'i kullandırma kararı alan iktidarın bu tutumuna karşı bir düşmanlık yapma hakkını da kendimde gör- müyorum... Deniz Baykal burada kişisel görüşünü açıklıyor. Elbet, satır aralarında lider İnönü'ye inceden dokunuyor, ama demeci- nin tümünü okuyunca parti yonetimiyle aralannda öylesine büyük uçurum yok. Deniz Baykal'm yaptığı yanlışlık şudur: — Bu gibi tartışmalann yerı gazete, dergi sayfaları, örgüt ^emekleri, sünnet düğünleri değil, SHP Meclis Grubu'dur... İnönü ile Baykal'm Körfez savaşıyla ilgili görüşleri hemen hemen aynı. İşte inönü'nün Sosyalist Enternasyonal toplantısından son- ra yaptığı değerlendirme: — Ben Türkiye'nin fiilen savaşa katılmasının uygun olma- yacağını belirttim. Bu arada, bir saldırıya uğrarsak iktidarla birlikte hareket edeceğimizi ve ülke savunmasını birtikte üst- leneceğimizi söyledim. Türkiye, üslerini Güvenlik Konseyi kararlanna uyarak açtı. Ancak bu konuda NATO'nun heıtıan- gi bir kararı yok. Bu durumda, Türkiye'nin NATO tarafından savunulup savunulmayacağı tartışması başladı. Böyle bir tar- tışma olmamalıydı. Bu hükümetin acele davranmasının bir sonucu. Bu nedenle hükümetin dikkatini çekiyorum. Genelde İnönü ile Baykal farklı şeyler söylemiyor... Deniz Baykal yaklaşan delege seçimleri nedeniyle kendi yandaşlarına mesaj veriyor: — Bakın ben buradayım, politikadan elimi ayağımı çek- medim. Parti içi muhalefetin liderıyim. Ne yapıp yapıp dele- ge seçimlerini kazanın... Ama mesaj başka yerlere gidiyor. Bu işten kendisi değil, özal ve ANAP yararlamyor. Onun için de kendi tabanından Baykal ekibine tepkiler yoğunlaşıyor: — ANAP ağzıyla konuşma. Kongreleri bekle, kurultayda hesaplaş... Deniz Baykal'm çevresi giderek daralıyor. Kendisine des- tek veren arkadaşları bir iki yok oluyor... Öyle değil mi? VEEAT Merhum Hasan Topçuoğlu'nun eşi, Sanlı ve Gttneri Topçuoğlu'nun sevgili anneleri, Umut Topçuoğlu'nun babaannesi, F. Fırat Topçuoğlu ve merhume Sumru Topçuoğlu'nun kayınvalideleri MEŞKÜRE TOPÇUOĞLU vefat etmiştir. Merhumenin cenazesi 6 Şubat 1991 çarşamba günü Maltepe Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra defnedilecektir. AİLESİ ÇAĞOAŞ YAYMLAR1 İLHAN SELÇUK B A S I 7.000 lira (KDV u^nde) Ödemeli gönderilmez ÇAĞDAŞ YAYINLARI Türk Ocağı Cad. 39-41 CağaloğluISTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle