22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 KASIM 1991 DİZİ-RÖPORTAJ CUMHURÎYET/7 Sosygl demokratlar tarhşiyorNedenyenildikrMsılkazanınz? SHP lideri Erdal tnönü, SHP'nin seçim yenilgisinin ncdenlerini arkadaşımız Ahmet Tan'a anlattı. (Fotograf: RIZA EZER) İnönü: Yenilginin nedeni parti içi bölünmeler M, AHMET TAN uhalefetpartilerinin aşağıyukan aynı şeylerisöylediklerigörüldü. O zaman mesele; hangi partiyegüvenerek oy vereceksiniz? Bu sıkıntıdan Türkiye'yihangipartikurtanr?Bizehep söylenen şey; siz kendi içinizdeki kavgayı bitiremiyorsunuz ki, bizim sorunlanmızayeterikadar ağırlık vereceksiniz. Siz kendi sorunlarımzı çözemiyorsunuz ki bizim sorunlarımızı nasıl çözeceksiniz? Parti içi muhalefetin böyle organize bir şekilde sürdürülmesialeyhimize oluyor. kü olaylan beraber algüamak, beraber bir yere koymak zomndayız. Hiç şüphesiz bu- gün DSP'ye oy verenlerin birçoğu geçmişte CHP'ye oy vermiştir ve o açıdan bir oy bö- lünmesi söz konusudur. Ama birleşmek hiçbir şekilde istemediğine göre DSP lider- leri, o zaman bu DSP'de ayn bir yolda de- vam edecek. Onun için artık olaya böyle bakmak değil, ama SHP'nin kendi seç- menlerinden daha çok oy almasını sağla- yacak yaklaşımlara gitmek önertıli. Onun (Arkast 19. Sayfada) ANKARA — SHP Genel Başkanı Er- dal tnöBtt ile sosyal demokratlann seçim yenilgisinin nedenlerini ve gelinen nokta- dan nasıl çılalabileceği konularını konuş- tuk. İnönü, seçim yenilgisinin ana etkeni olarak DSP'den çok, parti içi bölünmüş- lüğü görüyor. "Bizim partİBİn görünii- mindeid dagınıklık, vatandaşı başka par- tide destek arama yoluna götürdü" diyen İnönü, SHP'nin olaganüstü kurultaya ka- dar yeni yaklaşımiar göstereceğini söyle- di. Genel merkez olarak pratik çözümler ge- tireceklerini, daha iyiyi saglamak amacıyla parti programı ile tüzüğünde değışiklikle- re gideceklerini de belirten İnönü, "Biz so- rumlnluk taşıyoruz ve partinin getişmesi- BC somnt bir katkı saglayacagız" dedi. İnönü, SHP içindeki "Yeni Sol" hareke- tin "parti içi lctidar kavgası yapngnu" öne sttrdü. Inönu, iktidar olmanın kendileri- ne yeni sorumluluklar yüklediğini de be- lirterek, "Biz iktidar ortakugına partinia iç duramunu diizeltmek için girmiyoraz" dedi. SHP lideri, "Partimizin iç darumunna d«|mılrlıgına ragmen secmen bize betti bir göre» verdi. BelU bir yere getirdi. Banun soaaca oiarak biz iktidar ortagı olnyornz. Yanl partinin bötttn eksOdikkrine ragnıea vatandas tarafndan beUrti düzeyde bege- •Ddigi için bir koiisyoa ortagı olabüiyor' diye konuştu. Parti içindeki çekişme ile koalisyon or- taklığının ayn ayn şeyler okhığunu da vur- gulayan tnönü, "Ama tabii, önümüzdeld döaemde hazniıklan yaparken, karaitaya giderken, bu knrnltaydan bir böliinmüş •avası olmadan çıkmaya, biitünliık bava- a içinde çıkmaya katkı yapacak önerileri getirecegiz. Maksat o olacak" dedi. SHP lideri İnönü, Cumhuriyet'in soru- lannı şöyle yanıtladı: — Sosyal demokrasi niçin başansu ol- ûu ve aaal döze çıkar? Bu çerçevede bazı sondannuz var. Şimdi efendim, birindsi bazı iddialar var, bem onlan toplnca ya- Bithunış olnrnz. Bir tanesi SHP ile DSP bölünmüşlügü, yeniigjde en bnynk etkeı okta deniyor. BB göröşfin gecerlülgi nedir sizce? tNÖNÜ — Hayır, en büyük etken ol- duğuna katılmıyorum. Karmaşık bir olay karşısındayız. Seçime girerken beklentile- rimiz tek başımıza iktidar olma doğrultu- sundaydı. Hep bunu söyledik. Yıllardır da muhalefetteyiz. Muhalefette her dönem bi- raz daha ileri geçmiş olmamız bize böyle bekJentiye hak kazandırmıştı. Bunu sağ- layamamış olmamızın nedenleri birden fazla. Bu nedenleri iyice değerlendirmek, şimdi önümüzdeki önemli görevlerden bir tanesi. Tabii başka bir görevimiz, hükü- meti kurmak için uğraşmak ve hükümet de kurulabilirse umduğumuz şekilde koalis- yon ortağı olup hizmet yapmak ve sosyal demokrasi ilkeleri bir koalisyon içinde ola- bildiğince hayata geçinnek. Onlarla seçim sonuçlanm değerlendirmek, en ciddi şekil- de girdiğimiz bir girişim. Bunun için de he- men akla gelen nedenler var, söyleniyor iş- te, SHP ile DSP'nin birbirlerini rakip gör- müş olmalan, elbet bu bir etken olarak ka- bul edilir de, şöyle yaklaşmak da gereki- yor. Eğer eskiden CHP içinde Türkiye'nin sosyal demokrasiye inanan bütün kesim- leri bir araya gelmiş olmasalardı, böyle bir tarihsel olay geçmiş olmasaydı, bugün bir bölünme oylar bölünüyor diye kimse bir- şey söyleyemezdi. Çünkü birden fazla par- tinin solda veya sağda olması, kimsenin önleyebileceği birşey değildir. Eğer bu par- tiler ayn ayn kamuoyunda destek ahyor- larsa, o zaman demek ki bu ayn partiler siyasal hayatın parçasıdırlar, gerçeğidirler. Aralannda mücadele edeceklerdir. Daha çok inanmak istediğüniz sartlardır denir ve bir oy bölmesinden bahsedilmez. Oy bö- lünmesinden bahsedilmesi ve tek başımı- za bizim olmayışunız da, DSP'nin oylan bölmesinin de etkisi olması ihtimali var denmesinin nedeni, geçmişte CHP içinde Sayın Ecevit'in ve bizim arkadaşlanmızm birarada bulunmuş olmalarından kaynak- lamyor. O günkü ortam insanlara böyle bir tez getiriyor Türkiye'de. Aslında beraber olmalan gereken insanlar şimdi ayndırlar ve onlann ayn ayn aldıkları oylar da hiç- birini tek başına iktidar olmamasını mey- dana getirecek şekilde bölünmüştür. Şim- di buna karşılık dediğim, normal yaklaşı- mı göstermek isteyen de pekçok insan var, yani deniyor ki DSP ayn bir partidir. Geç- mişte CHP içinde olmasım bırakın, bugün ayn bir partidir ve kendi seçmeni de var- dır. Oy almaya devam ediyor. Artık her parti kendi başarısına, kendi gücüne göre basansını belirlemelidir. Başka partinin oyunu böldüğünü filan söylememelidir. Bunda da bir gerçek payı var muhakkak. Dolayısıyla ben şimdi bizim seçimi kazan- mamamızda en önemli etken diye DSP'yi göstermek istemiyorum. Yani tabii bir dengelı değerlendirme yapmak istediğiniz zaman bütün bu tarihsel olaylan ve bugün- DSP Genel Başkanı Biilent Ecevit, partisinin bekledikleri kadar olmasa bile gttç kazandıgını söylüyor. Ecevit: Yenilen sosyal demokrasi değil SHP s.1 HP'nin oylan yüzde 20 oranında gerilerken DSP'nin oylan yüzde 27 oranmda artmıştır. Onun için SHP'nin uğradığı yenilgiyi sosyal demokrasinin yenilgisi gibi gösteren genelleme doğru olmaz. Yenilen sosyal demokrasi değil, SHP'dir. SHP oy oramnın düşüşünde bu partinin dünyadaki ve Türkiye9 deki değişimin çok gerisinde kalması etkili oldu. SHP Türkiye 'deki seçkinci aydın geleneğinin temsilçisidir, DSP ise o geleneğe karşı çıkıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — DSP Genel Başkanı Biilent Ecevit, son se- çimlerden sosyal demokrasinin değil, SHP'nin yenik çıküğmı savundu. DSP'nin oylannı arttırdığma işaret eden Ecevit, hem sağda, hem de solda gerileyen ve iler- leyen partiler olduğunu söylemenin en doğrusu olduğunu kaydetti. SHP-DSP bo- Iünmüşlüğü diye bir olgu olmadığına da dikkat çeken Ecevit, iki partinin birleşme- sinin oylan arttırmayacağını yineledi ve DSP'nin HEP'le bir araya geünesinin dü- şünülemeyeceğini söyledi. Ecevit, sosyal demokrasinin düzlüğe çı- kabilmesi için de sosyal demokrasi ve de- mokratik solun "SHP'nin gölgesinden kurtulması" gerektiğini ifade etti. Ecevit, DSP'nin TBMM'de grup oluşturmasının da seçim sistemi yüzünden gerçekleşmedi- ğine işaret ederek, "Bize göre bütün so- runlanD. anahtarı adaletli bir seçim sistemidir" diye konuştu. — Sosyal demokratlann 20 Ekim yenil- gisinde dış dünyadaki değişim ne ölçıide Bölünme sola oy kaybettirdiŞAHİN ALPAY ' Son yirmi yılda dünya ve Türkiye kök- lü değişmeler yaşadı. Dünyamız hızh bir bütünleşme sürecine girdi. Teknolojik alanda sağlanan dev ilerlemeler, iletışirn ve ulaşımda devrim niteliğinde gelişmeler- Ie sonuçlandı. Ülkeler ve toplumlar, ta- rihte görülmemiş bir etkileşim içine gir- diler. Insanlık, toptan imha savaşı tehli- kesinin ve doğanın hızla tahrip edilmesi- nin, yeryüzündeki varhğinı tehdit eder ha- le geldiğinin bilincine varmaya başladı. özgürlük ve demokrasi fikri, dunyamn en ücra köşelerine kadar yayıldı. Sosyalizmin totaliter yorumuna dayanan rejimler, ön- ce Doğu Avrupa'da, sonra anayurdu Sov- yetler Birliği'nde çöktü. Son yirmi yıl için- de ülkemiz de büyük değişmelere sahne oldu. Nüfusumuz 36 milyondan 56 milyo- na çıkarak neredey- se katlandı. Kırlar- dan kentlere göç, nüfusun büyük bö- lümünü kentlerde topladı. Bir tür "Türk diyasporası" yaşandı. Yaklaşık üç milyon yurttaşunız, yurtdışına göç etti. Esas olarak Batı Av- rupa'ya yönelen bu göç sonucu, Kuzey Avrupa'dan Avusturalya'ya kadar dün- •yanın hemen tüm gelişmiş ülkelerinde bir Türk topluluğu oluştu. Türkiye, dünya ile tarihinde görülmemiş yoğunlukta bir alış- verise girdi. Bu dönemde Türkiye, çok hızh nüfus arüşına karşın ekonomik alan- da hatın sayüır bir gelişme de gösterdi. Ama kalkınmanın nimetlerinin paylaşıl- masında dengesizlik arttı. 1970'lerde ül- keyi bir iç savaşın eşiğine getiren siyasi ku- tuplaşmalar 1980'de bir askeri darbeyle sonuçlandı. 12 Eylül askeri yönetimi, ana- yasa ve yasada yaptığı değişikliklerle Türkiye'yi bir yan-demokrasi haline ge- tirdi. 12 Eylül'ün getirdiği rejimden çıkıp gerçek bir demokrasi haline gelrae fırsa- tını, Türkiye aradan üç seçim geçtikten sonra, ancak şimdi yakalıyor. Türkiye'- de özgürlük ve demokrasi talebi, şimdi her zaman olduğundan daha güçlü. Ekono- mik gelişmenin niraetlerinin paylaşılma- sında bölgeler ve sosyal sınıflar arasmdaki dengesizliğin giderilmesi talebi, belki hiç bu denli güçlü olmadı. Dünyada ve ülke- mizde özgürlük ve demokrasi rüzgârının estiği bugünkü koşullarda, siyasi özgür- lük ve sosyal adalet içinde kalkınma fık- rinin temsilcisi olma iddiasını taşıyan sos- yal demokratlann 20 Ekim 1991 seçimle- rinin büyük galibi olmalan beklenirdi. 