25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 1 OCAK 1991 Demirel "kutlanuT şampiyonu • ANKARA (ANKA)— DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, bu yıl da 200 bine yakın yılbaşı kartı göndererek "kart gönderme şampiyonu" oldu. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, milletvekilleri, parti yöneticileri, partili belediye başkanları, meslek örgütü temsilcileri ve muhtarlara ycni yıllannı kutlamak üzere 200 bin kadar kart gönderdi. Başbakan Yıldınm Akbulut da milletvekilleri, partili belediye başkanları ve bürokratlar başta olmak üzere yaklaşık 150 bin kişiye yılbaşı kartı gönderdi. SHP Genel Başkanı Erdal Inönü de 75 bine yakın kart göndererek TBMM'de grubu bulunan partilerin liderleri arasında sonuncu sıraya yerleşti. ÇGD'den 90'ın yorumu • ANKARA (ANKA) — Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Mustafa Ekmekçi, 1990 yüını Türkiye'de antidemokratik uygulamaların ve savaş çığırtkanlığının 'tek adam' iktidanru sürdürmenin temel ekseni haline geldiği 'kapkara bir yıl' olarak değerlendirdi. Ekmekçi, "1990'da da düşünceyi açtklamak, suçlann en tehlikelisi olmaya devam etti" dedi. ÇGD Genel Başkanı Mustafa Ekmekçi, düzenlediği basın toplantısında düşünce ve basın özgür]üğünü kısıtlayan 150'yi aşkın yasada hiçbir değişiklik yapılmadığını, ama bunun yanı sıra "SS kararnameleri"yle basının birinci derecede baskı altına alındığını söyledi. Ekmekçi, 1990 yılında tekelleşmeye karşı hiçbir önlem getirilmediğini, TKPnin çağdaş yayıncıhk konusunda yine sınıfta kaldığını belirtti. 1990 yılının kapkara bir yıl olarak geçtiğini, ancak her şeye rağmen 1991 yılından umutlu olduklarını ifade eden Ekmekçi, anayasanın değiştirilmesi, düşünce suçlularının salıverilmesi, işkencenin ortadan kaldırılması ve iş güvencesinin sağlanması yolundaki mücadelelerinin 1991 yılında da devam edeceğini belirtti. Türkeş: 4 Eşit ve adil seçim' • ANKARA (AA)— MÇP Genel Başkanı Alparslan Türkeş, demokratik, parlamenter, çoğulcu sistemin yerleşebilmesi için 12 Eylül sonrasında getirilen mevzuatuı süratle değiştirilerek, anayasanın da emri olan "eşit ve adil" şartlarda bir seçime gidilmesi gerektiğini söyledi. Türkeş yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajda, 1990 yılında Türkiye'de ekonomik açıdan sıkıntıh günler yaşandığını, başdöndürücü fiyat artışları, yüksek faiz ve enflasyonun halkı "perişan" ettiğini kaydetti. Türkeş, giderileme> r en problemlerin, ülke gündeminde bulunan konuların, bütün ağırhğı ile 1991'e devredildiğini söyledi. Bedük'Banş içinde bir yıT • ANKARA (ANKA)— Ankara Valisi Saffet Ankan Bedük, Körfez krizi nedeniyle Türkiye'nin konumunu istismar • edebilecek "fitne unsurlara" karşı Ankaralıları uyardı. Saffet Arıkan Bedük yayımladığı yeni yıl m«ajında, 1991 yılının Ttrkiye ve dünya için "Gerçek bir banş ortamı ve nutluluk getirmesini" isedi. 1990 yılında Aıkara'mn önamli honetlerin verildiği, yaunmların yapıldığı ilkrden biri olduğunu kydeden Bedük, özellikle çere sorunları ve hava krliliğini önlemek için yapılan çalışmalann yeni yıila hızla sürdürüleceği bidirildi. Bedük, Aıkarablann yeni yılı da faızur ve güven içinde gçirmeleri için her türlü driemin alınacağını bydetti. Liderlerin yeniyıl demeçlerinde ağırlık noktası Körfez kriziydi Mesajlarda savaş var!Özal Körfez Inönü Ülke Demirel Ecevit Gerçek krizinin Türkiye'nin yönetimini elinde Bölgemizde savaşın demokrasinin lehine sonuçlan tutanlar savaşı dumanlan çıkıyor. bulunduğu bir olacağını kuvvetle özendirici demeçler Ülkeyi savaşın ülkeyi tek bir adam tahmin ediyorum. veriyorlar. eşiğine getirdiler. savaşa sürükleyemez. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)— Liderlerin yeni yıl me- sajlannda ağırlığı Körfez krizi ve savaş olasılığı oluşturdu. Cum- hurbaşkanı Turgut Özal, Tür- kiye'nin barıştan yana herkesin yanında, ama banşı bozabilecek her hareketin de karşısmda ol- duğunu belirterek "Körfez kri- zinin Türkiye lehine sonuçlan olacagını çok kuvvetle tahmin ediyorum" dedi. SHP Genel Başkanı Erdal toonii yeni yıl mesajında tüm siyasi partilere, örgütlere, basına ve halka "ele- le genel seçime" çağnsı yapar- ken ülkenin bir savaşın eşiğinde olduğuna dikkat çekti. tnönü yılbaşım geçirmek üzere gittiği Bolu'da da Cumhuriyet muha- birine 3 ocakta kanh olaylar ya- şanabileceğini söyledi. DYP Ge- nel Başkanı Süleyman Demirel 1991 için "istikrar, seçim ve se- çim sonrası aydmlık bir devir" beklediğini söyleyerek savaşa ke- sinlikle karşı olduklarını belirt- ti. DSP Genel Başkanı Biilent Ecevit de insanlığm 90'a barış umutlanyla girdiğini, 91'e ise sa- vaş bulutlarıyla girmekte oldu- ğunu belirterek 91'de savaş bu- lutlarının dağılmasını diledi. Özal'ın mesajı ğünü, kalkındıgını, geliştiğini, sanayi, tanm ve ticarette çok olumlu günlerin yaşandığını id- dia eden Özal, "1991'de ekono- mimizdeki bu olumlu beklenü- ler bize mutlu bir yıl nut etmektedir" dedi. "Körfez krizinin de Türkiye^ nin lehine sonuçlan olacagını çok kuvvetle tahmin ediyorum" diyen Cumhurbaşkanı, yeni yıl mesajında Körfez kriziyle ilgili olarak şunlan anlattı: "Türkiye, jeopolitik yani siya- si coğrafya açısından dünyanın en hassas bölgelerinden birinde yer fll ri fl^<s "^'r Türkiye banştan Türkiye'nin giderek büyüdü- vana herkesin yanında ama, ba- nşı bozabilecek ber hareketin de karşısındadır. Bu nedenle Türki- ye Irak'm Kuveyt'i işgali ve ilha- kı ile yaratılan fiili durumun karşısmda tavır alan Uk ülkeler- den olmuş, uluslararası bnkuk kurallanna aykın bu davranış karşısındaki kararlı tutumu di- |er ülkelere de örnek olmuştur. Türkiye'nin bu konudaki tutar- ülıgı, karariılıgı ve haklüığı Bir- lesnüş MUIeder tarihinde ük de- fa bir konuda üst üste 12 karar kabnl edilmesi ve Irak karşısın- da kuvvetli bir ittifak olnşturul- ması ile ispaüanmış bulunmak- tadır. Öyle bir karariılık ve et- kia dış politika sayesinde Irak- I?»««i»T«c'#^Devlet Bakanı Mehmet Ya- hj-cıyes t e M r v e ts m e , özarslan ue lçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu yılbaşı tatillerini Krciyes'te ge- çiriyorlar. Erciyes Kayakevi tesislerinde kalan bakanlar zaman- lannın buyük bölümünü birlikte geçiriyorlar. Tatilleri sırasında siyasetten uzak durmaya çalışan bakanlar, gazetecilerin siyasi ko- nulardaki sorulannı da esprili yanıtlarla geçiştiriyoriar. Birbirle- riyle de sık sık şakalaşan bakanlann oldukça neseli olduklan dikkat çekiyor. Bu arada Devlet Bakanı Ismet Özarslan'ın, İçiş- leri Bakanı Aksu'ya muzip bir şaka yapma istegini Mehmet Ya- zar engelledi. Gazetecilere toplu poz verirken Özarslan, bir kar kutlesini Bakan Aksu'nun kafasına vurmak istedi. Yazar'ın uya- rısıyla Aksu son anda kendisini kurtardı. Fotografta, Özarslan, kar kutlesini Aksu'nun başına vurmak üzereyken göriilüyor. 'Ikide bir ÖzaVı eleştirsin diye mi seçtik?' Bakanlar Erdem'e kızdıtç Politika Servisi — TBMM Başkanı Ka- ya Erdem'in uyarı niteliği taşıyan mesajı ÂNAP'lı bakanlar tarafından eleştirildi. Mesaj, Turizm Bakanı tlhan Aküzüm tara- fından "Kaya Erdenı'i ikide bir cumburbas- kanını eleştirsin diye mi seçtik" şeklinde yo- rumlanırken, Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, "Banker krizi döneminde Sayın Özal. Er- dem'i desteklemeseydi, o bugün bu nokta- ya gelemezdi" şeklinde değerlendirildi. Ada- let Bakanı Oltan Sungurlu ise mesajda yer alan uyanları •'Kaya be> ne manada söyle- miş bilmiyorum" şeklinde cevapladı. Turizm Bakanı llhan Aküzüm TBMM Başkanı Kaya Erdem'in mesajını eleştirir- ken, gazetelerde yazılanları eğer Kaya Er- dem söylemişse o sözlerin ANAP grubunu bağlamayacağjnı belirterek şu görüşe yer verdi: "Kaya Erdem'i ANAP seçti. Onu cumhurbaşkanını ikide bir eleştirsin diye mi seçtik? Parlamentonun saygınlığı, devam- lıhgı açısından yaptığı hareket yanhştır. Par- lamento 30 yd sonra hür iradesiyle bir cum- hurbaşkanı seçmiştir. Siyasi partilerden ge- len bir insan Türkiye'de cumhurbaşkanı se- çilemeyecek mi? TBMM'nin seçtigi cum- hurbaşkanını meclis başkanının ikide bir gundeme getirraeye hakkı var mı?" Sağhk Bakanı Halil Şıvgın da Kaya Er- dem'in bu şekilde beyanlannı sürdürmesi halinde ANAP grubunu artık arkasında bulmayacağına dikkati çekti. Adalet Bakam Ottan Sungıuiu Kaya Erdem'in genel bir de- ğerlendirme yaptığını vurgulayarak şöyle konuştu: "Henüz tamamını inceleme fırsa- tım olmadı. Sadece gazetderin başlıklan- na baktım. Ancak Kaya Bey sözlerini ne manada soyiemiş bilmiyorum" ANAP Grup Başkanvekili Yasin Bozkurt da Er- dem'in mesajını "Genel prensipleri içeren bir yıl mesajı" olarak niteleyerek "Belli ma- kamlan tenkit amacı taşıyıp taşımadığını Kaya Bey'in kendisine sormak gerekir. Eğer gazetelerde yazıldıgı gibi tenkit amacı taşı- yorsa katılmamız miimkün degil. Belli sı- kıntılan varsa, gazetelerde öngörülen, yo- nımlanan konulan siyasi parti grup başkan- vekilleriyle görüşmek gerekir. Bence mesaj genel temennileri ifade ediyor" dedi. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, Erdem'in mesajını "Olması gerekeni söyle- yen Erdem olanı söylemiyor" şeklinde de- ğerlendirerek şu açıklamaya yer verdi: "Şab- lon tamam da olana bakalım Türkiye'de. Mecüste crvaplaııınamış 60'a yakın sozlti so- ru önergesi var. 50'ye yakın genel göriişme önergesi görüşülmemis. Bütçesi fonlara da- gılmış. Meclisin denetimi kaybolmuş. 'De- mokrasiyi ima ediyorum, siz ne anlarsanız anlayın' demek anlam taşımıyor ki. Neresi demokrasi bunun? Halkın yüzde 80'i red- detmiş, bu komiktir. TUrkiye öyle bir hale gelmiş ki birisi demokratik hukuk devleti- ni larif else. çok makbule geçiyor. Yalnız ülkede hukuk devleti yok. Yargı üstüne bas- kı var." ANAP'A VE HÜKÜMETE MÜDAHALESİ SORUN OLDU Özal'a tepki gîzlenmiyorBaşbakan Akbulut ve TBMM Başkanı Erdem çevresinde toplanan ANAP'lılar ekip oluşturdular. Artık Akbulut ve Erdem suskun kalmıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkanı Tur- gut Ozal'ın hükümete ve parti- ye müdahalesini giderek arttır- ması, ANAP'ta tepki toplama- ya başladı. Özal'ın cumhurbaş- kanlığının ilk döneminde sus- kun kalmayı yeğleyen Başbakan Yıldınm Akbulut'un yanı sıra TBMM Başkanı Kaya Erdem de tepkilerini ortaya koyma yolu- nu seçti. Akbulut'un çevresinde özal'a tepki duyan ANAP'lılar bir ekip oluşturdu. özal'm icraatı tek elde topla- masının yanı sıra parti içi poli- tikalara da girmesine ilk tepki- ler eski bakanlar ile eski TBMM Başkanı Necmettin Karaduman ve arkadaşlarından geldi. özal'a cumhurbaşkanlığı seçiminde oy vermeyen bu grup, ANAP için- deki liberallerle birleşerek Me- sut Yılmaz'ın yanında yerini al- dı. TBMM Başkanı Kaya Er- dem'in de ANAP içindeki genel başkanlık mücadelesinde Mesut Yılmaz'a daha yakın olduğu be- lirtiliyor. Erdem, Yılmaz ve Ka- raduman'ın etrafında toplanan liberal eğilimli ANAP'lılar, özal'ı, yetkilerini kullanış biçi- mi ve başkanlık sistemine yöne- lik istekleri nedeniyle sert bir bi- çimde eleştiriyorlar. Bu eleştiri- ler şu noktalarda toplanıyor: • özal, cumhurbaşkanı seçil- dikten sonra cumhurbaşkanının yasal sorumsuzluk ilkesini poli- tik müdahalelerine bir kılıf ola- rak kullandı. • Partiyle ilişkisini kesmesi gerekirken tam tersine parti içindeki mücadeleye müdahale ederek taraf oldu. ANAP gru- bu ve teşkilatı üzerinde etkinli- ğini arttırarak surdürdü. Bu ne- denle parti bağımsız politika üretemez hale geldi. • Özal partiyi gözeterek değil, kendi çıkarları doğrultusunda politikalar üretti. Özal'a tepki duyan bazı ANAP yöneticileri ve bakanlar da Yıldırım Akbulut'un çevre- sinde toplandılar. Akbulut'un Körfez krizi nedeniyle Özal ile ters düşmesi, Akbulut'un etra- fında toplanan ANAP'lılann sayısını çoğalttı. Akbulut'un özel sohbetlerinde bir araya ge- len bu milletvekilleri ve bakan- ların özal'a yönelik eleştirileri ise şöyle: • Özal, Başbakan Akbulut'- un inisiyatif kazanmasına ola- nak vermedi. Akbulut'un ken- di kadrosunu oluşturması ve kendi damgasını vurabileceği politikalar üretmesine özal en- gel oldu. Bu nedenle Akbulut ANAP genel başkanlık yanşın- da zayıf kaldı. • Özal hükümetin çözumle- mesi gereken güncel sorunlara da doğrudan müdahale ederek Akbulut'u ve bakanları güç du- rumda bıraktı. Kamuoyunda ANAP'ın kredisinin düşmesine neden oldu. Son olarak işçi so- runlanna ve grevlere müdahale- si ANAP'ı ve hükümeti yıprat- tı. özal'ın grev ve işçilerin hak arama mücadelesinde gösterdi- ği sert tavır toplumsal muhale- feti de sertleştirdi. Hükümet ile işçi kesimini karşı karşıya getirdi. • özal dış politikada dışişle- rini dışlayan kararjar aldı. Dış politika konulan Özal tarafın- dan siyasi malzeme haline ge- tirildi. • özal'ın ekonomiye müda- halesi ekonomiden sorumlu ba- kanları birbirine düşürdü. Ak- bulut, ekonomik alandan tama- men koptu. • özal'ın ANAP'ın iç denge- lerini elinde bulundunna isteği partide büyük sorunlara yol aç- tı. Genel başkanlık yarışında Köşk önemli bir karar mercii ni- teliği kazandı. Delege seçimleri- ne kadar müdahale eden Özal'- ın partili heyetleri sık sık kabul etmesi sorunlara yol açtı. Genel başkan adayları da gözlerini Akbulut'a değil, Köşk'e çevir- diler. Parti içinde çıkan sorun- ları, tarafları tek tek Köşk'e ça- ğırıp nasihat ederek yatıştırma yolunu seçen Özal, grupların eleştirilerini üzerinde topladı. ın sonn nerede bitecegi belli ol- mayan istilacı emeüeri frenlen- miştir." Türkiye'de insan haklan ala- nında imzalanan sözleşmeleri ammsatan ve bu yolda önemli gelişmelerin sağlandığını kayde- den özal, tartışma ortarmmn korunması gerektiğini de belir- terek "Milletçe el birliği, gönnl biriigiyle hür düşünceyi, din ve vicdan hürriyetini tam anlamıy- la gerçekleştirmeliyiz. Tabulan birer birer yıkmaya devam ede- lim. Fikirlerin serbestçe tartısı- labildigi düşünce ortamını, de- mokrasiyi gözbebegimiz gibi koruyaum" dedi. İnönü'nün mesajı SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, yeni yılda "bütün siyasi partileri. kitie örgütlerini, bası- nı ve halkı el ele vererek demok- ratik yollardan iktidardan kurtulmaya" çağırdı. Inönü, yayımladığı yılbaşı mesajında, ülkenin bir savaşın eşiğinde olduğunu belirterek "Ülke yönetimini elinde tutan- lann savaşı özendiren demeçle- ri, MecUs'in denetiminden kaçır- dıklan maceracı davranışlan sürdükçe bu tehlikeden kurtulamayız" dedi. tnönü, yeni yıl mesajında şu görüşlere yer verdi: "Laik Türkiye Cumhuriyeti'- ne yönelik saldınlar gün geçtik- çe hızını arttırmaktadır. Gazete- ciler, bilim adamlan, düşünür- ler, emekli insanlar hunharca öl- dünılmektedir. .Hükümet ise suçiulan bulmakta acz içinde, eli kolu bağlı durmaktadır. Güney- dogu'da bölücü güçlerin faali- yetleri de bir türlü önlenememiş- tir. Büyük kentlerimizde şiddet olaylan artmakta, soygunlar birbirini izlemektedir. Bütün bunlann sorumlusu, halktan kopmuş, tabanını yitir- miş, muktedir olmayan ANAP iktidan ve onun hükıimetidir. Bu iktidardan kurtulmadıkça hiçbir sonınun çözümlenemeye- cegi, iilkeye huzur ve sükûnnn gelmeyecegi meydandadır. Onun içindir ki bütün siyasi partileri- mizle, kitle örgütlerimizle, bası- nımızla, halkımızla el ele vere- rek demokratik yollardan bu ik- tidardan kurtulmamız gerek- mektedir. 1991 yılı içinde ger- çekleşecek bir genel seçim yöne- tim sorununu çözecek, halkın iradesini yeniden iktidara ege- men kJacak, bütün kaygıian gi- derecek yollan açacakür. Demirerin mesajı DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel, dün yayımladığı yeni yıl mesajında, "Ülkemiz, şahıs ve zümre hflkimiyetine sürüklenmiştir" dedi. Demirel, Türkiye'de demokratik rejimin işlediğini bejirten Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'ın sözleriyle il- gili olarak, "Utanmadıktan sonra buz gibi yasa derier" de- di. Demirel, dün genel merkezde düzenlediği basın toplantısında, Irak sınır bölgesinde yaşayan halkın, kendisini korumasız his- settiğini belirtti ve hükümetin "Bir savaş anında korumasız kalmayacakları yolunda güven- ce vermesini" istedi. Silopi ve Cizre'den gelen şikâyetler üzeri- ne TBMM Grup Başkanvekili Vefa Tanır başkanlığında bir he- yetin bölgeye giderek inceleme- ler yaptığını ve bir rapor hazır- ladıklannı anlatan Demirel, dev- letin bölgedeki savaş tehlikesine karşı hazjrlık yaptığını söyledi. "Devlet, güvenlik güçlerine maske dağıtıyor. Halka bir şey yok. Halk rahatsızlık içinde. Halka, biyolojik ve kimyasal si- lah kullanıldıgında korumasız kalmayacaklan yolunda güven- ce verilmesi lazım. Halk başka yere götürülecekse, bunun ted- birleri de şimdiden alınmalıdır. Halkın panige kapümasına, ko- rumasız ve savunmasız kalaca- gı endisesine kapümasma mahal vermemek lazım. İdarecilere du- yuruyorum; halka güven duygu- su verilmeli ve rahatsızlıklan gi- derilmelidir." Ecevit'in mesajı DSP Genel Başkam Bülent Ecevit, yeni yıl nedeniyle yayım- ladığı mesajda insanhğın 1990'a barış umutlanyla girdiğini, 1991'e ise savaş bulutlarıyla gir- diğini belirterek şöyle dedi: "Türk ulusu Ortadogu'da sa- vaş istemiyor, kendi istenci dışın- da bir savaş çıkarsa o savaşa bu- laşmak da istemiyor. Körfez bu- nalımının başından beri sayaş ortamını körükleyen Türkiye Cumhurbaşkanı bu konuda bü- tün Türk ulusuyla ters düşmek- tedir. Gerçek demokrasinin bu- lundugu bir ülkeyi tek bir adam savaşa sürükleyemez. Onun için Türkiye'yi savaştan esirgeyebil- menin ve Ortadogu'da bir barış etkeni durumuna getirebUmenin yolu, demokrasiye gerçeklik ka- zandırmaktan geçer." POLİTİKA GÜNUJĞO HİKMET ÇETİNKAYA Merhaba 1991 Bir yıl daha geride kaldı. 1991'in ilk günündeyiz bugün. Türkiye ve dünya 2000'li yıllara doğru gidiyor... 1991 nasıl bir yıl olacak? Yoksa 199O'ı aratacak mı? İşçiler, kuşkulu bir bekleyiş içindeler. Grevde 170 bin işçi var. 3 ocakta emekçiler bir gün işe gitmeyecekler. Oysa hü- kümet, genel eylemin üstüne üstüne gidiyor. Bir yandan Cumhurbaşkanı, öte yandan Başbakan, kimi bakanlar işçi- yi tedirgin etmek için elinden geleni yapıyor, açık açık işçi- lere gözdağı veriyor: — Işten atarız, gerekli cezayı uygularız... 1991 yılına bir gün kala gazeteye 40 işçi getdi. Yaşlan 20-25 arasında değişiyordu. Haftalıklarını almak için fabrikaya git- mişlerdi. Kapılar kapanmış, saJt bekçi duruyordu girişte. Bek- çi işçilere "durun" dedi ve ekledi: — Patron fabrikayı kapadı ve gitti... 40 genç insan şaskındı. Donakaldılar bekçinin sözlerin- den sonra. Nereye gideceklerdi, sorunlarını kime anlatacaklardı? El ele verdiler, gazeteleri dolaştılar. Kimilerinde fotoğraf- ları çıktı, kimilerinde tek satır haber yoktu... • Sabah erkenden uyandılar. Gözlerinden pırıl pırıl bir ay- dınlık yansıyordu. En yeni giysilerini giyip beklemeye bas- ladılar... Erzincan, Gaziantep, Diyarbakır, Bartın, Aydın, Çariakkale, Nazilli, Sağmalcılar ve diğer cezaevlerinde heyecanlı bir te- laş vardı. Gün gökyüzüne kucak açıyordu. Yaşam gri bir sevinci bir gün de olsa kır çkpeklerinin rengine dönüştürmüştü. Hava nasıl oralarda üşüyor musun? Cezaevi avlusundan Edip Akbayram'ın sesi mi yükseJiyor- du, yoksa yakın bir evden sonuna dek açılan müzik aygıu- nın sesi cezaevi avlusuna mı yansıyordu? Gözler nemli, bakışlar sıcaktı... Erzincan'a belki kar yağıyordu. Gaziantep yağmuriu, Di-. yarbakır sisliydi. Aydın'da masmavi bir gökyüzü kışa çalım atıyordu. Çanakkale Boğazı'ndan bir gemi geçiyordu. Ceyhan'da portakal ağaçlarının kokusunu duyuyor muy- du içeridekiler bilmiyorum... Yeni yıl kartları geliyor cezaevlerinden. İnsana umut, sevgi aşılıyor hepsi. Hiçbirinde yılgmlık yok. İlerisi için umut taşı- yan sözcüklerle bezenmiş kutlamalar. Şöyle başlıyor bir ^ - ^ _ te - S 'özgürlük, de- 1990'm SOH gÜDÜ mokrasive insan hak- Cumhurbaşkanı Turgut ları mücadelesinde J\ , . aları mücadelesinde J\ , bir yılı daha geride bı- UZal, 5*ZP!2X£ görûntüter" çizip kış ir bedeii vermek- masallarıyla uyutmaya ten kaçınmadığımız r a//e/ı/or inçanları Yt>ni özgür bir topium kur- çaiışıyor ınsanıan. renı ma mücadelesinde y// mesajinin Wm yeni yıllarda da ağır ;__ -x; L.A.,I~ bldellerle günleri IÇenğl boyle... omuzlamak gerektiği- ni biliyor, bu inançla geleceğe yürüyoruz. Yeni yıl yeni bir başlangıçtır. İnsanlık değerlerinin daha da geliştirileceği, ko- runacağı, sahiplenileceği ve ileriye doğru götürülecegi bir atılım olursa, gelecek mutlak bizimdir. Yeni yılınızı yüce in- sanlık ideallrrini gerçekleştirme yolunda biıîik, dayanışma ve doslukların daha da gelişip boy vereceği inancıyta kutlu- yor, mücadele yaşamınızda başarılar diliyoruz." • 1991'e "merhaba' diyoruz bugün... Liderlerin yeni yıl mesajlannı dinledik, okuduk. Olası bir savaşa karşı askeri birlikler Güneydoğu'ya kaydınldı. Cizre - İdil arasındaki dağlık alana füze rampaları yerieştinldi. Tüm: sağlık personelinin izmleri kaldırıldı. ' Inönü, Demirel, Ecevit 'savaşa hayır' diyortar... Başbakan Akbulut, Abant'ta bir kez daha yineledi: — Savaş iştemiyoruz, ancak bir saldırı olursa... SHP lideri İnönü'yle konuşurken o da aynı şeyleri söyle- mişti: — Saym Akbulut'tan savaş istemediği izlenimini edindim. O haide savaş isteyen kim? 1990'ın son günü Cumhurbaşkanı Turgut özal, "pembe^ görüntüler" çizip kış masallarıyla uyutmaya çalışıyor insan- ları. Yeni yıl mesajının tüm içeriği böyle... Ve Cumhurbaşkanı, yine yeni yıla girerken "Türkiye sa- vaşa girmez" demiyor. Yine aynı biçemle "savaş rüzgârtan" estiriyor: — Türkiye banştan yana her hareketin yanında, banşa kar- şı her hareketin karşısındadır... Yani, Körfez'de bir savaş çıkarsa, Irak, Türkiye'ye saldır- sın ya da saldırmasın, biz ateşin içine gireriz... Bir gün önce TBMM Başkanı Kaya Erdem'in yeni yıl rhe- sajına da yanıt veriyor Cumhurbaşkanı... Evet, bugün 1 Ocak 1991... 2000'li yıllara giriyor Türkiye. On binlerce işçi grevde. 3 ocakta genel eylem var. 1991 yılı 199O'ı aratacak mı? Biz, yeni yılın mutluluk, barış, esenlik getirmesini diliyo- ruz. Merhaba 1991... P A R T İ L E R D E N Işıklar: 'Barış ve özgüriük' ANKARA (AA)— Halkın Emek Partisi Genel Başkanı Fehmi Işıklar, 1991 yılında [ dünyada gerçek ve kalıcı bir barış ortamı ) yaratılması dileğinde bulundu. Fehmi Işıklar yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajda, 1991 için şunlan istedi: "Olağanüstü hal uygulaması son bulmalı, bölgede yaşayan yurttaşlanmızın insan haklan eksiksiz tanınmahdır. Ülke kalkınması, bölgeler arası farkhhklar ortadan kaldıniarak gerçekleştirilmeli, toplumun refahı Ön planda tutulmahdır. Adil bir gelir dağılımı sağlanmah, emeğin hakkı eksiksiz olarak verilmelidir. Düşünce ve örgütlenme özgürlüğü önündeki bütün engeller kaldınlmalıdır. İdam cezası kaldırılmalı ve genel af çıkartılmalıdır!' 12 Eylül yasaları fiilen yok oldu • tç Politika Servisi — Türkiye Birleşik Komünist Partisi Genel Başkanı Nihat Sargın yayımladığı yeni yıl mesajında, "1991'e birbirine eklenen ve sırada bekleyen grevlerle birlikte ülkemizin Güneydoğu sınırında tutuştu tutuşacak bir savaş alevinin kızgın soluğunu canevimizde hissederek giriyoruz" dedi. Sargın, mesajında 1990 yılındaki iç karartıcı öğelerin dışında önemli ümit ışığı görüntülerinin de sergilendiğini belirterek özetle şu görüşlere yer verdi: "Bunların başında gelen, kuşkusuz, halkımızın haklanna artık doğrudan sahip çıkarak onları bizzat kullanması ve 12 Eylül yasalarım fiilen kadük hale getirmesidir. Partimiz, 4 Haziran 1990'da yasallığını bu yöntemle kazandı. 12 ocakta büyük kongresini yapmaya hazırlanıyor. Grevci işçi kardeşlerimiz bir aydır ısrarla sürdürdükleri yürüyüşlerle Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nın engelleyici maddelerini Zonguldak'ta fiilen işlemez kıldılar. Kürtçe yasağı böyle delindi. 3 ocakta toplu işe gitmeme eylemiyle bir başka 12 Eylül Yasası delinmiş olacak. Herkesin üzerinde birleştiği üzere giderek küçulen dunyamızda, bilimsel teknolojik devrimin yarattığı üstiın oianaklarla insanın potansiyellerini rahatlıkla seferber edebileceği özgür, somürüsüz, barış ve doğal çevresiyle denge ve uyum içinde bir insanlık ideali bugün her zamankinden daha fazla gençleşme şansına sahiptir. Ve onu daha yakın kılmak bizlerin, insanhğın elindedir!'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle