Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17ARALIK1991**** HABERLERİN DEVAMI CUMHURtYET/19
OLAYLARIN Zamlar serbest bırakıldı
ARDENDAKI
GERÇEK
(Baftarafı 1. Sayfada)
Onun içindir ki kan döktü-
ğü sürece PKK, bu devletin
giiçlerini karşısında bulmaya
devam edecektir.
Bu yalın gerçeği kimse göz
ardı etmesin!
Bugün siyasal iktidarda bu
iilkede ilk kez "KUrt realitesi"
ni kabul ettiğini kamuoyuna
resmen açıklamış olan bir ko-
alisyon hükümeti bulunuyor.
DYP ve SHP'nin birlikte oluş-
turduklan bu karma hûkümet,
Kürt sorununun demokrasi ve
insan hakları çerçevesinde Pa-
ris Şartı'na da uygun olarak çö-
Züleceğini programma koymuş-
ÎUT. Terör ve şiddeti reddetmek
koşuluyla her türlü fıkrin ör-
gütlü bir biçimde siyaset sahne-
sinde yer almasına da karşı de-
ğildir bu hükümet.
Kısacası yeni anayasal ve ya-
sal düzenlemelerle siyasal tari-
himizin en anlamh demokrasi
reformunu gündeme getirmiş
bir hükümet işbaşında bulunu-
yor.
Bu konuda Başbakan Demi-
rel'le Başbakan Yardımcısı Inö-
nü'nün gerçekten iyi niyetli ve
içten olduklanna kuşku yoktur.
Yeterince acı çekilmiştir, çe-
kilmeye de devam ediliyor.
Oysa sorunun demokrasi ve
insan haklan bağlamında çözü-
mü için ülkemizin önünde ta-
rihsel bir fırsat vardır. Eğer
bağnaz ve şoven yaklaşımlarla
bu fırsat kaçınlırsa çok yazık
olur.
Işte o yüzden HEP kongre-
sini bir PKK şovuna dönüştü-
renler bir an durup düşünme-
lidirler, ne yapıyoruz diye...
• • •
Genelkurmay:
Askeri
tesisler
bizebile
yetmîyor
ANKARA (Cumhuriyet Bö-
rosu) — Orduevleri ve askeri
dinlenme tesislerinin sivUIerin
kullanımına da açılması yolun-
daki önerilere ilişkin görüş bil-
diren Genelkurmay Başkanlığı
"Ord«vteri ve askeri dinlenme
tesisleri askeri personeün Ihtiya-
cına bile yetmemektedir" dedi.
Kültür Bakanı Fikri Saglar ile
Turizm Bakanı Abddlkadir
Ateş'in bfr süre önce gazetemi-
ze yaptıklan açıklamada dile ge-
tirdikleri öneri üzerine Cumhu-
riyet'in sonılannı yanıtlayan
Genelkurmay Başkanlığı, bu tür
kuruluşlann statüsünün yasay-
la belirlenmiş olduğunu anım-
sattı. TSK (Türk Silahlı Kuvvet-
leri) Iç Hizmet Kanunu gereğin-
ce kurulmuş bulunan orduevle-
rinin sayısının 65 olduğunu, 20
tane de askeri eğitim ve dinlen-
me merkezi bulunduğunu bildi-
ren Genelkurmay, 8299 yatak
kapasiteli orduevlerinin yetersiz
kaldığını belirtti.
Bir askerin askerlik hayatı
boyunca 15-30 kez tayin oldu-
ğu kaydedilen Genelkurmay'ın
açıklarnasına şöyle devam edil-
di:
"Andan tesislerin miktar ve
kapasite olarak yetersiziiği ne-
deniyte kanuni faydalanma hak-
kı olan personele bile orduevle-
rinde yeterii hizmet verileme-
mektedfr. Hatta tayin durumla-
nnda personel ve aileleri bazı
gecelerini dinlenme salonlann-
daki kohnklann özerinde geçir-
mekte, yatak temin edilemeyen
penoneUn bir kısmı ünifonna-
lanyla mtitenasip oteDerde gece-
lemek dnramnnda kaldıklann-
dan hararahlannın çok iistiin-
de para ödemek zornnda kal-
maktadırlar."
Askeri kamplann sezon için-
de dinlenme, sezon dışında da
eğitim amaçlı kullanıldıgı ifade
edilen açıklamada, yetersizlik
yüTünden subay ve emekli su-
baylann 6-7 yüda bir astsubay
ve emekli astsubaylann da 12-13
yüda bir kampa gidebildiği be-
lirtildi.
Bu arada kent merkezlerinde-
ki askeri tesislerin kent dışına
taşınmaları konusuna ise
"olumln" yaklaşım gösteren
Genelkurmay Başkanlığı, "bu
tür tekBflere açık olduğunu '
bildirdi.
Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanlığı'nın bu yöndeki öne-
risi üzerine konunun değerlen-
dirildiği belirtilen Genelkurmay
açıklamasında şu görüşlere yer
verildi:
"Bu konuda Genelknrmay
Başkanlığı, karargflhlar hariç
olmak üzere uygun görülecek
diğer askeri tesislerin kent dışı-
na taşınahUmekri için ulaşun ve
altyapı sornnlan olmayan, ny-
gnn Hazine arazileri bulnnmak,
tasınacak askeri tesisler için ge-
rekB iskân tesisleri ve benzeri
initderi belediye ve yerel kuru-
hıslarca insa edilmek kaydıyla
ve karşılıklı bedel tespiti yapıl-
mak suretiyk gerçekleştirifebUe-
cefini degerlendinnişrir.
Bo konada belediyece kurnl-
Hası öoerilen yEhyn» komisyo-
•n içinde MilH Savnnma Bakan-
kftı « UgUi kuvvet komutanlıgı
tentsUcVerinin de buhınması uy-
gun görülmüştıir."
(Başrarafı 1. Sayfada)
ran 282 milyar lira ile kanuni ta-
kibe alınan 711 milyar lira kre-
dinin vansının alü ay içinde, geri
kalanının 1992 yılı sonuna ka-
dar ödenmesi kaydıyla tahak-
kuk eden 295 milyar liranın ta-
mamınuı toplamından oluşan
577 milyar lira faizin silinmesi-
ni kararlaştırmıştır. Böylece bir
milyon 398 bin 660 kttçük çift-
çiye ödeme kolaylığı saglamış-
ör."
Bakanlar Kurulu'nun Bağ-
Kur sigortalılarının durumunu
da görüştüğünü bildiren Gönen,
30 Kasım 1991 tarihi itibanyla
prim borçlaruun asıllarmın dört
eşit taksitte ödenmesini karar-
laştırdığını söyledi. Gönen, bu
karara göre Bağ-Kur sigortalıla-
rının prim borçlanrun dörte bi-
rini en geç 28 Şubat 1992, dört-
te birini 30 Nisan 1992, dörtte
birini 30 Haziran 1992 ve geri
kalan dörtte birini de 30 Ağus-
tos 1992 tarihinde ödemeleri du-
rumunda tahakkuk etmiş gecik-
me zammı ve faiz borçlannın af-
fedilmesini kararlaştıridığını, bu-
nun 2.5 trilyon lira tuttuğunu
bildirdi. Gönen, ilk taksidi öde-
yenlerin hapis cezası ile hacizle-
rinin kaldınlacağını belirtti. Ba-
kanlar Kurulu'nun yann saat
16.00 ve perşembe günü saat
10.00'da toplanaeağını söyleyen
Gönen, daha sonra gazetecilerin
KlT ürünlerinin zammına iliş-
kin sorulannı şöyle yanıtladı:
— Toplantıda ekonomik so-
nınlar ele alınmadı mı?
GÖNEN — Görüşüldü. Çar-
samba (yann) ve perşembe gü-
nü tekrar üzerlerinde çalışma
karan alındı.
— KİT iiriinlerine zam yapıl-
ması gündeme gelmedi mi?
GÖNEN — Zam konusu, ge-
çen hükümetin uygulamalarının
bir sonucuydu. Zaten bir kısmı-
nı yaptılar, geri aldılar. Bizim
hükümetimizin uygulamalan,
stabilizasyon programımız ocak
ayından itibaren başlayacak.
Programımızda KlTlerin özerk-
leştirilmesi, özelleştirilmesi he-
defımiz vardır. Zaten mevzuat,
KlT'lerin kendi fiyat ayarlama-
larını kendilerinin yapmasını
öngörmekte. Esas olarak KlT'-
lerin kendi ayaklan üzerinde
durmalan kaidedir. Bu kaide
çerçevesinde KİTler, eskiden ol-
duğu gibi fiyat ayarlamalarını
yapacaklar.
— Hükümetinizin öncelikli
hedefi, enflasyonu düşürmek.
Bundaki en büyük pay da kamu
açıklarının azalulmasında ola-
cak. Enflasyonu düşüreceğiz de-
diğinize göre KİT zammının ne
kadar olduğunu da biliyor mu-
sunuz?
GÖNEN — Hükümet prog-
ramımızda enflasyonu düşürme
karanmız ve kararlılığımız var-
dır. Biz bundan dönmüş değiliz.
Kamu açıklarının azaltılması ve
diğer tedbirlerimizi de kademe
kademe alacağız.
— Ocak aymda uygnlamaya
başlayacağımz stabilizasyon
programına kadar KİTTer üriin-
lerine zam yapacak mı yapma-
yacak mı?
GÖNEN — Bildiğiniz gibi
KlTlerin fiyat ayarlamasının bir
kısmı hükümetimizden önce ya-
pılmış ve geri alınmıştı. Bunlar
oluşmuş şeyler. Geciktirilmiş ka-
rarları, kendileri nasıl yaparlarsa
yaparlar. Zamla ilgili hüküme-
timizin karan yok.
