Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET/16 1 ARALIK 1991
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
MûdOrtûOû'nden ataıan bilpye gö-
n, M v m r t m doğusu, Karadene, iç
Anacttu'nun kuay « do0usu, Doöu
Mrianiz. Doju v« GOneydoflu Anado-
kı bMptori yafet geçscek. Yaflışlar
saflmk «aMMe otoc*. Karadenian
iç tafantori, İç ve Dofrı Aradokı'nun
kuzeyi üe Marrara'nın doOusunda
yûksaktoflfe karta kanşık yaflmur gö-
rVmak. H M StCAKUâ: Onen* b»
depşMk o t n ^ K * . HÛZSAft Kuay
ve do0u yMertan orta kuvvatfe, lo-
sa sfiraf frtna saMnde oiacak. Oe-
nblanfe rttzgar: Karadeniz, Marmara
va Egatte fırdna beMenJyor. Marmara
VBEQrteywyw3340dencmii hela esecek, rtaoâr dalaa yük- Ş
seMSiriSmetn!yeyOlGellsc«k.VanGfitt:\&ûmuı1u, kuvveörib-* " »
gfciı olacak gökle gorûş uzakkflı 10 km. dolayında otacak. (olum
Oafef A 10° 5°Maü(ya
açm yagmurlu f | asi *-"** 8-buJullu G-oûleş» K-karlı S-ssi Y-yaJmurlu
J ^ _
Helsinkı ^ ^
Lenıngrad
Moskova
Karııre»
BULMACA
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4
1/ Uzerinden geçtiği 1
insanlara mutluluk
ve zenginlik getirece- 2
ğine inanılan mitolo- „
jik kuş... Işyeri. 2/ J
Tkkımada... Kadın- 4
lann bluz üzerine giy-
dikleri yelek. 3/ Bir 5
tür tuzsuz ve yumu-
şak peynir... îlaç. 4/ 6
Spor karsılaşmala- j
nnda seyircileri coş-
turan kimse... Kur- 8
naz, açıkgöz. 5/
Dans ayakkabısın- 9
dan esinlenerek ya-
pılmış, düşük ökçeli ve dekolte tip
hafif kadın ayakkabısı. 6/ Iskambil-
de koz... Kalıba dökme, kalıpla bi-
çim venne. 7/ Asker... Pamuk ipli-
ğini sannaya yarayan el çıkrığı. 8/
Halk şairi... Küçük. 9/ Pokerde bir
oyuncunun önündeki paranın tü-
mü... Yanağm alt kısmı.
YUKARmAN AŞAGIYA:
1/ "Gevheri der işler — / Katırlar
baskındır ata / Olur olmaz maslaha-
ta / Çocuklar kanşır oldu"... Atlas Okyanusu'nda Portekiz'e
ait takımada. 2/ Faiz... Hukuk. 3/ Hindistancevizi ile romdan
yapılan hafif alkoüü bir içkL. Bir kttrk hayvanı. 4/ Hindistan'da
dokunan pamuk ve keten kumaş... Yemin. 5/ Birbirine ekli par-
çalardan oluşan ve kendi kendine hareket eden soyut heykel.
6/ Tlrnak boyası... Yeniçerilerin kayıtlı olduklan kütilk defteri.
•7/ Eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatmakta kullanılan deyim
sözü... Seyrek dokunmuş bir tür kumaş. 8/ Yabanıl incir ağacı-
na ve bu ağaçlarda döllenmeyi sağlayan sineğe verilen ad... Af-
rika'da bir ülke. 9/ Ahmak... Çevik.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Ingiliz lirası
1 ARALIK 1931
Geçen hafta gayri tabii
temevvüçler göstermekte olan
İngilız lirası iki günden beri
memulün hilafında kısa
tenezzüller göstermiş, 792
kuruş iken 50 kuruş kadar
sukut etmiş ve dün borsada
742'ye kadar düşmüştür.
Ingiliz lirasının bu tenezzûlü
piyasamızda bir cıhetten hayret uyandırdığı gibi diğer
rihetten de bu sükutun tngiliz maliyesinin bir manevrasından
ibaret olduğu kanaatine tevlıt etmıştir.
Bu hususta salahiyettar bir zat bir muharririmize şu beanatta
bulunmuştur:
"-Ingiliz lirasının bu sükutu gayet tabiidir. Daha düşmesi de
varittir.
Geçenlerde tngiliz lirasının sükutundan dolayı
hükûmetimizin zarar gördüğünü söyliyenler olmuştu.
Halbuki iş tamamile aksinedir. tstanbul vilayeti bile Ingiliz
sükutundan dolayı üç dört bin liralık bir kar kaydetmiştir.
Konsorsiyom da vazieti düzeltmiştir. Evvelce paramız
sterline bağlı olduğu zaman konsorsiyom sermayesi de tabii
Ingiliz lirası üzerine idi. Bugün Fransız frangı ile beraber
gıden paramız konsorsiyom için de tamaraile lehimize
rakamlar kaydetmiştir.
Kontenmeselesi de paramızın kuvvetlenmesine, tediye
muvazenemizin teminine yardım edeceği cihetle çok yakın
bir atide bir çok yûklerin hafıfliyeceğine şahit olacağımız
muhakkakür."
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Sosyal Demokrat Parti
1A1ALIK1961
Sosyal Demokrat Parti'nin kuruluş haarlıklan ikmal edilmiş
olup Fuat Köprûlü önümüzdeki hafta Ankara Vilayetine
kuruluş müsaadesı almak için müracaat edecektir.
Fuat Köprülü bugün de partınin kuruluş hazırlıklan
müaasebetiyle bazı kimseleri kabul etmiş ve kendileriyle
görûşmüştür. Köprülü'nün ifadesine göre, Demokrat Parti
1945'te kendisi tarafından kurulmuştur. Bu bakımdan temiz
elenanlarla tak\iyeli bir yeni partiyi de kurma hakkını gene
kerdisinde bulduğunu belirten Köprülü. Orfı İdarenin
kalkması münasebetiyle fıkirlerini serbestçe yayma
zarcanının geldiğini söylemiştir.
Karavelioğlu mustafi
Tabi senatörlerden eski Milli Birlik Komitesi üyesi Kurmay
Bimaşı Kamil Karavelioğlu ordudan mustafi sayılmış ve
karır bugün kendısine teblığ olunmuştur.
Biliıdiği gibi Milli Birlik Komitesi üyeleri 42 sayılı kanunla
Bü;ûk Millet Meclisi açıldığında senatörlüğe getirilmişlerdir.
42 iıyılı kanun yayınlandıgı tarihte Kamil Karavelioğlu
YüAaşı olduğundan ve kanun binbaşıdan itibaren subaylan
kapadığından bundan faydalanamamıştır.
ICaavelioğlu orduya müracaatla izinli sayıunasını istemişse
de hı talebi kanuna uygun bulunmadığından müteber
olnamış ve kendisi müstafi sayılmıştır.
GECEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
Kanlı Soygun
l
fs
1990,
sünbul dün yine olağanlaşan "cnma soygunl«n"na sahne
oldı. Küçükköy'de bir kuyumcu dükkânını soyan silahh
kişıerden biri polislc ginştikleri çatışmadan ölü, iki
sowuncu 1.5 kilo altınla ele geçirildi. Çatışmada bir polis
cneauru ağır yaralandı. Üç ayn silahlı soygunda da
Salpazan'ndaki Kaptanoğlu Denizcilik Şirketi'nden 72
müon. Yenibosna'daki Mudurnu Tavukçuluk'tan 2.5
nuron, tstanbul Tekstil ve Konfeksiyon Ihracatçı
Biriklen'nin mutemedinden de Levent'te 74 milyon lira
çabdı. Üç soygunun faillen olaydan sonra kaçtılar
DÜNYA'OA BUGÜN
Bnjkml
Amsfcnlam A 9°
Aımon Y 19°
AkB A 12°
Y 26°
Y 14°
13°
4°
8°
4°
8"
Y 2°
Y 18°
A 27°
A y
Y 17°
A 7°
Y 19°
A 7°
A 8°
Y 18°
Ctnmro
Ckkto
Mrn
FranMır
KMn
Lmngrad A S°
Londn A H°
Y 12°
A 8°
A 3°
A 8°
A 7°
A 8°
A 3°
A 28°
Y 9»
A 8»
A 9»
Vtym A 6°
Zûrtı Y 2°
Mosfcma
ttûr*
Ntattrt
Oslo
Pans
Prao
Ro*na
Sotyt
Şmı
islAviv
Inus
İLAN
BEYOCLU 4. SULH HUKUK
HAKİMLİĞİ'NDEN
Davacı Muhittin Kuşlu vekili tarafından mahkememizde açılan ve-
oet davasında;
Adıesi tesbıt edilememiş, ancak İzmir, Kunıçay Hane: 156 Cilt: 75'de
nfusa kayıtlı Ali eşi Zehra Hepgüler'in duruşmanın bırakıldığı
112.1991 &aat: 11.00 tarihine kadar duruşmaya gelerek eşinden inti-
U eden mirasta mülkiyeti mi yoksa intifa hakkını mı tercih etüği hak-
Inda beyanda bulunması aksi halde mülkiyeti seçmiş sayılacağı ila-
01 tebliğ olunur. 26.11.1991
Basın: 13884
Pttnyanın Sonu mu fct?
Spor yapılacak, futbol oynanacak, bunlann tümü sportif olaylar.
Spor yapmanın bir eğitim ve giderek bir kültür sorunu olduğu
gerçeği karşısında, toplum kesimlerimizin tümündeki yankısı
hemen hemen eşit.
Futbol, sporlann anası değil, fakat 20. yüz-
yılın en büyük toplumsal olayı olduğu da
tartışılmaz. Hiçbir din, hiçbir siyasal olay,
her hafta onbinlerce insanı bir araya toçla-
yamamışür. Futbol, sporlar içinde aync'ah-
ğı olan bir daldır. Bu, hiçbir pozisyonu'n
yeniden yaşanamaması gibi bir gizemin or-
taya çıkardığı olgudur. Birbirinin yinelen-
mesi olanaksız pozisyonlar. enstantaneler
unutulmaz, sürekli anlatılan öykülere dö-
ner. Geçen haftalardaki Beşıktaş'ın Fener-
bahçe'ye attıgı tartışmalı gol gibi.
Fenerbahçe, lige kötü, ama geçen yıla
oranla daha iyi başladı. Pazar günü de San-
yer karşısında kaybetti. Lig maratorunda
olağan sonuçlardır bunlar. Yer yerinden
oynadı sanki. Fenerbahçesavaş kaybetmiş-
ti. Gazete manşetleri, mezarlığa dönen
statlar, ne oluyor? Dünyanın sonu mu gel-
di?
bir eğitim ve giderek bir kültür sorunu ol-
duğu gerçeği karşısında, toplum kesimleri-
mizin tümündeki yankısı hemen hemen
eşit. Statlar mezarlık, tribünler küfür edebi-
yatının doruğunu yaşayan setler olarak
kabul görür ve algılanırsa, nereye gidiyoruz
diye, sporu nereye götürüyoruz diye bir so-
runun sorumluluğunu taşımamız gerekır.
Toplum kesimlerimizin, sanata, kültüre
yakınlık ölçeği belli. spora ise gazeteyi ters
okuyan toplumumuzun çokluğu da açık.
Burada görev büyük ölçüde basına düşü-
yor. Acaba basın bu görevi tam olarak
yerine getirebiliyor mu? Bunun tartışılma-
sında yarar olduğuna inananlardanız.
Bunun için bu konu tartışmaya açılmalıdır.
Spor yapılacak, futbol oynanacak, bun-
lann tümü sportif olaylar. Spor yapmanın KAŞIF TÖRE / Isfambnl
Osmanlı împaratorluğu her şeyden önce iç dinamikler sonucu
değil, dış dinamikler sonucu dağılma sürecine girmiştir. 2.
Abdülhamit'in tahta çıktığı dönemde Sırplar, Bulgarlar ve diğer
Balkan uluslan Osmanlı İmparatorluğu'na karşı
ayaklanmışlardır.
Cumhuriyet Gazetesi'nde 10 Kasım 1991
ve 12 Kasım 1991 günleri biri, çalışmalannı
takdirle izlediğim ve biz fstanbullulann
kendisine çok şey borçlu olduğurnuz Sayın
Çelik Gülersoy'a, diğeri de M.Ü. Basın-
Yaym Yüksek Okulu öğretim üyesi Sayın
ayırdetmek amacıyia kullanılıyordu. Ulus-
çuluk akımlannın imparatorluğu oluştu-
ran halklar mozayiğinde Osmanlı
tmparatorluğu'ndan kopmalara yol açtığı
bir dönemde, Osmanlı halkının Türk unsu-
runa yeni bir siyasal kimlik kazandırmak
tersini göstermektedir. Osmanlı imparator-
luğu her şeyden önce iç dinamikler sonucu
değil, dış dinamikler sonucu dağılma süre-
cine girmiştir. 2. Abdülhamit'in tahta çıktı-
ğı dönemde Sırplar, Bulgarlar ve diğer
Balkan uluslan Osmanlı împaratorluğu'na
karşı ayaklanmışlardır. Bu durum Batı'-
daki ulusçuluk akımırun özellikle Osmanlı
Imparatorluğu'nun önce Türk olmayan
halklan arasında belirlemesine yol açmış-
tır. Böylelikle bir kültürel mozaik oluşturan
.n
A % y y
Atatürk'ün birkaç yanlışından biri. bir ırk
seçkinliğindençağnşımlargeürenözdeyiş-
leregitmesidir'diyerekkanımca bundan da
Atatürk'ün "Ne Mutlu Türküm Diyene"
özdeyişini an.msatmak istiyor. Bu özdeyişe
bugünkü siyasal değer yarg.lan açısmdan
bakt.ğ.mızda.rkçıçağnş.mlaryapıyorola-
bihr. Ancak kanımça bu özdeyişi. söylendi-
ğı ortamın siyasal ve tanhsel koşullan
içinde değerlendirmek gerekir.
19. yüzyıla kadar Türk ve Türkiye ara-
sında birincisi, "Cahil Anadolu Köylüsü"
anlammda, diğeri de, Türkçe konuşan Os-
manlı ile diğer dilleri konuşan Osmanlıyı
ınlamıyla küçük düşürücü bir biçim-
de kullanan düşünceye karşı bir söylem
oluşturmak zorunluluğu doğmuştu. Os-
manlılar ulusal bir bilinçten o kadar yok-
sundular ki 1908 Hürriyet'in ilanım Fransız
Ulusal marşını çalarak kutlamışlardır. Işte
bu nedenlerle ötürü "Ne Mutlu Türküm
Diyene" özdeyişini o dönemin koşullan
içinde değerlendirmek gerektiği kanısında-
yım.
Sayın Dr. Melda Cinman Şimşek'in tartı-
şılması gerektiğıne inandığım görüşü de,
Türk ulusçuluğunun Osmanlı Imparator-
luğu'nun parçalanmasına yol açtığı görûşü-
dür. Oysa yapılan araştırmalar bunun tam
uran
clanm ve bu
unsurlann kendilerinden önce Osmanlı Im-
bir ulus bilinci ile
23;
miştir... Balkan savaşı ve sonuçlan ulusal
bir idealin somutlaşma koşullannı hazırla-
mış ve Türkçülük akımı siyasal arenada
boy göstermiştir.
AYŞE ATALAY/tstanİMd
M0RAMA^FtYAT KAZANÇ ORAN1. PtYASA OEĞERİ-
DEFTER DEGERİNE GÛRE, YIUJK BAZDA
ENİYİ
1OKİS
FİYAT KAZANÇ ORANI, PİYASA DEĞERİ-DEFTER DEĞERİNE GÖRE,
YIUJK BAZDA BORSA'NIN ENİYİ 10 HİSSESİ
•DANİMARKAU ORTAK BULUN, KREDİ AUN": IFU ADU DANİMARKAU KURULUŞ,
ORTAK YAT1RIM İSTEYEN TÜRK MÜTEŞEBBİSIERE ÇAĞRIDA BULUNUYOR
c
FRANCHISING'DE İHRACAT HAMlfSL.TÜRK FİRMALARI ARTIK YURTtHŞINA MARKA
SATIYOR... ÖNCÜLER ÜMON VE SAGRA
RUSÇA Bİ1£N ELEMANA TAlfP YOĞUN... HANGİ KURS, NEREDE, KAÇA?
TÜRK AKARYAKIT PİYASASINDA ÇOKULUSLU DEVTİRİN SAVAŞI... ELF, ESSO,
TECACO TÜRKİYE'DE
YABANCI BANKAIAR, TÜRKLEŞİYOft. YAVUZ CANEVİ, BANOUE INDOSUEZ'E ORTAK
TURİZM SEKTÖRÜNDE KREDİ KAVGASI: MESUT YILMAZ: "VERDİK", TURİZMCİlfR:
"AIMADIK"
"TEKSTİIDE DÖNÜM NOKTASINDAYIZ"... GİYİM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ BAŞKANI
HASAN ARAT ANLAT1YOR
İMBK KUUSlfRİNDEN HAFTANIN UYAR1LARI
M0RAMA
32 SAYFALIK OTOMOTİV SEKTÖR EKİ PANORAMA İLE ÜCRETSİZ
tLAN
VtZE ASLİYE
HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
Esas No: 1989/221
Karar No: 1991/104
Davacı TEK Genel MüdürlO-
ğü vekili avukat Fatma Demir-
çak tarafından davalüar Mehmet
Kınkçı ve arkadaşlan aleyhine
açılan 2942 sayüı kanunun 6 ve
17. maddesi gereğince tescil da-
vasının yapılan açık duruşması
sonunda;
Yukanda isimleri yazılı taraf-
larla ilgili mahkememizin
2.7.1991 ttrih ve 1989/221 esas,
1991/104 karar sayılı karannda;
"davacı veküinin davalüar aley-
hine açoğı davasmın kabulOne ve
2942 sayıh Kamulaşurma Kanu-
nu'nun 17. maddesi gereğince
kamulaşorüan Vlze üçesi Devlrt
mahallesi Aktoprak mevkiinde
bulunan ve tapu sicilinde
18.6.1990 tarih Ada 30, Parsd 36
numarasında 1/4 hissenin Hüse-
yin oğhı Hasan, 1/4 hissenin Ha-
san Eşi Şefika 2/4 hissenin
Mustafa oglu Mehmet Çankçı
adına kayıtlı bulunan gayrimen-
kulfln kamulaşürma krokisinde
trafo olarak gösterilen ve ifraz
edilmiş olan (122) metrekarelik
kısmın davalüar Müdür Hasan
(Hüseyin oglu), Hasan eşi Şefi-
ka Ue davalüann murisi Musta-
fa oglu Mehmet Kınkçı arflanna
kayıtlı olan tapu kaydının iptali
Ue bu gayrimenkulde trafo ola-
rak gösterilen (122) metrekardik
lasmın TEK Genel Mudürlügü
adına tapuya tescüine" denümek
suretiyle hukum kurulmuş olup
davalüar Müdür Hasan Ue Şefi-
ka'nm adresleri meçhul olduğun-
dan ve bu karar kendüerine
teblig edilmediginden, bu kara-
nn ilan tarihinden itibaren 15
gfln içinde kanun yoluna mura-
caat etmeleri, edilmedigi takdir-
de mahkememizce verilen
karann kesinleşecegi Uanen teb-
Uğ olunur. 16.8.1991
Basın: 50579
tZMİR
4. ÎCRATETKtK
MERCtt
HÂKİMLİGt'NDEN
Dosya No: 1991/1041
DUekçi: Akdeniz Tekstil
San. ve Tic. A.Ş.-1332 So-
kak No: 19 Taç Sanayi üstü
— İZMİR
Yukanda ismi ve adresi
yazılı bulunan dilekcinin,
alacaklılan ile konkordato
akdetmek uzere hâkimliği-
mize 29.11.1991 tarihinde
müracaat etmiş olduğu ilan
olunur.
EV KADINLARI İÇİN
YABANCI DİL KURSLARI
Ankara Üniversitesi TÖMER, ev kadınlan için özel
ve uygun saatlerde yabancı dil kursları düzenliyor.
Adres: TÖMER
Ziya Gökalp Cad. No: 18/1
Kıalay-ANKARA
Tel: 134 26 64
134 30 90 (3 Hat)
Basın; 43194
MANtSA VALİLİĞİ
MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
llimiz Salihli tlçesi Yağbasan Köyü İlkokulu eski öğretmeni Halit
Yüdırım, TCK'nın 125 ve 65/3 maddesi gereğince 15 yıl ağır hapis ce-
zası ile cezalandınldığından Milli Eğitim Bakanhğı'nın 27.6.1991 gün
ve 12286 sayılı olurları ile 657 sayılı kanunun 98/b maddesi gereğin-
ce devlet memurluğundan çıkartılmıştır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 29. maddesi gereğince ilgiliye ila-
nen tebliğ olunur.
Basın: 44588
HÜSEYİN ERGÜN
Türklere Bir
Gorbaçov Gerek...
17 Aralık 1991 tarihli Sabah gazetesinin başlığı 'Demirel
Gorbaçov Gibi' idi.
Bir süredir Türklere Gorbaçov Kürtlere Gandi' başlığı al-
tında bir yazı yazmak istiyordum. Sabah'ın başlığı beni yû-
reklendirdi.
Türkiye'nin öteden beri bir 'Kürt sorunu' vardı. Ama geniş
halk kesimleri bunun dışında tutuluyordu. Kürt sorunu, Türk
devletinin güvenlik güçleri ile bir avuç Kürt aydını arasında-
ki mücadele içine hapsedilmişti.
1980'den sonra bu sorun, önce ağır ağır, sonra hızla ge-
niş kitlelerin biiinç ve bilgi alanına çıktı.
12 Eylül sonrası yönetiminin sorunu baskıyla çözmek ko-
nusundaki öngörüsüz yaklaşımı Kürtler arasında fitili ateş-
ledi.
Dünyada özellikle 1985'ten sonra meydana gelen değişik-
likler, Kürt sorununu Türkiye'nin bir iç sorunu olmaktan çı-
kardı. Paris Şartı, insan haklan ihlallerinin ülkelerin iç işidir
denip geçiştirilemeyeceğini kurallaştırdı. Körfez bunalımı ise
Ortadoğu'da kurulu dengeleri sarstığı gibi, Türkiye'nin gele-
neksel dostlarının aklına karpuz kabuğu düşürdü.
Sonuçta Kürt meselesi, bütün ülkenin havasını etkileyen
başlıca sorunlar arasına; belki de birinci sıraya yükseldi.
Bir anlamda, cin lambadan, ok yaydan çıktı. Bu konuda
eskiye dönüş olanağı kalmadı.
Dolayısıyla konuyu kaçamaksız bir şekilde ortaya koyup
tartışmak kaçınılmaz hale geldi. Bunun da birinci koşulu 'ül-
ke bölünüyor' heyulasından kurtulmak. Bundan kurtulmadan
sağlıklı bir tartışma mümkün değil.
Peki bu 'heyula'dan ^ — - ^ ^ _ ^ _ _ _ ^
nasıi kurtuiunur? Bir Türklere bir Gorbaçov
tek şekiide; bağımsız gerek, ki meseleyi
Kürt devieti kurma gö- tabuların ve heyulalann
%£&*&!£& baskis.ndan ujakele
savunulmasının ser- alabllSin. Artlk dlklŞ
best olmasıyla. Ancak tutmaz hale gelmİŞ
böylece, tartışmalar geleneksel düzeni
ipotek altından ç.kar. %esaretle bir yana
Kım bırlıkte yaşamak- .^rr, • raııa
tan yana kim ayrılmak ItBDIıSin.
istjyor belli olur. ^^~"""^~^^~"~™~"™~""^~'
İşte bunun için Türklere bir Gorbaçov gerek, ki meseleyi
tabuların ve heyulalann baskısından uzak ele alabilsin. Ar-
tık dikiş tutmaz hale gelmiş geleneksel düzeni cesaretle bir
yana itebilsin. 'vatan elden gidiyor' açıkarttırmasına katılma-
sın. Yani şallak mallak ortalıkta gezen krala, birbırlerinden
korkarak 'Efendim elbiseniz harika, ne güzel kumaşı, ne ha-
rika dikişi var...' diyenlerin arasındaki saf çocuk gibi 'Krai
çıplak' diye bağırabilsin...
Buna karşılık Kürtlerin bir Gandi'ye ihtiyacı var, ki şiddetin
şiddeti davet edeceğini ve tek direniş şeklinin şiddet olma-
dığını gösterebilsin. Beraber olmanın zorunluluğunu kavra-
sın ve halkına anlatabilsin. Yönetimlerle halklar arasındaki
farklılığı sergileyebilsin. Kürtlerin kimlik ve benliklerini tanı-
ma ve geliştirme mücadeleleri ile refah ve kalkınma özlem-
leri arasındaki dengeyi kurabilsin. Türkiye, Kürtlerin asıl çı-
karının Türkiye içinde kimtiklerini kabul ettirme ve geliştir-
me haklannı elde etmekten geçtiğini, bunun da halklar ara-
sındaki kardeşliği torpillemeden gerçekleştirebileceğin) an-
lamış olsun.
Türkiye'den kopmuş bir 'Kürdistan'ın çok daha antidemok-
ratik ve gelişme-Kalkınma olanağı çok daha zayıf olacağını
halkına göstersin...
Şimdi her iki tarafta da cesaretle krala çıplak demenin za-
man ıdır.
Türkler, barışçı ve demokratik olmak kaydıyla 'ayrılma' is-
teklerini yasal sayabılmeli; Kürtler, ulusal davaya ihanet dam-
gasını yemekten çekinmeden kimlik ve benlıklerıni Türkiye^
nin bütunlüğü içinde gördüklerini haykırabılmelidir.
Her iki taraftan bu yolda yükselecek sesler, binlerce yılın
kaynaştırdığı iki topiumun, insan haklan ve gönüllülük teme-
linde, sonsuza kadar kardeşçe yasamalarını sürdürmeleri-
ne en güçlü katkıyı yapacaktır.
HÜSEYİN ERGÜN, Mülkiyeliler Birliği tstanbul Şubesi
başkanıdır.
ÇAUŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
Bağ-Kur, "Sîgortahhğın BitisTiirilıi'
SORU: Bağ-Kur sigortalılan, "vergi yükümlülügü son bul-
duğunda Bag-Knr sigortalılıgı da son bulur mu" so-
rnsunu sıkca sonnaktadır.
YANITi Bağ-Kur Yasası'nın 25. maddesinde Bağ-Kur sigorta-
lılanndan "a) Gelir vergisi mükellefî olanlann mükellefiyetle-
rini gerektiren faahyetlerine son verdikleri" tarihten geçerli
olarak sigortalıhklan sona erer denilmektedir.
Bu konudaki uygulamalann değişik ve duraksamah olduğu
bize gelen mektuplardan anlaşılmaktadır.
Aynı konu ile ilgili bir olay için yargı yoluna gidilmiş ve ko-
nu Yargıtay Onuncu Hukuk Dairesi'nce karara bağlanmıştır.
(*)"ÖZET: Gelir vergisi mükellefî olanlann, mükellefıyetle-
rini gerektiren faaliyetlerine son verdikleri tarihten itibaren si-
gortalılıklan sona erer.
(...) Dava 20.4.1982 ile 31.5.1990 tarihleri arasında zorunlu
Bağ-Kur Uyesi olmadığının tespiti ile kurum sataşmasının gi-
derilmesine ilişkindir. Davacının kamyon işleteni olarak vergi
mükellefî bulunduğu ve bu nedenden dolayı 1982 itibanyla zo-
runlu Bağ-Kur Uyesi olduğu ve halen vergi mükellefıyetinin de-
vam eniği ve bu dönemden öncesi ve sonrası için Sosyal
Sigortalar Kurumu'na prim ödediği uyuşmazlık konusu değil-
dir. Uyuşmazlık, salt vergi mükellefîyetinin devam etmesi, bir
kimsenin zorunlu Bağ-Kur üyesi sayılması için yeteli olum ol-
madığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 1479 sayüı yasanın değişik 25/a mad-
desidir. Anılan maddeye göre gelir vergisi mükelİefı olanlann
mükellefiyetlerini gerektiren faaliyetlerine son verdikleri tarihten
itibaren sigortalıhklan sona erer. Davacı yargılama aşamasın-
da kendi adına ve hesabına çaüşması olmadığını söz konusu
dönemde hizmet akdine dayalı olarak çalıştığını ileri sürmüş-
tür. Bu durumda savunma Uzerinde durulmak ve özellikle kendi
adına ve hesabına çahşmanm mevoıt olup olmadığı yöntemince
araştınlmak, giderek bu dönemden önce ve sonrası için Sosyal
Sigortalar Kurumu'na prim ödendiği de göz önünde tutularak
1479 sayılı yasanın 24/11-c maddesi çevresinde gerekli incele-
me yapılmak ve sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik
inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul
ve yasaya aykın olup bozma nedenidir. (...)
(Yargıtay Onuncu Hukuk Dairesi, 6.6.1991 tarih, 1991/3799
esas ve 1991/5838 karar)
(*) Kaynak: Yargıtay Kararlan Dergisi, Kasım 1991, Sayfa:
1666
İLAN
T.C.
BİGADİÇ
ASLİYE HUKUK (TİÇARET)
MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ'NDEN
Davacı Bigadiç ılçesi Orta Mahallesi'nde ticaret ile ıştigal eden
Feyyaz Bilen vekili Av. Kamil Gündüz tarafından hasımsız
olarak açılmış bulunan konkordato talebine havi davanın yapılan
tensip kararı uyannca yapılan açık yargılamada verilen ara karan
gereğince;
Davacı vekilinin talebi üzerine davacıya 2'şer aylık süreler ile
iki defa konkardato mehli verilmiş, verilen mehil sonucu
davacının talebi olan Konkardato talebinin reddine veya
kabülune dair \erilecek karar için davacının göstermiş olduğu
tum alacakhlar ile davacıdan hak talep edenler var ise duruşma
gunu olan 25.12.1991 günü saat 9'da Bigadiç Asliye Hukuk
(Ticaret) Mahkemesi'nde tüm delilleri ile birlikte hazır olmalan
veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri ilan olunur.
Basın: 5057
V