Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 5 ŞUBAT 1991
SSCBile
işbirligi
• DAVOS (AFP) —
Alman Dışişleri Bakanı
Genscher, liberalleşme
karşısında Sovyetler'de
görülen 'geri adımlar'a ve
•yetersizlikler'e rağmen,
Batı'nın Sovyetler'le
işbirliğine devam etmesi
gerektiğini söyledi.
Genscher, Isviçre'nin Davos
kentinde toplanan Dünya
Ekonomik Forumu'nda
yaptığı konuşmada
Sovyetler Birliği'nde
görülen 'geri adımlann' ve
'yetersizliklerin' uzun-vadeli
politikaları engellemediğini
söyledi. Ancak Genscher,
Batı'nın ekonomik
yardıtnının Sovyetler
Birliği'nin geçen haftalarda
Baltık ülkelerinde şiddete
başvurması üzerine ciddi
biçimde tehlikeye girdiğini
söyleyerek Sovyet yetkilileri
uyannaktan da geri
kalmadı.
Çin'de yeni
yargılanmalar
• PEKİN (AP) — Pekin
mahkemesi, 1989
Tienanmen olaylanna
katılan iki kişinin daha
yargı önüne çıkanlacağını
bildirdi. Mahkeme Chen
Yanlin ve Zang Yafei adh
sanıklann karşıdevrimci
propaganda, ktşkırtma ile
karşıdevrimci eylem
suçlarından
yargılanacaklannı söyledi.
Çin'de karşıdevrimci
propaganda suçlaması,
siyasal tutuklulara en çok
atfedilen suç oluyor. Çin'de |
bir süredir yapılan
yargılamalarla, 1989
Tienanmen olaylarına
katılan 90 kadar
demokratın mahkeme
önüne çıkartılması
bekleniyor. Sanıklann
büyük çoğunluğu, 20 ayı
aşkın bir süredir hapiste
bulunuyor.
Winnie Mandela
yargılandı
• JOHANNESBURG
(AFP) — Afrika Ulusal
Kongresi (ANC) örgütünün
sosyal refah bölümünün
başkanı ve Nelson
Mandela'nın eşi Winnie
Mandela, adam kaçırma ve
saldırı suçundan yargılandı.
Mahkemeye eşi Nelson
Mandela ile birlikte gelen
Winnie Mandela,
duruşmaya girerken neşeli
göründü, gazetecilerle
şakalaştı. Afrika Ulusal
Kongresi yandaşları örgütün
bayrağmın renklerini
taşıyan yeşil, siyah ve san
renkli giysileri ile
mahkemenin önünde
toplanarak Winnie Mandela
ile dayanışma gösterilerinde
bulundular. Afrika Ulusal
Kongresi'nin ve Güney
Afrika Komünist Partisi'nin
çeşitli yetkilileri de
mahkeme salonunda
dunışmayı izlediler.
Once deprem,
sonra seî
• tSLAMABAD (AFP) —
Pakistan resmi haber
ajansının bildirdiğine göre
sel Afganistan'ın Iran
sınınna yakın bölgelerinde
büyük hasar yarattı. Ajans,
can kayıplan ve yıkılan ev
sayısının belli olmadığjnı
söyledi. Selden en çok
İran'ın yakımndaki Nimroz
eyaletinin etkilendiği,
şiddetli yağmurun etkisi ile
Helmand ırmağının taştığı
bildirildi. tran Haber
Ajansı İRNA da İran-
Afganistan sınırının kendi
tarafında yaklaşık 10.000
kişinin evsiz kaldığım
açıkladı. Ajans, tran'da 80
köyün yıkıldığını, Zabul'e
giden bütün yoUann selden
tahrip olduğunu açıkladı.
Göçmenlerin
haklan
• (Dış Haberier Serrisi) —
Lüksemburg'daki Avrupa
Adalet Divam, bir Avrupa
Ekonomik Topluluğu ülkesi
vatandaşının Avrupa
Topluluğu'nun 12
ülkesinden birinin vatandaşı
olmaması gerekçe
gösterilerek sosyal
haklardan yararlanmasının
sınırlandırılamayacağına
karar verdi. Belçika'da
yaşayan Faslı bir gence,
Belçika hükümetinin işsizlik
parası ödemeyi reddetmesi
ile gündeme gelen sosyal
haklan inceleyen Avrupa
Adalet Divaru, böyle bir
aynmcılığın yapılmamasına
karar verdi. Avrupah
yargıçlar, Belçika
hükümetinin uyguladığı
aynmcıhğa karşı çıkarak
AT ile işbirliği anlaşması
imzalamış olan her Üçüncü
Dünya ülkesi vatandaşının
sosyal haklardan
yararlanması gerektiğini
ileri sürdüler. Fas'ın da
işbirliği anlaşması
imzalamış olması nedeniyle
Belçika hükümetinin
aynmcı uygulamayı derhal
durdurmasını istediler.
Iran Cumhurbaşkanı Rafsancani, banş için Saddam Hüseyin veABD ile görüşebüeceğini söyledi
TahranHan arabuluculuk önerîsiİran Cumhurbaşkanı, ülkesinin savaşta tarafsız kalacağını,
Türkiye'nin savaşa girmesi durumunda bile bu tutumunu
değiştirmeyeceğini belirtti.
TAHRAN (Ajanslar) — İran Cumhurbaş-
kanı Haşimi Rafsancani, ülkesinin Körfez sa-
vaşmm sona erdirilmesi için diplomatik gi-
rişimlere hazır olduğunu ve Bağdat yöneti-
mine bir mesaj gönderdiğini belirterek, Sad-
dam Hüseyin ile de görüşebileceğini bildir-
di. Rafsancani, gerekli olduğu takdirde ABD
ile de göriişebileceklerini kaydetti. İran Cum-
hurbaşkanı, ülkesinin savaşta tarafsız oldu-
ğunu belirtti ve "Türkiye savaşa girse bile
İran'ın tarafsız kalacağını" söyledi.
Haşimi Rafsancani, Körfez'deki savaşa bir
son verilmesi için ülkesinin tüm diplomatik
kanalları denediğini de belirterek geçen haf-
ta sonu Bağdat yönetünine bir mesaj gönder-
diğini bildirdi. İran Cumhurbaşkanı "Eğer
Saddam gorüşJerimizi kabul ederse bu görüş-
ler temelinde bir banş planı hazıriayabiliriz"
dedi. Gerektiğinde Saddam Hüseyin ile bir
araya gelmeye hazır olduğunu söyleyen Raf-
sancani, "Eger böyle bir buluşmanın sonuç-
lan Irak'ın ve bölgenin Müslüman hallunı
kurtaracaksa niye yapmayayım" diye
konuştu.
tran'a inen Irak uçaklannın savaş sonuna
kadar Iran'da kalacağını belirten Rafsanca-
ni, ülkesinin bu konuda tarafsızlık ilkesinin
gerektirdiği biçimde davranacağını belirtti.
Iran Cumhurbaşkanı, Irak uçaklanndan bi-
rinin geri döndüğü yolundaki iddialan da ke-
sin bir dille yalanladı. AA'nın bildirdiğine gö-
re Rafsancani, şunlan söyledi:
"tran'a gelen Irak ucakian, tran'ındır. Irak-
lılardan da bu uçakları geri istenmesiyle il-
gili bir talep gelmemiştir. Zaten gelse de ke-
sinlikle reddederiz. Aynca bu uçaklar İran'a
zorunlu iniş yapmışlardır. Biz önce uçakla-
nmızı kaldınp Irak uçaklannı geri gönder-
meye calıştık. Ama öyle geiiyorlar ki yakıt-
lan havada ancak birkaç dakika kalmaya ye-
tecek. Bu durumda zorunlu iniş yapmalan-
na izin verdik. Aksi halde duşeceklerdi."
"ABD ile görüşurüz"
tran Cumhurbaşkanı, Körfez savaşına ba-
nşçı bir çözüm bulmak amacıyla ABD ile gö-
rüşmenin "mantıklı" olacağını söyledi. Raf-
sancani, "Eğer banş için gerekliyse, Ameri-
kalılarla görüşmenidz mantıklıdır" dedi. İran
Cumhurbaşkanı, şöyle konustu:
"Biz zaten Amerikalılarla. bu ülkenin iil-
kemizdeki çıkarlannı koruyan İsviçre Büyiik-
eJçiüği aracılıgıyla temas kuruyoruz. Eger. ba-
nş noktasına gelinirse Amerika Ue görıişü-
riiz. Ben bunu mantıklı buluyonım. Ama bu
yine de lidertik kunımunun ve Milli Guven-
lik Konseyi'nin kararianna bağlıdır. Ancak
biz, Körfez guvenlik planı ile Ortadoğu gü-
venlik sistetnini birbirinden ayınyoruz. Biz,
Körfez ile doğrudan Ugiliyiz. Ortadoğu'nun
guvenlik sistemi ile ilgili çalışmalarda da rol
almak isteriz. Bölge planı. bölge ülkelerince
yapılmalıdır. ABD bir planla ortaya çıkarsa
biz bunu reddederiz."
Beyaz Saray ihtiyatlı
ABD'nin İran'ın onerisı konusunda ihti-
yatlı davrandığı bildirildi.
Beyaz Saray yetkilileri için İran'ın öneri-
sinin "sürpriz" olduğu belirtilirken, Beyaz
Saray Sözcüsü Mariin Fitzvvater, bu görüş-
melerin Irak'ın Kuveyt'i işgalden vazgeçme-
sine yol açacağından pek umutlu olmadığı-
nı kaydetti. Fitzvvater, "Bizim amacınuz
Irak'ı Kuveyt'ten çıkannak. Amacımız bu ve
bunda jir degişiklik olmasını bekiemiyonım.
Bekleyip göreceğiz" dedi. Sözcü, tran'ın
önerisi konusunda, ajans haberleri dışında
resmi kanallardan direkt bilgileri olmadığı-
nı da belirtti.
Bu arada, ABD Savunma Bakanı Dick
Cheney, İran'ın banş önerisi konusunda yap-
tığı açıklamada, BM Guvenlik Konseyi ka-
rarlanrun uygulanmasını sağlayacak her türlü
diplomatik ginşimi desteklediklerini kaydetti.
Cuellar memnun
BM Genel Sekreteri Javier Perez de Cuel-
lar, İran'ın Irak - ABD arasında arabulucu-
luk girişimi önerisini memnuniyetle karşıla-
dı. Perez de Cuellar, dün yaptığı konuşma-
da, İran'ın, Körfez'deki duruma son vermek
amacıyla öneride bulurunasının iyi bir tutum
olduğunu söyledi.
Rafsancani, Tahran'da dün yerli ve yabancı
gazetecilerin katıldığı bir basın toplantısı dü-
zenledi. AA'ya göre toplantıda, "Türkiye'nin
bu tarzda bir politika izlemesinin, NATO
üyeligi nedeniyle zaten beklenen bir şey ol-
duğunu da" belirten Rafsancani, "Türkiye sık
sık lemasla bulurtduğumuz ve ileride de yar-
dımlaşacağımız ülkelerden biridir" diye
konuştu.
İran'ın tarafsızlığım korumak konusunda
kararlı olduğunu yineleyen İran Cumhurbaş-
kam, zorunlu bırakılmadıkça ülkesinin bu tu-
tumunu değiştirmeyeceğini belirtti. Rafsan-
cani, İsrail'in savaşa girmesi halinde İran'ın
tutumunun ne olacağı şeklinde bir soruya
karşıhk, "Bu konunun benüz Milli Guven-
lik Konseyi'nde görüşülerek açıklıga
. kavuşturulmadıgını" söyledi.
Alptemoçin gidiyor
Bu arada Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtçe-
be Alptemoçin, 6-8 şubat tarihleri arasında
İran'a ziyarette bulunacak. Alptemoçin,
Tahran'daki temaslan sırasında, Körfez sa-
vaşı konusunda danışmalarda bulunacak ve
ikili meseleleri görüşecek.
Hamaney'in sözleri
İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ts-
rail'in, Ürdun de dahil olmak üzere bir Müs-
luman ülkeye saldırması halinde, İran'ın
Müslüman ülkelere yardım için hiçbir fırsatı
kaçırmayacağını söyledi.
SADIK ASKERLER — Saddam'ın Cumhuriyel Muhafızlan'nın çogu Saddamcılığı partiye olan bağlılıklanndan önde tutuyor. (Fotoğraf: Reuter) .
Saddam'm
seçkin askerleri Cumhuriyet MuhafızlarıSaddam Hüseyin'e çok sadık olan Cumhuriyet
Muhafızları, Irak ordusunun en iyi silahlı, en yüksek
ücret alan askerleri. Muhafızlara özel konut ayrıcalıkları
tanınıyor. Komutanlannm eşleri özel günlerde Saddam'ın
eşi ile çay içiyorlar. ,
Dış Haberier Servisi — Irak ordusu-
nun seçkin Cumhuriyet Muhafızlan bir-
liği şimdilik kazdıkları siperlerde
bekliyor.
Pentagon, Saddam Hüseyin'in
"kalbini" oluşturan ve Kuveyt'in istila-
sında başı çeken Cumhuriyet Muhafız-
larını en tehlikeli düşman olarak görü-
yor. Sayılan 150.000 kadar olan bu
grup, ABD Savunma Bakanı Dick Che-
ney'in de belirttiği gibi ''Saddam'ın as-
keri yeteneginin ve politik gücünun kal-
bini oluştunıyor". Havadan saldınlar-
la muhafızlan ezmek, kara savaşının ka-
zanılması anlamına geliyor. Bunun ka-
dar önemli bir diğer nokta da bu şekil-
de Irak liderinin ülke içindeki politik da-
yanağını kaybedecek ohnası. Çöl Fırtı-
nası harekâtı komutam General Nonnan
Schwarzkopf'un geçen hafta Newswe-
ek'e söylediği gibi "Eğer Cumhuriyet
Muhafızlan imha edilirse Saddam'ın ik-
tidarda kalma olasılıgı çok azalacaktir.'
Ne var ki uygulama bu kadar basit ol-
muyor. B-52'lerin iki hafta süren "hab
bombardunanian" muhafızların Irak'-
ın Kuveyt sınınndaki kalelerinde büyük
hasar meydana getirmedi. A-10 tanksa-
var uçaklannın saldınlan da ABD askeri
komuta merkezi şefi General Robert B
Johnston'ın belirttiği gibi "mubafızla
ra benüz büyük zarar vermiş defiil."
Saddam'a çok sadıklar
Cumhuriyet Muhafıziannı Irak ordu-
sunun geri kalanından ayıran özellikle-
ri sadece bu korkunç bombardıman al-
tında dayanmaları değil. Bu birliktekj
askerler Saddam Hüseyin'e son derece
sadıklar. Cumhuriyet Muhafızlarının
kuruiuş nedeni, yeğlenilen liderlik yön-
teminin baskı ve korkudan geçtiği bir ül-
kede Saddam'ın özel koruma görevlile-
ri olmaktı. Newsweek'e göre bu muha-
fız subaylann çoğu "Saddamcıhfı" par-
tiye Olan bağiılıklarından önde tutan
BAAS partisi üyesi.
Saddam, Cumhuriyet Muhafızlarının
sadakatini iyi ödüllendiriyor. Muhafız-
lar Irak ordusunun en iyi silahlı ve en
iyi ödenen askerleri. Bu askerlere ayn-
ca özel konut ayncalıklan tanınıyor. Su-
baylar özel tören üniformalan giyiyor-
lar ve eşleri özel günlerde Saddam'ın eşi
ile çay içiyorlar. Çocuklanna ise univer-
site eğitimi için burs veriliyor. Ordunun
geri kalan kısmında yiyecek sıkıntısı çe-
kiUrken onlar her şeyi bol bol yiyebili-
yorlar.
Onların savaşma şekilleri de çok fark-
h. Tek bir tümenken, İran-Irak savaşı-
nın sonlanna doğru ordunun bir kıtası
haline gelen muhafızlar, aldıklan Sov-
yet eğitimi sayesinde sığınak ustalan ha-
line geldiler. Buradan zırhlı, topçu ve
hava destek taktiklerini sürdürüyorlar.
İran'la savaşın başlarma kuüamlan bu
yöntem Basra kentinin savunması için
kurulan "demir halka'Man da kapsıyor.
Bu halka içinde kuvvetlerin başka po-
zisyonlara kaydınlması için yollar ve son
derece sağlam sığınaklan birbirlerüıe
bağlayan beton tünel ağı var. Bu siste-
min korunması için bubi tuzaklan yer-
leştirilmiş durumda.
Cumhuriyet Muhafızlarının İran sa-
vaşı sırasında büyük yararlannı gördük-
leri bu sistemin yerleşmesinden sonra
muhafızlar piyade, tank, topçu ve hava
desteğinden oluşan taktiklerini uygula-
maya başladılar. Kuveyt'in istilasından
sonra ordu komutam olan General Hü-
seyin Raşit-El-Vendavi komutasındaki
muhafızlar düşmanlannı kimyasal silah-
larla da bombardıman etmeyi öğrendi-
ler ve böylece lranhlar üzerinde büyük
üstünlük sağladılar.
Işte Amerikan kara kuvvetlerini böyle
bir tehlike bekliyor. Hem de bu defa da-
ha büyuk olarak. Kuveyt ve Güney Irak
arasındaki bölgeye yerleşmiş olan Cum-
huriyet Muhafızlannda uzun menzilli
toplar, bir anda birden fazla fırlatılan
roketler bulunuyor. Kara savaşında
Amerikan piyadesi büyük hareket yete-
neğine sahip ve kara güçleri, gece de sal-
dırabilen helikopterler, hızh arhlı araç-
lar ve bataryalann yerlerini saptayan ra-
darlarla desteklenecekler. Bu radarlar,
düşman topçu biriiklerinin yerini sapta-
yarak füzeleri buraya yönlendirecekler.
Körfez'de kara savaşıyaklaştıkçaAmerikan kamuoyunda Vietnam korkusu güçleniyor
ABD'de 'Vietnam sendromu'ABD kamuoyu, Washington yönetiminin Körfez politikası
karşısında bölünmüş durumda. Tartışmaların odak
noktası ise Körfez'deki savaşın yeni bir "Vietnam
savaşı"na dönüşüp dönüşmeyeceği. Liberaller, merkezciler,
muhafazakârlar ve sosyaîistler bu kaygıyı farklı
noktalardan dile getiriyor.
ŞEBNEM ATtYAS
NEW YORK— Körfez'de kara savaşı
yaklaştıkça Amerikan kamuoyunda Vi-
etnam korkusu giderek güçleniyor. Kör-
fez krizinde Washington yönetiminin ta-
kındığı tutumu beğenmeyen pek çok li-
beral "Saddam Hüseyin'e karşı ne yapıl-
ması gerektiği" sorusu karşısında açık
seçik bir cevap verememenin rahatsızlı-
ğını yaşıyor. Savaşa karşı olanlar Kör-
fez'deki durumun her an "yeni bir Viet-
nam"a dönüşebileceğini ifade ediyorlar.
Amerikan Devlet Başkanı George Bush
ise her fırsatta Körfez savaşının "kesin-
likle yeni bir Vietnam olmadıgını, asker-
lerin bir eli arkada sa>«şmadığını" tek-
rarlayarak Amerikan kamuoyunun tedir-
ginliğini gidermeye çalışıyor.
Amerikan kamuoyunda çoğunluk Vi-
etnam'da ABD'nin giristiği askeri müda-
haleyi lam anlamıyla bir "yanlışlık ve
felaket" olarak nitelendiriyor. Liberaller,
Vietnam'ı kesinlikle desteklenemeyecek
demokratik ahlaktan nasibini alamamış
bir savaş olarak görüyorlar. My Lai kat-
liamı ve napalm bombardımanı ile Ame-
rika'nın alnma kara leke sürüldüğü ka-
nısı yaygın.
Merkezciler açısından Vietnam "iyi
niyetle" başlayan, fakat sonradan "yo-
Innu şaşıran" bir savaş. Merkezciler,
Körfez savaşından da kacınılmasından
yana. Amerika'nın, kararlılığını göster-
mek çabasıyla ağır maliyetli bir savaşa
girişmesini istemiyorlar.
Muhafazakârlar açısından Vietnam
"siyasi bir yenilgi"yi temsil ediyor. ABD
Başkanı Bush "tek eli bağlı savaşma" ifa-
desiyle, Vietnam'da askerin
"bombalama" yetkisinin yönetim tara-
fından kısıtlanmasını kastediyor. Kör-
fez'de ise hava saldırısında ordu
"sınırsız" bombalama yetkisine sahip.
Bush'a göre Vietnam'da ordunun böyle
bir yetkiye sahip olmaması, kamuoyu
desteğinin kaybedilmesine neden oldu.
Bush ve muhafazakârlar kamuoyunda
savaş karşıtı protestolann yükseldiği an-
da askerin geri çekilmesini "zayıflık"
göstergesi olarak nitelendiriyorlar. Mu-
hafazakârlara göre bu zayıfhk Nikara-
gua, Afganistan ve İran politikalarına
yansıdı. Muhafazakârlara göre alınma-
sı gerekli olan ders "ABD'nin özgürlük
için savaşmaya niyetli olduğnnu kanıtla-
masıdır."
Öte yandan kamuoyu yoklamalanna
göre savaştan önce başlayan banş hare-
keti saygınhğım yüzde 60 yitirdi. Viet-
nam savaşı sırasındaki protesto hareket-
lerinde aktif rol oynayan Demokrat mil-
letvekili Stephen Solarz, Irak'a karşı sa-
vaşı destekleyen en güçlü seslerden biri
oldu. Demokrat Solarz, savaş karşıtı pro-
testo hareketlerini sürdüreıüerin amaç-
larını yeterli açıklıkla ifade edemedikle-
rini belirtirken "halen siyasi amaçlan
açıklık kazanmış değil, 'savaşı durdunın'
sloganı bir strateji değil. Bir duyguya ifa-
de etmekten öteye gecemiyor" şeklinde
konuşuyor.
ABD yönetiminin Körfez'deki yayıl-
macı tutumunu eleştirenlere göre sava-
şa karşı hareketin en zayıf noktası Sad-
dam Hüseyin'den kaynaklanıyor. "Bu-
günkü savaş ile Vietnam arasındaki en
büyük fark, Saddam Hüseyin gibi çok
önemli ve büyük bir olumsuz etkenin
varlığı. Ho Chi Minb'i bagımsızlık için
savaşan bir devrimci olarak nitelendir-
mek mümkündü o zaman. Saddam Hü-
seyin ise kimyasal ve biyolojik silahlar-
la donanmış biri, aynca kendisini kötü
adam olarak tanıtmakta son derece
usta" sözleri bu görüşü yansıtıyor. Sa-
vaşa karşı liberal Musevilerin dergisi Tik-
kun'un editörleri Amerikan liberal Mu-
sevi kamuoyunun görüşunü şöyle dile ge-
tiriyorlar: "Savaşın hiçbir şeyi çözmeye-
ceğini söyleyerek savaşa karşı olmanın
mümkün olduğunu gösterdik. Ama ay-
nı zemanda korkunç diktatör Saddam
Hüseyin'den kurtulmak istiyonız. Bu du-
rum kalben savaşa karşı olmayı zorlaş-
ünyor."
Sosyaîistler ise savaş karşıtı hareketin,
Vietnam gündemini tekrarlayarak "eski
ve gecersiz" kaldığı görüşüne katılıyor.
Körfez'de Amerikan yayılmacı politika-
sına ve gövde gösterisine karşı çıkan sos-
yalist Körfez ülkelerinde demokrasilerin
geliştirilmesi için savaşılmasını, gelişmiş
demokrasilerin herkesin çıkarına olaca-
ğını, Saddam Hüseyin gibi diktatörlerin
iktidara gehnesini engelleyeceğini vurgu-
luyorlar.
DlŞBASINDÂN
Savaş kaçınılmazdı
Savaş \anhsi ve savaş
karşıtı tartışmalara surekli
tanık olmaktayız. Bu savaş
önlenebilir miydi?
Sorulması gereken asıl
soru budur. Hemen
söyleyelim, bu sorunun
yanıtı "Hayır"dır.
Savaşa yol açan neden,
Kuveyt'in işgali ya da
uluslararası hukukun ihlali
^ değildir. Uluslararası
Thukuk 1945'ten bu yana
defalarca ihlal edilmiş;
BM'nin yaptırım olarak
güç kullandığı hiç
görühnemiştir. Bu itibarla,
şimdi söz konusu olan
soru aslında hukuki değil,
siyasi niteliklidir. Bu siyasi
nitelikli soru da İsrail ve
Suudi Arabistan'ı
içermektedir.
Batı ve ABD,
Ortadoğu'nun hâkimi
olmak isteyen ve bu
pfojeyi gerçekleştirebilecek
bir ekonomik ve siyasi
güce sahip olan bir ülke
ile karşı karşıya
olduklarını Saddam
Kuveyt'i işgal ettiği gün
anladılar. Irak "Arap
ulusuna" duygusal
dalgalar yayabilecek bir
Arap ülkesidir. Bu
duygusal mekanizmayı
psikoloji ve güç kullanarak
harekete geçirebilecek bir
ülke olan Irak dünya
petrölünün 2/3'ünü üreten
bir yöreyi ve
Cebelitarık'tan Süveyş
kanalına dek en kritik iki
denizyolunun geçtiği bir
bölgeyi kontrolü altına
almak istiyor; 100 milyon
Arabın da liderliğini
üstlenmeyi düşünuyordu.
Batı ve ABD bu tehdidi
hatırı sayılır bir gecikmeyle
2 ağustosta fark ettiler.
Oysa İsrail çoktan işin
farkına varmıştı. 70 li
yıllann başından beri
Bağdat'ı bir numaralı
düşman ilan eden İsrail,
Saddam'ın uluslararası
terorizmin iplerini elinde
tuttuğunu söylüyordu. Batı
ise İran-Irak savaşında
Irak'ı silahlandırmaya
devam etti. Ancak 2
ağustostan sonra işin
farkına varan Batı için
savaş artık bu noktadan
sonra kaçınılmaz oldu.
Saddam Hüseyin
Kuveyt'ten sonra Suudi
Arabistan'ı da ele
geçirseydi ABD'den sonra
dünyanm 2. büyük
ekonomik gücü olacaktı.
Batı da tüm Arap
dünyasının siyasi desteğini
sağlayan bu gücün
ayaklanna kapanacaktı.
Ve dunyadaki tüm
dengeler altüst olacaktı.
ABD ve Batı tüm bunlara
seyirci kalabilir miydi?
Savaşa karşı çıkanlar da
bu mantığa itiraz
etmiyorlar, ama işin
ekonomik ambargo ve
"Çöl Kalkanı"
operasyonuyla idare
edilebileceğini iddia
ediyorlar. Bu tezi
savunanlann görmedikleri
bir nokta, İsrail'in bu
durumu hiçbir zaman
kabul etmeyeceğidir.
Kuveyt petrollerini ele
geçirip Arap emirliklerine
ve Suudi Arabistan'a
sarkmaya kalkan, elinde
binbir türlü yıkıcı silahı
olan, bu silahların gücüyle
Filistinlilere arka çıkan ve
terorizmin patronluğunu
yapan bir Irak'la İsrail
nasılsa baş başa
yaşayamayacaktı. Çünkü
İsrail için savaşın
alternatifi haritadan
silinmek olacaktı.
İsrailliler ikinci bir
katliamı göze
alamayacaklanndan savaşa
mecbur kalacaklardı.
4 Şubat)
Monde'dan
Stratejistler ne düşünüyor?
Aşağıdaki görüşler International Herald Tribune
gazeteşinden alınmıştır:
ABDÜL—KERİM EBU—NASIR
Kuveyt gazetesi El-Kabas'ta çalışıyor. 1%5 yılından bu
yana çeşitli Arap yayınlarında siyasi yorumcu ve başyazar
olarak çalıştı.
"Her iki taraf da çatışmanın korkunç sonu olarak
gördükleri kara savaşını ertelemeye çalışıyor. Belki de
bunun onlenebileceği umudunu taşıyorlar. Irak'ın S.
Arabistan'a karşı giristiği kara saldınlan, Iraklı askerlerin
savaş yeteneklerini ortaya koyabilir ve hatta kayıp
verdirerek ABD'de kara savaşının gerekli olup olmadığı
yolunda tartışma başlatabilir. Müttefikler, Bağdat'ın askeri
araçlarını havadan bombalayarak harap etmeye çalışırken,
Irak'ın içinde yeni cepheler açabilirler."
FRANÇO1S HEISBOURG:
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı'.
"Saddam Hüseyin, sınırda büyük çaplı saldırılar
düzenleyerek müttefiklerin taktik hava kuvvetlerine büyük
bir fırsat yaratmış oluyor: A-10 VVarthoglar, Fransız-tngiliz
Jaguarları ve tanksavar helikopterleri yeteneklerinin
tumünu sergileme olanağına kavuşuyorlar. Iraklılann
ellerinden geleni yaptığını söylemek için zaman erken ise de
müttefiklerin girişecekleri kara operasyonlarını
kolaylaştırdıkları da bir gerçek."