— Sizden önceki hükümet,
'Zam yapmayın' tattmaü vermis-
ti. Ve zamlan durdurmuştu. Si-
zin hükiimetinizin 'Zam yap-
mayın' talimatı var mı?
GÖNEN — Bizim hükümeti-
mizin zam yapın veya yapmayın
yönünde bir karan yok.
— Ekonomiden sorumlu
Devlet Bakanı Tansn Çiller,
'KlTlere zamlan düşük tutma-
ları için tavsiyede bulunuldu-
ğunu' açıkladı.
GÖNEN — Programımızda-
ks hedefrmiz Ktrieri özerkleş-
tirme Onlann, kendilerini ayak-
ta tutacaklan, özerk olarak ça-
lışacaklan ortamı yaratmayı he-
defiiyoruz. KlT'lere fiyat ayar-
lamalanmn hükümetçe yapıl-
ması istisnadır. Bu tür istisnai
bir kararla KtT fiyat ayarlama-
lannı hükümetin gündemine ge-
tirmedik. Zam diye bir konu
gündemünize gelmemiştir.
Liman Başkanlığı koyun gemisine 'izinsiz' dalan bilim adamı Bayram Öztürk'ü sorguluyor
Koyunu bıraktılaı; dalgıca taktüar
İstanbul Liman
Başmüdürlüğü, koyun
yüklü batık gemiyi
inceleyen Doç. Bayram
Öztürk hakkında,
izinsiz dalış yaptığı
gerekçesiyle
soruşturma başlattı.
tstanbul Haber Servisi —
Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı ts-
tanbul Liman Başkanlığı, ko-
yun yüklü batık geminin duru-
munu saptamak ve fotoğrafla-
nnı çekmek üzere ekibiyle bir-
likte Boğaz'da dalış yapan Yrd.
Doç. Dr. Bayram Oztürk'ü ba-
tık gemiden "daha biiyük bir
tehlike" olarak görüp soruştur-
ma başlattı.
"Bofaz'da batık vaziyette
bulunan Rab-Union 18 adlı ge-
miye izinsiz dalış yaptığı tespit
edilen" öztürk, salı günü me-
sai saati bitimine kadar ifade
vermek üzere istanbul Liman
Başmüdürlüğü'ne çağrıldı.
"Sanki bir orijinallik yapıyor-
muşçasına koyunlaria özdeşleş-
tirilmesine" son derece öfkele-
nen öztürk ise "Öne çıkanJ-
maktan rahatsızım. Ben bir in-
sanım... Ben bir vatandaşım...
Ben aydın olmanın sorumlulu-
ğunu taşıyorum. Boğaz'da otu-
ruyomm ve biliyorum ki bir gün
aynı tür bir kazanın benim evi-
min önünde ya da sizin evinizin
önünde tekrarlanmasını kimse
engeOeyemez" diyerek duygula-
nnı ifade etmeye çalışıyor.^
Sessiz kalmaktan rahatsızlık
duyduğunu, sessiz kalamayaca-
ğını belirten İstanbul Üniversi-
tesi Su Ürünleri Yüksek Okulu
öğretim görevlisi öztürk, Li-
man Başkanlığı'ndan gelen ifa-
de verme çağnsına uymayacağı-
m söyledi.
"Ben bir bilim adamıyım.
KOVl N, ADAYA VTJROU — Bogaz'ın dibindeki ko>unlardan biri de Burgaz Ada kışısına vurdu. (Fotoğraf: KÂMİL NLASARACI)
Konulan bu yasaklar hiçbir şey
ifade etmez. 618 sayılı Liman
Kanunu, profesyonel balıka-
damlan için Boğaz'da dalma-
yı izne tabi tutmaktadır. Bu ya-
sanın bilim adamlannı baglayı-
cı hiçbir yanı yoktur. Ben dal-
gıç yetiştiririm. liman Başkan-
hgYna başvuran daJgiçlanıı hep-
sinin diplomasında benim im-
zam vardır. İfade vermeye git-
meyeceğim" diyen öztürk daha
sonra şunları söyledi:
"Liman Başkanlığı'nın asli
görevleri vardır. Beni enterne
edeceklerine, gemiyi enterne et-
meye çalışmalan gerekir. Bana
karşı çıkmalannın nedenini bil-
miyonım. Net bir fikrim yok.
Ama şunu kesin olarak ifade
edebilirim ki ben onlar gibi dü-
şünmüyorum, çünkü doğrusu
bn değil. Bu entelektüel bir
problem. tsterse liman Başkan-
lığı yerine Devlet Gnvenlik
Mahkemesi gelsin. benim dav-
ranışım değişme>ecekür."
Liman Başkanhğı'nın elinde,
kendisinde bulunan sofistike
aletler bir yana, doğru dürüst
malzeme bile bulunmadığmı be-
lirten öztürk, ifade çağnsını al-
dıktan sonra Liman Başkanıı-
ğı'na gönderdiği bir yazıyla,
"keudisine gönderilen yazıdan
hiçbir şey anlaşılamadıginı, han-
gi yasaya göre ifade almak iste-
nildiğinin, bu konuda Liman
Başkanhğı'nın ne tür bir ehliye-
te sahip olduğunun belirsiz ol-
duğunn, uygulanması gereken
yasal prosedürün de kendisine
büdirilmesini" talep etti.
Bilim adamı öztürk, sorunu
şimdi uluslararası forumlara ta-
şımayı planlıyor: Green Peace
ya da Avrupa Topluluğu. Yıl-
larca uluslararası sularda, Fran-
sa, Ispanya, Belçika, Danimar-
ka, Kıbns, Yunanistan gibi ül-
kelerde araştırmalar yaptığını,
bugüne kadar böylesi bir uygu-
lamayla hiç karşüaşmadığını be-
lirten Öztürk, "Bu da varmıs,
ashnda eğleniyonım, çok ko-
mik. Ben, Avnıpa Dalış Tekno-
lojisi Komftesi üyesi bir Türk bi-
lim adamıyım. Liman Başkan-
hğı'na sözlii başvuruda bulun-
muştum. Çalışmak istiyorum,
üsteUk para da istemiyorum, bu
bal börektir. Neden karşı çıkar-
lar anlamak mümkün değil"
dedi.
KITlere büyük operasyon
ANKARA (Cumhuriyet Bü- "Bu mûcadele bir vergi refor-
rosu)- Siyası parti liderlerı. mundan geçmekte ve onun öte-
Dünya Ekonomik Forumu- sinde bir KİT reformunu ve
nca duzenlenen toplantıda KİT'lerin özelleştirilmesi süre-
uluslararası iş çevrelerine eko- cini içermekte. Bu, Türkiye'nin
nomik konulardaki görüşleri- cumhuriyet tarihinde yaptığı
ni anlattılar. Ekonomiden enzor\eencesurişlerdenbirisi
sorumlu Devlet Bakanı Tansu olacaktır. Reformlar kola> ya-
Çillerin "KİT'ler konusunda pılmaz. Reformlar, reformları
Cumhuriyet tarihinin en cesur başlatanları. eğer kısa zaman-
önlemlerini almaya hazırlanı- da sonuç almazlarsa üstünden
yoruz" dediği toplantıda. silindir gibi geçen bir nitelik ta-
ANAP Genel Başkanı Mesut şırlar. Biz bunu bilerek, ama
Yılmaz. hükümetin hazırladı- bunun cesaretivle bu konudaki
ğı zam paketiyle iki vıllık enf-
lasyonu halka yüklemeye ça-
lıştığını savundu. SHP Genel
Başkanı ve Devlet Bakanı
Başbakan Yardımcısı Erdal
İnönü, özelleştirmeye değil
azmimizi anlattık."
Türkiye'de enflasyonun
önümüzdeki aylarda düşme-
yeceğıni. hatta ilk aylarda
yukarı çıkacağını vurgulayan
Çiller, "Bu bizim elimizde olan
programın
muovunun
sonuçlannı
hissedeceğini
ka-
bil-
"özelleştirme için özelleştirme- bir olay değildir. Bu, bizim dev-
ye" karşı olduklannı söyledi. raldığımız tablonun bir icadı-
RP Liden Necmettin Erbakan dır" diye konuştu. Stabilizas-
geçmişten bugüne hükümetle- yon programlan için 500 gün
rin izlediği Avrupa Topluluğu istediklerini anımsatan Çiller.
politikasını eleştirdi. DSPGe- ancak bu süreden önce bu
nel Başkanı Bülent Ecevit de,
hükümet programının özelleş-
tirme ve devletin yeniden ya-
pılandınlması konulannda
partisinin programına benze-
diğini söyledi.
Dünya Ekonomik ForumıT-
nca duzenlenen ve önceki gün
Ankara'da başlayan toplantı
dün sona erdi. Basına kapalı
olarak yapılan toplantıdan
sonra konuşmacılar birer ba-
sın toplantısı düzenleyerek
konuşmalan hakkında bilgi
verdiler.
Toplantıda bir konuşma ya-
pan Devlet Bakanı Tansu Çil-
ler, Türkive'de enflasyon
oranı yüzde 10'u aşmayan
"sürekli" bir istikran kurma-
ya çalıştıklarını söyledi. Küre-
selleşme ve entegrasyon süre-
cinde Türkiye'nin dünya fı-
yatlannı yakalamak zorunda
olduğunu vurgulayan Çiller,
"Eğer biz dünya ile entegre
olacaksak oraya doğru gitme-
miz lazım. İ cretliler toplu de-
ise bıraktığınız zaman sistem
yüzde 60-70 enflasvonu kendi-
İiğinden üretiyor. Biz bu siste->
mi ve düzeni değiştirme\i
amaçlıyoruz. Biz, birkaç yıl
sonra gelip bu memleketin ida-
resine el koyacaklara devral-
dıkları sistemin yüzde 10'ları
aşmayan bir enflasyon üreten
bir sistem olmasını istiyonız."
Geçen hükümetten kalan
borçlann 3O trilyon liralık
bö-
lümünün silineceğini ifade
eden Çiller, bir gazetecinin.
Mesut Yılmaz'ın hükümet
programının dış ekonomik
çevrelerde çok "net" bulun-
madığı şeklindeki sözlerini
iletmesi üzerine, "Dış kamuo-
yunu Sayın Mesut Yılmaz'dan
değil, dış basından incelemek
lazım" dedi.
SHP Genel Başkanı ve De\-
let Bakanı Başbakan Yardım-
cısı Erdal İnönü, hükümetin
kuruluşunda izlenen yönte-
min güven havasının doğma-
si bir arada takip edilecek he-
defler olduğunu söyledim.
Demokrasivi kurmak ve yaşat-
mak, ekonomiyi enflasyonsuz,
sağlıklı bir büyümeye kavuş-
turmak ve gelir dağılımını dü-
zeltmek sosyal demokrasinin
temelidir ve bu üçü beraber ta-
kip edeceğimiz hedeflerdir.
Onun için başarı tümüyle de-
ğerlendirilecektir."
Bakanlıklann iki parti ara-
sında dağılmış olmasının hü-
kümetin "ortak karar" alma-
sını engellemeyeceğini vurgu-
layan İnönü. SHP-DSP birleş-
mesinin gündeme gelip
gelmediği sorusuna. "Hayır,
bu konu anlaşılan artık unutul-
muş. İlk defa gündeme gel-
medi"yanıtını verdi.
ANÂP Genel Başkanı Me-
sut Yılmaz da toplantıda AT-
ye üyelik ve enflasyonla müca-
dele konulannda partisinin
görüşlerini anlattığını söyledi.
Yılmaz, hükümetin "fiyat-
maliyet" dengesini aşacak öl-
En cesur önlem Dünya Ekonomik Forumu'nda
konuşan Devlet Bakanı Tansu Çiller şöyle dedi:
"KİT'ler konusunda cumhuriyet tarihinin en cesur
önlemlerini almaya hazırlanıyoruz." Devlet Bakanı
İnönü ise özelleştirme için özelleştirmeye karşı çıktı.
Halka jük Forumda konuşan ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz, hükümetin zam paketi ile iki yıllık
enflasyonu halka yüklemeye çalıştığını savundu.
dirdi. Çiller stabilizasyon
programlarında "tek adet bi-
le" zam bulunmadığmı, zam-
lan iflas etme noktasına geldi-
ğıni belirttiği KİT yöneticile-
ri-
nin yürürlüğe koyduklannı
ğerden dünyada ne alıyorsa,
sonunda onu da alacaklar. Reel
faizler özellikle ticaret yaptığı-
mız ülkelerde ne ise Türkiye'de
de o olmak mecburiyetindedir"
görüşünü ortaya koydu. Çil-
ler
toplantıda. enflasyonla müca-
delede çok kararlı olduklannı
anlattığını vurgulayarak şun-
ları söyledi:
söyledi. Kendilerinin bu zam-
ların düşük tutulması yönün-
de önerileri olduğunu da vur-
gulayan Çiller, şöyle devam
etti:
"Biz, bizden sonra gelecek
nesillerin de devraldıkları eko-
nomilerde kronik yüzde 60-70
enflasyonlarla karşılaşmaya-
cakları önlemler almaya çalışı-
yoruz. Bu çerçe\e içinde Tür-
kiye'deki enflasyon, sadece bir
defaya mahsus olmak üzere de-
ğil. Diğer ülkelerde nasıl bırak-
tığınız zaman sistem kendi için-
de çalışır ve bu sistem yüzde
5-10 enflasyon yaratır. Bizde
sında önemli bir etken oldu-
ğu-
nu belirtti. İnönü, ekonomik
sorunlarla demokratikleşme
programının bir arada ele
alındığını belirterelc şöyle ko-
nuştu'
"Toplantıda bulunarüardan
birisi bana, ekonomik konular-
la demokratikleşme konuları-
nın sanki iki parti arasında
bölünmüş gibi olduğunu belir-
terek 'O açıdan siz demokra-
tikleşme konusunu kısa za-
manda sağlarsanız işiniz
bıtmiş mi olacak veya ekono-
mide başarı sağlanmazsa siz
onun yükünü üzerinize alma-
yacak mısınız' diye bir soru
sordu. Ben de bizim anlayışımı-
za göre ekonominin düzeltil-
mesivle, gelir dağılımının dü-
zeltilmesiyle demokratik
kusurlardan kurtulmanın, hep-
çüde bir zam paketi hazırladı-
ğını öne sürerek "Bizim bırak-
tığımız ekonomi aşırı fiyat
artışlarını gerektiren bir eko-
nomi değildi" görüşünü sa-
vun-
du. KİT ürünlerinde zaman
zaman fiyat ayarlaması yapıl-
masmın zorunlu olduğuna
işaret eden Yılmaz, "Ama bu-
nun devlete gelir sağlanması
için yapılması yanlıştır \c halk
açısından en zor yol budur" di-
ye konuştu. Yılmaz, kendileri-
nin seçim öncesinde bazı fiyat
ayarlamaları için geç kaldıkla-
nnı. ancak şu anda öngörülen
fiyat artışlannın 1992 yılını da
kapsayacak şekilde planlandı-
ğını öne sürdü ve "Bununla
yapılmak istenen, zamlann
ANAP hükümetine ait olduğu
izlenimini yaratmaktır" diye
konuştu. Yılmaz, toplantıda
koalisyonun dağılması halın-
de DYP-ANAP birleşmesinin
gündeme gelip gelmeyeceği-
nin sorulduğunu belirterek
şunlan söyledi:
"Şu anda bir kehanette bu-
lunmak istemediğimi. ama bu-
günkü başbakamn 'Demokrasi
içinde çare tükenmcz' görüşü-
ne katıldığımı, ortaya çıkacak
şartlara göre bütün partilerin
ülke menfaatlerini ön planda
tutarak kendi sorumluluklan-
nın gereğini yapmak zorunda
olduklannı söyledim."
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit ise konuşmasından
sonra. toplantıda kendisine
yöneltilen sorulan aktanrken
"Tabii, o ezeli, ebedi soru
SHP-DSP farkı da gündeme
geldi" dedi. "SHP'nin tutar-
sız, DSP'nin ise daha tutarlı bir
yapıya sahip olduğunu söyle-
dim" dıyen Ecevit. "SHP'nin
karmaşık yapısının özellikle
Güneydoğu konusunda çok
tehlikeli sonuçlar doğurabile-
ceğini" ifade etti. RP Lideri
Necmettin Erbakan ise top-
lantıda "adil düzen"i anlattığı-
nı ve Türkiye'nin AT konu-
sundaki politikalarını eleştir-
diğini söyledi. Erbakan, "Bi-
zim kanunlanmızı siz yapın
diye Batı kapılarında gidip yal-
varıyorlar, yazıklar olsun" di-
ye konuştu.
Öte yandan, Dünya Ekono-
mik Forumu Başkanı
Schwab, toplantıdan sonra
Cumhurbaşkanı Turgut Özal
tarafından da kabul edildi.
Schwab, toplantıyla ilgili so-
rulan cevaplarkeri toplantının
Demirel'in kararlılığını gös-
termesi bakımından olumlu
bir "başlangıç" sayılabileceği-
ni ve Türkiye'ye güveni arttı-
racağını söyledi. Yabancı ya-
tırımcıların özelleştirme ve
Avrupa ile entegrasyon konu-
lanna özel bir önem verdikle-
rini anlatan Schwab. Tür-
kiye'nin KİT'leri holdingleş-
tirdikten sonra özelleştirmesi-
nin tek çıkar yol olarak
göründüğünü belirtti.
Schvvab, Türkiye'nin AT ve
girmesinin Avrupa'nın da çı-
karına olacağını vurgulaya-
rak. din farklılığının sorun
yaratacağını sanmadığını da
sözlerine ekledi.
Türkiye'nin barcu 10 yılda yüzde 150 arttı
Dış borçlar 49 milyar
dolara çıktı
WASHINGTON/ANKARA
(AA) — Türkiye'nin toplam dış
borçlan 1980-90 döneminde
yüzde 157 oranında artarak ge-
çen yıl sonunda 49 milyar dola-
n aştı. Bu arada Türkiye'nin bu
yıl sonu itibanyla karşılanması
gereken finansman açığmın 72.2
trilyon lira olduğu hesaplandı.
AA muhabirinin Dünya Banka-
sı tarafından yayımlanan "1991
Yılı Dünya Borç Tablolan" baş-
lıklı raporundan elde ettiği ve-
rilere göre 1980 yüı sonunda 19
milyar 119 milyon dolar olan
Türkiye'nin dış borç rakamı
1990 yılında 49 milyar 149 mil-
yon dolara ulaştı. 1990 yılı so-
nu itibanyla toplam dış borcun
39 milyar 649 milyon
dolarlık bölümü uzun vadeli, 9
milyar 500 milyon dolarlık bö-
lümü ise kısa vadeli borç olarak
alındı.
Türkiye'nin toplam dış borç-
lannın Gayri Safı Milli Hasıla-
ya oranı da 1990 yılı sonunda
yüzde 46.3 olarak gerçekleşti.
Böylece dış borç rakamında-
ki artışın GSMH artışınca tela-
fı edilmesi nedeniyle dış borçla-
nn GSMH'ye oranı 1985 yıhn-
dan bu yana en düşük düzeye in-
di. Türkiye'nin dış borçlanrun
GSMH'ye oranı 1987 yılı başın-
da yüzde 61.6'ya yükselmişti.
öte yandan HDTM, Maliye
ve Gümrük Bakanlığı ile
DPT'nin hükümete sunduğu
ekonomik rapora göre 1990 yılı
sonunda 49 milyar dolar olan
dış borç stoku, 1991 yüı eylül so-
nu itibanyla 45.7 milyar dolara
geriledi. Dış borçlardaki bu
azalma, ABD Dolan'nın Körfez
savaşı sonrasında diğer paralar
karşısında değer kazanması, ay-
nca Dresdner hesabının düşük
göstermesinden kaynaklandı.
Öte yandan Türkiye, 1991 yı-
lında yaklaşık 4.8 milyar dolar-
lık dış borç kullandı, anapara ve
faiz ödemeleri olarak da toplam
7.1 milyar dolar dolayında borç
ödemesi yapn.
Böylece Türkiye, geçen yıl en
fazla dış borç kullandığı ve borç
ödemesi yaptığı ikinci yılını ya-
şadı. 1988 yılında ise Türkiye 7
milyar 343 milyon dolarlık dış
borç kullanmış, 7 milyar 496
milyon dolarlık da toplam dış
borç geri ödemesi yapmıştı.
Türkiye'nin geçen yıl kullan-
dığı dış borcun tamamı uzun va-
deli olurken borç geri ödemele-
rinin ise yaklaşık 6.5 milyar do-
lan uzun vadeli borçlara ilişkin-
di.
Bu arada Türkiye'nin bu yıl
itibanyla karşılanması gereken
finansman açığının 32.3 trilyon
lirasıru bütçe açığı oluşturdu.
Aynca 31.1 trilyon lira iç borç
anapara ödemeleri ile 8.8 trilyon
lira karşılığı dış borç anapara
ödemesinden kaynaklandı.
Hazine"nin söz konusu fi-
nansman açığının tahvil ve bo-
no satışı, dış borçlanma ve Mer-
kez Bankası'ndan kısa vadeli
avans kullanımı yoluyla fınan-
se edilmekte olduğunu ifade
eden yetkililer, açığın 66.3 tril-
yon liralık bölümünün bu kay-
naklardan sağlandığını söyledi-
ler. Aynı yetkililer, geri kalan 5.9
trilyon liralık açığın ise 1992 yı-
lına devredileceğini kaydettiler.
Verilen bilgiye göre Hazine
1
nin 1991 yılı sonuna kadar öde-
mesi gereken 72.2 trilyon lira tu-
tanndaki finansman açığının
66.3 trilyon liralık bölümü şu
kaynaklardan karşılanacak:
"Bono satışmdan 32.7 trilyon
lira ve tahvil ihracından da 11
trilyon lira olmak üzere toplam
43.7 trilyon lira iç borçlanma.
Merkez Bankası kaynaklann-
dan 12 trilyon lira tutannda kı-
sa vadeli avans kullenımı.
10.2 trilyon lira karşılığı da
dış borç ve 500 milyar lira ban-
ka kullanımı."
Sözen, Dalan'ı arazide
(Baştarafi 1. Sayfada)
lunduğunu bildirdiler.
İstanbul Büyükşehir Beledi-
yesi avukatlan da kamu malla-
n üzerinde şan ve şöhret edin-
mek amacıyla işlem yapıldığını
savundular.
Bedrettin Dalan'ın belediye
başkanlığı döneminde belediye-
ye ait yedi arsa, Dalan'ın baş-
kanlığını yaptığı İstanbul Eğitim
Vakfı'na satılmış, Nurettin Sö-
zen belediye başkanı olduktan
sonra ihalenin usulsüz yapıldı-
ğı gerekçesiyle saüş işlemini ip-
tal ederek arsalan geri atnustı.
İstanbul Eğitim Vakfı'nın bu
karara karşı açtığı davada da İs-
tanbul 6. İdare Mahkemesi sa-
tış işlemini hukuka aykın bula-
rak davayı reddetmişti.
İdare Mahkemesi'nin aldığı
bu karar üzerine vakıf temyize
başvurdu. Başvuru, Daruştay
10. Dairesi'nde görüşülerek ka-
rara baglandı. Danıştay 10. Da-
iresi'nin bu karan oybirliğiyle
onandı.
Danıştay'ın bu karanyla sa-
tış işleminin hukuka aykınlığı
kesinleşti. Bu aşamada vakıf
"tasfaih-i karar" isteminde bu-
lunabilecek. Bu tür bir talepte
bulunulması durumunda karar
Danıştay 10. Dairesi'nce tekrar
gözden geçirilebilecek. Yasaya
göre tashih-i karar istemi kara-
nn yürütülmesine engel olmu-
yor.
Danıştay'ın karanndan son-
ra görüştüğümüz Nurettin Sö-
zen, vakfın arsalarının tekrar
belediyeye gecmesinin söz konu-
su olduğunu söyledi. Geçmiş
döneme ait hukuk savaşının sür-
duğünü kaydeden Sözen şunla-
n söyledi:
"Söz konusu arsalar geçmiş
dönemde belediyenin malı iken
İstanbul Eğitim Vakfı'na çok
düşük fiyatlarla satılmış. Bu sa-
tış işlemi başmdan sonuna ya-
salara aykın. Vakfın üyeleri
vakfı belediye cahşmalanyta bii-
tünleşen bir vakıf olarak düşün-
müsler. Ancak Vakıf Başkanı
belediyenin en üst düzey yöne-
rJcfleriydi. Danıştay'ın bu karan
bir hukuk zaferidir. Bu hnkuk
mücadelesini sürdürecegiz."
6
Duvar bizim' kavgası
(Baftarafı 1. Sayfada)
sup öğrenciler arasında pankart
asma nedeniyle bir süredir ya-
şanan gerginük ve tartışmalar 2.
kez çatışmaya dönüştü. öğle sa-
atlerinde kantinde toplanan
karşıt görüşlü öğrenciler, duvar-
lara pankart ve afış astılar, kar-
şılıklı sloganlarla tansiyonu
yükselttiler.
Daha sonra masalan kullana-
rak barikat oluşturan sol görüş-
lü öğrenciler, önceden hazırla-
dıkları molotof kokteylleri, so-
pa ve zincirlerle karşıt gnıba sal-
dırdılar. öteki grubun da sopa
ve zincirlerle karşılık verdiği ça-
tışma sırasında ortalık tam bir
savaş alamna döndü.
"Müslüman Gençük" adlı
gruptan 5 öğrenci, atılan molo-
tof kokteylinden yaralandı. Bu
öğrencilerin yüz ve ellerinde ya-
nık izleri bulunduğu ve elbise-
lerinin de yandığı görüldü. Ya-
ralı öğrencilere ilk müdahale
okul revirinde yapılırken Clhan-
gir Yüdız adh öğrenci de Tak-
sim İlkyardım Hastanesi'ne kal-
dınldı.
Çatışma sırasında kantin ve
yemekhane tahrip oldu. Bura-
lardaki masa ve sandalyelerin
bir bölümü de yandı. Atılan
molotof kokteyllerinin yol actıgı
yangın da söndürüldü. Söndür-
me çahşmalanmn son aşaması-
na daha sonra olay yerine gelen
itfaiye birlikleri de katıldı.
130 fizikçi
Edirnede
EDİRNE (AA) — Trakya
Üniversitesi'nce duzenlenen
"Uluslararası Matematiksel Fi-
zik Konferansı" dün başladı.
Organizasyon Komitesi Baş-
kanı Prof. Dr. Askeri Baran,
yapüğı açış konuşrnasmda kon-
feransa İtalya'daki Trieste Ulus-
lararası Teoa». Fizik Merkezi ve
Tü'-Hye riilimsel Araştırma Ku-
ramu'nun maddi destekte bu-
lunduklannı bildirdi.
Açılışta konuşan Edir-
ne Valisi Necati Bilican da bilim
adamlannın önemli sorumlu-
luklar taşıdığıru söyledi.
Müslüman Gençlik" grubu
olaydan sonra merkez binada
toplanarak gösteri yaptı. Tekbir
getiren grup, saldınyı protesto
etti.
Olay yerine gelen güvenlik kuv-
vetlerince yapılan araştırmalarda
da kavga alanında kullanılmamış
bazı molotof kokteylleri bulundu.
Olayla ilgili gözaltına alınan öğ-
renci olmadığı bildirildi.
Yüdız Üniversitesi'nde geçen
hafta yine karşıt görüşlü öğren-
ciler arasında çıkan çatışmada
sol görüşlü 5 öğrenci taşla yara-
lanmıştı.
\argıtay
(Baftarafı 1. Sayfada)
ğı kira arttırım davası nedeniy-
le verdi.
Ev sahibinin yerel mahkeme-
ye açtığı dava, kira sözleşmesi-
nin taraflan bağlayacağı, ancak
sözleşmenin sona ermesinden
sonra görüşülebileceği gerekçe-
siyle reddedildi. Ev sahibinin
temyiz başvurusu üzerine anlaş-
mazlığı görüsen Yargıtay 13.
Hukuk Dairesi kararı oybirU-
ğjyle bozdu.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'-
nin karar gerekçesinde şöyle de-
nildi:
"Uzun dönemU sözleşmeler-
de ekonomik koşullarda önce-
den kestirilemeyen olağanüstü
degişiklik olduğu ve bu durn-
mnn sozkşmedeki taraflann ya-
rar dengesini aşın derecede et-
kileyip bozduğu takdirde hâki-
min sözleşmeye müdahalesi is-
tenerek kira parasımn günün
ekonomik koşoDara uyarlanma-
sı talep edUebOir.
Bu durnmda hukuksal niteli-
ği ynkanda açtklanan davalann
sözlesme süresinin bitmesinden
evvd açılabttecegi, davamn ken-
dine özgn özelligi ve amacmın
tabii sonucundan ileri geldiği
çok açıktır.
Mahkemece yanltş yorum ya-
pılarak davamn reddine karar
•erilmesi, usul ve yasaya aykı-
ndır. Uyuşmazlıgın esası ince-
lenmeli, taraflann toplanan de-
lil ve karşı delilleri değeriendi-
rilmeli, sonuca göre karar veril-
meUdir."