1989 yerel seçimlerinde alınan sonuçlar böyle bir başannın habercisi gibiydi. Ama sonuç, tam tersi oldu. Kendilerini sosyal demokrat olarak niteleyen partilerimiz, 20 Ekim seçimlerinde ağır bir yenilgiye uğ- tiyle ilişkili halk örgütlenmeleri, sosyal de- mokrat olsun olmasın tüm basında ve biri on beş günlük popüler, biri ayhk teorik nitelikteki parti organlarında, buyük bir tartışma başlattılar. Partinin ayhk yaym organı Tiden dergisi, seçimlerden sonra- ki ilk sayısında yayımladığı başyazıda özetle şunları yazıyor: "Neden bu kadar kötii sonuç aldık? Bunun nedenlerini araşürmalıyız. Yenilginin suçunu başka- lanna yıkamayız. Dunımu olduğundan daha iyi göstenneye ya da kaytancı yanıt- lar bulmaya çahşmak çok yanlış olur. Ha- talarda ısrar etmeyelim ve nerede yanıl- dıysak, onu diizeltelim." Türkiye sosyal deraokratlannın da son seçim yenilgisine, Isveçli kardeş partinin tutumuyla yaklaş- malannda büyük yarar var. Yenilginin ne- denlerini araştınp, yeni politikalar belir- nümüzdeki dönemde SHP ve DSP 'nin ayn partiler olarak varlıklannı sürdürecekleri beklenebilir. Ancak orta solun yeniden başa güreşir hale gelmesi açısından iki partinin gelecek yerelya da genelseçimlerde en azından seçim ittifakı yapmaları zorunlu görünüyot radılar. Demokrasi tarihimizde ilk kez iki merkez sağ parti, seçimlerin birincisi ve ikincisi oldu. Sosyal demokratlar, Türki- ye'de 20 Ekim 1991 secimlerini kaybetti- İer. Bundan bir ay kadar önce 15 Eylül 1991'de Isveç'te de benzer bir yenilgi ya- şandı. İsveç Sosyal Demokrat tşçi Parti- si, yıjzde 40 dolayında oy aldığı halde ik- tidardan düştü. ısveçli sosyal demokrat- lar, şimdi kaybetmelerinin nedenleri ve ik- tidara dönmek için ne yapmaları gerekti- ği konusunda parti, sendikal hareket, par- Iemek bundan sonra başarılı olmanın bel- ki ilk koşulu. 20 Ekim 1991 seçimlerinde sosyal demokrasi neden yenildi? Bu so- nuçta rol oynayan temel etkenler hangi- leridir? Bu yenilgiden çıkanlabilecek te- mel dersler nelerdir? Sosyal demokrat ha- rekette son yıllarda uç veren yenilenme ta- lebi, ciddiye alınmalı mı? Dünyanın ve ül- kenin yeni koşullan ışığında Türkiye sos- yal demokrasisi kendini nasıl yenilemeli? İki sosyal demokrat partiden biri olan SHP, şimdi iktidann küçük ortağı olarak Oosyal Demokrasi'nin Geleceği' dizimiz boyunca çeşitli görüşlerdeki gazeteciler ve bilim adamlarının da konuyîa ilgili düşüncelerini yayımlayacağız. GAZETECİ NAZLIILICAK SHP süreç bunalımında Sosyaldemokrat Halkçı Parti'deki aşm- mayı dünyadaki gelişmelere bağlamak pek doğru değil. tsveç'teki Sosyal Demokrat Parti'nin iktidan kaybetmesi ile SHP'nin başansızhğmı birbiriyle mukayese edeme- yiz. lsveç*te bir degisikak arzusu halka mal olmuş, ağır vergi yükünden kurtularak hür teşebbiisün önünün açıimaa istenmiş ola- bilir. Zaten sosyal refah dev- leti olan tsveç'te halkın ihtiya- a, yeni sosyal imkânlara ka- vuşmaktan ziyade ferdiyetçi- liğin keyfini yaşamaktı. Du- rum Türkiye'de tamamen farkh. Türk halkı adalet, sos- yal güvenlik ve demokrasi öz- lemi çekiyor. Bu itibarla ANAP'ı istemeyen seçmen kitlesi oyunu kullanırken, hangi partinin bu amaçlara en iyi hizmet edebileceğine bak- ti. Tecrübeyi, bilgi birikimini, somut projeleri ve tabii destekleyecegı par- tinin iç düzenini de göz önune aldı. SHP'nin bir yandan dahili kavgası, bir yandan DSP ile çekişmesi bu partinin gü- venUirliğim zedeledi. Türk halkı, SHP ik- tidar olursa, içindeki mücadelenin sona ermeyeceğini düşündü. Meseleye bu açı- dan baktığımızda, "DSP oylannı böldü- (Arkası 19. Sayfada) ğü için, SHP zayıfladı" demek yerine, SHP zayıfladığı ve güven bunalımma uğ- radığı için DSP'nin oylan yükseldi teşhi- sini koymak daha doğru. Nitekim SHP- deki aşmma DSP'nin oy yüzdesindeki ar- tışın hayli üzerindedir. SHP oylanmn bir bölümü özellikle DYP ve Refah'a da kay- mıştır. Demirel'in seçim öncesi açıkladığı programda sosyal demokrat temalar bulunması, DYP Ge- nel Başkanı'nın Özal'a karşı daha uzlaşmaz görünmesi bunda etkili olurken Refah Partisi de bilhassa gecekondu muhitlerinde yaşayan ve bü- yük şehirlerin içine entegre olamayıp kimlik bunalımma giren kitlelerin tepki oylannı toplamışür. SHP'li belediye- lerin başansızhğı, muhtemel bir SHP iktidanna karşı şüp- he uyandırmış, 1978-79 yılla- nnda sosyal demokrat iktidarla yaşanan kötü tecrübenin de tesiriyle endişeler art- mıştu". Ama tabii sebepler iç içe geçen bir bütünü ifade ediyor. Nitekim, Ankara'da SHP'li Belediye Başkanı Murat Karayal- cın'm başanlı ohnasına rağmen, başkentte DYP ile bir koalisyon hükümeti kuruyor. Bu koalisyon içinde eriyıp gidecek mi, yoksa güçlenmek için gerekli bir deneyim mi kazanacak? Sosyal demokratlanmızın şimdi bu soruları tartışmalan, gelecekle- ri açısından büyük önem taşıyor. Cum- huriyet bugun başlayan yayımyla, sosyal demokrat hareketin 20 Ekim seçimlerinin sonuçlanm değerlendirmesine katkıda bu- lunmayı amaçlıyor. Söz konusu değerlen- dirmeye bir çerçeve çizmek amacıyla bu yazıda, sosyal demokrat hareketimizle il- gili olarak kamuoyunda yaygın olarak dile getirilen görüş ve eleştirilere dayanarak, sosyal demokrat hareketin 20 Ekim'de uğ- radığı yenilginin temel nedenlerini ve çı- kanlabilecek dersleri en ana çizgileriyle ele alıp, tartışmaya çalışacağım. 20 Ekim se- çimlerinde, sosyal demokrat eğilimli seç- menler iki ayn par- tiye oy verdiler. SHP, yüzde 21 dola- yında oy alarak 86 milletvekili çıkardı. Parlamentoda oy oranına yaklaşık bir oranda (yüzde 19) temsil ediliyor. 1989'da yapılan yerel seçimlere göre bir buçuk milyon dolayında oy kaybetti. Oy kaybı, özellikle büyük kentlerde ve kıyı bölgelerinde yüksek oldu. Türkiye'nin kentleşmiş ve gelişmiş bölgelerinin birin- ci partisi olma nıteliğini yitirdi. Ülkenin batı ve kıyı bölgelerindeİci çekirdek seç- meninin bir bölümünü orta sağdaki par- tilere kaptu-dı. HEP ile yaptığı ittifak ne- deniyle Güneydoğu'da oy oranını arttır- dı ve seçim haritasında bir Güneydoğu partisi görünümü kazandı. Sosyal demok- rat eğilimli seçmenlerin oy verdiği ikinci parti DSP, 1989'a göre oylarım 600.000 dolayında arttırarak, yüzde 10 oranında oy aldı ve ülke barajını kıl payıyla aştı. Ancak ülkenin batısındaki birkaç seçim bölgesinde varlık gösterebildi. Parlamen- (Arkası 19. Sayfada) SİYASETBİLİMCİ PROF. DR. YILMAZESMER İç çekişme dinmeliSeçim sonuçlanmn sağlıklı bir analizi- ni yapabilmek için elimizde güvenilir bul- gulann bulunması gerekir. Araştırma bul- gulanna dayanmayan çözümlemelerin ise birer varsayımdan öteye gitmeyeceği kuş- kusuzdur. SHP'nin 20 Ekim'de uğradığı yenilgide şimdiye kadar söylenen ve yazı- lan faktörlerin hepsinin, şu ya da bu öl- çüde rol oynadığı muhakkak- ür. Sosyal demokratlann bö- lünmüşluğü, parti içi çekişme- ler, yerel yönetimler, HEP'le birlişme ve diğerleri... Bütün bunların önemini kabul et- mekle birlikte, sadece bu ne- denlere dayandınlan açıkla- malann yetersiz kalacağı ka- msındayım. Başka bir deyiş- le, herkes tarafından sadece önem sırası değiştirilerek tek- rarlanan bu faktörler, mesele- nin görünen, elle tutulabilen yönüdür. SHP*ye oy vermeme davranışı- nı anlayabilmek için ise daha temele inil- mesi gerektiğini düşünüyorum. "Bilişsel çelişki" (cognitive dissonance) adıyla bi- linen bir sosyal psikolojik teori bu olayı anlamamıza yardımcı olabihr. Bu teoriye göre insanlar belli bir inancı benimsedik- ten sonra bu inanca uygun düşmeyen dü- şüncelerden rahatsız olurlar ve olup biten- leri inançlanna uygun bir biçimde değer- lendirme, yorumlama eğilimine girerler. SHP hakkında ise hiç değilse son birka^ yıldan beri yaygınlaşan inanç şudur: Bo parti bcceriksizdin bu parti sonın çöze- mez, çözttm uretemez, iş bitiremez; bo parti mubalefet büe yapamaz, ancak kendi içinde kavga eder. Seçmende bir kere bu inanç yerleşince, artık partinin -veya yönetici- lerinin - yaptığı şu veya bu işin tek başuıa beürleyici bir etki- si olmaz. Çünkü bu davranıs. ya da karar, seçmen tarafın- dan, temel inanca uygun bir şekilde (bu durumda SHP açısından olumsuz yönde) yo- nimlanacaktır. SHP hakkın- da yukandaki inancı taşıyan kişi, HEP'le birleşmeyi de bir- leşmemeyi de önseçim yapma- yı da yapmamayı da vs yanlış davramş ola- rak değerlendirme eğiliminde olacaktır. özetle, kanımca oylardaki düşmenin temel nedeni SHP ile ilgili olarak son birkaç yıl- dan beri yapılan değerlendirmeler ve bı değerlendirmelerin giderek bir inanca dö- nüşmesidir. (Arkası 19. Sayfada) etkili oldu? ECEVtT — Bu sonı eğer SHP'nin yani sıra DSP'yi de kapsıyorsa, gerçekçi degil- dir. Çünkü iki parti birbirinden çok fark- hdır. Kaldı ki 20 Ekim 1991 seçimlerinde ye- nilgiye uğrayan partiler ANAP'la SHP'dir. Bu iki partinin oylannda 1987 milletvekih seçimlerine göre önemli geri- lemeler olmustur. DSP ise RP ve DYP ile birlikte, oylan yükselen partiler arasında- dır.Yani hem sağda hem solda, gerileyen partiler de vardır, ilerleyen partiler de var- dır. DSP oylan, beklentimiz düzeyinde ol- masa bile çetin engellere karşın, 1987'ye göre azunsanamayacak bir artış göstermiş- tir. SHP oylan yüzde 20 oramnda geriler- ken DSP'nin oylan yüzde 27 oramnda art- mıştır. Onun için SHP'nin uğradığı yenilgiyi sosyal demokrasinin yenilgisi gibi gösteren bir genelleme doğru olmaz. Yenilen sos- yal demokrasi değildir; SHP'dir. SHP oylanmn düşüşünde eğer dış dün- yadaki değişimin bir ölçüde etkisi olduy- sa, bu, SHP'nin dünyadaki değişime uyum saglayamamasından kaynaklanan bir etki olabilir. SHP, dünyadaki değişimin de Türkiye'- deki değişimin de çok gerisinde kalmıştır. Ancak dünyadaki değişime uyum sağ- layamayan tek sosyal demokrat parti SHP değildir. Batı ve Kuzey Avrupa'mn sosyal demokrat partileri de dünyadaki değişime yeterince uyum sağlayamamışlardır veya değişimi yeterince etkileyememişlerdir. — Neye dayanarak bu kanıya van- yorsuaaz? ECEVİT — Batı ve Kuzey Avrupa'da- ki sosyal demokrat partilerin, özgürleşme ve demokratikleşme sürecine giren Doğu Avrupa ülkelerindeki siyasal geüşmeleri ve yapılanmalan yönlendirememiş; bu geçiş sürecinde onlann ekonomik ve sosyal so- runlanna çözüm getirecek inandıncı bir model veya modeller önerememiş olduk- ları beUidir. Yine bu dönemde Batı ve Kuzey Avru- pa sosyal demokratlan, Körfez bunalımı ile güncellik kazanan Ortadoğu sonınlan- na yaklaşımlannda, Batı'nın kapitaüst ve emperyalist güçlerinden farkh bir politika oluşturamamışlardır. Bölgedeki kaynak dağıhmımn adaletsizliğine karşı da bölge- nin Batı uydusu bazı ülkelerindeki çağdı- şı duzenlere karşı da belirgin bir tavır, sos- yal demokrasinin temel değerlerine yara- şır bir tavır alamamışlardır. İnsan haklan Irak'ta çiğnenirken tepki göstennişlerdir, ama Batı uydusu bazı Ortadoğu ülkelerin- de insan haklannın çiğnenişine duyarsız kahnışlardır. — SHP-DSP bölnnmüşHiğü kimUerine göre yenilginin en büyük nedeni... Bn gö- rüse kanlıyor musunuz? ECEVİT — Bence SHP-DSP bölün- müşlüğü diye bir olgu yoktur. İki partinin yapılan da doğrultulan da dayandıklan toplum kesimleri de birbirinden çok fark- hdır. SHP Türkiye'deki seçkinci aydm gele- neğinin temsilcisidir; DSP ise o geleneğe kesinkes karşı çıkan ve halkla aydın bü- tünleşmesini sağlamaya çauşan partidir. SHP özel yaşamlannda din kurallanna veya törelere bağlı kesimleri "sağa", "tn- t«aı", hatta "gerid" gibi görme eğihm- dekilerin egemen olduğu partidir. Oysa Türk toplumunun büyük çoğunluğu özel yaşamında din kurallanna ve törelere bağlı olmakla beraber, laikhği benimsemiştir; sosyal adalet ve gerçek demokrasi istemek- tedir ve yenihklere açıktır. DSP o kesim- lerle bütünleşmekte hçbir güçlük çekme- mekte ve onlan sağa partilerin tabamndan kurtarmaya çalışmaktadır. SHP, bölücü akımlara siyasal meşruluk kazandırmayı "flerid"liğin ve "sofcıı"lu- ğun gereği sanan; bütünleştirici miüiyetçi- liği ise "şovenük" gibi gören bir parti ko- numuna gelmiştir. DSP ise ırkçıhktan ve yayılmacılıktan uzak, banşçı ve bütünleş- tirici bir milliyetçilik anlayışına demokra- siyle bağdaştuan partidir. Onun için dünyada Türklüğün kazan- makta olduğu öneme SHP seyirci ve ilgi- siz kahrken DSP, dünyadaki bu gelişme- yi önceden sezmiş ve ona göre bir politika belirlemiştir. Bu özellikleriyle ve SHP'den bu farklı- hlclanyla, DSP, geniş halk kesimlerini sa- ğm tutsaklığmdan kurtarmaya uğraşmak- (Arkatı 19. Sayfada)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle