Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 OCAK 1991
MÜZİK
KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
2. Uluslararası Müzik Festivali
• ANKARA (AA) — Ankara Büyükşehir Belediyesi
tarafmdan düzenlenen "2. Uluslararası Yeni Müzik
Festivali"nin açılış konseri Devlet Konukevi'nde verildi.
Büyükşehir Belediyesi Kültür Danışmanı Aydın Köymen,
konser öncesinde yaptığı konuşmada festivali son derece
kısıtlı olanaklarla başlattıklannı kaydederek, Türkiye'nin
her alanda olduğu gibi sanat alanmda da kimlik arayışı
içinde bulunduğunu söyledi. Ankara Büyükşehir
Belediyesi olarak müzik konusundaki değişmeye bilinçli
katkılarda bulunmak istediklerıni kaydeden Köymen,
geleneksel müziğin dışrndaki gelişmeleri görmek ve
göstermek istediklerini söyledi. Daha sonra açılış
konserinde Ahmet Yürur'un yaylı çalgılar dörtlüsü için
yazdığı 2 No'lu Amerikan süiti seslendirildi.
DERGI
Adam Sanat'ta bu ay
• Kttlttir Servisi — Aylık kültür ve sanat dergisi Adam
Sanat'ın ocak sayısı yayımlandı. Derginin bu sayısında
Memet Fuat'ın "tletişim Çağı", Orhan Barlas'ın
"Taşyürekli'ler", Mehmet Serdar'ın "Kültürel Kimlik",
Semih Gümüş'ün "Romanda Tarihseli Soyutlamak",
Mehmet H. Doğan'ın "Nâzım Hikmet ve 1940 Kuşağı"
ve Üstun Alsaç'ın "Mimarhk ve Dil" başhklı yazüarı yer
ahyor. Derginin bu yeni sayısında yer alan şairler ise Can
Yücel, Pablo Neruda, Ercüment Uçan, Salah Abdul
Saboor, Cevat Çapan, Nurer Ugurlu.Suat Vardal, Ali
Asker Banıt, Küçük Iskender, Mete Özel ve Ahmet
Ümit. Her sayıda değişik ressamları tanıtan dergi bu ay
da Alman ressam Otto Dix'e yer vermiş.
TİYATRO
'\oksa Ben Yok mu Oldum?'
• Kültür Servisi —
Ankara Beyaz Leke
Sanat Tiyatrosu ocak
ayında Sadık Battal ve
Mustafa Kovancı'nm
birlikte yazdıklan Servet
Yalçınzeybek'in yönettiği,
"Yoksa Ben Yok mu
Oldum?" adlı oyunu
sahneleyecek. Oyun, 11
ocakta Çatalzeytin, 13
ocakta Helaldı, 14
ocakta Ayancık, 15
ocakta Taşköprii, 16
ocakta Kastamonu, 24
ve 25 ocakta da
Karabük'te sahnelenecek.
"Yoksa Ben Yok mu
Oldum?" insanı ele alan,
kişinin toplumla ve
günlük yaşamıyla yabancılaşmasını konu alan ve "akli
dengesi"nin hangi aşamalardan geçtiğini irdeleyen biroyun.
'Lüküs Hayat' rekor kırdı
• İSTANBUL (ANKA) — Ekrem Reşit Rey ve Cemal
Reşit Rey kardeşlerin yazdıklan "Lüküs Hayat" opereti 7
yıldır sahnelenerek kendi dalmda rekor kırdı. Istanbul
Şehir Tiyatrolan Basın Halkla îlişkiler Müdüru Tayfun
Türkilf Türkiye"de tiyatro dalında böyle bir olayın ilk kez
görüldüğünü belirterek "Oyun 1930'larda ilk
sahnelendığinde bu kadar ilgi görmemişti. Biz de 1984'te
Haldun Dormen yönetiminde oyunu yeniden sahnelerken
bu kadar ilgi göreceğini tahmin etmiyorduk. 1984'ten
bugüne kadar oyun 450 kez sahnelendi. 250 binden fazla
insan bu oyunu izledi. Oyunu izleyenler arasmda eski
Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Cumhurbaşkanı Tbrgut
özal, Kuzey Kıbrıs Türk Currihuriyeti Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş ve daha adını hatıriayamadtğrm ünlü
insanlar vardı" dedi. Turkili, 7 yıl boyunca ayru
kadronun oyunu sürdürdüğünü belirterek, "Fatoş Balkır
Hammefendi ölünce yerini Vildan Gürelman aldı. Eray
Özbal oyunun ilk bir iki temsilinde yer aldıktan sonra
tiyatromuzdan aynldı. Bu iki arkadaşımızın dışında
kadromuzu tamamen koruyoruz" şeklinde konuştu.
SINEMA
Film gösterileri
I Kültur Servisi — Ocak ayı boyunca Ataturk Kültür
Merkezi'nde gösterime girecek fîlmler belirlendi. 2, 3, 4,
5 ve 6 ocak tarihlerinde yönetmenliğini Penny
Marshall'ın üstlendiği, Tom Hanks ile Elizabeth
Perkins'in başrollerini oynadığı "Big-Büyük"
gösterilecek. Film, küçük bir çocuğun aniden
büyümesiyle gelışen gülünç olayları konu ahyor. 9-11
ocak günleri arasında Atatürk Kultur Merkezi'nde
Azerbaycan Filmleri Haftası yer alacak. 12-20 ocak
tarihleri arasında Oliver Stone'un yönettiği, Michael
Douglas, Charlie Shean ve Daryl Hannah'ın başrollerini
paylaştığı "Wall Street-Borsa" gösterime girecek. Ocak
ayırun son filmi, 1991 Mozart Yıh nedeniyle programa
alman "Amadeus" olacak. Yonetmenliğini Milos
Forman'ın yaptığı filmde Tom Hulce, F. Murray
Abraham ve Cynthia Nixon başrolleri paylaşıyorlar.
Film; 23, 24, 25, 26, 27, 30 ve 31 ocak tarihlerinde
izlenebilecek. Çarşaraba, perşembe, cuma, cumartesi ve
pazar günleri Atatürk Kültür Merkezi Sinema
Salonu'nda yer alacak gosteriler, 14.30 ve 18.00
seanslarında görülebilecek. Bilet ücretleri siviller için 4
bin, öğrenciler için 2 bin TL.
EDEBIYAT
'Çıplak Ayaklıydı Gece'
• İSTANBUL (UBA) — Şiir ve öyku yazan Ahmet
Ümit'in ikinci kitabı "Çıplak Ayakhydı Gece" Cem
Yayınevi'nden çıktı. Sanatçı kitabında, 70 kuşağmın
sosyalizme gönül vermiş kesimini ele alarak 80
döneminde bu insanların yeniden kendilerini bulmalannı,
neyi ne için yaptıklarmın ipuçiarını vererek anlatıyor.
Kitap "Bir Akdeniz Duşü", "Sığınak", "Ölumün Hükmü
Yok", "Pezevenk" ve "Gökyüzünde Yıldız Olmak" adlı 5
hikâyeden oluşuyor. Marmara Üniversitesi Idari Bilimler
Fakültesi'nden mezun olan Ahmet Ümit, 1960 yılında
Gaziantep'te doğdu. Genç Hukukçular, Söz Hakkı, In
Vivo, Adam Sanat, tblis ve Hist dergilerinde şiir ve
öyküleri yayunlanan Ümit'in bir hikâyesi de 40 dilde
yayımlanan "Problems of Pease And Socialism"
dergisinde basıldı. 1980'den bu yana hikâye ve şiir yazar
Ahmet Ümit'in daha önce Deniz Yayınevi'nden çıkan
"Sokağın Zulası" adh bir şiir kitabı da bulunuyor.
SERGİ
Misman'ın özgün desenleri
• Kültür Servisi — Hayati Misman, ozgun baskı
yapıtlarını 8-31 Ocak 1991 tarihlerinde Vakko tzmir
Sanat Galerisi'nde sergileyecek. Sergide, sanatçının çoğu
büyük boyutlu 30'dan fazla son dönem çalışması yer
alacak. 1945 yılında Konya'da doğan Hayati Misman,
1968'de GEE Resim-Iş Bölümünu bitirdi. 1970 yılında
Kassel Deviet Guzel Sanatlar Akademisi'nde grafik
tasarımı konusunda uzmanlık öğrenimi gördü. 1975
yılından itibaren ise Gazi Yuksek öğretmen Okulu'nda
öğretim üyeliği yaptı ve 1984 yılında sanatta yeterlilik
aldı. 1987 yılında doçent olan Hayati Misman, halen
Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim
üyeliği görevini sürdürüyor. Yurtdışında da çeşitli sergiler
açan sanatçı, aralarında 1983 II. Asya Bienali
Mansiyonu, 1987 Jskenderiye Bienali Altın Madalyası da
bulunan çok sayıda ödul kazandı. Hayati Misman'ın
yapıtlan yurtdışında ve yurticındeki koleksiyonlarda
bulunuyor.
'Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'sergisiAlarko Sanat Galerisi'nde
Resmin aşk olduğu zamanlarYapıtlan artık müze ve
koleksiyonlarda bulunan
Cemiyet'in ölmüş üyelerinin
resimleri 13 ocağa kadar
görülebilecek. Daha sonra da
halen Güzel Sanatlar Birliği
üyesi olan ressamların
yapıtlan sergilenecek.
LUDMILA BEHRAMOGLU
Sanata, kültüre yatınm yapmak -ucu
bazen milyarlara değse de- bir yandan
amortismaru, öte yandan da suksesi göz
önüne ahndığında, oldukça kârh. He-
men hemen her buyük kuruluşun
kültüre-sanata yönelik bir etkinliğinin ol-
ması ve özellikle de ticari bir metaya dö-
nüsen resim piyasasındaki hareketlenme
de boyle bir açıdan daha anlaşıhr.
Altında yatan neden ne olursa olsun
önemli olan sonuç. Maslak gibi şehir dı-
şında, bir yanında büyuk is merkezleri,
öte yanında Inşaat Fakültesi, bir adım
ötede Sanyer gecekondulan olan bir yer-
de Alarko Sanat Galerisi'nin tüm bu çev-
reye sunduğu kültürel olanak yadsına-
maz. Bu galeride sürekli yer alan sergi-
lere bu ay bir yenisi daha eklendi. 13 oca-
ğa dek sürecek olan "Osmanlı Ressam-
lar Cemiyeti" sergisi.
Yapıtlan artık müze ve koleksiyonlar-
da bulunan bu "cemiyef'in ölmüş üye-
lerine ait bu birinci sergiden sonra, aynı
galeride halen "Güzel Sanatlar Birliği"
üyesi olan ressamların yapıtlan da ser-
gilenecek. "Ressamlar Cemiyeti" ve
"Güzel Sanatlar Biriiği" tarihsel akış
içinde birbirine ulanan iki sanatçı der-
neği. İkincisi günümüzde hâlâ etkin.
Gelelim, Osmanlı ressamlara. Sergi
broşüninde akının çizildiği gibi, "resmin
çağın gereği profesyonellik degil de bir
aşk olduğu zamanlann insanlan" bıitün
NURULLAH BERK DE VAR—Alarko Sanat Galerisi'ndeki toplu sergide N urullah
Berk'in yapıtı da yer alıyor. Ayazaga Maslak Meydauı'ndaki galeride gercekleşürilen
sergi 13 ocak güniine kadar açık kalacak.
bu ressamlar.
Bugün hâlâ Batı resmine yaklaşıp yak-
Jaşmadığımız tartışılıyor. Yaygın bir ka-
nı da neredeyse ırksal olarak geri ya da
yeteneksiz olduğumuz ve kaderci bir ba-
kışla asla ilerleme gösteremeyeceğimiz-
dir. Buna neden olarak, Batı'nın Röne-
sansı vb. akımlan, geleneksel miras ola-
rak devralmış olduğu gösterilir.
Oysa 19. yüzyılda Batı'ya yönehneye
başlayan toplumumuz başta acemice
sonra gittikçe daha fazla beceriyle bu mi-
rastan payını almaya kovulmuş.
Alarko Sanat Galerisi'ndeki "Osmanh
ressamian"nın sergisini gezerken bu dü-
şüncelerim daha da pekişti. tlk ressam-
lanrmzdan sayılabilecek tüm bu ressam-
ların resim bilgilerine ve tekniklerine
ulaşmış yetkin sanatçılar olduklan acık-
ça gözlemlenebiliyor.
Renk değerleri, kompozisyon, atmos-
fer olarak doğru klasik resimler bunlar.
Halil Paşa'dan başlayarak akademizme
bir karşı çıkış daha o dönemlerde baş-
lamış bile. Leoa Gerome gibi akademik
katı kuralcı bir hocanın yanında yetişen
Halil Pasa'nın resimlennde kendi döne-
minde bile yeni olan "izlenimci" tatlar
var. Ya hiç Avrupa yüzu görmeden ken-
di yeteneği ve ülkesinın kendisine sun-
duğu ışığın yardımıyla "izleııiın"leri ya-
kalayan Hoca Ali Rıza'ya ne demeli?
AbdiUmedt EfeodTnin büe sisler, hülya-
lar içindeki resimleri Turner'i anımsatı-
yor.
Birinci Dunya Savaşı'nın çıkması ile
Avrupa'daki sanat eğıtımlerini yanda bı-
rakarak yurda donen ikinci kuşak res-
samlar da hocalan Connon, Jean-Paul
Laarens'i aşarak daha ileri, daha ışıklı
resimler yapmışlar. tbrataim Çallı, Fey-
haman Doran, HX>nat, Avni Iifij, Naz-
mi Ziya Giirao, Namık İsmail ve Ruhi
Azel'in sergideki Istanbul görünümleri
ve ölüdoğa buketleri geleneksel anlayı-
şa karşı çıkışlannın belgeleri.
Daha o yıllarda bile Batı ile arayı ka-
patmaya koyulmuşuz. Tabü iki savaş ara-
sındaki dönem Avrupa'da sanat alanm-
da en verimli, en yoğun, en kıvrak bir
zaman dilimi. Biz o sıralar kendi sorun-
larımızla yoğnılarak biraz uzak kalmı-
şız. Ancak Batı ile köpruler tekrar ku-
rulunca olan biten, yapılmış olan yeni-
den bir ucundan yakalanmış.
Sergide, Ali Avni Çelebi, Zeki Koca-
memi gibi Almanya'da öğrenim görmüş
ressamlarda daha inşaacu daha kübist
yönelişler var. Bunların dışındaki tüm
ressamlar gerçekçi calışmaianyla dikkati
çekiyor. Zaten ilk dönemierin heyecanı,
saf yaklaşımı giderek sönüyor, teknik
aşıldıkça yaratı ve yenilik sonın olmaya
başlıyor.
Türk resminin "peintııre", yani fırça
ile yağlıboya resim tarihini gözler önü-
ne seren -tek bir ressam büe atlamadan-
böylesi sergiler, geçmişte başarılanlan,
eksik kalanlan, takılınan noktalan gör-
mek açısından da çok ilginç.
îlhan Engin 30'danfazlafilme, 50'yi aşkın senaryoya imza atmıştı
Ifeşîlçanrdan Babıâli'y
e
46 yıl65 yaşında ölen Ilhan Engin, "Sinemadan
kazancım, kazanmayı umut ettiklerimizdir"
demişti. Bu amacına ulaşabilmek için çok
uğraştı, ama pek az yaklaşabildi.
TURHAN GÜRKAN
TV ekranından duyunılan iki
satırhk bir ölüm haberi, hem ba-
sın dünyasında hem sinema çev-
relerinde yankılandı. tlhan En-
gin de artık "aa kayıp'iann ara-
sındaydı. Yaşamını, dengelediği
iki parçaya, gazeteciliğe ve füm-
cfliğe ayıran Ilhan Engin'i yitir-
menin uzüntüsü ve acısı, iki ay-
n meslek kuruluşu arasında
paylaşıldı.
tlhan Engin 10 parmağında
10 hüner taşıyan çok yönlü sa-
natçılardan biriydi. 1925'te Çor-
lu'da doğan yazar-yönetmen,
1944'te gazetecilikle perdevi aç-
mış, uzun yıllar Tanin, Akşam,
Vatan, Yeni Sabah, Hurri\et,
Günaydın. Tan gazetelerinde
muhabirlik, yazarhk, yöneticilik
yapmış, Sır ve Kim dergilerini
yayımlamış. Sonra roman, öykü
ve oyun yazarbğına yönelmış.
"Goç Yollan Tıkadı", "Çıngar",
"Bukakmun", "lstanbul'da Aşk
Baskadır", "Ve Allata Seviniz
DedT, "Yannı Olmaj-an Adam"
"Işıklar Yesil YanıyortJu", "İn-
sanlar Bilselerdi", "Asya Gro-
bn", "Üç Sıkı Hovarda" çok sa-
yıdaki kitaplarından bazıları.
Ilhan Engin kabına sığrnayan,
durmadan çalışan ve üreten bir
kişihğe sahipti. Bir bakmışız Ba-
bıâli'ye küsmuş, senaryo yazı-
mıyla tanıştığı Yeşilçam'a kapagı
atmış. Uzun yıllar yönetmenlik
yaparak 30'un üstunde film,
50"nin üstunde senaryoya imza-
sını atmış. Kendi firması Engin
Fihn ve yapımcılık. Yine yıllar
geçmiş. Derken Yeşilçam'a da
küsmüş. Yeniden eski mahalle-
sine, Babıâli'ye dönüş. Yeniden
ömür törpüleyen gazetecilik
uğraşı. Fotoroman çekimleri, rö-
portajlar, tefrikalar, anılar, ta-
rihsel diziler, köşe yazarlığı. Ve
65 yıllık yaşamının içine sığdır-
dığı soluk soluğa, çrlgıncasına
46 yıllık bir konuşmanın ölesi-
ye yıprattığı cabşıp didinmenin,
uğraşın acıklı sonu. Geride sa-
dece topluma bir şeyler verebil-
menin esenliğini tatmış, onurlu
bir Ilhan Engin adı kalıyor.
Ilhan Engin gazeteciliğe, ya-
zarhğa olduğu denli, sinemaya
da âsık, tutkulu biriydi. 25 yıl
önce Basmköy'deki dairesini
yok pahasına, 26 bin liraya sat-
tığı zaman uzulmemiş "Evsiz
kaldım ama hiç pişman değilim.
O parayla çok istediğim iki fil-
mi yaptım, rahatladun" demiş-
ti. Sadece yaratmamn coşkusu
içinde yaptığı o fîlmler ona bir
gelir getirmiş miydi? Sinemadan
bir şey kazandığını sanmıyorum.
"Sinemadan kazancım, kazan-
mayı umut ettiklerimizdir" der-
di. Hem gazetecilik topluluğu
içinde, aynı basın kuruluşlann-
da, hem Yeşilçam'da yıllarca iliş-
kilerimiz oldu. "Sinemada Türk
toplum sonınlarına deginen
füinler yapmak, ozde filmciliği-
mize yardımcı olmak
amaandayım" demişti. Bu ama-
cına ulaşmak için çok uğraştı,
ama pek az yaklaşabildi. Piya-
sanın acımasız çarklan, onun bu
isteğine her zaman set çekti.
tlhan Engin çalakaiem bir ya-
zardı. Kendi fılmlerinin senaryo-
larından ayn, başkalannm film-
lerine de senaryolar yazdı. Bun-
lann arasında Süreyya Duru,
Aüf Yılmaz, Nejat Saydam, Ül-
kü Erakahn ve daha pek çokla-
n vardı. Kesintisız 15 yılı bulan
sinema yaşamında Türkia Şo-
ray, Ayhan Işık, Hülya Kocyigit,
Ajda Pekkan gibi donemin
ünlüleriyle çalıştı.
Dram, avantür, polisiye, genç-
lik, aşk, serüven gibi her türde
fıun yapan Engin, Batı sinema-
sının seyirci getiren örneklerini
de sinemamıza uyarladı. Ringo,
James Bond, Don Juan gibi gü-
nün moda akımlannı kopya et-
mekten çekinmedi. "Kadın
Düşmam" gibi korku filmleri
üretti.
Ilhan Engin'in bir de siyasal
yönü vardı. CHP'de milletvekil-
liğine adayhğnıı koymuş, hırs ve
entrikalar, politik çalkantılar,
mitingler, söylevlerle geçen bu
dönemin eleştirisini, Tekirdağ'-
da çektiği "Artık Dnsman
DegUiz" adlı ilk politik filmı-
mizde enine boyuna işlemişti.
BfRFTLMSETİNDE — tlhan Engin, kesintisiz 15 >ılı bulan sine-
ma yaşamında Neriman Koksal, Türkan Şoray, Sevda Ferdag, Ay-
fer Feray gibi birçok ünlüyle de çalısmtştı.
Necati Cumalı'dan 'Bir Sabah Gülerek Uyan' ve 'Ahmetlerim*
Sahne ışıklarında yerli oyunlar
ETKİLİ VE NÜANSLI BİR OYUN —
Alev Gurzap 'Bir Sabah Gülerek Uyan'-
da rahatlıgı içinde etkili >e nüanslı bir
t>vun çıkanyor. Orhan Hızlı da Cumalı'-
nın yapıünın oyunculan arasında.
Cumalı, biri Deviet
Tiyatrolan'nda diğeri Şehir
Tiyatrolan'nda sahnelenen
iki oyunuyla iki değişik
kadın tipini tanıtıyor.
LÛTFİ AY
Bu mevsim başının dikkatleri çeken
bir yönü de ödenekli tiyatrolarımızda
perdelerin yerü, ama bir çoğu eski oyun-
larla açılmış olmasıdır. Buna, verimli-
lik bakımından olmasa da yerli oyuna
oncelik tanınması, önem verilmesi ba-
kımından olumlu bir gelişme olduğu
için seviniyoruz. Tiyatro \kzarlan Der-
neği'nin son zamanlara kadar surdür-
düğü girişimlerin amacına ulaştığı gö-
rülüyor.
Bu sayede sahne ışıklanna topluca
kavuşan yerli oyunlanmızın, son yıllar-
da Avrupa (özellikle Doğu Avrupa) ül-
kelerinde esen özgürlük rüzgârlarını,
düşünsel eleştiri alanmda, bizde de es-
tirmeleri beklenirdi. Oysa birkacını ayui
edersek bu nitelikte bir çabaya tanık ol-
duğumuz pek söylenemez. Oyun >"azar-
larımız, son haftalarda izlediğimiz Sov-
yet ve Çek yazarların (Galin ve Havel)
oyunlarında görduğuuıuz gibi bireysel
sorunlann altında yatan sosyo- poütik
ve ekonomik sorunlann açtığı manevi
varalara değinmekten kaçınıyorlar. Ge-
nelde, yakın-uzak geçmişimizin tutucu
alışkanhklanndan kurtulamayan mut-
suz bireylerin huzun verici öykülerini
sergilemekle yetiniyorlar.
Cumhuriyet döneminden bu yana ya-
zınımızın bize tanıttığı ülkucü, duygu ve
duşünce özgurluğunden ödün verme-
yen, ilginç kadın tiplerinden ilki (belki
de en başarılısı) rahmetli Reşat Nuri
Güntekin'ın "ÇahknşH" romamndaki
Feride*si olmuştur diyebiliriz. Onu,
özenli bir uygulamayla sahnemize ka-
zandıran da Necati Cumalı olmuştu
(1962).
Şair, öyku ve oyun yazan olarak oku-
yucumuz kadar seyircimizin da sevdiği,
benimsediği bir sanatçıdır Necati Cu-
malı. Sayısı otuza varan oyunları ara-
sında aynca afişte kalanlar, "Nalınlar"
gibi ülke sınırlarını aşanlar olmuştur.
Şimdi Istanbul seyiıcisine, daha önce
Ankara Deviet Tiyatrosu'nda oynanmış
iki oyunuyla farklı yapılarda iki deği-
şik kadın tipini tanıtıyor. Biri Yıldız
Şahnesi'nde "Ahmeüerim"in Türkânı,
ikincisi Fatih Şehir Tiyatrosu'nda "Bir
Sabah Gülerek UyaıTın Sunası.
"Ahmetlerim"in Türkânı, bütün ya-
şamı boyunca ağabeyi, kocası, oğlu gi-
bi ailesinin butün erkeklerine, kendi öz-
lemlerine göre biçim verme eğilimini
anaerkil (matriarcal) bir tutku halinde
sıirdürmüş, dünya ve toplum olayları-
nın getirdiği aalarla bu mutluluk umut-
ları yıkılmış, hiç kalkmadığı dikiş ma-
kinesinin başında çilesini dolduran ke-
derli, ama onurlu bir kadındır.
Yonetmen Kenan Işık'ın, bu tek ki-
şilik dramın içeriğindeki çeşitli dış et-
kenleri yoğunlaştırarak ilgiyi canh tut-
mak amacıyla üç perdeyi tek perdeye in-
dirmesi belki yararlı olmuştur. Ama bu
etkenleri simgelemek için sessiz kişile-
rin gölgesıni uzun süre sahnede tutma-
nın ve dolaştırmanm, canh tutmak is-
tediği ilgiyi dağıttığı, seyircinin dikka-
tini de Serpil Tamur'un güçlü kompo-
zisyon undan yer yer uzaklaştırdığı ka-
msındayım.
"Bir Sabah Gülerek Ujsn'ın Suna-
sı'na gelince: Dünyaya bakış açımızın
genişlediği daha aydınlık bir donemde,
iyi yetişmiş, görgülü, eğitimli, ölçülu ol-
duğu kadar da kişilik sahıbi, zeki ve gü-
zel bir kadındır. Genç yaşta, duygula-
nna kapılmadan, kendinden buyuk,
varlıklı ve kibar bir adamla evlendirmiş,
yirmi yıl sonra da kırkına basmadan,
dul kalmıştır. Kendisini yahıız bırakma-
yan üniversiteden eski sıruf arkadaşla-
n, kimi profesör, kimi diplomat, kimi
tanınmış iş adamı ya da avukat aile
dostlan ve de hayranlan vardır. Bu er-
keklerin hepsi de mesleklerinde yüksel-
miş, ama yanhş evlilikler sonucu mut-
lu olamamışlardır. Aradıkları mutlulu-
ğu eski arkadaşlarımn dul ve olgunluk
cağının en çekici donemini sürduren ka-
rısında bulmayı umarlar. Mutsuzlukla-
rının bunalımı içinde bu umut kapısını
çalanlar, hatta zorlayanlar da olur. Su-
na, hepsinin geri çevirmekte zorluk çek-
mez... Kocasmın ölümunden bir süre
sonra hayranlan arasına katılan genç şa-
ir, Suna'nın yüreğinde geçmiş yıllann
küllendirdiği ateşi canlandırmayı bilmiş,
ilk kez severek, sevüerek yaşamanın -bir
uykudan "gülerek uyanmanın"- sevinci-
ni ona tattırmıştır.
Ne var ki genç sevgilisiyle arasındaki
yaş farkı, mutsuz insanlarla dolu çev-
resinin katı yargılan, değişmesi gereke-
cek yaşam koşuları, en önemlisi de ge-
lecek yülann hazıriayacağı düş kırıklık-
larının kaçıruhnazlığı Suna'yı, başını
döndüren bu tatlı sarhoşluktan ayılt-
makta gecikmeyecekdr...
tşte, kadın-erkek ilişkilerinde "kadın-
lanmızın kişibgi
n
böylesı durumlarda ir-
delenir, hangi koşullarda, nasıl kanıtlan-
dığı araştırıbrsa, sanırım ortaya daha
saydam daha da ilginç sonuçlar çı-
kabiür.
Sansözen
anılacak
• ANKARA (AA) —
Folklor araştırmaası
Ankara Radyosu Yurttan
Sesler Korosu'nun kurucu
şefi ve derlemeci, sanatçı
Muzaffer Sansözen,
olümunün 28.
yıldönumünde anılacak.
Vakıfbank tarafından
düzenlenen ve 5 ocakta
yapılacak anma töreninde
Sarısözen'in Türk folklar
kültürüne katkılan ve
hizmetleri konusunda
konuşmalar yapılacak.
Vakıfbank konferans
salonundaki törende aynca
TRT Ankara Radyosu
Yurttan Sesler Korusu,
Muzaffer Sansözen'in
derlemelerinden oluşan bir
konser sunacak.
Çağdaş Türk
resmi
• Kültür Servisi — ltalyan
Kültür Merkezi'nin
katkılarıyla ttalyan Liseliler
Derneği'nin düzenlediği
"Çağdaş Türk Resim
Sergisi" 9 ocakta
Kadıköy'deki Bilim Sanat
Galerisi'nde açılacak. Sergi
23 ocağa dek sürecek.
Sergide Cihaz özgemen,
Ramiz Aydın, tbrahim
Balaban, Erol özden,
Şadan Bezeyiş, Nuri İyem,
Devrim Erbil, Bayram
Gumüş, Avni Memedoğlu,
Cuma Ocaklı, tbrahim
Çiftçioğlu, Nüzhet Kutlug,
Mustafa Ayaz, Mehmet
Pesen, Mustafa Aslıer,
Mehmet Özer, Ekrem
Kahraman, Banu Murath,
Ergin tnan ve Veli Sapaz'ın
resimleri yer alacak.
Müzik festivali
• Kültür Servisi — Avrupa
Topluluğu Kültür ve Sanat
Vakfı, 1. Müzik Festivali'ni
1-31 mart tarihleri arasında
gerçekleştirecek. Türklerin
Avrupa Topluluğu ile
ilişkilerini kurmak,
topluluk ülkeleri sanatı ile
Türk kültürü ve sanatı
arasında bilgi ahşverişi
sağlamak amacıyla kurulan
vakfın müzik festivaü
programında Verda Erman
(piyano), Julian Llyod
Weber (viyolonsel) John
Lenehan (piyano) yer ahyor.
Günler'
• Kültür Servisi — Şair
ömer Ateş ve Aü
H.Çeviker'in yönetmeliğini
yaptıkları edebiyat dergisi .
'Yazılı Gunler' ocak ayıyhr
birlikte yayına başlıyor.
Basılan ilk sayıda Afşar
Timuçin, ömer Ateş, Mikel
Duffren ve Yaşar Azaz'ın
sanat, edebiyat ve estetik
üzerine yazılan, Altay
öktem, Ali H.Çeviker ve
ömer Ateş'in şiirleri ile
Behçet Çelik'in bir öyküsü
bulunuyor. Ohannes Şaşkal
ve Şemih Poroy'un
karikaturlerinin de yer
aldığı dergi Dağarcık Sahaf,
Moda Caferağa Mah.
Ruşenağa Sk. 16/A Kadıkoy
adresinden istenebilir.
\azı tasarunı
sergisi
• Kültür Servisi — Nilüfer
Yeşilyurt'un yazı tasarımı
sergisi 7 ocakta Akbank
Şaşkınbakkal Sanat
Galerisi'nde açılacak.
Marmara Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Grafik
Ana Sanat Dalı'ndan
yüksek lisans bitirerek
mezun olan sanatçı, Mimar
Sinan Üniversitesi'nin aynı
bolumünde araştırma
görevlisi olarak çahşmakta.
Cemal Reşit
Rey Vie yeni yıl
• Kültür Servisi— Cemal
Reşit Rey Konser
Salonu'nda 1991 sezonu
ocak-mayıs aylan için bir
abonman sistemi
uygulanacak. Özel olarak
sanatseverler için seçilen
ayda dört konser/gösteri
için geçerli olacak abonman
kart kapsamındaki program
belirlendi. Ilgilenenlerin
telefonla isim ve adreslerini
konser solununa
bildirmeleri rica edüiyor.
Sırma'dan yeni
öykü
• ANTALtfA (AA>—
Antalyah öykü yazan
Tecelli Sırma, "Berfın ve
Botan" adlı öykü
kitaplanndan sonra
"Ferman" adh uçuncü öykü
kitabını yayımladı.
Genellikle Doğu
Anadolu'da yaşayan
insanların gerçek
yaşamlarmı anlatan öyküler
yazdığını ifade eden Tecelli
Sırma, bundan sonraki
çahşmalannın da yine öykü
ve senaryo üzerine olacağını
söyledi. Tecelli Sırma,
"Belfın" adh kitabındaki üç
öyküden bir senaryo
yapıldığını ve bir
öyküsünün ise Almancaya
çevrilerek yayımlandığını
belirtti.