24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 1 ARALIK 1991 Mustafa Kemal ve Enver'in mektupları 1920 BAKÜ KONGRESİ NEZİH UZEL Oturum başkam'Yoldaşlar, şu anda Bakü'de bulunan, fakat delege olmayan, dünyaca çok iyi tanınan iki Türk siyaset adamı, yazılı bildirgelerini Başkanlık Divanı'na ulaştırmışlardır. Bu bildirgeler çok büyük bir siyasal önemde olduklarından Başkanlık Kurulu'nca burada okunmalarına ve basına iletilmelerine karar verilmiştir. Biri Enver Paşa diğeri ise Anadolu Türk Halk Hükümeti temsilcisi İbrahim Tali tarafından verilmiştir, Zinovyev'Başkanlık Kurulu, Enver Paşa ve İbrahim Tali tarafından okunan bildiriler ile ilgili Başkanlık Kurulu'nun aldığı bir kararı onayınıza sunmak istîyor. Bu karar metnı sıze Macar yoldaşımız Bela-Kun tarafından okunacak. Bu kararı onaylamanızı istiyoruz.' Ve karar delegeler tarafından onaylandı. — 3— Başkan: Yoldaşlar, şu anda Bakü'de bulunan, fakat delege olmayan, dünyaca çok iyi tanınan iki Türk siyaset adamı, ya- zılı bildirgelerini Başkanlık Divanı'na ulaştırmışlardır. Bu bildirgeler çok büyük bir siyasal önemde olduklanndan Başkan- lık Kurulu'nca burada okunmalarına ve basına iletilmelerine karar verilmiştir. Biri Enver Paşa, diğeri ise Anadolu Türk Halk Hükümeti temsilcisi îbrahim Tali tarafın- dan verilmiştir. Enver Paşa'mn Bildirgea: Okunuyor. Yoldaşlar, arkadaşlarım ve kendi adı- ma biz dünya emperyalizmine ve kapita- lizmine karşı savaş veren hepimize Bakü'- de toplanma olanağı veren III. Enternas- yonal ve Başkanlık Kurulu'na teşekkür ederim. Yoldaşlar, bizi soymakla yetinmeyip kanımızı emen ve bizi yok eden emperya- lizm ve kapitalizme karşı olmaktan bugün büyük bir mutluluk duyuyoruz. III. En- ternasyonal'in kişiliğine, Avrupalı politi- kacılar gibi sahte değil, ama içten ve dü- rüst bir müttefık tavrındayız. Yoldaşlar, Türkiye'nin savaşa girdiği anda dünya iki kampa bölünmüştür. Bi- rincisi yaşlı çarlık Rusyası'nın ve kapita- list ve emperyalist müttefıklerinin, ikin- cisi ise Almanya'nın ve aynı nitelikte müt- tefîklerin oluşturduğu kamplar. Biz, amaçlan bizi boğmak olan çarlık Rusya- sı'na, Ingiltere'ye ve müttefiklerine karşı direniyorduk ve en azmdan hayatımıza kastetmeme sözünü veren Almanya'nın yanında savaşa girdik. Alman emperyalistleri yağmacı amaç- lannı gerçekleştirmek için bizden yarar- lanıyorlardı. Ama bizim yalmzca tek bir düşüncemiz vardı: Bağımsızlığı korumak. Yoldaşlar, bizi sakin tavnmızdan söküp alarak Trabhısgarp'ın yakıcı çöllerine gönderen ve Bedevilerin çadırlannın altın- da hayatımızın en sıkıntılı devrelerini ge- çirmeye zorlayan duygu, emperyalistçe bir duygu değildir. Biz Trablusgarp'ı Trab- lusgarplılar için kurtarmaya çalıştık ve 9 yıllık bir savaştan sonra oradan ttalyan emperyalistlerini kovabilmeyi başardığı- mız için mutluyuz. Azerbaycan'a gelince, onun hakkında da hiçbir kötü niyetimiz yoktur. Biz Azerbaycan'm orada oturan- lara ait olmasından yanayız. Eğer yanlış bir konuma düştüysek bu bize ancak mut- suzluk verebilir. Yoldaşlar, savaş boyunca en önemli mevkilerden birindeydim. Emin olun ki Almanya'nın yanında savaşa girmek zo- runda kalmamızdan üzüntü duyuyorum. Emperyalizmden ve Alman emperyaliz- minden, en azmdan İngiliz emperyaliz- minden nefret ettiğim kadar nefret ede- rim ve bütün emperyalistlere lanet yağdı- nnm. Çalışmadan zengin olmayı düşü- nenlerin yok edilmesi gerektiği fikrindc- yim. Ben emperyalizmi bu acıdan göz önüne alıyorum. Yoldaşlar, sizi temin ederim ki eğer bu- günlerin Rusyası, o çağda da olmuş olsay- dı ve savaşı şimdiki amaçlan için yapmış olsaydı, şu anda olduğu gibi o zaman da onun yanında yer almış olacaktık. Bunun gerçekliğini açıkça kanıtlamak için Sov- yet Rusya ile ortak hareket etmek karan- na vardığımız tarihte, Yudeniç'in Petrog- rad'ın dolaylannda bulunduğunu, Kol- çak'ın Urallan elinde tuttuğunu ve Deni- kin'in güneyden Moskova'yı tehdit etti- ğini söyleyeceğim size. Tüm güçlerini ey- leme geçirmiş olan ve kendini o anda mu- zaffer gören itilaf devletleri, yırtıcı dişlerini gösteriyor ve ellerini hoşnutluk- tan ovuştunıyorlardı. Rusya'mn dostlu- ğunu aradığımız anda durum böyle idi. Eğer, Karadeniz'in fırtınalan, gemimin direklerini alıp götürerek beni yolumdan alıkcymuş olmasaydı, eğer Kovno ve Re- val cezaevlerinin parmaklıklan ve beni gö- türmekte olan uçaklann düşüşü beni en- gelleaıiş olmasaydı, Rusya için en sıkın- tüı sıatlerde sizin yanınızda olacaktun ve bütüa bu gereksiz şeyleri bazı yoldaşlara açıkiamak için anlatmak zorunda kalma- yacatum. Yddaşlar, dünya savaşınm emperyalist boğuşmasından yenik çıktığımızı biliyor- sunuz. Ama bizlerin ezilenler olarak çı- karlarımız açısından yenilmiş olduğumu kabul etmiyorum, çünkü Türkiye boğaz- larının kapanlmasının sonucunda, gözü doymaz çarlık Rusyası'nın yıkılmasına ve onun yerine tüm ezilenlerin doğal bağla- şığı Sovyet Rusya'mn gelişine meydan ve- ren faktörlerden biri haline geldi. Şu hal- de dünyanın kurtuluşuna giden yeni bir yolun açılmasında onun da bir payı oldu. Ezilen halklar açısından, ben orada bir za- fer göriıyorum. Yoldaşlar, şu anda emperyalizme kar- şı kahramanca bir savaş sürdüren ve ev- velce de söylemiş olduğum gibi gücünu köylü sınıflardan alan ordu bir ara hare- ketsiz kalrruş olsa da hiçbir zaman yenil- memiştir. Şu anda da o aynı düşmana karşı verilmiş olan 15 yıllık bir kavgadan sonra ikinci kere sonsuz sıkıntılar içinde yeniden mücadele ediyor. Ama şu anki sa- vaş gecen savaşla karşılaştınlam'az. Doğu dünyasının ve dünyanın bütün ezilenlerinin meşru haklanna sahip çıka- rak III. Enternasyonal'de birleşmesiyle mücadele zafere sarsılmaz bir inançla dol- muştur. Yoldaşlar, emperyalistler arasındaki Transval savaşı ile ortaya çıkan ve 1914 Yoldaşlar, biz halkın adına, halkın ken- di siyasi geleceğini kendisinin belirlemesi hakkı üzerinde önemle duruyoruz. Biz, sonsuza dek bizimle birlikte yaşamak is- teyenlerle birlik olmak, bizimle birlikte yaşamak istemeyenierin ise kendi kendi- lerine örgütlenmelerine kanşümaması ge- rektiği kanısındayız. Ulusal sorun görüş açımız böyledir. Yoldaşlar, biz savaşa karşıyız, yani ik- tidar hırsı içerisinde insanlann birbirleri- ni yemesini istemiyoruz ve yeryüzüne ba- nşı egemen kılmak için III. Enternasyo- nal'in saflarında yer almış ve şu anda da bütün engellere rağmen gelmiş geçmiş en kanlı savaşlardan birini sürdürüyoruz. Yoldaşlar, biz emekçilerin mutluluğu- nu istiyoruz. Biz yerli ya da yabancı hiç- bir kimsenin başkalannın emeğinın mey- velerini yemesini istemiyoruz. Bu konu- da kimsenin şüphesi olmamahdır. Biz ül- kemizin ortak calışmanm ünınlerinden yararlanmasını, tanmırun ve endüstrisinin geniş şekilde gelişmesini istiyoruz. Eko- nomik sorun hakkında görüşumüz budur. Yoldaşlar, şuna iyice inamyorum ki yal- mzca bilinçli bir halk, özgürlüğünü ve mutluluğunu elde edebilir. Biz, emeğe bağlı gerçek bir öğretimin, gerçek özgür- lüğümüzü güven altına almak için ülke- Başkan: Bundan sonraki bildirge, An- kara hükumetinin temsilcisi tbrahim Ta- li'ninkidir. Ostrovski yoldaş tarafından okunacak. tbrahim Tali'nin BUdirgesi: Orta Avrupa'.yı harbe sürüklemiş ve Türkiye'nin can damarlaruıı ele geçirmiş olan dünya emperyalizmi, Türkiye'yi, dört yü içerisinde tum bir tükenişe götür- dü. Türk köylüsü silahım eline aldığında, ulusal sımrlarını ve üretici güçlerini ya- bancı sömüruden korumaktan başka bir amacı yoktu; sonra bütün emekçilerin öz- gür ve mutlu olacaklarını, bütun halkla- rın yaşama ve özgürlük haklannın gü- ven altında olacağını söyleyen bir Ame- rikalı profesörün yalancı sözlerine kana- rak Türk köylüsü silahım bıraktı. Ama daha sonra bıraktığı silahların kendisine karşı kullanıldığını, Batı kapi- talizmi adına en kutsal haklannın çiğnen- meye çalışüdığmı ve elindeki son parça ek- meğin de zorla alınmak istendiğini göre- rek köylümüz isyan etti. Yoldaşlar, burada size bu başkaldırma- yı getiren neden ve etkenleri ve bu ayak- lanmadan kaynaklanan hükümotin muha- lefetinin özünü ve tarihini açıklıyorum. Anadolu başkaldırmasının iki türlü nede- Mnsul'a kadar olan bölgenJn bütiin ma- denlerini işlctmelidir. Bu nedenle askeri taarekâtınuzı Mardin'e kadar sürdünne- liyiz. Bölgedeki işletilebilecek doğal zen- ginliklerin önemini Fransız sanayii çıkar- lan açısından dikkate almak zonındavn:." Yoldaşlar, sonunda Akdeniz'e biricik yolumuz olan Izmir'e de hücuma başlan- dı. Bu olay Doğu'da ve Batı'da ulusal haklan savunanlann haydutlara karşı bir- leşmesini sağladı. lzmir'in işgalinden son- ra emperyalizme düşman olanlar, özellikle Erzurum ve Trabzon halkı, Erzurum'da bir halk kunıltayının toplantıya çağnlma- sını önerdiler. Bu kongrede haklarımızın savunulmasına karar verildı. Bir süre son- ra Sıvas ve Ankara kongrderi de bu ka- rarı onayladı. lç nedenler şöyle özetlenebilir: Anado- lu'nun yoksul köylüsü, yüzyıllar boyun- ca burjuvazdnin baskı ve zorbahğından in- liyordu; aynca Istanbul kaynaklı felake- tin, asalak memurlann ve bürokrasinin baskısı da öldürücü bir düzeye erişmişti. Şu anda köylüde, onun çıkan için hiçbir gün uğraşmamış ve o tarlasında çahştığı ve açhktan öldüğü sırada en iğrenç zevk- leri için her zaman hor gördükleri yoksul sımfın emeği meyvelerini boğaz kıyılann- daki şatafath yahlannda harcavan soylu- •B ^9 ^m * F~ *»Hj|j^HH Enver Paşa ggJBM Yoldaşlar, dünya B | | savaşının emperyalist MLsJf boğuşmasından yenik KİSİ çıktığımızı I j İ H biliyorsunuz. Ama I^^H bizlerin ezilenler olarak g B çıkarlarımız açısından fi^H yenilmiş olduğumuzu I^^B kabul etmiyorum, ^ ^ H çünkü Türkiye ^ ^ B | boğazlannın H^H kapatılmasının ^ | B sonucunda, gözü |^^K doymaz çarlık ^ ^ H Rusyası'nın P ^ H yıkılmasına ve onun ^ ^ M yerine tüm ezilenlerin ^ H B doğal bağlaşığı Sovyet ^^^B Rusya'mn gelişine ^^^H meydan veren ^ ^ H faktörlerden biri haline ^ B l geldi. ••1 ŞU halde ^ * ^ | dünyanın kurtuluşuna I İ H giden yeni bir yolun ^ ^ H | acılmasında onun da bir payı oldu. Orta Avrupa'yı harbe ~ - ^ _ ^ p p p ^ ^ ^ _ _ _ _ ^ sürüklemiş ve ^mKr^ ^^^^^^^H^B Türkiye'nin can .^Hp ^ V ^ ^ H damarlarını ele ' ^ ^ ^ ^ H geçirmiş olan dünya •**& ^ ^ ^ ^ B emperyalizmi ^J^l^fe^ ^^^^^B Türkiye'yi, dört yü fe 4 İ B ^ ^ ^ l ^ ^ H içerisinde tüm bir K^^^ 9 K ^ J^^^B tükenişe götürdü. Türk H H 1İM- "'^ ^ ^ ^ B köylüsü silahım eline ^ B f t K mm: -~*^ - j^^^m aldığında, ulusal H ^ ^ ^ ^ ^ ^ — , ^ ^ ^ ^ H sımrlarını ve üretici ^^^^HM^HttjJl^^^r ^ ^ ^ ^ ^ B güçlerini yabancı ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H ^ ^ H r ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H sömüruden ^H^^^^^H^H^\^^^^^^^^B korumaktan başka bir j^^^^^^^^^L^^jP^^^^^^^H amacı yoktu; sonra ^^^^^^^Bm9^J^^^^^^^m bütün emekçilerin ^^^^^^^^^|fl§ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H özgür ve mutlu m^^^^^^^B^&^^^^^^^^^^m olacaklannı, bütün M ^ ^ H ^ ^ ^ ^ ^ H ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ B halklann yaşama ve ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ B özgürlük haklannın ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ L ^ J ^ ^ ^ H güven altında olacağını ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H p ^ H söyleyen bir Amerikalı ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H ^ ^ ^ ^ ^ H profesörün yalancı ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ . ^ ^ ^ ^ H sözlerine kanarak Türk ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ B | H ^ ^ ^ ^ B köylüsü silahım ^ ^ ^ ^ B | | | | H | | H | [ | ^ ^ H biraktl. ibrahim Tali Bey ile 1917 arasında en keskin noktasına eri- şen dünya çapındaki çatışma sonuna gel- miştir. Savaş şu anda en kesin dönemin- dedir ve yalmzca bizim zaferimizle son bu- labilecektir. Yani yalmz kapitaüzmin si- lahlanndan arındınlması sonucunu vere- cek olan değil, onun tamamen yıkılması- nı sağlayacak olan tüm eziltfnlerin zafe- riyle bitecektir. Bugünkü kurultay, kanını ezilenlerin korunması için döken Kızü Ordu'ya ve Türk savaşçılarına yeni güçler verecektir. Bu kurultay hakkın zaferi demek olan bi- zim zaferimize yardım edecektir. Bizi III. Enternasyonal'e iten yalmzca bir destek bulmak umudu değil, fakat ilkelerinin bi- zimkilerle olan yakın benzerliğidir. Biz devrimci kuvvetlerimizi her zaman halk- tan, halkın ezilen unsurlanndan yani köy- lü sımfından sağlamışızdır. Eğer fabrika işçilerimiz belirli bir gücü temsil etseydi- ler, ilk olarak onlan anardım, zira onlar da her zaman bizimle beraber olmuşlar- dır. Eylemimizi fedakârhklan ve bağhlık- ları sayesinde ortaklaşa yarattık ve şimdi de bizi desteklemeye devam ediyorlar. De- mek ki biz her zaman halkın ezilen kesi- mine dayanmışız. Biz onların acüannı kendimizde duyuyoruz, onlarla beraber yaşıyoruz ve onlarla birlikte ölüyoruz. mizi aydınlatmasını ve eğitmesini istiyo- ruz ve bu konuda da kadın-erkek arasın- da aynm yapmayacağız. Toplumsal soru- nu görüş açımız böyledir. Yoldaşlar, burada tamamen benim temsil ettiğim Fas, Cezayir, Tunus, Trab- lusgarp, Mısır, Arabistan ve Hindistan devrimci örgütleri birliği bu sorunlann ço- zümünde tamamen sizlerle işbirliği halin- dedirler. Örgütler birliği bütün devrimci araçlann kullanılması ile emperyalist yu- tıa hayvanlann dişlerinin kınlmasımn ve onlann kimseye zararlan dokunmayacak bir hale getirilmesinin başanlacağına ke- sinlikle inanmaktadır. Yoldaşlar, bu eseri yaratmak için ha- vaya kalkan eller birbirine uzanıyor. Ben sonuna kadar bizimle birlikte dövüşmek isteyenlerin elini sıkıyorum; mücadele uzun olacaktır, ama bizim zaferimizle bi- tecektir. Yoldaşlanmıza başanlar dilerim. Yaşasın ezilenlerin birliği. Kahrolsun bu birliğin titrettiği ezenler. Başkan: Söz Enver Paşa'nın bildirge- sini Türkçeye cevirecek olan yoldaş Meh- met Emin'de. (Mehmet Emin çeviriyor) ni vardır: lç ve dış nedenler. Işte dış ne- denler; dört yü boyunca onbirden fazla cephede en güçlü burjuva devletlerine kar- şı dö\Tişen Türk köylüsü, artık köyünde alnının teriyle kazandığı ekmeği gönul ra- haüığıyla yemek istiyor. Ama Batıh ka- pitalistler, silahlannı elinden aldıktan son- ra onun üzerine Batı'dan Venizelosçu Yu- nan uşaklanm, Doğu'da ise Ermenistan Taşbaklanm gönderiyorlar. Türk köylü- sü emperyalistlerin ve uşaklanmn her git- tikleri yerde ateşle, demirle, bombayla kendilerini kabul ettirdiğini ve bir avuç maceraa ve eşkıyanm çahşan yığmlann emeklerinin üriinlerini kuvvet zoruyla kaptığmı biliyor. Fakat Türk köylüleri kendilerinin üzerine Yunanlılan ve Erme- nileri göndermek için alınan garip kara- nn uygulanmayacağını umarak bir zaman için sakin durdular. Bu sırada kendisinin savaşı halklann özgürlüğünü sağlamak için yaptığmı söyleyen Fransa, Suriye'yi işgal etmekle yetinmeyip kana ve ateşe boğduğu Adana'yı, Maraş'ı ve Borkiş'i de ele geçirdi. Uygarlık adma iş gördüğünü söyleyen Fransız Başbakanı istediklerinin hepsini aldıktan sonra yüzündeki maske- yi attı ve Bourbon Sarayı'ndan dünyaya şunu ilan etti: "Dogu'daki ekonomik çı- kariannı güven altına almak için Fransa lar ve pasalara karşı kutsal isyan duygu- su gelişiyor. Bu başkaldınş ve ekmeğinin tek bir parçasmı bile artık tstanbul'a, paşa ve beylerine ve onlann asalak uşaklanna vermeyeceğini anlatmış oldu. lşte yoldaş- lar, bu hareketin Batı'da söylendiği gibi asla burjuvaziye dayanan bir hareket ol- madığım kanıtlayan Kücük Asya'daki ya- kın devrimin neden ve etkenleri. Gerçek şudur ki Batı kapitalizminin Dogu'daki suç ortaklan-Ennenileri, Taşnaklan, Ve- nizelosçu Rumlar ve aynca eski saray mensuplan, eski paşalar ve onlann Ingi- liz kapitalizminin çıkarlan için padişahın yakın çevresinde entrikalar yapan aracı- lar itilaf devletlerinin kollanna atıldıkla- n sırada, Anadolu devrimcüeri, onlar, kı- zü devrimin doğmakta olan guneşine doğ- ru yöneldiler. Çıkarlan bu halk hareketi tarafından tehdit edilen sıruflar her yer- de karşı devrimci saldınlara girişiyorlar. Asalak karşı-devrimciler, Sıvas'ta Şeyh Recep, Bayburt'ta Şeyh Eşref ve yüzyıl- lar boyunca yoksul halkın sırtından sağ- ladıklan talanla gecinmeye alışrmş Çapa- noğlu ailesi Yozgat'ta tstanbul ile el ele verip Anadolu devrimine karşı bir komplo örgutlediler. lstanbul'da Anadolu köylü- sunün köleliği çok doğal karşılanıyordu. Bu noktada anlaşıp Anzavur Paşa'nın da katılmasıyla kendilerine dinin koruyucu- su süsünü vererek Anadolu devrimini yen- mek istediler. Yoldaşlar, Anadolulu köylüler ve dev- rimciler, çevreleri bu talancılar ve hain- lerle dolu olduğu halde buyük bir içten- lik ve heyecan ile uluslararası devrime baş- vurdular. Onlar, tüm insanlığa kurtuluş getirecek olan III. Enternasyonal'in ka- derine bağlı olduklanna inanıyorlar. Emperyalistler tarafından dağıtılan Meclis'ten sonra ve halkın haklannın ko- ruyucusu olarak örgütlenen halkçı- devrimci hükümet tutumunun içtenliğüıi Moskova'ya gönderdiği delegasyon heyeti ile kanıtlamıştır. O, Anadolu'dan yürek- ten gelen bir içtenlikle uzatılan elin yürek- ten sıkılmasından mutluluk duyacaktır. O, insanlıgın kurtuluş için sadece onun il- kelerinin yetkin olacağma inandığı bu devrimden ahlaki ve toplumsal dersleri al- maya hazırdır. Yoldaşlar, bu açıklamalar- dan açıkça görünüyor ki Anadolu uygar- hğa doğru olan yürüyüşünde son evladı ölene kadar bağımsızhğını korumaya ka- rarlıdır ve o Sovyet Rusya'mn kendisine uzattığı eh" büyük bir içtenlikle kabul ede- cektir. Yaşasın Sovyet Rusya ve sadık bağla- şığı devrimci Doğu! Zinovyev: Başkanlık Kurulu biraz ön- ce dinledığinız bildirgeler hakkında bir ka- rar onaylamanızı öneriyor. Bu karar metni size Macar yoldaşımız Bela-Kun ta- rafından okunacak. Bda-Kon: Doğu Halklan Kurultayı'nın Başkanlık Kurulu, oybirliğiyle şu karan sizin oyunuza sunmayı kararlaştırmıştır: Enver Paşa'nın ulusal Türk hareketi hakkındaki bildirgesini dinledikten son- ra Doğu Halklan Kunıltayı şu kararlara vardı: 1) Kurultay dünya emperyalizmine kar- şı savaşan ve özellikle Doğu halklanru ezen ve sömüren lngüiz-Fransız emperya- lizmi korsanlanmn tüm dünya emekçile- rini kölelik altında tutmak için sürdürdük- leri çabalara karşı koyan bütün Türk sa- vaşçılarına sevgilerini ifade eder. Aynen Komünist Enternasyonal 2. Kongresi'nde olduğu gibi I. Doğu Halklan Kunıltayı da yabancı emperyalistlerin boyunduruğun- dan Doğu'nun ezilen halklannı kurtarma- ya çahşan ulusal devrimci hareketleri des- teklemek istediğini bildirir. 2) Bu arada kurultay, Türkiye'deki ulu- sal devrimci hareketin yalnızca yabancı sömünicülere yönelik olduğunu ve bu ha- reketin işci ve köylülerin ezümekten ve sö- mürühnekten genel anlamıyla kurtuhna- lan demek olmayacağı gerceğini de orta- ya koyar. Bu hareketin başansı Türk ça- hşan yığınlan için en önemli sorunlann çözümünü getinneyecektir: Toprak soru- nu ve vergiler sorunu, değişik uluslardan oluşmuş Doğu'nun kurtuluşu için en önemli engel olarak kalacaklardır. 3) Kurultay, geçmişte bir gnıp empcr- yalist gücün çıkarlan için Türk işci ve köy- lülerini ölüme götüren ve Türkiye'nin ça- hşan yığınlannı yüksek rütbeli subaylar ve zenginler diktatörlüğü gibi çift tarafh bir tehlikeye sürükleyen bu hareketin önder- leri hakkında ihtiyatla söz edihnesi gerek- Uliğine inanır. Kurultay onlara eylemle- riyle halka hizmet etmeye hazır oldukla- nnı kamtlamayı ve eski yanhşlıklaruun iz- lerini silmeyi önerir. Kurultay bir yandan Türkiye'nin ve Doğu'nun çahşan yığınla- nnı ulusal devrimci hareketi destekleme- ye çağınrken, öte yandan Türk işci ve köylülerine kendi öz örgütlerinde topla- nıp yabancı emperyalistlerin kurtuluş sa- vaşının sonunda zenginlerle olan ilişkile- ri ve onlar üzerindeki etkileri sayesinde pay almalanna, bürokratlann ve general- lerin (paşalar, derebeyleri vb.) köylülerin sırtından geçinmelerine hiçbir biçimde izin vermemelerini sahk verir. Ancak böyle olursa, Türkiye'nin emekçi halkı sömü- rücülerden ve baskıcılardan kurtulabilir, ancak böyle olursa, fabrikalar, toprak, madenler genel bir deyişle ülkenin tüm zenginlikleri yalmz ve yalmzca emekçile- rin çıkarlan için kullanılabilir. Yann: Bakü'de Amerika yargılanıyor KADIKÖY 1. SULH CEZA MAHKEMESİ KARAR EsasVo Hâkm Sanıl K.H. 1990'1583 Karar No : 1991/420 C.Sav. No : 1990/8427 A. Şenay Angun 16685 Kâtip : Nilüfer Karadağ 893 Davacı Haticetuban Tereli; (Hatice Tuban Tekeli); Mustafa Cengiz ve Guner kızı, 1966 Aksaray doğ. Aksarav/Merkez, Pamucak mah. C: 022-01 S: 12 Kut: 6'da nüf. kayıtlı, Nışantası Buyükçiftlik Sok. No: 20 Şışli adresınde oturur, şarkuteri çalıştmr, bekâr, okur yazar, sabıkah. Suç : Gıda maddeleri tuzuğune muhalefet Suç "arihi : 18.7.1990 \ıkanda hüviyeti yazılı sanık hakkında mahkeraemizde yapılan açık duruşma sonunda: G. 3ÜŞÜNÜLDÜ: Clay tarihi olan 18.7.1990'da yapılan kontrolde sanığın sorumlusu olduğu dukkânın vıtrin buzdolabından satışa arzedılmiş kaşar peyniri- nin^saf etiketirrin olmadığı, evsaf etiketi olarak sadece "eski kasar peyniri 12.700 TLÎ' yazısının olduğunun tespit edildiği, tepsitin yapıldığı nunune zaptını bizzat sanığın imzaladığı, yaptırılan kimyevi tahlilinde 13.8.1990 carihli raporda kımyevı evsafının uygun ise de, numune zapında da belirtildiği gibi evsaf etiketi bulunmadığından gıda maddelerı tuzuğunun 64. maddesine aykın olup 66/a maddesine gore de takit ve tağşiş edilmiş sayılacağının belirtildiği, sanığın hazırlıkta alınan ifadesinde peynirde evsaf etiketinin olduğunu, duşmesinin mumkun bunnmadığım belirttıği, duruşmada ise vitrin buzdolabı camında fiyatı gosteren yukarda yazılı etiket dışında evsaf etıkedininde olduğunu. buıususun her nedense numune zaptına geçmediğini, kendisinin ise zabıt düzenlenirken dukkânda olraadığını savunmuştur. >minle dinlenen zabıt munzii şahitler, sanığın savunmasınıo aksine vitrin buzdolabında, peynirin üzerinde evsaf etiketinin olmadığını ols idı yazacaklarını, bu hususa dikkat ettiklerini, zaten zaptı bizzat sanığın imzaladığını, sadece "eski kaşar 12.700 TL!sı" yazısının bulun- duıınu anlatmışlar, savunma şahitteri ise evsaf etiketinin duşmüş olabileceğini sanığın zaptı okumadan imzaladığını anlatmışlardır. "ukarıda tek tek sıralanan delıllere göre olay gunü sanığın sorumlusu olduğu dukkânda yapılan kontrolde soz konusu kaşar peynirinin gıa maddeleri tüzüğunun 64/2 maddesinde yazılı evsaf etiketinin bulunmadığı ve bu suretle sadece fıyatını ve cinsıni gosteren etiketle satışa suulduğu anlaşılmış ve sanığın musnet suçu işlediği hususunda vicdani kanaat uyanmıştır. anığın daha önce gıda maddeleri tuzuğune muhalefet suçundan Kadıkoy 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 987/260 esas 987/740 karar sayılı 15 1990 tarihli kararı ve Kadıköy 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 90/596 esas 90/615 sayılı 13.6.1990 tarihli karanyla mahkûm olduğu, 4. Suı Ceza Mahkemesinin karanmn 647 sayılı kanunun 6. maddesi uyarmca tecil edildiği, 2. Sulh Ceza Mahkemesinde verilen cezanın ise 32.00 TLİsı ağır para cezası olduğu, kararın tarihi itibariyle CMUK'nun 305/1. maddesi uyarınca temyız kabiliyetinin bulunmadığı ve bu suttle de tekerrüre esas olmadığı anlaşılmıstır. ıına göre; anığın fiiline uyan TCK'nun 398. madde uyarınca uç ay hapis ve beşbin TL.sı ağır para cezası ile tecziyesine, ağır para cezası suç tarihi itiariyle 3506 sayılı kanunla 3 misli ve 3591 sayıb kanunla 2 mıslı artırılıp, otuzbin TL. sı ağır para cezası ile tecziyesine. fapis cezası gunluğü takdiren beşbin liradan paraya çevrilerek dörtyüzellibın TL. sı ağır para cezası ve diğeri ile toplanıp NET1CETEN SAİ1ĞIN DORTYUZSEKSENBİN TL.sı AĞIR PARA CEZASI İLE TECZIYEStNE TCK.nun 402 Maddesi uyarınca hapis cezasına eş sü; sanığın curme vasıta kıldığı meslek ve sanatın ve licaretin TATİLINE, fiilin işleniş biçimine ve niteliğine gore takdiren on gün sureyle iş\rmin KAPATILMASINA, kesinlesen karar ozetının buyük harflerle yazılmak suretiyle ve kapatma sureci kadar kalmak uzere kapatılan işrınin goze carpan bir yerine YAP1ŞT1RIL.MASINA. aynca karar özetinın Mahkemece C. Savcılığına bıldırilmesine ve masrafı bilahare hiıümluden alınmak üzere Ankara, Istanbul, İzmir'de yayımlanan ve tirajı yüzbinin üzerinde bulunan bir veya iki gazetede DERHAL İLAN EILMESINE. iilin işleniş biçimine gore başkaca indirmeye takdiren >er olmadığına. anığın bir daha suç işlemeklen kaçınacağı yolunda kanaat uyanmadığından takdiren tecile yer olmadığına. vvelce tecil edilmiş Kadıköy 4. Sulh Ceza Mahkemesi ilammın ınfazı için mahkememize bildiride bulunulmasına. 400 lira yargılama giderinin sanıktan tahsiline, sanık ve vekılınin yokluğunda Yargıtay yolu açık olmak uzere verilen karar açıkça okun- dı 20.3.1991 Basın: 44940 Zamanınız değerliyse: BEST: IllZIl! GÜNDOGARKEN Ambiance BAR İLAN PENDİK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN BİLDİRİLMİŞTİR Esas No: 1991/482 Davacı: Arsa Ofisi Genel Müdürluğü Vekili: Av. Serdar Ündemir Davalı: Hülya Tayoğlu Batı mah. Ankara Cad. 13 Kartal Dava: 2942 S.Y.nin 16. md. gore Tescil Cevap süresi: 10. gün Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tescil davasının mahke- memizde yapılan açık yargılaması sonunda: Davalmın belirtılen adresine dava dilekçesinin tebliğ edilemedığı ad- res araştırmasında da adı geçenin elverişli adresınin tesbit edilemedi- ğı anlaşılmakla 7201 sayılı kanunun 28/29 md. hükmune bınaen da- va dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Davalmın 26.12.1991 tarihinde saat 10.00'da hazır olması belli edi- len gun ve saatte gelmeniz veya kendinizi bir vekil ile temsil ettirme- niz gerektiğınden gelmediğiniz veya özür bildirmediğiniz ve delil ib- raz etmedığıniz tekdirde HUMK'nun 213 ve 275. maddeleri gereğin- ce yargılamanın yokluğunuzda yapılacağı ve hukum kurulacağı dava dilekçesinin tebliğ yerine geçerlı olmak üzere ilan olunur. İş bu ilan, yaymlandığı günden başlayarak 15 gün sonra yap.imış sayılacaktır. 14.11.1991 Basın: 43140 . CUMHURIYET KITAP KUUIBU 120 Yayınevi 8000 Kitap 40 Temsücilik 50000 Üye 4 Mağaza (Istanbul) GelinÜye olun Tüm kitaplan indirimli edinin ÜYELİK 50.000 TL. YENİLEME 30.000 TL. Cumhuriyet Kitap Kulübü, Çağ Pazartama A.Ş. Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu 34334 - İstanbul Tel:512 05 05420hat) Posta Çeki No: 666322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle