24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 25 EKÎM 1991 Paşa Güven topraga verildi • tstanbul Haber Servisi — Paris'te 4 ay önce silahlı saldında öldürülen eski Dev-Sol liderlerinden Paşa Güven'in cenazesi dün Şişli Camii'nde kılınan öğle namazından sonra Feriköy Mezarlığı'nda toprağa verildi. Eşi Ayşe Güven'in aylar süren başvuruları sonunda, Paşa Güven'in cenazesinin Türkiye'de toprağa verilmesi için 15 gün önce izin çıkanlraıştı. Özal, Yılmaz'ı kabul etti • ANKARA (AA) — Cumhurbaşkanı Turgut özal, Başbakan Mesut Yılmaz'ı dün saat 16.00'da Çankaya Köşkü'nde kabul ederek, haftalık olağan görüşmesini yaptı. Başbakan Yılmaz, yaklaşık 1 saat 20 dakika süren görüşmeden sonra, açıklama yapmadan Köşk'ten ayrüdı. Orgüt davası: 9 tahliye • DtYARBAKIR (AA) — Iskenderun'da izinsiz yürüyüş yaparak bölücü sloganlar attıklan iddiasıyla yargılanan 14'ü tutuklu 25 sanığın yargılanmalanna, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde başlandı. Savcı, sanıklar için 8'er yıl hapis cezası istedi. DGM'de dün vapılan duruşmaya tutuklu 14 sanık katıldı. Kimlik tespitinden sonra iddianamesini okuyan savcı, sanıklann 30 ağustos tarihinde elinde bir bombanın patlaması sonucu ölen örgüt üyesi ömer Dalgıç'ın cenaze törenine katılıp izinsiz yürüyüş yaptıklarını ve yürüyüş sırasında bölücü sloganlar atuklarını bildirdi. Sava, bu nedenlerle sanıkların 8'er yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalannı talep etti. Mahkeme, kısa bir aradan sonra, tutuklu sanıklardan 9"unun tahliyesine karar verdi. Org. Güreş Diyarbakırtla • ANKARA (Comhuriyet Börosa) — Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, beraberinde Hava Kuvvetleri Komutanı Siyami Taştan ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis ile birlikte Diyarbakır'a gitti. Genelkurmay Başkanhğı'ndaki askeri yetkililer, komutanların bölgeye "yeni atanan komutanlan" tebrik için gittiklerini, aynca denetlemeler ve incelemelerde bulunacaklarını bildirdiler. Kaynaklar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhittin Fisunoğlu'nun geçen hafta içinde bölgeye bir ziyaret yaptığı için Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Irfan Tmaz'ın da Fransa'da bulunması nedeniyle, bu ziyarete katılmadıklannı söyledüer. 6 kişiye işkence davası • MUCLA (CnmhuriyeO — Adı değişik işkence olaylanna kanşan Bodrum Türgutreis beldesi eski jandarma karakol komutanı Astsubay Hayri Söyünmez hakkında yeni bir dava daha açıldı. Geçen yıl işlenen bir cinayetin sonışturmasında gözaltındaki 6 kişiye işkence yaptığı savıyla yargılanan Söyünmez için bu kez Yalıkavakiı balıkçı Ali Inal dava açtı. Önceki davalara 'ihzarlı katılması' için karar çıkartılan Söyünmez, önceki günkü tnal'ın açtıgı davaya da adliyede olmasına karşın katılmadı. Duruşmada Inal karakolda üç gün süreyle kendisine elektrik verildiğini, vücudunun değişik yerlerine iğne batırıldığıru ve suda yürütülduğünü öne sürdü. AGİK surecı • ANKARA (ANKA) — Türkiye, önümüzdeki günlerde uluslararası platformlarda yeni bir demokrasi ve insan hakJan sınavı verecek. Moskova'daki AGİK İnsan Hakları Boyutu Konferansı'ndan sonra 4-15 kasımda Oslo"da AGİK Demokratik Kurumlar Semineri yapılacak. AGİK çerçevesindeki çahşmalara büyük bir ilgi gösteren Türkiye'yi teknik nitelikteki bu seminerde temsil edecek heyetin kompozisyonu henüz kararlaştınlmadı. Demirel koalisyon konusunda, milletin bir süre sonrasabırsızhale geleceğinisöyledi DYP, SHP'yi beklemeyecekANKARA (Cumtauriyet Buro- su) — DYP'de, De- niz Baykal'ın SHP'nin kurulta- yını hemen toplaması düşüncesi, olası SHP-DYP koalisyonu için engel olarak görülüyor. DYP'li- ler, koalisyon öncesi SHP kurul- tayının toplanmasırun hükume- tin kuruluşunu geciktireceğini belirtiyorlar. DYP Genel Başka- nı Snleyman Demirel de bu ko- nudaki soruları yarutlarken, "Kamuoyu bir süre sonra sabır- sız hale gelir ve bu meselede ya- pıcı hareket etmeyenleri baskı altına alır" diye konuştu. Seçimlerden birinci parti ola- rak çıkan DYP'de Demirel, ko- alisyon girişimleri için sonuçla- nn kesinleşmesini beklerken, öteki partilerdeki gelişmeler de değerlendiriliyor. DYP Genel Başkanı Demirel, SHP lideri Erdal Inönu'nün "Koalisyon için bekleme süreci- ni ktsaltma yönunde birinci par- ti iizerine düşeni yapmalı" söz- lerine "Seçim sonuçlan resmen ilan edilmeden koalisyon hiiltü- meti yapmak mümkiin degil" karşılığını verdi. DYFnin koalisyon için en ya- kın parti olarak gördüğü SHP'de Deniz Baykal'ın girişim- leri ve hemen kurultay toplan- sın önerisi de değerlendirmeye abndı. DYP'nin eski genel baş- kanı ve siyasi işlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hüsa- mertin Cindonık, Cumhuriyet- in sonılannı yanıtlarken, SHP ile bir koalisyon için zeminin ha- zır olduğunu belirtti. Cindoruk, koalisyon öncesi SHP'nin ku- rultay toplamasına ise zamanın izin vermediğini söyledi. "Baykal meselesi SHP'nin kendi iç meselesi, parti içinde hallederler" diye konuşan Cin- doruk, şunlan söyledi: "Tiirkiye'nin beklemeye ta- hammiilü yok. Aslında DYP De SHP kosüsyoannnn protokolü hazır. 24 HaziraB 1991 tarihin- de liderierin sİBe-i millet konu- sunu ele aldıkian toplantı son- rasında yayımlanan bildiri, pro- tokolün temelini oluşturuyor. Şimdi koalisyon öncesi SHP'nin kurultay yapması hüknmetiıı kuruimasını geciktirir. Böyle bir bekleme durumunda Sayın De- mirel kurar kabineyi, gecer gi- der. Milletin 2-3 ay beklemeye tahammülü yok. Sonuçta SHP yetkiH organlan toplanır, kendi kararuu verir." Cindoruk, ANAP ve RP ile bir koalisyon düşünmediklerini de beürterek, SHP ile koalisyo- nun gerçekleşmemesi durumun- da Türkiye'nin bir süre sonra se- çime gidebileceğine dikkat cek- ti. öte yandan DYP lideri Demi- rel, dün gazetecilerin SHP'deki gelişmeler ve Baykal'ın "önce kurultay" önerisiyle ilgili soru- lannı yarutlarken, "Bize yardun edilmemesi halinde, isin orta yerde kalmasuun sorumlultığu- na hiç kimse tasıyamaz" dedi. Henüz ortak aramadıklanm, bütün partilere aynı 6lçüde ya- kın olduklanru bildiren Demirel, SHP'deki gelişmeler konusunda şunlan söyledi: "Bir hükümet kunılması olayı sadece bcnim sorunum degildir. Tiirkiye'nin hükümetsiz kalma- ması olayı sadece benim soru- num degildir. Madem ki halkı- mız tek partiye hiikümet kurma yetldai vermemişür, öyleyse he- pimizin sontnudnr. En çok oy alan DYP'dir. DYP elinden ge- leni yapmaya calışıyor. Kamuo- yona yeni yönetimin öniiade bo- lunaa sorunfan açıkhyonım.Ben partilerin iç somnlanna kanş- mam. Fakat Türkiye'de kamuo- yu bir süre sonra sabırsız hale gelir. Bu meselede yapıcı hare- ket etmeyenleri kamuoyu baskı atana afar. Mnttaka yapîahk da- veti bizden gdecek değfl, baska- laımdan da gelecektir." Hükümet sorununu orta yer- de kalmışlıktan kurtarmanm sa- dece kendi işleri olmadığinı be- lirten Demirel, "Herkese diyo- rnz ki, 'Gelin, bu sorunun çö- zülmesine yardun edin'. Biz ni- hayet bu işin önderliğini yapa- nz. Bize yardun edilmemesi ha- linde, İŞİn Orta yerde Iflmgonın sonımluhığnna hiç kimse tasıya- maz. Anlayış görecegimize ina- nıyoruz " dedi. POÜTİKA GÜNLÜĞÜ DEMİREL— Bize yardun edilmemesi halinde işin orta yerde kalmasının sorumlulugunn kimse taştyamaz. (Fotograf: AA) Demirel, ilkhedefininAdaletBakarüığıMüsteşan Yükselolduğunu açıkladı 'Rejim uygar dtinyaya uydunılacak' ANKARA (Cumhuriyet Biı- rosn) — DYP Genel Başkanı Söleyman Demirel, Türkiye'de- ki rejimin uygar dunyaya uydu- rulacağını söyledi. Demirel, hü- kümet kurma çahşmalanna baş- lamadan önce hesap sorulacak ilk kişi olarak Adalet Bakarüığı Müsteşarı Arif Yüksel'i hedef gösterdi. Demirel, YüksePin se- çim kurullanna baskı yaptığı id- dialannın bulunduğunu belirte- rek, "Bunlar soruşturulacak" dedi. Parti genel merkezinde gaze- tecilerin sorulannı yanıtlayan Demirel, ilk olarak BM'nin ku- ruluşunun 46. yıldönümüne de- ğinirken, Türkiye'nin bu teşki- latın kuruculanndan ve Helsin- ki, Paris şartlannın imzacüann- dan olduğunu belirtti. Türkiye'- nin bir uygar devlet ve insanlık camiasının onurlu bir üyesi ol- duğunu anlatan Demirel, "Türkiye, bu itibannı konımak için bundan sonra da iizerine düşeni yapacak, boige ve dün- ya banştns yönelik her şeyi des- tekleme yönüne gidecektir. An- cak kendisine çeki düzen verme- si ve gerçek demokrasiyi inşa et- mesi lazımdır" dedi. İnsan Hakları ve Paris Ant- laşması'na imza koyan Türki- ye'nin bu dokümam yaşayaca- ğını belirten Demirel, yeni yö- netimin önünde duran sonınlar- dan birinin de, "Rejimi uygar dünyaya uydunnak" olduğunu anlattı. Demirel, "Buranabüdiği kadar konsensüs bulup kendi- mizi dünyaya uydurmahyız. BM'ois rejimini düzeltmiş en iyi ülkelerinden biri olmalıyız Türkiye, Avnıpa'nın en pahalı ve en faldr oikesi olmaya devam edemez " dedi. DYP lideri, yeni hükümetin ilkelerini açıklamayı dün de sür- dürdü. Demirel, hedeflerinin demokratik cumhuriyeti kur- mak olduğunu belirterek, dev- lete ceki düzen verileceğini, is- rafın önleneceğini ve kanun hükmünde kararnameler konu- sunda yeni kurailar getirileceği- ni belirtti. Demirel, 3 ay içinde TBMM'de görüşülmeyen kanun hükmünde kararnamelerin yü- rürlükten kalkacağını belirtti. Bu kuralın halen Meclis'te bek- leyen çok sayıdaki kanun hük- münde karamame için de geçer- li olacağını anlattı. Demirel, yeni hükumetin te- mel ükelerinden biri olarak ba- kanlık sayısında yapılacak dü- zenlemeyi de açıkladı. Demirel, devlet bakanlıklan sayısının azalülacağını belirterek, "15 ta- ne devlet bakanı olmaz. Bir işin bir sahibi olacak. Bugün bir işin birden fazla sorumlusu var. Bü- tün banlar bir düzene sokula- cak" dedi. Demirel, pek çok yerde seçime itirazlar bulunduğunu söyledi. hirazlann düzensizlikten kay- naklandığını belirten Demirel, "Secimin güvenüginden sorum- lu yargıçlara baskı yapıldıgı id« dialan da söz konusu. Baslala- nn bizzat Ankara'dan, bakan- uktan yapüd^ı söyleniyor" de- di. Bir gazetecinin, "Bakandan nu bu baskı, yoksa bürokraüar- dan nu" diye sorması üzerine Demirel, şunlan söyledi: "Adalet Bakanlığı Müstesa- n'ndan kaynaklanıyor. Ancak bötün bunlar sorusturulacakür. Bir sornsturma yapılacak, hak- ulık derecderi saptanıp gereken yapılacaktır." Anavatan ve Doğru Yolyönetidleri karurlv ANAP-DYP koalisyonuna hayır FARUK BtLDtRİCİ GÜNSELt ÖNAL ANKARA — DYP ve ANAP yöneti- cileri, özellikle iş çevrelerinin isteği olan "DYP-ANAP koalisyonu" görüşüne kar- şı çıkıyorlar. DYP yöneticileri, bu koa- lisyona karşı "Devleti çüriitenlerie koa- lisyon yaparak ülkeyi yeniden nasıl res- tore edebfliriz?" görüşünü savunuyorlar. ANAP yöneticüeri de, DYP ile ANAP iktidarlarının kıyaslanabilmesi için mu- halefette kalmanın yararına değindiler. DYP Genel Başkanı Süleyman Demi- rel'in, koalisyon için liderlerle önyargı- sız konuşacağını açıklamasına karşın partinin yöneticileri DYP-ANAP koalis- yonunu istemiyor. Demirel'in önyargısız olacağını söylerken, halkın bu koalisyo- na önyargısız olduğunu belirten Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci, "ANAP ile koalisyon yaparsak, halkın sormanuzı istediği nesabı kimden sora- cağız?" diye sordu. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ah- met Karaevü de, DYP-ANAP koalisyo- nunun gerçekleşemeyeceğini savunarak "Biz 8 senedûr kendi poatikalanmız dog- nıltusunda kraat yaptık. Enflasyon ve özelleştinne dışında başanlı olduk. Tek parti döneminde sağlanamayan bu ola- yı, koalisyon içine girip de saglamak mümkün degil" dedi. Karaevli, DYP ile koalisyon konusundaki görüşlerini şöy- le anlattı: ANAP Genel Sekreteri ve Devlet Ba- kanı Mustafa Taşar da koalisyona karşı çıkarak, Mesut Yılmaz'ın bu konudaki tavrını desteklediğini söyledi. Taşar, "Millet bize 'Biraz bekleyin' dedi. Biz de bekleyecegiz. Süleyman Be>'in önünde çok alternatif var. Kurabilir O kura mazsa biz de kurabiliriz. Süleyman Be> berfaaMe Mesut Bey'e destek olur" dedi. 'MiLU ÎRADE'20 EKİMDENEDEDİ? HİKMETÇErtlKİPfA Parti Içi Hesaplaşma Ağırlık Kazanıyor...ŞHP'de yenilginin tek sorumlusu Genel Başkan Erdal İnönü mü? Önceki gün Erdal İnönü ile Deniz Baykal başbaşa gö- rüşürlerken DYP-SHP koalisyonu aündeme geliyor. An- cak Baykal, bu konuda çok katı. Inönü'ye şöyle diyor: — Önce parti içi sorunlan çözmeliyiz. Sonra GYP-SHP koalisyonunu düşünebiliriz... İnönü, Baykal'ın ne demek istediğini anlıyor ve yanıt veriyor: — Sayın Baykal, benim genel başkanlıktan istifa etme- mi istiyorsunuz, sizi anlıyorum. Bu yenilgide yalnız be- nim değil pek çok unsurun etkisi var. Ben kendi payıma düşen hataları gördüm. Ancak halkımıza söz verdik. Özel- likle demokrasi konusunda. iktidarolamadık, ikinci par- ti de. Gelın önce hükümet kurulsun. Hükümet bunalımın- da bizim payımız olmasın... Deniz Baykal kabul etmiyor. Açık açık şöyle diyor: — Siz genel başkanlıktan çekilin. Kurultay toplansın, yeni genel başkanı seçsin. Ardından hükümete ortak olup olmayacağımız düşünülür... SHP, 20_ekim seçimlerinde sandıktan üçüncü parti ola- rak çıktı. Üç büyük kentte oyların 1989 genel seçimleri- ne göre çok düşük olmasının nedeni beledıyelere fatura ediliyor. Elbet yerel yönetimlerin etkisi oldu, SHP'deki oy yüz- desinin yüzde yirmilere düşüşünde... Parti içi muhalefetın önde gelenlerinden birisiyle ko- nuşurken bakın neler söylüyor: — Seçim yenilgisi- nin nedeni genel — ^ ^ ^ — — ^ ^ — ^ ^ - ^ başkan ile İstanbul qup'n;n K., cpr/m/A/Wo ve Izmir belediye * n H n ı n DU Seçimierae başkaniandır... başansız kalmasının neyi değiştirir? r8.nl yon©u/T)//?Cf©/? SHP'de oy yitimmin başlayarak, parti içi R S ' S ' t t muhalefete dek hatalar zümienecek? zinciri vardır. Bu dik BİZ de şöyte de " sorunlan şimdi oturup — Baiıkesir, Mani- tartışmak, "İnönü gitsin, sa, Aydın'da tek mil- a-,/-,/ nelsin" demek letvekiii çıkaramadı °ay*a/ geısm aeme* SHP. oysa buraiarda son derece yanlıştır. yerel yönetimler ş^p yjne fofr ^urultay Yamt şu oldu: sonrası çalkalanacak, — Orada da aday- Türkiye'de hükümet da urm as7nS!en0 !.u?uy - bunalımı doğacaktır... Şaşırmıştık... — Uşak'ta SHP 3-0 aldı. Onun nedenini açıklar mısınız? Yorumu şuydu: — DYP'deki huzursuzluk, ANAP'taki çalkantı işimize yaradı... Uzlaşmamız olanakstzdı. Çünkü parti içi muhalif dos- tumuz her şeye ne yazık ki düz mantıkla bakıyordu... SHP'nin bu seçimlerde başansız kalmasının neden- leri bir iki degildir Parti yönetiminden başlayarak, parti içi muhalefete dek hatalar zinciri vardır. 0 zincırin hal- kalarında ise yerel yönetimler, üye yapılanması, beledi- ye başkanlarının kışisel hırsları, kadro yetersızliği, millet- vekili adayları, kontenjanlar vb. bulunmaktadır. Bu sorunlan şimdi oturup tartışmak, "İnönü gitsin, Bay- kal gelsin" demek son derece yanlıştır. SHP yine bir ku- rultay sonrası çalkalanacak, Türkiye'de hükümet bunalı- mı doğacaktır... Türkiye'nin en güncel sorunu demokrasidir. Onemli olan da SHP'ye demokrasi yolunda atılacak adımda dü- şen görevdir. Çünkü SHP halka söz vermiştir: — Demokrasi tüm kurum ve kurullarıyla işleyecektir. OYP lideri Demirel de aynı şeyleri söylemiştir: — AGİK şartlarına uyacağız. Sana göre bana göre de- mokrasi olmaz... İnönü, dün İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlarıyla görüştü. Mega-10'un yayınlarını sürdürmesi konusunda katkı istedi; iki büyük kentteki yenilginin nedenlerini tar- tıştı. Deniz Baykal ve arkadaşları ise kurultayın hemen top- lanması için kendi aralarında karar akjılar. Hesapları DYP- SHP ortaklığını inönü'nün değil Baykal'ın yapması yolun- da. Fırsatı kaçırmamak için zaman yıtirmek istemiyorlar. Oysa SHP'ye düşen görev hükümette yer almaktır. Ge- nel başkan değişikliği -bize göre hiç gereği yok- ise da- ha sonra gündeme getirilmelidir. Hele milletvekilliğini yitırdikleri için genel merkez yö- netimine kızıp da 'istifa edelim' diye tutturan MYK üye- lerınin buna hiç hakları yoktur... Soralım: — Halkın beklentisi mi önemli yoksa sizlerin beklenti- si mi? Orta sağ ve solda bölünmüşlük bitmeliOrta sağ ve orta solda devam eden bölünmüşlük, her iki cenahtaki siyasilerimize ve özellikle liderlere önemli bir sorumluluk yüklüyor. Bu, orta sağı ve orta solu birleştirme sorurnluluğudur. Bu gerçekleşmediği takdirde marjinal partilerin rejimi istikrarsızlığa sürüklemeleri tehlikesi yeniden ortaya çıkabilir. rihimizde ender görülen bir bölünmüşlükle karşı karşıya kalındı. Orta sağ oylar, birinci parti DYP (yüzde 27.2) ile ikinci parti ANAP (yüzde 23.9) 4irasında hemen hemen yan ya- nya paylaşıldı. Demokrasi tarihimizde ilk kez ŞAHİN ALPAY 20 Ekim 1991 genel secimlerinin belki en büyük özelliği, seçim kampanyasımn Türki- ye'de bugüne değin görülmedik ölçüde uygar ve banşçı bir ortam içinde geçmesi oldu. Par- tiler arasındaki ilişküerde karşılıklı saygı ege- mendi. Güneydoğu'da ve îstanbul'da yurü- iki orta sağ parti seçimlerin birincisi ve ikin- cisi oldu. SHP (yüzde 20.6) ve DSP (yüzde 10.8) de, orta sola verilen oylan yaklaşık iki- tülen terör faaliyetleri de toplumun ortaya ye bir oranıyla paylaştılar. koyduğu demokratik olgunluğa gölge dûşü- Orta sağ ve solda devam eden bölünmüş- remedi. Seçim sonuçları da Türkiye toplumu- nun özgürlükçü ve çoğulcu demokratik reji- me bağlılığıru tartışmaya yer bırakmayacak bir şekilde ortaya koydu. Laik ve demokra- tik değerlere bağlı olan partiler, seçmenlerin ezici çoğunluğunun desteğini aldı. 20 Ekim seçimlerinde "milli irade" ne de- di? Toplumun ortaya koyduğu siyasi tercih- lerin anlamı nedir? Seçim sonuçlan nasıl yo- rumlanabilir? Sonuçlann, özellikle seçimin mağlubu olan orta sol partiler açısından or- taya koyduğu dersler nelerdir? Bu yazıda bu temel soruları tartışmak istiyorum. Seçim sonuçlanndan çıkan genel eğiümler, Türk seçmenlerinin politik tercihlerinin orta sağdaki ağırlık merkezinin değişmediğini gös- teriyor. Orta sağ partiler geçerli oylann mut- lak çoğunluğunu (yüzde 51) aldılar. Orta sol- daki partilere verilen oylar ise geçerli oyların yüzde 31'i dolayında kaldı. SHP'nin HEP it- tifakı dolayısıyla aldığı oylar hesaba katılır- sa orta solun oy pastasındaki payı, asgarisi olan üçte birlik oranın hayli altına indi. Türk seçmenlerinin ezici çoğunluğunu tem- sil eden orta sağ ve orta solda, demokrasi ta- lük, her iki cenahtaki siyasilerimize ve özel- likle liderlere önemli bir sorumluluk yüklü- yor. Bu, orta sağı ve orta solu birleştirme so- rumluluğudur. Bu gerçekleşmediği takdirde, demokratik ve laik değerlere bağlılığı kuşku- lu olan marjinal partüerin, koalisyon hükü- metlerine girerek rejimi istikrarsızlığa sürük- lemeleri tehlikesi yeniden ortaya çıkabilir. 1970'lerde göruldüğü gibi azınlıgı temsil eden partilerin iradelerini çoğunluğa kabul ettirme- leri gibi, demokrasinin temel ilkesi olan ço- ğunluğun yönetimi ilkesiyle çelişen dunımlar yine gündeme girebilir. Orta sağ ve orta sol- da bütünleşme, demokrasimizin güçlenmesi ve istikrarı açısından giderek daha büyük bir önem kazanıyor. Seçim kanunlanna konulan ülke ve seçim çevresi barajlan ile marjinal partilerin ülke kaderi üzerinde söz sahibi ol- malannın önlenemeyeceği görüldü. Orta sağ- da ve özellikle orta solda bütünleşmeyi sağ- lamak siyasi liderler kadrosunun bir numa- ralı görevi gibi görünüyor. ' Seçimlerin galibi kuşku yok ki Süleyman Demirel ve onun Doğru Yol Partisi. Demi- rel, 12 Eylül'den sonra askeri rejim tarafın- dan getirilen yasaklan, siyasi rakiplerinin önüne çıkardığı çeşitli engelleri aşarak yeni- den merkez sağın bir numaralı lideri konu- munu kazanmayı başardı. Demirel'in büyük bir mücadeleyle sağladığı bu başan, genel ola- rak Türk demokrasisi lehine yazılacak bir pu- an olarak da görülebilir. Başından geçen zen- gin deneyimlerden sonra Demirel'in, demok- ratik siyasetin, farklı kişilik ve fıkirlere say- gılı ve hoşgörülü olmayı gerektirdiği; inatlaş- mayla değil uzlaşmayla yürüyebildiği bilinciy- le davranacağı toplumda yaygın bir kanıdır. Son seçimlerde, ilk tercihleri DYP olmayan birçok seçmenin bu beklentiyle kendisine oy verdikleri anlaşıbyor. Demirerden beklenen Şimdi Demirel seçmenlerin bu beklentile- rine uygun davranmalı. Evet, Demirel 20 Ekim secimlerinin galibidir. Fakat seçmen bü- tün ısranna karşın ona tek başına iktidar ol- ma imkânını vermemiştir. Bunca yıldır takip- çiliğini yaptığı "milli irade" ona bir koalis- yon hükümeti kurma, yani ülkeyi uzlaşarak yönetme görevini yüklemiştir. Demirel, her- halde artık Turgut özal'ın elini sıkmamak, onu Çankaya'dan indirmek nkrini bir yana bırakabilir. özal'ı anayasal çizgiye getirmek Türk demokrasisinin ciddi bir sorunudur. Şimdi pariamentoda bunun için yeterli bir ço- ğunluk da vardır. Ama Özal'ın Çankaya'dan indirilmesi Türkiye'nin birinci sırada çözüm bekkyen sorunlanndan biri herhalde degildir. Doğal ve doğru olan Demirel'in, öncelikle program ve felsefesi itibanyla kendisine en ya- kın olan partiyle, yani ANAP'la koalisyon olanağını aramasıdır. Böylelikle orta sağda bütünleşmenin temelleri atılabilir. Oylarm si- yasi partiler arasında dağılımını değiştirme- si, beklenemeyecek yeni bir erken seçime gi- dilmeksizin ülkenin dış iç politikada çözüm bekleyen siyasi ve iktisadi sorunlan konusun- da önlem alınabilir. Bu mümkün oLmadığı takdirde, Demirel'in SHP Ue koalisyon yap- ma olanağı da vardır. Demirel'in bu olanak- lan değerlendirmeyip Kutsal Ittifak ile Milli- yetci Cephe'yi canlandırma yoluna gitmesi ise ülkeyi yeniden istikrarsızlıklara süriikleyebi- leceği gibi, bunun, DYP'ye gelecek seçimde tek başına iktidar olma yolunu kapatacağı- na ve orta sağ seçmeni yeniden ANAP'a kay- dıracağına kesin gözüyle bakılabilir. Mesut Yılmaz dersi Anavatan Partisi, 20 Ekim secimlerinin mağlubudur. ANAP, sekiz yıl süren iktidan yitirmiştir. Bir yandan azgınlaşan enflasyo- nun yoğunlaştu-dığı ekonomik sıkıntılar ve toplumda yükselen demokratikleşme talebi- nin, öte yandan yıpranan yönetici kadrolar ve "özal hanedaru"nın çirkinliklerinin top- lumda yarattığı tepkiler karşısında ANAP'- ın iktidarda kalabileceğini kimse beklemiyor- du. Fakat ANAP yitireceğini peşinen bildiği seçimlere gidilirken "genç, uygar, eğitimli, hırçın değil hoşgörülü, inatçı değil uzlaşma- cı, bildiğini okuyan değil başkalannı da din- lemesini bilen bir kimse" olduğu izlenimini veren bir lider secmeyi başardı. 20 Ekim se- cimlerinin mağlubu ANAP ise bir galibi de Mesut Ydmaz'dır. ANAP'ın kamuoyu yok- lamalanna göre yüzde 12'ye kadar inen oyu- nun sandıkta yüzde 24 olarak tecelli etmesin- de, Yılmaz'ın azımsanmayacak bir payı olma- hdır. Oylanmn ağırhğının büyük kentlerde ve ülkenin kıyı bölgelerinde yoğunlaşması, ANAP'ın ülkenin modern kesimlerinde ken- dine bir temel edindiği izlenimini veriyor. Yıl- maz'ın başansında öteki partiler için bir ders gizli olduğu da düşunülebilir. Yeni parlamen- tonun oluşumuna bakarsak Demîrel'i, Ece- vit'i, Erbakan'ı ve Türkeş'i ile Türkiye, bir Ingiliz gazetesinin deyişiyle "yeni sorunlan es- ki liderlerle" aşmak durumunda. Seçmenle- rin önemli bir bölümünün, bunun giderek güçleşeceğini düşündüğü söylenebilir. İttifak patlama yaptı mı? RP, MÇP ve IDP'den oluşan "Kutsal İttifak" yüzde 17 dolaymda bir oy sağladı. Ittifak'ın seçim barajlannı güçbirliğiyle aşma stratejisi tam bir başan sağladı. Denebilir ki radikal sağ partiler İ970'lerin sonlannda sâ- hip olduklan seçmen desteğini yeniden kazan- dılar. Ama bu bir radikal sağ patlaması ola- rak nitelenebilir mi? Dünyada milliyetçilik ve dinsel köktencüik rüzgârlannın böylesine güç- lü estiği bir ortamda bu partilerin ancak 1970'lerin sonlanndaki güçlerini toparlayabil- meleri herhalde büyük bir ilerleme olarak de- ğerlendirilemez. "Kutsal İttifak" partilerinin büyük parasal kaynak ve ideolojik enerjiyle yürüttükleri seçim kampanyası boyunca ola- bildiğince "uygar, çağdaş ve üımlı" bir imaj vermek için harcadıklan çabanın, ANAP ve DYP tabanındaki muhafazakâr oylar yanın- da normal olarak kendilerine oy vermeyecek seçmenlerin bir bölümünu elde etmelerini sağ- ladığı da hesaba katılmalıdır. Ittifak'ın RP açısından özellikle Doğu ve Güneydoğu'da- ki oylannın bir bölümünu yitirmek şeklinde bir bedeli olduğu anlaşüıyorsa da genelde ra- dikal sağ partilerin 20 Ekim seçimlerinde Türkiye'de alabilecekleri oyun azamisine ulaş- tıklan söylenebilir. Türkiye'nin kaderini ta- yin edecek olan büyük kentler ve genşmiş kı- yı bölgelerinde fazla bir varlık gösterememe- leri de bunun bir işaretidir. Yarın: Orta Sol
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle