Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 25 EKİM 1991
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
Deviet Meteoroloji Işleri Genel
Müdûrtüğü'nden alınan bilgiye
göre bûtûn bölgelerimiz çok bu-
lutlu ve yağışlı geçecek. Yağış-
lar Trakya ile Batı Karadeniz'in
iç kesimlerinin yüksekterinde
karla kanşık yağmur şeklinde
olacak. HAVA SICAKLIĞl. Azal-
maya devam edecek. RÜZGÂR:
Gûney ve batı yönlerden hafif
ara sıra orta kuvvette esecek.
Denizlerde, Ooğu Akdenizde
günbatsı ve lodos, Marmara ile
kuzey Ege'de yıldız ve poyraz,
difler denizlerimİ2de günbatısı
ve karayelden saatte 10-21
Mana
Mapaan
Mıyaman
Afyon
Aflr.
Antora
Makya
Anblya
Artvin
dertiz mili hızla esecek. Van Gölû'nde hava yağışlı ge-
çecek. Rüzgâr, gûney ve batı yönlerden hafif ara sıra
orta kuvvette esecek. Göl küçük dalgalı olup görûş
uzatdığı 10 km dolayında olacak.
SngU
Bttfc.
Bohi
Bursa
Çanakkafc
çoram
Y 22° 15° Byarbator
Y 10° 7°Edime
Y W 9°Er*Kan
Y 10° 6°Emmım
Y 10° 6°E*işetw
Y 9° F'Gaaantep
Y 22° 16° Giresun
Y 21° 13° Gümüşhara
Y 12° 6°HaM(ân
Y 16° 12° Isparta
Y 10° 8°lsonbul
Y T° 6°tzmır
Y 13° 7"Kare
Y 10° 5«Kastamonu
K 7 3 Kaysen
Y 10» 3°Kjf*lareti
Y 10° 7°Konya
Y 11° 6°Kûtahya
Y 15° 10° Matotya
Y 15°
Y 5° 4°K.Maraî
Y 11° 5°Merein
Y 8° *°MuJia
Y 8= 4°Muş
Y 20» 10° W0fc
Y 14°10°0nfu
Y 10° 4° Ria
Y 13° 7°Samsun
Y 10° FSiirt
Y 8° 7°Sıno(>
Y 16° 12° Sıtas
Y 8°
K 6°
Y 10° 4°TunceH
Y 5° 4°uşak
Y W "
Y 10°
Y 14°
g
7°Zonguklak
Y 1T> 8°
Y 14° 10°
Y 23° 16°
Y 16 12
Y 13° 7°
Y 10 5
Y 1<° 9°
Y 15° Kf
Y 14* 9°
Y 17° 12°
Y 11° 5°
Y 10° 4°
Y 10° 3°
Y 15° 10°
Y 13° 8°
Y 11" 7°
Y 13° 5°
Y 9° 4°
Y W S°
;£j; açık yajmurlu ^ g ssiı îkarlı A-aç* B-Dmutlu G aûnesiı K-kanı S-ssk Y-yajmuriu
BULMACA
9
Nadir Nadi
SOLDAN SAĞA:
1/ tkinci kez evlenen
kadının beraberinde
götürdüğü çocuk ya
da çocuklar. 2/ Pi-
yangoda en küçük
ikramiye... Samaryu-
mun simgesi. 3/ Bal-
mumuna ya da para-
fîne batınlmış fitil...
Denizcilikte macuna
ve başka makinele-
rin çevrilmesi için
verilen komut. 4/
Hayvanlara vunılan
damga... Gözalıcı,
alımh. 5/ Mahzende
olgunlaştınlan, içi kttflü peynir... Es-
ki ve bilinmeyen bir tarihi anlatmak-
ta kullaıulan deyim sözü. 6/ Kat kat
çakıl ve kumdan oluşmuş yer kıvrı-
nu... tşaret... Tarih öncesine dayanan
efsane. 7/ Bir gıda maddesi... Yav-
ru, çocuk. 8/ tnsanı istenmeyen se-
çeneklerden birini izlemeye zorlayan
sorun. 9/ Telefon sözü... "Ivedi,
çabuk" anlamında kullanılan yerel
bir sözcük.
YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ Büyük bir işin bir bölümünü asıl yükleniciden alan ve ge-
nellikle götürü olarak çalışan ikincil yilklenici. 2/ Güney Ana-
dolu'da bir dağ... VUayet. 3/ Uğur, iyi talih... Yankı. 4/ Duvar-
lara çiziktirilen ve genellikle hiciv ya da karikatür niteliği taşı-
yan yaa ya da desenlere verilen ad. 5/ Mısır'ın plaka işarcti...
Sert bir içki...Bir nota. 6/ tçinde diri balık saklanan, denizden
aynlmış havuz.. Geminin orta bölümü. 7/ Kalın bükülmüş si-
cim... Genelev işleten kadın. %l Islam inancına göre, öttüreceği
snr adlı boru ile kıyamet gününü bildirecek olan melek. 9/ Ta-
ruşıyormuş gibi yaparak başkalanndan para sızdıran dolandına.
30 YIL ÖNCE CumhuriYet
Başka Türlüsü Olamaz
25EJÜM 1961
tkinci Cumhuriyetin ilk
parlâmentosu bugün
Ankarada toplanıyor. Bu
"Ikinci Cumhuriyet"
deyimini sadece politika
tarihinüzde çok önemli bir
nirengi noktasını belirtmeğe
yaradığı için kullanıyonım.
Yoksa 29 Ekim 1923 de
Atatürk'ün yaratıcı elleriyle
kurulan Türkiye Cumhuriyetinin bölünmezliğine inancım
degişmiş değildir. O günden bugüne arkada bıraktığırruz
38 yıl içinde yurdumuzu Atatürk ilkelerinden resmen
uzaklaştırmak istiyenler amaçlanm gerçekleştirebvlselerdi.
tkinci Cumhuriyet tni, ikinci halifelik mi, her ne ise onu
işte o zaman kurmuş olurlardı. Bugün durum başkadır.
Atatürk'ün ölümünden sonra yavaş yavaş sindikleri
deliklerdetı dışan çıkan bir takım gericiler, çıkarcüar ve
oy avaları büyük esere açıkça dokunmak fırsatını
bulamamışlar, fakat verdikleri tâvizlerle devrim ilkelerini
tehlikelı şekilde zedelemişlerdir. 27 Mayıs olmasa idi,
bunlar özledikleri karanlık rejirni kurniak üzere idiler. 27
Mayıs, Atatürk'e bir dönüş hareketidir. Mületçe kabul
edilen ve bugün gericilerin bile himayesine sığındığı
Anayasa, 27 Mayıs hareketinin kurtardığı Atatürk
Türkiyesinin bekçiliğini yapacak olan bir eserdir. Bugün
yeni Anayasaya bağlı kalacaklanna and içerken, sayın
milletvekillerinin, bu önemli noktayı özellikle gözönünde
bulundurmalannı dileriz.
Hiç bir devrim, alaşağj ettiği kuvvetlerin başka etkiler
altında da olsa, serbestçe teşkilâtlanıp bir gün kendi
karşısına dikilmelerine seyirci kalamaz. Böyle bir şeyi
tasavvur etmek, devrimi oyuncak devrimcileri de çocuk
saymaktan farksızdır. Ne yazık ki son seçim kampanyası
boyunca kimi oy avcüan böyle bir gaflete kapılmışlar ve
sonuçlannı şimdiden göremedikleri bir rejim buhrarunın
kapılannı zorlamışlardır. Bunlar Mecliste herhangi bir
çoğunluk sağlıyabilecek bir durumda buhınmadıklan
halde, kendilerini sanki günün galipleri üniş gibi
göstermeğe kalkışmakta, hayallerinde bir takım
kombinezonlar kurarak adeta düşük devri yeniden ihya
edebileceklerini sanmaktadırlar. Dillerinden eksik
etmedikleri demagojik tılsım da "milli irade" terimidir.
Eskilerin "irade-i milliyye" dedikleri bu terkip "irade-i
seniyye" deyiminden sonra yurdumuzda moda olan ve
yanlış anlaşıldığı için çok kere dikta rejimlerini gjzlemeye
yaramış bir terimdir. Saltanat rejimlerinde "irade-i
seniyye" kayttsız şartsız hükümdarın buyruğu anlamına
gelirdi. Bunun yerine "irade-i milliyye" yi getiren kimi
cumhuriyetçiler, anayasayı ve insan hakîarmı bir yana
bırakarak, bir siyasal topluluğun kayıtsız şartsız
egemenliğini halka zorla kabul ettirmek eğilimine
sapmışlardır. 1950-1960 yıllan arasında geçirdiğimiz aa
tecrübeden artık ders almasmı öğrenmeliyiz. O zamamn
çoğunluğu, "milli iradeyi ben temsil ediyorum" diyerek
aanlığın tenkid, tnurakabe görevini kıstı, kıstı ve
sonunda V.C. fırması altında toplanmıyanlara hayat
hakkını dahi tanımadığı için meşruluğunu yitirdi.
Bugün ise milli irade Büyük Millet Meclisine giren
partilerden hiçbirine tek başına hükümet kurabilecek bir
güç tanımamıştır. Bunlardan bir kaçı ya da hepsi bir
araya gelip bir hükümet kurmak, tenkid ve murakabe
müesseselerine de işleme imkâru saglamak zorundadırlar.
27 Mayısın ve yeni Anayasanın ışıgı altında milli irade
bunu emretmektedir.
Milli İradeye kayıtsız şartsız sahip çıkmak iddiasında
bulunanlar doğrudan doğruya milli iradeyi çiğnemek
durumunda kalacaklardır. NADİR NADİ
DÜNYA'DA BUGÜN
Mina
Beel
Kaliıre»
AmsBrtam B 12°
Aıman A 29°
Y 17°
A 33°
B 15°
A 2S°
B 10°
Boım B 10°
Brûksel B 10°
Budapeşte B 7°
Ceravre B 9°
Ceay» B 21°
A 34°
B 10°
Y 22°
B 9°
A 30°
B 10°
B W>
Y 24°
Londra
Montreal
Mosfema
Münitı
NmVbrk
Osk)
Pans
Pra»
Ryad
Roma
Sotya
Şam
GfTK
Katiire
Kopenhag
lınus
Varşova
Venedık
Vryana
Zûrih
B 4°
B 12°
B ve
B 14°
Y 3°
B 6°
B 8°
B 12°
B 8°
A 34°
B 14°
Y 6°
A 30°
B 6°
B 12°
B 8°
B 9°
İSTANBUL
OEVLET
TİYATROSU Tet 149 69 44, 158 30 80
29 Ekim'den boşlayarak
TAKSİM SAHNESİ'nde
Nezihe Araz
AFİFE JALEKosfürn: 5erpil Tezcan
r$jk: Yakup Çartık
Yöneten:
Dekor: Ortwo Alposlan
OYNAYAha.AR: Ar»*o Gurzap. 5ewo %o*<n,
Sevd Cökçe, Tuğrul Ç#w>* Eivoo Mirosoğlu.
•Aetın &elgın. Oıden Ot>c Gomt* ^O^ar, ROçho^
temol iiriiı. Torref B.rs*l Oktoy Korunon, Cem
M h Grcrr, S«len Şer*>aT S«l<;<> Kıpçok. T ^ g
kçioğly, Ertebm Atokon, Muso Unınlar. M>
Dkl
29,30,31 Ekim. 1,2,3 Kcmm
Sal,Çar,Per, Cum: 20.30
Cmt: 15.00, 20.30: Paıan 15.00
BlLETLER SATIŞTADIR. G^eTet 149 69 44
TARTIŞMA
KPDSKonusuııdaMaliyeBakaııı^ııaAçıkMektııp
Bu kişiler asli görevlerini icra ettikleri için şu ana kadarki
uygulama terk edilip dil tazminatı almalan ve smavlara girmeleri
derhal durdurulmahdır!
Bu köşede Kamu Personeli Dil Seviyesi
Tespit Sınavı (KPDS) ile ilgili birçok yaa
çıktı. Bunlannçoğunu Boğaziçi Üniversite-
si gibi saygın bir kurumun tngilİ2xe okut-
manlannın ağır, yersiz ve dayanaksız
eleştirileri oluşturdu. Zaman içinde bu hak-
sız yakınmalar usanç verici olduğundan ve
bunlara artık bir son getirebilrnek için size
bu konudaki alternatif fıkirlerimi iletmek
istiyorum.
Yazılan eleştirilerde dikkaümi çeken or-
tak özellik, bu yakınanlann hiçbir somut
neden gösteremeden, yalnızca kendilerinin
rıe denli muazzam Ingjlizce bildiklerini sa-
vunarak böyle bir sınava katıhnayı dahi,
kişiliklerine yapılmış bir hakaret olarak say-
malan ofanaştur. Bir saptama ile düşüncele-
rimi biçımlendirmek istiyorum: Asli
memuriyet görevleri yabancı bir dili iyi de-
recede bilmek suretiyle bu dili öğretmek
olan kişiler bir yandan bu bilgilerinin en-
gınliğini öve öve bitiremezken, öte yandar.
da dil tazminatına hak kazanmak için zo-
runlu olan bir sınava girmeyi dahi aşağıla-
ma olarak algılamaktadırlar. Bu kişiler ne
yazık ki işin püf noktasını kavrayabilmiş
değillerdir. Şöyle bir örnekle duruma açık-
lık getireyim: Asli memuriyet görevi hasta-
nede hasta tedavi etmek veya ameliyat
etmek olan bir hekim, bu iş için birikmiş
bilgjsi sayesinde görevini uygularken işve-
reni devletten ek bir tazminat ahnayı
düşünmez. Yaprığı işin karşüığı, aldığı mt-
aşla karşüanmaktadır. Bu sınavlann biçim-
lendirilmesi konusunda son kararın
bakanlığınıza ait olması dolayısıyla şu öne-
rileri getirmekteyim-.
1) Asli görevi dil öğretmek olan bir devlel
memurunun (zaten bu görevi ifa edebilmesi
için yeterince yabancı dil bilmesi zorunlulu-
ğu bir önkoşul olarak varsayılırsa) bu do|al
özellikten dolayı, bu dil için -sınav ile dahi
olsa- ek bir ucret talep etmeyi düşünmesi bile
başlı başına abestir; bunlann, üstüne üstlük
mantıken hiçbir haklan olmaması gereken
"dil" tazminatı smavına katılmayı hakareı
saymalan ise paradoksluğun ve kendini be-
ğenmişliğin zirvesidir! Bu kişiler asli görev-
lerini icra ettikleri için şu ana kadarki
uygulama terk edilip dil tazminatı almalan
ve sıhava girmeleri derhal durdurulmahdır.
Bu gibi kişiler, ancak zorunlu 1. yabancı
dillerinin yanı sıra 2. bir yabancı dil biliyor-
larsa ve bunu da KPDS sınavında belgele-
yebiliyorlarsa, bu taTminattan yararlana-
bilmelidirler.
2) Sınavı başaranlann düzenli olarak -ör-
negin 3-4 yılda bir- yeniden düzeylerinin
saptanması ve bu sınavda başanh olmayan
veya sınava katılmayanlann bir derece aşa-
ğı dil tazminatı almalan düşünülebüir.
Böylece bir kez sınavı başaranlann, yaşam
boyu bu başanlannın üzerine yatmaması
ve zorunlu olarak yabancı dil bilgilerini ta-
ze tutması sağlanabilir.
3) Buna karşüık ise yabancı dil düzeyinin
yûkselülmesini teşvik etmek için bu tazmi-
natlar özel sektör ve bankalarca ödenen
tazminatlara yakın ve böylece maddi açı-
dan daha çekici olmalıdır.
4) Mesleki ilerleme açısından hiçbir öne-
mi olmayan Bulgarca, Hırvatça, Slovence,
Arnarntça, Runıence, Farsça, Urduca, Hint-
çe, v.b. dillere tazminat verilmemelidir.
Yabancı dil tazminatının amacı, bu bilgiyi
maddi olanaklarla özendirmek suretiyle iş-
verenin memurunu mesleki ve sosyal ilerle-
mesinden dolayh olarak yararlandırması-
dır. Bu sözünü ettiğim diller ise %99
oranında çocuklukta anadilin yanı sıra 2.
dil olarak öğrenilmiş olduklanndan bu
mesleki ve ülkesel yarar ilkesini yerine ge-
tirmemektedirler.
5) Bu smavlara katılmayı angarya ol-
maktan çıkartıp sınav zamanlan Ankara'-
ya yapılan kitlesel memur göçlerinin önüne
geçilmelidir. Bunun için sınavlar 3-5 büyük
kentimizde yapılmahdır.
Sürekli olarak "smavlara katılmak zo-
ranlnlıığu yüzünden hakarete maruz kaldığı-
m" belirten sayın dil okutmanlanna son
sözüm: "Halep oradaysa, arşın burada".
İyi yabancı dil bildiğınizden bu kadaremin-
seniz, neden bu kadar velvele ve bu sınav
korkusu?
Alternatif düşüncelerim her ne kadar siv-
ri görünse de artık sınavın gerekliüği
konusundaki gereksiz tartışmalara bir son
verilmesi zamanı gelmiştir ve bu önerileri-
min uygulanması birçok kan^ıklığı çöze-
cektir.
Dr. ALİRIZA SIĞIRC1/İSTANBUL
B I L S A K T A
RUS DİLİ CAUSMALARII I
4 Kasımdan itibaren
-Her hafta Pazartesi ve Perşembe günleri
Bilsak :143 28 7 9 - 1 4 3 28 99
Çapa Tip Fakültesi Hastanesi'nde ostea sarkom teşhisiyle
tedavi görmekte olan
GÖNÜLYlLMAZ'ın
gerçekleştirilecek amehyatı için gereken tedavi masraflanna
yönelik bir yardım kampanyası başlatılmıştır.
Ügilenenler için
Agabeyi: Y1LMAZ SEDAT
İş Bankası Kanarya Şubesi
Hesap No: U04300 - 221494
Ufak ihmaller büyük
sorunlar yaratır.
TÜ5758600 Fto 58442 13
TRAKYA ÜNtVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Universittmiz birimlerine 2547 sayılı kanuna tabi öjretim elemanı alınacaktır. Adaylar 657 sayılı kanunun 48. maddesindeki genel ve özel şartlan
ta$ıyacaklardır. Müracaatlar 22.11.1991 tarihine kadar RektörlUğe şahsen yapılacaktıt. Müıacaat eden adaylar dikkçelerine, özgeçmiş, lisans diploması,
6 adet fotoğraf, erkek adaylar askcrlik belgesiyle birlikte aşağıda belirtilerr evraklan teslim edeceklerdir.
Profesörler, dilekçelerine, 6 adet özgeçmiş, yayın listesi, 6 takım bilimsel yayın, 6 adet fotograflannı ekleyeceklerdir.
öğretim Üyeliğine Atanma ve Yükseltilme Yönetmelifci'nin değişik 17. maddesindeki evrakları ekleyeceklerdir.
Doçentler; doçentlik belgesi, tüm eserlerinden 4'er takımı, yarduncı doçentler 4'er takım eserlerini, doktora veya uzmanlık belgesi, ögretim görevlileri,
uzmanlar, okutmanlar ve araştırma görevlileri; varsa 1 takım eser, yardımcı doçent ve araştırma görevlisi kadrolarına başvuranlar dilekçelerine sınava
girecekleri yabancı dili de belirteceklenlir.
İlgili kadrolara başvuranlann belirtilen alanda eğitimi olacaktır. Profesörler ve doçentler daimi statüde çalıjtınlacaktır.
Sıoav günü ve saati adaylara bilahare duyurulacaktır.
BtRİMt
Rektörlük
TIP FAKÜlTESt
tç Hastalıkları
Lzraaa Bulgaı Fıloloğu (Gttneydoğu Balkan Araştırma Merkezi'nde çahştınlacaktır.
Gfiğüs Hastahklan
Klinik Bak. ve Enfk.
Fizik Ted. ve Reh.
Nöroloji
Radyodiagnostik
Çocuk Sag. ve Hast.
Çocuk Cerrahi
Genel Cerrahi
Patoloji
Plastik ve Rek. Cer.
Nöroşirûrji
Ortopedi ve Trav.
Üroloji
Göz
Kulak-Burun-Boğaz
Kadın Hast. ve Doğm.
Biokimya
Fizyoloji
Deomoloji
MÜH. MtM. FAKÜLTESİ
Makine Teo. ve Din.
Enerji
Mekanik
Kons. ve tmalat
Termodinamik
Bina Bilgjsi
Yapı Bilgısi
Restorasyon
Mimarlık Tarihi
Bilgisayar Mühendisliği
ZİBAAT FAKÜLTESt
Bahçe Bitkileri
Kültür Teknik
Tanm Makinalan
Gıda
Tarla Bitkileri
Toprak
Hayvan Yetişürme
Biomet. ve Genetik
EDtRNE MES.Y-OK.
EDİRNE EĞT.YöK.
Sosyoloji
Biyoloji
FEN-EDEBtVAT FAK.
Genel Biyoloji
Zooloji
Botanik
Hidrobiyoloji
Genel Fizik
Türk Diü
Türk Edebiyatı
Cebiı ve Say. Teo.
Uygulamalı Matem.
Yakmcağ
Türkiye Cumhuriyeti
Anorganik Kımya
Fiziko Kimya
Analitik Kimya
Biyokimya
URKLARELİ MES.Y.OK
Süt Teknolojisi
TEKİRDAC MES.Y.OK.
Tanm Makinalan
Permantasyon
Tanm Makinalan
Prof.
2(Hemotolj.)
(Gastroentol)
Doç. Yrd-Doç.
1
ÖftrtGör.
Prof.Dr.
1
1
Doç.
1
1
1
YnLDoç.
1
1
I
1
ArşjGör.
2
2
(Tıbbi Deontolog)
Prof.
Prof.
1
Doç.
Doç.
ÖgrtGör.
2 (g yıl hizmet tercih sebebidir) '
ÖtrtGör. Yrd.Doç. AÇIKLAMALAR:
1 (X) Bu kadrolar 17.1.1992-6^.1992 tarihinde
IX boşalacaktır. öğretim üyesi müracaau bulun-
IX madıgı takdirde öğretim görevlisi alınacaktır.
1
1
Yrd.Doç.
1 (Kim.MOh.)
1
1
Yrd.Doç.
1
t
I
Uzmua
Arş.Gör
1
1
1
1
2
J
1
1
1
1
1
Uznıo
1
1 (Bilgisayarcı)
ANKARA...ANKA
MUŞERREF HEKJMOCUJ
İkibinli Yıllara Doğru
İkibinli yıllara nasıl gideceğiz şimdi? Seçimden sonra olu-
şan tablo düz bir yol göstermiyor. Tersine, yol yokuş! Ancak
yokuşu aşmak, düzlüğe ulaşmak gerekiyor. Başkentimiz cadı
kazanı görüntüsünde. Seçim sonuçları, eleştiriler, tepkiler,
suçlu arayanlar, bu arayışla havayı bulandırantar, geleceğl
karartanlar. Geride uzun yıllar bırakan bir gazeteci olarak var-
dığım bir gerçek var. Siyasal yaşamda özeleştiriden yoksun
kişiler de kuruluşlar da gücünü yitiriyor. Müzikseverler bilir,
bir orkestra konserinin başarısı yönetici ve değişik çalgıcıla-
rın, varsa solistin uyum içinde çalmasından kaynaklanıyor.
İyi bir scHist, konsere bir renk katıyor, sanat düzeyini vurgu-
luyor, ama orkestrayla bütünleşmezse güzel bir konser din-
lemiyor müzikseverler. Güzel konserler güzel bir diyalogla olu-
şuyor. Güzel diyaloglar da sevgiyle, coşkuyla, emekle, alın-
teriyle. TRT Ankara Oda Orkestrası'nı anımsar mısınız? Kı-
sa sürede hızlı bir tırmanışı var. Nedeni, tüm çalgıcılar, so-
list ve yönetici arasındaki güzel diyalog. Sevgiyle, saygıyla,
coşkuyla, güzel bir ürün yaratmanın sevlnciyle çaldılar her
zaman. Güzel bir birliktelik sergilediler. Siyasal orkestralar-
da, özellikle sosyal demokratlarda bu birlikteliği görmek bir
özlern hâlâ! Kimi kişiler solistlik tutkusuna saplanmışlar, no-
taları da unutabiliyorlar. Hizipçiliği seçim alanlarında, kürsü-
lerde de sürdürenlere ne dersiniz? Partilerine güç vermek
yerine kişisel güçlerini artırmak eğilimindeler. Bu eğilimle-
riyle demokrasiye katkıda bulundukları söylenebilir mi? Da-
hası var, orkestrada yer almıyorlar, sonra konser neden ba-
şarısız diye suçlu arıyorlar. Yenilgi ortamında güçlenmek. yo-
lunu acmaya cabalıyortar. Solistlik tutkusunun tehlikeli bir eği-
lim olduğunu bir gün anlarlar elbet.
Yıllarca önce İsmail Rüştü Aksal'dan dinlediğim bir olayi
anımsıyorum. Aksal, CHP Genel Sekreteri. Dürüst kişiliğiy-
le tanınan saygın bir politikacı. Rahmetli İnönü ile çok rahat
konuşuyor, yanlışları, doğruları rahat soylüyor. CHP'nin bir
yanlışı ya da yenilgisi gündeme gelince Aksal, Paşa'nın kar-
ştsına dikiliyor. Olayın nedenlerini anlatıyor. Paşa onu dikkatte
dinlıyor ve acele soruyor:
— Pekiy, şimdi ne yapmak gerekiyor, onu da söyle!
Çünkü yanlışlığı tartışmadan önce yeni bir politika, bir se-
çenek üretmenin önceliği var. Kimi kişiler tersine, tartışma-
yı, hesaplaşmaya öncelik eğiliminde bugün. Seçim donemin-
de yalnız kişisel başarıları için çalışıyorlar, partinin başarısı
için hiçbir çaba. katkı olmuyor. sandıklar açılınca ortaya çı-
kıyor, hesap soruyorlar! SHP'de böyle bir durum var, kişilik-
lerini aşamayanlar öncelikleri duşünemiyorlar galiba. Oysa
ülke sorunlannın önceliği ağır basıyor. O sorunlara sağlıklı
çözümler bulmadan geleceğe gûven duyulamaz. Tüm siya-
sal kuruluşların bu gerçeğin ışığında bir uzlaşmaya varması
gerekiyor her şeyden önce. Türkiye'de doğanlar, doğdukla-
nna pişman olmayacaklarsa, çağdaş uygarlık düzeyine yö-
neleceklerse, hak ve özgüriûklerine kavuşacakiarsa. akılcı
bir uzlaşmada birleşmek gerekiyor. Çağdışı eğilimlere ödün
vermemek gerekiyor. Cumhurıyetimizın temel ilkesi laiklik çiz-
gisinden şaşmamak gerekiyor. Dünyadaki ve bölgedeki ge-
lişmelere doğru yorumlar yapmak gerekiyor. Çağdaş bir top-
lum olmanın, demokratik hak ve özgürlüklere kavuşmanın,
ülkede ve dünyada barışın, iç politikanın ve dış pılitikanın te-
melini bu ilke oluşturuyor. Sayın Demirel seçim kampanyası
boyunca neler söyledi, neler vaat etti, ama beni en çok TV'de
Erbakan'a söyledikleri etkıledi. inananlara karşı inanmayan-
lara da saygıyı vurguluyor o sözler. İnanmayanların bölücü
sayılmayacağını savunuyor Sayın Demirel. Şu bölücü deyi-
mini de özenle kullanmak gerekiyor galiba. Seçim öncesi
SHP'nin HEP ile birleşmesini eleştirenlere de sormak gere-
kir. Demokratik hak ve özgürlükler için yan yana savaş daha
tutariı değil mi? Ülke ve bölge sorunlarına daha sağlıklı çö-
zümler bulunamaz mı o zaman? HEP'in SHP'den ayrılacağı
söyleniyor şimdi. DYP'nin kuracağı hükümetin de buna gö-
re biçimlenebileceği öne sürülüyor. Ben sanmıyorum, ayrı-
lanlar da olabilir ama partisel sorunlann değil, ülkesel so-
runlann önceliği var bugün. Bu önceliği göremeyenler mi-
yopluğun faturasını ödemekten kaçınamazlar. İki binli yılla-
ra doğru ülkeyi yönetmek görevini üstlenenler de gerçekçi
politikalar oluşturamazlarsa düşkırıklığı üretirter ancak. Ger-
çekçi politikayı da doğru bir koalisyon oluşturur kuşkusuz.
Geniş bir koalisyon. Açık olalım, kesın karar gerekiyor. Çağ-
dışı mı olacağız, çağın gerisinde mi kalacağız? Devlet çarkı-
nın pasını, örümceğini temizlemek, yeniden yapılanmak is-
tiyor muyuz, istemiyor muyuz? Başta anayasa, Seçim Yasa-
sı, antidemokratik yasalann değişmesini istiyor muyuz, iste-
miyor muyuz? Bu sorunlann yanıtt sosyal demokratlann da
katılacağı bir koalisyonla verilir ancak. Seçim sonrası ortaya
çıkan tablonun gereği de bu. O tablonun SHP bölümünü
oluşturanlar parti içi tartışmalarla görevden geri kalmamalı.
• • •
önce bir vatandaş, sonra bir gazeteci olarak seçim sonuç-
ları çok düşündürdü beni. Sosyal demokrat oylarda büyük
düşüş var! Vaktiyle yüzde 42lere ulaşan oylar bugün yüzde
20'lerde. Bu çok düşündürücü ve uyarıcı bir tablo. Bu düş-
menin nedenteri enine boyuna tartışılmalı bence. Gerileme-
nin faturası SHP liderine çıkarılabilir mi yalnız? Ya da yerel
yönetimlere? Oylarda bir şaşırtmaca yok mu? Sağ oylar so-
la, soi oylar sağa kaymadı mı kimi illerde? Nedeni sosyal de-
mokratlann çağın gerisinde kalması mı acaba?
Çağdaş görüşlerini, programlarını iyi anlatamadılar mı yan-
daşlarına. Öte yandan deger yargılarının değişmesi de bir
etken değil mi bu gerilemede? Ya da uzun süredir uygula-
nan eğitim sistemi, konuşanlar, tartışanlar, düşünenler yeri-
ne bir suskunlar kalabalığı üretmedi mi? Yıllar ve iktidarlar
boyunca verilen ödünlerin boyvetmesi değil mi bu sonuçlar?
Dinci politikanın attığı tohumlar giderek boyutlanmadı mt?
Öylese biraz da mesleğimize dönük eleştiri gerekmez mi?
Gerçekleri ışığa çıkarmak, kamuoyu olusturmak yolunda go-
revimizi yapabildik mi acaba? Okurlarımızı, halkımızı aydın-
latmak yolunda iyi bir ışık olabilir mi? Son yıllarda teknolojik
olanaklar gelişti, çok renklendik, ama güçlendik mi acaba?
Dikey güçlenmeler hiçbir meslek için sağlıklı değil benca
Sözün kısası yüreğimde bir iğne sızısı duyarak rcna erdiri-
yorum bu yazıyı. Çuvaldızı başkalanna batınrke,,. herkesin
bu sızryı duyması gerekiyor galiba. Özüyle hesaplaşması. O
hesaplaşmadan sonra önümüzdekı sınavları daha iyi başa-
rabiliriz. Gündemde çok sınav var.
Sahibinden
SATILIK
OLİVETTİ M.211
Tel: 516 51 61 (17.00-19.00 arası)
İLAN
CİHANBEYLİ SULH CEZA
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 1990/8
Karar No: 1991/145
Hâkim: Abidin AKAN 27703
Kâtip: Mustafa GÜNDÜZ 1038
Davaa: K.H.
Sanık: MEHMET ÜÇLEROĞLU - Rifat ve Düfuruz'dan olma 1955
doğumlu Cihanbeyli ilçesi Yeniyayla Mahallesi nüfusuna kayıtlı olup
halen aynı yerde oturur. Evli 2 çocuklu, okur - yazaı, sabıkasız T.C.
islam, Uçleroğlu Tuz Fabrikası'nı işletir.
Suç: Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne muhalefet.
Suç tarihi: 23.11.1989
Karar tarihi: 19.6.1991
Tuzun markası: Uçleroğlu Tuz
Yvıkanda açık kimliği yazılı sanık hakkında Cumhuriyet Savcüığı
tarafından açılan kamu davasının yapılan açık duruşması sonucun-
da sübuta erdiği kabul edilen "Sağlığa az veya çok zarar verecek de-
recede bozıılmuş yemeklik sofra tuzu imal edip satmak" eylemi ne-
deniyle TCKÎnun 3506 sayılı yasa ile değişik 3%. maddesi, 647 sayıh
yasanın 4/1 maddesi ve TCKInun 72. maddesi uyannca sonuç olarak
470.000r TL. ağır para cezası ile cezalandırümasına; TCKtnun 402/1
maddesi uyannca cürme vasıu kıldığı meslek ve sanaurun 3 ay süve
ile tatiline ve takdiren 7 gün süre ile işyerinin kapanlmasına karar v«-
rilmiş olup karar kesinleşmiştir.
TCK'.nun 402/2 maddesi uyannca ilan olunur.
Basın: 39316