Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 17 ARALIK 1991
ÖZGURCE
TURKER ALKAN
Yılgın Adamlamn Çok Üsümesi
Çok yaşlanmak, çok üşümek gibi bir şey olmalı. Insa-
nın damarlarındaki kan daha yavaş dolaşmaya başlar,
bir ürperti her yanı kaplar. Kim bilir, belki de böyie bir or-
tamdaydı, ömrünün son demlerinde Celal Bayar yaman
bir açıktama yaptı: "Bu kış Türkiye'ye komünizm gelebi-
lir" dedi.
Belli ki Sayın Bayar, komünizmin soğuk havadan hoş-
landığıkanısınıtaşıyordu.
Geçenlerda Amerikan Kongresi'nde konuşan CIA
(Merkezi istihbarat örgütü) Başkanı Robert Gates ise
tamtersi kanıda. "EskiSovyetlerBirliği'ninbukışherşe-
yiyle çökebileceğini" söylüyor.
Kalpaklarının altına umutsuzca sığınan Moskova hal-
kının boş dükkânlar önünde saatlerce beklediğini göste-
ren fotoğraflara bakınca, kış ve komünizm bağlantısı
konusunda CIA Başkanı'nın daha gerçekçi olduğunu dü-
şünüyorum.
1952de bir darbe ile işbaşına gelen Mısırlı subaylar,
öğrencileri siyasetten uzak tutmak için sevimsiz bir tak-
tik benimsemişlerdi: Üniversite öğrencilerini, aşırı ders
ve sınav yükü altında bunalbp siyasal yaramazlık yap-
malarını engeJlemek istediler. Bunda başarılı da oldu-
iar.
Bizde aynı taktiği 1980 darbesini yapanlar benimsedi.
YÖK düzeni ile öğrenciler (ve Dir ölçüde öğretim üyeleri)
öyle ağır bir ders baskısı altına alındı ki, can derdine dü-
şen üniversiteliler siyaseti gereksiz bir uğraş gibi görür
oldular. (Erlerin yaramazlığını önlemek için de mıntıka
temizliği yaptırılmaz mı?)
Sovyetter Birliği'nde bir kuyruktan çıkıp öbürüne ko-
şan, yetersiz maaşını tamamlamak için ikinci, üçüncü iş-
leri kotarmaya çalışan halkın öykülerini okudukça, Mı-
sır'da ve bizde askerlerin öğrencilere yaptıkları aklı-
ma geliyor. "Bu ka-
İşte dünya tarihini belirieyen
dönüm noktalanndan
birisindeyiz. Olup bitenler en
az Moskova'da boş bir
dûkkân önünde kuynığa girip
üşüyerek bekleyen Nataşa
kadar ilgHendiriyor hepimizi
dar yaşama derdine
düşmüş olan, yarın-
dan ötesini düşüne-
meyecek hale gelen
insanlar için siyase-
tin bir anlamı kalır
mı?" Bu insanların
ayaklanması çok zor-
dur. Yapılacak muh-
temel bir askeri dar-
beye karşı koymak için de güçleri ve niyetleri kalmamış-
or. Batı ülkeleri, çöküşün hızını yavaşlatabılmek, olası
diktatörlüğe dönüş girişimlerini engelleyebilmek için
kolları sıvamaya, kesenin ağzını açmaya çalışıyor. Geç
kalmamış olmalarını ummaktan başka çaremiz yok.
Bir taraftan dünya tarihinin en çarpıcı ve dramatik
olayiarı yaşanırken Olga'ların, Ivan'ların tek derdi yüz
gram peynir, çocuklarına bir şişe süt ve evlerini ısıtmak
için biraz kömürden ibaret. Sovyetler'de yaşayan insan-
ların çoğunluğunun asıl ilgilendiği konularla diğer ülke-
lerdeki ilginin odaklaştığı alanlar birbirine öylesine ters
ki...
Turgut Uyar güzel bir şiirinde, "Çok üşürdük hep üşürdük
üşümekti bütün yaşadığımız" diyordu, Sovyet halkının şu an-
daki tek ilgi ve endişe konusuna parmak basmak istermiş
gibi. Ve ekliyordu: "Bir kalır uzun duvariar ve onların diple-
ri/Bir kalır yılgın adamlann hep 'evef dedikleri."
Sayın Celal Bayar komünizmle kış mevsimi arasındaki il-
giyi anlamış, ama biraz ters anlamış.
Şimdi bütün dünyada endişeli bir bekleyiş. Soğuk kışın ve
sftfetatörtüklerin yıldırdığı insanlar "uzun nehirlere binip" uzak-
laşacaklar mı bütün bunlardan, yoksa uzun duvarlann dip-
lerine mi dizilecekler boyunlan bükük?
İşte dünya tarihini belirieyen dönüm noktalanndan birisin-
deyiz. Olup bitenler en az Moskova'da boş bir dükkân önün-
de kuyruğa girip üşüyerek bekleyen Nataşa kadar ilgilendi-
riyor hepimizi.
'ŞÜKRAN MEKTUBIT DAVASI ~
Söz düellosu
sürüyorANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Cumhurbaşkanı
Turgut özal'ın, 1983 seçimle-
rinden sonra dönemin ABD
Ankara Büyükelçisi Srraus
Hupe'ye gönderdiği öne sü-
rülen "şükran mektubu"nu
yayınlayan gazeteci-yazar
Muammer Yaşar Bostancı
hakkında açtığı 5 milyar Iira-
lık tazminat davasında "söz
düellosu" sürüyor.
Bostancfnın avukatı Doç.
Dr. Hasan Bıyıklı, Cumhur-
başkanhğı Sözcüsü Büyükel-
çi Kaya Toperi'nin, davada
tanıklık yaparak, "şükran
mektubu"nun kaynağının
kendisi olduğunu açıklayan
emekli Orgeneral Turgut Su-
nalp hakkındaki açıklaması-
nı yanıtlarken, "Sa>m To-
peri'nin devam etmekte olan
'şükran mektubu' davasına
ilişkin yorumunu, mahkeme-
leri etkileme amacına dönfik
boş bir çaba olarak niteliyo-
ruz" dedi. Kanıtlann değer-
lendirilmesinin mahkemele-
re ait bir yetki olduğunu
anımsatan Bıyıklı, şöyle ko-
nuştu:
"12 Eylfil döneminde Devlet
Başkanı ve Konsey üyelerince
sıkca tekrarlanan mahkeme-
leri etkileme girişimlerinin,
bu dönemde sayın Toperi'den
gelmesi şaşırtıcı ve üzöcüdür.
Ancak, kamuoyunda, 'kripto
davası' diye anılan dava sıra-
sında sayın Toperi'nin benzer
bir girişimle mahkemeyi etki-
leme) e kalkıştığı hatırlana-
cak olursa bunu alışkanlık
haline getirdiği anlaşılır.
Sayın Toperi, uzman olmadı-
ğı alanlarda beyanda bulun-
maktan vazgeçmeli. işiyle
uğraşmalı, örneğin taklitler
yaparak, sayın Ozal'ın mora-
İini düzeltme çalışmalarına
ağırlık vermelidir."
AKBAG KOYLULERINDEN SUÇLAMA
Bizi saman
yemeğe zorladılar
MARDİN/AKBAG (AN-
KA) — Başbakan Siileyman
Demird ile Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Erdal
Inöoü'nün Güneydoğu'ya dü-
zenlediği "şefkat gezisi"nin
ardından "köylülere pislik ye-
dirildiği Yeşilyurt olayı" ben-
zeri bir iddia ortaya atddı.
Mardin merkez ilçeye bağlı
Akbağ köyü köylüleri, mıntı-
kada görevli Yüzbaşı Mehmet
Göçmen'in kendilerini "sa-
man yemCye" zorladığmı öne
sürerken Mardin II Jandarma
Alay Komutanı Albay Enver
Uysal, iddianın tamamen uy-
durma olduğunu ve yüzbaşıyi
hedef göstermek için ortaya
atıldığını savundu.
Silopi belediye seçimi için
bölgede bulunan SHP Anka-
ra Milletvekflleri Uluç Gür-
kan, Salman Kaya ile SHP
Şırnak Milletvekili Setim Sa-
dak, köylülerin şikâyeti üzeri-
ne Alay Komutanı Enver Uy-
sal ile görüştü. Görüşmede
mületvekillerine iddianın doğ-
ru olmadığını söyleyen Albay
Uysal, "Ben bir Türk subayı
olarak şerefimle söylüyorum,
yok öyle bir şey. Tamamen ya-
lan ve uydurmadır. Bilinçli
olarak yüzbaşıyı hedef göster-
mek istiyorlar" dedi.
SHP'li miUetvekilleri de
Güneydoğu'da emniyet amir-
leri ve komutanlann bilgisi dı-
şında bazı işkence ve baskı
olaylarının meydana geldiğini
belirterek halka "şefkatle"
yaklaşılmasını istediler. MiUet-
vekilleri, "zabıtanın görevi
saçluyu yakalayıp adalete in-
tikal ettinnektir. Halk dogru
söylemiyor diyorsanız eğer 50
kişi bir araya gelip bir kişiyi
yalan yere suçlayacak duruma
gddiyse durum çok vahim de-
mektir. Biz halkla devlet ara-
sındaki kopukluğu ve gergin-
liği gidennek istiyoruz" dedi-
ler.
Bakırköy ve 5 ilçedepazar günü seçimin yapılıp yapılmayacağı hâlâ belli değil
\ferel seçim kördüğümCumhurbaşkanı Özal, yerel seçimlerin
ertelenmesini öngören yasayı dün de
onaylamadı. Seçime beş gün kala ilçeler parti
bayrakları ile süslenirken adaylar, yoğun
kampanyaya girip girmeme konusunda kararsız
kaldılar. Hukukçular bu kadar kısa bir süre kala
seçimi ertelemenin hukuk kurallarına aykırı
olmadığını, ancak 'siyaseten yanhş olduğunu'
söylüyorlar.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Başta Bakırköy olmak
üzere bu. hafta sonu yapılması
beklenen*16 merkezdeki yerel se-
çimlerin ertelenip ertelenmeye-
ceği netlik kazanmadı. Cumhur-
başkanı Turgut Özal, seçimleri
erteleyen yasayı dün de imzala-
madı. Özal'ın yasa metni üzerin-
de incelemelerini sürdilrdüğü,
bugün de bazı "ilgili kişilerle"
görüşeceği bildirildi. Seçhnlerde
aday olan parti adaylan ise "ne
yapacaklannı şaşırdıklanm" ifa-
de ediyorlv.
Bu arada seçimleri erteleyen
yasanın, anayasa ve hukuk ku-
rallarına aykırı olmadığı, ancak
"siyasi açıdan hoş bir olay olma-
dığı" belirtiliyor.
DYP-SHP koalisyon hüküme-
tinin "ilk icraatı" olan ve 10 ara-
lık günü TBMM Genel
Kurulu'nda kabul edilen "yerel
CİNDORUK DERSTE— Meclis Başkanı, Erol Simavi Özel tletişim ve Eğitim Merkezi'nde öğrencilere 'Demokrasi Ulusal Egemen-
lik ve Basın' konulu bir konferans verdi. (Fotoğraf: ESAT PALA)
TBMM Başkanı Cindoruk demokrasi konferansı verdi:
Anayasanın önsözü tehditmeşnı temsilcileri olan Danışma Meclisi-
nce hazırlanıp, MUU Güvenlik Konseyi'nce
son şekli verilerek Türk milleti tarafından
kabul ve tasvip ve doğrudan doğruya onun
eliyle var olan bu anayasa' sözleri milli ege-
menliğin karşıb sözlerdir. Bu'anayasanın
İç Politika Servisi — TBMM Başkanı anlamda çeliştiğini belirten Cindoruk, şöyle önsözü, Törkiye'nin çağdaş demokratik bir
Cindoruk 1982 Anayasası'nm önsözü, seçilmiş Meclis'e
açık tertiptir. Silahlı Kuvvetler'e, anayasa yapma, Meclis'i
kapatma ve milleti yönetme yetkisi veren bir çağrı
belgesidir. Partiler bir araya gelip kaldırmalıdır.
devam etti:
"Bu anayasanın 5'inci maddesi der ki
'Devletin temel amaç ve görevleri Türk Mil-
leti'nin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ül-
kenin bölünmezliğini, cumhuriyeti ve de-
mokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun
refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, ki-
şinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hu-
kuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşma-
yacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik
ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın mad-
ve Eğitim Merkezi'nde 3. dönem öğretime di ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli
başlanması nedeniyle düzenlenen törene ka- şartlan hazırlamaya çalışmaktır! Çok ilginç-
tir ki aynı anayasanın önsözü ise militer dev-
lete gidişin özelliklerini taşır. Bu önsözde
•çıkça yer aün 'Türk Milteti'nin aynlmaz-
parçası olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin,
milletin çağrısıyla gerçekleştirdiği 12 Eylül
1980 harekâü sonucunda, Türk milletinin
Hüsamettin Cindoruk, 1982 Anayasası'nm
önsözünü, seçilmiş Meclis'e açık bir tertip,
Silahlı Kuvvetler'e demokraside benzeri ol-
mayan anayasa yapma, milleti yönetme ve
Meclis'i kapatma hakkı tanıyan bir mani-
festo (çağn bdgesi) olarak niteleyerek "Ana-
yasanın kendisinden önce, biçbir işlevi kal-
mamış son sözüyle. demokratik cumhuri-
yet için tehdit oluşturan önsözünü partiler
uzlasmaya vararak kaldırmahdırlar" dedi.
Hurriyet Vakfı Erol Simavi Özel lletişim
tılan TBMM Başkanı Hüsamettin Cindo-
ruk, öğ>encilere ilk ders olarak "Demokrasi,
ulusal egemenlik ve basın" konulu bir kon-
ferans verdi.
Konuşmasında, 1982 Anayasası'nm S.
maddesiyle önsözünün birbirleriyle ciddi
devlet olmasınm engelidir. Ve »ekzibidir.
Şimdi soruyorum: Şimdi biz millet olarak
Türk Silahh Kuvvetleri'ni Meclis'i feshetme-
ye ne zaman çagmnışız? Bunun belgesi ne-
rede?
TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk,
iilkede işkence çığbklannın atılmasının, hak
ve özgürlük aramanın eksikliğinin, halkın
kendini güvencede hissetmemesinin nede-
ninin, kendisine güvence vermeyen anaya-
sadan kaynaklandığını vurgulayarak sözle-
rini şöyle sürdurdü:
"Bir gün biri geliyor, bir TRT ya da rad-
yo konusmasıyla, iki satırda anayasa>ı kal-
dınyor. İşte o zaman mesele Türkiye'de du-
fumtenaiştİR Bu dütiimii çözmek yalnız-
ca pariamentonun işi değildir. Bu düğiimii
çözmek, hepimizin ortak ve milli görevin-
dir.
Ekonomiyarın, dışpolitika ve güvenlik önümüzdeki hafta ele alınacak
Meclis'te görüşme zinciriC7
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Mec- vekilleri, genel görüşmede kişisel söz hak-
lis'in yılbaşına kadar olan programı belir- kı alıp, bölgelerinin sorunlarını anlatmak is-
genelgörüşme sırasında grupadına kirnin
söz alacağının henüz behrlenmediğini
lendi. Hükümetin,Türkiye'ninenönemli tediklerinr Grup Başkanvekili Mahmut kaydetti. Âlınak, grup adına Genel Bas-
»—.ni,r, "îomi, ^^Ai.ar, >'n.~»<^ı:L" Alınak'a bildirdiler. Alınak'a kişisel söz kan Erdal Inonü, Grup ""-'
ı : ı :
hakkınıkullanmaistemiylebaşvuranmil-
letvekillerinin sayısmın düne kadar altı
olduğu, bunlar arasında Muş Milletvekiü
Sırn Sakık ile Şırnak Milletvekiü Orhan
Doğanındayeraldığıöğrenildi.Sakık.ge-
nel görüşmede grup adına yapılacak bir
rüşmeyi,26arahkperşembegünü"güven- saatlik konuşmaya da talip olduğunu be- yetkisiolnıadığını.bunedenleilkbaşvuru-
lik"konusununtartışılacağıüçüncügenel lirterek"Bubizimhakkımızdır.Bukonubiz îan yapan milletvekiilerinin öncelikli
görüşme izleyecek. Genel görüşmelerin obnadan tarttşılamaz" dedi. Sakık, grup olacaklannı anlattı. Bu nedenle Doğulu
adına söz hakkı verilmese bile görüşmede
mutlakakonuşacağınısöyledi.
sorunlan olarak gördüğü "güvenlik'
"ekouomi" ve "dış politika" konulannda
yapılacak genel görüşmeler bir haftaya
sığdınldı. Genel görüşmelerin ilki, per-
şembe günü "ekonomi" konusunda yapı-
lacak. 25 araük çarşamba günü "dış
politika" konusunda yapılacak genel gö-
Erdal Inonü, Grup Başkanvekili
Aydın GiivenGürkan veyabaşkabirsözcü-
nün konuşabileceğini kaydetti. Alınak,
genel görüşmedeherpartidenikimilletye-
kilının kişisel söz hakkı alabileceğıne
dikkat çekerek. grubun konuşmak iste-
yenler arasından ıki kişiyi seçmek gibi bir
tümüTVdennaklenvavımJanaçak.
"Güvenlik" konulu genel görüşme için
parti gruplannın yürüttüğü çalışmalann
dışında miUetvekilleri de yoğun hazırlık SHP Grup Başkanvekili Alınak ise 24
miUetvekilleri arasında ilk başvuruyu
yapmayanşı olması bekleniyor.
Güvenlik konulu genel görüşme hazır-
hklan DYP grubunda da yoğun biçjmde
yapıyor.ÖzellikleSHP'ninDoğulumıliet- aralık salı günü yapılacak öngörüşme ve sürdürülüyor.
ANAPhn "küskün"lerinden eski milletvekili Elmas:
'Akbulut ile Yılmaz çok benziyor'
GÜNDÜZ tMŞtR
Proje masasının üzerine eğil-
miş, özenle çizimini gerçekleşti-
riyor. Ehıvarlarda tarihi Gelibo-
lu evlerinin iç ve dış yapısını gös-
teren proje taslaklan asılı. Ca-
mekândan seyredildiğinin bile
farkında değil. Işine bütün ağır-
lığıyla konsantre olmuş, bir yan-
dan da birükte çalıştıgı yeğeni-
ne "Şurasını şöyle yap, bak açı
buradan daha uygun" şekünde
uyarılarda bulunuyor. Ara sıra
dışandaki kar manzarasına ba-
kıp gözleri uzaklara dalıyor. Son
anda bizi farkederek gülmeye
başlıyor. "Hayrola hangi rüzgâr
sizi bnraya atü" diye sorarak bizi
çalışma odasına davet ediyor.
ANAP'tan 17-18. dönem Is-
tanbul milletvekilhği görevinde
bulunan ve son genel seçimde
listenin 6. sırasına yerleştirildi-
ği için küsüp listeden çekilen
Hayrettin Elmas, bugünlerde
gerçek mesleği inşaat ve maden
mühendisliğine dönmüş durum-
da. Diğer aile fertleriyle birlik-
te soyadlannı taşıyan 'Elmaslar
Otomotrv ve tnşaat A.Ş-'de mes-
leğine yeniden ısınmaya çalışan
Hayrettin Elmas'la politikadan
uzaklaştığı dönemdeki duygu ve
düşüncelerini sonıyoruz:
"Listede 6. sıraya konmak be-
nim gerçek anlamda onunımu
zeddedi. Belki listeye seni koya-
mıyoraz deselerdi, yine de bir
yerden sineye çekebilirdim. Ama
bu düpedüz narcanmanıza yö-
n«iik bir uygulama. Hedef, mil-
ANAP'lı eski 'küskün' milletvekili Hayrettin Elmas, proje çiziyor. (Fotoğraf:ASENA ÖZKAN)
liyetçi ve muhafazakâr kesimi
tasfiye etmek. Kim kazançlı çı-
kar böyle bir hareketten belli
degil?".
Elmas, parti içindeki özellik-
le son Istanbul kongresinde Ta-
lat Yılmaz'dan yana ağırlık ko-
yup divan başkanı olmak için
Mustafa Taşar'ın karşısında yer
alınca karşı tarafın kara listesi-
ne alanıyor. Hayrettin Elmas, o
dönemi anlatırken "Biz tabii
kendimizi partiye hizmete ada-
mışız. tki dönem milletimize
olan sonımlnluklanmızı yerine
getinneye çabalanuşız. Aklımı-
za bfle gelmiyor, bu kişilerin de-
mokrasiyi içlerine
sindiremedikleri" sonra seçim
dönemi bir bakıyoruz 6.
sıradayız" diyor.
Elmas'la görüşmemizde, kır-
gınlıgının sürdüğünü gözlemli-
yoruz. Ancak, politikadan ke-
sinlikle vazgeçmiş değil. "Şu an-
da oyalanıyorum, ama politikayı
tamamıyla bırakmak aklıma bi-
le gdmez" diyen Elmas sözleri-
ni şöyle sürdürüyor:
"Politikadan kopamam. Teş-
kilat içinde sevilen bir kişiyim.
1984'e kadar bütün yaşamım iş-
ti. Ama ne zaman ki partiye ka-
yıt oldum, dünyam bir anda de-
gişti. Dünyam politika oldu. Po-
litikayı 8 senedir hep severek
yaptım. Seçim bölgemde berke-
se hizmet etmeye çalışUm."
"Bir bakıyorsunuz, işiniz de
sizden nzaklaşmış. Bu kez yeni-
den piyasaya çüayorsunuz. Es-
ki tamdıklar, dostlar, meslek ar-
kadaşlan size moral veriyor. Bir
anlamda ise adapte olmaya ca-
taşıyorsonuz. Ama politika özle-
mi içinizden hiç çıkmıyor."
Elmas'a dışandan ANAP ve
diğer partiler nasıl görünüyor?
diye soruyoruz: "Ben Mesut Yıl-
maz'la Yıldınm Akbulut'u son
pratiklerinde birbirierine çok
benzetiyonım. Nasü Akbulut,
en kuvvetli döneminde genel
baskanlığı Yılmaz'a bıraklıysa,
Yümaz'da önünde daha 1.S yıl
varken. 286 milletvekilini 115e
düşürme pahasına Basbakanlı-
ğı Demirel'e teslim etti. Herbal-
de ikisinin de basireti baglandı.
Ya da beceriksizlik demiyeUın de
hesaplan yanlış oldu diyelim".
seçimlerin ertelenmesi" ne iliş-
kin yasa Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın onayını bekliyor. İktidar
ortaklannın yanı sıra ana muha-
lefet partisi ANAP'ın da meıak-
la beklediği "Özal'ın karan"
dün de belli olmadı. özal'ın ya-
sayı onaylaması halinde, bu haf-
ta sonu yapılacağı ilan edilen
Bakırköy, Kâğıthane ve Çatal-
ca'nın da aralannda bulunduğu
16 merkezdeki belediye baskan-
lığı seçimleri haziran ayına erte-
lenecek. Cumhurbaşkanı özal,
yasayı "15 gün bekletme" yetki-
sini kullandığmda ise bu hafta-
ki seçimlerin tümü yapılacak.
özellikle, partilerin büyük
önem verdiği Bakırköy'de se-
çimlerin yapılıp yapılmayacağı,
adaylan da belirsizliğe sürüklü-
yor. Sokaklan parti bayraklany-
la donatılan Bakırköy'de, her-
kes, "bu pazar" seçim yapüa-
cakmış gibi çalışıyor. Ancak ya-
sanın Özal tarafından "onayla-
nıp onaylanmayacagı"ndaki be-
lirsizlik de adaylan kararsızlığa
sürüklüyor. DYP adayı Bakır-
köy Beİediye Başkanı Yakup
Akyüz ile SHP adayı Yöksel
Çengel, ilgili yasanın Cumhur-
başkanı Özal tarafından onay-
lanıp seçimlerin erteleneceği gö-
rüşünde olduklannı beürtirken,
ANAP'Llar, yasanın bekletilece-
ğini ve seçimler yapıldıktan son-
ra Özal tarafından onaylanaca-
ğmı öne sürüyorlar.
Bu arada hukukçular, ertele-
menin anayasa ve hukuk kural-
larına aykın olmadığını belirti-
yorlar. Prof. Çetin Ozek, yasa-
nın bir siyasi tercih olduğunu
belirterek hukuka aykırı otrna-
dığını, ancak "siyaseten hoş
karşılanamayacağım" söyledi.
Türk Hukuk Kurumu Başkanı
Kâzım Yenice de anayasaya ay-
kırılık olmadığı görüşünü savu-
nurken, "yasada yer alan, aday-
tarte ilgili kazanılnuş hak" mad-
desinin hukuki bir tartışma ya-
ratabileceğini söyledi.
Öte yanda ANAP Başkanlık
Divanı'nda yerel seçimlerin er-
telenmesine ilişkin yasanın
onaylanması halinde izlenecek
yol değerlendirildi. ANAP Ge-
nel Başkanı Mesut Yılmaz, top-
lantıdan sonra gazetecilerin so-
rulannı yanıtlarken "Onay işle-
mi gerçekleştikten sonra baka-
cağız. Şu anda açıklayacagımız
4)ir karanmız yok" dedi.
ANAP Genel Başkan Yar-
dıması Lütfullah Kayalar da ya-
sanın onaylanması halinde Ana-
yasa Mahkemesi'ne gidilmesi
konusunun ANAP grubunda
değerlendirileceğini, Anayasa
Mahkemesi'ne gidilmesi arzu-
sunda olanlar bulunduğunu
söyledi. Kayalar, Cumhurbaş-
kanlığı ile bir temas kurmadık-
lannı da belirterek "Sajın Cum-
hurbaşkanı'nm kendi takdirleri-
dir" dedi.
İNSAN HAKLARI
İşkence
ızı
siünmezIZMtR (ANKA) — lzmir'de
Insan Hakları Vakfı'na ağustos
ayından bu yana işkence gördü-
ğü gerekçesiyle 52 kışinin baş-
vurduğu, bunlardan 10-15 yıl
önce ağır işkene görmüş üç İci-
şide de pozitif bulgulara rastlan-
dığı açıklandı.
Insan Haklan Vakfı tzmir
Temsilcisi ve tşkence Görenle-
rin Rehabilitasyonu Konseyi
üyesi Prof. Dr. VeH Lök, AN-
KA'ya yaptığı açıklamada iş-
kencenin saptanması yönünde-
ki çahşmalann Türkeye'de 1986
yılında Insan Hakları Derne-
ği'nce başlatıldığını hatırlatarak
bu çalışmalann 1989'dah sonra
tabip odalan bünyelerinde oluş-
turulan tnsan Haklan Komisyo-
nu tarafından sürdürüldüğüne
isaret etti.
Prof. Dr. Lök, işkencenin 2
Ağustos 1991 'den itibaren Insan
Haklan Vakfı'nca izlemeye
alındığını belirtti. Izmir'de özel-
likle Terörle Mücadele Yasası'-
nın yürüriüğe girmesiyle cezaev-
lerinin kısmen boşaltılmasından
sonra işkene savıyla başvurula-
nn büyük ölçüde arttığına dik-
kati çekerek "Bugiine kadar iş-
kence iddiasıyla temsikilifuni-
ze 52 başvuru yapüdı. Bu baş-
vunüardan doknzu akut ntteKk-
te, üçünde ise pozitif bulgnlar
saptadık" diye konuştu.
Çalışmalanrun sonuçlannı in-
san haklanndan sorumlu devlet
bakanlığına her an iletebilecek-
lerini kaydeden Prof. Dr. Veli
Lök aradan uzun zaman geçse
de işkence görenlerin "nasıl ol-
sa kanıtlayamam" düşüncesiy-
le işkencenin saptanması giri-
şimlerinden vazgeçmemelerini
istedi. Lök, 10-15 yıl önce ğır iş-
kenceden gecmiş 9 kişiden üçün-
de biyopsi sonucu pozitif bulgu-
lara rastladıklannı anlatarak
"Vakfınuz artık yıllar önce ya-
püan işkenceyi saptayabiliyor.
Scintigraphy yöntemiyle görii-
nürde bulgular kaybolsa da fî-
ziki işkence sonucu kemiklerde
ve dokularda meydana gden de-
gişildikleri ortaya çıkarabiliyo-
ruz" diye konuştu.
Izinsiz zam
davası
• ANKARA (AA) —
Danıştay, hükümetten
Izinsiz zam yaptıklan
gerekçesiyle görevlerinden
aluıan eski Tüpraş Genel
Mudürü Mehmet Savran ve
Şeker Fabrikalan eski
Genel Müdürü Ertan
Yülek'in bu karara karşı
açtıklan davada
Başbakanhğın savunmasının
aünmasını kararlaştırdı.
Savran ve Yülek'in göreve
dönmek için açtıklan iptal
davasmda "yürütmenin
durdurulması" istemini
görüşen Danıştay 5.
Dairesi, Başbakanhğın
savunma yapmasını
kararlaştırdı. 5. Daire,
yürütmenin durdurulması
talebinin bundan sonra
görüşülmesini karara
bağladı.
Beşikçi'ye yeni
dava
• ANKARA (AA) —
"Ortadoğu'da Devlet
Terörü" adh kitabından
Ankara DGM'de yargılanan
sosyolog-yazar tsmail
Beşikçi, aym kitabı
nedeniyle ağır ceza
mahkemesinde de
yargılanmaya başlandı.
Ankara 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde dün
başlayan davamn
duruşmasındâ söz alan
lsmail Beşikçi,
iddianamenin kendisine
tebliğ edilmediğini, bu
nedenle sorgusunun
yapılamayacağını söyledi.
Mahkeme, iddianamenin
tebliğirü kararlaştırarak
sorgulama yapılmak üzere
duruşmayı bir başka güne
bıraktı. Beşikçi,
"Onadoğu'da Devlet
Terörü" adlı kitabında,
"Türklüğü ve Türkiye
Cumhuriyeti'nin manevi
şahsiyetini tahkir" suçunu
işlediği iddiasıyla
yargılanıyor. tddianamede,
Beşikçi'nin, bu suçu
düzenleyen Türk Ceza
Kanunu'nun 159. maddesi
uyannca 1 yıldan 6 yıla
kadar hapis cezasına
çarptınlması isteniyor.
Mezarcı'dan
öneri
• ANKARA (AA) — RP
tstanbul Milletvekili Hasan
Mezarcı, tarih üzerindeki
yasak ve tabuların
kaldınlması gerektiğini
kaydederek "Bunun en
önemli adını ise istiklal
mahkemeleri zabıtlannm
açıklanmasıdır" dedi. RP'li
Mezarcı, parlamentoda
düzenlediği basın
toplantısında, tarihin "övgü
ya da sövgü kitabı"
olmadığını belirterek şu
görüşleri savundu: "Bu
anlamda Çankaya, Türk Dil
ve Tarih Kurumu,
Genelkurmay Baskanlığı,
Içişleri, Dışişleri ve Adalet
bakanhklan, Iş Bankası ve
Ziraat Bankası
arşivlerindeki bilgi ve
belgeler, TBMM ve
Başbakanhk arşivleri
araştırmacılann bilgisine bir
an önce ve sansürsüz
açılmalıdır.
Oftalmoloji
Dernegi
• İstanbul Haber Servisi
— Türk Oftalmoloji
Derneği'nin olağan kongresi
15 Arahk 1991 Pazar günü
yapüdı. Göz hastahklan
uzmanlanmn katıldığı ve
sekiz şubeden gelen
delegelerin oy kullandığı
kongrede seçilen yönetim
kurulu, dün toplanarak
görev bölümü yapü. Prof.
Dr. Erol TuraçL'nın genel
başkanlığa seçildiği yönetim
kurulunda, Prof. Dr. ömer
Kamil Doğan genel
sekreterliğe, Doç. Dr.
Nevbahar Yedigöz de mali
sekreterliğe getirildiler.
Umut soygunu
• tSTANBUL (AA) —
Gaziosmanpaşa'da kimliği
belirlenemeyen iki kişi,
seyyar bir MiUi Piyango
bayisinin elinden biletlerini
alarak kaçtılar. Mehmet
Avuklu isimli seyyar bayii,
Milli Piyango'nun yılbaşı
özel çekilişi için piyasaya
sürdüğü biletleri satmaya
çahşırken kendisine
yaklaşan 34 TER 43 plakalı
ticari aractan inen biri
kadm 2 kişi, elindeki 15-20
kadar bileti kapkaç
suretiyle alarak hızla olay
yerinden uzaklaştılar.
DYPTiEkinci
• ANKARA (AA) — DYP
Genel Başkan Yardımcısı ve
Seçim tşleri Başkanı Hasan
Ekinci, geçen hafta ve bu
hafta 7 yerde yapılan
belediye baskanlığı
seçimlerinde ANAP'm oy
oranında yüzde 3.74 gerileme
olduğunu, DYP Ue SHP'nin
toplam oy oranının ise
yüzde 52.52 olduğunu
belirtti.