22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 17 ARALIK 1991 ÖZGURCE TURKER ALKAN Yılgın Adamlamn Çok Üsümesi Çok yaşlanmak, çok üşümek gibi bir şey olmalı. Insa- nın damarlarındaki kan daha yavaş dolaşmaya başlar, bir ürperti her yanı kaplar. Kim bilir, belki de böyie bir or- tamdaydı, ömrünün son demlerinde Celal Bayar yaman bir açıktama yaptı: "Bu kış Türkiye'ye komünizm gelebi- lir" dedi. Belli ki Sayın Bayar, komünizmin soğuk havadan hoş- landığıkanısınıtaşıyordu. Geçenlerda Amerikan Kongresi'nde konuşan CIA (Merkezi istihbarat örgütü) Başkanı Robert Gates ise tamtersi kanıda. "EskiSovyetlerBirliği'ninbukışherşe- yiyle çökebileceğini" söylüyor. Kalpaklarının altına umutsuzca sığınan Moskova hal- kının boş dükkânlar önünde saatlerce beklediğini göste- ren fotoğraflara bakınca, kış ve komünizm bağlantısı konusunda CIA Başkanı'nın daha gerçekçi olduğunu dü- şünüyorum. 1952de bir darbe ile işbaşına gelen Mısırlı subaylar, öğrencileri siyasetten uzak tutmak için sevimsiz bir tak- tik benimsemişlerdi: Üniversite öğrencilerini, aşırı ders ve sınav yükü altında bunalbp siyasal yaramazlık yap- malarını engeJlemek istediler. Bunda başarılı da oldu- iar. Bizde aynı taktiği 1980 darbesini yapanlar benimsedi. YÖK düzeni ile öğrenciler (ve Dir ölçüde öğretim üyeleri) öyle ağır bir ders baskısı altına alındı ki, can derdine dü- şen üniversiteliler siyaseti gereksiz bir uğraş gibi görür oldular. (Erlerin yaramazlığını önlemek için de mıntıka temizliği yaptırılmaz mı?) Sovyetter Birliği'nde bir kuyruktan çıkıp öbürüne ko- şan, yetersiz maaşını tamamlamak için ikinci, üçüncü iş- leri kotarmaya çalışan halkın öykülerini okudukça, Mı- sır'da ve bizde askerlerin öğrencilere yaptıkları aklı- ma geliyor. "Bu ka- İşte dünya tarihini belirieyen dönüm noktalanndan birisindeyiz. Olup bitenler en az Moskova'da boş bir dûkkân önünde kuynığa girip üşüyerek bekleyen Nataşa kadar ilgHendiriyor hepimizi dar yaşama derdine düşmüş olan, yarın- dan ötesini düşüne- meyecek hale gelen insanlar için siyase- tin bir anlamı kalır mı?" Bu insanların ayaklanması çok zor- dur. Yapılacak muh- temel bir askeri dar- beye karşı koymak için de güçleri ve niyetleri kalmamış- or. Batı ülkeleri, çöküşün hızını yavaşlatabılmek, olası diktatörlüğe dönüş girişimlerini engelleyebilmek için kolları sıvamaya, kesenin ağzını açmaya çalışıyor. Geç kalmamış olmalarını ummaktan başka çaremiz yok. Bir taraftan dünya tarihinin en çarpıcı ve dramatik olayiarı yaşanırken Olga'ların, Ivan'ların tek derdi yüz gram peynir, çocuklarına bir şişe süt ve evlerini ısıtmak için biraz kömürden ibaret. Sovyetler'de yaşayan insan- ların çoğunluğunun asıl ilgilendiği konularla diğer ülke- lerdeki ilginin odaklaştığı alanlar birbirine öylesine ters ki... Turgut Uyar güzel bir şiirinde, "Çok üşürdük hep üşürdük üşümekti bütün yaşadığımız" diyordu, Sovyet halkının şu an- daki tek ilgi ve endişe konusuna parmak basmak istermiş gibi. Ve ekliyordu: "Bir kalır uzun duvariar ve onların diple- ri/Bir kalır yılgın adamlann hep 'evef dedikleri." Sayın Celal Bayar komünizmle kış mevsimi arasındaki il- giyi anlamış, ama biraz ters anlamış. Şimdi bütün dünyada endişeli bir bekleyiş. Soğuk kışın ve sftfetatörtüklerin yıldırdığı insanlar "uzun nehirlere binip" uzak- laşacaklar mı bütün bunlardan, yoksa uzun duvarlann dip- lerine mi dizilecekler boyunlan bükük? İşte dünya tarihini belirieyen dönüm noktalanndan birisin- deyiz. Olup bitenler en az Moskova'da boş bir dükkân önün- de kuyruğa girip üşüyerek bekleyen Nataşa kadar ilgilendi- riyor hepimizi. 'ŞÜKRAN MEKTUBIT DAVASI ~ Söz düellosu sürüyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın, 1983 seçimle- rinden sonra dönemin ABD Ankara Büyükelçisi Srraus Hupe'ye gönderdiği öne sü- rülen "şükran mektubu"nu yayınlayan gazeteci-yazar Muammer Yaşar Bostancı hakkında açtığı 5 milyar Iira- lık tazminat davasında "söz düellosu" sürüyor. Bostancfnın avukatı Doç. Dr. Hasan Bıyıklı, Cumhur- başkanhğı Sözcüsü Büyükel- çi Kaya Toperi'nin, davada tanıklık yaparak, "şükran mektubu"nun kaynağının kendisi olduğunu açıklayan emekli Orgeneral Turgut Su- nalp hakkındaki açıklaması- nı yanıtlarken, "Sa>m To- peri'nin devam etmekte olan 'şükran mektubu' davasına ilişkin yorumunu, mahkeme- leri etkileme amacına dönfik boş bir çaba olarak niteliyo- ruz" dedi. Kanıtlann değer- lendirilmesinin mahkemele- re ait bir yetki olduğunu anımsatan Bıyıklı, şöyle ko- nuştu: "12 Eylfil döneminde Devlet Başkanı ve Konsey üyelerince sıkca tekrarlanan mahkeme- leri etkileme girişimlerinin, bu dönemde sayın Toperi'den gelmesi şaşırtıcı ve üzöcüdür. Ancak, kamuoyunda, 'kripto davası' diye anılan dava sıra- sında sayın Toperi'nin benzer bir girişimle mahkemeyi etki- leme) e kalkıştığı hatırlana- cak olursa bunu alışkanlık haline getirdiği anlaşılır. Sayın Toperi, uzman olmadı- ğı alanlarda beyanda bulun- maktan vazgeçmeli. işiyle uğraşmalı, örneğin taklitler yaparak, sayın Ozal'ın mora- İini düzeltme çalışmalarına ağırlık vermelidir." AKBAG KOYLULERINDEN SUÇLAMA Bizi saman yemeğe zorladılar MARDİN/AKBAG (AN- KA) — Başbakan Siileyman Demird ile Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal Inöoü'nün Güneydoğu'ya dü- zenlediği "şefkat gezisi"nin ardından "köylülere pislik ye- dirildiği Yeşilyurt olayı" ben- zeri bir iddia ortaya atddı. Mardin merkez ilçeye bağlı Akbağ köyü köylüleri, mıntı- kada görevli Yüzbaşı Mehmet Göçmen'in kendilerini "sa- man yemCye" zorladığmı öne sürerken Mardin II Jandarma Alay Komutanı Albay Enver Uysal, iddianın tamamen uy- durma olduğunu ve yüzbaşıyi hedef göstermek için ortaya atıldığını savundu. Silopi belediye seçimi için bölgede bulunan SHP Anka- ra Milletvekflleri Uluç Gür- kan, Salman Kaya ile SHP Şırnak Milletvekili Setim Sa- dak, köylülerin şikâyeti üzeri- ne Alay Komutanı Enver Uy- sal ile görüştü. Görüşmede mületvekillerine iddianın doğ- ru olmadığını söyleyen Albay Uysal, "Ben bir Türk subayı olarak şerefimle söylüyorum, yok öyle bir şey. Tamamen ya- lan ve uydurmadır. Bilinçli olarak yüzbaşıyı hedef göster- mek istiyorlar" dedi. SHP'li miUetvekilleri de Güneydoğu'da emniyet amir- leri ve komutanlann bilgisi dı- şında bazı işkence ve baskı olaylarının meydana geldiğini belirterek halka "şefkatle" yaklaşılmasını istediler. MiUet- vekilleri, "zabıtanın görevi saçluyu yakalayıp adalete in- tikal ettinnektir. Halk dogru söylemiyor diyorsanız eğer 50 kişi bir araya gelip bir kişiyi yalan yere suçlayacak duruma gddiyse durum çok vahim de- mektir. Biz halkla devlet ara- sındaki kopukluğu ve gergin- liği gidennek istiyoruz" dedi- ler. Bakırköy ve 5 ilçedepazar günü seçimin yapılıp yapılmayacağı hâlâ belli değil \ferel seçim kördüğümCumhurbaşkanı Özal, yerel seçimlerin ertelenmesini öngören yasayı dün de onaylamadı. Seçime beş gün kala ilçeler parti bayrakları ile süslenirken adaylar, yoğun kampanyaya girip girmeme konusunda kararsız kaldılar. Hukukçular bu kadar kısa bir süre kala seçimi ertelemenin hukuk kurallarına aykırı olmadığını, ancak 'siyaseten yanhş olduğunu' söylüyorlar. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Başta Bakırköy olmak üzere bu. hafta sonu yapılması beklenen*16 merkezdeki yerel se- çimlerin ertelenip ertelenmeye- ceği netlik kazanmadı. Cumhur- başkanı Turgut Özal, seçimleri erteleyen yasayı dün de imzala- madı. Özal'ın yasa metni üzerin- de incelemelerini sürdilrdüğü, bugün de bazı "ilgili kişilerle" görüşeceği bildirildi. Seçhnlerde aday olan parti adaylan ise "ne yapacaklannı şaşırdıklanm" ifa- de ediyorlv. Bu arada seçimleri erteleyen yasanın, anayasa ve hukuk ku- rallarına aykırı olmadığı, ancak "siyasi açıdan hoş bir olay olma- dığı" belirtiliyor. DYP-SHP koalisyon hüküme- tinin "ilk icraatı" olan ve 10 ara- lık günü TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen "yerel CİNDORUK DERSTE— Meclis Başkanı, Erol Simavi Özel tletişim ve Eğitim Merkezi'nde öğrencilere 'Demokrasi Ulusal Egemen- lik ve Basın' konulu bir konferans verdi. (Fotoğraf: ESAT PALA) TBMM Başkanı Cindoruk demokrasi konferansı verdi: Anayasanın önsözü tehditmeşnı temsilcileri olan Danışma Meclisi- nce hazırlanıp, MUU Güvenlik Konseyi'nce son şekli verilerek Türk milleti tarafından kabul ve tasvip ve doğrudan doğruya onun eliyle var olan bu anayasa' sözleri milli ege- menliğin karşıb sözlerdir. Bu'anayasanın İç Politika Servisi — TBMM Başkanı anlamda çeliştiğini belirten Cindoruk, şöyle önsözü, Törkiye'nin çağdaş demokratik bir Cindoruk 1982 Anayasası'nm önsözü, seçilmiş Meclis'e açık tertiptir. Silahlı Kuvvetler'e, anayasa yapma, Meclis'i kapatma ve milleti yönetme yetkisi veren bir çağrı belgesidir. Partiler bir araya gelip kaldırmalıdır. devam etti: "Bu anayasanın 5'inci maddesi der ki 'Devletin temel amaç ve görevleri Türk Mil- leti'nin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ül- kenin bölünmezliğini, cumhuriyeti ve de- mokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, ki- şinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hu- kuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşma- yacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın mad- ve Eğitim Merkezi'nde 3. dönem öğretime di ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli başlanması nedeniyle düzenlenen törene ka- şartlan hazırlamaya çalışmaktır! Çok ilginç- tir ki aynı anayasanın önsözü ise militer dev- lete gidişin özelliklerini taşır. Bu önsözde •çıkça yer aün 'Türk Milteti'nin aynlmaz- parçası olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, milletin çağrısıyla gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 harekâü sonucunda, Türk milletinin Hüsamettin Cindoruk, 1982 Anayasası'nm önsözünü, seçilmiş Meclis'e açık bir tertip, Silahlı Kuvvetler'e demokraside benzeri ol- mayan anayasa yapma, milleti yönetme ve Meclis'i kapatma hakkı tanıyan bir mani- festo (çağn bdgesi) olarak niteleyerek "Ana- yasanın kendisinden önce, biçbir işlevi kal- mamış son sözüyle. demokratik cumhuri- yet için tehdit oluşturan önsözünü partiler uzlasmaya vararak kaldırmahdırlar" dedi. Hurriyet Vakfı Erol Simavi Özel lletişim tılan TBMM Başkanı Hüsamettin Cindo- ruk, öğ>encilere ilk ders olarak "Demokrasi, ulusal egemenlik ve basın" konulu bir kon- ferans verdi. Konuşmasında, 1982 Anayasası'nm S. maddesiyle önsözünün birbirleriyle ciddi devlet olmasınm engelidir. Ve »ekzibidir. Şimdi soruyorum: Şimdi biz millet olarak Türk Silahh Kuvvetleri'ni Meclis'i feshetme- ye ne zaman çagmnışız? Bunun belgesi ne- rede? TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, iilkede işkence çığbklannın atılmasının, hak ve özgürlük aramanın eksikliğinin, halkın kendini güvencede hissetmemesinin nede- ninin, kendisine güvence vermeyen anaya- sadan kaynaklandığını vurgulayarak sözle- rini şöyle sürdurdü: "Bir gün biri geliyor, bir TRT ya da rad- yo konusmasıyla, iki satırda anayasa>ı kal- dınyor. İşte o zaman mesele Türkiye'de du- fumtenaiştİR Bu dütiimii çözmek yalnız- ca pariamentonun işi değildir. Bu düğiimii çözmek, hepimizin ortak ve milli görevin- dir. Ekonomiyarın, dışpolitika ve güvenlik önümüzdeki hafta ele alınacak Meclis'te görüşme zinciriC7 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Mec- vekilleri, genel görüşmede kişisel söz hak- lis'in yılbaşına kadar olan programı belir- kı alıp, bölgelerinin sorunlarını anlatmak is- genelgörüşme sırasında grupadına kirnin söz alacağının henüz behrlenmediğini lendi. Hükümetin,Türkiye'ninenönemli tediklerinr Grup Başkanvekili Mahmut kaydetti. Âlınak, grup adına Genel Bas- »—.ni,r, "îomi, ^^Ai.ar, >'n.~»<^ı:L" Alınak'a bildirdiler. Alınak'a kişisel söz kan Erdal Inonü, Grup ""-' ı : ı : hakkınıkullanmaistemiylebaşvuranmil- letvekillerinin sayısmın düne kadar altı olduğu, bunlar arasında Muş Milletvekiü Sırn Sakık ile Şırnak Milletvekiü Orhan Doğanındayeraldığıöğrenildi.Sakık.ge- nel görüşmede grup adına yapılacak bir rüşmeyi,26arahkperşembegünü"güven- saatlik konuşmaya da talip olduğunu be- yetkisiolnıadığını.bunedenleilkbaşvuru- lik"konusununtartışılacağıüçüncügenel lirterek"Bubizimhakkımızdır.Bukonubiz îan yapan milletvekiilerinin öncelikli görüşme izleyecek. Genel görüşmelerin obnadan tarttşılamaz" dedi. Sakık, grup olacaklannı anlattı. Bu nedenle Doğulu adına söz hakkı verilmese bile görüşmede mutlakakonuşacağınısöyledi. sorunlan olarak gördüğü "güvenlik' "ekouomi" ve "dış politika" konulannda yapılacak genel görüşmeler bir haftaya sığdınldı. Genel görüşmelerin ilki, per- şembe günü "ekonomi" konusunda yapı- lacak. 25 araük çarşamba günü "dış politika" konusunda yapılacak genel gö- Erdal Inonü, Grup Başkanvekili Aydın GiivenGürkan veyabaşkabirsözcü- nün konuşabileceğini kaydetti. Alınak, genel görüşmedeherpartidenikimilletye- kilının kişisel söz hakkı alabileceğıne dikkat çekerek. grubun konuşmak iste- yenler arasından ıki kişiyi seçmek gibi bir tümüTVdennaklenvavımJanaçak. "Güvenlik" konulu genel görüşme için parti gruplannın yürüttüğü çalışmalann dışında miUetvekilleri de yoğun hazırlık SHP Grup Başkanvekili Alınak ise 24 miUetvekilleri arasında ilk başvuruyu yapmayanşı olması bekleniyor. Güvenlik konulu genel görüşme hazır- hklan DYP grubunda da yoğun biçjmde yapıyor.ÖzellikleSHP'ninDoğulumıliet- aralık salı günü yapılacak öngörüşme ve sürdürülüyor. ANAPhn "küskün"lerinden eski milletvekili Elmas: 'Akbulut ile Yılmaz çok benziyor' GÜNDÜZ tMŞtR Proje masasının üzerine eğil- miş, özenle çizimini gerçekleşti- riyor. Ehıvarlarda tarihi Gelibo- lu evlerinin iç ve dış yapısını gös- teren proje taslaklan asılı. Ca- mekândan seyredildiğinin bile farkında değil. Işine bütün ağır- lığıyla konsantre olmuş, bir yan- dan da birükte çalıştıgı yeğeni- ne "Şurasını şöyle yap, bak açı buradan daha uygun" şekünde uyarılarda bulunuyor. Ara sıra dışandaki kar manzarasına ba- kıp gözleri uzaklara dalıyor. Son anda bizi farkederek gülmeye başlıyor. "Hayrola hangi rüzgâr sizi bnraya atü" diye sorarak bizi çalışma odasına davet ediyor. ANAP'tan 17-18. dönem Is- tanbul milletvekilhği görevinde bulunan ve son genel seçimde listenin 6. sırasına yerleştirildi- ği için küsüp listeden çekilen Hayrettin Elmas, bugünlerde gerçek mesleği inşaat ve maden mühendisliğine dönmüş durum- da. Diğer aile fertleriyle birlik- te soyadlannı taşıyan 'Elmaslar Otomotrv ve tnşaat A.Ş-'de mes- leğine yeniden ısınmaya çalışan Hayrettin Elmas'la politikadan uzaklaştığı dönemdeki duygu ve düşüncelerini sonıyoruz: "Listede 6. sıraya konmak be- nim gerçek anlamda onunımu zeddedi. Belki listeye seni koya- mıyoraz deselerdi, yine de bir yerden sineye çekebilirdim. Ama bu düpedüz narcanmanıza yö- n«iik bir uygulama. Hedef, mil- ANAP'lı eski 'küskün' milletvekili Hayrettin Elmas, proje çiziyor. (Fotoğraf:ASENA ÖZKAN) liyetçi ve muhafazakâr kesimi tasfiye etmek. Kim kazançlı çı- kar böyle bir hareketten belli degil?". Elmas, parti içindeki özellik- le son Istanbul kongresinde Ta- lat Yılmaz'dan yana ağırlık ko- yup divan başkanı olmak için Mustafa Taşar'ın karşısında yer alınca karşı tarafın kara listesi- ne alanıyor. Hayrettin Elmas, o dönemi anlatırken "Biz tabii kendimizi partiye hizmete ada- mışız. tki dönem milletimize olan sonımlnluklanmızı yerine getinneye çabalanuşız. Aklımı- za bfle gelmiyor, bu kişilerin de- mokrasiyi içlerine sindiremedikleri" sonra seçim dönemi bir bakıyoruz 6. sıradayız" diyor. Elmas'la görüşmemizde, kır- gınlıgının sürdüğünü gözlemli- yoruz. Ancak, politikadan ke- sinlikle vazgeçmiş değil. "Şu an- da oyalanıyorum, ama politikayı tamamıyla bırakmak aklıma bi- le gdmez" diyen Elmas sözleri- ni şöyle sürdürüyor: "Politikadan kopamam. Teş- kilat içinde sevilen bir kişiyim. 1984'e kadar bütün yaşamım iş- ti. Ama ne zaman ki partiye ka- yıt oldum, dünyam bir anda de- gişti. Dünyam politika oldu. Po- litikayı 8 senedir hep severek yaptım. Seçim bölgemde berke- se hizmet etmeye çalışUm." "Bir bakıyorsunuz, işiniz de sizden nzaklaşmış. Bu kez yeni- den piyasaya çüayorsunuz. Es- ki tamdıklar, dostlar, meslek ar- kadaşlan size moral veriyor. Bir anlamda ise adapte olmaya ca- taşıyorsonuz. Ama politika özle- mi içinizden hiç çıkmıyor." Elmas'a dışandan ANAP ve diğer partiler nasıl görünüyor? diye soruyoruz: "Ben Mesut Yıl- maz'la Yıldınm Akbulut'u son pratiklerinde birbirierine çok benzetiyonım. Nasü Akbulut, en kuvvetli döneminde genel baskanlığı Yılmaz'a bıraklıysa, Yümaz'da önünde daha 1.S yıl varken. 286 milletvekilini 115e düşürme pahasına Basbakanlı- ğı Demirel'e teslim etti. Herbal- de ikisinin de basireti baglandı. Ya da beceriksizlik demiyeUın de hesaplan yanlış oldu diyelim". seçimlerin ertelenmesi" ne iliş- kin yasa Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın onayını bekliyor. İktidar ortaklannın yanı sıra ana muha- lefet partisi ANAP'ın da meıak- la beklediği "Özal'ın karan" dün de belli olmadı. özal'ın ya- sayı onaylaması halinde, bu haf- ta sonu yapılacağı ilan edilen Bakırköy, Kâğıthane ve Çatal- ca'nın da aralannda bulunduğu 16 merkezdeki belediye baskan- lığı seçimleri haziran ayına erte- lenecek. Cumhurbaşkanı özal, yasayı "15 gün bekletme" yetki- sini kullandığmda ise bu hafta- ki seçimlerin tümü yapılacak. özellikle, partilerin büyük önem verdiği Bakırköy'de se- çimlerin yapılıp yapılmayacağı, adaylan da belirsizliğe sürüklü- yor. Sokaklan parti bayraklany- la donatılan Bakırköy'de, her- kes, "bu pazar" seçim yapüa- cakmış gibi çalışıyor. Ancak ya- sanın Özal tarafından "onayla- nıp onaylanmayacagı"ndaki be- lirsizlik de adaylan kararsızlığa sürüklüyor. DYP adayı Bakır- köy Beİediye Başkanı Yakup Akyüz ile SHP adayı Yöksel Çengel, ilgili yasanın Cumhur- başkanı Özal tarafından onay- lanıp seçimlerin erteleneceği gö- rüşünde olduklannı beürtirken, ANAP'Llar, yasanın bekletilece- ğini ve seçimler yapıldıktan son- ra Özal tarafından onaylanaca- ğmı öne sürüyorlar. Bu arada hukukçular, ertele- menin anayasa ve hukuk kural- larına aykın olmadığını belirti- yorlar. Prof. Çetin Ozek, yasa- nın bir siyasi tercih olduğunu belirterek hukuka aykırı otrna- dığını, ancak "siyaseten hoş karşılanamayacağım" söyledi. Türk Hukuk Kurumu Başkanı Kâzım Yenice de anayasaya ay- kırılık olmadığı görüşünü savu- nurken, "yasada yer alan, aday- tarte ilgili kazanılnuş hak" mad- desinin hukuki bir tartışma ya- ratabileceğini söyledi. Öte yanda ANAP Başkanlık Divanı'nda yerel seçimlerin er- telenmesine ilişkin yasanın onaylanması halinde izlenecek yol değerlendirildi. ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yılmaz, top- lantıdan sonra gazetecilerin so- rulannı yanıtlarken "Onay işle- mi gerçekleştikten sonra baka- cağız. Şu anda açıklayacagımız 4)ir karanmız yok" dedi. ANAP Genel Başkan Yar- dıması Lütfullah Kayalar da ya- sanın onaylanması halinde Ana- yasa Mahkemesi'ne gidilmesi konusunun ANAP grubunda değerlendirileceğini, Anayasa Mahkemesi'ne gidilmesi arzu- sunda olanlar bulunduğunu söyledi. Kayalar, Cumhurbaş- kanlığı ile bir temas kurmadık- lannı da belirterek "Sajın Cum- hurbaşkanı'nm kendi takdirleri- dir" dedi. İNSAN HAKLARI İşkence ızı siünmezIZMtR (ANKA) — lzmir'de Insan Hakları Vakfı'na ağustos ayından bu yana işkence gördü- ğü gerekçesiyle 52 kışinin baş- vurduğu, bunlardan 10-15 yıl önce ağır işkene görmüş üç İci- şide de pozitif bulgulara rastlan- dığı açıklandı. Insan Haklan Vakfı tzmir Temsilcisi ve tşkence Görenle- rin Rehabilitasyonu Konseyi üyesi Prof. Dr. VeH Lök, AN- KA'ya yaptığı açıklamada iş- kencenin saptanması yönünde- ki çahşmalann Türkeye'de 1986 yılında Insan Hakları Derne- ği'nce başlatıldığını hatırlatarak bu çalışmalann 1989'dah sonra tabip odalan bünyelerinde oluş- turulan tnsan Haklan Komisyo- nu tarafından sürdürüldüğüne isaret etti. Prof. Dr. Lök, işkencenin 2 Ağustos 1991 'den itibaren Insan Haklan Vakfı'nca izlemeye alındığını belirtti. Izmir'de özel- likle Terörle Mücadele Yasası'- nın yürüriüğe girmesiyle cezaev- lerinin kısmen boşaltılmasından sonra işkene savıyla başvurula- nn büyük ölçüde arttığına dik- kati çekerek "Bugiine kadar iş- kence iddiasıyla temsikilifuni- ze 52 başvuru yapüdı. Bu baş- vunüardan doknzu akut ntteKk- te, üçünde ise pozitif bulgnlar saptadık" diye konuştu. Çalışmalanrun sonuçlannı in- san haklanndan sorumlu devlet bakanlığına her an iletebilecek- lerini kaydeden Prof. Dr. Veli Lök aradan uzun zaman geçse de işkence görenlerin "nasıl ol- sa kanıtlayamam" düşüncesiy- le işkencenin saptanması giri- şimlerinden vazgeçmemelerini istedi. Lök, 10-15 yıl önce ğır iş- kenceden gecmiş 9 kişiden üçün- de biyopsi sonucu pozitif bulgu- lara rastladıklannı anlatarak "Vakfınuz artık yıllar önce ya- püan işkenceyi saptayabiliyor. Scintigraphy yöntemiyle görii- nürde bulgular kaybolsa da fî- ziki işkence sonucu kemiklerde ve dokularda meydana gden de- gişildikleri ortaya çıkarabiliyo- ruz" diye konuştu. Izinsiz zam davası • ANKARA (AA) — Danıştay, hükümetten Izinsiz zam yaptıklan gerekçesiyle görevlerinden aluıan eski Tüpraş Genel Mudürü Mehmet Savran ve Şeker Fabrikalan eski Genel Müdürü Ertan Yülek'in bu karara karşı açtıklan davada Başbakanhğın savunmasının aünmasını kararlaştırdı. Savran ve Yülek'in göreve dönmek için açtıklan iptal davasmda "yürütmenin durdurulması" istemini görüşen Danıştay 5. Dairesi, Başbakanhğın savunma yapmasını kararlaştırdı. 5. Daire, yürütmenin durdurulması talebinin bundan sonra görüşülmesini karara bağladı. Beşikçi'ye yeni dava • ANKARA (AA) — "Ortadoğu'da Devlet Terörü" adh kitabından Ankara DGM'de yargılanan sosyolog-yazar tsmail Beşikçi, aym kitabı nedeniyle ağır ceza mahkemesinde de yargılanmaya başlandı. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün başlayan davamn duruşmasındâ söz alan lsmail Beşikçi, iddianamenin kendisine tebliğ edilmediğini, bu nedenle sorgusunun yapılamayacağını söyledi. Mahkeme, iddianamenin tebliğirü kararlaştırarak sorgulama yapılmak üzere duruşmayı bir başka güne bıraktı. Beşikçi, "Onadoğu'da Devlet Terörü" adlı kitabında, "Türklüğü ve Türkiye Cumhuriyeti'nin manevi şahsiyetini tahkir" suçunu işlediği iddiasıyla yargılanıyor. tddianamede, Beşikçi'nin, bu suçu düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun 159. maddesi uyannca 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasına çarptınlması isteniyor. Mezarcı'dan öneri • ANKARA (AA) — RP tstanbul Milletvekili Hasan Mezarcı, tarih üzerindeki yasak ve tabuların kaldınlması gerektiğini kaydederek "Bunun en önemli adını ise istiklal mahkemeleri zabıtlannm açıklanmasıdır" dedi. RP'li Mezarcı, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, tarihin "övgü ya da sövgü kitabı" olmadığını belirterek şu görüşleri savundu: "Bu anlamda Çankaya, Türk Dil ve Tarih Kurumu, Genelkurmay Baskanlığı, Içişleri, Dışişleri ve Adalet bakanhklan, Iş Bankası ve Ziraat Bankası arşivlerindeki bilgi ve belgeler, TBMM ve Başbakanhk arşivleri araştırmacılann bilgisine bir an önce ve sansürsüz açılmalıdır. Oftalmoloji Dernegi • İstanbul Haber Servisi — Türk Oftalmoloji Derneği'nin olağan kongresi 15 Arahk 1991 Pazar günü yapüdı. Göz hastahklan uzmanlanmn katıldığı ve sekiz şubeden gelen delegelerin oy kullandığı kongrede seçilen yönetim kurulu, dün toplanarak görev bölümü yapü. Prof. Dr. Erol TuraçL'nın genel başkanlığa seçildiği yönetim kurulunda, Prof. Dr. ömer Kamil Doğan genel sekreterliğe, Doç. Dr. Nevbahar Yedigöz de mali sekreterliğe getirildiler. Umut soygunu • tSTANBUL (AA) — Gaziosmanpaşa'da kimliği belirlenemeyen iki kişi, seyyar bir MiUi Piyango bayisinin elinden biletlerini alarak kaçtılar. Mehmet Avuklu isimli seyyar bayii, Milli Piyango'nun yılbaşı özel çekilişi için piyasaya sürdüğü biletleri satmaya çahşırken kendisine yaklaşan 34 TER 43 plakalı ticari aractan inen biri kadm 2 kişi, elindeki 15-20 kadar bileti kapkaç suretiyle alarak hızla olay yerinden uzaklaştılar. DYPTiEkinci • ANKARA (AA) — DYP Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim tşleri Başkanı Hasan Ekinci, geçen hafta ve bu hafta 7 yerde yapılan belediye baskanlığı seçimlerinde ANAP'm oy oranında yüzde 3.74 gerileme olduğunu, DYP Ue SHP'nin toplam oy oranının ise yüzde 52.52 olduğunu belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle