19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 HALUKŞAHİN Curcunadan Once Özellikle Batı demokrasilerinde devletin etkinlik alanının hızla daraldığını sık sık duyuyoruz. Hayrola, ne oluyor? Yoksa Karl Marks'ın komünizm için öngördüğü "devletin yok olup gitmesi" süreci kapitalist bağlamda mı yaşanıyor? Olayı genış bir perspektif ıçinde ele aldığımızda, aslında devletin buhartaşıp uçmadığını, işlev değiştirdiğini görüyoruz. Her şeye karışan, buyurucu devletin yerini, çeşitli kurum- lar arasında arabuluculuk yapan, düzenleyici devlet almaya başlıyor. Konuya bu açıdan baktığımızda devletin işlev kapsamınm genişlediğini bile söyteyebiliriz. Çevre, sağlık ve hava ulaşı- mı gibi alanlarda kamusal etkinlik alanları büyüyor. İşin ilginç yanı, başka alanlarda devletin işlerine karışma- sına karşı çıkanlar yeni alanlarda neredeyse yatvanyoıiar: "Ey devlet, gel bizi düzenle." Bu alanlardan birisi de radyo-televizyon yayıncılığı. Bu alan- da tam bir kargaşanın sınırlanna gelmiş olan Türkiye'de de toplumun "Ey devlet, bunları düzenle" diyeceği günler hız- la yaklaşıyor. • • • Radyo-televizyon yayınları, bildiğiniz gibi radyo dalgaları aracılığıyia yapılıyor. Bu dalgaların kullanabileceği frekans- lar (ki bunlara yollar gözüyle bakabilırsiniz) sınırlı. Bir trafik sorunu var. Herkes aynı anda aynı yolları kullanmaya kalksa ne olur? Trafik tıkanıklığı ve curcuna, değil mi? Herkes aynı anda ay- nı frekansları kullanınca da aynı şey oluyor. Trafik tıkanıyor, yayın yapılamıyor. TRT'nin altı kanal- ^ ^ _ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ ^ _ ^ ^ ^ — dan yayın yaptığı ve Süleyman Demirel'in özel televizyon şirketie- kuraca ğ, RoalİSyon r ı n ı n y a r ı ş a h a z ı r a t l a r .... .. *.. • • „ , * . *. gibi "start" işaretini hukumetının ılkel atacağı gibi işaretini üikemızde, konulardan birinin özel K e ^ f ^ î S ^ ^ ^ ^ , şasmm eşiğine geimiş olması beklenıyor. Demırel buiunuyoruz. istan- bu konuyu biray içinde bui'da durum özeiiikie çözeceğini söylemişti. vahım. Ankara ve Iz- ;L • »• ı ı »• mir-e frekans dağıhmı Demirel'in olası koalısyon da elektronik mühen- ortağl SHP'nİn de bu dislerini kara kara dü- konU( ja ver ilmİŞ SÖZİeri var. şunduruyor. .••„, . , , r ... Herhafîgibirdüzen- Ulkenın demokratık leme yapıimadan bü- beklentileri de bu yönde. fflsKntnn";: A "c f' frekans dağılımm, üzerine binmesi, ele almayan bir yasa farklı sinyallerin aman- sorunu ÇÖzmez, ağirlaştmr. sızca çarpışması de- ' mektir. Izleyicinin, hiçbirini doğru dürüst alamaması demektir. Sinir bozukluğu, israf, başağnsı demektir. Kavga, rüşvet, fre- kans mafyası demektir. Buna benzer durumlar başka ülkelerde yaşandı. Bakalım bizim de Amerika'yı yeniden keşfetmemiz mi gerekecek? Akla gelen ilk örnek, 1920'li yıllarda Amerika Birleşik Dev- letleri'nde yaşanan kaos. O yıllarda radyo istasyonları çoğal- dıkça frekanslar doluyor. Bazı kentlerde, en iyı frekanslar o sabah erken kalkanın elinde kalıyor. Bir bakıyor- sunuz dün gece izlediğiniz istasyonun yerinde yeller esiyor; onun yerinde bir başkası yayın yapmakta. Bu işin içinden çıkamayan radyocular, sonunda, ABD'de pek ender görülen bir şey yapıyorlar: Federal devlete gıdip âdeta yalvarıyorlar: "Gel bizı düzenle." Frekans dağılımını düzenleyen Federal Radyo Komisyonu 1927 yılında böyie kuruluyor. Bu kurul daha sonra, 1934'te, haten variığını sürdüren Federal İletişim Komisyonu'na (FCC) dönüşüyor. Benzer bir curouna-1980'li ydlarda harya'da televizyon ala- nında yaşanıyor. Jstasyonu sabah daha erken açan, frekan- sı kapıyor. Geç kalan avucunu yalıyor. Durumdan herkes şi- kâyetçi. Yeni İtalyan İletişim Yasası ile devlet, düzenleyici rolü ye- niden üstleniyor. | * * • ı Süleyman Demirel'in kuracağı koalisyon hükümetinin ilk Jel atacağı konulardan birinin özel radyo-televizyon yasası ol- iması bekleniyor. Demirel bu konuyu bir ay içinde çözeceği- •ni söylemişti. Demirel'in olası koalisyon ortağı SHP'nİn de ;bu konuda verilmiş sözleri var. Ülkenin demokratik beklenti- leri de bu yönde. , Ancak, frekans dağılımını ele almayan bir yasa sorunu çöz- jmez, ağıriaştırır. Şu anda büyük kentlerde tüm kanallar ka- jpatılmışa benzer. O zaman kim nereden, nasıl yayın yapa- jcak? • Düzenleyici bir devlet kurumunun, örneğin Telsiz Genel JMüdürlüğü'nün eşgüdümcü gözetiminde yapılacak yeni bir frekans planlamasının, kurulacak yeni iletişim döneminin ilk adımı olması gerekır. ; Öncülük yeni ıktidardan gelmezse, zaten halk talep ede- cektir: "Ey devlet, bunları düzenle." I M Gazeteciler Cemiyeti'nin yayın organı Yeni hükümetıkurulurken BASININ BEKLENTtLERİ * Basına ne derecede güveniliyor ? TÜStAD RAPORU TARTIŞILIYOR BASDMDA ÖZELEŞTtRİ NOKSANLIĞI TVLER ALABİLDİĞİNE SERBEST OLABtLtRMt? * Basın davalarının dökümü, yeni gazeteler, gazetelerde olup bıtenler, basınla ilgili tüm haberler. Kamuorunuizlemekisteyenlerin | okumasıgerekli birguzete KASIM SAVISI ÇIKTI Annemiz ŞERARE SÜNKİTAY öldü. Cenazesi 13.11.1991 (Çarşamba) günü öğle namazından sonra Çengelköy MezarhğYnda gömülecektir. Yer: Kerime-i Hatun Camii GÜLBEN-SEHER DENIZ, Hoşgeldin aramıza. İpek-Şükran-Arif Esen 1111.1991 Üsküdar DOGAKT AmbianceBAR BingöVde 4 resmi araçyakıldı 31 kişi gözaltında Askeri araç tarandı: 1 şehitDiyarbakır'ın Lice ilçesi yakmlannda askeri araca otomatik silahlarla ateş açan teröristler üsteğmen İsmail Aksu'yu şehit ettiler. Bingöl'de Köy Hizmetleri Müdürlüğu'ne ait bir şantiyeyi basan teröristler 4 resmi aracı yaktılar. Mardin'in Kızıltepe ilçesinde bir terörist sağ ele geçti. Vatandaşlardan zorta para topladığı öne sürülen 8 kişi de yakalandı. Haber Merkezi — Diyarba- kır'ın Lice ilçesi yakınlannda askeri bir araca otomatik silah- larla ateş acan teröristler, Üsteğ- men tsmail Aksu'yu şehit etti- ler. Bingöl'de Köy Hizmetleri Müdürlüğü'ne ait bir şantiyeyi basan teröristler de 4 resmi aracı yaktılar. Bu arada bölgede sür- dürülen operasyonlar sırasında teröristlere yardım ve yataklık ettikleri savıyla 31 kişi gözaltı- na ahndı. Adıyaman Valiliği, vi- layet binasına bomba atanlar hakkında bilgi verene ödül ve- rileceğini açıkladı. AA'nın haberine göre devriye PKK'da Mehmet Şener tartışmasıHaber Merkezi — Kürdistan tşçi Par- tisi PKK önderi Abdullah Öcalan ile bir süre önce anlaşmazlığa düştüğü icin "PKK-Diriliş" adında bir kuruluşa ön- culük eden Mehmet Şeoer'in geçen cu- ma günu Suriye'nin Kamışh kentinde öl- dürülmesi, Kurt siyasi çevrelerinde ye- ni bir tartışmanın başlamasına neden oldu. "PKK'-Diriliş" imzalı bir bildiride, Şener'in, Öcalan'm emriyle öldüruldü- ğü büdirilirken PKK, bu cinayetin ken- dileriyle hiçbir üişkisi olmadığını açık- ladı. Ancak PKK, Şener'i "ajan- provokatör" olarak nitelemeye devam etti. Cinayetin kimin tarafından işlendiği konusunda Güneydoğu'daki kaynaklar PKK'yı ve lideri Ocalan'ı sorumlu tutar- ken PKK-Diriliş'in HEP'e yönelik öne- rileri konuya güncel siyasi bir boyut kattı. PKK'nın, daha Önce de yönetime kar- şı çıkan kendi üye ve yöneticilerini öl- dürerek tasfıye ettiğini hatırlatan bir KUrt uzmanı, "Şener olayı, PKK için- deki demokrasi eksikliğini bir kez daha gündeme getirmiştir" görüşünü savun- du. Bu arada PKK-Dıriliş, Mehmet Şe- ner'in yanı sıra PKK'nın cezaevlerinde- ki önemli önderlerinden olan Selim Çü- rükkaya'nın öldürüldüğü, bir başka önemli yöneticisi olan Sakine Cansız'ın da ölümle tehdit edildiğini açıkladı. PKK-Diriliş'in "Seçimlerin Ardından HEP Ne Yapmalı?" başlıkh iki sayfalık bildirisinde, PKK'nın HEP'i destekle- mesi, HEP'in SHP ile ittifak yapması eleştiriliyor ve bu gelişimin "radikaJ Kiirt mnhalefetinin Türk parlamentosu içinde eritilmesi amacıyla" gerçekleşti- rildiği savunuluyor. Bildirinin ikinci bö- lümünde ise HEP kökenli milletvekille- rine 10 maddelik bir manifesto halinde uygulamalan gereken politikalar ve so- mut önlemler sıralanıyor. HEP kökenli milletvekillerinin SHP'den kopup radi- kal bir tutum içine girmeleri istenen bu manifestoda "uluslann kendi kaderle- rini tayin hakkı" ilkesinin ödünsüz bir şekilde savunulması talep ediliyor. görevi yapan askeri araç, Lice- Kulp karayolu Çağlayan köyu mevkiinde bir grup teröristin si- lahlı saldınsına uğradı. Terörist- lerin otomatik silahlarla açtık- ları ateş sonucunda Üsteğmen İsmail Aksu şehit oldu. Olaydan sonra kacan teröristlerin yaka- lanması amacıyla başlatılan operasyonlann devam ettiği bil- dirildi. Bingöl'e bağlı Hacılar köyü mevkiinde Köy Hizmetleri'ne ait şantiyeye önceki gün saat 18.00 sıralarında baskın yapan bir grup çete mensubu da bura- da bulunan bir görevliyi etkisiz hale getirdikten sonra şantiyede- ki dört araa benzin dökerek yaktılar. Yetkililer, olaydan sonra kacan çete mensuplannın yakalanması için bölgedeki ope- rasyonlann sürdürüldüğünü bil- dirdiler. Gfiney tlleri Büromuzun ha- berine göre Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden dün yapılan yazüı açıklamaya göre güvenlik kuvvetlerince Mardin'in Kızılte- pe ilçesinde düzenlenen operas- yonda bir terörist sağ olarak ele geçirildi. Yakalanan teröristin sorgulanması sonucu örgüte yardım ve yataklık yapan, örgüt adına gerçekleştirilen bazı ey- lemlere katılan ve vatandaşlar- dan zorla para topladığı öne sü- rülen 8 kişüıin daha yakalandı- ğı, bölge valiliğinin açıklamasın- da yer aldı. Bölge Valiliği aynca geçen günlerde Sürt'te polis lojmanla- rına düzenlenen silahlı saldın eyleminde bulunan 20 kişinin 1 tabanca, 2 adet şarjör ve çok sa- yıda örgütsel dokumanla birlik- te ele geçirildiğini bildirerek şu açıklamayı yaptı: "Tunceti roer- keze baglı Burmagecit köyünde güvenlik güçlerince gerçekleşti- rilen bir operasyonda da yasa- dışı örgüt üyesi 2 kişi, 2 taban- ca, 1 uzun namlulu silah, bu si- latalara ait çok sayıda şarjör, mermi ve iki adet fotograf ma- kinesiyle biriikte yakalandı." Bu arada Adıyaman vilayet binasına bomba koyanlar araş- tınlırken olayın failleri hakkın- da bilgi verenlere 20 milyon li- ra ödül verileceği bildirildi. Adı- yaman Valisi Ahmet Özyurt, vi- layet binasına 4 kasun tarihin- de gece yansı patlayıcı konuldu- ğunu ve meydana gelen patla- mada. büyük hasar meydana geldiğini hatırlatarak faillerin bulunması için bilgi verenlerin 20 milyon lira ile odüllendirile- ceğini söyledi. Özyurt, bilgi ve- recek kişinin adını, adresini öğ- renmek istemediklerini, paranm istediği yerde verilebileceğini ya da bankaya yatınlabileceğini sözlerine ekledi. öte yandan Hakkâri muhabi- rimiz AB Sevmiş'in haberine gö- re 17 erin şehit edildiği Çukur- ca baskını sırasında "yeterince görev yapmadıklan" öne sürü- len koruculann silahları ahndı. Hakkâri Valiliği'ne başvuran Çayırlı koyünün 24 korucusu, jandarmalar olmadan kendileri- ne nöbet tutturulmak istendiği- ni belirterek "Silahlanmız da alındı, böylece geçici köy konı- culuğu sıfatımız sons ermiştir" dedi. PKK'h teröristlerin 25 ekim sabahı Hakkâri'nin Çukurca il- çesine bağlı Çayırlı başta olmak uzere 3 köye ve karakollara dü- zenlediği baskın sırasında "gö- rev yapmadıgı" savlanan koru- cular istifa etti. Sevklere protesto: Açlık grevleriEskişehir Özel Tip Cezaevi'nde 102, Çanakkale'de 11, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde 5, Kayseri Kapalı Cezaevi'nde 12, Sağmalcılar'da bir grup siyasi hükümlü ve tutuklunun sevkleri protesto etmek için başlattıkları açhk grevleri sürüyor. Haber Merkezi — Çeşitli ce- zaevleri, HEP il ve ilçe merkez- lerinde Eskişehir özel Tip Ce- zaevi'ne sevkleri protesto etmek amacıyla başlatılan açlık grev- leri sürüyor. Bu arada Nazilli E Tipi Cezaevi'nde bulunan 55 si- yasi hükümlü Aydın ve Eskişe- hir E Tipi cezaevlerine nakle- dildiler. Halkın Emek Partisi (HEP) Istanbul Bakırköy ve Fatih ilçe merkezlerinde yönetici, hüküm- lü - tutuklu aileleri tarafmdan başlatılan açlık grevi sürüyor. Eylemciler açlık grevine sevkler durduruluncaya kadar devam edeceklerini belirttiler. Ankara HEP il merkezinde parti yöneticileri ve hükümlü- tutuklu yakınlannın dün başlat- tıklan açlık grevi de sürüyor. Diyarbakır'da nakilleri pro- testo ettiklerini belirten bir grup tutuklu ve hükümlü yakını, HEP İl Başkanlığı binasında 3'er günlük dönüşümlü açlık grevine başladı. Dün bir basın toplantısı düzenleyen tutuklu ve hükümlü yakınlan, açhk grevi- nin ne kadar süreceğinin geliş- melere bağh olduğunu söy- lediler. Eskişehir'e nakledilen Meh- met Nimet Sevim adlı tutuklu- nun annesi Şahide Sevim de tek kişilik hücrelere konulan çocuk- lannın ya çıldıracağını ya da sa- kat kalacağını öne sürdü. Avukat Fevzi Veznedaroglu da tutuklularla yapüğı görüşme- de, bu kişilere dayak atıldığını ve işkence yapıldığını, nakledi- len 219 tutuklu ve mahkûmun- tamamının yaralı olduğunu id- dia etti. Basın toplantısına, SHP Di- E\LEM Sİ.Rİ.YOR — Diyarbakır'da Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ne nakilleri protesto etmek amacıyla bir grup tutukla ve hükümlü yakını HEP İl Başkanlığı binasında açhk grevi başlattılar. Tutuklu ve hükümlü yakınlan eylemlerinin ne kadar süreceğinin gelişmelere bağlı olacağını söylediler. (Fotograf: AA) yarbakır milletvekilleri Hatip Dicle ile Sedat Yarttaş da ka- tıldılar. Eskişehir özel Tip Cezaevi'n- de 102, Çanakkale Özel Tip Ce- zaevi'nde 11, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde 5, Kayseri Kapalı Cezaevi'nde 12, Istanbul Sağmalcılar Cezaevi'nde bir grup siyasi hükümlü ve tutuk- lunun başlattıklan açhk grevle- ri sürüyor. Sağmalcılar Cezaevi'nde 6 kasımda açlık grevine başlayan tutuklu ve hükümlüler dün yap- tıklan ortak açıklamada, "Eİs- kişehir Hücre Tipi Cezaevi'ain kapatılması ve Anti Terör Ya- sası nın iptal edilmesi" şeklin- deki taleplerini yeniden hatırla- tarak bunlar yerine getirilince- ye kadar eylemlerini sürdüre- ceklerini bildirdiler. Tutuklu ve hükümlülerin açıklamasında Eskişehir Hücre Tipi Cezaevi'ne sevk edilen tu- tuklu ve hükümlülerin zorla saç ve bıyıklannın kesildiği, pis, ha- vasız tecrit hücrelerine sokula- rak diri diri ölüme terk edildik- leri, bu uygulamalardan hücre tipi cezaevi müdürü thsan Can ile cezaevi savcısı Eyüp tbişoğ- lu'nun sorumlu olduğu öne sü- rüldü. Sava ve müdürün işbir- liği yaparak cezaevinin deneti- mini polise bıraktıklan da öne süruldü. Ege Büromuzua haberine gö- re Nazilh E Tipi Cezaevi'nde bulunan 55 siyasi hükümlü ve tutuklu Aydın ve Eskişehir E Ti- pi Cezaevi'ne nakledildiler. Ye- ni Mahalle'de bulunan Merkez Kapah Ceza ve Tutukevi'nin ka- patıhnası için mahalle sakinleri Adalet Bakanlığı'na başvurdu- lar. Adalet Bakanhğı karanyla merkez cezaevi kapatüdı. Merkez cezaevinin kapatıl- ması karannın Nazilli Cumhu- riyet Bassavcıhğı'na gönderil- mesinden sonra E tipi cezaevin- de bulunan 55 siyasi hükümlü- nün nakil işlemlerinin tamam- landığını söyleyen Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Altınsoy, "Nakil haberim bükümlâlcıc Ud saat once söyledik. Onlar da ge- rekü hanriıkhtfmı yapdiar. Her- bangi bir DZÜCB olay olmaması için cezaevi çevresinde gerekli önlemler ahndıktan sowa nakü- ler gerçekleşti. CezaevİBde bu- lunan 55 bökümiiidefl M'a Ay- dın'ı, 19'u ise Eskişehir'e gönderiMiler " dedi. Başsavcı Orhan Altınsoy, Merkez Kapah Ceza ve Tutuke- vi'nde bulunan adli tutuklu ve hükümlülerin de E tipi cezaevi- ne nakillerinin olaysu gerçekleş- tiğini söyledi. SHP lstanbul tl Başkanı Boz- kurt Nuhoglo dün yaptığı yazı- h açıklamada, "Firarlan önk- mek gerekçesiyle çeşitli cezaev- lerindcB Eskişehir Özel Tip Ce- zaevi'ne yapılan tutaklu ve hü- kümlü nakilleri akıhhgmgın, ac- zin, devlet teröıünüa yeni bir boyutuyla karşımıza çıkmasın- dan başka bir şey değildir ' de- nildi. YÖK konusunda değişiklik isteyen DYP ve SHP'nİn olası koalisyonuna karşı savunma raporu haurlandı Doğramacı^YOK'e destek amyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — YÖK Baş- kanı Prof. thsan Dogramaa, programlannda YÖK konusunda değişiklik öngören DYP-SHP koalisyonundan YÖK'e destek sağlamaya hazır- lanıyor. 10 yaşındaki YÖK'ü koalisyon hüküme- tine karşı savunmak için bir rapor hazırlayan Doğramacı, yeni hükümetin YÖK'ü feshetmeyip yasa değişikliğine gitmesi durumunda, yasaya harfıyen uyacağını söyledi ve çıkanlacak yasaya karşı koymanın anarşi olacağını bildirdi. Doğ- ramacı, hükümet kurulunca Başbakan Süleyman Demirel ve yeni milli eğitim bakanı ile görüşe- rek YÖK'ün savunma raporunu sunacak. Doğ- ramacı, bu raporu aynca yeni parlamenterlere de gönderecek. Dogramaa dün bir basın toplantısı düzenle- yerek YÖK'ün 10 yılhk uygulamalan hakkında bilgi verdi. Doğramacı, YOK sistemi ile bireysel araştırmalarda büyük bir patlama gerçekleştiği- ni, literatur kaynağı, araştırmalar için aynlan pa- ra, öğretim kalitesi, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı, öğrencilerin başan oram, mezun- lann durumu, özerklik konulannda büyük ge- lişmeler sağlandığını anlattı. Üniversite mezun- lannın YÖK uygulamasından önce özellikle ABD'de kolay kolay doktora eğitimine başlaya- madıklannı, daha çok ODTÜ mezunlannın yurt- dışı eğitim olanağı bulabildiklerini, bunu Boğa- ziçi Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin izlediğûıi kaydeden Doğra- macı şöyle dedi: "1971-411 yülan arasında üniversiteler tarafın- dan yurtdışına gönderilen genç asistanlann sa- yısı 150'yi geçmiyordu. Daha çok hocalar yurt- dışına giderdL Üniversitelere yeni bir kan getir- mek için 198Tden itibaren yılda ortalama 200 ki- şinin gönderilmesini sağladık. Bnnlann önemli kısmı da Anadolu üniversitelerinden." Üniversite mezunlannın iş bulması kavramı- nın, Avrupa'da hiçbir yerde kabul edilmediğini, üniversiteîerin öğretim vermesinin esas alındığı- nı vurgulayan Doğramacı, yükseköğretimdeki okullaşma oranının 1980-81 öğretim yılında yüz- de 5.9'a indiğini, 1991'de ise yüzde 15.3'e çıktığı- nı söyledi. Doğramacı, üniversiteîerin özerkh'ği konusundaki eleştirileri şöyle yanıtladı: "Deviet üniversitderi vergilerle flnanse ediM- yor. Bu nedenle mutlaka bir maknma hesap ver- ruluş olmadığını vurguladı. Üniversitelerin ken- di yönetmeliklerini yaptıklannı anımsatan Doğ- ramacı, üniversitelerin eğitim programlannın bir- birinden farkh olduğunu kaydetti. Dogramaa, üniversitelerin özerk ohnadığı yö- nünde, bilim adamlannca yapılan eleştirilerin ammsatılması üzerine, "Basında çıkan bu tıir eleştirilerin gerçekle Uişkisi olsun olmasın yalan- lamayız, cevaplamayu veya sitem etmeyiz. Ana- yasa ve kanunlanmız, düşiinceleri söyleme ve araştınna özgüıiüğünü getirmiş. BB özgnriügü isterse kötü kullansııüar biz kanşmayız" dedi. Üniversitelerin amacının, öğrencileri iyi yetiş- YÖK Başkanı Prof. İhsan Doğramacı, dün bir basın toplantısı duzenleyerek YÖK'ün 10 yıllık uygulamalan hakkında bilgi verdi. YÖK raporu hazırladığını açıklayan Doğramacı, yeni hükümetin YÖK'ü feshetmeyip yasa değişikliğine gitmesi durumunda, yasaya harfiyen uyacağını ve çıkanlacak yasaya karşı koymanın da anarşi olacağını söyledi. mderi lazun. Kıta Avrupası'nda ünrversitenin yö- netidsim temsilcfler meclisi seçiyor. Ama bu ki- şinin yetkileri yok. Hesap, hükümetin tayin etti- ği bir kişiye veriliyor. Profesöıün atamaa, üni- versitenin gösterdiği üç aday arasmdan bakan ta- rafından seçiüyor. 'özerklik, seçimle gelip, gö- reve başlamakür' kavramı artık yoktur." YÖK'ün üniversitelerin hiçbir uygulamasına kanşma yetkjsi olmadığını, YÖK'ün önerisiyle yapılan yasa değişikliğiyle profesörlerin atanması işlemlerinin de artık üniversite içinde tamamlan- dığım kaydeden Doğramacı, YÖK'ün üniversite- lerde tek bir eğitim sistemi uygulayan merkezi ku- tirmek olduğunu ve onlann da üniversite yöne- timine katdmalan gerektiğini söyleyen Doğrama- a, asistanlann ve öğrencilerin demek üyesi ol- malannın izne bağlı olmasının eksiklik olduğu- nu ve bunun en kısa zamanda serbest bırakılması gerektiğini belirtti. Doğramacı, Anayasa Mahkemesi'nin karan- na karşın Bilkent Üniversitesi'nde bu yasağm uy- gulanmaması ve üniversitelerin yasaya rağmen çe- lişkili uygulamalar içinde olmasına ilişkin soru- yu şöyle yamtladı: "Bu konu kamuoyunu da Meclis'i de Anaya- sa Mahkemesi'ni de yıHanhr meşgul ediyor. İ)ni- versitelerde değişik uygulamalar yapılıyor gerek- çesiyle, başörtnsönü serbest bırakan bir kaann çıkanldı. Ancak Anayasa Mahkemesi b u ı ip- tal etti. Aynı istikamette ikinci bir kannn daha çıkanldı. Anayasa Mahkemesi bınu iptal etme- di, ama gerekçesinde, 'Zaten iptal etmiştik' de- nildi. Gerekçe olmasaydı, mesek bitmiştL Üni- versiteler ne yapariarsa kanuna karşı onlar so- rumlu. Biz kra ile yetkili değiliz. Kişisel kanaa- tim, kryafet özgürlüğü de bütün özgürlükler gi- bi olmalı. Bu konuyu üniversitelere sorun. On- lar özerk." Dogramaa, "Anayasa Mahkemesi karan bag- layıcı değil mi, üniversiteler buna nasd nymaz- lar?" diye sorulması üzerine, "Doğrudur. Kanun ve yönetmeUgin birinci maddesine göre herhan- gj bir mezbep ve tarikau simgdeyen kryafetler ya- sakbr. Bu yürürinktedir. Ben şnna iaanıyorum: Birisi dese ki 'ben saçmu göstennek istenüyoram', ona 111e başönünü çıkar' demek, Uşi hirrrjvti- ne aykın. Ama laikliğe aylon bir kıyafet dorn- mu saptanırsa, elberte ki o ymsaktır" diye karşı- hk verdi. Doğramacı, "Koalisyon ortağı olması günde- me gelen SHP, YÖK'ün kaldınlmasmı istiyor. Bu endise veriyor mu size?" sorusuna karşüık, Mec- lis'in YÖK'ü kaldırması durumunda bunu say- gıyla karşılayacaklannı, fakat bu yapıhncaya ka- dar YÖK'ün ne olduğunu, yaptıklannı anlatmaya devam edeceklerini söyledi. Bir soru üzerine, DYP ve SHP liderlerinden bir randeva talebi ol- madığını bildiren Doğramacı, hükümetin kurul- masından sonra nezaketen başbakan ve milli eği- tim bakanını ziyaret ederek bilgi vereceğini söy- ledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle