23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 HABERLERİN DEVAMI 6 OCAK 1991 KARARLI YÜRÜYUŞ — Onbinlerce tnaden işçisi bulduklan otobüs, kamyon, minibiis ve otomobilierie Dcvrek'ten Mengen'e gittiler. Büyük yürüyüşün ikinci güniinde madenciler 100. küometreye ulaştılar. (Potograf: L'gur Saner) Madenciler Mengen'de solııklaıuyorMENGEN / BOLU (Cumhuri- yet) — Maden işçilerinin Zon- guldak'tan Ankara'ya başlattık- lan "büyük yürüyüş" ikinci günde Devrek-Mengen arasında sürerken, Başbakan Ytldınm Akbulul ile Genel Maden-tş Sendikası Yönetim Kurulu ara- sında yapılan göruşmelerden yi- ne bir sonuç alınamadı. Başba- kan'ın-yüruyüşten vazgeçilmesi önerisini kabul etmeyen sendi- ka başkanı Şemsi Denizer, "Biz paramızı almak için yürüyoruz. Yolumuza devam edecegiz" de- di. Cörüşmeden sonra Başba- kan Ankara'ya dönerken, Deni- zer dün gece düzenlediği basın toplantısında, kış koşulları ne- deniyle bannma ve gıda açısın- da gerekli hazırlıkların yapıla- bilmesi için yürüyüşlerini bir iki gün erteleyebileceklerini açıkla- dı. Bu konuda bugün karar ve- receklerini bildiren Denizer, Türk halkına yardım çağrısında ' bulundu. Bu arada Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'ı da ağır bir dille suçlayan Denizer, "Sayın Özal, Türkiye'yi bir kaosa, bir iç savaşa siiriiklemek istiyor. Devlet giiçlerini tahrik ediyor, haikı kışkııtıyor" diye konuştu. On binlerce işçi dun geceyi 5 bin nüfuslu Mengen'de geçirdi. Kadınlar ilçedeki evlerde misa- fır edilirken, kahveler ve oteller dolunca çok sayıda işçi sokak- larda sabahladı. Kızılay, Men- gen'e 15 bin battaniye gönderir- ken, Zonguldak'ta da battaniye toplama kampanyası başlatildı. Bolu Komando Tugayı'na bağh 50 askeri araç, bir haber- leşme aracı, iki yakıt tankeri ve bir ambulanstan oluşan birlik, Zonguldak'ı tstanbul-Ankara karayoluna bağlayan E-5'in Es- kiçağa kasabası girişini kontrol altında tutuyor. önceki gece saat 20.00'lerde Devrek'e ulaşan on binlerin agır- lanması için 16 bin nüfuslu ilçe halkı seferber oldu. Önce kadın- lar, yettiği kadar da erkekler gruplar halinde evlerde konuk edildi. Kalanlar da geceyi otel, kahve, lokanta, düğün salonu gibi yerlerde geçirdiler. Bir grup işçi de araçlar içinde sokaklar- da sabahladı. Dün sabah buyük yürüyüşün 40 kilometrelik Devrek-Mengen etabı için ilçe çıkışında toplanan işçiler, saat 09.00'da yürüyüşe geçtiler. Yü- rüyüş kolunun önünde SHP'li ve HEP'li parlamenterlerle Sos- yalist Parti yöneticileri, sendika- cılarla birlikte yürüyüş kolunun önünde yer aldılar. Yüruyüşte bulunan SP Genel Başkanı Fe- rit İlsever, Kozlulu maden işçi- ler i arasında yürüdü. Işçilerin yürüyüşü sürerken yürüyüş kolunun arka tarafın- dan başlanarak araçlarla Men- gen'e doğru büyük bir ulaşım se- ferberliği başladı. Bu arada, iş- çilere kendilerini izleyen araçla- nn yanında çevreden gelen kam- yon, traktör, minibüs ve özel otolarla yardımcı olunduğu göz- lendi. Araç konvoyunun önün- dekiler, Devrek'e yaklaşık 27 ki- lometre uzaklıktaki 903 metre- lik Dorukhan tünelinin girişine geldiklerinde yolun yüzlerce ko- mando ve uç otobüs dolusu Çe- vik Kuvvet tarafından barikat kurularak kesildiği görüldü. Bu- rada askerlerin başındaki yar- bay, emir aldıklarını ve geçişe izin vermeyeceklerini bildirdi. Bu arada araçlarla tünelin giri- şine gelen SHP'li milletvekille- ri, hiç değilse Mengen'e kadar gidişe izin verilmesini istediler. Ancak olumlu sonuç alamadı- lar. Bunun üzerine lçişleri Baka- nı Abdülkadir Aksu ile görüş- mek üzere Mengen'e hareket et- tiler. Bu gelişmeden bir süre sonra askerlerin yarbaydan emir aldıkları ve tünel girişini geçişe açacaklan bildirildi. Bu gelişme- ler karşısında işçiler slogan ata- rak sevinçlerini dile getirdiler. İş- çiler, Dorukhan Tüneli'nde gruplar halinde önlerinden gi- den araçların farlarının ışığında yürüdüler, tünel çıkışında diğer yürüyüş kafilesinin gelmesini bekledikten sonra 13 kilometre uzaklıktaki Mengen'e doğru yü- rüyüşe geçildi. öte yandan yürüyüş kolunun başında bulunan Genel Maden- tş Sendikası Başkanı Denizer ile sendika merkez yöneticileri, 2 saatlik yürüyüşten sonra saat 11.00 sıralannda arabalarıyla Bolu'da Başbakan Akbulut'la yapılacak görüşme için hareket ettiler. Denizer ve beraberinde- kiler kendilerinden önce Doruk- han Tüneli'ne ulaşan işçiler yü- zünden geçişte zaman kaybetti- ler. Yürüyüşçüleri aştıktan sonra yollarına devam eden sendikacı- lar, Bolu sınırında jandarma ve polis tarafından kurulmuş ikinci bir barikatla karşılaştılar. Bura- da jandarmaların başındaki yuzbaşıyla görüşen Denizer, ba- rikatın kaldırılmasını, aksi tak- dirde Bolu'ya göruşmeye gitme- yeceklerini bildirdi. Yüzbaşı, yetkililerle yaptığı telsiz konuş- masından sonra barikatı kaldı- rınca sendikacılar yollarına de- vam ettiler. Ancak bu olay ne- deniyle de zaman kaybedildi. Sendikacılar E-5 Karayolu yakı- nındaki Eskiçağa-Yeniçağa kav- şağı yol ayırımına geldiklerinde burada bekleyen 5-6 bin kişilik bir madenci grubuyla karşılaş- tılar. Bu grubun sabah Devrek- ten yola çıkıp, Mengen yerine yanlışlıkla buraya geldiği anla- şıldı. Sendikacılar bu işçilerle görüşerek gelişmeleri aktardılar ve Mengen'e geri dönmelerini belirterek Bolu'ya yolculukları- nı sürdürdüler. Sendikacılara göre dünkü yürüyüşe katılanlar çeşitli gruplar halinde 40 bini buldu. Bu gelişmeler nedeniyle Deni- zer ve beraberindekiler ancak saat 13.15 sıralannda Bolu'ya ulaştılar. Başbakan, Denizer'i bekliyor Başbakan Akbulut, berabe- rinde lçişleri Bakanı Aksu ile birlikte 09.00'da Ankara'dan ha- reketle Bolu'ya geldiğinde vila- yette bir süre Denizer'i bekledi. Akbulut, burada gazetecilerin "Daha fazla bir ucret teklifiniz var mı?" sorusuna, "Şemsi be> bir gelsin bakalım" yanıtını ver- di. Aksu, yoldaki barikatlan ha- tırlatan gazetecilere, "Öyle bir şey yok. Barikat kurulmuyor" dedi. Ancak, gazetecilerin bari- katlan gözleriyle gördüklerini söylemesi üzerine Aksu yanıt ve- remedi. Bir saat 15 dakika ge- cikmeyle valiliğe gelen Şemsi Denizer, "Aniaşma olmazsa yü- rüyüş devam edecektir. Engelle- neceğimizi sanmıyorum" dedi. Denızer, ışçilerin yürümeme- si için Dorukhan tünelinin ka- patılması üzerine kendisinin tü- nel açılmadan Başbakan'la gö- rüşmeye gelmeyeceğini söyledi- ğini, bunun üzerine barikatların kaldmlarak tunelin ve yolun açıldığını bildirdi. Denizer, "Şimdi içeride tçişleri Bakanı- na bn anlidemokralik uygula- majı neden gerek duyduğunu soranz" diyerek valiiik maka- mında bekleyen Akbulut'un ya- nına girdi. Odaya bir anda ga- zetecilerin dolması ve foto mu- habirlerinin Denizer-Akbulut buluşmasını göruntülemek için gösıerdikleri çabaya Akbulut müdahale etti. Akbulut, foto muhabirlerine zaman zaman "Böyle çalışılmaz ki olmuyor" uyansında bulundu. Akbulut- Denizer görüşmesine sendika yetkililerinin yanı sıra lçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve ANAP Bolu Milletvekili eski bakan Kâzım Oksay da katıldı. Akbulut, maden grevinin baş- lamasından bu yana 3. kez Sen- dika Başkanı Şemsi Denizer'le bir araya gelmiş oldu. tlk görüş- me yılbaşında Abant'ta, ardın- dan da Ankara'da gerçekleşmiş- ti. Sonuç yok Akbulut ve sendikacılar vila- yette b\x süre görüştükten son- ra öğle yemeği için ara verdiler. Daha sonra Bolu Termal Oteli'- ne gelen taraflar birlikte öğle ye- meği yediler. Yemekten sonra görüşmelere otelin konferans sa- lonunda devam edildi. Yaklaşık 3.5 saat süren görüş- meler sonunda Başbakan Yıldı- rım Akbulut, Denizer'e yurüyü- şü bırakmalarını önerdiğini açıkl'adı. Akbulut şunları söyledi: "Daha evvetki açıklamalanm- da işçilerin bu yürüyuşu bırak- malarını >e bilahare görüşmeler yapılmasını istemiştim. Arka- daşlanmla konuştuk, bu yürii- yuşü bırakmalarını, yapmama- lannı rica ettim. L mit ediyorum ki artık bu yürüyüşü bırakıriar. Çiinkü yeteri kadar vermek is- ledikleri mesajı verdiler. Biitiin kamuoyu ve biz bu mesajı aldık. Bundan sonraki meselelerin gö- rüşmeler yoluyla halledilmesini istiyoruz. Onlarla bu konuda görüştiint. Onlann da bu konu- da caba sarf edeceklerini umu- yoruz. Eiimizden geleni yapma- ya gayret ediyoruz". Başbakan, "Yürüyüşün bit- mesini mi şart koşlunuz" şeklin- deki soruya, "Yürüyüşü bilire- cekler tabii..." diye cevap verdi. Akbulut, "Ondan önee bir şey olması mümkün defil mi" soru- sunu da "Değil efendim" şeklin- de cevaplandırdı. Akbulut, işçi- lere farklı bir teklifte bulunulup bulunulmadığını soran bir gaze- teciye de "Hayır" yanıtını verdi. Genel Maden-İş Sendikası Başkanı Şemsi Denizer ise gö- rüşmelerden sonra şu açıklama- yı yaptı: "Mühim olan paradır. Başba- kan'ın para korfusunda yeni bir teklifi yok. Sadece yürüyüşün iptalini öneriyorlar. Biz de pa- Madencilerden biri zafer işareti yaparken. (Birol Üzmez) rayı alabilmek için yürüyoruz. Para teklifi olmayınca bizim de yapabilecek bir şeyimiz yok. Bu, yolumuza devam ediyoruz de- mektir." Denizer polisiye önlemlerin arttırılacağı konusunda kendisı- ne Başbakan tarafından bir şey söylenip söylenmediği sorusuna şu yanıtı verdi: "Oyle bir şey yok şimdi. Biz bu memleketin insanlanyız. Se- yahat özguriüğümüz var. Bize yeni bir teklifle gelineceği söy- lenmişti. Gelinmedi. Görüşme- ler şu anda kesildi. Biz para is- tiyoruz. tnsanlann hakkının ve- rilmesini istiyoruz. Oyalanmak istemiyoruz. Oyuna da gelme- yiz." Başbakan, göruşmeden son- ra Ankara'ya dönerken, Şemsi Denizer de arkada?larıyla Men- gen'e hareket etti. Denizer, ara- ba telefonundan kendisiyle ko- nuşan Cumhuriyet muhabirine "Durumu arkadaşlaıia değer- lendireceğiz. Göruşümüzü yann (bugün) Ankara'ya bildireceğiz" dedi. "Yeniden bir araya gelme- niz söz konusu mu?" sorusu üzerine de, "Hayır, biz cevabı- mızı bildireceğiz" diye ekledi. Neler konuşuldu? Akbulut-Denizer görüşmesin- de "yürüyaş" ve "para" karşı- Iik.li pazarkk konusu olda Öğ- renildiğine göre Akbulut, "Siz önce kitleyi dağıtın, sonra otu- rup konuşalım" dedi. Denizer de, kendileı i için parada verile- cek rakamın önemli olduğunu vurguladı. Başbakan, "yürüyü- şe son verilmesi" ısrannı surdür- du. Bunun üzerine sendikacılar, "Bizim için önce para miktarı önemli. Parayı konuşalım. Ra- kamı söylerseniz, kitleyi dağıtınz" di>-e konuştular. Baş- bakan ise. "bu şartlarda rakam konuşamayacağını, ortada ka- nunsuzluk bulundugunu" söyle- di. Bunun üzerine sendikacılar, "ortada kanunsuzluk varsa, ge- uzun bir söyleşi yaptı. Denizer, reginin yapılmasını, gerekirse gazetecilerin yürüyüşün sürüp tutuklanmayı bile göze sürmeyeceğine ilişkin sorulannı aldıklanm" belirttiler. Başbakan şöyle yanıtladı: da karşılık olarak "Böyle bir ni- yetimiz yok. Ama yürüyüşüauz kanun dışı" diye konuştu. Gö- rüşmenin bu noktada tıkandığı ve Başbakan'ın yürüyüşün sür- mesi durumunda rakam belirt- meyeceğini ^^ ^\\ıe vurgula- ması görüşmeyi sonuçsuz kıldı. Sendika çevrelerinden öğrenildi- ğine göre, Başbakan önceki gün- kü temaslar sırasında yeni bir teklifle gelecekti, ancak bu ko- nuda bir ifadede bulunmaktan ısrarla kaçındı. Mengen'de gösteriler Başbakan'la yapılan göruş- meden bir sonuç çıkmaması üzerine Mengen'de bekleyen binlerce işçi, ilçe sokaklarında gösteriler yaparak sloganlar at- tılar. Denizer'in saat 18.00 sırala- nnda Mengen'e gelmesiyle işçi kitlesi iyice dalgalandı. Beledi- ye hoparlöründen bir konuşma yapan Denizer, "Biz bu yola başkoyduk. Benim talimatım içinde hiçbir provokasyona, tah- rikekapılmayın. Benim talima- tımı dinleyin. Burada konakla- yacağız. Herkes bulabildiği yer- de yatsın. Mengenliieri rahatsız 'etmeyin. Sabahleyin tekrar gö- riişecegiz. Sağlıklı bir karar ve- relim. Anlaşıldı mı?" dedi. Sendika başkanının konuş- ması üzerine işçiler hep bir ağız- dan "Anlaşıldı" karşılığını ver- diler. TV haberlerinde Özal'ın, maden işçileriyle ilgiii konuşma- sı da, sert tepki gördü. Televiz- yonlann onunde işçiler, spikerin ve Özal'ın sözlerini alkışlarla karşıladılar. Basın toplantısı Denizer, işçilerle konuşmasın- dan sonra belediyenin encümen odasında bekleyen gazetecilerle CUMHURBAŞKANI TURGUT ÖZAL, ZONGULDAK GREVİ İÇÎN KONUŞTU Bu pahalı işletme devam etmezANKARA (Cumhuriyet Bttrosu) — sonra da sendika ile oturulur. Çünkü Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Zongul- bu pahalı işletme devam etmez. Devam dak ocaklarının işletmesinin pahalı ol- etmeyecegini de bildiğimize göre erken duğunu söyleyerek "Bu pahalı işletme emeklilik yapüabüecekse kanun mese- devam etmez" dedi. özal, Genel lesidir. Meclis otunır kanun çıkarır. Maden-lş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer'i de sert bir dille eleş- tirdi ve "O zatla anlaşmak mümkün degil. Nuh diyor, peygamber demiyor" diye konuştu. Başbakan Yıldınm Akbulut ile Ge- nel Maden-lş Sendikası Genel Başka- nı Şemsi Denizer'in görüşmeleri sürer- ken Özal, Demokrasi Vakfı'nda "Cu- martesi Konferansı"na katıldı. Konfe- ransta bir soruyu yanıtlayan özal, "Her önüne gelene istedigi parayı ve- rirsek memleket geriye gider" dedi. özal, Zonguldak grevi konusunda şun- ları söyledi: "Toplusozleşmeye çözüm aranır, çözüm bulunur. Bu iş bitirilir. Ondan lere verilecek paranın bütçeye ve Türk- iye'ye getirecek zararlannı anlatarak sendikacılar hakkında da şöyle konuştu: "Hodri Meydan programmda tbra- Kıdem tazminatlan udenebilecek olan- him Özdemir ile Şemsi Denizer'in ko- nuşmasını izledim. O zatla anlaşmak mümkün degil. Nuh diyor, peygamber demiyor. Batı'nın usullerini almışız, sendika liderlerini almamışız. Batı'nın sendika liderleri yüzde 10 ile 12 müza- kere ediyorlar. Bizde ise yüzde 100 ile yüzde 500 arasında. Aramızdaki fark burada." Sendikanın istedigi zammın 2 yıllık üretimle dahi karşılanamayacağını söy- siniz? Genel grev hakkında ne düşnnü- leyen Cumhurbaşkanı, şöyle konuştu: "Bu rakamlarda nasıl anlaşaecaklar bilemiyorum. Sayın Başbakan'la ko- nuştular. 250 milyar daha verdi. Gene bana gelen bilgiye göre işçilerin istedi- gi rakamın aşağı yukarı işletmeye kül- lara ödenir. Yeni iş sahalan açılır. Bel- ki madenkrin bir kısmı çalışır, belki bir kısmı çauşmaz. Zonguldak'ı kalkınma- da öncelikli il yapar mıydık? Butün bu problemlerin karşımıza çıkacağını da- ha önceden biliyorduk" Özal, yaklaşık 2 saat süren konuş- masından sonra Hukuk Fakültesi 2. sı- nıf öğrencisi Mustafa Mercan'ın 'Zonguldak işçilerini kabul edecek mi- yorsunuz? Aslında kanunsuz olan ge- nel eylem hakkındaki görüşleriniz ne- dir?" sorusuna, "Aslında o biraz ka- nşık sual" karşılığını verdi. Özal, daha sonra genel olarak işçi- feti, 3.7 trilyondur. Bunun üzerine iş- letme masrafı, elektrigi, suyu, yedek parçası, işletme malzemesi var. Faiz, amortisman... Bu işletme Sosyal Sigor- talar parasını da ödeyemiyor. SSK'ya 650-700 milyar borcu var. Üretimle bir münasebeti kalmamış. 3.5 trilyon, far- zediniz ki verdik, üzerine diğer masraf- ları da koyalım, bu rakam 4.5'a doğ- ru gider. 4.5 trilyona mukabil 600 mil- yar gelir sağlarsımz. Yani 4 trilyon ka- dar bir açığınız olur. Peki kim ödeye- cek bu parayı?" Cumhurbaşkanı Özal, bu paranın devlet bütçesinden ödenmesi halinde ya vergilerin anacağını ya da para bas- mak zorunda kalınacağını anlattı. Cumhurbaşkanı, açığı karşılamak için Kunımlar ve Katma Değer vergi- lerinin arttınlması gerekebileceğini be- lirterek "Sizler razı mısınız" diye sor- du. Türkiye'nin açık bir cemiyet hali- ne geldiğini belirten özal, "HJç hıf ka- labalıgına lüzum yok. Tamam, biz bu istedikleri paravi veririz. Grev yapıyor- lar. Haklan... istedikleri parayı da ve- ririz. Ama bih'n ki karşılıgı budur" di- ye konuştu. Sendikanın istedigi zammın verilme- sinin sonuçta enflasyon artışında da et- ken olacağını öne süren Özal, "tsteni- len paranın verilmesi durumunda üre- timin karşılamayacağını" söyledi. Söylediği her şeyin kendi fikri oldu- ğunu söyleyen Özal, "Memleketi kö- tüye götürebilecek bir şey üzerinde çok ciddi konuşmamız lazım. Hakikat so>- lenenler gibi değüdir, hakikat bizim söylediğimizdir. Çünkü bizim hiçbir politik endişemiz yoktur. Açık söyle- yeyim, ben cumhurbaşkanlığı makamı- na gelmişim. Bu makamda Allah na- sip ederse, ömür verirse zamanımı ta- mamlanm" diye konuştu. Zonguldak gibi uyandı Devrek (Baftarafı 1. Sayfada) sıyla birlikte kapanan Devrek'- in dükkânları, gece yansını geç- mesine karşın hâlâ açık. Hatta Devrek Ticaret ve Sanayi Odası bile içecek servisiyle gelen ko- nukları ağırlıyor. Halk, evlileri ve kadın işçileri evlerine götür- müş. Kalanlar, pastane, duğün salonu ve kahvehaneleri doldur- muş. Dışarda çelik gibi bir so- ğuk var. Açık işyerlerinden cad- delere buğulu camlardan süzü- len ampul sarısı bir ışık vuruyor. Geceyarısına kadar fırınlar ça- lıştı. tşçilere Zonguldak'tan, Kozlu'dan gelen ekmek, zeytin, peynir dağıtıldı. Geceyarısı Dev- rek'e ulaşan Ertuğrul Günay 20 bin ekmekle yüzlerce kilo pey- nirin biraz sonra ilçeye varaca- ğını anlatıyor. İşçilerden bazıları belediye binasında bulunan De- nizer'i geç saatlere kadar bekle- yip çıkarken "En büyük başkan bizim başkan" sloganını attık- tan sonra dağıldılar. Deneyimli sendikacı Muzaffer Saraç, Tica- ret Odası'nın penceresinden bu görüntüyü izlerken "İşçi, lideri- ni buldu" diyor. Kahvelerde çay içip "Semralı türküler" söyleyen işçiler yürüyüşlerini değerlendi- riyorlar. Yol yorgunu işçiler uyu- yacak yerlerini bulmuşlar. Bel- ki de tarihinin en kalabalık uy- kusuna dalıyor Devrek. 06.30: Sokaklara çıkmaya başladı madenciler. Kalabalık giderek artıyor. Devrekliler de işçilerle birlikte çıktı yollara. Bu sabah Devrek, Zonguldak gibi uyandı, sokakları işçi dolu. 08.00: İşçiler Devrek çıkışın- da uzun yürüyüş kolunu oluş- turdular. Bir değişiklik olmazsa yürüyüşün ikinci etabı 40 kilo- metre ilerdeki Mengen'de ta- mamlanacak. Ancak Mengen, 5 bin nüfuslu ve Belediye Başka- nı ANAP'h. 09.05: Sendika Başkanı Deni- zer, kaldığı otelden çıkıp Mer- cedesiyle yüruyuş kolunun ba- şına geçti. İşçiler liderlerine bu- tun içtenlikleriyle sesleniyorlar: — Birer yövmiye daha vere- lim başkan, sana helikopter ala- lım. Yürüyüş, "Çankaya Özal'a mezar olacak" sloganıyla başlı- yor. Herkes yürüyüş kolunu, "Acaba düne göre daha mı azız?" diye olçüyor. Sonunda varılan karar "Dunden fazlayız" oluyor. Çünkü Devrek'ten de birçok kişi işçilerle beraber. Bir gün önceden daha düzenli, bir gun önceden çok daha coşkulu başlıyor grevci madenciler yüru- yuşe. Günlüğe bir not daha du- şüyor: "Grevin 37, büyük yürüyüşün ikinci günü..." 0930: Devrek'ten çıkarken çevredeki konuklara kendileriyle birlikte yürüyen ilçe halkına hep bir ağızdan sesleniyor binlerce işçi: — Devrek halkına teşekkür- ler. 10.40: Yürüyüş kolunun önünde tek bacaklı bir maden- ci var. İki koltuk değneğiyle her- kesten hızlı gidiyor. Yanında sarı baretiyle yürüyen 12 yaşındaki çocuk da büyüklerine u>up ba- ğırıyor: — Savaşa hayır. Hemen ardından madenciler, "Hangi savaşa evet diyecekleri- ni" seslendiriyorlar hep birlik- te: — Madencinin savaşı Özal ile olacak. 1130: Yuruyüş kolu Eğerli sapağına ulaşıyor. Sabahın pus- lu soğuk havası, pırıl pırıl bir bahar günune dönüşmüş. Yol ayrımına çıkan bir bakkal, ko- lilerle bisküvi dizmiş asfaltın üzerine, "Acıkanlara bedava" di- ye bağıra bağıra dağıtıyor. Başkan Denizer, Akbulut'la görüşmek üzere Bolu'ya hareket etti. Bir gece önce kahvelerde haberleri izlerken Akbulut'un TV'deki "Neden hep beraber Ankara'ya yürüyorlar" sözleri- ne kahkahayla gülen işçiler bu kez de "Neden o Bolu'ya geli- yor? Yine mi yanlış anladı" de- yip gülüşüyorlar. Sonra bir slo- gan başlıyor: —Başbakan Akbulut yalan söylüyor, çarptık, böldük, hesap tutmuyor. 14.40: Gözleriyle görmeyenin inanamayacağı bir düzenlemeyi yapıyor maden işçileri. Araçlar yetersiz olduğu için Mengen'e doğru kamyonlar, TIR'lar, trak- törler, hatta cenaze araçlarıyla işçiler taşınıyor. Yükünü boşal- tan geri dönup yeni yolcular alı- yor. Taşıma öylesine büyük bir hız ve düzen içinde yapılıyor ki korkunç bir devinim, çıt çıkma- yan sessizlikle birleşiyor. 11.45: Gelen bir haberle dal- galanıyor yürüyüş kclu. Dev- rek'ten 28 kilometre uzaklıkta- ki Dorukhan Tüneli'ni asker ve polis* tutmuş. İşçiler sloganları- fıı sürdüruyorlar: —Ankara'ya yürürüz, kim haklıymış görürüz. 12.00: Tünelin ağzı ana-baba günü. Askerlerle işçiler birbiri- ne karışmış. Grevcilerin elinde kumanyaları var. Askerler de nöbetteki arkadaşlanna haşlan- mış patates ve yunurta dağıtı- yorlar. İşçiler düzenli gruplar halinde tünelden «geçiyor. İki grubun arasında en az 500 met- re mesafe var. Her grubun önünde yolu aydınlatmak için bir araç yer alıyor. Tünelin uzunluğu 903 metre. 14J0: 40 kilometrelik Devrek- Mengen etabı tamamianıyor. İş- çiler Mengen'in sokaklannı dol- durmuş. Bolu'da iiderlerinin Akbulut'la sürdürdüğü göruş- meden sonuç bekliyorlar. Başla- rında baretleri, ellerinde kuman- yalarıyla Devrek gibi Mengen sokakları da Zonguldak'a dönü- yor. İşçilerin önündeki ilk bari- kat E-5 karayolunun üzerinde kurulmuş. "Gemilerini yakan- lar"ın karşısında barikatlar ge- rilere doğru çekiliyor. İşçilerin amacı Ankara'ya gitmek: —Çanka>a'da bir halkevi var- mış. Halka açılmış Çanka^'da- ki ev. Gidip bir çayını içecef iz. "Yann (bugun) sabah karar vereceğiz. Geriye dönüşü olma- yan yoldayız. Sabah olmaz, ög- leden sonra olabilir. Öğle olmaz, ertesi gün olabilir. Hazırlık dö- nemi vardır, hazırlık yapacağız. Geriye dönüş yok. Bugün karar verip yann yürüyüşe çıkmadık biz. Çözüm bulunmazsa yürü- rüz dedik. 21 aralıkta yürüyüş tarihini açıkladık ve ayın 4'ünde gerçekleştirdik. 14 günlük süre vardı. Yılbaşında Abant'ta, er- tesi gün Ankara'da Başbakan- la görüştük. Olaylan bu dunı- ma hükümet getirmiştir. HUkü- meti de baskı altında tutan, hiç- bir yetkisi olmamasına rağmen Sayın Özal'dır. Türkiye'yi bir ka- osa süriiklemek istiyor, bir iç sa- vaşa surüklemek istiyor. Devlet güçlerini tahrik ediyor, halkı kışkırtıyor." "Yürüyüşü erteleyebiliriz' Denizer, yürüyüş için elveriş- li koşullann ne olduğunu açık- larken de şöyle konuştu: "Her şeyden önce konaklamâ meselesi var. Bizim bir hazırlık yapmamız gerekiyor. Çadır, yi- yecek, içecek ve giyecek temini- ne calışıyoruz. Çalışmalanmızı bu yonde yoğunlaştıracağız. Sa- nıyonım yüriıyüşü bir gün erte- leyebiliriz. Kış mevsimindeyiz. Bu konu ile ilgiii Zonguldak'tan yardım isteyeceğiz. Kızılay'dan, Kızılhaç'tan, Türk halkından yardım istiyoruz. Onun için ha- zııiığa ihtiyacımız var. Bu vur- dum duymaz Özal ve onun ik- tidarı bize kışı bu yollarda ge- çirtecek. Uzun vadeli bir hazır- hğa ihtiyaç var." Denizer, yürüyüşçü işçilere yapılacak yardını konusundaki mesajını ise şöyle verdi: "Biz vardıma muhtaç duruma geliyoruz. Çok kalabalık oldu- ğumuz için çadır. yiyecek bakı- mından ihtiyacımız var. Türk halkından yardım istiyoruz. Kı- zılay'dan çadır ve battaniye ta- lebinde bulunacağız. Onun için emeklen yana olan herkesten, insanlıktan yana olan herkesten yardım istiyoruz. Yolumuza de- vam edecegiz. Çözüm olmadığı sürece bizim geriye dönüşümüz yok." _ ^ _ ^ _ _ _ Ankara'da önlemler Maden işçilerinin yürüyüşle- ri nedeniyle başkentte alınan olağanüstü güvenlik önlemleri dün de sürdü. Başkentin giriş ve çıkışlannda alınan önlemler sü- rerken kentin cadde ve sokakla- rında da yoğun bir polis dene- timi uygulandı. Kentin "kritik" noktalarında ise otobüslerle çe- vik kuvvete bağlı polis memur- ları ile panzerler her an göreve hazır bir biçimde bekletildi. Ab- nan geniş güvenlik önlemleri dün gece de aralıksız uygulandı. Bu arada Mengen'de sokak- larda sabahlayan maden işçile- rine destek amacıyla Zongul- dak'ta dün battaniye toplandı. Genel Maden-lş Sendikası yet- kilileri kentte evleri dolaşarak halktan giyecek ve battaniye yar- dımı topladı. Kızılay Genel Baş- kanı Kemal Demir, yürüyüşteki işçiler için bir kamyon ile 15 bin kadar battaniye gönderdiklerini açıkladı. Denizer, çadır yardımı konusunda, "Şimdilik böyle bir şey yok. Zaten 80 bin kişi için 10 bin çadır gerekir. Bunulann kurulması bile 10-15 gün alır. Zaten işçilerin nerede konakla- yacakları belli değil" dedi. De- mir, Kızılay'ın Körfez'de çıkması olası bir savaşa yönelik hazırlık yürüttüğünü belirterek, "Yüıü- yüşleki işçilere yardımın boyu- tu bu nedenle maalesef çok faz- la olamaz" diye konuştu. Dayanışma hesabı Genel Maden-İş Sendikası yetkilileri, vatandaşlann eylemle dayanışmak amacıyla sendika- nın Emlak Bankası'nın Zongul- dak Gazi Şubesi'ndeki 1650 ve Etibank'ın Zonguldak şubesin- deki 66997 numaralı hesaplan- na para yatırılabileceğini bildir- di ler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle