17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 25 EKİM 1991 TÜTÜN FİYATI ONAY BEKLİYOR Özal hiçbir kararnameyi imzalamıyor Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile Mesut Yümaz hükümeti arasındaki kararname bunahmının sürdüğü bildirildi. Özal'ın 2 ekimden bu yana hiçbir kararnameye imza atmadığı, tütün kararnamesinin Köşk'te beklediği kaydedildi. RP lideri Erbakan Cumhuriyefin sorularını yanıtladv Iş dünyası heykelimi dîkecek ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkanı Tur- gut özal'la Mesut Yılmaz hü- kümeti arasındaki kararname bunalııru sürüyor. Özal'ın 2 ekimden bu yana Yılmaz hükü- metinin gönderdiği hiçbir ka- rarnameyi imzalamadığı belir- tildi. Seçime iki gün kala ilan edilen tutün fiyatları da karar- name imzalanmadığı için söz- Feyyaz İDkar Mesut Bey liderleşme yolunda ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Siyasi çevrelere yakınlığıyla tanınan işadamı Feyyaz Tokar, kurulacak ko- aüsyonun yapısı konusunda "kamuoyunu şimdiden baa şeylere angaje etmenin yan- lış olduğunu" savundu. To- kar, koalisyonun yapısını li- derler arasındaki ikilı görüş- melerin belirleyeceğini kay- detti ve "Mesut Bey, Hderieş- me yolunda büyük aşama katetti. Ama bu sürecin ta- mamlanması öniimüzdeld dönemdeki gelişmelere bağlı" diye konuştu. Tokar, Başbakan Yılmaz- ın da yakın arkadaşı. "Al- man ekolii"nün Türkiye"de- ki temsilcilerinden biri sayı- lan Tokar, Yümaz'ın yoğun seçim kampanyasının ardın- dan 21 ekimde rahat bir ne- fes almak amacıyla çıktığı akşam yemeğinde yer alan kişüerden biriydi. Yümaz'm 276 milletvekili varken seçim kararı alması- nın "demokratik bir davra- nış oldugunu" söyleyen To- kar, "Mesut Bey, Başbakan olmadan önce lider mi ol- mak istedi" sorusuna, "Bel- ki de... Lfder olmadan süre- cek bir başbakanlığın hem başbakanlık olarak biteceği- ni hem de liderligi ortadan kaldıracagını hesaplamış olabilir" yanıtını verdi. de kaldı. Yılmaz hükümetinin dört önemli seçim vaadine Uişkin kararnameler, hâlâ Cumhur- başkanlığı'nda onay bekliyor. Hükümet, çiftçilerin Ziraat Bankası'na tanmsal kredi borç- larırun, esnaf ve sanatkârların da Halk Bankası'na olan Bağ- Kur prim borçlanmn ertelen- mesini kararlaştırmıştı. Konu- ya Uişkin olarak hazırlanan ka- rarname, çiftçilerle esnaf ve sa- natkârlann borç ana paralan- ran yıl sonuna kadar ödenme- si koşuluyla, faizlerinin dondu- rulmasını ve taksite bağlanma- sını öngörüyordu. Hükümetin kabul ettigi bir başka kararna- me ile de Olağanüstü Hal Böl- gesi'nde toplam 90 bin kadro- nun kullanıma açılmasıru ve buralara yeni işçi ve memur almmasım kararlaştırmıştı. Başbakan Mesut Yılmaz, se- çime iki gün kala Manisa'da tü- tün fjyatlannın yüzde 100'ün üzerinde arttınlarak belirkndi- ğini ilan etmişti. Başbakan Yü- maz'm açıkladığı tütün fiyatla- rının geçerli olabilmesi için ka- ramamenin Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girme- si gerekiyor. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Başbakan Yıl- maz'dan bir gün sonra yaptığı bir konuşmada, verilen tütün fiyatlarmın ekonominin gerek- lerinin çok üzerinde olduğunu söylemişti. Cumhurbaşkanı Turgut özal, hükümetin seçim vaatle- ri ile ilgili diğer kararnameler gibi tütün destekleme fiyatları- na Uişkin kararnameyi de bek- lemeye aldı. YOK sisteminde değişiklik yaparak, "özel statülü üniversi- teler" kurulmasını öngören iki kararname de özal'ın olumsuz tutumundan nasibini aldı. özal, bu kararnamelerde bazı dUzeltmeler yapılması gerekti- ğini bildirdi. Ancak Yılmaz, se- çim kampanyası nedeniyle Özal'ın istedigi degişiklikleri in- celeyerek görüş bildirmeye za- man bulamadı. YÖK kararna- meleri de Çankaya'da bekliyor. ANAP'ın seçimi kaybetme- sinden sonra Başbakan Yümaz, kararnamelerin onaylanması tavnndan vazgeçti. Cumhurbaşkaniy DemireVden 500 müyonluk tazminat istiyordu • m Ozal, davadan vazgeçecek mi? Özal-Demirel davasının üçüncü duruşmas, Demirel hukümetinin güvenoylamasının yapüacağı döneme rastlayacak. ANKARA (ANKA) - Cumhurbaşkanı Turgut Özal'- ın DYP Genel Başkanı Siiley- man Demirel hakkında açtığı 500 milyon liralık tazminat da- vasmdan vazgeçip vazgeçmeye- ceği Ankara'da günün konusu oldu. Cumhurbaşkanı özal da- vadan vazgeçmezse, dünyada ilk kez cumhurbaşkanıyla baş- bakanın mahkemelik olduğu ülke Turkiye olacak. Çankaya'ya yakınhğıyla bi- linen bir ANAP milletvekili, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'- ın, DYP Genel Başkanı Demi- rel'in son "Çankaya sonınu benim şahsi meselem degil" şeklindeki sözleriyle konuyu ikinci plana itmesinin ardmdan "jest" yapmak için davadan vazgeçebileceğini öne sürdü. Ancak, Cumhurbaşkanı Özal'- ın avukatı BUgin Yazıcıoğlu, ANKA muhabirinin konuya Uişkin sorusunu yanıtlarken "Cumhurbaşkanı Özal'ın da- vadan bu aşamada vazgeçme- sinin söz konusu olmadıgını" söyledi. Mahkemenin devam edeceğini büdiren avukat Yaa- cıoğlu, bir hafta kadar Anka- ra dışında olacağmı belirtti. Yazıcıoğlu, "Sayın Cumbur- başkanı benim Ankara dışında olacağımı biliyor. Bu aşamada böyl« bir karan olsaydı bana söylerdi" dedi. Yazıaoğlu, De- mirel'in başbakanlığı konusun- da "Anayasaya göre yüniüne ile yargı ayndır" diye konuştu. Özal'ın, Demirel hakkında "Çankaya gaflet, dalalet ve hı- yanet içinde" şekündeki sözleri nedeniyle açtığı 500 müyon li- rahk tazminat davası, Demirel hukümetinin güven oylaması- mn yapüacağı döneme rastla- yacak. Davanın üçüncü duruş- ması 19 kasımda Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde devam edecek. Daha önceki duruşmalarda, Demirerin avu- katı, DYP Genel Başkan Yar- dımcısı Yaşar Topcu, delilleri sunmak için ek süre istemiş ve "davacının anayasayı ihlaJ et- tigine Uişkin kamuoyunda ge- nel kanı oluştugunu" be- lirtmişti. özaTın, Demirel aleyhinde- ki davadan vazgeçmemesi du- rumunda, dünyada ilk kez cumhurbaşkanı ile başbakamn mahkemelik olduğu ülke Turkiye olacak. 29 EKİM RESEPStYONU ÖzaFdan Demîrel ve Inönü'ye davet ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkam Tur- gut Özal, 29 Ekim resepsiyonu- na DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel, SHP Genel Baş- kanı Erdal tnönü ve öbür siyasi parti liderlerini de çağırdı. Cumhurbaşkanhgı çevTeleri, özal'm 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle vereceği re- sepsiyonla ilgili davetiyelerin gönderümeye başlandığını be- lirttiler. Resepsiyona çağnlan- lar arasında, siyasi partilerin genel başkanlarının da bulun- dugu, yeni miüetveldllerinin mazbatalannı o tarihe kadar alamamaları durumunda eski milletvekillerinin çağnlacağı kaydedUdi. Cumhurbaşkanı Özal'ın se- çimden birinci parti olarak çı- kan DYP'nin Genel Başkanı DemireFi tebrik ziyaretinde bu- lunma konusunda henüz bir karar vermediği ifade edildi. Erbakan Biz oylarımızı yüzde 250 kat artırmış, seçimlerin gerçek muzafferi partiyiz. Mületimiz, gerçek teveccühü, Tanrı'nın da yardımıyla, bize göstermiştir. Bu durumda koalisyonun tabi ortağı biziz. AHMETTAN ANKARA — Gazeteciliğin keyfuıi, en çok Necmettin Erba- kan'la konuşurken hissediyorsu- nuz. TV'de 56 milyonla paylaş- tığıruz zevki tek başına yaşıyor- sunuz. Gözlerini cin gibi döndü- rerek, badem bıyıklarını oyna- tarak, metalik sesini tınlatarak, önünüze öylesine fantastik bir tablo koyuyor ki keyiflenmemek elde değil. Anlatıyor: "tş dünyası benim degerimi, biz iktidar olunca anlayacak. Benim heykelimi dikmcye karar verecekler. Ama ben engel ola- cagım. Çünkiı biz israfa karşı- yu... Kadayıfı sonıyorsunuz. Kadayıfın durumunu yakından takip ediyoruz." Erbakan'ın öteki liderleri de- ğerlendirmesi ömre değer... Konu, hükümeti kurmakla görevlendirilmesi beklenen Sii- leyman Demirel ve öteki lider- ler... *"Çankaya'yı indireceğim' de- di, indirsin bakalun. 'Hesap soracağım' dedi, sorsun baka- lun. Bu sözleri duvarlara, bez- lere >nzdı, yazdırdı. Okusun da, gerdan kırarak sozlerini tutsun bakalun. tnönü yakasına gül ta- kıp gülüyordu. Şimdi de gfilsön bakalun. MBlet giilmedikten, mDleti güldürmedikten sonra, senin güliin de, gülmen de senin olsun. Allah'ın takdiriyle, nite- kim öyle de oldu. Bir tanesi öniine bakıyor (Mesut Yılmaz herhalde). Tabii, milletin yüzü- ne bakacak yiizü yok ki... 40 trilyon borç takmışsın." Erbakan'la konuşmak zevkli, ama ona soru sorabilmek, 110 metre engelli koşuda olimpiyat rekoru lurmaktan çok daha zor. Makineli tüfek gibi konuşuyor. Durdurmak, araya girmek ola- naksız. Bir dakikada yağdırdığı sözcük sayısı, kendi deyişi ile "TRTnin en hızlı spikerinden" bile çok fazla. Bunu, açıkotu- rum sırasındaki ölçümlemeler ortaya koymuş. En hızlı konu- şan, en fazla sözcük kullanan li- der kendisiymiş. Hatta bu araş- tırmayı birçok gazete yazmış bi- le... Erbakan, eski okul arkadaşı Demirel'i "koalisyon ilmi ögretmek" üzere bekliyor. (Fotoğraf: ERGUN ÇAĞATAY) Erbakan'ın gönlü 3. MCde ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — RP catısı altında top- lanan ittifak, DYP-ANAP-RP arasında oluşacak geniş tabanh bir sağ koalisyon formülünü savunuyor. DYP-SHP koalisyo- nunun ülkeye hiçbir şey getir- meyeceğini söyleyerek SHP- DYP, DYP-ANAP formüllerini "dış güdümü sürdürmek için yaratümış senaryolar" olarak aiteleyen ittifak, mevcut seçe- nekler arasında en iyi formulün sağdaki Uç partinin birleşmesi eğilimini gündeme getiriyor. İt- tifak kurmaylan, ANAP'm ko- alisyonureddedentavn Ue DYP içindeki RP'ye yönelik tepkile- ri de göz önünde bulundurarak bu aşamada DYP'nin hükümet kurma şansını da çok zayıf ola- stlık olarak görüyorlar. RP Genel Başkanı Necmet- tin Erbakan, "geniş tabanlı sağ koalisyon" fonnülünü dünkü basın toplantısında açıkladı. Kendilerinin görey almadığı bir hükümetin ülkeyi yeniden çık- maza sokacağını, böylece kısa sürede şeçimin zorunlu hale ge- leceğini de savunan Erbakan, şu anda kendileri dışmdaki ko- alisyon formülleri üzerinde du- ran DYP lideri Suleyman De- mirel'i de sert bir dille eleştirdi. DYP'nin şu anki durumunun çok fazla abartümamasım iste- yen Erbakan, halkın yüzde 73'ünün, yüzde 22 olan oy ora- nını ancak 5 puan arttırabilen DYP'den bir şey beklemediği- ni savundu. DYP'yi de zihniyet olarak "ANAP'ın bir kopyası" diye niteleyen Erbakan, "DYP, ben ANAP'ın yaptıgını ondan daha iyi yapanm diyor. Ama bilmiyor ki ANAP'ın yapügın- da bir hayır yok" dedi. Hasan Cemal bir yandan, biz bir yandan, Hoca'yı çaprazdan kesip koalisyon sorusu sormak istiyoruz, ama olanaksız. İki sözcüğun arasma girmeyi başar- dığımızda, "Bir dakika liitfen, sanayi hamlemiz hakkında kü- çük bir izahatten sonra o konu- ya da geleceğim" diyerek, soru- muzu ikiye bölup avcumuza ko- yuyor ve devam ediyor: "Uydu degil, lider ülke; mon- taj defil, hakiki sanayileşme;. Baü kuliipçiilügü degil, tsiami bütünleşme; Avrupa para birimi (ECU) degil, İslam dinan; 12 AT ülkesi değil, 86 İslam rnem- leketi; işkence ve zulüm degil, mutluluk ve saadet; esaret degil, gerçek özgürlük..." Yine sözünü kesme başarısı sağlayıp, soruyoruz: "Efendim, koalisyon proto- kolü için kosullannızı..." Elini kaldırıp susturuyor, "Koalisyona gelmeden önce önemle belirtmek gereken bir şey daha var" diyor ve yine de- vam ediyor: "1980 yıhndfl sanayi cereyanı- nu kilovatsaati 2JS iken yapılan zamlarla bu fiyat ağustos 1991'de 325'e yiıkselülmiştir. Dış borç faizlerine ödenen miktar, 8.5 milyar dolan geçmektedir. Bu yeşil kağıtlan Amerika bir düğmeye basarak ortaya çıkar- makta, pamuk işçimizin alınte- rini ve tarlalardan topladıgı toa- larca üriinü bir anda sömür- mektedir." Yeniden bir hamle daha yapı- yoruz: "Efendim, koalisyon proto- kolünde sizce birinci madde..." Erbakan, Cumhuriyet gazete- sini sevdiğini söylemiş olmanın sorumlumğu ile bu kez sorumu- za yanıt veriyor: "Şunu açıkça söyhıyoruz. Biz, oylanmızı yüzde 250 kat arttır- nuş, seçimlerin gerçek muzafferi partiyiz. MiUetimiz, gerçek te- veccühü, Tann'nın da yardunry- la, bize göstermiştir. Bu durum- da koalisyonun tabii ortağı bi- zu— Banun alanı çizdikten son- ra, koalisyon protokolünün şart- lanna geİebiUriz. Şimdi birinci şart, verilen sözlere riayet et- mektir..." Acaba, Demirel'in eski bir ko- alisyon ortağı olarak, Erbakan'a verdiği sözleri tutmadığı yolun- da bir sicili mi var? Erbakan'ın anlattıklarından böyle bir sicü olduğu çıkıyor. Kurulacak koalisyon anlaş- masının birinci koşulu olarak "Bu anlaşınava uyulur" madde- sinin nedeni bu. Erbakan, 1980 öncesinin iki koalisyonunda da Demirel'in, kendi agır sanayi hamlesini kösteklediği inancın- da. Demirere karşı bu ölçüde ted- birli davranmasımn bir başka nedeni daha var. Erbakan diyor ki: "Bu seçim- lerde DVT yüzde 27 oy almısnr. ^Bunun anlamı, Türk milletinin yüzde 73'ü Demirel'e karşıdır..." Erbakan'ın amacı, Türk mil- letinin yüzde 73'lük bölümünü Demirere karşı korumak. Bunun için de Demirel'in ku- racağı hükümette yer almak is- tiyor ki, DYP liderini yakın ta- kipte tutsun... Çenesini kaşıdığı bir sırada, bir soru daha sormayı başanyo- ruz: "Siz sanınz, Sayın Demirel'e kök söktüreceksuıiz." Gülerek, "Suleyman Bey için, verdigi sözü tutması eger kök sölunek olacaksa ömür boyu kök sökecektir" diyor. Yeni bir hamle daha yapıp, koalisyon protokolünde ikinci madde olarak neyi isteyeceğini soruyoruz, Yamtlıyor: "Anayasadaki degişiklikleri sağlayarak, gerçek manada hür- riyeöeri tesis etmek, Idmsenin ne giyecegine, ne düşünecegine ka- nşmamakur." Erbakan'dan en çok çekinen- ler, kendUerine türban veya ba- şörtüsü yakışmayacağına inanan bayan yurttaşlanmız. Bayan yurttaşlar adına bir soru sorma girişimimiz, üçüncü hamlede başanlı oluyor: "Efendim, RP'nin seçim rek- lamlannda, başı açık, genç, gü- zel bayan fotograflan da yer al- dı. Bu, sizin de defişime ugra- dığınız, artık başörtüsü takma- yanlan da sizden sayacaguuz an- lamına mı geliyor?" Erbakan, yuzümüzde gözleri- ne bir tur attırdıktan sonra so- ruyu hemen yanıtlıyor: "60 milyon in«mnni7 bizim kardeşunizdir. Biz, bütün mflle- timizi kucaklayan bir parti oldu- gumuzu bu ilanlanmızla anlat- mak istedik. Başörtüsü takma- yanlan, biz hak yolunu isaret ederek, ikna ederek, tatlı dille baş örtmenin faziletine inandı- np, kendi özgttr iradeleri ile bu- nu yapar hale genrecegiz. Bu ko- nuda kimseyi elbette zoriamak istemeyiz. Ama muhterem ha- nım vatandaşlanmız sonunda kendi arzulan ile terdhlerini bi- ze yönelteceklerdir." Erbakan, koalisyonun gelece- ğini nasıl görüyor? Yamtı yine makineli hızında: "Eger DYP tiiriinden bir programla milletin karşısına çı- kıhrsa, gelecek karanuk. Çünkü, DYP'nin programı ile ANAP- ınki arasında fark yok. Koalis- yonun ilk 100 gününde millete umut ve ferahlık vermemiz la- zım. Millete, altı ay bekleyin, anayasa degişecek, şu olacak, bu olacak denUemez. Insamnuz altı ay aç bekleyemez. Bu koalisyon- da bizim tecriıbemizden yarar- lanılmalıdır. En tecriibeli biziz. Bizrenksizterlede, solcularia da koalisyon yaptık. Tecriibemiz, bilgimiz herkesten fazla. Bu işûı Omini biz biliyoruz." Yüksek Makine Muhendisi Profesör Doktor Erbakan, eski okul arkadaşı Inşaat Muhendi- si Demirel'i, "koalisyon ilmi ögretmek" üzere bekliyor. Hem de avuçlarını ovuş- turarak... HEP kökenli mületvekilleri Diyarbakır'da toplandı Halkın cıkarlarıııa göre davranacağız Fehmi Işıklar'ın katüunıyla Diyarbakır'da yapılan HEP kökenli 21 milletvekilinin toplanüsma SHP milletvekilleri Mehmet Kahraman ve Mahmut Uyanık da katddı. DİYARBAKIR — Halkın Emek Partisi eski Genel Başkanı SHP Diyarbakır MUletveküi Fehmi Işıklar, SHP'den aynlıp ayrılmama konusunda en doğru ka- ran alacaklannı, halkın çıkarlarını düşunerek davra- nacaklarını söyledi. HEP kökenli 21 mületvekUi, dün Diyarbakır'da es- ki genel başkanları Fehmi Işıklar'ın katüımıyla geniş kapsamü, basına kapah bir toplantı yaptılar. Toplan- tıya SHP Diyarbakır milletvekilleri Mehmet Kahraman ve Mahmut Uyanık'ın da katılmaları dikkati çekti. HEP 11 örgütünde toplanan, HEP kökenli SHP mil- letvekilleri, dün oğleden sonra toplu halde mezarüğı ziyaret ederek HEP tl Başkanı Vedat Aydın ve çatış- malarda ölen PKK müitanlannın mezarlanna çiçek bı- raktılar. SHP'den aynlıp ayrılmama konusunda açık- lama yapmayan HEP kökenli milletvekilleri, ortak ka- rar alacaklannı, bunun için Diyarbakır'da toplandık- larını belirttiler. Bir basın toplantısı düzenleyen Fehmi Işıklar ise, HEP ittifakı nedeniyle SHP'nin batıda oy kaybettiği- ni savunanlan sert bir dille eleştirerek, bu kişilerin amaçlarırun tamamen HEP'i ve halkı karalamaya yö- nelik olduğunu Ueri sürdü. Işıklar, seçimde dalkavuk- luk yaparak Kürt halkını kandırmaya çalışanlann da boylannın ölçüsünü aldıklanm beh'rterek şunlan söy- ledi: "Halkının adaylannı seçen Kürt halluna sonsuz te- şekkür ediyorum. Bizler mekân peşinde koşan insan- lar degiliz. Halkunızın çıkarian neyi gerektiriyorsa onu yapacağu. Kurulacak olan hükümetin demokrasi ve in- san haklan konusunda tam duyarlı olması gerekir. Bi- zim için temel ölçü budur. Bu nedenle oluşturulacak her koalisyonda yer alacağız diye bir hüküm yoktur. Biz ilketi beraberlikten >-anayu." RP listesinden milletvekiliseçilen Alpaslan Türkeş: SHPTi koalisyonda terör iktidar olur Türkeş: Ben üçüncü bir Milliyetçi Cephe'nin kurulmasının faydalı olacağına inanıyorum. Türkiye'de bugün ilan edilmemiş bir savaş yaşanıyor. Bunun için MC lazım. Bölücü teröristlerin milleti ve ordumuzu hedef almaları savaş değil midir? Yeni bir MC, terörün önlenmesi için şarttır. bize, ittifak arkadaşı Erbakan'- la kıyasİanmayacak bir çalışma ortarru sağladı. Kolayca soru sordurdu. Sorulara açık ve net, öz yanıtlar verdi. Sorduk: "Erbakan dahil, liderlerde bir degişün izleniyor. Siz de degiş- tiniz mi?" Yanıt: "Hayır degişmedik. N'iye de- ğişelim? Türkiye'nin toprak bü- tünlügü, milletin bölünmezliği, Türk milletinin yüceUgi hakkın- daki inançlanmızda bir değişme zaten olamaz." — Nasıl bir koalisyon istersi- niz? — Ben üçüncü bir Milliyetçi Cephe'nin kundmasının, en fay- dalı siyasi hedef olacağına ina- nıyorum. Zaten seçim sonuçla- n da milletin bizden bunu bek- lediğini ispatlamıştır. — bk iki MC ülkeye zarar ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Alpaslan Türkeş, Nec- mettin Erbakan'ın eski Milliyet- çi Cephe, yeni ittifak ortağı. Türkeş'in şu andaki sıfatı, yal- nızca mazbatasını bekleyen "Yozgat mUletvekUi". Ama de- ğişmez sıfatı, Türkiye'deki mil- liyetçilerin doğal lideri... Türkeş, MÇP'den istifa etmiş olduğu için MÇP Genel Merke- zi'ne gidemiyor. Bunun yerine, Kocatepe'ye yakm bir apart- mandaki bürosunda çalışıyor. Üç yaş farkı ile yeni TBMM'nin geçici başkanuk gö- revini kaybeden Türkeş'i olduk- ça rahat ve zinde bulduk. Me- sut Yılmaz dahil son üç gündür konuştuğumuz beş liderin en şık giyimlisi idi. özel Kalem Müdürü Ahmet Anzerlioglu'nun nezaretinde yaptığımız görüşmede Türkeş, vermedi mi? — Hayır, bunlar yanlış pro- pagandadır. Memleketimize iki cephe hükümetlerinin de büyük hizmetleri olmuştur. — Yeni bir MC için ANAP'- ın da koalisyona katüması ge- rek. Ama Mesut Yılmaz, "Geniş tabanlı bir hükümet, ancak sa- vaşta olur" diyerek bize dün ko- alisyon dışında kalacaklannı yi- neledi. — Türkiye'de bugün ilan edü- memiş bir savaş yaşamyor. Bu- nun için MC lazım zaten. Bölü- cü teröristlerin milleti ve ordu- muzu hedef almalan, savaş de- ğü midir? Yeni bir MC, terörün önlenmesi için şarttır. — Peki SHP'nin de katddıgı bir koalisyon hükümetine ne dersiniz? — Hayır derim. — Neden? — SHP'li koalisyon, bölücü terörün iktidar olması demektir. — HEP'ten gelen mülervekil- lerini mi kastediyorsunuz? — Evet. — O zaman HEP'siz SHP'ye evet mi diyorsunuz? — Hayır. Yine de SHP Ue hü- kümet mahzurlar taşır. — Kürt meselesini nasıl görü- yorsonuz? — Biz, Kürt-Türk diye bir ay- nm gözetmeyiz. Hepimiz karde- şiz. Turkiye Cumhuriyeti bir üniter devlet olarak kurulmuş- tur ve öyle kalacaktu". Herkes Türkiyelidir. Irkçılıkla bir yere vanlmaz. Kürt sorununun arka- sında da bolucü eşkıyanın arka- smda da Yunan ve Batı emper- yalizmi vardır. Kıbns'ı ve Ege 1 yi yutmak için, Güneydoğu'da 2-3 milyonluk bir Kürdistan dev- leti kurdurmak için bölücü terö- rü destekleyenler onlardır. — Size de ırkçı deniyor, ne dersiniz? — Bize öteden beri iftiralar atıbmştu. Biz Türkiye'de yaşa- yan bütün yurttaşlanmızı kardeş sayarız. Mustafa Kemal'in 'Ne MuÜu Türküm Diyene" sözünün felsefesine gönülden inanıyoruz. — Sizce Güneydogu'daki te- rör nasıl önlenir? — Orada silahlı kuvvetleri mücadeleye sokmak yanlıştır. O bölgede bölücü teröristlerin si- lahları ile onlarla savaşmak la- zım. Onlar çetecüik uyguluyor- lar. Onlara karşı da uygulanması gereken; komando eğitimi gör- müş, asker olmayan ve sayılan en az yüz bin kişi olan bir kuv- vettir. — Nasıl bir kuvvet? — Asker olmayan, özel tim- ier. uuvenlıği bunlara bırakmak lazım. Ancak bunlar görev ya- parken yöredeki halkı incitme- meye itina etmelidirler. Bir de yalmzca içerideki teröristlerle ugraşmak, dışardaki bataklığı bırakıp sivrisineklerle mücade- le olur. Bataklık komşulardadır. Onu da bir biçimde, diplomatik yollardan halletmek şarttır. Memleket tehlikededir. — 11 yıl sonra yeniden Mec- lis'e giriyorsunui. Neler hissedi- yorsunuz? — Çok mutluyum. Bize zu- lüm tatbik edikniştir. Millet, bu haksızlığı ortadan kaldırmıştır. Tannya ve miUetimize şükürler olsun. — Çok renkli bir Meclis or- taya çıktı. Kürt haikının hakla- n için fphy"Ttgın' açıklayan çok sayıda sayın milletvekili ile bir- likte çalışacaksınız. Bunu nasıl degerîendiriyorsunuz? — O kardeşlerimiz, herhalde anayasaya saygılı olacaklardır. Türkiye'nin milli bütünlüğüne, milletin onuruna dikkat edecek- lerdir. Ant içme merasimi sıra- sında baa yanhş telaffuzlar ola- bilir yolunda haberler var. Şu- nu söyleyeyim, yemin anayasa- daki ifadesiyle aynen edilmezse, o anda anayasayı ihlal suçu iş- lenmiş olur. Zaten öyle bir kişi- de milletveküi sıfatı kazanamaz. — Efendim, damarlannda bir kısun Kürt kanı taşıdıguıı söy- leyerek kan tablosunu siyasi gündeme sokan Cumhurbaşka- nı haklundaki kanaaoniz nedir? — Kendisi Turkiye için son derece zararh ve tehlikeli işler yapmıştır. Kürt üderleri Ue gö- rüşme yapmaktan, otonomi tü- ründen sözler etmeye kadar yı- ğınla zararh şey... — Peki, kurulacak koalisyon kendisini düşürmeyi hedef al- malı mı? — Bu konuda bağlayıcı bir söz söylemem. tstişareler, turlar bir başiasın bakalım... Türkeş, özal'a kınyor, ama SHP'deki HEP'ü "kardeşleri" kadar değil. Bağlayıcı konuşmak için Er- bakan'la Demirerin işi bağlama- lannı bekliyor. Türkeş'in yanından, 2000"li yıllann Türkiyesi'ni hazırlaya- cak olan "TBMM'ye boşgekliniz" diyerek ayrüıyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle