23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 MUZIK Yıınııs Enıre oratoryosu • ANKARA (AA) — 1991'in UNESCO tarafından Yunus Emre sevgi yüı ilan edilmesi dolayısıyla evrensel mesajmı dünyaya anlatmak için 15 ocakta Ayasofya Müzcsi'nde Yunus Emre Oratoryosu seslendirilecek. Kültür Bakanhğı'ndan yapılan açıklamaya göre Prof. Hikmet Şimşek yönetiminde, Ankara ve İstanbul Devlet Operası sanatçılanndan oluşan 200 kişîlik koro ve 100 kişilik orkestranın seslendireceği oratoryo ile tüm dünyaya sevgi çağnsı yapılacak. Ankara Devlet Operası sanatçüan, eylül ayı içerisinde de Paris'te UNESCO merkezinde, BrükseJ televizyonunda, Boon- Beethovenhalle ve Frankfurt-Neve Oper, Roma-Vatikan'da Yunus Emre Oratoryosu'mı icra edecek. Birçok ülkenin yerel orkestra ve koroları ise oratoryoyu seslendirecek. Mozart'ın 200. yılı • ANKARA (UBA) — Vakıflar Bankası, Mozart'm 200. ölüm yıldönümü nedeniyle bir plak hazırladı. Vakıflar Bankası Genel Müdürü Ismet Alver, Mozart'ın, mehter müziğinin etkilerinden en çok esinlenen Batılı sanatcı olduğunu söyledi. Mozart'ın ölüm yıldönümü nedeniyle hazırlanan plak konusunda bilgi veren Genel Müdur Alver şunları söyledi: "Son yıllarda sanat etkinliklerine * büyük katkılan olan bankamız, eski kültür varhklarımızın onanlması, korunması ve tanıtımında geniş etkinliklerde bulunmaktadır. Eski kültürümüzün önemli bir öğesi olan mehter müziğinin Batı dünyasına yaptığı etkilerden en çok esinlenen Mozart'ın 200. ölüm yüdönümünde bu etkileri yansıtan bir plak yapmaktan büyük kıvanç duymaktayız. Plağın kamuoyuna takdimi, Prof. Hikmet Şimşek yönetimindeki Anadolu Oda Orkestrası eşliğinde solistlerimizin de katılacağı ve plaktaki eserlerden bölümlerin seslendirilmesi ile yapılacaktır!' TIYATRO 'Kral Lear' Harbiye'de • Kültür Servisi — | Kültür Bakanhğı Tiyatro ödüllerinde| 'En Başanlı Kadın Oyuncu' ödülünü önce tek başına Gülgün Kutlu'nun kazandığı ilan edilmiş, daha sonra | da bakanlık ilgililer aynı ödülü Şehir Tiyatrosu sanatçısı Tilbe Batum'un da kazandığını açıklamıştı. Odül kazandığı unutulan ve sonradan açıklanan Tilbe Batum 'En Başarıh Kadın Oyuncu' ödülünü'Kral Lear'deki rolüyle kazandı. Geçen yıl Işın Kasapoğlu tarafından sahneye konulan William Shakespeare'in bu eserinin seyirci tarafından ilgi görmesi nedeniyle bu yıl tekrar Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde sergilenmeye başlandı. Tilbe Batum, geçen yıl da Avni Dilligil Tiyatro ödüllerinde aynı oyunla 'En Başanlı Kadın Oyuncu' ödülünü almıştı. Öyun ocak ayı boyunca Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde izlenebilir. 4 Danton'un Ölümü' • Kültür Servisi — Alman yazar Georg Buchner'in ünlü oyunu "panton'jun'ölünı^" 22ocaktan itibaren İstanbul Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesi'nde sergilenmeye başlayacak. Oyunun çevirmeni ve bestecisi îstanbul Devlet Tiyatrosu'nun konuğu olarak Amerika'dan Türkiye'ye gelen yönetmen Semih Fırıncıoğlu. Georg Buchner'in ilk yapıtı olan "Danton'un ölümü" ilk bakışta 1789 Fransız Devrimi'nin terör yıllarını anlatır gibi görünse de ashnda temelde epiküryen idealist tartışmaları retorik ve insarun yapısıyla ilgili evrensel sorunları İTdeliyor. Yazar birçok yapıtında olduğu gibi "Danton'un ÖIümü"nde de gerçek ile davranış arasmda olaylar ve dönem arasında gözlenen "bağlantısızlık" üzerinde duruyor. Semih Fınncıoğlu'nun yönetmenliğini de üstlendiği oyunda Nihat 1leri, Taner Birsel, Halil Doğan, Selçuk Kıpcak, Kürşat Alnıaçık, Civan Canova Rüçhan Çalışkur, Gülen Çehreli Algöz ve Işıl Taylor rol alıyor. PLASTİK SANATLAR Van Gogh'un gürpriz tablosu • CHICAGO (AA)— ABD'nin Chicago kentindeki bir evin duvarında asılı duran tablonun, rastlantı sonucu ünlü Hollandalı ressam Vincent Van Gogh'a ait olduğu ortaya çıkarıldı. Chicago Tribune dergisinin haberine göre Chicago'daki Leslie Hindman Müzayede Salonu için part-time olarak çalışan John Kuhn adındaki bir emlakçı antik mobilyalarmı görmeye gittiği bir evin duvarında asılı gördüğü tablonun Van Gogh'a ait olabileceğini düşündü. Kuhn, bu düşüncesini açıkladığı zaman tablonun sahipleri kendisine inanmayarak güldüler. Ancak daha sonra incelenmesi için Amsterdam'daki Rijksmuseum'a gönderUen tablonun 19. yüzyıl empresyonist ressamı Van Gogh tarafından yapıldığı doğrulandı. Yalmzca "V" harfi ile imzalanan yağhboya tabloda bir vazo içinde bulunan çiçekler resmediliyor. ARKEOLOJI \akındoğu\la yaşam • Kültür Servisi — Fransız kazıbilimcileri 20.000 kil tabletin kataloglanması sayesinde, Mö iki bininci yıllann başlanndaki toplumsal, ekonomik ve dinsel yaşamı, en ince aynntüarma dek aydınlatabildilef. Bu tableüer, Mezopotamya'nın o zamanlar gözde kenti olan Mari'deki krallık arşivlerinden gelmekteydi. 1934'ten beri aralıksız kazılara sahne olan Mari, Mezopotamya'mn sanat ve endüstrisinin her alanında -süs eşyalan, yontucuklar, resimler, mimarhk yapıtlan, özellikle de yönetimle ilgili belgeler ve mektuplar alanında- son derece verimliydi. Mari'nin son krah Zimri-Lim'in (M.Ö. 1775-1761) arşivleri bunun temelini oluşturmaktaydı. Örneğin, tarihledikleri için ayrı bir önem taşıyan bu belgelerde sarayın gereksinimleri, besin, giyim kuşam ya da endiistriyel alandaki tüketimi açıklıkla belirtilmekteydi. Böylelikle krahn "evi", yapısı, özellikle kadınlardan oluşan bölümü (kralın İcızlan, gözdeleri, genç prenseslerin hizmetçileri, dadıları, öğretmenleri) ortaya çıkanlmıştı. Krallar arasında gönderilip alınan armağanlar, çağın uluslararası ilişkileri üzerinde de bilgi sağlıyordu. lttifaklann nasıl kurulup bozulduklan ortaya çıkıyor ve ilk kez bir bölgesel ekonominin özellikleri aydınlanıyordu. Mektuplar da zengin bir bilgi kaynağı oluşturmaktaydı: Çünkü bunlar krala buyruklarımn nasıl yerine getirildiğini ya da günlük olayları sıcağı sıcağına bildiriyordu. Mektuplar aynı zamanda Babil ya da Halep'teki yaşamla ilgili bilgileri de aktarmaktaydı. KİTAP 6 Kır Çiçekleri' yayımlandı • İZMtR (AA) — îzmirli Yazar Mehmet Şakir örs'ün yeni kitabı "Kır Çiçekleri", Ozan Yayınlan arasında çıktı. Kitapta, Mehmet Şakir'in 1980'ü yıllarda kültür-sanat ve politika konulannda yazdığı denemeler yer alıyor. Bölümü mezunu olan Mehmet Şakir Örs'ün, "Top'rak Insanlan", "İnsan Sevgisi", "Gavur Izmir'den Güzel tzmir'e tmbatın Türküsü" adlı kitaplan bulunuyor. Zuhal Olcay, ( Kan Kardeşleri'nde işçi sınıfından bir kadını oynuyor Sahneyle perdenîn büyüsü ' Prova yapmak, akşam şarkı söylemek, stüdyo çalışmaları beni yormuyor. Yeter ki insanlar beni bıraksın, hayvan gibi çalışayım.' lar ve olanaklar ikiz kardeşleri bile uçurumun eşiğine getirebi- liyor. Sanatçı, toplumsal sınıf- lar arasındaki farkın ürpertici bir tablo çizdiğini ve yazar Rus- sell'ın bu tabloyu çok hoş be- timlediğini soylüyor. ."Tiyatronun ve sinemanın ayrı bir büyüsü var" diyen Zu- hal Olcay, tiyatro, sinema ve müzik uçgeni içindeki koştur- macadan çok yorulduğunu ak- tanyor. Ölcay, "Prova yap- maktan, akşam şarkı söylemek- ten ya da stüdyo çalışmaların- dan yorulmuyorum. Bu ola>la- rın getirdigi bağlantılar, ilişki- ler, yapılması gerekli işler beni çok yoruyor. İnsanlar beni bı- raksın, ben hayvan gibi çalışa- yım. Ama benden başka hiçbir şey islemesinler. Basın toplan- lısına, fotoğraf çektirmeye, el- bise diktirmeve >a da kuaföre gitmek gerekiyor. Ama tüm bu işlerden nefret ediyorum" di- yor. Zuhal Olcay, tiyatro ve sine- ma dünyasındaki temel sorun- lar konusunda şunları soylüyor: "Tiyatronun temel sorunlann- dan biri salon sorunu. Bunun acısını çekmiş ve çekecek biri olarak 'Kan Kardeşleri'ni Dün- ya Sineması'nda o>nayacağız. Bir sinema salonunda tiyatro oynamanın koşullarını tahmin edersiniz. Aynca nitelikli oyun yazacak yetenekli yazarlann ço- ğalması gerekli." ASLI KAYABAL Tiyatro Stüdyosu, 6 şubattan başlayarak "Kan Kardeşleri" adlı müzikali Dünya Sinema- sı'nda sahneleyecek. Müzikalin provaları Yapı Kredi Sermet Çifter Salonu'nun loş ve serin atmosferi içinde sürüyor. Ingiliz yazar Willy Russell'ın yazdığı oyunu Yücel Erten yö- netiyor. Tiyatro Stüdyosu'nun konservatuvar mezunu genç oyunculan ile deneyimli sanat- çıları bir araya getiren "Kan Kardeşleri"nde rol alan oyun- culardan biri de Zuhal Olcay. Bir prova gününde, yönetmen Erten'in verdiği arada serin sa- lona siyah şalına sarınarak ge- len Zuhal Olcay'la önce müzi- kal üzerine konuşuyoruz. Ol- cay, "Kan Kardeşleri bir yazgı sonucu ayrı sosyal sınıfların üyeleri olmuş iki kişi. Birisi işçi sınıfından bir kadının oglu ola- rak kalmış. Çocuklann annesi bu kadın. Ben oyundaki adı Ba- yan Johnstone olan bu kadını canlandımorum. Diğer kardeş, Bayan Johnstone'un temiziiğe gittiği, zengin bir ailenin evlat- lığı. Johnstone, 7 çocuklu ve kocası >ok. Ciddi bir yaşam sa- vaşı veren bir işçi sınıfı kadını" diyor. Zuhal Olcay'a göre "Kan Kardeşleri", insanların eşit ol- duğunu anlatıyor. Ancak koşul- "KAN KARDEŞLERf'NDE BAYAN JOHNSTONE— Zuhal Ol- cay, Willy Russell'ın "Kan Kardeşleri" adlı oyununun provalan- nı sürdüriiyor. (Fotoğraf: Ibrehim Günel) Sanatçı, 1983"te içine girdiği sinema dünyasını kuşatan so- runlar zincirinde ilk önce "pa- rasal kaynak" sorununu dilege- tiriyor. Altyapısı sağlam, teknik olanaklarla donatılmış kişilerle çok daha iyi bir konuma geline- Dileceğine inanıyor. Olcay, "Vur kaç yöntemble 200 mil\o- nu çok göriip 100 nıilyona film çıkanp ondan sonra 100 miho- nun karşığılında 200 milyon ka- zandıgında Allah berekel ver- sinle otHrup kalmakla Türk si- neması hiçbir yere varamaz" di- yor. Olcay'a göre sineınayı kuşa- tan sorunlar zincirindeki halka- lardan biri de sürekli gündem- de olan "sansür". Aynca senar- yonun onemli bir konu olduğu- nu vurgulayan Olcay, "Nitelikli senaryo mutlaka sosyal kerikli ya da çok iddialı konulan gerek- lirmi>or. Senarist güncel, insa- ni ve sıradan konulardan çok iyi bir film konusu hazırlayabilir. Burada yonelmenin özgün dün- yası ve >eteneklerini de katmak gerekir" diyor. Türk sınemasın- da tum bu olanaksızlıklara kar- şın mucizeler yarattldığını soy- leyen sanatçı, "Bu koşullarda film, hatta fotoğraf bile çekil- mez. Türk sinemasındaki insan- lar benim >üreğim >e kafamda çok saygın ve seçkin bir yerde- ler" diyor. Tiyatronun da sinemanın da buyüsünden vazgeçmeyeceğini soyleyen Zuhal Olcay, inatla her ikisini de >apacağını belirtiyor. Şubat aymda sahnelenecek olan "Kan KardeşlerT'ni Türk- çeye Feyyaz Kayacan ve Ahmet Levendoglu çevirmiş. Vedat Sakman'ın muzik yönetmenliği- ni üstlendiği oyunun dans düze- ni Nasuh Barın'a ait. Oyunda Zuhal Olcay'ın dışında Haluk Bilginer, Ahmet Levendoğlu, Oktay Ka>narca, Mahir Günşi- ray, Derya Alabora gibi oyun- cutarla Jülide Kural, Celal Perk, Yasemin Alka\a, Binnaz Mö- rö>, Yasar Kurt, Cüneyt Uzun- lar \e Tugay Akay gibi genç sa- natçılar yer alı>or. Bakanlıktan ataşelik atağı Kültür Bakanhğı yurtdışı temsilciliklerine ilişkin çalışmalara başladı. Kültür müşavirlikleri ve kültür ataşelikleri Londra, New York, Kopenhag, Paris ve Amman'da olacak. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Kültür Bakanlığı'nın 1991 yılı içinde yurtdışında aça- cağı 'kültür müşavirlikleri' ve 'kültür ataşelikleri' ile ilgili ça- lışmalara başlandı. Öncelikle Londra, New York, Kopenhag, Amman ve Paris'te kurulacak müşavirlik ve ataşeliklere atana- caklar belli oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı'- nın ikiye bölünmesiyle dış ör- gütsüz kalan Kültür Bakanhğı yurtdışında yeniden temsilcilik acabilmek için gerekli hukuki altyapıyı tamamladı. 24 ekim tarihli Resmi Gazete'de yayım- lanan 'Kultur Bakanhğı yurtdı- şı teşkilatında gorevlendirilecek personelin seçim esaslarına da- ir yönetmelik' ile 'kültür müşa- viriiği ve 'kültür ataşelikleri'ne bakanlık içindeki musteşar yar- dımcısı ve genel müdür ve mü- şavir düzeyinde kişilerin atan- ması yolu açıldı. Bu kişiler, 1991 bütçesinde dış müşaviriik- ler için ödenek aynlmadığı için 'geçici görev'le çahşacaklar. Cumhuriyet muhabirinin edindiği bilgiye göre Musteşar Yardımcısı Hüseyin Erdem Londra Kültür Müşavirliği'ne atanacak. llahiyat fakültesi me- zunu olan Erdem, bir yıldır ba- kanhkta çalışıyor. Bakanlık MUşaviri Aytug İzat'ın da New York Ataşeliği'- ne atanacağ» öğrenildi. Bakanlık Müşaviri Avukat tnci Özkan da Paris Büyükelçi- liği Kültür Müşavirliği'ne geti- rilecek'. İnci Özkan'ın eşi ba- kanlık eski müşteşarı Gültekin Özkan, Paris'te turizm müşaviri olarak görev yapıyor. Yakın tarihe kadar Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlğü'ne ve- kâlet eden M.Akif Işık da kül- tür müşaviri' olarak Amman'a gidecek. Kültür ve Tabiat Varlıkları Genel Müdürü AlUn Akat'ın ise Kopenhag Kültür Müşavir- liği'ne getirileceği bildirildi. Öte yandan üst duzey yöne- ticiler dışına dış teşkılatlarda go- revlendirilecek peı&onel alımı için hafta içinde mesleki yeter- Hlik sınavı yapıldı. 46 kişinin ka- tıldığı sınavın sonuçlannın ise henüz acıklanmadı. Adnan Saygun toprağaverüiyor Kültür Senisi — Geçen pa- zar günü yitirdiğimiz devlet sa- natçısı, besteci Ahmed Adnan Saygun için yarın saat 10.30'da Mimar Sinan Üniversitesi'nde, 12.00'de ise Ataturk Kültür Merkezi Büyük Salon'da birer tören düzenlenecek. Saat 10.30'daki tören saygı duruşuy- la başlayacak. Törene öğretim üyeleri ve öğrenciler katılacak- lar. Saat 12.00'de AKM'de yapı- lacak törene ise Kültür Bakanı Nanuk Kemal Zeybek, YÖK Başkam Prof, Dr. thsan Doğ- ramacı ve MSÜ Rektoru Prof. Dr. Gündüz Gökçe konuşmacı olarak katılacaklar. Kültür Ba- kanhğı ve MSÜ tarafından dü- zenlenen törende Hikmet Şim- şek yöneıimindeki İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçı- ları, Adnan Saygun'un "Yunus Emre** oratoryosundan bölüm- ler seslendirecekler. Törene çe- şitli buyükelçilik ve kurum tem- silcileri de katılacak. Ataturk Kültür Merkezi'nde- ki törenin ardından Dolmabah- çe Camii'ne hareket edilecek. MSÜ Rektorü Gündüz Gökçe, törene katılacak kişilerin Dol- mabahçe Camii'ne yürüyecek- lerini bildirdi. Adnan Saygun, Dolmabahçe Camii'nde küına- cak namazdan sonra Zincirli- kuyu Mezarhğı'nda toprağa ve- rilecek. Uluslararası AfÖrgütü Amerika ŞubesiBaşkanı Jack Healey: Yöresel çalışıp evrenseldüştinmeli NKRMİN BAYÇIN 1988'de başlatılan 'tnsan Haklan, Hemen!' turunun kon- ser fılmi kısa bir süre önce Türkiye'de de binlerce insanı bir araya getirdi. Düzenlenen gece dolayısıyla Uluslararası Af Ör- gütü Amerika Şubesi Başkanı Jack Healey de ülkemizdeydi. Aynı zamanda 'İnsan Haklan, ŞimdÜ' konserlerinin organiza- torluğünü de üstlenen Healey, Af Örgütü'nün çeşitli ülkelerde- ki etkinliklerini, nereden nereye gelindiğini, konserlerin yarattı- ğı etkiyi anlattı. —ilk mesleğinizin pape.zlık olduğunu biliyoruz. Bu mesleği niye bıraktınız? —Daha papaz olmadan önce değerlerim oluşmuştu. Annemin oğrettiği değerlerdi bunlar. En önemlisi barış düşüncesiydi. Pa- pazlığı bıraktım, çünkü benim için çok küçük bir dünyaydı ve çok duvarları vardı. Bu duvar- lardan dışarı çıkarak daha bü- yük bir dünyada >aşamam gere- kiyordu. Hayatımın çeşitli dönemlerin- de tanık olduğum savaşların dehşeti beni barış için çalışma- ya yöneltti. Ve hepsinin temelin- de insan haklan ihlalleri yer alı- yordu. Kimsenin bu haklan eli- mizden almaya yetkisi olmadı- ğına inandım. İnsan haklan hü- kümetlere bırakılamayacak de- recede önemlidir. Hükümetlerin şiddetine maruz kalan insanla- rın gidecekleri bir dünya, bir yol yoktur diğer insanlardan başka. Yapılacak tek şey insanlara git- mektir. Ve benim düşünceme göre Af Örgütü bunu temsil edi- yor. —Güney Afrika'da uzun yıl- lar bulundunuz. Afrika'nın ha- yatınızdaki yeri nedir? —Guney Afrika Cumhuriye- ti sınırındaki Sotho'da barış gö- nüllüleri başkanı olarak 5 yıl ça- lıştım. Güney Afrika insanları- nı tanıdım, acılarını, baskıyı, yüzlerce işkence kurbanlarını, cinayetleri, bombalanmış so- kaklan, hükümet politikası olan ırk aynmını yakından gördüm. Afrika Ulusal Kongresi'nin mu- cadelesinin önemini, insan hak- lan uğruna savaşan insanlara paha biçilemeyeceğini anladım. Hayatlarım ortava koyarak öz- gürlük için savaşan insanların davasına karşı özgür bir insan olarak sorumluluk duydum. lş- İNSAN HAKLARI, HEMEN! — 19S8Men bu yana ünlü müzisyenlerin katüımıyla gerçekleştirilen "İnsan Haklan, Hemen!" konser- lerinin filmini Türkiye'de binlerce insan izledi. Gece. bir bakıtna konser turnesini Türkiye'de sona erdirmiş oldu. kence ve ölüm cezalannı engel- lemek gibi aktif bir görevim ol- mamasına karşın tepki göster- memem mümkün değildi. Tanık olduklarım. düşüncelerimi de- rinden etkiledi ve neler yapabi- leceğim konusunda bana yol gosterdi. —Uluslararası Af Örgütü, in- san haklan ihlallerini ortadan kaldırmak için çeşitli etkinlikler düzenliyor. 1988 yılında gerçek- leştirdiğiniz konser turu amacı- na ulaştı mı? —Mnsan Haklan. Hemen!' yaşayan ve haklarından haber- dar olmayan insanların bildirge- deki haklannm bilincine vardık- ları zaman güçlendiğine tanık olduk. Çünkü bu bildirge insan- lara dair bir belge. Hükümetle- rin nzalarına bırakılamayacak derecede önemli ve artık insan- lar haklarım istiyor. —Tur süresince bulunduğu- nuz ülkelerde sorunlarınız oldu mu? —1988'de başlatılan 'İnsan Haklan. Hemen!' turu 1990da İstanbul'da tamamlandı. Doğu dılar. Yaklaşık bir milyon insan bu konseri izledi \e bir milyar insan 'tnsan Haklan, Hemen!' konser filmini gordü. Bu turun filmini Türkiye'de gerçekleştiri- len coşkulu gecede izledik. —Çağımızda insanlar, insan haklan ihlallerine yeterii duyar- lılığı gösteriyor mu sizce? . —İnsanlar bugün ulkelerin birbirine bağımlı olduğunu an- lamak zorundalar. Ortadoğu'da tüm dünyayı etkileyen bir savaş var. Dolardaki dalgalanmalar, petrol sorunu... Bir verdeki ka- Aynı zamanda "însan Haklan, Hemen!" konserlerinin organizatörü olan Jack Healey, önümüzdeki yıl gerçekleştirilecek konser turnesinde Türkiye'nin de yer alacağını beHrtiyor. konser turunu İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi'nin 40. yılı- nı kutlamak için düzenledik. Amacımız İnsan Haklan Ev- rensel Bildirgesi'ni dünya dille- rinde duyurabilmekti. Müzik, insanın yüreğine ve bilincine do- laysız seslenebilen bir araç. Bu- nu konserler süresince yakından gördük. İnsan Haklan Bildirge- si'nde sözü edilen haklan mü- zikle duyurmak ve haklarından yoksun bırakılmış insanlara des- tek olmak düşüncemizi şarkıcı dostlanmızla birlikte gerçekleş- tirdik. Sansürün baskısı altında Bloku'ndaki değişikliklerden önce Macaristan'da konser ver- dik. Mandela hapiste iken Zım- babwe'deydik. Şili'de çalmamı- za izin vermediler, aynı şekilde Rusya'da da. Ve şimdi iki yıl sonra Mandela'nın özgür bıra- kıldığı bir dunyayla karşılaşıyo- ruz. Namibya bugün özgür. 1990 ekiminde Şili'ye gittik ve Doğu Bloku yakında bizi konuk edecek. Dunya turu esnasında gerçek anlamda çok büyük sorunlarla karşılaşmadık. insanlar bizi bü- yük bir ilgi ve coşkuyla karşıla- rışıklık tum dunva dengelerıni sarsıyor. İşte bu nedenle birey- ler ve ülkeler olarak birbirimi- zin haklarım korumak zorunda- yız. Haklarımızı sadece ideolo- jik amaçlar için değil, r>ragma- tik ve insancıl amaçlar için de korumalıyız. Çünkü biz insan haklan ihlallerinin hoş görülme- diği bir dünyaya ilerliyoruz ve bu ihlaller insanların daha iyi yaşamasına engel olmaktadır. İnsanhk, buyük patlamalarla karşılaşmadan bunun nedenle- rini ortadan kaldırmaya basla- malıdır. Hükünietler insanların sorunlanyla uğraşmazlarsa bu ulusal sorunlara dolayısıyla ulusiararası sorunlara sebep olur. Tüm çabamız yöresel çalış- mak, evrensel düşünmek olma- lıdır ve bizim gibi düşünmeyen insanlara çağın ve tarihin bir parçası olmazlarsa yalnız kala- caklannı, kendilerine ve çocuk- lanna ne olduğunu anlayamaya- caklarını anlatmak olmahdır. —Af Örgütü bireyin hakları- nı vurguluyor. İnsan haklarım korumada bireysel mücadelele- rin önemine inanı>or musunuz? — Biko. Saharov, Salvadore Gomez, Mendoz... Çağımızda insan haklan sa- • vunuculan artıyor. Namibya'da, Zimbabvve'de, Güney Afrika Cumhuriyeti"nde, Şili'de, Arjan- tin'de, bütün Doğu Bloku'nda bireylerin çabalannı ve bunun etkileyici, iyileştirici gücünü gö- rebilirsiniz. Kısa vadedeki yenil- giler, uzun vadede birey ve ait olduğu ülke için birer kazanım- dır. Her ulkenin birbirinden farklı sorunları vardır ve bazılan ölüm ve işkenceye çok sayıda kurban verirler. Ama insan bi- lincinin ve insan haklannm ır- mağı genişleyip derinleşiyor. Gi- derek sayımız artıyor. Bu neden- le 2000 yılına yaklaşırken hükü- metler kişileri yok etmek yerine korumalılar. Mtizede Mozart ve Vivaldi • Kültür Servisi — Geçen yılın ilgi çeken müzik gruplanndan Preklasik Oda Müziği Topluluğu, yeni yılda ilk konserini 14 ocak pazartesi günü saat 19.30'da İstanbul Büyüksehir Belediyesi Karikatür ve Mizah Müzesi'nde sunacak. KonseTde J.S. Bach'm, yayU sazlar dörtlüsü için uyarlarmış Re Majör Suit'i, W. A. Mozart'ın Re Majör Flütlü Kuartet ve Fa Majör Obualı Kuartet ile A. Vivaldi'nin La Majör Gitar Konçertosu yorumlanacak. Uygur'dan 'Marko Paşa' • Kültiir Servisi — Nejat Uygur Tiyatrosu "Marko Paşa" adlı oyunu Kocamustafapaşa Çeyre Tiyatrosu'nda sahneliyor. Nejat Uygur'un yazıp yönettiği oyunda Bahri Beyat, Esra Oflaz, Necla Uygur, Çiğdem Uygur, tnci Üntay, Mehmet Özekit, Süheyl Uygur ve Behzat Uygur rol alıyor. Dünden bugüne • Kültür Servisi — Totnur Atagök, 19. kişisel sergisini yann Derimod Kültür Merkezi'nde açıyor. Halen Yıldız Üniversitesi'nde Kültür Basın ve Dış tlişkileri Başkanlığı'nı yapan ve müzecilik programını gerçekleştiren sanatçı, sanat eğitimini Amerika'da California'da tamamladıktan sonra 1970'lerde Türkiye'de orta ve yüksek eğitimde görev aldı. MSÜ Resim ve Heykel MUzesinde idari görevde bulunan sanatçı, yurtiçinde ve dışında kişisel ve karma sergilerle, müzecilik alanında yaptığı çalışmalarla tanınıyor. Sanatçının bu sergisinde metal, kâğıt ve tuvallerinden oluşan son çalışmaları, 1960'lardaki erken dönem işleriyle birlikte sergilenecek. Ekiz'in resinıleri • İSTANBUL (ANKA) — Rafet Ekiz resim sergisl _ _ yann Ramko Sanat" '" " ' Merkezi'nde açıhyor. İstanbul Ataturk Eğitim Fakültesi Resim Bölümü ve İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü mezunu olan Rafet Ekiz 1987-1989 yılları arasında dört kişisel sergi açtı. Çok sayıda karma sergiye katılan ve çeşitli ödüllerin sahibi olan sanatçmm 5. kişisel sergisi 28 ocak tarihine kadar açık kalacak. BUGÜN • Edebiyatta Itent* Adnan Özyalçıner'in "Edebiyatta Kent" başlıklı konuşması saat 16.00'da Ataturk Kitaplığı'nda yer alıyor. • Konser Viyana Concilium Musicum Topluluğu'nun konseri 18.30'da İTÜ Maçka kampüsünde sunulacak. • Şener Şen'le söyteşi Maçka Sosyal Tesisleri'nde saat 15.00'te Şener Şen'le sinema üzerine bir söyleşi yer alacak. • Panel "Eleşürmen Gözüyle Plastik Sanatlar 1990" başhkh panel saat 19.00'da Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi'nde (Caddebostan) yapılacak. Nur Nirven'in yöneteceği panele Yalçın Sadak ve Ludmilla Behramoğlu katılacaklar. ~ı~_H^__ı^H——__nM__ bugün bilsak 10 OCAK PERŞEMBE : 19.00 Çakralar: "İnsan BilincininMcrkczkri" Nil GÜN 19.00BilimDizisi7: "Bcslcnmc ve Kanscr" Tuncay ALTUĞ Görse! Sanat Atölyeleri Mehmet GÜLERYÜZ yönetiminde (Pcr. - Cura.) Cafe-Foyer-Bar(Ciriş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar(5.Kai) 12.00-18.00 HcavyMcial 18.00-24.00 Rock Mural Pazar-Sonay bilsak, sırasclvilcr cad., soğancı sok. 7 cihangir 143 28 79-99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle