28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 6 OCAK 1991 ANAPın i yemeği • İZMİR (Cumbnriyet Ege Bttrosu) — ANAP Konak ilçesi tarafından duzenlenen "sevgi yemeği"ne katılan üç bakan örgüte "Zor günlerdeyiz. Birlik ve beraberlik içinde olun" mesajı verdi. Adalet Bakanı Oltan Sungurlu muhalefetin kendilerine karşı bir cephe oluşturduğunu soylerken Milli Savunma Bakanı Hüsün Doğan, "İşçilerle ilgili bazı hareketler var. Geçmişte bunlardan en fazla ders alması gerekenler, bugün memleketi belirli bir atmosfere çekmek için ellerinden geleni yapıyorlar" dedi. Ozal ve insan hakları • ANKARA (AA) — Cumhurbaşkanı Turgut özal, insan haklarının uluslararası değerler taşıdığını belirterek, "Insanın öz, temel haklanna dokunulamaz, üzerinde münakaşa dahi edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut özal, Türk Demokrasi Vakfı tarafından duzenlenen "TBMM tnsan Hakları Komisyonu: Yetkileri, Görevleri ve Çalışma llkeleri" konulu konferansta bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı, insan hakları konusunda son 10 yıldır Türkiye'nin, kendisinden ileri ülkelerin tacizlerine hedef olduğunu, fakat taciz eden ülkelerdeki Türklere yapılanlar hakkında bilgi sahibi olmadığımızı belirterek, "Bu komisyonun amacı bu ülkelerin bizim insanlarımıza yaptığı muameleyi açığa çıkarmaktır" dedi. Genç: *Ozal'a acıyormrf • ANKARA (UBA) — Gölge maliye bakanı ve SHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın haline acıdığını söyledi. Genç, Özal'ın zırhlı araçlarla halktan kendini koruyamayacağını one sürdü. Genç, "Ülkede Özal'a karşı olmayan kalmadı. ANAP içinde bile büyük çoğunluk Özal'a karşı. Bunlann önemli bir bölümü de karşı olduğunu açık açık söylüyor. Halktaki bu kadar tepkiye rağmen Özal'ın hâlâ Çankaya'da oturması şaşılacak bir şey " dedi. 17 öğrenci serbest • Istaobul Haber Servisi — 3 Ocak'ta gerçekleştirilen işçi eylemini desteklemek amacıyla Kumkapı'da zorla İcepenk kapattırdıkları savıyla gözaltına alınan 18 öğrenciden biri tutuklandı diğerleri tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Siyasi şubedeki sorgularmdan sonra önceki gün Istanbul DGM'ye sevk edilen sanıklar görevsizlik karanyla Istanbul Adliyesi'ne gönderildiler. Savcılık ifadeleri tamamlanan öğrencilerden birini tutuklarken 17'si tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Demirel, Saddam'ın Körfez'de satranç oynadığını söyledi 'Türkiye savaş histerisinde'DYP'nin düzenlediği "Körfez Krizi ve Türkiye" panelinin açış konuşmasını Demirel yaptı. Haluk Ülman'ın yönettiği panele Haluk Gerger, Mehmet Gönlübol, Coşkun Kırca, Süreyya Yücel ve Cengiz Çandar katıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bii- rosu) — DYP'nin düzenlediği "Körfez Krizi ve Türkiye" konu- lu panelde konuşan DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, ABD ve Batı dünyası gibi Türki- ye'nin de Körfez krizinin başlan- gıcından bu yana "savaş niste- risi"ne girdiğini söyledi. Demi- rel, Türkiye'nin Körfez krizinde hangi angajmanlara girdiğini hükümet dahil kimsenin bileme- diğini belirterek krizle birlikte hükümete ait yetkilerin Çanka- ya tarafından kullanıldığının bir kere daha ortaya çıktığını söy- ledi. Demirel, Cumhurbaşkanı Turgut Öıal'ı yaptığı telefon te- maslan sonucu "savaşın kapısını çalmak'lasuçladı. Demirel, Çe- vik Kuvvet'in çağrılmasımn da "onur kırıcı" olduğunu ve Türkiye'nin etrafındaki "potan- siyel tehlikeyi daha da arttırdığım" bildirdi. DYP'nin düzenlediği "Körfez Krizi ve Türkiye Paneli" dün Ankara Hilton'da yapıldı. Mar- mara Üniversitesi Uluslararası Ilişkiler Bölüm Başkanı Prof.Dr. Haluk Ülman'ın yönet- tiği ve gazeteci Cengiz Çandar, yazar Dr. Haluk Gerger, Anka- ra Üniversitesi SBF Uluslarara- sı llişkiler Bölüm Başkanı Prof. Mehmet Gönlübol, emekli bü- yükelçi ve yazar Coşkun Kırca ile emekli Orgeneral Süreyya Yiicel'in konuşmacı olarak ka- tıldıklan panelin sunuş konuş- masını yapan DYP lideri Demi- rel, Türkiye'nin izlediği Körfez politikasını eleştirdi. Türkiye'nin "Körfez krizinin »teş sahasT içinde olduğunu be- lirten Demirel, alınacak karar- ların ulusal çıkarlar doğrultu- sunda olması gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin bundan sonra alacağı tavrın aydınlık olmadı- ğını savunan DYP lideri, Irak'a lcarşı mücadele veren ABD'de bile savaş karşıtı kampanyalar düzenlenmesıne dikkat çekti. Demirel, ABD'nin de "Viet- nam psikozu"na girdiğini belir- terek "lnsanlıgın önünde bir kan denizi duruyor. Çok kısa zamanda başanya ulaşacagız di- ye de bir göriiş var. Bu, korku- tncudur. Önümüzde duran savaş, bugiine kadar olmamış olan bir savaştır" dedi. Saddam'm güç- lenmesi gibi Körfez krizinin bu aşamaya gelmesine de Batı dün- yasının seyirci kaldığını söyleyen Demirel, ABD dahi! Batı dün- yasının savaş histerisine kapıldı- ğını vurguladı, "Türkiye de bu- na dahildir" dedi. Irak lideri Saddam Hüseyin'in Kuveyt olayını başka olaylarla birleştirerek "satranç" oynadığı- na dikkat çeken Demirel, "Adam haksızdır, şudur budur, ama söyledigi şeyler Ortadoğu- nun yannki şekillenmesinde et- kfli otacaktır" diye konuştu. De- mirel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Savaş olursa, savaşı yapanlar gidecek, ama biz kalacağız. Türkiye bu olaya girerken iki şe- kilde girdi. Bunlar potansiyel tehlike ve kâriılıkor. Potansiyel tehlike ve kârlılık uluslararası hukukta mevcut degüdir. Potan- siyel tehlike ve kârlılık savaş se- bebi olamaz, olmamıştır. 'Sad- dam bizim için tehlike, bunu or- tadan kaldıracak bir tedbirin içinde olalım' şekünde düşünür- sek, Türkiye hiçbir zaman banş içersinde olamaz. Çiinkü etrafı- mızda potansiyel tehlike olan komşular her zaman vardır." Türkiye'nin savaştan hiçbir yarannın olmadığmj ve böyle bir savaşa koşarak gitmesinin de yanlış olduğunu vurgulayan DYP lideri, adını vermeden Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a şu eleştirileri yöneltti: "Dünya bunun içinden nasıl çıkacak? Herhalde dünyayı yö- neten biz değiliz. Yani telefona yaptşıp Bush'u, Mitterrand'ı an; Gorbaçov'u ara; derken savaş Türkiye'nin kapısını çalmadı, biz savaşın kapısını çaldık. Bu olav bizim ülkemizde rejimin kökündekfbir kusuru ortaya çı- kardı. Türkiye Cumhuriyeti'nde anayasal, parlamenter bir rejim vardır. Demokrasi, kurumlar, kurallar rejimidir. Bugün Tiirki- ye'de Çankaya hükümete ait yet- kileri kullanıyor. Angajmanlara gidiliyor. Halkla devleti yöne- tenlerin arasına mesafe girmesi- nin en büyük nedeni budur." Halkın ve devletin başka tel- lerden çaldığını belirten Demi- rel, Türkiye'nin bugün hangi an- gajmanlara girdiğinin ne hüku- met ne muhalefet ne basın ne de halk tarafından bilindiğini kaydetti. Türkiye'nin olası bir savaşta kendisini koruyacak güce sahip olduğunu vurgulayan DYP Ge- nel Başkanı, Çevik Kuvvet çağ- nlmasma eleştirilerini yineledi. Harita değişikliğinin Körfez • krizinde bunalım yarattığına ve Batı'nın olası bir savaş sonrası tekrar harita değiştirilmesine göz yummayacağıru anlatan De- mirel, Kerkük. ve Musul'un Türkiye"ye geri verilmeye kalkıl- ması durumunda buna Suudi Arabistan, Mısır, İran, lsrail ve Sovyetler Birliği dahil olmak üzere kimsenin razı olmayacağı- nı söyledi. Panelde Uk sözü alan Prof. Gönlübol, Cumhurbaşkanı Yonus Emre Sevgi YüVnın açılışı dün akşam g XRT An Stüdyosu'nda yapılan kutlarna prog- ramıyla başladı. Program nedeniyle duzenlenen geceye Cumhur- başkanı Turgut Özal ve eşi Semra Özal da katıldı. Ünlti tasav- vuf şairi Yunus Emre, Türkiye'de ve dünyada UNESCO tara- fından ilan edilen "Sevgi Yılı" programı çerçevesinde doğnmu- nun 750. yılında anılacak. Kutlama programının açılışında ko- nuşan Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, bütün dünyada UNESCO tarafından ilan edilen Sevgi Ydı'nda dünyadaki diğer insanlann Yunus Emre'nin kişiliginde Türk kültürünü tanıya- cagını söyledi. Daha sonra söz alan Cumhurbaşkanı Turgut Özal da "Yunus'un sevgi dolu, hoşgöriı dolu bir kültürün dünyasını ifadeettiğini" belirtti. Kültür Bakanlığı Çocuk Korosu'nun Yu- nus Emre'den okudugu labüerie başlayan program boyunca TRT spikerieri tdil Öztamer ve Tanzer Kozan, ozanın şiirlerini oku- dular. Program bu akşamTVl'den yayımlanacak.(Fotoğraf:AA) 3 ocak eylemini desteklemişlerdi Ikiaviıkat gözaltında Ankara DGM Başsavcısı DemiraTın emriyle gerçekleştiği öğrenilen bu olay nedeniyle, avukat Ali Yıldırım'ın bürosundaki bazı savunma belgelerine de polis tarafından el konulduğu öne sürüldü. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Türk-lş'in 3 ocaktakı "bir gün işe gitmeme" eylemi- nin suç olmadığı yönünde huku- ki görüş açıklayan Çağdaş Hu- kukçular Derneği yönetici ve üyelerine karşı, Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral'ın emriyle kapsamlı bir "gözaltı operasyonu" başlatıldı. Dernek Yönetim Kurulu üyesi avukat HUsnü Öndül ile dernek üyesi avukat Esin Kulaç önceki ak- şam gözaltına almırken yönetim kurulu üyeleri Aydın Erdoğan ile Ali Yıldırım'ın bûro ve evle- rinde ise arama yapıldı. Avukat Yıldırım'ın bürosundaki bazı savunma belgelerine polis tara- fından el konulduğu öne sürüldü. Ankara DGM binası önunde basın açıklaması yapan Çağdaş Hukukçular Derneği yönetici ve üyelerinden 23'ü hakkında da "gözaltı emri" çıkarıldığı öne sürüldü. Büro ve evlerinde ara- ma yapılan Erdoğan ve Yıldı- nm'ın da gözaltına alınmak is- tendiği öğrenilirken avukat Er- doğan, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, "Bir olay hakkın- da basın açıklaması yaparak hu- kuki göriiş belirtmek, herkesten çok bizim hakkımız" dedi. tş- çilerin 3 ocak eyleminin meşru bir eylem olduğunu, DGM'nin bunu soruşturma konusunda yetkisiz olduğunu açıklamanın kendilerüıin en doğal hakları ol- duğunu da savunan Erdoğan, gözaltındaki avukatlann salıve- rilmelerini isterken avukatlar hakkında bu tür soruşturma ya- pılamayacağını, bunun yasa ve Adalet Bakanlığı genelgelerine aykın olduğunu da bildirdi. Yine Ankara DGM Başsavcı- sı Demiral'ın emri ile daha ön- ce de avukatlara karşı gözaltı- lar uygulanmıştı. Avukatlar, Halit Çelenk, Uğur Söyleme- zoflu, Atilla Coşkun, Rasim Öz, Hasan Şahin, Gürbüz Özal- tınlı, Aytül Yağanoğhı çeşitli ge- rekçelerle gözaltına alınmışlar, Hüsnü Öndül ve İbrahim Acan ise gözaltına alındıktan sonra, tutuklanmışlardı. lstanbul'dan Ankara'ya getirilerek hakkında TCK'nın 168. maddesi uyarın- ca dava açılan avukat Fuat Er- doğan'ın da mayıs ayından bu yana Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunduğu belirlendi. İHD'nin tepkisi tnsan Haklan Derneği Anka- ra Şube Başkanı Muzaffer tlhan Erdost, gözaltına alınan avukat- lar arasında, İHD Ankara Şu- besi Yönetim Kurulu üyesi avu- kat Hüsnü Öndül'ün de bulun- duğunu beiirterek "Gözaltının bir baskı ve göz korkutma ara- cı gibi kullanılmak istendiğine dikkat çekmek isliy onız. Görev- leri geregi hemen her gün adli- yeye gelmek durumunda bulu- nan avukatlann, haklarında olası işlemlerin, gözaltında tu- tulmadan da_ yünitülebileceği dikkate alınarâk serbest bırakıl- malarını bekliyoruz" dedi. özal'ın Türkiye'yi aktif olarak savaşa sokacak bir politika izle- diğini belirterek "Dışişleri Ba- kanlığı'nın çizgisi Özal'ın her türlü riski goze alan dış politi- kasııun gerisinde kalıyor. Bu oe- denle de Yüdınm Akbulut kabi- nesine dışişleri bakanı dayanmı- yor" dedi. Dr. Haluk Gerger izlenen po- litikalar sonucu Türkiye'nin krizde tarafsızlık niteliğini tü- müyle yitirdiğini ve henüz çık- mamış bir silahlı çatışmanın ta- rafı haline geldiğini söyledi. Coşkun Kurca ise Körfez krizi gibi ciddi bir konuda, "Özal'ın ciddiyetsizlğine kapılmamak gerektiğini" vurguladı ve "Bu adam nasıl olsa gidecek. Biz on- dan sonra bolgede ne yapacagız, onu düşünelim" dedi. Emekli Orgeneral Süreyya Yüksel, Çevik Kuvvet'in "caydıncıhk" iddiasıyla Türki- ye'ye çağrıldığını, ancak caydı- rıcılığın taarruz amacı taşıyan tarafa karşı geçerli olacağını, Irak'ın ise savunmada bulundu- ğunu söyledi. Gazeteci Cengiz Çandar, Türkiye'nin coğrafyası nedeniyle savaşa taraf olduğunu belirtti. Çandar, "Türkiye'nin oldu bil- tiyle savaşa girmesi sendromun- dan kurtulmak gerekiyor. Irak'ı Alaattin'in lambasından çıkan dev haline getirdiler. Şimdi na- sd sokacaklannı bilemiyorlar." dedi. İçtüzük Ozal'a daha çok yetki TBMM yeni iç tüzük taslağı hazırlandı. Taslağa göre olağanüstü hal ve sıkıyönetim ilanıile ilgili KHK'lar bir ay içinde Meclis'te görüşülecek. ANKARA (AA) — TBMM içtüzüğünde yapılması pianla- nan değişiklikler son aşamasına geldi. Parlamentoda grubu bu- lunan siyasi partilerce oluşturu- lan içtüzük hazırlık komisyonu- nun, bu ay TBMM Başkanı Ka- ya Erdem'in başkanlığında ya- pacağı toplantıda içtüzük tasla- ğına son şekli verilecek. İçtüzük taslağı aynen benim- senirse, yasa tasarı ve önerileri ile kanun hükmünde kararna- meler (KHK), komisyona hava- le edildikleri günden itibaren 45 gün içinde sonuçlandınlacak. Hükümet ya da milletvekilleri, komisyonlarda süresi içinde gö- rüşülmeyen tasarı ve önerilerin doğrudan genel kurul gündemi- ne alınmasını isteyebilecek. Yet- ki kanunu tasarılan ile kanun hükmünde kararnameler, ko- misyonl.-;r ve genel kurulda ön- celik ve ivedilikle görüşülecek. Savaş hali ilanı... "Savaş hali" ilanına, Bakan- lar Kurulu'nun istemı üzerine TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğuyla karar alınacak ve bu karar cumhurbaşkanı tara- fından uygulanacak. Ancak TBMM tatilde ya da ara verme sırasındayken "ülkenin ani bir siahlı saldınya uğraması ve bu sebeple silahlı kuvvetlerin kul- lanılmasına derhal karar veril- mesinin kaçınılmaz olması" ha- linde cumhurbaşkanı da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanıl- masına karar verebilecek. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesi veya yabancı silahlı kuvvetlerin TUrkiye'de bulunmasına da Ba- kanlar Kurulu'nun istemi üzeri- ne, TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğuyla karar alına- cak. Bu karar da cumhurbaşka- nınca uygulamaya konulacak. TBMM'nin yeni içtüzük tas- lağına göre milletvekili seçimle- rinin yenilenmesi, siyasi parti gruplan veya TBMM üye tam- sayısının üçte biri tarafından is- tenebilecek. Seçimlerin "savaş sebebiyle" ertelenmesi de Ba- kanlar Kurulu ya da siyasi par- ti gruplan tarafından genel ku- rula önerilebilecek. POLİTİKA GÜNLÜGÜ HİKMET ÇETİNKAYA Dorukhan Tüneli'nden Onbinler Geçiyordu... ANAP elinden Türkiye'nin siyasal gündemini kaçtrdı. Bun- ca çabasına karşın genel eylem ve ardından Zonguldak'- tan onbinlerce maden işçisinin Ankara'ya yürümelerini 'er- ken seçim senaryoları' engelleyemedi. Oysa, senaryo 2 ocak günü kimi gazetelere 'el altından' sızdırılmıştı. 3 ocak günü Türk-iş'in genel eylemi vardı. 8u tûr haberierle kamuoyunun gözleri yeniden ANAP'a çevri- lebilir, 'genel eylem' ikinci plana itilebilirdi. Önce, Deviet Bakanı Mustafa Taşar konuştu. SHP-DYP işbirliğini, ANAP mantığıyla değerlendirip 'bomba gibi' bir açıklama yaptı: —SHP ile DYP birleşip tek bir parti olsunlar.. Ardından Mehmet Keçectler kükredi: —Demirel'in yaşı 70, işi bitmiş... Çağı yakaladığını sanan ANAP, taşra kafasıyia politika üretmeyi çok seviyordu... Ne yapmalı, ne etmeli, Türkiye'nin gündemini kenditeri saptamalıydı... Düşünüldü, taşınıldı ve karar verildi: —Gizli toplantı havası içinde bir haber sızdıralım... Bu gizN toplantıda erken seçim havası yayalım... Haberin kaynağı Çankaya olarak gösterilirse, ikji daha da artardı. Yanına, 'seçim ekonomisi' diye bir ek yapılırsa, yer yerinden oynardı. Eh, bir de küçük not düşülürdü: —Çankaya'ya yakın çevreler ANAP'ın yeni bir vitrinle se- çime gitmesi gerektiği görüşünü savunuyor... Bu senaryolar ne ilk ne de sondu. Zaman zaman böyle savlar ortaya atılır, üstelik ad uydurulurdu: —Baskın seçim... Oysa, Çankaya'ya yakın çevreler kendi aralannda baş- ka önemli konuları tartışıyordu. Deviet Bakanı Mustafa Ta- şar'ın hazırladığı rapor, kimi yöneticileri rahatsız etmişti. Biz, bu senaryolarla ilgili bir ANAP'lı yöneticiye soru yö- nelttik dün sabah: _ _ _ _ _ _ _ _ ^ — ^ — ^ — ~ —Zonguldak'tan loobinişçiAnkarayaNe yapmalı, ne etmeli, genyor, ne diyorsu- Türkiye'nin gündemini Yanıtı şu oidu: kencfileri -Evet çok önemii saptamalıydı... bir olay. Ama bızım ar- ^ ' kadaşlarımız gereken DÜŞÜDÛIdÜ, taŞimldl VO *£h KE"SSî ^rar verildi: Gizli ANAPiıya şunu toplantı navası içinde ^-1991-de baskm b ı r n a b e r sodıralım... Se Sern ekV yan,t verdi: BugiZİI toplanbda -can.m biz bunu erken seçim havası zaman zaman görüşü- l rüz. Bizim sağ oyları- mız RP'ye ve DYP'ye kayıyor. Gün gün eriyip yok oluyoruz. Asıl mesele büyük kongre. Çankaya'dan bize ulaşan haberier 'Büyük kongreyi erteleyelim' yolunda... Hasan Celal Güzel ve arkadaşları da aynı görüşü paylat şjyordu. Onlar 'nisan ayında kongre yapılmayacak' telaşın- daydılar. ANAP'ta böyle bir hava bir aydır esiyordu. Şöyle konuşuyordu Hasan Celal Güzel ekibinden bir mil- letvekili: —Büyük Kongre'nin yapılmaması için baskı güçleri oJu- şuyor. 1991 sonbaharında bir erken seçim havası var. Onun için 'birlik, beraberlik' havası estiriliyor. Bu hava arkadaş- larımızı etkiliyor... Başbakan Akbulut'a yakın bir bakan ise tam tersini söy- lüyor. Büyük Kongre'nin yapılacağını, Akbulut'un Genei Başkanlığı'nda erken seçime gidilecegini öne sürüyor —Mesut Yılmaz'ı destekleyen arkadaşlar, Çankaya kay- naklı senaryolarla 'vitrin değişikliğini' kamuoyuna yaymak istiyor. Vitrinimiz Akbulut'tur ve gayet iyidir... ANAP tepelerindeki tedirginlik dalga dakja yaytlıyor. Baş- bakan Akbulut'a önceki akşam Çankaya'dan buyruk geliyor: —Zonguldak işini hemen bitirin... Dün öğle saatlerinde Başbakan Akbulut ve Genel Maden- İş Sendikası Başkanı Şemsi Oenizer Bolu'da buluştu. Sa- bah saat 08.30'da onbinlerce işçi Devrek'ten yeniden yola koyuldu... Gazeteciler, Bolu'da Akbulut'a sordular: —Daha yüksek ücret teklifi ile mi geldiniz... Başbakan, "Şemsi Bey bir gelsin bakalım" dedi. Sonra, Denizer'i beklemeye başladı. öğle saatlerinde 'anlaşma imzalanabilır' havası esiyordu. İşçiler ise yürüyordu. Dorukhan Tüneli'nin girişine bari- kat kurulmuştu. Yamaçlara tam teçhizatlı askerler yerieşti- rilmişti. On binlerçe işçi Mengen'de bekliyordu. Saat 17.30'da G& nel Maden-İş Sendikası Başkanı Şemsi Denizer'i araç te- lefonundan bulduk: —Nasıl, anlaşma sağlandı mı? Şu yanıtı verdi: —Başbakan yürüyüşü durdurun' dedi. Toplu pazariık ko- nusunu görüşmedik... Telefon alış sahasının dışına girdi, kesildi... Yürüyüş Mengen'de noktalanacak mıydı? Hayır. Anlaşr ma sağlanacak mıydı? Ne evet, ne hayır. Her saat yeni gelişmelere gebeydi... P A R T İ L E R D E N Aslan payı ANAP'ın ANKARA (ANKA) — Siyasi partilere 1991 yıhnda yapüa- cak Hazine yardımı belirlendi. ANAP, 18 milyar 450 milyon liralık yardımın y'üzde 50*sinden fazlasını tek başına aldı. Ma- liye ve Gümrük BakanlığYndan edinilen bilgiye göre ANAP, SHP, DYP, RP ye DSP'ye verilecek Hazine yardımı tutarlan belirlendi. Siyasi Partiler Kanunu uyannca Maliye ve Güm- rük Bakanlığı bütçesinden partilere 18 milyar 450 milyon li- ralık ödenek ayrıldı. Bu miktarın 10 milyar 818 milyonu ANAP'a, 3 milyar 667 milyonu SHP'ye, 2 milyar 185 milyor nu DYP'ye, 817 milyonu RP ve 817 milyonu da DSP'y ril cek. TEŞEKKÜR Değerli bilim adamı, sevgili insan Prof. Dr. Nejat Kaplanoğlu'nun ani vefatı karşısında yurdun dört bir yanından telgraf, çelenk gönderen veya bizzat cenazesine gelerek acımızı paylaşan başta Sn. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a, 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki değerli çalışma arkadaşlarına, Türk tıp camiasına, vefakâr öğrencilerine, hastalarına, tüm dost ve yakınlarına teşekkür ederiz. * AİLESİ Çankaya'da göçük DARBEYE İŞÇİ BARİKATIMİT Mûsteşan'nın danışmanı Koman'ın bilgisi dahilinde 2000'e Doğnı'y* gekfi: "özal, ABD Büyükelçisl'yle mırrfakta buluşuyor". Cumhurbaşkanlığı'nın dergimize açıklaması: "Bu maksatiı iddiadır"... Ordu-Özal hesaplaşması keskinleşiyor. MİT boylu boyunca darbe hazırlıgının içinde... Darbeye yatınm yapanlar... Demirel, yakın adamı Ekrem Ceyhun'u Özal'a şöndererek dlyalog çagnsında bulundu... ABO Başkanı Bush 3 Şubat'ta Türkiye ye geliyor... Ozal Zonguldak'ın sonımlusunu buldu: Sosyalist Parti... Yüz bine yakın işçi ve yakınlan Zonguldak'tan Ankara'ya yürüdü. Işçllerin yürüyüşü Çankaya'da göçük yaratırken darbenln önûne de barikat kurdu. • AYIimUUÖYU 6MB MEVİN HAMTASfc KTİDM YÜMJYÜŞÜ BAŞUUH • CBianpMY'M TOPUMSJIL OLAYUIM URŞİ1990 TUİMUMESİ: KOOU "Öm MMT'. TAM METNİ • NTTO SUİMST MMUtk "20901D0İMYÖNETİOLERİNİ POLİS ÖUHJRTECB' • aZAEVİ'NDE ÖLDÜRÜLEN U İ M6ÜNÜN MMESİNDa SOLA MESJU V/tt • Nizamettin Anç ve Kürtçe türkü: "Müzik onlann gazetesi" • Gazetelerin cinsel danışmanlan. Prof. Stone aslında kım? • imar Yasası Anayasa'ya aykın. Danıştay'dan kırmızı kart.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle