25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 Doğan, w Antep için görüştüm' • GAZİANTEP (Cumhuriyet) — Cumhurbaşkanı Türgut özal tarafından iki kez kabul edilen Gaziantep'in SHP'li Anakent Belediye Başkanı Celal Doğan, "Gaziantep'e daha iyi hizmet için herkesle görüşebüeceğini" söyledi. Demokrasinin bir diyalog rejimi olduğunu vurgulayan Celal Doğan, "Artık hiç kimse diyalogsuz biı dünyada ve Türkiye'de yaşama şansı bulamaz" dedi. Görüşmelere yönelik eleştirileri değerlendiren Gaziantep Anakent Belediye Baskanı Celal Doğan, Erdal Inönü'nün bu konuda açıklamaları olduğunu belirterek şu görüse yer verdi: "Sayın Inönü 'Siz kamu görevlisisiniz, siyasi iktidarla ve devlet görevlileriyle görüşmenizi yapabilirsiniz. Bunda fayda vardır' der. Ben devleün bütün kademeleriyle Gaziantep için görüşürüm. Antep'e daha iyi hizmetin gelebilmesi için gitmişimdir. Bana hiç kimse 'niye Cumhurbaşkanı'na gidiyorsun' diye bir şey de söylemedi'.' ANAFaihtar veKHKlar • ANKARA (ANKA)— Anayasa Mahkemesi, yeni yıhn ilk günlerinde, ANAP'a ihtar verümesi yönündeki Cumhuriyet Başsavcıhğı'nın istemini ve 425 sayılı olağanüstü hal kararnamesinin iptalini ele alacak. Yüksek mahkeme 8 ocak salı günü, Çorum'un Osmancık ilçesinde dolandırıcıuk suçundan sabıkah ve hüküm giyrniş bir yurttaşın parti üyesi yapılması ile ilgili olarak ANAP'a ihtar verilmesi istemini görüşecek. Cumhuriyet Bassavcılığı, Siyasi Partiler Yasası uyannca, parti üyesi olamayacak nitelikteki kişiyi üye olarak kaydeden ANAP'a ihtar verilmesini istemişti. Anayasa Mahkemesi, aynı gün SHP tarafından açılan, olağanüstü hal bölgesindeki anarşi ve terör olaylarımn önlenmesine yönelik kararnamenın iptali istemini de esastan görüşecek. Demokrasi vakfı • ANKARA Türk Demokrasi Vakfı'nca düzenlenen cumartesi konferanslanna ocak ayı boyunca Bülent Akarcah, Muzaffer Özdağ, Prof. Dr. Oral Sander ye Doç. Dr. Ihsan Sezal konuk olacaklar. lstanbul MİUetvekili ve TDV Başkanı Bülent Akarcalı, 5 ocaktaki yeni yüın ilk konferansında TBMM tnsan Haklan lnceleme Komisyonu'nun yetki, görev ve calışma ilkelerini ele alacak. 12 ocakta Türk Ocakları Hars Heyeti üyesi Muzaffer Özdağ, "Türk Dünyası ve Türk-Sovyet tlişkileri", 19 ocakta da AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Oral Sander, "Körfez Bunahmı ve Doğu Avrupa'daki Gelişmele'r Çerçevesinde Türk Dış Politikası" başhklı konferansı sunacak. Taşdelen başarıh • ANKARA (ANKA)— Çankaya Belediyesi'nce yaptınlan kamuoyu yoklamasmda Belediye Başkanı Doğan Taşdelen başarıh bulundu. Ankete göre SHP'li secmenin yüzde 73.2'si, DSP'Ü secmenin yüzde 44.8'i, ANAP'lı secmenin yüzde 39.3'ü Ankaralı belediye başkanlarını başarıh buluyor. Ankette, Çankayahlar en başarıh hizmet olarak çöp toplanılmasını gösterdiler. Çankaya Belediyesi'nce yaptınlan ankette bir genel seçim olduğunda Çankayahların yüzde 29.5'i SHP'ye, yüzde 8.8'i ANAP'a, yüzde 6.6'sı DSP'ye, yüzde 6.3'ü de DYP'ye oy vereceklerini bildirirken kararsızların oy oranı yüzde 26'yı, görüş bildirmeyenlerin oranı ise yüzde 16'yı buluyor. 