Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 25 ARALIK 1991
BELKI
rtURAT BEUJE
JVbduUatıBaştürk ile
YandaKalanDostluğumuz
Abdullah Bastûrk, bu son dönemde, ıkı bmlı yıilann
DlSK'ının ne otması gerektığını enıne boyuna duşunuyor-
du Bu projeye yönelık bır pratığı başlatmıştı Bırlıkte ça-
lışma onerısıne bır nukteyle gırdığını hatırlıyorum "Be-
nım yaştm altmısı gectı" demıştı, "Demek olsa olsa da-
ha ellı yıl yasarım Bu ellı yılın yırmıstnı DISK'e vermeye
kararlıyım Sen de bır on yılını verebılırsın "
Başturk'un bu esprısı şımdı aklıma geldıkçe dıken gı-
bı, kıymık gıbı batıyor ıcıme
Türkıye'de sıyaset bır kısırn ınsanın yakasını bırakmaz
Genellıkle olağandısı, tahammul edılmez bır durumla kar-
şılaşmıssınızdır "Bu kadarı olmaz
1
" demek zorunda kal-
mtşsıntzdır Bınlerce ınsan tşkenceden geçınlıyordur, mıl-
yonlarca ınsanın kımlığı bastınlıyordur, koskoca bır sen-
dıkal konfederasyon gulunç gerekçelerle kapatılıyordur vb
"Bu kadarı olmaz
1
" demek durumunda kaldığınız olay o
anda neyse, olmaması ıçın bır şeyler yapmaya gmşırsı-
nız sız de Bunun ıçın, benzer konumlardan kalkan baş-
ka ınsanlarla bır araya gelırsınız
Çoğu zaman o ınsanlarla ıltşkınız, sızı yan yana olma-
ya ıten sıyası konumla belırlenır ya da bırlıkte var eden
yapıyla sınırlanır Yetmıslerden berı ben de Abdullah Baş-
turk'le zaman zaman yan yana oldum ırılı ufaklı konular-
da Sendıkal eğıtımı ptanlama gıbı ya da DlSK'ın afış ya-
rışmas nı sonuçlandırma gıbı bazı konumlarda Seksen-
lerde bırbtrımızı gor- " •
bır paraietiık Türkiytfde pek çok şey,
yenıden karşılasmaya bağlldtr. Abdllllah
başladık orneğın so- d e
foelHkle AbdUİlatlş ğ d e
foelH
nu HEP e varan sure- _ . - . - . .
oınbaşında yadanı- BaŞIUrk OldUğll tÇHl, ÇOK
hayet, y
en. DISK . şey o n a
bağlıydt. Böyle
SSSTS5SS. 1 * * boşluğunu
aramızdakı öncelıklı dOİdurmak ÇOk gÛÇtÜr.
ülşkı somut ışle yakın- "
dan ılgılıydı ve dolayısıyla polıtık bır ılışkıydı Ama bunun-
la sınırlı değıldı Goruştuğumüz her seferden sonra, ken-
dı hesabıma konuşayim, Abdullah Bey'le aramda formel
polıtık ılıskının otesıne gecen sıcak bır dostluk duygusu-
nun dennleştığını hıssettım Bunu şımdı daha da lazla hıs-
sedıyorum Kısısel-duygusal duzeyde yarım kalan ışımız-
den tazla, yanda kalan dostluğumuz acı verıyor
Mert bır ınsandı ve ona guven duyardınız Şımdı 6lü-
munden sonra, çeşıtlı yayınlarda mucadeleler ıçınde ge-
çen hayatı hakkında bılgıler yayımlanıyor Bu kısa bılgıler
bıle tutarlı çızgısı ustune yetennce fıkır verıyor Başturk-
un kendıne guvenınde gecmışınden tedırgın olmamanın
rahatlığı vardı rahattı kendısıyle çunkuherdurumdaola-
bıleceğın en lyısını yaptığının bılıncındeydı
Ama Başturk'un yuzü geçmışe dönuk değıldı Onun ya-
şadığını yasayan, onun yaptıklarını yapan baska bırı, ko-
taylıkla, gerı kalan yıllarını bu geçmışın rantıyla geçırme-
yı dusunebılır, bununla yetınebılırdı Ama Basturk hep ge-
leceğı tasarladı Yuklendığı mısyonu, değısen kosullarda
nasıl gelıstırebılepeğıne yordu katasını Gerçekçılığı, ger-
çeklığı daha olumlu, daha sağlam bır zemıne doğru yön-
lendırme tutkusıfrıa engel dmsdı Çunkü bugün içto*gü-
venılır görünen yapılarla yetmıyor, bugunden geleceğe gı-
den dınamıklerle bırlıkte yol almak ıstıyordu
Türkıye'de pek cok şey, ne yaztk kı belırlı kışılere bağlı-
dır Abdullah Basturk de özellıkle Abdullah Basturk oldu-
ğu ıçın, çok sey ona bağlıydı Boyle kışılerın boşluğunu
doldurmak çok güçtur Ama DİSK de genış btlgı ve dene-
yım bırıkımı olan bır yapıdır Başturk'un yokluğunda,
DISK'ın cağın gereklerıne cevap veren, Başturk'un ıste-
dığı gıbı emeğıyle çalışan kesımler ıçtn bır denız fenerı
gıbı ufuklara ışık tutan bır kuruluş olması, umarım gene
de mumkun olacaktır
Ttirkıye ışçı svnıfvmn sendıkal
önden, demokrası ve ınsan haklan
savunucusu,
DİSK Genel Başkaru
ABDULLAH
BAŞTÜRK'ü
unutmayacağız
Bafra'dan
EĞtT-SEN ve EĞtTÎM-lŞ'H öğretmenler
VEFAT
Rema Doğuellı ve tnerhume Kevser DogueUı'nın oğlu, Jadwıga
Mandrela'nın damadı, Bertan Veerrtjer'ın kardeşı, Ab, Yılmaz,
Şule, Çelenk, Nesnn ve Muazzez'ın kardeş çocuklan ve
a|abevı, Dıdem Demıralp ve Mehmet Enşen'm dayısı, Esra,
Mehmet ve Ayşe'mn sevgılı babası,
Teresa Doğuellı'nın sevgıh eşı;
DT ERBİL DOGUELLİ
23 Aralık 1991 Pazartesı günü vefat etmıştır
Cenazesı 26 Aıahk 1991 Perşembe günü Ankara Maîtepe
Canuı'nden öğle namannı muteakıp Karşıyaka Mezarlığı'nda
defnedılecektır
TÜRK HAVA YOLLAR» A.O.'DAN
— Ortaklığımız, Ankara Esenboğa Hava Lımanı'nda-
kı personel lokantası kapalı zarfla teklıf alma usulu uy-
gulanmak suretıyle yıktırılacaktır
— Anılan yıkım ışıne ılışkın geçıcı temınat fırmalarca
teklıf edılen bedelın %3'ü oranındadır
— Kapalı zarfla verılecek teklıf mektupiarı en geç
06.011992 gunu saat 10.00'a kadar İstanbul, Ataturk Ha-
valımanı THY AO Genel Y&netım Bınası B Blok Asma
Kat adresınde mukım Alım Satım Kurulu Başkanlığı'nda
bulundurulacaktır Anılan gun ve saatten sonra elden ve-
nlen veya posla ıle gonderılen teklıf mektupiarı kabul edıl-
meyecektır
— Konuya ılışkın ıhale 06011992 günü saat 1000'da
yukandakı adreste yapılacaktır
— Tahmını bedelı aşan teklıfler değerlendırme dışı bı-
rakılır
— Şartnamede ıstenılen tum belgelenn aslı veya no-
terden tasdıklı suretlerın ıbrazı gereklıdır
— Şartnameler yukarıda belırtılen adresten Ankara
1
da ıse THY A O Ankara Ist Baş Müd'den temm edılır
— Ortaklığımız 2886 sayılı Devlet Ihale Kanunu'nata-
bı olmayıp, ıhale konusu ışı kısmen veya tamamen yap-
tırıp yaptırmamakta serbesttır
BüyülüBir Kelime Ve
Bir Nobel Ödülü
1980'ler bırpıyasamodası donemıoluşturuyordu Bumodanınoluşturulması ve
şurdurulmesınekatkıdabulunanlannen başındada ıktısatçılargehyordu
İktısatçılar, burolu, varsaytmlannıngerçeğene kadaruygunolduğunu hıç
sorgulamayarak oynadılar
Doç. Dr. AYŞEBUĞRA Boğazıçı Vnıversıtesı Ekonomı Bqlwnu
Buyulu kelime, pıyasa Nobel Ödulu de Ro-
nald Coase'un Sonbaharda sahıplen bellı
olan 1991 Nobel Ödullen, bırkaç gun önce
Stockholm'de yapılan torenle sahıplenne ve-
nldı İkusat odulunu alan Coase'un başansı
bır buvubozma operas>onuyla ılgüı Coa-
se pıyasanın, bırden bıre lambadan çıkıp ın-
sanlann bütun dertlerme deva olan bır cın
ıdeolojık saptantılardan kurtulmuş akıllı kışı-
lenn yolunu aydınlatan guçlu ışık. var olmuş
ve olacak toplum duzenlenmn en başanlısı
açıl susam açıl" türunden, onu soyleyen ınsa-
nın kendısıne kansına, oğullanyla kızma,
dosüanna ve ınşallah memleketınebûyuk zen
gınlıkler sağlayan bır tekerleme olmadığını,
sadece ve sadece ınsan vapısı bır kurum &Wu-
ğunu gosterdı Nobel Odulu nü, pıyasa sözu-
nün çok moda bır şarkı gıbı dunvayı etkıleyıp
geçtıgı 1980'lenn hemen ardmdan alması her
halde oldukça onemh
Bugün 81 yaşında olan Coase, çok az yaz-
mış bın lktısatçı deyışıyle onun "kendı yaz-
dıklannı değıl, başkalannın onun yazdıkları
üzerıne yazdıklannı maksımıze eUığı" soyle-
nıyor Sadece ıkı onemh makalesı var Bunlar-
dan bın \e daha onemh olanı, 1937'de \ayım
lanan "Fırmanın Doğas>" adh makale Ikıncısı
ıse, 1960 da yavımlanan "Sosyal Maliyet So-
runu"(l) İlk makalenın temelmı, Coase'un h-
sans oğrencıhğı sırasında hazırladığı bır ode\
oluşturuyor
tktisadın temelleri
Gerçekten de, makaleyı okuduğunuz za-
man, bunun boyundan buyuk bır ışe gmştığı-
nın farkında olan, ama doğru yolda oîduğunu
da bılen, dolayısıyla çok temkmh bır bıçımde,
butün eleştınlen önceden tahmın edıp baştan
karşılamaya çahşarak ılerleyen. çok genç bın
tarafından yazılmış olduğunu görebüıyoTsu-
nuz Aynca. bu makalenın ancak, çok genç
bın taratından henuz meslegıne ozgu duşun-
me ve algılama kahplanyla bıçımlenmemış,
bu kahplann dışmda ı§ goremez hale gelme-
rnış bırı larafından yazılabıleceğını de goru-
vorsunuz Makale neden Fırmalar var°'
sorusuçevresındekurulmuş Bu çocukça soru,
ashnda ıkiısadın temellenne >onehk bır soru
lktısat duşuncesı pıvasa davranışlan teme-
lınde bıçımlenmıştır Pıyasa davranışlan, oz-
gur ve eşıt bıreylenn, kışısel çıkarlannı maksı-
mıze etmek ıçın gınştıklen, o anla sınırlı,
hıçbır bağlayıcılığı olmayan değışım ıhşkılen-
dır Ahşvenş o anla sınırhdır ve alanla vere-
nm, bırbırlenne karşı malı ahp bedehnı
odemek veya karşılığını ahp malı vermekten
başka hıçbır yükümlüluklerı voktur Pıyasa
ılışkısı bır değışım ılışkısıdır ama ıktısat, üreü-
mı de bu ıhşkı çerçevesınde açıklar Yanı ser-
mayedann ışçıye emeğınm karşılığını odeyıp
onun hızmetmden >ararlandıgı duşünülür Iş-
çı pazanndan bır gun ıçın toplanıp mşaatta
çahştınlan, gunun sonunda da elıne ücretı ve-
nlıp gondenlen ışçınm durumunda bu yakla-
şım oldukça gerçeğe yakındır
Girişimci-işçi üişkileri
Ama bır fırma ıçınde gınşımcı-ışçı ıhşkılen,
başka haklar ve yukumlulukler de ıçenr Bu
çıyasa modelıntn ıçerdığı anhk sozleşmenm
otesınde, uzun vadeh bır sozleşme ılışkısıdır
Sozleşme suresı belırlı bır hızmetın venhp, be-
lırlı bır ışın tamamlanmasıyla sınırlı değıldır
Işveren ışçıve 'bu hafta ış yok, şımdı gu gele-
cekhafta uğra demez Işe alma da, ışten çıkar-
ma da, uzun vadeh bağlayıcılığı olan kararlar-
dır Fınna pıyasanın aksıne, bağlayıcıhgı
olan uzun vadeh kararlar temelınde ışleyen bır
kurumdur Fırma, Coase"a göre, pıyasanın bır
uzantısı değıl, pıyasa kurumuna alternatıf ola-
rak ortaya çıkmış bır kurumdur Ve modern
ekonomılerde, üretım faahyetlennın en önem-
h bolumü, bu alternatıf kurum ıçınde yer alır
Dolayısıvla ıktısatçılann, bu gerçeğı goz ardı
etmekıen vazgeçmelen, bu alteraatıf kuru-
mun neden ortayaçıktıgını \e nasıl çalıştığını,
pıyasa modelınden farkh modeller gelıştırerek
ıncelemelen gerekır
Coase bır kurum olarak pıyasayı eleşüren,
ekonommın ışleyışıne devletın mudahale et-
mesı gerektığını savunan bır lktısatçı değıl
İktısadın temelmantığmı, yanıekonommın ış-
leyışının kışısel çıkar sağlama amaana yöne-
lık davranışlarca behrledığı fiknnı reddeden
bın de değıl Aksme "Sosyal MaUyetSorunu"
adh makalesınde, geleneksel refah ıktısadma
gore devlöt müdahalesmı gereküren bazı du-
rumlan ele ahp. burada da ışlenn pıyasaya
bırakılabüeceğını savunuyor Tartışma özetle
şu çerçevede yer ahyor Geleneksel refah ıktı-
sadına gore, bır kışmın ekonomık faahyetı,
başka bır ınsanın zarar gormesıne veya çıkar
sağlamasına yol açıyorsa, aynı zamanda da,
bu zarar tazmm edılemıyor veya sağlanan çı-
kann karşılığı talep edılemıyorsa, bu alanda
devlet mudahalesı gerekır
Piyasa ilişküeri
Yanı mesela, mahalledekı butun komşular
beş para venneden benım dünyanın parasını
venp takürdığım televızyon antenmden ya-
rarlanıyorlarsa, televızyon antenlennın alım
satımı ve kullanımı, alanm verenın, almıp ve-
nlemn ve alım satım bedehnın açıkça belırlı
olduğu pıyasa ıhşkılen çerçevesınde gerçekle-
şemez Arz talep dengesı fıyat mekanızması
yoluyla sağlanamaz ve devlet mudahalesını
ıçeren başka bır çözüm gerekır
Coase, genel kabul goren bu goruşe karşı çı-
kıyor ve kısaca, mülkıyet haklannm çerçevesı-
nı daha ıyı çızer ve bu şekılde komşuların
başkasmın antenmı kullanmalannı yasaklar-
sanız başka tur müdahaleye gerek kalmaz, ış-
ler pıyasaya bırakılabmr dıyor Ama burada
da söz konusu olan, kendıhğınden lambadan
çıkıvermış, her derde deva bır cın olan pıyasa
değıl, msanlar tarafından, msan ıhüyaçlan
duşünulerek oluşturulmuş bır kurum olan pı-
yasa Ve doğal olarak, ınsan ıhtıyaçlannı kar-
şılayamadığı yerde, yennı alternatıf kunımla-
ra bırakması gereken bır kurum olan pıyasa
Bu kurumun oluşmasında hukuk sıstemımn
son derece onemh olduğunu vurgulayan Coa-
se, bu şekılde, uzennde pek dunılmamış bır
ıhşkının. hukukla ıktısat arasındakı ılıskının,
gün ışığına çıkmasım sağhyor Buna, aynca,
1958'de çıkarmaya başladığı ünlü Hukuk ve
tktisat Dergisi'yle de (Journal of Law and Eco-
nomics) katkıda bulunuyor
Bır dahının dergı çıkararak vaktını zıyan et-
mesını anlamsızbulanlar çıkmışsa da, dergıyle
uğraşması Coase'un çağımızın en çok referans
venlen ıktısatçısı olmasını engellememış
özellıkle 1970'lerden sonra, Hess ve Waiiam-
son gıbı ıktısatçılann oncülüğunu yaptıklan
yenı orgut anahzlen ve fırma teonlençerçeve-
sınde Coase'dan ılham almayan bır tek çahş-
ma yapılmamış (2) Bu çahşmalann ıktısat
ıçınde gıderek guçlenmelen ve pıyasa ıhşkıle-
nvle sınırlı geleneksel iktısadın dışında gehşen
özgun bır kurumsal yaklaşım oluştunnaya
başlamalan da, Coase'un Nobel almasıyla so-
nuçlanmış
Şaşırtıcı ve Sevindirici
Gene de Coase'un Nobel Ödulu alması nor-
mal karşılanacak bır şey değıl Aksme, olduk-
ça şaşırtıcı ve şaşırtıcı olduğu olçude sevmdın-
cı bır şey Yazının başında değmdığım gıbı,
1980'ler bır pıyasa modası donemı oluşturu-
yordu Bu modanın oluşturulması ve sürdü-
rülmesıne katkıda bulunanlann en başında da
ıktısatçılar gehyordu tktısatçılar, bu rolü,
varsayımlannın gerçeğe ne kadar uvgun oldu-
ğunu hıç sorgulamayarak oynadılar Bu rolü.
gerçekle bağlantılannı butünuyle kopanp,
kendılennı, zaman zaman matematıkçılen bı-
yık altından gülduren, matematıksel oyunlara
\ererek oynadılar Halbukı Coase'un 1937'dc
>azdığı makalenın ılk cumlesı şuydu "Iktısat
geçmışte varsayımlannı açıkça ortaya koyma-
dığı ıçınçok zarar gördü " 1988 detopluhalde
yayımlanan makalelenne yazdığı onsözde de
şöyledıyordu ' Bızvm çocukluğumuzda, keh-
melerle ıfade edılemeyecek kadar budalaca bır
şey soylemeye çalıştıgımız zaman, 'şarkısıru
soyle" derlerdı Şımdı ıktısatçılar kelımelerle
ıfade edılemeyecek kadar budalaca şeylen ma-
tematıkle soyluyorlar' (3)
Iktısatçılar. varsayımlann gerçekçıhğının
hıç onemh olmadığı şarkısını matematıkle
soyler, polıtıkacılar da lambadan pıyasa cmle-
n çıkanrlarken, Coase Nobel aldı Coase'un
Nobel alışı, son on yıl ıçmde çok güçlenmış
olan ıdeolojik saplantılara karşı kazanılmış
bır zafer olarak değerlendınlebıhr
(1) Economıca, 1937 \e Journal of Law and Econo-
raıcs 1960
(2) Bu >enı vaklaşımlarla ılgılı genel bır değerlendır-
me ıçın bkz C Menard örgutler Neden Vardır'»'
Toplum\e Bılım 46 47 (Yaz-Gûz 1989)
(3) The Fırrn the La*. and ıhe Market. Lnıversıty
ofChıcagoPress 1988
PARtS'TEN SELÇUK DEMtREL
Park Oterîıı Oıılenenıeyeıı
Kentin tarihı ve doğal değerlermın her geçen gun tukenmesine
boylesine seyirci kalınması, İstanbul halkının yoneticilerine
olan inancım yıürmesine neden oluyor.
MEHMET BÖLÜK Mımar
İstanbul Gumuşsuyu'ndakı Park Otel
kathamı, mılyonlarca ınsanın gozlen onun-
de ıkı yıldır devam edıyor Sıyası partıler,
mımarlar odası, çevrecıler, mahalle sakın
len, yazarlar, basın, buyukşehır beledıvesı
gıbı kurumlar ve kışıler, paneller, basın top-
lantıları, gosten >Tiruvuşlen, yazılar, de-
meçler, araştırma komıs>onları ıle beton
deve engel olmaya çalışıyorlar
Uzmanlar, yönetıcıler, komısyonlar top-
lantı üzenne toplantı vapı>or, bu yasal boş-
luk bulup kathamı durdurmak ıstıyorlar
Tum bu çırpınışlar sürerken dev beton kut-
lesı buyuk bır hızla yükselmeye devam
edıyor
Yasal boşluk!..
Pekı bu beton canavar yasal mı kı dur
demek ıçm vasal boşluk aranıyor
0
îstanbul
Buyukşehır Beledıyesı Genel Sekreten Tuğ-
rul Erkın basına yaptığı açıklamada "tn-
şaatın yasalara uygun olarak yapıldığını,
ancak yasal bır boşluğun bulunması duru-
munda ınşaatın durdunılabılece|ını, ken-
tın yarası olarak tanımlanan olayın peşmı
bırakma>acaklannı, mutlaka bır çözum yo-
lu bulacaklarıru" soyluyor
Yetkıh ağızlarca yasadışı Park Otel kat-
hamının yasal ılan edümesı, kentyönetımı-
nın acızlı^ını ve teslımıyetçılığını göstenyor
Kentin tanhı ve doğal değerlerımn her ge-
çen gun tükenmesme böylesme seyırcı ka-
lınması, İstanbul halkmın yonetıcılerıne
olan inancım yıürmesine neden oluyor
Park Otel inşaatı yasal değildir
Beyoğlu, Gümuşsuyu Mahallesı, 731 ve
735 adalar üzenne ınşa edılen bu beton kut-
lesı, çevrede bulunan eskı eserler ıle alan
ılışkısı ve kentin süuetındekı önemlı yen ne-
denıyle, eskı adı Eskı Eserler ve Anıtlar
Yuksek Kurulu, şımdıkı adı Kultur ve Ta-
biat Varlıklannı Koruma Kurulu'nu dırekt
olarak ılgılendırmektedır
2863-3386 sayılı Kultur ve Tabıat Varhk-
larını Koruma Yasası, yalnızca korunması
gerekb kultur varlığı eskı eserlen değıl, bun-
lann koruma alanları ıle ılgıh karar alma
yetkısım de koruma kurullarına vermıştır
Kısaca, İstanbul'un sılueüm olumsuz
vönde etkıleven, çevresındekı eskı eser bı-
naları ezen bu dev beton kutle koruma ku
vullarından onav almak zorundadır
Anıtlar Yuk*ek Kurulu konu ıle ılgıh ük
karannı 11 2 1978'de aldı Bu kararda, eskı
Park Otel'ın tanhı anısı olmasına rağmen
korunması gerekh >apı olmadığından yıkı-
labıleceğı behrtıhyordu Ancak kentm sılu-
etı ve cevredekı eskı eserlerle alan ılışkısı ne-
denıyle, İstanbul Beledıyesı'nden ımar du-
rumu ıstenmeden Park Otel'ın yerme ya-
pılacak bına hakkında karar venlemeyece-
ğı de a>nı kararda yer alıyordu
1983 yıhnda Anıtlar Yuksek Kurulu,
Park Otel ıle ılgıh olarak 23 7 1983,
10 9 1983 ve 14 10 1983'te peş pese uç ka
rar aldı Bu kararlarda yapılacak bına ıle
ılgıh avan projeler onaylanıyordu
14 10 1983'te ona>lanan projede eskı Park
Otel restore edılerek aymen korunuyor, an-
cak Park Otel'ın gabarısını aşmayan ılave
ler yapıhyordu Bu son karara istanbul Be
ledıye Mechsı de uymuş, 20 3 1984'te Anıt-
lar Yuksek Kurulu'nun onayladığı avan
projelerı, mevzı ımar planı olarak kabul et-
mıştı
ANAP'h ış bıtmcı Dalan yönetımı göreve
geldıkten sonra tam uç kez parsel bazında
plan tadılatlan ıle Park Otel bu hılkat ga
nbesı hahnı aldı 731 ve 735 adalar arasın-
dakı "Ağa Çırağı Sokağı" da satıhnak su-
retıyle bırleştırıldı Eskı Park Otel'ın ven-
ne 69 m yuksekhkte (32 kat) tıcaret mer-
kezı yapılırken, 731 ada uzerıne de 86 m
yuksekhkte (42 kat) turızm merken uygun
goruldu İstanbul'un sıluetım gökdelenlerle
katleden Bedrettın Dalan, son darbesını de
"tadüen ona>" yetkısım kötüye kullanarak
vurdu Mechs kararmı "Kotlar Gumuşsu-
yu Caddesı'nden ahnacak" notu ıle tadıl
ederek beton kutlenın azametını arttırdı
Tum bu uygulamalar yapılırken Anıtlar
Yuksek Kurulu yerme kurulan Kultur ve
Tabıat Varlıklannı Koruma Kunıllan dev
re dışı bırakıldı Anıtlar Yuksek Kurulu'
nun onayladığı avan projelerı, bu projele
re gore yapılmış ımar planlannı degıştınr-
ken kurullara haber büe verümedı Yangın-
dan mal kaçınrcasına Park Otel koruma
kurullanndan kaçmldı
Bu projelen koruma kurullannın onay-
lamayacağına onlar da ınanıyorlardı kı kas-
ten kurullan dışladılar Kültür ve Tabıat
Varlıklannı Koruma Yasası'm ıhlal ettûer,
yetkı gaspmda bulundular
Beledı>eler veya Tunzm Bakanlığı, eskı
eserler ve bunlann koruma alanları ıle ılgı-
h uygulamalarda koruma kurullannın ona-
yını almak zorundalar Tüm kamu kuru-
luşlan (beledıyeler dahıl) koruma kurulla-
n kararlanna uymak zorundadırlar
26 Mart 1989 seçımlen ıle sosyal demok-
ratlar İstanbul'da yerel yönetımlerde ıktı
dara geldüer Konu ıncelemeye alındı
26 Ekım V989'da İstanbul Buyukşehır
Beledıyesı, 3 No'lu Kultur ve Tabıat Var-
hklarını Koruma Kurulu'na başvurarak,
yapılacak bmanın îstanbul süuetı ve cevre-
dekı korunması gerekh eskı eserlerle alan
ılışkısı açısından uygun olup olmadığını sor-
du
Bu kurul 10 4 1990'da projeyı, çevreyı
ınceleyeceğme, "Her şey bıtmış, ruhsat ve-
rümış, ınşaat başlamış, yapacak bır şey
yok" anlamında bır karar aldı Yanı kurul
görevını yapmadı Beledıye bu karara Yuk
sek Kurul nezdınde ıtıraz edebüır, netıce
alamazsa ıdan yargıya başvıırabıhrdı Her
halde konu bıraz ıhmale ugradı
Daha yapacak çok iş var
Evet, her şey daha bıtmedı Kultur ve Ta
bıat Varlıklannı Koruma Yuksek Kurulu
gerekh mcelemeyı bır an önce yapmah ve
kentı kurtaracak doğrultuda bır karar al-
malıdır Bu mcelemeler yapılana kadar İs-
tanbul Buyukşehır Beledıyesı uygulamayı
durdurmalıdır
Başbakan ve on bakandan oluşan Eko-
nomık tşler Yuksek Koordınasyon Kurulu,
20 7 1983'te "Istanbul'da Park Otel'ın res-
torasyonu ve tevsıi 3e 364 odab luks bir ote-
lın yapılmasının uygun olduğuna" karar
vermıştı
Pekı şımdı eskı Park Otel'm yenne ne ya-
pıhyor'
1
69 m yüksekhğınde 32 katlı tıca-
ret merkezı
Şımdı top Kultur Bakanlığı'nda, Baym-
dırlık ve İskân Bakanlığı'nda, Turızm Ba-
kanhğı'nda ve İstanbul Buyukşehır Beledı-
yesı'nde
R1ZA ZELYUT
MevilikNedir,NeDeğildir?Dünya hem değışıyor^ hem de kuçuluyor Bu değışım
ve küçulme surecek Ulkemız de bu olgudan payını alı-
yor, alacak Yakın zamanlara değın Alevı sözu ağızlara
alınamazken, şımdı devletın ılgılı katlarında konuşutabılı-
yor Dıyanet Işlerı Başkanlığı, daha bır yıl öncesıne değın
Alevılığı gormezlıkten gelırken, sımdı, bazı kışılen devre-
ye sokarak Alevılerı kendı çatısı altına çekmeye çahşıyor
Dıyanet Işlen Başkanlığı'nda Alevılerın de temsıl edıl-
melen gerektığını, 1989 yılında kaleme aldığımız Alevılik
S/Wırgesı'nde dıle getırmıştık O zamanlar, Alevılik ûze-
rındekı sıkı baskı nedenıyle bu ıstek, ınsan haklan ve de-
mokrası açısından ılerı bır nıtelık tasıyordu Zaten bızım
ısteğımız, Dıyanet Işlen'ne kayıtsız koşulsuzteslım olmak,
onlarla butunleşmek bıçımınde değıldı, bağımsız bır mü-
durluk gıbı duşunuluyordu O zamanlar bu tsteğırtttz Dı-
yanet tarafından memleketın hassas dengelennı bozacak
zararlı bır çıkış olarak goruluyordu Şımdı ıse Dıyanet Iş-
lerı bu ısteğımıze sahtp çıktı Fakat nasıl
9
Alevılerle bağlantı kurabılmek ıçın, "Alevı temsılcısı" dı-
ye bazı kısılerı one çıkartarak ve başlarına da çok keskın
bır Turk-lslam sentezcısı dın görevlısı Abdulkadır Sezgıri\
getırerek Bu kışı, yazdığı kıtapta, Alevılerı, Sûnnı ola-
rak gostermeye çalışır, Hacı Bektaş Ve/f ye Sönnı der Bu
kışıyle bırlıkte hareket eden ılahıyatçı Mehmet Yarnan da
aynı görüştedır Bu kışılerın Alevılerı temsıl etmesı, Alevı-
ler adına görus bıldırmesı, açık açık söylüyoruz kı Alevı-
lerı son derece rahatsız etmektedır
Geçmış dönemde Alevılerı adam yenne koymayan, ya-
yınlarında Alevı duşmanlığı yapan Dıyanet Işlerı'nın bır-
denbıre Alevı dostu mmm
.«^»««..«».«««.^««.—«..._
kesılmesı, elbette, ça AleVİllğİII tarihİnİ
ğın dayatması karşı- . . . , ^ ^ , ,
smda atıimış zoruniu Hiımeyenıef, ortaya nlçın
bır adımdır Fakat, bu Çjktlğmi doğfU toplumsal
adımı, Alevılere doğal «Prı»lrrı»l»rit»
haklannı verme onla- gereRçeıene
n Türkıyenm eşıt, açtklayamayanlar, Aleviliğl
sunmiığe çe- olarak gofmeKtedıneı.
kerek erıtme amacty-
la atmıştır Afrıka'da puta taparları Hırıstıyan yapma gay-
retıyle kendınden geçen mısyonerter gıbı, bu Dıyanet mıs-
yonerlen, carçabuk harekete gecıp yenı hukumettn de
gozune gırmek ıçın bırdenbıre demokrası savunucusu ol-
muşlardır Ama Alevı halk, hem de yüzde yüzu, kapalı
kamplar ardında oynanan bu oyunu bozacaktır
Bugün, bılen bılmeyen, Alevılik hakkındaletva vermek-
tedır Tarıh ve toplumbıhm gerçeklerınt dıkkate almadan
yapılacak Alevılik değerlendırmesı ancak suyayazılan bır
yazıdır
Bızım, "Öz Kaynaklanna Göre Alevılik" adlı kıtabımız-
da ortaya koyduğumuz gıbı, Alevılik bır muhaletet hare-
ketıdır Ortacağ boyunca, Islam ulkelennın her yanında
Alevılık, kolenın, ırgatın, göcebenın ve yoksul köyiünür
bır sınıf ıdeolojtst olmuştur Bu ıdeolojı kendtne ozgu sa
nat, edebıyat, styaset ve dmsel duşunüş bıçımıyle zamas
ıçınde zengınlesmıs ve en mukemmel hahnı de Anadc
lu'da yasamıştır Turk kulturunun bıcımlendırdığı Alevıl
ğı, Anadolu'da bırçok Kurt boyu da benımsemış, bu akın
Bektaşılık adı alrtnda Avrupa'nın ortalarına değın gırmışt
Ortaçağ'da yoksul koylüluk ıdeolojisı ışlevını yuklenç
Alevılik, gunumuzde yennı, daha genış, daha çağdaş, d
ha kapsamlı dûşuncelere bırakmıstır Bugün Turkıye'r
sorunlannı Alevılıkle açıklamak veya Alevı düşuncesı>
çözmeye kalkışmak yetersızdır, yanlıstır Ama Alevılığın l
gun yaşayan bır gerçek olduğu da gozardı edılemez t>
vılık, tarıh ıçınde, bugunku sol düşüncenın ustlendığı
revı ustlenmıştır Alevılığın tarıhını bılmeyenler, ortaya
çın çıktıgını doğru toplumsal gerekçelerte açıklayama^
lar, Alevılığı yalnız dınsel bır olay olarak gormekted»
Alevıhğı dınle sınırlamaya çalısanlar gerçekte Alevı ol
yan, Alevılığı kendı cıkarları ıçın kullanmaya çalışan
ler ya da kesımlerdır Türkıye Alevılen bu dargoruşl
bencıl yaklaşımlara asla yuz vermemıştır, vermeyecı
RIZA ZELYUT, araştırmacı, yazar
İNGİÜZCEYİ
8 AYDA KONUŞUN
Sizi Amwtka!ı
'dosttanmızla tanıştıralım
349 59 38
C*d. O/î