Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 1 OCAK 1991
Demirel
"kutlanuT
şampiyonu
• ANKARA (ANKA)—
DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel, bu yıl
da 200 bine yakın yılbaşı
kartı göndererek "kart
gönderme şampiyonu"
oldu. DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel,
milletvekilleri, parti
yöneticileri, partili belediye
başkanları, meslek örgütü
temsilcileri ve muhtarlara
ycni yıllannı kutlamak
üzere 200 bin kadar kart
gönderdi. Başbakan
Yıldınm Akbulut da
milletvekilleri, partili
belediye başkanları ve
bürokratlar başta olmak
üzere yaklaşık 150 bin
kişiye yılbaşı kartı
gönderdi. SHP Genel
Başkanı Erdal Inönü de 75
bine yakın kart göndererek
TBMM'de grubu bulunan
partilerin liderleri arasında
sonuncu sıraya yerleşti.
ÇGD'den 90'ın
yorumu
• ANKARA (ANKA) —
Çağdaş Gazeteciler Derneği
(ÇGD) Genel Başkanı
Mustafa Ekmekçi, 1990
yüını Türkiye'de
antidemokratik
uygulamaların ve savaş
çığırtkanlığının 'tek adam'
iktidanru sürdürmenin
temel ekseni haline geldiği
'kapkara bir yıl' olarak
değerlendirdi. Ekmekçi,
"1990'da da düşünceyi
açtklamak, suçlann en
tehlikelisi olmaya devam
etti" dedi. ÇGD Genel
Başkanı Mustafa Ekmekçi,
düzenlediği basın
toplantısında düşünce ve
basın özgür]üğünü
kısıtlayan 150'yi aşkın
yasada hiçbir değişiklik
yapılmadığını, ama bunun
yanı sıra "SS
kararnameleri"yle basının
birinci derecede baskı altına
alındığını söyledi. Ekmekçi,
1990 yılında tekelleşmeye
karşı hiçbir önlem
getirilmediğini, TKPnin
çağdaş yayıncıhk
konusunda yine sınıfta
kaldığını belirtti. 1990
yılının kapkara bir yıl
olarak geçtiğini, ancak her
şeye rağmen 1991 yılından
umutlu olduklarını ifade
eden Ekmekçi, anayasanın
değiştirilmesi, düşünce
suçlularının salıverilmesi,
işkencenin ortadan
kaldırılması ve iş
güvencesinin sağlanması
yolundaki mücadelelerinin
1991 yılında da devam
edeceğini belirtti.
Türkeş:
4
Eşit ve
adil seçim'
• ANKARA (AA)— MÇP
Genel Başkanı Alparslan
Türkeş, demokratik,
parlamenter, çoğulcu
sistemin yerleşebilmesi için
12 Eylül sonrasında
getirilen mevzuatuı süratle
değiştirilerek, anayasanın
da emri olan "eşit ve adil"
şartlarda bir seçime
gidilmesi gerektiğini
söyledi. Türkeş yeni yıl
dolayısıyla yayımladığı
mesajda, 1990 yılında
Türkiye'de ekonomik
açıdan sıkıntıh günler
yaşandığını, başdöndürücü
fiyat artışları, yüksek faiz
ve enflasyonun halkı
"perişan" ettiğini kaydetti.
Türkeş, giderileme>
r
en
problemlerin, ülke
gündeminde bulunan
konuların, bütün ağırhğı ile
1991'e devredildiğini söyledi.
Bedük'Banş
içinde bir yıT
• ANKARA (ANKA)—
Ankara Valisi Saffet Ankan
Bedük, Körfez krizi
nedeniyle Türkiye'nin
konumunu istismar
• edebilecek "fitne unsurlara"
karşı Ankaralıları uyardı.
Saffet Arıkan Bedük
yayımladığı yeni yıl
m«ajında, 1991 yılının
Ttrkiye ve dünya için
"Gerçek bir banş ortamı ve
nutluluk getirmesini"
isedi. 1990 yılında
Aıkara'mn önamli
honetlerin verildiği,
yaunmların yapıldığı
ilkrden biri olduğunu
kydeden Bedük, özellikle
çere sorunları ve hava
krliliğini önlemek için
yapılan çalışmalann yeni
yıila hızla sürdürüleceği
bidirildi. Bedük,
Aıkarablann yeni yılı da
faızur ve güven içinde
gçirmeleri için her türlü
driemin alınacağını
bydetti.
Liderlerin yeniyıl demeçlerinde ağırlık noktası Körfez kriziydi
Mesajlarda savaş var!Özal Körfez Inönü Ülke Demirel Ecevit Gerçek
krizinin Türkiye'nin yönetimini elinde Bölgemizde savaşın demokrasinin
lehine sonuçlan tutanlar savaşı dumanlan çıkıyor. bulunduğu bir
olacağını kuvvetle özendirici demeçler Ülkeyi savaşın ülkeyi tek bir adam
tahmin ediyorum. veriyorlar. eşiğine getirdiler. savaşa sürükleyemez.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)— Liderlerin yeni yıl me-
sajlannda ağırlığı Körfez krizi ve
savaş olasılığı oluşturdu. Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal, Tür-
kiye'nin barıştan yana herkesin
yanında, ama banşı bozabilecek
her hareketin de karşısmda ol-
duğunu belirterek "Körfez kri-
zinin Türkiye lehine sonuçlan
olacagını çok kuvvetle tahmin
ediyorum" dedi. SHP Genel
Başkanı Erdal toonii yeni yıl
mesajında tüm siyasi partilere,
örgütlere, basına ve halka "ele-
le genel seçime" çağnsı yapar-
ken ülkenin bir savaşın eşiğinde
olduğuna dikkat çekti. tnönü
yılbaşım geçirmek üzere gittiği
Bolu'da da Cumhuriyet muha-
birine 3 ocakta kanh olaylar ya-
şanabileceğini söyledi. DYP Ge-
nel Başkanı Süleyman Demirel
1991 için "istikrar, seçim ve se-
çim sonrası aydmlık bir devir"
beklediğini söyleyerek savaşa ke-
sinlikle karşı olduklarını belirt-
ti. DSP Genel Başkanı Biilent
Ecevit de insanlığm 90'a barış
umutlanyla girdiğini, 91'e ise sa-
vaş bulutlarıyla girmekte oldu-
ğunu belirterek 91'de savaş bu-
lutlarının dağılmasını diledi.
Özal'ın mesajı
ğünü, kalkındıgını, geliştiğini,
sanayi, tanm ve ticarette çok
olumlu günlerin yaşandığını id-
dia eden Özal, "1991'de ekono-
mimizdeki bu olumlu beklenü-
ler bize mutlu bir yıl nut
etmektedir" dedi.
"Körfez krizinin de Türkiye^
nin lehine sonuçlan olacagını
çok kuvvetle tahmin ediyorum"
diyen Cumhurbaşkanı, yeni yıl
mesajında Körfez kriziyle ilgili
olarak şunlan anlattı:
"Türkiye, jeopolitik yani siya-
si coğrafya açısından dünyanın
en hassas bölgelerinden birinde
yer fll
ri
fl^<s
"^'r Türkiye banştan
Türkiye'nin giderek büyüdü- vana herkesin yanında ama, ba-
nşı bozabilecek ber hareketin de
karşısındadır. Bu nedenle Türki-
ye Irak'm Kuveyt'i işgali ve ilha-
kı ile yaratılan fiili durumun
karşısmda tavır alan Uk ülkeler-
den olmuş, uluslararası bnkuk
kurallanna aykın bu davranış
karşısındaki kararlı tutumu di-
|er ülkelere de örnek olmuştur.
Türkiye'nin bu konudaki tutar-
ülıgı, karariılıgı ve haklüığı Bir-
lesnüş MUIeder tarihinde ük de-
fa bir konuda üst üste 12 karar
kabnl edilmesi ve Irak karşısın-
da kuvvetli bir ittifak olnşturul-
ması ile ispaüanmış bulunmak-
tadır. Öyle bir karariılık ve et-
kia dış politika sayesinde Irak-
I?»««i»T«c'#^Devlet Bakanı Mehmet Ya-
hj-cıyes t e M r v e
ts m e
, özarslan ue
lçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu yılbaşı tatillerini Krciyes'te ge-
çiriyorlar. Erciyes Kayakevi tesislerinde kalan bakanlar zaman-
lannın buyük bölümünü birlikte geçiriyorlar. Tatilleri sırasında
siyasetten uzak durmaya çalışan bakanlar, gazetecilerin siyasi ko-
nulardaki sorulannı da esprili yanıtlarla geçiştiriyoriar. Birbirle-
riyle de sık sık şakalaşan bakanlann oldukça neseli olduklan
dikkat çekiyor. Bu arada Devlet Bakanı Ismet Özarslan'ın, İçiş-
leri Bakanı Aksu'ya muzip bir şaka yapma istegini Mehmet Ya-
zar engelledi. Gazetecilere toplu poz verirken Özarslan, bir kar
kutlesini Bakan Aksu'nun kafasına vurmak istedi. Yazar'ın uya-
rısıyla Aksu son anda kendisini kurtardı. Fotografta, Özarslan,
kar kutlesini Aksu'nun başına vurmak üzereyken göriilüyor.
'Ikide bir ÖzaVı eleştirsin diye mi seçtik?'
Bakanlar Erdem'e kızdıtç Politika Servisi — TBMM Başkanı Ka-
ya Erdem'in uyarı niteliği taşıyan mesajı
ÂNAP'lı bakanlar tarafından eleştirildi.
Mesaj, Turizm Bakanı tlhan Aküzüm tara-
fından "Kaya Erdenı'i ikide bir cumburbas-
kanını eleştirsin diye mi seçtik" şeklinde yo-
rumlanırken, Sağlık Bakanı Halil Şıvgın,
"Banker krizi döneminde Sayın Özal. Er-
dem'i desteklemeseydi, o bugün bu nokta-
ya gelemezdi" şeklinde değerlendirildi. Ada-
let Bakanı Oltan Sungurlu ise mesajda yer
alan uyanları •'Kaya be> ne manada söyle-
miş bilmiyorum" şeklinde cevapladı.
Turizm Bakanı llhan Aküzüm TBMM
Başkanı Kaya Erdem'in mesajını eleştirir-
ken, gazetelerde yazılanları eğer Kaya Er-
dem söylemişse o sözlerin ANAP grubunu
bağlamayacağjnı belirterek şu görüşe yer
verdi: "Kaya Erdem'i ANAP seçti. Onu
cumhurbaşkanını ikide bir eleştirsin diye mi
seçtik? Parlamentonun saygınlığı, devam-
lıhgı açısından yaptığı hareket yanhştır. Par-
lamento 30 yd sonra hür iradesiyle bir cum-
hurbaşkanı seçmiştir. Siyasi partilerden ge-
len bir insan Türkiye'de cumhurbaşkanı se-
çilemeyecek mi? TBMM'nin seçtigi cum-
hurbaşkanını meclis başkanının ikide bir
gundeme getirraeye hakkı var mı?"
Sağhk Bakanı Halil Şıvgın da Kaya Er-
dem'in bu şekilde beyanlannı sürdürmesi
halinde ANAP grubunu artık arkasında
bulmayacağına dikkati çekti. Adalet Bakam
Ottan Sungıuiu Kaya Erdem'in genel bir de-
ğerlendirme yaptığını vurgulayarak şöyle
konuştu: "Henüz tamamını inceleme fırsa-
tım olmadı. Sadece gazetderin başlıklan-
na baktım. Ancak Kaya Bey sözlerini ne
manada soyiemiş bilmiyorum" ANAP
Grup Başkanvekili Yasin Bozkurt da Er-
dem'in mesajını "Genel prensipleri içeren
bir yıl mesajı" olarak niteleyerek "Belli ma-
kamlan tenkit amacı taşıyıp taşımadığını
Kaya Bey'in kendisine sormak gerekir. Eğer
gazetelerde yazıldıgı gibi tenkit amacı taşı-
yorsa katılmamız miimkün degil. Belli sı-
kıntılan varsa, gazetelerde öngörülen, yo-
nımlanan konulan siyasi parti grup başkan-
vekilleriyle görüşmek gerekir. Bence mesaj
genel temennileri ifade ediyor" dedi.
DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel,
Erdem'in mesajını "Olması gerekeni söyle-
yen Erdem olanı söylemiyor" şeklinde de-
ğerlendirerek şu açıklamaya yer verdi: "Şab-
lon tamam da olana bakalım Türkiye'de.
Mecüste crvaplaııınamış 60'a yakın sozlti so-
ru önergesi var. 50'ye yakın genel göriişme
önergesi görüşülmemis. Bütçesi fonlara da-
gılmış. Meclisin denetimi kaybolmuş. 'De-
mokrasiyi ima ediyorum, siz ne anlarsanız
anlayın' demek anlam taşımıyor ki. Neresi
demokrasi bunun? Halkın yüzde 80'i red-
detmiş, bu komiktir. TUrkiye öyle bir hale
gelmiş ki birisi demokratik hukuk devleti-
ni larif else. çok makbule geçiyor. Yalnız
ülkede hukuk devleti yok. Yargı üstüne bas-
kı var."
ANAP'A VE HÜKÜMETE MÜDAHALESİ SORUN OLDU
Özal'a tepki gîzlenmiyorBaşbakan Akbulut ve TBMM Başkanı Erdem
çevresinde toplanan ANAP'lılar ekip
oluşturdular. Artık Akbulut ve Erdem suskun
kalmıyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Cumhurbaşkanı Tur-
gut Ozal'ın hükümete ve parti-
ye müdahalesini giderek arttır-
ması, ANAP'ta tepki toplama-
ya başladı. Özal'ın cumhurbaş-
kanlığının ilk döneminde sus-
kun kalmayı yeğleyen Başbakan
Yıldınm Akbulut'un yanı sıra
TBMM Başkanı Kaya Erdem de
tepkilerini ortaya koyma yolu-
nu seçti. Akbulut'un çevresinde
özal'a tepki duyan ANAP'lılar
bir ekip oluşturdu.
özal'm icraatı tek elde topla-
masının yanı sıra parti içi poli-
tikalara da girmesine ilk tepki-
ler eski bakanlar ile eski TBMM
Başkanı Necmettin Karaduman
ve arkadaşlarından geldi. özal'a
cumhurbaşkanlığı seçiminde oy
vermeyen bu grup, ANAP için-
deki liberallerle birleşerek Me-
sut Yılmaz'ın yanında yerini al-
dı. TBMM Başkanı Kaya Er-
dem'in de ANAP içindeki genel
başkanlık mücadelesinde Mesut
Yılmaz'a daha yakın olduğu be-
lirtiliyor. Erdem, Yılmaz ve Ka-
raduman'ın etrafında toplanan
liberal eğilimli ANAP'lılar,
özal'ı, yetkilerini kullanış biçi-
mi ve başkanlık sistemine yöne-
lik istekleri nedeniyle sert bir bi-
çimde eleştiriyorlar. Bu eleştiri-
ler şu noktalarda toplanıyor:
• özal, cumhurbaşkanı seçil-
dikten sonra cumhurbaşkanının
yasal sorumsuzluk ilkesini poli-
tik müdahalelerine bir kılıf ola-
rak kullandı.
• Partiyle ilişkisini kesmesi
gerekirken tam tersine parti
içindeki mücadeleye müdahale
ederek taraf oldu. ANAP gru-
bu ve teşkilatı üzerinde etkinli-
ğini arttırarak surdürdü. Bu ne-
denle parti bağımsız politika
üretemez hale geldi.
• Özal partiyi gözeterek değil,
kendi çıkarları doğrultusunda
politikalar üretti.
Özal'a tepki duyan bazı
ANAP yöneticileri ve bakanlar
da Yıldırım Akbulut'un çevre-
sinde toplandılar. Akbulut'un
Körfez krizi nedeniyle Özal ile
ters düşmesi, Akbulut'un etra-
fında toplanan ANAP'lılann
sayısını çoğalttı. Akbulut'un
özel sohbetlerinde bir araya ge-
len bu milletvekilleri ve bakan-
ların özal'a yönelik eleştirileri
ise şöyle:
• Özal, Başbakan Akbulut'-
un inisiyatif kazanmasına ola-
nak vermedi. Akbulut'un ken-
di kadrosunu oluşturması ve
kendi damgasını vurabileceği
politikalar üretmesine özal en-
gel oldu. Bu nedenle Akbulut
ANAP genel başkanlık yanşın-
da zayıf kaldı.
• Özal hükümetin çözumle-
mesi gereken güncel sorunlara
da doğrudan müdahale ederek
Akbulut'u ve bakanları güç du-
rumda bıraktı. Kamuoyunda
ANAP'ın kredisinin düşmesine
neden oldu. Son olarak işçi so-
runlanna ve grevlere müdahale-
si ANAP'ı ve hükümeti yıprat-
tı. özal'ın grev ve işçilerin hak
arama mücadelesinde gösterdi-
ği sert tavır toplumsal muhale-
feti de sertleştirdi. Hükümet ile
işçi kesimini karşı karşıya
getirdi.
• özal dış politikada dışişle-
rini dışlayan kararjar aldı. Dış
politika konulan Özal tarafın-
dan siyasi malzeme haline ge-
tirildi.
• özal'ın ekonomiye müda-
halesi ekonomiden sorumlu ba-
kanları birbirine düşürdü. Ak-
bulut, ekonomik alandan tama-
men koptu.
• özal'ın ANAP'ın iç denge-
lerini elinde bulundunna isteği
partide büyük sorunlara yol aç-
tı. Genel başkanlık yarışında
Köşk önemli bir karar mercii ni-
teliği kazandı. Delege seçimleri-
ne kadar müdahale eden Özal'-
ın partili heyetleri sık sık kabul
etmesi sorunlara yol açtı. Genel
başkan adayları da gözlerini
Akbulut'a değil, Köşk'e çevir-
diler. Parti içinde çıkan sorun-
ları, tarafları tek tek Köşk'e ça-
ğırıp nasihat ederek yatıştırma
yolunu seçen Özal, grupların
eleştirilerini üzerinde topladı.
ın sonn nerede bitecegi belli ol-
mayan istilacı emeüeri frenlen-
miştir."
Türkiye'de insan haklan ala-
nında imzalanan sözleşmeleri
ammsatan ve bu yolda önemli
gelişmelerin sağlandığını kayde-
den özal, tartışma ortarmmn
korunması gerektiğini de belir-
terek "Milletçe el birliği, gönnl
biriigiyle hür düşünceyi, din ve
vicdan hürriyetini tam anlamıy-
la gerçekleştirmeliyiz. Tabulan
birer birer yıkmaya devam ede-
lim. Fikirlerin serbestçe tartısı-
labildigi düşünce ortamını, de-
mokrasiyi gözbebegimiz gibi
koruyaum" dedi.
İnönü'nün mesajı
SHP Genel Başkanı Erdal
tnönü, yeni yılda "bütün siyasi
partileri. kitie örgütlerini, bası-
nı ve halkı el ele vererek demok-
ratik yollardan iktidardan
kurtulmaya" çağırdı.
Inönü, yayımladığı yılbaşı
mesajında, ülkenin bir savaşın
eşiğinde olduğunu belirterek
"Ülke yönetimini elinde tutan-
lann savaşı özendiren demeçle-
ri, MecUs'in denetiminden kaçır-
dıklan maceracı davranışlan
sürdükçe bu tehlikeden
kurtulamayız" dedi. tnönü,
yeni yıl mesajında şu görüşlere
yer verdi:
"Laik Türkiye Cumhuriyeti'-
ne yönelik saldınlar gün geçtik-
çe hızını arttırmaktadır. Gazete-
ciler, bilim adamlan, düşünür-
ler, emekli insanlar hunharca öl-
dünılmektedir. .Hükümet ise
suçiulan bulmakta acz içinde, eli
kolu bağlı durmaktadır. Güney-
dogu'da bölücü güçlerin faali-
yetleri de bir türlü önlenememiş-
tir. Büyük kentlerimizde şiddet
olaylan artmakta, soygunlar
birbirini izlemektedir.
Bütün bunlann sorumlusu,
halktan kopmuş, tabanını yitir-
miş, muktedir olmayan ANAP
iktidan ve onun hükıimetidir.
Bu iktidardan kurtulmadıkça
hiçbir sonınun çözümlenemeye-
cegi, iilkeye huzur ve sükûnnn
gelmeyecegi meydandadır. Onun
içindir ki bütün siyasi partileri-
mizle, kitle örgütlerimizle, bası-
nımızla, halkımızla el ele vere-
rek demokratik yollardan bu ik-
tidardan kurtulmamız gerek-
mektedir. 1991 yılı içinde ger-
çekleşecek bir genel seçim yöne-
tim sorununu çözecek, halkın
iradesini yeniden iktidara ege-
men kJacak, bütün kaygıian gi-
derecek yollan açacakür.
Demirerin mesajı
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel, dün yayımladığı
yeni yıl mesajında, "Ülkemiz,
şahıs ve zümre hflkimiyetine
sürüklenmiştir" dedi. Demirel,
Türkiye'de demokratik rejimin
işlediğini bejirten Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal'ın sözleriyle il-
gili olarak, "Utanmadıktan
sonra buz gibi yasa derier" de-
di.
Demirel, dün genel merkezde
düzenlediği basın toplantısında,
Irak sınır bölgesinde yaşayan
halkın, kendisini korumasız his-
settiğini belirtti ve hükümetin
"Bir savaş anında korumasız
kalmayacakları yolunda güven-
ce vermesini" istedi. Silopi ve
Cizre'den gelen şikâyetler üzeri-
ne TBMM Grup Başkanvekili
Vefa Tanır başkanlığında bir he-
yetin bölgeye giderek inceleme-
ler yaptığını ve bir rapor hazır-
ladıklannı anlatan Demirel, dev-
letin bölgedeki savaş tehlikesine
karşı hazjrlık yaptığını söyledi.
"Devlet, güvenlik güçlerine
maske dağıtıyor. Halka bir şey
yok. Halk rahatsızlık içinde.
Halka, biyolojik ve kimyasal si-
lah kullanıldıgında korumasız
kalmayacaklan yolunda güven-
ce verilmesi lazım. Halk başka
yere götürülecekse, bunun ted-
birleri de şimdiden alınmalıdır.
Halkın panige kapümasına, ko-
rumasız ve savunmasız kalaca-
gı endisesine kapümasma mahal
vermemek lazım. İdarecilere du-
yuruyorum; halka güven duygu-
su verilmeli ve rahatsızlıklan gi-
derilmelidir."
Ecevit'in mesajı
DSP Genel Başkam Bülent
Ecevit, yeni yıl nedeniyle yayım-
ladığı mesajda insanhğın 1990'a
barış umutlanyla girdiğini,
1991'e ise savaş bulutlarıyla gir-
diğini belirterek şöyle dedi:
"Türk ulusu Ortadogu'da sa-
vaş istemiyor, kendi istenci dışın-
da bir savaş çıkarsa o savaşa bu-
laşmak da istemiyor. Körfez bu-
nalımının başından beri sayaş
ortamını körükleyen Türkiye
Cumhurbaşkanı bu konuda bü-
tün Türk ulusuyla ters düşmek-
tedir. Gerçek demokrasinin bu-
lundugu bir ülkeyi tek bir adam
savaşa sürükleyemez. Onun için
Türkiye'yi savaştan esirgeyebil-
menin ve Ortadogu'da bir barış
etkeni durumuna getirebUmenin
yolu, demokrasiye gerçeklik ka-
zandırmaktan geçer."
POLİTİKA GÜNUJĞO
HİKMET ÇETİNKAYA
Merhaba 1991
Bir yıl daha geride kaldı. 1991'in ilk günündeyiz bugün.
Türkiye ve dünya 2000'li yıllara doğru gidiyor...
1991 nasıl bir yıl olacak? Yoksa 199O'ı aratacak mı?
İşçiler, kuşkulu bir bekleyiş içindeler. Grevde 170 bin işçi
var. 3 ocakta emekçiler bir gün işe gitmeyecekler. Oysa hü-
kümet, genel eylemin üstüne üstüne gidiyor. Bir yandan
Cumhurbaşkanı, öte yandan Başbakan, kimi bakanlar işçi-
yi tedirgin etmek için elinden geleni yapıyor, açık açık işçi-
lere gözdağı veriyor:
— Işten atarız, gerekli cezayı uygularız...
1991 yılına bir gün kala gazeteye 40 işçi getdi. Yaşlan 20-25
arasında değişiyordu. Haftalıklarını almak için fabrikaya git-
mişlerdi. Kapılar kapanmış, saJt bekçi duruyordu girişte. Bek-
çi işçilere "durun" dedi ve ekledi:
— Patron fabrikayı kapadı ve gitti...
40 genç insan şaskındı. Donakaldılar bekçinin sözlerin-
den sonra.
Nereye gideceklerdi, sorunlarını kime anlatacaklardı?
El ele verdiler, gazeteleri dolaştılar. Kimilerinde fotoğraf-
ları çıktı, kimilerinde tek satır haber yoktu...
•
Sabah erkenden uyandılar. Gözlerinden pırıl pırıl bir ay-
dınlık yansıyordu. En yeni giysilerini giyip beklemeye bas-
ladılar...
Erzincan, Gaziantep, Diyarbakır, Bartın, Aydın, Çariakkale,
Nazilli, Sağmalcılar ve diğer cezaevlerinde heyecanlı bir te-
laş vardı.
Gün gökyüzüne kucak açıyordu. Yaşam gri bir sevinci bir
gün de olsa kır çkpeklerinin rengine dönüştürmüştü.
Hava nasıl oralarda üşüyor musun?
Cezaevi avlusundan Edip Akbayram'ın sesi mi yükseJiyor-
du, yoksa yakın bir evden sonuna dek açılan müzik aygıu-
nın sesi cezaevi avlusuna mı yansıyordu?
Gözler nemli, bakışlar sıcaktı...
Erzincan'a belki kar yağıyordu. Gaziantep yağmuriu, Di-.
yarbakır sisliydi. Aydın'da masmavi bir gökyüzü kışa çalım
atıyordu. Çanakkale Boğazı'ndan bir gemi geçiyordu.
Ceyhan'da portakal ağaçlarının kokusunu duyuyor muy-
du içeridekiler bilmiyorum...
Yeni yıl kartları geliyor cezaevlerinden. İnsana umut, sevgi
aşılıyor hepsi. Hiçbirinde yılgmlık yok. İlerisi için umut taşı-
yan sözcüklerle bezenmiş kutlamalar.
Şöyle başlıyor bir ^ - ^ _
te
-
S
'özgürlük, de- 1990'm SOH gÜDÜ
mokrasive insan hak- Cumhurbaşkanı Turgut
ları mücadelesinde J\ , .
aları mücadelesinde J\ ,
bir yılı daha geride bı- UZal,
5*ZP!2X£ görûntüter" çizip kış
ir bedeii vermek- masallarıyla uyutmaya
ten kaçınmadığımız r
a//e/ı/or inçanları Yt>ni
özgür bir topium kur- çaiışıyor ınsanıan. renı
ma mücadelesinde y// mesajinin Wm
yeni yıllarda da ağır ;__ -x; L.A.,I~
bldellerle günleri IÇenğl boyle...
omuzlamak gerektiği-
ni biliyor, bu inançla geleceğe yürüyoruz. Yeni yıl yeni bir
başlangıçtır. İnsanlık değerlerinin daha da geliştirileceği, ko-
runacağı, sahiplenileceği ve ileriye doğru götürülecegi bir
atılım olursa, gelecek mutlak bizimdir. Yeni yılınızı yüce in-
sanlık ideallrrini gerçekleştirme yolunda biıîik, dayanışma
ve doslukların daha da gelişip boy vereceği inancıyta kutlu-
yor, mücadele yaşamınızda başarılar diliyoruz."
•
1991'e "merhaba' diyoruz bugün...
Liderlerin yeni yıl mesajlannı dinledik, okuduk. Olası bir
savaşa karşı askeri birlikler Güneydoğu'ya kaydınldı. Cizre
- İdil arasındaki dağlık alana füze rampaları yerieştinldi. Tüm:
sağlık personelinin izmleri kaldırıldı. '
Inönü, Demirel, Ecevit 'savaşa hayır' diyortar...
Başbakan Akbulut, Abant'ta bir kez daha yineledi:
— Savaş iştemiyoruz, ancak bir saldırı olursa...
SHP lideri İnönü'yle konuşurken o da aynı şeyleri söyle-
mişti:
— Saym Akbulut'tan savaş istemediği izlenimini edindim.
O haide savaş isteyen kim?
1990'ın son günü Cumhurbaşkanı Turgut özal, "pembe^
görüntüler" çizip kış masallarıyla uyutmaya çalışıyor insan-
ları. Yeni yıl mesajının tüm içeriği böyle...
Ve Cumhurbaşkanı, yine yeni yıla girerken "Türkiye sa-
vaşa girmez" demiyor. Yine aynı biçemle "savaş rüzgârtan"
estiriyor:
— Türkiye banştan yana her hareketin yanında, banşa kar-
şı her hareketin karşısındadır...
Yani, Körfez'de bir savaş çıkarsa, Irak, Türkiye'ye saldır-
sın ya da saldırmasın, biz ateşin içine gireriz...
Bir gün önce TBMM Başkanı Kaya Erdem'in yeni yıl rhe-
sajına da yanıt veriyor Cumhurbaşkanı...
Evet, bugün 1 Ocak 1991...
2000'li yıllara giriyor Türkiye. On binlerce işçi grevde. 3
ocakta genel eylem var.
1991 yılı 199O'ı aratacak mı?
Biz, yeni yılın mutluluk, barış, esenlik getirmesini diliyo-
ruz.
Merhaba 1991...
P A R T İ L E R D E N
Işıklar: 'Barış ve özgüriük'
ANKARA (AA)— Halkın Emek Partisi
Genel Başkanı Fehmi Işıklar, 1991 yılında
[ dünyada gerçek ve kalıcı bir barış ortamı
) yaratılması dileğinde bulundu. Fehmi Işıklar
yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajda,
1991 için şunlan istedi: "Olağanüstü hal
uygulaması son bulmalı,
bölgede yaşayan yurttaşlanmızın insan haklan eksiksiz
tanınmahdır. Ülke kalkınması, bölgeler arası farkhhklar
ortadan kaldıniarak gerçekleştirilmeli, toplumun refahı Ön
planda tutulmahdır. Adil bir gelir dağılımı sağlanmah,
emeğin hakkı eksiksiz olarak verilmelidir. Düşünce ve
örgütlenme özgürlüğü önündeki bütün engeller
kaldınlmalıdır. İdam cezası kaldırılmalı ve genel af
çıkartılmalıdır!'
12 Eylül yasaları fiilen yok oldu
• tç Politika Servisi — Türkiye Birleşik Komünist Partisi
Genel Başkanı Nihat Sargın yayımladığı yeni yıl
mesajında, "1991'e birbirine eklenen ve sırada bekleyen
grevlerle birlikte ülkemizin Güneydoğu sınırında tutuştu
tutuşacak bir savaş alevinin kızgın soluğunu canevimizde
hissederek giriyoruz" dedi. Sargın, mesajında 1990
yılındaki iç karartıcı öğelerin dışında önemli ümit ışığı
görüntülerinin de sergilendiğini belirterek özetle şu
görüşlere yer verdi: "Bunların başında gelen, kuşkusuz,
halkımızın haklanna artık doğrudan sahip çıkarak onları
bizzat kullanması ve 12 Eylül yasalarım fiilen kadük hale
getirmesidir. Partimiz, 4 Haziran 1990'da yasallığını bu
yöntemle kazandı. 12 ocakta büyük kongresini yapmaya
hazırlanıyor. Grevci işçi kardeşlerimiz bir aydır ısrarla
sürdürdükleri yürüyüşlerle Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Yasası'nın engelleyici maddelerini Zonguldak'ta fiilen
işlemez kıldılar. Kürtçe yasağı böyle delindi. 3 ocakta
toplu işe gitmeme eylemiyle bir başka 12 Eylül Yasası
delinmiş olacak. Herkesin üzerinde birleştiği üzere giderek
küçulen dunyamızda, bilimsel teknolojik devrimin yarattığı
üstiın oianaklarla insanın potansiyellerini rahatlıkla
seferber edebileceği özgür, somürüsüz, barış ve doğal
çevresiyle denge ve uyum içinde bir insanlık ideali bugün
her zamankinden daha fazla gençleşme şansına sahiptir.
Ve onu daha yakın kılmak bizlerin, insanhğın elindedir!'