Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 5 ŞUBAT 1991
Eczacıbaşı:
Onemli aşama
• lç Politika Servisi —
TCK'nın 141, 142 ve 163.
maddelerinin değiştirilmesi
çalışmalanyla ilgili olarak
TÜSÎAD Başkanı Biilent
Eczacıbaşı, "Bu maddelerde
düşünülen değişikliklerin
ı, daha çağdaş
bir toplum yaratma
yönûnde ülkemizin yeni bir
atıhmı olacaktır. 2 binli
yillara yaklaşırken
Türkiyemiz Batı toplumlan
arasında layık olduğu
seçkin konuma
yönelmektedir. AT'ye
başvurmuş ve AGtK'e imza
koymuş olan Türkiye,
AT'nin sadece başarılı bir
ekonomik model olarak
gönnek ve bu modeli
benimsemekle yetinemezdi"
dedi.
Özgürlük
Dtinyası dergisi
• tSTANBUL (ANKA) —
Istanbul Devlet Güvenlik
Mahkemesi, aylık olarak
yayımlanan Özgürlük
Dünyası dergisini TCK'nın
142'nci maddesi uyarınca
'bolücülük' suçlamasıyla
toplatu. Derginin Yazı İşleri
Müdürü Sadık Güleç'in
açıklamasına göre Özgürlük
Dünyası'nın 1991 şubat
tarihli 28. sayısı 'ırk
mülahazasıyla milli
duygulan zayıflatıa
propaganda' yapıldığı
gerekçesiyle lstanbul DGM
tarafından toplatıldı.
Adnan Hoca'ya
soruşturma
• tSTANBUL (ANKA) —
lstanbul DGM Başsavcılığı,
Adnan Hoca adıyla tanınan
Adnan Oktar hakkında
sonışturma başlattı. DGM
Başsacısı Birol Kızıltan,
Tempo dergisinin kapak
taberini ihbar kabul
ettiklerini belirterek Adnan
Oktar ve Bilim Araştırma
Vakfı hakkında soruşturma
başlatuklannı bildirdi.
Tempo dergisinde yer alan
haberde, Adnan Oktar'ın,
çevresinde topladığı gençleri
her türlü yollarla
kullandığı, bunun açığa
çıkması üzerine kurdurduğu
Bilim Araştırma Vakfı
aracüığıyla kişisel
amaçlannı daha kolay
gerçekleştirmeye çalıştığı
ileri sürülmüştü.
Banş istegi
• ANKARA (AA) — Bazı
demokratik kitle
örgütlerinin yöneticileri,
Anıtkabir'i ziyaret ederek
Ataturk'ün mozolesi
önünde saygı dunışunda
bulundu. lnsan Hakları
Derneği, Çağdaş
Gazeteciler Derneği, Eğit-
Der, Nükleer Savaşa Karşı
Hekimler Derneği
(NÜSHED), Halkevleri ve
Türkiye Ziraatçiler Derneği
yönetici ve üyelerinden
oluşan grup adına İHD
Genel Başkanı Nevzat
Helvacı, Anıtkabir özel
defterini imzaladı.
İşkence davası
• tstanbul Haber Servisi
— lstanbul Siyasi Şube'de
görevli komiser yardımcısı
Umit Yüksel ile polis
memuru Adem Sangöl
hakkında öğretmen Ibrahim
Türk'e işkence yapüklan
savıyla açılan davanın
görülmesine devam edildi.
lstanbul 5. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde görülmekte
olan dava "görevsizlik"
karanyla ağır ceza
mahkemesine sevkedildi.
TMAD'dan
Aksu'ya tepki
• tSTANBUL (ANKA) —
Tutuklu ve Hükümlü
Aileleri Yardımlaşma
Derneği (TAYAD) Başkanı
Gülten Sesen, Içişleri
Bakanı Abdulkadir
Aksu'nun Birtan
Altunbaş'ın işkencede
ölmesi üzerine yaptığı
'örgüt üyesiydi' şeklindeki
açıklamasını kmayarak
"İşkencede ölümün 'örgüt
üyesiydi' şeklinde
açıklaması olmaz" dedi.
Sesen, yaptığı yazılı
açıklamada Körfez krizinin
Türkiye'nin de girebileceği
bir savaşa dönuşmesiyle
insan hakları ihlallerinin de
yaygınlaştığını ve endişe
verici boyutlara ulaştığını
kaydetti.
Cumhurbaşkaru, ANAP'lılarla "Kürtçe ve yetki" konufannda görüştü
Ozalikııada zorlanıyorTürkiye'de de Fransa benzeri bir "Kürdoloji
Enstitüsü" kurulabileceğini söyleyen Özal, "Bu işi
grupta tartışıp fazla büyütmeyin" dedi. Kürtçe ses
ve görüntü kasetlerinin serbest bırakılmasına
ANAP'lı bazı milletvekilleri tepki gösterdi.
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) —
Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal,
Kürtçe konuş-
ma yasağının
kaldınlması ve yetki tasanlan-
na ANAP grubundaki tepkinin
büyümesi üzerine dün bir grup
ANAP milletvekili ile görüştü.
Özal, ANAP'lılann karşı çık-
masına rağmen Kürtçe serbesti-
sine Uişkın tasannın daha fazla
tartışılmamasını istedi. Özal,
yetki tasansınm ekonomiye iliş-
kin maddelerinin çıkanlabilece-
ğini belirterek buna karşın Ge-
nelkurmay, Milli Savunma Ba-
kanlığı, yargı organlan, cum-
hurbaşkanlığı ve TBMM'nin
kuruluş, görev ve yetkileriyle il-
gili düzenleme için yetki tasan-
sının kapsamını genişletme dü-
şüncesini dile getirdi. özal,
Türkiye'de de Fransa benzeri bir
"Kürdoloji Enstitüsü" kurulabi-
leceğini söyledi.
ANAP grubunda yetki ve
Kürtçenin serbest bırakılması
konusundaki rahatsızhk sürer-
ken dün öğleden sonra grup
başkanvekilleri Başbakan Yıldı-
run Akbulut ile görüştüler.
ANAP grup başkanvekilleri
milletvekillerinin yetki kapsamı-
nm daraltılması yönündeki gö-
rüşlerini Akbulut'a anlattüar,
Kürtçe ile ilgili tasaruıın da sa-
dece konuşma serbestisi ile sınır-
lı tutulmasını istediler. Daha
sonra da Meclis'e dönerek bazı
grup yöneticilerinin de katıldı-
ğı bir toplantı düzenlediler.
Bu gelişmeler olurken Cum-
hurbaşkanı özal, ANAP Teşki-
lat Başkan Yardıması Ercan Vu-
ralhan'a Ankara'da bulunan
ANAP Başkanlık Divanı,
MKYK, grup yönetim kurulu
üyesi milletvekilleri ile TBMM
komisyon başkanlanm Meclis'e
çağırması talimatını verdi. Saat
15.30 sıralannda TBMM'deki
makamına gelen özal, ANAP
milletvekilleriyle görüştü. Top-
lantının başlangıcında Körfez
konusuna değinen özal, "Bu sa-
vaş bu ay içensinde ya da en geç
mart ayı başlnda biter" tahmi-
ninde bulundu.
Kürtçe sorunu
Yaklaşık üç saat süren toplan-
tının büyük bölümünde Kürtçe
serbestisi iceren tasarı tartışıldı.
Milletvekilleri görüşlerini açık-
larken Özal, konunun fazla tar-
tışılmadan tasandaki biçimiyle
yasalaştınlması talimatını verdi.
Ancak milletvekilleri ikna ohna-
yarak tasannın özellikle altmcı
maddesindeki Kürtçe ses ve gö-
rüntü kasetlerinin serbest bıra-
kılmasına karşı cıktılar. TBMM
Anayasa Komisyonu Başkanı
Kamil Tuğrul Coşkunoğlu,
"Kürtçe ses ve görüntü kasetle-
rinin bırakılmasının ileride çok
büyük sorunlar yaratacagım"
Kürtçe'ye sınırlı serbestlik getiren yasa taslağı Meclis'e sunuldu
Evde serbest,chşamda yasakTasanda Türk vatandaşlarının kendi aralarında, ^ ^
özel aile toplantılannda ve sosyal ilişkilerinde
mahalli dil ve lehçelerini kullanabilecekleri
belirtiliyor. Bu çerçevede kendi dilleriyle müzik
yapabilecek; plak, ses ve görüntü bantlarıyla
diğer anlatım araçlarından yararlanabilecekler.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — 2932 sayılı "Türkçeden
Başka Dillerte Yapılacak Yayın-
lar Hakkındaki Kanun"u yürür-
lükten kaldırarak sımrlı Kürtçe
kullanım serbestliği getirümesini
öngören yasa tasansı TBMM
Başkanlığı'na sunuldu. Yasa ta-
sarısında, yürürlükteki yasada
yer alan Türkçenin "anadil" ol-
ması hükmü kaldınlarak "resmi
dil olması" hukme bağlaruyor.
Tasanda Kürtçenin dahil oldu-
ğu "mahalli dil ve lehçe"lerle
konuşma, plak, ses ve görüntü
bantlan hazırlanması serbest bı-
rakılıyor.
Tasanmn genel gerekçesinde,
resmi dil Türkçenin aerelerde
kullanılmasının zorunlu olduğu
anayasaya dayanarak anlatüıyor,
"Kürtçe" sözcüğüne yer verilmi-
yor. Cumhurbaşkanı Turgut
Ozal'ın Türkiye'de 10 milyon
Kürt olduğunu vurgulayarak
ANAP milletvekillerinden des-
tek istemesine karşın tasanda ve
gerekçesinde bu olgudan söz
edilmiyor.
Tasannın ilk maddesinde
Türkçenin resmi dil olduğu be-
lirtiliyor. Böylece 2932 sayıh ya-
sanın 3. maddesindeki, "Türk
vataadaşlarının anadili
kaldınl-
ması yoluna gidiliyor.
Türkçenin kullanılmasının
zorunlu olduğu yerlerin düzen-
lendiği ikinci maddeyle kamu
kurum ve kuruluşlan ile yerel
yönetim ve diğer kamu tüzel ki-
şiliklerine yapılacak tüm başvu-
rularda Türkçe kullanılması ön-
görülüyor. Tasan aynen yasala-
şırsa bu hükme aykın başvunı-
lan koyan görevliler tçişleri Ba-
kaıüığı'nca görevden alınacak, 5
milyon liradan 10 milyon liraya
kadar para cezasıyla cezalandı-
nlacak. Türkçe dışında bir baş-
ka dille bu kurumlara başvuran-
lara ise 2-5 milyon Iira arasında
para cezası verilecek.
Basılmış eserlerde veya radyo
ve televizyon yayınlannda, film-
lerde Türkçe ya da Türkiye ta-
rafından tanınmış devletlerin bi-
rinci resmi dilleri kullamlacak.
Bu dunımda Kürtçe ile radyo te-
levizyon yayını film yapılamaya-
cak ve eser basılamayacak.
Ancak Türkiye'nin taraf oldu-
ğu milletlerarası anlaşma hü-
kümleriyle "azınlık statüsü" ve-
rilenler, kendi dilleriyle eğıtim ve
öğretim yapabüecekler. Ayrıca,
bilimsel araştırma ile kamu ku-
rum ve kuruluşlanmn yayın ve
yayımlannda, Kürtçe ve diğer
dil ve lehçeler kullamlabilecek.
Tasanda, eğitim ve öğreümin
Türkçe yapılacağı belirtilerek
yabancı dil öğretiminde eskiden
olduğu gibi Yabancı Dil Eğitimi
ve öğretimi Yasası hükümleri-
nin uygulanacağı vurgulanıyor.
Tasannın 6. maddesi, "ma-
halli dil ve lehçe" tarumını geti-
rerek Turk vatandaşlannın ken-
di dil ve lehçeleri ile konuşabi-
leceğini, bu dillerle müzik yapa-
bileceklerini, plak, ses ve görün-
tü bantlan ile diğer anlatım
araçlarından faydalanabilecek-
lerini düzenliyor.
Velidedeoğlu'na plaketj
Ord. Prof. Dr.
Hıfzı Veldet Ve-
lidedoğlu'na "Hukuk devletinin kurulup yerieşmesi yolundaki ca-
lışmaları ve yazılanyla bulunduğu katkılanndan" oturii İstanbul
Barosu'nca bir plaket verildi. Velidedeoglu'nun rahatsızlığı ne-
deniyle Göztepe'deki evinde düzenlenen toplantıya İstanbul Ba-
rosu Başkanı Turgut Kazan ile baro ü>eleri Av. Rezzan Özger ve
Perihan Şenses katılddar. Toplantıda konuşan İstanbul Barosu
Başkanı Turgut Kazan, Türk hukuk dünyası için tarihsel bir anın
yuşandıgını belirterek Velidedeoğlu'nun, hukuk devletinin ve hu-
kukun ustünlüğünün yerieşmesi için bü>iik çabalar harcadığını
kaydetti. Turgut Kazan daha sonra uzerinde "Hukuk devleti için
yapmış olduğunuz çalışmalarınızdan daima şükran duyduk,
duyacağız" yazılı plaketi Velidedeoğlu'na sundu. Vdidedeoglu da
hukukun üstünlüğüne inanmadan hiçbir >eyin gerçekleşemeye-
cegini belirterek "Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ni yaşatacaksak,
hukuk devletinin varlığını konımalıyız" dedi.
(Fotoğraf: Sabahattin Bostancıoğlu)
savundu. TBMM Adalet Komis-
yonu Başkam Alpaslan Pehli-
vanlı, ANAP grup başkanveki-
li Raşit Daldal, Kırşehir Millet-
vekili Gökhan Maraş konuşma
dışında serbestlik getirilmeme-
sini istediler. özal da bu karşı
çıkmalara, "O zaman hiçbir şey
degişmemiş olur. Çünkü zaten
konuşuluyor. Hatta sizin çok
korktuğnnuz kaset de dinleni-
yor. Bunlardan endtşelenmeni-
ze gerek yok" karşılığını verdi.
özal, "PKK lideri Abdullah
Öcalan'ın (Apo) da bildirilerini
Türkçe bastıgına" dikkat çekti.
"Kürtçenin alfabesi hazıriana-
cak kadar yaygın bir dil
olmadıgmı" savunan özal, özet-
le şunlan söyledi:
"Bunlardan korkmamza ge-
rek yok. En baskıcı rejimlerde
bile dil yasagı diye bir şey yok.
Rusya'da Türkçe konuşuluyor.
Arnavutluk'U yüzde 80 Müslü-
man, ama böyle bir yasak yok.
Komşulanmız bize karşı bu ya-
sağı kullanacaklarına biz onla-
ra karşı kullanıru.
Yasaklar tahrik edici oluyor.
Halbuki yasak olmasa insanlar
bunun uzerinde bu kadar dur-
maz. Kaldı ki AGİK çerçevesin-
de bu yasaklan kaldırmak zo-
randayız. Ekonomi güçlü olun-
ca, onlar da buna katılır gider-
ler. Televizyon da oldukca etki-
U, zaten 7. kanal tamamen siyasi
haberlere aynlacak, orada da
Türkçe yayın yapılacağına göre
insanlar ister istemez bunu ög-
renecekJer. Anadüierini konuş-
malanmn ne sakıncası var?"
Kürdoloji Enstitüsü
Gökhan Maraş, "KürÜerin
Lozan Antlaşması cerçevesinde
tanınan azınlık olmadıgım, ama
tasanda getirilen hükümlerin
ganlık hskfauının Uuunması an-
bunına geldiğİDİ" savundu. özal
da Maraş'a "Doğrndur.. Azınhk-
lar Lozan Antlaşması'yla bellr-
lenmiştir. Bunu serbest bırak-
makun bir zarar gelmez. Fran-
sa'da olduğu gibi Türkiye'de de
bir Kürdoloji Enstitüsü kurula-
bilir. Böylece dogrusu neyse or-
taya çıkar" yanıtını verdi.
ANAP grup başkanvekili Ül-
kü Güney de konunun öncelik-
le ANAP grubunda tartışılma-
sı gerektiğini savununca özal,
"Ne gerefi var. Ben göriişüyo-
nım işte, bu işi grupta tartışarak
daha fazla dallandırıp
budaklandırmayın" şeklinde
müdahale etti ANAP'hlar tasa-
ndaki "Türkçeden başka ma-
halli dil ve lehçeler" tanımma
karşı çıkınca, özal bu tanımdaki
"Türkçe" sözcüğünün çıkanla-
bileceğini söyledi.
Yetki tasansı
ANAP grup başkanvekili
Onural Seref Bozknrt, söz ala-
rak yetki tasarısıyla ilgili
"ANAP grubunda beliren
egilimi" anlattı. Bozkurt, gru-
bun sadece personel rejiminde
iyileştirmeleT için hükümete yet-
ki verme eğiliminde olduğunu,
bunun dışındaki hükümlerin ta-
sarıdan çıkanlmasım istedi. Ka-
mil Tuğrul Coşkunofhı da yet-
ki tasarısının bu şekliyle anaya-
saya aykırı olduğunu belirterek
"Biz burada bir haftada kanun
çıkartabiliriz. Hükümete yetki
venneye ne gerek var. Bu yol aç»-
lırsa ileride çok kötüye
kullanılır" dedi.
Özal, Türk Ceza Yasası'nm
141-142 ve 163. maddelerinde ya-
pılacak duzenlemelerden söz
ederken "Anti terör yasası çıkar-
mamız lazım. Buraya cebir un-
sunınu da koyarak büyük ceza-
lar verilmeli" dedi.
Bir milletveküinin YÖK'ten ve
özel üniversitelerden söz etmesi
üzerine Özal, YÖK Başkam
Prof. İhsan Dogramacı'mn özel
üniversitelerle ilgili görüşlerini
desteklediğini belirterek Doğra-
maa'nın çalışmalannı övdü.
özal, bugün öğleden sonra da
ANAP milletvekilleriyle görüş-
meye devam edecek. Bu arada
Akbulut da bu sabah toplana-
cakANAP grubunda konuşa-
cak.
UĞÜPOLİTİKA GÜNLUĞÜ
HİKMET ÇETİMKAYA
TÜRKÇENİN RESMİ DİL OLARAK KULLANILMASI HAKKINDAKİ KANUN TASARISI TAM METNİ
Kürtçe yayın ve yayıma hapîs yerine para cezası
Antaç ve kapsam
Madde 1 - Bu kanun; devletin ülkesi
ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün,
milli egemenliğin, cumhuriyetin, milli
güverdiğin, kamu düzeninin korunması
amacıyla Türkçenin resmi dil olarak kul-
lanılması ile Türkiye'de kullamlacak di-
ğer dillere ilişkin esas ve usulleri dü-
zenler.
Devletin resmi dili
Madde 2 • Türkiye devletinin resmi di-
li Türkçedir.
Türk vatandaşlan tarafından kamu
kurum ve kuruluşlan ile mahalli idare-
ler ve diğer kamu tüzel kişiUklerine ya-
pılacak başvurular ve her türlü işlemler-
de Türkçenin kullanılması zorunludur.
Buna aykın başvurular kabul edilmez
ve işleme konulmaz.
Basılı eser ve yayımlarda kullamlacak
diller.
Madde 3 - Basın Kanunu'nun 2. mad-
desinde gösterilen basılmış eserlerde ve-
ya her türlü radyo-televizyon yayımnda
veya filmlerde, Türkçe veya Türkiye
devleti tarafından tanınmış bulunan dev-
letlerin birinci resmi dili kullanılır.
Türkiye devletinin taraf olduğu mil-
letlerarası antlaşma hükümleriyle eğitim,
öğretim, bilimsel araştırma ve kamu ku-
rum ve kuruluşlarının yayın ve yayım-
larına ilişkin mevzuat hükümleri
saklıdır.
Eğitim ve öğretim kurumlannda oku-
tulacak ve öğretilecek dil
Madde 4 - Eğitim ve öğretim kurum-
lannda Türk vatandaşlanna Türkçe
okutulur ve öğretilir. Milletlerarası ant-
laşma hükümleri saklıdır.
Eğitim ve öğretim kurumlannda, Ya-
bancı dille yapılacak eğitim ve öğretim-
de, 2923 sayılı Yabancı Dil Eğitimi ve
öğretimi Kanunu hükümleri uygulanır.
Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde
kullamlacak dil
Madde 5 - 2911 sayılı Toplantı ve
Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamına
giren her türlü açık ve kapalı yer toplan-
tılan ile gösteri yürüyüşlerinde kullam-
lan afiş, pankart, döviz, levha ve ben-
zerlerinde Türkçe kullanılır ve plak, ses
ve görüntü bantlan ile diğer anlatım araç
ve gereçleri ile yayın ve yayım Türkçe
yapılır.
Mahalli dil ve lehçelerin kullanılması
Madde 6 - Türk vatandaşlan yukarı-
daki maddelere aykın olmamak kaydıy-
la Türkçeden başka mahalli dil ve leh-
çelerini konuşabilirleT. Bu dilleri ile mü-
zik yapabilecekleri gibi; plak, ses ve gö-
rüntü bantlan ve diğer anlatım araç ve
gereçlerinden faydalanabiürler.
Ceza hükümleri
Madde 7 - Fiilleri başka bir suç oluş-
turursa bile aynca;
a) 2'nci maddenin ikinci fıkrasına ay-
kın olarak başvumda buhınanlara iki
milyon liradan beş milyon liraya kadar
ağır para cezası,
b) 2'nci maddenin üçüncü fıkrasına
aykın olarak başvuruları işleme koyan
görevlilere beş milyon liradan on milyon
liraya kadar ağır para cezası,
c) 3'üncü maddenin birinci fıkrasına
aykın olarak yayın ve yayım yapanlara
yirmi beş milyon liradan elli milyon li-
raya kadar ağır para cezası,
d) 4'üncü maddenin birinci fıkrasına
aykın hareket edenkre altı aydan iki yıla
kadar hapis ve yirmi beş milyon liradan
elli milyon liraya kadar ağır para cezası,
e) 5'inci maddeye aykın hareket eden-
lere altı aydan bir yıla kadar hapis ve iki
milyon liradan on milyon liraya kadar
ağır para cezası,
hükmolunur.
Göreve son verme
Madde 8 - 2'nci maddenin üçüncü fık-
rasına aykırı olarak başvurulan işleme
koyan; kamu kurum ve kuruluşlan gö-
revlilerinin ilgili bakan, mahalli idareler
görevlilerinin tçişleri Bakanı tarafından
görevlerine son verilir.
Bu şekilde hareketleri sebebiyle hak-
lannda soruşturma veya kovuşturma
açılan mahalli idarelerin seçihniş organ-
lan veya bu organlann üyeleri, Içişleri
Bakanı tarafından kesin hükme kadar;
kamu kurumu niteliğindeki meslek ku-
ruluşlan ile üst kuruluşlarının organla-
rı ise mahallin en büyük mülki amiri ta-
rafından geçici olarak görevden uzaklaş-
tınhr.
Göreve son verme veya geçici olarak
görevden uzaklaştırma işlemlerine kar-
şı açılan davalara Danıştay'da bakılır.
Yürürlükten kaldınlan kanun.
Madde 9 -19.10.1983 tarih ve 2932 sa-
yılı Turkçeden Başka Dillerle Yapılacak
Yayınlar Hakkında Kanun yürürlükten
kaldırümıştır.
Baykal, Savaşa 'Evef
Diyor mu?
Eski SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal'm durduk yere
çıkış yapması, kendi partisinin barışçıl dış politikasına karşı
atağa geçer gibi görünmesi aslında güncelliğini yitirmiş bir
arayış biçimi.
Deniz Baykal, önce örgüt yemeklerinde, ardından sünnet
düğünlerinde eleştirmeye başladığı bugünku SHP yöneti-
miyle düşünce olarak ters bir noktada değil. Ancak iç poli-
tikada malzeme arayan kimi çevreler, Deniz Baykal'm bu
çıkışından yararianıp güncelliği yakalamaya çalışıyorlar. SHP-
DYP işbirliğini bitirmek için önce Süleyman Demirel'e yük-
lenen bu çevreler, şimdi İnönü-Baykal çekişmesini Körfez
savaşının üzerine oturtup konuyu iç politikaya çekerek sos-
yal demokratları bölmeye çalışacaklar.
Deniz Baykal'm demecini dikkatle okuduğunuzda,
SHP'nin bugün iziediği barışçıl dış politikadan farklı bir gö-
rüşün ortayaçıkmadığı anlaşılıyor. SHP lideri İnönü de yap-
tığı açıklamada bu konunun uzerinde duruyor ve şöyle diyor
— Sayın Baykal'm söyledikleri çok farklı şeyler değil, sa-
vaşa 'evef diyor mu?
Gerçekten Baykal savaşa 'evef sözünü hiç kullanmıyor.
Böylece kendi partisiyle aynı çızgide olduğu anlaşılıyor.
Baykal'm Tempo dergisinde yayımlanan demecinin bir bö-
lümünü biz, 29 ocak günü "Örgüt Yemeklerinde Savaş Politi-
kası" başlığında yansrtmıştık. Baykal, Denizii'de gazetecilerin
sorusu üzerine bu konulara bir ölçüde değinmiş, sadece
TRT baskınını desteklemediğini, SHP'nin savaş sonrası po-
litikalar ûretmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Baykal'ı Özal ve ANAP çizgisine çeken kimi çevreler ola-
yı saptırıyor. Eski genel sekretere destek verip ona 'aslan
Baykal' derierken SHP'nin bölünmesini istiyorlar.
Bakın neler söylüyor Baykal:
— Bizim partimizin -
yetkili organlan 'Biz SHP-DYP İŞbİrlİğİnİ
olsaydık Incırlık'ı K/*/m M a ıf irin nnre*
kullandırmazdık' dedi- £ ' ? / ; m e n
'V'" ü / 7
y e
. ,
ler. Ben de partiliyim. SUİeyman Demirel e
Benim partim bunu yüklençn bu çevreler,
kullandırmayacakmış. U:—^: ın/inr, Öaı/kal
B^u tercihi ben yapmı- ^"'/y' inunu-Ddyndl
yorum, yapma duru- ÇeklŞmeSIM KOffeZ
munda ve yetkisinde S3VaSinin ÜZOrİne
Sh^Sn^Kr oturtup konuyu iç
böyie bir tercih yaptı- politikaya çekerek
iar. BU tercih meşru sosyal demokratları
nır tûr/-ıntır Ri7im nar. • •* • " • • •
bölmeye çalışacaklar.Ve ikinci önemli
noktayı şöyle değerlendiriyor Baykal:
— Ben bir SHPTı olarak partimizin İncirlik Üssü'nün kul-
landınlmamasını nasıl herkesin doğal karşılamasını istiyor-
sam, İncirlik'i kullandırma kararı alan iktidarın bu tutumuna
karşı bir düşmanlık yapma hakkını da kendimde gör-
müyorum...
Deniz Baykal burada kişisel görüşünü açıklıyor. Elbet, satır
aralarında lider İnönü'ye inceden dokunuyor, ama demeci-
nin tümünü okuyunca parti yonetimiyle aralannda öylesine
büyük uçurum yok.
Deniz Baykal'm yaptığı yanlışlık şudur:
— Bu gibi tartışmalann yerı gazete, dergi sayfaları, örgüt
^emekleri, sünnet düğünleri değil, SHP Meclis Grubu'dur...
İnönü ile Baykal'm Körfez savaşıyla ilgili görüşleri hemen
hemen aynı.
İşte inönü'nün Sosyalist Enternasyonal toplantısından son-
ra yaptığı değerlendirme:
— Ben Türkiye'nin fiilen savaşa katılmasının uygun olma-
yacağını belirttim. Bu arada, bir saldırıya uğrarsak iktidarla
birlikte hareket edeceğimizi ve ülke savunmasını birtikte üst-
leneceğimizi söyledim. Türkiye, üslerini Güvenlik Konseyi
kararlanna uyarak açtı. Ancak bu konuda NATO'nun heıtıan-
gi bir kararı yok. Bu durumda, Türkiye'nin NATO tarafından
savunulup savunulmayacağı tartışması başladı. Böyle bir tar-
tışma olmamalıydı. Bu hükümetin acele davranmasının bir
sonucu. Bu nedenle hükümetin dikkatini çekiyorum.
Genelde İnönü ile Baykal farklı şeyler söylemiyor...
Deniz Baykal yaklaşan delege seçimleri nedeniyle kendi
yandaşlarına mesaj veriyor:
— Bakın ben buradayım, politikadan elimi ayağımı çek-
medim. Parti içi muhalefetin liderıyim. Ne yapıp yapıp dele-
ge seçimlerini kazanın...
Ama mesaj başka yerlere gidiyor. Bu işten kendisi değil,
özal ve ANAP yararlamyor. Onun için de kendi tabanından
Baykal ekibine tepkiler yoğunlaşıyor:
— ANAP ağzıyla konuşma. Kongreleri bekle, kurultayda
hesaplaş...
Deniz Baykal'm çevresi giderek daralıyor. Kendisine des-
tek veren arkadaşları bir iki yok oluyor...
Öyle değil mi?
VEEAT
Merhum Hasan Topçuoğlu'nun eşi, Sanlı ve Gttneri
Topçuoğlu'nun sevgili anneleri, Umut Topçuoğlu'nun
babaannesi, F. Fırat Topçuoğlu ve merhume Sumru
Topçuoğlu'nun kayınvalideleri
MEŞKÜRE TOPÇUOĞLU
vefat etmiştir. Merhumenin cenazesi 6 Şubat 1991
çarşamba günü Maltepe Camii'nde kılınacak öğle
namazından sonra defnedilecektir.
AİLESİ
ÇAĞOAŞ YAYMLAR1
İLHAN SELÇUK
B A S I 7.000 lira
(KDV u^nde)
Ödemeli gönderilmez
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
Türk Ocağı Cad. 39-41 CağaloğluISTANBUL