22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
RALIK 1991 DİZt-RÖPORTAJ CUMHURİYET/7 raııı*ıDagtarfııclaKırgız lıavası D A Ğ 1 L A N S S C B ' D E TÜRKİ CUMHURİYETLER Orta Asya Uyanıyor FATİH YILMAZ Kırgızlar; atı,kadınıve ençokda kendüeriniseviyorlar Kırgız adına ilk kez Mö 3. yüzyılda Çin me- çe sözcukkrin Kırgızca tinlerinde rastlanır. Kırgızlann Orta Asya'daki Türk boylannın en büyüklerinden biri olan Kıp- çaklardan gekükleri sanılvyor. &. yüzyılda da Or- hun Yazıtlan'nda Kırgızlardan babsedilir. Kırgız- ca ik Orhıra Yazıtlaıı'nda kullanılan dil arasın- da şaşırtıcı bir benzerlik vardır. Kırgızca, Türkçeye çok yakm özellikler gös- terir. Kazakça ik çok yakın akrabadu. Bazj Türk- Türkçe olsa orta dil giyinmek yuz inanmak et Kırgızca bolso ono til kiyinmek cûz işenmek et karşılıklan şöyle: Türkçe Kırgızca üzüm cüzüm ev ev cevi2 yangak karabiber karamhus yıldız cıldız sonbahar guz kaduı ayala KA2AKISTAN TACIKISÎAN KİMLİK KARTI KIRG1ZİSTAN Nüfusu: 4.5 milyon Yüzdkümü: 198.500 km1 Başkenti: Bişkek Etnik dagılım: °7o 48 Kırgız, «?« 26 Rus, % 12 Ozbek, °?t> 1 Amska, "» 13 Kazak, Çinli, Koreli, Uygur ve Alman. Kaynaklan: Civa, amimon, çinko ve kalay. Ekonomi: Dağlık olması nedeniyk özellikk hayvancılık çok gettşmişür. BtSKEK — Kırgızlar, atı, kadını ve en ok da kendücritü seviyorlar. Ha, bir de Ti- n Şan'ı (Tann Dağlan). Onlara göre Orta ^sya'nın en katıksız halkı kendileri. Ma- ıas adlı 1 milyon dizelik destanlannın eşi benzeri yok. Kendikrine Türk denildiğin- de sinirleniyorlar. Anadolu Türklerinin, Kırğızlann atalanrun Gürcu, Ermeni ve Rum kadınlarla ilişkisinden meydana gel- diğiıü şakayla kanşık, ancak böbürknerek anlatmayı seviyorlar. Kırgızistan'ın başkenti Biskek, tuhaf bir kent. Eski adı, Frunze. Komunizmi, ordu- suyla Orta Asya'ya taşıyan Fnınze'nin adı ortadan kaldınlalı henüz bir yıl büe olma- mış, ancak Frunze'nin heykelleri kentin önemli yerlerini hâlâ susluyor. Bişkek, mi- marisiyle, binalarırun rahatsız edıci yavvan- lığıyla, içerisinde gekceğe dönük hiçbir umudu banndırmıyor gibi. Sanki 50 yü sonra Bişkek'e geldiğinizde, aynı şeyleri gö- receksiniz. Ancak kente tepeden bakan, karlı do- nıklanyla elinizi uzatsanız yakalayacak- mıssınız gibi bir his uyandvran Tıen Şan, kentin gerçeküğinin uzağma dûşüyoT. Biş- kek'in hemen hemen her tarafmdan, ha- fifçe başmızı kaldırdığmuda bütün heybe- tryle size kucaklayan Tann Daglan, Kırgız- lar açısından, hetn geçmişi hem de gelece- ği simgelıyor. Tann Dağlan'nabakıp da ge- leceğe kadeh kaldırmak, Kırğızlann gun- deük yaşamlannda ağırUkh bir yer tutuyor. Lenin de kendi adırun verildiği meydan- dan, Tien Şan'a bakıyor. Lenin Meydanı, Moskova'daki Kızıl Meydan'm kuçuk bir kopyası. Meydana açüan tum sokak- lardaki sessizlik ve aşın düzen, Stalin dö- neminden nizgârlar estiriyor. Kırgudstan'm başkentirun degişen adı ve Tien Şan'ın hey- betü görunüşu dışında, komünizm, simge- lerle, heykelkrle, geüşmekre inatla Kırgı- zistan'ın başkenti Bişkek'te direniyor. "Biı ttepimfc komünisüz, ama şimdi demokntu" diyor, gevrek gevrek gülen Kırgjz parlamenter Begiş Ahmedov. Masa- smın çekmecesinden çıkardığı "Turkçe ögrenelinr adh kitabı göstenyor. Kendi- sini zorlayarak "konusacagım" diyebıliyor. Biz onu, o da bizi anlıyor. Ahmedov, Turk- lerin birligine inanarüardan, ancak kan dö- külmesin istiyor. Kırgızistan'da özellikle gençler arasında Turancüık düştincesinin. yayüdıgıru söylüyor. Ahmedov, birden Mehmet Ali Ağca'yı sonıyor ve Bişkek'te yeni doğan birçok ço- cuğa A|ca adı verildigini Türkçe söyleme- ye çaUşıyor. Kendisi de Alma Ata'da ko- münizm okulunda yetişmesine, partide önemli görevlerde bulunmasına karşın acık olarak belirtmekten kaçmsa da Ağca adı- nı ağzına aldıgında, koltugunda daha bir dikleşiyor. Ağca'nın ne tür ilişkileri oldu- ğunu, Abdi tpekçi gibi bir gazeteciyi öldur- düğünü söyledigimizde ise bizi pek anla- mıyor. Lenin heykelleri, komünist simgeler ko- mılarında ise, Ahmedov'un söyledikleri il- ginç: "Başkentin adını değişürdik, mil>on- larca rubteye mal oldu. BuoUr da ysvaş ya- vaş degişccekkr. Her de^şikfik, çok büyük para istiyor. Bu da bizde yok." Ahmedov'la rasüanu eseri, parlamento binasında ko- nuşacak bir yetküi ararken tanıştık. Bize, Bişkek'te rehbcrlik yapma önerisinde bu- lunuyor, kabul ediyonız. Sokaktayız. Gözlerimizister istemez, Ti- en Şan'a kayvyor. Ahmedov, elini yumnjk yapıp başparmağını havaya kaldırarak, iyi işareti yapıyor ve anlatıyor: "Bu dag, Kırğızlann her şcyi, Kırgız yi- in saklandığı yerler huralar. Komü- d d ^ ğ y nizm zamamnda, ner«de>se bu dagın adı- u ağza almak bile suçtu. Herkes korku- yordu. Kugızlann atalannın toprakhuı bu- ral&r. Sonra, kemunizm sahip çıktı bu da- İ*. Tepelerine, zafer, komünizm adlannı verdi. Kırgızlar, bunu kabuUenmeâi. Bu daglar, 1916 yılında Kırgız topragına Rus- lann yerteşürümesine karşı ayaklftnan Kır- ğızlann cesetkriyk doiu. Bunu unutmadık. Komilnizm bile, bu nefreti silemedi." Kaldınmlarda, bir çeşit takke olan "topa" giymiş Kırgız erkekleri, saçlan bel- lerine kadar iki örgü halinde dökulen Kır- gır kızlan, duzenli bir bicimde gidip geli- yor. Kırgız dilinde topuya takke de deni- yor, Kırğızlann milli giysderinden. Sokak başlannda, Çingeneler, sepeüerdeki çicek- lerini satmaya çalışıyor. Birkaç Rus, hızlı taızh yürüyorlar. Akna Ata'nın aksine Rus- lar pek ortalıkta gönilmüyor. Moskova'da ağustos ayındaki darbenin hemen ardından bir vmcin ucunda heyke- li idara edilen KGB'nin kurucusu Jerzins- ki'nin adıyla anılan caddeye doğru ilerli- yoruz. Devlet ma|azalan burada da boş. lnsaıûar, düzene kaynsız bir şekilde boyun eğmiş gözuküyorlar. Kentin sıkıntı veren havasını, Tien Şan'ın yanı sıra dagıtan bir diğer önemli faktörûn de ince belli, alım- lı, uzun saclı, çekik gözlu Kırgız kızlan ol- dugunu farkediyoruz. Ahmedov da bu gözlemirrüzi dogruluyor. Kırgız kızlan, daha birkaç yıl öncesine kadar saçlannı kesmezlermiş. Ahmedov, "Bu moda cahşi (yahşi) degi'" diyor. Son- ra, Kırgız kızlannm, Kazak hemcinslerine -oranla şansh olduğunu, çünkü Kırgıâstan1 da hemen hemen bir erkeğe bir kad n düş- tttğtınü söylüyor. Kazakistan'da ise bir er- keğe iki kadm düşuyor. Aksam, Bişkek'e hüzünle iniyor. Sokak- lardan gtizel Kırgız kızlan çekiliyor. Tien Şan, görünmez oluyor. Kent, sanki bir sa- vaşı yaşıyormuş gibi kabuğuna çekuiyor ve çift başh (hem komünist hem de demok- rat) düzenin gece devriyesi başhyor. Ahme- dov'la biz de adımlarımızı sıklaşunyoruz. Jerzinski Caddesi geride kalıyor, pazar ye- rine geliyoruz. Ayakta, bir Kırgız köylüsü- nun açıkta sattıftı iki bardak k^mızı çeki- yoruz. Bıraz sonra, *1tMk«aW görûşecegiz. Türkiye'ye yakııı takip Kırgıastan'ın çiçegi burnunda Tanm Ba- karu Bekbolat Talgarbeckovia, Ahmedov'- un yanm Türkçesi aracüığıyla konuşuyo- ruz. Kırgızca, Türkçe ik aynı kökten, an- cak Kazakça gibi anlaşıhnası zor. Birçok kelime birbirine benziyor. Talgarbeckov, Kırgızistan'ın ekonomik bir kriz içerisin- de oldugunu, kendileri için Türkiye'nin iyi bir örnek olduğunu anlatıyor. Talgarbeckov, tûm Krrgızistan'ın, Mos- kova'dan çok Türkiye'ye yönelmek istedi- ğini, ancak ekonomik kriz nedeniyk mer- keze sırt çevirmekrinin çok zx>r olduğunu söylüyor. Yapılan özelkştirmekrin iyi so- nuç verdiğini, kısa surede toprak reformu- -na başlanacagını anlatıyor. Bu arada kapı çalınıyor ve gögsünde parlamenter rozeti ile Kırgıza benzemeyen birisi ginyor. Mak- sut tzzetov, Ahıska Türkü, Kazakistan'dan sonra Kırgızistan'da da imdadımıza Ahıs- kalar yetişiyor. Ahmedov, çevirmenli|i bı- rakıyor, İzzetov başlıyor. Tanm Bakanı da memnun. Daha bir şevkle anlauyor. Tanm bakanlıgının eski daire müdürlerinin, dev- let malı traktörleri, kamy^nlan nasıl sat- tıklannı, işlerine son verildigini bir çırpı- da söylüyor. Tûrkiye'nm Kırgızistan'a öğ- retecek çok şeyi olduğuna inanan Talgar- beckov'a veda edip aynlıyoruz. KlRGIZİSTANLİDERİAKAYEV: Pantürkizm tehlîke d Askar Akayev, Türki cumhunyetlerin ve Türkiye'nin ekonomik ve kültürel alanlarda işbirliğini güçlerıdirmesinden yana. Akayev'e göre Pantürkizm de gündemde, ancak tehlikeli boyutta dc|il. AKAYEV — Biz, tum ül- kelerle, Orta Asya'daki komşularımız- la olan ilişkile- rimizi karşıhk- lı saygıya da- yandırmak ko- nusunda ısrar^- lıyız. Acık ola- rak söylemek gerekirse, tüm Orta Asya cumhuriyetleri politik olarak Türkiye'den uzaklar. Çün- kü bizler bir Sovyet biriki- raine" sahibiz, ancak Türki cumhuriyetle- rin birligini is- teyenlerin sayı- sı son günkrde giderek artıyor. Bu bir gerçek, ancak bunu ben Pan-Türkizme varacak kadar büyük bir olgu olarak görmüyorum. Insanlar iyiyasamak istiyor. BazJanrun iyi yaşama biçimi olarak Pan- Türkizme yönelmelerini de yanlış buhnuyorum. Eğer Kır- gızistan olarak ekonomide amaçladıgımız yere vanrsak o zaman Pan-Tûrkizm ya da Is- lamiyet gibi olgular tehlike ol- maktan çıkar. Eğer amacımı- zı gerçekleştiremezsek, o za- man bunlar bir tehlike olarak karşımıza çıkar. Bu konuda herkesin sağlıkhdüşünmesi ge- rekiyor. Bir ekonomik birlik olabilir, ancak bu, kimseyi be- lirli koşullarda davranmaya zorlamamalı. Ben, dar kahp- lar içerisine sıkışmış birük an- layışına karşıyım. Sovyet siste- mi bile bunu beceremedi, an- cak ben Orta Asya cumhuri- yetleri ve Türkiye arasmdaki ilişkikrin, diğer ülkekTİe ger- çekleştkilecek olanlara oranla önceük kazanacağmı söyleye- bilirim. Bu, özellikle ekono- mik ve kültürel alanlarda ola- cak. örneğin Kırgızistan Latin alfabesine geçmek istiyor, bu yönde cahşmilar var. Böyle bir durumda iüşküerimizin çok daha gelişeceğine inanryorum. K1RG121STAN1N BEKLENTILERI BtŞKEK — Kırgızistan ik Turkıye arasında ilişkıkr Uderkr daeyinde henüz ek alınmış bulunmuyor. Ancak Kırgızistan fcşbakanı başkanhğmdaki bir heyetin geçen eylül ayında An- . Vara'da Cumhurbaşkanı Özal tarafmdan kabul edilmesi ve son- rmnda yapılan heyetkrarası görüşmeler çerçevesinde beklen- üeri şu şekilde özetkmek mümkün: 1. Bişkek'te canü yapımı için ödenek — Kırgız yetküikr Tur- fcye'nin Bişkek'te yapılacak cami için 1 milyon 200 bin dolar- te yardım sözü verdiğini ve bu sözun bir an önce yerine geti- ranesini istiyorlar. Aynca dini kitaplar da isteniyor. I. Karşıltkh tkaretin arttınlması — Bu konuda da Kırgızis- tm'ın bekkntikri özellikk iki konuda yoğunlasıyor. Kırgızis- «n, ekonomisinin ana kakmini oluşturan yapağı ve ipeğin Turk frmalarla ortak kurulacak fabrikalarda işknmesini ve Batı pa- arlanna satılmasmı istiyor. Kırgızıstan ayrıca Türkiye'den gı- Q raaddekri alınması konusunda da istekli. i, Latin alfabesine geçiş — Kırgızistan, Latin alfabesine ge- çge Türkiye'nin yardımlannı bekhyor. Bu konuda daha ön- oki Türk hükumetkriyk Kırgız yönetımi arasında bir ilke an- bpnasına vanlmış durumda, ancak somut bir adım henuz atı- Mlmiş değil. Kırgu yetküikr, bu konuda çabatarın arttırıl- tısmı istiyorlar. BtŞKEK — Kırgızistan Dckt Baskanı Askar Akayev, "Demokrasi- den ve serbest pazar ekono- misinden taviz •vermeyeceğiz" diyor. Akayev'e göre de (Kaza- kistan lideri Nazarbayev'de olduğu gibi) Türkiye; eko- nomisi, laik bir ülke oluşu ve Avrupa'ya ya- kınlığı gibi ne- denlerk Kurgı- zistan ve tüm Türki cumhu- riveüer için çe- kim merkezi olustunıyor. Akayev, Mi- hail Gorba- çov'a karşı ağustos ayında girişüen darbe- ye, Rusya Federasyonu Devlet Baskanı Boris Yeltsin'le birlik- te ilk karşı çıkan lider ve bu- nunla övünüyor. Akayev, gö- re>e gelişini ise "sivil darbe" olarak nitekndiriyor. Leniniz- m« hâlâ saygı duyduğunu söy- leyen Akayev'e sorduğumuz sorular ve yanıtları şöyle: — Türkiye, Kırgızistan açı- snoan size göre ne ifade edi- yorî jüLAYEV — Türkiye'nin getçekleştirdiklerini yakından taldp ediyonız. Ekonomik ve k\iitürel alanlarda işbirliğimi- n geliştirmek istiyoruz. Tür- kiıe'nin, tarihselyakınhk ve şu andaki konumu nedeniyk bir çerJm merkezi oluşturduğu bir gsçek ve bunu kimse yadsıya- mu. Kırgız uzmanlar Türki- yrye gidip, ekonomide işbirti- ğiiin hangi koşullarda yapıla- ca^ını araştmyorlar. Biz, Kır- gınstan ekonomisini her şeyiy- le Jışa açmak istiyoruz. Bunun İÇB ilk aşamada Türkiye'ye ötceük vereceğiz. Birçok Türk finnası Kırgızistan'da iş yap- nuk istiyor, çok memnunuz. -Pofttik olarak Türkiye ik BUUter ne olabüir? Bir Türk tophdugu konusunda dttşintüyorsunuz? Kırgızlar, Orta Asya'da Şaman geleneklerini guçliı olarak sürduren bir ha»k. Nevruz'u kut\u>orlar Ne kutlamalarda Şamamzmi, eski gözde yaşam biçimlerini canland»n>orlar. Kırgızlar için tslami>et baskın bir özeltik göstermiyor. Onlar; Manas'ı. aüarı, geçmışlenm ozluyorlar. Kendilerine Turk denildiğinde sinirteniyorlar ve Orta Asya'nın en katıksız insanlan olmakla övünüyoriar. KırgızJarın 1 milyon dizüik tarihlerv Manas »unyanın en uzunManas, Kırğızlann yasamında çok önemli bir yer tutar. Manas, 1 milyon mısrasıyla dünyamn en uzun destanıdır. Kırgızistan'da hâlâ bu des- taru ezbere okuyan kişiler var. Manas, yazıya an- cak geçen yuzyılda geçinlrrûştir. Daha önce ne- silden nesile sözlü olarak aktarüa aktanla Kır- ğızlann geçmişleriyle yaşadıklan an arasında bir köprü vazifesi gönnüştür. Dcstam söyleyenkr de Manas olarak anümak- tadır. Bişkek'te 1 milyon mısrayı ezbere okuyan 20 yaşmda bir Manas'la konuştuk. Marat adh Manas, bizim için destanın bir bölümunü oku- du. Manaslar, destanı yalnızca okumakla kalmı- yor, aynı zamanda canlandınyoTİar da. Olayla- nn akışına göre Manas, mimikkriyk, jestkriyle sizi, destamn oluştuğu çaglara götüruyor ve bir noktada Türkiye'deki meddahlarla buluşuyor. Destan, 9. yüzyıia kadar geri gidvyor. Yenisey boylannda geçiyor ve Manas adh bir hanın uze- rine kuruluyor. Çakıp adb Kırgu hanının bir oğlu olur. Adına Manas derkr. Kalmuklann beyi Kara Han'ın oğlu Alman Bet'k Manas çok iyi dost olurlar ve Çinlikre karşı savaşırlar. Manas, ka- zandığı zaferkrk Yenisey boylannda dilden dile söyknır olur. Timur'un veziri Mendibey, bir tu- zak kurarak Manas'ı öldürür. Manas'm sadık aü, av kuşu ve köpegi, tannya yalvararak Manas'ı ge- n ısterler. Manas dirilir ve savaşını sürdürür. Bundan sonraki bölumlerde Manas'ın eceliy- k ölümü ve oğullannm maceralan anlatılır. Ma- nas, üç bab halinde basılmışür, Rusca ve Kırgız- ca olarak okunmaktadır. Marat'ın bizim için okuduğu Manas'tan bir bolümü Kırgızca olarak sunuyonız: Kankor Manas baatınn Karabork katın alyanı Kan atası Çakıp bey Kalkına kadar salyanı Akılmandın baanşın Esen korgon bolduk biz Erbegyen Manas balanı Kırgıztan'da 50 bin civannda Ahıska Türküyaşıyor. Kırgızlar da onlan "TiA* olarak adlandınyor. Sialin tarafmdan top- raklanndan edilen ve Orta Asya'ya da$ıtı- lan Ahıskalar, şimdi geriye dönmerûn mft- cadelesini veriyorlar. Kırgızistan Parlamen- tosu üyesi Maksut tzzetov da bu mücade- lede başı çekenlerden. SSCB Devlet Baskanı Mihail Gorbaço, geçen ay sonunda Bişkek'e bir ziyarettebu- lunmuş. Parlamentoda yapılan görüşme- kr sırasında İzzetov, Gorbaçov'a yurtlan- na ne zaman döneceklerini sormuş. Oor- baçov, "Bu konuyu incelijoruz. Yakmda bir sonuç abm" demiş. Gorbaçov'la IZM- tov'un bu diyaloğu, Kırgızistan'da siyasi kulisin önemli olaylanndan birisi. Ahıskalar, ne Kırgızlara ne de Kazakla- ra, hele hek Ozbekkre hiç güvenmiyorlar. 1989 yıhnda özbekistan'ın Fergana kentin- de Ozbeklerin saldınsına uğradıklanru Ahıskalar hiç unutmuyorlar. Bu olay ko- nusunda Moskova'dan Bişkek'e, Taşkent'e kadar herkes birbirini suçluyor. Ahıskalar, bu saldınnın bir birikimi yansıttığını, sür- günden sonra yaşadıklan bu topraklarda, zaten ikinci sınıf vatandaş olarak yaşadık- lanm, iyi okullara ve işkre ginnek için çok. büyük rüşvet verdikkrini söylüyorlar. Tek amaçları, Türkiye ile Gürcistan arasında- ki yunlanna dönebilmek. Kırğızlann, Ka- zaklann Müslüman olmadıklanm, sünncl- sizlikkrini, camilere abdestsiz gurdiklerini, her Ahı&kahdan duymak mümkün. Videoda Özal ve tbrahim Tattıses tzzetov'un evindeyiz. Tek kath, tuvaleü dışanda, duvarlan parça parça manzara- larla süsknmiş, bir avluya açüan ev, şirin. Kapısında, büyükçe bir köpek havhyor. tz- zetov, son günkrde Bişkek'te de hırsızhk olaylanmn arttığıru söylüyor. Ahmedov, yanm Türkçesiyle onu onaylıyor. Biraz sonra yemek faslı başlıyor. Masa- da neredeyse kuş sütü eksik. Kugızlann ün- lü yemeği beşparmak, gurde, palov masa- yı süslüyor. Beşparmak, eriştenin etlisi. Pa- lov, bildiğimiz pilavın parça etk yapılanı. Gurde ise sulu et yemegi. Içkimiz ise "arak". Arak, votkanın içine ceviz kabuk- lan atılarak hazırlanıyor. Narlar, elmalar ve turşu da masada kalabahk bir yer tutu- yorlar. tzzetov, tüm yemeklerin Kırgız usu- lüne göre haarlandı|mı, çünkü kansunn Kırgız olduğunu söylüyor. Kadınlar orta- da yoklar. İzzetov, videosuna bir füm koyuyor. Karşunızda, Cumhurbaşkaru Turgut OaL tzzetov, Türkiye'ye geçen aylarda gelen Kır- gız heyetinde yer almış. Filmde, İzzetov, Ozal'a Kırgız takkesi (topu) giydirirken gö- rülüyor. Türkiye basınına yansımayan bu görüntükr, hoşumuza gidiyor. özal, rahat görünüyor. Ahmedov da tzzetov da Ozal'ın Kırgi- zistan'da çok sevildiğini, ancak Demircl'- in özal'ı devirmeye çalıştığını duyduklan- nı söylüyorlar. O işin, kapandığım söytedi- ğimizde, rahatiıyorlar. tzzetov, birkaç Turk fırmasının, Bişkek'te deri fabrikası kurtnak için tum hazrrlıklannı tamamladığını an- latıyor. Sohbet sürüyor. Videoda tbrahim Tat- uses, yanık yanık türkü söylüyor. tzzetov, büyük bir ilgi ile kimbilir kaçma kez izli- yor. Ahmedov ise pek oralı değil, Kırgız- lann öz müziklerinin çok daha güzel ol- duğunu anlatmava çalışıyor. "Bizim atala- nmız, Kırgızistan'dan kalkıp Anadolu'ya gitmişler. Orada, Rumlarla, Ermenilerîe, Ruslaria evlenmişler, sizler olmuşsunuz" diyor ve gülttyor. tzzetov, sinirleniyor ve Rusça bir şeyler söylüyor. Ahmedov, susu- yor. ^ Politika ve din Kırgızistan'da politika, eski komünist partüuerin tekeîinde. Devlet dairelerinin ki- üt mevkikrinde, sokakta izlerine pek rast- lanmasa da Ruslar var. Komünist Parü- nin faaliyetkri yasaklanmış ve Demokra- tik Parti kunılmuş. Muhalefet yok. Komû- nizmin ideallerine inanan birkaç kişi, mu- halefet etmeye çalışıyorlar, ancak eski ko- münist, yeni demokr&tlarrn karşısında güçsüzler. Kırgızistan'da poUtikacılara, bir gecede sihirli değnek değmiş gibi. Komü- nistler, şiddetle komunizmi reddediyorlar. Kırgızistan, egemenliğini ilan etmiş ve Kırgızcayı resmi dil olarak kabul etmiş bir ülke, ancak Rusça, Kırgızcayı bastınyor. Resmi yazışmalaı Rusça yapüıyor. Kırgu yetkilüer, Kvrgızcanın yerîeştirilmesinin za^ man alacağını savunuyorlar. Latin alfabe- sine geçmek isteniyor ve bu konuda bafi Kültür Bakam Danyal Nazarmatov çeki- yor. Lenin Mcydanı'mn hemen sagmdaki parlamento binasına yaklaştığımızda, ka- pmm önünde gösteri yapan bir grupla kar- şuaşıyoruz. Bunlar, Kırgızistan'ın kuzeyba- usından gelen Kırgızlar. Köylerinin toprak- lannı komşu köy tarafmdan kullanıknası- m protesto ediyorlar. Kırgu yetküikr, hep- siyk tek tek konuşuyor. Polis yok, göste- ricikr, haklanm alincaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini söylüyorlar. Nazannatov'la komışuyoruz. Anlaşüır bir Türkçesi var. Latin alfabesine geçürnoA konusunda militan bir tavır sergiliyor. Na- zarmatov da Latin alfabesi yoluyla, Türki cumhuriyetkrin birbirlerine daha çok yak- laşacağını düşünenkrden. Bişkek'te kimmk konuşursanu konu- şun, dinin hiçbir zaman birinci plana çık- madığını anhyorsunuz. Kırgızistan, Suudi Arabistan'ın, tran'ın bu nedenk uzağma düşüyor. Ruslara karşı güvensizlik giderek yükseliyor. Turklerin birligini isteyenler bu nedenk çoğalr.v -. Kırgızlar, yalnızca ken dilerini ve bir je Türkiytfyi seviyorlar. Yann: Türkraenlstan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle