23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13 SERMST PİYASADA DOVİZ ABOOolan 3ab Aknan Markı IsviçreFranp HoKanda Horini npzStaM Framz Frangı lOOhalyanUretı S.A.ffyai Avusturya SüW DâvB krt. (S) = Afcş 3075 2020 2400 1785 5850 590 265 790 285 Satş 3085 2030 2410 1795 5900 595 270 800 290 2984 JU.TINGÛMÛŞ »»yaraftın n «yır Meak SOOayargûmüş VjMbs* Altını ZkaatNtnı HAHn M.Ba*aı 1 Ons $ Alış 254 000 275.000 38 350 34.500 450 210.000 209.000 211.000 387 35 SaDŞ 259.000 285.000 38.450 38.000 477 215.000 214.000 216.000 39195 TL inManta Ort ftö (%) 60 09 Lojtnan kiraJarı arttı • ANKARA (AA) — Kamu konutlannın 1991 yılı kira bedellerine ilişkin Başbakanhk kararı bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Başbakanlık kararıyla, kaiorifersiz lojmanlarda ortaJama yûzde 40 artış yapıldı. TÜSÎAD'ın hukuk raporu • İSTANBUL (AA) — Türk Sanayicileri ve Işadamları Derneği'nin (TÜSİAD) hazulattığı "Yasalarımız ve Haklanmız" konulu rapor, bugün düzenlenecek toplantıyla kamuoyuna açıklanacak. Toplantıya TBMM Başkanı Kaya Erdem'in de katılarak bir konuşma yapması bekleniyor. Raporda ele alınan konular arasında devlet ve kişi ilişkileri, suç ve ceza, ceza kovuşturması ve yargılaması, özel hukuk hayatımız ve sorunları, borç ilişkileri, iş hayatı ve sosyal güvenlik, ticari ilişkiler ve şirketler, vergi ve mali sorunlarla icra ve iflas bulunuyor. Opel'e ilk zam • tZMİR (ANKA) — Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın hizmete açtığı General Motors'un Torbalı tesislerinde yüzde yüz montaja dayalı üretilen Opel otomobil çeşitlerine 9-12 milyon lira arasında zam yapıldı. Opel, . otomobillere yapılan .v-.;..- zanuna gerekçe olarak gİı&ı fiyallanndaki artış gösierildi. Buna göre daha önce 61 milyon lira olan 1.8 Opel 70 milyon 260 bin liraya, 66 milyon lira olan 1.8 otomatik Opel 76 milyon 81 bin liraya, 78 milyon lira olan 2. OE model Opel 89 milyon 341 bin liraya yükseldi. Kepez'e IFC'den kredi • Ekonomi Servisi — Kepez Elektrik, Dünya Bankası'nın yan kuruluşlanndan International Finance Corporation'dan (IFC) 25 milyon dolar kredi aldı. IFC kredisi, Kepez Elektrik'in 67.6 milyon dolar tutarındaki yatırım programında kullanılacak. Kepez Elektrik'in yapacağı yatırımlar arasında Aksu nehri üzerine kurulacak olan 47 megavat gücünde bir hidro-elektrik santralı ve 154 kilovatlık nakil hattı da bulunuyor. 90BilkenT~ işçisineiş • ANKARA (AA) — BiJkent Üniversitesi'nde bir süre önce işten atılan işçilerden 9O'ı Üniversite Vakfı'na bağlı işyerleri kadrolarında çalışacaklar. İşten atılan 190 işçinin kıdem tazminatları hazırlanarak, üniversite kadrosundan çıkışlan yapıldı. Tez-Koop-lş Ankara Şube Başkanı Muhlis Karslı, "Sayın Doğramacı, yaptığımız görüşmeden sonra, işçilerden bir kısmının Üniversite Vakfı'na bağlı işyerlerinde istihdamı için söz verdi. Karar doğrultusunda, işçilerden 9O'ı Üniversite Vakfı işyerleri kadrolarına alındılar" dedi. İran'a, Dünya Bankası kredisi • WASHINGTON (AA) — Dünya Bankası, 10 yıl aradan sonra İran'a ilk krediyi açma hazırlıklan yapıyor. Dünya Bankası yetkililerinin bildirdiğine göre banka tarafından onaylanması beklenen 250 milyon dolarlık kredi, geçen haziran ayında meydana gelen ve 35 bin kişinin ölümüne neden olan büyük depremin ardından başlatılan yeniden imar çalışmalarında kullanılacak. Maliye yat, kat, atpeşîndeSerbest meslek sahiplerini, hayat standardı temel gösterge tutarıyla asgari gelir beyan etmeye zorlayan Maliye, zenginlik kıstaslanyîa da vergi gelirini arttırmaya çalışıyor. Ancak yat, kat, at sahiplerinin, yanında hizmetçi çaiıştıranlann, beyannamelerde gösterecekleri ek gelirlerin sütunları çoğunlukla boş kalıyor. Zenginliklerini saklayanlann ancak ihbarla saptanabildiğini kabul eden Maliye yetkilileri, "Aslında sorun, bu tür zenginlerin 'hayat standardı' kapsamında tutulması" diyorlar. Türkiye'nin adı sanı bilinen büyük zenginleri, holding sahipleri "gayri menkul sermaye iradı" elde ettikleri için stopaja tabiler ve hayat standardı dışmda kahyorlar. EStN SUNGUR Ticari kazanç sahipleri ile doktor, avukat gibi serbest mes- lek sahiplerini hayat standardı temel gösterge tutarlanyla asgari miktarda gelir beyan etmeye zorlayan Maliye, temel gösterge tutarlarına eklenen bazı zengin- lik kıstaslanyîa vergi gelirlerini arttırmaya çalışıyor. Ancak de- netim zorluklan beyannameler- de yer alan zenginlik gösterge- leri, ek sütunlarının genellikle boş kalmasına neden oluyor. Yıllık beyanname ile gelir ver- gisi odeyen ticari kazanç sahip- leri ve serbest meslek erbabı en az hayat standardı temel göster- ge tutarı kadar gelir beyan et- mek zorunda. Yörclere göre de- ğışen temel gösterge tutarlarının üzerine de Gelir Vergisi Kanu- nu'nda belirtilen zenginlik kıs- taslanna göre matrah itevesi ya- pılıyor. Buna göre yarış atı sa- hibi olanlar, taylar dahil her at için 4 milyon liralık, turistik yurtdışı gezi vapanlar hem ken- disi hem de ailesindeki bireyler için 5'er milyon liralık, yamnda kaptan veya pilot çalıştıranlar 20 milyon liralık, aşcısı, mürebbi- yesi, hizmetçisi olanlar ise çalı- şan başına 4 milyon liralık ilave gelir göstermek zorunda. Yapılan hesaplamaya göre ya- tı, katı ve bir atı olan, yılda iki kez esiyle yurtdışına çıkıp, ya- nında kaptandan bahçıvana bü- tün hizmetlileri çalıştıran, yur- tiçi yaz tatilini de ihmal etmeyen bir 'maliye zengini' büyük şehir belediyesi sımrlan içinde yaptı- ğı ticari faaliyeti için Maliye'ye yılda 48.6 milyon liralık vergi ödüyor. İşinden evine giden, ara sıra yaz tatili yapıp, ne yatı ne katı ne de atı olmayan, ancak yıllık geliri, iki ikrarniyesi ve 4 milyon liralık brüt aylığı ile 56 milyon liraya ulaşan bir ücretli ise 20.6 milyon liralık vergi ödü- yor. Üstelik ücretli doğrudan bordrodan kesildiği için vergi yükünden kaçamazken yat-kat sahibi Maliye zenginleri beyan- namelerinin gösterge tabloları- nı boş bıraktıklan takdirde sa- dece temel gösterge tutarı üze- rinden vergi ödeyerek kurtulu- yorlar. Beyannamelerde temel göster- ge tutarlarının üzerine, gösterge tablosundaki zenginlik kıstasla- rını işaretleyenlerin çok az oldu- Hayat standardı gösterge tablosu Mıtırgılar 1- Iteek «Manı tar Mri Içta: a- 1600 cc'ye kadar b-1601-1900 cc arası c- 1901 cc n'P üzen [ a- Mûikiyefi olaniarm her biri ^•Kiralanrras oian&r (Tatftte kabnan H K otel. motfif dahi) 3- Ese, bakmakla, yikûmli çmaiUn ve keııtfM aft; a- Hava taşıt. yat, kotra. sürat teknesı b- 10 beygir gücü üzer. motorlu tekne ta^tınJHnn htr W k* a- Şotör, müreto&iye, sşçt, hizmetçi, bahçfvan ve benzHteri > Kaptan. ptot ve öenzerten 5- Her yarış atı için (tay datail) eşi, çocufiu ve kendsr* hef btri icın hef scfsrtndB Eskl 750.000 1.100.000 2 200 000 a-Kira beöefinin yartsı b- 750.000 a-7 500 000 b-1 500 000 a-1.500.000 b-7.500.000 1 500 000 2.200.000 YMI 2.000.000 3.000.000 5.000.000 a-Kira bedeflren yansi &-200O.O» a- 20.000.000 b-4 000 000 a- 4.000.000 b-20.ooo.ooe 4000 000 •ıp 5000.0»^- Nat TaDloda yer alan rakamlar hayat standardı ûzehnden vergılendinlenle- rin.temelgösterge tutarlarına ilave edilerek ilk 12 milyon lira için %25, 12-24 milyon lira arası için %30 ve 24-36 milyon lira arası için %35 ora- nında gelir vergisine tabi tutuluyor. ğunu kabul eden Maliye ve Gümrük Bakanlığı yetkilileri, zenginliğini saklayanlan tesadü- fen yakalamaktan başka bir şey yapamıyorlar. Bu konuda dene- timin hiçbir etkisinin olmadıgı- nı bildiren yetkililer, gizli zen- ginleri ancak ihbarla saptayabil- diklerini belirttiler. "Aslında bn- radaki sorun yat-kat sahiplerini saptayıp saptamamak değil, bu tür zeoginlerin hâlâ 'hayat standardı' kapsamında tutul- ması" diyen bir bakaniık yetki- lisi, ucağı, yatı olan, yanında Uc- retli kaptan ve pilot çalıştıranla- nn çoktan bir başka vergilendir- me sistemine alınması gerektiği- ni söyledi. Türkiye'nin adı-sanı bilinen büyük zenginlerinin, holding sahiplerinin vergi yasa- larına göre gayri menkul serma- ye iradı elde ettikleri için stopa- ja tabi olduklannı hatırlatan yetkililer, bu kişilerin hayat stan- dardı dışında kaldıklannı söyle- diler. Hayat standardı ile ilgili ola- rak yıllardır kanayan denetim yarasını kaptamak için Maliye1 nin beyannamelerdeki bilgileri başka kamu kayıtlanyla karşı- laştırması gerektiğini anlatan y^tkililer, Mauye'deki otomasyo- nun tamamlanması halinde be- yanname bilgilerinin tapu, SSK, motorlu taşıtlar vergi daireleri ve pasapon dairelerindeki kayıtlar- dan karşılaştırılabileceğini bil- dirdiler. Tütün üretîcîsi satLs telaşında Yerli alıcılar, yabancıfırmalann 200-500 lirafark vermesi üzerine, alım için köylere dağıldı tZMİR (Cumhuriyel Ege Biirosu) — 1990 yıh üriinü Ege Ekici Yaprak Tü- tün Piyasası'nda yerli ve yabancı fîrina rekabeti yaşanıyor. Tekel'in düşük Tıyat uygulaması nedeniyle üretici, tüccar bü- roları arasında mekik dokurken yaban- cı firma adına alım yapanlar 200-500 li- ra fiyat farkı uyguluyorlar. Üretici bölgelerinde yabancı firma adına hızlı alıma başlayan Vertab firma- sının farklı fiyat uygulaması Türk ihra- catçılarmın köylere dağılmasına neden oldu. Akhisar Ziraat Odası yetkilileri TekePin özeüikle fıyatlan düşük tutması nedeniyle üreticinin şaşkın bir dunım- da tüccar bürolanru gezdiğini ve ilk gü- nün hızlı aiımlannın biraz yavaşladığı- m bildirdiler. Yetküiler bir ya da iki yer- de 15 bin 700 liralık bir fiyatm duyul- duğunu, bunun dışında kaliteli tütünün 9-11 bin lira arasında alıcı bulabildiği- ni, yabancı firmalar adına alım yapan- ların da 200-700 lira fark uyguladıkla- nnı söylediler. Piyasayı değerlendiren eski bir Tekel Genel Müdürü "Olay Türk ihracatçısı- nın, Türk tüccannın devre dışı kalması yolunda atılan adımlarıo daha da biiyü- dügünü göstermektedir. Çünkü Türk tüccan ve ihracatçısı alacafı tütünü iş- leyecek, aldığı kredinin faizini ödeyecek- tir. Bu durumda fiyat verirken çok dik- katli olmak durumundadır. Ancak ya- bana sigara ve tütün tekelleri adına alım yapan firmalar bu işten çift yonlu kâr etmektedirler. Bu yüzden pazarlık güç- lerini yükseltmektedirler. Ama görülü- yor ki ne kadar rekabet olsa da fazla fi- yat uygulaması çok düşük oranlarda gerçekleşiyor" diye konuştu. Bu arada Muğla'da piyasarun açılma- smdan bu yana tütün alımlan çoğunluk- la tamamlandığı öğrendi. 32 bin tütün- cünün 250 bin balya tütün üretimi ger- çekleştirdiği Muğla'da Tekel Başekspreri Ustün Hamici'nin verdiği bilgiye göre tüccar iki gilnde 70 bin, Tekel de 100 bin balya tütün aldı. Tüccar bürolan önün- de üretici kuyruğu dün kalmadı. Ahm- larda tüccarın daha çok kalitesiz tütü- nü topladıgı görüldü. Tüccarlar cephe- sinde Tekel "fiyat anarşisi" yaratmak- la suçlanırken Verteb Şirketi temsilcisi Orhan Karahan "Tekel neviyat aynmı- nı bilinçli olarak yanlış yaptı. Kapaya 1500 lira fiyat açıkladıklan halde kışkır- tırcasına alım sırasında 4-5 bin fiyat ver- diler. Programladığımız kotayı tamam- lamak için biz onlann 5 verdiğine 7-8 verdik. Tekel bizim sutımızdan erken bir seçim için ANAP'a oy tahvil etti" de- di. Denizli'de de tütün üretiminin yoğun olduğu Tavas'ta Tekel'in ortalama 7-8 bin, tüccann da 9-10 bin liraya alım yap- tıgı görüldü. llan edilen fıya'.lardan hoş- nut olmayan üreticiler miting yapma ha- zırhğına başladılar. Yaklaşık 60 bin tü- tün üreticisinin bulunduğu Denizli'de uygulanan politika nedeniyle 382 bin de- kar alanda yapılan tütün üreticisinin ge- lecek yıl aşa&ya düşeceği belirtüiyor. Manisa'da da dün tütün ahmlannda durgunluk yaşandı. İlk iki günde 1 mil- yon 450 bin balyadan 350 binini tüccar, 150 binini de Tekel satın aldı. Manisa'- da Tekel 2 bin 500'e tüccar da 4 bin li- raya kadar düşük ücrette ahm yaptılar. 63 yaşındaki Pan Am tekliyor ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Bir zaman- lar ABD'nin bir numaralı taşı- ma şirketi durumundaki Pan Amerikan Havayollan'nın önce- ki gün konkordatoya başvurdu- ğunu açıklaması ABD'de eko- nomiye yönelik tedirginliği da- ha da arttırdı. İlk jumbo jetini yapan tarihi Pan-Am şirketi son bir yıl için- de iflasmı ilan eden uçüncü Amerikan uçak şirketi oldu. Ge- çen ay da ABD'nin beşinci bü- yük havayolları şirketi Conti- nental iflas karan almıştı. Geçen mart ayında ise Eastern Hava- yollan ifias etti. Bir yandan if- las mahkemesı ile görüşmeler devam ederken iki şirket de se- ferlerine devam ediyorlar. Pan- Am yetkilileri şirketin yeniden örgütlenmesi sağlanıncaya ka- dar seferlerini sürdüreceklerini, Pan-Am'm da faaliyetine devam edeceğini açıkladılar. ABD İflas Yasası'nın 11. mad- desi olarak bilinen ve Türkiye^ de konkordatoya eşanlamlı olan "iflas ilanı", şirketi alacaklılar- 1978'e dek uluslararası uçuşlarda ABD'de tekel konumunda bulunan Pan Am, konkordato ilan eden üçüncü uçak şirketi. Pan Am'ın konkordatosu, ABD'de ekonomiye yönelik tedirginliği daha da arttırdı. uluslararası uçuş hatlarında te- kel durumundaydı. Pan-Am'ın yönetimi, özellikle Washington l da ve dış ülkelerde geniş bir lo- bi ve diplomasi faaliyeti ile bu dan korumak için başvurulan bir önlem. Pan-Am, Bankers Trust Company ve United Ha- vayollan'ndan 150 milyon dolar kredi almaya çalışıyor. Aynca şirket, ABD-Londra dahü ol- mak üzere bazı önemli hatları- nı United Havayollan'na 400 milyon dolara satmak üzere. 150 milyonluk krediyi de bu satışı garanti vererek sağlamaya calı- şıyor. Pan-Am'ın konkordatoya, bankayı ve havayollannı ikna edebilmek için başvurduğu bil- diriliyor. Böylece iflas mahke- mesi ile yapılacak anlaşmadan sonra banka ve United, ödeme yapacaklar arasında ilk sırada yer alacaklar. Pan-Am, hatların ŞjRKETLERDEN HABERLER satışından gelecek olan parayı, uçuşların azaldığı kış sezonun- da rahatlamak için istiyor. Böy- lece yakıtın yuksek fiyatlı oldu- ğu dönemi geçirip canlı mevsim- de yeniden toparlanma fırsatı yaratmaya çalışıyor. Ayrıck şir- ket, Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği'ne seferlerini arttırma gi- rişimleri içerisinde. 1927'de kurulan Pan-Am, Ikinci Dünya Savaşı'na değin tekel konumunu uzun süre de- vam ettirdi. öyle ki Pan-Am, ABD'nin neredeyse resmi hava- yoUarı durumuna geldi. Atlan- tik Ok>anusu'nun havadan aşıl- ması sırasında kutlamalan Pan- Am üstlendi, Ikinci Dünya Sa- vaşı'nda asker ve savaş malze- melerinin taşınmasmda da Pan- Am devreye sirdi. 1978'de havayollarında devlet denetiminin kaldınimasından sonra Pan-Am uzun süre tekel olduğu bir alanda rekabetle kar- şı karşıya kaldı. 1981'de iflasm eşiğine gelerek gayri menkulle- rini satmaya başladı. Bu arada Park Avenue üzerindeki binası- nı da sattı. 1986 ve 1987'deki uçak kaçırma eylemlerinden sonra yolculuklardaki azalma, havayolunu daha da zor duru- ma soktu. Pan-Am, Pasifik hat- lanm 750 milyon dolara United Havayollan'na sattı. 1988aralı- ğında 270 kişinin ölümüne yol açan Lockerbie faciası Pan- Am'a 250 milyon dolara mal ol- du. Son olarak durgunluk ve ya- kıt fıyatlanndaki artış Pan-Am'ı sıkıştırdı. • DtVAN OTELİ 35. yılını kutluyor. 16 Ocak 1956 tarihinde müşteri kabulüne başlayan Divan Oteli, o günden bu yana 2.108.970 kişiyi ağırladı. Koç Grubu'na ait olan otelin 11 'i suit, 180 odası ve 3 restaurant ile 3 baı ve pastahanesi var. 1990'da ön açılışı yapıian Kuruçeşme tesisleri 1991 Nisan ayında Divan müsterilerine sürekli hizmete başlayacak. • ERMENEGİLDO ZEGNA, İstanbul Nişantaşı Rumeli Caddesi'nde bir mağaza açıyor. Mağaza, tekstilden başlayarak tüm erkek giyimini kapsayan komple üretim yapıyor. Firma, Maslak'ta kurulmakta olan fabrikasında yurtiçi ve uluslararası pazarlara dönük gömlek imalatı yapacak.. • UTE BİLGISAYAR, 1 Ocak 1991 tarihinden itibaren her ay yayımlanmak üzere Inprint Haber Bülteni çıkarıyor. İlk basım 10 bin adet olarak gerçeklestirildi. • PFA SİGORTA, 1990 yılında üretimini bir önceki yıla göre yüzde 160 arttırdı. Şirket bu yıi hayat ve sağlık sigortalan dallarında da faaliyet göstereceğini açıkladı. • TÖBANK, Genel Müdür Yardımcılığı'na Dr. Selçuk Öğrendil getirildi. •GARANTİ BANKASI'mn hazırladığı çocuk dergisinin kahramanı Pembe Dinazor'un kumbaraları bankanın özel armağanı olarak çocuklara dağıtıldı. • YAŞAR GRUBU, yaptığı açıklamada, geçen yıl hisse senetleri İstanbul Borsası'nda işlem gören beş büyük holding arasında Eczacıbaşı ve Iş Bankası grubundan sonra yıllık getiri açısından üçüncü sırada yer aldığını belirtti. • NETBANK turizm alanında faaliyet göstermek üzere 'Gümüşlük Otelcilik ve Turistik İşletmeleri AŞ' adıyla bir şirket kurdu. Banka, yeni kurulan şirketin sermayesinin yüzde 80'ini elinde bulunduruyor. Şirketin sermayesi ise 50 milyon lira tutannda. Şirket, turizm dışında, sigorta acenteliği, taşımacılık ve içki ticareti de yapabilecek. • VAKEFBANK geçen yıl 495 rr-ilyar 891 milyon liral:k tüketici kredisi kullandırdığını açıkladı. Tüketici kredisinin 433.7 milyar liralık bölümünü ihtiyaç, 52.6 milyar liralık bölümünü otomobil, 7.8 milyar liralık bölümünü işletme, 748 milyon lirasını Bağ-Kur, 688 milyon lirasını donatım kredileri oluşturdu. ETIBANK TASARRUFLARINIZA UYGULAYACAĞI YENİ FAİZ ORANLARI İLE SİZLERE HİZMET VERMEKTEN MUTLULUK DUYACAKTIR. IŞÇJNIN EVRENBNDEN SUKRAN KETENCİ Tam Not Alanlar ve Sınıfta Çakanlar...Geçen hafta 3 ve 4 ocağın, insan hakları, demokrasi, işçi hak- larının yanında olmak ya da olmamak anlamında çok zorlu SH nav günleri olacağına işaret etmistik. Düşünebileceğimizden çok daha zorlu bir sınavdan geçtik. Bol keseden bu sözcükleri ağız- larından dûşürmeyen çoğunluk, ne yazık ki sınıfta çaktı. Bizce bu konuda hiçbir iddiası olmayanlar, çok konuşup çok ortalıkta dolaşıp ilkel duygularta gizli satış yapanlardan daha saygıde- ğer. Korkarak işçi oldukları halde üç ocak eylemine katılmayan- lar elbette geçer not alamadılar. Ama onlardan çok daha utant- lacak durumda olanlar 3 ocak kararını alan yöneticiler konusun- da olup, üç ocağın başarılı noktalanması için hiçbir çaba gös- termeyenlerdi. Türk-İş'in üst kademe yönetıminden ve ağırlıklı sağ sendika liderlerinden başkanlar başta, ne kadar çok yöne- tici bu ikiyüzlü çirkin konumun içindeydiler. Bir gün önce uğra- dığımız bir banka çalışanlannın, Bugüne kadar sendikadan ge<- miş hiçbir haber yok. Hükümet saldırıya geçti. Yarın işveren ba- şımıza dikilecek. Bize eyleme katılıp katılmayacağımız dahi bildirilmedi' yolundaki yakınmalan tabloyu en açık bıçimde sergi- lemiyor mu? Ya 80 bin işçisi grevde olan bir sendikanın en bü- yük fabrikalarının tümü ile çalışması ve sendikalanndan bu doğ- rultuda telkin yapıldığının şube başkanlarınca itiraf edilmesine ne demeli? Yine de Türk-İş'e göre %80'in üstünde, hükümete göre %25 oranlarında gerçekleşen genel eylem için gerçekçi bir ddkümde %60'ı aşan bir katılım söz konusu ise işçi sınıfı ey- lemi kararı alan sendika liderlerinden çok çok daha ileride, ba- şarılı bir sınav verdiler demektir bu. 3 ocak genel eyleminin başarılı olması için en küçük bir çaba göstermeyen, kendi kararlarının başarısıziığına nerede ise ça- ba gösterenlerin, bir de utanmadan '3 ocağa gölge düşer' di- yerek Genel Maden-iş Sertdikası'nın 4 ocak 'büyük Ankara yürüyüşü' eytemini engellemeye kalkışmalanna ne demeli? Türk- Iş Başkanı Şevket Yılmaz'ın yanında toplanan sağ sendika li- derlerinin Yılmaz'a ettirdikleri telefonla düştükleri konumu sen- dikacılıkla bağdaştırmak bile söz konusu olamaz. Doğrusu 'büyük yürüyüşü' destekler roldeki bir kısım sendi- ka lideri ile muhalefet partisi temsilcilerine, demokratik örgüt kadrolarına da iyi not verme şansı yok. Türkiye işçi sınıfı tarihi- nin en büyük ve dünya işçi sınıfı hareketinin de bu en önemli direnişinde, 35 günü Zonguldak içinde yürüyüş ve mitinglerte süren. son 5 günü doğaya meydan okuyarak Ankara'ya doğru yürünmeye çalışılan eylemde, önde görünüp (otoğraf çektirmek, destek mesajları, ilanları vermek görevini yapmak anlamını ta- şımaz. Büyük direnişin giderlerini dahi henüz karşılayamaya- cak ölçüde olan yardım kampanyaları ya da yürüyüşe yiyecek yardımı, ilaç yardımı, battaniye gibi çabalar iddialı kişi ve örgût- lenmelerin gorevlerini yaptıkları anlamına gelmez. Zonguldak maden işçileri ile dayanışma anlamında başta destek veren sen- dikalar, muhalefet partileri, demokratik örgütlenmeler ve bütün kadroler, çok az özel Örnek dışında, gerçek görev ve sorumlu- luklannı çok eksik olarak yerine getirmişlerdir. Zonguldak'a, yürüyüşe geJen, 42 bin işçinin grevinde, her za- man toplam işçi sayısından daha büyük katılımla düzenlenen yürüyüş ve mıtingleri, buradaki iletişimi, disiplini, karariılığı, hedef saptamadaki ilkeliliği gören bütün siyasi ve sendikaf lider kad* rolannda, hep saşkınltk, hayranlık ve biraz da kıskançlık gözle- dik. 25 yıllık gazetecilik, Türkiye'nin hemen hemen her dönem içindeki bütün önemli sosyal eylemlerini izlemiş olmanın şans- lılığı ile bir gözlem olarak yine, bu boyutta bir örgütlülük taban tavan iletişimine hiç tanık olmadığımızı çok rahat söyleyebiliriz. Sonuç olarak bu örnek direnişin, Türkiye'de çok önemli bir uya- nışı, değişimi gelıren Zonguldak direnişinin başan ile sonuçlan- ması galiba herkesı az ya da çok bir ölçüde kıskandırıyor, kay- gılandırıyor. Lider kadrolar destek verme sorumluluğu ile biraz kıskançlık arasında bocalayarak destek ve dayanışmalarında zik- zaklar çizıyorlar. Evet Zonguldak direnışini yaşayan ve destek verdiğini söyle- yen sendika liderlerine soruyoruz. Gerçekten sendikal görev ve işlev çerçevesinde, üzerlenne düşeni yaptıklarını söyleyebilt*-! ler mi? Somut destek madencilerle birfikte yürümekle sınıriı ola- bilir mi? Kendi örgütlülükleri içinde yapacakları işier yok muy- du? Bunları yapmadan, madencileri kaderleri ile baş basa bı- rakıp, asker kuşatmasında, askerle, polisle çatışma, soğukta donma ya da gelişmeye göre sonuç alınmazsa yeni eylemler için toparlanmak üzere Zonguldak'a çekilme dışında seçeneği olmayan, bize göre en sağlıklı karan vermiş olan Genel Madervlş yönetimi ve başkanını eleştirmeye ne hakları var? Gerçek sen- dikal işlev anlamında en küçük bir destek vermeden, ılkel bir kıskançlıkla yaptıkları eleştirilerden utanmalan gerekmiyor mu? 35 gün Zonguldak içinde, dünya işçi sınıfı tarihinde örneği az görülen bir direniş gösteren, ancak başta siyasal partiler, sen- dikalar, işçi sınıfı ve halkın yanlarında olsalar da yetersiz olan destekleri nedeni ile hükümet tarafından Zonguldak'a hapse- dilmiş olmamak için Zonguldak'ı Türkiye'ye taşımak, herkesi uyarmak üzere yapılan Ankara yürüyüşünü 'taktik olarak des- teklemediklerini söyleyen' siyasetçiler, muhalefet kadroları bi- raz ayıp etmıyorlar mı? Üzerierine düşen görevi yaptılar mı? Hele de başbakanın kamuoyuna 'cebe giren, verdim, çıplak' dediği ücreti Abant'ta Ankara'da vermediğini Bolu'da ise sözleşme gö- rüşmesine yanaşmadığını, sendikanın her çağrıya gittığini bile bile 'sendika yönetimini de anlaşmacı olmaya' çağıran parti söz- cüleri, köşe yazarları bu imalarında haksız değiller mi? Evet, kim ne derse desin, geçen haftanın zorlu insan hakları, demokrasi, işçi hakları mücadelesi sınavında geçer notu sade- ce ve sadece maden işçileri ile sendikaları ve onlar dışında on- lara gerçekten içtenlikli gücü yettiğince destek veren her ke- simden bireyler, özellikle Zonguldak halkı oldu. Onlar dirençle- ri, kararlılıkları, dayanma güçleri, sağduyuları ve hakhlıkları ile verdikleri savaşımda sadece tam not değil, üstüne yaldızlı pe- kiyi aldılar. Bize şapka çıkartıp, çok önemli bir demokrasi, in- san hakları, sendikal hak mücadelesi dersi verdiler. Bu sınavda Sayın Cumhurbaşkanı ve hükümerien hiç söz et- medim. Çünkü onlar sınava girmeye aday olabilecek konumda dahi değiller. Tasarruf Mevduatı Vadesiz lay Vadeli 3 ay Vadeli 6ay Vadeli 1 yıl Vadelf Faiz % 10 %43 %53 %56 %62 ETİBANK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle