Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
Erek: Bakan
ispat etsin
• ANKARA (ANKA) —
DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel'in
başbakanlığı döneminde
hiçbir sportif yatınm
yapmadığım söyleyen
Bakan tsmet Özarslan'ı
Genel Başkan Yardımcısı
Ali Şevki Erek ispata
çağırdı. Ali Şevki Erek,
Gençlik ve Spor Bakanı
tsmet özarslan'a bir telgraf
göndererek Demirel'in
yatınm yapmadığına ilişkin
sözlerini ispat etmesini
istedi. Erek, basında hiçbir
insanın bu denli cahilane,
gayri ciddi, dûşüncesiz"
sözler söyleyemeyeceğini de
belirtti.
Köşk'te
toplantı
• ANKARA (AA) —
Cumhurbaşkanı Turgut özal
başkanlığında Başbakan
Yıldırım Akbulut, Devlet
Bakanı Ibrahim Ozdemir,
Devlet Bakan» Cemil Çiçek
ile Maliye ve Gümrük Bakanı
Adnan Kahveci'nin katıldığı
bir toplantı yapıldı. Çankaya
Köşkü'ndeki toplantı
yaklaşık 3 saat sürdü. Dün
saat 11.30'da başlayan
toplantıya Maliye ve
Gümrük Bakanı Adnan
Kahveci saat 12.45'te katıldı.
öte yandan Başbakan
Yıldırım Akbulut'a dün
Genelkurmay Başkanlığı'nda
1.5 saat süren bir brifing
verildi. Brifinge
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Doğan Güreş,
Milli Savunma Bakanı
Hüsnü Doğan, Dışişleri
Bakanı Ahmet Kurcebe
Alptemoçin, Maliye ve
Gümrük Bakanı Adnan
Kahveci ile kuvvet
komutanlan katıldılar.
Kıbns'a
benzetjlmesin
• İstanbul Haber Servisi
— Sedat Simavi Vakfı'run
düzenlediği gazeteci
adaylan ile sohbet
toplantısına katılan DSP
Genel Başkanı BUlent
Ecevit, Türkiye'nin 1974
Kıbns çıkarması ile Irak'ın,
Kuveyt'i işgalinin aynı
çerçevede
değerlendirilmemesi
gerektiğini soyledi. Basında
büyük sermaye
egemenliğinin artmasım
eleştiren, maden işçilerinin
yürüyüşünün onurunun
gene işçiye ait olduğunu
belirten Ecevit, "Hiç bir'
siyasi parti bunun üzerine
gölgesini düşüremez.
Yürüyuşün onuru
işçinindir" dedi.
Göç başladı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosn) — ANAP Mardin
Milletvekili Nurettin
Yılmaz, Cumhurbaşkanı
TVırgut Özal'ı ziyaret ederek
savaş olasılığından korkan
vatandaşlann Silopi ve
Cizre'den iç tacıflara doğru
göçe başladığını anlattı.
Vatandaşın psikolojik
olarak rahatsızlık
duyduğunu vurgulayan
Yılmaz, cumhurbaşkanına
bunlan anlattıklarmı ve
kendisine "savaşı temenni
etmediğini, ancak BM
karannı uyguladıkları"
cevabmı verdiğini söyledi.
Yılmaz, Irak tarafındaki
Hayırsız Dağları'nda Irak'ın
silahlarının açıkça
görüldüğünü, Türkiye'nin
de büyük bir askeri hazırhk
yaptığını söyledi.
Horzum
Komisyonu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Cumhurbaşkanı
Türgut Özal, TBMM'de
Horzum olayını araştırmak
üzere oluşturulan
komisyona bilgi vermeyi
reddetti. Komişyon başkanı
Ladin Barlas, Ozal'ın bilgi
vermek üzere görüşme
isteklerine yazılı olarak
yanıt verdiğini belirterek
"Cumhurbaşkanı
komisyona vereçeği bilgi
bulunmadığını, ayrıca
komisyona
cumhurbaşkanının ifade
vermesi yolunun
açılmasının yanlış olacağını
belirtmiştir" dedi.
Komişyon 16 ocak
çarşamba günu TBMM
Başkanı Kaya Erdem'in
bilgisine başvuracak.
"Körfez Savaşı ve Türkiye"forumunda ortak görüş:
Savaşın dışında kalalmıtnönü Sayın Özal'ın izlediği politika
emperyalist bir politika.
Cindornk Irak cezalandırılmasın,
caydırılsın istiyoruz.
Kazan Topaç gibi bir Cumhurbaşkanı,
topaç gibi dönüyor.
Halefoglu Türkiye bu savaşın dışında
kalmak zorunda.
öztorun Savaş sonrası şüphelidir. Şüpheli
risklere girmek tehlikelidir.İç Politika Servisi — PEN
Yazarlar Derneği'nin dün Istan-
bul'da düzenlediği 'Körfez Sa-
vaşı ve Türkiye' forumunda
SHP Genel Başkanı Erdal İnö-
nii, Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın Körfez politikasının
"emperyalist bir politika" oldu-
ğunu söyledi. DYP Genel Baş-
kan Yardımcısı Hüsamettin
Cindoruk, Irak'ın cezalandırıl-
masını değil caydınlmasını iste-
diklerini belirterek "NATO ile
Islam âlemini karşı karşıya ge-
tirecek bir konumda Türkiye'-
nin aracı durumda olması çok
yanlıştır" diye konuştu. Körfez
krizi nedeniyle Türk ekonomi-
sinin gördüğü zararlara dikkat
çeken TOBB Başkanı Yalım
Erez de"Tarkiye, ulusal çıkar-
lanımz açısından büyük bir zo-
runluluk olmadan mttmkün
mertebe sıcak bir çatışmanın
içinde olmamalıdır" dedi. Foru-
ma katılan diğer konuşmacüar
da olası bir savaşın yaratacağı
zararlan anlatarak Türkiye'nin
bölgede kışkııtıa değil banşı sa-
vunan bir yapıda olması gerek-
tiği görüşünü savundular.
BM'nin Irak'a tamdığı 15
ocak tarihi yaklaştıkça dünyayla
birlikte Türkiye'de de dikkatler
- 'olası bir savaşın sonuçlarına'
cekildi. PEN Yazarlar DemegTn-
ce dün The Marmara Oteli'nde
düzenlenen forumda, Körfez sa-
vaşı ve Türkiye konusunda po-
litikacı, gazeteci, yazar, hukuk-
çu ve sanayiciler görüşlerini ak-
tardılar. Eski Dışişleri Bakanı
Vahit Halefoglu'nun başkanlı-
ğında, yazarlar Yaşar Kemal ve
Leyla Erbil'den oluşan divanın
yönettiği forumda ilk konuşma-
yı yapan Yaşar Kemal, 1911 yı-
İında Yemen'e savaşa giden iki
kardeş için yazılan'Yemen Ağı-
dı'nı okudu. Daha sonra söz
alan Halefoglu, Körfez krizinin
gelişmelerini anlatarak "Sad-
dam mutlaka yapügının hesabı-
nı vermelidir" dedi.
Foruma davetli olarak katılan
eski Kara Kuvvetleri Komutanı
Necdet Öztorun, savaşm Türki-
ye açısından gerekli olup olma-
dığ» konusunda görüşlerini an-
lattı. Öztorun, NATO Çevik
Kuvvet'm Türkiye'nin talebiyle
ülke topraklarına gelmesinin
Irak'a karşı bir tehdit unsuru
oluşturacağıru da kaydederek
Atatürk'ün, "Savaş için halkın,
Meciis'in ve ordunun hazır ol-
ması gereklidir" sözlerini ör-
nekledi. Öztorun, "Savaş olur-
sa, ABD taktik olarak kazana-
caktır. Ama sonrası şüphelidir.
Şüpheli risklere girmek
İNÖNÜ — SHP Genel Başkanı Erdal tnönfi, Özal ve Akbulut'ıın açıkça 'Savaşa girmeyecegiz' dememelerini kaygı verid buldu.
SHP'den barış atağıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — SHP "Savaşa karşı
banş" kampanyasını yoğunlaş-
tırırken il ve ilçe örgütlerine 100
bin afiş, el kitabı ve üzerinde sa-
vaş karşıtı sloganlar bulunan pul
gönderdi. "Körfez krizi, savaş ve
sosyal demokrasi" konularında
etkinliklerin arttırılması için ör-
güte talimat da gönderen SHP
Genel Merkezi 13 ocak tarihin-
de SHP İstanbul İl Örgütü ta-
rafından Pendik'te düzenlene-
cek "Savaşa karşı banş" mitin-
ginin hazırlık çahşmalarını de-
ğerlendirdi. SHP Genel Sekreter
Yardımcısı Ertugrul Günay, "Sa-
vaş tehlikesi arttıkça SHP'nin
banş kampanyası da hız kazana-
cak" dedi.
SHP Merkez Yürütme Kuru-
lu, önceki akşamki toplantısın-
da, savaşa karşı barış kampan-
yasının ülke genelinde yaygınlaş-
tınlmasını ve lstanbul'da 13
ocakta yapılacak "banş" mitin-
ginin hazırhklannı görüştu.
Yaklaşık 100 bin adet "Savaşa
hayır, yaşasın banş" afişi ve çı-
kartması dün bütün belediye ve
örgütlere gönderildi. Daha ön-
ceki MYK toplantısında ilan
edilen "Banş Haflası" çerçeve-
sinde bütün il örgütlerinin Kör-
fez krizi, savaş tehlikesi ve sos-
yal demokrasi konularında pa-
neller düzenlenmesi, gençlik ve
kadın komisyonlarının savaşa
hayır yazılı çelenkleri kamuoyu-
nun görebileceği yerlere bırak-
malan konularında talimat ve-
ren genel merkez, 15 ocak tari-
hinin kritik olduğu düşüncesiy-
le "banş fikrini bu taritae kadar
doruğa çıkartma" kararı aldı.
îstanbul'da gerçekleştirilecek
banş mitingi öncesi genel sekre-
ter yardımcılan Mehmet Moğul-
tay ve Ertugrul Gunay, dün İs-
tanbul'a giderek ilçe örgütlerin-
deki miting hazırhklannı göz-
den geçirmeye başladılar. Gü-
nay, savaşın adım adım yaklaş-
SHP istanbul İl Başkam Er-
can Karakaş, Pendik mitingine
tüm ilçelerin katılımının sağla-
nabilmesi için çalışmalan sur-
dürdüklerini belirterek "Türki-
ye'ain toplumun muhalefeti ve
halka rağmen bir savaşa sürük-
lenmesine engel olmalıyız" de-
di. Karakaş, mitingde taşınacak
pankart ve dövizler için slogan
belirlemesinin tamamlandığım
SHP Genel Merkezi "Savaşa karşı barış"
kampanyasını hızlandırdı. II ve ilçe
örgütlerine afiş, kitapçık, pul gönderen SHP
yöneticileri, ayrıca "Körfez krizi, savaş ve
sosyal demokrasi" konularında etkinliklerin
arttınlması için talimat yayımladılar. 13 ocak
günü İstanbul Pendik'te yapılacak "Savaşa
karşı banş" mitinginin hazırlıkları da SHP
îstanbul il örgütünce tamamlandı. İl Başkanı
Ercan Karakaş, 'Savaş olasılığı arttıkça biz
de banş kampanyasını arttıracağız" dedi.
tığmı kaydederek "lSTnden son-
ra olumsuz bir gelişme olsa bile
biz savaşa hayır kampanyasına
devam edeceğiz. Bastırdığımız
afişler bütün yurtta partililerce
dağıtılacak" dedi. Günay, gaze-
tecilerin, "Savaşa hayır diyenler
tutuklanıyor ama" sözlerine,
"Kolaysa puUanmızı ve afişleri-
mizi dağıtanlan, savaşa hayır di-
yenleri tutuklasınbr da görelim.
Bu, barış düşüncesinin daha da
yaygınlasmasına neden olur" ya-
nıtını verdi.
ve tüm vatandaşları ayın
13'Ünde Pendik'te bekledikleri-
ni belirtti.
SHP Genel Sekreter Yardım-
cısı Ertugrul Günay, Amerika ve
Irak dışişleri bakanlanmn Ce-
nevre Zirvesi öncesi ödünsüz
açıklamalarda bulunmalannın
iki tarafın da kararhlığını yan-
sıttığını belirterek, "Her şeye
karşın her an başka çözümlerin
ve bir yumuşamanın ortaya çı-
kacağı konusunda umutlarımı-
zı koruyoruz. Çünkü savaşın
özellikle bizim bölgetniz için bü-
yük bir felaket olacağını biliyo-
ruz" dedi. Gunay, ABD'nin ya-
pacağı bir müdahalenin fatura-
sını, ABD'den çok bölge ülke-
lerinin, özellikle Türkiye'nin
ödeyeceğini vurgulayarak şöyle
konuştu:
"Ülkemize çağnldığında bü-
yük gürültüler koparan, ama
son günlerin yoğun iç olayları
karşısında kaynayıp gitmiş
gözüken 'Çevik Kuvvet'in ^pı-
sı ve yetertiliği hakkında ciddi
tartışmalar var. Bu fılolann
Türkiye'nin savunma ihtiyaçla-
nndan kaynaklanması mümkün
değildir. 'Çevik Kuvvet' Türki-
ye'yi Amerikan müdahalesine ve
savaşa katmanın sinsi bir aracı
olarak topraklarımızda bulun-
maktadır. Bir 'Çevik Kuvvet'
harekâlının ardından Irak'la
Türkiye arasında sıcak bir sava-
şın çıkması kriz sona erse bile iki
Ulke arasında uzun >ıllar kana-
yacak bir ihtilafa yol açacaktır."
Körfez krizi nedeniyle Türki-
ye*yi savaşa katmak isieyenlerin
Türkiye'nin dostu olamayacağı-
nı kaydeden Günay, "Türkiye
1
yi kendi çıkarlan aleyhine bir sa-
vaşa zorlamak isteyenler Türki-
ye'nin düşmanıdır. Bu nedenle
bugün banş umuüannın yok ol-
madığı oriamda savaşa karşı
kampanyamızı yaygınlaştınyo-
ruz. Yarın daha olumsuz geliş-
meler ortaya çıkarsa banş inan-
cımızdan vazgeçmeyeceğiz. Her
fırsatta savaş kışkırtıcılannın ya-
kasına yapışacağız ve davacı
olacağız" diye konuştu.
tehlikelidir" dedi.
İHD Genel Başkanı Nevzat
Helvacı da Türkiye'nin yakın
bir savaş tehlikesi ile yüz yiize
bulunduğunu söyledi. Kamuo-
yuna yapılan açıklamalann tat-
minkâr olmadığını da belirten
Helvacı, "BM, savaşı insan ya-
şamından çıkartma cabasınday-
ken biz de savaşa davetiye çıkar-
tıyonız. Hesaplanm savaş üze-
rine kuranlar, >aratacakları yı-
kıntının altında kalabilirier. Iş-
kenceyi benimsemiş bir yöne-
tim, bir savaşta baskıyı doruğa
çıkartacakür" dedi. Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı Nezih Demir-
kent de savaş ve iletişim arasın-
daki ilişkiden yola çıkararak sa-
vaşın Türkiye'ye ve tüm insan-
lığa vereceği zararlan anlattı.
Demirkent, "Biz burada otel lo-
bisinde konuşurken hastaneler
boşaltılıyor. Asker sevkıyatı ya-
pılıyor. Türkiye öyle bir savaş
örtamına girdi ki banş olsa da-
hi eski günlerini arayacaktır.
Saddam'la, Bush ve bizdeki ba-
zı insanlar anlasmak istemiyor-
lar" dedi.
Kraldan çok kralcı
ÇGD Genel Başkanı gazete-
ci, yazar Mustafa Ekmekçi,
ABD Dışişleri Bakanı James
Baker'ın soyadımn kendisi gibi
Ekmekçi anlarruna geldiğini be-
lirterek "8 çocugu varmış. Biz-
de kimileri kraldan çok kralcı.
Yerlerini konımak için >apma-
yacaklan şey voktur" dedi. İs-
tanbul Barosu Başkanı Turgut
Kazan da TBB Başkam Önder
Sav'ın bir mesajıru okuduğu fo-
rumda, kendisinin savaşa hayır
diyerek suç işlediğini ve herkesi
de bu suçu işlemeye cağırdığını
söyledi. Kazan, Meclis'-
in yetkilerini anayasaya aykırı
olarak devrettiğine de dikkat çe-
kerek"Bu Meclis anayasal hü-
kumlülüklerini çalıştıramaya-
caksa, bundan sonraki Meclis
de çalıştırmaya.ak demek
değildir" dedi. Daha sonra söz
alan RP Genel Başkan Yardım-
cısı Şevket Kazan, Irak lideri
Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i iş-
gal ve ilhak gerekçelerini anlat-
tı. Kazan, 'ABD, Müslüman ül-
keler arasında harp çıkartmak
ve anti emperyalist güçleri ez-
mek için geldi" dedi. Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ı da eleş-
tiren Kazan, "Topaç gibi bir
cumhurbaşkanı, topaç gibi
dönüyor" diye konuştu.
DYP Genel Başkan Yardım-
cısı Hüsamettin Cindorak söz-
lerine RP'li Kazan'ın konuşma-
smı eleştirerek "Bnnlar kadayı-
fın kızarması kadar kolay
değir diyerek başladı. Halkın
ve siyasetin desteğine dayanma-
yan bir savaşın başarılı olama-
yacağı görüşünü paylaşan Cin-
doruk,"Türkiye'nin bir büyük
devletin arkasına takılı bir araç
devlet olarak Körfez politikası
izlemesi yanlıştır. NATO ile İs-
lam âlemini karşı karşıya geti-
recek bir konumda Türkiye'nin
aracı durumunda olması çok
yanlış. Biz, Irak'ın cezalandınl-
masını değil, caydınlmasını is-
tiyoruz. Türkiye'nin cumhur-
başkanı'Bir koy uç al' diye bir
politikayla ortaya çıkmamahdır"
dedi.
Emperyalist
Forumda son konuşmayı ya-
pan SHP Genel Başkanı Erdal
Inönü de savaşın zararlannı an-
lattı. DUnyadaki gelişmeleri ve
silahsızlanma çahşmalarını ör-
nekleriyle sıralayan înönü, "Bu
bir saçma iş. Bu, bir saçma du-
rum. Ben de savaş çıkacagına
inanmıyorum. Türkiye'nin bu-
rada ne işi var? Sayın Özal da
Sayın Akbulut da 'Biz savaşa
girmeyiz' demiyorlar. 'Bize sal-
dırırlarsa savaşırız' diyorlar.
Demek ki bizi savaşa sokmak is-
teyenler bir tertip yapabilir.
Dostluk başka, harpte ölmek
başka. Kimse dostu için savaş-
ta ölmez. Ben buna pusuda te-
orisi diyorum. Yani komşumuz
silahlanıyor, onu gidip ezelim.
Sayın Özal'ın izlediği politika
emperyalist bir politikadtr" de-
di.
CUNEYT ARCAYUREK
YAZIYOR
DYP GENEL İDARE KURULU^NDA KÖRFEZ KRİZİ DEĞERLENDİRİLDİ
Demirel: Savaşlık bir işimiz yok"Savaş yeri Kuveyt'tir" diyen DYP lideri Demirel,
"Türkiye neden savaş yapacak? Neyi sağlamak için savaş
yapacak? Türkiye'nin Irak ile sınırında bir tehdidi ben
şahsen kabul etmiyorum" dedi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) — DYP Ge-
nel Başkanı Süleyman
I Demirel, "Körfez krizi
savaş kucağında bekli-
yor. Bomba kurulu, sa-
ati çalışıyor" dedi. Tür-
kiye'nin savaşa girmesi için bir neden ol-
madığını bildiren Demirel, "Tabii bir
saldınya uğrarsa ülke kendini savunur.
Bu şartlar içinde Türkiye'ye saldırmak
da cinayettir, cinnettir" diye konuştu.
DYP Genel İdare Kurulu dün Genel
Başkan Demirel'in başkanlığında top-
landı. Toplantının başlangıcında Körfez
krizinin geldiği aşamanın bir değerlen-
dirmesini yapan Demirel, 1991 yılının
çok hızh başladığını, ancak dünyanın
1991 'de kana bulanmamasını umdukla-
rını söyledi. ABD Dışişleri Bakanı Ja-
mes Baker ile Irak Dışişleri Bakanı Ta-
nk Aziz'in Cenevre'de toplantısı sürer-
ken konuşan Demirel, "Umanz ki i>i ni-
yet galip gelsin. ABD'nin ilan ettiğine
göre bunun dışında bir toplantı olmaya-
caktır. İnsanlığın iyiliğine giden yol
banştır" diye konuştu.
DYP'nin Türkiye'nin savaşa girmesi-
ni önleyici etkinlikleri olup olmayacağı-
nın sorulması üzerine Demirel şunları
söyledi:
"Şartlar her gün değişiyor, bir göre-
lim bakalım. Biz, Türkiye'nin savaşa
girmesinin gereğini görmüyoruz. Böyle
bir kap görmüyoruz. Savaş sebebi gör-
müyoruz orta yerde. Tabii ki, bir saldı-
nya uğrarsa ülke kendisini savunur.
Türkiye'nin saldırgan olacağı bir durum
görmüyoruz. Bu şartlar içinde Türkiye'-
ye saldırmak da cinayettir, cinnettir.
Kim cinnet getirirse, ancak o yapar onu.
Bu kadar az ihtimalle de bir şey düşün-
mek istemiyoruz doğrusu. Ama Türki-
ye've kim el uzatmaya kalkışırsa, cüret
ederse, cesaret ederse, herhalde çok piş-
man olur. Türkiye kendisine bir tecavu-
ze karşı sıkılmış bir yumruk gibi birl«ş-
miştir. Savaşı kaşıyıp. şu veya bu şekil-
de Türkiye'nin bir savaşa itihnesine karşı
da biz milletle beraber, savaş istemiyo-
ruz."
Türkiye'nin hangi savaşa niçin gire-
ceğini henüz bilmediklerini söyleyen De-
mirel, "Türkiye'de savaş hazırlıklan ya-
pdmasmı, bazı tedbirier almayı kınamak
mümkün değil ama, neyin tedbiridir, o
ayrı meseledir. Çünkü Türkiye'nin sa-
vaşlık bir işi yok. Türkiye neden savaş
yapacak? Neyi sağlamak için savaş ya-
pacak. Savaş yeri Kuveyt'tir. Türkiye'-
nin Irak ile sınırında bir tehdit ben şah-
sen kabul etmiyorum. Aklî de bulmuyo-
ruın böyle bir tedbiri. Ama yine de ted-
bir almakta yarar var" diye konuştu.
Zonguldak maden işçilerinin 3 ocak-
ta başlattıkları eylemlerin on yıllık bir
birikimin tepkisi olduğunu söyleyen De-
mirel, "Geçen on senenin depolitizasyo-
nunun hak aramada meydana getirdiği
güçlükler, çalışanlann haklannda pek
çok koparmalar meydana getirdi. Enf-
lasyonist politikalar neticesinde milyon-
lar fukaralaştı. Böyle bir Türkiye'nin de-
mokraük tepkisiz kalması, olayın sebe-
bidir. Kökünde gelir dagılımı çok bozul-
muş, fukaralaşmış bir Türkiye vardır"
diye konuştu. Anİcara'ya doğru başlat-
tıkları yürüyüşü durdurarak geri dönen
maden işçilerinin büyük bir anlayış gös-
terdiğini bildiren Demirel, "Devletin gü-
cünü haşin bir biçimde işçinin üstünde
göstermesimn önlendiğini" söyledi.
"Türkiye'yi kim idare ediyor" soru-
suna, iç ve dış olaylarda en önemli yeri
tuttuğunu kaydeden Demirel şöyle ko-
nuştu:
"İdare etmesi gereken etmeyip idare
etmemesi gereken idare ettiği için bu ha-
le gelinmiştir. Çankaya'nın beyanlan
tahrikkârdır. Bu tahrikkâr beyanlar, iş-
çinin hak aramasını suçluluk haline ge-
tirmiştir. İşçinin sofrasından ekmek ala-
rak yaptıklan ayıbı kapaCabilmek için
birtakım yanlış raukayeseler yapmışlar-
dır. Türkiye sonunda bu idareyi sırtın-
dan atacaktır.
Adamı Dünyanın Efendisi
Sayanlar Varken...
ANKARA — James Baker'la Tank Aziz görüşmeleri baş-
lamadan önce, başkentte savaş sancıları giderek artıyor-
du. Daha önceki günden Baker'ın Ankara'dan neler iste-
yeceğine ilişkin çeşitli haberler yayılmış, kimileri dün man-
şetterde arz-ı endam eylemişti.
TÖ'nün dirayetli kaptanlığında pupayelken enginlerde ge-
zinen dış politikamız, daha önceki aylarda Baker'ın bütün
çabalanna karşın, İncirlik üssünü ABD hizmetine açmamıstı.
Ammavelakin, savaş davulları gerçekten çalmaya başla-
dı. Durum değişmişti. Savaş başlayınca ABD, üssün kulla-
nımına izin isteyecekti. Yedi yıldır bu iktidar zaten alışıktı.
İsteyince ABD, verecekti!
Dışişleri Bakanımiz, Inciriik'in "kullanımı söz konusu
değildir" derken 32. Gün'de TÖ, "İleride değişiklik
olabileceğinden" dem vurmaktaydı. "İleride" dediğine gö-
re Baker'ın An kara ziyaretinde üssü ABD'ye pekalâ peş-
keş çekebilirdik.
Ya da, Baker gelsin gitsin, Bush hele bir telefon açsın.
TÖ, "gelişen hadiselere bakacak" ve bakarsınız savaşa bir-
den katılacakiı. Mehmet Ali Birand "Savaş çıkttğı takdirde
Türkiye katılacak mı" diye soruyor. TÖ verdiği yanıtta "Sa-
vaşa girmek, savaş açmak, ne benim ne de hükümetin yet-
kısinde. TBMM ne karar alır, bilemem, söyleyemem"
demiyor.
Tek adamlık sıfatını silkip atmaya çalışırken bu soruyta
tek adamlığı olanca açıklığıyla bir kez daha sıntıyor. Çün-
kü TÖ, soruyu aynen şöyle yanıtlıyon
"Şimdi bu konuda (savaşa katılmak konusunda) verilmiş
hiçbir kararımız yok. Onümüzdeki günlerde ne karar vere-
ceğimizi de bilmiyorum" diyor.
Birand'ın savaş olasılığıyla bağlantılı soruya başlarken
söylediği gibi "Allah korusun" başımıza ne gelecekse TÖ'-
nün iki dudağı arasından gelecek. Bu iki dudağa dikkat, çok
tehlikeli! Zira Baker'a bugün Meclis veya herhangi bir baş-
ka kurum -aklına gelmez ya, örneğin hükümet- düşünme-
den "daha önceki
vaatlenni yerine
getireceğini" bildire-
bilir.
Körfez krizinin
başladığı 2 ağustos-
tan beri her gün çe-
şitli varsayımlar, tah-
minler, esip savuran
demeçler veren TÖ,
bir de savaşın başla-
yıp başlamayacagını
saptayan "olasılık
y ü z d e l e r i y i e "
ünlendi.
Irak'a 15 ocağa kadar süre tanıyan BM kararı çıkttgı za-
man "savaş ihtimalinin zayıfladığını, yüzde 20'ye
düştüğünü" söyiemiş, kendi açıklıyor. Ama "geçen günler,
ihtimali (bir iki gün önce) şimdi yüzde 50'ye getirmiş."
Birand matematik sonuçlar veren önseziye hayretler için-
de soruyor, "Peki bu oranlan nasıl buluyorsunuz?" Doğ-
rusu bizler TÖ'de çok be|irgin ve çook özel kimi özellikler
olduğunu biliyorduk. Örneğin hesap kitap işi, düşman bil-
diğinin sırtını yere getirinceye kadar her tür olanağı kullan-
ma inadı, eski dostlan, yâranı koruma, kollama becerisi gibi..
Yeni bir başka özelliğini öğrendik TÖ'nün. Savaş çıkar
mı çıkmaz mı konusunda sıraladığı yüzdeler ne olayların gi-
dişine, ne de -örneğin Bush'tan aldığı özel- istihbarata da-
yanıyor.
"Tamamıyla hissi. Yani tamamıyla hisle bulunan bir şey"
miş, açıkça böyle söylüyor. "Hislerle bulduğu oJaşıhk
yüzdelerini" daha açıyor:
"Zaten aslında çok fark etmez. İsterseniz 30 deyin siz.
20 deyin. Öbür taraf 90,80 desin. Savaş olursa yine o 20'nin
içine girmiş olur" diyor. TÖ'nün müthiş mantığı!
Ne var ki yüzde hesapları yapılacak gün değil. Baker ge-
liyor.
Kalk deyince kalkaçaksın, yat deyince yatacaksın. Savaşa
gir deyince gireceksin! Adamı dünyanın efendisi sayanlar
sadece başka ülkelerde var değil ki.. Ülkemizde de aynı
inançta olanların sayısı hayli kabarık.
Saddam'ın mutlaka temiztenmesi gereğine -madem ki TÖ
söylüyor- halkımız da inanıyor. İnanmak zorunda üstelik. Ne
diyor TÖ: "Saddam fırsat bulduğu zaman rakiplerini elirni-
ne eder."
Irak diktatörünün bu huyunu TÖ'den daha iyi bilecek ola-
bilir mi? Bağdat'ta Saddam, Ankara'daTÖ... Az mı baş ba-
şa, dostane ilişkiler içinde birlikte oldular? Birbirlerinin hu-
yunu suyunu hiç bilmezler mi?
TÖ'nün dediği gibi "Bu da bilinen bir gerçek."
Cenevre görüşmelerinin uzadığı saatlerde dünyanın her
köşesinde olduğu gibi Ankara'da da yeni umutlar yeşeri-
yordu.
Baker-Tank Aziz görüşmesi beklenenin tersine ya barış
getirir veya barış yollarında yeni gelişmelere olanak
sağlarsa?..
Işte o zaman Çankaya, yandı gitti keten helvam.
Bu TÖ ile yarabbi ne günlere kaldık!
Allah korusun
başımıza ne
gelecekse, TÖ'nün iki
dudağı arasından
gelecek. Bu iki
dudağa dikkat, çok
tehlikeli!
P A R T I L E R D E N
Helikopter pilotları
ANKARA (Cumhuriyet Bürosa) — SHP
Ankara Milletvekili tbrahim Tez,
gazetecilerin, maden işçilerinin yürüyüşünü
izlemek amacıyla kiraladıklan helikopterin
pilotlanmn gözaltına ahnması konusunda
Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'ya sorular
yöneltti. Tez'in TBMM Başkanhğı'na
verdiği yazılı soru önergesinde, Ankara Büyükşehir
Belediyesi'nin de ortak olduğu Belko Şirketi'nden 7
Ocak'ta kiralanan helikopterin pilotlanmn 18 saat süreyle
gözaltına alındığı anımsatılarak, gözaltına almanın
nedeninin açıklanması istendi. "Bu tavır basuı
mensuplanna verümek istenen bir gözdağı nudır? Basın
mensuplarını uçurduklan için mi gözaltına alınmışlardır?"
denilerek, basın mensuplarının çektikleri filmlere el
konulup konulmadığı da soruldu.
Hamsi kürsüde
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP Giresun
Milletvekili Mustafa Çakır dün TBMM Genel Kunılu'nda
elinde 7.5 santimlik bir hamsiyle kürsüye çıkarak, hamsi
avlanmasına izin verilmesinin bir katliam olduğunu
söyledi. Bakanlığın hamsi avlama serbestisini 9 santimden
7.5 santime indirmesini eleştiren Çakır, önlem ahnmasım,
aksi takdirde hamsi soyunun tükeneceğini belirtti. Çakır
kursuden indikten sonra ANAP Milletvekili Orhan
Ergüder, hanısiyi incelemeye aldı. Tarım, Onnan ve
Köyişleri Bakanı Lütfullah Kayalar daha sonra kürsüye
gelerek geçen yıl hamsiye avlanma yasağı konmasına
karşın Karadeniz'e sahili bulunan diğer Ulkelerin
avlanmaya devam ettikleri için bir sonuç ahnamadığını
söyledi.
Parasızlıktan istifa
KONYA (Cumhuriyet) — Konya'nın Seydişehir ilçesi
SHP'li Belediye Başkanı Yaşar Parmaksız, parasızlık
nedeniyle personelinin parasını ödeyemediği için dün
belediye başkanlığı görevinden istifa etti. 26 Mart yerel
seçimlerinden önceki belediye başkanının ihtiyaçtan fazla
işçi aldığım belirten Parmakstz, "Belediyeye gelen ödenek
yetersiz. Parasızlıktan hizmet veremiyoruz. Görevde
kalmamın bir anlamı yok" dedi. Parmaksız istifa
dilekçesini Seydişehir Kaymakamı Ibrahim Say'a verdi.
Kaymakam da istifayı kabul etti.