22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
..nuKlYET/2 OLAYJLAR VE GÖRÜŞLER 17ARAL1. BURAŞI TÜKKİYE HALL'K ŞAHtV ÖzgürDüsünce MeydanOkuyor Yasak ve tabu/arın, havalı tüfeğin önünden geçen panayır ördekleri gibi sapır sapır döküldüğü bir dönem yaşıyoruz. Gene bir sıçrama anındayız. Türk insanının içinde yaşa- dığı ülkeyi ve dünyayı anlamasına engef olan son duvarlar da yıkı/ıyor. Çepeçevre ufkumuz açılıyor nihayet. Hangi duvarların yıkıldığını an/amak isteyenler Kü/tür Ba- kan/ığYnın son kararıyla özgür/üğe kavuşan kitap fistelerine göz alabilı'rter. Son yarım yüzyıl/ık resmi ideofo/inin haritası gibidir o liste. Türk aydınının en azından bu süre içinde han- gi mayın tarlalannın ortasında dofaşmak zorunda bırakı/dı- ğının utanılası befgesidir. Artık mayınlar, bubi îuzakları, kapanlar ve dikenJi tefler kal- kıyor. Hem de "döneminin ı/erisinde" birkaç lider böyle iste- d/ği için değil, toplum böyte ıstediği için. Ozgün düşüncenin en öneml* "girdi" sayıldığı yeni dûzen- de biz de emin adımlarla yürüyebiliriz. * * * Tûrkiye'ye gecikerek ulaşmış o/an Aydınlanma ÇagYnın föm (stemterinin nihayet karşı/anacağı bu noktaya varrnak ko- lay olmadı. Sıçraya sıçraya, en azından dört adımda ge/dik buraya. Birinci sıçrayış, Mustafa Kemal ve arkadaşfarının yukarı- dan zorladıkları poz/tivist düşünce sıçrayış» idi. Bu sıçrayış sayesinde dınsel kurum/ann aklın önüne çektiği duvartar bir kenara iti/di. yş ş dewet j meri ayırmayı ve ister- se ikıncisıni eieştireb//- meyı bu sıçrayışla öğ- i ^ U S S Duvaısırfaşan dûşûııce tem sıçrayışıdır. Vatan- OftaflHflfn DJf SOfllfCU, aftlk kimsenin başka şeyferin a ™'»a saKianmasına gereıc kalmamaS/Öir. DU OUnifli birçok göröş İçin gerçek bir 1960 askeri müda- - . - - „ 0 | a c a | r t ı r halesi ve 1961 Anaya- 5 l i i a v <"ac«l»ir. sası'nın getirmek iste- diği hukuk dev/eti modeli üçûncü sıçrayış noktasıdır. Sol dü- şüncenin önûndekı benl/eri yıkan ve "sınıf" açısından siya- set yapmayı mübah kılan bu dönüşümdür. 1991 yı/ında dö'rdüncü sıçramayı yaşıyoruz. Buna demok- ratikleşme sıçraması adını verebiliriz. 141, 142 ve 16a mad- delerin ninayet kalkması, etnik köken ve mezhep farkı öğe- lerinin siyasetin yasa/ alanı ıçine alırsrnası, Kürt sorununun adı konarak tartışı/maya başlanması bu son aşamanın ka- zanımlan arasında sayılabilir. * • * Şu anda, inanç ve ideolojıleri ne olursa olsun, ülke sorun- ları üzerinde düşünmek ısteyenlerin önünde ciddi duvarlar kaldığını söyleyemeyiz. Ouvar enkazlan ayaklanna takılabi- lir, ama on/ar da herhalde temızfenecektir. Oysa bundan önceki her sıçrayıştan sonra karşımıza yeni duvar ve tabular çıkıyor, ya da eski tabu ve duvarlardan ba- zılarının ayakta kaldığı anlaşılıyordu. Duvarsızlaşan düşünce ortamının bir sonucu, artık kim- senin başka şeylerin ardına sakianmasına gerek ka/mama- sıdır. Bu durum birçok görüş için gerçek bir sınav olacJrtır. Kbrkular yüzünden heyula gibi görülen birçok görüşün, ger- çeklerin er meydanına çıkınca, balon gibi patladığını