Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 EYLÜL 1990** HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17
Kaba Kuvvet...
(Baştarafı 1. Sayfada)
Mıllıyet baskınıyla sergılenmış olan curet-
kârlık, ozellıkle devletın guvenlık guçlerının
kendı kendılerını sorgulamalan açısından ta-
lihsız bır fırsat sayılmalıdır
Yeraltı güçlerı, mafya, nasıl oluyor da boy-
lesıne elı kolu serbest bıçımde fınk atabılı-
yor ortalıkta9
Güpegunduz gazete basıp,
önune gelenı dayaktan geçırebılıyor'
Guvenlıkten sorumlu devlet guçlerı, şap-
kayı önlerıne koyup bu soruların karşılıkları-
nı bır kez daha düşunmek durumundadırlar
Zıra kaba kuvvete dur demek en başta on-
ların gorevıdır
Bılıyoruz, bu konuda guvenlık guçlerının
neyı yapıp neyı yapamayacaklarının sınırla-
rı var Içınde yaşadıkları çok değışık olanak-
sızlıkların varlığı da yeraltı guçlenyle muca-
deleyı zorlaştırmaktadır Bu açıdan gerekiı
önlemlen almak sıyasal ıktıdarın gorevıdır
Bu tur saldırılaıia gun geçtıkçe apaçık or-
taya çıkan bır gerçek daha var Turkıye'de
devlet baştan aşağı ele alınmak ve yenıden
yapılanmak durumundadır Devletın ıdarı ya-
pısı, yargısı, guvenlık orgutu her şeyı radı-
kal bıçımde elden geçırılıp çağdaşlaştırılma-
dıkça, demokratık hukuk devletınden soz
edılemeyecek ve devlet ışlerıığe kavuşama-
yacaktır Bır devrım nıtelığındekı bu reformu
gerçekleştırmek, demokrasıden yana sıya-
sal guclerın oncelıklı gorevı olmalıdır
O hahje, bu gerçekleşınceye kadar yapı-
lacak bır sey yok, demek ıstemıyoruz kuş-
kusuz Devlet ve toplum yaşamında boylesı
ozurlere yer olamaz Saldırının cezasız kal-
dığı yerde, uygar yaşamın noktalandığı sınır
başlar
Onun ıçın dıyoruz kı, kaba kuvvetle bası-
nı susturmak ısteyenler en kısa zamanda
adalete teslım edılerek cezalandırılmalıdırlar
Beklıyoruz
SHP'de hesaplaşma
« m
Inönü: Istifayı
(Baştarafı 1. Sayfada)
zaman olduğu gibi veni bir de-
mokraük aülımla partımız ıktıdar
ynnıyuşunde daha hızlı ılerleye-
cektir."
Bır soru uzenne, ıstıfa etmeyı
duşünmedığını belırten SHP Ge-
nel Başkanı Inönü, "Benim isti-
fam soz konusu degil. Genel baş-
kan olarak partıyı ıktidara gotur-
mek, ondan sonra halka hizmet
etmek, kurultayın bana verdiğı
gorev. Sayın Çevıkçe istifa etti. Bi-
li)orsunuz, partı meclısınde du-
rum goruşulecek. Obur arkadaş-
lann ne yapacagını bilmiyonım"
karşılığıru verdı Seçımlı kurultay
yapılıp yapılmayacağı konusunda
"Partı meclısı olmadan bır şey
soylemek murakun degil, her şey
olabilir. Mesele, partinın >enı bır
atılımı demokratik bir şekılde ta-
bandan aldıgı guçle ortaya kov-
masıdır" dıyen İnönu daha son-
ra şu göruşlerı dıle getırdı
"Parti meclisinde goruşecegiz.
Ondan sonrak) gdişmelen gore-
ceksiniz. Ben sadece seçmenlen-
rnize, parülılerinuze >eni bir de-
mokratik aülınun onccsınde oldu-
ğumuzu soylemek istiyorum. Va-
ni bir ders çıkanrken olumlu. da-
ha hızlı ve \erimlı çalışmaya go-
turecek bir olay diye gönıyoruz.
Beyinsel ve neşeli olarak bakıyo-
ruz ola>a."
SHP Genel Başkanı Inonu,
Torbah'da 1632 konutun ver ala-
cağı Banş Yapı Kooperatıfı'mn te-
mel atma torenınde Korfez krızı-
ne değınen bır konuşma yaptı
Inonu, banş ıçınde yaşama dılek
lennı dıle getırdığı konuşmasında
şunları sö>ledı
"Banş ıçınde yaşamak elbet sa-
vaşa hanr olmayı da gerekürir, biz
savaşa da hazınz, savaştan kork-
mayız. Demokrasunızı korumak,
mutlu. huzur içınde kalkınarak
yaşamak istiyonız. Cumhunyetın
başından ben butun dunyaya bu
yolda ornek olduk. Bugunlerde
ANAP ıktıdannın başka havalar
içinde oldugunu goruyoruz. Baş-
ka havalar çaldıklannı seziyoruz,
duyuyoruz, goruyoruz. Bu hava-
lardan Turkije'je ha>ır gelmez."
Dış polıtıkamızın, kendısıru ko-
ruyan, bunun ıçın kımseye gıiven-
meven, başkalarını korkutmayan,
başka ulkeler uzennde de saldırı
emellerı beslemedığını gösteren
polıtıka oldugunu anlatan İnönu
sözlerını şoyle suıtlurdu
"Bu, cumhunyetın, Ataturk'un
polıtikasıdır. Bugunku ıktıdann
bundan aynlma eğılımıne gırdığı-
ni goruyoruz. Bu son derece teh-
Türk azınlığı temel sonın
(Baştarafı I. Sayfada)
nuştu Lukanov, Körfez knzımn
asken bır mudahale ıle çözulme
sınden yana olmadıklannı belırttı
Bırleşmış Mılletler kalkınma
programı çerçevesınde Antalya'da-
kı yuvarlak masa toplantısına ka-
tılan Lukanov, Cumhunyet muha-
bırının sorularını şoyle yarutladı
"— Cumhurbaşkanı Ozal ile
yaptığımz goruşmeyi nasıl değer-
lendiriyorsunuz?
LUKANOV — Çok olumlu,
tatmın edıcı ve oğretıcı bır goruş-
me oldu Turk-Bulgar ılışkılerını
butun >onlerıyle ele aldık ve ge-
nış bır zemınde ıhşkılerımızı nor-
malleştırebıleceğımız sonucuna
vardık Bu sonucun başlıbaşına
önemlı olduğuna ınanıyorum Ba-
kanlar ve ust duze> yetkılıler du-
zeyınde kasım ayından ben bu
yönde ortak çabalar zaten vardı
Ama bu goruşme Turk Bulgar
ılışkılenndekı olumsuz dönemı so-
na erdıren geçmıştekı ortak çaba-
lann bır meyv^sı oldu dıyebüınm
Turkjve ve Bulganstan, Doğu-Batı
surtuşmesınde NATO ve Varşova
paktları ıçensınde karşılıklı duş-
raanca roller almışlardı Bu ne-
denle ıyınıyetlı çabalar ılışkılerın
duzelmesıne yardımcı olamıyordu
Bugun artık bunlar aşılmıştır Ilış-
kılenn normalleşmesı yalnız ıkı ul-
ke>e değıl, ıçınde yer aldığımız
bolgeye de çok olumlu katkılaı ya-
pacaktır
— Bundan sonra Turk-Bulgar
ılışkılerinde ne gibi bir gelişme
gozknebilır?
LUKANOV — Avrupa'da çok
olumlu değışıklıkler yaşanıyor
Ortak guvenlık arayışları, ınsan
haklan konusunda yakınlaşmalar,
Avrupa'nın ekonomık entegrasyo-
na gırmesı gıbı. Ama bugun Kör-
fez'dekı durum sadece dunyadakı
ekonomık ıstıkrarı değıl, Turkıye^
nın ve hatta Bulganstan'ın guven-
lığını de bırçok ulkeye olduğu gı-
bı tehdıt edıyor. Butun bunlar dık-
kate alındığında Bulgar-Turk ılış-
kılerının geleceğı ve ozu, ıkı ulke-
run kendı ulusal guvenlıklenne
ılışkın olarak varacaklan uzun dö-
nemlı ka\ ramlara bağlı olacaktır
— Bulgaristan'daki Turkler so-
nınunu, çızdıgıniz çerçevede nere-
ye oturtuyorsunuz?
LUKANOV — Ben, ıkı neden-
le bu konunun Turk-Bulgar ılış-
kılennde temel sorun olmaktan
TAHMİNLER
1. KOŞU: F. Izzet (6), P- Yur-
dabak (2), P: Burcu 1 (4), S:
Turkay (1).
2. KOŞU: F- Gonzo (2), P
Hayrola (3), P. Kıngsımage (4),
S: Uçan (6)
3. KOŞU: F Doğangüneş (3),
P- Akansel (1), P Cıhangır 8 (2),
S: Buruk (7)
4. KOŞU: F: D Ardross (3), P-
My Kıng (2), P: Düge 1 (4), S To-
ros 1 (5).
5. KOŞU: F: George Thomds
(8), P: Gapona (7), P: Gold. Pnn-
ce (2), S Gızmo (9).
6. KOŞU: F Evıta (3), P: Ta-
ra (8), P: Hayırlıoğlu (9), P Do-
ğubatur (2), S Tosoğlu (1)
7. KOŞU: F: Koraytay (8), P
Eastern Boy (4), P D Realıty(l),
S- Sweet Gırl (7).
çıktığına \e gundemde kalmaya-
cağına ınamvorum Bınncısı, Bul-
garistan'daki hızlı demokratıkleş-
me surecı sadece Turk azınlığının
değıl, daha önceden yapay olarak
varatılan ve Bulgarların da karşı-
Iaştığı bırçok polıtık ve temel hak
sorunlarını da bırlıkte çozuyor
Ikıncısı, şunu bılıvoruz kı ıkı ul-
ke arasında buyuk goç hareketle-
rı oldu Bunlar, tartışılrnası ve ço-
zumlenmesı gereken bazı sorunJa-
rı da berabennde getırdı Bunla-
nn bılıncındevız Ancak bu sorun-
lan Avrupa'ya dahıl ıkı ulke oU-
rak ve Avrupa kavramları ıle ra-
hatlıkla çözumleyebılırız tşte
bunlar goz onune alındığında
Turk azınlığı sorunu artık temel
sorun olmaktan çıkmıştır denıle-
bıhr Dıkkatımızı ıkı bağımsız
komşu ulkenın normal ılışkıler
gundemıne, ortak guvenlık konu-
larına çevırmelıyız. Bu, tabıı kı
Turkıye'nın tavnna da bağlıdır
Çunku Bulganstan bıldığımz gı-
bı, ulusal guvenlığıne buyuk onem
venr ve komşusunu kendısıne olan
tavırları açısından değerlendırır
tlışkılenmızı ele alırken resmın sa-
dece bır boyutunu değıl, butun
boyutlarını ıncelememız gerekır
Bu konuları Sayın özal ıle dost-
ça goruştuk
— Korfez knzı karşısında Bul-
garistan'ın tutumu nedir?
LUKANOV — Bızım tutumu-
muz Turkıye'nın tutumundan
farklı değıl Bağımsız bır devlete
yapılan bır saldınyı kınamakla
kalmadık, aym zamanda BM Gu
venlık Konseyı'nın aldığı kararla
ra da kesın olarak uyuvoruz. Bun
dan sonra da Guvenlık Konsevı'
nın gerekiı göreceğı önlemlere
u>arız
— Askeri bir mudahale karan
alınsa da buna uyar mısınız?
