Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı: Cumhunyet Matbaacıhk ve Gazetecılık Turk <\nonım
Şirketi adına Berin N»di 0 Murahhas U>e Emine Uşaklıgil
4 Genel Yayın Müduru: Hısan Cemal. Yazı lşlerı Muduru: Okay
Conensin # Haber Merkezı Müdurıi: Yalçın Bajer, Sayfa
Düzeaı Yönetmenı: Ali Acar • Temsılcıler: ANKARA: Ahmet
Tan, İZMIR: Hikmet Çetiakaya, ADANA: Çetin Yiğenoğlu
Iç Polıtıta: Cttal Bışlıngıç. Istanbul Haberkrr Şena; KaJVan, Ekonomı Merel Tamer. Dış Haberler
trgnn Balcı. Iş-Sendıka. Şukraa Krlrod. Kultur Celal Usur, Egıtım Gtoaty Şaaiuı, Wt Haberierı
Necdel Dogın, Spor Danışmanı 4bdulkadır Vucelman, Dızı \azılar Kerem Çalışkan, Araştırma
Şakin Alpaj. Duzeltme Abdallah Ynzıcı £ Koordınator Ahmet Koruteu • Mah Sşleı Erol Erkıt
0 Muhasebe Bulcnt Yeatf • BUtçe-Planlama Sngı Osmnbeşeogts # RekJam. Aj?c Tornn # tdare
Hnsryin Garer • lsl«me Öadcr Ç«lik # Bılg. lşlem. ISmıl laal # Personel Srvji Bosluıcıoglıı
1-avın Kurulu Başkan tlhan
Selçuk, Oklay Akbal,
Valçın Bayfr, Hasan Cemal,
Hikmel Çetinkıy*, Okay
Göncnsin, Uğur Mumcu,
Ali Sırnten. Ahraet Taı
Basan ve Yayan. Cumhunyö Matbaacıhk ve Gazetecılık TAJŞ. TDrkocajı Cad.
39M1 Cagaloğlu 34334 İst PK 246 - lslanbul Tel: 512 05 05 (20 hat), Telen:
22246. Fax (1) 526 60 72 • Burolar. Aafcara: Ziya Gökalp Blv lakılap S. No:
19/4, Tel: 133 11 41-47, Teleı 42344, Fax (4) 133 05 65 # Izmin H Zıya Blv.
1352 S 2/3, Tel- 13 12 30, Teia 52359, Fax (51) 19 53 60 # Adana: lnOnü Cad.
119 S. No: 1 Kat 1, Tel. 19 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax (71) 19 25 7»
TAKVİM: 25 EKİM 1991 lmsak: 4.54 Guneş: 6.19 öğle: 11.53 tkindi: 14.48 Akşam: 17.17 Yatsr. 18.37
Bilgisayarla
düııya artık
eliıııziıı altındaAnkara'da Atatürk Kültür Merkezi'nde açılan
Hi-Tech 91 fuarı, bilgisayarla yaratılan
dokunmatik dünyaya açıhyor.
AYŞE SAYIN
ANKARA — tlgi duyduğu-
nuz insan için "akşam yemeği"
için randevu aldınız ve o akşam
ona bütün duygulannızı açma-
ya kararhsınız. Kuşkusuz, ku-
sursuz bir akşam yemeği isti-
yorsunuz, hafıf müzik, loş bir
ortaro ve mum ışığı... En büyük
yardımcınız şef garson, "Ne ar-
za ettiğinizi" sordu ve siparişi-
nizi verdiniz. Garson bir süre
sonra yanınıza geldi ve sevgili-
nizin çok sevdiği "frambuazlı
past«"nm kalmadığıtu söyledi.
Çileden çıkmaz mısınız? Ama
artık böyle bir sahne yaşama-
yacaksınız. "Yüzyüın harikası"
bilgisayarlar, bu alana da gir-
di. "Bilgisayar destekli" çahşan
garsonlar size, mutfakta "nde-
rin otup neierin bittigiııl" diler-
seniz ekrandan gösterebüecek.
Atatürk Kültür Merkezi'nde
bu yıl dördüncüsü açılan "Hi-
Tech 91" fuan, bilgisayarla ya-
ratılan "dokunmatik dünya"ya
açıhyor. Bilgisayarlann geniş
evrenine girdiğinizde, biraz ça-
hşmayla yapamayacağıruz şey
yok. Yeni satın aldığınız evin
bahçesi o haliyle sizin gözünü-
ze batıyorsa, dert etmeyin, bil-
gisayannızla isterseniz bahçe
düzenini kendiniz yapabilirsi-
niz. Hem de "tşte bo benim
şaheserim" diye dostlannıza
övünerek. Herhangi bir bilgisa-
yar standına girdiğinizde "Bu
bilgisayarla neler yapılabilir"
sorusuna aldığınız yanıt değiş-
miyor; "Ne yapılamaz ki?.."
Fuara gezmeye gelenlerin ço-
ğunluğunu gençler oluştunıyor.
Liseli, üniversiteli gençler,
"alıcı" olmaktan çok,
"meraklılar" grubunu oluştu-
nıyor. Birçoğu da meraklannı
yenemeyip, standlara daiıp, tuş-
lara dokunuveriyorlar. En çok
duyulan söz "Müthiş bir şey
yaaa" oluyor. Standlarda görev-
li mini etekli genç kızlar, bık-
madan usanmadan meraklıla-
ra, en son modellerin özellikle-
rini anlatıyorlar.
, Henüz geliştirilme aşamasın-
da olan ve otel, motel, restoran
gjbi yerler için özel hazırlanmış
bilgisayar programı, otelin ya
da restoranın salon şemasını ve-
riyor. Içeriye kaç kişi giriyor,
bunlardan kaçı çocuk, görmek
mürnkün. Siparişi alan garson,
mutfaktaki bilgisayarla bağlan-
ü kurup neierin oldugunu ve ne
zaman hazırlanacağını görebi-
liyor. Bu faaliyetler sürerken
patron, un, yağ stoklanna ba-
karak kaç kişiye daha hizmet
verebileceğıni hesaplayabüiyor.
Eğer malzemeler eksikse, za-
man kaybetmeden tamamlaya-
biliyor. Patron, hangi masala-
nn hangi saatlerde dolduğunu,
garsonlann hizmet verimini de
bilgisayar aracüığıyla izleme
olanağ^na sahip oluyor.
Bilgisayar dünyası, çevrecileri
de unutmamış. Bir fırmanın ta-
nıttığı program, uydu görüntü-
lerinin kullanılması ükesine da-
yamyor. Buradan yola çıkarak
bitki örtüsü, toprak, çevre kir-
liliği analizleri yapmak olası.
Bilgisayar, eğer arzu ederseniz,
1 yü önce Turkiye'nin onnan
alanları ile bugünkü durumu-
nu görüntülü olarak sunabili-
yor. Jeoloji araştırmalan, ara-
zi ölçümü, tapu işlemlerinde de
bu program kullanılabüiyor.
Yeşil alan, bahçe duzeni, yine
bu programın ilgi alanına giri-
yor.
Bir Alman şirketinin stan-
dında, video, fotoğraf makine-
si işlevini görebüen "Screen
Machine" (görüntü makinesi)
kartlı bilgisayarla tanışıyorsu-
nuz. En gelişmiş teknolojinin
ürünü olan bu kartlar, bilgisa-
yar ekranında 64.4 milyon renk
tonunu gösterebiliyor. Bilgisa-
yara bağlı kamerave fotoğraf
makinesi ile ister fotoğraf çeke-
bilir, ister kayıt yapabilirsiniz.
Stand görevlisi, CNN ya da
TRTTden aldığı görüntüleri, zi-
yarctçilere gösteriyor ve "Bu-
nunla dünya elinizin altında"
diyor.
Eğer işiniz, örneğin gazeteci-
lik gibi sürekli not tutmaruzı
gerektiren bir meslekse, "minik
bilgisayannızfaı" kolunuzun yo-
rulmasına ya da önemli bir sö-
zü kaçırmaya da paydos.
"Notbook" adıyla üretilen bu
bilgisayarlar, normal bilgisayar
ekranının üçte biri kadar, kapa-
sitesi normal bilgisayarla eşit.
Fuarda, mimari projeden, gi-
yim kalıplan çıkarmava, taksit-
İe alışveriş yapan kuruluşlar-
dan, bilgisayar destekli eğitime
değin, geniş yelpazede program
sunan bilgisayarları görmek
mümkün. fuardan adınnnızı at-
tığırazda, tuşlara dokunmamak
için kendini tutamayanlar ço-
ğunlukta.
Çocuklar
plastikle
oyııncağı
taıııdı
İDtL GÜRSEL
ANKARA — Oyuncak mü-
zesindeyiz... Tahta, oyuncak
araba, mavi ve beyaz boyayla
özenle boyanmış. Yanında ye-
şil kamyon, tren, kınnızı itfai-
ye arabası. Yapun tarihi 1956.
Karşı vitrinde 1921 etiketi ta-
şıyan oyuncak matbaa yer alı-
yor. Alman yapımı matbaa se-
ti, küçücuk harfleri, siyah ciltli
küçük kitaplan ile Türk yapı-
mı plastik bebeklerin hemen
altında sergüeniyor.
Master ve doktora tezlerini
"oyuncak" üzerine yapan An-
kara Üniversitesi Eğ^tim Fa-
kültesi öğretim üyesi Prof. Dr.
Bekir Onur, Turkiye'nin ilk
oyuncak müzesinin kunıcusu.
Ankara Üniversitesi'nde lcuru-
lan oyuncak müzesinde kimbi-
lir kaç cocuğun yureğini hop-
latmış oyuncaklar, tozlu ve U-
kel görünümleriyle zamana ye-
nilmişliğin belgesi gibiler...
Prof. Onur, oyuncağın sa-
nayiye koşut olarak geliştigini
anlatıyor. Onur, "Sanayide ne
yapıldıysa Batıda onun oyun-
cağı yapılmış, uçaklar, tren-
ler.~ Bir ülkede oyuncağın ola-
bilmesi için o iilkenin refah
dnze>1nin iyi olması gerekir"
diyor. "Oyun nesnesi" ile
"oynncak" arasında fark bu-
lunduğunu anlatan Onur,
"Oyuncak kendi başına da y%-
rolabilir. Bu da bireyseUeşme-
yi zorunlu kılıyor" diye konu-
şuyor. Geleneksel oyuncakla-
nn hiç de sanıldığı kadar zen-
gin olmadığını anlatan Onur,
sanayi ürünü oyuncaklann ce-
şitlerinin çok olduğunu kay-
dediyor.
Batıda, 18. yüzyüdan itiba-
ren oyuncağm, çocuğu gele-
cekteki rolüne hazırlaması iş-
levinin keşfedildiğini anlatan
OnuT, "Soylular, çocoklaruun
savaş sanatını öğrenmesi ama-
cıyla kurşun askerler almışlar.
Maket dükkânlanyla çocuklar
tkaret hayatını denemişier, be-
bek evinde anne rolleri
öfrenilmiş" diyor.
Ahmet Ertegün efsane trompetçi Miles Davis'i anlatıyor
her şeye karşıydı'Atlantik Plak Şirketi kunıcusu ve başkanı
Ahmet Ertegün Miles Davis'i şöyle
tanımlıyor: "Onu izlemeye gicÜp ön sıraya
oturmuştuk. Bizi görünce konsere
başlamadan gelip yanımıza oturdu. Bu
onun tipik davranışıydı!'
ŞEBNEM A1İYAS
MİLES DAVIS— Kronik olarak uykusuzluk çeken Davis, kansızlık, kalça aksaklığı, kokain alışkan-
lıgından mustaripti.
NEW YORK — 1940'lann
New York'u. 52. Sokak'ın uzun
gecelerinde yaşanırken başladı
trompet ustası Miles Davis ile
Atlantik Plak şirketinin kurucu-
su ve başkam Ahmet Ertegiin'-
ün dostluğu. Şu sıra Warner
Communications olarak adlan-
dınlan Times - Warner dev
medya tekeline katılan Atlan-
tik'in yenilenmekte olan yan in-
şaat halindeki ofısinde, Ertegün
o günleri şöyle anımsıyor:
"Miles Davis ile, 194O'lı se-
nelerde 52. Sokak'taki kulüple-
re gelmeye başladıgında karşı-
laştık. Bir anüık BUly Ekstein'-
in bir orkestrası vardı. Bötün bn
Bebop'çılar; Dizz>, Charlie
Parker orada çalıyorlardı.
Dizzy'den bir süre sonra Miles
geldi. O sırada Charlie Parker'-
la birlikte epeyce çaldı. O ara-
lık biz agabeyimle birlikte (Ne-
suhi Ertegün) onlan gonneye gj-
diyorduk."
Miles Dewey Davis, o yıllar-
da cazın dahisi Charlie Parker
ile 40 dolara aynı apartman da-
iresini paylaşırken, Parker'ın
kötü ahşkanlığı eroine başladı.
Birlikte, bugün "Bird ve Dizzy"
kulüpleri diye bilinen kulüpler-
de, cazın devrimci gunlerini ya-
şadılar. Davis'in vücudu o gün-
lerin yıpranmasından tam anla-
ouyla hiçbir zaman
;
yüeşemedi.
Kronik olarak uykusuzluk çe-
ken Davis surekli sigara içmesi-
nin yanı sıra, kansızlık, araba-
lar arası silah catışması sonu-
cunda yaralanmaktan kaynak-
lanan kalça aksaklığı, kokain
alışkanlığından sürekli musta-
ripti. Buna rağrnen eroin alış-
kanlığından kurtulmaya çabala-
dığı yülann ardından yeniden
New York'a döndüğunde çok
önemli çalışmalar gerçekleştir-
di.
Ertegün anlatıyor:
"Geri geidikUn sonra Gil
Evans ile birlikte çok önemli
plaklar yaptılar. Miles Davis
son derece önemli bir sanatçı-
dır. Biz onunla hiçbir zaman
plak yapmadık. Çünkü başka
şirketkrie anlaşmalan vardı.
Miles'ın etkisi çok mühimdir,
birçok yeni stil icat etti. Muzik
değiştiğinde o da degisiyordu.
Hiçbir zaman eski yaptıklany-
la kalmak istemiyordu. Trom-
petin tonunu, Louis Arastrong
ya da Dizzy Gillespie çaldıgın-
da tanırsınu; Miles da caldıgın-
da aynı şekOde onu da bflirsiniz.
Miles da onlardan biridir. Ben-
ce en mtihimi Louis Amstrong'-
dur, ama Miles Davis de ona ya-
kındır. Aocak tabü büsbntun
başka bir miizikten söz ediyo-
ruz. Fnsion caz ve Rock and
Roll'a yakın parcalar yaptı son
zamanlarda. Caz müzisyenleri-
nin yanı sıra Rock müzisyenle-
ri de onu çok sayıyoriardı."
Seyircisi önünde nadiren ko-
nuşan, genelb'kle sırtını dönen
ve ahşümadık, sevimli olmayan,
"ters ve karanuk göriıntüsuyle"
trompetine asılan Miles Davis'-
in dostluğu son derece sıcaktı
Ahmet Ertegun'e göre:
"Bir araya geldiğimizde şun-
dan bundan söz ederdik. Nasd-
sın, son Ferrari'n nasü vs.. gi-
bi.
Miles Davis'i son gördngüm-
de New York'ta bir gece kulü-
bünde çalıyordu. O akşam ilk
gecesi, belki kapıda bin ldşi kal-
mış. Ben yer ayırtnıışüm. Beni
de sahnenin en önündeld masa-
ya koymuşlar. Önce orkestra
çaldı, sonra Miles Davis ortaya
çıkü. Herkes alkışladı Ubii. Be-
ni gördü orada. Geldi, masama
oturdu. Bizimle birtikte bir içki
içti. Herkes bekliyor, çalacak
diye. O sırada orkestra tabü
başka bir şeyler çalmak zorun-
da kaldı. Bu, onun tipik davra-
nışıydı. Her şeye karşı olmak.
Ne vaptıysa her şeye karşı yap-
tı. Dk defa bir caz mözisyeııi
halka arkasını çevkiyordu. Dev-
rimdHginden kaynaklanıyordu.
Bu zencilerin rutumndur. 1938
senelerinde genç zenciler arasın-
da kolelikten kurtulduklannı
göstermek isteme eğilimi başla-
dı. Bebop hareketi de bu tutu-
mun bir parçasıydı. Bunlar Af-
rikalı oMnklan için eskiden ken-
dOerini aşağı görüyortardı.
Bebop muziği de bunun bir
parçasıydı. O ara bunlann bir-
çoğu Muslüman oldu. Hıristi-
yanlıgı da reddettiler. Çünkü
buradaki beyazlann elinde, o
kadar çektiler ki, ona karşı bir
hareket oluştnrdnlar."
Erkeklerde şişmanlık cüzdana eııdeksli
ZAYIFLAMA SEKTÖRÜ
50 kilo fazlası
olana by-passZayiflama çabalan yeni bir
sektör doğurmakta. Her
geçen yıl yeni yeni merkezler
açılıyor. Bu merkezlerde
birbirinden çok farkh
yöntemler uygulanıyor.
örneğin bazı merkezler salt
diyetle zayiflama yoluna
giderken bazı merkezlerde
bedensel egzersizler ön
plana çıkanlıyor. Bu arada
kremler, ilaçlar, çaylar
şişmanlann denedikleri
yöntemler arasında. Son
günlerde akupunktur da
zayıflamak için denenen bir
başka seçenek.
Zayıflamak isteyenlerin baş-
vurduğu diğer bir yöntem
ise ameliyat. Dokuz Eylul
Üniversitesi Hp Fakültesi
Cerrahi Anabüim Dah
öğretim uyelerinden Prof
Dr. Mehmet Tnzün, Türki-
ye*de ameliyatla zayıflatacak
kadar şişman bulunmadığmı
söyledi. Prof. Dr. Tüzün,
zayıflayamayan ve normalin
50 kilo üstunde olanlara
ameliyat uyguladıklannı dile
getirerek şunlan söyledi:
"Basit bir by-pass yapıyoruz.
Bağırsağın başı ile sonuna
bir ekleme yapıyoruz.
Gıdalar normal bağırsaktan
emilmeden dışan aülıyor."
Ameliyatla zayıflamamn son
basamak olduğunu belirten
Prof. Dr. Tuzün,
"Piyasadaki yöntemlerin
saglıklı ve inandıncı
olduğuna inanmıyorum.
Normalden 50 kilo fazla
olan bir insanda kâr zarar
hesabı yaparsanız bu
ameliyattan sonra gelen
bozukluklar aşın kilo ile
gelen bozukluklardan daha
azdır" diye konuştu.
Refahın her zaman
şişmanlık demek olmadığıru
anlatan Ege Üniversitesi Tıp
Fakültesi'nden Prof.
TaylanKabalak, "Sosyo
ekonomik gücü yerinde
olan toplunüarda erkeklerin
şişman, sosyo ekonomik
bakımdan az imkânlara
sahip toplumlarda
kadınlann şişman,
erkeklerin zayıf olduğu
görülmektedir" diye
konuşuyor.
Prof. Kabalak, şişmanlığı
iki gruba ayırıyor. "Birinci
tipte yağ hücresinin sayısı
artar. Küçük yaştan beri
oluşur ve hayat boyu sürer.
Şişmanlığa bağlı hastalıklar
daha az görülür. Bir de
30-40'lı yaşlarda başlayan
şişmanlık vardır. Yağ hücre
sayısırun değil hacminin
arttığı şişmanhkür bu. Yağ
daha çok göbek ve
kalçalarda birikir. Bu tür
şişmanhklarda hastalıklar
dahasık görülür" diyor.
MERİH AK ~
tZMtR — Şişmanlık, top-
lumda giderek yaygınlaşıyor.
Şişmanhğın bir hastalık olduğu-
nu belirten uzmanlar, bu-çok
hastahğın temelinde de şişman-
lığm yattığını söyluyorlar. Şiş-
manlığa karşı doğan 'zayiflama
sektörü'nün bazı uygulamaları-
nın insan sağhğı açısından çeşitlı
sakıncalar yarattığı da uzman-
lar tarafmdan vurgulanıyor.
Ege ve Dokuz Eylül Üniver-
sitesi Tlp Fakültesi öğretim uye-
lerinden oluşan uzmanlar gru-
bunun ortaklaşa yaptığı bir
araştırmaya göre toplumdaki
şişman sayısı hızla artıyor. Araş-
tumaya göre şişmanhğın en çok
görüldüğü yaş grubu 50-60 ara-
sı. Sosyo-ekonomik düzeye gö-
re yapılan değerlendirmede şiş-
manların yüzde 25'i çok zengin,
yüzde 45'i zengin, yüzde 20'si
orta gelir düzeyinde, yuzde 10'u
ise yoksul kesimden. Değerlen-
dirmede şişmanlann yuzde
85'inde anne ya da babanın şiş-
man olduğu belirlendi. Şişman-
lann yüzde 60'tnın şişmanlıktan
sıkıntı duyduğu ve zayıflamak
istediği ortaya çıktı.
ZAYIFLAMAK İSTEYENLERARTIYOR— Şişmanhğınyol aç-
tığı hastalıklann çoğunun orta ve ileri yaş hastalıgı olduğu belirti-
liyor. Kalp hastalıkları, hipertansiyon, beyin kanaması,
kireçleıımeler, kemik problemleri şişmanlarda daha erken başuyor.
Modern yaşamın şişmanlığı araçlann fiziksel aktiviteyi azalt-
körüklediğini belirten Ege Üni-
versitesi Tıp Fakültesi Endokri-
noloji Bilim Dah Başkanı Prof.
Dr. Taylan Kabalak, gıda urün-
lerinin çok çeşitli sunulmasının
da şişmanlığı arttırdığını söyle-
di. Elektrik süpurgesi, çamaşır,
bulaşık makineleri, uzaİctan ku-
mandalı televizyon ve müzik seti
gibi yaşamda sıkça kullanılan
tığmı kaydeden Prof. Dr. Kaba-
lak, şöyle diyor: "Şişmanlama-
DIO modern yaşamla birlikte gi-
derek artüğını görmekteyiz. Bu-
na bağımlı olarak da toplum gi-
derek şişmaıüamaya meyil kaza-
nıyor. Böylece toplumda şişman
sayısı artıyor ve bu da bir prob-
lem olmaya başlı>or. Gunümüz-
de toplumlann önemli sorunla-
nndan bir tanesi şişmanlıktır.
Refah her zaman şişmanlık de-
mek degildir. Sosyo-ekonomik
gücü yerinde olan toplumlarda
erkeklerin şişman, buna karşüık
sosyo-ekonomik bakımdan da-
ha az imkânlara sahip olan top-
lumlarda, gecekondu semtlerin-
de kadınlann şişman, erkeklerin
zayıf olduğu görülmektedir.
Sosyo-ekonomik duzey artükca
ve modern yaşam düzeyine ge-
çildikçe şişmanlık oranının art-
bgı da bir gercek."
Prof. Dr. Kabalak, şişmanlı-
ğı 'metabolik bir hastalık' ola-
rak tanımladı ve birçok hastah-
ğm nedeni olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Kabalak şu görüşleri
<}ile getirdi:
Hastalıklar artıyor
"Şişmanhğın yol açtıgı hasta-
uklann çogu orta ve ileri yaş
hastalığıdır. Kalp hastahklan,
hipertansiyon, beyin kanaması,
kireçlenmeler, kemik problem-
leri şişmanlıkla daha da erken
yaşlarda kendisini gösterir."
Şişmanhğın hem kahtsal ve
hem de çevresel etkenlerden kay-
naklandığını beürten Prof. Dr.
Kabalak, beslenmenin kişinin
her zaman ilgisini çektiğini bil-
dırdi. "Bazı kişiler çeşitli stres-
lerini, sıkıntılannı beslenmeye
yöneltir. Bunu dışında bazı has-
talıklar da neden olur. Ancak
bunlar yüzde 1-2'dir" diyen
Prof. Dr. Kabalak şunlan söy-
ledi:
2 tip şişmanlık var
"İki tip şişmanlık var. Birin-
ci tipte yağ hücresinin sayısı ar-
tar. Buna hiperplastik şişmanlık
denir. Bu tip şişmanlar genelde
daha homojen şişmanlardır. Kıi-
çuk yaştan beri oluşur ve hayat
boyu devam eder. Şişmanlığa
bağlı hastalıklar daha az görü-
lür. Bir de 3(M0'h yaşlarda ken-
dini gösteren bir şişmanlık var.
Yağ hücre sayısı değil de hacmi-
nin arttığı şişmanhkür bu. Bun-
larda asünetrik şişmanlık vardır.
Yağ daha çok göbekte ve kalça-
larda birikir. Bu tip şişmanlık-
larda hastalıklar daha sık göni-
lür."
Prof. Dr. Kabalak, yapılan
zayıflama rejimlerinin ömür bo-
yu sürmesi gerektiğini de belirt-
ti.
Bursa'ya
fe
Avrupa Odülti?
• BURSA (AA) — Avrupa
Konseyi'nin, şehircilik
alanında verdiği en büyük
ödül olan "Avrupa ödülü",
8 kasım günü düzenlenecek
törenle Bursa Büyükşehir
Belediyesi'ne verilecek.
Belediye Başkanı Teoman
özalp, yaptığı açıklamada,
1100 belediye arasından
Avrupa Konseyi "Avrupa
Odülü"nün kendilerine
verilmesinin "gurur verici"
olduğunu bildirdi. özalp,
"Avrupa ödülti"nün
kendilerine verileceği 8
kasım günü, Avrupa
Parlamentosu'ndan 14 üye,
çok sayıda yabana basın-
yayın kuruluşu temsilcileri,
daha önce bu ödülü alan
44 Avrupa kenti yöneticisi
ile Marmara Belediyeler
Birliğı yetkililerinin
Bursa'ya geleceğini anlattı.
Telefonla
elektrik faturası
• ANKARA (AA) —
Türkiye Elektrik
Kurumu'nun (TEK) elektrik
faturalan artık Pamukbank
aracılığıyla telefonla ya da
doğrudan abonenin
hesaplanndan ödenebilecek.
Anlaşma, dün TEK Genel
Müdürü Birkan Erdal ile
Pamukbank Genel Müdürü
Bülent Şenver arasında
Ankara'da imzalandı.
Anlaşma ile pilot bölge
olarak seçilen Istanbul
Ataköy'de 20 bin aboneye,
elektrik faturalarım
Bank-24 kartlarıyla ve
telefonla ödemenin
yanında, Pamukbank'taki
hesaplanndan tahsil etme
gibi kolayhklar tanındı.
Kansere
çare
• İSTANBUL (tÜHA) —
Molekuler biyoloji alanında
yapılan çalışmalarla DNA'yı
çözen bilim adamlan
2000'li yıllann başında
kanserin ortadan
kalkacağım iddia ediyorlar.
Istanbul Üniversitesi
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
tarafmdan bugün
düzenlenecek olan Onkoloji
Semineri hakkında bir
açıklama yapan Onkoloji
KUniği Başkanı Prof.
Bülent Berkarda, her şebire
bir kanser teşbis ve tedavi
merkezi kurulması
gerektiğini söyledi.
7 gazeteciye
ödül
• NEW YORK (AA) —
Basının bağımsızlığına
dünya çapında katkıda
bulunan 7 gazeteciye, Basın
özgürlüğü ödülü verildi.
New York'ta bulunan
Gazetecileri Himaye
Komitesi tarafmdan
dağıtılan ödüllerin ikisi,
Terry Anderson'un
özgürlüğü için Gazeteciler
Komitesi kuruculan Bill
Foley ve Cary Vaughan'a
verildi. AP'nin Ortadoğu
Büro Şefı Terry Anderson,
Beyrut'ta 6 yıl önce
kaçınlmıştı. "Karşı devrimci
propagandadan" ötürü
tutuklu bulunan iki Çinli
gazeteci Chen Ziming ve
Wang Juntao da Basın
özgürluğü ödülü'yle
ödüllendirildiler. Diğer
ödüller, SSCB'den Tatyana
Mitkova, Guatemala'dan
Byron Barrera ve
Kamerun'dan Pius Njavve'ye
verildi.
Kalorifer
yakma talinıatı
• İSTANBUL (AA) —
lstanbul Büyükşehir
Belediyesi, kışın
yaklaşmasıyla birlikte
şehirde kaloriferlerin
yakılma saatlerini belirledi.
Büyükşehir Belediyesi'nden
yapılan yazüı açıklamada
hava kirliliği ile mücadele
önlemleri çerçevesinde bu
yıl kalorifer ve sobalann,
dış ortam sıcakhğı gündüz
ve gece 15 derecenin alüna
düştüğU zaman
yakılabileceği bildirildi.
Kaloriferlerin yaküması için
merkezi sistemle ısıtılan ev,
apartman ve işyerinde
ehliyetli kalorifercinin
bulunması gerektiği
belirtilen açıklamada, hava
kirliliğini önlemek için sıvı
ya da katı yakjtın usulüne
uygun bir biçimde
yakılması istendi. Kalorifer
dairelerinde tasdikli ve
yönetici adına düzenlenmiş
teftiş defterlerinin
bulunması gerektiği de
kaydedildi. Kaloriferler
Şişli, Beşiktaş, Fatih,
Eminönü, Zeytinburnu,
Eyup, Gaziosmanpaşa
ilçelerinde sabah saat
07.00-07.30, diğer ilçelerde
ise 06.00-06.30 arasında,
öğleden sonra bütun
ilçelerde 14.00-15.00
arasında yakılacak.