ya da hava kaçırarak pörsüdüğünü göreceğiz. Son sıçrama ülkemiz aydınları, sanatçı/an ve yaraticıları için bir meydan okumadır aslında. Yasak/arla birlikte yasak- ların ardında saklanma dönemi de sona eriyor. Haydi, göreiim bakaiım.' Avrupa Televizyoıı YayıııcaJıgı Avrupa'da televizyon giderek ticariJeşmekteveuJuslararası nitelik kazanmaktadır. BugeJişimin önünde. teknoJojik ve ekonomik açıJardan durmaya oJanakyoktur. Bu nedenle, ülkemizdedeetkisinigösteren gelişimin, doğru vearzuedilen biryasaJ diizen içine biran önce oturtulmasında yararvardır. CEM PEKMAN Marmara ÜniversitesiA TEnstitüsü rarn üretimi. tanıtımı veda|ıtimj)geii^irilme- si: 3. Yenı teknoJojilerde (özeJJikJe HDTV) uz- maniaşma. AT, yoğun ve taruşmaJı bir haz/rJık döne- rainden sonra 3 Ekim J989'da "Sınırsız TeJe- vizyon Direktifi" adjyja anıJan direktifi ya- yımJamıştır. Bu direktif 3 Ekim 1991 tarihi ıtibariyle yürürJü|e girrniş oJup üye ülkejeri ba|layıcı niteüktedir. Direktifın amacı, üye üikeJer kaynaklı televizyon yayınlan için belJi standanJar oluşturarak yayıncılann bunlara Avrupada televizyon yayıncılı|ı alanjnda Jen çıkışı sonucu kamu hizmeti veren televiz- uymasınısağlamak,böyielikJesınjriarötesi ya- ashnda oldukça uzun bir sürecın urunü olan, yon kuruluşlannın pazarpavJan düşmekteyse ymJann (di#er üye üJkeler tarafmdan izJenebi- - de, köklü ve büyük kuruluşlarca temsıl edilen Jen yayınlann) buancak etkisini özellikîe geçti|imiz on yıl içeri- sinde duyuran degişimin temel noktalan şun- lardır. -Tekoolojik degişim: Video teknolojisinin orfaya çıkışı ile televizyon yayıncılığımn ucuz- laması ve kolayiaşması; üJkelere verilen uiusal frekans bantlannm daha randjmanlı kullanıl- ması sonucu rnevcut yeryüzü (terrestriaO ka- nailanna yeni kanalfar ekJenmesi; uydu ile televizyon yayıncılı|ına geçiş ve dogrudan uy- du yayınlannın (DBS) başlaması; kablo ile te- ievızyon yaymcılığjnın gelişmesi, Pay-TV ve HDTV gibi daha çok ikibinlı yıllann teknolo- jileri olarak nitelendırilen yeni teknolojilerin ortaya çıkışı. -Poütüt de^işım: özellikîe son on yılm içinde hemen tüm Batı Avrupa üikelerinde televiz- yon yayınçjJığını düzenJeyen yasal çerçevele- rin degismiş olması (deregulation), böyleiikle devietın televizyon ûzerindekı tekelinin kalkı- şı ve özel ginşımin televizyon alanma girme olanağının doğuşu. -Ekonomik de|ijim: Yukandaki faktörlere ba|lı olarak, kârgüdüsüyle kurulan yeni tele- vizyon şirketlerinin, yayınlannı "tüketici" olarak gördükJeri izleyicj kitJelerine iletme ça- balan sonucunda televizyon un giderek bir hizmet sektörii haline gelmesi ve ticarileşmesi; bu alanda rekabetin ortaya çıkışı; yeni kanal ve yaymcılann devreye gjrişı,- yayıncılığı fi- nanse edecek yeni ve çoğunlukla uluslararası yatınmcılann bulunması sonucu televizyon- culuğun daha uluslararası bir boyuta ulaşma- sı. GeJüşen bufaktörlerin televizyon ûzerindekı başlıca etkileri şunlar olmustur: -Gerek yeryüzünden, gerekse uydular aracı- lığı ile yayın yapan teievizyon kanallannın sayısı artnus ve bu kanallar çoğunlukla özel televizyon şirketleri tarafmdan kuiJanılma ya başlanmışür. -özellikîe uydu aracılıgı ileyapılan yayınlar sınır tanımadığından "sınıriarötesi televiz- yon" kavramı oluşmus, bu nitelikte yayınlar yapan ve coğu özel şirketler olan istasyonlar ortaya çıkmıştır. -Ancak topiumlararası kültürel farklılıklar. özellikJe dil farklılıklan, sınıriarötesi televiz- yon yayıncılıgınjn gelişmesı önündeönemli bir engel olmaya devam etmektedir. -Yine de nitelik ve sayılan giderek artan te- levizyon kanallan, Avrupalı ızleyicinin seçira sansını arttırmış; buna bağlı olarak izleyici kitiesi ilgi alanlanna göregruplara bölünmeye ve televizyon istasyonlan da hedef izleyici kıt- lelerineyönelmeye başlamıj-'ardır. -Sayılan giderek artan yeni yayıncılar bir yandan da Avrupa'da televizyon yapımlanna olan talebı' Büyük ölçüde arttırmışlardır. Bu pazann Avrupa lehine gelişebilmesi için de AT veAvrupa Konseyi gibi kuruJuslar kollan sıvamışlardır. Gelişim mümkün olduğunca "Avrupalı" bir çizgiye oturtulmaya ve Avru- pa için maksimum ekonomik ve kûJtürel fay- da sağlamaya çalısılmaktadır. -özel televızyonculugun yukanda sözü edi- "'karnu yayıncılığı" önemini kprurnaya ve bu kuruJuslar ulusal pazarlardaki liderliklerini sürdürmeye"devam etmektedirler. -Devietın yayıncılık faalıyetleri içindeki di- rekt rolü ise giderek kaybolmaktadır. Oluş- makta olan yeni yayıncılık düzenı için gereksi- niien uluslararası çerçeve ve yasal düzenleme- Jer. AT ve Avrupa Konseyi gibi kuruluşlarca oluşturulmaktadır. Avrupa, televizyon yayın- cılı|ı için nasıl bir çerçeve oluşturmaktadır. getjrdiği yasal düzenlemeler nelerdir? kurallarcerçevesinde Top- luluk sınırlan içindeserbestce dolaşabilmesini temin etmektir. Her üye ülke, kendi televizyon yayıncılığı kuraJlannı Topluluk standartlan- na uygun hale getirmek durumundadır. Böy- Jikle harmonize edilmiş ulusal kurallara uy- gun yayınlar, dığer üye ülkelerde de "temiz" olarak ızJenebilecektJr. Kendi sınırlan içinden yapılan bir yayının Topluluk kurallanna uv- gunluğu o üye ülke tarafmdan denetleneceic- fir. Bir üye ülke, sınırlan dahilinde başka bir üye ülke kaynaklı yayının izlenmesini veya Uyçlen arasında bir "görsel-işitsel Avrupa başka bir üye ülkeye aktanlmasını engelleye- polıtıkası oluşturulması yolunda Avrupa mez. Yasal denetım mekanizması yukanda anla- tılan budırektifingetirdi|i Topluluk standart- lan nelerdir? Aşagıda bu standartlar çok kısa bir bıçirnde özetlenmiştir: 1. Direktif, televizyon kuruluşlannın yayın saptamıştır. Bu hedeflerin en önemlileri, şim- - • . . . diye degin ulusal pazarlara bölünmüş durum- da olan televizyon vayıncıJığının ve program Topluluğu'nun 1980'lerin başmdan beri sür- dürdüğü çalışmaJar vardır. AT, yayına Jık ala- nındaki gelişmeJeri vakit kaybetmeden sapta- mış ye bu gelişmelerden Topluluk adına maksimum faydayı sağlamak için hedefler üretiminin önündeki ulusal sınırlan kaldır- sürelennin çoğuniu|unu, Avrıîpa kaynaklı yapımlara ayırmasını ongdrmektedir. Ayrıca yayın süresinin en az %10'u bağımsız Avru- paJıyapımcıJann ürettıklen programlara ayn- mak, bağımsız teievizyon yayıncılı|ını geliştir- Jacaktır. özellikle Amerikan kaynaklı yapım- mek, uJuslararası yapımcılıjı teşvık etmek ve lann Avrupa pazannı ele geçırmesine engel mali yardım sağlamak, yeni televizyon tekno- " ' " Jojilennde uzmanlaşarak Avrupa elektronik endüstrisini geliştirmek, Topiuluk rekabet ku- rallannı televizyon alanında da işleterek ser- best ve rekabetçi birpazaryaratmak, bu paza- nn şelTaflı|ını sağlamak ve Avrupa'nın kültü- rel zenginlıği ve çeşitliliğini televizyon yapım- lanna aktarmaktır. Yukandaki hedefler çerçevesinde Toplulu- ğun görsel-işitsel politikası üç temeledayandı- nlmıştır: 1. Topluluk içinde televizyon program ve yayınlannın serbestce dolaşabilmesi için ge- rekli kurallann konulması; 2. Televizyon program endüstrisinin (prog- olmak ve Avrupalı yaymcılan kendi kaynak- lanna dönmeye zorîamak için hazırlanan bu madde, büyük tartışmalar veAmerikan hükü- metinden ve yapımcılanndan gelen yoğun baskılar sonucu. Dırektıfin nihaı şeklinde ol- dukça yumuşatıJmış ve bu nedenle yasal bağ- layıcılığı tartışma götûrür bir biçimde yer almıştır. Uygulamada neler olacağmı önü- müzdekı sünlerde göreceğiz. 2. Direktife gOre, bir sinema filrni, Toplu- luk içinde sinemalarda ilk gösterime çıkışın- dan itibaren 2 yıl geçmeden televizyonda gös- terilemez (eğer televizyon yayıncısı ile sinema esen sahıbı arasında özel bir anfaşma yoksa). Televizyon kuruluşu, filmin yapımcı ortakla- PARİSTEN SELÇUK DEMÎREL nndan bin ise, bu süre birseneyeineı yor kı, Topluluk, bu şekilde tele giderek artan tehdidi karşısında sine yıini korumavı amaçlamaktadır. 3. Direktif, reklam yayınlan ve programlar hakkında aynntılı kurall mektedir. Birkaçörnek vermek gereki vizyonda sigara, içki ve receteye bağlı, reklamınjn yapılması yasaktır. Günlii süresinin en fazla % I5'ispot reklamla labilir. Bir yayın saati içinde spot rekJ aynlan süre 12 dakikayı geçemez. Rei icerik olarak da belü standartlara uyj malıdır. Sponsor programJara, haber ramlan dışında izin venlmiştir, ancak sf run reklamı program akışı içinde yapı] sponsorun programa müdahalesı söz k< olamaz. 4. Direktif, program içerikJeri hakkın bazı standartlargetirmektedir. Buna gön nografi ve şiddet iceren vapımlann yayır ması önJenmektedır Çocuk ve gençlen o suz yönde etkileyebilecek programlar is< saatlerde yayımlanabilir. Jrk ve cinsiyet i mı yapan, dını ve miJli duygulan rencide t yayın yapılamaz. 5. Son olarak Direktif, gerçek dışı iddi, sonucu meşru menfaatleri ihJal edilen ger ve tüzelkişılere cevap hakkı tanmmasını görmüştür. Sınıriarötesi televizyon yayıncılığı konusı da faaJiyet gösteren dığer Avrupa kurulı olan Avrupa Konseyi de, 16 Mart 1989 ta hinde "Sınıriarötesi Televizyon Konvan. yonu"nu Avrupa ülkeJerinin imzasına onayına sunmuştur. AT tarafmdan geliştirilc Direktifın liberal yaklasımına tepki göstere kamu yayınalannın etkisiyle hazımnmay başlanan Konvansiyon, yoğun müzakereler den sonra, strbest dolaşımı kısıtlayıcı birta kım hükümlerinden anndınJmış ve Direkti, ile hemen hemen aynı olan bugünkü içeriğint kavuşmuştur. Avrupa Konseyi'nin Konvansi- yonu da yukanda özetlenen temel standartlan içermektedir. Yasal denetim mekanizması Di- rektıfte olduğu gibi işlemektedır. Ancak Direktif, teJevizyon yaymalığını bir ekonomik aktivite olarak görüp, Topluluğun "hızmetlenn serbest dolaşımı" ilkesi çerçeve- sinde değerlendirirken, Konvansiyon, televiz- yon yayıncılıgını bir kültürel aktivıte olarak görmekte, /nsan HakJan Konvansiyonu'nun ifade hürnyeti ile ılgili 10. maddesine atıf ya- parak, "enformasyonun serbest dolaşımı" il- kesi çerçevesinde değerlendirmektedir. Kon- vansiyon, en az yedi Avrupa ülkesince imza- landıktşn ye onaylandıktan sonra yürürlüğe girecektir. AT üyelerinin kendi aralannda oluşturduklan serbest dolaşım alanını genişle- tebilecek yapısı ile Konvansiyon. Avrupa Konseyi üyeıerine ve bu arada Türkiye'ye de yeni Avrupa televizyonu düzeni içinde yer aJ- ma olanağı tanımaktadır. Televizyon alanında Avrupa'nın geçirdiği değişimden; ülkemiz açısından çıkanlması ge- tekli sonuçlar şunlardır: 1. Avrupa'da teJevizyon giderek ticariles- mekte ve uluslararası nitelik kazanmaktadır. Bu gelisimin Önünde, teknolojik ve ekonomik açılardan durmaya olanak yoktur. Bu neden- le, ûlkemizde de etkisini gösteren gelisimin, doğru ve arzu edilen bir yasal düzen içine bir an önce oturtulmasında yarar vardır. 2. Bu düzen oluşturulurken, televizyonculu- ğun Avrupa boyutu göz önünde tutulmalı ve Avrupa yayıncılık düzeni içinde yer alınmalı- dır. Böylelikle, halen ülkemize yönelik yayın yapan ve yapacak olan televizyon istasyonla- nnın da bu uJuslararası yayıncılık çerçevesi içine dahil edilmeleri mümkün olacaktır. 2 YU/ 40.000KM. ÇARANTI m Mazda 121 Sedan, küçük otomobilde büyük otomobil iç hacmi ve rahatlığını yaşaör. İA1DA MOTOR CORPORATION ÜRKİYE GENEL D2STRİBÜTÖRÜ İERMERLER \TIRIM VE PAZARLAMA A.Ş. ÎBAROS BULVAR1 NO 127, 80700 BEŞİKTAŞ, VNBUL TEL (1)274 55 50 {5 HAT), (1)275 84 80 AT), (1)288 13 53 (2 HAT), FAX(1)273 35 59 Mazda teknoJojisi yaratıcı yanın» yeni bir otomobille sunuyor. Mazda 121, yuvarlak hatlan iJe otomobil tasanmında yeni bir akımın temsilcisidir. Motor bölümü, oturma kabini ve bagaj topJamı ikibuçuk kutu olan bu çekici model, dört yetişkinin rahatça öne yatabilen arka koltuklarıyla büyültülebilen bir bagaja sahiptir. 3 yöne de açılabilen "Funtop" tavanıyla her iklim için ideal bir otomobildir. Az benzin yakmasıyla, çok dar bir U dönüş çapıyla, çağdaş, yetenekli, kentli ve genç bir otomobildir Mazda 121. 109 bayi ve servis güvencesiyle. LEMANS 1991 BIRÎNCİSI oturabileceği geniş, konforlu bir iç yapıya, gerektiğinde Yeni yıla Mazda 121 ile girin. Mutlalca bir Mazda bayinde Mazda 121 Sedan ve Funtop modellerini görün, sİze sunulacak en iyi lcoşullarla hemen alın. UYGARLIĞA GîDEN YOLDA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle