Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 KASIM 1991 DİZİ-RÖPORTAJ CUMHURÎYET/7
Sosygl demokratlar tarhşiyorNedenyenildikrMsılkazanınz?
SHP lideri Erdal tnönü, SHP'nin seçim yenilgisinin ncdenlerini arkadaşımız Ahmet Tan'a anlattı. (Fotograf: RIZA EZER)
İnönü: Yenilginin nedeni
parti içi bölünmeler
M,
AHMET TAN
uhalefetpartilerinin aşağıyukan aynı şeylerisöylediklerigörüldü. O zaman mesele; hangi
partiyegüvenerek oy vereceksiniz? Bu sıkıntıdan Türkiye'yihangipartikurtanr?Bizehep
söylenen şey; siz kendi içinizdeki kavgayı bitiremiyorsunuz ki, bizim sorunlanmızayeterikadar
ağırlık vereceksiniz. Siz kendi sorunlarımzı çözemiyorsunuz ki bizim sorunlarımızı nasıl
çözeceksiniz? Parti içi muhalefetin böyle organize bir şekilde sürdürülmesialeyhimize oluyor.
kü olaylan beraber algüamak, beraber bir
yere koymak zomndayız. Hiç şüphesiz bu-
gün DSP'ye oy verenlerin birçoğu geçmişte
CHP'ye oy vermiştir ve o açıdan bir oy bö-
lünmesi söz konusudur. Ama birleşmek
hiçbir şekilde istemediğine göre DSP lider-
leri, o zaman bu DSP'de ayn bir yolda de-
vam edecek. Onun için artık olaya böyle
bakmak değil, ama SHP'nin kendi seç-
menlerinden daha çok oy almasını sağla-
yacak yaklaşımlara gitmek önertıli. Onun
(Arkast 19. Sayfada)
ANKARA — SHP Genel Başkanı Er-
dal tnöBtt ile sosyal demokratlann seçim
yenilgisinin nedenlerini ve gelinen nokta-
dan nasıl çılalabileceği konularını konuş-
tuk. İnönü, seçim yenilgisinin ana etkeni
olarak DSP'den çok, parti içi bölünmüş-
lüğü görüyor. "Bizim partİBİn görünii-
mindeid dagınıklık, vatandaşı başka par-
tide destek arama yoluna götürdü" diyen
İnönü, SHP'nin olaganüstü kurultaya ka-
dar yeni yaklaşımiar göstereceğini söyle-
di.
Genel merkez olarak pratik çözümler ge-
tireceklerini, daha iyiyi saglamak amacıyla
parti programı ile tüzüğünde değışiklikle-
re gideceklerini de belirten İnönü, "Biz so-
rumlnluk taşıyoruz ve partinin getişmesi-
BC somnt bir katkı saglayacagız" dedi.
İnönü, SHP içindeki "Yeni Sol" hareke-
tin "parti içi lctidar kavgası yapngnu" öne
sttrdü. Inönu, iktidar olmanın kendileri-
ne yeni sorumluluklar yüklediğini de be-
lirterek, "Biz iktidar ortakugına partinia
iç duramunu diizeltmek için girmiyoraz"
dedi.
SHP lideri, "Partimizin iç darumunna
d«|mılrlıgına ragmen secmen bize betti bir
göre» verdi. BelU bir yere getirdi. Banun
soaaca oiarak biz iktidar ortagı olnyornz.
Yanl partinin bötttn eksOdikkrine ragnıea
vatandas tarafndan beUrti düzeyde bege-
•Ddigi için bir koiisyoa ortagı olabüiyor'
diye konuştu.
Parti içindeki çekişme ile koalisyon or-
taklığının ayn ayn şeyler okhığunu da vur-
gulayan tnönü, "Ama tabii, önümüzdeld
döaemde hazniıklan yaparken, karaitaya
giderken, bu knrnltaydan bir böliinmüş
•avası olmadan çıkmaya, biitünliık bava-
a içinde çıkmaya katkı yapacak önerileri
getirecegiz. Maksat o olacak" dedi.
SHP lideri İnönü, Cumhuriyet'in soru-
lannı şöyle yanıtladı:
— Sosyal demokrasi niçin başansu ol-
ûu ve aaal döze çıkar? Bu çerçevede bazı
sondannuz var. Şimdi efendim, birindsi
bazı iddialar var, bem onlan toplnca ya-
Bithunış olnrnz. Bir tanesi SHP ile DSP
bölünmüşlügü, yeniigjde en bnynk etkeı
okta deniyor. BB göröşfin gecerlülgi nedir
sizce?
tNÖNÜ — Hayır, en büyük etken ol-
duğuna katılmıyorum. Karmaşık bir olay
karşısındayız. Seçime girerken beklentile-
rimiz tek başımıza iktidar olma doğrultu-
sundaydı. Hep bunu söyledik. Yıllardır da
muhalefetteyiz. Muhalefette her dönem bi-
raz daha ileri geçmiş olmamız bize böyle
bekJentiye hak kazandırmıştı. Bunu sağ-
layamamış olmamızın nedenleri birden
fazla. Bu nedenleri iyice değerlendirmek,
şimdi önümüzdeki önemli görevlerden bir
tanesi. Tabii başka bir görevimiz, hükü-
meti kurmak için uğraşmak ve hükümet de
kurulabilirse umduğumuz şekilde koalis-
yon ortağı olup hizmet yapmak ve sosyal
demokrasi ilkeleri bir koalisyon içinde ola-
bildiğince hayata geçinnek. Onlarla seçim
sonuçlanm değerlendirmek, en ciddi şekil-
de girdiğimiz bir girişim. Bunun için de he-
men akla gelen nedenler var, söyleniyor iş-
te, SHP ile DSP'nin birbirlerini rakip gör-
müş olmalan, elbet bu bir etken olarak ka-
bul edilir de, şöyle yaklaşmak da gereki-
yor. Eğer eskiden CHP içinde Türkiye'nin
sosyal demokrasiye inanan bütün kesim-
leri bir araya gelmiş olmasalardı, böyle bir
tarihsel olay geçmiş olmasaydı, bugün bir
bölünme oylar bölünüyor diye kimse bir-
şey söyleyemezdi. Çünkü birden fazla par-
tinin solda veya sağda olması, kimsenin
önleyebileceği birşey değildir. Eğer bu par-
tiler ayn ayn kamuoyunda destek ahyor-
larsa, o zaman demek ki bu ayn partiler
siyasal hayatın parçasıdırlar, gerçeğidirler.
Aralannda mücadele edeceklerdir. Daha
çok inanmak istediğüniz sartlardır denir ve
bir oy bölmesinden bahsedilmez. Oy bö-
lünmesinden bahsedilmesi ve tek başımı-
za bizim olmayışunız da, DSP'nin oylan
bölmesinin de etkisi olması ihtimali var
denmesinin nedeni, geçmişte CHP içinde
Sayın Ecevit'in ve bizim arkadaşlanmızm
birarada bulunmuş olmalarından kaynak-
lamyor. O günkü ortam insanlara böyle bir
tez getiriyor Türkiye'de. Aslında beraber
olmalan gereken insanlar şimdi ayndırlar
ve onlann ayn ayn aldıkları oylar da hiç-
birini tek başına iktidar olmamasını mey-
dana getirecek şekilde bölünmüştür. Şim-
di buna karşılık dediğim, normal yaklaşı-
mı göstermek isteyen de pekçok insan var,
yani deniyor ki DSP ayn bir partidir. Geç-
mişte CHP içinde olmasım bırakın, bugün
ayn bir partidir ve kendi seçmeni de var-
dır. Oy almaya devam ediyor. Artık her
parti kendi başarısına, kendi gücüne göre
basansını belirlemelidir. Başka partinin
oyunu böldüğünü filan söylememelidir.
Bunda da bir gerçek payı var muhakkak.
Dolayısıyla ben şimdi bizim seçimi kazan-
mamamızda en önemli etken diye DSP'yi
göstermek istemiyorum. Yani tabii bir
dengelı değerlendirme yapmak istediğiniz
zaman bütün bu tarihsel olaylan ve bugün-
DSP Genel Başkanı Biilent Ecevit, partisinin bekledikleri kadar olmasa bile gttç kazandıgını söylüyor.
Ecevit: Yenilen sosyal
demokrasi değil SHP
s.1
HP'nin oylan yüzde 20 oranında gerilerken DSP'nin oylan yüzde 27 oranmda
artmıştır. Onun için SHP'nin uğradığı yenilgiyi sosyal demokrasinin yenilgisi gibi gösteren
genelleme doğru olmaz. Yenilen sosyal demokrasi değil, SHP'dir. SHP oy oramnın
düşüşünde bu partinin dünyadaki ve Türkiye9
deki değişimin çok gerisinde kalması etkili oldu.
SHP Türkiye 'deki seçkinci aydın geleneğinin temsilçisidir, DSP ise o geleneğe karşı çıkıyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
DSP Genel Başkanı Biilent Ecevit, son se-
çimlerden sosyal demokrasinin değil,
SHP'nin yenik çıküğmı savundu. DSP'nin
oylannı arttırdığma işaret eden Ecevit,
hem sağda, hem de solda gerileyen ve iler-
leyen partiler olduğunu söylemenin en
doğrusu olduğunu kaydetti. SHP-DSP bo-
Iünmüşlüğü diye bir olgu olmadığına da
dikkat çeken Ecevit, iki partinin birleşme-
sinin oylan arttırmayacağını yineledi ve
DSP'nin HEP'le bir araya geünesinin dü-
şünülemeyeceğini söyledi.
Ecevit, sosyal demokrasinin düzlüğe çı-
kabilmesi için de sosyal demokrasi ve de-
mokratik solun "SHP'nin gölgesinden
kurtulması" gerektiğini ifade etti. Ecevit,
DSP'nin TBMM'de grup oluşturmasının
da seçim sistemi yüzünden gerçekleşmedi-
ğine işaret ederek, "Bize göre bütün so-
runlanD. anahtarı adaletli bir seçim
sistemidir" diye konuştu.
— Sosyal demokratlann 20 Ekim yenil-
gisinde dış dünyadaki değişim ne ölçıide
Bölünme sola oy kaybettirdiŞAHİN ALPAY '
Son yirmi yılda dünya ve Türkiye kök-
lü değişmeler yaşadı. Dünyamız hızh bir
bütünleşme sürecine girdi. Teknolojik
alanda sağlanan dev ilerlemeler, iletışirn
ve ulaşımda devrim niteliğinde gelişmeler-
Ie sonuçlandı. Ülkeler ve toplumlar, ta-
rihte görülmemiş bir etkileşim içine gir-
diler. Insanlık, toptan imha savaşı tehli-
kesinin ve doğanın hızla tahrip edilmesi-
nin, yeryüzündeki varhğinı tehdit eder ha-
le geldiğinin bilincine varmaya başladı.
özgürlük ve demokrasi fikri, dunyamn en
ücra köşelerine kadar yayıldı. Sosyalizmin
totaliter yorumuna dayanan rejimler, ön-
ce Doğu Avrupa'da, sonra anayurdu Sov-
yetler Birliği'nde çöktü. Son yirmi yıl için-
de ülkemiz de büyük değişmelere sahne
oldu. Nüfusumuz 36
milyondan 56 milyo-
na çıkarak neredey-
se katlandı. Kırlar-
dan kentlere göç,
nüfusun büyük bö-
lümünü kentlerde
topladı. Bir tür
"Türk diyasporası"
yaşandı. Yaklaşık üç milyon yurttaşunız,
yurtdışına göç etti. Esas olarak Batı Av-
rupa'ya yönelen bu göç sonucu, Kuzey
Avrupa'dan Avusturalya'ya kadar dün-
•yanın hemen tüm gelişmiş ülkelerinde bir
Türk topluluğu oluştu. Türkiye, dünya ile
tarihinde görülmemiş yoğunlukta bir alış-
verise girdi. Bu dönemde Türkiye, çok
hızh nüfus arüşına karşın ekonomik alan-
da hatın sayüır bir gelişme de gösterdi.
Ama kalkınmanın nimetlerinin paylaşıl-
masında dengesizlik arttı. 1970'lerde ül-
keyi bir iç savaşın eşiğine getiren siyasi ku-
tuplaşmalar 1980'de bir askeri darbeyle
sonuçlandı. 12 Eylül askeri yönetimi, ana-
yasa ve yasada yaptığı değişikliklerle
Türkiye'yi bir yan-demokrasi haline ge-
tirdi. 12 Eylül'ün getirdiği rejimden çıkıp
gerçek bir demokrasi haline gelrae fırsa-
tını, Türkiye aradan üç seçim geçtikten
sonra, ancak şimdi yakalıyor. Türkiye'-
de özgürlük ve demokrasi talebi, şimdi her
zaman olduğundan daha güçlü. Ekono-
mik gelişmenin niraetlerinin paylaşılma-
sında bölgeler ve sosyal sınıflar arasmdaki
dengesizliğin giderilmesi talebi, belki hiç
bu denli güçlü olmadı. Dünyada ve ülke-
mizde özgürlük ve demokrasi rüzgârının
estiği bugünkü koşullarda, siyasi özgür-
lük ve sosyal adalet içinde kalkınma fık-
rinin temsilcisi olma iddiasını taşıyan sos-
yal demokratlann 20 Ekim 1991 seçimle-
rinin büyük galibi olmalan beklenirdi.
1989 yerel seçimlerinde alınan sonuçlar
böyle bir başannın habercisi gibiydi. Ama
sonuç, tam tersi oldu. Kendilerini sosyal
demokrat olarak niteleyen partilerimiz, 20
Ekim seçimlerinde ağır bir yenilgiye uğ-
tiyle ilişkili halk örgütlenmeleri, sosyal de-
mokrat olsun olmasın tüm basında ve biri
on beş günlük popüler, biri ayhk teorik
nitelikteki parti organlarında, buyük bir
tartışma başlattılar. Partinin ayhk yaym
organı Tiden dergisi, seçimlerden sonra-
ki ilk sayısında yayımladığı başyazıda
özetle şunları yazıyor: "Neden bu kadar
kötii sonuç aldık? Bunun nedenlerini
araşürmalıyız. Yenilginin suçunu başka-
lanna yıkamayız. Dunımu olduğundan
daha iyi göstenneye ya da kaytancı yanıt-
lar bulmaya çahşmak çok yanlış olur. Ha-
talarda ısrar etmeyelim ve nerede yanıl-
dıysak, onu diizeltelim." Türkiye sosyal
deraokratlannın da son seçim yenilgisine,
Isveçli kardeş partinin tutumuyla yaklaş-
malannda büyük yarar var. Yenilginin ne-
denlerini araştınp, yeni politikalar belir-
nümüzdeki dönemde SHP ve DSP 'nin ayn partiler olarak varlıklannı sürdürecekleri
beklenebilir. Ancak orta solun yeniden başa güreşir hale gelmesi açısından iki partinin
gelecek yerelya da genelseçimlerde en azından seçim ittifakı yapmaları zorunlu görünüyot
radılar. Demokrasi tarihimizde ilk kez iki
merkez sağ parti, seçimlerin birincisi ve
ikincisi oldu. Sosyal demokratlar, Türki-
ye'de 20 Ekim 1991 secimlerini kaybetti-
İer. Bundan bir ay kadar önce 15 Eylül
1991'de Isveç'te de benzer bir yenilgi ya-
şandı. İsveç Sosyal Demokrat tşçi Parti-
si, yıjzde 40 dolayında oy aldığı halde ik-
tidardan düştü. ısveçli sosyal demokrat-
lar, şimdi kaybetmelerinin nedenleri ve ik-
tidara dönmek için ne yapmaları gerekti-
ği konusunda parti, sendikal hareket, par-
Iemek bundan sonra başarılı olmanın bel-
ki ilk koşulu. 20 Ekim 1991 seçimlerinde
sosyal demokrasi neden yenildi? Bu so-
nuçta rol oynayan temel etkenler hangi-
leridir? Bu yenilgiden çıkanlabilecek te-
mel dersler nelerdir? Sosyal demokrat ha-
rekette son yıllarda uç veren yenilenme ta-
lebi, ciddiye alınmalı mı? Dünyanın ve ül-
kenin yeni koşullan ışığında Türkiye sos-
yal demokrasisi kendini nasıl yenilemeli?
İki sosyal demokrat partiden biri olan
SHP, şimdi iktidann küçük ortağı olarak
Oosyal Demokrasi'nin Geleceği' dizimiz boyunca
çeşitli görüşlerdeki gazeteciler ve bilim adamlarının da
konuyîa ilgili düşüncelerini yayımlayacağız.
GAZETECİ NAZLIILICAK
SHP süreç bunalımında
Sosyaldemokrat Halkçı Parti'deki aşm-
mayı dünyadaki gelişmelere bağlamak pek
doğru değil. tsveç'teki Sosyal Demokrat
Parti'nin iktidan kaybetmesi ile SHP'nin
başansızhğmı birbiriyle mukayese edeme-
yiz. lsveç*te bir degisikak arzusu halka mal
olmuş, ağır vergi yükünden kurtularak hür
teşebbiisün önünün açıimaa istenmiş ola-
bilir. Zaten sosyal refah dev-
leti olan tsveç'te halkın ihtiya-
a, yeni sosyal imkânlara ka-
vuşmaktan ziyade ferdiyetçi-
liğin keyfini yaşamaktı. Du-
rum Türkiye'de tamamen
farkh. Türk halkı adalet, sos-
yal güvenlik ve demokrasi öz-
lemi çekiyor. Bu itibarla
ANAP'ı istemeyen seçmen
kitlesi oyunu kullanırken,
hangi partinin bu amaçlara en
iyi hizmet edebileceğine bak-
ti. Tecrübeyi, bilgi birikimini,
somut projeleri ve tabii destekleyecegı par-
tinin iç düzenini de göz önune aldı.
SHP'nin bir yandan dahili kavgası, bir
yandan DSP ile çekişmesi bu partinin gü-
venUirliğim zedeledi. Türk halkı, SHP ik-
tidar olursa, içindeki mücadelenin sona
ermeyeceğini düşündü. Meseleye bu açı-
dan baktığımızda, "DSP oylannı böldü- (Arkası 19. Sayfada)
ğü için, SHP zayıfladı" demek yerine,
SHP zayıfladığı ve güven bunalımma uğ-
radığı için DSP'nin oylan yükseldi teşhi-
sini koymak daha doğru. Nitekim SHP-
deki aşmma DSP'nin oy yüzdesindeki ar-
tışın hayli üzerindedir. SHP oylanmn bir
bölümü özellikle DYP ve Refah'a da kay-
mıştır. Demirel'in seçim öncesi açıkladığı
programda sosyal demokrat
temalar bulunması, DYP Ge-
nel Başkanı'nın Özal'a karşı
daha uzlaşmaz görünmesi
bunda etkili olurken Refah
Partisi de bilhassa gecekondu
muhitlerinde yaşayan ve bü-
yük şehirlerin içine entegre
olamayıp kimlik bunalımma
giren kitlelerin tepki oylannı
toplamışür. SHP'li belediye-
lerin başansızhğı, muhtemel
bir SHP iktidanna karşı şüp-
he uyandırmış, 1978-79 yılla-
nnda sosyal demokrat iktidarla yaşanan
kötü tecrübenin de tesiriyle endişeler art-
mıştu". Ama tabii sebepler iç içe geçen bir
bütünü ifade ediyor. Nitekim, Ankara'da
SHP'li Belediye Başkanı Murat Karayal-
cın'm başanlı ohnasına rağmen, başkentte
DYP ile bir koalisyon hükümeti kuruyor.
Bu koalisyon içinde eriyıp gidecek mi,
yoksa güçlenmek için gerekli bir deneyim
mi kazanacak? Sosyal demokratlanmızın
şimdi bu soruları tartışmalan, gelecekle-
ri açısından büyük önem taşıyor. Cum-
huriyet bugun başlayan yayımyla, sosyal
demokrat hareketin 20 Ekim seçimlerinin
sonuçlanm değerlendirmesine katkıda bu-
lunmayı amaçlıyor. Söz konusu değerlen-
dirmeye bir çerçeve çizmek amacıyla bu
yazıda, sosyal demokrat hareketimizle il-
gili olarak kamuoyunda yaygın olarak dile
getirilen görüş ve eleştirilere dayanarak,
sosyal demokrat hareketin 20 Ekim'de uğ-
radığı yenilginin temel nedenlerini ve çı-
kanlabilecek dersleri en ana çizgileriyle ele
alıp, tartışmaya çalışacağım. 20 Ekim se-
çimlerinde, sosyal demokrat eğilimli seç-
menler iki ayn par-
tiye oy verdiler.
SHP, yüzde 21 dola-
yında oy alarak 86
milletvekili çıkardı.
Parlamentoda oy
oranına yaklaşık bir
oranda (yüzde 19)
temsil ediliyor.
1989'da yapılan yerel seçimlere göre bir
buçuk milyon dolayında oy kaybetti. Oy
kaybı, özellikle büyük kentlerde ve kıyı
bölgelerinde yüksek oldu. Türkiye'nin
kentleşmiş ve gelişmiş bölgelerinin birin-
ci partisi olma nıteliğini yitirdi. Ülkenin
batı ve kıyı bölgelerindeİci çekirdek seç-
meninin bir bölümünü orta sağdaki par-
tilere kaptu-dı. HEP ile yaptığı ittifak ne-
deniyle Güneydoğu'da oy oranını arttır-
dı ve seçim haritasında bir Güneydoğu
partisi görünümü kazandı. Sosyal demok-
rat eğilimli seçmenlerin oy verdiği ikinci
parti DSP, 1989'a göre oylarım 600.000
dolayında arttırarak, yüzde 10 oranında
oy aldı ve ülke barajını kıl payıyla aştı.
Ancak ülkenin batısındaki birkaç seçim
bölgesinde varlık gösterebildi. Parlamen-
(Arkası 19. Sayfada)
SİYASETBİLİMCİ PROF. DR. YILMAZESMER
İç çekişme dinmeliSeçim sonuçlanmn sağlıklı bir analizi-
ni yapabilmek için elimizde güvenilir bul-
gulann bulunması gerekir. Araştırma bul-
gulanna dayanmayan çözümlemelerin ise
birer varsayımdan öteye gitmeyeceği kuş-
kusuzdur. SHP'nin 20 Ekim'de uğradığı
yenilgide şimdiye kadar söylenen ve yazı-
lan faktörlerin hepsinin, şu ya da bu öl-
çüde rol oynadığı muhakkak-
ür. Sosyal demokratlann bö-
lünmüşluğü, parti içi çekişme-
ler, yerel yönetimler, HEP'le
birlişme ve diğerleri... Bütün
bunların önemini kabul et-
mekle birlikte, sadece bu ne-
denlere dayandınlan açıkla-
malann yetersiz kalacağı ka-
msındayım. Başka bir deyiş-
le, herkes tarafından sadece
önem sırası değiştirilerek tek-
rarlanan bu faktörler, mesele-
nin görünen, elle tutulabilen
yönüdür. SHP*ye oy vermeme davranışı-
nı anlayabilmek için ise daha temele inil-
mesi gerektiğini düşünüyorum. "Bilişsel
çelişki" (cognitive dissonance) adıyla bi-
linen bir sosyal psikolojik teori bu olayı
anlamamıza yardımcı olabihr. Bu teoriye
göre insanlar belli bir inancı benimsedik-
ten sonra bu inanca uygun düşmeyen dü-
şüncelerden rahatsız olurlar ve olup biten-
leri inançlanna uygun bir biçimde değer-
lendirme, yorumlama eğilimine girerler.
SHP hakkında ise hiç değilse son birka^
yıldan beri yaygınlaşan inanç şudur: Bo
parti bcceriksizdin bu parti sonın çöze-
mez, çözttm uretemez, iş bitiremez; bo
parti mubalefet büe yapamaz, ancak kendi
içinde kavga eder. Seçmende
bir kere bu inanç yerleşince,
artık partinin -veya yönetici-
lerinin - yaptığı şu veya bu işin
tek başuıa beürleyici bir etki-
si olmaz. Çünkü bu davranıs.
ya da karar, seçmen tarafın-
dan, temel inanca uygun bir
şekilde (bu durumda SHP
açısından olumsuz yönde) yo-
nimlanacaktır. SHP hakkın-
da yukandaki inancı taşıyan
kişi, HEP'le birleşmeyi de bir-
leşmemeyi de önseçim yapma-
yı da yapmamayı da vs yanlış davramş ola-
rak değerlendirme eğiliminde olacaktır.
özetle, kanımca oylardaki düşmenin temel
nedeni SHP ile ilgili olarak son birkaç yıl-
dan beri yapılan değerlendirmeler ve bı
değerlendirmelerin giderek bir inanca dö-
nüşmesidir.
(Arkası 19. Sayfada)
etkili oldu?
ECEVtT — Bu sonı eğer SHP'nin yani
sıra DSP'yi de kapsıyorsa, gerçekçi degil-
dir. Çünkü iki parti birbirinden çok fark-
hdır.
Kaldı ki 20 Ekim 1991 seçimlerinde ye-
nilgiye uğrayan partiler ANAP'la
SHP'dir. Bu iki partinin oylannda 1987
milletvekih seçimlerine göre önemli geri-
lemeler olmustur. DSP ise RP ve DYP ile
birlikte, oylan yükselen partiler arasında-
dır.Yani hem sağda hem solda, gerileyen
partiler de vardır, ilerleyen partiler de var-
dır.
DSP oylan, beklentimiz düzeyinde ol-
masa bile çetin engellere karşın, 1987'ye
göre azunsanamayacak bir artış göstermiş-
tir. SHP oylan yüzde 20 oramnda geriler-
ken DSP'nin oylan yüzde 27 oramnda art-
mıştır.
Onun için SHP'nin uğradığı yenilgiyi
sosyal demokrasinin yenilgisi gibi gösteren
bir genelleme doğru olmaz. Yenilen sos-
yal demokrasi değildir; SHP'dir.
SHP oylanmn düşüşünde eğer dış dün-
yadaki değişimin bir ölçüde etkisi olduy-
sa, bu, SHP'nin dünyadaki değişime uyum
saglayamamasından kaynaklanan bir etki
olabilir.
SHP, dünyadaki değişimin de Türkiye'-
deki değişimin de çok gerisinde kalmıştır.
Ancak dünyadaki değişime uyum sağ-
layamayan tek sosyal demokrat parti SHP
değildir. Batı ve Kuzey Avrupa'mn sosyal
demokrat partileri de dünyadaki değişime
yeterince uyum sağlayamamışlardır veya
değişimi yeterince etkileyememişlerdir.
— Neye dayanarak bu kanıya van-
yorsuaaz?
ECEVİT — Batı ve Kuzey Avrupa'da-
ki sosyal demokrat partilerin, özgürleşme
ve demokratikleşme sürecine giren Doğu
Avrupa ülkelerindeki siyasal geüşmeleri ve
yapılanmalan yönlendirememiş; bu geçiş
sürecinde onlann ekonomik ve sosyal so-
runlanna çözüm getirecek inandıncı bir
model veya modeller önerememiş olduk-
ları beUidir.
Yine bu dönemde Batı ve Kuzey Avru-
pa sosyal demokratlan, Körfez bunalımı
ile güncellik kazanan Ortadoğu sonınlan-
na yaklaşımlannda, Batı'nın kapitaüst ve
emperyalist güçlerinden farkh bir politika
oluşturamamışlardır. Bölgedeki kaynak
dağıhmımn adaletsizliğine karşı da bölge-
nin Batı uydusu bazı ülkelerindeki çağdı-
şı duzenlere karşı da belirgin bir tavır, sos-
yal demokrasinin temel değerlerine yara-
şır bir tavır alamamışlardır. İnsan haklan
Irak'ta çiğnenirken tepki göstennişlerdir,
ama Batı uydusu bazı Ortadoğu ülkelerin-
de insan haklannın çiğnenişine duyarsız
kahnışlardır.
— SHP-DSP bölnnmüşHiğü kimUerine
göre yenilginin en büyük nedeni... Bn gö-
rüse kanlıyor musunuz?
ECEVİT — Bence SHP-DSP bölün-
müşlüğü diye bir olgu yoktur. İki partinin
yapılan da doğrultulan da dayandıklan
toplum kesimleri de birbirinden çok fark-
hdır.
SHP Türkiye'deki seçkinci aydm gele-
neğinin temsilcisidir; DSP ise o geleneğe
kesinkes karşı çıkan ve halkla aydın bü-
tünleşmesini sağlamaya çauşan partidir.
SHP özel yaşamlannda din kurallanna
veya törelere bağlı kesimleri "sağa", "tn-
t«aı", hatta "gerid" gibi görme eğihm-
dekilerin egemen olduğu partidir. Oysa
Türk toplumunun büyük çoğunluğu özel
yaşamında din kurallanna ve törelere bağlı
olmakla beraber, laikhği benimsemiştir;
sosyal adalet ve gerçek demokrasi istemek-
tedir ve yenihklere açıktır. DSP o kesim-
lerle bütünleşmekte hçbir güçlük çekme-
mekte ve onlan sağa partilerin tabamndan
kurtarmaya çalışmaktadır.
SHP, bölücü akımlara siyasal meşruluk
kazandırmayı "flerid"liğin ve "sofcıı"lu-
ğun gereği sanan; bütünleştirici miüiyetçi-
liği ise "şovenük" gibi gören bir parti ko-
numuna gelmiştir. DSP ise ırkçıhktan ve
yayılmacılıktan uzak, banşçı ve bütünleş-
tirici bir milliyetçilik anlayışına demokra-
siyle bağdaştuan partidir.
Onun için dünyada Türklüğün kazan-
makta olduğu öneme SHP seyirci ve ilgi-
siz kahrken DSP, dünyadaki bu gelişme-
yi önceden sezmiş ve ona göre bir politika
belirlemiştir.
Bu özellikleriyle ve SHP'den bu farklı-
hlclanyla, DSP, geniş halk kesimlerini sa-
ğm tutsaklığmdan kurtarmaya uğraşmak-
(Arkatı 19. Sayfada)