Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 OCAK 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
MUZIK
Yıınııs Enıre oratoryosu
• ANKARA (AA) — 1991'in UNESCO tarafından
Yunus Emre sevgi yüı ilan edilmesi dolayısıyla evrensel
mesajmı dünyaya anlatmak için 15 ocakta Ayasofya
Müzcsi'nde Yunus Emre Oratoryosu seslendirilecek.
Kültür Bakanhğı'ndan yapılan açıklamaya göre Prof.
Hikmet Şimşek yönetiminde, Ankara ve İstanbul Devlet
Operası sanatçılanndan oluşan 200 kişîlik koro ve 100
kişilik orkestranın seslendireceği oratoryo ile tüm
dünyaya sevgi çağnsı yapılacak. Ankara Devlet Operası
sanatçüan, eylül ayı içerisinde de Paris'te UNESCO
merkezinde, BrükseJ televizyonunda, Boon-
Beethovenhalle ve Frankfurt-Neve Oper, Roma-Vatikan'da
Yunus Emre Oratoryosu'mı icra edecek. Birçok ülkenin
yerel orkestra ve koroları ise oratoryoyu seslendirecek.
Mozart'ın 200. yılı
• ANKARA (UBA) — Vakıflar Bankası, Mozart'm 200.
ölüm yıldönümü nedeniyle bir plak hazırladı. Vakıflar
Bankası Genel Müdürü Ismet Alver, Mozart'ın, mehter
müziğinin etkilerinden en çok esinlenen Batılı sanatcı
olduğunu söyledi. Mozart'ın ölüm yıldönümü nedeniyle
hazırlanan plak konusunda bilgi veren Genel Müdur
Alver şunları söyledi: "Son yıllarda sanat etkinliklerine *
büyük katkılan olan bankamız, eski kültür
varhklarımızın onanlması, korunması ve tanıtımında
geniş etkinliklerde bulunmaktadır. Eski kültürümüzün
önemli bir öğesi olan mehter müziğinin Batı dünyasına
yaptığı etkilerden en çok esinlenen Mozart'ın 200. ölüm
yüdönümünde bu etkileri yansıtan bir plak yapmaktan
büyük kıvanç duymaktayız. Plağın kamuoyuna takdimi,
Prof. Hikmet Şimşek yönetimindeki Anadolu Oda
Orkestrası eşliğinde solistlerimizin de katılacağı ve
plaktaki eserlerden bölümlerin seslendirilmesi ile
yapılacaktır!'
TIYATRO
'Kral Lear' Harbiye'de
• Kültür Servisi — |
Kültür Bakanhğı
Tiyatro ödüllerinde|
'En Başanlı Kadın
Oyuncu' ödülünü
önce tek başına
Gülgün Kutlu'nun
kazandığı ilan
edilmiş, daha sonra |
da bakanlık ilgililer
aynı ödülü Şehir
Tiyatrosu sanatçısı
Tilbe Batum'un da
kazandığını
açıklamıştı. Odül
kazandığı unutulan
ve sonradan
açıklanan Tilbe
Batum 'En Başarıh
Kadın Oyuncu'
ödülünü'Kral
Lear'deki rolüyle kazandı. Geçen yıl Işın Kasapoğlu
tarafından sahneye konulan William Shakespeare'in bu
eserinin seyirci tarafından ilgi görmesi nedeniyle bu yıl
tekrar Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde sergilenmeye
başlandı. Tilbe Batum, geçen yıl da Avni Dilligil Tiyatro
ödüllerinde aynı oyunla 'En Başanlı Kadın Oyuncu'
ödülünü almıştı. Öyun ocak ayı boyunca Harbiye
Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde izlenebilir.
4
Danton'un Ölümü'
• Kültür Servisi — Alman yazar Georg Buchner'in ünlü
oyunu "panton'jun'ölünı^" 22ocaktan itibaren İstanbul
Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesi'nde sergilenmeye
başlayacak. Oyunun çevirmeni ve bestecisi îstanbul
Devlet Tiyatrosu'nun konuğu olarak Amerika'dan
Türkiye'ye gelen yönetmen Semih Fırıncıoğlu. Georg
Buchner'in ilk yapıtı olan "Danton'un ölümü" ilk
bakışta 1789 Fransız Devrimi'nin terör yıllarını anlatır
gibi görünse de ashnda temelde epiküryen idealist
tartışmaları retorik ve insarun yapısıyla ilgili evrensel
sorunları İTdeliyor. Yazar birçok yapıtında olduğu gibi
"Danton'un ÖIümü"nde de gerçek ile davranış arasmda
olaylar ve dönem arasında gözlenen "bağlantısızlık"
üzerinde duruyor. Semih Fınncıoğlu'nun yönetmenliğini
de üstlendiği oyunda Nihat 1leri, Taner Birsel, Halil
Doğan, Selçuk Kıpcak, Kürşat Alnıaçık, Civan Canova
Rüçhan Çalışkur, Gülen Çehreli Algöz ve Işıl Taylor rol
alıyor.
PLASTİK SANATLAR
Van Gogh'un gürpriz tablosu
• CHICAGO (AA)— ABD'nin Chicago kentindeki bir
evin duvarında asılı duran tablonun, rastlantı sonucu
ünlü Hollandalı ressam Vincent Van Gogh'a ait olduğu
ortaya çıkarıldı. Chicago Tribune dergisinin haberine
göre Chicago'daki Leslie Hindman Müzayede Salonu için
part-time olarak çalışan John Kuhn adındaki bir emlakçı
antik mobilyalarmı görmeye gittiği bir evin duvarında
asılı gördüğü tablonun Van Gogh'a ait olabileceğini
düşündü. Kuhn, bu düşüncesini açıkladığı zaman
tablonun sahipleri kendisine inanmayarak güldüler.
Ancak daha sonra incelenmesi için Amsterdam'daki
Rijksmuseum'a gönderUen tablonun 19. yüzyıl
empresyonist ressamı Van Gogh tarafından yapıldığı
doğrulandı. Yalmzca "V" harfi ile imzalanan yağhboya
tabloda bir vazo içinde bulunan çiçekler resmediliyor.
ARKEOLOJI
\akındoğu\la yaşam
• Kültür Servisi — Fransız kazıbilimcileri 20.000 kil
tabletin kataloglanması sayesinde, Mö iki bininci yıllann
başlanndaki toplumsal, ekonomik ve dinsel yaşamı, en
ince aynntüarma dek aydınlatabildilef. Bu tableüer,
Mezopotamya'nın o zamanlar gözde kenti olan Mari'deki
krallık arşivlerinden gelmekteydi. 1934'ten beri aralıksız
kazılara sahne olan Mari, Mezopotamya'mn sanat ve
endüstrisinin her alanında -süs eşyalan, yontucuklar,
resimler, mimarhk yapıtlan, özellikle de yönetimle ilgili
belgeler ve mektuplar alanında- son derece verimliydi.
Mari'nin son krah Zimri-Lim'in (M.Ö. 1775-1761)
arşivleri bunun temelini oluşturmaktaydı. Örneğin,
tarihledikleri için ayrı bir önem taşıyan bu belgelerde
sarayın gereksinimleri, besin, giyim kuşam ya da
endiistriyel alandaki tüketimi açıklıkla belirtilmekteydi.
Böylelikle krahn "evi", yapısı, özellikle kadınlardan
oluşan bölümü (kralın İcızlan, gözdeleri, genç
prenseslerin hizmetçileri, dadıları, öğretmenleri) ortaya
çıkanlmıştı. Krallar arasında gönderilip alınan
armağanlar, çağın uluslararası ilişkileri üzerinde de bilgi
sağlıyordu. lttifaklann nasıl kurulup bozulduklan ortaya
çıkıyor ve ilk kez bir bölgesel ekonominin özellikleri
aydınlanıyordu. Mektuplar da zengin bir bilgi kaynağı
oluşturmaktaydı: Çünkü bunlar krala buyruklarımn nasıl
yerine getirildiğini ya da günlük olayları sıcağı sıcağına
bildiriyordu. Mektuplar aynı zamanda Babil ya da
Halep'teki yaşamla ilgili bilgileri de aktarmaktaydı.
KİTAP
6
Kır Çiçekleri' yayımlandı
• İZMtR (AA) — îzmirli Yazar Mehmet Şakir örs'ün
yeni kitabı "Kır Çiçekleri", Ozan Yayınlan arasında çıktı.
Kitapta, Mehmet Şakir'in 1980'ü yıllarda kültür-sanat ve
politika konulannda yazdığı denemeler yer alıyor.
Bölümü mezunu olan Mehmet Şakir Örs'ün, "Top'rak
Insanlan", "İnsan Sevgisi", "Gavur Izmir'den Güzel
tzmir'e tmbatın Türküsü" adlı kitaplan bulunuyor.
Zuhal Olcay, (
Kan Kardeşleri'nde işçi sınıfından bir kadını oynuyor
Sahneyle perdenîn büyüsü
' Prova yapmak, akşam şarkı söylemek, stüdyo
çalışmaları beni yormuyor. Yeter ki insanlar
beni bıraksın, hayvan gibi çalışayım.'
lar ve olanaklar ikiz kardeşleri
bile uçurumun eşiğine getirebi-
liyor. Sanatçı, toplumsal sınıf-
lar arasındaki farkın ürpertici
bir tablo çizdiğini ve yazar Rus-
sell'ın bu tabloyu çok hoş be-
timlediğini soylüyor.
."Tiyatronun ve sinemanın
ayrı bir büyüsü var" diyen Zu-
hal Olcay, tiyatro, sinema ve
müzik uçgeni içindeki koştur-
macadan çok yorulduğunu ak-
tanyor. Ölcay, "Prova yap-
maktan, akşam şarkı söylemek-
ten ya da stüdyo çalışmaların-
dan yorulmuyorum. Bu ola>la-
rın getirdigi bağlantılar, ilişki-
ler, yapılması gerekli işler beni
çok yoruyor. İnsanlar beni bı-
raksın, ben hayvan gibi çalışa-
yım. Ama benden başka hiçbir
şey islemesinler. Basın toplan-
lısına, fotoğraf çektirmeye, el-
bise diktirmeve >a da kuaföre
gitmek gerekiyor. Ama tüm bu
işlerden nefret ediyorum" di-
yor.
Zuhal Olcay, tiyatro ve sine-
ma dünyasındaki temel sorun-
lar konusunda şunları soylüyor:
"Tiyatronun temel sorunlann-
dan biri salon sorunu. Bunun
acısını çekmiş ve çekecek biri
olarak 'Kan Kardeşleri'ni Dün-
ya Sineması'nda o>nayacağız.
Bir sinema salonunda tiyatro
oynamanın koşullarını tahmin
edersiniz. Aynca nitelikli oyun
yazacak yetenekli yazarlann ço-
ğalması gerekli."
ASLI KAYABAL
Tiyatro Stüdyosu, 6 şubattan
başlayarak "Kan Kardeşleri"
adlı müzikali Dünya Sinema-
sı'nda sahneleyecek. Müzikalin
provaları Yapı Kredi Sermet
Çifter Salonu'nun loş ve serin
atmosferi içinde sürüyor.
Ingiliz yazar Willy Russell'ın
yazdığı oyunu Yücel Erten yö-
netiyor. Tiyatro Stüdyosu'nun
konservatuvar mezunu genç
oyunculan ile deneyimli sanat-
çıları bir araya getiren "Kan
Kardeşleri"nde rol alan oyun-
culardan biri de Zuhal Olcay.
Bir prova gününde, yönetmen
Erten'in verdiği arada serin sa-
lona siyah şalına sarınarak ge-
len Zuhal Olcay'la önce müzi-
kal üzerine konuşuyoruz. Ol-
cay, "Kan Kardeşleri bir yazgı
sonucu ayrı sosyal sınıfların
üyeleri olmuş iki kişi. Birisi işçi
sınıfından bir kadının oglu ola-
rak kalmış. Çocuklann annesi
bu kadın. Ben oyundaki adı Ba-
yan Johnstone olan bu kadını
canlandımorum. Diğer kardeş,
Bayan Johnstone'un temiziiğe
gittiği, zengin bir ailenin evlat-
lığı. Johnstone, 7 çocuklu ve
kocası >ok. Ciddi bir yaşam sa-
vaşı veren bir işçi sınıfı kadını"
diyor.
Zuhal Olcay'a göre "Kan
Kardeşleri", insanların eşit ol-
duğunu anlatıyor. Ancak koşul-
"KAN KARDEŞLERf'NDE BAYAN JOHNSTONE— Zuhal Ol-
cay, Willy Russell'ın "Kan Kardeşleri" adlı oyununun provalan-
nı sürdüriiyor. (Fotoğraf: Ibrehim Günel)
Sanatçı, 1983"te içine girdiği
sinema dünyasını kuşatan so-
runlar zincirinde ilk önce "pa-
rasal kaynak" sorununu dilege-
tiriyor. Altyapısı sağlam, teknik
olanaklarla donatılmış kişilerle
çok daha iyi bir konuma geline-
Dileceğine inanıyor. Olcay,
"Vur kaç yöntemble 200 mil\o-
nu çok göriip 100 nıilyona film
çıkanp ondan sonra 100 miho-
nun karşığılında 200 milyon ka-
zandıgında Allah berekel ver-
sinle otHrup kalmakla Türk si-
neması hiçbir yere varamaz" di-
yor.
Olcay'a göre sineınayı kuşa-
tan sorunlar zincirindeki halka-
lardan biri de sürekli gündem-
de olan "sansür". Aynca senar-
yonun onemli bir konu olduğu-
nu vurgulayan Olcay, "Nitelikli
senaryo mutlaka sosyal kerikli
ya da çok iddialı konulan gerek-
lirmi>or. Senarist güncel, insa-
ni ve sıradan konulardan çok iyi
bir film konusu hazırlayabilir.
Burada yonelmenin özgün dün-
yası ve >eteneklerini de katmak
gerekir" diyor. Türk sınemasın-
da tum bu olanaksızlıklara kar-
şın mucizeler yarattldığını soy-
leyen sanatçı, "Bu koşullarda
film, hatta fotoğraf bile çekil-
mez. Türk sinemasındaki insan-
lar benim >üreğim >e kafamda
çok saygın ve seçkin bir yerde-
ler" diyor.
Tiyatronun da sinemanın da
buyüsünden vazgeçmeyeceğini
soyleyen Zuhal Olcay, inatla her
ikisini de >apacağını belirtiyor.
Şubat aymda sahnelenecek
olan "Kan KardeşlerT'ni Türk-
çeye Feyyaz Kayacan ve Ahmet
Levendoglu çevirmiş. Vedat
Sakman'ın muzik yönetmenliği-
ni üstlendiği oyunun dans düze-
ni Nasuh Barın'a ait. Oyunda
Zuhal Olcay'ın dışında Haluk
Bilginer, Ahmet Levendoğlu,
Oktay Ka>narca, Mahir Günşi-
ray, Derya Alabora gibi oyun-
cutarla Jülide Kural, Celal Perk,
Yasemin Alka\a, Binnaz Mö-
rö>, Yasar Kurt, Cüneyt Uzun-
lar \e Tugay Akay gibi genç sa-
natçılar yer alı>or.
Bakanlıktan ataşelik atağı
Kültür Bakanhğı yurtdışı temsilciliklerine ilişkin
çalışmalara başladı. Kültür müşavirlikleri ve kültür
ataşelikleri Londra, New York, Kopenhag, Paris ve
Amman'da olacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Kültür Bakanlığı'nın
1991 yılı içinde yurtdışında aça-
cağı 'kültür müşavirlikleri' ve
'kültür ataşelikleri' ile ilgili ça-
lışmalara başlandı. Öncelikle
Londra, New York, Kopenhag,
Amman ve Paris'te kurulacak
müşavirlik ve ataşeliklere atana-
caklar belli oldu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'-
nın ikiye bölünmesiyle dış ör-
gütsüz kalan Kültür Bakanhğı
yurtdışında yeniden temsilcilik
acabilmek için gerekli hukuki
altyapıyı tamamladı. 24 ekim
tarihli Resmi Gazete'de yayım-
lanan 'Kultur Bakanhğı yurtdı-
şı teşkilatında gorevlendirilecek
personelin seçim esaslarına da-
ir yönetmelik' ile 'kültür müşa-
viriiği ve 'kültür ataşelikleri'ne
bakanlık içindeki musteşar yar-
dımcısı ve genel müdür ve mü-
şavir düzeyinde kişilerin atan-
ması yolu açıldı. Bu kişiler,
1991 bütçesinde dış müşaviriik-
ler için ödenek aynlmadığı için
'geçici görev'le çahşacaklar.
Cumhuriyet muhabirinin
edindiği bilgiye göre Musteşar
Yardımcısı Hüseyin Erdem
Londra Kültür Müşavirliği'ne
atanacak. llahiyat fakültesi me-
zunu olan Erdem, bir yıldır ba-
kanhkta çalışıyor.
Bakanlık MUşaviri Aytug
İzat'ın da New York Ataşeliği'-
ne atanacağ» öğrenildi.
Bakanlık Müşaviri Avukat
tnci Özkan da Paris Büyükelçi-
liği Kültür Müşavirliği'ne geti-
rilecek'. İnci Özkan'ın eşi ba-
kanlık eski müşteşarı Gültekin
Özkan, Paris'te turizm müşaviri
olarak görev yapıyor.
Yakın tarihe kadar Anıtlar ve
Müzeler Genel Müdürlğü'ne ve-
kâlet eden M.Akif Işık da kül-
tür müşaviri' olarak Amman'a
gidecek.
Kültür ve Tabiat Varlıkları
Genel Müdürü AlUn Akat'ın
ise Kopenhag Kültür Müşavir-
liği'ne getirileceği bildirildi.
Öte yandan üst duzey yöne-
ticiler dışına dış teşkılatlarda go-
revlendirilecek peı&onel alımı
için hafta içinde mesleki yeter-
Hlik sınavı yapıldı. 46 kişinin ka-
tıldığı sınavın sonuçlannın ise
henüz acıklanmadı.
Adnan Saygun
toprağaverüiyor
Kültür Senisi — Geçen pa-
zar günü yitirdiğimiz devlet sa-
natçısı, besteci Ahmed Adnan
Saygun için yarın saat 10.30'da
Mimar Sinan Üniversitesi'nde,
12.00'de ise Ataturk Kültür
Merkezi Büyük Salon'da birer
tören düzenlenecek. Saat
10.30'daki tören saygı duruşuy-
la başlayacak. Törene öğretim
üyeleri ve öğrenciler katılacak-
lar.
Saat 12.00'de AKM'de yapı-
lacak törene ise Kültür Bakanı
Nanuk Kemal Zeybek, YÖK
Başkam Prof, Dr. thsan Doğ-
ramacı ve MSÜ Rektoru Prof.
Dr. Gündüz Gökçe konuşmacı
olarak katılacaklar. Kültür Ba-
kanhğı ve MSÜ tarafından dü-
zenlenen törende Hikmet Şim-
şek yöneıimindeki İstanbul
Devlet Opera ve Balesi sanatçı-
ları, Adnan Saygun'un "Yunus
Emre** oratoryosundan bölüm-
ler seslendirecekler. Törene çe-
şitli buyükelçilik ve kurum tem-
silcileri de katılacak.
Ataturk Kültür Merkezi'nde-
ki törenin ardından Dolmabah-
çe Camii'ne hareket edilecek.
MSÜ Rektorü Gündüz Gökçe,
törene katılacak kişilerin Dol-
mabahçe Camii'ne yürüyecek-
lerini bildirdi. Adnan Saygun,
Dolmabahçe Camii'nde küına-
cak namazdan sonra Zincirli-
kuyu Mezarhğı'nda toprağa ve-
rilecek.
Uluslararası AfÖrgütü Amerika ŞubesiBaşkanı Jack Healey:
Yöresel çalışıp evrenseldüştinmeli
NKRMİN BAYÇIN
1988'de başlatılan 'tnsan
Haklan, Hemen!' turunun kon-
ser fılmi kısa bir süre önce
Türkiye'de de binlerce insanı bir
araya getirdi. Düzenlenen gece
dolayısıyla Uluslararası Af Ör-
gütü Amerika Şubesi Başkanı
Jack Healey de ülkemizdeydi.
Aynı zamanda 'İnsan Haklan,
ŞimdÜ' konserlerinin organiza-
torluğünü de üstlenen Healey,
Af Örgütü'nün çeşitli ülkelerde-
ki etkinliklerini, nereden nereye
gelindiğini, konserlerin yarattı-
ğı etkiyi anlattı.
—ilk mesleğinizin pape.zlık
olduğunu biliyoruz. Bu mesleği
niye bıraktınız?
—Daha papaz olmadan önce
değerlerim oluşmuştu. Annemin
oğrettiği değerlerdi bunlar. En
önemlisi barış düşüncesiydi. Pa-
pazlığı bıraktım, çünkü benim
için çok küçük bir dünyaydı ve
çok duvarları vardı. Bu duvar-
lardan dışarı çıkarak daha bü-
yük bir dünyada >aşamam gere-
kiyordu.
Hayatımın çeşitli dönemlerin-
de tanık olduğum savaşların
dehşeti beni barış için çalışma-
ya yöneltti. Ve hepsinin temelin-
de insan haklan ihlalleri yer alı-
yordu. Kimsenin bu haklan eli-
mizden almaya yetkisi olmadı-
ğına inandım. İnsan haklan hü-
kümetlere bırakılamayacak de-
recede önemlidir. Hükümetlerin
şiddetine maruz kalan insanla-
rın gidecekleri bir dünya, bir yol
yoktur diğer insanlardan başka.
Yapılacak tek şey insanlara git-
mektir. Ve benim düşünceme
göre Af Örgütü bunu temsil edi-
yor.
—Güney Afrika'da uzun yıl-
lar bulundunuz. Afrika'nın ha-
yatınızdaki yeri nedir?
—Guney Afrika Cumhuriye-
ti sınırındaki Sotho'da barış gö-
nüllüleri başkanı olarak 5 yıl ça-
lıştım. Güney Afrika insanları-
nı tanıdım, acılarını, baskıyı,
yüzlerce işkence kurbanlarını,
cinayetleri, bombalanmış so-
kaklan, hükümet politikası olan
ırk aynmını yakından gördüm.
Afrika Ulusal Kongresi'nin mu-
cadelesinin önemini, insan hak-
lan uğruna savaşan insanlara
paha biçilemeyeceğini anladım.
Hayatlarım ortava koyarak öz-
gürlük için savaşan insanların
davasına karşı özgür bir insan
olarak sorumluluk duydum. lş-
İNSAN HAKLARI, HEMEN! — 19S8Men bu yana ünlü müzisyenlerin katüımıyla gerçekleştirilen "İnsan Haklan, Hemen!" konser-
lerinin filmini Türkiye'de binlerce insan izledi. Gece. bir bakıtna konser turnesini Türkiye'de sona erdirmiş oldu.
kence ve ölüm cezalannı engel-
lemek gibi aktif bir görevim ol-
mamasına karşın tepki göster-
memem mümkün değildi. Tanık
olduklarım. düşüncelerimi de-
rinden etkiledi ve neler yapabi-
leceğim konusunda bana yol
gosterdi.
—Uluslararası Af Örgütü, in-
san haklan ihlallerini ortadan
kaldırmak için çeşitli etkinlikler
düzenliyor. 1988 yılında gerçek-
leştirdiğiniz konser turu amacı-
na ulaştı mı?
—Mnsan Haklan. Hemen!'
yaşayan ve haklarından haber-
dar olmayan insanların bildirge-
deki haklannm bilincine vardık-
ları zaman güçlendiğine tanık
olduk. Çünkü bu bildirge insan-
lara dair bir belge. Hükümetle-
rin nzalarına bırakılamayacak
derecede önemli ve artık insan-
lar haklarım istiyor.
—Tur süresince bulunduğu-
nuz ülkelerde sorunlarınız oldu
mu?
—1988'de başlatılan 'İnsan
Haklan. Hemen!' turu 1990da
İstanbul'da tamamlandı. Doğu
dılar. Yaklaşık bir milyon insan
bu konseri izledi \e bir milyar
insan 'tnsan Haklan, Hemen!'
konser filmini gordü. Bu turun
filmini Türkiye'de gerçekleştiri-
len coşkulu gecede izledik.
—Çağımızda insanlar, insan
haklan ihlallerine yeterii duyar-
lılığı gösteriyor mu sizce?
. —İnsanlar bugün ulkelerin
birbirine bağımlı olduğunu an-
lamak zorundalar. Ortadoğu'da
tüm dünyayı etkileyen bir savaş
var. Dolardaki dalgalanmalar,
petrol sorunu... Bir verdeki ka-
Aynı zamanda "însan Haklan, Hemen!" konserlerinin
organizatörü olan Jack Healey, önümüzdeki yıl
gerçekleştirilecek konser turnesinde Türkiye'nin de yer
alacağını beHrtiyor.
konser turunu İnsan Haklan
Evrensel Bildirgesi'nin 40. yılı-
nı kutlamak için düzenledik.
Amacımız İnsan Haklan Ev-
rensel Bildirgesi'ni dünya dille-
rinde duyurabilmekti. Müzik,
insanın yüreğine ve bilincine do-
laysız seslenebilen bir araç. Bu-
nu konserler süresince yakından
gördük. İnsan Haklan Bildirge-
si'nde sözü edilen haklan mü-
zikle duyurmak ve haklarından
yoksun bırakılmış insanlara des-
tek olmak düşüncemizi şarkıcı
dostlanmızla birlikte gerçekleş-
tirdik. Sansürün baskısı altında
Bloku'ndaki değişikliklerden
önce Macaristan'da konser ver-
dik. Mandela hapiste iken Zım-
babwe'deydik. Şili'de çalmamı-
za izin vermediler, aynı şekilde
Rusya'da da. Ve şimdi iki yıl
sonra Mandela'nın özgür bıra-
kıldığı bir dunyayla karşılaşıyo-
ruz. Namibya bugün özgür.
1990 ekiminde Şili'ye gittik ve
Doğu Bloku yakında bizi konuk
edecek.
Dunya turu esnasında gerçek
anlamda çok büyük sorunlarla
karşılaşmadık. insanlar bizi bü-
yük bir ilgi ve coşkuyla karşıla-
rışıklık tum dunva dengelerıni
sarsıyor. İşte bu nedenle birey-
ler ve ülkeler olarak birbirimi-
zin haklarım korumak zorunda-
yız. Haklarımızı sadece ideolo-
jik amaçlar için değil, r>ragma-
tik ve insancıl amaçlar için de
korumalıyız. Çünkü biz insan
haklan ihlallerinin hoş görülme-
diği bir dünyaya ilerliyoruz ve
bu ihlaller insanların daha iyi
yaşamasına engel olmaktadır.
İnsanhk, buyük patlamalarla
karşılaşmadan bunun nedenle-
rini ortadan kaldırmaya basla-
malıdır. Hükünietler insanların
sorunlanyla uğraşmazlarsa bu
ulusal sorunlara dolayısıyla
ulusiararası sorunlara sebep
olur.
Tüm çabamız yöresel çalış-
mak, evrensel düşünmek olma-
lıdır ve bizim gibi düşünmeyen
insanlara çağın ve tarihin bir
parçası olmazlarsa yalnız kala-
caklannı, kendilerine ve çocuk-
lanna ne olduğunu anlayamaya-
caklarını anlatmak olmahdır.
—Af Örgütü bireyin hakları-
nı vurguluyor. İnsan haklarım
korumada bireysel mücadelele-
rin önemine inanı>or musunuz?
— Biko. Saharov, Salvadore
Gomez, Mendoz...
Çağımızda insan haklan sa-
• vunuculan artıyor. Namibya'da,
Zimbabvve'de, Güney Afrika
Cumhuriyeti"nde, Şili'de, Arjan-
tin'de, bütün Doğu Bloku'nda
bireylerin çabalannı ve bunun
etkileyici, iyileştirici gücünü gö-
rebilirsiniz. Kısa vadedeki yenil-
giler, uzun vadede birey ve ait
olduğu ülke için birer kazanım-
dır. Her ulkenin birbirinden
farklı sorunları vardır ve bazılan
ölüm ve işkenceye çok sayıda
kurban verirler. Ama insan bi-
lincinin ve insan haklannm ır-
mağı genişleyip derinleşiyor. Gi-
derek sayımız artıyor. Bu neden-
le 2000 yılına yaklaşırken hükü-
metler kişileri yok etmek yerine
korumalılar.
Mtizede Mozart
ve Vivaldi
• Kültür Servisi — Geçen
yılın ilgi çeken müzik
gruplanndan Preklasik Oda
Müziği Topluluğu, yeni
yılda ilk konserini 14 ocak
pazartesi günü saat 19.30'da
İstanbul Büyüksehir
Belediyesi Karikatür ve
Mizah Müzesi'nde sunacak.
KonseTde J.S. Bach'm, yayU
sazlar dörtlüsü için
uyarlarmış Re Majör Suit'i,
W. A. Mozart'ın Re Majör
Flütlü Kuartet ve Fa Majör
Obualı Kuartet ile A.
Vivaldi'nin La Majör Gitar
Konçertosu yorumlanacak.
Uygur'dan
'Marko Paşa'
• Kültiir Servisi — Nejat
Uygur Tiyatrosu "Marko
Paşa" adlı oyunu
Kocamustafapaşa Çeyre
Tiyatrosu'nda sahneliyor.
Nejat Uygur'un yazıp
yönettiği oyunda Bahri
Beyat, Esra Oflaz, Necla
Uygur, Çiğdem Uygur, tnci
Üntay, Mehmet Özekit,
Süheyl Uygur ve Behzat
Uygur rol alıyor.
Dünden
bugüne
• Kültür Servisi — Totnur
Atagök, 19. kişisel sergisini
yann Derimod Kültür
Merkezi'nde açıyor. Halen
Yıldız Üniversitesi'nde
Kültür Basın ve Dış
tlişkileri Başkanlığı'nı
yapan ve müzecilik
programını gerçekleştiren
sanatçı, sanat eğitimini
Amerika'da California'da
tamamladıktan sonra
1970'lerde Türkiye'de orta
ve yüksek eğitimde görev
aldı. MSÜ Resim ve Heykel
MUzesinde idari görevde
bulunan sanatçı, yurtiçinde
ve dışında kişisel ve karma
sergilerle, müzecilik
alanında yaptığı
çalışmalarla tanınıyor.
Sanatçının bu sergisinde
metal, kâğıt ve
tuvallerinden oluşan son
çalışmaları, 1960'lardaki
erken dönem işleriyle
birlikte sergilenecek.
Ekiz'in
resinıleri
• İSTANBUL (ANKA) —
Rafet Ekiz resim sergisl _ _
yann Ramko Sanat" '" " '
Merkezi'nde açıhyor.
İstanbul Ataturk Eğitim
Fakültesi Resim Bölümü ve
İstanbul Devlet Güzel
Sanatlar Akademisi Yüksek
Resim Bölümü mezunu
olan Rafet Ekiz 1987-1989
yılları arasında dört kişisel
sergi açtı. Çok sayıda
karma sergiye katılan ve
çeşitli ödüllerin sahibi olan
sanatçmm 5. kişisel
sergisi 28 ocak
tarihine kadar açık kalacak.
BUGÜN
• Edebiyatta Itent*
Adnan Özyalçıner'in
"Edebiyatta Kent" başlıklı
konuşması saat 16.00'da
Ataturk Kitaplığı'nda yer
alıyor.
• Konser Viyana
Concilium Musicum
Topluluğu'nun konseri
18.30'da İTÜ Maçka
kampüsünde sunulacak.
• Şener Şen'le söyteşi
Maçka Sosyal Tesisleri'nde
saat 15.00'te Şener Şen'le
sinema üzerine bir söyleşi
yer alacak.
• Panel "Eleşürmen
Gözüyle Plastik Sanatlar
1990" başhkh panel saat
19.00'da Kadıköy Belediyesi
Kültür ve Sanat
Merkezi'nde (Caddebostan)
yapılacak. Nur Nirven'in
yöneteceği panele Yalçın
Sadak ve Ludmilla
Behramoğlu katılacaklar.
~ı~_H^__ı^H——__nM__
bugün
bilsak
10 OCAK PERŞEMBE :
19.00 Çakralar: "İnsan
BilincininMcrkczkri"
Nil GÜN
19.00BilimDizisi7:
"Bcslcnmc ve Kanscr"
Tuncay ALTUĞ
Görse! Sanat Atölyeleri
Mehmet GÜLERYÜZ
yönetiminde (Pcr. - Cura.)
Cafe-Foyer-Bar(Ciriş)
12.00-00.30
Rock Cafe-Bar(5.Kai)
12.00-18.00 HcavyMcial
18.00-24.00 Rock
Mural Pazar-Sonay
bilsak, sırasclvilcr cad.,
soğancı sok. 7 cihangir
143 28 79-99