22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 Üniversüe kulislerinde YÖKBaşkanı'nın yerinde kalıp kalmayacağı tartışüıyor Doğramacı yol aynmında FİGEN ATALAY Yûksek öğrenim Kunımu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. thsan Doğramacı için geriye sayım başladı mı? YÖK anayasal de- ğişiklik yapılmadan nasıl deği- şecek? YÖK'ü kusursuz bulan ve sonuna kadar destekleyen Doğramacı, Yükseköğretim Ya- sası'nda reform yapılmasına ra- n olacak mı? thsan Doğramacı gidici mi kalıcı mı? Cumhurbaş- kanı Turgut Özal bu konudaki yetkisini hangi yönde kullana- cak? Bu sorular ve benzerleri şim- dilerde üniversitelerin koridor- lannda dolaşıyor. Yanıtlan he- nüz netleşmiş değil. Ancak Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan'- ın "Anayasa değişikliğini bek- lemeden öniversitelere solak akhnnak" amacında olduğunu açıklamasından sonra YOK'te önenüi değişiklikler yapılması, hatta thsan Doğramacı'nın ye- niden YÖK başkanlığına atan- maması yönündeki beklentiler artıyor. Istanbul'daki Üniversite öğ- retim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özdemir, ba- şında thsan Doğramacı bulun- duğu sürece YÖK'te refonn yapmanın mümkün olmadığuıı söylüyor ve YÖK'ü değiştirir- ken sistemi oturtan bir kişinin yerinde bıraküması dunımunda Cumhurbaşkanı Turgut Özal YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı'nın görev süresini uzatacak mı? İstanbul'daki Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özdemir'e göre hükümetin YÖK'ü değiştirme niyetini açıklamasından sonra Doğramacı'nın görevde kalması pek mümkün görünmüyor. hükümetin itibar erozyonu ee- çireceğini savunuyor. "YÖK bem bir sistem oiarak hem de başındaki insanın itiban yönün- den iflas etmiştir" diyen Prof. Özdemir, yeni hükümetin prog- ramında YÖK sistemini kaldıra- caklanm açıkladığını hatırlata- rak "tflası flan edflmiş böyle bir sistem hakkında övgüye devam eden insanın bâlâ yerinde kal- ması söz konusu oiamaz. Bu bükümet YÖK'ö değiştirmeye kararta olduğuau belirtmiştir. Milli Eğitim Bakanı, anayasa değişikliğine ihtiyaç göstenne- yen her lüriü yasai düzenleme- yi gerçekleştinne karanndadır" diye konuşuyor. "thsan Doğramacı gidecek mi" sorusuna, "Kuvvetle sanı- yonun" yanıtını veren Prof. Coşkun Özdemir, "Doğramacı ile bu refonn getirileraez. Doğ- ramacı YÖK'iin htcbir kusonı olmadıgını söytiiyor, YÖK'e toz kondurmuyor. YÖK'iin degişti- rilmek istendiği apaçık. Onu Açık öğretim Imam hatip mezunlanna kontenjan yok ANKARA (AA) — YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Turgut Akintürk, Anadolu Üniversite- si'ne bağlı Açıköğretim Fakülte- si bünyesinde açılan önlisans programlannda imam hatip li- sesi mezunlan için kontenjan aynlmasının söz konusu olma- dığını söyledi. Akintürk, seçme sınavında yeterli puanı alarak ginneye hak kazanan kişilerin bu programlara kayıtlannın ya- püabileceğini bildirdi. Akmtürk, bazı gazetelerde yer alan "tmam-batip mezunlanna açıköğretim fakiiltelerinden koatenjan verikceği" yolunda- ki haberlerle ilgili oiarak dün ya- züı bir açıklama yaptı. Akıntürk açıklamasında, Yükseköğretim Yasası uyarınca yükseköğretim kurumlanna girişte sınav kazan- manın esas olduğunu anımsata- rak açıköğretim fakültesi de da- hil diğer yükseköğretim kurum- lannda herhangi bir okulun me- zunlanna kontenjan aynlması- nın Yükseköğretim Yasası'na ay- kırı olduğunu vurguladı. Akmtürk, YÖK Yürütme Ku- rulu'nun 28 ağustosta yaptığı toplantıda açıköğretim fakülte- sinde ev idaresi ve sosyal bilim- ler önlisans programlannın açü- ması konusunun gündeme gel- diğini ve 1992-1993 öğretim yı- lından itibaren ev idaresi önli- sans prograrruna 30 bin, sosyal bilimler önlisans programına 70 bin öğrencinin seçme sınavma göre alınması konusundaki tek- lifin de uygun bulunduğunu bil- dirdi. Yükseköğretim Yasası'na gö- re yükseköğretim programlannda hiçbir okul mezunu için konten- jan ayrılamayacağını belirten Akmtürk, her iki önlisans prog- ramına da, çahştıkları için örgün öğretimi sürdünne olanağı bu- lamayan memur, işçi, öğretmen, muhasebeci, lise ve dengi okul mezunu herkesin, öğrenci Seç- me Sınavı puanına göre girebi- leceklerini söyledi. Akintürk, 'öfrenci Seçme Sınavı'na, ister 50 bin ister 5 bin imam hatip mezunu girer. Kimse bunu en- gelleyemez. Ama üpkı diğer yükseköğretim knnımJannda otdugu gibi ev idaresi ve sosyal bOİBder önlisans programlanna 4a sman kazanan ve belli bir puam tatturanlar gbrebflecekler* dedi. Toptan: Sorun Doğramaa değil Haber Merkezi — YÖK'ün işlevinin de- ğişmesi gerektiği tartışmalan yoğunluk ka- zamrken Milli Eğitim Bakanı Köksal Top- tan, sorunun YÖK Başkanı Prof. thsan Doğramacı olmadığını savundu. Toptan, "Sorun, YÖK'üa yaratmış olduğu yetki- lerden kaynaklanıyor" dedi. Karadeniz Ereğli'de bulunan Toptan, dün sabah düzenlediği basın toplantısın- da YÖK Başkanı Prof. Doğramacı'run ar- ük dinlenmek istediğini belirterek "Doğ- ramaa'nm yerine aday göstennemiz müm- kün değil. Bence sorun Doğramacı değil. Onun yeniden atanması Sayın Camhur- başkanı'nın iaisiyatiflndcdir" diye konuş- tu. YÖK'ün yetkilerinin fazla olduğuna inandıklanm, bu yetkilerin önemli bir bo- lumünü üniversite kurumlanna seçimle gelmiş olan kurullann kuüanılmasından yana olduklannı anlatan Milli Eğitim Ba- kanı şöyle devam etti: "Özerkleşme konusunda önemli bir adım atmış olacağız. YÖK'ün isim olarak ortadan kalkması önemli değil. Önemli olan üniversiteler arasında koordinasyonu sa&layacak bir kurumun bulunmasıdır." Universitelerde başmı bağlamak isteyen- lere kimsenin kanşmaması gerektiğini be- lirten Milli Eğitim Bakanı Toptan şunlan söyledi: "tnançlan sebebiyle biri başını bağla- mak istiyorsa kimse kanşmasın. Başını bağlayana da bağlamayana da kanşmasuı. Fakat bu bir simge oiarak kullanüıyorsa buna izin verilmemeli. Burada sorun sa- dece simge oiarak knDanüıp kuilanıimaya- cağutın nasıl tesph edileceğidir. Burada ini- siyatif üniversiteterimiz ve yönetidferinde- dir. Sorunu yasayla çözmenin imkftnı yok- tur." Vehbi Koç Üniversitesi'nin kuruluş aşa- masında olduğunu da kaydeden Toptan, "Özel üniversitelerin kurulmasuıı teşvik ediyonız. Yılda 20 bin gencimiz yurtdışın- da eğitim göriivor. Bunun ülkemizde ger- çekleşmesini istiyoruz" edi. özel okullann emekleme dönemi geçir- diğini, rahat kurulabilme imkânı bulabil- dikleri için fazla disipline edilemedikleri- ni anlatan Milli Eğitim Bakanı, kuruluş aşamasında iyi denetlenmesi halinde özel okullann yaran olduğuna inandığını söy- ledi. Bu sözleri dersaneler için söylemenin mümkün olmadığını hatırlatan Toptan, YÖK'ün bir araştırmasına göre dersanelere yılda 5 trilyon lira para ödendiğini bildir- di. Toptan, bu parayla 100 bin gencin oku- yabileceği yeni üniversitelerin kurulabile- ceğini sözJerine ekledi. Lorenzo Lotto'nun Andrea Odoni'nin Portresi adlı çalışması da Ulusal Resim Galerisi'nde açılan retrospektif sergide yer alıyor. Kraliyet tabloları halka açıldı EDİP EMtL ÖYMEN LONDRA — tngütere hükümdarlarının yüzyıllardır biriktirdikleri tablolar halka açıldı. Sckizinci Henrj'nin başlattığı koleksiyon şimdi Kraliçe Elizabeth'in... Zamamnda lngiltere Adası'na gidip oturan, çizen ve dolasan tanınmış Avnıpah ressamlar uzun bir liste oluşturuyor bu koleksiyonda. Holbein'dan Van Dyck'a, Rembrandt'dan Bruegel'e kadar. Şimdi bunlann 100 kadan, "Ulusal Resim Gelerisi"nde "Yüzyıllardan Bu Yana Kraliyet Koleksiyonu" adıyla sergüeniyor. Yüzyıllardan kasıt da 300 yıl. Resim sanatını, halen kraliyet ailesinde Veliaht Prens Cnarles temsil ediyor. Suluboya çalışıyor, bunları sergiliyor ve satıyor. Satıştan elde edilen gelir ise tanınmış bir katedralin çökmeye yakm kulesinin tamirinde kullanıhyor. Sadece geleceğin kralı, resim ve sanat merakhsı değil. lngiltere hükümdarlan da sanatla yakından ilgilenmiş. Ve bunun sonunda da ortaya paha biçilmez bir koleksiyon çıkmış bugüne dek. Kraliyet ailesi, koleksiyonuna o kadar titizlik ve kıskançlıkla sahip çıkmış ki 300 yıldan bu yana ilk kez bunun bir küçük parçasının, saray olmayan bir mekânda sergilenmesine izin vennişleT. Kentin göbeğinde, turistlerin uğrak yeri olan Trafalgar Meydanı'nın hemen kenanndaki "Ulusaf Resim Galerisi"nde açılan sergi büyük ilgi çekti. Sergide Rembrandt'ın bugüne kadar hiç sergüenmemiş eserleri de yer alıyor. Ulusal Resim Galerisi'nin mimari ve sanat dünyasında büyük yankı yapan ek binası bu sergiye aynldı. Ek bina, çağdaş mimaride çok tanınmış bir isim olan Robert Venturi'nin eseri. Ingiltere'nin sakin ve ölçülü yaşamını severek'uzun yıllar geçiren sanatçüar arasında Rubens de var. Avrupa'nın dağdağasından uzak, demokrasi, fıkir ve düşünce özgürlüğü ortamında eser bırakmak isteyen Rubens bugün hâlâ hayranlık yaratan "tavanlan" ile de meşhur. Sergide Rubens'in tavanı ise ne yazık ki yok! Hükümdara, parası çıkışmadığı zaman kredi açan 300 yıllık banker Coutts'un mali desteğindeki sergiden çıkanlar, galerinin dükkânında şimdi Rembrandt'lı kahve fincanları, Vermeer'li şemsiyeler, Rubens'in eskizleri ile Noel kartlan, Tintoretto'lu anahtarlıklar da alıyorlar. Sergiler artık salt resim asmak için değil. Sanat da pazarlanıyor... Oğretmene zorunlu hizmette markaj Haber Merkezi — Güneydo- ğu ve Doğu Anadolu'daki ille- re kendi isteğiyle atanan öğret- menlere dört yıl zorunlu hizmet getiriliyor. Öğretmen Yeterlilik Sınavı'nın kaldırılmasından sonra altemaüf aramaya başla- yan bakanlık yetkilileri, Güney- doğu ve Doğu Anadolu illeri- ne kendi istekleriyle giden öğ- retmenlerin çeşitli mazeretlerle bu yörelerden erken aynlmala- nnın önlenmesi görüşü ağırlık kazandı. Bu egilim Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan tarafın- dan onaylamrsa, Güneydoğu- ya ve doğuya kendi isteğiyle atanan öğretmenler, sağhk ra- poru, eş durumu ve diğer ma- zeretler öne sürerek dört yıllık hizmetlerini tamamlamadan başka illere tayin olamayacak- lar. ANKA'nın haberine göre ba- kanlık yetkilileri, yeni yöntem- k ilgili şu bilgileri verdiler: "Ba- n öğretmenier Doğu'dald kimi okullara kendi istekleriyle git- mekrini gerekçe göstererek ge- rekK sureyi beklemeden çeşitli yoUarta Baü'daki açık bulunan iüere tayinlerini istiyorlar. Bu- radaki acığın daha da artma- ması için bn uygulama kaldın- lıyor. Eğer öneri benimsenirse, ki büyük ölçüde ağıriık kazan- mıstır, kendi isteğiyle tayin otan öğretmenler dört yülık sürde- rini doldnrmadan hiçbir özür beyan edemeyecek ve süreleri- ni tamamlayacaklar." Milli Eğitim Bakanlığı yetki- lilerinin verdikleri bilgiye göre yeni atama politikasında önce- lik Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu'daki öğretmen açıklannı kapatmak için bu bölgelere ve- rilecek. Batı'daki gelişmiş iller- de açıklar olsa bile öğretmen alımında inisiyatif Doğu'daki illerin Milli Eğitim müdürlük- lerine verilecek. öven insan nasıl durabilir? Bu inamlmaz bir şey, alal almaz bir çelişki" diyor. YÖK'te yapılabilecek bir kompozisyon değişikFıği ile sis- temin hiyerarşik ve merkeziyetçi yapısının ortadan kaldınlabile- ceğini söyleyen Prof. Özdemir, bu konudaki önerilerini şöyle sı- ralıyor: "YÖK, insan planlaması ve eşgüdüm görevlerini Bstleoebi- lir. Üniversitelere ağıriık verile- binr. Üniversite YÖK dönemin- de her açıdan kalite yiördi. Bü- tün bunlar duzeltilebilir, değl- şikükler yapüabilir, " Şenatalar ne diyor? tstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Burhan Şenatalar da "Anayasal değişiklik yapdana kadar Yükseköğretim Yasaa'n- da otdakça kapsamlı değisikHk- ler yapüabileceği" inananda. Bu konudaki "oncelikli adam"ı anayasa dolayısıyla ortadan kal- dırılması şimdilik imkânsız olan Yüksek Öğretim Kunılu'- nun yalnızca bir eşgüdüm orga- nı durumnna getirilmesi" oia- rak tammlayan Prof. Şenataiar, "YÖK içinde ünivershelerden seçüerek gelen üyelerin sayısal ağırlığı arttınlmalı, üniversite dışı kesimlerin seçip gönderdi- ği kişilerin saytsı minimnma in- dirilmelidir." diyor. Yetiştirme yurdunda dinsel baskı iddiası ADANA (Cumnurtyet Güney tlleri Bürosu) — Adana 5 Ocak Yetiştirme Yurdu'nda kalan iki öğrenci kendilerine din baskısı uygulandığını öne sürüp Vaü Recep Birsin Ozden'den yardım isteyince başka bir yurda gön- derüdiler. Yurttan ayrılan öğ- renciler "Namaz kılmıyorsunnz diye bize baskı uygulandı" der- ken yurt müdürü Ömer Evren karann gerekçesinin "Disiplin ve uyum sağlanması için mekân değ^ikliğine gidildi" diyerek açıkladı. 110 öğrencinin bulunduğu Adana 5 Ocak Yetiştirme Yur- du'nda kalan Hasan Köşker ile Soner Yıknaz adlı öğrenciler "arkadaslanyla olan uyumsuz- luğu ve idareye yöneük disiplin- siz hareketleri" gerekçe gösteri- lerek Yozgat ve Kırşehir'deki yetiştirme yurtlanna gönderil- mek istendikleri bildirildi. Ka- rara uymayıp yurttan ayrılan Soner Yılmaz ile Hasan Köşker uzun bir süreden beri yurt yö- netiminin baskı uyguladığını, buna dinsel telkinlerin de dahil olduğunu öne sürerek şunlan söylediler: "Biz ikimiz gnya Alevi-Sonni aynmı yapıyormuşuz. Yurtta sehpa lardsa bizden bUiyoriar. Başkalannın yapngı rahatsızlı- ğı bizden sornyorlardı. Dayana- mayıp Vali Beye çıktık. Dunı- mn anlattık. Bid eski mndürii- müz Bayram Merdan'a teslim etti. 'llgilenin yardımcı olun' dedi. Vali Beyle konuşmadan sonra 'Seni de arkadaşım da göndereceğiz. tkiniz ikilik çıka- nyorsunuz. Alevilik propagan- dası yapıyorsunuz. Herkes na- maz kıhyor, siz kılmıyorsunuz' dedi. Ankara'ya daire başkanı göreviyle giden diğer müdür Ahmet Bakır da bize iyi gözle bakmadı. Yurtta erkek erkeğe tecavüz oldu, biri dayaktan kaç- tı. Olayı herkes biliyor, ama öy- le kapattılar. Namaz kılanlaria kılmayanlan ayırdılar. Yurtta en küçük şeyde "Sizden her şey beklenir' diye azar işitiyorduk. Başka yurda göndermek isteyin- ce de yurttan aynldık." 5 Ocak Yetiştirme Yurdu Müdürü Ömer Evren tecavüz olayını duymadığını söylerken öğrencilere dinsel ya da başka hiçbir türlü baskı uygulanmadı- ğını savundu. Yunanistan'da asnn soygunuBiri polis üniformalı beş soyguncu Yunan Posta İşletmesi'nden yaklaşık 6 milyar lirayı aldıktan sonra kaçtı. Yunanistan tarihinin en büyük soygununda her şey filmlerdeki gibi oldu. Soyguncular son derece profesyonel, kararh ve yardımseverdi. Bir polisi yaralayıp fenalık geçiren bir müşteriye yardım ettiler. Miyop gözlüklü olanı postane müdürünün yanına giderek "ağıza aiınmayacakr küfürler savurup 15 dakika önce polis otosuyla getirilen paranın ken- dilerine verilmesini talep etti. Müdür, soyguncunun elindeki namlusu kesik tüfeğin de verdi- ği korku ile paranın yerini gös- terdi. Diğer soyguncular aynı anda 26'sı postacı, 15'i müşteri tam kırk kişiyi ellerindeki süah- larla göz altında bulunduruyor- du. Polis üniformau olam ise postanenin dışmda erketelik ya- pıyordu. Soyguncular, yöredeki emeklilere yılbaşı ve Noel prim- leriyle birlikte dağıtılacak olan 287 milyon drahmiyi hemen çu- vala doldurmaya başladılar. Çu- STELYO BERBERAKİS AitNA — Yunanistan baş- kentinde son bir yıl içinde artan banka ve posta soygunlanna bir yenisi ve en büyüğü eklendi. Yıl- başına iki hafta kala gerçekleşen bu soygun, Yunan Posta lşlet- mesi'ne (ELTA) 287 milyon drahmiye (yaklaşık 6 milyar li- ra) mal olurken bir trafik polisi bacağından aldığı kurşun yara- sıyla yaralandı. Olay dün sabah 07.58'de Ati- na'nın Egaleo semtindeki posta- nede gerçekleşti. Görgü tamkla- rına göre biri polis üniformalı beş soyguncu, Egaleo semtinde- ki postaneye girdiklerinde ol- dukça sakin görünüyorlardı. val dolduğu zaman soyguncular postaneden aynlmak için hare- kete geçtiler. Ancak yaşlı müş- terilerden biri fenalık geçirme- ye başlayınca soygunculardan biri yaşlı müşterinin yardımına koştu ve bayüıp yere düşmesini önlemek için adamı bir sandal- yeye oturttu. Görgü tanıklanna göre soy- gunculann ne maskesi vardı ne de bu işi ilk defa yaptıklarına yönelik bir beürti. Soyguncular içi milyonlar dolu çuvalla birlik- te kendilerini bekleyen Volswa- gen marka bir otoya binmeye hazırlandıklan an, postanenin içinden çıkan "tmdat, soygun" gibi canhıraş sesleri bir trafik polisi duydu. Trafik polisi mo- tosikletinden indiği gibi posta- nenin içine girerken polis üni- formalı soyguncu yaruna yaklaş- tı ve soygunculann az önce kac- tığını söyledi. Trafik polisi yeni- den motosikletine atlayıp hare- kete geçti. Ancak soyguncular- dan biri, otomatik silahı çeke- rek trafik polisinin bacağıru ya- raladı. Olay yerinden hızla uzak- laşan soygunculann profesyonel olduklarına inanan yetkililer, gerek Volkswagen otonun gerek- se üzerindeki plakalann çalın- mış olduğunu açıkladılar. Gü- venlik makamlan soygunculann soğukkanhlığı, cesareti ve elle- rindeki silahlan itibariyle çete- nin ünlü "17 Kasım Örgütü"nün üyelerinden olabileceği uzerinde duruyor. Yunanistan'ın soygunculuk tarihinin en büyük vurgunu oia- rak kayıtlara geçen bu olaydan hemen iki saat sonra Atina'nın başka bir semtinde bir soygun teşebbüsü daha oluyordu. Bu kez Agrotiki (Tanm) Bankası- m soymak isteyen meçhul kişi- ler, banka memurlanmn direniş göstermesi üzerine bir banka memurunu yaraladıktan sonra bankanın kasalanna dokuna- madan kaçtılar. GUNUN NOTLARI OSMAN ULAGAY Enflasyon Mesaj Bekliyor Enflasyonla mücadelenin psikolojik boyutu çok önem- li. İnsanlar enflasyonun düşeceğine inandıkları zaman enflasyonla mücadelede başarı şansı önemli oranda ar- tabiliyor. Bu nedenle ekonomiye yön verme konumunda olanların enflasyonla ilgili oiarak verdikleri bilgiler, yaptık- ları açıklamalar büyük önem taşıyor. Son günlerde zamlarla ve enflasyonla ilgili oiarak ba- sına yansıyan bilgiler doğrusu hayli kaygı verici. Enflas- yonla savaşın psikolojik boyutuna önem veriliyorsa yetki- lilerin acil oiarak enflasyonla mücadele programları hak- kında net açıklamalar vapmaları gerekıyor. Bu görev ge- rektiği gibi yapılamazsa kazanan gene "enflasyon canavarı" olacak, "enflasyon lobisi"nin yüzü gene güle- cek. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Neden bu kaygıya kapıldığımı örnekler vererek açıkla- yayım. Yalçın Doğan ve Taha Akyol çoğu kez yetkili kaynak- lardan bilgi alarak yazı yazan iki değerli sütun yazarı. Yal- çın Doğan, önceki günkü Millıyet'te yer alan yazısında alınması beklenen ekonomik kararların içeriğini anlattık- tan sonra şöyle diyor: "Bu kararlar zam paketiyle birtikte açıldığında ocak ayından sonra enflasyonun altı yedi ay süreyle aylık yüzde 10 dolayında seyredeceğini şimdiden söylemek mümkün." Yalçın Doğan dostumuza bu mesajı ya da izlenimi ve- renler acaba ne yaptıklarının farkında mı? Aylık enflasyon oranı altı yedi ay süreyle yüzde 10 dolayında seyrederse birikimli fıyat artışları altıncı ayın sonunda yüzde 80'e yak- laşır, yedınci ayın sonunda yüzde 95i bulur. Ondan son- raki aylarda fiyat artışları ne kadar yavaşlarsa yavaşlasın yıllık enflasyonun yüzde 100'ü aşması kaçınılmaz olur. Taha Akyol da önceki günkü Meydan gazetesinde şun- lan yazıyor: "Ekonominin bakanlarıyla üst düzey bürokratları zam paketini belirlediler. Bu zam sağanağı öyle üç beş günde bitecek değildir. Ocak, şubat, mart ve nisan aylarına prog- ramlanmış zamlar var. Ekonomi bakanlarıyla bürokratla- rının hazırladığı paket enflasyon konusunda şöyle bir ge- lişmeyi öngörüyor: Hazirana kadar enflasyonda hızlı bir tırmanma görülecek, hazirandan sonra yavaşlama, eylül- den sonra ise düşme eğilimi. 1992 enflasyonunun yüzde 70 civarında olacağı tahmin ediliyor." Vahim tablo ve beklentiler Şimdi bu bilgileri yetkililerden yansıyan görüşler oiarak ka- bul edersek ortaya hayli vahim bir tablo çıkıyor. Enflasyonu bi- rincı yıl sonundayüzde 38'e ındırme hedefi yok olmuş, yerine en iyimser hesapla yüzde 70'lik hedef gelmiş. Bunun tutturul- ması da hızlı bir tırmanıştan sonra hızlı bir düşüş gerçekleşir- se mümkün olabilecek. Üst üste yüksek oranlı fiyat artışlan- nın yaşandığı aylardan sonra artışların yavaşlayacağı varsa- yılıyor. Kötümser bir hesapla üç haneli enflasyon bile olası. Seçim öncesinde ve hatta sonrasında yetkililerden "enflas- yon hızla düşecek" mesajını alan insanlar şimdi ne düşüne- cek acaba? Beş altı ay süreyle fiyat artışlan yüksek düzeyde seyreder ve enflasyon tırmanırsa insanlar "canım, nasıl olsa sonra düşecek" deyip kendilerini ona göre mi ayarlayacaklar, yoksa "canım, nasıl olsa düşmeyecek, bunlann dadüşüreceği yok şu enflasyonu" mu dıyecekler? Bu türtereddütteri gidermek açısından yetkililerin enflasyon proğramlân'rifve en onemlisi enflasyon takvımlerini hiçbir yan- lış anlamaya meydan vermeyecek btçimde açıklamalan zorun- lu. Bu açıklamalan yaparken enflasyonun önce neden ve ne kadar yükseteceğını. sonra neden ve nasıl düşeceğini de açık seçik anlatmaları gerekiyor. İşin en zor taraflanndan biri de bu kuşkusuz. Bir yandan va- tandaş için çarşıdaki, pazardaki insan için hayatı pahalılaştı- ran okkalı zamlar yapacaksın, fiyat düzeyini bir hamtede on pu- an kadar yukan çekeceksin, bir yandan da bunu enflasyonu düşürmek için yaptığını halka anlatmaya çalışacaksın. Kemer sıkma boyutu Bu zor işi daha da zorlaştıran boyut ise şu: Yapılacak zamlardan sonra bir noktadan itibaren fiyat artışlarının yavaşlaması amaçlanıyorsa gelir artışlarının bu zamlara ayak uyduramaması lazım. 24 Ocak 1980 sonrasında da gördük, bu politikanın mantığında bu var. Mal ve hizmet- lere zam yapacaksın, ama gelirleri aynı oranda arttırma- yacaksın ve böylece iç talebi kısacaksın, bir noktadan sonra zamları piyasa massedemeyeceği için fiyat artış- lan yavaşlayacak, bu arada KİT açıkları da azaltılmış ola- cak. Peki, ama halka büyük vaatler yaparak iktidara ge- len bir hükümet şimdi bunu halka nasıl anlatacak? Enf- lasyonsuz günlere varmak için önce kemer sıkmak ge- rektiğini nasıl açıklayacak? Öte yandan eğer niyet bu değilse yüksek oranlı zam- ları gene yüksek oranlı ücret artışları izleyecekse o za- man yeni bir yol izleniyor demektir ve bu yola girenlerin bu kez enflasyonu düşürme hedefinden vazgeçip vazgeç- mediklerini inandırıcı biçimde açıklamalan gerekecektır. Yetkililerin bu konulara ışıktutacak açıklamalan bu nok- tada çok önemli görünüyor. Umutla bekliyoruz. KlSA KISA •Snras ve Tokat civannda önceki gece hafıf şiddette bir deprem meydana geldi. Boğazıçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi yetkilileri. saat 23.50'de meydana gelen Richter ölçeğine göre 4.4 şiddetindeki depremin merkez üssünün Kandilli Rasathanesi1 ne700kilometreuzaklıkta bulunduğunu belirttiler. Depremde, can ve mal kaybı olmadığı bildirildi. • Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Baki Eraslan görevinden istifa etti. Eraslan yaklaşık dört aydan beri yürüttüğü müsteşar yardımcılığı görevinden dün aynldı. Eraslan'ın, Atatürk Üniversitesi öğretim üyeliği görevine döneceği bildirildi. •Türk Tabipleri Birliği, Adana Tabip Odası (ATO) Genel Sekreteri Dr. Ali Atik, Türk Tabipleri Birliği Yasası'nın değiştirilmesi gerektiğini bildirdi. Genel Sekreter Dr. Ali Atik ve yönetim kunılu üyeleri, tabip odasında, DYP ve SHP Adana milletvekilleriyle görûşerek, sorunlan hakkında bilgi verdiler. Dr. Atik, konuşmasında Türkiye'de gerçekten demokratik, insan hak ve özgürlüklerine saygılı bir hükümet kurulduğunu belirterek yönetim erkinin, demokratik kitle örgütleri ve meslek örgûtleriyle paylaşılması gerektiğini söyledi. •Zhvn yaptığı gerekçesiyle hakkında dava açılan TRT eski sunucusu Cemile Kutgün, "Zinaya eksik kalkışmadan" suçlu bulundu. Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılan dünkü duruşmada taraflar son savunmalannı yaptılar. Cemile Kutgün'ün eşi Atilla Kutgûn'ün avukatı, sanıkların suçunun sabit olduğunu belirterek cezalandınrmalannı talep etti. Atilla Kutgün de avukatmın dediklerine katıldığmı söyledi. • Üç pilot ilde yapılan çalışmalardan sonra 1990-91 öğretim yılında 48 ile yaygmlaştınlan ulaşımlı okul eğitimi uygulamasından yakınmalar üzerine Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan, uygularnanın bir uzmanlar kurulu tarafından incelenmesini istedi. • Mardln'den kaçak oiarak Suriye'ye geçen üç kişi, Türkiye'ye iade edildi. Suriye polısince yakalanan Saraç Kaymak, Abdülkadir Dinç ve Hüseyin ıri'nin yaklaşık bir yıl önce sınırı geçtikleri belirlendi. Şam'da üç ay hapis yatan kaçaklar, Cilvegözü Gümrük Kapısı'ndan Türkiye'ye iade edildiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle