Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 25 EKİM 1991
'Komünizmi
savunacagız'
• COZUMEL (AA) —
Küba Devlet Başkanı Fidel
Castro Kübalıların
komunisı ıdeolojiyi
"Roma'nın dehlizlerindeki
ilk Hıristiyanlar gibi"
savunacaklarını belirterek
ABD'ye 30 yıldır uyguladığı
ticaret ambargosunu
kaldırması çağrısında
bulundu. Uçler Grubu
olarak adlandınlan
Meksika, Venezıiela ve
Kolombiya devlet
başkanlarıyla görüşen
Castro, ABD'nin uyguladığı
ticaret ambargosuyla
Küba'yı "batırmak"
istediğini kaydederek bu
durumda iki ulke
arasındaki ilişkılerinin
gelişme şansının çok az
olduğuna dikkat çekti.
SSCB'ye ÂT
yardunı
• MOSKOVA (AA) —
Avrupa Topluluğu'nun
SSCB'ye yaklaşık 8 milyar
dolar tutannda mali yardım
yapacagı açıklandı.
Topluluğun yurutme organı
olan Avrupa
Komisyonu'nun Moskova
lemsılcisı Lichael Emerson,
Pravda gazetesinde dün
yayımlanan demecinde, 6
milyar ECU olarak
belirlenen yardım
miktarının yansıyla Doğu
Avrupa ulkelerinden satın
alınacak gada maddelerinin
SSCB'ye insani yardım
olarak gönderileceğini büdirdi.
Tataristan'a
uyan
• MOSKOVA (AA) —
Rusya Başsavcılığı,
Tataristan'ı ve Çeçen-lnguş
özerk cumhuriyetini Rusya
Federasyonu'nun toprak
büıunlüğune yönelik
faaliyetler konusunda
uyardı. Savcıhk, bu iki
bölgede Rusya'dan
bağımsızlık kazanma amacı
tasıyan örgutlenmelerin
faaliyetlerinin yasadışı
olduğunu vurguladı.
Tataristan'da Milliyetçi
Kazan Turkleri, Rusya
Federasyonu'ndan
bağımsızlık iian edılmesini
istiyorlar.
\angında
19 ölü
• OAKLAND (AA) —
ABD'nin Oakland kentinde
onceki gun çıkan büyük
yangının kontrol ahına
alındığı ve yangında
ölenlerin sayısının 19'a
çıktığı bildirildi.
Californıa'dan bir yetkili,
itfaiye görevlilerinin
çakşmalanna devam
ettiklerini, ancak yangının
bu sabah tam olarak
kontrol ahına abndığjnı
açıkladı.
Elrnıeni-Yıınan
ilişkileri
• MOSKOVA (AA) —
Ermenısıan'da geçen hafta
yapılan devlet başkanlığı
seçiminı ezici bir
çoğunlukla kazanan Lvon
Ter Petrosyan, yeni
görevinde ılk yabancı
konuğu olarak kabul ettiği
Yunanistan Dışişleri Bakan
Yardımcısıyla "kolektif
güvenlık sıstemi
oluşturulması" konusunu
görustu. Seçimden sonra
Erivan'ı zıyaret eden
Yunanistan Dışişleri Bakan
Yardımcısı Emanuel
Negaloikonomos ve
Yunanıstan'ın Moskova
Buyukelçisı Elias Gunaris
ile yaptığı görüşmede
"Ermenistan ile Yunanistan
arasındaki ilişkilerin
yenilenmesi" gerektiğini
bildirdi.
Atina'da
çatışma
• ATt.NA (Cumhuriyet) —
Yunanistan başkentı
Atina'da dün yine
öğrencilerle polis arasında
çatışmalar çıkıı. Ortaokul
öğrencilerinin sınav ve sınıf
geçme yöntemlerinin
değiştirilmesi için uzun bir
süreden bu yana
başlattıkları boykot ve
gösıeri eylemleri, kanlı
çauşmalara dönüştü.
Çatışmalar süresinde bir
belediye oıobüsü ile iki
minibus ateşe verildi.
Çatışmalar suresince çok
sayıda "maskeli" genç
gözaltına alındı.
13 yıllık iç savaşı sona erdmn BM banş anlaşması memnuniyetle karşılandı
Banş rüzgârları Kampuçya'da
Anlaşma maddeleri
1- BM, Kampuçya'da
geçici yönetim oluşturacak.
2- Seçimler BM
denetiminde olacak.
3< Savaşan taraflara
gönderilen askeri yardım
durdurulacak. Mayınlar
temizlenecek. Askeri güçler
terhis edilecek.
Dış Haberter Servisi — Gü-
neydoğu Asya'da Kampuçya so-
rununa barışçı çözüm getiren
BM anlaşmasının imzalanması
ilgili taraflarda memnuniyet ya-
ratırken ulkede çatışmalann sur-
düğü haber veriliyor. 13 yıldır
süren iç savasa onceki gün Pa-
ris'te imzalanan anlaşma ile son
verilirken ABD ile Vietnam ara-
sında 16 yıldır kesik bulunan
diplomatik ilişkilerin tekrar ku-
nılması gündeme geldi.
1975-79 yıllan arasındaki yö-
netımi nedeniyle 20. yüzyüın en
kanlı rejimi sayılan Kızıl Kmer-
ler, BM bans anlaşmasının
"Kampuçya ve halkı için tarihi
fırsat" olduğunu belınirken ul-
kenin böylece tamamen yaban-
cüann işgalinden kunanlacağıru
açıkladılar. Reuter'in haberine
göre Kızıl Kmerlerin radyo ya-
yınında "Bu andan itibaren Vi-
etnamlı askerler ve yetkilileri
Kampuçya'da bannamayacak-
lardır" dendi.
r
P h
°
n
KAMPUCYA
namtang # K r 3 ) | e
Pnom Pen
KİMLÎK KARTI KAMPUCYA
Nüfus: 6 milyon 993 bin (1990) Etnik gruplar:
Kmerler ^»90, Vietnamlı %4, Çinli %5 Dili:
Kmer (resmi), Fransızca Din: Budist °7»95
Başkent: Phnom Penh Başlıca üriinleri:
Pirinç, tahıl Dogal kaynaklar: Demir, bakır,
manganez. Parı birimi: Rıel (1 dolar = 150
riel, 1990) GSMH. 10.4 milyar dolar (1987)
Kişi başına ulusal gelir: 960 dolar (1987)
tthalat: 30 milyon dolar (1983 İhracat: 10
milyon dolar (1983) Çocuk olüm oranı: Binde 131 (1989)
Vietnam'ın desteklediği Kam-
puçya Başbakanı Hun Sen, an-
İaşmarun imzalanmasından son-
ra tüm taraflan anlaşmaya uy-
maya çağırdı. Konuşması ulusal
radyodan yayımlanan Sen,
"BM'nin denetiminde gerçekleş-
tirilecek demokratik. adil ve ser-
best seçimlerin anlaşmaya uy-
gnn olarak gerçekleştirüebUnıesi
için elimizden geieni yapmalı-
yız" şeklinde konuştu.
Vietnam Dışişleri Bakan Yar-
dımcısı Le Mai, dun düzenledi-
ği basın toplantısında, BM ba-
rış anlaşmasının bölge \e dun-
ya güvenliğine katkı sağlayaca-
ğma inandığıru söyledi. AFP'nin
haberıne göre Mai, Vietnam'ın
Kampuçya'daki tum danışman-
lannı geri çektiklerini ve Phnom
Penh hukumetine yaptıklan as-
keri yardımı durdurduklarını
açıkladı. Bakan yardımcısı, sa-
dece işadamlan ile sözleşmeli
teknisyenlerin ulkede kaldıkla-
nnı belirtti.
Çin Komünist Partisi yayın
YUGOSLAVYA
organı Halk gazetesinde dün çı-
kan başmakalede, anlaşmanın
bölge güvenliğine katkı sağlaya-
cağının altı çizilirken "Kam-
puçya nfnklarmda banş
doguyor" görüşüne yer verildi.
İç savaş yıllan boyunca Kızıl
Kmerlere destek veren Çin yöne-
timinin çatısan taraflan, httku-
meti, Kızıl Kmerleri komünist
olmayan iki gerilla grubunun
"Ulnsal çıkar uğnına aralann-
daki anlaşmazlıklan bir tarafa
bırakmalannı" övülmeye değer
bulduğu aktarıldı.
1863 yılından bağımsızlığın
kazanıldığı 1953 yıhna kadar
Fransız idaresi alıında kalan
Kampuçya'da banşın imzalan-
ması Fransa Cumhurbaşkanı
François Mitterrend tarafından
'ulkenin tarihinde karanlık bir
sayfanın kapanması' şeklinde
değerlendirildi. AA'run haberi-
ne göre Fransa-Kampuçya ilişki-
lerinin tekrar kurulmasından
memnunluk duyan Mitterrand,
yerlerinden olan Kampuçyalıla-
nn evlerine dönmesini kolaylaş-
tırmak amacıyla tüm taraflara
çağrıda bulundu.
Japonya'nın, Kampuçya'nın
yeniden inşasında liderlik göre-
vini üstlenmeye hazır olduğu be-
lirtildi. Kabine genel sekreteri
Misoji Sakamolo Kampuçya'da
banşın garanti altına alınması
için gerekli katkıyı sağlayacak-
lannı açıkladı. 1978 yılından bu
yana kesik olan Vietnam'la iliş-
kilerin kurulmasının düşünül-
duğu de bildirildi.
Çatışmalar süriiyor
BM banş anlaşmasımn imza-
lanmasının ardından onceki ge-
ce hükumet birlikleri ile gerilla
grupları arasında çatışma çıktı-
ğı bildirildi. AFP'nin haberine
göre Tayland sınınndan 30 km
doğuda ticaret yolunun deneti-
mini ele geçirmek için çıkan ça-
tışmalar sonucunda binlerce si-
vil yollara döküldü. Gerilla
gruplan ile Tayland askeri söz-
cülerinin açıklamalarına göre
bir tabur hükumet askeri öldü-
rüldü. Uluslararası yardım ku-
ruluşu yetkilileri çatışmaları
doğruladılar.
Banşın koşullan
onceki gün Paris'te 19 tara-
fın imza attığı banş anlaşması-
na göre serbest seçimlerle işba-
şına gelecek hükumetin anaya-
sa değişikliğini gerçekleştirmesi-
ne kadar Kampuçya'da geçiş dö-
nemi yaşanacak. Bu dönem su-
resince BM tek sorumlu otorite
sayılacak. Emniyet örgütü
BM'ye bağlanırken yabancı as-
keri yardımlann durdurulması,
mayınların temizlenmesi, silah-
lı gruplann dağıtılması çahsma-
ları da BM tarafından yürütü-
lecek. Seçimler BM gözetimin-
de gerçekleştirilecek.
ABD-Vietnam Uişkisi
Kampuçya'daki iç savaşın ba-
nş anlasmasıyla sona ermesinin
ardından, Vietnam, ABD'den
gelen ve ikili ilişkilerin normal-
leştirilmesini öngören görüşü
memnuniyetle karşıladı. ABD
Dışişleri Bakanı James Baker-
ın Vietnam ile bir ay içinde tek-
rar diplomatik ilişki kurulması
şeklindeki açıklamasını Viet-
nam Dışişleri Bakan Yardımcısı
Le Mai 'olumlu adım' olarak de-
ğerlendirdi.
Vietnam savaşı sırasında kay-
bolan Amerikan askerlcri konu-
su hâlâ iki ülke arasında sorun
oluşturuyor.
K R O N O L O J İ
Mart 1970 Prens
Norodom Sihanuk'un 30
yıllık iktidan devrildi.
Yerine ABD'nin
desteklediği Lon Nol
basbakan oldu. Sihanuk,
Pekin'de sürgün hükümeti
kurdu. Hükumet ve Kızıl
Kmerler arasında iç savaş
başladı.
1975 Kızıl Kmerler
yönetime el koydu.
Kentlerde yaşayan halk
köylere sürüldü. Kooperatif
çiftliklerinde çalışmaya
zorlandı. Rejim düşmanı
iian edilen 1 milyon insan
topluca katledildi.
Arakk 1978 Vietnam,
Kampuçya'yı isgal etti. Bir
ay sonra yönetime el
kondu. Kızıl Kmerler
Tayland sınınna sürüldüler.
1912 Kızıl
Kmerler, Sihanuk yanlılan
ve ABD'nin desteklediği
Kmer Halk Ulusal Kurtuluş
Cephesi hükumet
oluşturdu. BM tanıdı.
1987 Sihanuk,
Basbakan Hun Sen üe banş
görüşmelerine oturdu.
1988 Taraflar
arasındaki ilk yüz yüze
görüşmeler Endonezya'da
başladı.
Ocak 1989 Kampucya
sorunu ile ilgili ilk üst
düzey görüşmeler Pekin'de
başladı. BM Güvenlik
Konseyi ile yaptığı
uluslararası banş
göruşmeleri basansızlıkla
sona erdi. Taraflar askeri
çözüm aranacagını
açıkladılar.
Oeak 1990 Moskova,
Kampuçya'daki taraflara
askeri yardımı durdurdu.
Washington bunu onayladı.
BM Güvenlik Konseyi'nin
sürekli üyeleri,
Kampuçya'daki iç savasa
BM kanalıyla çözüm
bulmayı görüştü. Basbakan
Hun Sen ile Prens Sihanuk,
BM girişimini onayladılar,
eylül ayında BM banş
planına uygun olarak
Ulusal Konsey kuruldu.
Konseyin 12 üyesi
baskanlık, BM heyeti ve
ateşkes konulannda
anlasamadı.
Mayw 1991 İlk kez
ateşkes iian edildi. Sihanuk
Ulusal Konsey'in
başkanlığına getirildi.
Taraflar silahı bırakırken
Sihanuk ile Hun Sen iç
savaşın bittiğini
duyurdular. Ekim ayında
komünizmin terk edildiği,
çok partili yönetime
geçildiği açıklandı.
Dubrovnik'e kıskaçFederal ordunun
Dubrovnik
yakınlarında bulunan
Kupari kasabasını ele
geçirdiği ve
donanmanın
desteğinde kente doğru
ilerlediği bildirildi.
Dış Haberter Servisi — Yu-
goslavya'da federal ordu, Dub-
rovnik'i ele geçirmeye yönelik
büyük çapta bir saldın başlatır-
ken, Sırbistan yanhsı Karadağ,
Hırvatistan sınınna yedek asker
göndermeyeceğini açıkladı.
Federal ordu, Hırvatistan'ın
Adriyatik kıyısında bulunan
Dubrovnik kentine karşı kara ve
denizden büyük çaplı bir saldı-
n başlattı. Federal orduya bağ-
h kara birliklennin kentin 6 km
güneydoğusunda bulunan Ku-
pari kasabasını ele geçirdiği bil-
dirildi. Hırvatistan radyosunun
haberine göre kara birliklerinin
onceki gece kent merkezini top
ateşine tutmasının ardından dun
sabah da Dubrovnik açıkların-
da bulunan savaş gemilerinden
kente yoğun roket ve top saldı-
nsı duzenlendi. Radyo, roket
saldınsı sırasmda ilk belirleme-
lere göre 3 Hırvatın öldüğunü,
2'sinin de ağır yaralandığını du-
yurdu. Giderek yoğunlasan sal-
dın sonucunda içlerinde tarihi
değer tasıyan yapılann da bu-
lunduğu çok sayıda yerin büyük
hasar gördüğünu bildiren rad-
yo, kenrte su sıkıntısının başgös-
terdiğinı öne surdü. Radyo,
Durbovnik'e 6 km uzaklıkta bu-
lunan Kupari kasabasının da
dun öğleye doğru ordu birlikle-
rinin eline geçtiğini du>Tirdu.
Kupari kasabasında iki gundür
suren çarpışmalar sonucunda
ağır kayıplar veren Hırvat bir-
liklerinin geri çekilmeye başla-
dığa öğrenildi. Radyonun habe-
rine göre Kupari'nin bulundu-
ğu Zupa Dubrovocka koyunda
Hırvat güçler yoğun ateş altın-
da bulunuyor. Haberde Hırvat
güçlerin hangi yöne doğru çekil-
dikleri belirtilmezken, federal
ordu birliklerinin Zupa Durbo-
KUSTURICA'NIN YUGOSLAVYASI
Duygularım
eriyip gidiyor
PARİS (Cumhuriyet)— Dün-
yaca ünlü sinema yönetmeni
Emir Kusturica, Yugoslavya'da
süregelen iç savaşve ülkenin par-
çalanışı hakkındaki düşünceleri-
ni Fransız Liberationgazetesinde,
duygulu bir makale ile açıkladı.
Yazısında, küçükken Yugos-
lavya sporculanrun olimpiyatlar-
da kazandığı madalyalardan ve
Sovyetleri yendikleri milli maçlardan nasıl gurur duyduğunu an-
latan Kusturica, vatamnı, ailesiyle birlikte oturdukları evin karşı-
sındaki akasya ağacına benzetiyor.
Cnlu yönetmen, Yugoslavya'dan şöyle söz ediyor.
"Yugoslavv-a'ıun hiçbir zaman var olmadığını sanmamak gerek.
O, insan ogesine, kulture, kabile çagının oldügune ve Haçlı sefer-
lerinin bittiğine inananların yureginde vardı. Ama bu inançldar,
belki de yalnızca duş görmuşlerdir..."
Kusturica, Müslüman asıllı olduğu için kendisini yeniden sun-
net etmeye kalkanları, Iranlı, Arnavut diye tehdit mektuplan yol-
layanlan açıkladığı yazısında, hemen tüm cepheleri suçluyor. Sırp-
ları, Hırvatlan ve Tito'nun diktatör yönetimini aynı kefeye koyu-
yor. M uslümanları ise belli bir yurtları olmadığj için her göruşe da-
ğılan topluluk olarak tanıtıyor. Kendi babasının "partizan"larla
birlikte savaştığını belirten Kusturica, bununla övünmüyor. Ama
kendisini Bosnalı hissettiğini, Yugoslav duşüne inandığını belir-
tiyor. Sanatçının makalesi, şu sözlerle bıtiyor:
"Kendi Yugoslav duygulanmdan bik igreniyonım arük. Bu duy-
gunun bile yeri yok içimde. Yugoslavlıgım, bin yıllık Hırvat Kato-
liklerinin "bağımsız" >aşamak istekleri ile iki yuzyıllık Sırp eme-
li tek ve butun bir devlet içinde yaşamak arasında bolünmuş. Bi-
rinciler (Hırvatlar) daima kilisenin elinde oyuncak oldular. tkin-
ciler ise Kutsal Sava'nın belirsiz hayaleti peşinde koştular. Yugos-
lavuk duygulanm, Sbakespeare'i olmayan bir Shakespeare dramın-
da eriyip gidiyor."
vocka koyu boyunca ilerledik-
leri kaydedildi.
Hırvat direnme noktalannı
kış gelmeden duşürmeyi amaç-
layan federal ordunun Vukbvar
ve diğer Hırvat kentlerine saldı-
nsı da arahksız süriiyor.
Sırplar katılmıyor
Yugoslavya Federal Başkanlık
Konseyi'nde Sırp bloğunu oluş-
turan taraflar, bugün Lahey'de
yapılacak banş görüşmelerine
katılmayacaklarını açıkladılar.
AFP'nin haberine göre AT'nin
aracıhğı ile sürdürülen banş
konferansına başkanlık eden
Lord Carrington'a gönderilen
bildiride katılmama nedeni ola-
rak, Hırvatların daha onceki
ateşkes anlaşması gereği ordu
kışlaları çevresindeki ablukayı
kaldırmaması gösterildi.
Sırp önerisine destek
Yugoslav>a Federal Başkan-
lık Konseyi'nin Sırp kanadınca
onceki gun önerilen "mini fede-
rasyon" tasansının Sırp yanh-
larınca onavlandığı bildirildi.
l ^ ı o I r a r ^ ı r l a Sovyetler Birtiği'nde halkı şimdiden kış korknsu sardı. Özellikle Mosko-
rVJJŞ H f l U l i l c t vaiuar için kış demek, aclık tehlikesi demek. Kötü hava koşullan veya her-
hangi başka bir nedenle tanm alanlanndan bâşkente gıda naklinin aksaması, Moskovalılan geçen
kış yaşadıklan sıkıntıyla yüz y iıze getirebilir. Işte bunun için Moskovahlar şimdiden saaüerce kuy-
ruklarda bekleyerek gıda maddelerini depolamaya çalışıyorlar. (Fotograf: RELTER)
Kiev: Nükleer silahlann denetimi Moskova'da
Ukraynada yumuşama
Ukrayna parlamentosu dün, topraklarındaki
nükleer silahlann kullanımında söz sahibi
olduğunu da karara bağladı.
Dış Haberler Servisi — Sov-
yetler Birliği'nin Rusya'dan
sonra en zengin cumhuriyeti
olan Ukrayna, dun toprakların-
daki nükleer silahlann Mosko-
va'nın denetiminde olduğunu
kabul etti. Cumhuriyet Parla-
mentosu'nda büyük bir çoğun-
lukla kabul edilen yasaya göre
Ukrayna silahlann kullanımın-
da veto hakkının saklı kalma-
BULGARİSTAN TURKLERİ/ 4
I
sım kararlaştırdı.
Dün Ukrayna Parlamento-
su'nda benimsenen yasada,
cumhuriyetin nükleer silahlar-
dan arındınlmış bölge olması-
nın amaçlandığı ve gerekli gö-
rüşmeleri ilgili taraflarla yap-
maya hazır olduğu da belirtil-
di.
Reuter'in haberine göre yasa-
da "Ukrayna topraklan iizerin-
dcki nökleer sUahlar Sovyeüer
Birliği'nin denetimi altıodadır.
Ukra> na, bu silahlann kuDand-
masında söz sövlemt hakkına
sahip olduğu gönişündedir"
deniyor.
Ukrayna Parlamentosu salı
günü kendi ordusunu kuracağı-
m duyurmuştu. Dün benimse-
nen yasada "Ukrayna, toprak-
larındaki nükleer silahlann kal-
dınlması için tüm taraflarla gö-
rüşme yapmaya hazırdır. Nük-
leer silahlar geçici olarak top-
raklannuzda bulunmaktadır"
görüşüne yer verildi.
BdKore
uzlaşıyor
Kuzey ve Güney Kore
başbakanları, uzlaşma,
saldırmazhk, mübadele
ve işbirliği anlaşması
imzalamayı
kararlaştırdılar.
Dış Haberler Servisi — Kuzey
ve Güney Kore, soğuk savaşın
kaüntılannı temizleme karan al-
dı. İki ülke bir uzlaşma, saldır-
mazlık, mübadele ve işbirliği
anlaşması imzalayacak.
lkinci Dünya Savaşı'nın böl-
düğü Kuzey ve Güney Kore he-
yetlerinin Kuzey Kore'nin baş-
kenti Pyongyang'da yaptıklan
ve iki gün süren göruşmelerin
ardından dun yapılan açıklama-
da, iki ülkenin ilk kez resmi bir
anlaşma ımzalama karan aldı-
ğı duyuruldu. Açıklamaya göre
iki ülke yetkilileri 10 aralık ta-
rihinde Güney Kore'nin başken-
ti Seul'de bir araya gelerek ye-
ni bir tur görüşme yapacaklar.
Bu görüşmelerde anlaşmamn
önündeki son engellerin de kal-
dınlmasıyla Kuzey ve Güney
Kore, 1940'lardan bu yana sü-
ren düşmanlığa son verecek ve
"Güney ve Kuzey Kore Uriaş-
ma, SaMırmazlık, Mübadele ve
İşbirliği Anlaşması" adı verilen
belgeyi imzalavacaklar.
İki ülkenin hükumet sozcüle-
rinin açıklamalanna göre dtln
varuan anlaşmada Kuzey ve
Güney Kore arasındaki en
önemli sorunlardan sayılan
nükleer silahlanma politikalan
ve Güney Kore topraklannda
bulunan ABD askeri gücü ko-
nulannda uzlaşma sağlanama-
dı.
Nükleer silahlanma politika-
lan konusundaki anlaşmazlık,
Güney Kore'nin, Kuzey Kore'-
nin nükleer programını durdur-
masını istemesinden ve Kuzey
Kore'nin buna yanaşmamasm-
dan kaynaklanıyor. Kuzey Ko-
re, bu isteğe karşıhk olarak iki
ülke topraklarının tümden nük-
leer tesislerden anndınlmasım
istiyor.
Türk gençleri Bulgarlaşma sınınnda
Bulgaristan'da Türk gençleri kendilerini "Avrupalı" hissediyor,
Türkiye'nin "insan ilişkilerinde, kültürde, sanatta Bulgaristan'dan
geri olduğunu" düşünüyor. Müslümanlık sadece kimliklerinde
yazan bir ibare. Bir yandan Türkçeyi unutmamak için uğraş
verirken, bir yandan da "ikinci sınıf insan gibi görülüp hiçbir
alanda yükselememe sıkıntısıyla "Bulgarlaşma" sınırına kayıyorlar.
YASEMtN ÇONGAR
SOFYA/TtRKOVtŞTE/RAZGRAD —
Bulgaristan'da değişimin oncusu de ıtici gu-
cu de gençler. Son seçimlerden birınci sıra-
da çıkan Demokratik Güçler Birliği'nin
(DGB) lideri, yenı Basbakan adayı Filip Di-
mitrov 36 yaşında. Hak ve Özgürlukler Ha-
reketı'nin (HÖH) lıderı Ahmet Dogan
37'sinde. Seçim mıtinglerınde kalabalıkları
çoğunlukla gençlerin oluşturduğu dikkat çe-
kiyordu. Seçim sonrası gösterilerde bayrak ta-
şıyan, afiş asan, slogan atan henüz lıse ça-
ğındaki gençlerdi.
Sofya'nın tramvay dı>ında araç trafiğine
kapalı Vito^a Caddesı, tam bir gençlik orta-
mı. Yolun iki yanına dızilmiş yüzlerte kah-
ve, 15'inden 35'ine "deiikanlılaria" dolu. Ma-
salarda gazelder, kıtaplar, karşısındakı arka-
daşının yuzunu kara kalemle kagıda geçıren-
lerin çizim malzemeleri... Hareketli, konuş-
kan, giyımine özen gösteren, çok okuyan, çok
tartışan, guleryuzlü bir gençlik.
Nüfusu 6 milyon olarak lahmin edilen Bul-
garıstan genç kuşağı içinde Türk kökenlile-
rin oranı yüzde 10. Türk gençleri kuzeyde Tu-
na kentlerinden; güneyde Kırcaali, Hasköy
böigesınden artan bir hızla Sofya'ya, Varna
1
ya, Burgaz'a geliyorlar. Büyuk kentlerin üni-
versitelerinde tıptan, muhendislik dallarına,
guzel sanatlardan filolojıye kadar her alan-
da Türk öğrencilerı bulmak mümkun.
Varna'da tıp eğitimine yeni başlayan Feri-
de Kâzım, 1973 doğumlu. Türkçeyi yanrn ya-
malak konuşuyor. Evde ailesiyle, Turk kö-
kenli arkadasjanyla birlikteyken bile Bulgar-
cayı tercih ediyor. "Ne yapayım, dilimi
döneltemiyorum" diye özür diliyor. Feride"-
nin "gelecekten beklentisi" öyle çok ki.. dil
guçlüğüne karsın hızlı hızlı, bıkmadan, usan-
madan anlatıyor. "Önce" diyor, "tıbbı biti-
reyim. Sonra o zamana dek uygulamalar da
degişiree, cerreh olayım, profesör olayım. Be-
yin cerrahisinde çalışayım. Sonra evknip Sof-
ya'ya yerleşeyim. Çok yolculuk etme fırsatı
olsun. Yoksulluk çekmeyeyim, iki çocuk do-
ğurayım."
Çocukluklan, delikanlılık yıllan "Jivkov
döneroinin en baskKi uygulamalan" altında
geçen Turk gençleri, "Bulgarlaşmakla, ikin-
ci sınıf vatandaş olmak" arasında bir kısır
döngüde bulmuşlar kendilerini. Türkçe eği-
timin yetersizliği nedeniyle bir yandan zaten
iyi konuşamadıklan dillerini, "baskıdan, aşa-
ğılanmadan yılıp" iyice "içlerine atmışlar".
Konuşmayıp unutmayı yeğlemişler. Aileleri,
rejim karşıtı etkinlikte bulunduğu için ckul-
dan, işten atılan gençler olmuş. Yeni Adlar
Yasası, Türk adlannın kullanılmasına olanak
veriyor, ama baa gençler işte, okulda, sos-
yal çevrede daha rahat etmek için zorla veri-
len Bulgar adlarını değiştirmeye yanasmıyor.
Sofya Üniversitesi'nde okuyan Mustafa İs-
mail, Nahide Yılmaz, Osman Osman ile Vi-
toşa'da bir kahvede sohbet ediyoruz. Üç öğ-
renci de "degişim surecinin Bulgarlaşmaya
karşı koymayı kolaylaştırdıgını" anlatıyor.
"Ama" diyorlar, "halen meslekte yüksdmck,
profesör olmak, devlet dairderinde iş bulmak
Türkler için zor. Tıp okuyorsun, cerrah olu-
yorsun, ameliyat yaptırmıyorlar. Ögretmen
atanıyorsun, derse sokmuyorlar. Tek tek her
Bulgar bürokratı demokratlaşmadıkca, Tiirk-
lerin eşit görülmesi de zor."
Razgrad HÖH tl Başkanı Mustafa Hasan
da Turk gençlerinin "bir yere gekbilmek için
Bulgarlardan iki üç kat daha fazla çalışması
gerektiğini" anlatıyor:
"Bu yiizden, harekete katılmaya pek me-
raklı gençlere bile gelmejin diyoruz. Oturun,
okulunuzu ihmal etmeyin. Yok yere atılma-
yın. Sonra ileride katıhriar harekete."
Bulgaristan'daki Türk gençlerinin siyasal
yasamla, sanatla, dünya olaylanyla ilgileri;
Türkiye'deki akranlarıyla kıyaslanmayacak
denli gelişkin. Sosyalist sistemin Bulgaristan-
da yıllarca yerleştirdiği güçlu bir "költür ge-
lenegi"ni yadsımak olanaksız. Bu gelenek
içinde, Türk gençleri de her alanda yenilik-
leri izlemek için birbirleriyle yanşıyorlar ade-
ta. Türkiye'deki gelişmeleri deçok yakından
biliyorlar. "Dindar mısınız?" Bu soruyu han-
gi Turk gencine yöneltsek, "Yok, doğruyu
soylemek gerekirse, dinle ilgimiz pek yok" ya-
nıtını alıyoruz. Tek tek camilere giden Turk-
ler hep ellı, altmış yaşın ustündekiler. Ancak,
Türkçe egitimin devlet okullan dışına çıka-
rılmasını protesto ederek, çocuklanru okuia
göndermeyen ailelerin, Kuran kurslanna rağ-
bet ettiği gözleniyor. Plevne HÖH ll Başka-
nı Mustafa Kamobatlı'ya göre "Bu, tehlike-
li, çocuklann zaranna bir gelişme."
Türk gençleri "milliyetçi" de değil. Ken-
dilerini "her şeyden çok Avrupah" olarak his-
settiklerini söylüyorlar. Her şeyden çok
"Avrupalı" olmaya çalışıyorlar. Türkiye, on-
lara göre "ikinci memleket. ama ne yazık Id
insan UişkUerinde, kültürde, sanatta Bulga-
ristan'dan geri."
"Bu kanıya nasıl vardıklannı" sorunca Tir-
kovişte'den tsmet Mezinov anlatıyor:
"1989 göçünde Türkiye'ye giden gençler
orada duramadı. Buras geackr için müken-
mel. Kız erkek geceyanlanna kadar birlikte,
dansa giderter, oyun oynarlar, çabşırlar, ge-
zer tozarlar. Hıtuculok yoktur. Herkes açık-
br. Kular, erkeklerle eşittir. Çok okuriar, kik-
tüphandere, rinemalara düşkandurler. Türk-
iye'dc girükleri köylerde, kentlerde bu rahatı
bulamamışlar. Sıkümışlar, daralmışlar. Her-
kes kötü bakmış onlara. Kızlara 'açık kız' di-
ye yan bakılmış, utanmışlar."
BITTI