LUKANOV — Asken mudaha
leden ozenle sakınıyoruz ve boyle
bır çozumden yana değıhz. Duru-
ma gerçekçı ve akılcı bakan her-
kes, bugune kadar alınan karar-
ların ve sıyasal onlemlerın askeri
mudahaleve gerek kalmaksızın so-
runu çözebıleceğını gorebılır Bu
tam anlamı>la dıplomatık bır >ol
değıldır Şımdıye kadar yapılan
butun hazırlıklar ve alınan karar-
lar uluslararası duzeyde ve Arap
dunyasında tutarh bır bıçımde
surdurulurse sı>asal baskılarla so-
runa çözum bulunabılır"
likeli bir yaklaşımdır Hiçbir şekıl-
de kabul etmedığımız bır yakla-
şımdır ve bunu yapamayacaklar-
dır. Turkıye dunvaya banş orneğı
vermiş bır ulkedır. Başkalannın
çıkarlan ıçın kendi askerlenmızı,
vatanı koruyacak insanlanmızı
tehlikeye atamayız. Banş içinde
yaşamayı istemek cesaret işıdir.
Cesaret, herkesın hakkına saygı
gostererek bakkımızı kendimize
guvenıp konıyarak gosterilir. Turk
halkı savaş islemıvor."
Çıftçmın, esnafın, ışçının, bu-
tun halkın sorunlannın olduğu gı-
bı durduğunu kaydeden Inonu,
"Biz sosyal demokratlar olarak
belediyelerde iktidar olduk. Ama
bu genel iktidar demek değil.
Bunlara karşı iktidar olarak ço-
zum getinnz" dedı
Inonu daha sonra Menemen'e
geçerek "Dunyadaki Son Siyasal
Gelişmeler" konulu konferansta
konuştu tnonu, Alıağa'da kreş,
Tansaş mağazası ve asfalt şantıyesı
açılışlarına katıldıktan sonra Fo-
ça'va geçerek burada bır çarşı açı-
lışını yaptı İnönu bugun Izmır-
ın kurtuluş torenlenne katılacak
ve CHP'nın kuruluş >ıldonumu
ıle ılgıh bır basın toplantı^ı >apa-
cak tnönu akşam Ankara'va
gıdecek
SHP Genel Başkanı Erdal Ino-
nu, Menemen Beledıyesı'nce du-
zenlenen 'kultur etkinlikleri' çer
çevesınde 'Dunyadakı son sıyasal
gelışmeler' konulu konferansta
konuştu Inonu, "Ulusal çıkarla-
nmızı korumak için butun dunya-
ya mejdan okumahyız. Ama dun-
>ada da barışın konınması içın
her turlu gajreü gosteren gelenek-
sel dış politikayı uygulamamız
gerekıjor" dedı
Körfez knzımn başgostermesıv-
le bırlıkte Irak petrol boru hattı-
nın, bu hattan yararlanan ulkelere
sorulmaksızın hukumetçe kendı-
lığınden kapatılmasını eleştıren
İnönu,"Buna Sajın Ozal hiç ka-
rar vermemelıvdı. Onun zaten hıç
sorumlulugu >ok. O hiç vetkisı ol-
raayan işlere kanşıyor, ışguzarlık
ediyor" dıye konuştu Bır karga-
şadan pay almak ıçın asker gön-
dermenın Turkıye'ye yakışmaya-
cağını, onurunu kurtaramayaca-
ğını, ulusal çıkanna aykırı oldu-
gunu vurgulayan İnönu, Meclıs
yetkılerının hukumete devn konu-
sunda da şu goruşlen dıle getırdı
"Kendimizı koruyacagız dıve
dışandan asker getirmeye gerek
yok. Bunlann hepsi kandınnaca.
Umanm bunu yapmazlar. Çunku
aldıklan yetkı anayasaya aykın-
dır. Bunun, Kıbns da>asında
Meclisten alınan ızın ıle ilgısi yok-
tur. Meclis izın vermedi, yetkısi-
nı devrettı. Bızım muhalefetimi-
ze rağmen devredılen bu yetki
anayasaya taban tabana zıt bir
olay. Biz bunu Anayasa Mahke-
mesi'ne goturecegiz. Umanm
Anayasa Mahkemesi buna bir an
once bakacak. Çunku Allah ko-
nısun asker gonderirier, orada bir
çatışma olur. İnsanlar olur. Bu
hareketın anajasaya aykın oldu-
ğu sonradan ilan edilir. OndaL
sonra da bu hareketı yapanlann
hepsi sorumlu olur."
^CHP açılacak'
SHP Genel Başkanı Erdal Ino-
nu, dun gece SHP Izmır ıl orgu-
tu yemeğınde yaptığı konuşmada
CHP'>ı açtırmak ıçın butun guç-
lerıyle uğrasacaklarını soyledı
Inonu, "CHP'nın kuruluş >ıldo-
numunu gelecek sene sadece bir
sembol olarak kutlamamalıvız.
CHP adıyla samyla ortaya çıkma-
lı ve biz de onun içinde 68. kuru-
luş yıldonumunu kutlamalıvız"
dedı
(Baştarafı 1. Sayfada)
duşunen Baykal ıle Inonu'yu bır
"genel başkanlık mucadelesine"
sokabıleceğı SHP'de tartışıhyor
Genel Sekreter Denız Baykal,
"bir yol aynmına gelındıgını" be-
lırterek, "Sayın İnonu ıle birlik-
te partiye kazandırabileccgimiz
katkının sınırına ulaşmış
bulunuyonız" dedı.
Alınan bılgılere göre, SHP'de
MYK ve partı meclısınde buyuk
çoğunluğu oluşturan Baykal'a ya-
kın kesımdekı tartışma noktalan-
nı şunlar oluşturu>or
— Seçım sonuçlannın sorum-
lulugu bırkaç kışının uzerıne yı-
kılamaz O halde genel başkanı
rahatlatmak, ıstedıgı bır MYK
oluşturmasına fırsat vermek ıçın
toplu ıstıfa edılmelıdır Yenı olu-
şacak MYK da desteklenmelıdır
— Olağanustu kurultay bu aşa-
mada da duşunulmemeudır Partı
zaten kurultaylar yorgunudur
Ayrıca ıç ve dış polıtıkadakı ge-
lışmelenn kntık aşamaya ulaştı-
ğı şu gunlerde SHP'ye kendı ıçm-
dekı sorunlarla uğraşan bır partı
gorunumu kazandırmak doğru
değıldır
— Her şeye rağmen, kurultayı
çağırma vetkısıne sahıp genel baş-
kan, bu yetkıyı kullamrsa, bu du-
rum bır genel başkanlık mucade-
lesine yol açabılır Olağanustu ku-
rultayda 'ıstememesine ragmen'
Baykal genel başkanlığa ada> lığı-
nı örgutlerden gelen baskı üzerı-
ne kovabılır
— Baykal genel başkanlığa ve
PM'ye aday olmaz ancak kendı-
sıne yakın adlar tekrar adavlıkla-
nnı koyarlar MYK ve PM'dekı
ağırhklannı, Baykal olağan kurul-
taya kadar 'dışarda' kalırken ko-
rurlar Bu süre ıçınde İnönu ıste-
dığı yonetımle çalışabılır, buna
destek verılebılır
İnönü'nün çevresi
Genel Başkan Erdal tnonu'ye
vakın olarak adlandırılan kesım-
dekı duşunceler ıse şu noktalarda
şekıllenıyor
— MYK'nın toplu ıstıfası ar-
dından, Baykal'a yakın kesımın
buyuk ağırlıkta olduğu PM'de
büyuk sıkıntılar çıkar Inonu,
'destek vaadine' rağmen ıstedıgı
gıbı çalışamaz Bu nedenle en de-
mokratık ve tek çozum olağanus-
tu kurultay olarak beurmektedır
— İnönu, olağanustu kurultay-
da adaylığını koyarken, kendı lıs-
tesının de seçılmesıru şart kovabı-
lır Çunku, Baykal'a yakın kesı-
mın belırttıgı "ikl başlılık" dığer
durumda da aşılamayacaktır
— İnönu, olağanustu kurultav
çağnsıvapmaz Oluşacak yenı >ö-
netımle mayıs-hazıran 1991'de
olağan kurultaya gıder Ancak
burada da hesaplaşma kaçınılmaz
gıbı durmaktadır Çunku 27-28
Ocak 1990 kurultayından bugune
dek gelen yönetımde bu durum
bütun çıplakhğı üe ortaya çıkmış-
tır
— Şu anda zayıf bır ıhumal
olarak görulen İnönu, Bavkal'ın
ağırlığım kabul ederek, her şevı
olağan kurultaya bırakır "
tnönü - Baykal
göriişmesi
öte yandan, tartışmaların baş-
ladığı öncekı akşamkı M\ K top-
lantısından sonra lstanbul'da bu-
lunan tnonu ıle Baykal'ın bır te-
lefon göruşmesı yaptıkları bıldı-
rıhyor
tnönü'nun telefonda, "Cevık-
çe'nin istifasının kendisine
ulaşmadığını" soyledığı öğreruldı
Baykal, Genel Başkan'm bu soz-
len uzenne, "topluca istifa karan
aldıklannı" Inönü'ye ılettı tno-
nu'nun de "O ayn konu, ben Erol
Bey'in istifasını sordura" dedığı,
Baykal'ın ıse "O da bızim istifa-
lanmızla birlikte gelecek, size ra-
hat çalışma olanağı venyoruz"
karşıhğı verdiğı öğrenıldı
Edımlen bılgıye göre inönu,
Baykal'a durumun pazartesı gu-
nu toplanacak partı mechsınde
değerlendırıleceğım bıldırerek,
"Çozum olaganusttı kurultayda"
göruşünu ortaya koydu
Genel Sekreter Baykal, yakla-
şık 2 saat suren dunku "İnonu1
-
suz MYK toplantısı"ndan sonra
yaptığı açıklamada, "MYK geüş-
meleri değerlendirdı, uyeler ve
Genel Sekreter goruşlerini açıkla-
dılar. MYK'nın ortak bakış açısı
uzerinde olduğu saptandı. Gere-
ği pazartesı gunu toplanacak parti
meclisinde ele alınacak" dedı
Baykal'ın başkanlık ettığı MYK
toplantısına Erol Çevikçe, Onder
Kırlı, Adnan Keskin'ın dışında
katılan uyeler şunlar" Mustafa Tı-
mısı, tstemıhan Talay, Cumhur
Keskın, Güler Tanyolaç, Cemal
Seymen, Fuat Atalay, Hıkmet Çe-
tın, Naıİ Gurman ve Atılla Sav.
Bu gelışmeler karşısında Genel
Sekreter Baykal'ın varınkı partı
meclısınde, "oluşturacağı yeni yo-
netım için tam destek vermeyi ta-
ahhut eden" bır konuşma yapma-
sı beklenıyor Baykal'ın dunku
MYK'da da buna benzer bır ko-
nuşma yaptığı, yannkı toplantıda
da aynı şekılde "partinin kurul-
taylar yorgunu oldugunu ve iç ve
dış politıkadakı gelışmeler karşı-
sında yapılacak bir olağanustu
kurultayın kamuoyunda olumsuz
degerlendirmelere" neden olaca-
ğını da vurgulaması beklenıyor
MYK'nın istifasının ardından
Genel Başkan tnönu'nun 15-20
gun ıçınde yapılacak olağanustu
kurultaya kadar eskı yönetımın
devamını ısteyebıleceğı, bunun
kabul edılmemesı hahnde ıse yı-
ne geçıcı bır MYK formulü uze-
nnde durulabıleceğı bıldınlıyor
tnonu'ye çok yakın bır kaynak,
"Erdal Bey isledigi gibi bır MYK
oluştursa bile partıyı >onetemeye-
cektır. Parti meclısındekı çogun-
luktan her karan geçırmekte zor-
lanacaktır. Bu nedenle boyle bir
seçenegı kabul etmesı kendısını
yıpratması olacakür. Olağan ku-
rultayda da bu yapıyla seçıme gi-
decektır. Bu nedenle en demokra-
tigi şu anda hemen olağanustu ku-
rultaya gıderek herkesın tavnnı en
net şekilde ortaya koymasıdır"
dedı Inönu'nun de yakın çevre
sıne, "Kurultaylar parüler için bir
silkinmedir" dedığı öğrenıldı
Bu gelışmeler karşısında Bav-
kal'a yakın olarak adlandırılan
kesımın varınkı PM toplantısın
da tnönu'nun "10 gun içinde ola-
ğanustu kurultay kararını
açıklamasj" hahnde Baykal'ın ge-
nel başkanlığa aday olup olmaya-
cağıru yoğun bır bıçımde tartış-
ması beklenıyor Bavkal'ın bu
aşamada bır olağanustu kurultay-
da da "aday olmayı duşunmedi-
gi, hatta PM'den de cekilmeyı du-
şunduğu, ancak orgutten ve cev-
resinden gelecek baskılan da goz-
onunde tutacağı" bıldınlıyor
Bu arada Baykal'a yakın partı
meclısı uyelen, dun akşam Erol
Çevıkçe'nın burosunda toplantı-
ya çağrıldılar Baykal'a yakın ke-
sımın, "Gerekirse tnonu'ye daha
da rahat çalışma olanagı sağla-
mak için parti medisinden de bazı
çekilmeleri" duşunduğu oğ
renıldı
Genel başkan gerekiyor
Dunkü MYK toplantısında
Baykal'ın "Turkiye'de yenı geliş-
melere imkân vermek ve bunun
için MYK uyelennin gereken fe-
dakârlıgı gostermesini" ısteyen
konuşmasında, DYP'nın bu yuz-
den "buyuyemedigini" de belırt-
tıgı öğrenıldı Baykal'ın, yenıyö-
netım konusunda genel başkana
yardımcı olunmasım da ıstedıgı
bıldırıldı Fuat Atalay'ın ıse par-
tı ıçı muhalefetı eleştırerek "ya-
pay bunalım yarablmamasını, so-
run varsa bunun MYK'nın degıl
tum partinin sorumluluğunda
oldugunu" vurguladığı öğrenıldı
Baykal'ın toplu ıstıfanın gerekir-
se hemen açıklanması önerısıne
ıse Hikmet Çetin'ın, "Genel baş-
kanın olmadığı bir toplantıda
dognı olmaz, parti meclisinde
açıklansın" dıye karşı çıktığını,
bunun uzenne açıklamanın yann-
kı PM toplantısına kaldığı öğre-
nıldı
Bu arada, son gelışmelere vol
açan tartışmalarda önemlı rol oy-
nayan ve ılk ıstifayı veren Erol
Çevıkçe, "partide genel başkan-
lık sorunu yoktur diyemem" dedı
Baykal, PM üyeleri ile
toplandı
MYK toplantısından sonra,
"vanlan ortak goruş bırlıgı parti
meclısı toplantısına goturulecek"
bıçınunde bır açıklama yapan
Baykal, daha sonra Çevıkçe'nın
burosunda, kendısıne yakın PM
ve MYK uyelen ıle bır değerlen-
dırme toplantısı yaptı Toplantı-
va Mustafa Timisi, Eşref Erdem,
Istemihan Talay. 4yhan Arifaga-
oglu, Suat Bimcı, Atilla Sav, Erol
Kose, Erdogan Yetenç başta ol-
mak uzere bazı MYK v e PM uye-
lerının de katıldığı ve yenı bır ge-
nel sekreter ıle MYK seçümesı ka-
ranna vanldığı öğrenıldı Ayrıca,
bu kadronun olağan kurultaya
kadar yönetımde kalması, olağa-
nustu kurultaya ıse gerek olmadı-
ğı yolunda bır eğılım belırdı
Baykal: Yollar avrıldı
Baykal, dun gecekı son değer-
lendırme toplantısından sonra
Cumhunyet'e yaptığı açıklamada,
"Artık bir yol aynmına geldik"
dedı Ba/Kal, şöyle konuştu
"Sayın İnönu ile partiye kazan-
dırabileceğımiz katkının sınınna
ulaşmış bulunuyonız. Bu beraber-
liğı, zorlayarak surdurmenin ya-
ran olmayacagı kanısındayım.
Sayın genel başkana rahat çalış-
ma olanagı hazırlamak uzere
MYK olarak aynlma karanna
vardık."
Seçim raporu
Öte yandan, bazı MYK uyelen
de bu toplantıdan önce PM'ye su-
nulacak seçım sonuçları raporu-
na son bıçımını verdıler Rapor-
da, sosyo-ekonomık ve dış polı-
tıka sorunlan dışında, SHP'nın
yerel yönetımlerde arzu edılen
beklentılerı gerçekleştıremedığı,
ıktıdar-muhalefet ıkılemınde kal-
dığı vurgulandı vetabanın ıktıdar
beklenülenne yanıt venlememesı-
nın de kırıklık yarattığı vurgulan-
dı Özel bır kamuoyu araştırma
şırketme vaptnlan araştırmada da
benzer sonuçlara varüdığı ılk so-
nuçlara gore, yerel yönetım hız-
metlerırun seçım yatınmı olarak
gönıldüğü, parlamentoda ızlenen
muhalefetten halkın memnun kal-
madığı ve bu nedenle parlamen-
to dışındakı parulere yöneldığı so-
nucuna varıldı Araştırmaya gö-
re, kamuoyTi halen SHP-DSP bır-
leşmesı beİclentısı ıçınde değıl Be-
ledıyelerdekı bazı partızan tutum-
lardan da şıkâyetçı
5. Olağanustu
Kurultay
SHP'nın Haaran-1987'de yapı-
lan 3 Olağanustu Kurultay'ında
kabul edılen tuzuğu, genel başka-
na olağanustu kurultayı gerekiı
gorduğu durumlarda toplantıva
çağırma yetkısı verıyor Olağa
nustu kurultay en az on gun ön-
ceden ılgılılere duyrularak toplan
tıya çağnlabılıyor
SHP son olağanustu kurultayı-
nı 27-28 Ocak 1990 gunlerınde
topladı 5 Olağanustu Kurultay,
Anayasa Mdhkemesı'nın ısteğı
doğrultusunda tuzuk değışıklığı
yapılması amacıyla toplantıya
çağnldı Ancak örgut fesıhlerı ve
genel sorunlar nedenıyle ortaya çı-
kan tartışmah ortamda, kurultay
gundemıne Genel Başkan Erdal
Inönu'nun ısteğıyle seçırı madde-
sı konuldu Yapııan seçımler so-
nunda Deniz Baykal'ın onerdığı
lısteden adlann ağırlıklı olduğu
bır partı meclısı oluştu
SHP'nın olağanustu kurultay-
ları, SODEP'ın Halkçı Partı ıle
bırleşmesıyle başladı
Karakaş: Parti yönetimi
hatalı
SHP tstanbul tl Başkaru Ercan
Karakaş, partide tkı yıldır surdu-
rülen yönetım anlayışının dar
grupçu ve partı ıçı demokrasıyle
bağdaşmayan bır anlayış oldugu-
nu savunarak "Toplumda halkın
siyasete etkın katılımını hedefle-
yen SHP, parti içinde buna uyma-
mıştır" dedı
Ercan Karakaş, partıdekı son
gelışmelere ılışkın açıklamasında,
secılmış organlann Genel Merkez
kararıyla ve çoğu kez dar grupçu
hesaplar doğrultusunda gorevden
ahnması, onseçım yerıne atama-
ların tercıh edılmesı, kongrelenn
zamanında yapılmarnasının par-
tı ve örgutte büyuk sorunlar ve
guvensızhk ortamı oluşturduğunu
soyledı
Genel Merkez'de oluşturulan
komısy onlann çalıştırılmadığını,
Guneydoğu raporu dışında toplu-
ma alternatıf polmkalar sunula-
madığım kaydeden Karakaş, ör-
gutun yapılandınlmasının gerçek-
leştınlemedığım soyledı
ÖzaFın sözleri
Bu arada, SHP'dekı gelışmele-
re ılışkın bır soru uzenne Cum-
hurbaşkanı Turgnt Ozal, "Ben
politik konulara girmiyorum za-
ten tasvıp de etmiyonım" dedı
Ama, az sonra "pekıyı şimdi ne
oldu kongreye mı gıdecekler" dı-
ye sordu Antalya'da bulunan
Cumhurbaşkanı Turgut özal, ga-
zetecılerın gelışmelen anlatmala-
rı ve Baykal'ın delegeler uzenn-
de guçlu oldugunu soylemelerın-
den sonra şu değerlendırmeyı yap-
tı.
"Baykal delegeler duzeyinde
guçlu olabilir. Ama, seçime gırer-
lerse yanı ikısi karşı karşıya gelir-
lerse bellı olmaz. Bakalım Baykal,
halkta da aynı olçude etkılı mi?
Halkın duşuncesı de kongreye gi-
nldıginde delegeleri etkıler. tno-
nu, yumuşak, kavgası oünayan
bır yapıda. tnönu'nun bn kışüıği
SHP'ye oy kazandırdı."
1
*
s
a.
t
9
to
D
•
• Is
7
ş
10
p;
•
•
• 1
1
• Devlet Bakanı Çiçek Yuzyıl'ın sorularını yanıtla-
dı: Femınizmden ne anlıyor? • Kral Huseyın'ın soh-
bet toplantısı "Urdun halkı, Irak'ın yanında yer
almakla lyi ış yaptı" • Ölumunun 5 yılında Erkan
Yücel Halk tıyatrolarından gunumuze ne kaldı' • Av-
rupa'da faşızm-sosyal demokrası kavgası • GE-
SAM da terzıler ıçerı ressamlar dışarı • Metal
ışkolunda bırlık arayışı ANAP ve Turk-Metal'ın
planları • Izmır Kulturpark duzen tutmuyor
H A F T A L I K H A B E R D E R G I S
Ölümünden önce TURAN DURSUN'la 3 gün
BİR AYDINLANMA SAVAŞÇISIMuftulukten Tannsızlığa geçışın oykusu 10 yaşında Allahla ılk kavga 18 yaşında hocalann hocası
Sumer efsanelerıyle çakan şımşek Ardından ateızme adımın ılk sorusu "Tanrı varsa ne ış yapar9
" .
'Ataturkçu değılım' ' Kurtlerın Allahı nerede?" Ulemaya meydan okuyan aydınlanmacı Ütopyası
neydı Bazı sosyalıst aydınlar ıçın ne dedı
7
Dın Bılgısı koşesınde bu hafta "Kur'an'ın Tannsı ınsan
ıradesı tanımıyor1
• TÜRKİYE—IRAK SINIR PAZARI. Gûnlük tıcaret 10 mılyan buiuyor Canlı hayvandan bakır
plakaya Iran fıstığından margarıne kadar her şey Yüzyıl sınır pazarındaydı.
• KURUKÖY'DE 4 GUNLÜK OPERASYON. Nusaybın'de kepenk kapatma ve yûrüyüş.
• YÜZYIL BAĞDATTAYOI.
• "EVET TARAFIZ... YERİMİZ ARAP HALKLARININ YANIDIR".
Sosyalıst Partı Genel Başkanı llsever'le goruşme
TEL 513 83 52 - 513 83 5 3 - 5 1 3 96 78 FAX: 513 96
GOZLEM
UGURMUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
yor
Helsınkı Doruğu böyle bır doneme rastlıyor.
Sovyetler'ın Ortadoğu'da soz sahıbı olmalarına yol açan
olay 1956 'Suveyş bunalımı'öu ABD de Suudı Arabıstan
ımparatorluğunun kurulmasından sonra Ingıltere'nın bölge-
de oynadığı rolu devralmış; bugun ıse bolgeye lyıce yerleş-
mıstır
Ikı super guç, bırbırlerıne karşı, karşılıklı caydıncı ve fren-
leyıcı etkılerı nedenıyle bölgede hep belırleyıcı rol oynamıştır
Orneğın Suveys bunalımı, Ingıltere, Fransa ve Israıl'e karşı
ABD ve Sovyetler'ın bırlıkte tavır almaları ıle çozulmuş, 1973
Arap-lsraıl savaşı da yıne ıkı super gucun ortak karan ıle
sona erdırılmış, 1972 Moskova ve 1973 San Clemente do-
ruklarında da ıkı super guc, bolgede çıkacak uyuşmazlık-
larda "tek başlanna hareket etmeme karan" almışlardı
Helsınkı Doruğu'nu bu sureç ve bu mantık ıçınde gor-
mek doğru olur
Kuveyt sorunu, 'soğuk savas"ın bıttığı bır donemde ya-
şanıyor Yıne Kuveyt bunalımı, Sovyet Bloku'ndakı çalkan-
tıların surmekte olduğu, Sovyetler Bırlığı'nın Batı'dan ıste-
dıgı ekonomık yardım paketlerının beklendığı ve Varşova
Paktı'ndakı çozulmenın yaşandığı bır doneme rastlıyor
Butun bu koşullar, Amerıka'nın bölgede "tek super güç"
olma şansını arttırıyor Saddam'ın seruvencı tutumu da
ABD'nın bolgede "tek egemen guç" olarak yaratacağı so-
nucları şımdıden kolaylaştırıyor
Soğuk savaşın bıtmesınden sonra NATO'nun sorumluluk
alanı dışında kalan Ortadoğu bolgesı "OutofArea" teorısı
ABD'nın bırıncı derecede oncelıklı ılgı alanı olmuş, NATO1
nun bılınen "soğuk savaş donemı conceptlerı" Ortadoğu
petrollerının etkısıyle değışmıştır
ABD'nın Pentagon stratejıstlerı bu gelışmelen daha ön-
ce gorduler Gorduler ve 1980'den hemen sonra savunma
ışbırtığı anlaşması ımzalanırken Turkıye'yı NATO ıçındekı "Al-
lıed Mobıte Force" dışında "Rapıd Dep/oymenf Force" adı
verılen "ıvedı konuşlandırma bırlığı" olarak adlandırılan "ce-
vık kuvvef'e katılmaya zorladılar
"Çevık kuvvet", Ortadoğu'dakı olası bır bunalıma muda-
hale edecek bırlıkler demektı ABD o gunlerde Ortadoğu
petrollerını denetım altına alacak bır asken guç oluşturmaya
ve Turkıye'yı de "Musluman bır ulke olarak" oluşturulacak
bu askeri guce katmaya calışıyordu
ABD onerısı Genelkurmay'ca benımsenmedı
ABD, o gun kabul ettıremedıklerını bugun Turkıye'ye ka-
bul ettırecektır Helsınkı Doruğu'ndan sonra, herhalde Tur-
kıye'nın bolgeye asker gondermesı ve Amerıkan askerlerı-
nın de Turkıye'ye gelmesı ıçın hukumet, elınde tuttuğu ana-
yasaya aykırı yetkıyı kullanacaktır
Turkıye böyle bır sureçte neler kazanabılır'' Ve nelerı yı-
tırebılır
7
Kımse "Musul ve Kerkuk duşu" gormesın, kımse Kıbrıs
ve Ege sorunlannın hemen lehımıze çozuleceğı umuduna
kapılmasın, yıne kımse bugun ABD'ye vereceğımız askeri
destekle bıze AT kapılarının hemen acılacağını sanmasın
Tersıne, boyle bır sureçte, Turk askerlerının Kıbrıs'tan çe-
kılmesı yolundakı baskılar ıle Ermenı ve Kurt sorunlarında
oldu-bıttılerle karşılaşma tehlıkesı gundeme gelebılır
• • *
SHP Genel Sekreterı Denız Baykal ve partı meclısı uye-
len, yann ıstıfalannı verecekter Toplanacak olağanustu ku-
rultayda da Baykal, adaylığını koymayacak Olağan kurul-
tayda neler olur? Orası pek bılınmıyor
26 Mart yerel seçımlerınden sonra doğan boşluk "mu-
halefet boşluğu"ydu Halkın buyuk bır çoğunluğunu arka-
sına alan muhalefet partılerı, ne yazık kı etkın bır muhale-
fet gorevı yapamadılar
* Sosyal demokrası de tıknefes olmuş bır ınsan gıbı yolun
ortasına yığıldı kaldı'
SHP ve DSP'nın aralarındakı sorunları çozmeden sos-
yal demokrası Turkıye de ıktıdar olamaz Seçımın arıtmetı-
ğı de fızığı de geometrısı de buna ızın vermez.
Bu gercek çok açık secık gorunuyor
Olaya partı ıcı cekısmelerınden çok daha genış açılar-
dan bakmak gerekiyor
• * *
Turkıye'de 1980'den sonra "çek ve senet mafyası" türe-
dı Bu mafya, mahkemelerce çozume bağlanması gereken
uyuşmazlıkları sılah zoruyla çozerek avukatları ve yargıç-
ları devreden cıkarttı
Eskı ulkuculerden devşırme "kabadayı orgutlen" de ls-
tanbul'da bu cek ve senet ışlerınde gorev aldılar Bu kaba-
dayı orgutlen, basına da gozdağı vererek kendılerı ıle ılgılı
yayınları onlemek ıstıyorlar
Mıllıyet gazetesıne yapılan 'kabadayı baskını" bu açıdan
önemlıdır
tstanbul, cınayet çetelerının kol gezdığı, Islamcı sılahlı mı-
lıtanların karargâh kurdukları ve kabadayı örgutlerının ga-
zete buroları bastıkları bır kent olmuştur'
EVET/HAYIR
OKT4YAKBAL
(Baştarafı 2. Sayfada)
Zola, mektubunda Dreyfus olayını ayrıntılarıyla anlatır Drey-
fus'a hazırlanan komplonun ıçyuzunu gözler önune serer, "Şu-
rasını belırtmelıyım kı asken mahkemelerın adalet konusunda
acayıp düşüncelerı var" dıyerek cumhurbaşkanını şu sözlerte
göreve çağırır-
"Bu davada hıçbır yetkınızın bulunmadığı, sızın çevrenızın ve
anayasanın tutsağı olduğunuz kanısında değılım Hıç değılse tnr
ınsanlık ödevınız vardır, bunu düşunüp öyle karar vereceksınız
Buyük bır kesınlıkle yınelıyorum Gerçek yürüyor htçbır şey onu
durduramayacaktır" Zola, mektubunda başta Savunma Bakanı
olmak üzere pek çok generalın ve yuksek rütbelı subayın Drey-
fus olayında suçlu durumda olduklarını bıkjırır Kendısının de bu
suçlamalarda bulunurken basın yasasının bırçok maddesıne ters
duştüğunü de ekler, "Isteyerek kendımı tehlikeye atıyorum Bir
tek tutkum var, o da bunca acı çeken, mutlu olmaya hakkı olan
ınsanlık adına duyduğum aydınlık tutkusu Coşkun protestom
yüreğımden kopan bır çığlıktır Benı ağır ceza mahkemesi önü-
ne çıkarsınlar, soruşturma herkesın gözu önünde yapılsın"
Emıle Zola gerçekten de ağır ceza mahkemesınde yargılanır.
Orada jürı üyelerıne şöyle seslenır "Hazırlanan masalı bılıyor-
sunuz, Dreyfus, yanılmayan yedı subay tarafından adalete ve ya-
salara uygun bıçımde mahkûm edılmıştır Onu mahkûm eden
subaylann yanıldıklarından kuşkulanmak bıle orduya hakaret-
tır Benı cezalandırmakla ancak yûceltmış olursunuz Gerçek ve
adalet adına acı çeken ınsan büyük ve kutsal bır kışı olur Yüzü-
me bakınız baylar, satılmış, yalancı ve haın görünüşüvar mı ben-
de. Ne sıyasal hırsım, ne de yobazca tutkum var Ömrü çaltş-
makla geçmış, yarın yıne görevıne baslayacak bır özgür yaza-
rım ben Dreyfus suçsuzdur, bu konuda ant ıçerım "
Zola, konuşmasını şu unutulmaz sözlerie bıtırir
"Öyle görunüyor kı her şey bana karşı Ikı meclıs, srvıl yöneti-
cıler, asker yönetıcıler, yuksek tırajlı gazeteler ve o gazetelerin
zehııiedığı kamuoyu. Benden yana olan ıse yalnızca düşün-
cem, gerçek ve adalete bağlılık duygusu Bundan dolayı huzur
ıçındeyım, yeneceğımden emınım Ulkemın yalan ve adaletsız-
lık ıçınde kalmasını ıstemedım Burada bana ceza verebilırler.
Ama bır gün, onurunun kurtarılmasına yardımcı olduğum ıçın
Fransa bana teşekkür edecektır"
Ancak büyuk insanlar, yalan, korkutma ve şıddet önünde bo-
yun eğmeyen ınsanlardır, adalet ve gerçek adına savaşmaktan
kaçınmayanlar Bu tur savaşımları en çok yazarlar, düşün adam-
ları verırler Tarıh boyunca da vermışlerdtr Hemen her ülkede
saklı gerçeklerı, dönen dolapiarı, çırkın oyunları açığa çıkaran-
lar yazariardır
Emıie Zola'nın Dreyfus olayındakı davranışı doksan yıldan bu
yana ınsanlığın belleğınden sıhnmemıştır Fransa gerçekten de
Emıle Zola'ya onurunu kurtardığı ıçın teşekkür etmek durumunda
kalmıştır Zola'nın ve onun gıbı gerçeklerı savunan ınsanlann bü-
yuk çabasıyla Dreyfus olayı başarıyla sona ermıştır
Dreyfus olayını ayrıntılarıyla öğrenmek, yüzyıl başında Fran-
sa'yı altust eden bu unutulmaz olayı öğrenmek ısteyenler Emıle
Zola'nın "Gerçek Yürüyor" (Yalçın Vayınlan, çevıren: Muammer
Tuncer) kıtabını okumalıdırlar