22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı: Cıımhurıyeı Malbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırkeıı adına Beıin Nadi 0 Murahhas L'ye. Emine L'şaklfgi! 0 Genel Yayın Vluduru Hasan CemaJ, Yazı lşlen Muduru Oka> Conensın 0 Yazı îşlerı Mudur Yardımcıları: Salim Alpaslan, Kerem Çalışkan, Necdel Dogga. Lulfu Tınç • Savfa Duzenı Yonetmenı: Ali Acar 0 Ankara Temsı/ası \hmel T«ı Iç Politika: Mebmet Tezkan Ekonomi: Meral Tamer. Dıj Habcrler: Ergıto Balcı, Kultur. Celal İ sler, fstanbul Haberleri: Muhitlin Sirer, Spor: Abdulkadir Yucelman, Makaleler Şahin Alpay, Duzeltme: Abdullah Vazicı 0 Koordınator: Ahmet Korulsan 0 Malı Işler: Erol Erkut 0 Muhasebe: Bulenl Yener 0 Butçe-Planlama. Sevgi Osmanbeşeoglu 0 Reklam. Ayşe Torun 0 İdare Huseyin Gunr 0 işletme- Onder Çelik 0 Biigi-Işiem. Nail inal 0 Personel: Sergi Boslancıoglu Basan w Yayan. Cumbun>« MaıbaacıJıfc w Gazcıecılık T A Ş. Turkocajı Cad 39/41 Cajalojiu 343M Isı PK 246 Isıanbul Td 512 05 05 (20 ha), T d a 22246, Fa* (I) 526 60 72 0 Bürolar Ankjr». Zıva üökalp BIv !nkı!ap S No 19'4. Tel 133 11 41J7. Telet 42344, Fa* (4) 133 05 65 0 İ M İ r H Zjva Blv 1352 S 2'3, Tel 13 12 30. Tcta 52359. Fajt (51) 19 53 60 0 Ad—m: Inonu Cad 119 S No I Kal 1. Td 19 37 52 (4 haı). Tetex 62155, Fax Cl) 19 2! 78 TAKVIM: 25 ARALIK 1991 Imsak: 5.47 Guneş: 7.19 Öğle: 12.08 lkindi: 14.27 Akşam: 16.47 Yatsı: 18.14 Le Nouvel Observateur dergisi, kadınlara güzelleşmenin 'uçukf sırlarını veriyor Gece, gözlersizde olsımHaber Merkezi — Kadınsı- nız. Bütün bir gün koşuşturdu- nuz. Akşam elınızkolunuzyiye- ceklerle dolu eve geliyorsunuz. O gece de bir yere davetlisiniz. Bu yorgunlukla kapıdan dışan adım atmayı canıruz çekmıyor. Ama gitmek zorundasınız. Pe- kı, ama ne yapmalı? Le Nouvel Observateur dergi- sınde çıkan bir yazıda öneriler şöyle sıralanıyor: Once üstünüzdekileri çıkanp küveti sıcak suyla doldurursu- nuz. fçıne mis kokulu banyo köpüğü attınız mı tamam. Kü- vet, içıne ginlmeye hazır de- mektir. Bu arada yüzünüze. çökükleri yok edicı parlaklık veren bir maske yaparsınız. Mıs kokulu sıcak suda yatarken bu maske yüzünüzü ferahlatacak, Banyodan çıktınız. Sıra geldı bütün vücudunuza nemlendın- cı bir krem sürme>e Bu arada bacaklannızın üst kısımlanna bir anti-sellülit krem yedırme> ı ıhmal etmeyın. Sonra da beş da- kıka kadar bacaklannızı duva- ra dayayın. Stres, hava kırlıliğinın ızJe- nni ya da cıldin kurüluğunu gıderia bir makyaj mı yapacak- sınız? Ne tıp bır makyaj yapar- sanız yapın öncelıkle cilde par- laklık veren bır ampul, ardın- dan da cıidi tazeleştiren bir solüsyon kullanmanız gereke- cek. Bu solüsyon önce yüzünü- zü beyazlatır, ama korkmayın, üstune cildinize uygun renkte bir fondöten sürün. Iş nıju sür- meye kaldı. Rujunuz basit bır ruj oJmamalı. Dudak drrisı hüc- relennı yenılemek için A. bü- züklükleri gidermek ıçin B. dış etkenlerden korumak içın E vı- taminlerini içenneli. Rimeliniz de sadece kirpiklerinize renk vermemeli, aynı zamanda için- de besleyici bir yağ da bulunma- lı. Kirpik uzatıcı rimelse vizon tüyieri ıçermeli. Pudranız terci- han çiçek polenlerinden yapıl- mış olmalı ve yüzünüze ipeksi bırgörünüm vermeli. Parfümü- nüz de hem sade hem de çekici, kadınsı. hatta başdöndürücü olmalı. Işte burada, ne oluyor, süs bebeğıni mi süslüyoruz, dıye patlayabıürsımz. Ama inanın bütün bu yazı- lanlar doğru... Pek çok kadında bir gece gezmesı öncesı makyaj yapıp eğlenceye hazırjanmak, güzelleşmeye çalışmak âdeta bir ayindir. Bır de bu işin ekonomik yönü var. Kozmetik, bugün dünyada akıl almaz paralar getiren bır sanayi sektörü. 1990'da bütün dünyada kozmetik pazannın parasal hacmı 318 mılyar Fran- sız Frankı (318 tnlyon TL) ola- rak hesaplandı. Fransa dünya- da kozmetik sanayıinın başını çekiyor. 1990'da Fransa'nın kozmetik sanayiindekı payı 43 tnilyar frank (43 tnlyon TL.) ol- du; 19 milyar frank (19 tnlyon TL.) da ihracattan kazandı. Aynca Fransızlar Avrupa'da kozmetiğe en çok para harca- yan ulus. Kışi başına yılda 313 frank (313 bin lira) makyaj mal- zemesine para yatınyorlar. ERKEKLER ÜZÜLMESİN RUHSAL İŞTAHSIZLIK, AIDSTEN TEHLİKELİ yıflarken ölmeyinBütün dünyada tarih boyunca insan güzel olmak için uğraştı. Bu amaçla çeşitli yollara başvurdu. Bu yüzden modayı adım adım izledi. Bu, kuşkusuz daha çok kadınlar.için geçerli. Ama günümuzde artık erkek de kadın kadar modayı izlemeye calışıyor. \ Dönemlere göre kadında ya tombulluk ya da zayıflık moda oluyor. Kendini zayıflatmak isteyen insanlarda, özellikle büinçsiz zayıflama yöntemleri izleyenlerde ceşitli hastalıklar başgösteriyor. Bunlar öldürücü de olabiliyor. Öraeğin "anorena aervoza." Anorexia nervoza ruhsaJ bir iştahsızlık olarak tanımlanıyor tıp adamJannca ve genellikle aşın perhize bağlamyor. Anorexia nervoza öyle boyutlara ulaşabiliyor ki bu ülete tutulan sonunda ölebiliyor. ABD'de "Gözellik Efsanesi" (The Beauty Myth) adlı kitabıyla best-seller listesinin başına oturan 28 yaşındaki yazar Naomi VVolf, Fransız Le Nouvel Observateur dergisinin sorulannı yanıtladı. Naomi VVolf, Amerikalı kadının şişmanlama konusunda adeta saplantıya kapıldığını bclirterek şunları söylüyor: "ABD'de anorena nervoza korku verici boyutlarda katlanarak artıyor. Vapılan istadstikkr* gore ABD'de her >ıl 150 bin kişi anorenadan ölıiyor. Bu hastalıi göroldttgB gibi AIDS'ten de daha tehlikeli boyutlara ni«şmış durumda." tnsanlar zayıflamak için çeşitli yöntemler deniyorlar: Çılgınca perhiz yapmak, bunun yanında vücutta biriken fazla su ve tuzu atmak için diüretik (idrar söktürücü) ilaçlar almak, iştah kesiciler kullanmak gibi... Tıp uzmanlan özellikle diüretiklere karşı uyanda bulunuyor ve diyorlar ki: "BUgisizce. yüksek dozda ahnan diüretikJer vücudun susuz kalmasına, kramplara yol açar. Bu bazen öylesine ciddi boyutlara ulaşır ki insan kalp krizİDden ölebilir." Bu uzmanJara göre kramplarm oluşmasının nedeni vücudun aşın potasyum yitinnesi. Kelliğin çaresi var rakl Aranılan fotoraodellerden Susan Holmes makyajın ancak bilinçli olarak yapılırsa kadını güzelleştirdiğini savunuyor. Plastik cerrah Dr. Jean Claude Dardour, yeni uyguladıklan bir yöntemle gerçek saçların çıkmasmı sağladıklarını müjdeliyor. gizli gidiyor, ameliyat olacağı sı- rada, "Ben seyabate çıkıyorum," gibi bir yalan uyduruyor. öyle ki işyerindekiler ya da arkadaş- ları onu arayıp bulamasınlar. Le Nouvel Observateur dergi- si, plastik cerrah Dr. Jean- Claude Dardour'la, erkekierin plastik ameliyatla ilgili davranış- ları konusunda şöyle bir görüş- me yaptı: — Doktor, hastalannız ara- sında kaç erkek var? Dardour — En az yuzde 55'i erkek. Çünkü ben kellik uzma- nıyım. Kadınlar nasıl göğüsleri sarkmaya başladığı zaman tela- şa kapıhrlarsa erkekler de saç- Toplumlarda geleneksel ola- : kadın güzelliği ön plana çı- kardır. Kadın çekici, istek duyu- lacak bir yaratıktır. Oysa erke- ğin güzelliği ya da yakışıklılığı nedeniyle ön plana çıkanlması düşünUlmez bile Sadece güzel olan erkek için güzelliği kötü ta- lih, lanet olarak da nitelenebüir. Bütün bu yazdıklanmız eski devirlere ait düşünceler, inanış- lar. Bugünun erkeği de yaşını alıp saçlan dökülmeye, yüzünde kı- rışıkhklar belirmeye başlayınca plastik ameliyatlara başvurabi- îiyor. Ama bunu kadın kadar açık söyleyemiyor. Doktora gizli ları doküldüğünde paniğe uğru- yorlar. — Size ameliyat olmak için baŞvuran erkekierin profilini bi- ze açıklayabilir misiniz? Dardoor — Profil tip yoktur. Son hasta fişlerime bakarak söy- lüyorum, bana başvuraalardan biri doktor, biri tarım işçisi, bi- ri tüccar, biri şirket yöneticisi, bir tulumbacı ve bir büyükelçi... Şimdi yeni uyguladığımız bir yöntem var. Belki erkeğin 20 yaşlanndaki bukleleri olmuyor, ama gerçek saç çıkabiliyor. — Peki, erkekler de yüz ger- dirmeye geliyorlar mı? Dardour — Pek tabii. Saçla- rı çıkınca bu işin tadını alıyor- lar. önce burunlanru yaptınyor- lar, sonra yüzlerini, gıdılannı ve gözaltlannı gerdiriyorlar. UZMANLARDAN ESTETİK AMELİYAT UYARISI Bıçak altına yatmadan düşününOrta yaşa gelen kadınları, bir kaygı alıyor: "Yaşlandım, yiizum kınş kınş ol- du. Çirkinlfştim." Bir süre cilt gerici, besleyici, çeşitli vi- taminler içeren kremler kullanıür. Ama bakılır ki olmuyor, bıçak altına yatma- ya kadar verilir. Peki, bu iş nasıl olur? Yüzü gerdirmek için estetik ameliyat ol- mak ne kadar doğru? Ya da bu işi ilk kez hangi yaşlarda yapmak gerek? Uzmanlar diyor ki: Yüz gerdirme ameliyatlan mucizeler yaratır, ama onun da smırlan var. Ani karar verip neşter al- tına yatmadan önce bazı kurallara saygı göstermek gerekir. Uzmanlar bunlardan birincisini kararr erme aşaması olarak niteliyor. Karar vermekte aceleci davranmamah. Bir es- tetik ameliyatın hiçbir zaman ivedilik ge- rektiren yam yoktur. Üstelik yüzdeki ruhsal durum bozukluğu izlerini hiçbir estetik ameliyat yok edemez. Üstelik ko- casmı eünden kaçıran bir kadın ne ka- dar yüzünü gerdirirse gerdirsin kocasını geri döndüremez. Bu görillınüş şey de- ğildir. Ikinci kural cerrahı iyi seçmek. Uz- manlar, tek bir cerrah değü, birçok cer- raha danışıldıktan sonra bu ameliyata karar verilmesi gerektiğini söylüyorlar. Uzun sözün kısası ameliyat olacaic insa- nın; aklının yatacağı cerrahı seçmesi çok önemli. İyi bir cerrah öncelikle iyi bir cerrah olmalıdır. Aynca bu noktada şar- latanlara da çok dikkat etmek gerekiyor. Sonunda karar verdiniz. Peki şimdi neyi bilmeniz gerek? Onbeş yü kadar ön- ce bir yüz gerdirme beş yıl dayanıyordu. Sonra yeniden ameliyat olmak zorunda kaüyordunuz. Ama Fransız cerrah Paul Tessier, 1976 yılında yeni bir yöntem bul- du. Önce kasları, ardından kaslan örten deriyi geriyordu. Bu üstelik dayamklı oluyordu ve dayanma süresi sekiz ile 12 yıl arasında değişiyordu. Tabii bugün aıtık sadece yüz gerilmi- yor. Bacaklar, kann, kalça yağlan alını- yor, sarkan göğüsler de yine ameliyatla kaldınlıyor. Bütün bu ameliyatların her biri de on milyonlarca lıraya patlıyor. Nâgm Hikmefin Sevdalı Buhıtu'nda küçük, Javnık ve olağanüstü bir kız Jülide, temmuz sıcağı gibiFATMA ORAN Bır Nâzım Hikmet şöleni yaşanıyor şu günlerde, Maçka eski Maden Fakültesi'nde; kırk üç bıdonu, on bir oyun- cusu. dekoru. tekniğı ve sah- nelenışıyle barnbaşka nitelik- ler taşıyan bir tiyatro şöleni. ıMehmet Llusoy'un, Nâzım Hikmet'in aynı adlı masalın- dan, şıirlerinden, geleneksel tekerlemelerden yola çıkarak ilk kez 1973'te Paris'te sahne- lediğı, ama bugün Dostlar'la çalışırken yeniden yorumladı- ğı Sevdalı Bulut, bu... Oyunculann bu görsel şöle- nin bir parçası olarak fantezi içinde gerçeğı vurgulamalan, Ulusoy'un bu ilginç çalışması- nın birbirini tamamlayan öğe- lerinden sadece biri. Sevdalı Bulut'un Tekerlemeci'siyse, uç uç böceğini anımsatan bakır- dan maskıyla fantezinin bir başka boyutu. Tekerlemeci dedimde... Adı, Jûlide Kural. 1965 do- ğumlu. Dört kardeşin ortan- cası. Çok fazla mutlu olabildı- ği bir şey yok yaşamda. Yaşam dolu bin değil, kendisi söylüyor bunu. Başkalannın yönettiği bir dünyada kendini kıstınlmış hissettiğini ve sü- rekli direnmek zorunda bıra- kıldığını da... Cihangir'deki özel dünyasında bir sürü kita- bı, bir sevdiği, bir de şaşı kedisi Clairence var. Mutlu olabıldiği, kendini özgür his- settiği tek yer ise tiyatro Liseyi Kocaeli - Karamür- sel'de okuduğu yıllarda başla- yan amatör tiyatro çalışmala- rının ilk kez 1984'te, AST'ın Taziye adlı oyununda profes- yonel bir boyut kazandığını söylüyor Jûlide Kural. ODTU'de Felsefe Bölümü'- görüntü olarak arkada oturan nde okuduğu yıl, kursiyer ola- fahişelerden biri. rak girdiği AST'la birlıkte Konser\atuvarda başlıyor profesyonel oyuncu- luğu da. Ama Ankara'da hem tiyatro hem felsefe öğrenımini bir arada .sürdürerneyince 1985 yılında İstanbul Üniver- sitesi Edebiyat Fakültesi Fel- sefe Bölümü'ne naklini yaptı- ran Jûlide, bir yandan da İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuan Tiyatro Bö- lümü'ne giriyor. Okullar sürerken Dostlar Tiyatrosu'nda, abileri ve abla- lanna göre 'tiyatro hayranı ufak bir kız' sıfatıyla Asiye Nasıl Kurtulur'da figüranlar- dan birinı oynuyor; sadece ama Yıldız Kenter'in öğrencisi olan Jüli- de, Dostlar'da Bay Puntilla ile Uşağı Matti'de, PuntiUa'nun hizmetçisini oynuyor, sonra küçük bir rol. Figürasyon ola- rak sahneye ilk çıktığı andan itibaren yaşadığı tüm süreçle- rin kendisi için çok önemli olduğunu söyleyen Jülide"ye, Yıldız Kenter, Küçük Mutlu- luklar oyununda bır rol öneri- yor; oyun, bir komedi ve Jülidede yaşamla bağlannı koparmış insanlardan birini canlandınyor. Şafak Yıhlız- ları'na başlıyorlar ardından, birtakım nedenlerden ötürü Kenterler'den ayrılıyor Jûlide. Felsefeyle konservatuarı bi- tirdıği yıl, yine Genco"ya dönüş; baba evine yani. Ve orada Havel'in Buruk Ezgi'- sinde sevgisiyle, sevdiği adamı bunaltan dişi mi dişi bir kadın rolü. 89-90 dönemı Tiyatro Stüd- yosu'nda Kan Kardeşleri müzikaünde "Lında" rolü ve bu rolle gelen "Avni Dilligil En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu" ödülü. Gönül Dostları, Lğurlugil- ler, Yalnızlar adlı TV dizıleriy- Ie Camdan Kalp filmınde de oynayan Jûlide Kural şimdi yine baba evinde, Dostlar'da. JÜLtDE KURAL — Çok fazla mutlu olabüdiği bir şey yok yaşamda. Başkalannın yönettiği bir dünyada kendini kKunîmıs hissettiğini söylüyor. (Fotogrâf: ARA GÜLER) Rollere yaklaşırken genel- likle "beynini' çok kullandığı- nı söylüyor Jûlide. "Önce kafamda çözümlerim rolü; nasıl insandır, nasıi davranır, nasıl bir sesi olabilir. bunlan düşünürüm. Daha doğrusu bu oyuna kadar böyleydi bu" diyor. Kendini sahnede her zaman kontrol altında tuttuğunu söylüyor Jûlide, her zaman yaptıklannın bilincinde oldu- ğunu. "İşin keyfıni alıyorum, keyfini aldığun için de doğaçla- ma gibi oluyor, bep kontroUü- yüm aslında." Stanislavski'nin yöntemiyle tiyatro eğitimi gören Jûlide Kural'a duygulannı ve iç dina- miğini vücuduyla vurgulama- sından ötürü bale. dans ya da jımnastikle uğraşıp uğraşma- dığını da soruyorum. Hayır, hiçbiriyle uğraşmamış. Ken- diliğinden oîusan bir yetenek bu. Ender rastlanır güzellikte bir ekîp çafışması gözleniyor. Sevdalı Bulut'ta Tam bır ekip çalışması ama Jûlide genellik- le tekerlemeci' rolünde, 'bağ- layıcı' rolünde. Topluluk ıçin- deki oyunları az, tek başına oynuyor. Tek başına oynadığı sahnelerde her zaman için da- ha rahattır insan, diye düşü- nüvorum ve diğerleriyle sah- neyi paylaşırken uyum sağla- makta güçİük çekip çekmedi- ğini merak ediyorum. Sahne üstünde onlarla çok fazla birlikte olmasa bile sah- nenin gerisinde hep birlikte- ler. Evet, Nâzım Hikmet'in Sev- dalı Bulut'unda içi ıçine sığ- mayan, küçük. kıvrak, olağa- nüstü, temmuz sıcağı bır kız göreceksinız; 'Descartes'çı Jü- lide bu. Sakın şaşırmayın.. Kaclııılarııı yarısı kansız Anemiye yol açan nedenlerin başında sık ve çok doğumun geldiği belirtildi. Prof. Necati DedeoğJu, 'Bir annenin doğum sonfası toparlanabilmesi, boşalan demir depolarını doldurabilmesi için aradan iki yıl geçmeli' diyor. ANTAIİA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Türkiye'de kadmlann yüzde 50 J sinin anemi (kansızJık hastalığı) olduğu, hamile ka- dınlarda ise bu oranın yüzde 70*e ulaştığı bildirildi. Anemi- nin anne ölümlerine de yol aç- tığı, Türkiye'de anne ölümleri- nin AvTupa'nın 15-20 katı faz- la olduğu belirtildi. Akdeniz Üniversitesi Halk Sağhğı Ana Bilim Dah Başka- nı Prof. Dr. Necati Dedeoğlu, Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bakanüğı, Dünya Sağlık örgü- tü ve UNICEFin 1974'te ortak- laşa gerçekleştirdikleri araştır- madan söz ederek "1974'te ya- pılmış bir araştumanın sonucu, çok eski rakamlar diycbilirsi- niz. Ama 1984 yılında aynı araşürma yinelendiginde elde edilen verilerde pek bir değiş- me olmadı. Günümuzde de bu rakamlar geçerii aşagı yukan" dedi. Anemiye yol açan nedenlerin başında sık ve çok doğumun geldiğini vurgulayan Prof. De- deoğlu, bir diğer nedenin de beslenme yetersizliği olduğunu belirtti. Prof. Dedeoğlu, "Bir annenin doğum sonrası topar- lanabilmesi, boşalan demir de- polarını doldurabilmesi için aradan iki yıl geçmesi lazım. Ama bizde büyuk bir çoğun- hık, iki yıldan önce yeniden ha- mile kalıyor. Gebe kadında ilk iiçiincü aydan itibaren demir gereksinimi artar. Zaten boş olan demir depolarıyla kendi gereksininiini mi karşüasuı, be- beğinkini mi? Bir de bizde ka- dıaların hamile kaldıktan son- ra beslenme şekillerinde degi- şiklik yapmadıklan göruliiyor. Son on yılda hamilelerin viu- min ve demir tüketiminde azal- ma olmuş. Öncelikle sık ve çok doğumun önlenmesi gerekir" diye konuştu. Çevreci sinek öldürücü • HONOLULU (UBA) — Dünyanın en etkili sivrisinek öldürücüsü olarak kabul edilen cihaz Honolulu'da düzenlenen Pasifik Bilim Kongresi'nde tanıtıldı. Yeni cihazın bir vantilatör, ultraviyole ışınlan ve bir telden oluştuğunu açıklayan şirket yetkilisi, cihazın çalışması konusunda bilgi verirken şunları söyledi: "Vantilatörden gönderüen ultraviyole ışınlan sinekleri cihaza doğru çekiyor. 'Gökova anıt mtize olsuır • ANKARA (ANKA) — Türk Eczaaları Birhği, Gökova santraiından sökülmesi mümkün olmayan parçalarla bir "anıt müzeT oluştunıhnasuu istedi. Birlikten yapılan açıklamaya göre TEB 27. büyük kongresinde ahnan bir temenni karanyla anıta "Burada bir termik santral yapıhnaktaydı; çevre sevgisi ve insanhğa olan saygımız bu tesisin durdunıhnasına neden oldu. Gördükleriniz tüm insanhğa bir armağanımızdır" yazısı bulunan bir plaket çakılması istendi. Aktüel dergisine takipsizlik • İSTANBUL (AA) — Haftalık Aktüel dergisinde bir sure önce yayımlanan "Kayseri Saatli Bomba" başhklı haberle ilgili olarak, ÎDGM tarafından başlatılan soruşturmada, haberde suç unsuru bulunmayarak takipsizlik karan verildi. Bolücü terör örgütü PKK tarafından şehit edilen 4 jandarma eri için bir süre önce Kayseri'de yapılan cenaze töreninde çıkan olaylarla ilgili olarak, dergide yer alan haber yorumda, "Kayseri'de yakın bir gelecekte bir Türk-Kürt çatışması olabileceği ve çok sayıda insanın ölebileceği" öne sürülmuştü. TÜBİ1AK aslına dönüyor • ANKARA (ANKA) — Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal fnönü'nün talimaü üzerine TÜBİTAK, özerk ve siyasal iktidarlardân etkilenmeyecek bir yapıya kavuşturulacak. ANKA muhabirinin edindiği bilgiye göre kendisine bağlı TÜBİTAK üzerinde incelemelerde bulunan Erdal lnönü, TÜBİTAK'ın tekrar bihm ve araştınna kurumu haline dönüştürülmesi için yasal çalışmalara başlamlmasını istedi. Grup Ybrum'a yasak • tstanbul Haber Servisi — Grup Yorum'un Tekirdağ'da dün vereceği konserin valilikçe yasaklandığı bildirildi. Trakya Üniversitesi ögrenci Derneği'nin düzenlediği şenlik kapsamında yer alan konserin yasaklandığını ve dernek üyesi öğrencilere vaüükten "Biz size Grup Yorum'u getirmeyin demedik mi" denildiğini behrten Grup Yorum üyeleri, Diyarbakır'daki konserlerinin de yasaklandığını anımsatarak, "Kültür ve sanat üzerindeki yasaklar kalkacak, dendi. Bizim konserlerimiz ısrarla neden yasaklanıyor" diye sordular.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle