22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24KASIM 1991** HABERLERİN DEVAMI Avrupa Parlamentosu'nun Kararı... (Baştarafı 1. Sayfada) PKK eylemleriyle Türk Sılahlı Kuvvetleri'- nin "güvenlik harekâtı"nın, bir yerde, aynı kefeye konulmasını tepkiyle karşılamak do- ğaldır. Ama tepki gösterirken ölçüyü de elden ka- çırmamak gerekır. Hâlâ bir kimlik arayışı içın- de olan Avrupa Parlamentosu ile onun ka- rarları, öyle abartılmaksızın yerli yerine otur- tulursa, daha rahat edıleceğini sanıyoruz. Bugün için bir Avrupa Parlamentosu'nun değil, ama örneğin bir Avrupa Topluluğu Ba- kanlar Konseyı'nin kararı çok daha önemlı- dır. Nitekim Dışışlerı Bakanları Konseyı ay- nı konuda bir karann eşiğınden son anda An- kara'nın girişımiyle döndürülmüştür. 0 yüzden Avrupa Parlamentosu kararının abartılmaması yerinde bir tutum sayılabilir; fakat bu karara yol açan gelişmelerin ardın- da yatan gerçeğe de özenle eğilmekten baş- ka çaremiz yoktur. Tabii bir nokta kesin: Hiçbir devtet, kendi toprak bütünlüğüne ve kendi yurttaşlarının güvenlığıne yönelik sal- dınlar karşısında kayıtsız kalamaz. Kendi variığına ve demokratik otoritesine dönük şiddet ve terör eylemlerinı kabul etmez. Onun için, Güneydoğu'da ortalığı kana bu- layan PKK'nın vurkaç eylemleriyle mücadele etmek, sılaha sılahla karşılık vermek, devle- tin en başta gelen görevleri arasında yer alır. Ama yine de unutamayız: Bu iş yapılırken, insan haklarının çığnen- mesinden ve teröre karşı "devlet terörü"n- den kaçınılması da kuşkusuz bir başka in- sanî görevdir. Bu açıdan vurgulanması gereken bir baş- ka nokta daha var: Kuzey Irak'taki otorite boşluğunda kendi- ne yenı üs olanakları sağlamış olan PKK'ya karşı Türk Silahlı Kuvvetleri zaman zaman sınırötesi harekât düzenlemek zorunda kal- mıştır. Bunun son derece haklı gerekçelerı de biliniyor. Ama yine de bu sınır ötesi çıkış- lar konusunda herkesin kendi kendıne bazı sorular sorması yararlı olabılir: istenen sonuç alınabılmiş mıdir? Yaran ne olmuştur? Devletler hukuku açısından nere- ye kadar savunulabiür? Kuzey Irak'taki te- rörist üslerıne yönelik saldırılar sırasında sı- vıl hedefler ne ölçüde ayırt edılebilmiştir? Uluslararası platformlarda yarattığı olumsuz tepkiler göz önünde tutulduğunda, durum nasıl değerlendırılebılır? Bize öyle geliyor kı: "Sınırötesi güvenlik harekâtı" konusu bir daha gündeme geldiğı zaman bu soruların karşılıklan özenle ele alınmalıdır. Çünkü "ya- rar" ile "zarar" dengesi tartışılmaya değer bir konudur bu Güneydoğu'da çözüm, her şeyden önce "askeri" değıl, "sıvil"dir. Halkla devlet ara- sında geçen yıllar ıçinde derınleşen kopuk- luğun gıderılmesi bu bakımdan büyük önem taşıyor. Tüm bu nedenlerle de yeni partamento ve hükümete de büyük görevler düşüyor. BAŞKENTTEN AHMET TAN (Baştarafı 1. Sayfada) Birinin babaannesi, öbürii- nün bem babaannesi hem de de- desi Kürt. tkisi de ekonomi uzmanı. tkisi de uzmanhk alanlan ol- madıgı halde Dışişleri'ne bulas- ü. Özal, Bush ile dostluk yapa- bilmek için bulaştı. Çetin ise ana muhalefet par- tisinin genel sekreteri sıfaüyla bn dostlugu marke' edebilmek için... Burada bir anunsatmada fay- da var. SHP'de destek degil köstek ve berkesin birbiriyle ug- raşması usuldendir. Hikmet Çe- tin'e şa günlerde yamanan 'ni- telik', Ingilizce bilmemesi... Bu konuda iki notumuz var: Birincisi, ana muhalefet par- tisinin genel sekreterligi, Dısiş- leri Bakanlıgı'ndan daha az önemli bir görev degildi. Bu görev, hele de Sosyalist Enternasyonıü üyesi bir partinin 'iki numaralı yöneticisi' için en az bir Dışişleri Bakanı kadar dil bUmeyi gerektirir. tkinci not ise Çetin'in en az eski Başbakan Turgut Özal ve Mesut Vılmaz kadar tngilizce blldigine, bizzat eski ABD Btt- yüketçisi Abromowitz'in tanık- lık edecegidir. Şöjie: Körfez krizi sırasında SHP li- derinin Saddam'ı ziyareti, Özal kadar Busb'u da üzmüstü. SHP Genel Sekreteri Çetin, konuyu o günlerde ABD Biiyü- kelçisi onuruna verilen bir ye- mekte Abromowitz'le tartıştı. Tartışma, ne Tiirkçe oldu ne de Kürtçe. Abromowitz'in ana- diünde gerçeklesti. Bu tartısmada, Türkiye'nin Avrupa'dan Ortadogu'ya 'köprii' olmasma da degi- nilmişti. Köprii işi' 12 Eyliil sonrası- nın Türkiye siyasetuıe bir anna- ganı. HP lideri Necdet Calp, Özal'a, "Satürnuun" diyerek 'köpriinün açıltşını' yapb. 'Köprii', daha sonra hem Is- tanbullulann hem de bizim ha- riciyedlerin basınm derdi oldu. lstanbullnlann derdi, sayısı ikiye çıktığı halde geçiş ncreti- nin bir türlu azalmamasıydı. Antika degeri lt«ımnmtş gjbi, ge- çiş iicreti sörekli arUyordu. Hariciyeciler de 'köprü'den yorgun döstükr. Özal, önce başbakan, sonra da cumhurbaş- kanı olarak Türkiye'nin dış po- litikadaki basansuun 'köprülük yapabilmesine' baglı oldugunu savundu durdu: "—Ortadogu ile Avrupa'nın köpriisü olabiliriz. —Türkiye, Balkanlar'la Kaf- kaslar arasında köpriidür. —Ege ile Hazar Denizi, Türkiye köprii yapüırsa birieşe- bilir." Hariciyecilerimiz, 'köprülü politika'ya kılıf hazıriamaktan yorgun düşiiyorlardı. Özal gitmedi, ama Demirel geldi. Cumhurbaşkanı ANAP'- sız kaldı. Acaba Özal, "Türkiye köp- riidür. Buyrun bizden geçin" çagnlannı surdürecek mi? Sorunun yanıtı için iki pazar beklemek gerek. Özal, eger Senegallilere de "Türkiye, Afrika ile Avrupa arasında köprii otabilir" derse, Hikmet Çetin, Dışişleri camia- sını toplayip tstanbnl'da araba vapunı kuynıguna girecektir. Çünkü Demirel, Ozal'ın 'dış köprü'lerini yakma karannda- dır. TELEVİZYON GAZETECİLİĞİ VE BASIN MESLEK İLKELERİ Dündar: Korsan TV muhatabnmz değil TV Servisi — Basın Konseyi- nin dözenledigi televizyon gaze- teciligi ve basın meslek ilkeleri- ni konu alan toplantıda, Ugur Dündar kendini savundu. Dün- dar, "Korsan TV bizim muha- tabımız değil" dedi. tl özel idaresi salonunda ya- pılan Haluk Şahin'in yönettiği, Uğur Dündar, Mehmet Ali Bi- rand, 1Ü Basın Yayın öğretim üyelerinden Prof. Ersan tlal, TKFden tlhan Baş'ın katıldık- lan panel, hayli renkli geçti. llk konuşmayı yapan Mehmet Ali Biraod, iletişimde katı ilkelerin olmaması gereğini savundu. Bi- rand, bu kuralları toplumun kendisinın koyacağını ve yayın- cılıkta tümüyle tarafsız oluna- mayacağını vurguladı. Birand, TV'nın içeriğinde ne kadar ha- ber programı olursa olsun özun- de eğlendirici bir yapısı bulun- duğunu sozlerine ekledi. Günün en renkli konuşması- nı Prof. Ersan tlal yaptı. Yaban- cı TV yayınlannı yabancı senna- yenin ele geçirdiğini savunan llal, yalnız Starl'in değil TRT'nin de bu mekanizma için- de olduğunu ve TRT'nin bir kamu kuruluşu huviyetinden ay- rıldığını ve programlarında "reklama göre" hareket ettiğini savundu. Prof. llal, bu konuda örnekler verdi. Uğur Dündar'ın insan sağlığını tehdit eden kıy- malar ile ilgili programının ara- sına "sosis reklanunın" konma- sının buna güzel bir örnek oldu- ğunu vurguladı. Reklama daya- nan TV'lerin uyguladıklan yön- temlerinin aynısının Türkiye'de de uygulandığını savunan Prof. llal, bunu "kaçış televizyonu" olarak niteledi. TRT adına konuşan tlhan Baş ise yasalarda bağımsız olduğu öne surUlen kurumun mali ve personel işlemlerinde devlete bağlı olduğunu, bu nedenle ta- rafsız olduğunu söylemenin yan- lış olacağını vurguladı. Daha sonra söz alan Uğur Dündar, yaptığı "araştınnacı ga- zetecilik"ten örnekler verirken kendisine sürekli baskı geldiği- ni ve basında aleyhine daha ön- ce de yazılar yazıldığını anlattı. Dündar, daha sonra sözü kamu- oyuna yansıyan "mizansen ha- ber"e getirdi. Dündar, bu çocuk- lann arasına kendi tanıdıklan ve o çevrede bilinen birini soktuk- larını doğrularken, "Bu çocuk- lar zaten hırsızlık yapıyoriar. Biz bu çocuklare sahip çıkılmasını istedik ve onlann kazamlması için harekete geçilmesini anlat- mak istedik" dedi. Dündar, kor- san olarak yayın yapan bir ku- ruluş ile kendisinin muhatap ol- madığıru da belirtti. Daha sonra geçilen sorular bolümünde Dündar, Milliyet ga- zetesinden Musa Agacık'ın "Og- rend eylemlerinde klasik bir yöntemdir. Ögrencilerin arasına bir polis sokulur ve o provokas- yon yapar. Sizin yaptığınız da benzeri bir hareket olmnyor mu" şeklindeki sorusunu, böy- le bir karşılaştırmanın yanlış olacağını söyleyerek yanıtladı. ADANA HİPODROMirNDAN Engin 2, çok şanslı MUSTAFA DURMUŞ 1. AYAK: Çalışmalannda formda olduğunu kanıtlayan Şahnız, ilk şansa sahiptir. td- manlınnda dereceli işler sergi- leyen Şimşek 88, daha sonra düşüıülebilir. 2. AYAK: Grubun en iyi perfcrmansma sahip olan En- gin 2 nin usta jokeyi ile birin- ciliğe uzanacağını varsayıyo- ruz. "ahirağa ve Kırtay'ı rakip olarac görüyonız. 3. VYAK: Kaliteli bir tay iz- lenim veren Higt Lander ve dün sabahki 37, 24.5 rahat sprindnde iyi görünen Limon, başta şans verdiğimiz isimler. İyi br hazırlık dönemi geçiren Tnıvı ve Istanbul'daki son ko- şusuuda göz dolduran Pegasüs de itnale gelmez. 4. VYAK: Süratli stili ve bu mesaeye yatkınlığı göz önüne ahndğında Nihan, ilk şansa sa- hipti. Son yaptığı 40, 27, 13.5 sprininde göz dolduran Kır- yunt le Bursa'dan formda ge- len Aderviş, yanşın diğer şans- lı isinleridiı. 5- VYAK: Bu yarışı için iyi bir lazırlık dönemi geçiren ArsLankız'ı başta tutuyoruz. Bu rrrsafeye yatkın olan Şahin 116 At Istanbul'dan hazır gelen Altmy, rakıpleri görünümün- de. Imir pistini çok seven Es- se v«Perçem, tabelanın diğer şan&l isimleri. 6_ VYAK: iyi bir form tutan DenJhan, kendine uygun bu mesafeyi bize göre kazanacak- tır. Oğİum, Cloe ve yeni yeni düzelen Korhanbey'i sürprizde öneririz. TAHMİNLERtMİZ l.KOŞU:F:(l)Aral,P:(ll) Dedekorkut, S: (3) Oyacan. 2. KOŞU: F: (3) Şahnaz, P: (7) Şimşek 88, P: (5) Jet'ador, S: (8) Grace. 3. KOŞU: F: (1) Engin 2, P: (2) Tahirağa, P: (5) Kırtay, S: (8) Toprak. 4. KOŞU: F: (4) Hight Lan- der, P: (5) Limon, P: (6) Tru- va, S: (12) Pegasüs. 5. KOŞU: F: (8) Nihan, P: (6) Kıryunt, P: (1) Aldermiş, S: (3) Hasandede. 6. KOŞU: F: (4) Arslankız, P: (9) Şahin 116, P: (2) Altı- nay, P: (17) Esse, S: (12) Per- çem. 7. KOŞU: F: (1) Denizhan, P: (2) Oğlum, P: (5) Cloe, S: (3) Korhanbey. (Baştarafı 1. Sayfada) neden olacaksınız" diyerek teh- dit etti. ödenmeyen sosyal haklarını almak için 16 gün önce iş yavaş- latma eylemi yapan Kartal Be- lediyesi işçilerinden 35'inin işi- ne son verilmesi üzerine önceki gün Kartal Meydaru'nda büyük bir gösteri düzenlenmişti. Işçile- rin iş yavaşlatma eylemlerini surdürmeleri üzerine Kartal Be- lediye Başkanı Mehmet Ali Büklü bir gazeteye ilan vererek işçileri eyleme son vermeye ça- ğırdı. "Kartal Belediyesi tşçile- rine Açık Mektup" başhğı altın- da verilen ilanda, "7 kasundan beri sendika yöneticisi ve temsil- cilerinin yanlış yönlendirmesi ile yaptığınız kanunsuz grev nede- niyle calısanlar dışında kalan herkes tazminatsız olarak işten atılacak dunımdasuuz" denildi. Büklü, açıklamasında attığı imzadan dönmesinin asla müm- kün olmadığını belirterek şunla- n söyledi: "Çalışmadıgınız günlerin üc- reti ve dolayısıyla sosyal hakla- nnız kesilecek. Yasal grev, yani toplusözleşme grevi olmadıgı icüı bunlan geri istemeniz müm- knn degil. llk etapta 35 işçi ar- kadaşmız tazminatsız olarak iş- ten atıldı. Şimdi bunlan çogalt- mak elinizde, ama azaltmak eli- nizde degil. Bu isyerinde başlat- tıgınız yanlış, haksız ve kanun- suz grevinizin devamı işsiz sayı- sını çogaltmaktan başka bir işe yaramaz." Belediye başkanı olarak "Ön- ce olur dedigine sonra olmaz, olmaz dedigini de olur diyen bir başkan olmadığını" belirten Büklu, "Yaptıgım hiçbir işlem- Tnzla'daki Şise Cam'a bağlı işyerinden atılan iscileri desteklemek amacıyla başlaülan grev 46. günfinö dddnnta. 294 işçi vvdteye çıkıyor, yemek yemiyor ve işiyavaşlatıyor Cam-Iş'te dayanışma grevi sürüyor REMZİ GÖKDAĞ Cam-tş Ambalaj Sanayii AŞ- nin ekim ayında isine son verdiği 72 işçinin tekrar işe alınması için çalısanlann başlattığı direniş 46. gününü doldurdu. Fabrikada çalışan 294 işçi viziteye çıkıyor, yemek yemiyor, işi yavaşlatıyor. Amaç, 9 ekimde işlerine son ve- rilen 72 arkadaşına tekrar işba- şı yaptırmak. lşverenin "Çıkan- lanlar geri alınmayacak" şeklin- deki taviz vermez tutumuna kar- şın işçiler umutla eylemlerini sürdürüyorlar. Tuzla'daki Şişe Cam'a bağh Cam-lş Ambalaj Sanayii AŞ'de 9 ekim sabahı fabrikanın giriş kapısma 72 kişilik bir liste asıl- dı. Işveren, listede adı geçen ki- şilerin işlerine son verildiğini açıkladı. Gerekçe olarak mali durumun bozuk olduğunu gös- terdi. Selüloz-îş Sendikası'na bağlı işçiler işten çıkartılan ar- kadaşlannı desteklemek ama- cıyla işi yavaşlatma kararı aldı- lar. Karar bugune dek kesintisiz uygulandı. Sonuçta şişe cam mamullerinın ambalajlandığı bu fabrikada iiretim yuzde 10'lara kadar düştu. Ancak işveren, 9 ekimde uyguladığı kararı geri almadı. Fabrikanın arka kapısında naylon çadırlardan yaptıklan karargâhlannda eylemlerini sür- düren işçilerle konuştuk. lşyeri baş temsilcisi Mehmet Emin Dunnaz, isteklerinin işten çıka- rılan arkadaşlannın tekrar işe dönmeleri olduğunu ve 1992 sözleşmesine kadar iş güvence- PTT uydu hazırlıyor (Baştarafı 1. Sayfada) site ve özel sektör işbirliği kap- samında yürütülecek. Türk PTTsi tüm olanaklany- la mikro uydu yapım program- lanna katıhp projeye personel, finans kaynakları ve tesis gibi girdiler sağlayacak. "Türk Araş- tınna ve Kurtarma Mikro Uydu Programı" iki ana dalda gerçek- leştirilecek. Esas olarak eğitim, etüt ve dokümantasvona yöne- lik olup Fransa'da surdürülecek olan çalışmalar bir yıl içinde ta- mamlanacak. Programın tümü, 1 Ariane-4 uzay aracı ile birlikte Türkiye'de devreye girmesiyle birlikte "kurtarma" alanında ye- ni bir sektör doğacak. PTT AR- GE Müdürlüğü'nün verdiği bil- gilere göre sistem şöyle işleyecek: "Örnegin denizde suya duyar- lı telsiz, gemi veya tekneye yer- leştirilecek. Denizdeki aracın batmaya baslamasıyla birlikte suya duyarlı telsiz, uyduya me- saj göndermeye başlayacak. Abonenin şifresiyle birlikte bil- gikri de çıkacak. Buna göre kurtarma ekipleri harekete gece- cek. Örneğin sistem, bir afet anında veya karayollannda ol- dukça yararlı olacaktır." Ancak böyle bir kurtarmaya uzaya gönderümesini sağlayacak ilişkin altyapı olmadan bir ha- kild d ü l d i ' berleşmenin ne ibi ilevi olacaşekilde düzenlendi. TÜRKSAT projesi kapsamın- da yapılan off-set anlaşmalara göre mikro uydunun yörüngesi alçak olacak. Türkiye üzerinde 700 kilometreye fırlatılacak uy- du, bulunduğu yerden 2-3 saat- te bir geçecek. Ancak uydunun kapsama alanı genişletilerek bu- lunduğu yerden her 15-20 daki- kada bir geçmesi sağlanacak. berleşmenin ne gibi işlevi oiaca- ğı sorununa yetkililer, "Bu ko- nudaki altyapı bizi ilgilendirme- diği gibi görev alanımız da de- gil" yanıtını verdiler. Yetkililer, sistemin devreye girmesiyle birlikte kendi altya- pısını da beraberinde getireceği- ni vurguladılar. Yapılan yatırı- mın salt bir kamu hizmeti olma- dığı, bu çahşmanın özel sektör- (Baştarafı 1- Sayfada) Konuşmasında koalisyon pro- tokolünü eleştiren Erbakan, ko- alisyon hükümetinin 'taklitçi' zihniyeti esas aldığını, ülkenin hiçbir sorununu çözemeyeceği- ni öne sürerek şunları söyledi: "Kurulan hükümet yüzde 48'lik bir azınlık hükümetidir. Oysa bunun karşısında yüzde 52lik bir muhalefet gnıbu var- dır. Bu muhalefetin dinamik gıi- cünü ise partimiz oluşturuyor. özellikle ABD ve Avrupa ulke- 'e birlikte yürütüleceği kaydedil- lerinde kullanılan sistemin di. İktidar bîr kunı saati lktidann bir kum saatinden far- kı voktur. Kum üç gündür ak- maya başladı. Kum bitince bun- lar da hukümet de bitecek. Her gün yıpranıyorlar. Önemli olan mUK göriiş, inançlı kalkmmadır. Bir hükümel kurmuşlar, heye- can yok. İnançlı kadrolar yok. Demirel'in buradaki heyecanı, koltuk heyecanıdır. Oysa bizim bahsettigimiz milletin meseleie- rİDİn çözumü heyecanı. 25 sene- dir izliyoruz, biz bu fîlmi daha önce 7 defa gördük." Erbakan ülkede iki sirk ayna- sı olduğunu, bunlardan birinci- sinin Türkiye'deki seçim kanu- nu, diğerinin ise medya olduğu- nu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdu: "Bu seçim kanunu ile seçim- lerde çok o\ alan bir parti. Mec- lis'e bunun gerektirdiği sayı ile giremiyor. Televizyon ile basın gerçekleri geregince yansıtamı- yorlar. Televizyon ekranlannda Refah Partisi'nin konuşmalan bir iki cümleyle geçiştiriliyor." Erbakan, seçimden sonra ger- çek muhalefet görevinin RP'de olduğunu, ANAP'ın muhalefet yapamayacağını, çünkü bu par- tinin lOyılda üjkeyi perişan ha- le getirdiğini savunarak "RP'nin toplam üye sayısı 1 milyondur. Ve her ay da partiye 400 bin ki- şi üye yaptırmaktadır. Amacı- nuz ayda 80 bin üyenin kayıt yaptırmasını saglamaktır" dedi. Erbakan konuşmasının son bolümünde seçimlerin üç ba- kımdan memnun edici olduğu- nu anlatarak şöyle konuştu: den geri dönmem mümkün de- ğil, bu mektubu oknduktan he- men sonra işgal ettiğiniz işyer- leriniz terk etmez işe başlamaz- sanız gerçeği anlayıp işe başla- yıncaya kadar her gün tazminat- sız olarak iş akdi feshinin deva- mına neden olacaksınız" dedi. Büklü, gazeteye verdiği ilanın son bolümünde de şunlan söy- ledi: "Çünkü bu kanunsuz greve katılanlar, yani noter ve mahke- me tespiti ile müdürlüklerce ya- pılan tespitlerle çalışmayan her- kes atılmayı hak etmiş durum- dadır. Aynca belediyenin uğra- dığı maddi zarar (iş kaybı)nın tazminat olarak sendiladan; sen- dika "Grev kararunız yok, işçi- ler grev yaptı" derse, sizden is- teyecegim. Buna mecburum, çünkü burayı sizin alkışladığınız size destekleyen 'Büklü istifa' di- yen siyasi gelecekleri için haksız- lıgı büe bile size yatınm yapan, bikiiriyi yayımlayan, siyasal dal- kavuklann keyfine göre değil, altı yüz bin nufuslu Kartal taal- kının çıkan ve yüriırlükteki ya- salann öngördügu şekilde yo- netmek durumundayım. Bu ne- denle sizler ise başlamadan, sen- dikanıza bugune kadar oldugu gibi bundan sonra da hiçbir şey görüşmeyecegimi bilmenizi isti- yorum." Bu arada dün Kartal Beledi- yesi'nde bir araya gelen Çalış- ma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay ile Büyükşe- hir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, taraflan bir araya geti- rerek uzlaşma yollannı aradılar. Nurettin Sözen'in bugün bir ba- sın toplantısı ile gelişmeleri açık- layacağı bildirildi. "Bunlardan birincisi inanan insanlarm vatan sathındaki iıs- tün gayretleri, ikincisi bu seçim- lerde milletimizin gösterdigi du- yarlılık, sagduyu ve şuur. Uçün- cüsiı ise seçimin neticesinin gös- terdigi, kuriuluşun Refah Parti- si'nde, milli gonışte olduğudur." Nüfus kimliğimi yitirdim, geçersizdir. HACER NURA Y EVRENOS Nüfus kimliğimi yitirdim, geçersizdir. ERHAN EVRENOS SAT1LIK OTO 87 trafik çıkışlı, temiz 76 (Ekonomık model) Opel Kadett. 17 milyon Tel: 384 38 42 si istediklerini söylüyor. Yetkili- lerin "Geriye dönüş yok" deme- sine karşın 294 işçinin eylemle- rini sürdürdüğünü belirten Dur- maz, "tşten çıkarmalar olma- dan önce 75 işçi işe alındı. As- gari ücretle ahnan bu işçilerden sonra daha yüksek Ucret alan 72 işçinin işine son verildi. Gerek- çe olarak da ekonomik duru- mun kötu oldugu gösterildi. İşi- ne son verilen arkadaşlarımız tekrar işbaşı >-apıncaya kadar ey- lemimiz sürecek" dedi. Selüloz-Iş Sendikası Genel Teşkilat Sekreteri tsmail Kılınç da "lşverenin ücret yüksekliği- ni gerekçe gostererek 72 arkada- şımızın işine son vermesini kını- yoruz. Bu arkadaşlanmızın işi- ne son verilmeden önce işe alı- nan kişiler 1 milyon liraya gir- diler. işine son verilenler de 1 milyon 800 bin lira ucret alıyor- lardı. Aradaki 800 bin lira yu- zünden işlerinde yetenekü bu ki- şilerin işten atılmaları samimiyetsizliktir" şeklinde ko- nuştu. işine son verilen 4 senelik iş- çi Çeşminaz Ün sözleşmeden sonra ücretlerinin 1 milyon 800 bin liraya çıktığını ancak bir ay bu ücreti alabildiklerini, daha sonra işine son verildiğini belir- tiyor. Haklannı alana kadar di- renişlerini sürdüreceklerini belir- ten Un şöyle diyor: "Ya bizi fab- rikaya alacaklar ya da fabrika- yı kapatacaklar. Çünkü yüzde 10luk bir kapasiteyle bu fabri- ka ayakta duramaz. Biz eylemi- mizi sürdurmekte kararlıyız. Onlar da bizi geri almamakta kararlı olduklannı söylüyorlar." 5 sene önce kurulan fabrika- nın 4 yıllık çalışanı Erdal Kaçak da 16 ay kadrosuz çahştıklarını belirterek "Son sözleşmede a>- lıgımız 1 milyonun biraz ustune çıktı. Tam sevinecektik işten çı- kanlmalar başladı. Bir ay 1 mil- yon 800 bin lira aldık. Kendimizi kapı dışında bulduk" diyor. CUMHURİYET/19 Kıbrıs Bush 4'lü zîrve için umutlu VVASHINGTON (Cnmhnri- yet) — ABD Başkanı George Bush her iki ayda bir yayımla- dığı Kıbrıs raporlarının sonun- cusunda BM gözetiminde "Üst düzeyde bir toplantının" 1991 sonuna kadar yapılması yolun- daki umutlanrun tümüyle kay- bolmadığının işaretlerini verdi. Bush, "Taraflann iyi niyetli çabalan kapsamında BM göze- timinde üst düzeyde bir toplan- tı yapılıp bir çerçeve anlaşması 1991 sonuna kadar ortaya çıkanlabüir" dedi. Başkan Bush'un "Üst düzey- de toplanü" ifadesinden kastet- tıği dörtlü zirve. Geçen günler- de Dışişleri Bakanlığı Müsteşa- rı Özdem Sanberk başkanlığın- daki bir heyet tarafından Was- hington'da yapılan görüşmeler- de, ABD bu yıl bir dörtlü zirve beklentisi içinde olmaması için nazik bir şekilde uyanlmıştı. Türk tarafı, Ankara'da yeni bir hükümetin işbaşma geldiğini, bu hükümetin Kıbns sorununa adil, eşit ve kalıcı bir çözüm yö- nündeki düşüncelerınin farklı olmasımn beklenmemekle bir- likte *yöntem' konusunda henüz bir programının oluşmadığını Washington'un dikkatine getir- miş, bu da anlayışla karşılan- mıstı. Bush'un bu raporda 1991 yıh için hâlâ ısrarh bir görüntü ver- mesi Amerikan tarafının 'katılaştığı' anlamına gelmiyor. Washington, Ankara'da yeni bir hukumet işbaşına geldiği gerçe- ğini yadsımıyor, ancak kendile- ri açısından tutarlılıklarım sür- durmek için bu umudun korun- maya devam ettiğini vurgulama- lan da gerekiyor. Yoksa 1991 yıh içinde dörtlü bir zirve yapılma- sını onlar da beklemiyor. Bir ay içinde Ankara'mn kolunu bü- küp dörtlü bir zirve için masa- ya oturtmak gibi bir niyetin ger- çekçi olmayacağını kendileri de kabul ediyor. Ancak 1992 için aynı şey söylenemiyor. Çueen'in solisti AIDS EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — ABD'li basket- bol yıldızı Magic Johnson'un AIDS'e yakalanmasınm şoku sürerken, pop müzik sanatçısı Freddy Mercnry de AIDS oldu- ğunu açıkladı. Queen Grubu'- nun her zaman göze batan ha- reketleri ile tanınan solisti "Son iki haftadır hakkımda basında yapılan yayınlan yanıtlıyonım. Evet, AIDS oldum. Bu bilgiyi kamuya açıklaraanın gerekü ol- madığını ve yakınımdaki insan- larm mahremiyetini korumayı düşündüm. Ancak artık arka- daşlanm ve grubumuzu seven, dinkyen herkesin gerçegi bilme- si gerek. Bu nedenle şimdi her- kesi benimle birlikte bu korkunç hastalıgı yenmeye davet ediyonım" dedi. Queen Grubu'nun 45 yaşın- daki solisti Mercury, hastaneye yatıp yatmayacağını henüz bil- mediğini söyledi. Yayımladığı açıklamada Mercury, "Özel ha- yatım benim için çok önemliy- di. Mulakat da vermezdim. Bu tutumumu surdürecegim" dedi. Londra'daki evinde aylardır yalnız başına yaşayan Mercury'- nin, kısa basın toplantısında sol- gun ve çökkün olduğu görüldü. Zanzibar'da görevli bir Ingi- liz devlet memurunun oğlu ola- rak dünyaya gelen ve ilk adı Frederick olan Mercury, 1972 yılında 'Bohemya Rapsodisi' adlı parça ile.adını ilk kez du- yurmuş ve kısa surede pop mü- zik dünyasının bir numaralı isimleri arasına girmişti. Queen Grubu, Disney tarafından 25 milyon dolara satın ahnan Hollywood Records için plak dolduruyor. Mercury, göze batan ilginç ve tuhaf yaşantısı ile magazin ba- sınının gözde dedikodu mater- yali idi. Günlerce suren partile- ri ile tanımyordu. Buna karşılık Mercury, Queen Grubu'nun birbirini izleyen liste başı parça- ları ile pop müzik dünyasında saygınlığını sürekli koruyan bir isim olarak kaldı. Queen'in son 3 parçası da derhal liste başına yükselmişti. 'Innuendo* adlı parçalan ocak ayında bir numa- raya çıktıktan sonra, aynı adlı albümleri de yine bir numaraya yükseldi. Mercury'nin de AIDS oldu- ğunu açıklaması, pop ve sahne dünyasında yeni bir bomba gi- bi patladı. Daha geçenlerde, \r\- giliz tiyatro sanatçısı Vanessa Redgrave'ın ilk eşi Oscar sahi- bi film yönetmeni Tony Ric- hardson AIDS'ten öldü. 6 yıl önce Rock Hudson'ın AIDS'ten ölmesi üzerine popüler sanat dünyası AIDS'e ilk kurbanını vermişti. Geçen hafta ise Ame- rikalı basketbol yıldızı Magic Johnson, AIDS virüsü taşıdığı- nı açıklamıştı. Mercury'nin has- talığını açıklanması üzerine ko- nuşan bir yorumcu, "Çok sayı- da sanatçı ya eşcinseldir ya da ber iki cinsle de ilişki kurmak- tan zevk alır. Bu ise büyük risk- ler taşıyor ve şimdiye kadar iz- leyebüdigimiz tum açıklamalar, sanınm bir buzdagının sadece su üstünde kalan kısmıdır" de- di. ABC ABC^ABO YILBASITURLARI ABC-ABC-AB& 1 ARALIGA KADAR 3 0 $ KAZANIN (Tûm fıyatlar ıkı ktşılik odada kişt başı) ITALYA KLASIKLERI 26 Arahk 02 Ocak ozel Boeing 727 ile uçuş MİIano (3), Roma (3), Floransa (1), 3 gece odal kahvaltı,4 gece yarım pansıyon, 3 yıldız şehır merkezi olellerde konaklama. Her şehırde bir gûnluk tur, tfansferler, rehberlık, özel otobüs dahıl 5 4 5 $ GONLUNUZCE ROMA THY ile direk Roma uçuş, Şehir merkezi otellerde oda kahvaltı konakiama, transferler dahil Lüks Minerva Crovvn Plaza Otel 4 yıldız Metropole Otel 3.5 yıldız Anglo Americano Otel 27 Arahk -2 Ocak (6 gece 7 gün) 28 Aralık-2 Ocak (5 gece 6 gün) 29 Arahk- 2 Ocak (4 gece 5 gün) _955J_ _ 845 $ 735 $ 585$ 535$ 485T 565$ 515$ 465$ LONDRA (Yılbaşı ve Yılbaşı sonrası ucuzluk tjru) 28 Aralık 3 Ocak, BA ile LÇJŞ, 6 gece Mount Royal Otel Oda/kahvaltı, transferler dahil 390 UKL ATINA 29 Aralık 2 Ocak, Olympıc ile uçuş 4 gece Ledra Marrıot Otel OdaTkahvaltı, yarım gun şehır turu ve I transferler dahil 4 6 5 $ KIBRIS 29 Aralık 1 Ocak THY ile uçuş, 3 gece yarım pansıyon, transferler dahil DomeHotel 1.210.000 Tl. L.A. Otel 975.000 Tl. Grand Rock Otel 9 4 5 . 0 0 0 Tl. KLASSIS 23 Aralık C1 Ocak Yılbaşı Balosu dahil 1 . 9 6 3 . 5 0 0 . - MOSKOVA - LENINGRAD 29 Aralık • 05 Ocak THY+4 yıldızlı oteller, tam pansiyon 27 Aralık • 03 Ocak Aeroflot+2 yıldızlı oteller. tam pansiyon 29 Aralık - 02 Ocak THY+ sadece Moskova 4 yıldızlı otel, T.P $ 1.180 $ 850 $ 775 ABC""*L^ EMLAK BANKASI& Sjener Tunzm A Ş KUTJ uşudur ISTİKLAL CAD. BALYOZ SOK BEYüüLr Tel: 152 60 7 0 (5 hat)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle