25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/4 HABERLER 24 KASIM 1991 TURKERALKAN Muammer Aksoy'dan Erdal İnönü'ye Açık MektupErdal Bey, bilirsiniz politikada insanın sesi gür ve canlı çık- •naİKJır Sizin dünyanızda örgütlü olanlar, vurduğu yerden ses getirenler, kamuoyunu oluşturanlar etkili olur. Işsızlerın, mev- simlik işçilerin, çocuklann, ev kadınlannın, fakirlerin esamesi oile okunmaz politikanın doruklarında. Şimdi hükümete girdiniz ya, bakın çevrenize hep güçlü Dİanlan, örgütlü ve paralı olanları göreceksiniz. Sürekli ola- rak onların telkinleri ile karşılaşacaksınız. Sandıktan çıkmasını beklediğiniz "gül", sosyalistlerin sim- gesidir. Fakır, güçsüz, örgütsüz ve etkisiz kalanların simge- sidir. Sessiz çoğunluğun simgesidir. Asıl onlara kulak vermeye çalışın. İktidannızı, onların çı- karları doğrultusunda işletin. Yalnız gelecek seçimde tek ba- şına iktidar olmak için değil, aynı zamanda inandığınız ilke- ler uğruna "sessiz çoğunluğun sesini" duymaya çalışın. Ve unutmayın ki asıl sessiz çoğunluk bizim bu taraftadır. Gerçi biz oy veremeyiz, televizyonda konuşup gazetede ya- zı yazamayız, sokaklarda yürüyüş filan yapamayız, ama bizi de dinleseniz iyi olur. Erdal Bey bizi dınleyin, çünkü sizden alacağımız var. Ala- cağımız, sadece bir vefa borcundan veya sevgiyle anılmak- tan ibaret değil. Asıl alacağımız adalettir. Biraz ılerımde, yeşil çımenler üzerinde eski parti meclisi üyenız Bahnye Uçok'la yazar Turan Dursun'u görüyorum. Her ikisinın de Ataturkçü ^ — — — ^ — ı ^ — - ^ — Sandıktan çıkmasını beklediğiniz "gül", sosyalistlerin simgesidir. Fakir, güçsüz, örgütsüz ve etkisiz kalanların simgesidir. Sessiz mizden doiayı ökJürüi- çoğunluğun simgesidir. dük uygar dünyada ^ s / / on ıara kulak vermeye artık insanlar duşun- . ;._.._ı ı ceierinden doiay'sc- çalışın. Iktıdarınızı onların kak ortasında katiedii- çıkarları doğrultusunda işletin. Yalnız gelecek seçimde tek başına iktidar ve laik olmaktan baş- ka bir suçu yoktu. Bi- razdan Çetin Emeç de bıze katılacak, kur- duğunuz koalisyonu tartışacağız. Bizler, Erdal Bey, sadece düşünceleri- mıyor. Biz, özgür düşün- ceyi, eşitliğı, kardeşli- ği savunduğumuz içm olmak için değil. Aynı zamanda inandığınız ilkeler uğruna, "sessiz çoğunlugun sesini" duymaya çalışın. öldürüldük Arkamızdan bütün politikacılar çok derin ve anlamlı soylevler verdiler. Kanımızın yerde kalmayacağını, suçluların en kısa zamanda adaletın pençesıne teslim edi- leceğini söyledıler. Ama kanımız yerde kaldı. Bizi öldürenlerin bir teki bile ya- kalanamadı. Yıllar yılı Içişleri Bakanlığı'nda yuvatanan bir "Türk-İslam sentezcı kadrolaşma" heyetı, polısı, polis olmaktan çıkarmıştı. Polisı çağdaş anlayıştan uzaklaştırmış, kendı bünyesi için- deki Ataturkçü, laık eğılimde olanları etkisiz hale getirmişti. Böyle bir polıs örgutünün. bızım katıllerimizi bulmak için ça- balamayacağı çok açık değil mıydi? Erdal Bey, nıhayet tktıdara geldimz. Sizden adaleti yerine getirmenızi ıstıyoruz. Katıllerimızın bulunmasını ve cezalan- dınlmasını bekliyoruz. Polis örgütündeki kadrolaşmanın da- ğıtılmasının zorunlu olduğuna inanıyoruz. Mesut Yılmaz hükümeti ile birlikte bu kadrolaşmanın dur- duaılması doğrultusunda bazı adımlar atıldı, fakat bunların yetmedığı ortadadır. İçlşleri Bakanı'nın DYP'Iİ olması, bu konuda kesin bir ta- vır takınmanıza engel olmamalıdır. Toplumun güvenliği ve po- lisin tarafsızlığı, her türiü koalisyon hesaplarının üzerinde sa- yılmalıdır. Erdal Bey, unutmayın ki bize olan borcunuz, aynı zaman- da gelecek kuşaklara olan yükümlülüğünüzdür! VEFAT İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku ve Krimonoloji Profesörü, İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu öğretim üyesi, hocalann hocası, dürüstlük ve insanhk abidesi, mütevekkil ve kâmil insan, bana doğru yolu, sevgiyi, yaşam çizgimi öğreten, şevk ve teselli kaynağım, yegâne dayanağım, saygıdeğer ve sevgili eşim Prof. Dr. NEVZÂT GÜRELLfyi kaybettim. Aziz naaşı 25.11.1991 pazartesi günü öğle namazını müteakip Beyazu Camii'nden kaldınlarak Karacaahmet aile mezarlığına tevdi edilecektir. EŞİ AYLA GÜRELLİ VEFAT Merhum H. Nail ile Ruyet (Hüsniye) Gürelli'nin evlatlan, Cevat Gürelli, Sevim Eryıldız ve Metin Söylemezoğlu'nun ağabeyleri, Merih Gürelli ve Zafer Isfendiyaroğlu'nun babalan, Ali İsfendiyaroğlu'nun dedesi, Husrev Isfendiyaroğlu'nun kayınpederi, Bahattin Söylemezoğlu ile Belgin Gürelli'nin kayınbiraderleri, Ayla Gürelli'nin sevgili cşi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. NEVZÂT GÜRELLİ 23 Kasım 1991 günu Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 25 Kasım 1991 günu Beyazıt Camıi'nde kılınacak öğle namazını müteakip Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilecektir. Allah rahmet eylesin. AİLESİ NOT Çelenk gönderilmemesı, arzu edenlerin eğitim kurumlanna yardımda bulunmalan rica olunur. İLAN KADIKÖY 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ Kadıköy Acıbadem Cad. Kader Apt. 19/4 D: 8 adresinde ikâmet etmekte iken vefat eden muris Saime Sertel'ın terekesine hâkımliği- mizce el konulmuş olup adı geçeran mırasçılarının tespıtine gidildi- ğınden; Murıs Saime Sertel mirasçısı olduğunu ıddıa edenlerin ellennde mev- cut vesıkalan ile birlikte ılan tarihinden itibaren 3 ay ıçinde mahke- tneye muracaat etmeleri, aksi takdırde M.K. 534 maddesı gereğince terekenin Hazine'ye devredılece|i ilanen tebliğ olunur. 6.11.1991 Basın: 42625 AYAK SF.SLERİ — Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nin 'tabutluk' olarak adlandınlan hücrelerinin koridorn. Hücrekapttan ve mazgal delikleri sıkı sıkıya kapaUldığı için içeri ile dışannın tum bağları kesiliyor. tçeridekiler, dışanyı ancak kulaklarıyla algılayabiliyor. Bir tek 'gardiyanlann ayak sesleri' olüm sessizliğini boznyor. Eskişehir Cezpevi'nden tahliyeolan Tögaç, tabutluk9 denilen hücrelerianlattı Diri diri ffömüldükANKARA (ANKA) — Eski- şehir özel Tip Cezaevi'nden tah- liye olan Enver Togaç, tabutluk' olarak nitelediği hucrelerde, gar- diyanlann baskılanna ve dayak- larına maruz kaldıklanru belir- terek cezaevinin derhal kapatıl- masını istedi. Enver Togaç, HEP Ankara il binasmda açlık grevi yapan tu- tuklu ve hükumlü aileleriyle bir- likte düzenlediği basın toplanta- sında güvenlik için insanlara iş- kence yapılamayacağmı söyledi. Tahliyesine 17 gün kala Çanak- kale Cezaevi'nden Eskişehir özel Tip Cezaevi'ne nakledildi- ğini anlatan Togaç, kendisi gibi bir sürü tutuklu ve hükumlu- nün, yapılan işkenceler yuzün- den kaburgalannm ve burunla- nnın kırık, böbreklerinden ra- hatsız olduğunu söyledi. Gardiyanlann geceleri kori- dorlara girip "Kahrulsun komü- nistler, komunistlere ölum" di- ye bağırarak hücreleri bastığını ve rastgele insanlan dövdukleri- ni öne süren Enver Togaç, 5 adım uzunluğunda 3 adım ge- nişliğindeki hucrelerde insanca yaşamın koşullannın olmadığı- nı söyledi. 'Tabutluk' olarak isimlendirdiğı hücreleri Mısır fi- ravunlanmn gömütlerine benze- ten Togaç, siyasi tutsakların bu- ralara diri diri gömulduğunu sa- vunarak insanhk onurunun ayaklar altına ahndığını ifade et- ti. 2 gün önce tahliye olan To- gaç, 12 Eylül döneminde uygu- lanmak istenen ancak geri tepen çeşitli baskıcı yaptınmlann bu dönemde uygulanmaya çalışıldı- ğını da iddia etti. Cezaevi yıkılsın Sosyalist Parti Genel Sekreter Yardımcısı Yalçın Büyükdagfa da yaptığı yazılı açıklamada bakan- lann sözünü tutmasını istedi ve Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nin yıkılmasını istedi. Büyükdağh, tutuklu ve hü- kümlülere işkence yaptıklannı ileri sürdüğü cezaevi gorevlilen ile Adalet Bakanlığı Müsteşan Arif Yüksel'in görevlerinden ahnmalan ve haklannda soruş- turma açılması gerektiğini de belirtti. İŞKENCEYEÖRNEK—Tutuklu tbrahim Bingöl, insanhkdışıuygulamalarve işkenceyeömek' olarak yüzündekifaeniizkapanmamış yara izini gösteriyor. (Fotoğraflan RIZA EZER) ÖLAYLI ESKİŞEHİR CEZAEVİ'NDENNCTLAR Prof. Gürsoy İşkence devlet desteklitstanbul Haber Servisi — Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Eskişehir özel Tip Cezaevi'nin "işkence" iddiaları ile tekrar kamuoyunun gıindemine girme- si üzerine dün videolu bir top- lantı düzenledi. Bu toplantıda Prof. Dr. Gencay Gürsoy, 1990 yıhnda dönemin Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun bu cezae- vinde gazetecilerin sorulanru ya- nıtlarken tek kişilik hücreler hakkında "Bu odalarda kalmak isteyenler olabilir. Onun dışın- da kullanmamız söz konusu değil" şeklinde sözlerine iliskin şunları söyledi: "Eskişehir'de gösterilen bu odalar bazı mahkûmlar tarafın- dan lercih edilebilir. Ama bura- da gösterilen sadece yatmak için kollanılan bir oda degfl, mahkû- mnn izolasyonudur. Olay bir tccrittir ve bu da bir işkence yöntemidir." Geçen yülarda da gündeme gelen Eskişehir Cezaevi ve iş- kence iddialanna ilişkin Sungur- lu dahil bazı yetkililerin "işken- ce egitim meselesidir" dedikle- rini anımsatan Prof. Gürsoy, "Ama bu işkencenin engellen- mesini de uzatan bir düşünce- dir. Evet, her şeyin temelinde egitim yatar. Trafik de bir egi- tim sorunudur. Ama biraz ön- lem alındığında trafikte ne gibi degişiklikler olduğunu gorüyo- ruz. işkencenin de önlenmesi te- meJde bir egitim sorunudur, ama ben bir nörolog olarak id- dia ediyorum, devletin teşviği olmasa bir polisin, bir gardiya- nın işkence yapması mümkün değildir. Toplumumuzda bir hoyratlık vardır, ama aynı za- manda otorite korkusu da var- dır" diye konuştu. Bakanla pazarlık yapmadılar TURAN YILMAZ ESKİŞEHİR — Loş koridorlar, hüc- relerden yukselen seslerle yankılanıyor. Bağıran, demir kapılan tekmeleyen hüc- redekilerin sesleriyle... Gazetecilerin boşalttığı koridorlarda, hücre kapılanrun mazgal delikleri de sıkı sıkıya kapatılıyor. "Içeri" ile "dışan" nın son küçük bağı da kesiliyor böyle- ce. Dışanda ne olup bittığini ancak ku- lakları ile algılamaya çalışıyorlar. Kori- dorda birkaç ayak sesi mi yankılandı, bir haykınştır kopuyor. "Sayın Bakan, bnraya gelin, bizi din- leyia, Sayın Bakan..." Çağrüara bir yanıt alamamak nasıl bir duygu acaba? Çoğunlukla da yanıtsız kahyorlar. Çünkü görevlilerin ayak ses- leri bunlar. Adalet Bakanı Seyfi Oktay, yanında insan haklarından sorumlu Devlet Ba- kanı Mehmet Kahraman, milletvekille- ri, kitle ve meslek örgütlerinin yönetici- leri ile cezaevi görevlileri olduğu halde, hücrelerin bulunduğu koridorlara acılan sahanhkta duruyor. Kimlerle, nerede gö- ruşebileceğini konuşuyor. Cezaevini da- ha önce gezenler isim tisteJeri veriyorlar. Sonunda belirlenen isimlerle hücrelerin- de görüşülmesinde karar kılınıyor. Önce, gazeteci Deniz Tertel'e gidili- yor. Teztel'i ilk tutuklandığında da gö- ren Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Av. Şenal Sanhan'ın izlenimi şöyle: "Yaşlanmış gibi görüniryordu. Fizi- ki olarak bir yıpranma vardı yüzönde. Kınşıklıklann sayısı artmış gibiydi." Bakan Oktay, çoğunlukla dmlemeyi yeğledi: "Gece sabaha karşı alnup getirildik buraya. Bana kötu muamdc yapılmadı, ama haysiyet kıncı bir şekilde, kilodu- ma kadar arandım..." Sonra PKK davası sanığı Celalettin Can'a gidiliyor: "Biz kaçacak insanlar degiliz. 12 yd- dır içerdeyim. Her an tahliye bekliyo- rum. TerörieMücadde Vasası'nın iptali ya da bu yasa ile gelen haklar bizi ya- kında tahliyeye kavuşturacak. Yani ka- pıya bıraksamz kaçmayacak inaaniar var burada." Can, kaldığı hücreyi, havalandırma- sını gösterirken devam ediyor: "Kar yağdtfında ve eridiginde hava- landırma bötümii tümuyle donacak. Hücremiz de nemden yaşanmaz hale ge- lecek. Soguktan duramayacağız. Şimdi bile kaloriferlerin yanmasma karşın çok üşüyoruz." Ardından henuz davalan başlamayan tutuklular, Hatice Suna ve Günsel Şa- hin ile görüşüluyor: Bakan Oktay, dinledikten sonra gö- rüşlerini kısaca açıkhyor. "Kaldığınız bu yerlerin kapdannı aç- sak, koridorlara çıksamz, bunu istemez misiniz? Ardından da biz bu işi kökün- den halletsek. Biz bunu yapacağız, ce- zaevi sorununu ülkenin gündeminden indirecegiz. Peki siz de bu açlık grevin- den vazgeçmez misiniz?" Oktay'a, görüştüğıi kişiler, bu öneri- leri için konuşabileceği yeni isimler ver- diler. Fethi Özüm, Sabri Ok, Mustafa Karasu ve Mehmet Can Yüce getirildi. Beş temsilci, teklifi arkadaşlaruıa gö- türeceklerini, karan ondan sonra vere- ceklerini bakana söyledıler. insan Hakları Vakfı temsilcisi olarak cezaevi ziyaretine katüan Turk Tabipler Birliği Merkez Konseyi üyesi Dr. Ata Soyer'in bu konudaki izlenimi şöyle: "Getirilen bu dört kişinin bemen bir- birlerinin ellerini çok kuvvetli bir şekil- de sıkmaları dikkatkni çekti. Uzun sü- re birbirierini göremedikieri bemen beüi oluyordu..." Bakan Oktay, bunlara da aynı şeyle- ri söyledi. Açlık grevine son verilmesini istedi. Aldıklan yamt, başta Bakan Ok- tay olmak üzere herkesi umutlandırdı... "Siz bir koalisyon hükümeti ile gel- diniz. Bize karşı şu anda devleti temsil ediyorsunuz. Bize açık bir vaatte bulun- mamanızı da bu nedenle doğal karşılı- yonız. Ancak sizin buraya gelmenizi ve bizlerie konnşmanızı samimi buluyoruz, sornnu çözme isteği taşıdıfuuza inanı- yoruz. Önerinizi arkadaşlanmızla görii- şüp degeriendirecegiz." Bu umut öylesine yaygındı ki başta bakan olmak üzere heyetin hemenne- men tüm üylerinde sorunun çözüldüğü görüşü egemendi. Heyet başkente dön- düğünde de "Açhk grevi bitti" söylen- tisi yayıldı. Ancak henüz bitmemişti. Eskişehir Barosu Başkanı Akın Çamoglu dün Cumhuriyet'e, "Benim izlenimim, bu işin yttzde 90 halledildigi yönünde, be- nttz açhk grevine son vermemişler, ama her an bitebüir" değerlendinnesini yap- ü. Şimdi gözler Eskişehir'e çevrili. Çün- kü oradan gelecek bir haber, son gün- lerde hızla tırmanıp Ulke gündeminin baş köşesine oturan cezaevi sorununu belki de bir daha hiç geri gelmeraek üzere bi- tirebilir. Çetin'in ilk yurtdışı gezisi • ANKARA (ANKA) — Yeni Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, gelecek hafta ilk yurtdışı gezisine çıkacak. Hikmet Çetin, salı günü Strasbourg'da yapılacak Avnıpa Konseyi Bakanlar Komitesi Toplantısı'na katılacak. ANKA muhabirinin Dışişleri yetkililerinden edindiği bilgiye göre Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Toplantısı'nda Türkiye, komitenin başkan yardımcüığım da ustlenecek. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi dönem başkanhğı da gelecek mayıs ayında Türkiye'ye gececek. Hikmet Çetin'in Avrupa ulkelerinin dışişleri bakanlan ile taruşma olanağına kavuşacağı toplantının gundeminde Yugoslavya sonınu ve Sovyetler Birliği'ndeki durum yer alıyor. Bush ve Major, Demirel'i kutladı • ANKARA (AA) — ABD Başkanı George Bush ile lngiltere Başbakanı John Major, Başbakan Süleyman Demirel'i, Başbakanlık görevine başlaması dolayısıyla kutladılar. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Başkan Bush, mesajında, Demirel'le yakın ilişkiler sürdürme arzusunu dile getirdi, yakın bir zamanda kendisiyle bir araya gelmeyi umduğunu belirtti. Dışişleri Bakanlığı, Başbakan Demırel'in de Bush'a gönderdiği yanıt mesajında, yakın temasın sürdürülmesinden memnuniyet duyacağını belirttiğini açıkladı, Bush'la yakın bir gelecekte buluşma arzusunu paylaştığını belirtti. lngiltere Başbakanı John Major da Demirel'i, göreve başlaması dolayısıyla kutladı. Moğultay'dan DİSK'e destek • ANKARA (UBA) — Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, Askeri Yargıtay karanyla açılan ve yeniden faaliyetlerine başlayan DlSK'in, Iş ve Işçi Bulma Kurumu'na devredilen 2 trilyon liranın üzerindeki mal varhgının geri veriknesi gerektiğini söyledi. Moğultay, "Gerekli yasal prosedür tamamlandığı zaman ve yasal engeller kalktığı zaman DlSK'in malvarlıklannın geri verilmesı için tüm çabamızı sarf edeceğiz" diye konuştu. Bakan Moğultay, 12 Eylül döneminin sendikalarda yarattığı tahribatı gidermek, dönemin yaralarını sarmak için ne gerekiyorsa onu yapacaklarmı kaydetti. Özal, dinleniyor • MARMARtS (AA) — Cumhurbaşkanı Turgut özal, Okluk Koyu'nda dinleniyor. Eşi Semra özal ile birlikte önceki gün Marmaris Okluk Koyu'na gelen Cumhurbaşkanı Özal, dünu, koyda bulunan Cumhurbaşkanlığı Dinlenme Evi'nde geçirdi. Cumhurbaşkanı özal'ın deniz suyu sıcakhğını sorduğu, ancak denize girmediği bildirildi. Belediye başkanı mahkûm oldu • TARSUS (Cnmhuriyet Gıiney llleri Biirosu) — Eski Tarsus Belediye Başkanı Veyis Kemal Erdem ile 7 belediye görevlisi, usulsüz para toplayarak harcama yaptıklan gerekçesiyle açılan davada hapis cezasına çarptınldı. Yakınlarına çıkar sağladığı gerekçesiyle hakkında başka davalar açılan eski belediye başkanı Erdem ve yöneticilerin hapis cezası para cezasına çevrildi. Prof. Dr. Nevzat Gürelli öldü • İstanbul (İÜHA) — tstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nevzat Gürelli (68) vefat etti. Hastalığı nedeniyle uzun süre Ingiltere'de ve ABD'de tedavi gören Prof. Dr. Gürelli, önceki gece saat 03.00'te son olarak dedavi gördüğu Amerikan Hastanesi'nde öldü. Manisa'da 1923 yıhnda doğan Prof. Dr. Gürelli, • 1946 yıhnda İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle