25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KASIM 1991 DİZİ-RÖPORTAJ CUMHURİYET/İ5 EKONOMİ Prof.Dr.TtMUR KURAN Köktencidavaya finansmanîslam bankalan, kârlannın bir bölümünü dini eğitime,yayıncılığa, iletişimfaaliyetlerine ayınyor Islam ekonomisinin başbca ı kurumu olan zekât ve tslam ınkacılıgı, köktenci davaya fi- msman kaynaklan sağlamak- «dır. îslam bankalan kârlannın a bölümünü dini egttime, ya- ıncıhğa, iletişime ve köktenci- pa yayılmasma hizmet eden liğer faalıyetlere akıtmaktadır- ar. Aynı şekilde zekâtın zorun- u olduğu ülkelerde de gelirlerin înemlı bir bölumü köktenci gö- rüşiera yayılmasma adannuş di- ni okullara aynlmaktadır. lsla- mi kururalar aynca köktenciler- le potansiyel köktenciler için yu- kan doğru sosyal hareketlilik kanalı oluşturmaktadırlar. ör- ne|in Turkiye'de, Îslam banka- lan, kültürel yapılan nedeniyle geri planda kalabüecek görece dindar gençlere iş dünyasında kariyer olanağı sağlamaktadır- lar. O halde tslam ekonomisınin başka bir çekıciliği, köktencili- ğin etkisiniyaytnak için ekono- mik bir tetnel sağlamasından kaynaklanmaktadır. Islam ekonomisine destek ve- ren herkcs yürekten bir kökten- ci değildir. Hem disiplin, bem de uygulamalan ne gelen olarak ls- lamlaşmaya ne de özel olarak Is- lam ekonomisine bağh olan en- telektüeller, politiacüar ve sıra- dan kişüerden de destek gör- mektedir. Onlann tercihlerini çarpıtmalanrun nedeni, tslam ekonomisınin kendisini tslam değerleriyle özdeşleştirmesinde- dir. Bu özdeşleştirme nedeniyle, kimi toplumlarda tslam ekono- mısinin amaçlarına bağh görün- mek ihtıyath bir tutum olarak görülmeye başlamıştır. ömeğjn Pakistan'da tslami bankacüığı dcsteklemeyi ihmal eden bir po- litikaa, beklentilerirdn boşa çık- tığını görebılır. tslami bankacı- hk tüm büyük politik partüer platformunda yer ahr. Ancak Pakistan politikasunn slam bankacıhğınm amacı, insanlara faiz ödemek zorunda kalmaksızın borç alıp vermeyi sağlayarak verimsizlikleri, ahlaki bozukluklan ve eşitsizlikleri önlemektir. Çünkü "faiz, para aşkı ve servet biriktirme arzusunu telkin eder. İnsanı bencü, dar kafah ve taş yürekli yapar." enelde İslam bankalarmm yaürımlarımn sektörel dağüımı geleneksel ticari bankalarmkinden önemli bir fark göstermez. îslam bankalarının müşterileri de yeni değil, yerleşik üreticiler ve tüccarlardır. Genellikle kentlileri tercih ederler. Emek-yoğun firmalan destekleme eğüimleri yok. deneyimli gözlemcileri, birçok politikaçraın tslam ekonomisi konusunda ohımsuz bir fikre sa- hip olduklarını bilir. Gerçekten de tslam ekonomisini savunan politikacılar iktıdara geldikten sonra onu geliştirmek için pra- tik önem taşıyan az şey yapma- ya eğilimlidirler. Bütün bunlar tslam ekonomı- sinin sağladı& desteğin yahuzca bir bölümünü geçmişteki ve bu- günkü uygulamalanndakı ger- çek ya da hayali başanlardan al- dığmı gösteriyor. Bunu, teorik yapıtlann incelenmesinden çı- karmak mumkün değilse de in- sanlann Islam ekonomisini çe- kici bulmalanmn bir dizi nede- ni vardır. tslam ekonomisinin erdemleri kimi köktencilere gö- re öncelikle onun tslami karak- terinde, kimilenne göre de onun ekonomik özündedir. Dahabaş- kalan için tslam, köktencüiğinin poütik gundemini geliştinnek için güçlü bir araçtır. Nihayet, köktenci olmadıklan halde kö- tü Müslüman olarak damgalan- mamak için onu destekleyenler de vardır. Bankacıhk ve matiye Bir sanayiciye bir yühk bir dönem için yuzde 5 faizle 100 dolar borç verdiğinizi farz edin. Yü sonunda tamtamma 105 do- lar alacağmız için kazancmız önceden beüıdir. Fakat sanayi- cinin kazancı, yaptıgı işin başa- nsına bafckdır. Eger geürleri 105 dolan aşarsa, kâr edecektir. 105 dolann altına düşerse, zarar gö- recektir. Demek ki faizle alınan borç, zarar etme riskini tümüy- le borcu alana yükler. tslamın yaygın olan yorumuna göre bu adaletsiz, dolayısıyla yasaktır. Literatür, niçin faizden kaçı- rulması gerektiğine ilişkin ne- derüerle doludur. Bir Islam eko- nomisti, "Faiz para aşkı ve ser- vet biriktirme arzusunu telkin eder. tnsaru bencil, dar kafau ve taş yürekli yapar" diye yazar. Bir başkasına göre faiz, kişinin yüregindeki insancıl kardeşük duygusunu kovduğu gibi onu, dostu ne kadar kötü durumda olursa olsun, bir kilo eti için ıs- rar eden bir 'Shylock'a 'dönüş- turdügunu' öne sürer. Yine bas- kasına göre faiz, insamn enerji- sini üreticüikten uzaklaştınr. "Eşitsizlikleri önlemek" tslam bankaalığırun amaa, insanlara faiz ödemek zorunda kalmaksızın borç ahp-vermeyi sağlayarak verimsizlikleri, ahla- ki bozukluklan ve eşitsizlikleri önlemektir. Teorik olarak bir ts- lam bankası, yalruzca iki tür Ufaak umutlarabüyük yasaklarKısıtlamalar her yandankuşaürçcx^ıkları.Parka gitseler bekçi amca,sahaya inseler abiler. Sokaktaçamaşırlar YAŞAMDAN BİR KESIT SOKAKLAR Ç 0 Cu \ L ARERDAL YAZICl 'Brçkın şoför' sokaktan geçerken 'snnturtu' bir küfür salh- yor: "Ulan dogurup dogunıp salmışlar sokaga..." Kendini oto- yolda sanıyor galiba; tozu dumana katıyor şoför; kahvenin önundeki sokak sakinleri arkasından 'ha>u dualan' ediyor 50- före!.. Çocuklar yine kendi havalannda... Köprubaşı SokağYnda şenlik var; "Koprüspor, Yarun Balat'ı 6-2 yenmiş..." Sokakta kahramanlar gıbı karşılamyor çocuk- lar. Geleceğin yıldızları bile olabihrler. Yoldan gelip geçenler, kahvenin önundeküer şaşkınhkla bakıyorlar bu ıse; bazüan te- zahürata katıhp gırgırlanm geçiyorlar. Subet Mantra da 'Kop- riispor'u coşkuyla karşılayanlardan; "Ya ya ya, şa şa şa bizinı takım çok yaşa~. En büyuk: Koprü..." Subet'in (isrru Kuran- dan alınma bir süzcukmüş) ailesı aslen Sürtli... Yeni 'Ameri- kan tıraşı' olmuş, ama 'berber amca'sı biraz kaçırmış makası; yan Amerikan, yan Turk tıraşı yapmış. Subet'in "babası zen- gfa"miş çocuklann dediğine göre: "Balaf ta manifatnracı"ymış. Hollanda'da doğmuş Subet; sonra 1985'te tstanbul Balat'a yer- leşmişler. tki kez Sürt'e gitmiş, ama ne tstanbul'u ne de Sürt'i beğen- miş. Her iki yerde ne çocuk parkı ne oyun yerleri varmış. ts- tanbul'da sokakta o>-namak zorundaymışlar. "HaBç kıyısudaki sahalara da 'abiler' bırakmryor"muş. "Mecburen parkta" maç yapıyorlarmış. "Ama orada da 'bekçi amca' rahat venniyor"- muş. "Hoüanda'da her yer yemyeşiTrniş. "Çocuklann ayn oyun alanlan var"mış, "Sokaklar bu kadar pis defciTmiş. Zaten ya- kında Balat'tan taşınacaklanruş. Kemal Buecan, Balat Köprübaşı Sokak'ta arkadaşlanyla oyunda. En çok sevdiği oyun futbol... tstanbul'u, memleketle- ri Diyarbakır'a göre çok seviyor: "Çunku tstanbul'un tekno- lojisi gelişmiş..." Kemal bir memur çocuğu. Ortaokulda oku- makta. Balat'tan başka Florya ve Bakırköy'ü de görmüş. Bu yıl belediyenin kampma gitmişler... Ama denız kirliliğ^, koli ba- sili?.. "18 bin, ama seytanın kulagına kurşun ben bir şey gör- medim..." Şeytanı anarken hurda otoya vuruyor üç kez; ük tık tık... Ke- mal yine de şansh sokağm diğer çocuklarma göre. Koli basili, pathcan, domates ve salatahk da olsa, Florya'mn denizine gir- 1 miş yine... Yüzme mi?.. Ç "İJüüüf istedigin ka- dar»." Yuzmuş de yüz- ama-îirlflr «alVım m Û Ş K e m a l > m a v u i k k " salkım sallanıyor Köprübaşı Sokak'ta. Belli ki dün gece sular gelmiş. Süzülüyor sulan "sokak çocukları"na. Gelip geçen bir damlayla kurtarıyor kendini. Ama çocuklann "elleri mahkûm" suyu süzülen çamaşırlann altında oynamaya. Yine de hayatlarından memnunlar bir de kovulmak olmasa. gürcesme, geleceğin ne getireceglni bilmeden. Köprübaşı Sokak'ta Haliç'ten başka deniz görmemiş çocuklar imreniyorlar Kemal'e. Amacı muhendis veya doktor olmakmış. Bir başka isteği ise Bakır- köy'de oturmakmış. Bir işportacı bağın- yor avazı çıktığı kadar: "Demir hurda alı- nra-." Nigdeli Sadettm geçiyor sokaktan; hur- da topluyor arabası- na... 4-5 yüdır tstanbul'da Sadettin. Armesi bagmyor çocuğu- na: "Söyte ba yana baksın hurdacı.J' Eski bir somya satıyor- lar Sadettitfe. Evlerine yeni 'çek-yat' almışlar da... Çamaşırlar salkun salkım sallanıyor Köprübaşı Sokak'ta... Sular gelmiş belli ki dün gece... Bazılan yeni asılmış çarşafuı- dan çorabına kadar; süzülüyor sulan 'sokak çocuklan'na... Ge- lip geçen birkaç damlayla sıyınyor kendini. Ama çocuklann •elleri mahkûm', suyu suzulen çamaşırlann altında oynamaya. Yine de hayatlanndan memnunlar görunüşte; çamaşırlara toz kaldırıyorlar diye bir de ordan kovulmak var. Renk renk çamaşırlar sokaklarm ayn bir dokusu ve rengi... Bu sokak sakinleri hiç takun' tutmazlar mı acaba, hani yal ta- lum bayraklan?.' Çamasırlardaıı yer mi kabmş bayraklara. Onu da tstanbul'un 'nadide' sokaklanna bıraksınlar! Haliç kıyısında gençler 'maç' yapıyorlar kapah sahalarda. Tellerle çevrümiş etrafı. Meraklı çocuklar 'büyük abüer'ini sey- rçyliyorlar heyecanla. tçlerinden neler geçiriyorlardır kim bi- lir? Çünkü onlara fırsat bıraknuyor 'abüer.' Canlan gjdiyor ora- da oynamak için, ama nafile. Hep seyret seyret olur mu, sonra da geçiyorlar belediye parkına. Balat Mürselpaşa Caddesi'nden ve yakın sokaklardan çocuklar takım oluşturuyorlar anında. Kaleciîer yerlerini alıyor. Bir de 'abüer'den bir hakem ve maç başhyor... Her sokak kendi takımım tutuyor; tezahüratlar, ıshklar, yu- halamalar. Ve sonu kavgayla bitiyor maçm. Hakem ayınyor futbolculan!.' Yemin ediyorlar bırbirleriyle oynamamaya. Ço- cuk yemini kaç gün sürer ki! Üç gune kalmaz yine çocuk sev- gisiyle birleşir yürekleri. Yeter ki 'bekçi amca' olmasın oralar- da... Yann: "Aman sokaktan çıkma..." ABİLER İZİM VERMEZ Haliç kıyısında gençler BEKÇİ AMCA KOVALAR Çare yok oyun parkta "maç" yapıyor kapah sahalarda. Etrafı tellerle kurulacaktır. Bir hakem seçilir abilerden. Çocuk çevrilmiş. Meraklı çocuklar büyük abilerini bu, oyun olur da kavga olmaz mı? Yüz bin kere seyreyliyorlar heyecanla. İçlerinden neler kavga eder yine de banşırlar. Hakemleri ayınr geçiyordur kimbilir? Canlan gidiyor orada yaramazları. Belki de oyun bitmeyecektir. oynamaya. Ama şu büyük abiler yok mu?.. "Bekçi amca" göründü bile köşeden. BU BAK1ŞLAR NEREYE — Haliç kıyısında 'maç yapıyor böyük abiler.' tç geçirerek izliyor onlan çocuklan sıra gelmijor ki oynasınlar sahada. Kendüerin« de ya park düşüyorya da sokak_.Btr işportacı'nmarabasında dört çocuk.dünyalannı sıgdınnışlar arabaun içine... Tarku oekçi amca, >olda arabacı amca" aman vermiyor çocukla«...(Fotograf: ERDAL YAZICI) mevduata izin verir; riski olma- yan, fakat kazanç da geürmeyen ticari mevduat ve degişken bir- kazanç vaat eden ve sermaye kaybı riskini içeren yatınm mev- duatı. Geleneksel bankalann önceden behrlenmiş bir kazanç getiren garanüli tasarruf mevdu- aüan dışlanır. Bir tslam banka- sının borç verme işlemleri aym risk paylaşvmı ilkesine göre ytl- rütulür. Bir fînnaya borç verir- ken, söz konusu işletme faaliye- ünde hem kân hem de zaran, her kân paylaşmayı kabul eder. Bir sermayedar geleneksel bir bankadan üç noktada ayrüır. Bi- rinci olarak, banka kredi verme karanm esas olarak kredi talep eden kimsenin güvenilirligine dayandmrken risk sermayedan, önceükle önerilen projelerin po- tansiyel kârhhgına bakar. Dola- yısıyla, daha önceki deneyimle- ri bulunmayan, fakat ekonomik bakımdan kazanç vaat eden bir projesi olan bir kimse bankadan kredi almayı başaramayabüir, ama risk sermayesi bulabilir. tkinci olarak, geleneksel banka verdigi kredilerden faiz ahr. Bu- na karşıhk risk sermayesi sağla- yan kârdan pay ahr. Üçüncü olarak, bankadan farkh olarak, risk sermayesi sağlayarak destek olduğu projelenn gerçekleştiril- mesinde bazcn idari kısım-hırs ve üçüncü noktalar, birbirine baglıdır. Risk sermayesi saglaya- nın projesinin uygulanmasmda haz alması projesinin kârhlıgı açısından yönlendirdiği riski yansıtır. Geüsmış ekonomilerde risk sermayesi son olarak yüksek teknoloji sektöründe birçok ye- ni işletmenin kurulmasına yar- duncı obnuştur. tslam bankacı- lıgımn savunucuları, bunun Müslüman dünyasırun ekono- mik kalkmmasına benzer bir katkıda bulunabilecegini öne sünnektedirler. Bu iddiamn ar- dmdaki mantık basittir. Borç verme kararlannı projelerin kâr- lıbğına dayandıran bir bankacı- hk sistemi, uzun erimde çok kârhhk vaat eden projeleri des- tekleyecektir. Bir dizi ticari hizmet sunan ilk tslam bankası 1975'te Dubai'de açıhnıştır ve şu anda dünyamn yaklaşık 50 ülkesinde tslam ban- kalan bulunmaktadır. Bu ban- kalann birçoğunun aktiflerinin bileşimi konusunda ağzı sıkıdır. Müşterikr, üretici ve tüccarlar Genelde, tslam bankalanmn yatınmlannm sektörel dağıhmı geleneksel ticari bankalannkin- den önemli bir fark göstermez. Islam bankalarmm müşterileri de yeni degil yerleşik üreticiler ve tüccarlardır. Genel olarak, ts- lam dünyasırun pekçok bölge- sinde yüksek faiz oranlanyla borç veren tefecilere bağh bulu- nan köylüleri degil, kentlileri tercih ederler. Emek-yoğun fir- malan desteklemeye egiümleri yoktur. Birçoğu gayri menkul mallara yaunm yapmışur ve ba- zılan uluslararası döviz ve mal piyasalannda spekülasyonlara girmişür. Birkaç istisna dışmda, onlar da tıcaret finansmamm proje fmansmanına tercih etmiş- tir. Proje fmansmanına girdik- leri durumlarda da beürsızükkr- le dolu uzun vadeli projeleri yeğ- lemiştir. tslami mali araçlan kullana- rak ekonomik kalkmmayı teşvik etmek amacıyla 1975'te kunılan ve hükümetlerarası bir örgüt olan tslam Kalkmma Bankası bile bir ithalat-ihracat bankası- na dönüşmüştür. Elindeki fon- lan büyuk ölçude uluslararası ti- caretin ünansmanmda, özellik- le de Müslüman dünyasımn yoksul ülkelerinin petrol ihra- catlaruu fmanse etmede kulla- mr. Bankanın kuruluş kararna- mesinde kendisinden tek söz edilmeyen kira finansmanı payı da hızla artmıştır. Ticari benzerleri gibi Islam Kalkmma Bankası da şimdi riskten kaçmmaya büyük özen göstermektedir. Hükümet ga- rantileri ve müsterileriû ödedik- leri özel sigortalar aracıhğıyla kendi Ukelerini çigneyerek ken- disini riskten uzak tutmaktadır. Eğer bir Bangladeş fırması için satın aunan bir makine taşuna sırasında zarar görürse, zarar hiçbir zaman bankaya değil şir- kete ya da bir sigorta şirketine veya Bangladeş hükümetine ait- tir. Bütün bunlar tslam bankala- nmn mali operasyonlannın sos- yal refaha zararh olduklan an- lamma gehnez. Riskten kaçına- rak bir zarar getirmezler. Ulus- lararası ticaretin teşvik edilme si, ekonomik bakımdan değerl bir hizmettir. özeüikle uzun bi süreden beri hüküm süren kom macıhğın etkisiyle tahsisind çarpıkhklann görüldüğü ülk< lerde. Kira ve mal nnansrrran ekonomik üretimi teşvik edeı Yann: Zekât, yeniden dağıtım
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle