22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17ARALIK1991**** HABERLERİN DEVAMI CUMHURtYET/19 OLAYLARIN Zamlar serbest bırakıldı ARDENDAKI GERÇEK (Baftarafı 1. Sayfada) Onun içindir ki kan döktü- ğü sürece PKK, bu devletin giiçlerini karşısında bulmaya devam edecektir. Bu yalın gerçeği kimse göz ardı etmesin! Bugün siyasal iktidarda bu iilkede ilk kez "KUrt realitesi" ni kabul ettiğini kamuoyuna resmen açıklamış olan bir ko- alisyon hükümeti bulunuyor. DYP ve SHP'nin birlikte oluş- turduklan bu karma hûkümet, Kürt sorununun demokrasi ve insan hakları çerçevesinde Pa- ris Şartı'na da uygun olarak çö- Züleceğini programma koymuş- ÎUT. Terör ve şiddeti reddetmek koşuluyla her türlü fıkrin ör- gütlü bir biçimde siyaset sahne- sinde yer almasına da karşı de- ğildir bu hükümet. Kısacası yeni anayasal ve ya- sal düzenlemelerle siyasal tari- himizin en anlamh demokrasi reformunu gündeme getirmiş bir hükümet işbaşında bulunu- yor. Bu konuda Başbakan Demi- rel'le Başbakan Yardımcısı Inö- nü'nün gerçekten iyi niyetli ve içten olduklanna kuşku yoktur. Yeterince acı çekilmiştir, çe- kilmeye de devam ediliyor. Oysa sorunun demokrasi ve insan haklan bağlamında çözü- mü için ülkemizin önünde ta- rihsel bir fırsat vardır. Eğer bağnaz ve şoven yaklaşımlarla bu fırsat kaçınlırsa çok yazık olur. Işte o yüzden HEP kongre- sini bir PKK şovuna dönüştü- renler bir an durup düşünme- lidirler, ne yapıyoruz diye... • • • Genelkurmay: Askeri tesisler bizebile yetmîyor ANKARA (Cumhuriyet Bö- rosu) — Orduevleri ve askeri dinlenme tesislerinin sivUIerin kullanımına da açılması yolun- daki önerilere ilişkin görüş bil- diren Genelkurmay Başkanlığı "Ord«vteri ve askeri dinlenme tesisleri askeri personeün Ihtiya- cına bile yetmemektedir" dedi. Kültür Bakanı Fikri Saglar ile Turizm Bakanı Abddlkadir Ateş'in bfr süre önce gazetemi- ze yaptıklan açıklamada dile ge- tirdikleri öneri üzerine Cumhu- riyet'in sonılannı yanıtlayan Genelkurmay Başkanlığı, bu tür kuruluşlann statüsünün yasay- la belirlenmiş olduğunu anım- sattı. TSK (Türk Silahlı Kuvvet- leri) Iç Hizmet Kanunu gereğin- ce kurulmuş bulunan orduevle- rinin sayısının 65 olduğunu, 20 tane de askeri eğitim ve dinlen- me merkezi bulunduğunu bildi- ren Genelkurmay, 8299 yatak kapasiteli orduevlerinin yetersiz kaldığını belirtti. Bir askerin askerlik hayatı boyunca 15-30 kez tayin oldu- ğu kaydedilen Genelkurmay'ın açıklarnasına şöyle devam edil- di: "Andan tesislerin miktar ve kapasite olarak yetersiziiği ne- deniyte kanuni faydalanma hak- kı olan personele bile orduevle- rinde yeterii hizmet verileme- mektedfr. Hatta tayin durumla- nnda personel ve aileleri bazı gecelerini dinlenme salonlann- daki kohnklann özerinde geçir- mekte, yatak temin edilemeyen penoneUn bir kısmı ünifonna- lanyla mtitenasip oteDerde gece- lemek dnramnnda kaldıklann- dan hararahlannın çok iistiin- de para ödemek zornnda kal- maktadırlar." Askeri kamplann sezon için- de dinlenme, sezon dışında da eğitim amaçlı kullanıldıgı ifade edilen açıklamada, yetersizlik yüTünden subay ve emekli su- baylann 6-7 yüda bir astsubay ve emekli astsubaylann da 12-13 yüda bir kampa gidebildiği be- lirtildi. Bu arada kent merkezlerinde- ki askeri tesislerin kent dışına taşınmaları konusuna ise "olumln" yaklaşım gösteren Genelkurmay Başkanlığı, "bu tür tekBflere açık olduğunu ' bildirdi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın bu yöndeki öne- risi üzerine konunun değerlen- dirildiği belirtilen Genelkurmay açıklamasında şu görüşlere yer verildi: "Bu konuda Genelknrmay Başkanlığı, karargflhlar hariç olmak üzere uygun görülecek diğer askeri tesislerin kent dışı- na taşınahUmekri için ulaşun ve altyapı sornnlan olmayan, ny- gnn Hazine arazileri bulnnmak, tasınacak askeri tesisler için ge- rekB iskân tesisleri ve benzeri initderi belediye ve yerel kuru- hıslarca insa edilmek kaydıyla ve karşılıklı bedel tespiti yapıl- mak suretiyk gerçekleştirifebUe- cefini degerlendinnişrir. Bo konada belediyece kurnl- Hası öoerilen yEhyn» komisyo- •n içinde MilH Savnnma Bakan- kftı « UgUi kuvvet komutanlıgı tentsUcVerinin de buhınması uy- gun görülmüştıir." (Başrarafı 1. Sayfada) ran 282 milyar lira ile kanuni ta- kibe alınan 711 milyar lira kre- dinin vansının alü ay içinde, geri kalanının 1992 yılı sonuna ka- dar ödenmesi kaydıyla tahak- kuk eden 295 milyar liranın ta- mamınuı toplamından oluşan 577 milyar lira faizin silinmesi- ni kararlaştırmıştır. Böylece bir milyon 398 bin 660 kttçük çift- çiye ödeme kolaylığı saglamış- ör." Bakanlar Kurulu'nun Bağ- Kur sigortalılarının durumunu da görüştüğünü bildiren Gönen, 30 Kasım 1991 tarihi itibanyla prim borçlaruun asıllarmın dört eşit taksitte ödenmesini karar- laştırdığını söyledi. Gönen, bu karara göre Bağ-Kur sigortalıla- rının prim borçlanrun dörte bi- rini en geç 28 Şubat 1992, dört- te birini 30 Nisan 1992, dörtte birini 30 Haziran 1992 ve geri kalan dörtte birini de 30 Ağus- tos 1992 tarihinde ödemeleri du- rumunda tahakkuk etmiş gecik- me zammı ve faiz borçlannın af- fedilmesini kararlaştıridığını, bu- nun 2.5 trilyon lira tuttuğunu bildirdi. Gönen, ilk taksidi öde- yenlerin hapis cezası ile hacizle- rinin kaldınlacağını belirtti. Ba- kanlar Kurulu'nun yann saat 16.00 ve perşembe günü saat 10.00'da toplanaeağını söyleyen Gönen, daha sonra gazetecilerin KlT ürünlerinin zammına iliş- kin sorulannı şöyle yanıtladı: — Toplantıda ekonomik so- nınlar ele alınmadı mı? GÖNEN — Görüşüldü. Çar- samba (yann) ve perşembe gü- nü tekrar üzerlerinde çalışma karan alındı. — KİT iiriinlerine zam yapıl- ması gündeme gelmedi mi? GÖNEN — Zam konusu, ge- çen hükümetin uygulamalarının bir sonucuydu. Zaten bir kısmı- nı yaptılar, geri aldılar. Bizim hükümetimizin uygulamalan, stabilizasyon programımız ocak ayından itibaren başlayacak. Programımızda KlTlerin özerk- leştirilmesi, özelleştirilmesi he- defımiz vardır. Zaten mevzuat, KlT'lerin kendi fiyat ayarlama- larını kendilerinin yapmasını öngörmekte. Esas olarak KlT'- lerin kendi ayaklan üzerinde durmalan kaidedir. Bu kaide çerçevesinde KİTler, eskiden ol- duğu gibi fiyat ayarlamalarını yapacaklar. — Hükümetinizin öncelikli hedefi, enflasyonu düşürmek. Bundaki en büyük pay da kamu açıklarının azalulmasında ola- cak. Enflasyonu düşüreceğiz de- diğinize göre KİT zammının ne kadar olduğunu da biliyor mu- sunuz? GÖNEN — Hükümet prog- ramımızda enflasyonu düşürme karanmız ve kararlılığımız var- dır. Biz bundan dönmüş değiliz. Kamu açıklarının azaltılması ve diğer tedbirlerimizi de kademe kademe alacağız. — Ocak aymda uygnlamaya başlayacağımz stabilizasyon programına kadar KİTTer üriin- lerine zam yapacak mı yapma- yacak mı? GÖNEN — Bildiğiniz gibi KlTlerin fiyat ayarlamasının bir kısmı hükümetimizden önce ya- pılmış ve geri alınmıştı. Bunlar oluşmuş şeyler. Geciktirilmiş ka- rarları, kendileri nasıl yaparlarsa yaparlar. Zamla ilgili hüküme- timizin karan yok. — Sizden önceki hükümet, 'Zam yapmayın' tattmaü vermis- ti. Ve zamlan durdurmuştu. Si- zin hükiimetinizin 'Zam yap- mayın' talimatı var mı? GÖNEN — Bizim hükümeti- mizin zam yapın veya yapmayın yönünde bir karan yok. — Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Tansn Çiller, 'KlTlere zamlan düşük tutma- ları için tavsiyede bulunuldu- ğunu' açıkladı. GÖNEN — Programımızda- ks hedefrmiz Ktrieri özerkleş- tirme Onlann, kendilerini ayak- ta tutacaklan, özerk olarak ça- lışacaklan ortamı yaratmayı he- defiiyoruz. KlT'lere fiyat ayar- lamalanmn hükümetçe yapıl- ması istisnadır. Bu tür istisnai bir kararla KtT fiyat ayarlama- lannı hükümetin gündemine ge- tirmedik. Zam diye bir konu gündemünize gelmemiştir. Liman Başkanlığı koyun gemisine 'izinsiz' dalan bilim adamı Bayram Öztürk'ü sorguluyor Koyunu bıraktılaı; dalgıca taktüar İstanbul Liman Başmüdürlüğü, koyun yüklü batık gemiyi inceleyen Doç. Bayram Öztürk hakkında, izinsiz dalış yaptığı gerekçesiyle soruşturma başlattı. tstanbul Haber Servisi — Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı ts- tanbul Liman Başkanlığı, ko- yun yüklü batık geminin duru- munu saptamak ve fotoğrafla- nnı çekmek üzere ekibiyle bir- likte Boğaz'da dalış yapan Yrd. Doç. Dr. Bayram Oztürk'ü ba- tık gemiden "daha biiyük bir tehlike" olarak görüp soruştur- ma başlattı. "Bofaz'da batık vaziyette bulunan Rab-Union 18 adlı ge- miye izinsiz dalış yaptığı tespit edilen" öztürk, salı günü me- sai saati bitimine kadar ifade vermek üzere istanbul Liman Başmüdürlüğü'ne çağrıldı. "Sanki bir orijinallik yapıyor- muşçasına koyunlaria özdeşleş- tirilmesine" son derece öfkele- nen öztürk ise "Öne çıkanJ- maktan rahatsızım. Ben bir in- sanım... Ben bir vatandaşım... Ben aydın olmanın sorumlulu- ğunu taşıyorum. Boğaz'da otu- ruyomm ve biliyorum ki bir gün aynı tür bir kazanın benim evi- min önünde ya da sizin evinizin önünde tekrarlanmasını kimse engeOeyemez" diyerek duygula- nnı ifade etmeye çalışıyor.^ Sessiz kalmaktan rahatsızlık duyduğunu, sessiz kalamayaca- ğını belirten İstanbul Üniversi- tesi Su Ürünleri Yüksek Okulu öğretim görevlisi öztürk, Li- man Başkanlığı'ndan gelen ifa- de verme çağnsına uymayacağı- m söyledi. "Ben bir bilim adamıyım. KOVl N, ADAYA VTJROU — Bogaz'ın dibindeki ko>unlardan biri de Burgaz Ada kışısına vurdu. (Fotoğraf: KÂMİL NLASARACI) Konulan bu yasaklar hiçbir şey ifade etmez. 618 sayılı Liman Kanunu, profesyonel balıka- damlan için Boğaz'da dalma- yı izne tabi tutmaktadır. Bu ya- sanın bilim adamlannı baglayı- cı hiçbir yanı yoktur. Ben dal- gıç yetiştiririm. liman Başkan- hgYna başvuran daJgiçlanıı hep- sinin diplomasında benim im- zam vardır. İfade vermeye git- meyeceğim" diyen öztürk daha sonra şunları söyledi: "Liman Başkanlığı'nın asli görevleri vardır. Beni enterne edeceklerine, gemiyi enterne et- meye çalışmalan gerekir. Bana karşı çıkmalannın nedenini bil- miyonım. Net bir fikrim yok. Ama şunu kesin olarak ifade edebilirim ki ben onlar gibi dü- şünmüyorum, çünkü doğrusu bn değil. Bu entelektüel bir problem. tsterse liman Başkan- lığı yerine Devlet Gnvenlik Mahkemesi gelsin. benim dav- ranışım değişme>ecekür." Liman Başkanhğı'nın elinde, kendisinde bulunan sofistike aletler bir yana, doğru dürüst malzeme bile bulunmadığmı be- lirten öztürk, ifade çağnsını al- dıktan sonra Liman Başkanıı- ğı'na gönderdiği bir yazıyla, "keudisine gönderilen yazıdan hiçbir şey anlaşılamadıginı, han- gi yasaya göre ifade almak iste- nildiğinin, bu konuda Liman Başkanhğı'nın ne tür bir ehliye- te sahip olduğunun belirsiz ol- duğunn, uygulanması gereken yasal prosedürün de kendisine büdirilmesini" talep etti. Bilim adamı öztürk, sorunu şimdi uluslararası forumlara ta- şımayı planlıyor: Green Peace ya da Avrupa Topluluğu. Yıl- larca uluslararası sularda, Fran- sa, Ispanya, Belçika, Danimar- ka, Kıbns, Yunanistan gibi ül- kelerde araştırmalar yaptığını, bugüne kadar böylesi bir uygu- lamayla hiç karşüaşmadığını be- lirten Öztürk, "Bu da varmıs, ashnda eğleniyonım, çok ko- mik. Ben, Avnıpa Dalış Tekno- lojisi Komftesi üyesi bir Türk bi- lim adamıyım. Liman Başkan- hğı'na sözlii başvuruda bulun- muştum. Çalışmak istiyorum, üsteUk para da istemiyorum, bu bal börektir. Neden karşı çıkar- lar anlamak mümkün değil" dedi. KITlere büyük operasyon ANKARA (Cumhuriyet Bü- "Bu mûcadele bir vergi refor- rosu)- Siyası parti liderlerı. mundan geçmekte ve onun öte- Dünya Ekonomik Forumu- sinde bir KİT reformunu ve nca duzenlenen toplantıda KİT'lerin özelleştirilmesi süre- uluslararası iş çevrelerine eko- cini içermekte. Bu, Türkiye'nin nomik konulardaki görüşleri- cumhuriyet tarihinde yaptığı ni anlattılar. Ekonomiden enzor\eencesurişlerdenbirisi sorumlu Devlet Bakanı Tansu olacaktır. Reformlar kola> ya- Çillerin "KİT'ler konusunda pılmaz. Reformlar, reformları Cumhuriyet tarihinin en cesur başlatanları. eğer kısa zaman- önlemlerini almaya hazırlanı- da sonuç almazlarsa üstünden yoruz" dediği toplantıda. silindir gibi geçen bir nitelik ta- ANAP Genel Başkanı Mesut şırlar. Biz bunu bilerek, ama Yılmaz. hükümetin hazırladı- bunun cesaretivle bu konudaki ğı zam paketiyle iki vıllık enf- lasyonu halka yüklemeye ça- lıştığını savundu. SHP Genel Başkanı ve Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, özelleştirmeye değil azmimizi anlattık." Türkiye'de enflasyonun önümüzdeki aylarda düşme- yeceğıni. hatta ilk aylarda yukarı çıkacağını vurgulayan Çiller, "Bu bizim elimizde olan programın muovunun sonuçlannı hissedeceğini ka- bil- "özelleştirme için özelleştirme- bir olay değildir. Bu, bizim dev- ye" karşı olduklannı söyledi. raldığımız tablonun bir icadı- RP Liden Necmettin Erbakan dır" diye konuştu. Stabilizas- geçmişten bugüne hükümetle- yon programlan için 500 gün rin izlediği Avrupa Topluluğu istediklerini anımsatan Çiller. politikasını eleştirdi. DSPGe- ancak bu süreden önce bu nel Başkanı Bülent Ecevit de, hükümet programının özelleş- tirme ve devletin yeniden ya- pılandınlması konulannda partisinin programına benze- diğini söyledi. Dünya Ekonomik ForumıT- nca duzenlenen ve önceki gün Ankara'da başlayan toplantı dün sona erdi. Basına kapalı olarak yapılan toplantıdan sonra konuşmacılar birer ba- sın toplantısı düzenleyerek konuşmalan hakkında bilgi verdiler. Toplantıda bir konuşma ya- pan Devlet Bakanı Tansu Çil- ler, Türkive'de enflasyon oranı yüzde 10'u aşmayan "sürekli" bir istikran kurma- ya çalıştıklarını söyledi. Küre- selleşme ve entegrasyon süre- cinde Türkiye'nin dünya fı- yatlannı yakalamak zorunda olduğunu vurgulayan Çiller, "Eğer biz dünya ile entegre olacaksak oraya doğru gitme- miz lazım. İ cretliler toplu de- ise bıraktığınız zaman sistem yüzde 60-70 enflasvonu kendi- İiğinden üretiyor. Biz bu siste-> mi ve düzeni değiştirme\i amaçlıyoruz. Biz, birkaç yıl sonra gelip bu memleketin ida- resine el koyacaklara devral- dıkları sistemin yüzde 10'ları aşmayan bir enflasyon üreten bir sistem olmasını istiyonız." Geçen hükümetten kalan borçlann 3O trilyon liralık bö- lümünün silineceğini ifade eden Çiller, bir gazetecinin. Mesut Yılmaz'ın hükümet programının dış ekonomik çevrelerde çok "net" bulun- madığı şeklindeki sözlerini iletmesi üzerine, "Dış kamuo- yunu Sayın Mesut Yılmaz'dan değil, dış basından incelemek lazım" dedi. SHP Genel Başkanı ve De\- let Bakanı Başbakan Yardım- cısı Erdal İnönü, hükümetin kuruluşunda izlenen yönte- min güven havasının doğma- si bir arada takip edilecek he- defler olduğunu söyledim. Demokrasivi kurmak ve yaşat- mak, ekonomiyi enflasyonsuz, sağlıklı bir büyümeye kavuş- turmak ve gelir dağılımını dü- zeltmek sosyal demokrasinin temelidir ve bu üçü beraber ta- kip edeceğimiz hedeflerdir. Onun için başarı tümüyle de- ğerlendirilecektir." Bakanlıklann iki parti ara- sında dağılmış olmasının hü- kümetin "ortak karar" alma- sını engellemeyeceğini vurgu- layan İnönü. SHP-DSP birleş- mesinin gündeme gelip gelmediği sorusuna. "Hayır, bu konu anlaşılan artık unutul- muş. İlk defa gündeme gel- medi"yanıtını verdi. ANÂP Genel Başkanı Me- sut Yılmaz da toplantıda AT- ye üyelik ve enflasyonla müca- dele konulannda partisinin görüşlerini anlattığını söyledi. Yılmaz, hükümetin "fiyat- maliyet" dengesini aşacak öl- En cesur önlem Dünya Ekonomik Forumu'nda konuşan Devlet Bakanı Tansu Çiller şöyle dedi: "KİT'ler konusunda cumhuriyet tarihinin en cesur önlemlerini almaya hazırlanıyoruz." Devlet Bakanı İnönü ise özelleştirme için özelleştirmeye karşı çıktı. Halka jük Forumda konuşan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, hükümetin zam paketi ile iki yıllık enflasyonu halka yüklemeye çalıştığını savundu. dirdi. Çiller stabilizasyon programlarında "tek adet bi- le" zam bulunmadığmı, zam- lan iflas etme noktasına geldi- ğıni belirttiği KİT yöneticile- ri- nin yürürlüğe koyduklannı ğerden dünyada ne alıyorsa, sonunda onu da alacaklar. Reel faizler özellikle ticaret yaptığı- mız ülkelerde ne ise Türkiye'de de o olmak mecburiyetindedir" görüşünü ortaya koydu. Çil- ler toplantıda. enflasyonla müca- delede çok kararlı olduklannı anlattığını vurgulayarak şun- ları söyledi: söyledi. Kendilerinin bu zam- ların düşük tutulması yönün- de önerileri olduğunu da vur- gulayan Çiller, şöyle devam etti: "Biz, bizden sonra gelecek nesillerin de devraldıkları eko- nomilerde kronik yüzde 60-70 enflasyonlarla karşılaşmaya- cakları önlemler almaya çalışı- yoruz. Bu çerçe\e içinde Tür- kiye'deki enflasyon, sadece bir defaya mahsus olmak üzere de- ğil. Diğer ülkelerde nasıl bırak- tığınız zaman sistem kendi için- de çalışır ve bu sistem yüzde 5-10 enflasyon yaratır. Bizde sında önemli bir etken oldu- ğu- nu belirtti. İnönü, ekonomik sorunlarla demokratikleşme programının bir arada ele alındığını belirterelc şöyle ko- nuştu' "Toplantıda bulunarüardan birisi bana, ekonomik konular- la demokratikleşme konuları- nın sanki iki parti arasında bölünmüş gibi olduğunu belir- terek 'O açıdan siz demokra- tikleşme konusunu kısa za- manda sağlarsanız işiniz bıtmiş mi olacak veya ekono- mide başarı sağlanmazsa siz onun yükünü üzerinize alma- yacak mısınız' diye bir soru sordu. Ben de bizim anlayışımı- za göre ekonominin düzeltil- mesivle, gelir dağılımının dü- zeltilmesiyle demokratik kusurlardan kurtulmanın, hep- çüde bir zam paketi hazırladı- ğını öne sürerek "Bizim bırak- tığımız ekonomi aşırı fiyat artışlarını gerektiren bir eko- nomi değildi" görüşünü sa- vun- du. KİT ürünlerinde zaman zaman fiyat ayarlaması yapıl- masmın zorunlu olduğuna işaret eden Yılmaz, "Ama bu- nun devlete gelir sağlanması için yapılması yanlıştır \c halk açısından en zor yol budur" di- ye konuştu. Yılmaz, kendileri- nin seçim öncesinde bazı fiyat ayarlamaları için geç kaldıkla- nnı. ancak şu anda öngörülen fiyat artışlannın 1992 yılını da kapsayacak şekilde planlandı- ğını öne sürdü ve "Bununla yapılmak istenen, zamlann ANAP hükümetine ait olduğu izlenimini yaratmaktır" diye konuştu. Yılmaz, toplantıda koalisyonun dağılması halın- de DYP-ANAP birleşmesinin gündeme gelip gelmeyeceği- nin sorulduğunu belirterek şunlan söyledi: "Şu anda bir kehanette bu- lunmak istemediğimi. ama bu- günkü başbakamn 'Demokrasi içinde çare tükenmcz' görüşü- ne katıldığımı, ortaya çıkacak şartlara göre bütün partilerin ülke menfaatlerini ön planda tutarak kendi sorumluluklan- nın gereğini yapmak zorunda olduklannı söyledim." DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ise konuşmasından sonra. toplantıda kendisine yöneltilen sorulan aktanrken "Tabii, o ezeli, ebedi soru SHP-DSP farkı da gündeme geldi" dedi. "SHP'nin tutar- sız, DSP'nin ise daha tutarlı bir yapıya sahip olduğunu söyle- dim" dıyen Ecevit. "SHP'nin karmaşık yapısının özellikle Güneydoğu konusunda çok tehlikeli sonuçlar doğurabile- ceğini" ifade etti. RP Lideri Necmettin Erbakan ise top- lantıda "adil düzen"i anlattığı- nı ve Türkiye'nin AT konu- sundaki politikalarını eleştir- diğini söyledi. Erbakan, "Bi- zim kanunlanmızı siz yapın diye Batı kapılarında gidip yal- varıyorlar, yazıklar olsun" di- ye konuştu. Öte yandan, Dünya Ekono- mik Forumu Başkanı Schwab, toplantıdan sonra Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından da kabul edildi. Schwab, toplantıyla ilgili so- rulan cevaplarkeri toplantının Demirel'in kararlılığını gös- termesi bakımından olumlu bir "başlangıç" sayılabileceği- ni ve Türkiye'ye güveni arttı- racağını söyledi. Yabancı ya- tırımcıların özelleştirme ve Avrupa ile entegrasyon konu- lanna özel bir önem verdikle- rini anlatan Schwab. Tür- kiye'nin KİT'leri holdingleş- tirdikten sonra özelleştirmesi- nin tek çıkar yol olarak göründüğünü belirtti. Schvvab, Türkiye'nin AT ve girmesinin Avrupa'nın da çı- karına olacağını vurgulaya- rak. din farklılığının sorun yaratacağını sanmadığını da sözlerine ekledi. Türkiye'nin barcu 10 yılda yüzde 150 arttı Dış borçlar 49 milyar dolara çıktı WASHINGTON/ANKARA (AA) — Türkiye'nin toplam dış borçlan 1980-90 döneminde yüzde 157 oranında artarak ge- çen yıl sonunda 49 milyar dola- n aştı. Bu arada Türkiye'nin bu yıl sonu itibanyla karşılanması gereken finansman açığmın 72.2 trilyon lira olduğu hesaplandı. AA muhabirinin Dünya Banka- sı tarafından yayımlanan "1991 Yılı Dünya Borç Tablolan" baş- lıklı raporundan elde ettiği ve- rilere göre 1980 yüı sonunda 19 milyar 119 milyon dolar olan Türkiye'nin dış borç rakamı 1990 yılında 49 milyar 149 mil- yon dolara ulaştı. 1990 yılı so- nu itibanyla toplam dış borcun 39 milyar 649 milyon dolarlık bölümü uzun vadeli, 9 milyar 500 milyon dolarlık bö- lümü ise kısa vadeli borç olarak alındı. Türkiye'nin toplam dış borç- lannın Gayri Safı Milli Hasıla- ya oranı da 1990 yılı sonunda yüzde 46.3 olarak gerçekleşti. Böylece dış borç rakamında- ki artışın GSMH artışınca tela- fı edilmesi nedeniyle dış borçla- nn GSMH'ye oranı 1985 yıhn- dan bu yana en düşük düzeye in- di. Türkiye'nin dış borçlanrun GSMH'ye oranı 1987 yılı başın- da yüzde 61.6'ya yükselmişti. öte yandan HDTM, Maliye ve Gümrük Bakanlığı ile DPT'nin hükümete sunduğu ekonomik rapora göre 1990 yılı sonunda 49 milyar dolar olan dış borç stoku, 1991 yüı eylül so- nu itibanyla 45.7 milyar dolara geriledi. Dış borçlardaki bu azalma, ABD Dolan'nın Körfez savaşı sonrasında diğer paralar karşısında değer kazanması, ay- nca Dresdner hesabının düşük göstermesinden kaynaklandı. Öte yandan Türkiye, 1991 yı- lında yaklaşık 4.8 milyar dolar- lık dış borç kullandı, anapara ve faiz ödemeleri olarak da toplam 7.1 milyar dolar dolayında borç ödemesi yapn. Böylece Türkiye, geçen yıl en fazla dış borç kullandığı ve borç ödemesi yaptığı ikinci yılını ya- şadı. 1988 yılında ise Türkiye 7 milyar 343 milyon dolarlık dış borç kullanmış, 7 milyar 496 milyon dolarlık da toplam dış borç geri ödemesi yapmıştı. Türkiye'nin geçen yıl kullan- dığı dış borcun tamamı uzun va- deli olurken borç geri ödemele- rinin ise yaklaşık 6.5 milyar do- lan uzun vadeli borçlara ilişkin- di. Bu arada Türkiye'nin bu yıl itibanyla karşılanması gereken finansman açığının 32.3 trilyon lirasıru bütçe açığı oluşturdu. Aynca 31.1 trilyon lira iç borç anapara ödemeleri ile 8.8 trilyon lira karşılığı dış borç anapara ödemesinden kaynaklandı. Hazine"nin söz konusu fi- nansman açığının tahvil ve bo- no satışı, dış borçlanma ve Mer- kez Bankası'ndan kısa vadeli avans kullanımı yoluyla fınan- se edilmekte olduğunu ifade eden yetkililer, açığın 66.3 tril- yon liralık bölümünün bu kay- naklardan sağlandığını söyledi- ler. Aynı yetkililer, geri kalan 5.9 trilyon liralık açığın ise 1992 yı- lına devredileceğini kaydettiler. Verilen bilgiye göre Hazine 1 nin 1991 yılı sonuna kadar öde- mesi gereken 72.2 trilyon lira tu- tanndaki finansman açığının 66.3 trilyon liralık bölümü şu kaynaklardan karşılanacak: "Bono satışmdan 32.7 trilyon lira ve tahvil ihracından da 11 trilyon lira olmak üzere toplam 43.7 trilyon lira iç borçlanma. Merkez Bankası kaynaklann- dan 12 trilyon lira tutannda kı- sa vadeli avans kullenımı. 10.2 trilyon lira karşılığı da dış borç ve 500 milyar lira ban- ka kullanımı." Sözen, Dalan'ı arazide (Baştarafi 1. Sayfada) lunduğunu bildirdiler. İstanbul Büyükşehir Beledi- yesi avukatlan da kamu malla- n üzerinde şan ve şöhret edin- mek amacıyla işlem yapıldığını savundular. Bedrettin Dalan'ın belediye başkanlığı döneminde belediye- ye ait yedi arsa, Dalan'ın baş- kanlığını yaptığı İstanbul Eğitim Vakfı'na satılmış, Nurettin Sö- zen belediye başkanı olduktan sonra ihalenin usulsüz yapıldı- ğı gerekçesiyle saüş işlemini ip- tal ederek arsalan geri atnustı. İstanbul Eğitim Vakfı'nın bu karara karşı açtığı davada da İs- tanbul 6. İdare Mahkemesi sa- tış işlemini hukuka aykın bula- rak davayı reddetmişti. İdare Mahkemesi'nin aldığı bu karar üzerine vakıf temyize başvurdu. Başvuru, Daruştay 10. Dairesi'nde görüşülerek ka- rara baglandı. Danıştay 10. Da- iresi'nin bu karan oybirliğiyle onandı. Danıştay'ın bu karanyla sa- tış işleminin hukuka aykınlığı kesinleşti. Bu aşamada vakıf "tasfaih-i karar" isteminde bu- lunabilecek. Bu tür bir talepte bulunulması durumunda karar Danıştay 10. Dairesi'nce tekrar gözden geçirilebilecek. Yasaya göre tashih-i karar istemi kara- nn yürütülmesine engel olmu- yor. Danıştay'ın karanndan son- ra görüştüğümüz Nurettin Sö- zen, vakfın arsalarının tekrar belediyeye gecmesinin söz konu- su olduğunu söyledi. Geçmiş döneme ait hukuk savaşının sür- duğünü kaydeden Sözen şunla- n söyledi: "Söz konusu arsalar geçmiş dönemde belediyenin malı iken İstanbul Eğitim Vakfı'na çok düşük fiyatlarla satılmış. Bu sa- tış işlemi başmdan sonuna ya- salara aykın. Vakfın üyeleri vakfı belediye cahşmalanyta bii- tünleşen bir vakıf olarak düşün- müsler. Ancak Vakıf Başkanı belediyenin en üst düzey yöne- rJcfleriydi. Danıştay'ın bu karan bir hukuk zaferidir. Bu hnkuk mücadelesini sürdürecegiz." 6 Duvar bizim' kavgası (Baftarafı 1. Sayfada) sup öğrenciler arasında pankart asma nedeniyle bir süredir ya- şanan gerginük ve tartışmalar 2. kez çatışmaya dönüştü. öğle sa- atlerinde kantinde toplanan karşıt görüşlü öğrenciler, duvar- lara pankart ve afış astılar, kar- şılıklı sloganlarla tansiyonu yükselttiler. Daha sonra masalan kullana- rak barikat oluşturan sol görüş- lü öğrenciler, önceden hazırla- dıkları molotof kokteylleri, so- pa ve zincirlerle karşıt gnıba sal- dırdılar. öteki grubun da sopa ve zincirlerle karşılık verdiği ça- tışma sırasında ortalık tam bir savaş alamna döndü. "Müslüman Gençük" adlı gruptan 5 öğrenci, atılan molo- tof kokteylinden yaralandı. Bu öğrencilerin yüz ve ellerinde ya- nık izleri bulunduğu ve elbise- lerinin de yandığı görüldü. Ya- ralı öğrencilere ilk müdahale okul revirinde yapılırken Clhan- gir Yüdız adh öğrenci de Tak- sim İlkyardım Hastanesi'ne kal- dınldı. Çatışma sırasında kantin ve yemekhane tahrip oldu. Bura- lardaki masa ve sandalyelerin bir bölümü de yandı. Atılan molotof kokteyllerinin yol actıgı yangın da söndürüldü. Söndür- me çahşmalanmn son aşaması- na daha sonra olay yerine gelen itfaiye birlikleri de katıldı. 130 fizikçi Edirnede EDİRNE (AA) — Trakya Üniversitesi'nce duzenlenen "Uluslararası Matematiksel Fi- zik Konferansı" dün başladı. Organizasyon Komitesi Baş- kanı Prof. Dr. Askeri Baran, yapüğı açış konuşrnasmda kon- feransa İtalya'daki Trieste Ulus- lararası Teoa». Fizik Merkezi ve Tü'-Hye riilimsel Araştırma Ku- ramu'nun maddi destekte bu- lunduklannı bildirdi. Açılışta konuşan Edir- ne Valisi Necati Bilican da bilim adamlannın önemli sorumlu- luklar taşıdığıru söyledi. Müslüman Gençlik" grubu olaydan sonra merkez binada toplanarak gösteri yaptı. Tekbir getiren grup, saldınyı protesto etti. Olay yerine gelen güvenlik kuv- vetlerince yapılan araştırmalarda da kavga alanında kullanılmamış bazı molotof kokteylleri bulundu. Olayla ilgili gözaltına alınan öğ- renci olmadığı bildirildi. Yüdız Üniversitesi'nde geçen hafta yine karşıt görüşlü öğren- ciler arasında çıkan çatışmada sol görüşlü 5 öğrenci taşla yara- lanmıştı. \argıtay (Baftarafı 1. Sayfada) ğı kira arttırım davası nedeniy- le verdi. Ev sahibinin yerel mahkeme- ye açtığı dava, kira sözleşmesi- nin taraflan bağlayacağı, ancak sözleşmenin sona ermesinden sonra görüşülebileceği gerekçe- siyle reddedildi. Ev sahibinin temyiz başvurusu üzerine anlaş- mazlığı görüsen Yargıtay 13. Hukuk Dairesi kararı oybirU- ğjyle bozdu. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'- nin karar gerekçesinde şöyle de- nildi: "Uzun dönemU sözleşmeler- de ekonomik koşullarda önce- den kestirilemeyen olağanüstü degişiklik olduğu ve bu durn- mnn sozkşmedeki taraflann ya- rar dengesini aşın derecede et- kileyip bozduğu takdirde hâki- min sözleşmeye müdahalesi is- tenerek kira parasımn günün ekonomik koşoDara uyarlanma- sı talep edUebOir. Bu durnmda hukuksal niteli- ği ynkanda açtklanan davalann sözlesme süresinin bitmesinden evvd açılabttecegi, davamn ken- dine özgn özelligi ve amacmın tabii sonucundan ileri geldiği çok açıktır. Mahkemece yanltş yorum ya- pılarak davamn reddine karar •erilmesi, usul ve yasaya aykı- ndır. Uyuşmazlıgın esası ince- lenmeli, taraflann toplanan de- lil ve karşı delilleri değeriendi- rilmeli, sonuca göre karar veril- meUdir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle