22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 5 ŞUBAT 1991 SSCBile işbirligi • DAVOS (AFP) — Alman Dışişleri Bakanı Genscher, liberalleşme karşısında Sovyetler'de görülen 'geri adımlar'a ve •yetersizlikler'e rağmen, Batı'nın Sovyetler'le işbirliğine devam etmesi gerektiğini söyledi. Genscher, Isviçre'nin Davos kentinde toplanan Dünya Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmada Sovyetler Birliği'nde görülen 'geri adımlann' ve 'yetersizliklerin' uzun-vadeli politikaları engellemediğini söyledi. Ancak Genscher, Batı'nın ekonomik yardıtnının Sovyetler Birliği'nin geçen haftalarda Baltık ülkelerinde şiddete başvurması üzerine ciddi biçimde tehlikeye girdiğini söyleyerek Sovyet yetkilileri uyannaktan da geri kalmadı. Çin'de yeni yargılanmalar • PEKİN (AP) — Pekin mahkemesi, 1989 Tienanmen olaylanna katılan iki kişinin daha yargı önüne çıkanlacağını bildirdi. Mahkeme Chen Yanlin ve Zang Yafei adh sanıklann karşıdevrimci propaganda, ktşkırtma ile karşıdevrimci eylem suçlarından yargılanacaklannı söyledi. Çin'de karşıdevrimci propaganda suçlaması, siyasal tutuklulara en çok atfedilen suç oluyor. Çin'de | bir süredir yapılan yargılamalarla, 1989 Tienanmen olaylarına katılan 90 kadar demokratın mahkeme önüne çıkartılması bekleniyor. Sanıklann büyük çoğunluğu, 20 ayı aşkın bir süredir hapiste bulunuyor. Winnie Mandela yargılandı • JOHANNESBURG (AFP) — Afrika Ulusal Kongresi (ANC) örgütünün sosyal refah bölümünün başkanı ve Nelson Mandela'nın eşi Winnie Mandela, adam kaçırma ve saldırı suçundan yargılandı. Mahkemeye eşi Nelson Mandela ile birlikte gelen Winnie Mandela, duruşmaya girerken neşeli göründü, gazetecilerle şakalaştı. Afrika Ulusal Kongresi yandaşları örgütün bayrağmın renklerini taşıyan yeşil, siyah ve san renkli giysileri ile mahkemenin önünde toplanarak Winnie Mandela ile dayanışma gösterilerinde bulundular. Afrika Ulusal Kongresi'nin ve Güney Afrika Komünist Partisi'nin çeşitli yetkilileri de mahkeme salonunda dunışmayı izlediler. Once deprem, sonra seî • tSLAMABAD (AFP) — Pakistan resmi haber ajansının bildirdiğine göre sel Afganistan'ın Iran sınınna yakın bölgelerinde büyük hasar yarattı. Ajans, can kayıplan ve yıkılan ev sayısının belli olmadığjnı söyledi. Selden en çok İran'ın yakımndaki Nimroz eyaletinin etkilendiği, şiddetli yağmurun etkisi ile Helmand ırmağının taştığı bildirildi. tran Haber Ajansı İRNA da İran- Afganistan sınırının kendi tarafında yaklaşık 10.000 kişinin evsiz kaldığım açıkladı. Ajans, tran'da 80 köyün yıkıldığını, Zabul'e giden bütün yoUann selden tahrip olduğunu açıkladı. Göçmenlerin haklan • (Dış Haberier Serrisi) — Lüksemburg'daki Avrupa Adalet Divam, bir Avrupa Ekonomik Topluluğu ülkesi vatandaşının Avrupa Topluluğu'nun 12 ülkesinden birinin vatandaşı olmaması gerekçe gösterilerek sosyal haklardan yararlanmasının sınırlandırılamayacağına karar verdi. Belçika'da yaşayan Faslı bir gence, Belçika hükümetinin işsizlik parası ödemeyi reddetmesi ile gündeme gelen sosyal haklan inceleyen Avrupa Adalet Divaru, böyle bir aynmcılığın yapılmamasına karar verdi. Avrupah yargıçlar, Belçika hükümetinin uyguladığı aynmcıhğa karşı çıkarak AT ile işbirliği anlaşması imzalamış olan her Üçüncü Dünya ülkesi vatandaşının sosyal haklardan yararlanması gerektiğini ileri sürdüler. Fas'ın da işbirliği anlaşması imzalamış olması nedeniyle Belçika hükümetinin aynmcı uygulamayı derhal durdurmasını istediler. Iran Cumhurbaşkanı Rafsancani, banş için Saddam Hüseyin veABD ile görüşebüeceğini söyledi TahranHan arabuluculuk önerîsiİran Cumhurbaşkanı, ülkesinin savaşta tarafsız kalacağını, Türkiye'nin savaşa girmesi durumunda bile bu tutumunu değiştirmeyeceğini belirtti. TAHRAN (Ajanslar) — İran Cumhurbaş- kanı Haşimi Rafsancani, ülkesinin Körfez sa- vaşmm sona erdirilmesi için diplomatik gi- rişimlere hazır olduğunu ve Bağdat yöneti- mine bir mesaj gönderdiğini belirterek, Sad- dam Hüseyin ile de görüşebileceğini bildir- di. Rafsancani, gerekli olduğu takdirde ABD ile de göriişebileceklerini kaydetti. İran Cum- hurbaşkanı, ülkesinin savaşta tarafsız oldu- ğunu belirtti ve "Türkiye savaşa girse bile İran'ın tarafsız kalacağını" söyledi. Haşimi Rafsancani, Körfez'deki savaşa bir son verilmesi için ülkesinin tüm diplomatik kanalları denediğini de belirterek geçen haf- ta sonu Bağdat yönetünine bir mesaj gönder- diğini bildirdi. İran Cumhurbaşkanı "Eğer Saddam gorüşJerimizi kabul ederse bu görüş- ler temelinde bir banş planı hazıriayabiliriz" dedi. Gerektiğinde Saddam Hüseyin ile bir araya gelmeye hazır olduğunu söyleyen Raf- sancani, "Eger böyle bir buluşmanın sonuç- lan Irak'ın ve bölgenin Müslüman hallunı kurtaracaksa niye yapmayayım" diye konuştu. tran'a inen Irak uçaklannın savaş sonuna kadar Iran'da kalacağını belirten Rafsanca- ni, ülkesinin bu konuda tarafsızlık ilkesinin gerektirdiği biçimde davranacağını belirtti. Iran Cumhurbaşkanı, Irak uçaklanndan bi- rinin geri döndüğü yolundaki iddialan da ke- sin bir dille yalanladı. AA'nın bildirdiğine gö- re Rafsancani, şunlan söyledi: "tran'a gelen Irak ucakian, tran'ındır. Irak- lılardan da bu uçakları geri istenmesiyle il- gili bir talep gelmemiştir. Zaten gelse de ke- sinlikle reddederiz. Aynca bu uçaklar İran'a zorunlu iniş yapmışlardır. Biz önce uçakla- nmızı kaldınp Irak uçaklannı geri gönder- meye calıştık. Ama öyle geiiyorlar ki yakıt- lan havada ancak birkaç dakika kalmaya ye- tecek. Bu durumda zorunlu iniş yapmalan- na izin verdik. Aksi halde duşeceklerdi." "ABD ile görüşurüz" tran Cumhurbaşkanı, Körfez savaşına ba- nşçı bir çözüm bulmak amacıyla ABD ile gö- rüşmenin "mantıklı" olacağını söyledi. Raf- sancani, "Eğer banş için gerekliyse, Ameri- kalılarla görüşmenidz mantıklıdır" dedi. İran Cumhurbaşkanı, şöyle konustu: "Biz zaten Amerikalılarla. bu ülkenin iil- kemizdeki çıkarlannı koruyan İsviçre Büyiik- eJçiüği aracılıgıyla temas kuruyoruz. Eger. ba- nş noktasına gelinirse Amerika Ue görıişü- riiz. Ben bunu mantıklı buluyonım. Ama bu yine de lidertik kunımunun ve Milli Guven- lik Konseyi'nin kararianna bağlıdır. Ancak biz, Körfez guvenlik planı ile Ortadoğu gü- venlik sistetnini birbirinden ayınyoruz. Biz, Körfez ile doğrudan Ugiliyiz. Ortadoğu'nun guvenlik sistemi ile ilgili çalışmalarda da rol almak isteriz. Bölge planı. bölge ülkelerince yapılmalıdır. ABD bir planla ortaya çıkarsa biz bunu reddederiz." Beyaz Saray ihtiyatlı ABD'nin İran'ın onerisı konusunda ihti- yatlı davrandığı bildirildi. Beyaz Saray yetkilileri için İran'ın öneri- sinin "sürpriz" olduğu belirtilirken, Beyaz Saray Sözcüsü Mariin Fitzvvater, bu görüş- melerin Irak'ın Kuveyt'i işgalden vazgeçme- sine yol açacağından pek umutlu olmadığı- nı kaydetti. Fitzvvater, "Bizim amacınuz Irak'ı Kuveyt'ten çıkannak. Amacımız bu ve bunda jir degişiklik olmasını bekiemiyonım. Bekleyip göreceğiz" dedi. Sözcü, tran'ın önerisi konusunda, ajans haberleri dışında resmi kanallardan direkt bilgileri olmadığı- nı da belirtti. Bu arada, ABD Savunma Bakanı Dick Cheney, İran'ın banş önerisi konusunda yap- tığı açıklamada, BM Guvenlik Konseyi ka- rarlanrun uygulanmasını sağlayacak her türlü diplomatik ginşimi desteklediklerini kaydetti. Cuellar memnun BM Genel Sekreteri Javier Perez de Cuel- lar, İran'ın Irak - ABD arasında arabulucu- luk girişimi önerisini memnuniyetle karşıla- dı. Perez de Cuellar, dün yaptığı konuşma- da, İran'ın, Körfez'deki duruma son vermek amacıyla öneride bulurunasının iyi bir tutum olduğunu söyledi. Rafsancani, Tahran'da dün yerli ve yabancı gazetecilerin katıldığı bir basın toplantısı dü- zenledi. AA'ya göre toplantıda, "Türkiye'nin bu tarzda bir politika izlemesinin, NATO üyeligi nedeniyle zaten beklenen bir şey ol- duğunu da" belirten Rafsancani, "Türkiye sık sık lemasla bulurtduğumuz ve ileride de yar- dımlaşacağımız ülkelerden biridir" diye konuştu. İran'ın tarafsızlığım korumak konusunda kararlı olduğunu yineleyen İran Cumhurbaş- kam, zorunlu bırakılmadıkça ülkesinin bu tu- tumunu değiştirmeyeceğini belirtti. Rafsan- cani, İsrail'in savaşa girmesi halinde İran'ın tutumunun ne olacağı şeklinde bir soruya karşıhk, "Bu konunun benüz Milli Guven- lik Konseyi'nde görüşülerek açıklıga . kavuşturulmadıgını" söyledi. Alptemoçin gidiyor Bu arada Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtçe- be Alptemoçin, 6-8 şubat tarihleri arasında İran'a ziyarette bulunacak. Alptemoçin, Tahran'daki temaslan sırasında, Körfez sa- vaşı konusunda danışmalarda bulunacak ve ikili meseleleri görüşecek. Hamaney'in sözleri İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ts- rail'in, Ürdun de dahil olmak üzere bir Müs- luman ülkeye saldırması halinde, İran'ın Müslüman ülkelere yardım için hiçbir fırsatı kaçırmayacağını söyledi. SADIK ASKERLER — Saddam'ın Cumhuriyel Muhafızlan'nın çogu Saddamcılığı partiye olan bağlılıklanndan önde tutuyor. (Fotoğraf: Reuter) . Saddam'm seçkin askerleri Cumhuriyet MuhafızlarıSaddam Hüseyin'e çok sadık olan Cumhuriyet Muhafızları, Irak ordusunun en iyi silahlı, en yüksek ücret alan askerleri. Muhafızlara özel konut ayrıcalıkları tanınıyor. Komutanlannm eşleri özel günlerde Saddam'ın eşi ile çay içiyorlar. , Dış Haberier Servisi — Irak ordusu- nun seçkin Cumhuriyet Muhafızlan bir- liği şimdilik kazdıkları siperlerde bekliyor. Pentagon, Saddam Hüseyin'in "kalbini" oluşturan ve Kuveyt'in istila- sında başı çeken Cumhuriyet Muhafız- larını en tehlikeli düşman olarak görü- yor. Sayılan 150.000 kadar olan bu grup, ABD Savunma Bakanı Dick Che- ney'in de belirttiği gibi ''Saddam'ın as- keri yeteneginin ve politik gücünun kal- bini oluştunıyor". Havadan saldınlar- la muhafızlan ezmek, kara savaşının ka- zanılması anlamına geliyor. Bunun ka- dar önemli bir diğer nokta da bu şekil- de Irak liderinin ülke içindeki politik da- yanağını kaybedecek ohnası. Çöl Fırtı- nası harekâtı komutam General Nonnan Schwarzkopf'un geçen hafta Newswe- ek'e söylediği gibi "Eğer Cumhuriyet Muhafızlan imha edilirse Saddam'ın ik- tidarda kalma olasılıgı çok azalacaktir.' Ne var ki uygulama bu kadar basit ol- muyor. B-52'lerin iki hafta süren "hab bombardunanian" muhafızların Irak'- ın Kuveyt sınınndaki kalelerinde büyük hasar meydana getirmedi. A-10 tanksa- var uçaklannın saldınlan da ABD askeri komuta merkezi şefi General Robert B Johnston'ın belirttiği gibi "mubafızla ra benüz büyük zarar vermiş defiil." Saddam'a çok sadıklar Cumhuriyet Muhafıziannı Irak ordu- sunun geri kalanından ayıran özellikle- ri sadece bu korkunç bombardıman al- tında dayanmaları değil. Bu birliktekj askerler Saddam Hüseyin'e son derece sadıklar. Cumhuriyet Muhafızlarının kuruiuş nedeni, yeğlenilen liderlik yön- teminin baskı ve korkudan geçtiği bir ül- kede Saddam'ın özel koruma görevlile- ri olmaktı. Newsweek'e göre bu muha- fız subaylann çoğu "Saddamcıhfı" par- tiye Olan bağiılıklarından önde tutan BAAS partisi üyesi. Saddam, Cumhuriyet Muhafızlarının sadakatini iyi ödüllendiriyor. Muhafız- lar Irak ordusunun en iyi silahlı ve en iyi ödenen askerleri. Bu askerlere ayn- ca özel konut ayncalıklan tanınıyor. Su- baylar özel tören üniformalan giyiyor- lar ve eşleri özel günlerde Saddam'ın eşi ile çay içiyorlar. Çocuklanna ise univer- site eğitimi için burs veriliyor. Ordunun geri kalan kısmında yiyecek sıkıntısı çe- kiUrken onlar her şeyi bol bol yiyebili- yorlar. Onların savaşma şekilleri de çok fark- h. Tek bir tümenken, İran-Irak savaşı- nın sonlanna doğru ordunun bir kıtası haline gelen muhafızlar, aldıklan Sov- yet eğitimi sayesinde sığınak ustalan ha- line geldiler. Buradan zırhlı, topçu ve hava destek taktiklerini sürdürüyorlar. İran'la savaşın başlarma kuüamlan bu yöntem Basra kentinin savunması için kurulan "demir halka'Man da kapsıyor. Bu halka içinde kuvvetlerin başka po- zisyonlara kaydınlması için yollar ve son derece sağlam sığınaklan birbirlerüıe bağlayan beton tünel ağı var. Bu siste- min korunması için bubi tuzaklan yer- leştirilmiş durumda. Cumhuriyet Muhafızlarının İran sa- vaşı sırasında büyük yararlannı gördük- leri bu sistemin yerleşmesinden sonra muhafızlar piyade, tank, topçu ve hava desteğinden oluşan taktiklerini uygula- maya başladılar. Kuveyt'in istilasından sonra ordu komutam olan General Hü- seyin Raşit-El-Vendavi komutasındaki muhafızlar düşmanlannı kimyasal silah- larla da bombardıman etmeyi öğrendi- ler ve böylece lranhlar üzerinde büyük üstünlük sağladılar. Işte Amerikan kara kuvvetlerini böyle bir tehlike bekliyor. Hem de bu defa da- ha büyuk olarak. Kuveyt ve Güney Irak arasındaki bölgeye yerleşmiş olan Cum- huriyet Muhafızlannda uzun menzilli toplar, bir anda birden fazla fırlatılan roketler bulunuyor. Kara savaşında Amerikan piyadesi büyük hareket yete- neğine sahip ve kara güçleri, gece de sal- dırabilen helikopterler, hızh arhlı araç- lar ve bataryalann yerlerini saptayan ra- darlarla desteklenecekler. Bu radarlar, düşman topçu biriiklerinin yerini sapta- yarak füzeleri buraya yönlendirecekler. Körfez'de kara savaşıyaklaştıkçaAmerikan kamuoyunda Vietnam korkusu güçleniyor ABD'de 'Vietnam sendromu'ABD kamuoyu, Washington yönetiminin Körfez politikası karşısında bölünmüş durumda. Tartışmaların odak noktası ise Körfez'deki savaşın yeni bir "Vietnam savaşı"na dönüşüp dönüşmeyeceği. Liberaller, merkezciler, muhafazakârlar ve sosyaîistler bu kaygıyı farklı noktalardan dile getiriyor. ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK— Körfez'de kara savaşı yaklaştıkça Amerikan kamuoyunda Vi- etnam korkusu giderek güçleniyor. Kör- fez krizinde Washington yönetiminin ta- kındığı tutumu beğenmeyen pek çok li- beral "Saddam Hüseyin'e karşı ne yapıl- ması gerektiği" sorusu karşısında açık seçik bir cevap verememenin rahatsızlı- ğını yaşıyor. Savaşa karşı olanlar Kör- fez'deki durumun her an "yeni bir Viet- nam"a dönüşebileceğini ifade ediyorlar. Amerikan Devlet Başkanı George Bush ise her fırsatta Körfez savaşının "kesin- likle yeni bir Vietnam olmadıgını, asker- lerin bir eli arkada sa>«şmadığını" tek- rarlayarak Amerikan kamuoyunun tedir- ginliğini gidermeye çalışıyor. Amerikan kamuoyunda çoğunluk Vi- etnam'da ABD'nin giristiği askeri müda- haleyi lam anlamıyla bir "yanlışlık ve felaket" olarak nitelendiriyor. Liberaller, Vietnam'ı kesinlikle desteklenemeyecek demokratik ahlaktan nasibini alamamış bir savaş olarak görüyorlar. My Lai kat- liamı ve napalm bombardımanı ile Ame- rika'nın alnma kara leke sürüldüğü ka- nısı yaygın. Merkezciler açısından Vietnam "iyi niyetle" başlayan, fakat sonradan "yo- Innu şaşıran" bir savaş. Merkezciler, Körfez savaşından da kacınılmasından yana. Amerika'nın, kararlılığını göster- mek çabasıyla ağır maliyetli bir savaşa girişmesini istemiyorlar. Muhafazakârlar açısından Vietnam "siyasi bir yenilgi"yi temsil ediyor. ABD Başkanı Bush "tek eli bağlı savaşma" ifa- desiyle, Vietnam'da askerin "bombalama" yetkisinin yönetim tara- fından kısıtlanmasını kastediyor. Kör- fez'de ise hava saldırısında ordu "sınırsız" bombalama yetkisine sahip. Bush'a göre Vietnam'da ordunun böyle bir yetkiye sahip olmaması, kamuoyu desteğinin kaybedilmesine neden oldu. Bush ve muhafazakârlar kamuoyunda savaş karşıtı protestolann yükseldiği an- da askerin geri çekilmesini "zayıflık" göstergesi olarak nitelendiriyorlar. Mu- hafazakârlara göre bu zayıfhk Nikara- gua, Afganistan ve İran politikalarına yansıdı. Muhafazakârlara göre alınma- sı gerekli olan ders "ABD'nin özgürlük için savaşmaya niyetli olduğnnu kanıtla- masıdır." Öte yandan kamuoyu yoklamalanna göre savaştan önce başlayan banş hare- keti saygınhğım yüzde 60 yitirdi. Viet- nam savaşı sırasındaki protesto hareket- lerinde aktif rol oynayan Demokrat mil- letvekili Stephen Solarz, Irak'a karşı sa- vaşı destekleyen en güçlü seslerden biri oldu. Demokrat Solarz, savaş karşıtı pro- testo hareketlerini sürdüreıüerin amaç- larını yeterli açıklıkla ifade edemedikle- rini belirtirken "halen siyasi amaçlan açıklık kazanmış değil, 'savaşı durdunın' sloganı bir strateji değil. Bir duyguya ifa- de etmekten öteye gecemiyor" şeklinde konuşuyor. ABD yönetiminin Körfez'deki yayıl- macı tutumunu eleştirenlere göre sava- şa karşı hareketin en zayıf noktası Sad- dam Hüseyin'den kaynaklanıyor. "Bu- günkü savaş ile Vietnam arasındaki en büyük fark, Saddam Hüseyin gibi çok önemli ve büyük bir olumsuz etkenin varlığı. Ho Chi Minb'i bagımsızlık için savaşan bir devrimci olarak nitelendir- mek mümkündü o zaman. Saddam Hü- seyin ise kimyasal ve biyolojik silahlar- la donanmış biri, aynca kendisini kötü adam olarak tanıtmakta son derece usta" sözleri bu görüşü yansıtıyor. Sa- vaşa karşı liberal Musevilerin dergisi Tik- kun'un editörleri Amerikan liberal Mu- sevi kamuoyunun görüşunü şöyle dile ge- tiriyorlar: "Savaşın hiçbir şeyi çözmeye- ceğini söyleyerek savaşa karşı olmanın mümkün olduğunu gösterdik. Ama ay- nı zemanda korkunç diktatör Saddam Hüseyin'den kurtulmak istiyonız. Bu du- rum kalben savaşa karşı olmayı zorlaş- ünyor." Sosyaîistler ise savaş karşıtı hareketin, Vietnam gündemini tekrarlayarak "eski ve gecersiz" kaldığı görüşüne katılıyor. Körfez'de Amerikan yayılmacı politika- sına ve gövde gösterisine karşı çıkan sos- yalist Körfez ülkelerinde demokrasilerin geliştirilmesi için savaşılmasını, gelişmiş demokrasilerin herkesin çıkarına olaca- ğını, Saddam Hüseyin gibi diktatörlerin iktidara gehnesini engelleyeceğini vurgu- luyorlar. DlŞBASINDÂN Savaş kaçınılmazdı Savaş \anhsi ve savaş karşıtı tartışmalara surekli tanık olmaktayız. Bu savaş önlenebilir miydi? Sorulması gereken asıl soru budur. Hemen söyleyelim, bu sorunun yanıtı "Hayır"dır. Savaşa yol açan neden, Kuveyt'in işgali ya da uluslararası hukukun ihlali ^ değildir. Uluslararası Thukuk 1945'ten bu yana defalarca ihlal edilmiş; BM'nin yaptırım olarak güç kullandığı hiç görühnemiştir. Bu itibarla, şimdi söz konusu olan soru aslında hukuki değil, siyasi niteliklidir. Bu siyasi nitelikli soru da İsrail ve Suudi Arabistan'ı içermektedir. Batı ve ABD, Ortadoğu'nun hâkimi olmak isteyen ve bu pfojeyi gerçekleştirebilecek bir ekonomik ve siyasi güce sahip olan bir ülke ile karşı karşıya olduklarını Saddam Kuveyt'i işgal ettiği gün anladılar. Irak "Arap ulusuna" duygusal dalgalar yayabilecek bir Arap ülkesidir. Bu duygusal mekanizmayı psikoloji ve güç kullanarak harekete geçirebilecek bir ülke olan Irak dünya petrölünün 2/3'ünü üreten bir yöreyi ve Cebelitarık'tan Süveyş kanalına dek en kritik iki denizyolunun geçtiği bir bölgeyi kontrolü altına almak istiyor; 100 milyon Arabın da liderliğini üstlenmeyi düşünuyordu. Batı ve ABD bu tehdidi hatırı sayılır bir gecikmeyle 2 ağustosta fark ettiler. Oysa İsrail çoktan işin farkına varmıştı. 70 li yıllann başından beri Bağdat'ı bir numaralı düşman ilan eden İsrail, Saddam'ın uluslararası terorizmin iplerini elinde tuttuğunu söylüyordu. Batı ise İran-Irak savaşında Irak'ı silahlandırmaya devam etti. Ancak 2 ağustostan sonra işin farkına varan Batı için savaş artık bu noktadan sonra kaçınılmaz oldu. Saddam Hüseyin Kuveyt'ten sonra Suudi Arabistan'ı da ele geçirseydi ABD'den sonra dünyanm 2. büyük ekonomik gücü olacaktı. Batı da tüm Arap dünyasının siyasi desteğini sağlayan bu gücün ayaklanna kapanacaktı. Ve dunyadaki tüm dengeler altüst olacaktı. ABD ve Batı tüm bunlara seyirci kalabilir miydi? Savaşa karşı çıkanlar da bu mantığa itiraz etmiyorlar, ama işin ekonomik ambargo ve "Çöl Kalkanı" operasyonuyla idare edilebileceğini iddia ediyorlar. Bu tezi savunanlann görmedikleri bir nokta, İsrail'in bu durumu hiçbir zaman kabul etmeyeceğidir. Kuveyt petrollerini ele geçirip Arap emirliklerine ve Suudi Arabistan'a sarkmaya kalkan, elinde binbir türlü yıkıcı silahı olan, bu silahların gücüyle Filistinlilere arka çıkan ve terorizmin patronluğunu yapan bir Irak'la İsrail nasılsa baş başa yaşayamayacaktı. Çünkü İsrail için savaşın alternatifi haritadan silinmek olacaktı. İsrailliler ikinci bir katliamı göze alamayacaklanndan savaşa mecbur kalacaklardı. 4 Şubat) Monde'dan Stratejistler ne düşünüyor? Aşağıdaki görüşler International Herald Tribune gazeteşinden alınmıştır: ABDÜL—KERİM EBU—NASIR Kuveyt gazetesi El-Kabas'ta çalışıyor. 1%5 yılından bu yana çeşitli Arap yayınlarında siyasi yorumcu ve başyazar olarak çalıştı. "Her iki taraf da çatışmanın korkunç sonu olarak gördükleri kara savaşını ertelemeye çalışıyor. Belki de bunun onlenebileceği umudunu taşıyorlar. Irak'ın S. Arabistan'a karşı giristiği kara saldınlan, Iraklı askerlerin savaş yeteneklerini ortaya koyabilir ve hatta kayıp verdirerek ABD'de kara savaşının gerekli olup olmadığı yolunda tartışma başlatabilir. Müttefikler, Bağdat'ın askeri araçlarını havadan bombalayarak harap etmeye çalışırken, Irak'ın içinde yeni cepheler açabilirler." FRANÇO1S HEISBOURG: Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı'. "Saddam Hüseyin, sınırda büyük çaplı saldırılar düzenleyerek müttefiklerin taktik hava kuvvetlerine büyük bir fırsat yaratmış oluyor: A-10 VVarthoglar, Fransız-tngiliz Jaguarları ve tanksavar helikopterleri yeteneklerinin tumünu sergileme olanağına kavuşuyorlar. Iraklılann ellerinden geleni yaptığını söylemek için zaman erken ise de müttefiklerin girişecekleri kara operasyonlarını kolaylaştırdıkları da bir gerçek."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle