26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İOCAK 1991 REVÜ KIZLARI — Revü kızlan, bagımsız Ingiliz televizyonunua (ITV) yılbaşı gecesi eğlencesi için hafta boyunca Londra Palladium Tiyatrosu'nda prova yaptılar. (Fotograf: Reuter) Doktora mesaide muayene yasağı ANKARA (UBA) — Yargı- tay, hekimlerin çahştıkları has- tanelerden izinli ya da izinsiz olarak ayrıldıktan sonra kendi özel muayenehanelerinde hasta kabul ederek bunlardan para al- malannı görev sırasında yetki- yi kötiiye kullanmak suçu diye kabul etti. Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi bu görüşle Boz- kır'da görev yapmakta olan Ya- 5ar adlı doktoru hapis cezasına mahkûm ettikten sonra bunu 60 bin lira para cezasına çeviren ve üç ay süreyle de meslekten men kararı veren Bozkır Asliye Ce- za Mahkemesi'nin kararım onayladı. CUMHURİYET/17 ÖLÜM HAKKI — Uzun bir süredir bitkisel hayatta olan Christine'in babası kızına öliim hakkı verilmesini istiyor. Bi- lindigi gibi ABD'de her eyalet bu konuda farklı uygulamalar* gidiyor. Pete Busalaccbi de kızının Moust Vernon'daki hasta- neden alınmasını ve öliim hakkının verilmesini istiyor. (Fotoğraf: AP) MEB'de burslar artıyor ANKARA (ANKA) — MUli Eğitim Bakanlığı, 1991-1992 öğ- retim yıhnda orta ve yükseköğ- retimdeki öğrenci burslannın kontenjanını büyük oranda art- tırma karan aldı. MEB, gelecek öğretim yıhnda burslu öğrenci sayısını 8 bin 500'den 18 bin 500'e çıkaracak. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir üst düzey yetkilisi, "Halkımızın borslara inüyacı var, yoksul fa- kat yetenekM çocuklan okutmak için devlelin mutlaka kaynak ayınnası gerekir. Bugıine kadar burs kontenjanının az tntulma- sı bir olumsuzluktur" dedi. öte yandan halen 154 bin 340 olan parasız yatılı öğrenci sayı- sının da gelecek öğretim yüında 156 bin 450'ye çıkanlmasına ka- rar verildi." SÜTÜ SUYA KATMAK — Yaşlı Hinüi din adamı Yeni Delhi'deki Yamuna nehrine süt döküyor. Ganj nehrinİH kollanndan biri olan Yamuna'ya süt katılmasının nedeni, siitiin suyu temizleyecegi inancı. Arahğın son giinünde nehre Um 850 litre sût dökttldiL (Fotoğraf: Reuter) HABERLERİN DEVAMI OLAYLAREN Para dayanmıyor ARDINDAKI Kavga GERCEK (Baftarafi 1. Sayfada) eylemlerin şu ya da bu politik ya da ideolojik nedene dayanmadı- ğını anlamak için bu rakamlara bir göz atmak yeterli oiacaktır. Çağımızda bir toplumun hu- zura kavuşabilrnesi için ilk ko- şul sosyal adalettir. îkinci Dün- ya Savaşı'ndan sonra Batılı top- lumlarm tümü sosyal devlet dü- zenine dönuk hukuk sistemini benimsemişlerdir. Liberal ya da muhafazakâr partiler iktidara geçseler de bu hukuk düzeni te- mel olarak benimsenmiştir. Türkiye, 27 Mayıs'tan sonra düzenlenen 1961 Anayasası'na 'sosyal devlet' ilkesini koydu. Ne yazık ki bu temel ilkeye yönelik siyasal ve ekonomik değişim gerçekleşemedi; tersine servet - sefaıet uçurumları derinleşti. 12 Eylül'den sonra olumsuz gelişme çarpıcıdır. DYP Genel Baskanı Sayın Demirel'in söyle- diği gibi bizim toplum bugün "bir ucu Belçika'da öteki ucu Hindistan'da" ters bir yapılan- ma içindedir. Ortadirek yok ol- muştur. Bu durumda toplumda huzur beklentisinin boş bir umut olacağı da açıktır. Denebilir ki "Yoksul bir ülke- yiz, sosyal adaletin gerçekkşme- si için gerekli koşullanmız yok- tur." Bu göruş de bir temele dayan- mıyor. Geri ülkelerde yoksullu- ğu doğal gören bakış açısı çağ- daşfaşrha tddiastndaki t&plum- larda savunulamaz. Zengin azınhğın Türkiye'deki kadar çarpıcı bir aşamaya varması, çağdışılığın göstergesidir. Hep- sibiryana, Türkiye'de gelir da- ğıhmı 1960'lardan ve 1970'lerden bu yana daha da bozulmuştur. Bu olumsuz değişim her türlü mazeretiyok edecek birgerçek- liği vurguluyor Türkiye'nin kal- kındığını savunanlar, halkın yoksullaşmasmı nasıl açıklaya- bileceklerdir? 1991'e girerken emekçi kesi- mindeki huzursuzluğu doğal karşüamak ve sorunların tistü- ne anlayışla eğilmek gerekiyor. Emekçiye karsı baskı yöntemleri e zapîiye önlemleri almaya yö- nelmenin sağduyuyla bağdaşa- cağını aklı baştnda kimse söyle- yemez, Çünkıi hesap ortadadır. •k-k-k (Baftarafi 1. Sayfada) Mahsulleri Ofisi'nin buğdaya her hafta başmda uyguladığı, önce 5 daha sonra da 9-10 lira- lık zam, una ve ekmeğe katla- narak yansıdı. Fiyatlannuı yük- selmesiyle önemi bir anda yeni- den anımsanan ekmek, özellik- le yıhn ikinci yansmda adından en çok söz edilen gıda maddesi oldu. 1990 yılına 350 lirayla gi- ren ekmek fiyatlan şubat ayın- da 400 liraya yükseldi. Daha sonra mayıs ayında buğday ta- ban fıyatlarının beklenenin üze- rinde açıklanması ve TMO'nun bu yıl ilk kez politikasmı değiş- tirerek alun fiyatlan yanında sa- tış fıyatlannı da her hafta art- tırmaya başlaması, un ve dola- yısıyla ekmekte fiyat kavgasma yol açtı. "Ekmek kavgası" tüm yurda yayüarak âdeta ulusal bir sorun haline geldi. tstanbul'da da eylül ayında ekmek fiyatları serbest bırakıl- dı. Ancak tüm fmnlar söz bir- liği etmişçesine 320 gramlık ek- meği 600 liraya satmaya başla- dılar. Bu arada bakkallarla fı- rınlar arasında yıllardır sürege- len kavga daha da kızıştı ve fı- nnlar ekmeği 600 liradan satar- ken bazı bakkallarda 450-500 li- raya ekmek bulunur oldu. Ekmek sorunu, bazı illerde bak- kallann "ekmek satnuma" ey- lemi, bazı illerde fınnlann "ek- mek yapmama" eylemi, bazı il- lerde de belediyelerin fırıncılığa soyunmasıyla giderek büyüdü. Ve 1990 yıh içinde bir türlü an- laşamayan kesimlerin sürekli fi- yatlara müdahale etmesiyle ek- melr fiyatlarrbir yTlksdtinp bir düşürülerek âdeta "yalama" ol- du. Istanbul'da da aralık ayında ekmek fiyatlan yeniden "ayar- landı" tstanbullular bugünler- de ekmeği 700liradan yiyorlar. Böylece ekmek İstanbul'da ara- hk ayı sonunda önceki yıla oranla yüzde 100 anarak temel gıda maddeleri içinde en yüksek zam gören ürün oldu. 1990 yıh sonunda bir türlü dinmeyen ek- mek kavgasının 1991 yıhndada tüm hızıyla süreceği belirtiliyor. Çay: 1990 yıhnda Tekel çay- lan ytizde 99 zam gördü. özel sektöre zam yapmaması için sözle zor kullanan devlet, ken- di ürünlerine birbiri ardına zam yaparak piyasada büyük eleşti- rilere hedef oldu. Sonuçta geçen yıl çay fiyatları 5 kez arttınldı. Haziran ayına dek iki kez arttı- rılan çay fryaüan Saddam'ın Mutfakta 1 1kg. Peynir Zeytin Seker Çay -Et Ekmek Sût Yumurta Yoğurt Un Mâkarna .-Pirjnç Bakliyat Patates Soğan Sebze - Margarin Ayçiçekyağı Zeytinyağı Tereyağı Aylık mutfak har yıllık artış 1989 arahk 12.000 12.000 2.480 6.000 9.700 350 1.320 225 2.700 1.320 1.535 2.900 2.700 775 950 1.255 1.560 3.150 3.200 6.450 14.350 12.000 499.185 1990 arahk 16.667 17.333 3.900 11.933 18.167 700 2.000 300 4 500 1.867 2.000 3.317 3.065 1 300 1 300 ' 2.209 2.299 4.667 3.933 8.833 19.333 19.300 814.189 F a r f c * 38.89 44.44 57.26 98.88 87.29 100.00 51 52 33.33 66.67 41.44 30.29 14.38 13.52 67 74 36 84 76.02 47.37 48.16 22.91 36.95 34.72 60 83 63.1 Savaş çanları (Baftarafi 1. Sayfada) Bob Dole önceki gece NBC te- levizyonunun 'Meet The Press' (Basmla Tanışın) programında yaptığı konuşmada, Körfez kri- zi ve ülkedeki ekonomik gerile- me gibi iki buyük sorunla karşı karşıya olan Başkan Geogre Bush için zamanın "kazanmak y& da kaybetmek zamanı" oldu- ğunu söyledi. Dole, Bush'un kendi partisi içindeki muhafaza- kârlarla da sorunları bulundu- ğunu kaydetti. "Sanınm, Bush için kazanmak ya da kaybetmek zamanı" diyen Bob Dole, Kör- fez krizinden ve ekonomiden "ikiz sorun" olarak söz etti. Senatör Dole "Amerikalılar, Körfez'de silahlar patlamadan önce Başkan Bush'un, banşç> çöziim yolunda tüm olanakları degerlendirdiğine, tum kapıları zorladığına emin olmak istiyor- lar. Amerikan halkı savaş iste- miyor" şeklinde konuştu. Bob Dole, "Bir Iraklı yetkili- nin Irak-ABD görüşmelerinde tarih belirienmesi konusunda es- neklik gösterebileceğini belirt- Üğioi" söyledi. Irak'ın VVashington Büyükel- çisi Muhammed El- Mashat'la görüştüğünü açıklayan Bob Do- le, büyükelçinin gorüşmede bi- raz esneklik gösterdiğini ve iki ülke arasmdaki görüşmelerin "Saddam'ın daha önce söyledi- ği gibi 12 ocakta olması gerek- mediğini" soylediğini kaydetti. Kongre'nin Körfez krizini gö- ruşmek üzere toplanacağı 3 ocak perşerübe günü, Bob Doie ve diğer Kongre liderlerinin Be- yaz Saray'a giderek Bush'u ziya- ret etmeleri ve "Amerikan hal- kının savaşa h«niiz hazır olma* dığmt" söylemeleri bekleniyor. AT'den diyalog önerisi Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jacques Poos, Irak, Kuvyet'ten çekilirse, ATnin Bağdat'la, Fi- listin dahil, Ortadoğu sorununu görüşebileceğini söyledi. Reu- ters'ın haberine gore Poos, BBC radyosuna verdiği demeçte, Irak Dışişleri Bakanı Tank Ariz'le görüşmeye hazır olduğunu da belirtti. _ Bugün Avrupa Topluluğu dö- nem başkanlığı görevini üstlene- cek olan Lüksemburg'un Dışiş- leri Bakanı, cuma günü yapıla- cak toplantıda savaştan kaçın- mak için Bağdat'la görüşmele- rin surdüriılmesi yolunda bir ka- rar alınacağına inandığını söy- ledi. Töplantımn Tarık Aziz'le gö- rüşme kararıyla mı sonuçlana- cağı yolundaki bir soruyu da Poos, "Evet, sanınm, çiinkü cu- ma günü, anlamlı bir şeyin ya- pılabileceği son gttn" şeklinde cevapladı. Bu arada Irak Sağlık Bakan- lığı tarafından yapılan bir açık- lamada, ambargo nedeniyle do- ğan ilaç sıkıntısı yüzünden ya- rısı 5 yaşının altındaki çocuklar olmak uzere toplam 4200 Irak vatandaşının öldüğü iddia edil- dL "Saddam diyaloğa hazır" Yugoslavya Dışişleri Bakanı Budimir Loncar. Irak'tan dö- nüşte yaptığı açıklamada Sad- dam Hüseyin'in Körfez'deki du- rumun bir felakete yol acacağı- nın farkında olduğunu söyledi. Yugoslavya haber ajansı TAN- JUCun bildirdiğine göre Budi- mir, Saddam'ın diyaloğa hazır olduğunu da kaydederek Bağ- dat'ta, Körfez kruine barışçı çö- züm bulunması gerektiği görü- şünün giderek ağırlık kazandı- ğını belirtti. ABD Başkan Yardımcısı Dan Qua>le ise önceki gün gittiği Su- udi Arabistan'da temaslannı Kuveyt'i işgal ettiği 2 ağustos gününden sonra 1-2 ay içinde 3 kez zam gördü. Çay-Kur'un bu kadar kısa sü- re içinde art arda zam yapma- sının nedeninin özel çay şirket- leri olduğu öne sürüldü. Zarar ettiklerini ve devletten destek beklediklerini söyleyen bu şir- ketler, 1990 yılıTçtHae bir der- nek kurarak örgütlenmişlerdi. Maliye Bakanı Adnan Kahveci'y- le görüşen özel şirketler, Çay- Kur'la rekabet edecek güçte ol- madıklarını ve Çay-Kur'un pi- yasayı dilediği gibi yönettiğini söylemişler, kurumun çay fiyat- larını düşük tuttuğunu ileri sü- rerek çaya büyük oranda zam yapılmasını, aksi halde birçok özel çay şirketinin kapanma aşamasına geleceğini bildirmiş- lerdi. Bunun üzerine çay fiyat- lannı sürekli arttıran devlet, bir- çok kesimin eleştirileriyle karşı- laşu. Bir kiloluk Kamelya çayı yıl sonunda 12 bin 300 liraya dek yükseldi. Et: Et Fiyatları ise bir yılda yüzde 87 arttı. Her ay küçük oranlarda artan et fiyatlan, tü- ketici derneklerinin fiyatları diz- ginlemek amaayla 21 mayısta sürdürüyor Dün Dahran'a giden Dan Quayle, yeni yıh Amerikan askerleri ile birlikte karşıladı. Reuter'in bildirdiğine göre Suudi Arabistan Kralı Fahd, Riyad'ın, Körfez operasyonlarına daha fazla mali katkıda bulunması yolunda Dan Quayle tarafından yapılan öneriyi kabul etti. Qu- ayle'nin yardımaları, Suudi Arabistan'ın mali katkılarını ne oranda arttıracağının ise henüz belirlenmediğini bildirdiler. Genscher'in çağrısı Almanya Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher, olası bir Körfez savaşımn önlenmesi için diplomatik çabaların yo- ğunlâştırılması çağrısında bu- lundu. Genscher, acıklamasında Irak'ın 15 ocak tarihine kadaı Kuveyt'ten çekilmesi ve Güven- lik Konseyi karanna uyması ge- rektiğini söyleyerek şöyle devam etti: "Güvenlik Konseyi karan ha- yata geçirilmeli. Bu demektir ki Irak, Kuveyt'ten mutlaka çekil- meli. Ancak, Körfez'de sa\-aş hazırlıklannın devam ettigi şim- diki zor durumda bik barışçı bir çözüm bulunması için diploma- siye şans verilmeli. Güvenlik Konseyi, kararlannm uygulan- masını sağlayacak yapıınmkır uygulamalı." Körfez krizine ilişkin diğer bir gelişmede, Irak televizyonu Amerikan ve öteki Batılı gemi- lerir Irak'a ait bir tankeri Um- man Denizi'nde durdurduğunu bildirdi. AA'ya göre televizyo- nutı haberinde, 60'tan fazla as- başlattıkları et boykotuyla bir anda fırladı. 15 gün süren et boykotu et fiyatiarını körükle- di. Daha sonra Kurban Bayra- mı yaklaşırken besicinin hayva- nmı kesmeyi saklaması et fıyat- lanndaki artışı daha da hızlan- dırdı. Nisan ayını 11-12 bin li- radan kapatan kıyma ve kuşbaşı fiyatlan mayıs a>ında 13-14 bin liraya fırladı. Ve bir türlü diz- ginlenemeyen fiyatlar ağustos a>ında 16-17 bine dek çıktı. Ey- lül ayından sonra ithal etin pi- yasaya girmesiyle et fiyatların- daki artış hızı yavaşlamaya baş- ladı. Piyasa, artış hızının yavaş- lamasında satışlardaki durgun- luğun da etkili olduğunu belir- tiyor. Sebze-meyve: 1990 yıhnda sebze fiyatları ortalama yüzde 76, meyve fiyatlan ise yüzde 47 arttı. Zaman zaman mutfak enflasyonunun "civisini çıka- ran", zaman zaman da "solnk aldıran" sebze-meyve fıyatlann- da geçen yıl olağandışı iniş çı- kışlar görüldü. Piyasadaki tale- be bağlı olarak ayarlanan sebze- meyve fiyatları, Körfez krizin- den sonra birkaç ay düştü. Mayıs ayında mutfağa âdeta kerin Irak gemisine çıktıkları, gemi mürettebatına saldırdıkla- rı, mürettebatın mal \arligina el konulduğu ve kişisel belgelerinin alındığı duyuruldu. "Irak ordusu 24 saatte ezilir" lngiliz The Times gazetesi Arap komutanlara dayanarak verdiği haberde, bu savaşta Irak ordusunun 24 saat içinde dağı- lacağını bildirdi. The Times'a göre Irak ordusunu iyi tanıyan Ortadoğulu Arap generaller ve Irak'a karşı çarpışmış olan Iran- lı subaylar, Irak ordusunu faz- la büyüttüğünü, aslında bu or- dunun bir savaşta 24 saat için- de dağılacağını, Batılıların ise 1000'den fazla kayıp vermeye- ceğini öne sürduler. Arap generallere göre Irak ordusunun sayısal üstünluğüne karşın eğitimi kötu, morali bo- zuk verilen besin maddesi yeter- siz, silahların modası geçmiş ve yedek parça sıkıntısı çekiliyor. Askeri uzmanlara göre halen Körfez'de bulunan 2 bin Ame- rikan ve muttefik uçağı. savaşın ilk 5 gününde 6 bin çıkış yapa- bilirler ve Irak Hava Kuvvetle- ri'ni ilk günde yok edebilirler. The Tünes'ın haberine göre cephedeki Irak birlikleri o den- li büyük yiyecek sıkıntısı çeki- yorlar ki bazı askerler gizlice Suudi Arâbistan'daki Amerikan askerlerinden yiyecek maddesi aldılar. Buna karşilık silahları- nın Amerikahlar tarafından in- celenmesine izin verdiler. çarpan ve mutfak harcamasını yüzde 14.8 arttıranyazhk sebze- meyve fiyatları, ağustos ayın- dan sonra geriledi. Bu duşüşte Ortadoğu'ya yapılan ihracat bağlantılarının krizle beraber bir anda bıçak gibi kesilmesi ve ihraç edilecek ürünlerin de iç pi- yasaya verilmesi etkili oldu. Ka- sım ayında ise birçok işkolunda toplusözleşmelerin kilitlenmesi sonucu ücretlerin artmaması iş- çinin alım gücünü azalttı. Böy- lece bol arz, az taleple karşıla- şıhnca, piyasa koşullanna göre günlük olarak belirlenen sebze- meyve fiyatlarındaki düşüş da- ha da hızlandı. Aralık ayında ise birçok işkolunda greve gidilme- sine karşın yılbaşı sofralarının vazgeçilmez yemeği sebze ve meyveye olan talep arttı. Tale- bin artması sonucu aralık ayın- da sebze-meyve fiyatları ortala- ma yüzde 20 arttı. Patates-Sogan: Patates fiyat- ları geçen yıl yüzde 68, soğan fi- yatları ise yüzde 37 arttı. 1989 yıhnda önceki yıla oranla yüz- de 216 artan soğan fıyatlannın geçen yıl "makul" düzeylerde kalması dikkat çekiyor. 1990 yı- lına 775 liradan "merhaba" di- yen patates fiyatlan ise geçen yı- lı 1300 liradan kapadı. *Yogurt: Özellikle yılın son aylannda süt fiyatlarındaki ar- tışın yoğurda daha büyük oran- larda yansıdığı görülüyor. Süt fiyatları yıl içinde yüzde 52 ar- tarken yoğurt fiyatlarındaki ar- tış yüzde 67'yi buldu. Piyasada çok değişik marka ve kaliteler- de yoğurt satılması fijfatlardaki dengesizliği de beraberinde ge- tiriyor. Örneğin lstanbul'un ba- zı semtlerinde hiç adı sanı du- yulmamış markalarda 2 bin 500 - 3 bin liraya bir kilo yoğurt alı- nırken, sadece belirli semtlerde satılan tam yağlı koyun sütün- den yapılma yoğurtların kilosu 6 bin liraya dek varıyor. Aralıkta ne oldu? Arahk aymda İstanbul'da ya- şayan 4 kişilik bir ailenin mut- fak harcaması yüzde 5 artarak 774 bin 713 liradan 814 bin 189 liraya çıktı. Kasım ayında ise mutfak harcaması.binde 3 azal- mıştı. Arahk ayında ele aldığımız toplam 22 temel gıda maddesin- den 14'ünün fıyatı yükseldi. Aralık ayımn zam şampiyonu yüzde 21.5 ile sebze oldu. Seb- ze fiyatları kasım ayında yüzde 8 azalmıştı. Aralık ayında seb- ze fiyatlarındaki bu artış yılba- şı oncesi talebin artmasına bağ- lanıyor. Geçen ay zam sıralamasında sebzeyi yüzde 17 artışla şeker iz- ledi. Arahk ayımn son günlerin- de yüzde 22 arttırılan şeker fi- yatlarınm hemen piyasaya yan- sımadığı dikkat çekiyor. Ekmek fiyatları da geçen ay yüzde 17 arttı. Istanbul Ekmek îşverenleri Sendikası ocak ayı- na kadar fiyat ayarlaması yap- mayacaklannı söylemelerine karşın aralık ayı içinde ekmeğe bir kez daha zam yapıldı. Aralık ayımn diğer zamları ise şöyle: Meyve yüzde 14, patates-soğan yüzde 11, yoğurt, un ve margarin yüzde 8, beyaz peynir yüzde 4, bakliyat yüzde 3, ayçiçekyağı yüzde 2, tüpgaz yüzde 1. Geçen ay zeytin fiyat- lan yüzde 2, pirinç yüzde 9, zey- tinyağı yüzde 2, tereyağı da yüz- de 3 azaldı. LISKUR SURUCU KURSU Devreler: HattaSonu: 5 Ocak Hafta içi: 7 Ocak KADIKÖY (Söğûilûceşme Camii yanı) 349 18 24-349 18 25 336 02 06-336 02 79 (Bajtarafı 1. Sayfada) eyleminin "yasadışılıgı" iddia sıyla"ihtiyati tedbir" istemesiy le doruk noktasına ulaştı. Kamu-Sen 1. Iş Mahkemesi'- ne, Kamu-lş 6. İş Mahkemesi'- ne, Türkiye Ağır Sanayi ve Hiz- met Sektörü Kamu Işverenleri Sendikası da (TÜHÎS) 8. İş Mahkemesi'ne dün sabah baş- vurarak, Türk-lş'in eyleminin "genel grev" olduğunun tespi- tini istediler. 8. İş Mahkemesi'nin, Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu tşverenleri Sendikası'mn (TÜHİS) başvurusu üzerine dün verdiği ihtiyati tedbir kararımn gerekçesi şöyle: "Türk-lş Başkanlar Kunıhı'- nnn Ugili sendika başkanlan ve temsilcileri ile birlikte Türkiye genelinde birtakım siyasi istek- leri hükümete kabul ettirmek için işverenleri de aracı olarak kullanarak bir gün ışe gelmeme kararı alması ve bunu basın ve TV yoluyla kamuoyuna duyur- mas, bu karara Türk-tş'e bağ- lı sendikalaıia bL-likte Hak-lş Konfederasyonu üyeleri tarafın- dan uyulacağının belirtilmiş ol- ması, Anayasanın 54/2. 2822 sayılı vasanın 2S/3. maddesin- de gösterilen kanun dışı grevin ortaya çıkması sonucunu doğu- racağı ihtimaline binaen tespit davasının kararuun kesinleşme- sine kadar ihtiyati tedbir talebi- nin kabulüne karar vermek ge- rekmiştir." Kamu lşvere^ıleri Sendikası, çıkan kararı hemen alırlarken, karar Türk-lş'e ise tebliğ edile- roedı., TürkJ^ yöneticikrinin tebligatı aünamak için telefon- lara çıkmadıkları ve genel mer- kezde yetkili bulundurulmadığı gözlendi. Türk-tş'in verilen bu kararlara itiraz hakkınm bulun- duğu da bildirildi. Yapılacak başvuru, >ine iş mahkemelerin- ce görüşülecek. Abant'ta göriişme Başbakan Yıldınm Akbulut, Zonguldak'taki maden işçileri- nin greviyle ilgili olarak yılbaşı tatilini geçirmekte olduğu Abant'ta Genel Maden İş Sen- dikası Başkanı Şemsi Denizer ile yaklaşık 6.5 saat süren bir gö- rüşme yaptı. Akbulut toplantıdan sonra gazetecilere yaptığı açıklamada Denizer'le görüş ahşverişinde bulunduklarını belirterek "Ta- bü iş ücrete dayandığında birta- kım teknik hesaplar yapılması inhisar etti, o nedenle görtişme- leri burada tamamlamak müm- kün olmadı. Yann tekrar bulu- şacagız" dedi. Başbakanlıkta bugün saat 17.00'de gerçekleşe- cek toplantıda teknik heyetler- le berber hesap işlerini de yapıp bir sonuca varacaklannı ümit ettiğini belirten Akbulut, "Ya- nnki gorüşmelerde zannediyo- rum ki sonuca ulaşacağız" de- di. Akbulut iş mahkemelerinin Türk-İş'in gerçekleştireceği bir gün işe gitmeme eylemi ile ilgili olarak aldığı ihtiyati tedbir ka- ran ile ilgili bir soruya da "Mahkemeler bagımsız organ- lar. Onlann verdiği karara yo- rum yapmam söz konusu degil. Her şeye rağmen derim ki hiç kimse bu konuda magdur olma- sın. Bana kalırsa yapılmasa iyi- dir" yanıtmı verdi. Ücrette uzlaşma G Y A R A T 1 C I RAFİKER WHATs an AU-PAIB in Engtara? DoJanOfQ.(1|135 15 99 (51(28 75 3* 1584998-99 Sürucu belgemi kaybeıtim. Hükümsüzdür. GÜLER GANJVK Öte yandan Akbulut ile De- nizer görüşmesinde bulunanlar- dan edinilen bilgiye göre Akbulut, sendika yöneticilerine yer altında çalışanlar için ayda 2.5 milyon lira net maaş, yılda da 5 maaş ikramiye önerdi. Sen- dika yöneticikrinin, daha önce belirttikleri isteklerinin bu raka- mın daha üzerinde olduğunu söylemelerine karşın bu ücrete olumlu baktıkları yönünde işa- ret verdikleri kaydedildi. Özal'ın mesajı Cumhurbaskanı Turgut Özal yayımladığı yeni yıl mesajmda işçi ve hükümet arasındaki so- runları ele aldı. Çalışma haya- tında sorunların uzlaşma ile çö- zülmesi gerektiğini belirten Özal, "Ancak uzlaşma yolu hic- bir zaman teslim olma değildir. Zorbalıkla da hak alınmaz. Türkiye bir hukuk devletidir. Kanunlar herkese eşit olarak tatbik edilir. Kanunları çigne- mek isteyenler ve bunu tahrik edenler, karşılannda daima dev- leti bulacaklardır" dedi. GOZLEM UGUR MUMCU (Baftarafi 1. Sayfada) DYP, toplam 520 bin 191 geçerli oyun 129 bin 729'unu alarak oyların yüzde 24.9'unu almış ve beş milletvekili çı- karmış. ANAP, Zonguldak'ta son genel seçimlerde 127 bin 637 oy almış; oy yüzdesı DYP'nin hemen altında: Yüzde 24.5. Bu iki sağ partinin oy toplamı. toplam oyların yüzde 49.3'üdür. RP, MÇP ve IDP gibi sağ partilerin aldıklan top- lam oy da 36 bin 301 ile oyların yüzde 6.8'idir. Bu oylarla birlikte Zonguldak'taki toplam sağ oyların oranı yüzde 56.1'dir. Sol oylara gelince... DSP, Zonguldak'ta en çok oy alan partidir. DSP, 140 bin 388 oy ile toplam oyların yüzde 26.9'unu almıştır. SHP'nin Zonguldak'ta aldığı oy 86 bin 136'dır; bu oyla SHP toplam oyların ancak yuzde 16.5'ini toplayabilmiştir. DSP, Türkiye'deki genel barajı aşamadığı için en çok oy alan parti olmasına karşın Zonguldak'ta milletvekili çıkara- madı. DSP ve SHP'nin oy toplamı yüzde 43... Ancak Zongul- dak'ta ne SHP milletvekili çıkarabilmiş, ne DSP! TBMM'de de işçı kenti Zonguldak'ın bir tek sosyal demok- rat milletvekili bile yoktur! Zonguldak'ta grevdeki işçı sayısı 48 bin dolayındadır. Bu sayıya grevdeki işçilerın yakınlarını da katmak gerekir. Bu işçiler, son genel seçimlerde çeşitli partilere oy ver- mişlerdir Genel seçimlerde ANAP'a, DYP'ye, RP'ye oy ve- ren işçiler de yürüyorlar. Öyleyse ne ideolojısi? Öyleyse ne siyaseti? Işçileri yürüten ideoloji değil açlıktır! MESS işyerlennde grev kararı alan Türk-Metal İş Sendi- kası da sağ eğilimleri ile tanınan sendıkacılardır. 3 ocak ey- lemini destekleyen Hak-İş Konfederasyonu da öyle. Bu, dipten gelen dalgadır. Bu, açların sesidir; bu, hak- kın sesi ve halkın sesidir. Hiçbir sendikacı bu seslere ku- lak tıkayamaz. DYP'li de olsa tıkayamaz; ANAP'lı olsa da, MÇP'ye oy verse de tıkayamaz; RP'li olsa da tıkayamaz. Yürüyen işçilerın bir kısmı genel seçimlerde ANAP'a oy veren yurrtaşlarımızdır. Bu yüzden, grev ve yürüyüşler için "ideolojiktır" suçlamasının hiçbir inandırıcı yonü yoktur. • • • Kamu İşverenler Sendikası, IvîESS işverenınden de ön- ce iş mahkemelerine başvurarak 3 ocak eylemini durdur- mak ve böylece eylemin "genel grev" niteliğinde olduğunu mahkeme kararı ile saptamak istiyor. 5521 Sayılı iş Mahkemeleri Yasası'nın 1. maddesi, iş mah- kemelerinin görev alanını tek tek sayar. 3 ocak eylemi, ya- sada taraflan ve konuları belirtilen iş davaları kapsamına girmez. İş mahkemeleri, bu konuda görevsizdirler. Bu yüzden Ankara'da iki iş mahkemesinin verdikleri ka- rarlar yasaya aykırıdır. , • * * işçi-işveren ve hükümet ilişkıleri kopma noktasına sürük- leniyor. Bu gibi olaylarda kin tohumları ekmenin topluma hiçbir yararı yoktur. Demokrasi bir uzlaşma rejimidir. Bu uz- laşmayı sağlayacak olanların başında devlet gelir. Taraflann çözecekleri konularda DGM Başsavcılığına baş- vurmak, bu uzlaşma yollarını kapatır. Devlet, yasakçı olursa, bu uzlaşma güçleşir. Bu uzlaş- ma yolları büsbütün tıkanırsa siyasal gerginlikler ve ideo- lojik kutuplaşmalar başlar. Bu aşamada, hukuksal değerlendirmeler yapmakta ya- rar vardır: 3 ocak eylemi, anayasa ve yasalarda yer alan "genel gre/' kapsamında görülemez. Genel grev, genellikle siyasal amaçla yapılır; bu amaç, hükümeti değiştirmek, bir yasa- nın çıkartılması ya da çıkartılmaması olabilir. Devletin aynı zamanda "ı'şveren" olarak girdiği toplusözleşmelerde her grev "genel grev" ya da "siyasal grev" sayılabilir. Bu dar ve yasakçı bakış açısıyla devletin taraf olduğu her grev "ge- nel grev" olarak görülebilir ve bu gerekçeyle de yasakla- nabilir. Bu dar ve yasakçı görüş. yasaklarla dolu Türk-lş Huku- ku'nda bile savunulmuyor. 3 Ocak eylemi, toplu sözleşmelerin işçi-işveren ilişkileri çerçevesınde çözülmesinı amaçlıyor; bu yüzden hukuk tek- niğine ilişkin özellikleri ile bu eylem, "genel grev" sayıla- maz. Yasalarda genel grevin açık tanımt da yapılmış değildir. Yargıtayımızın "genel grev" konusunda verilmiş bir kararı da yoktur. Bu nedenle "genel grev" nedir, ne değildir? Hangi grev ya da gösteri türü "genel grev" sayılır? Hangisi sayıl- maz? Suç olan nedir? Ne değildir? Bu konularda açık ta- mım ve ölçülerden de söz edilemez. Ceza Yasası'nda tanımı yapılmayan ve suç olduğu konu- sunda apaçık ölçüler getırilmeyen eylemleri yürütme orga- nından kaynaklanan gerekçelerle suç saymak "kanunsuz suç ve ceza olrnaz" kuralına da aykırı düşer. Bir gün işe gelmemek, iş yasasında iş akdinin feshi ne- deni de olmaz. 3 ocak bir "uyarı günü" olarak değerlendirilmelidir. Hü- kümet ve MESS işverenlerinin 3 ocak günü, işyerlerini ka- patarak "uzlaşma" ortamı yaratmalarında sayısız yarar var- dır. Demokratik ilkelerde uzlaşma, zayıflığı değil gücü gösterir. Çağdaş ve demokratik ülkelerde devletin gücü ve say- gınlığı, DGM savcılıklarının açacakları davalar ile değil ça- lışan kesime sağladığı olanaklarla ölçülür... • Macig Box, telefonları (Baftarafi 1. Sayfada) 9 dansöze çıkardı. Her iki ola- yın sunuluşu sırasında da "di- ğer kanah izlemeyin, bizi izle- yin" sözlerine sik sık yer veril- diği gözlendi. Star l'in araba çekilişi de İs- tanbul, Ankara ve Izmir başta ûlmak üzere Türkiye genelinde PTT telefon santrallarında kilit- lenmelere, hat kanşıkhklarına yol açtı. Kilitlenmeler "Yeni Yıl Special" progranunın yayını sı- rasında canh olarak devreye gi- ren araba çekilişi anonsları su- resince gerçekleşti. Konuyla il- gili görüşünü aldığımız bir PTT yetkilisi, samral kilitlenmeleri karşısında hiçbir şey yapama- dıklannı, milyonlarca insarun aynı anda telefon ahizelerini kaldırarak çıkış kanallarını ki- litlediklerini belirtti. Yetkili, ki- mi bölgelerde abonelerin tele- fonlannı sürekli açık tutmaya çahşarak araba çekilişi anonsla- nnı diğer izleyicilerden daha er- ken yakalama yanşına giriştik- lerini de sözlerine ekledi. Telefonlardaki kihtlenme ne- deniyle hastane, elektrik, su ve arıza gibi zorunlu arama yap- mak isteyen çok sayıda vatan- daşın da zor durumda kaldığı belirlendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle