Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
Cem 'Kırmızı
Koltuk'ta
• Iç PoUtika Servisi —
Magic Box'ta bugün
Vayımlanacak olan "Kırmızı
Koltuk" adlı programın
Vonuğu olan SHP tstanbul
Milletvekili İsmail Cem,
Neşe Duzel ile Ahmet
Âltan'm son kurultay,
sosyal detnokrasi,
Türkiye'de sol, Körfez krizi
lle ilgili sorulannı yanıtladı.
İsmail Cem, son
kurultaydan önce Deniz
fiaykal'ın bir düşünce
zemininde ideolojik içeriği
olan ileriye dönük yeni bir
arayışı başlatmayı içeren bir
tavn, bir yaklaşımı
olduğunu ve bunun
oluşturulmasında
kendisinden katkıda
bulunmasını istediğini
beirterek "Bu yaklaşımın
desteklenmesi gerektiğini
düşündüm ve geriye
bakuğımda da çok doğru
yaptığım
düşüncesindeydim" şeklinde
konuştu.
• •
J)alan: Ozal
istifa etsin
• lZMtR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — DMP Genel
Başkanı Bedrettin Dalan il
kongresinde yaptığı
konuşmada devletin tahrip
edüdiğini, işçiler karşısında
Başbakân Yıldırım
.Akbulut'un 'işveren
temsilcisi" gibi hareket
ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ı da sert bır biçimde
eleştiren Dalan, "Anayasa'yı
bir defa delmekle bir şey
olmaz, derseniz, sonra da
insanlara, yasalara uyun,
nasıl dersiniz? Yemin
edersiniz, sonra da ben
tarafsız olamam, dersiniz.
Silah zoruyla mı yemin
ettiniz? Niçin istifa
etmiyorsunuz" dedi. DMP
1* töoögnesr Fuar Petek
Restoran'da yapıldı.
Kongreye katılımın azlığı
dikkat çekti. Dalan
partilerini kurma
gerekçelerini anlattı,
"cumhuriyetin ana
ilkelerinin hızlı bir erezyona
uğradığını, Ataturk'ü bile
neredeyse yargılayacak
durum gelindiğini" söyledi.
Saddam'la
görüşme yarışı
• İSTANBUL (RJHA) —
HEP Milletvekili Cüneyt
Canver, Körfez krizinin
siyasi partiler tarafmdan
"Saddam Hüseyin ile
görüşme yarışı"na
dönüştürüldüğünü söyledi.
Bilsak taraf'ından
düzenlenen "Günlerin
Götürdüğü" adlı söyleşiye
katılan Canver, "Körfez'in
lç Politikaya Etkileri"
konusunda görüşlerini dile
getirdi. Canver, "Kriz siyasi
partilerce bir yarış gibi
görüldü. Krizin barışçı
yollardan çözülmesi için
fîaddam ile görüşmeler bir
yarış havasına girdi. Bu
olumlu etkilerin yanında
Körfez krizini bahane eden
iktidar partisi de
Guneydoğu'da insan haklan
Ihlallerini arttırdı" dedi.
Fıravun
benzetmesi
• İZMİR (ANKA) —
Refah Partisi Genel
Başkanı Necmettin
Erbakan, Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ı isim
vermeden "Mısır
firavunlarına" benzererek
"Günumüzde insanları çağ
atlamış köle haline
getirdiler. Bu köle düzeni
yıkılıp adil düzen
kurulmadan kurtuluş
yoktur" dedi.
ANAP'ta6
skeç'
hazırhgı
• ANKARA (ANKA) —
ANAP, muhalefet parti
liderlerine yonelik 'espriyle
'savaş' stratejisini
genişletiyor. İnönü ve
Demirel'i konu alan
karikatur ve fıkralardan
sonra genel merkezde 'skeç*
hazırlıklanna başlandı.
'Siyasi mesajları espriyle
vermek' mantığıyla yola
çıkan ANAP'ın araştırma
ve politika üretmekten
sorumlu Genel Başkan
Yardımcısı Metin Gürdere,
yeni bir hazırlığın içine
girdi.
İnönü "Barış Mitingi"nde ÖzaVı eleştirdi:
Savaşa hayır, seçime evetSHP'nin "görkemli" İskenderun mitingine
katılan on binler, "Savaşa hayır, Özal istifa"
diye bağırdı. "Madenciler yalnız değü"
sloganları attı. Mitingde konuşan SHP lideri
İnönü, Türkiye'yi savaş tehlikesine Özal'ın
bulaştırdığını belirterek, hiçbir yetkilinin
bundan ne yarar sağlanacağını «
açıklayamadığını söyledi.
ALİ DOĞAN
İSKENDERUN — SHP'nin
İskenderun mitingine katılanlar
"Savaşa hayır", "Madenciler
yainız degil" ve "Özal istifa"
diye bağırdılar. SHP Genel Bas-
kanı Erdal İnönü, Turkiye için
önemli sorunun Irak lideri Sad-
dam Hüseyin'in diktatörlüğu
olmadığını belirterek "Biz
Tiirkiye'de Ozal'ın diktatörlük
heveslerine karşıyız" dedi. İnö-
nü, Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın Körfez gezisinden ra-
hatsız olduğunu kaydederek
"Beni kıskanıyor. Onun için ne
diyeceğini bilemiyor" diye
konuştu.
İnönü, önceki akşam geldiği
Adana'da partililer ve kalabalık
bir yurttaş topluluğunca karşı-
landı. SHP liderini karsılayan-
lar arasında görevden alınan
Adana İl Başkanı Feva Ciritci'-
nin de bulunması dikkat çekti.
Inönü, geceyi geçirdıği otelde
kendisine lobide bekleyenleri
dinlenme gerekçesiyle odasına
çekilerek yalnız bıraktı. Otelde
uzun süre bekleyenler "Başba-
kan İnönü" sloganları attılar.
İnönu dün Adana'nın düş-
man işgalinden kurtuluşunun
69. yıldönumü törenlerine katıl-
dı. Otelden tören alanına MYK
üyeleri, milletvekilleri ve parti-
lilerle birlikte yaklaşık 3 kilo-
metre yüruyerek giden İnönu,
vilayeti de ziyaret etti. Yurüyüş
sırasında bir vatandaşın cadde-
ye yatarak Inönü'nün önünü
"Kurtar biri baba" diyerek kes-
tiği görüldü. SHP lideri gazete-
cilerin "Vatandaş babalan ka-
nştırdı gcliba" sözlerine uzun
süre kahkahalarla güldü.
înönu'nun neşesi kurtuluş yıl-
dönumü torenlerinde de surdü.
Törene katılan Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Fahrettin
Kurt ve TBMM Grup Başkan-
vekili Yılmaz Hocaoğlu ile Ino-
nu arasmda protokol karışıkh-
ğı nedenıyle üç kez yer değişik-
liği yapılması gerekti. Hocaoğ-
lu Inönu'ye "SHP'yi biraz kay-
dırdık galiba" diye takılınca,
Inonü "Hiç merak etmeyin bi-
zira yerimiz sağlam, kimse
kaydıramaz" yanıtını verdi.
SHP lideri daha sonra parti
otobüsüyle İskenderun'a hare-
YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ — SHP lideri, Türklye'nin savaş tehlikesine Özal nedeniyle bulaştığını söyledi.
SHP'Lİ HASAN FEHMİ GÜ1NEŞ ULUBEYDE KONUŞTU
TV, Özal'ınaîle fotoğrafçısı
ERDOCAN ERİŞEN
ORDU — SHP Meclis Grup Başkanve-
kili Hasan Fehmi Güneş, Turkiye'de işba-
şında halksız bir iktidann bulunduğu ve bu
iktidann da artık tükendiğini söyleyerek
"TV de Özal'ın aile fotografçısı haline
getirildi" dedi.
Bugün Ordu'nun Ulubey ilçesinde yapı-
lacak olan belediye başkanhğı seçimi için
SHP Ordu 11 Örgütu tarafından Ulubey il-
çesinde düzenlenen görkemli mitingde ko-
nuşan Hasan Fehmi Güneş, bütün sosyal
demokratların el ele vermesi gerektiğini
söyledi. Güneş, "Çünkü yerel yönetimler-
de de gerçekte de iktidar biziz" biçiminde
konuştu.
Beraberinde PM üyesi tbrahim Tez, An-
kara Buyukşehir Belediye Başkanı Murat
Karayalçın, PM uyesi Türkân Akyol ve Ay-
la Akbal olduğu halde yuzlerce araçtan olu-
şan bir konvoyla Ulubey'e gelen SHP
Meclis Grup Başkanvekili Hasan Fehmi
Güneş kalabalık bir topluluğa hitap etti.
Zonguldak'tan yürüyüşe başlayan ma-
den işçileri konusuna da değinen Güneş,
"Tiirk işcisi bir gun işe gitmedi. Şimdi de
yürüyor. Ama hükumeün kulaklan, gönül-
leri, hatta kapılan onlara kapalı" dedi.
PM üyelerinden Prof. Türkân Akyol da,
ANAP'ın seçim kazanmak amacıyla türlü
oyunlara başvurduğunu söyledi. Akyol,
"Eşegi boyamak gibi, Ünye Devlet Hasta-
nesi'nin ambulansını boyayıp üzerine Ulu-
bey yazmışlar. Buraya getirmişler.
Ulubey'de devlet hastanesi yok ki. Seçim
yatınmı diye boş bir arsaya temel atmışlar.
Insaatına başlanmadan ambulansını
getirmişler" biçiminde konuştu. Ayla Ak-
bal da daha önce yaptığı bir konuşmasın-
da, "Biz tek adam partisi degiliz. Bizde tek
adam yok. Biz bütün olarak her yerdeyiz.
Bu seçim çok önemli. Bush bile buraya ba-
kı>or. Acaba yine ANAP seçim alacak ege-
menligim devam edecek mi diye" dedi.
Bugün Ulubey'de yapılacak belediye baş-
kanlığı seçiminde 5 siyasi parti yarışacak.
Belediye başkanhğı için ANAP'tan Meh-
met Yılmaz, SHP'den Halil tbrahim Şen-
gül, DYP'den K. Şenol Altunkaya,
DSP'den Necmi Şahin, MÇP'den ise Ga-
lip Turap'ın aday olduğu Ulubey'de bugün
11 sandıkta 3715 seçmen oy kullanacak.
ket etti. Yaklaşık 4 kilometrelik
araç konvoyu nedeniyle Adana-
Iskenderun karayolu uzun süre
trafiğe kapandı.
Alanda "Dul ve yetim kal-
mak istemiyoruz", "Savaşa ha-
yır seçime evet", "Özal için öliı-
me gönderecek çocuğumuz
yok", "Madencinin mücadele-
sini destekliyoruz" pankartları
yer alırken mitinge katılanlar el-
lerinde zeytin dallan taşıdılar.
SHP lideri seçim otobüsünün
uzerine çıktığında, Meryem adlı
küçük bir kız kendisine savaş is-
temediğine ilişkin bir mesaj ver-
di ve banş güvercinleri uçurdu.
tnonü konuşmasına "Devrek'-
ten çıkan maden işçilerine bura-
dan selam >olluyoruz" diyerek
haşladı. Vatandaşlann ellerini
kaldırarak "Savaşa hayır" diye
bağırmalarını isteyen tnönü,
"TRT, bu göriintüyü göster-
mezse, biz onlan bu akşam gös-
teririz. Bunu yalnız TRT değil
korsan televizyon da degil, dün-
\a letevizyonlan da görsün.
Turkiye savaş istemiyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Turgut özal'-
ın önceki akşamki televizyon
konuşmasına değinen İnönü,
halkın gucünü artık Özal'ın da
anladığını "Ben diktatör degi-
lim, her istediğimi yapamıyo-
rum" demeye başladığını anla-
tan tnönü, "Daha ne yapacak.
Özal'ın hangi tarafı tuttuğunu
bilmeyen var mı? Cumhurbaş-
kanı öyle aklına estiğini yapa-
maz. Ama artık Özal halkın de-
mokratik haklanna sahip çık-
ması karşısında size kendini yn-
muşak göstermeye çalışıyor.Hal-
kın gücünü anladı" diye
konuştu.
Bu tür mitinglerin Türkiye'-
nin savaş istemediğini, Özal gi-
bi maceracıların bulunmadığını
göstermesi açısından yararh ol-
duğunu kaydeden İnönu, ken-
disini izleyenlerle birlikte "Yurt-
ta barış diinyada
l
ıanş" sloga-
nı attı. Turkiye'nin savaş tehli-
kesine Cumhurbaşkanı Özal ne-
deniyle bulaştığını, ancak baş-
bakan dahil hiçbir yetkilinin sa-
vaştan Turkiye'nin ne yarar sağ-
layacağını ortaya koyamadvğını
belirten inönü şoyle devam etti:
"Turkiye ambargoya katıldı,
daha ne yapacağız. Bir de bizi
savaşa sokacaklar. Bu bir oyun-
dur." dedi
Türkiye'yi savaşa sokmak is-
teyenlerin Irak'ta diktatörlük
olduğu, bu ülkenin buyük silah
gücüne sahip olması nedeniyle
ileride Turkiye için tehlike oluş-
turacağı gerekçelerini öne sur-
düklerini anlatan tnönü, "Bu-
nu Irak'a silah satan devletler
söylüyor. Bu silahları satarken
bize sordular mı? Şimdi kendi-
leri için tehlikeli olduğunu an-
ladılar. Kendileri sattılar, gitsin-
ler kendileri alsınlar" dedi.
İnönü, Başbakân Yıldırım
Akbulut'un "son günlerde çok
sıkıntılı" olduğunu, bunun ne-
deninin, kendisini birden bire
başbakân yapan Özal
s
.n "işler
zorlaşınca ortadan kaybolma "
s»"ndan kaynaklandıgını kay"
detti •
CÜNEYT ARCAYÜREK
YAZIYOR
ÖZAUBN BAŞDANIŞMANI DENETLEME KURULU ÜYESt
DeneÜemede operasyon
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, Devlet Denetleme Kuru-
lu'nda "ekip" değişikliğine gidi-
yor. 6 kişiden oluşan kurulun 3
üyesi değişirken bir üye de bt
ekip değişikliği nedeniyle istifa
ederek görevinden ayrıldı.
Özal'ın başbakanlığı dönemin-
de basbakanlık müsteşarı, cum-
hurbaşkanhğı döneminde ise
başdanışman olarak görev ya-
pan Ahmet Selçuk kurul üyeli-
ğine atanırken kuruldaki göre-
vinden istifa ederek ayrılan
Mustafa Yuluğ, kurulun bun-
dan böyle "tarafsız ve bağımsız"
çalışıp çalışmayacağı sorusuna,
"calısması umulur" yanıtını ver-
di.
Görev bırakanlar
1982 Anayasası ile "tdarenin
hukuka uygunluğunun, düzen-
li ve verimli şekilde y ürütulme-
sinin ve geliştirilmesinin
sağlanması" amacıyla oluşturan
ve cumhurbaşkanına bağlı ola-
rak çaüşan Devlet Denetleme
Kurulu'ndan ilk aynlan, kuru-
lun Başkanı emekli General
Sabri Talazer oldu. Cumhurbaş-
kanı özal'ın bu göreve seçilme-
sinin hemen ardından aynlan
Talazer'den sonra Bedrettin
Oğuz ile Akif Dereboy da süre-
lerinin sona ermesi nedeniyle
görevlerini bıraktılar. Cumhur-
başkanı Özal, bu üç üvenin yer-
lerine, Cumhurbaşkanlığı baş-
danışmanlarmdan Ahmet Sel-
çuk, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı Teftiş Kurulu Başka-
nı S. Sırrı Vidinlisan ile Hazine
ve Dış Ticaret Musteşarhğı uz-
manlarından \ah\a Doğan'ı
atadı. Bu atama kararı, 3 Ocak
1991 tarihli Resmi Gazete'de ya-
yımlanarak yürürlüğe girerken
Kurul BaşkanhğYna da aynı gun
Ahmet Selçuk getirildi.
Bu görev değişikliklerinin ar-
dından, kurul üyesi Mustafa Yu-
lug da önceki gün görevinden is-
tifa etti. Yuluğ'un istifası Cum-
hurbaşkanı Özal tarafından ka-
bul edilirken ilk oluşturulduğu
dönemden kurulda üye olarak
Yıldırım Özdemir ile Alaittin
Karaman kaldılar.
Mustafa Yuluğ, Cumhuriyet
1
in istifasına ilikin sorulannı ya-
Kurulun
görevi
Anayasanın 108. maddesme
gore, Devlet Denetleme
Kurulu'nun gorevı şöyle:
"tdarenin hukuka
uygunluğunun, düzenli ve
verimli şekilde
yürütülmesinin ve
geliştirilmesinin sağlanması
amacıyla,
Cumhurbaskanhğına bağlı
olarak kurulan Devlet
Denetleme Kurulu,
Cumhurbaskanuıın isteği
üzerine, tüm kamu kurum
ve kuruluflarınaa ve
sermayesinin yansından
fazlasuıa bu kurum ve
kuruluşlann katıldığı her
türlü kurulusta, kamu
kurumu niteliğinde olan
meslek kuruluşlarında, her
düzeydeki isçi ve işveren
meslek kuruluşlarında,
kamuya yararU demeklerle
vakıflarda, her türlü
inceleme, araştırma ve
denetlemeleri yapar."
nıtlarken, kurulda bir "ekip"
değişikliği olduğunu, istifasının
da esas olarak bundan kaynak-
landıgını, bunun dışında özel
olarak ortada'bir neden bulun-
madığını söyledi. Kurulda ilk
göreve başladıklannda 6 kişi o\-
duklannı, daha sonra Özal'ın
cumhurbaşkanı seçilmesinin ar-
dından önce Başkan Talazer'in,
ardından da üyeler Oguz ve De-
reboy'un ayrıldıklannı, böylece
uç kişi kaldıklannı belirten Yu-
luğ, "tşte ben de şahsen burada
bir ayrılma geregini duydum"
dedi. Kurul olarak çok kapsamü
ve çeşitli çahşmalar yapıp rapor-
lar hazırlamalanna karşın bun-
ların kamuoyuna açıklanmama-
sının da yarattığı bir rahatsızlı-
ğın bulunduğunu belirten Yu-
luğ, "Raporlarda genel olarak
toplumsal, ekonomik ve idari
olayların degerlendirilmesi de
yer alıyordu. Tabii. bunların
açıklanmaması, tablonun tam
olarak görulmesini de engelle-
yen bir durum" diye konuştu.
Kurallara uymuyor
"tstifanız buna da bir tepki ola-
rak nitelenebilir mi?" sorusuna
da "Bürokraside bazı kendine
özgü kurallar \ardır. Belli şey-
lerin bu kurallara tam uygun ol-
madığı kanısında oldugum için
istifa ettim. Bunlar tabii kendi
özel kurallarım" yanıtını veren
Yuluğ, "Bu kendi kurallarıma
aykırılıklar gordüğum için
a> nldım" dedi. "Bu ekip deği-
şiklikliğini ardından, kurulun
gorevini bundan böyle tarafsız
ve yansız bir biçimde japacagı
inancını taşıyor rausunuz?" so-
rusuna da "Valla, bu konuda
şimdi benim bir fikir belirtmem
doğru olmaz. Şu anda kurulda
benimle birlikte görev yapan iki
de arkadaşım var. Diğer üç ar-
kadaşın da niteliğini tam olarak
bilmiyorum. Yani bu açıdan bu
konuda kesin bir şe> söylemem
doğru olmaz. Ama umulur ki
öyle çalışırlar" yanıtını veren
Yuluğ, bundan sonra ne yapaca-
ğma ilişkin bir soruya da"Her-
hangi bir angajman dolayısıyla
ayrılmadım, bu nedenle bunu
artık bundan sonra düşuneee-
ğim" karşılığını verdi.
Yatıştıran mı, Yoksa
Kışkırtan Devlet mi?
ANKARA — Bir başbakân, bir günde ancak bu kadar de-
ğişebilir. Ancak bir Türk başbakanı 15-16 saat önce söyle-
diklerinden 15-16 saat sonra 180 derece dönme becerisini
gösterebilir.
Önceki.gece Akbulut, Sabah ekibiyle akşam yemeğine
oturuyor. Işçilerle iyı ilişkileri koparan daha önceki hükümet-
leri eleştiriyor. Tersine davranacağını, işciiere sicak baka-
cağını söylüyor. O sırada Denızer, Başbakan'ı telefonla an-
yor. Akbulut, Hilton Otelı'nin görkemli Marco Polo yemek
salonundan kalkıyor, özel bir bölüme geçiyor, konuşuyor,
dönüyor ve Bolu'da buluşacağı Denizer'le "meseleyi
çözeceğini" müjdeliyor.
Bu ve benzeri bilgilerden sonra Akbulut'un, anlaşmazlı-
ğı çözecek, yürüyüşü durduracak "yeni rakamlarla dün Bo-
lu'ya gidecegıne" kesın gözle bakılıyor. Son davranışları,
yumuşak üslup konuşmaları, işçinın ayağına giderek çözüm
bulmaya çalışan yeni kimligi Akbulut'un hanesine olumlu
notlar yazıyor.
Ya sonra ne oluyor? Olumlu karşılanması olası parasal
önerileri Bolu'ya götürmesi beklenen bir başbakân gıtmiş,
yerine koşullara bağlı dayatmalar dikte eden bir başkası gel-
miş!
Meger "çözeceği mesele" halkla bütünleşerek Zongul-
dak'tan Ankara'ya doğru hareket halindeki işçi yürüyüşü-
nü engellemek, durdurmakmış. Amacı, işçiyı yürüyüşe zor-
layan parasal kimi yeni olanakları konuşmak, tartışmak, yü-
rüyüş durursa, hangi yeni rakamlann tartışılabileceğini soy-
lemek değilmiş.
Basbakanlık koltuğunda bir günde iki değtşik yüz neden
izleniyor? Belki de _ _ _ _ _
Bir başbakân bir
günde ancak bu
kadar değişebilir.
Önceki gece işciiere
sıcak bakacağını
söylüyor. Ya sonra ne
oluyor? Bolu'da
Akbulut, dayatmasını
sürdürürken TÖ,
Ankara'da Denizer'i
suçluyor.
yürüyüş durmadan,
yeni zamlar öner-
meyi hükümetin er-
kekligine sığdırama-
dı. NedeolsaDoğu
çocuğu. Ya da ger-
ginliği arttırarak hü-
kümet rakamlarında
işçileri dize getirme-
yi umuyor.
İyi, ama uzun sa-
atler süren görüş-
meden sonra anlas-
mazlığın ve olayın
püf noktasını Deni-
zer, mantıklı bir
cümle ile özetliyor:
"Para, bizi yürüyüşe sevk etti" diyor.
İçişleri Bakanı Aksu'nun toplantıya alınması dünkü gö-
rüşmeden yaramaz sonuçlar çıkacağının işaretiydi. Aksu
içeride kimbilir hangi aşırılıklarta ışçiyi kışkırtacak sızmalar-
dan dehşetengiz hangi raporlar gösterdi kimbilir? Başba-
kân da buna ek olarak işçi olayını siyasetçılerın sömürdü-
ğünü uzun uzadıya anlatmış olmatı.
Olayları yatıştırmaya özen gösteren işçisini, insanını ko-
ruyan bir devlet mi, yoksa olayları, insanın, işçinin üzerine
kışkırtan bir deviet mi? Soruyu yanıtlayan son gösteriler dün
başkentte izleniyor.
Bolu, Akbulut dayatmasına sahne olurken çevresindeki
aynlmaz parçaların huzurunda TÖ, Ankara'da düşman sö-
zünü kullanmadan Denizer'i neredeyse öylesi tanımlayan
bir konuşma yapıyor. Denizer'le asla anlaşmaya vanlamaz-
mış. "Nuh der peygamber demezmış". Denızer'e saldırdı-
lar. Sonra bütün maden isçilerini devletin karşısına alacak
kışkırtıcılık yapıyor TÖ. Maden ocaklarının verimli olmadı-
ğını söyleyerek kapanmaları fıkrini işçinin üstüne üstüne gi-
derek hem de TV'den yineliyor.
Başbakan'la Çankaya'daki işçiyi kışkırtacak her davra-
nışın tutsağı olmuşlar sanki. Ve belirli bir planı birlikte uy-
guluyorlarmış gibi bir yandan da yol boyuna daha çok po-
lis, tabur tabur asker gönderiyorlar.
Olaylar saat başı değişkenlik gösterdiğinden bu sabah
neler olur kestirilemiyor.
İşçiler günlerce sürecek yürüyüş için hazırlık yapabilmek
amacıyla eylemi 1 gün geciktirirler mi ya da başka gelis-
meler mi izlenir, önceden bir şey söylemek zor.
Ne var ki kolay söylenecek yargı, ortak bir yargıl Başba-
kân gerginliği arttırmak için elden geleni yapıyor, TÖ ise
olumsuz gelişmelerle Işçiyi kışkırtıyor.
Ateş üzerine iki koldan benzin dökerek.
Bir yüdu sûren ve iki yü daha sürecek olan
kutlamalann amaa: 500 yüdır kendilerini huzur içinde
yaşatcm Osmanlı ve Türkiye'ye şükrctn. Yahudi
önderleri ve ünlüleri tarihlerini, geleneklerini ve
amaçlaruu Tempo'ya anlattı. Bu yanyı okuduktan
sonra "Türkiye'deki Yabudüer hakkînda bir şey
bUmiyormuşum" diyeceksiniz.
32. Gün'de
neler oluyor
Mehmet Ali Birand'ın 32. Gün
progTamına ait faturalan TRT'yi
kanşbrdı. Teftiş kurulu olcryı
soruşturuyor. İddialar ve Birand'ın
yanıûan.
Türkiye'nin
Körfez'deki yeri
Londra'daki Uluslararası Stratejik
Araşarmalca Enstitüsü Ortadoğu
Sorumlusu Albay Duncan.
Turkiye'nin Körfez Krizi'ndeki yerini
Tempo için değerlendiıdi: "TürkiYe
bölgede bir ç/üç olamayacak."
Dünyanın gözbebeği
Sovyetlerin dünyaca ünlü göz
hastanesinde komea naklini Tempo
görüntüledi. Her on dakikada bir
miyop ameliyatı yapılan hastaneye
daiı bilmek istediğiniz her şey.
Traven'in kimligi
Ünlü efsanevi yazar Traven'in
kimligi açıkkmdı. 30 yüdır
gizlenmesinin çok hakb nedenleri
vanmş.
Kadınlar
iahışeliğı seçıyor
Cemil Çiçek'e incrt olsun diye bazı
kadınlar kocalanndan resmen
boşanıp birlikte yaşamaya başhyor.
Çiçek'e tepkiler sürecek.
Aynca bu hafta Tempo'da:
Balerinlerin şikâyeüeri, iki yıllık av
yasağından ricat edenlerin öyküsü.
Karadeniz ekonomik isbirliği
girişimlerinin Türkiye'ye
getirecekleri.
HAFTAUK HABER DERGİSİ