22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyetş Sahibı: Cumhurıyet Matbaacıhk ve Gazetecılık Turk Anomm Şırkeıı adına Iç Polıtıka Mehmet Tezkan Ekonomı: Meral Tamer, Dış Haberler: Ergun Balcı. Kultur Celal L'ster, Baxm ır VHKUL Cumhuryeı Mubuahk « Gaznectfık T A Ş Turkocağ. Cai 39<4i cafalotk Beria Nadi % Murahhas Lye: Emine Uşaklıgil # Genel Ya\m Muduru- Istanbul Haberleri- Muhittin Sirer, Spor Abdulkadir Yucelman, \1akaleler Şahin Alpay, Duzeltme: «334 ı« PK 246isıanbui ra 512 05 05 00 hau. Tei« 22246. F » dı526<0'^ % Bümlm Hasan Cemal. Yazı Işlerı Muduru Okay Gonensin 0 Yazı Işlen Mudur \bdullah Yazıcı 0 Koordınaıor Ahmet Korulsan 9 Malı Işler: Erol Erkut 0 Muhasebe. \nk«™ ZıvaGokaipBK inkıiapS \o 19/4 ia 113 II 4I-4" 1 . Tei« 42344. Fu (4> 133 os 6. Yardımcıları: Salim Mpaslan. kerem Çalışkan, Needeı Dogan. Lutfu Tmç Bulent Yener 0 Bmçe-Planlama- Sevgi Osmanbeşeoglu 0 Reklam A>şe Torun 9 Idare- Huse>in % izmır. H Zıva BI> 1352 s 23 Tei 13 12 30. Tda. 52359. F « <5i) 19 53 60 0 A4>u Sayfa Duzenı ^onetmenı \li Acar 0 -Iniara Temsılası Ahmeı Tan Gurer % Işletme: Önder Çelik 9 Bılgı-Işlem Nail Inal # Personel Se>gi Bostancıoğlu Inonu Cad 119 s NO I Kaı 1 Tei 19 3" 1 52 (4 hat>, Teiex 62155. Fa» (7i) 19 25 iı TAKVİM: P ARALIK 1991 tmsak: 5 43 Guneş: 7.15 Oğle: 12.04 Ikındi: 14.23 Akşam: 16.43 Yatsı- 18.10 Önce mürettebat kaçtı Kızıldeniz'de ölü sayısı 840'a yükseldi 954 yolcu taşıyan Mısır gemisinden şimdiye dek 117 yolcu kurtarıldı. Yetkililer, bundan sonra denizden canh yolcu çıkmasının olanaksız olduğunu bildiriyorlar. Dış Haberler Servisi — Bir Mısır yolcu gemisinin geçen cu- martesi gecesi Kızıldeniz'de batmasıyla yaşanan fclaketin boyutlan büyüyor. Mısırh kay- naklar, batan geminin sanılan- dan çok daha fazla yolcu taşı- dığını ve kazada ölenlerin sayı- sının 840 civaruıda olduğunu bildiriyorlar. Suudi Arabistan'ın Cidde li- marundan hareket eden ve Mı- sır'ın Safaga limanı açıklann- ^Türkiye, su kuşlarmı elinden kaçıracak' GÜLÇtN tLCt BURDUR — İspanyol çevre uzmaru Jose Fernandez, "Sulak alanlan<aı yeterince korumayan Türkiye, su kuşlanm elinden kaçırabilir" dedi. "Endüliis sulak alanlanmn korunmasında dikkuyruk çar- pıcı bir sembol otmusüır" diyen Fernandez, ülkelerinde uygula- nan yeniden kazanma çalışma- ları ile ilgili şunlan söyledi: "Solak alanlan korumak için satmalma prognunlan başlaül- dı. Eski lagun alanlan satın ah- narak devletimizin özel konı- ması altına alıadı. Bu gerekliy- di. Çünkii yUzyılm başında ka- palı havza özelligınde 150 ka- dar lagiın bulunan Endülüs'te, 1980 yılında sadece 60 lagiin kalnuştı. Y itirdigimiz bu lagün- ler pekçok su kuşu için önemli yaşama alanlanydı. Önce yasal koruma politika- lanyla sulak alanlar korumaya alındı. Bunlann çogu 1989 tem- muzunda çıkarüan tek bir ya- sayla koruma statülerine sahip oldular." da mercan kayalıklanna çarpa- rak batan 'Salem Express' adlı yolcu gemisindeki kazazedele- ri kurtarmak için yapılan çalış- malar, şiddetli fırtınanın hafif- lemesi sayesinde dün sürdürü- lebildi. Şimdiye dek 117 yolcu- nun sağ olarak kunanldığınt belirten Mısırh yetkililer, bun- dan sonra denizden canh yolcu çıkmasının olanak dışı olduğu- nu bildiriyorlar. Kazada ölenlerin sayısı hak- kuıda surekli çelişkili açıklama- lar yapılmasına karşın yetkili- ler, ölü sayısının tahmin edilen- den çok daha fazla olduğu ko- nusunda birleşiyorlar. Resmi kaynaklar, taşıdığı yolcu sayısı tam olarak belirlenemeyen ge- minin batması sonucunda tah- minen 471 kişinin oldüğunü açıklamışlardı. Kazada ölenlerin sayısı hak- kında dün yapılan açıklama ise kazanın boyutlarının sanılan- dan çok daha büyük olduğunu gösteriyor. Mısır Ortaoğu Ha- ber Ajansı'nın (MENA) resmi kaynaklara dayanarak verdiği habere göre batan Salem Exp- ress adlı yolcu gemisi, 954 yol- cu taşıyordu. Gemiden kurtan- lanların sayısının yalnızca 117 olduğunu anımsatan MENA, bu durumda ölü savısının 837'yi bulabileceğini bildirdi. Mısır Haber Ajansı'nın bil- dirdiğine göre kurtarılan 117 kazazededen 17'sinin durumu oldukça ciddi. Mısırh resmi makamlar, ka- zanın nedenini belirlemek için bir soruşturma başlattılar. Ge- minin sahibi olan Mısırlı şirket, kazanın kötü haya koşulların- dan kaynaklandığını ve gemi- nin kayalara çarpmasıyla bat- ması arasında yalnızca birkaç dakika geçtigini bildirirken ka- zadan kurtulan yolcular, gemi müreuebatımn kazadan sonra yolcuları gemide bırakarak fi- likalara binerek kaçtıklannı an- Uttılar. îsUmbuTun 5yûdızh otelleri, değişik ülkelereait haftalarkonusunda birbirleriyleyanşıyor Otellerde dünyatııruÖzellikle 1980 sonrasında varlık gösteren bu özel haftalar içinde neler yok ki.. Hawaii, Macar,. Amerikan, İspanyol, Malezya, İtalyan, Meksika haftaları... YAPRAK ÖZER ~ "Ben iştah açıcı olarak Tost Lady Diana rica edeyim." "Çorba... Sıgır kuyruğu çor- bası mı yoksa sığır suyu Wind- sor mı tavsiye edersiniz?" "Ana yemek olarak yılanbalı- ğı grandük liitfen..." "Tatlı olarak da ben 7. Kral Edward usulu omlet sufle tercih edecegim..." Yer Londra değil... Lokanta Ingiliz değil... Yiyenler Türk. Ve bu bir masal değil. Sene 1981. Sheraton Oteli'nde düzenlenen İngilız haftası, Prens Charles ile Lady Diana'nın ni- kâh törenlerine denk gelince, üzerinde St. Paul Katedrali'nin maketi bulunan bir düğun pas- tasının konuklara ikram edildı- ği, bir kraliyet arabasının da al- lanıp pullanıp girişe yerleştiril- diği ilginç bir etkinlik düzenlen- meye karar verilmiş. Londra Sheraton'dan monüler getiril- miş, mönüler yine Londra'da basılmış, kibrit, peçete, poster ve lngiliz bayrağınm renklerini ta- şıyan garson giysileri İngiltere'- den ithal edilmiş. Istanbul'un belli başlı beş yıl- dızlı otelleri değişik ülkelere ait haftalar düzenleme konusunda birbüieriyle yanşıyorlar. Istan- bul Sheraton'da halen devam et- mekte olan İskandinav haftası bunlann sonuncusu. Öğle ve ak- şam saatlerinde İskandinav ye- meklerinden fume yabangeyiği, siyah sosis, füme domuz gibi ör- neklerin sunulduğu bu örel haf- ta boyunca İskandinav usulu da- mak zevklerini zenginleştirecek olanlar aynı zamanda bu ulke- lerin külturünu de daha >"akın- dan tanıma olanağına sahip ol- dular. Özellikle 1980 sonrasında var- hk gösteren bu özel haftalar içinde neler yok ki. Hawaii, Ma- car, Amerikan, İspanyol. Makz- Sheraton Oteli'nde düzenlenen tskandinav Haftası'nda fume vabangeyiği, siyah sosis gibi örnekler sunuldu.(SUAT KOZLUKLU) ya, italyan, Meksika haftaları... Tam anlamıyla bir dünya turu. N Nüfusu ve ticaret hacmi göz önünde bulundurulacak olursa dunyanın'belli başlı metropolleri arasında yer alan İstanbul'da ye- mek konusunda ilginç bir ikilem yaşanıyor. Nedense mutfak zen- ginliğini, uluslararası boyutta bir türlü yakalayamayan İs'^nbul, aradaki açığı özel gece ve haf- talarla kapamaya çalışıyor. Ünlü Avusturyalı besteci W.A. Mozart'ın ölümünün 200. yıldönümü butun dünyada çok değişik ve ilginç kutlamalarla surüyor. Geçen günlerde Shera- ton'da insanlar bir yandan ünlu bestecinin eserlerini dinlerken bir yandan da tutsulenmiş ge>-ik eti, patates çorbası, kuzu dilimi ve sebze, tath olarak da Vienne- se Savarin'den oluşan bir mönu- yu değerlendiriyorlardı. Ya Sovyet cumhuriyetlerine ne demeli! AkUnıza gelir miydi hiç kuzey komşumuzdaki siyasi ge- lişmelerden etkilenip değişik ye- meklerle tanışacağınız. Çok faz- la beklemeniz gerekmeyecek. önümüzdeki yıl içinde Azerbay- can, Gürcü, Özbek yemeklerinin de tadına bakacaksınız. Sheraton Oteli'nin Yiyecek- Içecek Operasyonu Muduru Za- fer Çolak esen ruzgârlardan kendilerinin de etkilendiğini söylüyor. Amaç otele daha faz- la müşteri çekmenin yanı sıra ge- lenlere de farklı bir şeyler suna- bümek. Çolak, Türk halkının damak zevkini değiştirmek istediklerini söyledi. Amaç, Türk oteilerinde kalıplaşmış olan Fransız mutfa- ğının dışına taşmak, yakın za- mana kadar Turk mutfağının dışında yemek tanımayan, tanı- maktan da ürken Türk halkına yenilik sunmak. Son bir yıl içinde 14 aralık ta- rihine kadar devam eden İskan- dinav haftası dışında Mozart ve Singapur haftaları düzenleyen Sheraton, gelecek yıla da iddia- lı giriyor. Organizasyonu ta- mamlanmış olan İspanyol, Ma- car ve Uzakdoğu haftaları sıra- lannı bekliyorlar. Her gece en az 55-60, en fazla 90-120 kişiyi otel- deki değişik gecelere çekebildik- lerini belirten Çolak, bir kişinin yaklaşık 160 bin liraya yemek yi- yebildiğini söyledi. Hilton'un Yiyecek-İçecek Müdürü Isveçli Sven Isberg ise y\\ içinde düzenlenecek değişik gece ya da haftalann özellikle son bir yıl içinde Hilton'u yine konuşulur otellerden biri haline getirdiğini, hedef olarak her iki ayda bir değişik etkinlikle İstan- bulluların karşısına çıkmanın hedeflendiğini söyledi. Hilton- da gelecek >ıkn programı arasın- da Amerikan yemeklerinin su- nulacağı, kovboy temasının işle- neceği vvestern haftası, ekim fes- tivali, büyük bir olasıhkla da Hawaii haftası yer alıyor. Is- berg'in amacı, bu faaliyetleri yalmzca otel müşterileriyle sınır- lı kalan yemek şölenleri olmak- tan cıkarıp bütün Istanbullula- rın bu değişik mutfakları tanı- mdsını sağlamak. İstanbul'da devam eden ye- mek şölenlerine daha çok özel havayolu firmalarıyla, tanıtımı yapılan ülkelerin turizm ve tanıt- ma müdürlükleri önayak oluyor. Buna en güzel örneklerden biri Singapur Havayolları'nın, 1987 yıhnda İstanbul'a ilk tarifeli se- ferlerini başlatmasıyla gerçekleş- tirdikleri Singapur haftaları. Singapur Havayolları Turizm Müdürü Demirkan Aşatey, stra- tejik planlamalan içinde, uçtuk- lan her ülkeye kultürel çıkarma yaptıklarını bu etkinliklere de merak edenlerle daha önce Uzakdoğu'ya gitmiş olanlann il- gi gösterdiklerini söyledi. Bir tek otellerle smırlı kalma- maya çalıştıklannı, Singapur'da- ki üç farklı külturü simgeleyen Çin-Hint ve Malay dansçüannın Kapahçarşı, Galleria gibi aJan- lardaki kalabalıklann izleyebile- ceği gösteriler yapmalannı sağ- ladıklarını söyledi. Anne adayı yetersiz besleniyor BUim-Teknik Servisi — Ço- cuklann zihinsel ve bedensel ge- lişmelerinde çok önemli etkisi olan anne karnında beslenme araştınldı ve ortaya kötü bir tab- lo çıktı. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Gıda ve So- ğutma Teknolojileri Bölümü'n- de yapılan araştırmanın ilk so- nuçlanna göre hamile ve emzikli anneler, bebeklerinin saglıklı ge- lişmeleri ve buyumeleri için çok temel mineral ve vitaminleri ye- terince ve gereğince almıyorlar. Bölüm başkanı Prof Dr. Mehmet Pala başkaniığında, Doç. Dr. Filiz Açkıırt yöneti- minde surdürülen ilginç çalış- manın ilk sonuçlan alındı. İs- tanbul ve İzmit bölgesinde, çe- şitli sosyal kesimlerden 130 ha- mile ve emzikli kadın 11 sağlık merkezinde izlenmeye başlandı. Kadınlann, hamileligin 3.-4. ayında, 7./8. ayında ve doğumu izleyen emzikji dönemin 3. ayın- da kan örnekleri alındı ve bu kanlar saglıklı buyüme için çok önerrüi olan mineraller ve vita- minler yönünden araştınldı. Henüz tamamlanmayan araş- tırmanın ilk ara sonuçlanna gö- re, hamile ve emzikli kadınlann büyük çoğunluğu "kansu". Ha- mileliklerinin 3. ve 4. aylannda kan tahülleri yapılan kadınlann yüzde 30'unda gönilen önemli miktarlardaki kansızlık oranla- n, 7. ve 8. aylarda yüzde 70'lere, 80'lere ytiksehnekte. Araştırmacılar, ayrıca hami- le kadınlarda önemli ölçülerde de protein eksikliği saptadılar. Büyümede çok önemli rolO olan çinkonun yetersiz miktarda alın- dığını, B2, B6 vitaminlerinin ek- sikliğini gördüler. Hamile ve emzikli kadınlarda görülen bu beslenme yetersizlik- leri yalnızca kendilerini değil, bebeklerin ve çocuklannın zi- hinsel gelişmelerini de etkiliyor. Beslenme yetersizlikleri aynı za- manda çocuk ölümlerinde de başlıca rolü oynuyor. Bilindiği gibi Türkiye binde 78 oranında bebek ölümleriyle Avrupa ülke- leri arasında ön sıralarda geli- yor. Filiz Açkurt ve arkadaşlan bu yetersiz beslenmede, anne aday- lannın süt ve süt ürünleri, kuru baklagiller, esmer ekmek, yeşil yapraklı sebzekr, fındık gibi, ya- ni bu besinlerin ana kaynağı olan yiyeceklerden yeteri düzey- de tüketilmemesinin başlıca rolü olduğunu belirtiyorlar. Aykut, 13 goliin 4'iiniı sağ, 2'sini sol, 5'ini kafa ile, 2'sini penaltıdan attı. Maxwell, Rahibe Teresa'yı da dolandırdı Ölüm nedeni hâlâ araştırılan basın kralı Maxweü'in, gazetelerinde açtığı "Rahibe Teresa'ya yardım" kampanyasından topladığı milyarlarca lirayı kullandığı öne sürüldü. JMtLGÜN CERRAHOĞLU Her durumun golcüsü METİN TÜKENMEZ Bir zamanlar Gültepe Endüstri Meslek Li- sesi'nin bahçesinde futbola meraklı küçük bir çocuk vardı. Şündi elektrik mühendisi olan İs- rafıl Giıler de semt çocuklanna futbol beceri- lerini öğretmek için üniversite dışında kalan boş zamanlannı değerlendirirdi. Israfıl Guler'- in ortaladığı toplara şut, kafa ve vole atan ku- çük Aykut lisenin duvarlarını aşındu~dığında, zaman zaman okul yöneticilerinin hışmına da uğrardı. Bugun Aykut'un oynadığı futbola bakıldı- ğında uzun yülar üzerinde çalışılmış, öğrenil- miş, artık şarth reflekslere dönüşmüş gizemli hareketleri görmek olasıdır. Temel teknik ha- reketleri birbirleriyle birleştirdiğinde, tribün- lere estetik futboi keyfi yaşatırken hep yıllar önce ezberine aldığı bırihimlerinden yararla- nıyor. Estetik görunümünün bir nedeni de ge- ne çocukluk yıllannda uğraşıp, madalya ala- cak denli başanlı olduğu cimnastik sporudur. Avrupa'da Van Basten'a "her durumun golcüsiı" derler. Hollanda'da Johann Cnıyff • un futbol okulundan, futbol teknolojisinin her türlü nimetlerinden yararlanarak yetişen Van Basten bu unvanı hakh olarak almıştır. Bugün kendi futbol gerçeğimiz içerisinde değerlendi- rirsek Aykut'a da bu unvanı vermek fazla hak- sızlık sayılmamalıdır. Çünkü attığı goller bu tanuna çok uyuyor. Türkiye'de iki ayağını aynı düzeyde kullan- mak her futbolcuda bulunan bir özellik değil. Şut, çalım, vole, dripling gibi futbolun temel teknik hareketlerini Aykut, iki ayağıyla da ay- nı ustahkla uygulayabUiyor. Klasik santrfor ti- pine fiziksel yapısı uymamasına karşın zaman- lama yeteneğiyle, uzun boylu savunmacılann arasından kafa ile goller atabiliyor. Tanju gibi Avrupa gol krallığı yarışmasın- da altın ayakkabı ödülunü almış ve sonraki yıl- larda da ikincilik ve uçüncülük derecesi elde etmiş bir golcüyle yarışa gjrip penaltı vuruş- larını ondan almış, şimdilerde onu krallık ya- rışında geride bırakmış bir Aykut, Fener'i zir- veye taşıyor. Onun bu formu ve gol vuruşla- rındaki ustalığı sürdükçe Fenerbahçe de Ay- kut da zirvedeki yerlerini koruyacaklar. ROMA — Maxweü"in dolan- dırdıklan arasına Rahibe Tere- sa da katıldı. Ingiltere'de çıkan "Sunday Express"in haberine gore Maxwell, gazetelerinde aç- tığı "Rahibe Teresa'ya yardım" kampanyasından topladığı mil- yarlarca lira değerindeki yardım- ları da kendi çıkarlan için kul- landı. Haber, Kalküta'da Rahi- be Teresa'yla birlikte çalışan bir diğer misyoner Rahibe Priscil- la'nın İngiliz basınına yaptığı açıklamayla ortaya çıktı. "Kalkiita'ya Bay Ma.wveU"den tek bir kuruş ulasmamıştır" di- yen Rahibe Priscilla'nın açıkla- maları Maxwell'in ölümunü araştıran Lloyds sigorta şirketi- nın temsilcileri üzerinde bomba etkisi yarattı. Bilindiği gibi Lloyds, eski basın kralının do- ğal nedenlerden ölmesi halinde merhumun ailesine 20 milyon sterlin (yaklaşık 160 milyar TL) verecekti. Maxwell'in ölüm ne- deni olarak "kalp krizi"ni gös- teren İspanyol rpa'camlarının hazırladığı ölüm raporundan memnun kalmayan Lloyd's gö- revlileri, Rahibe Teresa'nın do- landınlması olayımn ortaya çık- masıyla basıp imparatorunun intihar etmiş olabileceğini yeni- den iddia ettiler. Maxwell'in eski gazetelerin- den biri olan "Mirror", birincı sayfadan işlediği haberde Lloyd's sigorta şirketi hesabına dolandırıcı basın kralının ölum nedenini araştıran Doktor Ian West'in görüşlerine yer verdi. Cenazeden bir gün önce cesedi inceleyen ve İspanyolların yap- tığı otopside kalp krizine ilişkin hiçbir guçlü delile rastlamadığı- nı belirten West'in açıklamaları bir kez daha intihar tezini güç- lendirdi. Son gelişmeler, diğer- leriyle birlikte Rahibe Teresa do- landırıcılığının da ortaya çıkma- sından çekinen Maxwell'in tek başına Kanarya Adalan'nda yaptığı esrarengiz yat yolcu luğu sırasında kendinı denize atmış olduğu yolundaki tezleri guçlen- dirdi. Thatcher, Major, Gorbaçov ve İzak Şamir gibi eski, yeni hü- kumet ve devlet başkanlannın katıldıgı torenle gömulen Max- well, Katolikler arasında nere- deyse bir azize gibi anılan No- bel banş ödullu Rahibe Teresa'yı da herkesin gozü önünde dolan- dırdı. 1988 yılında yardım toplamak için çağrıda bulunan Kalkütalı Rahibe Teresa'yı cevapsız bırak- mayan Maxwell, bu amaçla ga- zetelerinde buyük bir yardım kampanyası açtı. MaxweU'in okurlanndan toplanan milyarlık yardımlar Rahibe Teresa'nın ölümcul hastalar için yaptırmak istediği merkezlere gidecekti. "Mirror" gazetesinin 15 Nisan 1988 tarihli sayısında "Tann adı- na yardım edin" başhğıyla açı- den (4 milyar TL'nin üstün- de)tek bir kuruşun bile ölümcül hastalara ulaşmadığı anlaşıldı. Benzeri hayır yardımlannı top- layan "Oxfam" adındaki bir ör- gütün hesabına konuşan Jobn Magrath adındaki bir şahıs da söz konusu yardımdan tek bir sterlin almadıklarını söyledi. Öte yandan babalannın ölü- münün ardından bir yığm borç ve dert devralan Maxwell'in oğulları Kevin ve Ian Maxwell- in de bizzat bazı dolandırıcılık işlemlerine katılmış olduklan id- dia edildi. Scotland Yard, "Max- well Communications Corporation" (MCC) ve "Mirror" gazetesinden sorumlu olan Maxwell kardeşlerin imza- sının, emeklilik fonlarınm kul- lanılmasına izin veren doku- manların altında babalarımn imzasıyla birlikte bulunduğunu Ian kampanyada Maxwell okur- belirledi. İngiliz yasalarına aykı- larını cömert olmaya ve "ölüm- le cebelleşen kimsesiz fakir has- talara başlannı sokacak bir çatı sağlamak" için katkıda bulun- maya davet ediyordu, ama unlu işadamının ölumunden sonra bu göz yaşartıcı yardım kampanya- sından toplanan 235.000 sterlin- rı bir şekilde gazete çalışanları- nın emeklilik fonlanna ait olan 500 milyon sterlinin borçlu şir- ketlerin hesabına kaydırılarak başka maksatlarla kullamlması, Kevin ve Ian Maxwell'in tutuk- lanması olasılığını gundeme ge- tirdi. Mevlana kongresi • KONYA (AA) — 4. Milletlerararası Mevlana Kongresi, dün Konya'da başladı. Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmalan Merkezi'nde düzenlenen kongrenin açılışında konuşan rektör Prof. Halil Cin, Mevlana'nın bütün insanlığa sevgi, hoşgörü, banş, kardeşlik, adalet ve bilim mesajı verdiğini söyledi. Rektör Cin, Mevlana'mn düşünce ve görüşlerine, dolayısıyla banş ve huzura dünyanın bugün daha ihtiyacı bulunduğunu belirterek, "Gerçek banş, insan sevgisi, tolerans, adalet ve eşitlikle, tum insanlan bir görmekle, sevmekle mümkündür. Mevlana'nın düşunce sistemi, insanlan tanrıda birleştiren inanç ve düşünce sistemi, bölünme yerine birleşmeyi, savaş yerine barışı, kin ve duşmanlık yerine sevgi ve dostluğu ikame etmektedir:' dedi. Diyojen nasıl öldü? • ADANA (AA) — Tarihçi, araştırmacı Cezmi Yurtsever Bizans, Ermeni, Süryani ve Arap tarih kayıtlarında yaptığı bir araştırma sırasında Romen Diyojen ile ilgili bazı bulgulara rastladı. Böylece ünlü imparatorla ilgili bilinmeyen birçok gerçek de gün ışığına çıktı. Yurtsever, belgelere göre Romen Diyojen'in 26 ağustos 1071 tarihinde Alpaslan tarafından serbest bırakıldığını, bir süre Sıvas'ta yaşadıktan sonra 1072 yılında papaz kıyafetiyle gizlice Adana'ya geldiğini, ancak burada muhalif Bizansh gruplar tarafından tanınarak yakalandığını belirterek, 'Bir süre kent içindeki bir manaştırda hapsedilen imparatora daha sonra gözlerine kızgın demirle mil çekilmek suretiyle işkence yapılmış. Acüara dayanamayan imparator, başını duvarlara vurarak kendini öldürmüş' dedi. Orhaneli Santralı • BURSA (Cumhuriyet) — Orhaneli Termik Santralı'nın, "ateşleme" ,- sistemindc meydana gelen bir arıza nedeniyle deneme uretimine başlayamadığı öğrenildi. Santralı tam kapasite uretime hazırlayan STFA finnasmın üretime geçüdikten sonra tesisi TEK Genel Müdürlüğü'ne teslim edeceği ve sonrasında santral ile ilgili karan hükümetin vereceği bildirildi. Orhaneli Belediye Başkanı Gürel Yıldız, DYP- SHP koalisyon hükumetinin çevre ile ilgili konulardaki duyarhhgı nedeniyle "iyimser" olduğunu ve santrahn desülfürizasyon tesisi kurulmadan üretime geçmeyeceğini sandığını söyledi. Seyit Şaban yakalandı • SELANİK (AA) — Yunan polisi, Türkiye*den Avrupa'ya uyuştunıcu kaçıran bir şebekenin en önemli isimlerinden olduğu iddia edilen Batı Trakyalı bir Türkü önceki gece Meriç yakınlanndaki Sofulu kasabasında 10 gram eroin ile yakaladı. Polis, Seyit Şaban (55) isimli kaçakçımn ihbar üzerine bir evde yakalandığını açıkladı. Yetkililer, Seyit Şaban'ın bugüne kadar sadece bir defa uyuştunıcu ile yakalanabildiğini ve 1986 yılında Selanik hapishanesinden Türkiye'ye kaçtığını, pasaportunun da olmadığını belirttiler. Mersin'e tiniversite • MERSİN (AA) — Mersinli sanayici ve işadamlan, ilde kurulması planlanan üniversite ile ilgili çalışlamalanna hız verdiler. Mersin Sanayi ve İşadamlan Derneği (MESİAD) Başkanı Musa Timur, üniversite kurulması amacıyla hazırladıkları bir çalışmayı TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Başbakan Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Erdal İnönü ile Milli Eğitim ve Kültür Bakanhğı'na gönderdiklerini bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle