Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24KASIM 1991** HABERLERİN DEVAMI
Avrupa Parlamentosu'nun Kararı...
(Baştarafı 1. Sayfada)
PKK eylemleriyle Türk Sılahlı Kuvvetleri'-
nin "güvenlik harekâtı"nın, bir yerde, aynı
kefeye konulmasını tepkiyle karşılamak do-
ğaldır.
Ama tepki gösterirken ölçüyü de elden ka-
çırmamak gerekır. Hâlâ bir kimlik arayışı içın-
de olan Avrupa Parlamentosu ile onun ka-
rarları, öyle abartılmaksızın yerli yerine otur-
tulursa, daha rahat edıleceğini sanıyoruz.
Bugün için bir Avrupa Parlamentosu'nun
değil, ama örneğin bir Avrupa Topluluğu Ba-
kanlar Konseyı'nin kararı çok daha önemlı-
dır. Nitekim Dışışlerı Bakanları Konseyı ay-
nı konuda bir karann eşiğınden son anda An-
kara'nın girişımiyle döndürülmüştür.
0 yüzden Avrupa Parlamentosu kararının
abartılmaması yerinde bir tutum sayılabilir;
fakat bu karara yol açan gelişmelerin ardın-
da yatan gerçeğe de özenle eğilmekten baş-
ka çaremiz yoktur.
Tabii bir nokta kesin:
Hiçbir devtet, kendi toprak bütünlüğüne ve
kendi yurttaşlarının güvenlığıne yönelik sal-
dınlar karşısında kayıtsız kalamaz. Kendi
variığına ve demokratik otoritesine dönük
şiddet ve terör eylemlerinı kabul etmez.
Onun için, Güneydoğu'da ortalığı kana bu-
layan PKK'nın vurkaç eylemleriyle mücadele
etmek, sılaha sılahla karşılık vermek, devle-
tin en başta gelen görevleri arasında yer alır.
Ama yine de unutamayız:
Bu iş yapılırken, insan haklarının çığnen-
mesinden ve teröre karşı "devlet terörü"n-
den kaçınılması da kuşkusuz bir başka in-
sanî görevdir.
Bu açıdan vurgulanması gereken bir baş-
ka nokta daha var:
Kuzey Irak'taki otorite boşluğunda kendi-
ne yenı üs olanakları sağlamış olan PKK'ya
karşı Türk Silahlı Kuvvetleri zaman zaman
sınırötesi harekât düzenlemek zorunda kal-
mıştır. Bunun son derece haklı gerekçelerı
de biliniyor. Ama yine de bu sınır ötesi çıkış-
lar konusunda herkesin kendi kendıne bazı
sorular sorması yararlı olabılir:
istenen sonuç alınabılmiş mıdir? Yaran ne
olmuştur? Devletler hukuku açısından nere-
ye kadar savunulabiür? Kuzey Irak'taki te-
rörist üslerıne yönelik saldırılar sırasında sı-
vıl hedefler ne ölçüde ayırt edılebilmiştir?
Uluslararası platformlarda yarattığı olumsuz
tepkiler göz önünde tutulduğunda, durum
nasıl değerlendırılebılır?
Bize öyle geliyor kı:
"Sınırötesi güvenlik harekâtı" konusu bir
daha gündeme geldiğı zaman bu soruların
karşılıklan özenle ele alınmalıdır. Çünkü "ya-
rar" ile "zarar" dengesi tartışılmaya değer
bir konudur bu
Güneydoğu'da çözüm, her şeyden önce
"askeri" değıl, "sıvil"dir. Halkla devlet ara-
sında geçen yıllar ıçinde derınleşen kopuk-
luğun gıderılmesi bu bakımdan büyük önem
taşıyor.
Tüm bu nedenlerle de yeni partamento ve
hükümete de büyük görevler düşüyor.
BAŞKENTTEN AHMET TAN
(Baştarafı 1. Sayfada)
Birinin babaannesi, öbürii-
nün bem babaannesi hem de de-
desi Kürt.
tkisi de ekonomi uzmanı.
tkisi de uzmanhk alanlan ol-
madıgı halde Dışişleri'ne bulas-
ü.
Özal, Bush ile dostluk yapa-
bilmek için bulaştı.
Çetin ise ana muhalefet par-
tisinin genel sekreteri sıfaüyla
bn dostlugu marke' edebilmek
için...
Burada bir anunsatmada fay-
da var. SHP'de destek degil
köstek ve berkesin birbiriyle ug-
raşması usuldendir. Hikmet Çe-
tin'e şa günlerde yamanan 'ni-
telik', Ingilizce bilmemesi...
Bu konuda iki notumuz var:
Birincisi, ana muhalefet par-
tisinin genel sekreterligi, Dısiş-
leri Bakanlıgı'ndan daha az
önemli bir görev degildi.
Bu görev, hele de Sosyalist
Enternasyonıü üyesi bir partinin
'iki numaralı yöneticisi' için en
az bir Dışişleri Bakanı kadar dil
bUmeyi gerektirir.
tkinci not ise Çetin'in en az
eski Başbakan Turgut Özal ve
Mesut Vılmaz kadar tngilizce
blldigine, bizzat eski ABD Btt-
yüketçisi Abromowitz'in tanık-
lık edecegidir.
Şöjie:
Körfez krizi sırasında SHP li-
derinin Saddam'ı ziyareti, Özal
kadar Busb'u da üzmüstü.
SHP Genel Sekreteri Çetin,
konuyu o günlerde ABD Biiyü-
kelçisi onuruna verilen bir ye-
mekte Abromowitz'le tartıştı.
Tartışma, ne Tiirkçe oldu ne
de Kürtçe. Abromowitz'in ana-
diünde gerçeklesti.
Bu tartısmada, Türkiye'nin
Avrupa'dan Ortadogu'ya
'köprii' olmasma da degi-
nilmişti.
Köprii işi' 12 Eyliil sonrası-
nın Türkiye siyasetuıe bir anna-
ganı.
HP lideri Necdet Calp,
Özal'a, "Satürnuun" diyerek
'köpriinün açıltşını' yapb.
'Köprii', daha sonra hem Is-
tanbullulann hem de bizim ha-
riciyedlerin basınm derdi oldu.
lstanbullnlann derdi, sayısı
ikiye çıktığı halde geçiş ncreti-
nin bir türlu azalmamasıydı.
Antika degeri lt«ımnmtş gjbi, ge-
çiş iicreti sörekli arUyordu.
Hariciyeciler de 'köprü'den
yorgun döstükr. Özal, önce
başbakan, sonra da cumhurbaş-
kanı olarak Türkiye'nin dış po-
litikadaki basansuun 'köprülük
yapabilmesine' baglı oldugunu
savundu durdu:
"—Ortadogu ile Avrupa'nın
köpriisü olabiliriz.
—Türkiye, Balkanlar'la Kaf-
kaslar arasında köpriidür.
—Ege ile Hazar Denizi,
Türkiye köprii yapüırsa birieşe-
bilir."
Hariciyecilerimiz, 'köprülü
politika'ya kılıf hazıriamaktan
yorgun düşiiyorlardı.
Özal gitmedi, ama Demirel
geldi. Cumhurbaşkanı ANAP'-
sız kaldı.
Acaba Özal, "Türkiye köp-
riidür. Buyrun bizden geçin"
çagnlannı surdürecek mi?
Sorunun yanıtı için iki pazar
beklemek gerek.
Özal, eger Senegallilere de
"Türkiye, Afrika ile Avrupa
arasında köprii otabilir" derse,
Hikmet Çetin, Dışişleri camia-
sını toplayip tstanbnl'da araba
vapunı kuynıguna girecektir.
Çünkü Demirel, Ozal'ın 'dış
köprü'lerini yakma karannda-
dır.
TELEVİZYON GAZETECİLİĞİ VE BASIN MESLEK İLKELERİ
Dündar: Korsan TV muhatabnmz değil
TV Servisi — Basın Konseyi-
nin dözenledigi televizyon gaze-
teciligi ve basın meslek ilkeleri-
ni konu alan toplantıda, Ugur
Dündar kendini savundu. Dün-
dar, "Korsan TV bizim muha-
tabımız değil" dedi.
tl özel idaresi salonunda ya-
pılan Haluk Şahin'in yönettiği,
Uğur Dündar, Mehmet Ali Bi-
rand, 1Ü Basın Yayın öğretim
üyelerinden Prof. Ersan tlal,
TKFden tlhan Baş'ın katıldık-
lan panel, hayli renkli geçti. llk
konuşmayı yapan Mehmet Ali
Biraod, iletişimde katı ilkelerin
olmaması gereğini savundu. Bi-
rand, bu kuralları toplumun
kendisinın koyacağını ve yayın-
cılıkta tümüyle tarafsız oluna-
mayacağını vurguladı. Birand,
TV'nın içeriğinde ne kadar ha-
ber programı olursa olsun özun-
de eğlendirici bir yapısı bulun-
duğunu sozlerine ekledi.
Günün en renkli konuşması-
nı Prof. Ersan tlal yaptı. Yaban-
cı TV yayınlannı yabancı senna-
yenin ele geçirdiğini savunan
llal, yalnız Starl'in değil
TRT'nin de bu mekanizma için-
de olduğunu ve TRT'nin bir
kamu kuruluşu huviyetinden ay-
rıldığını ve programlarında
"reklama göre" hareket ettiğini
savundu. Prof. llal, bu konuda
örnekler verdi. Uğur Dündar'ın
insan sağlığını tehdit eden kıy-
malar ile ilgili programının ara-
sına "sosis reklanunın" konma-
sının buna güzel bir örnek oldu-
ğunu vurguladı. Reklama daya-
nan TV'lerin uyguladıklan yön-
temlerinin aynısının Türkiye'de
de uygulandığını savunan Prof.
llal, bunu "kaçış televizyonu"
olarak niteledi.
TRT adına konuşan tlhan Baş
ise yasalarda bağımsız olduğu
öne surUlen kurumun mali ve
personel işlemlerinde devlete
bağlı olduğunu, bu nedenle ta-
rafsız olduğunu söylemenin yan-
lış olacağını vurguladı.
Daha sonra söz alan Uğur
Dündar, yaptığı "araştınnacı ga-
zetecilik"ten örnekler verirken
kendisine sürekli baskı geldiği-
ni ve basında aleyhine daha ön-
ce de yazılar yazıldığını anlattı.
Dündar, daha sonra sözü kamu-
oyuna yansıyan "mizansen ha-
ber"e getirdi. Dündar, bu çocuk-
lann arasına kendi tanıdıklan ve
o çevrede bilinen birini soktuk-
larını doğrularken, "Bu çocuk-
lar zaten hırsızlık yapıyoriar. Biz
bu çocuklare sahip çıkılmasını
istedik ve onlann kazamlması
için harekete geçilmesini anlat-
mak istedik" dedi. Dündar, kor-
san olarak yayın yapan bir ku-
ruluş ile kendisinin muhatap ol-
madığıru da belirtti.
Daha sonra geçilen sorular
bolümünde Dündar, Milliyet ga-
zetesinden Musa Agacık'ın "Og-
rend eylemlerinde klasik bir
yöntemdir. Ögrencilerin arasına
bir polis sokulur ve o provokas-
yon yapar. Sizin yaptığınız da
benzeri bir hareket olmnyor
mu" şeklindeki sorusunu, böy-
le bir karşılaştırmanın yanlış
olacağını söyleyerek yanıtladı.
ADANA HİPODROMirNDAN
Engin 2, çok şanslı
MUSTAFA DURMUŞ
1. AYAK: Çalışmalannda
formda olduğunu kanıtlayan
Şahnız, ilk şansa sahiptir. td-
manlınnda dereceli işler sergi-
leyen Şimşek 88, daha sonra
düşüıülebilir.
2. AYAK: Grubun en iyi
perfcrmansma sahip olan En-
gin 2 nin usta jokeyi ile birin-
ciliğe uzanacağını varsayıyo-
ruz. "ahirağa ve Kırtay'ı rakip
olarac görüyonız.
3. VYAK: Kaliteli bir tay iz-
lenim veren Higt Lander ve
dün sabahki 37, 24.5 rahat
sprindnde iyi görünen Limon,
başta şans verdiğimiz isimler.
İyi br hazırlık dönemi geçiren
Tnıvı ve Istanbul'daki son ko-
şusuuda göz dolduran Pegasüs
de itnale gelmez.
4. VYAK: Süratli stili ve bu
mesaeye yatkınlığı göz önüne
ahndğında Nihan, ilk şansa sa-
hipti. Son yaptığı 40, 27, 13.5
sprininde göz dolduran Kır-
yunt le Bursa'dan formda ge-
len Aderviş, yanşın diğer şans-
lı isinleridiı.
5- VYAK: Bu yarışı için iyi
bir lazırlık dönemi geçiren
ArsLankız'ı başta tutuyoruz.
Bu rrrsafeye yatkın olan Şahin
116 At Istanbul'dan hazır gelen
Altmy, rakıpleri görünümün-
de. Imir pistini çok seven Es-
se v«Perçem, tabelanın diğer
şan&l isimleri.
6_ VYAK: iyi bir form tutan
DenJhan, kendine uygun bu
mesafeyi bize göre kazanacak-
tır. Oğİum, Cloe ve yeni yeni
düzelen Korhanbey'i sürprizde
öneririz.
TAHMİNLERtMİZ
l.KOŞU:F:(l)Aral,P:(ll)
Dedekorkut, S: (3) Oyacan.
2. KOŞU: F: (3) Şahnaz, P:
(7) Şimşek 88, P: (5) Jet'ador,
S: (8) Grace.
3. KOŞU: F: (1) Engin 2, P:
(2) Tahirağa, P: (5) Kırtay, S:
(8) Toprak.
4. KOŞU: F: (4) Hight Lan-
der, P: (5) Limon, P: (6) Tru-
va, S: (12) Pegasüs.
5. KOŞU: F: (8) Nihan, P:
(6) Kıryunt, P: (1) Aldermiş, S:
(3) Hasandede.
6. KOŞU: F: (4) Arslankız,
P: (9) Şahin 116, P: (2) Altı-
nay, P: (17) Esse, S: (12) Per-
çem.
7. KOŞU: F: (1) Denizhan,
P: (2) Oğlum, P: (5) Cloe, S:
(3) Korhanbey.
(Baştarafı 1. Sayfada)
neden olacaksınız" diyerek teh-
dit etti.
ödenmeyen sosyal haklarını
almak için 16 gün önce iş yavaş-
latma eylemi yapan Kartal Be-
lediyesi işçilerinden 35'inin işi-
ne son verilmesi üzerine önceki
gün Kartal Meydaru'nda büyük
bir gösteri düzenlenmişti. Işçile-
rin iş yavaşlatma eylemlerini
surdürmeleri üzerine Kartal Be-
lediye Başkanı Mehmet Ali
Büklü bir gazeteye ilan vererek
işçileri eyleme son vermeye ça-
ğırdı. "Kartal Belediyesi tşçile-
rine Açık Mektup" başhğı altın-
da verilen ilanda, "7 kasundan
beri sendika yöneticisi ve temsil-
cilerinin yanlış yönlendirmesi ile
yaptığınız kanunsuz grev nede-
niyle calısanlar dışında kalan
herkes tazminatsız olarak işten
atılacak dunımdasuuz" denildi.
Büklü, açıklamasında attığı
imzadan dönmesinin asla müm-
kün olmadığını belirterek şunla-
n söyledi:
"Çalışmadıgınız günlerin üc-
reti ve dolayısıyla sosyal hakla-
nnız kesilecek. Yasal grev, yani
toplusözleşme grevi olmadıgı
icüı bunlan geri istemeniz müm-
knn degil. llk etapta 35 işçi ar-
kadaşmız tazminatsız olarak iş-
ten atıldı. Şimdi bunlan çogalt-
mak elinizde, ama azaltmak eli-
nizde degil. Bu isyerinde başlat-
tıgınız yanlış, haksız ve kanun-
suz grevinizin devamı işsiz sayı-
sını çogaltmaktan başka bir işe
yaramaz."
Belediye başkanı olarak "Ön-
ce olur dedigine sonra olmaz,
olmaz dedigini de olur diyen bir
başkan olmadığını" belirten
Büklu, "Yaptıgım hiçbir işlem-
Tnzla'daki Şise Cam'a bağlı işyerinden atılan iscileri desteklemek amacıyla başlaülan grev 46. günfinö dddnnta.
294 işçi vvdteye çıkıyor, yemek yemiyor ve işiyavaşlatıyor
Cam-Iş'te dayanışma grevi sürüyor
REMZİ GÖKDAĞ
Cam-tş Ambalaj Sanayii AŞ-
nin ekim ayında isine son verdiği
72 işçinin tekrar işe alınması için
çalısanlann başlattığı direniş 46.
gününü doldurdu. Fabrikada
çalışan 294 işçi viziteye çıkıyor,
yemek yemiyor, işi yavaşlatıyor.
Amaç, 9 ekimde işlerine son ve-
rilen 72 arkadaşına tekrar işba-
şı yaptırmak. lşverenin "Çıkan-
lanlar geri alınmayacak" şeklin-
deki taviz vermez tutumuna kar-
şın işçiler umutla eylemlerini
sürdürüyorlar.
Tuzla'daki Şişe Cam'a bağh
Cam-lş Ambalaj Sanayii AŞ'de
9 ekim sabahı fabrikanın giriş
kapısma 72 kişilik bir liste asıl-
dı. Işveren, listede adı geçen ki-
şilerin işlerine son verildiğini
açıkladı. Gerekçe olarak mali
durumun bozuk olduğunu gös-
terdi. Selüloz-îş Sendikası'na
bağlı işçiler işten çıkartılan ar-
kadaşlannı desteklemek ama-
cıyla işi yavaşlatma kararı aldı-
lar. Karar bugune dek kesintisiz
uygulandı. Sonuçta şişe cam
mamullerinın ambalajlandığı bu
fabrikada iiretim yuzde 10'lara
kadar düştu. Ancak işveren, 9
ekimde uyguladığı kararı geri
almadı.
Fabrikanın arka kapısında
naylon çadırlardan yaptıklan
karargâhlannda eylemlerini sür-
düren işçilerle konuştuk. lşyeri
baş temsilcisi Mehmet Emin
Dunnaz, isteklerinin işten çıka-
rılan arkadaşlannın tekrar işe
dönmeleri olduğunu ve 1992
sözleşmesine kadar iş güvence-
PTT uydu hazırlıyor
(Baştarafı 1. Sayfada)
site ve özel sektör işbirliği kap-
samında yürütülecek.
Türk PTTsi tüm olanaklany-
la mikro uydu yapım program-
lanna katıhp projeye personel,
finans kaynakları ve tesis gibi
girdiler sağlayacak. "Türk Araş-
tınna ve Kurtarma Mikro Uydu
Programı" iki ana dalda gerçek-
leştirilecek. Esas olarak eğitim,
etüt ve dokümantasvona yöne-
lik olup Fransa'da surdürülecek
olan çalışmalar bir yıl içinde ta-
mamlanacak. Programın tümü,
1
Ariane-4 uzay aracı ile birlikte
Türkiye'de devreye girmesiyle
birlikte "kurtarma" alanında ye-
ni bir sektör doğacak. PTT AR-
GE Müdürlüğü'nün verdiği bil-
gilere göre sistem şöyle işleyecek:
"Örnegin denizde suya duyar-
lı telsiz, gemi veya tekneye yer-
leştirilecek. Denizdeki aracın
batmaya baslamasıyla birlikte
suya duyarlı telsiz, uyduya me-
saj göndermeye başlayacak.
Abonenin şifresiyle birlikte bil-
gikri de çıkacak. Buna göre
kurtarma ekipleri harekete gece-
cek. Örneğin sistem, bir afet
anında veya karayollannda ol-
dukça yararlı olacaktır."
Ancak böyle bir kurtarmaya
uzaya gönderümesini sağlayacak ilişkin altyapı olmadan bir ha-
kild d ü l d i ' berleşmenin ne ibi ilevi olacaşekilde düzenlendi.
TÜRKSAT projesi kapsamın-
da yapılan off-set anlaşmalara
göre mikro uydunun yörüngesi
alçak olacak. Türkiye üzerinde
700 kilometreye fırlatılacak uy-
du, bulunduğu yerden 2-3 saat-
te bir geçecek. Ancak uydunun
kapsama alanı genişletilerek bu-
lunduğu yerden her 15-20 daki-
kada bir geçmesi sağlanacak.
berleşmenin ne gibi işlevi oiaca-
ğı sorununa yetkililer, "Bu ko-
nudaki altyapı bizi ilgilendirme-
diği gibi görev alanımız da de-
gil" yanıtını verdiler.
Yetkililer, sistemin devreye
girmesiyle birlikte kendi altya-
pısını da beraberinde getireceği-
ni vurguladılar. Yapılan yatırı-
mın salt bir kamu hizmeti olma-
dığı, bu çahşmanın özel sektör-
(Baştarafı 1- Sayfada)
Konuşmasında koalisyon pro-
tokolünü eleştiren Erbakan, ko-
alisyon hükümetinin 'taklitçi'
zihniyeti esas aldığını, ülkenin
hiçbir sorununu çözemeyeceği-
ni öne sürerek şunları söyledi:
"Kurulan hükümet yüzde
48'lik bir azınlık hükümetidir.
Oysa bunun karşısında yüzde
52lik bir muhalefet gnıbu var-
dır. Bu muhalefetin dinamik gıi-
cünü ise partimiz oluşturuyor.
özellikle ABD ve Avrupa ulke- 'e birlikte yürütüleceği kaydedil-
lerinde kullanılan sistemin di.
İktidar bîr kunı saati
lktidann bir kum saatinden far-
kı voktur. Kum üç gündür ak-
maya başladı. Kum bitince bun-
lar da hukümet de bitecek. Her
gün yıpranıyorlar. Önemli olan
mUK göriiş, inançlı kalkmmadır.
Bir hükümel kurmuşlar, heye-
can yok. İnançlı kadrolar yok.
Demirel'in buradaki heyecanı,
koltuk heyecanıdır. Oysa bizim
bahsettigimiz milletin meseleie-
rİDİn çözumü heyecanı. 25 sene-
dir izliyoruz, biz bu fîlmi daha
önce 7 defa gördük."
Erbakan ülkede iki sirk ayna-
sı olduğunu, bunlardan birinci-
sinin Türkiye'deki seçim kanu-
nu, diğerinin ise medya olduğu-
nu vurgulayarak sözlerini şöyle
sürdürdu:
"Bu seçim kanunu ile seçim-
lerde çok o\ alan bir parti. Mec-
lis'e bunun gerektirdiği sayı ile
giremiyor. Televizyon ile basın
gerçekleri geregince yansıtamı-
yorlar. Televizyon ekranlannda
Refah Partisi'nin konuşmalan
bir iki cümleyle geçiştiriliyor."
Erbakan, seçimden sonra ger-
çek muhalefet görevinin RP'de
olduğunu, ANAP'ın muhalefet
yapamayacağını, çünkü bu par-
tinin lOyılda üjkeyi perişan ha-
le getirdiğini savunarak "RP'nin
toplam üye sayısı 1 milyondur.
Ve her ay da partiye 400 bin ki-
şi üye yaptırmaktadır. Amacı-
nuz ayda 80 bin üyenin kayıt
yaptırmasını saglamaktır" dedi.
Erbakan konuşmasının son
bolümünde seçimlerin üç ba-
kımdan memnun edici olduğu-
nu anlatarak şöyle konuştu:
den geri dönmem mümkün de-
ğil, bu mektubu oknduktan he-
men sonra işgal ettiğiniz işyer-
leriniz terk etmez işe başlamaz-
sanız gerçeği anlayıp işe başla-
yıncaya kadar her gün tazminat-
sız olarak iş akdi feshinin deva-
mına neden olacaksınız" dedi.
Büklü, gazeteye verdiği ilanın
son bolümünde de şunlan söy-
ledi:
"Çünkü bu kanunsuz greve
katılanlar, yani noter ve mahke-
me tespiti ile müdürlüklerce ya-
pılan tespitlerle çalışmayan her-
kes atılmayı hak etmiş durum-
dadır. Aynca belediyenin uğra-
dığı maddi zarar (iş kaybı)nın
tazminat olarak sendiladan; sen-
dika "Grev kararunız yok, işçi-
ler grev yaptı" derse, sizden is-
teyecegim. Buna mecburum,
çünkü burayı sizin alkışladığınız
size destekleyen 'Büklü istifa' di-
yen siyasi gelecekleri için haksız-
lıgı büe bile size yatınm yapan,
bikiiriyi yayımlayan, siyasal dal-
kavuklann keyfine göre değil,
altı yüz bin nufuslu Kartal taal-
kının çıkan ve yüriırlükteki ya-
salann öngördügu şekilde yo-
netmek durumundayım. Bu ne-
denle sizler ise başlamadan, sen-
dikanıza bugune kadar oldugu
gibi bundan sonra da hiçbir şey
görüşmeyecegimi bilmenizi isti-
yorum."
Bu arada dün Kartal Beledi-
yesi'nde bir araya gelen Çalış-
ma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Mehmet Moğultay ile Büyükşe-
hir Belediye Başkanı Nurettin
Sözen, taraflan bir araya geti-
rerek uzlaşma yollannı aradılar.
Nurettin Sözen'in bugün bir ba-
sın toplantısı ile gelişmeleri açık-
layacağı bildirildi.
"Bunlardan birincisi inanan
insanlarm vatan sathındaki iıs-
tün gayretleri, ikincisi bu seçim-
lerde milletimizin gösterdigi du-
yarlılık, sagduyu ve şuur. Uçün-
cüsiı ise seçimin neticesinin gös-
terdigi, kuriuluşun Refah Parti-
si'nde, milli gonışte olduğudur."
Nüfus kimliğimi yitirdim,
geçersizdir.
HACER NURA Y EVRENOS
Nüfus kimliğimi yitirdim,
geçersizdir.
ERHAN EVRENOS
SAT1LIK OTO
87 trafik çıkışlı, temiz 76
(Ekonomık model) Opel
Kadett. 17 milyon
Tel: 384 38 42
si istediklerini söylüyor. Yetkili-
lerin "Geriye dönüş yok" deme-
sine karşın 294 işçinin eylemle-
rini sürdürdüğünü belirten Dur-
maz, "tşten çıkarmalar olma-
dan önce 75 işçi işe alındı. As-
gari ücretle ahnan bu işçilerden
sonra daha yüksek Ucret alan 72
işçinin işine son verildi. Gerek-
çe olarak da ekonomik duru-
mun kötu oldugu gösterildi. İşi-
ne son verilen arkadaşlarımız
tekrar işbaşı >-apıncaya kadar ey-
lemimiz sürecek" dedi.
Selüloz-Iş Sendikası Genel
Teşkilat Sekreteri tsmail Kılınç
da "lşverenin ücret yüksekliği-
ni gerekçe gostererek 72 arkada-
şımızın işine son vermesini kını-
yoruz. Bu arkadaşlanmızın işi-
ne son verilmeden önce işe alı-
nan kişiler 1 milyon liraya gir-
diler. işine son verilenler de 1
milyon 800 bin lira ucret alıyor-
lardı. Aradaki 800 bin lira yu-
zünden işlerinde yetenekü bu ki-
şilerin işten atılmaları
samimiyetsizliktir" şeklinde ko-
nuştu.
işine son verilen 4 senelik iş-
çi Çeşminaz Ün sözleşmeden
sonra ücretlerinin 1 milyon 800
bin liraya çıktığını ancak bir ay
bu ücreti alabildiklerini, daha
sonra işine son verildiğini belir-
tiyor. Haklannı alana kadar di-
renişlerini sürdüreceklerini belir-
ten Un şöyle diyor: "Ya bizi fab-
rikaya alacaklar ya da fabrika-
yı kapatacaklar. Çünkü yüzde
10luk bir kapasiteyle bu fabri-
ka ayakta duramaz. Biz eylemi-
mizi sürdurmekte kararlıyız.
Onlar da bizi geri almamakta
kararlı olduklannı söylüyorlar."
5 sene önce kurulan fabrika-
nın 4 yıllık çalışanı Erdal Kaçak
da 16 ay kadrosuz çahştıklarını
belirterek "Son sözleşmede a>-
lıgımız 1 milyonun biraz ustune
çıktı. Tam sevinecektik işten çı-
kanlmalar başladı. Bir ay 1 mil-
yon 800 bin lira aldık. Kendimizi
kapı dışında bulduk" diyor.
CUMHURİYET/19
Kıbrıs
Bush
4'lü zîrve
için umutlu
VVASHINGTON (Cnmhnri-
yet) — ABD Başkanı George
Bush her iki ayda bir yayımla-
dığı Kıbrıs raporlarının sonun-
cusunda BM gözetiminde "Üst
düzeyde bir toplantının" 1991
sonuna kadar yapılması yolun-
daki umutlanrun tümüyle kay-
bolmadığının işaretlerini verdi.
Bush, "Taraflann iyi niyetli
çabalan kapsamında BM göze-
timinde üst düzeyde bir toplan-
tı yapılıp bir çerçeve anlaşması
1991 sonuna kadar ortaya
çıkanlabüir" dedi.
Başkan Bush'un "Üst düzey-
de toplanü" ifadesinden kastet-
tıği dörtlü zirve. Geçen günler-
de Dışişleri Bakanlığı Müsteşa-
rı Özdem Sanberk başkanlığın-
daki bir heyet tarafından Was-
hington'da yapılan görüşmeler-
de, ABD bu yıl bir dörtlü zirve
beklentisi içinde olmaması için
nazik bir şekilde uyanlmıştı.
Türk tarafı, Ankara'da yeni bir
hükümetin işbaşma geldiğini,
bu hükümetin Kıbns sorununa
adil, eşit ve kalıcı bir çözüm yö-
nündeki düşüncelerınin farklı
olmasımn beklenmemekle bir-
likte *yöntem' konusunda henüz
bir programının oluşmadığını
Washington'un dikkatine getir-
miş, bu da anlayışla karşılan-
mıstı.
Bush'un bu raporda 1991 yıh
için hâlâ ısrarh bir görüntü ver-
mesi Amerikan tarafının
'katılaştığı' anlamına gelmiyor.
Washington, Ankara'da yeni bir
hukumet işbaşına geldiği gerçe-
ğini yadsımıyor, ancak kendile-
ri açısından tutarlılıklarım sür-
durmek için bu umudun korun-
maya devam ettiğini vurgulama-
lan da gerekiyor. Yoksa 1991 yıh
içinde dörtlü bir zirve yapılma-
sını onlar da beklemiyor. Bir ay
içinde Ankara'mn kolunu bü-
küp dörtlü bir zirve için masa-
ya oturtmak gibi bir niyetin ger-
çekçi olmayacağını kendileri de
kabul ediyor. Ancak 1992 için
aynı şey söylenemiyor.
Çueen'in solisti AIDS
EDİP EMİL ÖYMEN
LONDRA — ABD'li basket-
bol yıldızı Magic Johnson'un
AIDS'e yakalanmasınm şoku
sürerken, pop müzik sanatçısı
Freddy Mercnry de AIDS oldu-
ğunu açıkladı. Queen Grubu'-
nun her zaman göze batan ha-
reketleri ile tanınan solisti "Son
iki haftadır hakkımda basında
yapılan yayınlan yanıtlıyonım.
Evet, AIDS oldum. Bu bilgiyi
kamuya açıklaraanın gerekü ol-
madığını ve yakınımdaki insan-
larm mahremiyetini korumayı
düşündüm. Ancak artık arka-
daşlanm ve grubumuzu seven,
dinkyen herkesin gerçegi bilme-
si gerek. Bu nedenle şimdi her-
kesi benimle birlikte bu korkunç
hastalıgı yenmeye davet
ediyonım" dedi.
Queen Grubu'nun 45 yaşın-
daki solisti Mercury, hastaneye
yatıp yatmayacağını henüz bil-
mediğini söyledi. Yayımladığı
açıklamada Mercury, "Özel ha-
yatım benim için çok önemliy-
di. Mulakat da vermezdim. Bu
tutumumu surdürecegim" dedi.
Londra'daki evinde aylardır
yalnız başına yaşayan Mercury'-
nin, kısa basın toplantısında sol-
gun ve çökkün olduğu görüldü.
Zanzibar'da görevli bir Ingi-
liz devlet memurunun oğlu ola-
rak dünyaya gelen ve ilk adı
Frederick olan Mercury, 1972
yılında 'Bohemya Rapsodisi'
adlı parça ile.adını ilk kez du-
yurmuş ve kısa surede pop mü-
zik dünyasının bir numaralı
isimleri arasına girmişti. Queen
Grubu, Disney tarafından 25
milyon dolara satın ahnan
Hollywood Records için plak
dolduruyor.
Mercury, göze batan ilginç ve
tuhaf yaşantısı ile magazin ba-
sınının gözde dedikodu mater-
yali idi. Günlerce suren partile-
ri ile tanımyordu. Buna karşılık
Mercury, Queen Grubu'nun
birbirini izleyen liste başı parça-
ları ile pop müzik dünyasında
saygınlığını sürekli koruyan bir
isim olarak kaldı. Queen'in son
3 parçası da derhal liste başına
yükselmişti. 'Innuendo* adlı
parçalan ocak ayında bir numa-
raya çıktıktan sonra, aynı adlı
albümleri de yine bir numaraya
yükseldi.
Mercury'nin de AIDS oldu-
ğunu açıklaması, pop ve sahne
dünyasında yeni bir bomba gi-
bi patladı. Daha geçenlerde, \r\-
giliz tiyatro sanatçısı Vanessa
Redgrave'ın ilk eşi Oscar sahi-
bi film yönetmeni Tony Ric-
hardson AIDS'ten öldü. 6 yıl
önce Rock Hudson'ın AIDS'ten
ölmesi üzerine popüler sanat
dünyası AIDS'e ilk kurbanını
vermişti. Geçen hafta ise Ame-
rikalı basketbol yıldızı Magic
Johnson, AIDS virüsü taşıdığı-
nı açıklamıştı. Mercury'nin has-
talığını açıklanması üzerine ko-
nuşan bir yorumcu, "Çok sayı-
da sanatçı ya eşcinseldir ya da
ber iki cinsle de ilişki kurmak-
tan zevk alır. Bu ise büyük risk-
ler taşıyor ve şimdiye kadar iz-
leyebüdigimiz tum açıklamalar,
sanınm bir buzdagının sadece
su üstünde kalan kısmıdır" de-
di.
ABC ABC^ABO
YILBASITURLARI
ABC-ABC-AB&
1 ARALIGA KADAR
3 0 $ KAZANIN
(Tûm fıyatlar ıkı ktşılik odada kişt başı)
ITALYA KLASIKLERI
26 Arahk 02 Ocak ozel Boeing 727 ile uçuş MİIano (3), Roma (3), Floransa (1),
3 gece odal
kahvaltı,4 gece yarım pansıyon, 3 yıldız şehır merkezi olellerde konaklama. Her şehırde bir
gûnluk tur, tfansferler, rehberlık, özel otobüs dahıl 5 4 5 $
GONLUNUZCE ROMA
THY ile direk Roma uçuş,
Şehir merkezi otellerde oda
kahvaltı konakiama,
transferler dahil
Lüks Minerva Crovvn Plaza Otel
4 yıldız Metropole Otel
3.5 yıldız Anglo Americano Otel
27 Arahk -2 Ocak
(6 gece 7 gün)
28 Aralık-2 Ocak
(5 gece 6 gün)
29 Arahk- 2 Ocak
(4 gece 5 gün)
_955J_ _ 845 $ 735 $
585$ 535$ 485T
565$ 515$ 465$
LONDRA
(Yılbaşı ve Yılbaşı sonrası ucuzluk tjru)
28 Aralık 3 Ocak, BA ile LÇJŞ, 6 gece
Mount Royal Otel Oda/kahvaltı,
transferler dahil
390 UKL
ATINA
29 Aralık 2 Ocak, Olympıc ile uçuş 4 gece Ledra
Marrıot Otel OdaTkahvaltı, yarım gun şehır turu ve
I transferler dahil 4 6 5 $
KIBRIS
29 Aralık 1 Ocak THY ile uçuş, 3 gece yarım
pansıyon, transferler dahil
DomeHotel 1.210.000 Tl.
L.A. Otel 975.000 Tl.
Grand Rock Otel 9 4 5 . 0 0 0 Tl.
KLASSIS
23 Aralık C1 Ocak
Yılbaşı Balosu dahil 1 . 9 6 3 . 5 0 0 . -
MOSKOVA - LENINGRAD
29 Aralık • 05 Ocak THY+4 yıldızlı oteller, tam pansiyon
27 Aralık • 03 Ocak Aeroflot+2 yıldızlı oteller. tam pansiyon
29 Aralık - 02 Ocak THY+ sadece Moskova 4 yıldızlı otel, T.P
$ 1.180
$ 850
$ 775
ABC""*L^ EMLAK BANKASI& Sjener Tunzm A Ş KUTJ uşudur
ISTİKLAL CAD. BALYOZ SOK BEYüüLr Tel: 152 60 7 0 (5 hat)