Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
HALUKŞAHİN
Curcunadan Once
Özellikle Batı demokrasilerinde devletin etkinlik alanının
hızla daraldığını sık sık duyuyoruz.
Hayrola, ne oluyor?
Yoksa Karl Marks'ın komünizm için öngördüğü "devletin
yok olup gitmesi" süreci kapitalist bağlamda mı yaşanıyor?
Olayı genış bir perspektif ıçinde ele aldığımızda, aslında
devletin buhartaşıp uçmadığını, işlev değiştirdiğini görüyoruz.
Her şeye karışan, buyurucu devletin yerini, çeşitli kurum-
lar arasında arabuluculuk yapan, düzenleyici devlet almaya
başlıyor.
Konuya bu açıdan baktığımızda devletin işlev kapsamınm
genişlediğini bile söyteyebiliriz. Çevre, sağlık ve hava ulaşı-
mı gibi alanlarda kamusal etkinlik alanları büyüyor.
İşin ilginç yanı, başka alanlarda devletin işlerine karışma-
sına karşı çıkanlar yeni alanlarda neredeyse yatvanyoıiar: "Ey
devlet, gel bizi düzenle."
Bu alanlardan birisi de radyo-televizyon yayıncılığı. Bu alan-
da tam bir kargaşanın sınırlanna gelmiş olan Türkiye'de de
toplumun "Ey devlet, bunları düzenle" diyeceği günler hız-
la yaklaşıyor.
• • •
Radyo-televizyon yayınları, bildiğiniz gibi radyo dalgaları
aracılığıyia yapılıyor. Bu dalgaların kullanabileceği frekans-
lar (ki bunlara yollar gözüyle bakabilırsiniz) sınırlı. Bir trafik
sorunu var.
Herkes aynı anda aynı yolları kullanmaya kalksa ne olur?
Trafik tıkanıklığı ve curcuna, değil mi? Herkes aynı anda ay-
nı frekansları kullanınca da aynı şey oluyor. Trafik tıkanıyor,
yayın yapılamıyor.
TRT'nin altı kanal- ^ ^ _ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ ^ _ ^ ^ ^ —
dan yayın yaptığı ve Süleyman Demirel'in
özel televizyon şirketie- kuraca
ğ, RoalİSyon
r ı n ı n y a r ı ş a h a z ı r a t l a r .... .. *.. • • „ , * . *.
gibi "start" işaretini hukumetının ılkel atacağı
gibi işaretini
üikemızde, konulardan birinin özel
K e ^ f ^ î S ^ ^ ^ ^ ,
şasmm eşiğine geimiş olması beklenıyor. Demırel
buiunuyoruz. istan- bu konuyu biray içinde
bui'da durum özeiiikie çözeceğini söylemişti.
vahım. Ankara ve Iz- ;L • »• ı ı »•
mir-e frekans dağıhmı Demirel'in olası koalısyon
da elektronik mühen- ortağl SHP'nİn de bu
dislerini kara kara dü- konU(
ja ver
ilmİŞ SÖZİeri var.
şunduruyor. .••„, . , , r
...
Herhafîgibirdüzen- Ulkenın demokratık
leme yapıimadan bü- beklentileri de bu yönde.
fflsKntnn";: A
"c
f' frekans dağılımm,
üzerine binmesi, ele almayan bir yasa
farklı sinyallerin aman- sorunu ÇÖzmez, ağirlaştmr.
sızca çarpışması de- '
mektir. Izleyicinin, hiçbirini doğru dürüst alamaması demektir.
Sinir bozukluğu, israf, başağnsı demektir. Kavga, rüşvet, fre-
kans mafyası demektir.
Buna benzer durumlar başka ülkelerde yaşandı. Bakalım
bizim de Amerika'yı yeniden keşfetmemiz mi gerekecek?
Akla gelen ilk örnek, 1920'li yıllarda Amerika Birleşik Dev-
letleri'nde yaşanan kaos. O yıllarda radyo istasyonları çoğal-
dıkça frekanslar doluyor. Bazı kentlerde, en iyı
frekanslar o sabah erken kalkanın elinde kalıyor. Bir bakıyor-
sunuz dün gece izlediğiniz istasyonun yerinde yeller esiyor;
onun yerinde bir başkası yayın yapmakta.
Bu işin içinden çıkamayan radyocular, sonunda, ABD'de
pek ender görülen bir şey yapıyorlar: Federal devlete gıdip
âdeta yalvarıyorlar: "Gel bizı düzenle."
Frekans dağılımını düzenleyen Federal Radyo Komisyonu
1927 yılında böyie kuruluyor. Bu kurul daha sonra, 1934'te,
haten variığını sürdüren Federal İletişim Komisyonu'na (FCC)
dönüşüyor.
Benzer bir curouna-1980'li ydlarda harya'da televizyon ala-
nında yaşanıyor. Jstasyonu sabah daha erken açan, frekan-
sı kapıyor. Geç kalan avucunu yalıyor. Durumdan herkes şi-
kâyetçi.
Yeni İtalyan İletişim Yasası ile devlet, düzenleyici rolü ye-
niden üstleniyor.
| * * •
ı Süleyman Demirel'in kuracağı koalisyon hükümetinin ilk
Jel atacağı konulardan birinin özel radyo-televizyon yasası ol-
iması bekleniyor. Demirel bu konuyu bir ay içinde çözeceği-
•ni söylemişti. Demirel'in olası koalisyon ortağı SHP'nİn de
;bu konuda verilmiş sözleri var. Ülkenin demokratik beklenti-
leri de bu yönde.
, Ancak, frekans dağılımını ele almayan bir yasa sorunu çöz-
jmez, ağıriaştırır. Şu anda büyük kentlerde tüm kanallar ka-
jpatılmışa benzer. O zaman kim nereden, nasıl yayın yapa-
jcak?
• Düzenleyici bir devlet kurumunun, örneğin Telsiz Genel
JMüdürlüğü'nün eşgüdümcü gözetiminde yapılacak yeni bir
frekans planlamasının, kurulacak yeni iletişim döneminin ilk
adımı olması gerekır.
; Öncülük yeni ıktidardan gelmezse, zaten halk talep ede-
cektir: "Ey devlet, bunları düzenle."
I M
Gazeteciler Cemiyeti'nin yayın organı
Yeni hükümetıkurulurken
BASININ BEKLENTtLERİ
*
Basına ne derecede güveniliyor ?
TÜStAD RAPORU TARTIŞILIYOR
BASDMDA ÖZELEŞTtRİ NOKSANLIĞI
TVLER ALABİLDİĞİNE SERBEST
OLABtLtRMt?
*
Basın davalarının dökümü, yeni gazeteler,
gazetelerde olup bıtenler, basınla ilgili tüm
haberler.
Kamuorunuizlemekisteyenlerin |
okumasıgerekli birguzete
KASIM SAVISI
ÇIKTI
Annemiz
ŞERARE SÜNKİTAY
öldü.
Cenazesi 13.11.1991 (Çarşamba) günü öğle
namazından sonra Çengelköy MezarhğYnda
gömülecektir.
Yer: Kerime-i Hatun Camii
GÜLBEN-SEHER
DENIZ,
Hoşgeldin aramıza.
İpek-Şükran-Arif Esen
1111.1991 Üsküdar
DOGAKT
AmbianceBAR
BingöVde 4 resmi araçyakıldı 31 kişi gözaltında
Askeri araç tarandı: 1 şehitDiyarbakır'ın Lice ilçesi
yakmlannda askeri araca
otomatik silahlarla ateş
açan teröristler üsteğmen
İsmail Aksu'yu şehit
ettiler.
Bingöl'de Köy Hizmetleri
Müdürlüğu'ne ait bir
şantiyeyi basan teröristler
4 resmi aracı yaktılar.
Mardin'in Kızıltepe
ilçesinde bir terörist sağ
ele geçti. Vatandaşlardan
zorta para topladığı öne
sürülen 8 kişi de
yakalandı.
Haber Merkezi — Diyarba-
kır'ın Lice ilçesi yakınlannda
askeri bir araca otomatik silah-
larla ateş acan teröristler, Üsteğ-
men tsmail Aksu'yu şehit etti-
ler. Bingöl'de Köy Hizmetleri
Müdürlüğü'ne ait bir şantiyeyi
basan teröristler de 4 resmi aracı
yaktılar. Bu arada bölgede sür-
dürülen operasyonlar sırasında
teröristlere yardım ve yataklık
ettikleri savıyla 31 kişi gözaltı-
na ahndı. Adıyaman Valiliği, vi-
layet binasına bomba atanlar
hakkında bilgi verene ödül ve-
rileceğini açıkladı.
AA'nın haberine göre devriye
PKK'da Mehmet Şener tartışmasıHaber Merkezi — Kürdistan tşçi Par-
tisi PKK önderi Abdullah Öcalan ile bir
süre önce anlaşmazlığa düştüğü icin
"PKK-Diriliş" adında bir kuruluşa ön-
culük eden Mehmet Şeoer'in geçen cu-
ma günu Suriye'nin Kamışh kentinde öl-
dürülmesi, Kurt siyasi çevrelerinde ye-
ni bir tartışmanın başlamasına neden
oldu.
"PKK'-Diriliş" imzalı bir bildiride,
Şener'in, Öcalan'm emriyle öldüruldü-
ğü büdirilirken PKK, bu cinayetin ken-
dileriyle hiçbir üişkisi olmadığını açık-
ladı. Ancak PKK, Şener'i "ajan-
provokatör" olarak nitelemeye devam
etti.
Cinayetin kimin tarafından işlendiği
konusunda Güneydoğu'daki kaynaklar
PKK'yı ve lideri Ocalan'ı sorumlu tutar-
ken PKK-Diriliş'in HEP'e yönelik öne-
rileri konuya güncel siyasi bir boyut
kattı.
PKK'nın, daha Önce de yönetime kar-
şı çıkan kendi üye ve yöneticilerini öl-
dürerek tasfıye ettiğini hatırlatan bir
KUrt uzmanı, "Şener olayı, PKK için-
deki demokrasi eksikliğini bir kez daha
gündeme getirmiştir" görüşünü savun-
du. Bu arada PKK-Dıriliş, Mehmet Şe-
ner'in yanı sıra PKK'nın cezaevlerinde-
ki önemli önderlerinden olan Selim Çü-
rükkaya'nın öldürüldüğü, bir başka
önemli yöneticisi olan Sakine Cansız'ın
da ölümle tehdit edildiğini açıkladı.
PKK-Diriliş'in "Seçimlerin Ardından
HEP Ne Yapmalı?" başlıkh iki sayfalık
bildirisinde, PKK'nın HEP'i destekle-
mesi, HEP'in SHP ile ittifak yapması
eleştiriliyor ve bu gelişimin "radikaJ
Kiirt mnhalefetinin Türk parlamentosu
içinde eritilmesi amacıyla" gerçekleşti-
rildiği savunuluyor. Bildirinin ikinci bö-
lümünde ise HEP kökenli milletvekille-
rine 10 maddelik bir manifesto halinde
uygulamalan gereken politikalar ve so-
mut önlemler sıralanıyor. HEP kökenli
milletvekillerinin SHP'den kopup radi-
kal bir tutum içine girmeleri istenen bu
manifestoda "uluslann kendi kaderle-
rini tayin hakkı" ilkesinin ödünsüz bir
şekilde savunulması talep ediliyor.
görevi yapan askeri araç, Lice-
Kulp karayolu Çağlayan köyu
mevkiinde bir grup teröristin si-
lahlı saldınsına uğradı. Terörist-
lerin otomatik silahlarla açtık-
ları ateş sonucunda Üsteğmen
İsmail Aksu şehit oldu. Olaydan
sonra kacan teröristlerin yaka-
lanması amacıyla başlatılan
operasyonlann devam ettiği bil-
dirildi.
Bingöl'e bağlı Hacılar köyü
mevkiinde Köy Hizmetleri'ne
ait şantiyeye önceki gün saat
18.00 sıralarında baskın yapan
bir grup çete mensubu da bura-
da bulunan bir görevliyi etkisiz
hale getirdikten sonra şantiyede-
ki dört araa benzin dökerek
yaktılar. Yetkililer, olaydan
sonra kacan çete mensuplannın
yakalanması için bölgedeki ope-
rasyonlann sürdürüldüğünü bil-
dirdiler.
Gfiney tlleri Büromuzun ha-
berine göre Olağanüstü Hal
Bölge Valiliği'nden dün yapılan
yazüı açıklamaya göre güvenlik
kuvvetlerince Mardin'in Kızılte-
pe ilçesinde düzenlenen operas-
yonda bir terörist sağ olarak ele
geçirildi. Yakalanan teröristin
sorgulanması sonucu örgüte
yardım ve yataklık yapan, örgüt
adına gerçekleştirilen bazı ey-
lemlere katılan ve vatandaşlar-
dan zorla para topladığı öne sü-
rülen 8 kişüıin daha yakalandı-
ğı, bölge valiliğinin açıklamasın-
da yer aldı.
Bölge Valiliği aynca geçen
günlerde Sürt'te polis lojmanla-
rına düzenlenen silahlı saldın
eyleminde bulunan 20 kişinin 1
tabanca, 2 adet şarjör ve çok sa-
yıda örgütsel dokumanla birlik-
te ele geçirildiğini bildirerek şu
açıklamayı yaptı: "Tunceti roer-
keze baglı Burmagecit köyünde
güvenlik güçlerince gerçekleşti-
rilen bir operasyonda da yasa-
dışı örgüt üyesi 2 kişi, 2 taban-
ca, 1 uzun namlulu silah, bu si-
latalara ait çok sayıda şarjör,
mermi ve iki adet fotograf ma-
kinesiyle biriikte yakalandı."
Bu arada Adıyaman vilayet
binasına bomba koyanlar araş-
tınlırken olayın failleri hakkın-
da bilgi verenlere 20 milyon li-
ra ödül verileceği bildirildi. Adı-
yaman Valisi Ahmet Özyurt, vi-
layet binasına 4 kasun tarihin-
de gece yansı patlayıcı konuldu-
ğunu ve meydana gelen patla-
mada. büyük hasar meydana
geldiğini hatırlatarak faillerin
bulunması için bilgi verenlerin
20 milyon lira ile odüllendirile-
ceğini söyledi. Özyurt, bilgi ve-
recek kişinin adını, adresini öğ-
renmek istemediklerini, paranm
istediği yerde verilebileceğini ya
da bankaya yatınlabileceğini
sözlerine ekledi.
öte yandan Hakkâri muhabi-
rimiz AB Sevmiş'in haberine gö-
re 17 erin şehit edildiği Çukur-
ca baskını sırasında "yeterince
görev yapmadıklan" öne sürü-
len koruculann silahları ahndı.
Hakkâri Valiliği'ne başvuran
Çayırlı koyünün 24 korucusu,
jandarmalar olmadan kendileri-
ne nöbet tutturulmak istendiği-
ni belirterek "Silahlanmız da
alındı, böylece geçici köy konı-
culuğu sıfatımız sons ermiştir"
dedi.
PKK'h teröristlerin 25 ekim
sabahı Hakkâri'nin Çukurca il-
çesine bağlı Çayırlı başta olmak
uzere 3 köye ve karakollara dü-
zenlediği baskın sırasında "gö-
rev yapmadıgı" savlanan koru-
cular istifa etti.
Sevklere protesto: Açlık grevleriEskişehir Özel Tip
Cezaevi'nde 102,
Çanakkale'de 11, Ankara
Merkez Kapalı
Cezaevi'nde 5, Kayseri
Kapalı Cezaevi'nde 12,
Sağmalcılar'da bir grup
siyasi hükümlü ve
tutuklunun sevkleri
protesto etmek için
başlattıkları açhk grevleri
sürüyor.
Haber Merkezi — Çeşitli ce-
zaevleri, HEP il ve ilçe merkez-
lerinde Eskişehir özel Tip Ce-
zaevi'ne sevkleri protesto etmek
amacıyla başlatılan açlık grev-
leri sürüyor. Bu arada Nazilli E
Tipi Cezaevi'nde bulunan 55 si-
yasi hükümlü Aydın ve Eskişe-
hir E Tipi cezaevlerine nakle-
dildiler.
Halkın Emek Partisi (HEP)
Istanbul Bakırköy ve Fatih ilçe
merkezlerinde yönetici, hüküm-
lü - tutuklu aileleri tarafmdan
başlatılan açlık grevi sürüyor.
Eylemciler açlık grevine sevkler
durduruluncaya kadar devam
edeceklerini belirttiler.
Ankara HEP il merkezinde
parti yöneticileri ve hükümlü-
tutuklu yakınlannın dün başlat-
tıklan açlık grevi de sürüyor.
Diyarbakır'da nakilleri pro-
testo ettiklerini belirten bir grup
tutuklu ve hükümlü yakını,
HEP İl Başkanlığı binasında
3'er günlük dönüşümlü açlık
grevine başladı. Dün bir basın
toplantısı düzenleyen tutuklu ve
hükümlü yakınlan, açhk grevi-
nin ne kadar süreceğinin geliş-
melere bağh olduğunu söy-
lediler.
Eskişehir'e nakledilen Meh-
met Nimet Sevim adlı tutuklu-
nun annesi Şahide Sevim de tek
kişilik hücrelere konulan çocuk-
lannın ya çıldıracağını ya da sa-
kat kalacağını öne sürdü.
Avukat Fevzi Veznedaroglu
da tutuklularla yapüğı görüşme-
de, bu kişilere dayak atıldığını
ve işkence yapıldığını, nakledi-
len 219 tutuklu ve mahkûmun-
tamamının yaralı olduğunu id-
dia etti.
Basın toplantısına, SHP Di-
E\LEM Sİ.Rİ.YOR — Diyarbakır'da Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ne nakilleri protesto etmek amacıyla bir grup tutukla ve
hükümlü yakını HEP İl Başkanlığı binasında açhk grevi başlattılar. Tutuklu ve hükümlü yakınlan eylemlerinin ne kadar
süreceğinin gelişmelere bağlı olacağını söylediler. (Fotograf: AA)
yarbakır milletvekilleri Hatip
Dicle ile Sedat Yarttaş da ka-
tıldılar.
Eskişehir özel Tip Cezaevi'n-
de 102, Çanakkale Özel Tip Ce-
zaevi'nde 11, Ankara Merkez
Kapalı Cezaevi'nde 5, Kayseri
Kapalı Cezaevi'nde 12, Istanbul
Sağmalcılar Cezaevi'nde bir
grup siyasi hükümlü ve tutuk-
lunun başlattıklan açhk grevle-
ri sürüyor.
Sağmalcılar Cezaevi'nde 6
kasımda açlık grevine başlayan
tutuklu ve hükümlüler dün yap-
tıklan ortak açıklamada, "Eİs-
kişehir Hücre Tipi Cezaevi'ain
kapatılması ve Anti Terör Ya-
sası nın iptal edilmesi" şeklin-
deki taleplerini yeniden hatırla-
tarak bunlar yerine getirilince-
ye kadar eylemlerini sürdüre-
ceklerini bildirdiler.
Tutuklu ve hükümlülerin
açıklamasında Eskişehir Hücre
Tipi Cezaevi'ne sevk edilen tu-
tuklu ve hükümlülerin zorla saç
ve bıyıklannın kesildiği, pis, ha-
vasız tecrit hücrelerine sokula-
rak diri diri ölüme terk edildik-
leri, bu uygulamalardan hücre
tipi cezaevi müdürü thsan Can
ile cezaevi savcısı Eyüp tbişoğ-
lu'nun sorumlu olduğu öne sü-
rüldü. Sava ve müdürün işbir-
liği yaparak cezaevinin deneti-
mini polise bıraktıklan da öne
süruldü.
Ege Büromuzua haberine gö-
re Nazilh E Tipi Cezaevi'nde
bulunan 55 siyasi hükümlü ve
tutuklu Aydın ve Eskişehir E Ti-
pi Cezaevi'ne nakledildiler. Ye-
ni Mahalle'de bulunan Merkez
Kapah Ceza ve Tutukevi'nin ka-
patıhnası için mahalle sakinleri
Adalet Bakanlığı'na başvurdu-
lar. Adalet Bakanhğı karanyla
merkez cezaevi kapatüdı.
Merkez cezaevinin kapatıl-
ması karannın Nazilli Cumhu-
riyet Bassavcıhğı'na gönderil-
mesinden sonra E tipi cezaevin-
de bulunan 55 siyasi hükümlü-
nün nakil işlemlerinin tamam-
landığını söyleyen Cumhuriyet
Başsavcısı Orhan Altınsoy,
"Nakil haberim bükümlâlcıc Ud
saat once söyledik. Onlar da ge-
rekü hanriıkhtfmı yapdiar. Her-
bangi bir DZÜCB olay olmaması
için cezaevi çevresinde gerekli
önlemler ahndıktan sowa nakü-
ler gerçekleşti. CezaevİBde bu-
lunan 55 bökümiiidefl M'a Ay-
dın'ı, 19'u ise Eskişehir'e
gönderiMiler " dedi.
Başsavcı Orhan Altınsoy,
Merkez Kapah Ceza ve Tutuke-
vi'nde bulunan adli tutuklu ve
hükümlülerin de E tipi cezaevi-
ne nakillerinin olaysu gerçekleş-
tiğini söyledi.
SHP lstanbul tl Başkanı Boz-
kurt Nuhoglo dün yaptığı yazı-
h açıklamada, "Firarlan önk-
mek gerekçesiyle çeşitli cezaev-
lerindcB Eskişehir Özel Tip Ce-
zaevi'ne yapılan tutaklu ve hü-
kümlü nakilleri akıhhgmgın, ac-
zin, devlet teröıünüa yeni bir
boyutuyla karşımıza çıkmasın-
dan başka bir şey değildir ' de-
nildi.
YÖK konusunda değişiklik isteyen DYP ve SHP'nİn olası koalisyonuna karşı savunma raporu haurlandı
Doğramacı^YOK'e destek amyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — YÖK Baş-
kanı Prof. thsan Dogramaa, programlannda
YÖK konusunda değişiklik öngören DYP-SHP
koalisyonundan YÖK'e destek sağlamaya hazır-
lanıyor. 10 yaşındaki YÖK'ü koalisyon hüküme-
tine karşı savunmak için bir rapor hazırlayan
Doğramacı, yeni hükümetin YÖK'ü feshetmeyip
yasa değişikliğine gitmesi durumunda, yasaya
harfıyen uyacağını söyledi ve çıkanlacak yasaya
karşı koymanın anarşi olacağını bildirdi. Doğ-
ramacı, hükümet kurulunca Başbakan Süleyman
Demirel ve yeni milli eğitim bakanı ile görüşe-
rek YÖK'ün savunma raporunu sunacak. Doğ-
ramacı, bu raporu aynca yeni parlamenterlere de
gönderecek.
Dogramaa dün bir basın toplantısı düzenle-
yerek YÖK'ün 10 yılhk uygulamalan hakkında
bilgi verdi. Doğramacı, YOK sistemi ile bireysel
araştırmalarda büyük bir patlama gerçekleştiği-
ni, literatur kaynağı, araştırmalar için aynlan pa-
ra, öğretim kalitesi, öğretim üyesi başına düşen
öğrenci sayısı, öğrencilerin başan oram, mezun-
lann durumu, özerklik konulannda büyük ge-
lişmeler sağlandığını anlattı. Üniversite mezun-
lannın YÖK uygulamasından önce özellikle
ABD'de kolay kolay doktora eğitimine başlaya-
madıklannı, daha çok ODTÜ mezunlannın yurt-
dışı eğitim olanağı bulabildiklerini, bunu Boğa-
ziçi Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi'nin izlediğûıi kaydeden Doğra-
macı şöyle dedi:
"1971-411 yülan arasında üniversiteler tarafın-
dan yurtdışına gönderilen genç asistanlann sa-
yısı 150'yi geçmiyordu. Daha çok hocalar yurt-
dışına giderdL Üniversitelere yeni bir kan getir-
mek için 198Tden itibaren yılda ortalama 200 ki-
şinin gönderilmesini sağladık. Bnnlann önemli
kısmı da Anadolu üniversitelerinden."
Üniversite mezunlannın iş bulması kavramı-
nın, Avrupa'da hiçbir yerde kabul edilmediğini,
üniversiteîerin öğretim vermesinin esas alındığı-
nı vurgulayan Doğramacı, yükseköğretimdeki
okullaşma oranının 1980-81 öğretim yılında yüz-
de 5.9'a indiğini, 1991'de ise yüzde 15.3'e çıktığı-
nı söyledi. Doğramacı, üniversiteîerin özerkh'ği
konusundaki eleştirileri şöyle yanıtladı:
"Deviet üniversitderi vergilerle flnanse ediM-
yor. Bu nedenle mutlaka bir maknma hesap ver-
ruluş olmadığını vurguladı. Üniversitelerin ken-
di yönetmeliklerini yaptıklannı anımsatan Doğ-
ramacı, üniversitelerin eğitim programlannın bir-
birinden farkh olduğunu kaydetti.
Dogramaa, üniversitelerin özerk ohnadığı yö-
nünde, bilim adamlannca yapılan eleştirilerin
ammsatılması üzerine, "Basında çıkan bu tıir
eleştirilerin gerçekle Uişkisi olsun olmasın yalan-
lamayız, cevaplamayu veya sitem etmeyiz. Ana-
yasa ve kanunlanmız, düşiinceleri söyleme ve
araştınna özgüıiüğünü getirmiş. BB özgnriügü
isterse kötü kullansııüar biz kanşmayız" dedi.
Üniversitelerin amacının, öğrencileri iyi yetiş-
YÖK Başkanı Prof. İhsan Doğramacı, dün bir basın toplantısı duzenleyerek
YÖK'ün 10 yıllık uygulamalan hakkında bilgi verdi. YÖK raporu hazırladığını
açıklayan Doğramacı, yeni hükümetin YÖK'ü feshetmeyip yasa değişikliğine gitmesi
durumunda, yasaya harfiyen uyacağını ve çıkanlacak yasaya karşı koymanın da
anarşi olacağını söyledi.
mderi lazun. Kıta Avrupası'nda ünrversitenin yö-
netidsim temsilcfler meclisi seçiyor. Ama bu ki-
şinin yetkileri yok. Hesap, hükümetin tayin etti-
ği bir kişiye veriliyor. Profesöıün atamaa, üni-
versitenin gösterdiği üç aday arasmdan bakan ta-
rafından seçiüyor. 'özerklik, seçimle gelip, gö-
reve başlamakür' kavramı artık yoktur."
YÖK'ün üniversitelerin hiçbir uygulamasına
kanşma yetkjsi olmadığını, YÖK'ün önerisiyle
yapılan yasa değişikliğiyle profesörlerin atanması
işlemlerinin de artık üniversite içinde tamamlan-
dığım kaydeden Doğramacı, YÖK'ün üniversite-
lerde tek bir eğitim sistemi uygulayan merkezi ku-
tirmek olduğunu ve onlann da üniversite yöne-
timine katdmalan gerektiğini söyleyen Doğrama-
a, asistanlann ve öğrencilerin demek üyesi ol-
malannın izne bağlı olmasının eksiklik olduğu-
nu ve bunun en kısa zamanda serbest bırakılması
gerektiğini belirtti.
Doğramacı, Anayasa Mahkemesi'nin karan-
na karşın Bilkent Üniversitesi'nde bu yasağm uy-
gulanmaması ve üniversitelerin yasaya rağmen çe-
lişkili uygulamalar içinde olmasına ilişkin soru-
yu şöyle yamtladı:
"Bu konu kamuoyunu da Meclis'i de Anaya-
sa Mahkemesi'ni de yıHanhr meşgul ediyor. İ)ni-
versitelerde değişik uygulamalar yapılıyor gerek-
çesiyle, başörtnsönü serbest bırakan bir kaann
çıkanldı. Ancak Anayasa Mahkemesi b u ı ip-
tal etti. Aynı istikamette ikinci bir kannn daha
çıkanldı. Anayasa Mahkemesi bınu iptal etme-
di, ama gerekçesinde, 'Zaten iptal etmiştik' de-
nildi. Gerekçe olmasaydı, mesek bitmiştL Üni-
versiteler ne yapariarsa kanuna karşı onlar so-
rumlu. Biz kra ile yetkili değiliz. Kişisel kanaa-
tim, kryafet özgürlüğü de bütün özgürlükler gi-
bi olmalı. Bu konuyu üniversitelere sorun. On-
lar özerk."
Dogramaa, "Anayasa Mahkemesi karan bag-
layıcı değil mi, üniversiteler buna nasd nymaz-
lar?" diye sorulması üzerine, "Doğrudur. Kanun
ve yönetmeUgin birinci maddesine göre herhan-
gj bir mezbep ve tarikau simgdeyen kryafetler ya-
sakbr. Bu yürürinktedir. Ben şnna iaanıyorum:
Birisi dese ki 'ben saçmu göstennek istenüyoram',
ona 111e başönünü çıkar' demek, Uşi hirrrjvti-
ne aykın. Ama laikliğe aylon bir kıyafet dorn-
mu saptanırsa, elberte ki o ymsaktır" diye karşı-
hk verdi.
Doğramacı, "Koalisyon ortağı olması günde-
me gelen SHP, YÖK'ün kaldınlmasmı istiyor. Bu
endise veriyor mu size?" sorusuna karşüık, Mec-
lis'in YÖK'ü kaldırması durumunda bunu say-
gıyla karşılayacaklannı, fakat bu yapıhncaya ka-
dar YÖK'ün ne olduğunu, yaptıklannı anlatmaya
devam edeceklerini söyledi. Bir soru üzerine,
DYP ve SHP liderlerinden bir randeva talebi ol-
madığını bildiren Doğramacı, hükümetin kurul-
masından sonra nezaketen başbakan ve milli eği-
tim bakanını ziyaret ederek bilgi vereceğini söy-
ledi.