24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 EKİM 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Sigorta yönetmeügi • ANKARA (ANKA) — Sigorta Reasürans Aracıları Yönetmeliği yeniden düzenlendi. Resmi Gazete*de yayımlanan yeni düzenlemeye göre bir sigorta şirketi nezdinde faaliyete başlamadan önce yatınlacak teminat akçesi gerçek kişi acenteler için 20 milyon, tüzel kişi acenteler için 40 milyon ve prodüktörler için 500 bin liradan az olmayacak. Teminat olarak gayrimenkul ipoteği de herhangi bir sınırlama olmaksızın kullanılabilecek. Bankacılık Oscarı • Ekonomi Servisi — Türk Bankası Limited, kuruluşunun 90. yıldönümü nedeniyle TürkiyeMeki bankalar ve personelleri arasında 'Ahmet Dallı Bankacılık ödülü' yanşması duzenledi. Bu ödülün Türkiye'de 'bankacılık Oscarı' olacağını söyleyen Türk Bankası Genel Müdürü Metin Berk, Ingiltere'deki şubeleri için bu ulkenin bankacılık konularına göre çalışma izni de aldıklarını, böylece AT üyesi ülkelerde şube açabilme yetkisine sahip ilk Türk bankası olduklannı da bildirdi. \kpı Kredi'den fe Worldcard' • Ekonomi Servisi — Yapı Kredi Bankası, dünyanın her yerindeki otomatik makinelerden 24 saat para çekebilmeyi sağlayacak 'Worldcard'ı hizmete sundu. Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Burhan Karaçam dün Istanbul'da düzenlediği basm toplantısında, Worldcard alan herkesin dünyanın her yerinden yaptıkları harcamalarm karşılığını Yapı Kredi Bankası'na Türk Lirası olarak ödeyebileceklerini söyledi. Karaçam, dileyen kart sahibinin, harcamanın yüzde 15'i kadar peşin ödeme yapıp, kalanım aylık taksite de bölebileceğini belirt'i TEKfaturalan Bank 24'te • Ekonomi Servisi — Türkiye Elektrik Kurumu ile Pamukbank, elektrik bedellerinin elektronik bankacılık olanaklanndan yararlanılarak tahsilatı konusunda işbirliğini öngören protokolü dün Ankara'da imzaladılar. Protokolü, TEK Genel Müdürü Birkan Erdal ile birlikte imzalayan Pamukbank Genel Müdürü Bülent ŞanveT, anlaşma ile TEK faturalanrun 'Bank 24, Alo 24 ve On Line bankacılığY ile tahsiline imkân sağlandığını bildirdi. Bilanço'nun 2. sayısı çıkn • Ekonomi Servisi — Aylık maliye ve ekonomi dergisi Bilanço'nun ikinci sayısı yayımlandı. Bilanço'nun yeni sayısında seçim öncesi ve sonrası gündemin birinci maddesini oluşturan 'kaynak bulma sorunu' işlendi. Merkez Bankası işlemleri ve Hazine ihalelerininfaiziyüzde 85'e çıktı Paranın ateşi yükselîyorMerkez Bankası dövizi bastırmak, Hazine ise ihtiyacını karşılamak için piyasadan para çekişlerini hızlandırınca faiz yüzde 85'e çıktı. Kritik saatler yaşayan bankalarm Merkez Bankası'ndaki TL rezervleri 3 trilyon lira dolayında seyrederken önceki gün 24 milyara kadar indi. Bankalar mevduat faizlerini yeniden yükseltrheye başladılar. ABDURRAHMAN Y1LDIRIM Para piyasasımn ateşi yükseliyor. Merkez Bankası ve Hazine'nin piyasa- dan para çekmesi cari faiz oranlannı yüzde 85'e tırmandırdı. Bankalararası Türk Lirasi faizi interbankta yüzde 80-85'e yükseldi. Merkez Bankası'nın bankalardan para çekerken yaptığı açık piyasa işlemlerinde bileşik faiz yüzde 90'ı geçiyor. Bankalar mevduat faizle- rini yeniden arttırmaya başladılar. Seçim öncesinde piyasaya çıkan para- yı geri toplama, dövizi kontrol altın- da tutma ve kamu kesiminin fi- nansman ihtiyacını karşılamak amacıy- la Merkez Bankası ve Hazine'nin yap- tıkları işlemler para piyasasına kritik an- lar yasatıyor. Bankalarm likidite duru- munu gösteren Merkez Bankası'ndaki TL rezervleri yaklaşık 3 trilyon liradan önceki gün 24 milyara kadar indi. Ha- zine'nin önceki gün yapılan ihalesinde bir yıllık devlet tahvili faizi ortalama yüzde 76.39'a yükseldi. Gerçek kişi ya- tınmcılar için vergiden muaf olan bu tahvillerin yıBık net getirisi de aynı oran- da kalıyor. Banka mevduat faizlerinin bu net getiriyi yakalaması için yüzde 85.35 olması gerekiyor. Aynca Merkez Bankası açık piyasa işlemlerinde dün yüzde 72.5 faizle 70 gün için para tale- binde bulundu. Bunun yıllık bileşik fa- izi de yüzde 95'e vanyor. Merkez Bankası ile Hazine'nin piya- sadan para çekmesi bankalan önceki gün likidite yönünden çok sıkıştınnca Merkez Bankası repo işleminden (kâğıt satıp para toplama) vazgeçerek, reserve repo koydu. (Kâğıt alıp para verdi.) Bu- nun üzerine piyasa bir ölçüde rahatla- dı. Ama yine de interbank ikincil piya- sasmdaki faizler dün yüzde 80-85 ara- sında kaldı. özellikle küçük bankalann likidite ihtiyaçlannı ve yükümlülükleri- ni karşılamak amacıyla kâğıt ve döviz sattıklan görülüyor, yoğun olarak repo yaptıklan dikkat çekiyor. Bundan dolayı bir aylık repo faizleri yüzde 70'e kadar yükseldi. Para piyasasında kamu tarafından es- tirilen faiz rüzgânnm mevduat faizleri- ne etkisi de görülmeye başlandı. Banka- larm mevduat faiz oranlannı yükseltme- leri önceki gün tktisat Bankası ve Tö- bank'la başladı. lktisat Bankası yıllık fa- iz oranlannı 11 puan birden arttırarak yüzde 79'a çıkardı.lktisat Bankası yıllık yüzde 79 faizle resmi en yüksek faizi uy- gulayan banka oluyor. Töbank ise yüzde 75.5 ile yüzde 78 arasındaki yıl- lık faiz oranlannı değiştirmedi. Ancak ara vadelerdeki faiz oranlannı 1-1.5 pu- an arasında arttırdı. Banka faiz oranla- nnı bir ay vadeli mevduata yüzde 61.5, üç ay vadeli mevduata yüzde 74, altı ay vadeli mevduatı da yüzde 76'ya çıkardı. Bankacılık çevreleri, Merkez Banka- sı'nın tutumu nedeniyle likidite sıkıntı- sınm devam edeceğini ve önümüzdeki hafta carşamba günü 3 trüyon liraya va- ran Hazine geri borç ödemesiyle birlik- te bir ölçüde çözümlenebileceğini belir- tiyorlar. Para piyasasında yaşanan sıkı- şıklığm Merkez Bankası'nın izledigi po- litikadan kaynaklandığına işaret eden bankacılar, döviz artışı yerine faiz artı- şuun tercih edildiğini belirttiler. Merkez Bankası'mn faizleri arttırarak ve inter- bank'ta para satışıru keserek bankalan döviz bozdurmaya zorladığını belirten finans uzmanlan, aynca sık sık döviz pi- yasasına Merkez Bankası'run müdaha- le ettiğine ve "çifte silahla" dövizi kont- rol altında tuttuğuna işaret ediyorlar. Ekonomik birimleryeni hükümet için durum raporu hazırlıyor Ekonomi için kollar sıvandıEkonomi kurmaylarınca hazırhklarına başlanan durum raporlannda genel ekonomik tablonun yanı sıra alınması gereken acil önlemlere de yer verileceği öğrenildi. ANKARA (Cumburiyet Bü- rosu) — Ekonomi yönetimin- den sorumlu birimler kasım ayı sonlanna doğnı kurulması bek- lenen yeni hükümete sunulmak üzere kendi görev alanlanna iliş- kin birer "durum raporu" ha- zırlıyor. Uluslararası Para Fo- nu'nun (IMF) da genel ekono- mik durum ve uygulanacak eko- nomik politikalar konusunda doğrudan bilgi almak için hükü- metin kurulmasının hemen ar- dından Ankara'ya bir heyet göndereceği öğrenildi. Ekonomi kurmaylarınca ha- zırhklarına başlanan "durum raporlarT'nda genel ekonomik tablonun yanı sıra alınması ge- rekli acil önlemlere de yer veri- leceği öğrenildi. Durum rapor- lannda bütçe gelir gider denge- leri, KlT'lerin durumu, özelleş- tirme, dış ödemeler dengesi ve kamu kesiminin iç ve dış finans- man sorunlarının ağırlıklı ola- rak yansıtılacağı kaydedildi. Bu arada ekonomiden so- rumlu bazı üst düzey bürokrat- lan, yeni hükümet kuruluncaya kadar geçecek ara dönemde son Uç aydan beri uygulanan seçim ekonomisinin yaratacağı olum- suzluklann en aza indirilmesine dönük bazı teknik önlemler alı- nabileceğini ifade ediyorlar. Bu- nun için Hazine nakit dengesi- nin daha sıkı biçimde yürütül- mesine çalışüacağı, kamu harca- malannda mümkün olduğunca kısıtlamalara gidilebileceği ifa- de edildi. Aynca Merkez Ban- kası'nın da piyasaya çıkan faz- la paranın mali kesimdeki den- gesizlikleri arttırmaması için sürdürdüğü açık piyasa ve Inter- bank işlemleri yoluyla likidite- yi kısma uygulamasını sürdüre- cegi belirtildi. Böylelikle piyasa- daki Likiditeyi daraltarak döviz kurlannın kontrollü biçimde seyretmesi sağlanacak. öte yan- dan IMF'nin Türk ekonomisi ile ilgili yıllık olağan konsültasyo- nu da yeni hukümetin kurulma- smdan sonraya artelendi. IMF ve Dünya Bankası'nın Bang- kok'ta yapılan yıllık olağan top- lantısında Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşan Namık Kemal Kılıç ve Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu tara- fından söz konusu iki kurumun üst düzey yöneticilerine aynntılı bilgi verildi. IMF'nin Türkiye ziyaretine ilişkin tarihin de se- çimlerden sonra oluşacak siya- si tabloya göre belirlenmesi ka- rarlaştınldı. IMF'nin özellikle ekonomik istikrarın sağlanması açısından 1992 yılında uygulanacak poli- tikalar konusunda bilgi almak istediği ifade edildi. 3 aracı kurum cezalandırüdı Borsada sert önlemlerEkonomi Servisi — Borsa yö- netimi, 3 aracı kurumu temerrii- de düştüklerinden dolayı ceza- landırdı. Borsa, Med Menkul Değerler'e 2 gün, Karon Menkul Değerler'e 1 gün gecici kapatma, Yeoer Kaya Menkul Değerler'e ise 2 milyon lira para cezası ver- di. Borsada temerrüde düşmek, yapılan işlemler sonucunda ta- kasa hisseyi veya parayı zama- runda teslim etmemek anlamına geliyor. Borsa yönetim kurulunun al- dığı bu karar, ceza verilen üye- ler ve Borsa Aracı Kurumları Yöneticileri Derneği'nce tepkiyle karşılandı. Dernek yönetim ku- rulu toplanarak bir açıklama ya- pılmasını kararlaştırdı. Bir ba- sın toplantısı düzenleyen Karon Menkul Kıymetler Yönetim Ku- rulu Başkanı Asil Onay ise ka- patümayı hak etmediklerini söy- Yaman Töriıner Asil Ona> ledi. Temerrüde düşmenin ceza- sının kapatılma olmaması ge- rektiğini belirten Onay, "Bu ta- kas sisteminde temerriide düş- memek mümkün değil" dedi. Onay, aynca kendilerinin 3 iş- lemde toplam 600 milyon liralık temerrüde düşmelerine karşılık Takas Merkezi'nin kendilerine karşı 26 ayn işlemden 8 milyar liraya varan bir temerrüdü bu- lunduğunu belirtti. Onay, "Pe- Id bunun cezası ne olacak" di- ye sordu. Aralannda bankalann çoğun- luğu oluşturduğu birçok aracı Temerrüde düştüklerinden dolayı MED Menkul Değerler veKARON Menkul Değerler'e kapatma, Yener KayaMenkul Değerler'e paracezası verildi. Borsa Başkanı Yaman Törüner, "Müşteri portföyleriyle açığa alım-satım yapılamaz" dedi. kuruluşun çok daha fazla temer- rüde düştüklerini kaydeden Asil Onay, borsa yönetiminin çifte standart uyguladığını savundu. Onay, temerrüde düştüğünü be- lirten diğer aracı üyelerin liste- sini de basm mensuplanna da- ğıttı. Bu arada Sahte Çukurova Hisseleri Tazmin Fonu'nun tas- fıyesi amacıyla toplanan İMKB Genel Kurulu'nda konuşan Bor- sa Başkanı Yaman Törüner, "Dövizi tutabilmek için likidite- yi kısan ekoaomik kararlann borsayı dddi bir şekikte etkikdi- giml" söyledi. Törüner, açıga alım satım işlemlerinin yasak- landığını da hatırlatarak şöyle konuştu: "Biz aslında borsa olarak açı- ğa akm satuna karşı degiliz. An- cak şu anda, aracı kuruluşlann portföyü ile yatıruncılann port- föyü bir aradadır. Biz açıga alım satuna taraftanz ve spekülas- yonsuz borsa olmaz. Ancak müşteri portföyleriyle de açığa alım satım yapdamaz. Bu konu- da Sermaye Piyasası Kunılu'nun dUzenlemesini ve sorunun çözü- me kavuşturulmasını bekliyo- ruz." ~ABD IMF'nin gözü askeri harcamalarda UFUK GÜLDEMtR Malımı taşıyan TiR'm soğuîma sistemi bozulursa, zararı sigortadan isîeyebilir miyim? ( 1 ) 144 80 80 ANADOLU SİGORTA Anadolu Sigorta bir TÜRKİVE İŞ BANKASI kunjluşıjdjr. ISADAMLAMNDAN WASHINGTON — Dünya- nın siyasi cephesinde meydana gelen yumuşama, Dünya Ban- kası ve IMF'nin gözünü askeri harcamalara dikmesi ile uç verdi. Soğuk savaş yıllannda IMF ve Dünya Bankası ile işi olan ülkelerin askeri harcamalan bir ölçüde anlayışla karşılanabili- yordu. Ancak bloklar arası ça- tışma tehlikesi azalınca bu iki dev finans kuruluşu, dikkatini askeri harcamalara çevirdi. Dünya Bankası'mn yeni Baş- kanı Lewis Preston, ekim baş- larında Tayland'da yapılan IMF-Dünya Bankası yıllık top- lantısında bu yeni eğilimin ilk sinyalini verdi ve artık bütçesi- nin yüzde 35-40'ını savunmaya harcayan ülkelerin durumunun değişen siyasi iklitn ışığında gözden gecirileceğini vurguladı. Türkiye de Preston'un say- dığı ülkeler kategorisine giri- yor. Ancak Türkdye'nin bulun- duğu coğrafı bölge, yine Pres- ton'un sözünü ettiği yumuşa- madan fazla nasibini almadı. Doğu Avrupa'da belli bir ra- hatlama söz konusu olurken Ortadoğu kaynamaya devam ediyor. Bu bakımdan Türkiye'- nin askeri harcamalar konu- sunda özel bir nedeni var. An- cak önümüzdeki günlerde ka- pısı çalınması muhtemel olan dünya finans çevrelerinin, Türkiye'nin karşısına bu tür ta- leplerle çıkabilmesi yine de söz konusu. Dünya Bankası, kalkınmak- ta olan ülkelere yaklasık yılda 15-16 milyar dolar kredi veri- yor. IMF ise borç servisi güç- İüğü yaşayan bu ülkelerin bir kısmımn ekonomilerinin yeni- den yapılanması için devreye giriyor. LJberal denıokrasiİSO Yönetim Kurulu Başkanı Memduh Hacıoğlu, toplumun liberal ve muhafazakâr partilere verdiği oylarla liberal demokrasiye olan güvenini gösterdiğini belirterek, "Sağ partilerin aldığı yüzde 51 oyun iktidara yansıması çok isabetli olacaktır" dedi. tSTANBUL (AA) — Istan- bul Sanayi Odası (tSO) Yöne- tim Kurulu Başkanı Memduh Hacıoğlu, son genel seçimlerde liberal, muhafazakâr ve sağ par- tilerin aldıklan toplam oyun yüzde Sl'i bulduğunu belirterek "Liberaller, muhafazakâr ve sağ partilerin aldığı yüzde 51 oyun iktidara yanaması çok isa- betli olacaktır" dedi. tSO'nun aylık olağan meclis toplantısında konuşan Hacıoğ- lu, seçim sonrasınm Türkiye'de ileriye dönük yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin çok demokratik bir seçim orta- mı geçirdiğini, toplumun liberal ve muhafazakâr partilere verdi- ği oylarla liberal demokrasiye olan güvenini gösterdiğini kay- deden Hacıoğlu, sosyal demok- ratların TÜrk siyasi hayatında- ki en düşük oylarını aldıklarını ileri sürdü. Türkiye'nin olgunlaşan bir demokrasiye yönelmekte oldu- ğunu, bunun da sanayiden geç- tiğini belirten Hacıoğlu, şöyle konuştu: "Hükümetten beklentimiz ekonomik büvümeyi devam et- tirecek, işsirfiği önleyecek, istik- ran sağlayacak bir yönetim oluşturması. Türkiye'nin sonın- lan vardır, ama siyasi ve ekono- mik tercihler doğru saptandığı takdirde çözülmesine zorluk yoktur. İşadamlan olaak biz ül- ke ekonomisine katkılanmızı devam ettirmek zorundayız. Ye- ni dönemde kayuaklann özellik- le üretken yatınmlara yöneltil- mesi şarttır. tmalat sanayii eko- nomiyi sırtlamıştır. Önümüzde- ki dönemde önceliğin imalat sa- nayiine verilmesinin bir hak ol- duğunu belirtmek zorunda- yım." Işsizlik sorununun Türkiye'- de gelecek dönemde gündemin başında yer alacağını bildiren Hacıoğlu, ekonominin karşılaş- tığı en önemli problemlerden bi- rinin de finans olduğunu söyle- di. Türkiye'de bir seçim ekono- misi yaşanmasına, rekor seviye- de para basılmasına rağmen pi- yasalann pek etkilenmediğini, canlılık olmadığını ileri sürdü. Hacıoğlu, yatınm yapmanın yüksek kredi faizleri nedeniyle çok zorlaştığını da belirterek şunları söyledi: "Bugün bangi sanayi iki yıl- da yüzde 300-400 kâr getirir. Kendi paranızJa yatınm yaptığı- nız takdirde resmen enayi dam- gası yersiniz. Yeni hükümete, tekrar yatınm yapılabilecek ko- şollann yaraülması konusunda büyük görev düşmektedir. Yük- sek kredi faizlerinin ekonomiye tahribatı sadece ödenen faizle ölçülemez. Hükümetten bu ko- nuda öneelik bekliyoruz." Türk sanayiinin finansman maliyetleri açısından yabancı ül- kelere karşı haksız rekabetle karşı karşıya olduğunu belirten Hacıoğlu, "25 milyonluk deter- jan alın. Bedelini şubatta öde- yin. Aynca size bir de ABD se- yahati. Biz bunu yapamıyoruz. Bu yabancılar hesabını nasıl ya- pıyor. Bir jilet fabrikatörü fab- rikasını satmış. Fırsatını bulur- sak biz de satanz. Ama bu bir anlamda Türkiye'yi satmak an- lamına geliyor" diye konuştu. Toplantıda bir konuşma ya- pan tSO Meclis Üyesi Hah't Na- rin de Türkiye'de çok demokra- tik bir seçim ortamının yaşan- dığına işaret ederek şöyle dedi: "Bizi devamlı barbarlıkla suçlayan dünya ülkelerinin bu seçim ortamını gördükten son- ra biraz utanmalan gerckir. Ge- çen pazar günü biz cennettey- dik. Siyasi partilerin hepsi bize cennet vaat ettiler. Kendimizi cennetin oıtasında bulduk. Ha- cıoğlu'nun konuşması ile yine gerçeklere döndük." GUNUNNOTLARI OSMAN ULAGAY Hükümeti SHP Kurmalı 20 Ekim seçimleri sonrasında ortaya atılan önerilerden biri de DYP-ANAP koalisyonu kurulması önerisiydi. Öncelikle ekonominin içinde bulunduğu durum hesaba ka- tıldığında en makul çözüm önerisi buydu. Sayın Özal'ın ku- ralsız, "bırakın yapsınlar" dogmatizminden kurtulmuş bir ANAP'la "globalleşme"nin önemini vurgulayan ve dışa açık piyasa ekonomisini yerine oturtacağını ileri süren DYP'nin, ekonomiyi istikrara kavuşturma reçetelerini bağdaştırmalan hkp de olanaksız görünmüyordu. Muhalefette kalacak bir SHP ise bir yandan kendi politikalannı geliştirirken diğer yandan iktidann boşluklannı değertendirebilirdi. Bu süreç içinde DYP- ANAP koalisyonunun başarılı olması halinde ülke kazançlı çıkar, başarısız olmaları halinde geçerli bir seçenek oluşmuş olurdu. Bu çözüm, ekonominin bugün içinde bulunduğu çık- mazlara girmesinde başrolü oynayan ANAP'ın, çıkmazdan çıkış için ödenmesi gerekli faturanın bedelini paylaşmaktan kurtulmasını da önlerdi. Ben de bu düşüncelerle bu öneriyı savundum. Meğerse böyle yapmakla müthiş bir günah işlemiş, dünya çapında bir komplonun parçası haline gelivermişim. DYP-ANAP koalisyonu önerisi "büyük patron" Amerika1 nin icadıymış. Türkiye'deki büyük patronlar ve TÜSİAD da DYP-ANAP koalisyonu tezgâhlıyormuş. Bu tezgâhın basındaki uzantıları da bu korkunç komployu destekliyormuş. DYP-ANAP koalisyonu isteyenler, Türkiye'nin demokrasi- ye geçmesini, ezilmiş kesimlere sosyal yardım yapılmasım istemiyormuş. Durum vahim. Ben de bu korkunç komplonun bir parçası olmuşum. Ya "büyük patronlar"la görüşüp anlaşarak işle- mişim bu günahı ya da onların düşünce tarzı o kadar işle- miş ki ruhuma, farkına varmadan bu işe alet olmuşum. Du- rumu kurtarmak ve 'lemize çıkmak" için mutlaka günah çı- kartmam gerekiyor. Evet muhterem büyüklerim, ben bir günah işlediğimi iti- raf ediyor ve DYP-ANAP koalisyonu kurulması önerisine şu andan itibaren şiddetle karşı çıkıyorum. Bence hükümeti tek başına SHP kurmalı, diğer partiler ülkenin selameti ve de- mokrasinin geleceği için SHP hükümetini açıktan destekle- melidir. Millet, vatan sevgisi bunu gerektirir. Ülkeyi sermayenin hâkimiyetine teslim etmek isteyen ba- zı kimselerin önerime karşı çıkacağını ve ülke çapında yüz- de 20 civarında oy alan bir partinin tek başına hükümet kur- masına itiraz edeceğini biliyorum. Bu gafiller önemli bir noktayı unutuyorlar. Evet, SHP yüz- de 20 dolayında oy almış, büyük kentlerde hezimete uğra- mış, 1987 ve 1989 seçimlerine göre büyük oy kaybetmiş, 107 seçim çevresinden 58'inde tek milletvekili bile çıkartamamış- tır, ama SHP'ye verilen oylar diğer partilere verilen oytara ben- zemez. Bunlar "bilinçli" oylardır ve SHP'ye verilen her oy, diğer oylann en az ikisine bedeldir. Bu nedenle hükümeti kur- ma görevi SHP'ye verilmelidir. Hem seçmenlerin yüzde 76'sı ANAP'a, yüzde 73'ü de DYP'ye "hayır" dememiş midir? Aynca çok önemli bir nokta daha unutuluyor. "Sol" kesim- de seçmen sayısı değil "sempatizan" sayısı önemlidir. Sos- yal ist Parti Başkanı Perinçek, seçimlerde 110 bin oy alan par- tisinin 2 milyon kişiden oluşan bir "sempatizan kitlesi" ya- rattığını söylemiş. SHP'nin de 20 milyonluk bir sempatizan kitlesi yaratmadığı ne malum? Ekonominin durumuna gelince ben her halde bu sorunu fazla abartarak ille de "bu yükü DYP ile ANAP birlikte sırtlasın" diye tutturdum. Aslında durum o kadar da kötü de- ğil. Erdal Bey seçim kampanyasında, "Biz önce enflasyonun altında ezilenleri rahatlatacağız, sonra enflasyonu aşağı çe- keceğiz, geri kalanım ekonomi kitaplarında okuyabilirsiniz" demedi mi? Koskoca lider, boş laf edecek değil ya, elbette dediğini yapacak; ezilen kitleler de derin bir "ohhh" çeke- cek. Ekonominin "E"sinden bile anlamayartlar bunun böyte olacağını biliyor. Aynca SHP tek başına iktidar olursa kendi kadrolarını ka- mu gorevlerine yerteştirme olanağını da bulacak, birçok SHP sempatizanı, hiçbir işe yaramadığı kompleksinden kurtula- rak vatana, millete hayırlı hizmetler yapabilecektir. İşte tüm bu nedenlerle hükümeti tek başına SHP kurmalı, diğer partiler onu desteklemelidir. Şu ya da bu nedenle bu gerçekleşmezse ikinci en iyi çözüm tabii ki DYP-SHP koa- lisyonudur. var mı başka bir önerisi olan? Bir "sol" çakar, yakarım vallahi.. Hibeler cari işlemleraçığını etküedi Darboğaz aşıldı açık kapanıyor 1991 yılı için başlangıçta 2.4 milyar dolar olarak öngörülen, yıl içinde yapılan revizeyle 1.4 milyar dolara indirilen cari işlemler açığınm 35 milyon dolarda kalacağı tahmin ediliyor. ANKARA (ANKA) — Cari işlemler dengesinde 1988 ve 1989 yıllanndaki iyileşmeden sonra geçcn yıl yeniden başgös- teren ve bu yü da sürmesi bek- lenen darboğaz aşıldı. 1991 yı- lı için başlangıçta 2 milyar 370 milyon dolar olarak öngörülen, yıl içinde yapılan revizeyle 1 milyar 390 milyon dolara indi- rilen cari işlemler dengesi açı- ğının, yıl sonunda 35 milyon dolarda kalacağı tahmin edildi. Cari işlemler dengesi açığm- da başlangıç hedefiyle son tah- min arasında oluşan 2 milyar 335 milyon dolarlık iyileşmede en büyük etkiyi Körfez hibele- ri ve ithalat yaptı. 1990 yılı programında 850 milyon dolar olarak öngörülen karşılıksız resmi transferlerin, Körfez hi- beleri sayesinde 2.3 milyar do- lara ulaşacağı tahmin edildi. Yine programda 23.2 milyar dolar olarak yer alan toplam it- halatında özellikle petrol fatu- rasındaki hafıfleme, buğday it- halatının hemen hemen tümüy- le durması ve otomotiv ithala- tındaki azahna sayesinde 22 milyar dolarda kalacağı bek- leniyor. Hibe gelirlerindeki artışın yanı sıra ihracaün da başlangıç hedefinin 395 milyon dolar üzerine çıkacağı tahmininde bulunuldu. Turizm ve işçi dö- vizi girişlerinde ise başlangıç hedefinin sırasıyla 800 ve 400 milyon dolar altında kalınaca- ğı ortaya çıktı. Bu gelişmeler- den sonra, 27 milyar 930 mil- yon dolar olan 1991 yılı toplam döviz geliri hedefı 28 milyar 905 milyon dolar olarak revize edildi. 1991 yılı döviz giderinin ise 28 milyar 940 milyon dolar- da kalması bekleniyor. Yıllık hedef, 30 milyar 300 milyon dolar olarak belirlenmişti. 1992 hedefi Cari işlemler dengesinde bu yıl 35 milyon dolara kadar in- dirilmesi hedeflenen açığın, ge- lecek yıl da fazla bir değişiklik göstermeyeceği ve 105 milyon dolarda kalacağı öngörüldU. 1992 yılında ödemeler dengesi kapsamındaki toplam döviz ge- ürinin 31 milyar 260 milyon do- lar olması, döviz giderinin ise 31 milyar 365 milyon dolar dü- zeyinde gerçekleşmesi bek- leniyor. Bu yü 14.5 milyar dolar dü- zeyinde gerçekleşmesi beklenen ihracatın gelecek yıl 16 milyar dolara yükselmesi öngörülü- yor. lthalatın da 21 milyar 950 milyon dolardan 24.5 milyar dolara çıkması hedefleniyor. Körfez krizinin etkisiyle bu yıl 2.5 milyar dolarda kalacağı tahmin edilen turizm gelirinin 1992'de 4 milyar doları bulma- sı, turizm giderinin ise 600 mil- yondan 700 milyon dolara çık- ması öngörulüyor. İşçi dövizi girişinin bu yıl olduğu gibi ge- lecek yıl da 3 milyar dolar ola- cağı, dış borç faiz ödemesinin ise 3.6 milyar dolardan 3.5 mil- yar dolara ineceği tahmin ediliyor. ELEMAN ARANIYOR Bitmiş olan bir yazlık site için inşaat mühendisi veya tekniker alınacaktır. 524 18 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle