Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibi- Cumhunyet Maıbaacılık ve Gazetecilık Turlt Anorum Şırketi adına
NwHr Nadi 0 Genel Yayın MüdUru H»s»o Ctmal. MllesseK Muduru
EmiiK Ijaklifil. Yaîı Işlen Muduru Ok» Göseıuta, % Haber Merkezı
Müduru VıJçın Bo^r, Sayfa Duzem Yönetmenı. Alî Acar 0 Temsılctler
ANKARA Ahmtl TID. 1ZMİR Hiknel Çcunkaym. ADANA
I, Polmka Cttal Hi|l«in- Dıî H.benn Eıtu U o , Ekonomı Co|İJ Tartn, l> Smdıl» Şatrca btncl. Kukıu
Isıanbul Habcrlerı KcaıaJ k»ç«k. Egmm Gcan) ŞflylaB. Yun HaberleT Nttdff Dofta, Spor Danışmarn
Dtzı Ytnlar b m Çakfku. Araîlırma- $*htH Afra), DuKîıme IMallalı Vun £ k»ot]nıa[ör \hmet Korvba» £
Ijlet Enl E/fcal £ Mulracbe ••"*» ta«r 0 Baıte-Ptınlaını Srt* 0»»«lK»«o«hı # Rfklan- V* Tonn # t. V»
H«l)« Akrol 0 Idaıt H.jryi. Ganr 0 Ulcıme Öa*r Çttk £ BUg> Ijkın Sa« Ual 0 Pcrvrel Sn|i
Oku> AklMl laJvm Baytr. Huu
Omal. HlfcıM Çetiakl» <*•>
Goacma, l|m Mıam. Uku
AU Si™™. Kkma Tın
SasırT v» Kijaa CumhunTO Maltaicılık .« Gucteciiık T A.Ş. Türk Oojl Cld. 3«/«I Ca|»k>tiıı
34334 Isl PK 246 • Isttnbul Td 5!2 0? 05 (20 bon, Teto 22M, Faı. (1) 5» «0 T2 0
Burota'- U m : Z'yı Oökalp Bh Inkılap S. No 19/4, Tet 133 11 *l-4"\ Tdd- 42344, Fıx. (4) I3T
0« 6! 0 Itatir H Zi» BK 1352 S 2/3, Td: 13 12 30. Tdet 523». Fıx (Jl) I* 53 60
lnonu Cıd 119 S No I KJI 1, Td 19 3*> 52 (4 hıa Tckc 62155. Fu. O» 19 23 78
TAKVtM: 10 OCAK 1991 Imsak: 5.50 Güneş: 7.21 öğle: 12.16 Ikindi: 14.40 Akşam: 17.01 Yatsı: 18.26
Greenpeace örgütü, Türkiye ile Italya arasında 'gizli anlaşma'yapıldığını öne sürüyor
Zehırli variller örtbas edildiDış Haberier Servisi — İtal-
ya ve Türkiye'nin üç yıl önce
yasadışı yollardan denize dökü-
len zehirli atıklarla ilgili soruş-
turmayı durdurmak için gizli bir
anlaşmaya vardıklan öne sürü-
lüyor.
Bu iddia, Italya'daki Yeşil
Banş (Greenpeace) örgütü tara-
fından The European adlı gaze-
teye ulaştınlan gizli bir raporda
yer aldı.
Tbe European gazetesinin bil-
dirdiğine göre çevreciler, bu
atıklann Türk kıyılannı yüz yıl-
dan fazla bir süreyle etkileyece-
ğini öne sürdüler. Çünkü Kara-
deniz, sularını ancak yüz kırk
yılda bir temizleyebiliyor.
AT'ye karşılık mı?
Yeşil Banş Örgütü' nün Ro-
ma'daki sözcüsü Paola Biocca,
"Italya, atıklar konusunda so-
nımluluk kabul etmeyi reddedi-
yor" ve "Türkiye Dışişleri Ba-
The European gazetesinde yer alan bir habere
göre Greenpeace örgütü Roma sözcüsü Paola
Biocca, Türkiye'nin, AT'ye girmesine kolaylık
göstermesi karşılığında İtalya'dan gelen zehirli
varil işini kurcalamama konusunda anlaşma
yaptığmı öne sürdü.
ğı'nın yardımcı olmayı reddet-
tiğini açıkladı.
Yeşil Banş örgütünün rapo-
runa göre 1987 yılında Sirteco
adlı bir ltalyan şirketi, sanayi
atıklarını Romanya'daki Kimi-
ca Ice şirketine yollamak üzere
2 yük gemisi kiralamıştı.
1987 yılının şubat ayında 81
ton ağırlığındaki zehirli kimye-
vi maddeyi taşıyan ilk gemi Ve-
nedik yakınlanndaki Chioggia
lımanından Romanya'ya hare-
ket etti. Bu yuklemeden iki ay
sonra Türk bayıakh Akbay
teknesine de 1200 ton zehirli
atık yüklendi.
Rapor her iki geminin Ro-
kanlığı da Avnıpa Toplalnğu'-
na girmesine >ardımcı olabile-
cek bir iilke ile ilişkUerini tehli-
keye atacak bir sonınu, miim-
kttn olduğn ölçiide kiiçiUtmeye
çalışıyor" dedi.
Yeşil Banş (Greenpeace) ör-
gütü, Türk ve ttalyan dışişleri
bakanlan arasında son zaman-
larda yapılan bir görüşmede
skandalın "tümiiyle gömnlrae-
sine" karar verildiğini bildirdi.
Venedikli Yargıç I Salvarani
de sözde bir Rumen haddehane-
sine gönderilen 342 zehirli atık
varilinin Türk kıyılarında deni-
ze dökülmesi ile ilgili soruştur-
masına Italya Dışişleri Bakanlı-
manya'ya hiçbir zaman ulaşma-
dığını, zehirli varülerin Karade-
niz'e dökuldüğünü ve bunların
daha sonra Türk kıyılarına sü-
rüklendiğini kanıtlayan belgeleri
ve fotoğraflan içeriyor. Rapor
bulunan 171 varilin günumüzde
Samsun yakınlanndaki bir or-
manlık bölgeye gömüldüğünü
belirtiyor.
Zehirli varil olayı 1987 yılın-
da Türkiye'de büyuk yankı ya-
ratmıştı. 1987 yazında Karade-
niz turizmi ağır darbe yemiş, de-
nize girmek yasaklanmış ve böl-
gede tutulan balıkların yenme-
mesi için halka çağrı yapılmış-
tı. Daha sonra îtalya'dan gelen
bazı uzmanlar varillerin ltalya
çıkışlı olduğunu saptamışlar, an-
cak soruşturma daha fazla de-
rinleştirilmemişti.
Varillerin nasıl ve nerede sak-
lanacağı da Türk kamuoyunda
bir süre tartışılmış, daha sonra
gündemden düşmüştü.
Türk
erkeği
sadakat
istiyor
tZMİR (ANKA)— Türk er-
keğinin kadında güzellikten
önce sadakata önem verdiği
belirlendi.
Ege Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Sosyal ve Gelişim
Psikolojisi ana bilim dallan
uzmanlarınca yapılan arastır-
maya göre sadık olmayan ka-
dın ne kadar güzel olursa ol-
sun Türk erkeğince benimsen-
miyor.
Sosyal psikoloji ve gelişim
psikolojisi uzmanlannın yılla-
ra dayanan gözlemleri sonucu
belirledikleri kadında aranan
12 özellik şöyle sıralanıyor:
I- Sadık olmayan kadın ne
denli guzel olursa olsun, Türk
erkeğince benimsenmiyor.
2-Zeki ve akıllı olmayan ka-
dın Türk erkeginden gerekli il-
giyi görmüyor. Erkekler, bera-
ber olacakları kadının aklı ile
kendisine katkıda bulunabile-
ceği inancıyla buna özen gös-
teriyorlar.
3- Türk erkeği için sadakat
ve akıllı olmanın yanında za-
rafet ve güzellik de aradığı ka-
dında önemli oluyor.
4-. Türk erkeği işten geldi-
ğinde eşinin kendisini guler-
yüzle karşılamasını bekliyor ve
istiyor.
5- Türk erkeği eşi çalışsa da
iyi bir ev kadını olmasını isti-
yor,özellikle de iyi yemek yap-
masına dikkat ediyor.
6- Açık ve doğru sözlü ol-
ması, sözüne güvenilir olması
Türk erkeğinin birlikte olduğu
kadında aradığı bir başka
önemli özellik.
7- Turk erkeği birlikte yaşa-
dığı kadının mumkün oldu-
ğunca az masraflı olmasına
özen gösteriyor.
8- Aşırı İcıskanç kadınlar
Türk erkeğinden olumlu not
almıyor.
9- Türk erkeği, eşinin ya-
bancılarla birlikte olduğunda
tam bir hanımefendi olmasını
beklerken, kendi yuvasında ise
tam bir dişi olmasını istiyor.
10- Türk erkeği fazla dırdır-
dan hoşlanmıyor.
II- Turk erkeği, eşinden ya
da birlikte olduğu kadından
kendi ailesine karşı saygılı ol-
masını bekliyor.
12- Evde eşinin bir anne ola-
rak çocuklarına kol kanat ger-
mesi de Türk erkeğinin kadın-
dan beklediği bir başka özel-
lik.
İki gemi
topiam342
zehirli varilı
Karadeniz'de, / /
Türkiye '
kıyılanna
bosalttılar
Kadının 'cinsel nesne' olmaktan kurtulması, kadınsı arzular konusundayeni zorluklar ortaya çıkardı
Dişi şehvetin şiddetiDış Haberier Servisi — "Seks
objesi kadııTın karşıtı nedir?
Yanıt "şiddetli arzu du>-an ka-
dın." Son zamanlarda düny-a ka-
dın hareketi içinde yoğun tartış-
malara yol açan "dişi şehveti",
Aiman haftalık "Der Spiegel"
dergisi kapak konusu yaptı.
Amerikalı psiko-analizci Jes-
sica Benjamin kadın cinsiyetin-
de "seksüel sübjektivizra
duygusunun" filizlendiğini be-
lirtirken Alman sosyolog Marg-
rit Briickner "Dişi arzulann top-
lumsal doğumundan" söz edi-
yor ve bu sürecin "zorluklannı"
dile getiriyor.
Dünya tarihinde ilk kez bugüne kadar
sahip olmadığı bir özgürlüğe ulasarak
seks ile üremeyi birbirinden ayırabilme
olanağına kavuşan kadın, şimdi artık en
'temel' isteklerini gerçekleştirme
arayışına girmiş durumda. Ancak
geleneksel kültürlerde 'arzulayan kadın'
tipine rastlanmadığından, kadın da bu
durumda nasıl davranacağım bilemiyor.
DERSPIE
Die weibliche
Begierde
Kadın hareketleri 'özgür dişi
seksüalitesi'nin ne olduğu sorusuna tam
bir yanıt getiremiyor. Kimi feminist
bunun en iyi yolunun 'denemek'
olduğunu belirtiyor. Ancak bu kez de
'şiddetle arzulayan kadın' bazı anatomik
sorunlarla karşı karşıya geliyor. Kadın
isteyip de erkek istemezse neticeye
ulaşılamıyor, oysa tam tersi 'tecavüz'.
Urihinde ilk kez bugu-
ne dek sahip olmadığı bir ozgür-
luğe ulasarak, seks ile üremeyi
birbirinden ayırabilme olanağı-
na kavuşmuş olan kadın şimdi
artık en "temel" isteklerini ger-
çekleştirme arayışı içine girmiş
durumda.
Şehvet arzusu
Kuşkusuz çağlar içinde kadı-
nın zaman zaman aniden "şeh-
vet arzusuna kapılıp" büyuk bir
tutkuyla cinsel hedeflerini ger-
çekleştirmeye çalıştığı doğrudur.
Ama cinsel eylemi başlatan ka-
dının bu tutumu "tabu" oldu-
ğundan hedefine varmak için
dolambaçlı yollara başvurarak
baştan çıkaran belki de kendisi
olduğu halde, erkeğe baştan çı-
karanın onun olduğunu hisset-
tirmeye uğraşmış.
"Bana bak, ben güçsüz ola-
nım, sana yalvanyonım. sen
baştan çıkaran guçlüsün. Ben-
den korkma." Kadın artık
"demode" diye nitelendirilen bu
yolla aynı zamanda erkeğin "ka-
dın korkusunu" da yeniyormuş.
Ancak doğum kontrol hapları
vb. gibi istenmeyen hamilelikleri
önleyici yöntemlerin ortaya çık-
masıyla birlikte özgürleşen ka-
dın amacına ulaşmak için bazı
"hilelere başvurmak" ya da ken-
dini tumüyle erkeğin "güçlü"
kollanna bırakmak niyetinde ol-
mayıp da bir seçim yapmak is-
tiyorsa bir çıkmaz ile karşı kar-
şıya kalıyor.
Giessenli psiko-analizci Eva
S. Poluda Korte bu çıkmazı şöy-
le tarif ediyor: "Geleneksel kül-
liirde 'arzulayan' bir kadına
rastlanmadığından, kadın da
nasü davranaeağını bilemiyor.
Ahlaki destek ve kültiirel onan-
ma yerine reddediliyor, uyarılı-
yor, cesareti kınlıyor."
Berlinli ressam Gisela Breit-
ling de resim dunyasında kadı-
Avrupa'da son zamanlardı kadın gözüyle erotizm sanatı yaygın bir akıra. Bo estetik göriintü de Ruber'in perspektifinden saldırgan erotizmi yansıtıyor.
nın "suskun bir foyadan" öteye
gidemediğini belirtiyor. "Resim-
ler kadın hakkında konuşuyor."
Bunun sonucu erotik kadının
resimdeki görüntüsü yalnızca
erkeğe hizmet ediyor. Kadına,
eğer arzulanmak istiyorsa, nasıl
davranması ve hangi "fetiş-
lerden" yararlanması gerektiğı
konusunda bazı ipuçlan veriyor.
"Erkeğin gözunde kendisini sek-
si kılan etkenler aynı zamanda
ikinci cins olarak statüsiınu de
beliriiyor" diyor Breitling.
Kadın, "Arzulanmak için er-
kek egosuna hayranlığını dile
getirmek zorunda olduğundan
kendisini sunmak onun için ero-
tik bir eyleme dönüşüyor" Res-
sam Breitling bugune dek kadı-
nın "Yapay bir doğa ya da ikin-
ci bir doga ile donatılmış" oldu-
ğundan şikâyetçi ve bu "yaban-
cı kiiltiiriin" kadını "otantik bir
kadın olarak degil, erkeğin istegi
doğnıltustında dişi" olarak yan-
sıttığına dikkat çekiyor.
Kadın hareketi bu ve benzeri
sorunlara parmak basarken
"özgür dişi seksiialitesinin" ne
olduğu sorusuna tam bir yanıt
getiremiyor. Kimi feminist bunu
öğrenmenin en iyi yolunun
"denemek" olduğunu belirtiyor.
Ancak bu kez de "şiddetle
arzulayan" kadın bazı anatomik
sorunlarla karşı karşıya geliyor.
Çunkü kadın istediği halde, eğer
erkek istemezse bılindiği gibi ne-
ticeye ulaşılamıyor, oysa bunun
tersi bir durumda olay ırza geç-
me ile sonuçlanıyor.
Öte yandan kadıniar günu-
müzde genel geçerli koşulların
tümüyle tersine çevrilerek erke-
ğin "seksüel obje" haline geti-
rilmesinden de yana değiller.
Pekçok kadın gibi Fransız femi-
nist Lırce Irigaray de "Birbirin-
den temelden farklı olan iki
söjenin" bugüne dek hiç var
olmayan bir "zekâ düzeyinde ve
cinsler arası ilişki sanatında"
birleşmelerinin hayalini kuru-
yor.
* •
Ozgen Acar'a
hizmet ödtilti
• ANTALYA (Camhuriyet
Biirosu) — Antalya
Profesyonel Turist
Rehberleri Derneği her yıl
vermeyi kararlaştırdığı
"Kültür Hizmet ödülü"nün
ilkini gazeteci yazar Özgen
Acar'a vermeyi
kararlaştırdı. Dernek
Başkanı Giray Ercenk,
Anadolu kültürüne katkı
sağlamış kişi ya da
kurumları ödüllendirmeyi'
amaçladıklarını belirterek
"özgen Acar'a bu ödülü
1990 yıh içindeki
çalışmaları nedeniyle ve
bölgemiz uygarlıklarına ait
olup yurt dışına kaçınlan
eserlerin yeniden
kazanılması yolunda yoğun
çaba gösterdiği için
verilmiştir" dedi. "Kültür
Hizmet ödülü"nü 18
ocakta Özel tdare Kongre
Salonu'nda saat 16.00'da
vereceği "Yurtdışına Tarihi
Eser Göçü" konulu
konferansı sırasında alacak
olan Özgen Acar, Elmalı
Definesi ve Karun
Hazineleri gibi yurtdışına
kaçınlan eserleri araştırıp
onların Türkiye'ye
getirilmesi için yoğun çaba
sarfetmişti.
HilkeınV
yasallık
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) — Anayasa
Mahkemesi'nce
kuruiduğundan bu yana
"üniversite" ibaresini yasal
olarak kullanmadığı
saptanan Bilkent'in
üniversite adını alabilmesi
için ilk adım atıldı. 2547
sayılı Yükseköğretim
Yasası'nda değişiklik
öngören tasarı, dün TBMM
Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda görüşuldü.
ANAP'lı uyelerce verilen
onergelerle tasarıda
değişiklik yapılarak
vakıflarca kurulan
yuksekokullara "üniversite"
adı verilmesi hukme
bağlandı.
Bil^Lsayarlı
rezervasyon
• İZMİR (AA) — TCDD
Ankara, tstanbul ve
Eskişehir'den sonra
Izmir'de de bilgisayarlı bilet
satış ve rezervasyon
hizmetlerine başladı. TCDD
3. Bölge Basmüdürü
Nurhan Arda,
Denüryolları'nda ana
hedeflerden birinin
müşteriye hizmetin Avrupa
seviyesine çıkanlması
olduğunu belirterek bu
amaçla personelin yaklaşık
1.5 yıldır eğitimden
geçirildiğini söyledi.
30 ocakta
ay tutulması
• ANKARA (ANKA) —
1991 yılının ilk ay
tutulmasının 30 ocakta
meydana geleceği bildirildi.
Asart Astronomi Araştırma
Topluluğu'nca yapılan
gözlemlerde, bu yılın ilk
günlerinde ayın, yörüngesi
üzerinde dünyaya en yakın
noktada bulunacağı
belirlendi. Yılın ilk ay
tutulmasının ise 30 ocakta
Greenwich saatiyle 03.57'de
başlayacağı ve 07.59'da
sona ereceği bildirildi. Ay
tutulması Pasifik
Okyanusu'ndan,
Amerika'nın tamamından,
Antarktika kıtasından,
Kuzey Sibirya'dan, Ingiltere
ve İrlanda'dan,
Ortadoğu'nun batısından ve
doğusu hariç Afrika'dan
izlenebilecek.
RADYO TELEVİZYON TEKELİ AÇIKOTURUMU
Ortak görüş TRT'nîn özerkleşmesiA N K A R A (Cumhuriyet Bu-
rosu) — Ankara Üniversitesi
Basın Yayın Yüksekokulu'nun
düzenlediği "Radyo Televizyon
Tekeli: Sorunlar Seçenekler"
açıkoturumunda siyasi parti
temsilcileri "TRT tekelinin kal-
dınlması ve kurumun özerk bir
statüye kavuşlunılması" yö-
nündeki görüşlerini yinelediler.
Otunımun öğleden önceki bölü-
müne konuşmacı olarak katılan
gazetemiz yazarı Uğur Mumcu,
"Radyo-televizyon tekeli kaldı-
nlırken, getirilecek düzenieme-
lerin yasaklayıcı degil, düzenle-
yici olması gerektiğini" vurgu-
ladı. Siyasi parti temsilcilerinin
katıldığı öğleden sonraki otu-
rumda ise "devlet tekelinin
kalkması" yonünde göruş belir-
mesine karşın "radyo-
televizyon alanında yeni bir ör-
giitlenmenin nasıl yapılacagı"
konusunda göruş açıklanmadı.
Maden-Jş grevinden Çevik
Kuvvet'in Türkiye'ye gelmesine
kadar birçok konuda görüş bil-
diren siyasi parti temsilcilerinin
eleştiri noktasını da yine TRT'-
nin siyasi haberlerı oluşturdu.
Siyasal alanda demokratikleşme
için radyo-televizyon tekelleri-
nin kınlması gerektiğini belirten
ANAP Genel Başkan Yardım-
cısı Halil Özsoy'un "Refah Par-
tili bir belediye başkanı Magic
Box'ta 'ben laikliğe inanmıyo-
rum' diyebiliyorsa bu ülke de-
mokratikleşiyor, her tiirlii gorii-
şe yer verilebiliyor demektir"
sözleri bazı dinleyicilerin tepki-
sine yol açtı. Ozsoy'a bu konu-
da bir soru yönelten Prof. Dr.
Aysel Aziz, "Herkesin görüşii-
nıi özgiirce açıklamasına karşı
degilim, ancak bu görüş ya da
karşıt göruşler TRT gibi bir ku-
rumdan neden açıklanmıyor da
Magic Box gibi yasallıgı tartışı-
lan bir yayın kuruluşunda ekra-
na geli\or. Bu Magic Box'ın ta-
rafsız olduğunu göstermek için
bir çaba mı?" sorusunu dile ge-
tirdi.
SHP Genel Sekreter Yardım-
cısı Yigit Gülöksüz, parti olarak
TRT tekelinin kalkmasını iste-
diklerini, ancak ozel tekellerin
de karşısında olduklarını vurgu-
ladı. DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı Mehmet Diilger ise sa-
dece yayın değil devletin tüm
mekanizmalarından tekelin
IZLEMMLER
Özerklik dersi ve RTYK raporu
MAHMUT T. ÖNGÖREN
İşe Prof. Dr. Mumtaz Soysal'ın verdiği
dersle başladı k. Soysal hep böyle yapıyor ve
benim bildiğim, bu dersi 1%0'h yıllardan
beri veriyor. Ama dinleyen yok. Dersin ko-
nusu, üniversitede ve radyo-TV'de özerklik.
Niçin kimse dinlemiyor bu dersi? Çünku
devletin ve gelmiş geçmiş hükümetlerin
özerk üniversiteye ve TRT'ye dayanmaları
olanaklı değil. Ama bu kez Soysal, radyo
ve televizyonda ozelleştirme olsa bile özerk-
liğin gerekleri üzerinde duruyor.
Soysal hocamızdan bu dersi aldıktan son-
ra, öğleden sonraki oturumda iletişim uz-
manı Hıfzı Topuz'dan da Radyo ve TV
Yuksek Kurulu'na bir ders veriliyor. Sevgi-
li Topuz şimdiye dek kendisinde gormedi-
ğimiz bir coşkuyla bu Yüksek Kurul'un rad-
yo ve televizyonun özelleştirilmesi için ha-
zırladığı raporu yerden yere çarpıyor. Soy-
sal'ın yılardan beri belirttiği özerklik kav-
ramının anlamı ile Yüksek Kurul'un rapo-
runun hiç bağdaşmadığı böylece kanıtlanı-
yor. Türk Hukuk Kurumu Başkanı Kâzım
Yenıce de Radyo ve TV Yüksek Kurulu'nun
gerek kuruluş bakımından, gerek Bakanlar
Kurulu'nun saptadığı aylıklarla çalışması
bakımından ^nhşlığını vurguladı. Prof. Dr.
Feyyaz Gölcüklü de bir hocasının derste oğ-
rencisinin verdiği cevabı beğenmediğinde
"Cevabınızm zevkine varamadım" dediği-
ni anımsatarak, "Ben de Yuksek Kurul'un
zevkine varamadım" diyerek aynı kurulun
yetersizliğini dile getirdi.
kalkmasından yana olduğunu
vurguladı. DSP MKYK üyesi
Zeynel Yuksek ise Radyo Tele-
vizyon Yüksek Kurulu'nun
mevcut yapısının değiştirilmesi
gerektiğini belirterek kurulda
çeşıtli kitle orgütleri ile siyasi
partiler temsilcilerin yer alması
gerektigi gönişünü savundu. RP
Genel Sekreteri Oğuzhan Asil-
türk, özel TV ile ilgili duzenle-
melerin "TRT'nin 5-6 kopyası-
nın gelmesini sağlayacaksa hiç
olmamasım" istediklerini belirt-
ti.
Oturum sonunda en çok so-
ru yoneltilen kişi Halil Özsoy ol-
du.
İzleyicilerden gelen "özel
TV ile ilgili düzenlemeler konu-
sunda 8 yıl boyunca nerede ol-
duklarını" yolundaki sorulara
Özsoy, ANAP'ın "sosyal ya-
şam, adalet, anayasa değişikli-
ği 24 ocak kararlan gibi konu-
larda önemli değişiklikler geti-
ren bir paketi TBMM'ye getire-
cekleri vanıtını verdi.