Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İOCAK 1991
REVÜ
KIZLARI —
Revü kızlan,
bagımsız
Ingiliz
televizyonunua
(ITV)
yılbaşı gecesi
eğlencesi için
hafta boyunca
Londra
Palladium
Tiyatrosu'nda
prova yaptılar.
(Fotograf:
Reuter)
Doktora
mesaide
muayene
yasağı
ANKARA (UBA) — Yargı-
tay, hekimlerin çahştıkları has-
tanelerden izinli ya da izinsiz
olarak ayrıldıktan sonra kendi
özel muayenehanelerinde hasta
kabul ederek bunlardan para al-
malannı görev sırasında yetki-
yi kötiiye kullanmak suçu diye
kabul etti. Yargıtay Dördüncü
Ceza Dairesi bu görüşle Boz-
kır'da görev yapmakta olan Ya-
5ar adlı doktoru hapis cezasına
mahkûm ettikten sonra bunu 60
bin lira para cezasına çeviren ve
üç ay süreyle de meslekten men
kararı veren Bozkır Asliye Ce-
za Mahkemesi'nin kararım
onayladı.
CUMHURİYET/17
ÖLÜM HAKKI — Uzun bir süredir bitkisel hayatta olan
Christine'in babası kızına öliim hakkı verilmesini istiyor. Bi-
lindigi gibi ABD'de her eyalet bu konuda farklı uygulamalar*
gidiyor. Pete Busalaccbi de kızının Moust Vernon'daki hasta-
neden alınmasını ve öliim hakkının verilmesini istiyor.
(Fotoğraf: AP)
MEB'de
burslar artıyor
ANKARA (ANKA) — MUli
Eğitim Bakanlığı, 1991-1992 öğ-
retim yıhnda orta ve yükseköğ-
retimdeki öğrenci burslannın
kontenjanını büyük oranda art-
tırma karan aldı. MEB, gelecek
öğretim yıhnda burslu öğrenci
sayısını 8 bin 500'den 18 bin
500'e çıkaracak.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir
üst düzey yetkilisi, "Halkımızın
borslara inüyacı var, yoksul fa-
kat yetenekM çocuklan okutmak
için devlelin mutlaka kaynak
ayınnası gerekir. Bugıine kadar
burs kontenjanının az tntulma-
sı bir olumsuzluktur" dedi.
öte yandan halen 154 bin 340
olan parasız yatılı öğrenci sayı-
sının da gelecek öğretim yüında
156 bin 450'ye çıkanlmasına ka-
rar verildi."
SÜTÜ SUYA
KATMAK —
Yaşlı Hinüi din
adamı Yeni
Delhi'deki
Yamuna nehrine
süt döküyor.
Ganj nehrinİH
kollanndan biri
olan Yamuna'ya
süt katılmasının
nedeni, siitiin
suyu
temizleyecegi
inancı. Arahğın
son giinünde
nehre Um 850
litre sût dökttldiL
(Fotoğraf: Reuter)
HABERLERİN DEVAMI
OLAYLAREN Para dayanmıyor
ARDINDAKI
Kavga
GERCEK
(Baftarafi 1. Sayfada)
eylemlerin şu ya da bu politik ya
da ideolojik nedene dayanmadı-
ğını anlamak için bu rakamlara
bir göz atmak yeterli oiacaktır.
Çağımızda bir toplumun hu-
zura kavuşabilrnesi için ilk ko-
şul sosyal adalettir. îkinci Dün-
ya Savaşı'ndan sonra Batılı top-
lumlarm tümü sosyal devlet dü-
zenine dönuk hukuk sistemini
benimsemişlerdir. Liberal ya da
muhafazakâr partiler iktidara
geçseler de bu hukuk düzeni te-
mel olarak benimsenmiştir.
Türkiye, 27 Mayıs'tan sonra
düzenlenen 1961 Anayasası'na
'sosyal devlet' ilkesini koydu. Ne
yazık ki bu temel ilkeye yönelik
siyasal ve ekonomik değişim
gerçekleşemedi; tersine servet -
sefaıet uçurumları derinleşti.
12 Eylül'den sonra olumsuz
gelişme çarpıcıdır. DYP Genel
Baskanı Sayın Demirel'in söyle-
diği gibi bizim toplum bugün
"bir ucu Belçika'da öteki ucu
Hindistan'da" ters bir yapılan-
ma içindedir. Ortadirek yok ol-
muştur. Bu durumda toplumda
huzur beklentisinin boş bir
umut olacağı da açıktır.
Denebilir ki "Yoksul bir ülke-
yiz, sosyal adaletin gerçekkşme-
si için gerekli koşullanmız yok-
tur."
Bu göruş de bir temele dayan-
mıyor. Geri ülkelerde yoksullu-
ğu doğal gören bakış açısı çağ-
daşfaşrha tddiastndaki t&plum-
larda savunulamaz. Zengin
azınhğın Türkiye'deki kadar
çarpıcı bir aşamaya varması,
çağdışılığın göstergesidir. Hep-
sibiryana, Türkiye'de gelir da-
ğıhmı 1960'lardan ve 1970'lerden
bu yana daha da bozulmuştur.
Bu olumsuz değişim her türlü
mazeretiyok edecek birgerçek-
liği vurguluyor Türkiye'nin kal-
kındığını savunanlar, halkın
yoksullaşmasmı nasıl açıklaya-
bileceklerdir?
1991'e girerken emekçi kesi-
mindeki huzursuzluğu doğal
karşüamak ve sorunların tistü-
ne anlayışla eğilmek gerekiyor.
Emekçiye karsı baskı yöntemleri
e zapîiye önlemleri almaya yö-
nelmenin sağduyuyla bağdaşa-
cağını aklı baştnda kimse söyle-
yemez,
Çünkıi hesap ortadadır.
•k-k-k
(Baftarafi 1. Sayfada)
Mahsulleri Ofisi'nin buğdaya
her hafta başmda uyguladığı,
önce 5 daha sonra da 9-10 lira-
lık zam, una ve ekmeğe katla-
narak yansıdı. Fiyatlannuı yük-
selmesiyle önemi bir anda yeni-
den anımsanan ekmek, özellik-
le yıhn ikinci yansmda adından
en çok söz edilen gıda maddesi
oldu. 1990 yılına 350 lirayla gi-
ren ekmek fiyatlan şubat ayın-
da 400 liraya yükseldi. Daha
sonra mayıs ayında buğday ta-
ban fıyatlarının beklenenin üze-
rinde açıklanması ve TMO'nun
bu yıl ilk kez politikasmı değiş-
tirerek alun fiyatlan yanında sa-
tış fıyatlannı da her hafta art-
tırmaya başlaması, un ve dola-
yısıyla ekmekte fiyat kavgasma
yol açtı. "Ekmek kavgası" tüm
yurda yayüarak âdeta ulusal bir
sorun haline geldi.
tstanbul'da da eylül ayında
ekmek fiyatları serbest bırakıl-
dı. Ancak tüm fmnlar söz bir-
liği etmişçesine 320 gramlık ek-
meği 600 liraya satmaya başla-
dılar. Bu arada bakkallarla fı-
rınlar arasında yıllardır sürege-
len kavga daha da kızıştı ve fı-
nnlar ekmeği 600 liradan satar-
ken bazı bakkallarda 450-500 li-
raya ekmek bulunur oldu.
Ekmek sorunu, bazı illerde bak-
kallann "ekmek satnuma" ey-
lemi, bazı illerde fınnlann "ek-
mek yapmama" eylemi, bazı il-
lerde de belediyelerin fırıncılığa
soyunmasıyla giderek büyüdü.
Ve 1990 yıh içinde bir türlü an-
laşamayan kesimlerin sürekli fi-
yatlara müdahale etmesiyle ek-
melr fiyatlarrbir yTlksdtinp bir
düşürülerek âdeta "yalama" ol-
du.
Istanbul'da da aralık ayında
ekmek fiyatlan yeniden "ayar-
landı" tstanbullular bugünler-
de ekmeği 700liradan yiyorlar.
Böylece ekmek İstanbul'da ara-
hk ayı sonunda önceki yıla
oranla yüzde 100 anarak temel
gıda maddeleri içinde en yüksek
zam gören ürün oldu. 1990 yıh
sonunda bir türlü dinmeyen ek-
mek kavgasının 1991 yıhndada
tüm hızıyla süreceği belirtiliyor.
Çay: 1990 yıhnda Tekel çay-
lan ytizde 99 zam gördü. özel
sektöre zam yapmaması için
sözle zor kullanan devlet, ken-
di ürünlerine birbiri ardına zam
yaparak piyasada büyük eleşti-
rilere hedef oldu. Sonuçta geçen
yıl çay fiyatları 5 kez arttınldı.
Haziran ayına dek iki kez arttı-
rılan çay fryaüan Saddam'ın
Mutfakta 1
1kg.
Peynir
Zeytin
Seker
Çay
-Et
Ekmek
Sût
Yumurta
Yoğurt
Un
Mâkarna
.-Pirjnç
Bakliyat
Patates
Soğan
Sebze -
Margarin
Ayçiçekyağı
Zeytinyağı
Tereyağı
Aylık mutfak har
yıllık artış
1989 arahk
12.000
12.000
2.480
6.000
9.700
350
1.320
225
2.700
1.320
1.535
2.900
2.700
775
950
1.255
1.560
3.150
3.200
6.450
14.350
12.000
499.185
1990 arahk
16.667
17.333
3.900
11.933
18.167
700
2.000
300
4 500
1.867
2.000
3.317
3.065
1 300
1 300
' 2.209
2.299
4.667
3.933
8.833
19.333
19.300
814.189
F a r f c *
38.89
44.44
57.26
98.88
87.29
100.00
51 52
33.33
66.67
41.44
30.29
14.38
13.52
67 74
36 84
76.02
47.37
48.16
22.91
36.95
34.72
60 83
63.1
Savaş çanları
(Baftarafi 1. Sayfada)
Bob Dole önceki gece NBC te-
levizyonunun 'Meet The Press'
(Basmla Tanışın) programında
yaptığı konuşmada, Körfez kri-
zi ve ülkedeki ekonomik gerile-
me gibi iki buyük sorunla karşı
karşıya olan Başkan Geogre
Bush için zamanın "kazanmak
y& da kaybetmek zamanı" oldu-
ğunu söyledi. Dole, Bush'un
kendi partisi içindeki muhafaza-
kârlarla da sorunları bulundu-
ğunu kaydetti. "Sanınm, Bush
için kazanmak ya da kaybetmek
zamanı" diyen Bob Dole, Kör-
fez krizinden ve ekonomiden
"ikiz sorun" olarak söz etti.
Senatör Dole "Amerikalılar,
Körfez'de silahlar patlamadan
önce Başkan Bush'un, banşç>
çöziim yolunda tüm olanakları
degerlendirdiğine, tum kapıları
zorladığına emin olmak istiyor-
lar. Amerikan halkı savaş iste-
miyor" şeklinde konuştu.
Bob Dole, "Bir Iraklı yetkili-
nin Irak-ABD görüşmelerinde
tarih belirienmesi konusunda es-
neklik gösterebileceğini belirt-
Üğioi" söyledi.
Irak'ın VVashington Büyükel-
çisi Muhammed El- Mashat'la
görüştüğünü açıklayan Bob Do-
le, büyükelçinin gorüşmede bi-
raz esneklik gösterdiğini ve iki
ülke arasmdaki görüşmelerin
"Saddam'ın daha önce söyledi-
ği gibi 12 ocakta olması gerek-
mediğini" soylediğini kaydetti.
Kongre'nin Körfez krizini gö-
ruşmek üzere toplanacağı 3
ocak perşerübe günü, Bob Doie
ve diğer Kongre liderlerinin Be-
yaz Saray'a giderek Bush'u ziya-
ret etmeleri ve "Amerikan hal-
kının savaşa h«niiz hazır olma*
dığmt" söylemeleri bekleniyor.
AT'den diyalog önerisi
Lüksemburg Dışişleri Bakanı
Jacques Poos, Irak, Kuvyet'ten
çekilirse, ATnin Bağdat'la, Fi-
listin dahil, Ortadoğu sorununu
görüşebileceğini söyledi. Reu-
ters'ın haberine gore Poos, BBC
radyosuna verdiği demeçte, Irak
Dışişleri Bakanı Tank Ariz'le
görüşmeye hazır olduğunu da
belirtti. _
Bugün Avrupa Topluluğu dö-
nem başkanlığı görevini üstlene-
cek olan Lüksemburg'un Dışiş-
leri Bakanı, cuma günü yapıla-
cak toplantıda savaştan kaçın-
mak için Bağdat'la görüşmele-
rin surdüriılmesi yolunda bir ka-
rar alınacağına inandığını söy-
ledi.
Töplantımn Tarık Aziz'le gö-
rüşme kararıyla mı sonuçlana-
cağı yolundaki bir soruyu da
Poos, "Evet, sanınm, çiinkü cu-
ma günü, anlamlı bir şeyin ya-
pılabileceği son gttn" şeklinde
cevapladı.
Bu arada Irak Sağlık Bakan-
lığı tarafından yapılan bir açık-
lamada, ambargo nedeniyle do-
ğan ilaç sıkıntısı yüzünden ya-
rısı 5 yaşının altındaki çocuklar
olmak uzere toplam 4200 Irak
vatandaşının öldüğü iddia edil-
dL
"Saddam diyaloğa
hazır"
Yugoslavya Dışişleri Bakanı
Budimir Loncar. Irak'tan dö-
nüşte yaptığı açıklamada Sad-
dam Hüseyin'in Körfez'deki du-
rumun bir felakete yol acacağı-
nın farkında olduğunu söyledi.
Yugoslavya haber ajansı TAN-
JUCun bildirdiğine göre Budi-
mir, Saddam'ın diyaloğa hazır
olduğunu da kaydederek Bağ-
dat'ta, Körfez kruine barışçı çö-
züm bulunması gerektiği görü-
şünün giderek ağırlık kazandı-
ğını belirtti.
ABD Başkan Yardımcısı Dan
Qua>le ise önceki gün gittiği Su-
udi Arabistan'da temaslannı
Kuveyt'i işgal ettiği 2 ağustos
gününden sonra 1-2 ay içinde 3
kez zam gördü.
Çay-Kur'un bu kadar kısa sü-
re içinde art arda zam yapma-
sının nedeninin özel çay şirket-
leri olduğu öne sürüldü. Zarar
ettiklerini ve devletten destek
beklediklerini söyleyen bu şir-
ketler, 1990 yılıTçtHae bir der-
nek kurarak örgütlenmişlerdi.
Maliye Bakanı Adnan Kahveci'y-
le görüşen özel şirketler, Çay-
Kur'la rekabet edecek güçte ol-
madıklarını ve Çay-Kur'un pi-
yasayı dilediği gibi yönettiğini
söylemişler, kurumun çay fiyat-
larını düşük tuttuğunu ileri sü-
rerek çaya büyük oranda zam
yapılmasını, aksi halde birçok
özel çay şirketinin kapanma
aşamasına geleceğini bildirmiş-
lerdi. Bunun üzerine çay fiyat-
lannı sürekli arttıran devlet, bir-
çok kesimin eleştirileriyle karşı-
laşu. Bir kiloluk Kamelya çayı
yıl sonunda 12 bin 300 liraya
dek yükseldi.
Et: Et Fiyatları ise bir yılda
yüzde 87 arttı. Her ay küçük
oranlarda artan et fiyatlan, tü-
ketici derneklerinin fiyatları diz-
ginlemek amaayla 21 mayısta
sürdürüyor Dün Dahran'a giden
Dan Quayle, yeni yıh Amerikan
askerleri ile birlikte karşıladı.
Reuter'in bildirdiğine göre Suudi
Arabistan Kralı Fahd, Riyad'ın,
Körfez operasyonlarına daha
fazla mali katkıda bulunması
yolunda Dan Quayle tarafından
yapılan öneriyi kabul etti. Qu-
ayle'nin yardımaları, Suudi
Arabistan'ın mali katkılarını ne
oranda arttıracağının ise henüz
belirlenmediğini bildirdiler.
Genscher'in çağrısı
Almanya Dışişleri Bakanı
Hans Dietrich Genscher, olası
bir Körfez savaşımn önlenmesi
için diplomatik çabaların yo-
ğunlâştırılması çağrısında bu-
lundu. Genscher, acıklamasında
Irak'ın 15 ocak tarihine kadaı
Kuveyt'ten çekilmesi ve Güven-
lik Konseyi karanna uyması ge-
rektiğini söyleyerek şöyle devam
etti:
"Güvenlik Konseyi karan ha-
yata geçirilmeli. Bu demektir ki
Irak, Kuveyt'ten mutlaka çekil-
meli. Ancak, Körfez'de sa\-aş
hazırlıklannın devam ettigi şim-
diki zor durumda bik barışçı bir
çözüm bulunması için diploma-
siye şans verilmeli. Güvenlik
Konseyi, kararlannm uygulan-
masını sağlayacak yapıınmkır
uygulamalı."
Körfez krizine ilişkin diğer bir
gelişmede, Irak televizyonu
Amerikan ve öteki Batılı gemi-
lerir Irak'a ait bir tankeri Um-
man Denizi'nde durdurduğunu
bildirdi. AA'ya göre televizyo-
nutı haberinde, 60'tan fazla as-
başlattıkları et boykotuyla bir
anda fırladı. 15 gün süren et
boykotu et fiyatiarını körükle-
di. Daha sonra Kurban Bayra-
mı yaklaşırken besicinin hayva-
nmı kesmeyi saklaması et fıyat-
lanndaki artışı daha da hızlan-
dırdı. Nisan ayını 11-12 bin li-
radan kapatan kıyma ve kuşbaşı
fiyatlan mayıs a>ında 13-14 bin
liraya fırladı. Ve bir türlü diz-
ginlenemeyen fiyatlar ağustos
a>ında 16-17 bine dek çıktı. Ey-
lül ayından sonra ithal etin pi-
yasaya girmesiyle et fiyatların-
daki artış hızı yavaşlamaya baş-
ladı. Piyasa, artış hızının yavaş-
lamasında satışlardaki durgun-
luğun da etkili olduğunu belir-
tiyor.
Sebze-meyve: 1990 yıhnda
sebze fiyatları ortalama yüzde
76, meyve fiyatlan ise yüzde 47
arttı. Zaman zaman mutfak
enflasyonunun "civisini çıka-
ran", zaman zaman da "solnk
aldıran" sebze-meyve fıyatlann-
da geçen yıl olağandışı iniş çı-
kışlar görüldü. Piyasadaki tale-
be bağlı olarak ayarlanan sebze-
meyve fiyatları, Körfez krizin-
den sonra birkaç ay düştü.
Mayıs ayında mutfağa âdeta
kerin Irak gemisine çıktıkları,
gemi mürettebatına saldırdıkla-
rı, mürettebatın mal \arligina el
konulduğu ve kişisel belgelerinin
alındığı duyuruldu.
"Irak ordusu
24 saatte ezilir"
lngiliz The Times gazetesi
Arap komutanlara dayanarak
verdiği haberde, bu savaşta Irak
ordusunun 24 saat içinde dağı-
lacağını bildirdi. The Times'a
göre Irak ordusunu iyi tanıyan
Ortadoğulu Arap generaller ve
Irak'a karşı çarpışmış olan Iran-
lı subaylar, Irak ordusunu faz-
la büyüttüğünü, aslında bu or-
dunun bir savaşta 24 saat için-
de dağılacağını, Batılıların ise
1000'den fazla kayıp vermeye-
ceğini öne sürduler.
Arap generallere göre Irak
ordusunun sayısal üstünluğüne
karşın eğitimi kötu, morali bo-
zuk verilen besin maddesi yeter-
siz, silahların modası geçmiş ve
yedek parça sıkıntısı çekiliyor.
Askeri uzmanlara göre halen
Körfez'de bulunan 2 bin Ame-
rikan ve muttefik uçağı. savaşın
ilk 5 gününde 6 bin çıkış yapa-
bilirler ve Irak Hava Kuvvetle-
ri'ni ilk günde yok edebilirler.
The Tünes'ın haberine göre
cephedeki Irak birlikleri o den-
li büyük yiyecek sıkıntısı çeki-
yorlar ki bazı askerler gizlice
Suudi Arâbistan'daki Amerikan
askerlerinden yiyecek maddesi
aldılar. Buna karşilık silahları-
nın Amerikahlar tarafından in-
celenmesine izin verdiler.
çarpan ve mutfak harcamasını
yüzde 14.8 arttıranyazhk sebze-
meyve fiyatları, ağustos ayın-
dan sonra geriledi. Bu duşüşte
Ortadoğu'ya yapılan ihracat
bağlantılarının krizle beraber
bir anda bıçak gibi kesilmesi ve
ihraç edilecek ürünlerin de iç pi-
yasaya verilmesi etkili oldu. Ka-
sım ayında ise birçok işkolunda
toplusözleşmelerin kilitlenmesi
sonucu ücretlerin artmaması iş-
çinin alım gücünü azalttı. Böy-
lece bol arz, az taleple karşıla-
şıhnca, piyasa koşullanna göre
günlük olarak belirlenen sebze-
meyve fiyatlarındaki düşüş da-
ha da hızlandı. Aralık ayında ise
birçok işkolunda greve gidilme-
sine karşın yılbaşı sofralarının
vazgeçilmez yemeği sebze ve
meyveye olan talep arttı. Tale-
bin artması sonucu aralık ayın-
da sebze-meyve fiyatları ortala-
ma yüzde 20 arttı.
Patates-Sogan: Patates fiyat-
ları geçen yıl yüzde 68, soğan fi-
yatları ise yüzde 37 arttı. 1989
yıhnda önceki yıla oranla yüz-
de 216 artan soğan fıyatlannın
geçen yıl "makul" düzeylerde
kalması dikkat çekiyor. 1990 yı-
lına 775 liradan "merhaba" di-
yen patates fiyatlan ise geçen yı-
lı 1300 liradan kapadı.
*Yogurt: Özellikle yılın son
aylannda süt fiyatlarındaki ar-
tışın yoğurda daha büyük oran-
larda yansıdığı görülüyor. Süt
fiyatları yıl içinde yüzde 52 ar-
tarken yoğurt fiyatlarındaki ar-
tış yüzde 67'yi buldu. Piyasada
çok değişik marka ve kaliteler-
de yoğurt satılması fijfatlardaki
dengesizliği de beraberinde ge-
tiriyor. Örneğin lstanbul'un ba-
zı semtlerinde hiç adı sanı du-
yulmamış markalarda 2 bin 500
- 3 bin liraya bir kilo yoğurt alı-
nırken, sadece belirli semtlerde
satılan tam yağlı koyun sütün-
den yapılma yoğurtların kilosu
6 bin liraya dek varıyor.
Aralıkta ne oldu?
Arahk aymda İstanbul'da ya-
şayan 4 kişilik bir ailenin mut-
fak harcaması yüzde 5 artarak
774 bin 713 liradan 814 bin 189
liraya çıktı. Kasım ayında ise
mutfak harcaması.binde 3 azal-
mıştı.
Arahk ayında ele aldığımız
toplam 22 temel gıda maddesin-
den 14'ünün fıyatı yükseldi.
Aralık ayımn zam şampiyonu
yüzde 21.5 ile sebze oldu. Seb-
ze fiyatları kasım ayında yüzde
8 azalmıştı. Aralık ayında seb-
ze fiyatlarındaki bu artış yılba-
şı oncesi talebin artmasına bağ-
lanıyor.
Geçen ay zam sıralamasında
sebzeyi yüzde 17 artışla şeker iz-
ledi. Arahk ayımn son günlerin-
de yüzde 22 arttırılan şeker fi-
yatlarınm hemen piyasaya yan-
sımadığı dikkat çekiyor.
Ekmek fiyatları da geçen ay
yüzde 17 arttı. Istanbul Ekmek
îşverenleri Sendikası ocak ayı-
na kadar fiyat ayarlaması yap-
mayacaklannı söylemelerine
karşın aralık ayı içinde ekmeğe
bir kez daha zam yapıldı.
Aralık ayımn diğer zamları
ise şöyle: Meyve yüzde 14,
patates-soğan yüzde 11, yoğurt,
un ve margarin yüzde 8, beyaz
peynir yüzde 4, bakliyat yüzde
3, ayçiçekyağı yüzde 2, tüpgaz
yüzde 1. Geçen ay zeytin fiyat-
lan yüzde 2, pirinç yüzde 9, zey-
tinyağı yüzde 2, tereyağı da yüz-
de 3 azaldı.
LISKUR
SURUCU
KURSU
Devreler:
HattaSonu: 5 Ocak
Hafta içi: 7 Ocak
KADIKÖY
(Söğûilûceşme Camii yanı)
349 18 24-349 18 25
336 02 06-336 02 79
(Bajtarafı 1. Sayfada)
eyleminin "yasadışılıgı" iddia
sıyla"ihtiyati tedbir" istemesiy
le doruk noktasına ulaştı.
Kamu-Sen 1. Iş Mahkemesi'-
ne, Kamu-lş 6. İş Mahkemesi'-
ne, Türkiye Ağır Sanayi ve Hiz-
met Sektörü Kamu Işverenleri
Sendikası da (TÜHÎS) 8. İş
Mahkemesi'ne dün sabah baş-
vurarak, Türk-lş'in eyleminin
"genel grev" olduğunun tespi-
tini istediler.
8. İş Mahkemesi'nin, Türk
Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü
Kamu tşverenleri Sendikası'mn
(TÜHİS) başvurusu üzerine dün
verdiği ihtiyati tedbir kararımn
gerekçesi şöyle:
"Türk-lş Başkanlar Kunıhı'-
nnn Ugili sendika başkanlan ve
temsilcileri ile birlikte Türkiye
genelinde birtakım siyasi istek-
leri hükümete kabul ettirmek
için işverenleri de aracı olarak
kullanarak bir gün ışe gelmeme
kararı alması ve bunu basın ve
TV yoluyla kamuoyuna duyur-
mas, bu karara Türk-tş'e bağ-
lı sendikalaıia bL-likte Hak-lş
Konfederasyonu üyeleri tarafın-
dan uyulacağının belirtilmiş ol-
ması, Anayasanın 54/2. 2822
sayılı vasanın 2S/3. maddesin-
de gösterilen kanun dışı grevin
ortaya çıkması sonucunu doğu-
racağı ihtimaline binaen tespit
davasının kararuun kesinleşme-
sine kadar ihtiyati tedbir talebi-
nin kabulüne karar vermek ge-
rekmiştir."
Kamu lşvere^ıleri Sendikası,
çıkan kararı hemen alırlarken,
karar Türk-lş'e ise tebliğ edile-
roedı., TürkJ^ yöneticikrinin
tebligatı aünamak için telefon-
lara çıkmadıkları ve genel mer-
kezde yetkili bulundurulmadığı
gözlendi. Türk-tş'in verilen bu
kararlara itiraz hakkınm bulun-
duğu da bildirildi. Yapılacak
başvuru, >ine iş mahkemelerin-
ce görüşülecek.
Abant'ta göriişme
Başbakan Yıldınm Akbulut,
Zonguldak'taki maden işçileri-
nin greviyle ilgili olarak yılbaşı
tatilini geçirmekte olduğu
Abant'ta Genel Maden İş Sen-
dikası Başkanı Şemsi Denizer ile
yaklaşık 6.5 saat süren bir gö-
rüşme yaptı.
Akbulut toplantıdan sonra
gazetecilere yaptığı açıklamada
Denizer'le görüş ahşverişinde
bulunduklarını belirterek "Ta-
bü iş ücrete dayandığında birta-
kım teknik hesaplar yapılması
inhisar etti, o nedenle görtişme-
leri burada tamamlamak müm-
kün olmadı. Yann tekrar bulu-
şacagız" dedi. Başbakanlıkta
bugün saat 17.00'de gerçekleşe-
cek toplantıda teknik heyetler-
le berber hesap işlerini de yapıp
bir sonuca varacaklannı ümit
ettiğini belirten Akbulut, "Ya-
nnki gorüşmelerde zannediyo-
rum ki sonuca ulaşacağız" de-
di.
Akbulut iş mahkemelerinin
Türk-İş'in gerçekleştireceği bir
gün işe gitmeme eylemi ile ilgili
olarak aldığı ihtiyati tedbir ka-
ran ile ilgili bir soruya da
"Mahkemeler bagımsız organ-
lar. Onlann verdiği karara yo-
rum yapmam söz konusu degil.
Her şeye rağmen derim ki hiç
kimse bu konuda magdur olma-
sın. Bana kalırsa yapılmasa iyi-
dir" yanıtmı verdi.
Ücrette uzlaşma
G
Y A R A T 1 C I
RAFİKER
WHATs an AU-PAIB in Engtara?
DoJanOfQ.(1|135 15 99 (51(28 75 3*
1584998-99
Sürucu belgemi kaybeıtim.
Hükümsüzdür.
GÜLER GANJVK
Öte yandan Akbulut ile De-
nizer görüşmesinde bulunanlar-
dan edinilen bilgiye göre
Akbulut, sendika yöneticilerine
yer altında çalışanlar için ayda
2.5 milyon lira net maaş, yılda
da 5 maaş ikramiye önerdi. Sen-
dika yöneticikrinin, daha önce
belirttikleri isteklerinin bu raka-
mın daha üzerinde olduğunu
söylemelerine karşın bu ücrete
olumlu baktıkları yönünde işa-
ret verdikleri kaydedildi.
Özal'ın mesajı
Cumhurbaskanı Turgut Özal
yayımladığı yeni yıl mesajmda
işçi ve hükümet arasındaki so-
runları ele aldı. Çalışma haya-
tında sorunların uzlaşma ile çö-
zülmesi gerektiğini belirten
Özal, "Ancak uzlaşma yolu hic-
bir zaman teslim olma değildir.
Zorbalıkla da hak alınmaz.
Türkiye bir hukuk devletidir.
Kanunlar herkese eşit olarak
tatbik edilir. Kanunları çigne-
mek isteyenler ve bunu tahrik
edenler, karşılannda daima dev-
leti bulacaklardır" dedi.
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baftarafi 1. Sayfada)
DYP, toplam 520 bin 191 geçerli oyun 129 bin 729'unu
alarak oyların yüzde 24.9'unu almış ve beş milletvekili çı-
karmış.
ANAP, Zonguldak'ta son genel seçimlerde 127 bin 637
oy almış; oy yüzdesı DYP'nin hemen altında: Yüzde 24.5.
Bu iki sağ partinin oy toplamı. toplam oyların yüzde
49.3'üdür. RP, MÇP ve IDP gibi sağ partilerin aldıklan top-
lam oy da 36 bin 301 ile oyların yüzde 6.8'idir.
Bu oylarla birlikte Zonguldak'taki toplam sağ oyların oranı
yüzde 56.1'dir.
Sol oylara gelince...
DSP, Zonguldak'ta en çok oy alan partidir. DSP, 140 bin
388 oy ile toplam oyların yüzde 26.9'unu almıştır.
SHP'nin Zonguldak'ta aldığı oy 86 bin 136'dır; bu oyla
SHP toplam oyların ancak yuzde 16.5'ini toplayabilmiştir.
DSP, Türkiye'deki genel barajı aşamadığı için en çok oy
alan parti olmasına karşın Zonguldak'ta milletvekili çıkara-
madı.
DSP ve SHP'nin oy toplamı yüzde 43... Ancak Zongul-
dak'ta ne SHP milletvekili çıkarabilmiş, ne DSP!
TBMM'de de işçı kenti Zonguldak'ın bir tek sosyal demok-
rat milletvekili bile yoktur!
Zonguldak'ta grevdeki işçı sayısı 48 bin dolayındadır. Bu
sayıya grevdeki işçilerın yakınlarını da katmak gerekir.
Bu işçiler, son genel seçimlerde çeşitli partilere oy ver-
mişlerdir Genel seçimlerde ANAP'a, DYP'ye, RP'ye oy ve-
ren işçiler de yürüyorlar.
Öyleyse ne ideolojısi? Öyleyse ne siyaseti?
Işçileri yürüten ideoloji değil açlıktır!
MESS işyerlennde grev kararı alan Türk-Metal İş Sendi-
kası da sağ eğilimleri ile tanınan sendıkacılardır. 3 ocak ey-
lemini destekleyen Hak-İş Konfederasyonu da öyle.
Bu, dipten gelen dalgadır. Bu, açların sesidir; bu, hak-
kın sesi ve halkın sesidir. Hiçbir sendikacı bu seslere ku-
lak tıkayamaz. DYP'li de olsa tıkayamaz; ANAP'lı olsa da,
MÇP'ye oy verse de tıkayamaz; RP'li olsa da tıkayamaz.
Yürüyen işçilerın bir kısmı genel seçimlerde ANAP'a oy
veren yurrtaşlarımızdır. Bu yüzden, grev ve yürüyüşler için
"ideolojiktır" suçlamasının hiçbir inandırıcı yonü yoktur.
• • •
Kamu İşverenler Sendikası, IvîESS işverenınden de ön-
ce iş mahkemelerine başvurarak 3 ocak eylemini durdur-
mak ve böylece eylemin "genel grev" niteliğinde olduğunu
mahkeme kararı ile saptamak istiyor.
5521 Sayılı iş Mahkemeleri Yasası'nın 1. maddesi, iş mah-
kemelerinin görev alanını tek tek sayar. 3 ocak eylemi, ya-
sada taraflan ve konuları belirtilen iş davaları kapsamına
girmez. İş mahkemeleri, bu konuda görevsizdirler.
Bu yüzden Ankara'da iki iş mahkemesinin verdikleri ka-
rarlar yasaya aykırıdır. ,
• * *
işçi-işveren ve hükümet ilişkıleri kopma noktasına sürük-
leniyor. Bu gibi olaylarda kin tohumları ekmenin topluma
hiçbir yararı yoktur. Demokrasi bir uzlaşma rejimidir. Bu uz-
laşmayı sağlayacak olanların başında devlet gelir.
Taraflann çözecekleri konularda DGM Başsavcılığına baş-
vurmak, bu uzlaşma yollarını kapatır.
Devlet, yasakçı olursa, bu uzlaşma güçleşir. Bu uzlaş-
ma yolları büsbütün tıkanırsa siyasal gerginlikler ve ideo-
lojik kutuplaşmalar başlar.
Bu aşamada, hukuksal değerlendirmeler yapmakta ya-
rar vardır:
3 ocak eylemi, anayasa ve yasalarda yer alan "genel gre/'
kapsamında görülemez. Genel grev, genellikle siyasal
amaçla yapılır; bu amaç, hükümeti değiştirmek, bir yasa-
nın çıkartılması ya da çıkartılmaması olabilir. Devletin aynı
zamanda "ı'şveren" olarak girdiği toplusözleşmelerde her
grev "genel grev" ya da "siyasal grev" sayılabilir. Bu dar ve
yasakçı bakış açısıyla devletin taraf olduğu her grev "ge-
nel grev" olarak görülebilir ve bu gerekçeyle de yasakla-
nabilir.
Bu dar ve yasakçı görüş. yasaklarla dolu Türk-lş Huku-
ku'nda bile savunulmuyor.
3 Ocak eylemi, toplu sözleşmelerin işçi-işveren ilişkileri
çerçevesınde çözülmesinı amaçlıyor; bu yüzden hukuk tek-
niğine ilişkin özellikleri ile bu eylem, "genel grev" sayıla-
maz.
Yasalarda genel grevin açık tanımt da yapılmış değildir.
Yargıtayımızın "genel grev" konusunda verilmiş bir kararı
da yoktur. Bu nedenle "genel grev" nedir, ne değildir? Hangi
grev ya da gösteri türü "genel grev" sayılır? Hangisi sayıl-
maz? Suç olan nedir? Ne değildir? Bu konularda açık ta-
mım ve ölçülerden de söz edilemez.
Ceza Yasası'nda tanımı yapılmayan ve suç olduğu konu-
sunda apaçık ölçüler getırilmeyen eylemleri yürütme orga-
nından kaynaklanan gerekçelerle suç saymak "kanunsuz
suç ve ceza olrnaz" kuralına da aykırı düşer.
Bir gün işe gelmemek, iş yasasında iş akdinin feshi ne-
deni de olmaz.
3 ocak bir "uyarı günü" olarak değerlendirilmelidir. Hü-
kümet ve MESS işverenlerinin 3 ocak günü, işyerlerini ka-
patarak "uzlaşma" ortamı yaratmalarında sayısız yarar var-
dır. Demokratik ilkelerde uzlaşma, zayıflığı değil gücü
gösterir.
Çağdaş ve demokratik ülkelerde devletin gücü ve say-
gınlığı, DGM savcılıklarının açacakları davalar ile değil ça-
lışan kesime sağladığı olanaklarla ölçülür... •
Macig Box, telefonları
(Baftarafi 1. Sayfada)
9 dansöze çıkardı. Her iki ola-
yın sunuluşu sırasında da "di-
ğer kanah izlemeyin, bizi izle-
yin" sözlerine sik sık yer veril-
diği gözlendi.
Star l'in araba çekilişi de İs-
tanbul, Ankara ve Izmir başta
ûlmak üzere Türkiye genelinde
PTT telefon santrallarında kilit-
lenmelere, hat kanşıkhklarına
yol açtı. Kilitlenmeler "Yeni Yıl
Special" progranunın yayını sı-
rasında canh olarak devreye gi-
ren araba çekilişi anonsları su-
resince gerçekleşti. Konuyla il-
gili görüşünü aldığımız bir PTT
yetkilisi, samral kilitlenmeleri
karşısında hiçbir şey yapama-
dıklannı, milyonlarca insarun
aynı anda telefon ahizelerini
kaldırarak çıkış kanallarını ki-
litlediklerini belirtti. Yetkili, ki-
mi bölgelerde abonelerin tele-
fonlannı sürekli açık tutmaya
çahşarak araba çekilişi anonsla-
nnı diğer izleyicilerden daha er-
ken yakalama yanşına giriştik-
lerini de sözlerine ekledi.
Telefonlardaki kihtlenme ne-
deniyle hastane, elektrik, su ve
arıza gibi zorunlu arama yap-
mak isteyen çok sayıda vatan-
daşın da zor durumda kaldığı
belirlendi.