1990'da 3 parti kuruldu, 6parlamenter öldü Knmünistler tabela astıTBKP reşmen kuruldu. SHP'den ihraç edilen 7 milletvekili, istifa eden 4 parlamenterle birlikte HEP'i kurdular. ANAP'tan istifa eden Dalan, DMP'yi kurdu. İki mini seçim yaşandı. ANAP yüzde 37.6 oranında oy topladı. SHP'de Baykal başkanlık seçimini kaybetti. Ana muhalefet partisi SHP bir yıl içinde iki kez olağanüstü kurultay toplarken, DYP üçüncü olağan kongresini yaptı. 5 milletvekili partisinden istifa edefken,' iki eski SHP'li de partilerine geri döndü. Yıhn sonuna doğru en çok Kontrgerilla konuşuldu. İç Politika Servisi — 1990 yı- lında gündemden inmeyen ko- nu "erken genel seçim" oldu. Bunu sağlamak için ortaya atı- lan "sine-i mUlet" tartışmaları, uzunca bir süre tartışüdı. Çok partili siyasal yaşamımızda ilk kezadında "komünist" sözcü- ğü bulunan bir parti kuruldu. Aynca biri "hülle" amaçh üç yeni parti daha siyaset yaşarnı- na girdi. Ana muhalefet partisi SHP, bir yıl içinde iki kez olağanüstü kurultay toplarken DYP üçün- cü olağan kongresini yaptı. Si- yasi yaşamın önemli olayları arasında 3 haziran ve 19 ağus- tosta yapılan yerel ara seçimler de yer aldı. Aynca ltalya'da or- taya çıkan "Gtadio" örgütünün Türkiye'deki adıyla "Konrrge- riHa'" en çok tartışılan konular- dan biri oldu. TBMM'de ise 5 milletvekili partilerinden istifa etti. İki eski SHP'li de partile- rine* geri döndü. Bu arada 4'ü trafık kazasında, 6 parlamenter de hayatmı kaybetti. 26 Mart 1989 yerel seçimle- rinden sonra muhalefet partile- rinin başlattığı "erken seçim" istekleri, 1990 boyunca da de- vam etti. Erken seçimi zorlama yöntemi olarak DYP lideri Sü- teyman Demirel'in aralık ayı ba- şında yeniden ortaya attığı "sine-i millet"e dönme çağnsı günlerce tartışıldı. Hatta bu bağlamda erken seçim konusun- da SHP-DYP "ortak oareket ' kararı ve "toplumsal mııhale- fef'in oluşturulması girişimleri, konunun 1991' de de gündemde kalacağım ortaya koydu. Yeni partiier Geçen yıhn ilk yansında üç yeni siyasi parti kuruldu. Bun- lardan birini 900 gün tutuklu olarak yargüandıktan sonra ni- san ayı sonunda tahliye edilen Nitaat Sargın ve Haydar Kutln'- nun TBKP'si oluşturdu. Adın- da li komünist" sözcüğü yer alan bir siyasi parti Türkiye Bir- leşik Komünist Partisi 4 Mayıs 1990 günü resmen kuruldu. Bundan üç gün sonra da Paris'- teki "Kiirt Konferansı"na katıl- dıklan gerekçesiyle SHP'den ih- raç edilen 7 milletvekili ile bu partiden istifa eden diğer 4 par- lamenterin öncülüğünde Halkın Emek Partisi kuruldu. Partinin genel başkanlığına Fehmi lşık- lar, genel sekreterüğine de İbra- him Aksoy geıirildi. 17 Mayıs 1990'da ise ANAP'- tan istifa eden eski lstanbul Bu- yükşehir Belediye Başkanı Bed- rettin Dalan, Demokrat Merkez Parti (DMP)'yi kurdu. DMP kurucuları arasında ANAP'tan istifa eden milletvekillerinden Doğancan Akyürek ve Tınaz Ti- tiz de yer aldî. Türkiye 1990'da iki ayrı "mi- ni" seçim yaşadı. 3 haziran ve 19 ağustos yerel seçimleri. Ha- ziranın ilk haftasında 50 yeni belde ve bir ilçede yapılan se- çimleri ANAP kazarurken, yüz- de 37.6 oranında oy topladı. Se- çim yapılan yerlerin 29'unu ANAP, ll'ini SHP ve 5'ini de DYP aldı. RP 4, MÇP ise 1 bel- dede seçimi kazandı. Ağustos- ta 13 yeni ilçe ve 1 beldedeki se- çimlerden de ANAP kazançh cıktı. Belediye başkanlıklannm ll'ini iktidar partisi kazarurken, SHP 2, DYP de 1 yerde seçimi alabüdi. Bu seçimlerde partile- rin en çok üzerinde durduğu İs- tanbul'un Bayrampaşa belediye başkanlığım ise DSP kazandı. Ankara'nın yeni ilçesi Etımes- gut'ta da ANAP çok az farkla MÇP'yi geçerek belediye baş- kanhgmı elde etti. 19 ağustos se- çimleri, ana muhalefet partisi SHP içinde Genel Başkan Erdal Inönü ile Genel Sekreter Deniz Baykal arasındaki "nesaplaş- ma" ve partinin değişimini sağ- layacak olağanüstü kurultayın başlangıç noktasını da olustur- du. Kongreler 1990 yüı başında "Tüzok Ku- rultayı"nı yapacak olan SHP parti içi muhalefetin de zorlan- masıyla 29 ocakta seçimli olağa- nüstü kurultayı topladı. Bu ku- rultayda parti yönetim organla- rında kadınlara yüzde 25 kota tanıyan tüzük degişikliği yapıl- dı. Yeniden oluşturulan parti meclisinde ise Genel Sekreter Deniz Baykal, bir önceki yöne- time oranla daha güçlü çıktı. 19 ağustostaki seçimler ise (özeUikle Bayrampaşa seciminin DSP'ye kaptmlması) SHP içe- risinde Genel Başkan Inönü ile Genel Sekreter Baykal arasında-' ki sürtüşmeyi alevlendirdi ve Inönü olağanüstü kurultay iste- di. Inönü bu çağrısının yanı sı- ra "partideki iki başldığa son vermek için" Baykal' ın da ge- nel başkanlığa aday olması öne- risinde bulundu. Baykal, kong- re takviminin başlangıa sırasın- da "aday olmayacağını" açık- lamasına karşın, örgütün baskı- sıyla genel başkanlık yanşmda tnönü'nün karşısında yer aldı. 29 eylülde toplanan olağanüstü kurultayda da tnönü toplam 965 delegeden 504'ünün oyunu Özai'ın Ankara turuCumhurbaşkanı Turgut Özal, dün öğleden sonra Anafartalar Caddesi'ndeki baz işyerlerini ve Perakendeci Hali'ni gezdi. Cumhurbaşkanı Turgut özal, saat 15.00 sıralannda kendi kullandığı BMW marka otomobü ile Çankaya Köşkü'nden Ulus Anafartalar Caddesi'ne geldi. Cumhurbaşkanı, burada otomobilden inerek işyerlerini gezdi, vatandaş ve esnafla sohbet etti. Anafartalar Caddesi'nde kuyumcu dukkânlannı da gezen Cumhurbaşkanı Özal, bir çikolata mağazasında ikram edilen çikolatayı yedi. Irak'tan kaçarak Türkiye*ye gelen Suphi Abdal Hasan adlı bir kişi, Cumhurbaşkanı'ndan Danimarka'da bulunan ağabeyinin yanına gitmek için yardım istedi. özal da danışmanı Hüseyin Aksoy'a talimat vererek, gereken kolayhğın gösterihnesini istedi. Perakendeci Hali'ndeki baharatçılan da gezen Cumhurbaşkanı Özal, meyve fıyatları hakkında bilgi aldı. Daha sonra mandıralan gezen Özal, yine kendi kullandığı BMW marka otomobil ile halden aynldı. (Fotoğraf: AA) 1991'E GİRERKEN YÜKSEK YARGI ANAP'ınoperasyonlarıdeflediği bir diğer yüksek yargı kemesi'ne bugüne kadar 3 asil, organı da Anayasa Mahkemesi 2 yedek üye seçti. Ancak seçtiği oldu. Çıkanlan yasa ve KHK'ler için verdiği iptal kararları üe ANAP'ın ve hükümetin tepkile- rini üzerinde toplayan Anayasa Mahkemesi'ndeki dengelerin de- ğişürilmesi amaçlandı. Bu ama- cın gerçekleştirilmesinde anaya- sa ile bu konuda Cumhurbaşka- nı'na tanınan yetkilerin kullanı- mı etkili oldu. GösteTİlen üç aday arasından tercih yapma yetkisi tanınan Cumhurbaşkanı üyelerden Lemi Özatakan 9 ay kadar gorev yaptıktan sonra yaş haddinden emekli oldu. Halen, seçtiği asil üyeler Yavuz Nazar- oğlu, Güven Dinçer, Haşim Kı- lıç ve yedek üye Samia Akbnlut görev yapıyorlar. Özal, 91'de de iki üye daha seçecek. Başkan Necdet Darıcıoğlu'nun yerine Askeri Yargıtay, yedek üye Oğuz Akdoğanlı'nm yerine de Yargı- tay'dan gösterilecek üçer aday TURAN Y1LMAZ ANKARA — Geride bıraktı- ğımız 1990 yıh, denetleme ve yargı organlarında gerçekleştir- diğı "seri operasyonlar"la geçen bir yıl oldu. ANAP önce, TBMM adına devlet harcamala- nnı denetleyen Sâyıştay'ı hedef- ledi, ardından da buna bağlı olarak Anayasa Mahkemesi'n- deki dengeleri değiştirmeyi amaçlayan atamalara yöneldi. Sonuçta, "tarikalcı" olduğu öne sürülen bir Sayıştay üyesi Ana- yasa Mahkemesi'ne, Başkanlık Müsteşar Yardımcısı da Danış- tay'a üye yapıldı. ANAP'ın yıl içinde yüksek yargıya yönelik gerçekleştirdiği en etkin "operasyon" Sayıştay- da oldu. ANAP, 5 yıl önce yap- tığı operasyonun benzerini uy- gulayarak, Sayıştay Genel Kunı- lu'ndaki dengeleri tümüyle ken- . dinden yana çevirdi. Sayıştay'da kullanılarak Anayasa Mahkemesi ndekı bulunan boş üyeükiere ANAP dengelerin değiştirilmesine çalışıldı. milletvekiUerinin çoğunlukta bulunduğu TBMM Plan ve Büt- çe Komisyonu'nda atama yapıl- masını amaçlayan bu operasyon sonucu, 58 üyeli Sayıştay Genel Kurulu'na 28 üye bu gündemle seçilmiş oldu. Bu sayı, halen boş bulunan 4 üyelik ile ocak ayın- da emekli olacak bir üyenin ye- rine yapılacak 5 üye seçimiyle daha da artacak. ÇUnkü, bu üyeleri ANAP oyları ile seçilen üyelerin çoğunlukta bulunduğu Sayıştay Genel Kurulu belirleye- cek. ANAP, önce TBMM adına devlet harcamalarını denetleyen Sâyıştay'ı hedefledi. 5 yıl önce yaptığı operasyonun benzerini gerçekleşürerek Sayıştay Genel Kurulu'nda kendilerince doğrudan seçilen üyeleri çoğunluk haline getirdi. ANAP'ın buna bağlı ikinci operasyonu ise Anayasa Mahkemesi'nde gerçekleşti. Cumhurbaşkanınm yetkileri de Özai, bu tercıhinı BaşDakan Yıl- dınm Akbulut'un eşi Samia Ak- bulut ile ANAP oyları ile şekil- lenen Sayıştay Genel Kuru- lu'nca seçilen ve hakkında "tarikatçılık"savlan bulunan Haşim Kılıç için kullanmaktan çekinmedi. Bu her iki üyenin de kendi kurumlannın genel kurul- larından en az oyu alan adaylar olmalan dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Özal, görev yaptığı yaklaşık bir yıl içinde bu yetkisini 5 kez kullandı. Cum- ANAP'ın ağırlıklı olarak he- hurbaşkanı Özal, Anayasa Mah- arasından tercih yapacak olan Özal, Cumhurbaşkanı olarak görev yapacağı süre boyunca Anayasa Mahkemesi'ne 7 üye daha seçecek, böylece 11 asil, 4 yedek, toplam 15 üyeden oluşan Anayasa Mahkemesi'ne seçtiği üyelerin sayısı ll'e yükselecek. Cumhurbaşkanı Özal, 92'de Servet Tüzün, Yavuz Nazarog- lu ve Erol Cansel'in, 93'te Mus- Ufa Şahin'in, 95'te Mustafa Gö- nül, 97'de de thsan Pekel ile Vıl- maz Aliefendioglu'nun yerleri- ne üye seçimi yapacak. tktidann, diğer yargı organla- nna yönelik operasyonlannın da olduğu öne sürülüyor. ÖzeUik- le, Yargıtay'a seçilen yeni üyeleT- de bu etkinin hissedildiği belir- tilirken Yargıtay'a yeni daireler açılarak, bu daireler için yeni üyeler yardımıyla ^rgıtay Genel Kurulu'ndaki dengelerin değiş- tirilmesinin amaçlandığı savu- nuldu. Halen 25 olan daire sa- yısınm daha da arttırüması, hü- kümetin gündeminde bulunu- yor. Bunun yanında, Danıştay'a doğrudan Cumhurbaşkanı'nca üye atanabilmesi konusunda anayasa ile verilen yetki de yıl içinde kullanıldı. Özal iki üyeyi doğrudan Danıştay'a seçti. Bun- lardan Başbakanlık Müsteşar Yardımcdığı görevini yürütürken Danıştay'a üye yapılan Muam- mer Oytan dikkatleri üzerinde topladı. Oytan'ın, "lüzum-u muhakeme" kararlanmn ele alındığı Damştay 2. Dairesi'nde görev alması, göreve başladıktan kısa süre sonra önüne gelen, Ça- nakkale Belediye Başkanı tsmail Özay'ın özal'a hakaret ettiği yö- nündeki ısrarlı tutumu da ilgi çekti. Bu arada, ANAP'ın Anayasa Mahkemesi üyelerinin doğrudan "milletin seçtiklerince seçilmesi gerektigi" şeklindeki önerisi de dikkat çekti. ANAP lzmir Mil- letvekili Kemal Karhan taraftn- dan TBMM Genel Kurulu'nda ortaya atılan bu öneri ile Ana- yasa Mahkemesi'nden "yüce divan" çıkarılması da istendi. olarak yeniden genel başkan se- çüdi. Baykal ise 405 oy alabil- di. SHP'de seçilen PM de Inö- nü'nün istekleri doğrultusunda oluştu. Ardından yapılan görev bölümünde ise Hikmet Çetin parti genel sekreterliğine getiril- di. Parlamentodaki diğer muha- lefet partisi DYP de 1990'da üçüncü büyük kongresini topla- dı. DYP kongresi, eski Genel Başkan Hüsamettin Cindonık'- un ortaya atıığı "yeni çizgi" ve "vürin degişiklifi" tartışmala- n ışığı altında 24-25 kasım tarih- lerinde Ankara'da yapıldı. Sü- leyman Demirel, rakipsiz yeni- den genel başkan seçüirken, DYP Genel Idare Kurulu'nda yeni isimler yer aldı. Dışişleri es- ki bakanlanndan DYP'Û thsan Sabri Çaglavangil, kongrede "aktif politik yaşammı" nokta- ladığını açıkladı. Yapılan seçim- lerde ise Demirel'in yalun çalış- ma arkadaşlanndan Sadettin Bilgiç, Esat Kıraüıoglu, Nahit Menteşe ve tsmet Sezgin gibi isimler yönetime giremedüer. Bunun yanı sıra DYP merkez yönetimine eski Odalar ve Bor- salar Birliği Başkanı Ersin Fa- ralyalı ile Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Tan- sn Çiiler getirildi. Öte yandan solda yeni bir parti kurma girişimleri de neı- lik kazandı. SHP ve DSP dışm- daki sol gruplar "Sosyalistlerin Birlik Partisi" adı altında yeni bir parti kurma çalışmalannı başlattılar. Bu çahşmalarda TBKP'liler ban SDP'ülerle ken- dini fesheden TSlP'liler ortak hareket karan aldılar. Parti kur- ma çalışmalannda ise SHP'den istifa eden milletvekilleri, Kemal Anadol, Hüsnü Okçuoğlu, Kâ- mil Ateşoğulları ile Ekin Dik- men de "girişimci komite"de görev aldılar. Partileşme süre- cinde ilk kurultay 23 haziranda toplandıktan sonra 24-25 ka- svmda Ankara'da bir araya ge- len girişimciler, partinin 1991 ocak ayı içerisinde kurulmasmı kararlaştırdılar. Bu arada RP de 7 ekim günü 3. olağan büyük kongresini yap- tı. RP'de Necmetün Erbakan yeniden genel başkanlığa seçil- dû KontrgeriHa 1990'ın son aylannda iç po- litikada en çok tartışılan konu- lardan biri de "Kontrgerilla" oldu. Ekim ayı başında ltalya'- da ortaya çıkan NATO bünye- sindeki gizli örgüt "Gladio"nun Türkiye'de bulunup bulunmadı- ğı tartişmalan yetkiülerin açık- lamalanyla 1970'li yıllara kadar dayandınldı. NATO'ya bağh olarak Türkiye'de de Türk Si- lahlı Kuvvetler bünyesinde yer alan "özel Harp Dairesi"nin "ne iş yaptığı" sorulan "Kontr- gerilla" tartışmalarını da alev- lendirdi. Türkiye'de "Kontrge- rilla"nın baz» olaylarda kulla- nıldığı iddiaları, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel ile DSP Genel Başkanı Bülent Ece- vit'i karşı karşıya getirdi. Demirel ve Ecevit, 12 Eylül öncesi başbakanlık dönemlerin- de böyle bir örgütün varhğı ve yokluğu üzerinde birbirlerini suçladılar. Ecevit, "Kontrgeril- la"nın varhğı konusunda kesin bir ifade kullanmazken, bazı şüphelerini dile getirdi. Demirel ise kendi başbakanlığı dönemin- de söz konusu örgütün anılan olaylara kanşmadığını, bu iddi- alarla ilgili gerekli araştvrmarun yapılmasını istedi. Ardından "Kontrgerilla"nın araştınlma- sı TBMM gündemine getirildi. Önergenin görüşülmesi gün- demdeki diğer konulardan son- ra ele alınacak. Geçen yıl TBMM'deki 5 mil- letvekili partilerinden istifa et- tiler. Bunlardan Doğancan Ak- yürek, Tınaz Titiz, Veysel Ata- soy, Erkan Kemaloğlu iktidar partisinden, Hüseyin Özalp da DYP'den ayrıldı. Daha önce SHP'den istifa eden Tevfik Ko- cak ve Mehmel Kahraman par- tilerine döndüler. Bu arada ANAP'tan aynlan Veysel Ata- soy ve arkadaşlan Servet Hacı- paşaoğlu, Nabi Sabuncu, tlyas Aktaş, Nurhan Tekinel ile Akın Gönen 14 kasımda Demokratik Mücadele Partisi'ni kurdular. Bu parti aralık ayı başında ken- disini feshederek DYP'ye katıl- dı. Böylece DYP'nin parlamen- todaki üye sayısı 60'a yükseldi. Yıhn son günlerinde SHP kö- kenli HEP lstanbul Milletveki- li Kenan Sönmez, parlamento üyeliğinden önce istifa etti. Bir hafta sonra da istifasını geri al- dı. 1990 yüı içinde 6 parlamenter hayatını kaybetti. Bunlardan ANAP'lı Mebmet Aydın, Kam- ran Karaman. Mehmet Özalp ile DYP'H Zekeriya Bahçeci tra- fik kazası, ANAP'lı Arif Ağa- oglu ile Zeynel Aslan da geçir- dikleri kalp krizi sonucu öldü- ler. CUNEYT ARCAYUREK YAZ1Y0R Etkin Mücadelenin İlk Aşaması Başlarken ANKARA — Başbakan "İkinci cephe açma düşüncesin- de değiliz" diyor. Sade vatandaştan siyasetçiye kadar her- kesin kaiastnda berraklaşan soru aynı: "Acaba?" Halkımız yeni yıla yöneticısine. yönetimine güven duyma- dan giriyor. Halk güven duygusundan nasıl yoksun otma- sın? Yalanın bini bir paraya. Hemen her gün örneklerini oku- ya okuya başı dönmüş insanlann. Örneğin, dün "1991'de erken seçime giderek TÖ'nün bir sürpriz yapacağmdan" söz ediliyordu. Sanki bir koro ku- rulmuştu. İktidarından muhalefetteki partılere kadar her ke- simden aynı türkü yükseliyor, 1991'de erken seçime gidi- leceği öne sürülüyordu. Hasan Celal Güzel'e göre bu yıl sandık kaçınılmazdı. Ül- ke "40 derece atesle bir yıl daha" geçiremezdi. Öyleyse TÖ seçim kararı alacaktı. Oysa seçim kararını Meclis'in, kuşkusuz önce ANAP gru- bunun alması yasal zorunluktu. Kavramlar, kurumlar, ku- rallar TÖ sayesinde ANAP iktidarında öylesine yitip gitmiş- ti ki terse_ işleyen mekanizmanın başmimarı partisiz ve ta- rafsız TÖ, seçime karar verecek, seçim kararı sonra TBMM'den çıkacaktı. Ne hükümet ne parti ne de Meclis grubu... Hepsi tatara titiri, titiri tataraydı. Insaf etsinler. Bu koşullarda halkımız yeni yıla yöneticisine, yönetime güven duvarak nasıl girebilirdi? Üstelik başkentte, büyük kentlerde pek fark edilmeyen ıstıraplar başka bolgelerde yaşanıyor. Tabii TÖ, özellikte gü- ney sınırında yaşayan insanlann çektiklerinden "bihaber". Gezip dolaştığı Kızı- lay'da, Kavaklıdere'de «. ". '...' ..' . ^^. tüketım hummasına Ne nuKumet ne parti kapılmışkeselerineöz- ne Cte MOCİİS OrubU... S ^ t f t S S "e Psi f 2ta îa f T>titiri mutlak anlamda mü- tataraydl. kemmel, insanlann ke- etSİnler. Bu kOSUİS na1ntnTor UOldükları ' halkımız yeni yıla DYP Hdeh Demirei, yöneticisine, yönetime i" ye- güven duyacak nasıl "adamlargöndermiş". DaŞKentte, DUyUK D söyieşımizde kentlerde pek fark ^£SS ^ t o ısbraplar ldiki tarafı askerle kuşa- tılmış. Güney'de Irak- yaŞQMyOr. lı, kendi topraklarında askerlerimiz... Bunal- mış, başka yörelere kaçıyordu! Kızılay'la Kavaklıdere'de alışveriş trafiğini iziedikten sonra Silopi ve Cizre'deki vahşi yaşam ne umuoına? Yılbaşı ko- nuşmasını okumak için TRT'ye koşuyor. Elbette ülkeyi sa- vaşın kıyısına getirdigini kanıtlayan tek satır yok. Fakat baş- ka "bir şey" var, hem de büyük bir sav. Konuşmanın genelinden çıkan anlam şöyte: Birleşmiş Mil- letler'den Körfez'le ilgili örneğin çıkan 12 kararın kökenin- de Türkiye'nin (tabii TÖ'nün) kararlı siyaseti yatıyormuş. Breh, breh! Akbulut'ta övünü kervanından payını alıyor. Son on yıl var ya, pırlanta yıllarmış, öyle diyor. "Pırlanta yıllarda" grevter dalga dalga, halk ıstırap içinde. Demek ki hepsi palavra. Demirel dün "Önüne gelen para istiyor" diyor ve örnek- liyordu: "Bir gün önce telefon çaldı. Adam Giresun'dan gel- miş. İş bulamamış, aç ve yol parası yok." Hükümetşe 3 ocak işçi eylemini yasadışı ilan edebilmek için Kamu İşverenleri Sendikası'nı harekete geçirip dün mahkemeye gidiyordu. Ne var ki 3 ocak eyleminin başanya ulaşması kesinlikle zorunlu. 4 ocakta madencilerin yürüyüşü gerçekleştirmesi zorunlu. Altını çizerek belirtelim, "bu hareketler zorunlu"... Çünkü, Türk-İş Başkarfı'nın söylediği gibi bugünlerde, "suskun çevrelerin duygularına tercüman olacak etkin mücadelenin" ilk aşaması gerçekleşecek. BAKAIVDAN ^TEROR DOKUMU^ Aksu: 1990'da 313 terörist öldürüldü Bakan Aksu, aynca 22'si yaralı, 73'ü sağ ve 85'i de kendiliğinden teslim olmak üzere geçen yıl ele geçirilen terörist sayısının 493'e yükseldiğini söyledi. ANKARA (AA)— lcişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, 1990 yıhnda 313 bölücü örgüt üyesinin ölü olarak ele geçiril- diğini söyledi. Aksu, siyasi su- ikastlan aydınlatmak amacıy- la çahşmaların sürdüğünü bildirdi. İçışleri Bakanı Abdülkadir Aksu, 1990 yıhnın bir değer- lendırmesini yaparak "Birkaç ilimizde cereyan eden ve dışa- ndan desteklenen Marksist- Leninist nitelikli çırpınışlar ve nokta hedeflerine yapılan terö- rist saldınlar hariç tutulursa, emniyet ve asayişiD sağlanması açısından 1990 yüı buzurlu bir dönem olmuştur" dedi. "Bölücü terör" olaylannda geçen yıhn bir dönüm noktası olduğunu ve 1991 yılında böl- gedeki terörün mesele olmak- tan çıkacağıru kaydeden Içişle- ri Bakanı Aksu şunlan söyledi: "1989 yılında Olağanüstü Hal Bölgesi'nde toplam 312 te- rörist ele geçirilmişken 1990 yı- lında sadece ölü olarak ele ge- çirilen terörist sayısı 313'tür. Avrıca 22'si yaralı, 73'ü saf ve 85'i kendiliğinden teslim ol- mak üzere 1990 yılında ele ge- çirilen terörist toplamı 493'e yükselmiştir. 1990 vılında ele geçirilen uzun namlulu silah sayısı bir onceki >ıla göre yüz- de 30 artarak 593 e yükselmiş- tir." tçişleri Bakanı Aksu, önemli kişilere yönelik suikast olayla- rıyla ilgili uzman ekiplerin ça- lışmasmın devam ettiğini belir- terek sözlerini şöyle sürdürdü: "Kabulienmek gerekir ki anarşi *ve terör meselesi basit bir zabıta olayı değildir. Dev- lete karşı gelme olayidır. Bn yüzden de devletin bütün or- ganlannın ortak sorunüulagu altındadır. Yasama, yürutme ve yargı organlanmn, iktida- rıyla, muhalefetiyle bütün si- yasi partOerin, ögrencisi, öğret- meni, profesöıü ve idarecisiy- le bütün egitim kurumlannın, işçisi, işvereni, esnaf ı ve ciftçi- siyle bütün tophım kesimleri- nin, özeüe milletin bütün fert- lerinin üzeriade düşen görev \ardır." Geçenyü2il, 135Uçevel8O köy kurulduğunu beurten Ak- su, mahalli idarelerin yülık ge- lirlerinin yüzde 72.3 oranında arttırılarak 10 trilyona ulaştı- nldığını söyledi. Sivil savunma alanındaki hizmetin de hızla arttığuu ifa- de eden İçişleri Bakanı Aksu, geçen yıl 83 bin 497 kişinin bu amaçla eğitimden geçirildiğini bildirdi. Körfez kriziyle birlikte Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki 6 il merkezinde elektronik siren sistemi kurul- duğunu hatırlatan Aksu, ayn- ca ihtiyaç dolayısıyla gaz mas- kesi, kimyasal silahlara karşı koruyucu elbise ve ilaçlarla muhabere araçlan almdığuu kaydetti. Nüfus ve vatandaş,hk hiz- metleriyle ilgili proje kapsa- mında, 26 milyon vatandaşın şahsi hal bilgilerinin bilgisaya- ra kaydedildiğini bildiren Ak- su, Bulgaristan'dan göçe zor- lananlardan, 82 bin 536 kişinin vatandaşhk işlemlerinin ta- mamlandıgını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle