Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
HALUKŞAHİN
lyimserlikÇevreye bakıyorum, bir iyimserlik, bir iyimserlik. Ağızlardan
bal damlıyor. Gözlerde sevımli bir gülümseme Öyje ya DYP-SHP
koalısyonunun demokrasi paketi tıka basa dolu. İçınde YÖK'ûn
kaldınlmasından sendikalann siyaset yapmasına kadar neler var
neler... Herkes için sevınecek bir şey var o pakette. Herkese ye-
tecek kadar mutluluk...
Biz de sivrılık edıp keyifleri kaçıracak değiliz herhalde. Uste-
lik, günlerdeh pazar. Kbalisyon henüz gerçeklerin dalgalı deni-
zinde yol almaya başlamamış. Beklenen zamlar cepleri yakma-
mış. iyisi mi biz de fırsat bu fırsattır deyip keyfini çıkaralım. Biz
de henüz vakit varken, iyimserlik rüzgârından kendımıze pay
alalım.
Örneğin, ben artık ülkemizde polisiye romanın geleceğmden
iyimserim. Biliyorsunuz, bizde polisiye roman pek yazılmaz. Bu
durum edebiyat tarihçilerinin, toplumsal bilimcilerin ve gözlem-
cilerin yorumlarına yol açar zaman zaman. Bu tûrün bizde nı-
çin gelişmediğıne ilişkin makaleler yazılır, söyleşiler yapılır, hat-
ta dergiler tarafından özel sayılar yayımlanır. (Son örnek Varlık
Dergısı'nın ağustos sayısı.) Ama durum değişmez: Polisiye ro-
mana rağbet edilmez.
Kuşkusuz, bu edebi türe örneğin ingittere'de bu kadar ılgı gös-
terilirken Türkiye'de gösterılmemesinin ardında kültür ve gele-
neğe ilişkin nedenler vardır. Ama, anayasa ve insan haklarına
ilişkin nedenler de vardır. Polisin görev ve yelkilerine, soruştur-
mayöntemlerine ilişkin nedenler... İnsan haklarınm karakol bod-
rumlarına kadar gırmediğı ülkelerde polisiye roman yazılamaz.
Yazılsa da inandırıcı olmaz.
Bu konuda bir zamanlar şunları yazmışım:
"Bizde cinayet roma- _ . , .,
tutmamasının bir Bizde cınayetlerın çogu ya
ni de sanmm sor- n a m u s
cinayetidir ya da
SSiSSSSSSlİ. küfürcinayeti. Bunlann
giliz dedektıflerinın sor- faillehni bulmak ÇOk
gulama yöntemleri çok jfn/o./rt/r- Namus
incevekurnazcadır.So- ^iaya\T. namus
ruian soruiar kadar so- cınayetınde en yakın
rulmayanlar, verılen ce- akrabalara, kÜfÜr
Jîffidî&uHnHdÎD^ cinayetinde ise en yakın
dektifimız son derece ki- arkadaşlara başvurmak
bar, bılgili ve esprihdır. n~rf>kir Rnmanlık hir
Karşısındakı katıl adayı ye'eK"- nomanilKDir
da ondan geri kaimaz yanları yoktur anlayacağınız.
Oysa bizde çok farklı — — ^ — — — — — * — • -
leknikler kullanılır. Faili meçhul bir cinayet mi var? Tüm
tanıdıklar karakola toplanır, Komiser Murtaza'nın karşısınadizilir.
Sırayla itıraf etmeleri istenır. Etmedıler mi? Buyrun bodruma.
Polisrmizin çok geliştirdiğı bodrum tekniklerı sayesinde aynı
cinayeti iki katilin birden itiraf etmesi görülmemış olaylardan de-
ğildir"
* * *
Şimdi DYP ile SHP'nin üzerinde anlaştığı "demokratikleşme
paketi"nin, beni hem ülkenin geleceğı hem de potısıye romanı-
mız açısından iyimser kılan şu maddelerine bakalım:
'— Polisin, kişi hak ve özgürlüklerine ilişkin eğıtımı sağlana-
cak ve yetkileri yeniden düzenlenecektir. Karakollar korkulan yer-
ler olmaktan çıkarılarak 'şeffaflığı' sağlanacaktır.
—..tutuklanan veya yakalanan kışiye, avukatını hazır bulun-
durmadan ifade vermeyi reddetme hakkı tanınacaktır. Yine ya-
kalanan veya tutuklananların belli aralıklarla avukatları ve yakın-
lan ıle görüşme hakkına sahıp olmaları sağlanacaktır."
Demek ki aynı cinayeti ıkı üc kışınin birden itiraf etmesini sağ-
layan kestirme teknıklerden vazgeçiliyor. Polislerin kollarından
çok kafalarını kullanacaklan bir dönem başlıyor.
Köpeğin havlamaması gıbi ayrıntılar bizde de önem kazanıyor.
• * • * *
Polisiye romanın ülkemizdeki geleceği konusundakı iyımser-
liğimı pekiştiren bir gelişme de son günlerde gazetelerde oku-
dugum bazı cinayet haberleri. Bizde cinayetlerın çogu ya namus
cinayetidir ya da küfür cinayeti. Bunlann faillerıni bulmak çok
kolaydır: Namus cinayetinde en yakın akrabalara, küfür cinaye-
tinde ise en yakın arkadaşlara başvurmak gerekir. Romanlık bir
yanları yoktur anlayacağınız.
Ama şu son günlerde gazetelere yansıyan fidyeci polisler ve
Jaguariı tekstilci cinayetleri öyle mi? İçlerinde neler var neler?
Son derece pahalı otomobiller, devlet büyüklerinin yakınlan, maf-
ya bağlantılan, para, esrar, kadın, kiraltk katil, entrika, ıhanet,
yolsuzluk, çürüme... Agatha Christie ya da Simenon'un bile ağ-
zının suyunu akttacak türden karman çorman işler...
Hani derier ya: "Tam romanlık."
Polisiye romanı sevin de şu günlerde iyimser olmayın, müm-
kün mü!
Eskişehir Cezaevi'ndeki 119 kişide ekimoz ve sıyrık tespit edildi
Tip,işkenceyi kanıtladıTürk Tabipler Birliği
cezaevindeki muayene
sonuçlarını açıkladı.
14 hekimden oluşan
doktorlar heyeti, 198
tutuklu ve hükümlüyü
muayene etti.
Bunlardan 119'unda
özellikle sırt, omuz,
kaba etler ve yüzde
dayak ve işkence izine
rastlandığı tutulan
raporla tespit edildi.
Saptanan bulguların
travma sonucu
oluştuğu belirtildi.
ANKARA (Cnmhviyet Bö-
rosa) — Eskişehir özel Tip Ce-
zaevi'ndeki 198 siyasi hükümlü
ve tutuklunun 119'unda dayak
ve işkence izlerine rastlanıldığı
bildirildi.
Türk Tabibler Birliği'nden
(TTB) dün yapılan açıklamada,
Eskişehir özel Tip Cezaevi'nde-
ki tutuklu ve hükümlülere yapı-
lan muayene sonuçlan bildiril-
di. Tutuklu ve hükümlü yakın-
lan ile avukatlanrun başvunısu
üzerine TTB'nin gerekli girişiın-
leri yaptığına dikkat çekilen
açıklamada, Birfiğimizi, Eski-
şehir Tabib Odas'nın da katah-
mıyta ve 14 beUmden oluşan Ur
heyet tarafından Eskişehir Özel
Tip Cezaevi'ndeki 198 tutuklu
ve hükiimliinün muayene edil-
mesini ve her biri hakkında ra-
por dnzenknmesini saglamıştır"
denildi.
Açıklamada, hazırlanan mu-
ayene raporlannın incelenmesi
sonucu 119 tutuklu ve hüküm-
lüde özellikle sırt, omuz ve ka-
ba etler ile bacak iç yuzlerinde
ve yüzde "ekimoz ve sıynk" te-
spit edildiği kaydedildi. Sapta-
nan bulgulann travma netfcesi'
İTÜ Maden Fakultesi ögrencileri önceki gün düzentedikleri forumda oynadıklan bir ti>atro oyununda, polisin gösterilerde öğrencileri nasıl gözaltına aldığı ve
daha sonra Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nin "tabutluk" denilen hücrelerine nasıl sevk edildikleri anlatıldı. (Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA)
oluştuğuna işaret edilen açıkla-
mada, tutuklu ve hükümlülerin
muayene raporlannın Adalet
Bakanlığı ve Eskişehir Cumhu-
riyet Savcılığı'na iletildiği dile
getirildi.
Bazı hekimlerin dayak olayı-
na kanştığına ve olaylann giz-
lenmesi yönünde davrandıklan-
na ilişkin iddialann ise soruştu-
rulmasının sürduğüne yer veri-
len açıklamada, "Böyle bir mes-
lektaşımızın vartıgının saptan-
ması halinde, birtigimiz organ-
lannca geregi yapılacaktır" de-
nildi.
Açıklamada, tutuklu ve hü-
kümlülere kötu muamele ve iş-
kencenin sona ermesi için şu iş-
lemlerde bulunuldu:
"— Ceza ve tutukevierinde gö-
revli hekimlerin kararlannı tıb-
bi kanaatleri dofrultusunda ve
özgürce yapmalarma olanak
sağlamakttzere,cezaevi idarele-
rine bağhlıklan kaldınlmalı ve
her türiü baskıdan'anndınlma-
hdır.
— Hastanetere sevk edilen tu-
tnklo ve hökümlülerİB muaye-
nesi srasında, muayeneyi yapan
bekime tıbbi kanaatini özgürce
betirteyebilecegi psikolojik ve fi-
ziki ortam saglanmalıdır.
— Her isteyen tutuklu ve hü-
knmlönün istedigi zamanda, ta-
bip odalannca oiuşturnimus ve-
ya oluşturulacak beyetlerce mo-
ayenesine olanak saglanmalı-
dır."
Açıklamanın sonunda, bu is-
temlerin gerçekleşmesi için bü-
tün siyasi partiler ve demokra-
tik kitle örgütleri çaba sarf et-
meye çağrıldı.
lorunlu nakiT, dayak ve işkence, Adana'da düzenlenen bir toplantıyb protesto edildi'
Eskişehir Cezaevi Bastille gibiHaber Merkezi — Ankara Merkez Kapalı Ce-
zaevi'nden iki hükümlünün firar etmesi üzerine
çeşitli cezaevlerinden Eskişehir özel Tip Cezae-
vi'ne yapılan sevkleri kuıamak amacıyla başla-
tılan açlık grevleri ve protestolar yaygınlaşıyor.
Adana'da toplantı düzenleyen çeşitli dernekler
Eskişehir Cezaevi'nin boşaltılarak bir daha açıl-
mamasını istediler. Eskişehir'de incelemelerde bu-
lunan Adalet Bakanı Suat BUge, "Eğer bn mah-
kflmlan Eskişehir'e nakletmeseydA: cezaevlerin-
den kaçmalan önleyemezdik" dedi.
Adana Cumhuriyet Giiney tlleri Barosu'nun
haberine göre çeşitli dernekler dün düzenledik-
leri basın toplantısında Eskişehir'e «•ykleri kına-
dılar.
Tüm Sağlık-Sen, Halkevi, TMMOB temsilci-
liği, Tüm Bel-Sen, Ben-Der, Eğit-Sen, Eğit-Der
adına konuşan İHD Adana Şube Başkanı Av. AH
Aydoğan, "Hiç kimseye zalimane, innnlık dışı
ya da onur zedeleyici davranışta bulnnulamaz,
ceza verilemez" biçiminde özetlenen "İnsan Hak-
lan Evrensel Bildirisi"ne imza koyan Türkiye
1
nin Eskisehir özel Tip Cezaevi'nde bugün bir
"insanhk dramı"nın yaşandığını vurguladı.
Gerek nakiller sırasında ve gerekse cezaevin-
de uygulanan işkencelerin, hiçbir devletin kendi
insanına uygular türden olmadığını anlatan Ali
Aydoğan, "Bu nakiller sırasında tutuklu ve hii-
kumlülere yapılanlar, cezaevindeki uygulamalar,
devletin insanlardan işkence ile intikam almayı
amaçladtğını göstermektedir" dtdi ve şöyle de-
vam etti:
"B« olay, Türkrye'deld diger cezmevkrini de et-
nakledilen mahkûmlara işkence yapüdığı şeklin-
de gazetelerde çıkan haberlerin giderek yayılması
üzerine Eskişehir'e gelip, cezaevinde denetleme-
lerde bulunarak mahkûmlarla görüşen Adalet
Bakanı Suat BUge, "Eger bu mahkûmlan Eski-
TNSANHAKLARIKURULTAYI
Idlemiştir. Eskişehir Cezaevi olayı, öteld cezaev- şehir'e nakledemeseydik, cezaevlerinden kaçma
lerindeki tutuklu ve hükümlüler üzerinde 'Da- lan önleyemezdik'' dedi.
mokles'in kıhcı' gibi sallandınlmaktadır. Devlet, tstanbul Haber Servisimizin bildirdiğine göre
eli koln bağlı insanlar izerinde gücünü göster- Bakırköy özgürlük Meydanı'nda toplanan İHD,
mek için Eskişehir Cezaevi'ni kuUanmaktadır. Bu Özgür-Der, HEP üyeleri ve tutuklu hükümlü ya-
da bizJere Fransız thtilali'nden önceki 'Bastille kınları, Eskişehir'e sevkleri kınayan gösteri yap-
Cezaevi' uygulamasını anımsatmaktadır. Oysa tılar. Eylemciler, gösteri sırasında slogan atma-
Bastille, yüzyıllar önce halk tarafından yıkılmış." ya başlaymca güvenlik güçleri tarafından engel-
Son günlerde Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ne lendiler.
BUROKRASİOI
KİMLER CİDİYOlC KİMLER GEÜYOR V
BÜROKRASİDE
GİDENLER, GELENLER,
KALANLAR
HAÜL BEZMEN ANLATIYOR:
RABAK, KORUAM TARIM VE TÜRK MÜTEŞEBBİSLERİ
"KlZIL MİLYARDER" GÜNTEKİN KÖKSAL:
"HERŞEY İKİ RUS'UN ODAMA GİRMESİYLE
BT^ŞIACH"
ÜĞUR MUMCU'NUN AĞZINDAN
CUMHURİYET"İN TİRAJ KAYBIVEYENİ
GAZETE PROJESİ
ÜST DÜZEY BANKACILIK EĞİTİMİNDE
CIBS'E RAKİP ÇIKT1:FED
İORSA'DA DOKUZ YllUK BİLANÇOIAR
BANKAIARA GÜLDÜ
MNORAMA
'288 kişi işkence gördü'Kurultayda insan haklarınm tarihsel evrimi
konusu ele alındı. Eski Uluslararası Af
Örgütü Türkiye Masası Sorumlusu Oberdiek
tarafından okunan bir raporda 288 kişinin
işkence gördüğü belirtildi.
tstanbul Haber Servisi — In- konusu ele alındı. Türkiye tnsan
san Haklari Derneği İstanbul
Şubesi'nce düzenlenen İnsan
Haklari Kurultayf nda okunan
son rapora göre 288 kişinin iş-
kence gördüğü, bunlardan
9*unun çocuk, 44'ünün kadın ve
ll'inin eşcinsel olduğu bildirildi.
Kuruçeşme Mulkiyeliler Bir-
liği Lokali'nde düzenlenen ku-
rultayın açılış konuşmasını ya-
pan insan Haklari Derneği İs-
tanbul Şube Başkanı Ercan Ka-
nar, kurultayla, uzun zamandır
teoride olan düşüncelerin yaşa-
ma geçirileceğini söyledi. Ercan
Kanar, son gunlerdeki gelişme-
lerin de kurultayi geciktirdiğini
belirtti. llk oturumunda
insan haklarınm tarihsel evrimi
Haklari Vakfı Genel Sekrteri
Haldun Özen'in hazırladığı "Re-
el Uygulamalarda insan
Haklan • konulu tebliğ, Ulusla-
rarası eski Af Örgütu Türkiye
Masası Sorumlusu Helmut
Oberdiek tarafından okundu.
İnsan Haklan Derneği'nin ha-
zırladığı son rapora göre 288 ki-
şinin işkence gördüğünu, bun-
lardan 9'unun çocuk, 44'unün
kadın ve ll'inin eşcinsel olduğu-
nu belirten Oberdiek, "1982
Anayasası, insan haklarını 12
Eyliıl ideolojisi doğrultusunda
ihlal ediyor. Bu duzeltilemez,
degiştirilmesi zorunludur" dedi.
Doç. Dr. Semih Gemalmaz, ku-
rultaya sunduğu "Hukuk ve İn-
san Haklan" tebliğinde, kişinin
haklarını koruyucu bir gücun
olması gerektiğini savundu.
Türkiye'de insan haklan ihlalle-
rinin 12 Eylül döneminde arttı-
ğına dikkat çeken Gemalmaz,
"1980-1984 yıllan arasında 50
kişi idam edildi. 1984 yılında
uluslararası basküarla bu infaz-
lar durduruldu" diye konuştu.
"İnsan Haklarınm Tarihsel
Evrimi" konulu Doç. Dr. Mu-
zaffer Sencer'in tebliğini, yaymcı
Ayşe Zarakoğlu okudu.
Yiicel Seymen ise kurultaya
sunduğu bildirisinde, insanlan n
haklannın, kişiliklerine ve top-
lumsal kimliklerine bağlı olarak
tanındığını söyledi. Giimur Sav-
ran da insanlann, gereksinimle-
rinin giderilmesini istemesinin
de bir insan hakkı kavramı ol-
duğunu savundu.
İnsan Haklan Kurultayfna
Zafer Murat Çetintaş ve Ergül
Çetin de çocuk haklan konula-
rında bildiriler sundular.
Altın Portakal,
su ve bakım îstiyorFilm Festivali'nin jürisi, yazılı bir
bildiriyle Sinema Yasası'nın
çıkarılmasını, Kültür Bakanlığı'nın
Festival'e katkısının devamım ve Sinema
Destek Fonu'nun kurularak, döner
sermaye haline getirilmesini istedi.
hızla kavuşturulması,
• Filmlerin gösterildiği sinema-
lann günümüz teknik donanım
düzeyine ulastınhnası,
• Festivaün yd boyu çalışan pro-
fesyonel bir ekiple yürütülmesi
ve uluslararası festival düzeyine
çıkartılması için gerekli çahşma-
ların yapılması, uluslararası
market çalışmasının genişletil-
mesi,
• Türkiye'nin diğer kültür mer-
kezleriyle ilgili kurum ve kuru-
luşların işbirliği yapması ve be-
lediyenin ekonomik yükünün
paylaştınlması,
• Kültür turizmine ağırhk veril-
mesi,
• Stüdyo koşullanmız göz önü-
ne ahnarak laboratuvar ve ses-
BÜLENT ECEVİT
ANTALYA — 28. Altın Por-
takal Film Festivali'nin büyük
jürisi ilk kez bir "büdirge" ha-
zırlayarak kamuoyuna sundu.
Bildirgede, sinema sorunlanoın
çözümünün "Sinema Yasası"na
bağh olduğu "Sinema Destek
Fonu"nun kurularak döner ser-
maye haline getirilmesi önerildi.
Ulusal kültür açısından sine-
manın bir kazanç olduğu kadar
kültür adına da bir renk ve
önemli katkı olduğu vurgulanan
bildirgede, festivalin gelecek-
te daha etkin ve yararh olabil-
mesi için ele alınnası gereken
konular şöyle özedendi:
• Festivale kültür merkezinin
lendirme işlemlerinin ayn dal-
larda ödüllendirilmesi,
• Çevre düzeni dalmda özel bir
ödülü getirecek çalışmalann
dikkate ahnması ve bu dalda da
ödül verihnesi,
• Uluslararası düzeyi yakalaya-
bilmemiz için sesli çekimlere
özen gosterilmesi ve sesli çekim-
ler için maddi desteğin sağlan-
ması, ödüllerin verilmesinde de
bu kıstasın göz önune ahnması,
• Kısa metrajlı fihnlerin eskiden
olduğu gibi festival kapsamına
ahnması, desteklenmesi ve ödül-
lendirilmesi,
• Her yıl festival süresi içerisin-
de, Türk sinemasınıntarihine yö-
nelik tanıtım prograrruannın ya-
pılması ve geçmi« yı1larda yapı-
lan önemli filmlerin seyirci önu-
ne çıkartılarak bir sinema belle-
ğinin oluşturulması.
Ote yandan 28. Antalya Al-
tın Portakal Film Festivali, dün
akşam yapılan ödül töreniyle
sona erdi.
Teröristler 6
kişıyı oldıırduHaber Merkezi—Siirt'in Şir-
van ilçesine bağlı Cevizli bucağı
yakınlarında teroristlerin açtığı
ateş sonucu uç korucu ile üç
yurttaş yaşamını yitirdi. Olayda
beş yurttaş da yaralandı.
Adana Cumhuriyet Giiney tl-
leri Bürosu'nun haberine göre
bir grup terörist, önceki akşam
saat 17.00'de Cevizli bucağı ya-
kınlannda pusu kurdu. Korucu-
ların da bindiği bir minibusü si-
lah zoruyla durduran teröristler
daha sonra yaylım ateşi açtı. Bu
sırada araçtan inen korucuların
da ateşe karşıhk vermesi üzerine
çatışma başladı. Olayda köy ko-
ruculan Mehmet Öğiit, M.Şirin
Ögiit ve Raşit Öğüt ile Sıtkı Yay-
rak, Cemalettin Bağra ve Saime
Ödümlii adındaki yurttaşlarya-
şamlarını yitirdiler. Terörist gru-
bun, karanhktan yararlanarak
bölgeden uzaklaştığı, bölgede
başlatılan operasyonun yoğun-
laştınldığı bildirildi. Aynı çatış-
mada yaralanan Nirgül Zeyrek,
Salih Zeyrek, Nuhsin Zeyrek,
Ahmethan Zeyrek ve Zeydin Öz-
can adındaki yurttaşlar da Di-
yarbakır Devlet Hastanesi'ne
kaldırılarak tedavi altına
alındılar.
Bu arada Gaziantep'te 3 ka-
sımda çıkan çatışmada ölü ola-
rak elegeçirilen kadın teröristin
kimliği belirlendi. Yetkililer,
"SulUn" kod adlı kadın teröris-
tin Elbistan nüfusuna kayıth Sü-
leyman kızı 1970doğumlu Zii-
beyde Sönmez olduğunun belir-
lendiğini kaydettiler.
KlSA KISA
• Gaziantep'de bir hurdacıya satılan tuplerden çıkan ve
31 kişiyi zehirleyen gazın, 2. ordu komutanhğı NBC
subaylığı uzmanlannca yapılan inceleme ve ölçümler
sonucu, "Sinir gazı ve karışık zehirleyici gaz olduğu,' kaha
özelliği bulunmadığı ve uçucu özelliğe sahip olduğu"
belirlendi.
• Çermik Yatılı İlköğretim Okulu öğrencileri, dün
sabah banyo yaparken henüz bilinmeyen bir nedenle banyo
kazanı patladı. Yekta Cudi adlı öğrenci olay yerinde öldü.
Çeşitli yerlerinden yaralanan, Kenan Demiroğlu, Yazar
Baykara, Mehmet Yeşilkaya, Ömer Erbulat ile Halit Türk
ise Çermik ve Diyarbakır Devlet hastanelerinde tedavi
altına alındılar.
• Cumhurbaşkanı Turgut Özal, surekli hastalığı
nedeniyle Aziz Karakurt adlı mahkûmun cezasını kaldırdı.
Resmi Gazete'de dün yayımlanan karara göre "müessir fiil"
suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Aziz
Karakurt'un cezası, sürekli hastalığı sebebiyle, anayasamn
104. maddesinin (B) bendi uyarınca, Cumhurbaşkam özal
tarafından kaldınldı.
GAZÎANTEP 1. SULH HUKUK
MAHKEMESİ
1990/529-1991/1041
Davacı Cuma Açıkgöz, davalı Döne Kartai aleyhine açtığı hükmen
tescil davasının yapılan açık duruşması sırasında verilen karar gere-
ğince:
Gaziantep ili Hoşgör mah. Karga Sekmez mevkii, pafta 160, ada
1290, parsel 16, kütük 1042'de kayıtlı bulunan taşınmazın davalı Döne
Kartai adına olan 160/43172 hissesinin iptaline, bu hissenin Mehmet
ve Fatma'dan olma 1941 d.lu davacı Cuma Açıkgöz adına tesciline
karar verilmiş olup bu ilanın yayımlandığı tarihten itibaren 8 gün içe-
risinde davalı tarafından temyiz etme hakkı bulunduğundan daveti-
ye yerine kaim olmak üzere ilan olunur.
Basın: 50Î21