Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 ŞUBAT 1991 * * * * CUMHURİYET/17
SUYA HASRET TOPRAKLAR — Amerika'da bazı bölgeler,
yıllardır kuraklık çekiyor. Califoraia'ya bağlı Santa Barbara'daki
çif tliklerde susuzJuk sonucu catlayan toprakta yaşayan bitki ya
da hayvan kalmadı. Califoraia 4yıldır suya hasret. (Fotoğraf: AP)
Hayvan geni
insan için
kullanılacak
ANKARA (ANKA) — Biyo-
teknoloji adı verilen yöntem sa-
yesinde farelerc, tavşanlara ve
koyunlara, insan vücudunda ya-
rarlı etkiler yapan bazı madde-
leri ürettirmenin mümkün oldu-
ğu bildirildi. New Scientist der-
gisinde yer alan haberde, hay-
vanlara embriyon halindeyken
insanda kuüanılmak için üretil-
mesi istenen maddeleri taşıyan
genlerin aşılandığı belirtilerek
daha sonra bu embriyonun ana
rahmine yerleştirildigi kaydedil-
di. Bu şeküde gen aşısı yapılmış
embriyondan oluşan yavrulann,
büyüdüklerinde istenen madde-
yi sütlerinde tasıdıklan beiirlen-
di.
BAĞIMSIZLK GÜNÜ — Sri Lanka'da tngiliz somurgeUğinden
kurtuluşun 43. yılı törenlerte kullandı. Bağımsızlıktan sonraki
iç savaşta 10.000 kisinin hayaûnı kaybettigi ülke hâlâ bağımsız ol-
manın ve kendi ayaklan iizerinde durabilmenin savaşını veriyor.
(Fotoğraf: Reuter)
Uzay mekiği
enıekli oluyor
WASHINGTON (UBA) -
NASA, uzay mekiğine karşı al-
tenıatif projeler geliştirmek için
kolları sıvadı. NASA, uzay me-
kiklerinin yerine paraşütlü kap-
sülleri, mini mekikleri ve uzay
uçaklarını devreye sokacak.
NASA ûst düzey yetkilileri, her
şeye rağmen mekiği en mükem-
mel teknoloji olarak tanımlar-
ken sistemin bilinmeyen bir
"orta yaş" dönemine girdiğini
düşünen bazı araştırmacılar,
Amerika'nın uzaydaki geleceği
için farkh tasanlar haarhyor.
Houston'daki Johnson Uzay
Merkezi'nde yılda 1-2 milyon
dolar harcanarak mekiğin tasa-
rımını daha büyük bir hızla ge-
liştinneye yönelik çauşmalar ya-
pdıyor.
ALKOL
YARIŞI—
Brezilya'da
heyecanlı
bir
kalabahk
ellerinde
bardakian
biralannın
doldurulmasını
bekliyoriar.
Birazdan
2 kilometrelik
yolda
en
çok
alkol
alma
yanşı
başlayacak.
En
sarfaoş
olan
yanşı
kazanacak.
(Fotoğraf:
Reuter)
HABERLERİN DEVAMI
Arap dtinyası Ankara'ya soğıık
(Baştarafı 1. Sayfada)
amaçlannı aşmaması gerektiği-
ni" bildirmesi de bu çerçevede
anlamlı bulundu. Ghali'nin
"bölgenin güvenliginin dışan-
dan müdahale olmadan Arap
ölkeleri tarafından sağlanması
gereginden" söz etmesi ise Türk-
iye'ye bu çerçevede bir rol düş-
meyeceğinin işareti olarak kabul
ediliyor.
AnkarâT
da görüştüğümüz
Arap diplotnatik kaynakları,
Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesinin
hiçbir Arap ülkesinde kabul
edilmediğini anımsattılar. "An-
cak Irak'a verilen cezanın isle-
nen suç Ue oranblı olmadıgı"
yönündeki kanırun Arap dünya-
sında hızla yayıldığını bildirdi-
ler. Körfez'in ağandaki Basra
kentine karşı müttefiklerce ara-
hksız olarak gerçekleştirilen yo-
ğun hava bombardımanında
çok sayıda sivüin öldüğü yolun-
daki Batı kaynaklı haberlerin de
Arap kamuoyunda duyulan tep-
kiyi iyice arttırdığı vurgulanıyor.
Söz konusu kaynakların Kör-
fez savaşma ve savaş sonrası se-
naryolarda Türkiye'ye biçilen ro-
le ilişkin bazı görüşleri şöyle:
1- Irak'a karşı ytirütülen ope-
rasyon, uluslararası koalisyonun
Arap üyelerinin de kabul ettiği
"Kuveyt'in kurtııluşu" amacı ile
sınırlı kalmalı. Kuveyt'in tahli-
yesinden sonra Irak'a girilme-
meli, ancak ABD Savunma Ba-
kanı Dick Cheney, tngiltere'nin
ise Dışişleri Bakanı Douglas
Hurd kanalıyla amacın ötesine
gidUeceği kaygısma yol açıyor.
Ozellikle Hurd'un, Kuveyt'ten
çekilmesi durumunda bile Sad-
dam Hüseyin'in tehdit oluştura-
cağı yönündeki açıklaması bu
açıdan dikkat çekiyor. Oysa BM
Güvenlik Konseyi'nin 678 sayıh
kararında belirtiİen amacın açık
olduğü, bunun ötesine gidile-
cekse BM'nin konuyu yeniden
görûşmesinin gerektiği anlatılı-
yor. "Aksi takdirde Irak'a karşı
Batı saflannda yer alan Arap iil-
keierin kamuoylarını dizginle-
meleri güçleşecek ve koalisyo-
nun Arap kanadmda çatlaklar
belirecektir" deniyor.
2- Ortadoğu'nun geleceğine
yönelik olarak ortaya atılan "gü-'
venlik sistemi" senaryolannın
Batı kaynaklı olması dikkat çe-
kiyor. Körfez kriziyle bölgenin
içine sürüklendiği kanşıklığın
büincinde olan Arap ülkelerinin
bir güvenlik sisteminin gerekli-
liğini göz ardı etmedikleri anla-
tılıyor, ancak bunun gerektiği
vurgulanıyor. Washington ve
Londra'nın aynı görüste olduk-
larına ilişkin açıklamaları ise
"ikna edkl" bulunmuyor.
3- Washington ve Londra'dan
son günlerde yapılan üst düzey-
li açıklamalarda Ortadoğu'da
bir silahsızlanma sürecinden ve
gerekirse bu çerçevede bölge ül-
kelerine silah satışının kısıtlan-
ması ya da yasaklanmasından
söz ediliyor. Bu açıklamalar
Arap başkentlerini son derece
rahatsız ediyor. Çünkü lsrail'in
bu tür bir silahsızlanma sürecin-
de yer alacağına inanılmıyor.
Aynı şekilde Batı'dan Israil'e
yapılan askeri yaıdımın ve silah
satışının kısıtlanacağı veya ya-
saklanacağına da inanılmıyor.
lsrail'in tarihinde en sağcı hükü-
metin Kudüs'te işbaşında bulun-
masının da bu ülkeye yönelik
kuşkuları arttırdığı belirtiliyor.
4- Türkiye'nin Israil, Mısır ve
Suudi Arabistan gibi ülkelerle
Bağdat hedefte
Ortadoğu'ya yönelik bir güven-
lik sisteminde yer almasından da
söz ediliyor. Her şeyden önce
Mısır dahil hiçbir Arap ülkesi-
nin tsrail'in de içinde yer aldığı
bu tür bir sisteme kolay kolay
katılamayacağı, üslerini bir
Arap ülkesine karşı kullanılması
için ABD'ye açan Türkiye'nin de
böyle bir güvenlik sisteminde yer
almasının güç olduğu vurgula-
nıyor.
S- Ankara'dan aksine yapılan
'açıklamalara karşın Türkiye'nin
Musul ve Kerkük üzerinde iddi-
alan bulunduğu görüşü de çesit-
li Arap ülkelerinde yaygın. Bu-
nu açıkça belirtemeyen söz ko-
nusu ülkeler örneğin Suriye'de
olduğu gibi resmi yayın organ-
lan aracüığı Ue konuya ilişkin
rahatsızlıklannı duyuruyorlar.
Bu çerçevede Ankara'mn gözü-
nün Musul ve Kerkük'ün petro-
lünde olduğu temasını işliyorlar.
Buna ise hiçbir Arap Ulkesinin
izin vercmeyeceğini dile getiri-
yorlar.
Bu rahatsızlıklann bilincinde
olan Ankara, Dışişleri Bakanı
Ahmet Kurtçebe Alptemoçin'i
11 şubatta başlayacak bir dizi zi-
yaretler çerçevesinde önce Suri-
ye ve Mısır'a, ardından da Jran
ve Suudi Arabistan'a gönderi-
yor. Alptemoçin'in bu ülkelerde-
ki temaslannda, Türkiye'nin üs-
lerini kullandırmasının ardında-
ki tek nedenin BM kararlannın
uygulanmasına olanak verilme-
sinin olduğunu anlatması bek-
leniyor.
Aynı şekilde Türkiye'nin
Irak'ın toprak bütünlüğünü sa-
vunduğunu ve Musul ile Kerkük
üzerinde herhangi bir emeli ol-
madıgı güvencesini vermesi bek-
leniyor.
Körfez Savaşı ve Ttirkiye
(Baştarafı 2. Sayfada)
Bu durumda görünen ve umulan odur ki;
Türkiye bir saldınya maruz kalmadıkça kesin-
likle Irak ile sıcak bir çatışmaya girme arzu ve
emelinde değildir. Türkiye, bu badirenin sonra-
sı Irak'ın toprak bütünlüğune saygı gösterilme-
sini istemekte, ebediyen yanyana yaşayacağı,
aralannda dengeli bir menfaat birliği ve ortak
değerler bulunduğuna inandıgımız Irak halkı ve
diğer Arap halkları ile Türk halkı arasında bir
husumet duygusu oluşmasını arzu etmemekte-
dir.
Esas harekât alanı olan Körfez'de, ABD ön-
derliğindeki müttefık askeri güçlerden ağır ha-
va darbeleri yiyen Irak liderliğinin, resmi devlet
politikaları ile uluslararası hukukun ve BM ka-
rarlarımn yanında yer almakla beraber, gene de
bir ölçüde ihtiyatla hareket etmiş olan Türkiye'ye
ve Müslüman ve milliyetçi Arap halklarma sem-
pati duyan ve büyük çoğunluğu ile bir saldırı-
ya maruz kalmadıkça savaşa karşı olan Türk ulu-
suna yönelik bir saldırıda bulunmayacağına
inanmak istiyoruz. Akhselim de bunu gerektir-
mektedir. Belki böylesine bir çatışmayı isteyen,
planlayan, düzenleyen kişiler ve güçler olabilir.
Ama her türlü provokasyona karşı iki ulkenin
resmi devlet örgütlerinin böyle bir olasılığı ba-
siretle önleyecek tarzda çok uyanık ve objektif
olmalarının şimdi tam zamanıdır diye düşünü-
yoruz.
Harekât sonrası olası gelişmeler
Bu harekât ne kadar sürer ve de sonucu ne
olur? ÖzeUikle harekâtın süresi hakkında bir tah-
minde bulunmak çok zordur. Her iki taraf da
neticeye müessir olan sauh kuvvetlerini ve kitle
imha silahlannı henüz kullanmamışlardır. Ger-
çi Irak Silahh Kuvvetleri ambargo ve hava dar-
beleri ile uygun bir destekten yoksun hale geti-
rilmiştir. Bu durum cephe ve cephe gerisine vu-
rulmakta olan yeni darbelerle Irak birliklerinin
durumunu ve savaşın sonucunu Irak için umut-
suz hale getirmektedir.
Bugünkü ittifak ve destek dengelerinin bozul-
duğu ve çatışmanın daha geniş bölgelere yayıl-
dığı bir ortamda bu savaş tahminlerin üzerinde
uzayabilir. Bu dunım özellikle ABD kamuoyu-
nu, hele kara savaşlarında anlamlı kayıplar ve-
rirlerse, olumsuz etkileyecek ve toplumda Viet-
nam sendromu yeniden yeşerebilecektir. Kuşku-
suz Irak da, uzayan savaştan kahredici darbeler
yiyerek yıkıntıya uğrayacaktır. Nitekim dünya
kamuoyunu yönlendiren ABD ve Batılı iletişim
kaynaklarının üzerinde fazla durmamalanna
rağmen, bugün Irak'ın bir tarih ve kültür şehri
olan Bağdat'ın ve Basra'nın savaştan ağır dar-
beler aldığı kuşkusuzdur. Irak'ın Körfeze ham
petrol akıtarak sebep olduğu büyük çaplı çevre
tahribatımn da hayati önem taşıdığı açıktır.
Bu itibarla özellikle Irak için umutsuz gelişen
bu savaşın mümkün olduğunca cabuk sonuçlan-
dırılması, BM kararlannın uygulanmasını sağ-
layan, Irak'ın toprak bUtünlüğünU koruyan ve
yaralannın süratle sanlmasına olanak veren; Or-
tadoğu'da Filistin sorununun çözümü dahil Arap
halklarınm çıkar ve yararlannı gözeten adil bir
barışın ve düzenin tesisi tüm dünyanın ve özel-
likle bölge ülkelerinin lehine olaçaktır. Bölgede
düzeni sağlama rolünü üstlenmiş ABD'nin de
benzeri görüşleri paylaştığını ümit ediyoruz.
Harp sonrası Ortadoğu'da güvenlik ve istik-
ran sağlayıa düzenlerin alınması için başta ABD
olmak üzere hiçbir platformda belirli, billurlaş-
mış görüşlerin oluşmadığını, ancak çeşitli fikir-
lerin üretildiğini müşahede etmek mümkündür.
Ancak NATO sorumluluk sahalarmın Körfezi
de kapsayacak şekilde genişletilmesi, Körfez'de
kalıcı bir düzen sağlanana kadar Kuveyt'in gü-
venliğinin BM ve/veya çokuluslu bir Arap gücü
tarafından temini, ABD'nin giderek Suudi Ara-
bistan'dan kara kuvvetleri unsurlarıru çekmesi,
hava ve deniz gücü ile bölgede varhğmı göster-
mesi, savaş sonrası bölgede kalıcı bir banş dü-
zeni ve istikran sağlamaya matuf bİT konferaı;-
sın toplanması ve bu konferansta Filistin soru-
nu dahil bölgedeki sorunlann ele alınması, gi-
derek Ortadoğu'da bölge ülkelerinin iştiraki ile
müşterek bir güvenlik örgütü oluşturulması için
çalışmalara başlanması beklenebilir. Bu güven-
lik örgütünün meydana getirilmesinde tüm böl-
ge ülkelerinin eğilimlerine saygı gösterilmesi, sa-
dece ABD'ye müzahir ve destek olan ülkelerle
sınırlandınlmaması, güvenlik ve istikrann kalı-
cı olması açısından önemli görülmektedir.
Savaş sonrası düzende Türkiye'nin yeri tartı-
şılmaktadır. Sn. Cumhurbaşkanımıza göre Tür-
kiye bu savaştan kazançlı ve güçlü olarak çıka-
caktır. Bu konuda değişik görüşler de vardu1
. Bi-
linen, Türkiye'nin Ortadoğu politikasında dış ve
iç dinamiklerin etkisi ile köktenci nitelikh' deği-
şimlerin olacağıdır. Bu değişimleri savaş eylemi
içinde yaşıyoruz da. Kanımızca bizim için esas
olan, demokratik bir düzende bağımsızlığımız-
dan, ulusal onur ve saygınhğımızdan ödün ver-
meksizin bulunduğumuz coğrafı konumda kom-
şulanmızla iyi ilişkiler tesis ve idame edilerek ulu-
sal güvenliğimizin sağlanması, ulusal güç unsur-
larımızın dengeli geliştirilmesi, ulusal birliğj pe-
kiştirecek sosyo-ekonomik dengeli bir düzenin-
teminidir.
Savaş sonrası düzenlemelerde Türkiye konu-
suna bir başka yazımızda kapsamlı olarak de-
ğinmek üzere son bu aşamada bu savaşa doğ-
rudan iştirakini zorunlu kılacak koşullann oluş-
mamasını ve bölgeye barış ve esenliğin bir an>
önce gelmesini diliyoruz.
(Baştarafı 1. Sayfada)
ra ordusu techizatının yiizde
10'u eder. Saldınya devam edil-
mesi gerekir" dedi. BBC'nin ha-
berine göre ise Suudi Arabis-
tan'daki Amerikalı askeri yetki-
liler, 100 dolayında Irak uçağı-
nın imha edildiğini öne sürdü-
ler.
ABD deniz piyadelerine bağ-
lı Harrier jetlerinin önceki gece
Kuveyt'e düzenledikleri hava sal-
dırısında 25 Irak tankını etkisiz
hale getirdikleri bildirildi.
Amerikan komutanlığından
verilen bir başka haberde de dün
sahaba karşı Iraklı askerlerle
ABD deniz piyadeleri arasında
çatışmalar meydana geldiği ve
Amerikan birliklerinin Kuveyt
içlerindeki hedefleri bombala-
dıkları bildirildi.
öte yandan Körfez'de ABD
güçlerinin komutanı General
Norman Schwarzkopf, Iraklı
komutanlann bombardımandan
korunmak amaayla karargâhla-
nnı okullara taşıdıklannı söyle-
di. Schvvarzkopf, Riyad'da dün
bir grup gazeteciye yaptığı açık-
lamada, bombardımanın siville-
ri doğrudan hedef almadığım ve
almayacağını kaydetti.
Irak'ta iktidar partisi BAAS-
m yayın organı El Thavra ise
Irak'ın, kara savaşında eskiden
lslam ülkelerinin komşularını
fethederken kullandığı 'vur-kaç
taktikleri' de kullanacağını bil-
dirdi.
Gazete, Irak ordusunun Hafci
benzeri yeni akınlara da hazır
olduğunu, kara savaşında zırhlı
ve mekanize birlikler ile 'özel
komaodo' birliklerinin kullanı-
lacağını kaydetti.
Irak Dışişleri Bakanı Tank
Savaşın bilançosu
Jtaker
Ariz, BM Genel Sekreteri Perez
de CueUar'ın "BM ilkeierinin ib-
lal edilmesi karsısında sessu kal-
masının ntanç verici olduğunu"
söyledi. Aziz, De Cuellar'a gön-
derdiği mektupta, "BM'nin,
emperyalist devletlerin halklan
ezmek ve tsrail'in bölgedeki he-
gemonyasını güçlendirmek için
kuilanılması karşısında essiz
kalmanız utanc vericidlr" dedi.
Takvime uyacaŞız
ABD Başkanı George Bush,
Körfez Savaşı'nda daha önce-
den belirlenen takvime uygun
hareket etmeye kararlı oldukla-
nnı, bu konuda hiçbir değişik-
lik yapmayı düşünmediklerini
söyledi.
Körfez Savaşı'nın belirlenen
planlar çerçevesinde devam ede-
ceğini kaydeden Bush, daha
sonra izlenecek, "Takvimln"
Irak Devlet Başkanı Saddam
Hüseyin tarafından değil, ken-
dileri tarafından belirleneceğini
söyledi. ABD Başkanı George
Bush, Körfez Savaşı'nda kara
saldırılanna zamanı geldiği ve
gereği görüldüğü an girişecekle-
rini kaydetti.
Şamir sert çıktı
tsrail Başbakanı tzak Şamir,
Ortadoğu barışı için düzenlene-
cek bir konfransta ulkesinin as-
la yer almayacağını söyledi.
Şamir, Körfez Savaşı konu-
sunda dün parlamentoda yaptı-
ğı konuşmasında, ABD ve Ingil-
tere'ye de çağn yaparak, savaş-
tan sonra böyle bir konferansın
toplanmasına karşı çıkmalarını
istedi.
Şamir, Irak Devlet Başkanı
Saddam Hüseyin ile Filistin
Devlet Başkanı Yaser Arafat ta-
rafından yürekten desteklendi-
ğini belirttiği bu konferansın
herhangi bir ilerleme getirtneye-
ceğini, aksine "saldırganlann"
isteklerini gerçekleştirmelerine
katkı sağlayacağını iddia etti.
takMttteflktar
90
?
(Irak'a
ÖKi
Kayıp
(Mûttefiklere göre)
Oİû 79
Esir aiınan ya da kaytp 800
8*1
göre)
32Q
400
13
?
38
53
Yaralı
ffltetteffldere
8
42Yarafc.. ?
Kayıp Bçaktv ja da fâzeter (Helitopter oanii)
Oraka göre) ? 273
(MûtteflMere göre) 123 30
MBnn |« »B BBt fOrN fMMfı
(Mûtteffldere g^re) ., 66 tok
ABDIden Türkiye'ye temel
(Baştarafı I. Sayfada)
aralarında Ankara'mn da bu-
lunduğu bazı bölge başkentle-
rinde tartışılmaya başlandı.
ABD kaynaklarının bu kapsam-
da ortaya attıklan tezlerin başın-
da, "Irak'ın Kuveyt'ten çekilme-
si ve Kuveyt'in meşnı yönetimi-
nin isbasına dönmesi durumun-
da bile bölgede giıvenliğin sağ-
lanamayacagr' geliyor. Bu teze
göre Bağdat, Riyad, Kuveyt, Tel
Aviv, Tahran, Kahire, Şam ve
Ankara yönetimleri "yeni bir
güvenlik sistemi oluşturulma-
dıkca kendilerİDİ sürekli tehdit
altında hissedecekler."
Diplomatik kaynaklardan
edindiğimiz bilgiye göre söz ko-
nusu yeni güvenlik sisteminin
oluşturulmasına yönelik adım-
lar Ue bu sistemin üstleneceği
görevler şöyle özetleniyor:
1. Irak'ın denetimi: Körfez sa-
vaşmın çok büyük olasılıkla
Irak lideri Saddam Hüseyin'in
düşürülmesi sonucunu vereceği
hesaplanıyor. Savaşın Irak'ın as-
keri gücünu büyük ölçüde tah-
rip ettiği de biliniyor. Ancak bu
durumda bile savaş sonrasında
Irak'ın özellikle kimyasal ve
nükleer kapsamda silahsızlan-
maya zorlanması ve askeri gü-
cünü kullanımının sürekli dene-
timde tutuhnası hedefleniyor.
Ortadoğu güvenlik işbirliği sü-
recinin ilk adımını Irak'ın silah-
sızlandınlmasının oluşturacağı
belirtihyor.
2. tran - Suudi Arabistan ku-
tupiaşması: Ortadoğu'nun siyasi
etkisi açısından en önemli ülke-
lerinden sayılan îran ve Suudi
Arabistan arasında yaşanan ger-
ginlik, Washington'da "kaygı"
yaratıyor. ABD stratejistleri,
oluşturulacak güverüik sistemin-
de her iki ulkenin de yer alaca-
ğım beürtiyorlar. Suudi Arabis-
tan'ın çok büyük olasılıkla yeni
kurulacak Irak yönetimine eko-
nomik destek sağlayacağı, tran-
ın ise Suudi karşıtı propaganda
ve etkinliğini arttıracağı hesap-
lanıyor. ABD yetkilileri, Türki-
ye'nin; Tahran ve Riyad'a yakın
ilişkileri olan bir ülke konumun-
da bulunması nedeniyle özellik-
le Iran'ı dengelemek üzere "Arap
olmayan, laik bir Müslüman
ülke" niteliğiyle güverüik siste-
mi içinde rol alması gerektiğini
düşünüyor.
3. Amerikan variıgı: ABD'nin
Türkiye'deki askeri varhğını ve
olanaklarını savaş sonrasında
"kalıcı biçimde arttırmayı düşü-
nüp düşünmedigi" sorusuna
\Vashington kaynaklan, "Hayır,
düşünmüyonız" yanıtım veri-
yorlar. Aynı kaynaklar, savaşın
Türkiye'nin hava savunmasının
güçsüzlüğU ile füze savunmasın-
Siyasi işbirliği çerçevesinde
dün Brüksel'de toplanan Avnı-
pa Topluluğu (AT) Dışişleri Ba-
kanlan, Körfez Savaşı'ndan et-
kilenen Israil ve işgal altındaki
Filistin topraklanna mali yar-
dım yapılması konusunda pren-
sip kararı aldılar.
Toplanülarda, Türkiye, Yu-
goslavya ve Suriye'nin de dahil
olduğu Akdeniz ve Körfez ülke-
leri arasında "Akdeniz Güven-
lik ve tsbiriiği Konferansı" baş-
latılması fıkri benimsendi.
lsrail, Mısır, Fas, Cezayir,
Tunus ve Libya Ue "troika"
toplantısı yapılarak Körfez'de-
ki gelişmelerin ele ahnmasma
karar veren AT Dışişleri Bakan-
lan, bu toplantılann yeri ve ta-
rihini de yine 19 şubatta Lük-
semburg'da tespit edecekler.
Troika toplantıları gereği bu
toplantılarda Avrupa Toplulu-
ğu, şimdiki döhem başkanı
Lüksemburg, bir önceki dönem
başkanı ttalya ve bir sonraki dö-
nem başkanı Hollanda Dışişle-
ri Bakanı tarafından temsU edi-
lecek.
Pakistan Başbakanı Navaz
Şerif Körfez Savaşı'nda tarafla-
ra ateşkes çağrısında bulundu.
Şerif, parlamentonun savaş-
la Ugili oturumunu açarken yap-
tığı konuşmada, "Ateşkes ilanı-
nın Irak'ın Knveyt'ten çekilme-
siyle bağlantılı olması ge-
rektigini" belirterek, ateşkesten
sonra Körfez'deki "tüm yaban-
cı güçlerin" çekilmesi ve bölge
ülkelerinin kendi güvenlikleri
için bir düzenleme yapmaları
gerektiğini kaydetti.
Norfolk'a bomba
ABD yetkUileri, dünyanın en
büyük deniz üssü olan Norfolk
üssünün yanıbaşındaki ticari li-
manda bulunan yakıt depolan-
na dün 6 adet bomba yerleştiril-
diğini bildirdiler. Bombalardan
ikisinin bulunarak etkisiz hale
getirildiğini, diğerlerinin de
arandığını beürten yetkilUer bu
eylemin Körfez savaşı nedeniy-
le karşılasılan terörist saldınlar-
dan biri olup olmadığını söyle-
mek için erken olduğunu kay-
dettUer.
görev
dan yoksun olmasının tehlikesi-
ni ortaya çıkardığını ve bu sis-
temlerin geliştirUmesi için An-
kara'ya söz verildiğini belirtiyor-
lar. Ortadoğu'da oluşturulacak
güvenlik sistemi içinde ABD'nin
doğrudan yer almayabUeceği,
ancak özellikle Kuveyt'te kuru-
lacak bir deniz üssünde sürekli
Amerikan gücü bulundurularak
ve bölge ülkelerine Amerikan
askeri yardımının arttınlması
yoluyla Washington'un ağırhğı-
nı hissettireceği kaydediliyor.
4. Bagdat'la Uişki: Ortadoğu
güvenlik işbirliği kapsamında
Türkiye'ye verilen rolün önemli
bir unsurunu da Irak'la kurula-
cak Uişkiler oluşturuyor. ABD,
Ankara'nın Bagdat'la köklü Uiş-
küerini koparmaması ve özellik-
le siyasi temaslar Ue ekonomik
,işbirliğini arttırarak sürdürme-
si görüşünü savunuyor. Bu çer-
çevede, Irak'ın baştan sona ye-
niden yapdacağı belirtiİen altya-
pı ve diğer inşaat işlerinde Ba-
tılı şirketlerle birükte Türk mü-
teahhitlerinin de devreye girme-
si, petrol boru hattının yeniden
işletümesi ve ikili ticaretin geliş-
tiriünesi öngörülüyor. Ameri-
kan kaynakları, Türkiye'nin
Irak'ta oluşturulacak bir Arap -
Kürt - Türkmen federasyonuna
siyasi destek vermesinin de ken-
dileri açısından önem tasıdığını
ifade ediyorlar.
GOZLEHM UĞUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
birierinin dostudurlar. Sizlerden kim onlara dost olursa o da
onlardandır. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez.
Irak'a karşı kurulan çokuluslu koalisyonda, yalnızca Hı-
ristiyan devletler yok; Suudi Arabistan, Suriye, Mısır gibi
Müslüman devletler de var.
İslamcı görüş, olaylara açıklık getirmiyor; tersine olayla-
nn ve gerçeklerin karıştırılmalarına yarıyor.
Savaş, Müslümanlarla Müslüman olmayanlar arasında
değil; bir ulusal savaş ya da Türküyle, Arabıyla, Kürdüyle,
Farslısıyla birlikte yapılan bir "ümmet savaşı" da değil...
"Cihaf', din uğruna yapılan savaş demektır.
Körfez savaşının dinle imanla bir ilgisi yok. Savaş bir pet-
rol savaşıdır. Açıkçası bir çıkar savaşıdır bu.
Çıkar ağları da şöyle dokunuyor:
Irak, Kuveyt'i kendi çıkarı için işgal ediyor Iraklı Müslü-
manlar, Kuveytli Müslümanların üikelerini işgal ediyor. Su-
udi Müslümanları da ABD'yi yardıma çağınyor. ABD de tek
süper güç olarak Ortadoğu'daki çıkarları için savaşa giri-
yor. Türkiye, 1952 yılında NATD'ya Batı'nın "Körfezbekçiliğr
ni yapmak için alınmıştı. İşte bugün bu bekçilik için Türki-
ye'ye görev veriliyor. İncirlik Üssü'nün bir Ortadoğu savaşı
için kullanılması planlanmıştı. Şimdi bu plan yerine geliyor.
İşin özeti bu...
Ortadoğu haritası, 1. Dünya Savaşı'ndan sonra İngilizler
tarafından kum üstüne pergel ile çizildi. Savaş sırasında Hz.
Muhammed'in torunlarından Mekke Emiri Şerif Hüseyin,
İngilizler ile anlaşarak Osmanlı İmparatorluğu'na karşı ayak-
landı. Şerif Hüseyin, 27 Haziran 1916 günü ingilizlerle an-
laşıp Osmanlı Harbiyesi'ni bitiren Nuri Said Paşa komuta-
sında Türk askerlerine saldırdı.
İslamcılar, 1. Dünya Savaşı'nda Türk askerlerini arkala-
rından vuran İngiliz işbirlikçisi Arap Müslümanları nasıl da
unuttular?
Din duyguları ve dince kutsal kavramlar, Kurtuluş Savaşı
öncesi ve sonrasında emperyalızmın elinde Türkü Türke kır-
dırmak için kullanıldı.
Ortadoğu'da emperyalizm yıllarca at oynattı. Bugün de
joynatıyor.
Din duyguları ve dince kutsal kavramlar, 1980 öncesin-
de ABD tarafından ünlü "yeşil kuşak teorisi" ile uygulandı.
Teori, islamın, "antikomünistideoloji" olarak kullanılmasını
öngörüyordu.
Suudiler, bu işin finansmanını üstlendiler.
Sovyetler Birliği'ni kuşatan. Pakistan, İran ve Türkiye gi-
bi ülkelerdeki İslamcı akımları güçlendirmek, Sovyetler Bir-
liği'ndeki Müslüman halkları islamcı ideoloji ile birleştırip
yönetime karşı kışkırtmak "yeşil kuşak teorisi"n\n ana amaç-
larıydı.
Bu işin stratejisi Beyaz Saray tarafından çizilmişti. Beyaz
Saray'daki pazar, Tahran'daki çarşılarına uymamış; Humeyni
rejimi ABD'ye başkaldırmıştı.
Böylece iran'da Şah zamanında alınan ABD üsleri elden
gitmişti.
Müslüman Irak ile Müslüman İran arasındaki savaş da
tam bu sırada çıkarıldı. Irak, başta Sovyetler ve Çin Halk
Cumhuriyeti olmak üzere aralarında Federal Almanya ve
Fransa gibi Batılı ülkelerce sılahlandırıldı.
Saddam, bu ülkelerden aldığı zehirli gazları Halepçe'de
Kürtlere karşı acımasızca kullandı.
Irak-iran savaşı ve Halepçe kıyımı "Müslümanın Müslü-
manı kırması" değil miydi?
Neden ses çıkmadı o günlerde?
İslamcı kesim, Türkiye'de yayın organlarına parasal ola-
nak sağlayıp ilanlar veren ABD destekli Suudi kökenli ban-
kerlerini, Kuran'ın hangi suresine, hangi ayetine sığdırıyor?
İslamcı yayın organları parasal güçlerini biraz da Suudi
desteğine borçludurlar.
Din duygularının ve dince kutsal kavramların dün oldu-
ğu gibi bugün de savaşta siyasal amaçlarla kullanılmalan-
na tanık oluyoruz.
Emperyalizmin oyunu çoktur: işbirlikçisi de çoktur. Bu
oyunların çoğu da din duyguları ve dince kutsal kavramlar
üzerine kurulmuştur!
Suudi sermayesinin Türkiye'de, özellikle 1983 yılından bu
yana kimlerle, neden ilişki kurduğu, bu ticari ilişkilerde sı-
yasal çevrelere niçin öncelik tanındığı da bugün artık iyice
anlaşılmıyor mu?
YATMUHI
OKTAY AKBAL
Atatürk
Bir Gün
Gelecek
10.000 Lira (KDV içinde)
ödemeli gönderilmez
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İSTANBUL
*
BUTUN ADIDAS'LAR °/o15; INDIRIMLI
V