22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 HALUKŞAHİN lyimserlikÇevreye bakıyorum, bir iyimserlik, bir iyimserlik. Ağızlardan bal damlıyor. Gözlerde sevımli bir gülümseme Öyje ya DYP-SHP koalısyonunun demokrasi paketi tıka basa dolu. İçınde YÖK'ûn kaldınlmasından sendikalann siyaset yapmasına kadar neler var neler... Herkes için sevınecek bir şey var o pakette. Herkese ye- tecek kadar mutluluk... Biz de sivrılık edıp keyifleri kaçıracak değiliz herhalde. Uste- lik, günlerdeh pazar. Kbalisyon henüz gerçeklerin dalgalı deni- zinde yol almaya başlamamış. Beklenen zamlar cepleri yakma- mış. iyisi mi biz de fırsat bu fırsattır deyip keyfini çıkaralım. Biz de henüz vakit varken, iyimserlik rüzgârından kendımıze pay alalım. Örneğin, ben artık ülkemizde polisiye romanın geleceğmden iyimserim. Biliyorsunuz, bizde polisiye roman pek yazılmaz. Bu durum edebiyat tarihçilerinin, toplumsal bilimcilerin ve gözlem- cilerin yorumlarına yol açar zaman zaman. Bu tûrün bizde nı- çin gelişmediğıne ilişkin makaleler yazılır, söyleşiler yapılır, hat- ta dergiler tarafından özel sayılar yayımlanır. (Son örnek Varlık Dergısı'nın ağustos sayısı.) Ama durum değişmez: Polisiye ro- mana rağbet edilmez. Kuşkusuz, bu edebi türe örneğin ingittere'de bu kadar ılgı gös- terilirken Türkiye'de gösterılmemesinin ardında kültür ve gele- neğe ilişkin nedenler vardır. Ama, anayasa ve insan haklarına ilişkin nedenler de vardır. Polisin görev ve yelkilerine, soruştur- mayöntemlerine ilişkin nedenler... İnsan haklarınm karakol bod- rumlarına kadar gırmediğı ülkelerde polisiye roman yazılamaz. Yazılsa da inandırıcı olmaz. Bu konuda bir zamanlar şunları yazmışım: "Bizde cinayet roma- _ . , ., tutmamasının bir Bizde cınayetlerın çogu ya ni de sanmm sor- n a m u s cinayetidir ya da SSiSSSSSSlİ. küfürcinayeti. Bunlann giliz dedektıflerinın sor- faillehni bulmak ÇOk gulama yöntemleri çok jfn/o./rt/r- Namus incevekurnazcadır.So- ^iaya\T. namus ruian soruiar kadar so- cınayetınde en yakın rulmayanlar, verılen ce- akrabalara, kÜfÜr Jîffidî&uHnHdÎD^ cinayetinde ise en yakın dektifimız son derece ki- arkadaşlara başvurmak bar, bılgili ve esprihdır. n~rf>kir Rnmanlık hir Karşısındakı katıl adayı ye'eK"- nomanilKDir da ondan geri kaimaz yanları yoktur anlayacağınız. Oysa bizde çok farklı — — ^ — — — — — * — • - leknikler kullanılır. Faili meçhul bir cinayet mi var? Tüm tanıdıklar karakola toplanır, Komiser Murtaza'nın karşısınadizilir. Sırayla itıraf etmeleri istenır. Etmedıler mi? Buyrun bodruma. Polisrmizin çok geliştirdiğı bodrum tekniklerı sayesinde aynı cinayeti iki katilin birden itiraf etmesi görülmemış olaylardan de- ğildir" * * * Şimdi DYP ile SHP'nin üzerinde anlaştığı "demokratikleşme paketi"nin, beni hem ülkenin geleceğı hem de potısıye romanı- mız açısından iyimser kılan şu maddelerine bakalım: '— Polisin, kişi hak ve özgürlüklerine ilişkin eğıtımı sağlana- cak ve yetkileri yeniden düzenlenecektir. Karakollar korkulan yer- ler olmaktan çıkarılarak 'şeffaflığı' sağlanacaktır. —..tutuklanan veya yakalanan kışiye, avukatını hazır bulun- durmadan ifade vermeyi reddetme hakkı tanınacaktır. Yine ya- kalanan veya tutuklananların belli aralıklarla avukatları ve yakın- lan ıle görüşme hakkına sahıp olmaları sağlanacaktır." Demek ki aynı cinayeti ıkı üc kışınin birden itiraf etmesini sağ- layan kestirme teknıklerden vazgeçiliyor. Polislerin kollarından çok kafalarını kullanacaklan bir dönem başlıyor. Köpeğin havlamaması gıbi ayrıntılar bizde de önem kazanıyor. • * • * * Polisiye romanın ülkemizdeki geleceği konusundakı iyımser- liğimı pekiştiren bir gelişme de son günlerde gazetelerde oku- dugum bazı cinayet haberleri. Bizde cinayetlerın çogu ya namus cinayetidir ya da küfür cinayeti. Bunlann faillerıni bulmak çok kolaydır: Namus cinayetinde en yakın akrabalara, küfür cinaye- tinde ise en yakın arkadaşlara başvurmak gerekir. Romanlık bir yanları yoktur anlayacağınız. Ama şu son günlerde gazetelere yansıyan fidyeci polisler ve Jaguariı tekstilci cinayetleri öyle mi? İçlerinde neler var neler? Son derece pahalı otomobiller, devlet büyüklerinin yakınlan, maf- ya bağlantılan, para, esrar, kadın, kiraltk katil, entrika, ıhanet, yolsuzluk, çürüme... Agatha Christie ya da Simenon'un bile ağ- zının suyunu akttacak türden karman çorman işler... Hani derier ya: "Tam romanlık." Polisiye romanı sevin de şu günlerde iyimser olmayın, müm- kün mü! Eskişehir Cezaevi'ndeki 119 kişide ekimoz ve sıyrık tespit edildi Tip,işkenceyi kanıtladıTürk Tabipler Birliği cezaevindeki muayene sonuçlarını açıkladı. 14 hekimden oluşan doktorlar heyeti, 198 tutuklu ve hükümlüyü muayene etti. Bunlardan 119'unda özellikle sırt, omuz, kaba etler ve yüzde dayak ve işkence izine rastlandığı tutulan raporla tespit edildi. Saptanan bulguların travma sonucu oluştuğu belirtildi. ANKARA (Cnmhviyet Bö- rosa) — Eskişehir özel Tip Ce- zaevi'ndeki 198 siyasi hükümlü ve tutuklunun 119'unda dayak ve işkence izlerine rastlanıldığı bildirildi. Türk Tabibler Birliği'nden (TTB) dün yapılan açıklamada, Eskişehir özel Tip Cezaevi'nde- ki tutuklu ve hükümlülere yapı- lan muayene sonuçlan bildiril- di. Tutuklu ve hükümlü yakın- lan ile avukatlanrun başvunısu üzerine TTB'nin gerekli girişiın- leri yaptığına dikkat çekilen açıklamada, Birfiğimizi, Eski- şehir Tabib Odas'nın da katah- mıyta ve 14 beUmden oluşan Ur heyet tarafından Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ndeki 198 tutuklu ve hükiimliinün muayene edil- mesini ve her biri hakkında ra- por dnzenknmesini saglamıştır" denildi. Açıklamada, hazırlanan mu- ayene raporlannın incelenmesi sonucu 119 tutuklu ve hüküm- lüde özellikle sırt, omuz ve ka- ba etler ile bacak iç yuzlerinde ve yüzde "ekimoz ve sıynk" te- spit edildiği kaydedildi. Sapta- nan bulgulann travma netfcesi' İTÜ Maden Fakultesi ögrencileri önceki gün düzentedikleri forumda oynadıklan bir ti>atro oyununda, polisin gösterilerde öğrencileri nasıl gözaltına aldığı ve daha sonra Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nin "tabutluk" denilen hücrelerine nasıl sevk edildikleri anlatıldı. (Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA) oluştuğuna işaret edilen açıkla- mada, tutuklu ve hükümlülerin muayene raporlannın Adalet Bakanlığı ve Eskişehir Cumhu- riyet Savcılığı'na iletildiği dile getirildi. Bazı hekimlerin dayak olayı- na kanştığına ve olaylann giz- lenmesi yönünde davrandıklan- na ilişkin iddialann ise soruştu- rulmasının sürduğüne yer veri- len açıklamada, "Böyle bir mes- lektaşımızın vartıgının saptan- ması halinde, birtigimiz organ- lannca geregi yapılacaktır" de- nildi. Açıklamada, tutuklu ve hü- kümlülere kötu muamele ve iş- kencenin sona ermesi için şu iş- lemlerde bulunuldu: "— Ceza ve tutukevierinde gö- revli hekimlerin kararlannı tıb- bi kanaatleri dofrultusunda ve özgürce yapmalarma olanak sağlamakttzere,cezaevi idarele- rine bağhlıklan kaldınlmalı ve her türiü baskıdan'anndınlma- hdır. — Hastanetere sevk edilen tu- tnklo ve hökümlülerİB muaye- nesi srasında, muayeneyi yapan bekime tıbbi kanaatini özgürce betirteyebilecegi psikolojik ve fi- ziki ortam saglanmalıdır. — Her isteyen tutuklu ve hü- knmlönün istedigi zamanda, ta- bip odalannca oiuşturnimus ve- ya oluşturulacak beyetlerce mo- ayenesine olanak saglanmalı- dır." Açıklamanın sonunda, bu is- temlerin gerçekleşmesi için bü- tün siyasi partiler ve demokra- tik kitle örgütleri çaba sarf et- meye çağrıldı. lorunlu nakiT, dayak ve işkence, Adana'da düzenlenen bir toplantıyb protesto edildi' Eskişehir Cezaevi Bastille gibiHaber Merkezi — Ankara Merkez Kapalı Ce- zaevi'nden iki hükümlünün firar etmesi üzerine çeşitli cezaevlerinden Eskişehir özel Tip Cezae- vi'ne yapılan sevkleri kuıamak amacıyla başla- tılan açlık grevleri ve protestolar yaygınlaşıyor. Adana'da toplantı düzenleyen çeşitli dernekler Eskişehir Cezaevi'nin boşaltılarak bir daha açıl- mamasını istediler. Eskişehir'de incelemelerde bu- lunan Adalet Bakanı Suat BUge, "Eğer bn mah- kflmlan Eskişehir'e nakletmeseydA: cezaevlerin- den kaçmalan önleyemezdik" dedi. Adana Cumhuriyet Giiney tlleri Barosu'nun haberine göre çeşitli dernekler dün düzenledik- leri basın toplantısında Eskişehir'e «•ykleri kına- dılar. Tüm Sağlık-Sen, Halkevi, TMMOB temsilci- liği, Tüm Bel-Sen, Ben-Der, Eğit-Sen, Eğit-Der adına konuşan İHD Adana Şube Başkanı Av. AH Aydoğan, "Hiç kimseye zalimane, innnlık dışı ya da onur zedeleyici davranışta bulnnulamaz, ceza verilemez" biçiminde özetlenen "İnsan Hak- lan Evrensel Bildirisi"ne imza koyan Türkiye 1 nin Eskisehir özel Tip Cezaevi'nde bugün bir "insanhk dramı"nın yaşandığını vurguladı. Gerek nakiller sırasında ve gerekse cezaevin- de uygulanan işkencelerin, hiçbir devletin kendi insanına uygular türden olmadığını anlatan Ali Aydoğan, "Bu nakiller sırasında tutuklu ve hii- kumlülere yapılanlar, cezaevindeki uygulamalar, devletin insanlardan işkence ile intikam almayı amaçladtğını göstermektedir" dtdi ve şöyle de- vam etti: "B« olay, Türkrye'deld diger cezmevkrini de et- nakledilen mahkûmlara işkence yapüdığı şeklin- de gazetelerde çıkan haberlerin giderek yayılması üzerine Eskişehir'e gelip, cezaevinde denetleme- lerde bulunarak mahkûmlarla görüşen Adalet Bakanı Suat BUge, "Eger bu mahkûmlan Eski- TNSANHAKLARIKURULTAYI Idlemiştir. Eskişehir Cezaevi olayı, öteld cezaev- şehir'e nakledemeseydik, cezaevlerinden kaçma lerindeki tutuklu ve hükümlüler üzerinde 'Da- lan önleyemezdik'' dedi. mokles'in kıhcı' gibi sallandınlmaktadır. Devlet, tstanbul Haber Servisimizin bildirdiğine göre eli koln bağlı insanlar izerinde gücünü göster- Bakırköy özgürlük Meydanı'nda toplanan İHD, mek için Eskişehir Cezaevi'ni kuUanmaktadır. Bu Özgür-Der, HEP üyeleri ve tutuklu hükümlü ya- da bizJere Fransız thtilali'nden önceki 'Bastille kınları, Eskişehir'e sevkleri kınayan gösteri yap- Cezaevi' uygulamasını anımsatmaktadır. Oysa tılar. Eylemciler, gösteri sırasında slogan atma- Bastille, yüzyıllar önce halk tarafından yıkılmış." ya başlaymca güvenlik güçleri tarafından engel- Son günlerde Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ne lendiler. BUROKRASİOI KİMLER CİDİYOlC KİMLER GEÜYOR V BÜROKRASİDE GİDENLER, GELENLER, KALANLAR HAÜL BEZMEN ANLATIYOR: RABAK, KORUAM TARIM VE TÜRK MÜTEŞEBBİSLERİ "KlZIL MİLYARDER" GÜNTEKİN KÖKSAL: "HERŞEY İKİ RUS'UN ODAMA GİRMESİYLE BT^ŞIACH" ÜĞUR MUMCU'NUN AĞZINDAN CUMHURİYET"İN TİRAJ KAYBIVEYENİ GAZETE PROJESİ ÜST DÜZEY BANKACILIK EĞİTİMİNDE CIBS'E RAKİP ÇIKT1:FED İORSA'DA DOKUZ YllUK BİLANÇOIAR BANKAIARA GÜLDÜ MNORAMA '288 kişi işkence gördü'Kurultayda insan haklarınm tarihsel evrimi konusu ele alındı. Eski Uluslararası Af Örgütü Türkiye Masası Sorumlusu Oberdiek tarafından okunan bir raporda 288 kişinin işkence gördüğü belirtildi. tstanbul Haber Servisi — In- konusu ele alındı. Türkiye tnsan san Haklari Derneği İstanbul Şubesi'nce düzenlenen İnsan Haklari Kurultayf nda okunan son rapora göre 288 kişinin iş- kence gördüğü, bunlardan 9*unun çocuk, 44'ünün kadın ve ll'inin eşcinsel olduğu bildirildi. Kuruçeşme Mulkiyeliler Bir- liği Lokali'nde düzenlenen ku- rultayın açılış konuşmasını ya- pan insan Haklari Derneği İs- tanbul Şube Başkanı Ercan Ka- nar, kurultayla, uzun zamandır teoride olan düşüncelerin yaşa- ma geçirileceğini söyledi. Ercan Kanar, son gunlerdeki gelişme- lerin de kurultayi geciktirdiğini belirtti. llk oturumunda insan haklarınm tarihsel evrimi Haklari Vakfı Genel Sekrteri Haldun Özen'in hazırladığı "Re- el Uygulamalarda insan Haklan • konulu tebliğ, Ulusla- rarası eski Af Örgütu Türkiye Masası Sorumlusu Helmut Oberdiek tarafından okundu. İnsan Haklan Derneği'nin ha- zırladığı son rapora göre 288 ki- şinin işkence gördüğünu, bun- lardan 9'unun çocuk, 44'unün kadın ve ll'inin eşcinsel olduğu- nu belirten Oberdiek, "1982 Anayasası, insan haklarını 12 Eyliıl ideolojisi doğrultusunda ihlal ediyor. Bu duzeltilemez, degiştirilmesi zorunludur" dedi. Doç. Dr. Semih Gemalmaz, ku- rultaya sunduğu "Hukuk ve İn- san Haklan" tebliğinde, kişinin haklarını koruyucu bir gücun olması gerektiğini savundu. Türkiye'de insan haklan ihlalle- rinin 12 Eylül döneminde arttı- ğına dikkat çeken Gemalmaz, "1980-1984 yıllan arasında 50 kişi idam edildi. 1984 yılında uluslararası basküarla bu infaz- lar durduruldu" diye konuştu. "İnsan Haklarınm Tarihsel Evrimi" konulu Doç. Dr. Mu- zaffer Sencer'in tebliğini, yaymcı Ayşe Zarakoğlu okudu. Yiicel Seymen ise kurultaya sunduğu bildirisinde, insanlan n haklannın, kişiliklerine ve top- lumsal kimliklerine bağlı olarak tanındığını söyledi. Giimur Sav- ran da insanlann, gereksinimle- rinin giderilmesini istemesinin de bir insan hakkı kavramı ol- duğunu savundu. İnsan Haklan Kurultayfna Zafer Murat Çetintaş ve Ergül Çetin de çocuk haklan konula- rında bildiriler sundular. Altın Portakal, su ve bakım îstiyorFilm Festivali'nin jürisi, yazılı bir bildiriyle Sinema Yasası'nın çıkarılmasını, Kültür Bakanlığı'nın Festival'e katkısının devamım ve Sinema Destek Fonu'nun kurularak, döner sermaye haline getirilmesini istedi. hızla kavuşturulması, • Filmlerin gösterildiği sinema- lann günümüz teknik donanım düzeyine ulastınhnası, • Festivaün yd boyu çalışan pro- fesyonel bir ekiple yürütülmesi ve uluslararası festival düzeyine çıkartılması için gerekli çahşma- ların yapılması, uluslararası market çalışmasının genişletil- mesi, • Türkiye'nin diğer kültür mer- kezleriyle ilgili kurum ve kuru- luşların işbirliği yapması ve be- lediyenin ekonomik yükünün paylaştınlması, • Kültür turizmine ağırhk veril- mesi, • Stüdyo koşullanmız göz önü- ne ahnarak laboratuvar ve ses- BÜLENT ECEVİT ANTALYA — 28. Altın Por- takal Film Festivali'nin büyük jürisi ilk kez bir "büdirge" ha- zırlayarak kamuoyuna sundu. Bildirgede, sinema sorunlanoın çözümünün "Sinema Yasası"na bağh olduğu "Sinema Destek Fonu"nun kurularak döner ser- maye haline getirilmesi önerildi. Ulusal kültür açısından sine- manın bir kazanç olduğu kadar kültür adına da bir renk ve önemli katkı olduğu vurgulanan bildirgede, festivalin gelecek- te daha etkin ve yararh olabil- mesi için ele alınnası gereken konular şöyle özedendi: • Festivale kültür merkezinin lendirme işlemlerinin ayn dal- larda ödüllendirilmesi, • Çevre düzeni dalmda özel bir ödülü getirecek çalışmalann dikkate ahnması ve bu dalda da ödül verihnesi, • Uluslararası düzeyi yakalaya- bilmemiz için sesli çekimlere özen gosterilmesi ve sesli çekim- ler için maddi desteğin sağlan- ması, ödüllerin verilmesinde de bu kıstasın göz önune ahnması, • Kısa metrajlı fihnlerin eskiden olduğu gibi festival kapsamına ahnması, desteklenmesi ve ödül- lendirilmesi, • Her yıl festival süresi içerisin- de, Türk sinemasınıntarihine yö- nelik tanıtım prograrruannın ya- pılması ve geçmi« yı1larda yapı- lan önemli filmlerin seyirci önu- ne çıkartılarak bir sinema belle- ğinin oluşturulması. Ote yandan 28. Antalya Al- tın Portakal Film Festivali, dün akşam yapılan ödül töreniyle sona erdi. Teröristler 6 kişıyı oldıırduHaber Merkezi—Siirt'in Şir- van ilçesine bağlı Cevizli bucağı yakınlarında teroristlerin açtığı ateş sonucu uç korucu ile üç yurttaş yaşamını yitirdi. Olayda beş yurttaş da yaralandı. Adana Cumhuriyet Giiney tl- leri Bürosu'nun haberine göre bir grup terörist, önceki akşam saat 17.00'de Cevizli bucağı ya- kınlannda pusu kurdu. Korucu- ların da bindiği bir minibusü si- lah zoruyla durduran teröristler daha sonra yaylım ateşi açtı. Bu sırada araçtan inen korucuların da ateşe karşıhk vermesi üzerine çatışma başladı. Olayda köy ko- ruculan Mehmet Öğiit, M.Şirin Ögiit ve Raşit Öğüt ile Sıtkı Yay- rak, Cemalettin Bağra ve Saime Ödümlii adındaki yurttaşlarya- şamlarını yitirdiler. Terörist gru- bun, karanhktan yararlanarak bölgeden uzaklaştığı, bölgede başlatılan operasyonun yoğun- laştınldığı bildirildi. Aynı çatış- mada yaralanan Nirgül Zeyrek, Salih Zeyrek, Nuhsin Zeyrek, Ahmethan Zeyrek ve Zeydin Öz- can adındaki yurttaşlar da Di- yarbakır Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındılar. Bu arada Gaziantep'te 3 ka- sımda çıkan çatışmada ölü ola- rak elegeçirilen kadın teröristin kimliği belirlendi. Yetkililer, "SulUn" kod adlı kadın teröris- tin Elbistan nüfusuna kayıth Sü- leyman kızı 1970doğumlu Zii- beyde Sönmez olduğunun belir- lendiğini kaydettiler. KlSA KISA • Gaziantep'de bir hurdacıya satılan tuplerden çıkan ve 31 kişiyi zehirleyen gazın, 2. ordu komutanhğı NBC subaylığı uzmanlannca yapılan inceleme ve ölçümler sonucu, "Sinir gazı ve karışık zehirleyici gaz olduğu,' kaha özelliği bulunmadığı ve uçucu özelliğe sahip olduğu" belirlendi. • Çermik Yatılı İlköğretim Okulu öğrencileri, dün sabah banyo yaparken henüz bilinmeyen bir nedenle banyo kazanı patladı. Yekta Cudi adlı öğrenci olay yerinde öldü. Çeşitli yerlerinden yaralanan, Kenan Demiroğlu, Yazar Baykara, Mehmet Yeşilkaya, Ömer Erbulat ile Halit Türk ise Çermik ve Diyarbakır Devlet hastanelerinde tedavi altına alındılar. • Cumhurbaşkanı Turgut Özal, surekli hastalığı nedeniyle Aziz Karakurt adlı mahkûmun cezasını kaldırdı. Resmi Gazete'de dün yayımlanan karara göre "müessir fiil" suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Aziz Karakurt'un cezası, sürekli hastalığı sebebiyle, anayasamn 104. maddesinin (B) bendi uyarınca, Cumhurbaşkam özal tarafından kaldınldı. GAZÎANTEP 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ 1990/529-1991/1041 Davacı Cuma Açıkgöz, davalı Döne Kartai aleyhine açtığı hükmen tescil davasının yapılan açık duruşması sırasında verilen karar gere- ğince: Gaziantep ili Hoşgör mah. Karga Sekmez mevkii, pafta 160, ada 1290, parsel 16, kütük 1042'de kayıtlı bulunan taşınmazın davalı Döne Kartai adına olan 160/43172 hissesinin iptaline, bu hissenin Mehmet ve Fatma'dan olma 1941 d.lu davacı Cuma Açıkgöz adına tesciline karar verilmiş olup bu ilanın yayımlandığı tarihten itibaren 8 gün içe- risinde davalı tarafından temyiz etme hakkı bulunduğundan daveti- ye yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 50Î21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle